22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 1991 HABERLER SEÇİM SİSTEMİ VEERKEN SEÇİMTARTIŞMASI CUMHURİYET/5 'Çavuşlu'da seçim' • GİRESUN (Cumhuriyet) — Çavuşlu'da 1 eylül pazar günü yapılacak belediye başkanlığı seçimi öncesinde partiler adaylanm belirlerken, çalışmalarını da hızlandtrdılar. îktidar partisi ANAP seçim bölgesi Çavuşlu'da büyük çapu yatınm vaatlerine girişti. Ahnan bilgilere göre ANAP'tan Ismail Göral, SHP'den Bahri Dede, DYP'den Selahattin Göral, DSP'den Küçük Ali Yüksel, RP'den Hasan Karabulut, MÇP'den Mehmet Gedik belediye başkan adayı oldular. Bu arada Ali Göral da bağımsız aday olduğunu açıkladı. 4500 nüfusun yaşadığı Çavuşlu'da 1 eylül pazar günü yapılacak belediye başkanlığı seçiminde 1400 seçmen oy kullanacak. DemireFe seçim filosu • ANKARA OUBA) — Doğruyol Partisi lideri Süleyman Denürel, seçim kampanyasını iki uçak, iki de helikopterden oluşan bir hava fılosuyla sürdürecek. DYP Bursa Milletvekili Cavit Çağlar, "Liderimiz için ikinci uçak siparişi verildi. Yeni uçak seçim kampanyasına kadar yetiştirilecek" dedi. Çağlar, ! DYP'nin seçim j kampanyasında kullarulmak üzere, iki uçak ve iki helikopterden oluşan bir filo kurduğunu belirtip. "Bu seçim çok önemli: DYP iktidara koşuyor. Kamuoyu araştırmalan DYP'nin birinci parti olduğunu gösteriyor. Liderimiz Demirel uçakla şehirleri, helikopterlerle de köyleri, kasabaları gezecek, meydanlarda halka seslenecek" diye konuştu. 'Seçim ekime yetişir^ • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Yüksek Seçim Kurulu (YSK) eski Genel Başkanı Firuz Çilingiroğlu seçim takviminin ekim ayındaki seçime olanak sağlayacağını söyledi. Seçim Yasası'na göre normalde 90 gun olan seçim takvimi süresinin YSK tarafından yine aynı yasanın dokuzunca maddesine göre kısaltılabilme olanağının bulunduğunu kaydeden Çilingiroğlu, "YSK aynı yasadan kaynaklanan yetki ile ön seçim süresini de kısaltarak seçim takvimini ekim ayında seçim yapılmasına olanak sağlayacak şekilde düzenleyebilir" dedi. Çilingiroğlu 1987'de yapılan genel seçimlerde aynı durumlann yaşandığını anımsatarak, "O tarihte de seçim takvimi YSK tarafından kısaltıldı. Seçim takvimi 22 ekimde başladı, 29 kasımda da seçimler gerçekleştirildi. Bir sorun da çıkmadı" diye konuştu. Bağ-Kur'da genel müdür degişikligi • ANKARA (AA) — Danıştay kararı ile görevine döndürülen ve önceki gün Bağ-Kur Genel Mudürlüğü'ne atanan lsmet Attila, dün görevinden alındı. lsmet Attila'nın yerine Hilmi Sabuncu yeniden Bağ-Kur Genel Müdürü oldu. lsmet Attila, Bağ-Kur Genel Mudürlüğu'nden alınması üzerine Danıştay'a dava açmış, Danıştay 5. Dairesi Mart 1991'de görevine döndürülmesini kararlaştırmıştı. Danıştay karan uygulanarak, Genel Müdür Hilmi Sabuncu görevinden alınıp bakanlık müşavirliğine atanmış, lsmet Attila üçlü kararname ile Bağ-Kur genel müdürlüğüne getirilmişti. İsmet Attila önceki gün makamına giderek görevine başladı. Aradan bir gün geçtikten sonra bu kez, lsmet Attila görevinden almarak bakanlık müşavirliğine getirildi. Ayaz, Demirel'e danışman oldu • tSTANBUL (ANKA) — Eski tstanbul valilerinden Nevzat Ayaz'ın, Süleyman Demirel tarafından DYP Genel Başkan Danışmanlığı'na getirildiği bildirildi. DYP Istanbul 11 Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada. Nevzat Ayaz'ın çeşitli konulardaki görüşlerinden, fikirlerinden ve birikimlerinden yararlamlmak üzere DYP Genel Başkan Danışmanhğı görevine getirildiği bildirildi. Seçimlere 9 parti katılacak ANKARA (Cumburiyet Bürosu) — Ekimde yapılması kararlaştırılan erken genel seçimlere 9 siyasi parti katılabilecek. Seçimlere katılabilmek için Siyasi Partiler Yasası'nda belirtilen koşulları bulunan partiler ANAP, SHP, DYP, DSP, RP, MÇP, SP, MDP ve 1DP. TBMM'de temsil edilmesine karşın buyuk kongresini zamanında yapamadığı için HEP, yeteri kadar il ve ilçede örgütü bulunmaması nedeniyle SBP, erken seçimlere katılamayacak. HEP, geçen haziran ayında büyük kongresini yapmış olmasına rağmen, yasada belirtilen 'seçimlerden 6 ay önce kongre yapma' koşuluna uymadığı için genel seçimlere katılabilme şansını kullanamayacak. 1983 yıhnda kabul edilen, ancak 1988 yılmda yeni bir yasayla değiştirilen 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 36. maddesine göre siyasi partilerin genel seçimlere katılabilmesi için illerin en az yansında, oy verme gününden en az 6 ay önce teşkilat kurmuş ve büyuk kongresini yapmış olması veya TBMM'de grubu bulunması şart. Bir ilde teşkilatlanma, merkez ilçe dahil, o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilat kurmayı gerektiriyor. Içişleri Bakanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlanna göre yasal kuruluşunu tamamlayan, ancak aranan koşulları yerine getiremediği için seçimlere katılamayacak HEP ve SBP dışında 7 parti daha bulunuyor. Bu partilerin adlan şöyle: Anadolu Partisi, Diriliş Partisi, Cumhuriyetçi Demokrat Gençlik Partisi, Yeşiller Partisi, Büyük Anadolu Partisi, Bayrak Partisi, Halk Partisi. HEP Genel Başkanı Fetami Işıklar, seçimden 6 ay önce kongresini yapmayan partilerin seçime katılamadıkları anımsatılarak, burKın HEP'i etkileyip etkilemeyeceği sorusuna şu yanıtı verdi: "Önceden bu koşul aranmıyordu. Örgütlenmiş ve kongresini yapmış olmak yetiyordu. Ama şimdi bu koşul aranır ve tartışılır oldu. Biz 6 ayın çok öncesinde teşkilatımızı kurduk. Bu sırada böyle bir koşul aranmadıgını bize ifade etti görevliler. Şimdi erken seçimle birlikte böyle bir koşul da gündeme geldi. Şimdi de seçim eğer nonnal takvimi içinde yapuirsa, biz yine seçime katılabiliyoruz. Ama nonnal takvim işletilmeyip kısaltılırsa kongre>le ilgili koşulu korurlarsa bizi seçime sokmak istemiyorlar demektir." Şu anda bu konudaki tartışmaları izlediğini belirterek "Böyle bir niyetleri yoksa gerekii açıklamayı yaparlar" diyen lşıklar, seçime sokulmamalan halinde hem siyasi partilerin hem de parlamentonun töhmet altında kalacağını savundu. Bu durumda başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm siyasi parti genel başkanları ile milletvekillerine birer mektup yazarak durumu ileteceğini de kaydeden lşıklar, "Sizin seçime sokulmamanız neden kaynaklanı>or olabilir" sorusuna, "Milli Gnvenlik Kunılu'na kadar uzanıyor söylentiler. Bir Genelkurmay Başkanı neden kanşsın ki? Onlann karışmaması gerekjr" yanıtını verdi. lşıklar, "Bu yönde kesin duyumlar aldınız mı" sorusuna da, "Hayır, ama söyleniyor" karşılığını verdi. HEP'in