Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 AĞUSTOS 1991 CUMHURÎYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Devlet Meteoroloji İşleri Genel
Müdûrlüğû'nden alınan bilgiye
göre yurrJun kuzeybatı kesımleri
parçalı bulutlu, Marmara'nın
doğusu, Batı Karaöeniz ile Iç
Anadolu'nun kuzeybabsı sağa-
nak ve gökgürültülü sağanak
yağıslı. ötekj yerier az bulutlu ve
açıkgeçecek. HAVASICAKLIĞI-
Önemli btr deöişiklik olmayacak.
RÛZGÂR: Kuzey ve doflu yön-
terden hafif, arasıra orta kuvvet-
te esecek. DENİZLERDE: Akde-
niz'de günbatısı ve lodos, öteki
denıztenmızde yıldız ve poy-
razdan 3-5, yer yer 6 kuvvetinde saatte 10-21, yer yer
27 deniz mili hızla eseek. Dalga yûkseMığı 0.5-15, açık-
larda 2-3 metre dolayında olacak. Van Gölü'nde ha-
va: Az bulutlu ve açık geçecek.
Adana
Mapazarı
Mıyaman
Wyon
Ankara
AntaKya
Antalya
Artvm
V)m
Baitkestr
Bıtecık
BıngAI
Bofcj
Bura
ÇanaMole
Çonjm
Dent*
A 33° 25° Dıyartıator
Y ZP19° Edıme
A W23°Erancan
A 28° 16° Emınjm
A 27° 13" Estoşehr
Y 27° W° Gaaanttp
A 31° 26° Gıresun
A 30° 22° Gümüştane A
A 25° 18° Halddn A
A 34° 21° Isparta A
A 29° 19° IstanOui A
Y 29° 19° lanr A
A 35°20°Kare
A 32° 18° Kastamonu Y
Y 26° 13° Kaysen
Y 29° 19° Kırttan»
A 29° 20° Korya
A 28° 14° Küttıya
A 32°21°Malatya
38°22°Manısa
28°16°KM»aş
29° 18° Metsm
25° 10° Mutya
28°15°Muş
37°23°N4de
27°20°0rtu
Z7°16°Rıa
31°20°Sanısun
29°16°Siin
27°20°Sinoe
34°22°S<vas
26° 10° Tetartlafl
25° 12° Trateon
30° 13° lunceü
28°15°Uşatc
3 0 ° 7 ° V
Lenıngrad
Moskova
28° 16° 'fozpat
33°20°Zonguklalc
*"** Bbulu
°u
Ankara J «
W Tebnz
DÜNYA'DA BUGÜN
A/nsterdsm
Amman
Aöna
Bajdat
Baıcctou
Baseı
Bdgrad
Bofn
Bonn
Brûtael
BuJapeş»
Cenem
Ceayır
ddde
Oufia
Fımktut
Gırnt
H»anW
KaKn
Koponhac
KMı
Ufoşa
B 23°
A 38°
A 29°
A 39°
A 32°
B 28°
A 34°
Y 26°
Y 24°
e 22°
Y 30°
B 30°
A 35"
A 34°
A 42°
Y 27»
A 32°
Y 22°
A 38°
B 21°
Y 25°
A 37°
L«ım«rad
Lflndra
Madnd
Mılano
MontFNl
MasfcM
Uûnh
¥ 2<°
e 22°
A 38°
A 29°
Y 25°
Y 29°
Y 23°
B 22°
Y 30°
A 42°
A 30°
A 26°
A 39°
Y 28°
A 30°
Viyam —
W W * ı g t o n - -
Zurih B 31°
Oslo
Pans
Pr»O
Riyad
floma
Sofya
Şam
A
BULMACA
«OLDAN SAGA: 1 2 3 4 5 6
•1/ "Gevheri der işler
lıata / Katırlaı bas-
kındır ata / Olur ol-
maz ---a / Çocuklar
*anşır oldu^/ Ta-
rımda kullanılan
azotlu gübre... Yan,
lyanm. 3/ Savaşta
;ölen yeniçerüerin er-
kek çocuklarma ve-
rilen ad... Sodyu-
inun simgesi. 4/ Avı
cekmek için dökülen
yem. 5/ Eskiden ha-
t«rleşme hizmetle-
rinde kullanüan hızh
ve hafif gemi. 6/ Satrançta özel bir
;hareket... önder. 7/ Vilayet... Kore
|Savaşı sırasında, VIII. Amerikan or-
;dusunun yok olmaktan Türk birliği-
•nin direnişi sayesinde kurtulduğu sa-
Ivaş. 8/ Gitar eşliğinde seslendirilen
IPortekiz halk türküsü... Edirne'nin
'.bir ilçesi. 9/ Geçimsizlik... Güzelliği
;ile ünlü bir ABD'li sinema yıldızını
belirtmekte kullanılan kısaltma.
YUKARmAN AŞAGlYA:
.1/ "Görüp ahkâm-ı asn — sıdk u selâmetten / Çekildik izzet
:Ü ikbâl ile bâb-ı hükümetten" (Namık Kemal). 2/ tki anı ayı-
ran zaman dilimi... Kadın giysilerinin etek ucu, kol gibi yerleri-
ne verev kesilmiş kumaştan yapılan süs. 3/ Bir birliğin, ortaklı-
ğın ya da aiacaklılar gnıbunun haklannı korumakla görevli kim-
•se... Yapısına girdiği sözcüğe "iki, çift" anlamı katan yabancı
önek. 4/ Hoşa giden duygulanım... Kuruyarak ya da çürüyerek
içi boşaimış olan. 5/ "Beşikler vermişim Nuh'a / Salıncaklar,
hamaklar / Havva Ana'n dünkü çocuk sayıhr / —-yum bcn"
(Ahmed AriO- 6/ Zayıf, cüız... Çok çalışan öğrenci. 7/ Iskam-
bilde bir kâğıt... Alt aşamada bulunan. 8/ Türlü müzik araçla-
nnın verdigi sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelli-
ği... Bir işe gönlü olma. 9/ Bedene eziyeti ruhun kurtuluşu ve
mutluluğu için gerekli gören Hint dervışliği.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
4-3 yenildik
19 AGUSTÖS 1931
Takımımız sahaya çıktığı
vakit stadyomu dolduran
muazzam kalabaiığın şiddetli
aJkışları ile karşılandı. Bizi
takiben Moskova muhteliti
sahaya çıktı. Saha ortasında
muazzam merasün yapıldı,
çok samimî nutuklar irat
olundu. Rus'lar bize guzel
bir buket verdiler. Bizde
bilmukabele zarif bir bayrak
hediye ettik.
Takımımız şu şekilde tertip
edilmişti:
Ulvi Hüsnü, Saim
Suphi, Sadi Reşat
L. Mehmet, Alâettin, Zeki, Muzaffer, Rebii.
Oyuna bizim hücumumuzla baslandı ve iki Uç dakika
sonra top, Rus nısıf sahasında ve hâkimiyetimiz altında
dolaşmaga başladı. Devre ortalanna doğru Zeki, sağdan
aldıgı güzel bir pasla ilk golü attı. Bu gol 50 bin kişi
tarafından alkışlandı. Beş altı dakika sonra gene Zeki
ikinci golü yaptı. Rus'lar biraz canlandılar, bize tazyik
etmeğe başladılar. Nihat, Mithat ve Bürhan'dan mahrum
olan müdafaa hattırnızın zayıf olması ve kalecinin topun
seyrini takip ederek iyi yer tutamaması Rus'lara arka
arkaya iki sayı fırsatı verdi ve ilk devre 2-2 beraberlikle
bitti. İkinci devreye başlandığı vakit Rus'lar daha iyi
oynuyorlardı. Bu defa hâkimiyet onlara geçmişti. Bizi
sıkıştırıyorlardı. Bizim takımda yorgunluk alâimi
görünmeğe, Rus'larda ise daha fazla gayret belirmeğe
başladı. Bunun tabiî netıcesi olarak Rus'lar iki sayı daha
yaptılar. Bizim takımda bazı tebeddülât yapıldı,
oyuncular ve mevkileri değiştirildi. Oyunun hitamına on
dakika varken hakem Rus'lar aleyhine bir penaltı cezası
verdi. Uçüncü sayımızı bu suretle yaptık.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Angola'da durum
1« AGUSTOS 1961
L landa'daki salâhiyetli çevrelerin
ileri sürdüğüne göre, Kuzey
Angola'da yerlilerin giriştiği isyan
hareketi bastırılmadığı takdirde,
Portekiz, siyasi buhranın yanı sıra
büyük bir iktisadi buhranla karşı
karşıya kalacaktır.
Kuzey ve Doğu Angola'daki isyan Salazar
hareketini bastırmakla 20 bin Avrupalı ve 7 bin verli asker
vazifelendirilmiştir. Kuzey ve Doğu Angola'da 60.000 mil
karelik bir araziyi kaplamaktadır. Hürriyet ve bağımsızlık
istiyen Angolahlann isyan hareketi 14 mart günü âniden
başlamış ve derhal bütün bölgeye sirayet etmiştir.
Portekiz ordusunun iddia ettiği gibi, yerliler hâlen
müdafaaya çekilmiş olsalar dahi, bütün meseleler
halledilmis olmamaktadır.
