Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 AĞUSTOS 1991 HABERLER
SEÇİM SİSTEMİ VEERKEN SEÇİMTARTIŞMASI
CUMHURİYET/5
'Çavuşlu'da
seçim'
• GİRESUN (Cumhuriyet)
— Çavuşlu'da 1 eylül pazar
günü yapılacak belediye
başkanlığı seçimi öncesinde
partiler adaylanm
belirlerken, çalışmalarını da
hızlandtrdılar. îktidar
partisi ANAP seçim bölgesi
Çavuşlu'da büyük çapu
yatınm vaatlerine girişti.
Ahnan bilgilere göre
ANAP'tan Ismail Göral,
SHP'den Bahri Dede,
DYP'den Selahattin Göral,
DSP'den Küçük Ali Yüksel,
RP'den Hasan Karabulut,
MÇP'den Mehmet Gedik
belediye başkan adayı
oldular. Bu arada Ali Göral
da bağımsız aday olduğunu
açıkladı. 4500 nüfusun
yaşadığı Çavuşlu'da 1 eylül
pazar günü yapılacak
belediye başkanlığı
seçiminde 1400 seçmen oy
kullanacak.
DemireFe
seçim filosu
• ANKARA OUBA) —
Doğruyol Partisi lideri
Süleyman Denürel, seçim
kampanyasını iki uçak, iki
de helikopterden oluşan bir
hava fılosuyla sürdürecek.
DYP Bursa Milletvekili
Cavit Çağlar, "Liderimiz
için ikinci uçak siparişi
verildi. Yeni uçak seçim
kampanyasına kadar
yetiştirilecek" dedi. Çağlar, !
DYP'nin seçim j
kampanyasında kullarulmak
üzere, iki uçak ve iki
helikopterden oluşan bir
filo kurduğunu belirtip.
"Bu seçim çok önemli:
DYP iktidara koşuyor.
Kamuoyu araştırmalan
DYP'nin birinci parti
olduğunu gösteriyor.
Liderimiz Demirel uçakla
şehirleri, helikopterlerle de
köyleri, kasabaları gezecek,
meydanlarda halka
seslenecek" diye konuştu.
'Seçim ekime
yetişir^
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) — Yüksek Seçim
Kurulu (YSK) eski Genel
Başkanı Firuz Çilingiroğlu
seçim takviminin ekim
ayındaki seçime olanak
sağlayacağını söyledi. Seçim
Yasası'na göre normalde 90
gun olan seçim takvimi
süresinin YSK tarafından
yine aynı yasanın
dokuzunca maddesine göre
kısaltılabilme olanağının
bulunduğunu kaydeden
Çilingiroğlu, "YSK aynı
yasadan kaynaklanan yetki
ile ön seçim süresini de
kısaltarak seçim takvimini
ekim ayında seçim
yapılmasına olanak
sağlayacak şekilde
düzenleyebilir" dedi.
Çilingiroğlu 1987'de yapılan
genel seçimlerde aynı
durumlann yaşandığını
anımsatarak, "O tarihte de
seçim takvimi YSK
tarafından kısaltıldı. Seçim
takvimi 22 ekimde başladı,
29 kasımda da seçimler
gerçekleştirildi. Bir sorun
da çıkmadı" diye konuştu.
Bağ-Kur'da
genel müdür
degişikligi
• ANKARA (AA) —
Danıştay kararı ile görevine
döndürülen ve önceki gün
Bağ-Kur Genel
Mudürlüğü'ne atanan lsmet
Attila, dün görevinden
alındı. lsmet Attila'nın
yerine Hilmi Sabuncu
yeniden Bağ-Kur Genel
Müdürü oldu. lsmet Attila,
Bağ-Kur Genel
Mudürlüğu'nden alınması
üzerine Danıştay'a dava
açmış, Danıştay 5. Dairesi
Mart 1991'de görevine
döndürülmesini
kararlaştırmıştı. Danıştay
karan uygulanarak, Genel
Müdür Hilmi Sabuncu
görevinden alınıp bakanlık
müşavirliğine atanmış,
lsmet Attila üçlü
kararname ile Bağ-Kur
genel müdürlüğüne
getirilmişti. İsmet Attila
önceki gün makamına
giderek görevine başladı.