seçime katılması halinde yüzde 13-14 alarak, Meclis'e en az 60-70 milletvekili ile gireceğini de savunan lşıklar, bu oyu yalnız Doğu ve Güneydoğu'dan değil, tüm ülke genelinden alacaklannı da belirtti. Bütün partilerin kendilerini seçime sokmama yönündeki telaşlannın da bundan kaynaklandığım öne süren lşıklar, "Seçime sokulmamanız halinde tavnnız ne olacak" sorusuna da, "Parti meclisini 24 ağustosta toplanüya çağırdım. Tavnmız bu toplantıda belli olacak. Ama bizim oylanmız istemediğimiz tarafa gitmez" yanıtını verdi. HEP ile ilgili suçlarüaların gerçek dışı olduğunu da kaydeden lşıklar, "Önce il başkanını öldürdüler, sonra cenazeye saldınldı, yine adam oldu, sonra 'Partiyi kapatacağız' dediler, bir şey çıkmadı. Ortada öyle bir suç yok. 'Milletvekillerinin silahıyla ateş edildi' dediler, ortada silah yok. Öyleyse tabanca ellerinde. Ellerindeyse niye ortaya çıkarmıyoriar" dedi. DMP lideri Dalan sistemin yumuşatılmasını istedi Barajlı ııispi sisteıııtç Politika Servisi — DMP Genel Başkanı Bed- rettin Dalan, tumüyle seçim sistemini değiş- tirerek, "Türk halkının anlama- sına fırsat vermeden" seçime gitmenin halka ve demokrasiye saygısızlık olacağını soyledi. Dalan, mevcut seçim sisteminin yumuşatılarak, seçime gidilme- sinin uygun olacağını belirtti. DMP lideri, ulke barajının yüz- de 5'e indirilmesini, bölge bara- jının kaldırılmasını, milletveki- li sayısının 300 olmasını ve ön- de giden partiye avantaj sağla- yacak, "hesaplama metodu"- nun değiştirilmesini önerdi. "Nasıl bir seçim sistemi"ne ilişkin sorulan yanıtlayan DMP Genel Başkanı Bedrettin Dalan, en uygun sistemin, "Barajh nis- pi sistem" olduğunu söyledi. Dalan, bütün fikirlerin az çok parlamentoda temsil edilmesi gerektiğini belirtirken, "Ama aştn marjinaller. yani yüzde 1-2 oy alanlar Meclisc girmemeli" dedi. Türkiye'de, son otuz yılda, bir çok seçim sistemi değiştiği- ni hatırlatan Bedrettin Dalan, "Çoğunluk sistemi"nin milli iradenin TBMM'ye yansıması açısından sakıncah olduğunu söyledi. Dalan, "nispl sistem "- in de, koalisyonlara yol açtığı- na dikkat çekti. Bugünkü sistemi tamamen değiştirmek yerine, mevcut sis- temin, geçmiş deneyimlerden de Dalan: Küçük partilerin saf dışı kalmasına SHP ve DYP göz yumarsa bu partiler tedbiri alır. yararlanılarak yumusatıhp daha demokratik hale getirmenin ye- terli olacağını kaydeden Dalan, görüşlerini şöyle açıkladı: "Ülke barajı yüzde 4-5'lere indirilmeli. Bölge barajı kaldı- nlmalı. Dar bölge sistemi geti- rilmemeti. Seçme yaşının 18, se- çilme yaşının 25 olması gerekir. Bize göre, seçilme yaşı da, 18 di- ye düşüDiilmeli. Bunun yanın- da, önde giden partiye avantaj sağlayacak hesaplama metodu da, yeniden düzenlenmeli. Ya- ni, yüzde 36 oyla, yüzde 65 san- dalye yerine, yüzde 40-44 gibi bir oranı sağlayacak metot ge- liştirilmeli. Parlamenter sayısı 300'e indirilmeli. 