Bundan beş ay evvel başgosteren isyan hareketinden bu
yana, Angola'da mevcut 500 kahve plântasyonundan 200
ünü âsiler tahrip etmiştir. Zengin plântasyonlann
bulunduğu kuzeydeki Dembeş ve Garmena bölgelerinde,
tahrip edilmemiş plântasyon ve Avnıpalı evi kalmamıştır.
Germena'daki plântasyon sahipleri, Başbakan Salazar'a
basvurarak bütün mahsulün harap olduğunu bildirmişlerdir.
GEÇEN YIL BUGLJN Cumhuriyet
ABD'den uyan ateşi
19 AGUSTOS 1990
ABD ile Irak arasında yaşanan gerginlikte tetiğe ilk
basan taraf ABD oldu. ABD donanmasına ait gemiler
Umman ve Basra Körfezi'nde seyretmekte olan iki Irak
tr^ıkerine uyarı ateşi açtı. Uyan ateşi açılmasından sonra
A nerikan donanmasında bir süre "savaş durumu" ilan
edildiği bildirüdi.
DÜZELTME
• 18 Ağustos 1991 tarihli gazetemizde 28. Antalya
Altın Portakal FUm Festivali'yle ilgili haberde festivalde
yanşacak 19 filmden birinci olan yapıma 175 milyon lira
para ödülü verileceği belirtilmiştir. Bu ödül birinci
gelecek film için 65 milyon lira, ikinci film için 55
milyon lira, üçüncü film için 15 milyon lira olarak
belirlenmiştir.
TAKTISMA
tstanbul Festîvalî'nm Ardından
Avrupa'daki caz festivalleri ile yanşabilecek bir kapsama
erişen tstanbul Festivali, bence "... Caz Festivali" adı altında
bir bölüme ayrılmahdır.
19. tstanbul Festivali kısa bir süre önce
sona erdi. Türkiye'de yapılan en önemli, en
kapsamlı ve en tatminkâr müzik (ktlltür) or-
ganizasyonu (festivali) olarak değerlendir-
digim bu festival, yerini her yıl daha da sağ-
Lamlaştırmaktadır. Organizasyonlann kötü-
lüğüne alıştığınuz bir ortamda, oldukça ba-
şanh sayılabilecek bir düzenlemeyle karşı-
mıza çıkan tstanbul Festivali, birçok müzik
severe unutulmaz gösteri ve konserler izle-
me olanağı sağlamıştır. Her yıl daha kap-
samh bir içerikle, gittikçe artan bir kiüeye
hitap eden bu festivalin, bazı sorunlann da
çözühnesi halinde, çok daha başanh olaca-
ğma inanıyorum.
Konser veren caz müzisyenleri açısmdan
ele alındığında, Avrupa'daki caz festivalle-
ri ile yanşabilecek bir kapsama erişen Istan-
bul Festivali, bence "... Caz Festivali" adı
altında bir bölüme aynlmalıdır. Genelde en
çok izleyici kitlesine sahip olan caz konser-
leri, caz müzdğine daha fazla önem verilme-
sinin gerekliliğini gösteren somut bir kanıt-
tır. Jan Garbarek, Branford MarsaUs, Or-
nette Coleman... gibi çok önemli caz mü-
zisyenlerini agırlayan bir festivalde, bu tü-
rün kendi kolunu oluştunnası gereklidir.
Her biri kendi içinde güzel olabilen ldasik
müzik, caz ve geleneksel sanatlann aynı çaü
altında toplanması, bence Istanbul Festiva-
li'nin yönü açısuıdan karmaşa yaratmakta-
dır.
İkinci derecede önemli bulduğum konu
da, öğrencilere ayrılan yerlerin azlığıdır. Ay-
nca, pahah olan tam bilet fıyatlan, konse-
re gitmek isteyen öğrencilerin önünde bir
engel oluşturmaktadır. Izleyicilerin büyük
Milletvekiliıım Sayaınhgı
Evet; milletvekilleri hiç kimseye muhtaç olmayacak kadar
maaş almalıdırlar. Ama aldıkları maaşların büyük bir kısmını
seçmenleri için harcamalıdırlar.
Milletvekili maaşlarıyla ilgili olarak Na-
im Kılıç isimli Muğlalı bir vatandaşın, Sa-
yın Oktay Akbal'ın yazısına cevaben yaz-
dıklanna ilaveler yapmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi milletvekillerinin erken
emekliliğine karşı çıktığım gibi, maaşları-
nın yükseltilmesine de sıcak bakmadığımı
ifade etmiştim.