Aradan bir gün geçtikten
sonra bu kez, lsmet Attila
görevinden almarak
bakanlık müşavirliğine
getirildi.
Ayaz, Demirel'e
danışman oldu
• tSTANBUL (ANKA) —
Eski tstanbul valilerinden
Nevzat Ayaz'ın, Süleyman
Demirel tarafından DYP
Genel Başkan
Danışmanlığı'na getirildiği
bildirildi. DYP Istanbul 11
Başkanlığı'ndan yapılan
yazılı açıklamada. Nevzat
Ayaz'ın çeşitli konulardaki
görüşlerinden, fikirlerinden
ve birikimlerinden
yararlamlmak üzere DYP
Genel Başkan Danışmanhğı
görevine getirildiği
bildirildi.
Seçimlere 9 parti katılacak
ANKARA (Cumburiyet Bürosu) —
Ekimde yapılması kararlaştırılan erken
genel seçimlere 9 siyasi parti katılabilecek.
Seçimlere katılabilmek için Siyasi Partiler
Yasası'nda belirtilen koşulları bulunan
partiler ANAP, SHP, DYP, DSP, RP,
MÇP, SP, MDP ve 1DP. TBMM'de temsil
edilmesine karşın buyuk kongresini
zamanında yapamadığı için HEP, yeteri
kadar il ve ilçede örgütü bulunmaması
nedeniyle SBP, erken seçimlere
katılamayacak. HEP, geçen haziran ayında
büyük kongresini yapmış olmasına
rağmen, yasada belirtilen 'seçimlerden 6 ay
önce kongre yapma' koşuluna uymadığı
için genel seçimlere katılabilme şansını
kullanamayacak.
1983 yıhnda kabul edilen, ancak 1988
yılmda yeni bir yasayla değiştirilen 2820
sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 36.
maddesine göre siyasi partilerin genel
seçimlere katılabilmesi için illerin en az
yansında, oy verme gününden en az 6 ay
önce teşkilat kurmuş ve büyuk kongresini
yapmış olması veya TBMM'de grubu
bulunması şart. Bir ilde teşkilatlanma,
merkez ilçe dahil, o ilin ilçelerinin en az
üçte birinde teşkilat kurmayı gerektiriyor.
Içişleri Bakanlığı ve Cumhuriyet
Başsavcılığı kayıtlanna göre yasal
kuruluşunu tamamlayan, ancak aranan
koşulları yerine getiremediği için seçimlere
katılamayacak HEP ve SBP dışında 7
parti daha bulunuyor. Bu partilerin adlan
şöyle:
Anadolu Partisi, Diriliş Partisi,
Cumhuriyetçi Demokrat Gençlik Partisi,
Yeşiller Partisi, Büyük Anadolu Partisi,
Bayrak Partisi, Halk Partisi.
HEP Genel Başkanı Fetami Işıklar,
seçimden 6 ay önce kongresini yapmayan
partilerin seçime katılamadıkları
anımsatılarak, burKın HEP'i etkileyip
etkilemeyeceği sorusuna şu yanıtı verdi:
"Önceden bu koşul aranmıyordu.
Örgütlenmiş ve kongresini yapmış olmak
yetiyordu. Ama şimdi bu koşul aranır ve
tartışılır oldu. Biz 6 ayın çok öncesinde
teşkilatımızı kurduk. Bu sırada böyle bir
koşul aranmadıgını bize ifade etti
görevliler. Şimdi erken seçimle birlikte
böyle bir koşul da gündeme geldi. Şimdi
de seçim eğer nonnal takvimi içinde
yapuirsa, biz yine seçime katılabiliyoruz.