600'e çıkanl- ma önerisi ise, ANAP'ın, ken- di grubundan seçim karan çıka- rabilmesi için, kendi miUervekil- lerine verdiği 'siyasi rüşvet'tir. Yağma yok, milleti kandıra- mazlar. Bu da, demokratik ol- maktan öteye ahlaki bir mese- ledir. Türkiye kimsenin çiftliği değildir. ' DMP lideri Dalan, seçimler- de birinci durumda olan ya da onde giden partiye hesaplama metodu ile yüzde 5-10'luk bir avantaj sağlamanın doğru ola- cağını ifade etti. Dalan, bu ko- nuda, "Ancak, önde giden par- tiye Mecliste aldıgı oy oranına göre, yüzde yüzlük sandalye el- de etme avantajı sağlanırsa, o zaman, parlamento dışında ka- lan partilerin o> oranı, parla- mento içindekilerden daha faz- la olabilir. Bu ise, ülkenin Mec- lisi, bugün olduğu gibi, halktan kopuk bir hale gelir. MİUetinden kopuk bir Meclis, bu durumda ulkeyi nasd idare edebilir? Ya- sal olabilir, ama vicdanı olmaz. Bugun olduğu gibi, ülke başka yere, idare başka yere gider" di- ye konuştu. ANAP'ın düşundüğü seçim sistemini kendine göre düzenle- yeceğini öne süren DMP lideri Dalan, DSP lideri Bülent Ece- vit'in bu konudaki, "siyasi kar- telin siviJ dikta hevesi" sözleri- ne katıldığını vurgulayarak, böyle bir sisteme halkın kayıt- sız kalmayacağını söyledi. Par- lamento dışı partilerin, "saf dışı" bırakılması girişimlerine SHP ve DYP'nin de göz yuma- cağını one suren Dalan, "buna karşdık parlamento dışı partfler- de bir tedbir alııiar. Bu degişik- likler bir ortaya çıksın bakahm. O zaman, Meclis dışındaki par- tiler, en aşın sağından, en aşın soluna kadar berbalde ortak bir tavır alıriar" dedi. HEP Genel Başkanı lşıklar, HEP'in seçime sokulmaması halinde siyasi istikrarsulığın daha da artaca- ğını ve demokratik çözüm yollannın tıkanacağını, zulümle hileli yolların ise yaramayacagını söyledi. Işıklar, adil bir seçim istiyor 'Amaç HEP'siz seçim'İç Politika Ser- visi — HEP Genel Başkanı Fehmi lşıklar, erken seçimle, amacın HEP'- in seçimlere girmesini engellemek olduğunu belirterek "Seçim takvimi sıkış- tınlacak, Seçim Yasası'na yeni yorumlar getirilecek ve kongre- sini 8 Haziran 1991'de yapan HEP için aradan altı ay geçme- digi için seçime kanlamaz fetva- sı verilecektir" dedi. Adil olmak koşuluyla, bif an once seçime gidilmesinde yarar olduğunu kaydeden HEP Genel Başkanı lşıklar, bütün siyasi partilerin katüabileceği, adil bir Seçim Yasası ile yapılacak seçi- min son derece yararlı olacağı- nı belirtti. lşıklar, HEP'in seçime sokul- maması halinde siyasi istikrar- sızlığın daha da artacağını ve demokratik çözüm yollannın tı- kanacağını söyleyerek "Baskı, zulüm ve hileli yolların bir ise yanunadığı, sorunian çözmedi- giv aksine sorunian daha da art- tırdığı bir kez daha görülecek- tir" dedi. Seçim sisteminde yapılacak değişikliklere ilişkin talepleri sı- ralarken seçmen yaşımn 18'e, seçilme yaşımn ise 25'e indiril- mesini savunan Işıklar, yüzde 10'luk barajın mutlaka kaldınl- ması gerektiğini savundu. Işık- lar şunları söyledi: "Baraj, en aandan çok ma- kul bir ölçuye indirilmelidir. Mutlaka konacaksa, yüzde 5'i hatta yüzde 3'ü kesinlikle geç- memelidir. Aksi halde, erken se- çim yeniden gündeme gelecek- tir. Çünkü muhalefet, erken se- çim isterken 'ANAP yönetme- sin, biz yönetelim' mantığı ile hareket etmemiştir. 