Sayın Naim Kılıç'ın görüşlerinde büyük
bir hakhlık payı var ama, eğer milletvekil-
lerine daha fazla para vereceksek şunu ya-
pahm: Milletvekillerinin geçmişte aldıklan
maaşla gecinemediklerini ben de biliyorum.
Çünkü milletvekilinin masrafı bir hayli faz-
la. Bir milletvekili sadece her hafta seçim
bölgesine gidip gelmek istese dahi bunun
masrafını karşılayamaz. Ancak milletvekil-
lerine çok maaş verümesine de vatandaş tep-
ki gösteriyor.
Bunun gerçek çözümü şudur: Fatura ib-
raz etme karşılığı, milletvekillerinin seçim
bölgelerine gitmek ve seçmenlerine hizmet
vermek için yaptıklan tüm masraflan be-
lirli bir lirnite kadar ödeyeüm. örneğin, mil-
letvekili brüt maaşının iki misline kadar
olan masraflan ödeyelim. Maaşlan da Baş-
bakanlık Müsteşan'nın kadro karşılığı ma-
aşı olsun.
Bu durumda milletvekili öncelikle seçim
bölgesine gitmeyi tercih edecektir. Seçim
bölgesine her hafta gidecek; seçmenine hiz-
met için gayret sarf edecektir. Ne yazık ki
bugün, seçim bolgesindeki tüm köyleri ve-
ya mahaDeleri yılda bir defa dahi gezebilen
milletvekili TBMM'de parmakla gösterile-
cek kadar azdır. Halbuki milletvekilleri se-
çim bölgelerinde bir büro kurabilse, bu bü-
roda eleman çalıştınp köy ve mahalle muh-
tarlanyla devamlı ilişkilerini sürdürebilse,
her hafta bölgesine gittiği zaman, en sorun-
lu bölgeyi bilip, oraya gidebilse, Türkiye'de
gerçek anlamda katıhmcı demokrasi oluşur.
Bugün katuımcılık denilince, milletvekil-
lerinin kendi bölgelerindeki teşkilatları zi-
yaret etmeleri anlaşüıyor. ltiraf edeyim, esa-
sında bu önerdiğim model uygulanırsa büt-
çeye maliyeti daha fazla olacak. Ama hiç
olmazsa verdiğimiz paralar tamamen seç-
menin hizmetine, yani vatandaş için har-
canacak.
Maalesef bugün seyyanen verdiğimiz pa-
ralann bir kısmı konut kooperatiflerine, bir
kısııu da daha lüks arabalara gitmektedir.
Bu inancımdan dolayı ben kadro maaşı uze-
rindeki parayı ve erken emeklilikle ilgili pa-
rayı almıyorum. Sözkonusu kanunu bu şe-
kilde değiştirmeye azmettim. Değişikliği
sağlayana kadar da bu farklan almayaca-
ğım; bütçeye iade edeceğim.
Bugün bir milletvekilinin her hafta seçim
bölgesine gidebilmek için yaptığı masraflar
bir kısmını üniversite öğrencilerinin oluştur-
duğu göz önünde bulundurulduğunda, bu
savunın doğruluğu ortaya çıkacaktır. öğ-
renci bileti alabilmek için, her yıl bir gün
daha fazla kuyrukta bekleyenlerin dunımu-
nu ilgililer gayet iyi bilmektedirler. Kendi
deneyımlerimden yararlanarak söyleyebile-
ceğim, hemen hemen aynı sıra numarasıru
alabilmek için son üç yılda sırasıyla, bilet
rezervasyonlannın yapılmasından önce, 6
saat, bir gün ve iki gün kuyrukta bekledi-
ğimdir. Bence, öğrenci biletlerinin sayısm-
da yeni bir ayarlama yapıhnahdır. Aynca,
acıkhava konserlerinin merdiven bilctleri-
nin rezervasyon günü saulmasının da yararlı
olacağına inanıyorum.
Bunlardan başka, kücük ama önemsiz ol-
mayan diğer bazı sorunlar da vardır ki, hep-
si birleşince ortaya olumsuz bir manzara
çıkmaktadır. Bilet karaborsacılarından
Acıkhava Tiyatrosu önündeki seyyar satı-
alara, bozuk telaffuzlu bir dille anons ya-
pan görevlilerden konserlere geç gelmeyi
âdet edinmiş izleyicilere kadar geniş bir yel-
pazeye yayılmış küçük olumsuzluklar bu
manzararun parçalandır.
Sonuç olarak, aksaklıklan, seyircilerin
konserlerde aldığı zevkin yayında hoş gö-
rülebilecek düzeyde olan tstanbul Festiva-
li'nin, gelecek sene izleyicilere daha güzel
anlar yaşatacağına yurekten inanıyorum.
BORA ERYILMAZ
Üniversite ö|rencisi /tstanbul
karşılanırsa, Başbakanlık Müsteşan'mn
kadro karşüığı maaş tutan geciminde yeterli
olacaktır. Çünkü kira sorunu lojnıanlar sa-
yesinde çözülmüstür. Seçim bölgesine de her
hafta gideceği için Ankara'ya gelen secmen
sayısı çok büyük ölçüde azalacaktır. Vatan-
daşın sorunlan yerel olarak çözüldüğü za-
man niçin kalkıp Ankara'ya gelsinler?
Milletvekilinin görevini daha iyi yapabil-
mesi, daha iyi kararlar vermesi için Anka-
ra'da da bir çalışma grubunun olması gere-
kir. Yanında danışmanlar, hukuk uzmanla-
rı, kanun uzmanlan olması gerekir. Bu şe-
kilde Meclis'teki yasama görevini de çok da-
ha profesyonelce yapabilir.
Sayın Naim Kılıç'm bir görüşüne kısmen
katıhyorum. Milletvekili maaşının yüksek
olması bu göreve olan ilgiyi artırır. Ama
unutmamak gerekir ki bu görevin çok bü-
yük bir manevi tatmini de vardır. "Ben
milletvekiliyim" veya "Ben milletvekili
idim" demek acaba bu toplumda kaç kişi-
ye nasip obnuş bir şereftir?
Evet; milletvekilleri hiç kimseye muhtaç
olmayacak kadar maaş almalıdırlar. Ama
aldıkları maaşların büyük bir kısmını seç-
menleri için harcamalıdırlar. Benim misyo-
num, milletvekilinin saygınlığını daha yük-
sek düzeylere çıkarmaktır. Milletvekilinin
saygınlığı daha yüksek düzeylere çıktıkça,
TBMM'nin etkinliği ve sivilleşme o kadar
daha iyi gelişecektir.
ADNAN KAHVECt
Maliye ve Gümriik Bakanı
Son Duraktaki Hesapla^ma!
Ezilmiş çalışan, hakkı verilmemiş insan, pastayı dağıtanlar ve
pastadan haksız yere büyük pay almışlar karşısında bir
"yaralı aslandır"!..
Dünyada hiçbir şey onuru kınlmış insan
kadar tehlikeli değildir!..
Benzer bir tehlike yaralı aslandır...
Onuru ile oynanmış insanı, mesleki, du-
gusal yönden değer verdiği olgulara umur-
samaz gözle bakılmış, reddedilrniş insan bir
"yaralı aslandır"!.. Eğer dışlandığı konuda
hiç tartışmasız haklıysa, o insanda bir or-
du ile çarpışmayı göze alacak ölçüde adre-
nalin salgısı, önü alınmaz bir hesaplaşma
dürtüsü vardır!
Kin ve öç alma duygusu adaletli bir or-
tamdayken, kalleşce yaratılmış adaletsizlik
olgusuna gösterilen tepkidir!..
Kişi aldatılmış; kişi en değer verdiği ya-
kınını arkadan harçerlemiş; yönetici, astla-
nna verdiği sözde durmamış; onlan dürüst,
namuslu ve çahşkan olduklan halde kişisel
çıkan için harcamış, yan yolda bırakmış,
döneklik yapmış... Bunlar kin ve öç alma
duygusunun nedeni olabilecek örneklerdir...
Ülkemizde birçok insanın önem verdiği
manevi değerlerin başında namus gelir. Na-
mus; onurlu ounanın temel taşıdır. İnsanı
yücelten toplumda saygın yapan namus, şe-
ref, haysiyet, gurur denilen tinsel ölçüt-
lerdir...
Özdekçi (maddiyatçı) dünyanın üç tara-
fı denizlerle çevrili, bir bölümü Asya, öbü-
rü Avrapa kıtasında, demokrasisi her on yıl-
da bir sıfırlanıp, yeniden onanlmaya çalı-
şılan uzun tarihi serüvenli Ulkesinde, insan-
lar hep özlem icersindedir!.. İnsan gibi ka-
bul görmek ve insanca saygı görmekten
yana!..
Kuzey Kutbu'nda buzlar arasında sıkışan
balinaları kurtannaya dönük insan duyar-
lılığı; kuzeyden güneye esen rüzgârlann
önünde Akdeniz'e doğru yol alırken, hak-
sızlıklar, ezümişlikler, sahipsizükler, geür
dağıhmındaki bozukluklar, perişanlıklar ve
tükenmiş yaşamlar karşısmda sessizdir, ben-
cildir, acımasızdır ve umursamazdır!..
Ezihniş insan; kin ve öç alma duygusu-
nun tutsağıdır!.. Ezilmiş çalışan, hakkı ve-
rilmemiş insan, pastayı dağıtanlar ve pas-
tadan haksız yere büyük pay almışlar kar-
şısında bir "yaralı aslandır"!..
Aç insan, herkesin aç olduğu bir ortam-
daysa başkaldıran değildir. Açlık; beceriler,
üretmeler ve özveriler ölçüsünde hakça da-
ğıtılmış olmaktan değil de, sahipsizlikten ve
kefenin öbür gözündekileri gözeterek tıka
basa doyurmaktan ileri gelmişse; aç ve bit-
kin bırakılmış insan; artık aklırun değil, his-
lerinin, ağzına kadar dolmuş kin ve nefret
duygulannın komutasındadır!..
Aldatılan insan, potansiyel bir hesap so-
rucudur...
Haksızca djşlanmış ve büyük çıkarlara
kurban edilmiş insan, bir "yaralı as-
landır"!..
tkiyüzlü, dönek, sahtekâr yöneticilerin
oyununa gelmiş dürüst çalışan; hesap gü-
nünü sabırla bekleyen potansiyel bir da-
vahdu"!..
Devlet parasını kendi yandaşlanna bol
keseden ve haksızca dağıtan yöneticiler kar-
şısmda: sahipsiz olduğu için aylık bordrola-
nnın en diplerine itilmiş arkasız, yansız per-
sonelin gökyüzüne uzanan, "devlet parası-
nı ulufe gibi dağıtanlardan ne zaman hesap
soracaksın" diyen elleri; yannm hain ve kal-
leş suratlarda patlayacak en aamasız to-
katıdır!..
Yeryüzündeki adaletsizliklerin son durağı
gökyüzündeki adalettir!..
Ama bu demek değildir ki, her şey gök-
yüzünde ki hesap masasına kadar uzanabi-
lecektir!..
Bu dünyada da işi bitecek hesaplar, ku-
rulacak masalar var!..
Kimbilir? Belki yann, belki yanndan da
yakın!..
Çünkü "yaralı aslanlar"m daha fazla kan
kaybetmeye dayanacak guçleri kalmadı!..
BURHAN ÖZBEY
SEKA Başmüfettişi / İZMİT
İLAN
T.C
MUĞLA
ASLİYE HUKUK MAHKEMESt
1990/309
Davacı Mustafa Çakar vekılı tarafından davalı S.S. Kurumu Genel
Müdurluğu \e Sabri Toroslu aleyhine açılan tespit davasının yapılan
dunışmalan sırasında:
Muğla ili, Yatagan ilçesi, Eskihisar köyu inşaatı müteahhidi davalı
SABRt TOROSLU adına çıkarılan dava dilekçesi bila teblig iade edil-
miş olup, zabıta marifetiyle yapılan tahkikatta da davalının açık ad-
resi tespit edilememiş olduğundan, davalı SABRt TOROSLU'nun
HUMK'mn 213, 337
. maddeleri gereğince duruşmanın bırakıldığı
4.9.1991 gunu saat 11.00'de Muğla Aslıye Hukuk Mahkemesı duruş-
ma salonunda haz.ır olması veya kendısini bir vekille temsil ettirmesi,
aksı takdirde duruşmaların yokluğunda yapılıp, karar verileceği teb-
liğ olunur. 29.5.1991
Basın: 33218
GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI
(ANTALYA MAHKEME SATIŞ
MEMURLUĞU'NDAN)
Esas: 1991/59
Antalya • Kızılsaray mahallesi 3266 ada 4 parselde kayıtlı tasın-
maz Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1990/1391 esas 1991/845
sayılı karan gereğince satılacaktır.
Tapu kaydına göre 329 M2 genişüğinde olup uzerinde birisi tek katlı
diğeri üç katlı bina bulunmaktadır. Parsel ücari sahada olup 100.
Yıl Bulvan ile Şarampol caddesinin kesiştiği köşededir, 7 kat insaata
müsait olup blok nizam inşaata müsaittir. Mahallı rayiçlere göre M2'si
2.000.000 TLÜır. 676.000.000 TL. dır.
I. Satış 8.10.1991 günü saat 14.00-14.15 arasında Antalya Özel Idare
Iş Hanı Kat: 6'da açık artırma ile yapılacaktır. Bu satışta değerinin
V«75'ini bulmadığı takdirde 18.10.1991 günü aynı yer ve aynı saatte
2. artırma yapüacakür. 2. satışta ise değerinin "»40 ve mahkeme mas-
raflannı geçtiği takdirde en çok artırana ihale edilecektir, satış peşin
para iledir isteyen ahcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir.
Satıja katılan değerin «Po^si nisbetinde teminat yatırması gerekli-
dir. Ihaleye iştirak edilenlerin şartnameyi görmüş ve munderecatıru
kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin memur-
luğumuzun 1991/59 esas sayılı dosyasına başvurmalan ilan olunur.
Basın: 48876
POLİTİKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Geride Kalanlar...
Kemal Baştuji, bizim DiRârih'ten arkadaşımızdır. DiHarih'te
siyasetin harman olduğu yıllarda tutup Fransa'ya girti, uzun
yıllar dönmedi. Attila İlhan'ın Paris'te olduğu yıllarda Turhan
Doyran, Can Yücel de ordaydı... Şimdi Kemal, arada bir ge-
liyor, resim sergileri açıyor.
Kemal'in kardeşi Kâmuran Başiuji'den geçende bir mek-
tup aldım. Daha doğrusu, bundan beş yıl önce yazılmış bir
mektubun fotokopisi... Beş yıl önce yazılmış, elime geçmiş
mi, geçmemiş mi bilmiyorum, bu mektupta diyor ki:
"...Muzaffer Tayyip'in Zonguldak'ta basılan 'Şimdilik' adlı
şiir kitabının baskı için hazırlanan otuz beş sayfalık düzen-
lenmesini kütüphanemde buldum. Muzaffer Tayyip'i şahsen
tanımadım, bastırdığı kitabın düzenlenmesi olduğu bu şi-
irieri kırk yıl önce kimden aldığımı da hatırlamıyorum. Birin-
ci sayfadaki nota göre bu kitapta Muzaffer Soysal'ın bir ön-
sözü bulunması gerekiyor. Ancak bendeki düzenlemede bu
önsöz yok."
Mektubu bağlarken, "Beş yıl sonra tekrar saygılanmı
sunarım" diyor.
1945'lerde Zonguldak'ta birkaç şair ve yazar partadı. Bunlar
Rüştü Onur, Kemal Uluser, Muzaffer Tayyip Uslu'ydu. O yıl-
larda sanat ve edebiyat için bir çevre de oluşmuştu. Özellik-
te Rüştü Onur birden ünlenmişti. Hakkında Salâh Birsel ve
Necati Cumalı'nın yazıları kitaplan çıkmıştı. Muzaffer Tayyip'in
'Remzi Beye Şiirler'i için Cavit Yamaç övgüler döşenmişti.
Daha sonra Rüştü Onur, Beşıktaş a gelip yerleşmiş, çarşı için
şiirler yazmıştı. Behçet Necatigil, Sabahattin Kudret gibi Be-
şiktaşlı şairlerden sayılırdı.
Muzaffer Tayyip, 'Rûştü'den Gelen Mektup' adlı şiirini Ok-
tay Rifat'a ithaf etmiş, şiir şöyle:
Önce bütün şairiere selam
Sonra şunu söylemek isterim
Ölüm hiç de güzel değil
Ne sabah var ne akşam
Sokakların ellerinden öperim
Bana yaşamasını öğretmişlerdi
Dost olsun, düşman olsun
İnsanlara iyi günler dilerim
Söyle sarı saçlı daktiloya
Ben yokum artık
Vefasız dostlara hatırlat
Kimseye kalmaz o dünya
Nasrl unuturum güzeldi yaşamak
Fakat hakkı varmış Oktay'ın
"Hatıralar dal istiyor
Kuşlar gibi konacak."
O yıllarda şiirden başka tutunacak dalımız yoktu, dizeler-
de, Rüştü Onur'un Oktay Rifat'a seslendiği gibi gezinirdik.
Şimdi birbirimize bağlayan bir Ankara Liseli olma, bir Dil-
Tarih'li olma...
Bizim dönemin ünlü futbolcusu Nusret'ten (Göktuna) de
bir mektup aldım, top peşinde koştuğumuz günleri anımsat-
tı:
"Ben Ankaragücü'nde futbol oynardım. Ankara Karması^
nın değişmez haf hattı olan (Hasan-Keşfi-Nusret) çizgisindeki
Nusret benim. Rahmetli Enver Gökçe de bizim sınıfta idi. Fut-
bola meraklıydı. Onu haf hattında oynatırdım. Galatasaray
taraftarı olduğu içn ona Eşfak adını takmıştık. Taş mektepli-
ler her çarşamba İlyas Seçkin'le birlikte toplanıyoruz. Şimdi
tatil."
» Her buluştuğumuzda Dil-Tarih'ten Albay Osman (Özeren)
da, "Ne olur ayda, yılda bir buluşalım" der, bir türlü buluşa-
mayız. Kim kaldı, kim girti haberimiz olmuyor. Hepimiz dort
bir yana dağıldık. Ankara'ya eskiden yolum düştüğûnde Kı-
zılay'da adım başı bir dosta rasttar, selam alır selam verirdim.
Şimdi Kızılay da metro için Kızılay olmaktan çıkmış. Selam
verip, selam alanımız da kalmadı. Şair boşuna, "Gözümden
yaş yerine siz akın hatıralar" dememiş. Gözlerimiz de yaşlı
oldu.
ÇALISANLARIN
SORULARI/SORUNLAR1
YlLMAZŞtPAL
ı Seçmeliyim?w
SORU: Esim kısa bir süre önce vefat etti. Kendisi bir kanu
kunımunda müşavir olarak çalışmakta iken 1981 yı-
lında Emekli Sandığı'ndan 2. derece 6. kademeden
emekli olmuştu. Emekli Sandığı'na tabi olarak 34 yıl
9 ay hizmeti vardı.
Bana eşimden aytık bağlanacağını bfliyorom. Bcn-
den başka a>lık alacak kimse de yok. Ancak babam
da bir ilde orman başmülıendisi olarak yine Emekli
Sandığrndan 37 yıl 9 ay hizmet ettikten sonra emekli
olup 6 yıl sonra vefat etti.
Eşimin ve babamın Emekli Sandığı'ndan emekli
olmalan sebebiyle, ayhklardan birini seçme hakkım
olduğunu da biliyonım. Ancak bu ayhklardan biri-
ni seçme hakkımı bir kez kullanabilecegimi ve ba-
nun bir daha degişmesinin çok zor oldagnnu
söylediler. Onun için ben de seçme hakkımı yüksek
olan maaş için kullanacagım. Bunun için de ha«gi
maaşı seçmeliyim?
Bana eşimden kalan aylık mı yoksa babamdan ka-
lan aylık mı daha fazla olacaktır?
YANIT: 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'nın 94. maddesi
uyannca hem dultaemde yetim aylığına hak kazananlann "ter-
cih ettikleri ayhkları", sandığa yazılı başvurulanru izleyen ay-
başından geçerli olarak ödenir.
Aynı maddeye göre "tercih ettikleri ayhklan alanlar, yeni-
den sandığa yazılı olarak başvurduklan tarihi izleyen aybaşın-
dan itibaren bu isteklerinden dönebilirler!'
Hangi ayhğı seçmiş olursanız olun, bir diğer aybğı seçme hak-
kınız yasaca kısıtlanmamıştır.
Kısaca istediğinizce seçiminizden geri dönebilir, bir diğer ay-
hğı secebilirsiniz.
5434 sayılı yasanın 68. maddesine göre Emekli Sandığı'ndan
emekli, adi malûllük, vazife malûDüğü aylığı almayan ve Emekli
Sandığı kapsamında da çahşmayan ve aylık alan yetimi de bu-
lunmayan dul kadın eşe ölenin aldığı emekli ayhğımn "% 75'i
dul aylığı olarak bağlanır.
Eşinden kalan aylığı değil de babasından kalan aylığı almak
isteyenlerden, yetim l kişi ise babasımn aldığı aylığm % 50'si
yetim aylığı olarak bağlanır.
Gerek dul ayhğı, gerek yetim aylığı yönünden 1 kişi olduğu-
nuza göre dul kadın eş olarak % 75 ve yetim olarak */o 50 üze-
rinden size bağlanacak ayhklar:
Yetim Ayhğı: 37 yıl 9 ay hizmeti olan bir orman başmühen-
disinin emekli aylığı (1. derece 4. kademe ve 2.100 ek gösterge-
ye göre) 2 milyon 200 bin 987 liradır. Bunun % 50'si olan 1
milyon 100 bin 494 lira da yetim aylığıdır.
Dul ayhğı: 2. derece 6. kademeden ve 34 yıl 9 ay hizmetten
sonra Genel Idare Hizmetleri Smıfından emekli olan yükseköğ-
renim görmüş müşavirin emekli aylığı (900 ek göstergeye göre)
1 milyon 623 bin 853 liradır. Bunun V» 75'i olan 1 milyon 217
bin 890 lira istirakci olmayan ve Emekli Sandığı'ndan emekli
aylığı da almayan dul eşe kalır.
Eğer eşiniz yükseköğrenim görmediyse, bu kez aylığı 800 ek
göstergeden ve 1 milyon 584 bin 017 lira olacaktı ve size bu ay-
hğın % 75'i olan 1 milyon 188 bin 013 lira bağlanacaktır.
Kısaca, bugünkü uygulamada eşinizden bağlanacak dul ay-
hğı, babanızdan bağlanacak yetim aylığından fazladır.
ÇOKKAPHJODA
Asım Bezirci
3. bası 10.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
ÖdemeJi gögderilmez.