Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 AĞUSTOS 1991 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
Tanju şimdi
(Baftarafı Sporda)
mayan ve bu arada iki net gol
pozisyonunu kaçıran Tanju'ya
kısa bestelerini okumaya başlı-
yorlar... "Bir zamanlar kral idi
Mnr'a, şimdi kaldı çorap ile ııa-
sıra"... Fenerbahçe taraftan ses-
siz, yapacak bir şeyleri de yok,
takım 2-0 mağlup..
Ancak kral bu... öyk kolay
kolay kral demezler bir oyuncu-
ya... Üç kere Avrupa'da ayakka-
bı ödülü, kolay ve tesadüfen
alınmaz.. Nitekim dakika 88.
Kral çıkıyor sahneye ve Sercan-
dan aldığı topu gönderiyor Ga-
lata&aray ağlanna... Fenerbahçe
tribününde sanki 6-0'lık bir se-
yinç yumağı oluşuyor.. "Taaju,
lanjı".. Nasıl sevinmesinler...
Fenerbahçe mağlup ama Tanju
resmen Fenerbahçeli..
Maçtan sonra Tanju gol için
"Ben profesyonelim... tşim gol
atmak. Aynca seyirciden gelen
şeslere kulagımı tıkarun" diye-
rek, Fenerbahçeli olmanın mut-
luluğu ile seyircisini selamhyor.
Fener'de
(Bastarafı Sporda)
nerli futbolcularda özgüven
eksikliğini getirdi.
Görünen odur ki Fenerbah-
çe*de liberonun tek adayı Müj-
dat'tır. Ancak bunca yıllık de-
neyimine karşın o bile bireysel
hatalan çok yaptı. Liberoluğun
en basit kuralı topla oyuna çık-
mamaktır. Eğer oyuna çıkmak
gerekiyorsa topu en kısa yoldan
orta alana aktanp yoluna top-
suz koşu ile devam etmek şek-
linde olur. Müjdat bunun tam
tersini yaptı, hem kendini yor-
ju hem de acemi bir futbolcu
görünümü verdi.
Eğer "TSYD Kupası lig için
iyi bir ölçüdür" görüşü doğru
ise Fener'i bu yıl da sıkıntılı gün-
ler bekliyor demektir.
Venglos
(Baftarafı Sporda)
bir grup anne-baba, yetişme ça-
ğındaki çocuklarına ithal ma-
malardan yediriyor, ama ya fut-
bolcular? Evet futboldan ekmek
kazananlar, karbonhidrat ile
besleniyor. Çoğu gecekondu ve
fakir mahallelerden gelen bu
oyunculann fizik yapılan da Av-
nıpaülara oranla çok güçsüz
oluyor. Bu yönden Venglos'un
reçetesi, birçok sakathğa neden
oluyor. Oğuz bile yürüyemeye-
cek hale gelmiş. Birilerinin bu
durumu Venglos'a anlatması
şart.
Trabzonspor
hazır değil
Trabzonspor: 3
Bakırköyspor: 2
S . AT: Avni Aker.
HAKEMLER: Erdoğan Kırı-
cı (5), Çetin Kaya (5), Hasan
Emirceoğlu (5).
TRABZONSPOR: Petronoviç
(5), Erkan (6), Olsen (6), Ke-
mal (6), Mehmet (4), Ogün
(5), Turgut (4), (Hamdi 5),
Şehmuz (4), (Abdullah 5), Or-
han (4), (Cyzio 5), Soner (4),
Hami (5).
BAKIRKÖYSPOR: Kraft (5),
(Muharrem 4), Gürses (4),
Akif(4), Orhan (4), (Sedat 4),
Mücahit (5), K. Ahmet (4),
Uğur (4), Feyzullah (4), Zafer
(6), (Mustafa ?), Hasan (4), B.
Ahmet (4), (Fuat 4).
SARI KART: Mücahit (Ba-
kırköy)
GOLLER: Dk. 12 Kemal, Dk.
43 Zafer, Dk. 60 K. Ahmet,
Dk. 74 Hami, Dk. 85 Hamdi.
HAYRİ GÜNER
Doktorlara rotasyon Uyglllamasi başladl Uzlaşma içinJ J ü * (Baftarafı 1. Sayfada)
Maçın eleştirisi
Vasat futbol
CMER GÜNER
TRABZON — Trabzon-
spor ne Olsen'le ne de golcü
bir futbolcu olarak iki gün ön-
ce aldığı Cyzio ile Bakırköy-
spor karşısında taraftarlarını
sevindiren bir oyun ortaya ko-
yamadı. Rakibi, her yıl şampi-
yonluğa oynayan Beşiktaş, ne
Galatasaray ne de Fenerbah-
çe'ydi. Avni Aker Stadı'ru
dolduran 15 bin, yakın taraf-
tar, Sanyer'i 4-0 yenen takım-
dan, Bakırköy karşısında 10
gollü bir galibiyet bekliyordu.
Ama bu mümkün olmadı. Ge-
çen yıl büyük umutlarla trans-
fer edilen Ünal'ın takunda yer
almayışı Trabzonspor'un oyu-
nunu olumsuz yönde etkiliyor-
du. Milli formayı giyen genç
futbolcu Hami, girdiği rnutlak
dört gollük pozisyondan an-
cak birisini değerlendirebildi.