'Adil olma- yan bir seçim sistemi ile yüzde 36 oyla Meclis'teki yüzde 65 ço- ğunluk ele geçirilmiştir. Bu ço- ğunluk haksız çoğunluktur. O yuzden erken seçim istiyomz' denilmişür. Şimdi bunun aksi; ne davranış içinde bulunurlarsa muhalefet partilerinin durumu tartışma konusu yapıiacaktır. Ve sonuç ne olursa olsun, tek- rar bir erken seçim gündeme ge- lecektir." Baskın seçimin mimarlarmdan Sungurlu, seçim sistemi değişikliğine karşı 4 Kontenjanlı seçim antidemokratik' TURAN Y1LMAZ ANKARA — ANAP'ın 1987 "baskın" seçiminin mi- marlarından, eski Adalet Ba- kanı Oltan Sungurlu, seçim sistemi değişik- liğine karşı çıktı. Mevcut siste- min koalisyonsuz iktidar kurul- masını amaçladığını, bu nedenle sistemin değiştirilmek yerine "tadiT edilmesi gerektiğini kay- deden Sungurlu, "Türkiye milletvekilliği" uygulamasını da eleştirdi. Sungurlu, "Demokra- si için, millet için lazım insan- ları millet seçer, bu kontenjan işinde çok aşınya gitmemek lazım" dedi. Yılmaz'ın muhalefetin tutu- munun ne olacağına ilişkin en- dişesine katıldığını da kaydeden Sungurlu, "Muhalefet, önce de erken seçim diye bas bas bağır- tnış, biz getirdiğimizde ise iki kez bırakıp, kaçnııştır. Bu kez de ihtiyatla sö>lemelerine karşın, gerçekten isteyip istemedikleri- ni görecegiz. Bu defa, muhale- fetin şunu da söyleme şansı yok" dedi. Degişikllge karşı Mevcut seçim sisteminin değişmesine karşı çıkan eski Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, seçim sisteminin tadil edilmesini savunuyor. Sungurlu Türkiye milletvekilliği uygulamasına da karşı çıkıyor ve "Demokrasi için, millet için lazım insanları millet seçer, bu kontenjan işinde çok aşınya gitmemek lazım" diyor. Koalisyonsuz iktidar Sungurlu mevcut sistemin koalip.yonsuz iktidar kurulmasını amaçladığını belirterek "Bence devam etmelidir" dedi. "Seçim karannı ANAP gru- bu nasıl karşdar" sorusuna, "Tabii ki ANAP grubu Anava- tan'ın ve ülkenin menfaatlerinin müzakeresini yapar. 17. dönem ANAP grubu son derece iyi ör- nekler vermiştir. 18. dönem gnı- bunun da Tıresiz, doğnı istika- mette karar vereceğinden şüp- hem yok" yanıtını veren Sun- gurlu, "ANAP grubu doğrusu ne ise onu yapacaktır" dedi. Sungurlu, bugün getirilmek istenen seçim sisteminin daha BîR GÖRÜS önce hiç gündeme gelmediğini, üzerinde hiç konuşulmadığını da belirteTek, bu nedenle ANAP için ne getirip ne götüreceğini şimdiden tahinin etmenin ola- naksız olduğunu kaydetti. Sun- gurlu, "Siz nasıl bir seçim siste- mi önerirdiniz" sorsuna, şu yanıtı verdi: "Bugünkü mevcut sistemin nerelerinin tenkit edileceği pek açık degil. Bir kere bunlann or- taya çıkanlması gerekir. Ben, bugünkü sistem üzerinde fazla bir tadilat düşünmem. Yani beUi bir iki noktada tadilat konusu müzakere edflebüir, ama genel itibanyla seçim sistemini değiş- tirmek doğru degil. Bu genelde koalis>onsuz iktidar kurma esa- sma göre getirilmiş bir sistemdir. Bence, devam etmelidir." Sungurlu, "Türkiye millet- vekilliği" sistemini de eleştire- rek, "Bu daha önce Turgut Bey'in istedigi bir şeydi. Şimdi sistemi iyi tespit etmek lazım. Demokrasi için, millet için lazım insanları millet seçer. Bu kon- tenjan işinde çok aşınya gitme- mek lazım. Demokratik bir sis- lemde kimlerin Meclis'e girece- gine kim karar verecektir? Bu kişileri kim tespit edecektir? Kontenjan için düşünıüen 75 sa- yısı bana biraz fazla geliyor" de- di. Sungurlu, "kongrede kaybe- den ekip olarak, olası bir seçîm- de genel merkez tarafından tas- fiye edilebilecekleri yönünde bir endişe