Ama nonnal takvim işletilmeyip kısaltılırsa
kongre>le ilgili koşulu korurlarsa bizi
seçime sokmak istemiyorlar demektir."
Şu anda bu konudaki tartışmaları
izlediğini belirterek "Böyle bir niyetleri
yoksa gerekii açıklamayı yaparlar" diyen
lşıklar, seçime sokulmamalan halinde hem
siyasi partilerin hem de parlamentonun
töhmet altında kalacağını savundu. Bu
durumda başta Cumhurbaşkanı olmak
üzere tüm siyasi parti genel başkanları ile
milletvekillerine birer mektup yazarak
durumu ileteceğini de kaydeden lşıklar,
"Sizin seçime sokulmamanız neden
kaynaklanı>or olabilir" sorusuna, "Milli
Gnvenlik Kunılu'na kadar uzanıyor
söylentiler. Bir Genelkurmay Başkanı
neden kanşsın ki? Onlann karışmaması
gerekjr" yanıtını verdi. lşıklar, "Bu yönde
kesin duyumlar aldınız mı" sorusuna da,
"Hayır, ama söyleniyor" karşılığını verdi.
HEP'in seçime katılması halinde yüzde
13-14 alarak, Meclis'e en az 60-70
milletvekili ile gireceğini de savunan
lşıklar, bu oyu yalnız Doğu ve
Güneydoğu'dan değil, tüm ülke genelinden
alacaklannı da belirtti. Bütün partilerin
kendilerini seçime sokmama yönündeki
telaşlannın da bundan kaynaklandığım
öne süren lşıklar, "Seçime sokulmamanız
halinde tavnnız ne olacak" sorusuna da,
"Parti meclisini 24 ağustosta toplanüya
çağırdım. Tavnmız bu toplantıda belli
olacak. Ama bizim oylanmız istemediğimiz
tarafa gitmez" yanıtını verdi.
HEP ile ilgili suçlarüaların gerçek dışı
olduğunu da kaydeden lşıklar, "Önce il
başkanını öldürdüler, sonra cenazeye
saldınldı, yine adam oldu, sonra 'Partiyi
kapatacağız' dediler, bir şey çıkmadı.
Ortada öyle bir suç yok. 'Milletvekillerinin
silahıyla ateş edildi' dediler, ortada silah
yok. Öyleyse tabanca ellerinde.
Ellerindeyse niye ortaya çıkarmıyoriar"
dedi.
DMP lideri Dalan sistemin yumuşatılmasını istedi
Barajlı ııispi sisteıııtç Politika
Servisi —
DMP Genel
Başkanı Bed-
rettin Dalan,
tumüyle seçim
sistemini değiş-
tirerek, "Türk halkının anlama-
sına fırsat vermeden" seçime
gitmenin halka ve demokrasiye
saygısızlık olacağını soyledi.
Dalan, mevcut seçim sisteminin
yumuşatılarak, seçime gidilme-
sinin uygun olacağını belirtti.
DMP lideri, ulke barajının yüz-
de 5'e indirilmesini, bölge bara-
jının kaldırılmasını, milletveki-
li sayısının 300 olmasını ve ön-
de giden partiye avantaj sağla-
yacak, "hesaplama metodu"-
nun değiştirilmesini önerdi.
"Nasıl bir seçim sistemi"ne
ilişkin sorulan yanıtlayan DMP
Genel Başkanı Bedrettin Dalan,
en uygun sistemin, "Barajh nis-
pi sistem" olduğunu söyledi.
Dalan, bütün fikirlerin az çok
parlamentoda temsil edilmesi
gerektiğini belirtirken, "Ama
aştn marjinaller. yani yüzde 1-2
oy alanlar Meclisc girmemeli"
dedi.
Türkiye'de, son otuz yılda,
bir çok seçim sistemi değiştiği-
ni hatırlatan Bedrettin Dalan,
"Çoğunluk sistemi"nin milli
iradenin TBMM'ye yansıması
açısından sakıncah olduğunu
söyledi. Dalan, "nispl sistem "-
in de, koalisyonlara yol açtığı-
na dikkat çekti.
Bugünkü sistemi tamamen
değiştirmek yerine, mevcut sis-
temin, geçmiş deneyimlerden de
Dalan: Küçük partilerin saf dışı
kalmasına SHP ve DYP göz
yumarsa bu partiler tedbiri alır.
yararlanılarak yumusatıhp daha
demokratik hale getirmenin ye-
terli olacağını kaydeden Dalan,
görüşlerini şöyle açıkladı:
"Ülke barajı yüzde 4-5'lere
indirilmeli. Bölge barajı kaldı-
nlmalı. Dar bölge sistemi geti-
rilmemeti. Seçme yaşının 18, se-
çilme yaşının 25 olması gerekir.
Bize göre, seçilme yaşı da, 18 di-
ye düşüDiilmeli. Bunun yanın-
da, önde giden partiye avantaj
sağlayacak hesaplama metodu
da, yeniden düzenlenmeli. Ya-
ni, yüzde 36 oyla, yüzde 65 san-
dalye yerine, yüzde 40-44 gibi
bir oranı sağlayacak metot ge-
liştirilmeli. Parlamenter sayısı
300'e indirilmeli. 600'e çıkanl-
ma önerisi ise, ANAP'ın, ken-
di grubundan seçim karan çıka-
rabilmesi için, kendi miUervekil-
lerine verdiği 'siyasi rüşvet'tir.
Yağma yok, milleti kandıra-
mazlar. Bu da, demokratik ol-
maktan öteye ahlaki bir mese-
ledir. Türkiye kimsenin çiftliği
değildir. '
DMP lideri Dalan, seçimler-
de birinci durumda olan ya da
onde giden partiye hesaplama
metodu ile yüzde 5-10'luk bir
avantaj sağlamanın doğru ola-
cağını ifade etti. Dalan, bu ko-
nuda, "Ancak, önde giden par-
tiye Mecliste aldıgı oy oranına
göre, yüzde yüzlük sandalye el-
de etme avantajı sağlanırsa, o
zaman, parlamento dışında ka-
lan partilerin o> oranı, parla-
mento içindekilerden daha faz-
la olabilir. Bu ise, ülkenin Mec-
lisi, bugün olduğu gibi, halktan
kopuk bir hale gelir. MİUetinden
kopuk bir Meclis, bu durumda
ulkeyi nasd idare edebilir? Ya-
sal olabilir, ama vicdanı olmaz.
Bugun olduğu gibi, ülke başka
yere, idare başka yere gider" di-
ye konuştu.
ANAP'ın düşundüğü seçim
sistemini kendine göre düzenle-
yeceğini öne süren DMP lideri
Dalan, DSP lideri Bülent Ece-
vit'in bu konudaki, "siyasi kar-
telin siviJ dikta hevesi" sözleri-
ne katıldığını vurgulayarak,
böyle bir sisteme halkın kayıt-
sız kalmayacağını söyledi. Par-
lamento dışı partilerin, "saf
dışı" bırakılması girişimlerine
SHP ve DYP'nin de göz yuma-
cağını one suren Dalan, "buna
karşdık parlamento dışı partfler-
de bir tedbir alııiar. Bu degişik-
likler bir ortaya çıksın bakahm.
O zaman, Meclis dışındaki par-
tiler, en aşın sağından, en aşın
soluna kadar berbalde ortak bir
tavır alıriar" dedi.
HEP Genel Başkanı lşıklar, HEP'in seçime sokulmaması halinde siyasi istikrarsulığın daha da artaca-
ğını ve demokratik çözüm yollannın tıkanacağını, zulümle hileli yolların ise yaramayacagını söyledi.
Işıklar, adil bir seçim istiyor
'Amaç HEP'siz seçim'İç Politika Ser-
visi — HEP
Genel Başkanı
Fehmi lşıklar,
erken seçimle,
amacın HEP'-
in seçimlere
girmesini engellemek olduğunu
belirterek "Seçim takvimi sıkış-
tınlacak, Seçim Yasası'na yeni
yorumlar getirilecek ve kongre-
sini 8 Haziran 1991'de yapan
HEP için aradan altı ay geçme-
digi için seçime kanlamaz fetva-
sı verilecektir" dedi.
Adil olmak koşuluyla, bif an
once seçime gidilmesinde yarar
olduğunu kaydeden HEP Genel
Başkanı lşıklar, bütün siyasi
partilerin katüabileceği, adil bir
Seçim Yasası ile yapılacak seçi-
min son derece yararlı olacağı-
nı belirtti.
lşıklar, HEP'in seçime sokul-
maması halinde siyasi istikrar-
sızlığın daha da artacağını ve
demokratik çözüm yollannın tı-
kanacağını söyleyerek "Baskı,
zulüm ve hileli yolların bir ise
yanunadığı, sorunian çözmedi-
giv
aksine sorunian daha da art-
tırdığı bir kez daha görülecek-
tir" dedi.
Seçim sisteminde yapılacak
değişikliklere ilişkin talepleri sı-
ralarken seçmen yaşımn 18'e,
seçilme yaşımn ise 25'e indiril-
mesini savunan Işıklar, yüzde
10'luk barajın mutlaka kaldınl-
ması gerektiğini savundu. Işık-
lar şunları söyledi:
"Baraj, en aandan çok ma-
kul bir ölçuye indirilmelidir.
Mutlaka konacaksa, yüzde 5'i
hatta yüzde 3'ü kesinlikle geç-
memelidir. Aksi halde, erken se-
çim yeniden gündeme gelecek-
tir. Çünkü muhalefet, erken se-
çim isterken 'ANAP yönetme-
sin, biz yönetelim' mantığı ile
hareket etmemiştir. 'Adil olma-
yan bir seçim sistemi ile yüzde
36 oyla Meclis'teki yüzde 65 ço-
ğunluk ele geçirilmiştir. Bu ço-
ğunluk haksız çoğunluktur. O
yuzden erken seçim istiyomz'
denilmişür. Şimdi bunun aksi;
ne davranış içinde bulunurlarsa
muhalefet partilerinin durumu
tartışma konusu yapıiacaktır.
Ve sonuç ne olursa olsun, tek-
rar bir erken seçim gündeme ge-
lecektir."
Baskın seçimin mimarlarmdan Sungurlu, seçim sistemi değişikliğine karşı
4
Kontenjanlı seçim antidemokratik'
TURAN Y1LMAZ
ANKARA
— ANAP'ın
1987 "baskın"
seçiminin mi-
marlarından,
eski Adalet Ba-
kanı Oltan
Sungurlu, seçim sistemi değişik-
liğine karşı çıktı. Mevcut siste-
min koalisyonsuz iktidar kurul-
masını amaçladığını, bu nedenle
sistemin değiştirilmek yerine
"tadiT edilmesi gerektiğini kay-
deden Sungurlu, "Türkiye
milletvekilliği" uygulamasını da
eleştirdi. Sungurlu, "Demokra-
si için, millet için lazım insan-
ları millet seçer, bu kontenjan
işinde çok aşınya gitmemek
lazım" dedi.
Yılmaz'ın muhalefetin tutu-
munun ne olacağına ilişkin en-
dişesine katıldığını da kaydeden
Sungurlu, "Muhalefet, önce de
erken seçim diye bas bas bağır-
tnış, biz getirdiğimizde ise iki
kez bırakıp, kaçnııştır. Bu kez de
ihtiyatla sö>lemelerine karşın,
gerçekten isteyip istemedikleri-
ni görecegiz. Bu defa, muhale-
fetin şunu da söyleme şansı
yok" dedi.
Degişikllge karşı Mevcut seçim
sisteminin değişmesine karşı çıkan eski
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, seçim
sisteminin tadil edilmesini savunuyor.
Sungurlu Türkiye milletvekilliği
uygulamasına da karşı çıkıyor ve
"Demokrasi için, millet için lazım
insanları millet seçer, bu kontenjan
işinde çok aşınya gitmemek lazım"
diyor.
Koalisyonsuz iktidar Sungurlu
mevcut sistemin koalip.yonsuz iktidar
kurulmasını amaçladığını belirterek
"Bence devam etmelidir" dedi.
"Seçim karannı ANAP gru-
bu nasıl karşdar" sorusuna,
"Tabii ki ANAP grubu Anava-
tan'ın ve ülkenin menfaatlerinin
müzakeresini yapar. 17. dönem
ANAP grubu son derece iyi ör-
nekler vermiştir. 18. dönem gnı-
bunun da Tıresiz, doğnı istika-
mette karar vereceğinden şüp-
hem yok" yanıtını veren Sun-
gurlu, "ANAP grubu doğrusu
ne ise onu yapacaktır" dedi.
Sungurlu, bugün getirilmek
istenen seçim sisteminin daha
BîR GÖRÜS
önce hiç gündeme gelmediğini,
üzerinde hiç konuşulmadığını
da belirteTek, bu nedenle ANAP
için ne getirip ne götüreceğini
şimdiden tahinin etmenin ola-
naksız olduğunu kaydetti. Sun-
gurlu, "Siz nasıl bir seçim siste-
mi önerirdiniz" sorsuna, şu
yanıtı verdi:
"Bugünkü mevcut sistemin
nerelerinin tenkit edileceği pek
açık degil. Bir kere bunlann or-
taya çıkanlması gerekir. Ben,
bugünkü sistem üzerinde fazla
bir tadilat düşünmem. Yani beUi
bir iki noktada tadilat konusu
müzakere edflebüir, ama genel
itibanyla seçim sistemini değiş-
tirmek doğru degil. Bu genelde
koalis>onsuz iktidar kurma esa-
sma göre getirilmiş bir sistemdir.
Bence, devam etmelidir."
Sungurlu, "Türkiye millet-
vekilliği" sistemini de eleştire-
rek, "Bu daha önce Turgut
Bey'in istedigi bir şeydi. Şimdi
sistemi iyi tespit etmek lazım.
Demokrasi için, millet için lazım
insanları millet seçer. Bu kon-
tenjan işinde çok aşınya gitme-
mek lazım. Demokratik bir sis-
lemde kimlerin Meclis'e girece-
gine kim karar verecektir? Bu
kişileri kim tespit edecektir?
Kontenjan için düşünıüen 75 sa-
yısı bana biraz fazla geliyor" de-
di.
Sungurlu, "kongrede kaybe-
den ekip olarak, olası bir seçîm-
de genel merkez tarafından tas-
fiye edilebilecekleri yönünde bir
endişe taşıyıp taşımadıgı"na iliş-
kin soruya da şu yanıtı verdi:
"Hiçbir endişem yok. Bu iş,
hiçkimsenin üzerine tapuhı de-
gil. Herhangi bir grup, diğer ar-
kadaşlara ihtiyaç duymadan si-
>
>
aseti devam etürecekse, ettire-
bilecek güçteyse, yapabilir de
bunda hiçbir şey yok ki."
Kimsenin kimseyi tasfiye ede-
ceği düşüncesinin aklına bile
gelmediğini kaydeden Sungurlu,
"Tüm ANAP'lılann siyasi gele-
ceği, ANAP içindedir. Başka
türlü düşünmemek gerekir. Se-
çime giden bir siyasi parti, her
oyu değerlendirmek ister.
ANAP için var olan herkesi,
ANAP içinde bütünleştirecek-
lerdir. Başka türlüsü aklıma bi-
le gelmiyor" dedi.
ANAP'ın istedigi sistem adil degil
Prof. Dr. Erdoğan Teziç, "daraltılmış bölge sistemTni "gladyatör savaşı" olarak niteledi
DüNYADA SEÇİM
SÎSTEMLERt
FRANSA
Dar bölgeli 2 turlu
çoğunluk sistemi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Anayasa Hukukçusu Prof. Erdoğan
Teziç, ANAP'ın seçim sisteminde
düşündüğü değişikliklere ilişkin
gorüşlerini açıklarken, "daraltılmış
bölge sistemi"ni "gladyatör savaşı"
olarak niteliyor. Teziç, bu sistemin
"yerel eşraf'ın güçlenmesini
sağlayarak parti disiplinini bozacağını
söylüyor.
Prof. Dr. Erdoğan Teziç, ANAP'ın
mevcut seçim eevrelerini daha da
kuçülterek getirmeyi düşündüğü
sistemin doğuracağı sakıncaları şöyle
sıralıyor:
"Bu sistem yerel eşrafın güç
kazanmasını sağlar. Zaten Türkiye de
buna yapı olarak çok müsait. Bu
sisteme, bu özelliğinden ötüru Fransız
siyasetçiler "gladyatör savaşı" adını
vermişlerdir. Bu güçlenme, gelecekte
parti disiplinini ortadan kaldınr.
Kendi gücüne dayanarak seçime giren
kişi artık partisiyle olan bağını degil,
seçmenle olan bağını ön plana
çıkartır. Parti disiplini zayıflayınca
da parlamenter sistemin işleyişinde
sıkıntılar başlar. Çünkü parlamenter
sistem, disiplinli partilerle işleyen
sistemdir. Çünkü bu sistemde
milletvekilleri, kendilerini partilerine
bağlı olma gibi bir eğihmden
sıyınrlar. Hatta partiler arası
transferter gündeme gelir. bu da
parlamenter sistemin mekanizmalarını
bozar, istikrarsızlığa yol açar."
Bu sistemin hep eleştiri ve tartışma
konusu olan "seçim barajım" daha
da yükselteceğini belirten Teziç,
barajın yukseltilmesinde amaçlananın
hükümet istikrarı sağlamak düşüncesi
olabileceğini vurguladı. Teziç, "Ama
bu sistemde değerlendirme dışı kalan
bir yığın oy olacaktır. Bu da seçimin
adilliği ile bağdaşmaz. Seçim
sisteminin içinde hem adalet duygusu
uyandıracak, hem de gelecekte
hükümet istikrannı sağlayacak bir
mekanizma olmah. Sadece istikrar
sağlamaya yönelik sistem, ister
istemez adaletsizliği getirir. Bu
nedenle getirilmek istenen sistem
doğru ve adil degildir" dedi.
Prof. Dr. Teziç, barajlann yüksek
olması sonucu, iktidara gelecek
partinin seçmen gözünde meşruiyet
tartışmalannı yeniden gündeme
getireceğini savunarak "Tıpkı 1987
seçimlerinde ortaya çıkan tablo gibi.
Azınlıkta olan bir partinin iktidarda
olması bu tartışraalara neden olur.
İktidardaki parti kendisini daima
belli politikalann uygulanmasında.
kamuoyuna karşı güçlü
hissedemevecektir. Tıpkı ANAP'ın o
tarihten bu yana düştügü tabloda
olduğu gibi. Onun için seçim sistemi
geçmişteki tartışmalan tekrar
hortlatmamalı" şeklinde konuştu.
Getirilmek istenen "tercih oyu
sistemi"ni de eleştiren Teziç, önceki
uygulamalarda istenilen sonucu
vermeyen bu sistemin çok sakıncah
sonuçlar verdiğini savundu. Teziç, bu
sistemle parti liste sıralamasının
değişmesinin merkezin gücünün
kınlması sonucunu doğuracağını,
bunun ise yerel eşrafın güç
kazanmasına yol açacağını belirterek
"Türkiye'de tercih oyuna bel
baglamakla bir sonuç ortaya
çıkaracağını sanmak bir hayalden
başka bir şey degildir" dedi.
PARİS (Cumhuriyet) —
Fransa'da milletvekili
seçimlerinde, şu anda
yürürlükte olan seçim
yasasına göre geçerli olan
sistem, iki turda
sonuçlanan dar bölgeli
çoğunluk sistemi. Başka
bir deyişle milletvekili
sayısı 575 olduğuna göre
bütün ulke 575 seçim
bölgesine ayrılıyor. Bu
seçim bölgeleri hükümet
tarafından saptanıyor ve
genellikle iktidar partisi
"nüfus degisikliklerini"
ileri sürerek her seçim
öncesi seçim coğrafyasında
çeşitli değişikliklere
başvurabiliyor. tktidara
kazanç sağlamayı
amaçlayan bu yönteme
siyaset dilinde seçim
"sarkutaj"ı deniyor.
Seçim bölgeleri bir kez
saptandıktan sonra,
adaylann hedefi o seçim
bölgesinde, oy veren
seçmenlerin yarıdan bir
fazlasımn oyunu
kazanmak. Eğer ilk turda
bu sonuca ulaşılırsa ikinci
tura gerek kalmıyor.
Ancak seçime katılımın
yeterli düzeyde olması
vazgeçilmez kural. Şöyle ki
seçimin ilk turunda geçerli
oylann yuzde 50'sinden bir
fazlasını alan aday, kayıtlı
seçmen sayısınm yüzde
25'inin oyunu almazsa
gene seçimi kazanmamış
sayılıyor ve ikinci tura
kahyor.
Söz konusu bölgede seçim
birinci turda
sonuçlanmazsa, en fazla
oy alan iki aday ve yüzde
25'lik barajı aşabilen
adaylardan isteyenler ikinci
tura katılabiliyor.
Genellikle sadece iki aday
ikinci turda oylamaya
katılabiliyor. Ama özellikle
aşın sağ Ulusal Cephe
Partisi'nin siyaset
yaşamında varhk
gostermesi yüzünden
"üçgen"li seçimler de
artık sık sık olabiliyor.
Öte yandan Fransa'da
hükümette bakan olan
parlamenter,
milletvekilliğini yitiriyor.
Yerini, seçimde aynı
listedeki "yedek"
milletvekili alarak "asli"
hale geliyor. Bakan
koltuğunu kaybeden
politikacı yeniden meclise
dönmek istiyorsa, asli
duruma geçen yedeğinin
milletvekilhğinden istifa
etmesi ve o bölgede ara
seçim yapılması gerekii
oluyor.
Yukanda belirttiğimiz
çoğunluk sistemi,
Ingiltere'deki tek tur dar
bölge sistemine göre daha
"adil" sayılmakla beraber,
nispi temsile göre
"adaletsiz". Ancak ulkeyi
istikrarlı bir çoğunluktan
yoksun bırakmayan sistem
olarak halk arasında
beğeni kazanıyor. Sosyalist
Parti, geleneksel olarak bu
sistemi "adaletsiz" olduğu
gerekçesiyle onaylamıyor
ve "nispi temsil"e geçişi,
öteden beri parti
programında
bulunduruyor.
Nitekim, 1986 milletvekili
seçimi öncesi, tek başına
çoğunluğu ellerinde
bulunduran sosyalistler bu
seçim arifesinde, mecliste
kabul edilen bir yasayla
nispi temsil sistemine
geçerek adı geçen
seçimlerin favorisi sağ
koalisyonu sağlam bir
çoğunluktan yoksun
bıraktı. Ancak kuçük de
olsa bir çoğunluk sahibi
olabilen sağ partiler, 1988
arifesinde dar bölge
sistemine döndü. Jacques
Chirac hükümetinin Içişleri
Bakanı Cbarles Pasqua'nın
çizdiği ve her türlü
öznellikten yoksun 1988
"seçim haritası" hâlâ
belleklerden silinmedi.