Savunma adamı Kemal'in ka-
fa golü ve de ikinci yannın 73.
dakikasında oyuna giren
Hamdi, Trabzonspor'un gali-
biyet golünu atınca Bordo -
Mavililer galibiyeti kurtarabil-
di. Bakırköyspor maçı Trab-
zonspor'un altıncı hazırlık
maçıydı. Bir gerçek ki Trab-
zo ipor liglere çok kısa zaman
kaimasına rağmen hazırlanmış
değil. Trabzonspor'un yöne-
tim bunalımının sürdüğü bir
dönemde ve Trabzon'da bulu-
nan 10 yöneticiden hiçbirinin
sahip çıkmadığı Trabzon-
spor'un, zayıf bir ekip olan
Bakırköyspor karşısında
3-2'lik galibiyetini yine de ba-
şarı olarak kabul etmek
gerekir.
GERÇEK(Bastarafı 1. Sayfada)
hamasi edebiyata girişmenin
doğru olmayacağmı düşünüyo-
ruz. Kimi çevrtlerde görülen bu
tğilim, abartmah bashklar ve
gerçek dışı yorumlarla basımn
bir bölümüne yansıyor. Silahh
kuvvetlerimizi PKK ile eşit ve
karşıt iki güçmiış gîbi gösterebi-
lecek olan bu abartmanm yan-
hş bir mannktan doğduğunu
söyiemekte yarar var. Harekât
bölgede savası değil, çevreden
teröristleri temizJemeyi hedefli-
yor. Bu amaca yönelik bir giri-
şimi; kendi boyutlan, çapı ve
ağırhğı içinde değerlendirirsek
ve serinkanh bir ölçüyü işin ba-
ştnda benimseyebittrsek sonucu
tartmak zamaru geldiğinde da-
ha sağhklı yaklaşmt içinde ola-
biliriz." (10.8.1991)
Ne yazık ki basm olarak işin
başmda ölçüyü kaçırdığımız için
sonuçlan değerlendirmede de
sağlıklt yaklaşım güçleşti; sap ile
saman birbirine kanştı; harekât,
amacı dısında bir ölçüye vurul-
du.
Harekâtm amacı neydi? Ku-
zey Irak'ta son dönemde yaşa-
nan olaylar bir otorite boşluğu
oluşturmuştu. PKK bundan ya-
rarlanarak silah, araç, gereç do-
nanımını geliştirmiş, Türkiye'de
vur-kaç eylemleri için kullandı-
ğı kampları daha etkili üslere
dönüştürmüştü. Bunlara gerekli
darbeyi vurmak ve bölgeyi te-
mizlemek için düzenlenen gü-
venlik harekâtı "suurb ve küçük
bir operasyon"du; nizami bir sa-
va$ değildi. Etkin güç, koman-
do birliklerinden oluşuyordu.
Kayıp vermemek için önce ha-
vadan teröristlerin yuvalandık-
lan odaklar bombalandh Ardın-
dan belli sayıda komando bir-
likleri PKK'nın kamplanna gi-
rerek gereken temizliği gerçek-
leştirdüer; Genelkurmay'ın açık-
lamasına göre sınır ötesi operas-
yonuyapan da Olağanüstü Hal
Bölgesi Jandarma Asayiş Ko-
mutanlığı 'dır.
Sonuç nedir?
Yetkililerın verdikleri bilgile-
re göre sonuç başarılıdır. Ancak
bu başarıyı "nihai sonuç" gibi
yorumlamak da operasyonun
doğasına ters düşer. Teröristler
arazi koşullarının olağanüstu
avantajına karşın kamplannda
direnememişler; silah, cephane,
malzeme bırakarak çekilmişler-
dir. Bunu da bir "zafer" gibi
abartmanm ölçüye sığmayacağı
açıktır; daha önce söylediğimiz
gibi ortada ne bir savaş ne bir
yabancı devlet ne bir düşman
ordusu vardır; bir güvenlik ha-
rekâtı söz konusudur.
Düşüncemizi iyice saydamlaş-
ttrmak için bir kez daha altını
çizmek gerekiyor: Türkiye'nin
Güneydoğu sorununda belirle-
yici olan PKK değildir. Güney-
doğu sorununda yasaları çiğne-
yen ve silahh eyleme geçenlere
karşı devletin güvenlik güçleri
elbette silahla yanıt verecektir;
şimdilik geride durmakla birlik-
te, silahh kuvvetlerimizin gerek-
tiğinde tam ağırlığıyla bu göre-
vi yapabileceğine kuşkumuz
yok. Ancak Güneydoğu'da so-
runun çözümu, askeri değil "si-
vil çözüm"den geçer.
Politikacılarımızın bu gerçeğı
anlamalan zamam gelmiştir; ke-
penkleri indiren Güneydoğu es-
nafının dertlerini öğrenip gider-
mek; halkla devlet arasında de-
rinleşen kopuktuğu onarmak
gerekiyor. Halkın gerçek eğilim-
leri demokratik katılımla ve tam
özgürlük içinde parlamentoya
yansıtılmalıdır.
• • •
ANKARA (AA) — Baa iller-
deki devlet hastanelerinde uz-
man hekim açığını kapatmak
amacıyla "rotasyon uygulama-
sı" başladı. Sağlık Bakanı Ya-
sar Erydnıaz, dağıtımın objek-
tif olarak yapıldığını söyledi.
Sağlık Bakanı Eryılmaz, ko-
nuyla ilgili olarak AA'ya yap-
tığı açıklamada, bazı bölgeler-
de uzman hekim fazlalığı, bazı
bölgelerde ise eksikhk olduğu-
nu belirterek yeni bir düzenle-
meye gerek duyulduğunu kay-
detti. Çözüm olarak "rotas-
yoo" sistemini düşündüklerini
anlatan Eryılmaz, "Tayin de
yapabilirdik. Ancak ikişer ay
rotasyon uygulamasını daha uy-
gun gördük. Çunku bazı dok-
toriann cahşbklan Ulerde mua-
yenehanekri var. Bundan dota-
yı sıkıntıları olabilir" diye
konuştu.
Seçim yatınmı düşüncesinde
olmadıklannı belirten Eryılmaz
şunlan söyledi:
"Ben buradan isim gönder-
miyorum. Başhekimlerin bas-
kanlığında kura çekiliyor. Se-
çim yatınmı yapmak istesem
isim belirierün. Ügililerin herke-
sin önünde kura çekmele.ini is-
tedim. Mesiek odalanyia da gö-
rüştüm. Bütün bu geçici tedbir-
leri her zainan vurguluyorum.
Hekimlerte, hastanelerie ilgili
düzenlemeler şart oldu. Hekim-
lerin özliik haldanna ilişkin de-
gisikliklerin de şart olduğunu
büiyorum."
ÎİVIIP P Ö İ O P Sıcak havt istanbuUulan bunaltmaya devam ediyor. Gttneşten
**
U
V O
V 1
»
C
kaçan insanlar için bir agaç alu serinligi, hatta bir avuç gölge sığı-
nak oluyor. Dün yine mesireler, parklar, kıyılar soluklanmaya çahşan insanlarla doluydu. Emi-
oöaü'ndeki iskelelerin karşısındaki yeşil alana oturmayı tercih eden turistler ve yurttaşlar da
araç giiriiltülerine karşın hallerinden memnun göninıiyorlardı. Vetkililer, sıcaklann siireceğini
bUdirdikr. (Fotoğraf: SUAT KOZLLKLL)
Sıcaklar göz açtırmıyor
(Baftarafı 1. Sayfada)
normallerinde süreceğini, hava-
mn parçalı ve az bulutlu olaca-
ğını belirtiyorlar.
Cumhariyet tzmir Ege Bfiro-
su'nun haberine göre Izmir'de
de sıcaklar mevsim normalleri-
ne yaklaşıyor. Izmir'de hava sı-
caküklan önümüzdeki günlerde
31-34 dereceler arasında olacak.
Meteoroloji Müdürlüğü yetkili-
lerinden alınan bilgiye göre tz-
mir ve çevresinde son durum
şöyle:
"Geçen haftalarda gündiiz sa-
atlerinde çok yuksek olan nem
oranı yine yiiksek. Gece saatle-
rinde yüzde 69-70'Iere kadar çı-
kan nem oranı sabah saatlerin-
de azalarak ögleden sonralan
yüzde 36'ya kadar düşüyor. tz-
mir'dc ve Ege Bölgesi'nde sıcak-
lıklar mevsim normallerinde
seyrediyor. Öniimüzdeki gunler-
de de çok büyük değişiklikler
beklenmiyor."
Adana Cumhuriyet Güney tl-
leri Bürosu'nun bildirdiğine göre
sıcak ve nem, Adana'da yaşamı
zorlaştırıyor. Günün belli saat-
lerinde yüzde 9O'ı aşan havada-
ki nem oranı nefes aldırmıyor.
Gölgede hava sıcaklığının
36-46 derece dolaylarında sey-
rettiği Adana ve çevresinde, ta-
runda yoğun sulamaya bağlı
olarak artan havadaki nem,
05.00 ile 07.00 saatleri arasında
en ytiksek noktayı buluyor.
Dini kitapta 2 milyar tardşması
(Baftarafı 1. Sayfada)
Eski Kültür Bakanı Namık
Kemal Zeybek'in döneminde
merkezden 2 milyar liralık kitap
alımıyla başlayan uygulamamn
bugün de sürdürüleceğini kay-
deden Maraş, "KiUplar halk
kütüphanelerince seçilmemeli.
Çttnkü merkezin kitap seçimi
konusunda daha fazla bilgisi
var. Otayın takip edilme imkfi-
nı var" dedi. Kitap, çeşitliliğinin
arttınlması gerektiğini de belir-
ten Maraş, "merkezden, çok
geniş bir alırn yapılmah" görü-
şünü savundu.
Dirün, Kültür Bakanbğı'nın
1988 yüında çıkarttığı yönetme-
liğe göre kitap alımlannın halk
kütüphanelerinden yapılması
gerektiğini söyledi. Dirim, il
halk kütüphanelerinin kendi ih-
Kaçak işçinin umut yolculuğu
tiyaçlarını saptamalan yoluyla,
kitap çeşidinin artacağını belir-
terek "1988 ve 1989 yülannda
kütüphanelere alınan kitaplan
biliyonım. Bu dönemde çagdaş
yayınevlerinin kitaplan listelere
girdi. Külüphaneler özgür bir
seçim yapıyoriardı" dedi. Mer-
kezden kitap alımının "tekelci
ve devletçi" bir yaklaşım oldu-
ğunu savunan Dirim, "Biz ya-
yınevi kavgaa yapmak istemi-
yoruz. Külüpbanelerin özgürce
seçim yapmalannı istiyonız" di-
ye konuştu. Kültür Bakanı Ma-
raş'ın yayınevlerine yönelik,
"tkari düşiiniiyorlar" sözünü
eleştiren Dirim, "Yayıocılar
Birliği ücari bir kunıluş degil-
dir. Biz olayı kamn yaranna dii-
şonüyonız. Kütüphanelere ne-
den gidilmiyor. Çttnkü okurlar
(Baftarafı 1. Sayfada)
da paralan garanti ediyor.
Bükreş'te canını tehlikeye at-
mamak için sınırdan dönmüş,
ama en kısa surede yeniden şan-
sını denemeye kararlı bir Türk
işçisiyle konuşuyoruz. Arad
L
dan, işçi simsarlarma marklan
vermeden kaçtığı için adımn ya-
zılmasıru istemiyor.
Bugüne kadar 16 kez kaçak
yollarla Almanya'ya girmiş A.T.
Bir türlü oturma izni alamamış.
Her seferinde 7-8 ay çalıştıktan
sonra ailesini özleyip Sıvas'a
dönmüş. Münih yakınlarında
bir ttalyan'ın işlettiği restoranda
akşam salata yapıyor, gece de
bulaşık yıkıyormuş. îki kişinin
yaptığı işi tek başına yüklendi-
ğı için patronu her gelişinde ha-
vada kapıyormuş onu. Ayda 2
bin mark alıyor, yatak ve yemek
patrondan olduğu için bunun
sadece 50-60 markını harcıyor-
muş.
"Ginnek her seferinde biraz
daha zoriaşıyor" diyor. Önceleri
daha çok Yugoslavya hattını
kullanıyormuş, ama orası "çok
sdulaşmış." Yugoslavya, bir Av-
rupa ülkesine vize almadan şüp-
heli bulduğu kişilerin ülkeye gi-
rişine izin vermiyormuş.
A.T., Arad'da noktalanan son
Avrupa macerasını anlattı:
"Sıvas'tan teyzemin oğluyla
tstanbul'a geldik. Garajda, Sön-
mez Turizm'den Ali'yi bulduk.
Kendisini daha önceden de ta-
nıyordum. Kişi başına 3.500
mark istedi. Ben paralan sının
geçince verecegimi söyledim.
33 RF 931 plakaiı bir otobü-
se bindirdiler bizi. 30-35 kişi ka-
dardık. Çogu Elazığ ve Bingöl-
lüydü. Onlar 2 bin markı hemen
vermişler. Yola çıkmadan önce
pasaport işlemlerini hallertikr.
Konut fonu için 100 dolar kar-
şılığı para istediler, ama elimizt-
konut fonunu yabrdıgıınıza dair
fiş vermediler. Polis de fiş iste-
meden pasaportumuza damga-
yı bastı.
Dereköy sınır kapısına geldik.
Geçiş izni vermediler. Otobüste-
kilerden ikisinin askerlik soru-
nu vannış. Oradan Kapıkule'ye
geldik. Basımızdaki iki kişi pa-
saportian alıp gitti, sonra 'Me-
seîe halloldu' deyip geldiler ve
sının geçtik. Saaüer süren yol-
culuktan sonra Bükreş'e geldik.
Burada biraz mola verdik. Ar-
dmdan Arad'a gittik. Flora sem-
tinde önceden tutulmuş evlere
götürdüler bizi.
Daha varır varmaz tam bir
hayal kınklığına ugradım. Saçı
sakalına kanşmış yüzlerce kişi
bu semtteki evlerde sınırdan ge-
çeceği günü bekliyor. Çogunun
parası bitmiş, markların tumü-
nü işçi simsarlaruıa vermişti.
Akşam bizi topladılar. Sınır-
da uygun zamanın kollandığını
söylediler. '15-20 kilometre ka-
dar gittikten sonra sınırdaki iz
tarlasmdan karşı tarafa geçecek-
siniz. Korkmayın, Macar polisi
ateş etse de size bir şey olmaz.
Öldürmezler, çoğunlukla hava-
ya ateş ederler' dediler. Benim
önceden tecrübem var, sınırda
bazen ayaklara ateş ediyoriar.
Yakalanınca fena oluyor. Söyle-
diklerine göre adamları sının
konrrol ediyorlamuş. 'Daha çok
cumartesi akşamları geçiş kolay
oluyor' dediler. O günlerde Ma-
car polislerinin çoğu sarhoş olu-
yormuş.
Ben işi sağlam gönnedim.
Teyzeoğlunu aldım, gizlice tre-
ne binip Bükreş'e geldim."
A.Tye, "Bundan sonra ne ya-
pacaksın" diye sorduk, tered-
dütsüz yanıtladı:
"Bir yolunu bulup tekrar de-
neyeceğim. Mark çok bereketii.
Türkiye'de kazaıulan paranın
hayn olmuyor."
Yurtdışına kaçak işçi götüren
şirketlerin merkezi tstanbul.
Bükreş'te de büroları var. Al-
manya'ya giriş için asıl planlar
burada yapılıyor. 30 yüdır bu işi
yapan Ö.T. ile Bükreş tren istas-
yonunda konuştuk. "Garantili"
iş yapüğını söyleyen Ö.T., "pa-
ranın bereketsizliğinden" şikâ-
yetçi. Bir seferde 30 bin mark
dolayında kazanıyormuş, ama
paranın nereye gittiğini anlamı-
yormuş.
"Ben sının geçiririm, ötesine
kanşmam" diyen Ö.T, "işin
sırn" hakkında bilgi vermek is-
temiyor. "Ortadoğu çapmda" iş
yaptığmı söyluyor. "Lübnanhlar
oldukça verimli" diyor ve ekli-
yor:
"Bu iş sektör oldu, ama ben
artık jübilemi yapacağım."
istedikleri kitaplan bulamıyor-
lar" göruşünu savundu.
Dirim şunlan söyledi:
"tki yıl süreyle yönetmeliğe
göre kiitüphaneler kendi aiım-
lannı yaptılar. Eski bakan 250
yayutevi arasından 20 yayınevi-
nin alımını onaylamış. Yönet-
melik, ancak zonınlu hallerde
merkezden alım yapılabileceği-
ni söyluyor. Bunun dışında
merkezden kitap alımı yapıla-
maz. Seçim kitaba göre yapıl-
maiı".
Kemal Zeybek de iki milyar
liralık kitap alımının bir kısmı-
nın merkezden, bir kısmının da
kütüphanelerden yapıldığını sa-
vunarak "Türkiye'de yaym ha-
yaü destekknmiyor. Bence tüm
kitaplar alınmalı. Bunun için
geçen sene 20 milyar liralık bir
ödeneğin gerekli olacağını sap-
tamışüm. Ancak bu önerim ka-
bnl edilmedi. Bu konuda Sayın
Işın Çetebi ile birçok tartışma-
lanmız oldu" dedi. Yayınevle-
rinin desteklenmesi için 30 mil-
yar liralık bir ödenek aynlması
gerektiğini savunan Zeybek,
"Eğer bu olmuyorsa, hem mer-
kezden hem kütüphanelerden
alım yapılmau" diye konuştu.
Bakanlığı döneminde mer-
kezden kitap alımı yaparak ba-
zı yayınevlerinin kaynldığı yo-
lundaki eleştirileri yanıtlayan
Zeybek şunları söyledi:
"KiUp alımında dini kitaplar
yayımlayan yayınevlerinin kay-
nldığı iddiası dognı değil. Kü-
tüphanelere dini kitaplar da
alınmalı. Halkın bu konuda da
bilgilendirilmesi gerek. Bakan-
lığım döneminde yalnuca dini
kitaplar degil, kütüphanelerin
yapükları tüm başv urular alın-
mıştır."
(Baftarafı 1. Sayfada)
ğüne giderek olayın nedenini so-
ruşturdular. Nihat Dirim, olay-
dan üzüntu duyduğunu belirte-
rek "Çağdaş bir olay. tlçemizin
turizm açısından canlanmasını
hedeflediğimiz festival, gayri
ciddi, işgüzariık örnekleriyle sa-
bote edilmeye cahşılıyor" diye
konuştu.
Saat 02.20'de serbest bırakı-
lan gitarist Sertkaya konuyla il-
gili şunları söyledi:
"Ben iki superin birbirine ya-
kınlaşmasını, dunya barışı için
önemli bir adım gördüm. Hak-
sız savaşlarda insanlann olme-
yeceğini düşünerek sevindim.
Bu sevincimle gitar askıma iki
ülkenin amblemini çizerek hep
yanımda taşımak istedim. Dev-
letin televizyonunda her iki iıl-
ke bayraklan birlikle dalgalan-
mıyor mn? Suç bunun neresin-
de, anlayamadım. Anlayamadı-
ğım başka bir şey de gitanmın
askısınm suç aleti diye ahkonul-
ması. Doğrusu çok garip."
Öte yandan festivaldeki çev-
re sonınlan paneli sert tartışma-
larla geçti. Açış konuşmasını
TBMM Çevre Komisyonu üye-
si SHP Tekirdağ Milletvekili
Güneş Gürseler'in yaptığı pa-
nelde Mimarlar Odası Izmir Şu-
be Başkanı, SİT alanlarının gi-
derek daraldığını, SİT alanına
yapılan inşaatların yıkılmasını
istedi. Belediye Başkanı Nihat
Dirim de kendilerinden önce
Foça tahrip edilirken kimsenin
sesinin çıkmadığını, imar plan-
ları uzerinde h.rkese bilgi vere-
bileceğini %oyleui.
Eryılmaz, uzun dönemde, ro-
tasyona giden hekimler için
yurtdışı eğitimi, pratisyenler için
Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda
(TUS) puanlandırma gibi çalış-
malar planladıklarını da
söyledi.
Rotasyon uygulaması çerçe-
vesinde Ankara, tstanbul, Iz-
mir, Bursa, Samsun, Konya,
Kayseri, Denizli, Antalya, tçel
ve Bahkesir'den toplam 105 uz-
man doktor, 33 il ve ilçedeki
devlet hastanelerine gönderildi.
ANAP'ta
(Baftarafı 1. Sayfada)
rajı kaldınlmalı ya da en fazla
yüzde 10 olarak belirlenmeli.
Yılmaz'a teşkilat
baskısı
ANAP il başkanlanmn bü-
yük çoğunluğu, milletvekili
aday listeleri hanrlanırken teş-
kilatlann eğilimine göre sırala-
ma yapılmasını ve tercih
sisteminde barajın düşüriümesi-
ni istediler. tl başkanlanmn ço-
ğunluğu milletvekillerine
listelerin ön sıralannda yer al-
ma garantisi verilmemesini iste-
yince Başbakan Mesut Yılmaz,
"Ben rniuervekillerine söz ver-
dim. Hepsini listeye koymak zo-
rundayız. Ama sıralama
yaparken il, ilçe başkanlarını,
belediye başkan ve meclis üyc-
lerini dinleyerek karar verece-
ğiz. Yine de yanlışhk olursa,
seçmen sandıkta düzeltir" diye
konuştu.
Hakkâri İl Başkanı EvUya
Paıiak, HEP'in seçimlere gir-
mesini isteyerek "HEP'in ya-
saklanması hem demokratik
olmaz hem de yasaklanan şey-
lere Dgj artar" dedi. Parlak, ter-
cihte o bölgenin çıkaracağı
milletvekili sayısı kadar işaret-
leme zorunluluğu olmamasını
ve teşkilatlara damşılarak aday
sıralaması yapılmasını istedi.
Bunun üzerine Yılmaz, "Dogu
ve Güneydoğu il başkanlan,
HEP'in seçime katılıp katılma-
ması konusnnda g^öruşlerini
anlatsınlar" diyerek HEP konu-
sunda il başkanlarından görüş
aldı. Doğu ve Güneydoğu il baş-
kanlanmn çoğunluğu HEP'in
seçimlere katılmasını istediler.
Bingöl İl Başkanı Mahmut
Sönmez, aday sıralamasının
parti teşkilatianna sorularak ya-
pılmasını ve barajın düşUk tu-
tulmasını önerdi. Erzincan tl
Başkanı Recai Alptekin de aday
sıralamasında parti için denge-
lerin gözetilmesini isteyerek
"1987'de yapılan hatalar yapıl-
masın. O zaman da teşkilata
sordular ama listeler teşkilatın
önerdiği gibi çıkmadı. 26 Mart'-
ta da genel merkez yanlış aday
tespit etti. Teşkilat çalışmadı,
secimi kaybettik" diye konuştu.
Alptekin de tercih barajının dü-
şük tutulmasını istedi.
Diyarbakır tl Başkanı Nezih
Koclardan barajın yüzde 20 ile
yüzde 10 arasında olmasını
önerdi. Adana tl Başkanı Adem
Eroglu da tercih barajımn dü-
şuk tutulmasını istedi.
Bursa tl Başkanı Feridun
Pehlivan, tercih barajının
"sıfır" olmasını önererek "Ne-
den o bölgede çıkanlacak mil-
letvekili kadar tercih
zorunluluğu getiriyorsunuz? ts-
teyen seçmen bir kişiye de oy ve-
rir, 4 kişiye de" diye konuştu.
Kayseri II Başkanı Eyüp Gü-
müşçü de tercih barajımn sıfır
olmasını istedi ve "Listeler ba-
nrlanırken mutlaka teşkilatın
sesi dinlensin" dedi.
Ankara İl Başkanı Mehmet
Demirel de milletvekillerinin lis-
tenin önüne konulmasına karşı
olduğunu söyledi. Demirel de
tercih barajına karşı çıktı.
Toplantıda tercih barajının
yüzde 25 olarak kalmasında ıs-
rar eden il başkanlanmn az sa-
>ıda olduğu belirlendi. Tercih
barajının yüzde 25 olarak ko-
nınmasım isteyen Sakarya İl
Başkanı Ahmet Gürsoy, barajın
düşüriilmesinin sakıncalar yara-
tabileceğini savundu.
Yaklaşık 8 saat süren toplan-
tıda, il başkanlanna illerinin se-
çimden önce çözülmesini
istedikleri sorunlannı genel mer-
keze iletebilmeleri amacıyla ba-
silı kâğıtlar dağıtıldı. İl
başkanlan bu kâğıtlara illerin-
deki çözüm bekleyen sorunları
ve önerilerini yazarak teşkilat
başkanlığına ilettiler.
Mesut Yılma7, daha sonra
başkanhk divanı üyeleriyle bir-
Iikte il başkanlanna Ataturk
Orman Çiftliği'ndeki merkez lo-
kantasında akşam yemeği verdi.
ANAP'h milletvekilleri Baş-
bakan Mesut Yılmaz başkanlı-
ğında geçen cuma günü yaptık-
lan toplantıda "liste garantisi"
istemiş, Yılmaz da buna
"olumlu" karşıhk vermişti. Ba-
zı milletvekilleri sadece "liste
garantisiyle" yetinmemiş, "üst
sıralarda" yer alma konusunda
söz istemişlerdi. Milletvekilleri-
nin bu tavrı il başkanlarını ra-
hatsız ediyor.
Başbakan Mesut Yılmaz il
başkanlanyla orta yol arayışının
yanı sıra partide "tasfiye olma-
yacağı" imajını da yaymaya ça-
lışıyor. Başta eski Başbakan Yü-
dınm Akbulut ve onu destekle-
yen bakanlarla milliyetçı-muha-
fazakâr il başkanlarını karşısı-
na almak istemeyen Yılmaz'ın
600 milletvekilliğıni isteme ge-
rekçelerinden birisini de parti
içindeki bu sorunun oluşturdu-
ğu belirtiliyor.
(Baftarafı 1. Sayfada)
hazırlanmasını ıstıyor. DYP ae
ANAP'm önerilerine genel ola-
rak "soğuk" yaklaşmazken de-
ğişikliğin uç partinin "mutaba-
katıyla" yapılması gerektiğini
savunuyor.
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin bugün üç parti arasında
yapılacak olan toplantıya, "az-
laşmak için gideceklerini" söy-
ledi. Çetin, "ANAP ile adaletii
ve dnrüst bir seçim yasası hazır-
buunas olanagı yok. Biz seçime
her halukârda katüınz, iktida-
ra gelirsek daha adaletii ve dü-
riist bir seçimi gercekleştirmek
için halka taahhüdümüz var"
dedi. Çetin, "AdaleÜi bir seçim
sistemi yürürlüğe konmadığı
takdirde, SHP ve DYP'nin se-
çimi boykot etmea dunımunda,
ANAP'm adil bir seçim sistemi-
ne razı olmak zorunda
kalacagmı" savunan DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit'in sözle-
rinin anımsatılması üzerine,
"Biz, uzJaşma anyonız. Ondan
sonrası. daha sonra konuşula-
cak konular" dedi. Çetin, bu
konular arasında seçimi boyko-
tun da yer alıp almayacağı so-
rusuna, "O konuda hiçbir şey
söyleyemem. Seçimle ilgili ka-
rarlan parti meclisi alır" karşı-
lığnu verdi. Çetin, seçim önce-
sinde yapılan koalisyon senar-
yoları konusunda görüşünün
sorulması üzerine, SHP'nin tek
başına iktidara geleceğini behrt-
ti. Çetin, hiçbir partinin tek ba-
şına iktidar olamayacağı sonu-
cunu gösteren anketlerin anım-
satılması üzerine de "Onu hal-
kımız bilir. O zaman neden se-
çim yapılıyor? Sandığa niye gi-
diyonız? Koalisyon olup olma-
yacagı belli degil. Halkımız ne-
yi uygun görürse, sandıktan o
çıkacak. Ama ben halkımızM,
özeUikk 12 Eylul'den bu ya«a
çekilen sıkıntüar nedeniyle, bir
sosyal demokrat iktidar özlemi
içinde olduguna inanıyonıın.
Bunu gercekleştireceğini de
nmuyonım" diye konuştu.
DYP Genel Başkan Yardım-
cısı Hüsamettin Cindoruk ise
dün düzenlediği basm toplantı-
sında, DYP'nin bugün yapıla-
cak olan toplantıda, uzlaşma
için elinden gelen gayreti göste-
receğini bildirdi ve "Demokra-
tik olmayan, temsil adaleti ol-
mayan hiçbir hükmü kabul
etmeyiz" dedi. Cindoruk, kar-
maşaya neden olacak bir seçim
sistemine de karşı olduklarını
bildirdi.
Cindoruk, komisyon toplan-
tıtına, "Uzlaşma üç parti ara-
sında sağlansın", "Uzlaşmaya
uyulsuo" ve "Uzlaşmaya aykı-
rı hiçbir teklif TBMM'den
geçmesin" biçimindeki üç ko-
şulla gideceklerini söyledi. Uç
parti arasında bir uzlaşmaya va-
nldıktan sonra, liderler arasın-
da buna uyulması için bir cen-
tilmenlik anlaşmasına imza atıl-
masını isteyeceklerini bildiren
Cindoruk, "Çünkü ANAP
1987de Meclis'ten korsan mad-
dekr geçirmek suretiyte Türk si-
yasi hayatını v e seçim sistemini
yozlaşbrmıştır. Boylesine bir
hatanın bir daha işlenmemesi
için, bu şartı da ileri süriiyonız.
Bunlar ülkenin çıkan ve sagla-
nacak anlaşmanın uygulanma-
sını gercekleştirmek için istenen
şartlardır. İşi yokuşa sürme şartı
değildir'" diye konuştu.
DYP'nin seçimin en kısa za-
manda yapılmasını istediğini ve
seçim takvimi için en sağiıklı sü-
renin 60 gün olduğunu savun-
duğunu bildiren Cindoruk, üç
partinin erken seçimin yapılması
konusunda uzlaşmaya varması-
nı önemli bir adım saydıklanru
vurguladı. Üç liderin toplantıda
araması gerekenin adaletii bir
seçim yapılması olduğunu kay-
deden Cindoruk, önceki gün ya-
pılan zirveden sonra Başbakan
Yılmaz'ın, lnönü ve Demirel'-
in açıklamalannı teypten dinle-
dikten sonra yaptığı açıklama-
Trafik
son
yı "talihsiz" diye niteledi. Cin-
doruk şöyle dedi:
"Bu bir 'cinlık' değidir. Kor-
ku ve kuşku ifadesidir. Sayın
Yılmaz muhalefet lideıierioin
müfettisi değildir. SöyledikJeri
de uzlaşma arayan bir başbaka-
na, iktidar partisijenel başka-
nına yakışmıyor. Adeta yannld
(bugünkü) tnplantının DZİasmaz
bir sonuca varacağı varsayunıy-
la beyanlaruu sürdürüyor. Biz,
komisyona uzlaşmak için gidi-
yornz. İyi niyetie gidiyoraz.
DYP, seçimin, ülkenin birtigini
sağlayacak, seçmen eğiiiminin
tems&ini sağlayacak bir yöntem-
le yapıhnasıaı istiyor. Buolann
yapılması dunımunda uzlaşma
olur. Yapümaz ise biz her şart
altında seçime hazınz. Bugün-
kü anayasa ve Seçim Yasası'yla
da seçime vanz. Demokratikles-
me süreci, seçimin yapılmasın-
dan sonra başJayacakUr."
Uzlaşma olmaması dunımun-
da ANAP'ın seçim tarihi öne-
risini getirmesini isteyen Cindo-
ruk, "DYP seçime hazvdır. An-
cak getireceği yasa degişikliğin-
den doğacak sonımlulaklann
tümü, ANAP'ın omuzlanna
kalacaktar" dedi. ANAP'm,
seçmen yaşının 18'e indirilmesi-
ni kabul ettiğine, muhalefetin is-
teklerinden bir bölümünü de
tartışmaya hazır olduğunu bil-
dirdiğine dikkat çeken Cindo-
ruk, şunlan söyledi:
"Teknik koBularda fazla ıs-
rarh olmayız. Seçimin bir an ev-
vel yapılmasını istiyonız. Seçi-
mi gedktirecek hiçbir itirazda
bolunmayu. Seçimi koiaytaştır-
maya gidiyoruz. Seçim Yasası'n-
da anlaşmazsak, o da önemli
degil. O, tefemıat haline gdmiş-
tir. Buyunın, istediginiz gibi gi-
deüm seçime. Seçim, DYP için
çocuk oyuncağıdır."
Yüzde 10 Türkiye barajının,
ANAP'm "oonazsa olmaz" ko-
şulu olduğunu ve bu baraja çok
önem verdiğini söyleyen Cindo-
ruk, "Onun için, buna bu se-
çimde itiraz etmiyoruz. Eğer oz-
lasacaksak, ANAP'ın tarüşü-
maz dediği şartın altında, baş-
ka şartlan tartışmakta fayda
var" dedi. Yüzde 10 barajım
yüksek bulduklarmı kaydeden
Cindoruk, şunları söyledi:
"Tüm hnkuksal ve siyasi yapı-
yı demokratikkştiririz. Yeniden
seçime gideriz. Ama oraya var-
mak için, bu iktidan aşmak ge-
rekiyor. Berlin duvanm yıkma-
dan Almanya birleşebflir miydi?
Bu iktidar demokrasimiz Beriin
duvandır. Onu, demokratik
yoldan yıkacağız."
Cindoruk, Ecevit'in seçimi
boykot etmeleri çağnsıyla ilgili
olarak da "Ya önerdiğinin ter-
si olur da ANAP secimi gecik-
tirine? Saym Ecevit, adaletii se-,
çim yasası getireceklerini nere-
den biliyor? Dağılmak üzere
olan bir iktidar partisi var. Se-
çimi gedktirirse ne yapanz? Sa-
yın Ecevit sorumluluğu üstieni-
yor mu? Saym Ecevit, hakh ola-
rak bu toplanoiara katılamama-
nın üzüntüsünü taşıyor. Ama
toplanü yöntemini iktidar par-
tisi beliriedi. Sayın Ecevit okla-
nnı muhalefeie değil, iktidar
partisine çevirsin. Muhalefet
partileri bir seçim yasası çıkar-
maya çahşıyorlar. ANAP'ın se-
çimi geciktirmesinden doğacak
bunaiımlann sorumlnluğunu
biz üstlenemeyiz. Önce Türkiye,
sonra siyasi partüer var" biçi-
minde konuştu.
Komisyona ANAP'tan seçim
işlerinden sorumlu Genel Baş-
kan Yardımcısı Ersin Taranoğ-
lu, Adalet Komisyonu Başkanı
Alpaslan Pehlivanlı, Grup Baş-
kanvekili Onural Şeref Bozkurt,
SHP'den Genel Sekreter Hik-
met Çetin, Genel Sekreter Yar-
dımcısı Ertuğrul Gönay ve Grup
Başkanvekili Hasan Fehmi Gü-
neş katılacak. Komisyonda
DYP'den genel başkan yardım-
cılan Hüsamettin Cindoruk,
Hasan Ekinci ve Grup Başkan-
vekili Vefa Tanır görev alacak.
Kazalarda 19 ölü
Haber Merkezi — Trafik ka-
zalan can almaya dün de devam
etii. Gaziantep-Adana karayo-
lunda aşın hız yüzünden uçuru-
ma yuvarlanan otomobilde bu-
lunanlardan 8'i öldü, 3'ü de ya-
ralandı. Diğer kazalarda da 11
kişi yaşamını yitirdi.
Gaziantep bolge trafik ekip-
lerinden alınan bilgiye göre,
Gaziantep-Adana karayolunda
dün sabah saat 11.00'de Nurda-
ğı çıkışında Adana yönüne git-
mekte olan Sadık Kadridayı yö-
netimindeki 27 AS 782 plakaiı
özel otomobil uçuruma yuvar-
landı. Akyokuş mevkiinde aşı-
n hız yüzünden 150 metrelik
uçuruma yuvarlanan otomobil-
de bulunan Fatma Güzel (50),
Hatice Dayı (25), Mehmet Ali
Dayı (6), Hüseyin Dayı (4),
Hülya Kamalı (24), Pınar Ka-
malı, Serpil Güzel, Murat Ka-
malı yaşamlannı yitirdıler.
Kazada yaralanan şoför Sa-
dık Kadridayı ile Saliha Dayı ve
Murat adındaki kişiler Gazian-
tep Devlet Hastanesi'ne kaldırı-
larak tedavi altına alındılar.
Amasya'nın Suluova ilçesin-
de Samsun'dan Amasya'ya git-
nıekte olan Abdurrahman Kur-
naz yönetimindeki 60 AC 958
plakaiı minibüs 1 Eylül Mahal-
lesi yöresinde aşın hız yüzünden
uçuruma yuvarlandı. Kazada
minibüste bulunan Haluk Öz
(24), Ahmet Polat (40) ve Samî
Yılmaz (40) olay yerinde, oto-
mobil sürücüsü Abdullah Kor-
naz kaldınldığı Amasya Devlet
Hastanesi'nde öldü.
tzmir'in Selçuk ilçesinde dün
gece geç saatlerde sanatçı Ibra-
him Tatiıses'in Efes Antik Ti-
yatro'daki konserinden dönen 4
kişilik bir ailenin bindiği moto-
siklet kaza yaptı. Yoldan yaya
olarak gitmekte olan Mehmet
Akman'a çarpan motosikletin
devrilmesi sonucu Mehmet Ak-
man (64), Meryem Işbihr (24) ve
Emrah tşbilir öldüler. Konya-
İstanbul karayolunda meydana
gelen kazada da Recep Toy ha-
yatını kaybetti.
Kayseri-Ankara karayolunda
şarampole yuvarlanan otomo-
bilde bulunan Güler Yakışan,
Kayseri kent merkezinde bir
kamyonun çarptığı Emine Har-
mancı, Antalya'da da otomobi-
lin altında kalan Kadri Men öl-
dü.
Bu arada Bingöl'ün Solhan il-
çesinde, Ankara'dan Van'a asker
götüren bir yolcu otobüsü şa-
rampole yuvarlandı. Kazada
26'sı asker 28 kişi yaralandı.
Muş Devlet Hastanesi'nde teda-
vi altına alınan yaralılardan
14'ünun durumunun ağır oldu-
ğu bildirildi.
Nüfus cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
EROL SARt