taşıyıp taşımadıgı"na iliş- kin soruya da şu yanıtı verdi: "Hiçbir endişem yok. Bu iş, hiçkimsenin üzerine tapuhı de- gil. Herhangi bir grup, diğer ar- kadaşlara ihtiyaç duymadan si- > > aseti devam etürecekse, ettire- bilecek güçteyse, yapabilir de bunda hiçbir şey yok ki." Kimsenin kimseyi tasfiye ede- ceği düşüncesinin aklına bile gelmediğini kaydeden Sungurlu, "Tüm ANAP'lılann siyasi gele- ceği, ANAP içindedir. Başka türlü düşünmemek gerekir. Se- çime giden bir siyasi parti, her oyu değerlendirmek ister. ANAP için var olan herkesi, ANAP içinde bütünleştirecek- lerdir. Başka türlüsü aklıma bi- le gelmiyor" dedi. ANAP'ın istedigi sistem adil degil Prof. Dr. Erdoğan Teziç, "daraltılmış bölge sistemTni "gladyatör savaşı" olarak niteledi DüNYADA SEÇİM SÎSTEMLERt FRANSA Dar bölgeli 2 turlu çoğunluk sistemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Anayasa Hukukçusu Prof. Erdoğan Teziç, ANAP'ın seçim sisteminde düşündüğü değişikliklere ilişkin gorüşlerini açıklarken, "daraltılmış bölge sistemi"ni "gladyatör savaşı" olarak niteliyor. Teziç, bu sistemin "yerel eşraf'ın güçlenmesini sağlayarak parti disiplinini bozacağını söylüyor. Prof. Dr. Erdoğan Teziç, ANAP'ın mevcut seçim eevrelerini daha da kuçülterek getirmeyi düşündüğü sistemin doğuracağı sakıncaları şöyle sıralıyor: "Bu sistem yerel eşrafın güç kazanmasını sağlar. Zaten Türkiye de buna yapı olarak çok müsait. Bu sisteme, bu özelliğinden ötüru Fransız siyasetçiler "gladyatör savaşı" adını vermişlerdir. Bu güçlenme, gelecekte parti disiplinini ortadan kaldınr. Kendi gücüne dayanarak seçime giren kişi artık partisiyle olan bağını degil, seçmenle olan bağını ön plana çıkartır. Parti disiplini zayıflayınca da parlamenter sistemin işleyişinde sıkıntılar başlar. Çünkü parlamenter sistem, disiplinli partilerle işleyen sistemdir. Çünkü bu sistemde milletvekilleri, kendilerini partilerine bağlı olma gibi bir eğihmden sıyınrlar. Hatta partiler arası transferter gündeme gelir. bu da parlamenter sistemin mekanizmalarını bozar, istikrarsızlığa yol açar." Bu sistemin hep eleştiri ve tartışma konusu olan "seçim barajım" daha da yükselteceğini belirten Teziç, barajın yukseltilmesinde amaçlananın hükümet istikrarı sağlamak düşüncesi olabileceğini vurguladı. Teziç, "Ama bu sistemde değerlendirme dışı kalan bir yığın oy olacaktır. Bu da seçimin adilliği ile bağdaşmaz. Seçim sisteminin içinde hem adalet duygusu uyandıracak, hem de gelecekte hükümet istikrannı sağlayacak bir mekanizma olmah. Sadece istikrar sağlamaya yönelik sistem, ister istemez adaletsizliği getirir. Bu nedenle getirilmek istenen sistem doğru ve adil degildir" dedi. Prof. Dr. Teziç, barajlann yüksek olması sonucu, iktidara gelecek partinin seçmen gözünde meşruiyet tartışmalannı yeniden gündeme getireceğini savunarak "Tıpkı 1987 seçimlerinde ortaya çıkan tablo gibi. Azınlıkta olan bir partinin iktidarda olması bu tartışraalara neden olur. İktidardaki parti kendisini daima belli politikalann uygulanmasında. kamuoyuna karşı güçlü hissedemevecektir. Tıpkı ANAP'ın o tarihten bu yana düştügü tabloda olduğu gibi. Onun için seçim sistemi geçmişteki tartışmalan tekrar hortlatmamalı" şeklinde konuştu. Getirilmek istenen "tercih oyu sistemi"ni de eleştiren Teziç, önceki uygulamalarda istenilen sonucu vermeyen bu sistemin çok sakıncah sonuçlar verdiğini savundu. Teziç, bu sistemle parti liste sıralamasının değişmesinin merkezin gücünün kınlması sonucunu doğuracağını, bunun ise yerel eşrafın güç kazanmasına yol açacağını belirterek "Türkiye'de tercih oyuna bel baglamakla bir sonuç ortaya çıkaracağını sanmak bir hayalden başka bir şey degildir" dedi. PARİS (Cumhuriyet) — Fransa'da milletvekili seçimlerinde, şu anda yürürlükte olan seçim yasasına göre geçerli olan sistem, iki turda sonuçlanan dar bölgeli çoğunluk sistemi. Başka bir deyişle milletvekili sayısı 575 olduğuna göre bütün ulke 575 seçim bölgesine ayrılıyor. Bu seçim bölgeleri hükümet tarafından saptanıyor ve genellikle iktidar partisi "nüfus degisikliklerini" ileri sürerek her seçim öncesi seçim coğrafyasında çeşitli değişikliklere başvurabiliyor. tktidara kazanç sağlamayı amaçlayan bu yönteme siyaset dilinde seçim "sarkutaj"ı deniyor. Seçim bölgeleri bir kez saptandıktan sonra, adaylann hedefi o seçim bölgesinde, oy veren seçmenlerin yarıdan bir fazlasımn oyunu kazanmak. Eğer ilk turda bu sonuca ulaşılırsa ikinci tura gerek kalmıyor. Ancak seçime katılımın yeterli düzeyde olması vazgeçilmez kural. Şöyle ki seçimin ilk turunda geçerli oylann yuzde 50'sinden bir fazlasını alan aday, kayıtlı seçmen sayısınm yüzde 25'inin oyunu almazsa gene seçimi kazanmamış sayılıyor ve ikinci tura kahyor. Söz konusu bölgede seçim birinci turda sonuçlanmazsa, en fazla oy alan iki aday ve yüzde 25'lik barajı aşabilen adaylardan isteyenler ikinci tura katılabiliyor. Genellikle sadece iki aday ikinci turda oylamaya katılabiliyor. Ama özellikle aşın sağ Ulusal Cephe Partisi'nin siyaset yaşamında varhk gostermesi yüzünden "üçgen"li seçimler de artık sık sık olabiliyor. Öte yandan Fransa'da hükümette bakan olan parlamenter, milletvekilliğini yitiriyor. Yerini, seçimde aynı listedeki "yedek" milletvekili alarak "asli" hale geliyor. Bakan koltuğunu kaybeden politikacı yeniden meclise dönmek istiyorsa, asli duruma geçen yedeğinin milletvekilhğinden istifa etmesi ve o bölgede ara seçim yapılması gerekii oluyor. Yukanda belirttiğimiz çoğunluk sistemi, Ingiltere'deki tek tur dar bölge sistemine göre daha "adil" sayılmakla beraber, nispi temsile göre "adaletsiz". Ancak ulkeyi istikrarlı bir çoğunluktan yoksun bırakmayan sistem olarak halk arasında beğeni kazanıyor. Sosyalist Parti, geleneksel olarak bu sistemi "adaletsiz" olduğu gerekçesiyle onaylamıyor ve "nispi temsil"e geçişi, öteden beri parti programında bulunduruyor. Nitekim, 1986 milletvekili seçimi öncesi, tek başına çoğunluğu ellerinde bulunduran sosyalistler bu seçim arifesinde, mecliste kabul edilen bir yasayla nispi temsil sistemine geçerek adı geçen seçimlerin favorisi sağ koalisyonu sağlam bir çoğunluktan yoksun bıraktı. Ancak kuçük de olsa bir çoğunluk sahibi olabilen sağ partiler, 1988 arifesinde dar bölge sistemine döndü. Jacques Chirac hükümetinin Içişleri Bakanı Cbarles Pasqua'nın çizdiği ve her türlü öznellikten yoksun 1988 "seçim haritası" hâlâ belleklerden silinmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle