15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 AĞUSTOS 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 Tanju şimdi (Baftarafı Sporda) mayan ve bu arada iki net gol pozisyonunu kaçıran Tanju'ya kısa bestelerini okumaya başlı- yorlar... "Bir zamanlar kral idi Mnr'a, şimdi kaldı çorap ile ııa- sıra"... Fenerbahçe taraftan ses- siz, yapacak bir şeyleri de yok, takım 2-0 mağlup.. Ancak kral bu... öyk kolay kolay kral demezler bir oyuncu- ya... Üç kere Avrupa'da ayakka- bı ödülü, kolay ve tesadüfen alınmaz.. Nitekim dakika 88. Kral çıkıyor sahneye ve Sercan- dan aldığı topu gönderiyor Ga- lata&aray ağlanna... Fenerbahçe tribününde sanki 6-0'lık bir se- yinç yumağı oluşuyor.. "Taaju, lanjı".. Nasıl sevinmesinler... Fenerbahçe mağlup ama Tanju resmen Fenerbahçeli.. Maçtan sonra Tanju gol için "Ben profesyonelim... tşim gol atmak. Aynca seyirciden gelen şeslere kulagımı tıkarun" diye- rek, Fenerbahçeli olmanın mut- luluğu ile seyircisini selamhyor. Fener'de (Bastarafı Sporda) nerli futbolcularda özgüven eksikliğini getirdi. Görünen odur ki Fenerbah- çe*de liberonun tek adayı Müj- dat'tır. Ancak bunca yıllık de- neyimine karşın o bile bireysel hatalan çok yaptı. Liberoluğun en basit kuralı topla oyuna çık- mamaktır. Eğer oyuna çıkmak gerekiyorsa topu en kısa yoldan orta alana aktanp yoluna top- suz koşu ile devam etmek şek- linde olur. Müjdat bunun tam tersini yaptı, hem kendini yor- ju hem de acemi bir futbolcu görünümü verdi. Eğer "TSYD Kupası lig için iyi bir ölçüdür" görüşü doğru ise Fener'i bu yıl da sıkıntılı gün- ler bekliyor demektir. Venglos (Baftarafı Sporda) bir grup anne-baba, yetişme ça- ğındaki çocuklarına ithal ma- malardan yediriyor, ama ya fut- bolcular? Evet futboldan ekmek kazananlar, karbonhidrat ile besleniyor. Çoğu gecekondu ve fakir mahallelerden gelen bu oyunculann fizik yapılan da Av- nıpaülara oranla çok güçsüz oluyor. Bu yönden Venglos'un reçetesi, birçok sakathğa neden oluyor. Oğuz bile yürüyemeye- cek hale gelmiş. Birilerinin bu durumu Venglos'a anlatması şart. Trabzonspor hazır değil Trabzonspor: 3 Bakırköyspor: 2 S . AT: Avni Aker. HAKEMLER: Erdoğan Kırı- cı (5), Çetin Kaya (5), Hasan Emirceoğlu (5). TRABZONSPOR: Petronoviç (5), Erkan (6), Olsen (6), Ke- mal (6), Mehmet (4), Ogün (5), Turgut (4), (Hamdi 5), Şehmuz (4), (Abdullah 5), Or- han (4), (Cyzio 5), Soner (4), Hami (5). BAKIRKÖYSPOR: Kraft (5), (Muharrem 4), Gürses (4), Akif(4), Orhan (4), (Sedat 4), Mücahit (5), K. Ahmet (4), Uğur (4), Feyzullah (4), Zafer (6), (Mustafa ?), Hasan (4), B. Ahmet (4), (Fuat 4). SARI KART: Mücahit (Ba- kırköy) GOLLER: Dk. 12 Kemal, Dk. 43 Zafer, Dk. 60 K. Ahmet, Dk. 74 Hami, Dk. 85 Hamdi. HAYRİ GÜNER Doktorlara rotasyon Uyglllamasi başladl Uzlaşma içinJ J ü * (Baftarafı 1. Sayfada) Maçın eleştirisi Vasat futbol CMER GÜNER TRABZON — Trabzon- spor ne Olsen'le ne de golcü bir futbolcu olarak iki gün ön- ce aldığı Cyzio ile Bakırköy- spor karşısında taraftarlarını sevindiren bir oyun ortaya ko- yamadı. Rakibi, her yıl şampi- yonluğa oynayan Beşiktaş, ne Galatasaray ne de Fenerbah- çe'ydi. Avni Aker Stadı'ru dolduran 15 bin, yakın taraf- tar, Sanyer'i 4-0 yenen takım- dan, Bakırköy karşısında 10 gollü bir galibiyet bekliyordu. Ama bu mümkün olmadı. Ge- çen yıl büyük umutlarla trans- fer edilen Ünal'ın takunda yer almayışı Trabzonspor'un oyu- nunu olumsuz yönde etkiliyor- du. Milli formayı giyen genç futbolcu Hami, girdiği rnutlak dört gollük pozisyondan an- cak birisini değerlendirebildi. Savunma adamı Kemal'in ka- fa golü ve de ikinci yannın 73. dakikasında oyuna giren Hamdi, Trabzonspor'un gali- biyet golünu atınca Bordo - Mavililer galibiyeti kurtarabil- di. Bakırköyspor maçı Trab- zonspor'un altıncı hazırlık maçıydı. Bir gerçek ki Trab- zo ipor liglere çok kısa zaman kaimasına rağmen hazırlanmış değil. Trabzonspor'un yöne- tim bunalımının sürdüğü bir dönemde ve Trabzon'da bulu- nan 10 yöneticiden hiçbirinin sahip çıkmadığı Trabzon- spor'un, zayıf bir ekip olan Bakırköyspor karşısında 3-2'lik galibiyetini yine de ba- şarı olarak kabul etmek gerekir. GERÇEK(Bastarafı 1. Sayfada) hamasi edebiyata girişmenin doğru olmayacağmı düşünüyo- ruz. Kimi çevrtlerde görülen bu tğilim, abartmah bashklar ve gerçek dışı yorumlarla basımn bir bölümüne yansıyor. Silahh kuvvetlerimizi PKK ile eşit ve karşıt iki güçmiış gîbi gösterebi- lecek olan bu abartmanm yan- hş bir mannktan doğduğunu söyiemekte yarar var. Harekât bölgede savası değil, çevreden teröristleri temizJemeyi hedefli- yor. Bu amaca yönelik bir giri- şimi; kendi boyutlan, çapı ve ağırhğı içinde değerlendirirsek ve serinkanh bir ölçüyü işin ba- ştnda benimseyebittrsek sonucu tartmak zamaru geldiğinde da- ha sağhklı yaklaşmt içinde ola- biliriz." (10.8.1991) Ne yazık ki basm olarak işin başmda ölçüyü kaçırdığımız için sonuçlan değerlendirmede de sağlıklt yaklaşım güçleşti; sap ile saman birbirine kanştı; harekât, amacı dısında bir ölçüye vurul- du. Harekâtm amacı neydi? Ku- zey Irak'ta son dönemde yaşa- nan olaylar bir otorite boşluğu oluşturmuştu. PKK bundan ya- rarlanarak silah, araç, gereç do- nanımını geliştirmiş, Türkiye'de vur-kaç eylemleri için kullandı- ğı kampları daha etkili üslere dönüştürmüştü. Bunlara gerekli darbeyi vurmak ve bölgeyi te- mizlemek için düzenlenen gü- venlik harekâtı "suurb ve küçük bir operasyon"du; nizami bir sa- va$ değildi. Etkin güç, koman- do birliklerinden oluşuyordu. Kayıp vermemek için önce ha- vadan teröristlerin yuvalandık- lan odaklar bombalandh Ardın- dan belli sayıda komando bir- likleri PKK'nın kamplanna gi- rerek gereken temizliği gerçek- leştirdüer; Genelkurmay'ın açık- lamasına göre sınır ötesi operas- yonuyapan da Olağanüstü Hal Bölgesi Jandarma Asayiş Ko- mutanlığı 'dır. Sonuç nedir? Yetkililerın verdikleri bilgile- re göre sonuç başarılıdır. Ancak bu başarıyı "nihai sonuç" gibi yorumlamak da operasyonun doğasına ters düşer. Teröristler arazi koşullarının olağanüstu avantajına karşın kamplannda direnememişler; silah, cephane, malzeme bırakarak çekilmişler- dir. Bunu da bir "zafer" gibi abartmanm ölçüye sığmayacağı açıktır; daha önce söylediğimiz gibi ortada ne bir savaş ne bir yabancı devlet ne bir düşman ordusu vardır; bir güvenlik ha- rekâtı söz konusudur. Düşüncemizi iyice saydamlaş- ttrmak için bir kez daha altını çizmek gerekiyor: Türkiye'nin Güneydoğu sorununda belirle- yici olan PKK değildir. Güney- doğu sorununda yasaları çiğne- yen ve silahh eyleme geçenlere karşı devletin güvenlik güçleri elbette silahla yanıt verecektir; şimdilik geride durmakla birlik- te, silahh kuvvetlerimizin gerek- tiğinde tam ağırlığıyla bu göre- vi yapabileceğine kuşkumuz yok. Ancak Güneydoğu'da so- runun çözümu, askeri değil "si- vil çözüm"den geçer. Politikacılarımızın bu gerçeğı anlamalan zamam gelmiştir; ke- penkleri indiren Güneydoğu es- nafının dertlerini öğrenip gider- mek; halkla devlet arasında de- rinleşen kopuktuğu onarmak gerekiyor. Halkın gerçek eğilim- leri demokratik katılımla ve tam özgürlük içinde parlamentoya yansıtılmalıdır. • • • ANKARA (AA) — Baa iller- deki devlet hastanelerinde uz- man hekim açığını kapatmak amacıyla "rotasyon uygulama- sı" başladı. Sağlık Bakanı Ya- sar Erydnıaz, dağıtımın objek- tif olarak yapıldığını söyledi. Sağlık Bakanı Eryılmaz, ko- nuyla ilgili olarak AA'ya yap- tığı açıklamada, bazı bölgeler- de uzman hekim fazlalığı, bazı bölgelerde ise eksikhk olduğu- nu belirterek yeni bir düzenle- meye gerek duyulduğunu kay- detti. Çözüm olarak "rotas- yoo" sistemini düşündüklerini anlatan Eryılmaz, "Tayin de yapabilirdik. Ancak ikişer ay rotasyon uygulamasını daha uy- gun gördük. Çunku bazı dok- toriann cahşbklan Ulerde mua- yenehanekri var. Bundan dota- yı sıkıntıları olabilir" diye konuştu. Seçim yatınmı düşüncesinde olmadıklannı belirten Eryılmaz şunlan söyledi: "Ben buradan isim gönder- miyorum. Başhekimlerin bas- kanlığında kura çekiliyor. Se- çim yatınmı yapmak istesem isim belirierün. Ügililerin herke- sin önünde kura çekmele.ini is- tedim. Mesiek odalanyia da gö- rüştüm. Bütün bu geçici tedbir- leri her zainan vurguluyorum. Hekimlerte, hastanelerie ilgili düzenlemeler şart oldu. Hekim- lerin özliik haldanna ilişkin de- gisikliklerin de şart olduğunu büiyorum." ÎİVIIP P Ö İ O P Sıcak havt istanbuUulan bunaltmaya devam ediyor. Gttneşten ** U V O V 1 » C kaçan insanlar için bir agaç alu serinligi, hatta bir avuç gölge sığı- nak oluyor. Dün yine mesireler, parklar, kıyılar soluklanmaya çahşan insanlarla doluydu. Emi- oöaü'ndeki iskelelerin karşısındaki yeşil alana oturmayı tercih eden turistler ve yurttaşlar da araç giiriiltülerine karşın hallerinden memnun göninıiyorlardı. Vetkililer, sıcaklann siireceğini bUdirdikr. (Fotoğraf: SUAT KOZLLKLL) Sıcaklar göz açtırmıyor (Baftarafı 1. Sayfada) normallerinde süreceğini, hava- mn parçalı ve az bulutlu olaca- ğını belirtiyorlar. Cumhariyet tzmir Ege Bfiro- su'nun haberine göre Izmir'de de sıcaklar mevsim normalleri- ne yaklaşıyor. Izmir'de hava sı- caküklan önümüzdeki günlerde 31-34 dereceler arasında olacak. Meteoroloji Müdürlüğü yetkili- lerinden alınan bilgiye göre tz- mir ve çevresinde son durum şöyle: "Geçen haftalarda gündiiz sa- atlerinde çok yuksek olan nem oranı yine yiiksek. Gece saatle- rinde yüzde 69-70'Iere kadar çı- kan nem oranı sabah saatlerin- de azalarak ögleden sonralan yüzde 36'ya kadar düşüyor. tz- mir'dc ve Ege Bölgesi'nde sıcak- lıklar mevsim normallerinde seyrediyor. Öniimüzdeki gunler- de de çok büyük değişiklikler beklenmiyor." Adana Cumhuriyet Güney tl- leri Bürosu'nun bildirdiğine göre sıcak ve nem, Adana'da yaşamı zorlaştırıyor. Günün belli saat- lerinde yüzde 9O'ı aşan havada- ki nem oranı nefes aldırmıyor. Gölgede hava sıcaklığının 36-46 derece dolaylarında sey- rettiği Adana ve çevresinde, ta- runda yoğun sulamaya bağlı olarak artan havadaki nem, 05.00 ile 07.00 saatleri arasında en ytiksek noktayı buluyor. Dini kitapta 2 milyar tardşması (Baftarafı 1. Sayfada) Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'in döneminde merkezden 2 milyar liralık kitap alımıyla başlayan uygulamamn bugün de sürdürüleceğini kay- deden Maraş, "KiUplar halk kütüphanelerince seçilmemeli. Çttnkü merkezin kitap seçimi konusunda daha fazla bilgisi var. Otayın takip edilme imkfi- nı var" dedi. Kitap, çeşitliliğinin arttınlması gerektiğini de belir- ten Maraş, "merkezden, çok geniş bir alırn yapılmah" görü- şünü savundu. Dirün, Kültür Bakanbğı'nın 1988 yüında çıkarttığı yönetme- liğe göre kitap alımlannın halk kütüphanelerinden yapılması gerektiğini söyledi. Dirim, il halk kütüphanelerinin kendi ih- Kaçak işçinin umut yolculuğu tiyaçlarını saptamalan yoluyla, kitap çeşidinin artacağını belir- terek "1988 ve 1989 yülannda kütüphanelere alınan kitaplan biliyonım. Bu dönemde çagdaş yayınevlerinin kitaplan listelere girdi. Külüphaneler özgür bir seçim yapıyoriardı" dedi. Mer- kezden kitap alımının "tekelci ve devletçi" bir yaklaşım oldu- ğunu savunan Dirim, "Biz ya- yınevi kavgaa yapmak istemi- yoruz. Külüpbanelerin özgürce seçim yapmalannı istiyonız" di- ye konuştu. Kültür Bakanı Ma- raş'ın yayınevlerine yönelik, "tkari düşiiniiyorlar" sözünü eleştiren Dirim, "Yayıocılar Birliği ücari bir kunıluş degil- dir. Biz olayı kamn yaranna dii- şonüyonız. Kütüphanelere ne- den gidilmiyor. Çttnkü okurlar (Baftarafı 1. Sayfada) da paralan garanti ediyor. Bükreş'te canını tehlikeye at- mamak için sınırdan dönmüş, ama en kısa surede yeniden şan- sını denemeye kararlı bir Türk işçisiyle konuşuyoruz. Arad L dan, işçi simsarlarma marklan vermeden kaçtığı için adımn ya- zılmasıru istemiyor. Bugüne kadar 16 kez kaçak yollarla Almanya'ya girmiş A.T. Bir türlü oturma izni alamamış. Her seferinde 7-8 ay çalıştıktan sonra ailesini özleyip Sıvas'a dönmüş. Münih yakınlarında bir ttalyan'ın işlettiği restoranda akşam salata yapıyor, gece de bulaşık yıkıyormuş. îki kişinin yaptığı işi tek başına yüklendi- ğı için patronu her gelişinde ha- vada kapıyormuş onu. Ayda 2 bin mark alıyor, yatak ve yemek patrondan olduğu için bunun sadece 50-60 markını harcıyor- muş. "Ginnek her seferinde biraz daha zoriaşıyor" diyor. Önceleri daha çok Yugoslavya hattını kullanıyormuş, ama orası "çok sdulaşmış." Yugoslavya, bir Av- rupa ülkesine vize almadan şüp- heli bulduğu kişilerin ülkeye gi- rişine izin vermiyormuş. A.T., Arad'da noktalanan son Avrupa macerasını anlattı: "Sıvas'tan teyzemin oğluyla tstanbul'a geldik. Garajda, Sön- mez Turizm'den Ali'yi bulduk. Kendisini daha önceden de ta- nıyordum. Kişi başına 3.500 mark istedi. Ben paralan sının geçince verecegimi söyledim. 33 RF 931 plakaiı bir otobü- se bindirdiler bizi. 30-35 kişi ka- dardık. Çogu Elazığ ve Bingöl- lüydü. Onlar 2 bin markı hemen vermişler. Yola çıkmadan önce pasaport işlemlerini hallertikr. Konut fonu için 100 dolar kar- şılığı para istediler, ama elimizt- konut fonunu yabrdıgıınıza dair fiş vermediler. Polis de fiş iste- meden pasaportumuza damga- yı bastı. Dereköy sınır kapısına geldik. Geçiş izni vermediler. Otobüste- kilerden ikisinin askerlik soru- nu vannış. Oradan Kapıkule'ye geldik. Basımızdaki iki kişi pa- saportian alıp gitti, sonra 'Me- seîe halloldu' deyip geldiler ve sının geçtik. Saaüer süren yol- culuktan sonra Bükreş'e geldik. Burada biraz mola verdik. Ar- dmdan Arad'a gittik. Flora sem- tinde önceden tutulmuş evlere götürdüler bizi. Daha varır varmaz tam bir hayal kınklığına ugradım. Saçı sakalına kanşmış yüzlerce kişi bu semtteki evlerde sınırdan ge- çeceği günü bekliyor. Çogunun parası bitmiş, markların tumü- nü işçi simsarlaruıa vermişti. Akşam bizi topladılar. Sınır- da uygun zamanın kollandığını söylediler. '15-20 kilometre ka- dar gittikten sonra sınırdaki iz tarlasmdan karşı tarafa geçecek- siniz. Korkmayın, Macar polisi ateş etse de size bir şey olmaz. Öldürmezler, çoğunlukla hava- ya ateş ederler' dediler. Benim önceden tecrübem var, sınırda bazen ayaklara ateş ediyoriar. Yakalanınca fena oluyor. Söyle- diklerine göre adamları sının konrrol ediyorlamuş. 'Daha çok cumartesi akşamları geçiş kolay oluyor' dediler. O günlerde Ma- car polislerinin çoğu sarhoş olu- yormuş. Ben işi sağlam gönnedim. Teyzeoğlunu aldım, gizlice tre- ne binip Bükreş'e geldim." A.Tye, "Bundan sonra ne ya- pacaksın" diye sorduk, tered- dütsüz yanıtladı: "Bir yolunu bulup tekrar de- neyeceğim. Mark çok bereketii. Türkiye'de kazaıulan paranın hayn olmuyor." Yurtdışına kaçak işçi götüren şirketlerin merkezi tstanbul. Bükreş'te de büroları var. Al- manya'ya giriş için asıl planlar burada yapılıyor. 30 yüdır bu işi yapan Ö.T. ile Bükreş tren istas- yonunda konuştuk. "Garantili" iş yapüğını söyleyen Ö.T., "pa- ranın bereketsizliğinden" şikâ- yetçi. Bir seferde 30 bin mark dolayında kazanıyormuş, ama paranın nereye gittiğini anlamı- yormuş. "Ben sının geçiririm, ötesine kanşmam" diyen Ö.T, "işin sırn" hakkında bilgi vermek is- temiyor. "Ortadoğu çapmda" iş yaptığmı söyluyor. "Lübnanhlar oldukça verimli" diyor ve ekli- yor: "Bu iş sektör oldu, ama ben artık jübilemi yapacağım." istedikleri kitaplan bulamıyor- lar" göruşünu savundu. Dirim şunlan söyledi: "tki yıl süreyle yönetmeliğe göre kiitüphaneler kendi aiım- lannı yaptılar. Eski bakan 250 yayutevi arasından 20 yayınevi- nin alımını onaylamış. Yönet- melik, ancak zonınlu hallerde merkezden alım yapılabileceği- ni söyluyor. Bunun dışında merkezden kitap alımı yapıla- maz. Seçim kitaba göre yapıl- maiı". Kemal Zeybek de iki milyar liralık kitap alımının bir kısmı- nın merkezden, bir kısmının da kütüphanelerden yapıldığını sa- vunarak "Türkiye'de yaym ha- yaü destekknmiyor. Bence tüm kitaplar alınmalı. Bunun için geçen sene 20 milyar liralık bir ödeneğin gerekli olacağını sap- tamışüm. Ancak bu önerim ka- bnl edilmedi. Bu konuda Sayın Işın Çetebi ile birçok tartışma- lanmız oldu" dedi. Yayınevle- rinin desteklenmesi için 30 mil- yar liralık bir ödenek aynlması gerektiğini savunan Zeybek, "Eğer bu olmuyorsa, hem mer- kezden hem kütüphanelerden alım yapılmau" diye konuştu. Bakanlığı döneminde mer- kezden kitap alımı yaparak ba- zı yayınevlerinin kaynldığı yo- lundaki eleştirileri yanıtlayan Zeybek şunları söyledi: "KiUp alımında dini kitaplar yayımlayan yayınevlerinin kay- nldığı iddiası dognı değil. Kü- tüphanelere dini kitaplar da alınmalı. Halkın bu konuda da bilgilendirilmesi gerek. Bakan- lığım döneminde yalnuca dini kitaplar degil, kütüphanelerin yapükları tüm başv urular alın- mıştır." (Baftarafı 1. Sayfada) ğüne giderek olayın nedenini so- ruşturdular. Nihat Dirim, olay- dan üzüntu duyduğunu belirte- rek "Çağdaş bir olay. tlçemizin turizm açısından canlanmasını hedeflediğimiz festival, gayri ciddi, işgüzariık örnekleriyle sa- bote edilmeye cahşılıyor" diye konuştu. Saat 02.20'de serbest bırakı- lan gitarist Sertkaya konuyla il- gili şunları söyledi: "Ben iki superin birbirine ya- kınlaşmasını, dunya barışı için önemli bir adım gördüm. Hak- sız savaşlarda insanlann olme- yeceğini düşünerek sevindim. Bu sevincimle gitar askıma iki ülkenin amblemini çizerek hep yanımda taşımak istedim. Dev- letin televizyonunda her iki iıl- ke bayraklan birlikle dalgalan- mıyor mn? Suç bunun neresin- de, anlayamadım. Anlayamadı- ğım başka bir şey de gitanmın askısınm suç aleti diye ahkonul- ması. Doğrusu çok garip." Öte yandan festivaldeki çev- re sonınlan paneli sert tartışma- larla geçti. Açış konuşmasını TBMM Çevre Komisyonu üye- si SHP Tekirdağ Milletvekili Güneş Gürseler'in yaptığı pa- nelde Mimarlar Odası Izmir Şu- be Başkanı, SİT alanlarının gi- derek daraldığını, SİT alanına yapılan inşaatların yıkılmasını istedi. Belediye Başkanı Nihat Dirim de kendilerinden önce Foça tahrip edilirken kimsenin sesinin çıkmadığını, imar plan- ları uzerinde h.rkese bilgi vere- bileceğini %oyleui. Eryılmaz, uzun dönemde, ro- tasyona giden hekimler için yurtdışı eğitimi, pratisyenler için Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda (TUS) puanlandırma gibi çalış- malar planladıklarını da söyledi. Rotasyon uygulaması çerçe- vesinde Ankara, tstanbul, Iz- mir, Bursa, Samsun, Konya, Kayseri, Denizli, Antalya, tçel ve Bahkesir'den toplam 105 uz- man doktor, 33 il ve ilçedeki devlet hastanelerine gönderildi. ANAP'ta (Baftarafı 1. Sayfada) rajı kaldınlmalı ya da en fazla yüzde 10 olarak belirlenmeli. Yılmaz'a teşkilat baskısı ANAP il başkanlanmn bü- yük çoğunluğu, milletvekili aday listeleri hanrlanırken teş- kilatlann eğilimine göre sırala- ma yapılmasını ve tercih sisteminde barajın düşüriümesi- ni istediler. tl başkanlanmn ço- ğunluğu milletvekillerine listelerin ön sıralannda yer al- ma garantisi verilmemesini iste- yince Başbakan Mesut Yılmaz, "Ben rniuervekillerine söz ver- dim. Hepsini listeye koymak zo- rundayız. Ama sıralama yaparken il, ilçe başkanlarını, belediye başkan ve meclis üyc- lerini dinleyerek karar verece- ğiz. Yine de yanlışhk olursa, seçmen sandıkta düzeltir" diye konuştu. Hakkâri İl Başkanı EvUya Paıiak, HEP'in seçimlere gir- mesini isteyerek "HEP'in ya- saklanması hem demokratik olmaz hem de yasaklanan şey- lere Dgj artar" dedi. Parlak, ter- cihte o bölgenin çıkaracağı milletvekili sayısı kadar işaret- leme zorunluluğu olmamasını ve teşkilatlara damşılarak aday sıralaması yapılmasını istedi. Bunun üzerine Yılmaz, "Dogu ve Güneydoğu il başkanlan, HEP'in seçime katılıp katılma- ması konusnnda g^öruşlerini anlatsınlar" diyerek HEP konu- sunda il başkanlarından görüş aldı. Doğu ve Güneydoğu il baş- kanlanmn çoğunluğu HEP'in seçimlere katılmasını istediler. Bingöl İl Başkanı Mahmut Sönmez, aday sıralamasının parti teşkilatianna sorularak ya- pılmasını ve barajın düşUk tu- tulmasını önerdi. Erzincan tl Başkanı Recai Alptekin de aday sıralamasında parti için denge- lerin gözetilmesini isteyerek "1987'de yapılan hatalar yapıl- masın. O zaman da teşkilata sordular ama listeler teşkilatın önerdiği gibi çıkmadı. 26 Mart'- ta da genel merkez yanlış aday tespit etti. Teşkilat çalışmadı, secimi kaybettik" diye konuştu. Alptekin de tercih barajının dü- şük tutulmasını istedi. Diyarbakır tl Başkanı Nezih Koclardan barajın yüzde 20 ile yüzde 10 arasında olmasını önerdi. Adana tl Başkanı Adem Eroglu da tercih barajımn dü- şuk tutulmasını istedi. Bursa tl Başkanı Feridun Pehlivan, tercih barajının "sıfır" olmasını önererek "Ne- den o bölgede çıkanlacak mil- letvekili kadar tercih zorunluluğu getiriyorsunuz? ts- teyen seçmen bir kişiye de oy ve- rir, 4 kişiye de" diye konuştu. Kayseri II Başkanı Eyüp Gü- müşçü de tercih barajımn sıfır olmasını istedi ve "Listeler ba- nrlanırken mutlaka teşkilatın sesi dinlensin" dedi. Ankara İl Başkanı Mehmet Demirel de milletvekillerinin lis- tenin önüne konulmasına karşı olduğunu söyledi. Demirel de tercih barajına karşı çıktı. Toplantıda tercih barajının yüzde 25 olarak kalmasında ıs- rar eden il başkanlanmn az sa- >ıda olduğu belirlendi. Tercih barajının yüzde 25 olarak ko- nınmasım isteyen Sakarya İl Başkanı Ahmet Gürsoy, barajın düşüriilmesinin sakıncalar yara- tabileceğini savundu. Yaklaşık 8 saat süren toplan- tıda, il başkanlanna illerinin se- çimden önce çözülmesini istedikleri sorunlannı genel mer- keze iletebilmeleri amacıyla ba- silı kâğıtlar dağıtıldı. İl başkanlan bu kâğıtlara illerin- deki çözüm bekleyen sorunları ve önerilerini yazarak teşkilat başkanlığına ilettiler. Mesut Yılma7, daha sonra başkanhk divanı üyeleriyle bir- Iikte il başkanlanna Ataturk Orman Çiftliği'ndeki merkez lo- kantasında akşam yemeği verdi. ANAP'h milletvekilleri Baş- bakan Mesut Yılmaz başkanlı- ğında geçen cuma günü yaptık- lan toplantıda "liste garantisi" istemiş, Yılmaz da buna "olumlu" karşıhk vermişti. Ba- zı milletvekilleri sadece "liste garantisiyle" yetinmemiş, "üst sıralarda" yer alma konusunda söz istemişlerdi. Milletvekilleri- nin bu tavrı il başkanlarını ra- hatsız ediyor. Başbakan Mesut Yılmaz il başkanlanyla orta yol arayışının yanı sıra partide "tasfiye olma- yacağı" imajını da yaymaya ça- lışıyor. Başta eski Başbakan Yü- dınm Akbulut ve onu destekle- yen bakanlarla milliyetçı-muha- fazakâr il başkanlarını karşısı- na almak istemeyen Yılmaz'ın 600 milletvekilliğıni isteme ge- rekçelerinden birisini de parti içindeki bu sorunun oluşturdu- ğu belirtiliyor. (Baftarafı 1. Sayfada) hazırlanmasını ıstıyor. DYP ae ANAP'm önerilerine genel ola- rak "soğuk" yaklaşmazken de- ğişikliğin uç partinin "mutaba- katıyla" yapılması gerektiğini savunuyor. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin bugün üç parti arasında yapılacak olan toplantıya, "az- laşmak için gideceklerini" söy- ledi. Çetin, "ANAP ile adaletii ve dnrüst bir seçim yasası hazır- buunas olanagı yok. Biz seçime her halukârda katüınz, iktida- ra gelirsek daha adaletii ve dü- riist bir seçimi gercekleştirmek için halka taahhüdümüz var" dedi. Çetin, "AdaleÜi bir seçim sistemi yürürlüğe konmadığı takdirde, SHP ve DYP'nin se- çimi boykot etmea dunımunda, ANAP'm adil bir seçim sistemi- ne razı olmak zorunda kalacagmı" savunan DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in sözle- rinin anımsatılması üzerine, "Biz, uzJaşma anyonız. Ondan sonrası. daha sonra konuşula- cak konular" dedi. Çetin, bu konular arasında seçimi boyko- tun da yer alıp almayacağı so- rusuna, "O konuda hiçbir şey söyleyemem. Seçimle ilgili ka- rarlan parti meclisi alır" karşı- lığnu verdi. Çetin, seçim önce- sinde yapılan koalisyon senar- yoları konusunda görüşünün sorulması üzerine, SHP'nin tek başına iktidara geleceğini behrt- ti. Çetin, hiçbir partinin tek ba- şına iktidar olamayacağı sonu- cunu gösteren anketlerin anım- satılması üzerine de "Onu hal- kımız bilir. O zaman neden se- çim yapılıyor? Sandığa niye gi- diyonız? Koalisyon olup olma- yacagı belli degil. Halkımız ne- yi uygun görürse, sandıktan o çıkacak. Ama ben halkımızM, özeUikk 12 Eylul'den bu ya«a çekilen sıkıntüar nedeniyle, bir sosyal demokrat iktidar özlemi içinde olduguna inanıyonıın. Bunu gercekleştireceğini de nmuyonım" diye konuştu. DYP Genel Başkan Yardım- cısı Hüsamettin Cindoruk ise dün düzenlediği basm toplantı- sında, DYP'nin bugün yapıla- cak olan toplantıda, uzlaşma için elinden gelen gayreti göste- receğini bildirdi ve "Demokra- tik olmayan, temsil adaleti ol- mayan hiçbir hükmü kabul etmeyiz" dedi. Cindoruk, kar- maşaya neden olacak bir seçim sistemine de karşı olduklarını bildirdi. Cindoruk, komisyon toplan- tıtına, "Uzlaşma üç parti ara- sında sağlansın", "Uzlaşmaya uyulsuo" ve "Uzlaşmaya aykı- rı hiçbir teklif TBMM'den geçmesin" biçimindeki üç ko- şulla gideceklerini söyledi. Uç parti arasında bir uzlaşmaya va- nldıktan sonra, liderler arasın- da buna uyulması için bir cen- tilmenlik anlaşmasına imza atıl- masını isteyeceklerini bildiren Cindoruk, "Çünkü ANAP 1987de Meclis'ten korsan mad- dekr geçirmek suretiyte Türk si- yasi hayatını v e seçim sistemini yozlaşbrmıştır. Boylesine bir hatanın bir daha işlenmemesi için, bu şartı da ileri süriiyonız. Bunlar ülkenin çıkan ve sagla- nacak anlaşmanın uygulanma- sını gercekleştirmek için istenen şartlardır. İşi yokuşa sürme şartı değildir'" diye konuştu. DYP'nin seçimin en kısa za- manda yapılmasını istediğini ve seçim takvimi için en sağiıklı sü- renin 60 gün olduğunu savun- duğunu bildiren Cindoruk, üç partinin erken seçimin yapılması konusunda uzlaşmaya varması- nı önemli bir adım saydıklanru vurguladı. Üç liderin toplantıda araması gerekenin adaletii bir seçim yapılması olduğunu kay- deden Cindoruk, önceki gün ya- pılan zirveden sonra Başbakan Yılmaz'ın, lnönü ve Demirel'- in açıklamalannı teypten dinle- dikten sonra yaptığı açıklama- Trafik son yı "talihsiz" diye niteledi. Cin- doruk şöyle dedi: "Bu bir 'cinlık' değidir. Kor- ku ve kuşku ifadesidir. Sayın Yılmaz muhalefet lideıierioin müfettisi değildir. SöyledikJeri de uzlaşma arayan bir başbaka- na, iktidar partisijenel başka- nına yakışmıyor. Adeta yannld (bugünkü) tnplantının DZİasmaz bir sonuca varacağı varsayunıy- la beyanlaruu sürdürüyor. Biz, komisyona uzlaşmak için gidi- yornz. İyi niyetie gidiyoraz. DYP, seçimin, ülkenin birtigini sağlayacak, seçmen eğiiiminin tems&ini sağlayacak bir yöntem- le yapıhnasıaı istiyor. Buolann yapılması dunımunda uzlaşma olur. Yapümaz ise biz her şart altında seçime hazınz. Bugün- kü anayasa ve Seçim Yasası'yla da seçime vanz. Demokratikles- me süreci, seçimin yapılmasın- dan sonra başJayacakUr." Uzlaşma olmaması dunımun- da ANAP'ın seçim tarihi öne- risini getirmesini isteyen Cindo- ruk, "DYP seçime hazvdır. An- cak getireceği yasa degişikliğin- den doğacak sonımlulaklann tümü, ANAP'ın omuzlanna kalacaktar" dedi. ANAP'm, seçmen yaşının 18'e indirilmesi- ni kabul ettiğine, muhalefetin is- teklerinden bir bölümünü de tartışmaya hazır olduğunu bil- dirdiğine dikkat çeken Cindo- ruk, şunlan söyledi: "Teknik koBularda fazla ıs- rarh olmayız. Seçimin bir an ev- vel yapılmasını istiyonız. Seçi- mi gedktirecek hiçbir itirazda bolunmayu. Seçimi koiaytaştır- maya gidiyoruz. Seçim Yasası'n- da anlaşmazsak, o da önemli degil. O, tefemıat haline gdmiş- tir. Buyunın, istediginiz gibi gi- deüm seçime. Seçim, DYP için çocuk oyuncağıdır." Yüzde 10 Türkiye barajının, ANAP'm "oonazsa olmaz" ko- şulu olduğunu ve bu baraja çok önem verdiğini söyleyen Cindo- ruk, "Onun için, buna bu se- çimde itiraz etmiyoruz. Eğer oz- lasacaksak, ANAP'ın tarüşü- maz dediği şartın altında, baş- ka şartlan tartışmakta fayda var" dedi. Yüzde 10 barajım yüksek bulduklarmı kaydeden Cindoruk, şunları söyledi: "Tüm hnkuksal ve siyasi yapı- yı demokratikkştiririz. Yeniden seçime gideriz. Ama oraya var- mak için, bu iktidan aşmak ge- rekiyor. Berlin duvanm yıkma- dan Almanya birleşebflir miydi? Bu iktidar demokrasimiz Beriin duvandır. Onu, demokratik yoldan yıkacağız." Cindoruk, Ecevit'in seçimi boykot etmeleri çağnsıyla ilgili olarak da "Ya önerdiğinin ter- si olur da ANAP secimi gecik- tirine? Saym Ecevit, adaletii se-, çim yasası getireceklerini nere- den biliyor? Dağılmak üzere olan bir iktidar partisi var. Se- çimi gedktirirse ne yapanz? Sa- yın Ecevit sorumluluğu üstieni- yor mu? Saym Ecevit, hakh ola- rak bu toplanoiara katılamama- nın üzüntüsünü taşıyor. Ama toplanü yöntemini iktidar par- tisi beliriedi. Sayın Ecevit okla- nnı muhalefeie değil, iktidar partisine çevirsin. Muhalefet partileri bir seçim yasası çıkar- maya çahşıyorlar. ANAP'ın se- çimi geciktirmesinden doğacak bunaiımlann sorumlnluğunu biz üstlenemeyiz. Önce Türkiye, sonra siyasi partüer var" biçi- minde konuştu. Komisyona ANAP'tan seçim işlerinden sorumlu Genel Baş- kan Yardımcısı Ersin Taranoğ- lu, Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanlı, Grup Baş- kanvekili Onural Şeref Bozkurt, SHP'den Genel Sekreter Hik- met Çetin, Genel Sekreter Yar- dımcısı Ertuğrul Gönay ve Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Gü- neş katılacak. Komisyonda DYP'den genel başkan yardım- cılan Hüsamettin Cindoruk, Hasan Ekinci ve Grup Başkan- vekili Vefa Tanır görev alacak. Kazalarda 19 ölü Haber Merkezi — Trafik ka- zalan can almaya dün de devam etii. Gaziantep-Adana karayo- lunda aşın hız yüzünden uçuru- ma yuvarlanan otomobilde bu- lunanlardan 8'i öldü, 3'ü de ya- ralandı. Diğer kazalarda da 11 kişi yaşamını yitirdi. Gaziantep bolge trafik ekip- lerinden alınan bilgiye göre, Gaziantep-Adana karayolunda dün sabah saat 11.00'de Nurda- ğı çıkışında Adana yönüne git- mekte olan Sadık Kadridayı yö- netimindeki 27 AS 782 plakaiı özel otomobil uçuruma yuvar- landı. Akyokuş mevkiinde aşı- n hız yüzünden 150 metrelik uçuruma yuvarlanan otomobil- de bulunan Fatma Güzel (50), Hatice Dayı (25), Mehmet Ali Dayı (6), Hüseyin Dayı (4), Hülya Kamalı (24), Pınar Ka- malı, Serpil Güzel, Murat Ka- malı yaşamlannı yitirdıler. Kazada yaralanan şoför Sa- dık Kadridayı ile Saliha Dayı ve Murat adındaki kişiler Gazian- tep Devlet Hastanesi'ne kaldırı- larak tedavi altına alındılar. Amasya'nın Suluova ilçesin- de Samsun'dan Amasya'ya git- nıekte olan Abdurrahman Kur- naz yönetimindeki 60 AC 958 plakaiı minibüs 1 Eylül Mahal- lesi yöresinde aşın hız yüzünden uçuruma yuvarlandı. Kazada minibüste bulunan Haluk Öz (24), Ahmet Polat (40) ve Samî Yılmaz (40) olay yerinde, oto- mobil sürücüsü Abdullah Kor- naz kaldınldığı Amasya Devlet Hastanesi'nde öldü. tzmir'in Selçuk ilçesinde dün gece geç saatlerde sanatçı Ibra- him Tatiıses'in Efes Antik Ti- yatro'daki konserinden dönen 4 kişilik bir ailenin bindiği moto- siklet kaza yaptı. Yoldan yaya olarak gitmekte olan Mehmet Akman'a çarpan motosikletin devrilmesi sonucu Mehmet Ak- man (64), Meryem Işbihr (24) ve Emrah tşbilir öldüler. Konya- İstanbul karayolunda meydana gelen kazada da Recep Toy ha- yatını kaybetti. Kayseri-Ankara karayolunda şarampole yuvarlanan otomo- bilde bulunan Güler Yakışan, Kayseri kent merkezinde bir kamyonun çarptığı Emine Har- mancı, Antalya'da da otomobi- lin altında kalan Kadri Men öl- dü. Bu arada Bingöl'ün Solhan il- çesinde, Ankara'dan Van'a asker götüren bir yolcu otobüsü şa- rampole yuvarlandı. Kazada 26'sı asker 28 kişi yaralandı. Muş Devlet Hastanesi'nde teda- vi altına alınan yaralılardan 14'ünun durumunun ağır oldu- ğu bildirildi. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. EROL SARt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle