Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 AĞUSTOS 1991**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
İçimizdeki gülü soldurmayahnı Seçim ekimde
&ERCEKiaftarafi 1. Sayfada)
" Fransız reklamcı Segue'la ne
ser bilemeyiz; ama, bu manev-
ı Sayın Yılmaz'ın yaratılmak is-
'• men "imajına" ters düşüyor.
i Şimdi ANAP'a "baskın
; manındır" diyerek erken seçi-
"e gitmek kalıyor. Hatta kasım-
; a değil, ekimde bir seçimle bu
maca uygurt bir zamanlama
\ ypılmış olur ki bunu da iktida-
; i hak mı sayalım?..
; Elinde devletin olanaklanyla
eken seçime giden ANAP'ın iki
• sievizyortu var Birisi "baba'nın,
aeki 'oğul'un elinde. Ülkedeki
', elevizyon tekeli -resmi ve özel-
\ «tidarın avucundadır. Seçim
; iısası da yine iktidann yülar-
• an beri kesip biçtiği kendi be-
' amine göre diktiği maddelerden
', ouşuyor. Bir de bu Seçim Yasa-
; s'nı da az görüp daha ötesini
\ hsaplıyorsa, buyrun cenaze na-
\ ırazına!..
Ancak kimin cenaze namazt-
I K? İşte orası belli değildir. Ne
; kıdar çırpınırsa çırpınsın, böy-
\ lebir iktidann milletin başında
• ûi seçim dönemi kalabildiği gö-
\ rilmüş işitilmiş midir? Iktidar,
\ nı yaparsa yapsm, yaptıklan
\ ayıkianna dolanabilir. Burada
; üzicü olan, 21'inciyüzyıla 9 ka-
I la, Türkiye'de adaletli bir seçim
'< içm gerekli iyi niyetin ANAP-
I ta hâlâ tohumlanamamış ol-
! masıdır.
Sayın Yılmaz'ın önünde şim-
di bir fırsat kalıyor: Seçim Ya-
! scsı'nı adaletsizliği daha da de-
! rir.leştirecek biçimde değiştir-
\ mekten kaçmmak; bu yoldaki
\ tekinlere karşı durmak. Eğer bu
> sınavı da iyi veremezse, kendi-
! sine vazık etmiş olacaktır.
: * * * *
(Baftarafı 1. Sayfada)
sesierini duyurmak, topluma bu
konuda duyarlı hale getirmek'
gibi amaçlarla çok az sayıda da
olsa dergiler yayımlanıyor. Bun-
lar, kendisi de bir özürlü olan
Faruk Öztimur'un çıkardığı 'Ya-
şama Sevinci', Türkiye Körler
Vakfı tarafından yayımlanan
'Gören EUer", Ankara öğretile-
bilir Çocukları Koruma Derne-
ği'nce çıkarılan 'Uyanış.' Ayrıca
Türkiye Sakatlar Derneği'nce de
ayhk bir derginjn hazırlığı ya-
pılıyor.
Hem tüm özür gruplanna
hem de özürlü olmayanlara yö-
nelik olarak haarlanan ayhk
'Yaşama Sevinci'nin logosu kı-
rık bir gül. "Gül, kırık da olsa
güldiir. İnsan, sakat da olsa in-
sandır." Faruk Öztimur, 'kırık
güTün anlamını böyle açıklıyor.
Yaşama Sevincı'nde, Avru-
pa'daki ülkelerde özürlülere
saglanan olanaklar, sakat işçi ve
memurların kaç yılda emekli
olabilecekleri, nasıl otomobil it-
hal edilebileceği gibi konularda
bilgiler veriliyor, özürlülerin ya-
samlannı kolaylaştıracak tekno-
lojik yenilikler tanıtıbyor, ünlü-
lerle, çeşitli alanlarda etkinlik-
ler gerçekleştiren özürlülerle rö-
portajlar yapılıyor, koltuk değ-
nekleriyle yürüyebilmesine kar-
şın bir dans grubunda dans eden
Mehmet Topçu'nun öyküsünün
yer aidığı Haydi Sakatlar Dan-
sa', 1887-1911 yılları arasında
yaşamış 'tek kollu piyanist' Pa-
ul VVittegenstein'ın yaşamımn
anlatıldığı 'Sol El lçin Konçer-
to', özürlülerin spor etkinlikle-
rinin artmasını, özürlü izleyici-
Ier için tribünlerde düzenleme-
ler yapılmasıru içeren 'özürlü se-
>irciler tribünlerde. özürlü spor-
cular sahalarda' gibi başlıklar
altında yazılan röportaj ve ha-
berlerle özürlülerin her alanda
başanlı olabilecekleri vurgulanı-
yor.
BA§KENTTENAHMETTAIV
(Baftarafı 1. Sayfada)
nıyor. Bu kez yaptıgı. ekimi te-
laffuz ederek, elde hucum bay-
ra|ı, sandıga dogru gerçekten
kosması.
"Savas hiledir" sözü ise, siya-
seti savaş gibi görmenin sonucu.
Doşmanı yenmek için hile dahil
her tür silah nasıl ki savaşta
meşnı ise, siyasette de öyle.
İki boçnk yıi oyalayıp, sonra
seçimi 7-8 haftaya sıkıştırmak.
karşı taraf için elbette, çok ma-
sum bir hile. Asıl hile, on bin-
terce, vüz binlerce, hatta milyon-
larca seçmenin oyunun, pratik-
te sonuçsuz kalması için vapıla-
cak düzenlemeler.
Hiç kuşku yok ki, temel for-
miilün yaratıcısı, çalışmalannı
şo sınüarda deniz seviyesinde ve-
ya içinde sürdüren, fahri doktor,
son otttz yılın ilk sivil Cumhur-
başkanı ve "hacı" türiinden sı-
fallar da taşıyan Sayın Özal'dır.
Özal, diin ögleden sonra Mar-
maris'le Turizm Başdanışmanı
Can Pulak'ın kullandıgı lastik
botla gezinti yaparken, gazete-
cilerin erken seçimle ilgili soru-
lanna iğne batmaz yanıtlar ver-
di.
AA'nın haberine göre, Cum-
hurbaşkam aynen şöyle demiş:
"Erken seçim ne kadar erken
olursa, o kadar iyi olur... Erken
seçim Türkiye için hayırlı olur.
1
'
Cumhurbaşkanı'nın, "Ne ka-
dar erken, o kadar iyi" fonnü-
lanün hayıriı otacaguu iki buçuk
yıl sonra da olsa söylemesi, yi-
ne de sevindirici...
Tıpkı, Sayın Akbulut'un Baş-
bakanlık'tan aynldıktan sonra
Özal için "Be adam, sen Cum-
hurbaşkanı olmuşsun, otur
oturduğun yerde" demesindeki
hakhlık ve dognıluk gibi.
Nitekim Özal, Akbulut'un bu
sözünü tnttu ve o günden beri
Marmaris'te otunıp duruyor.
Şimdi de Mesut Yılmaz,
Özal'ın sözünü tutacak ve
"ekimde erken seçimi yaparak
hayıriı sonuç alacak."
Alacak mı?
Tüm baskınlarda, hücumlar-
*a ve savaşlarda sonı işaretleri
kaçınılmazdır.
Kurmayların görevi ise, bun-
lan yok etmektir.
Dün 9 saat boyunca ANAP
üst yönetimi bu konuda kafa
. patlattı durdu. Muhalefetten
çok, kendi milletvekiUerinin ola-
sı tepkileri ölçttlttp biçildi.
BURSA
HJPODROMIPNDAN
2. KOŞU: F:(5) Selin, P:(7) Ne-
sibe, P:(2) Şahin 116, S:(l)
Ceylan 336.
3. KOŞU: F:(3) Perçem, P:(5)
Şeyda 6, P:(6) Koçum, S:(13)
Maizer.
4. KOŞU: F:(4) Gemlik Güze-
li, P:(7) Üçümüz, P:(3) Leyla
456, S:(ll) Soylu.
5. KOŞU: F:(7) Melike 13,
P:(5) NasruUah, P:(l) Sonba-
tur, S:(3) Kuruşbey.
6. KOŞU: F:(l) Değerli, P:(12)
Duygu, P:(18) Seher 23, S:(7)
Ülgenbey, S:(2) Demirefe.
7. KOŞU: F:(7) Tankut, P:(4)
Nurbey, P:(2) Çekebey, S:(5)
Panter 2.
Ama şu soruya yanıt aranma-
dı:
"ANAP olarak halen Meclis^
te yüzde 62 çogunluğumuz var.
Seçimlere, anayasaya göre, daha
bir yıldan fada zaman var. 276
gibi çok yiiksek bir iktidar ço-
gunluguaa sahip oldugumuz
halde seçimleri erkene almak
zonında kalıyoruz. Acaba, kaç
milletvekili çıkarmayı düşünü-
yoruz ki, bu baskın seçime yö-
neliyoruz? 276 milletvekili ve
Cumhurbaşkanı destegine rag-
men seçim karan almak zonın-
da kalan partimiz, eger bu se-
çimde 276'nın alüna düşerse na-
sıl ayakta kalacak?"
Seçimde hile, her zaman; san-
dık kaçırmak, sahte seçmen kar-
tı kullanmak, oy sayım tutana-
gını yok etmek degil. Seçim ku-
raUarmı işine geldigi gibi düzen-
lemek de bir anlamda hiledir.
Ama muhalefete göre hile
olan, iktidara göre işbiliriik ve
işbitirirlik...
Nitekim, partisinin seçime ha-
zır olduğunu yineleyen SHP Ge-
nel Sekreteri Hikmet Çetin, dün
baskın seçim için bize "Bu. hile-i
şeriye bile degil. Hem hile, hem
şerdir" derken, Başbakan'ın si-
vasi sag kolu gibi çalısan Yaşar
Okuyan da telefonda keyifle,
"Seçim otobüsünün marsına
bastık bile. Başbakan ile birlik-
te vatan sathına açılacağız. Mu-
halefet isterse latile devam etsin"
diyordu.
ANAP'ın ince hesaplan var:
— Milletvekili adaylannı iki
katına çıkartmak. Böylece seç-
mene tercih olanagı veriyor gö-
rüntüsü varatmak. Ancak bu,
barajla sınıriı olacağından, pra-
tikte yüriimesi çok zor.
— Olanak olursa il sayısını
arttırmak.
— Seçim bölgelerini daralt-
mak.
Ayrıca; seçim gününü me-
murlann maaş almalarının he-
men ertesine denk düsünnekten
köylüye yapılan ödemeleri yine
bu gunlere rasllatmaya, "Şimdi
seçim yapıyomz" diyerek Kıbns
dörtlü zirvesi için gelebilecek dıs
baskılan hafifletmekten muha-
lefetin Magic Box türii bir açık-
gözlülük yapmasını önJemeye
dek başka irili ufaklı bir dolu
hesap...
ANAP, siyaseti savaş gibi al-
gıladığı için her seyi göze almış
göriinüyor. Cumhurbaşkanı'nı
TBMM'de tek başına seçtigi gi-
bi, genel seçimi de 7-8 haftaya
sıkışüracak.
Bakalım, "hücum en iyi
savunma" olacak mı?
Dergide, özürlülerden gelen
mektuplar da yayımlanıyor. Bu
mektuplarda genellikle özürlu
olmaktan kavnaklanan sorun-
lar, 'yaşamm içine girememenin'
verdiği huzun düe getiriliyor. Bu
hüzün dolu mektupların hemen
hepsi geleceğe yönelik iyi dilek-
lerle, umutla bitiyor. Işte bunlar-
dan birkaç örnek:
"Günumüz Türkiyesi'nde
özüriuler kendi kaderierine terk
edilmiş durumdalar. Bu anlaşıl-
maz zihniyeti ortadan kaldır-
mak için bize düşen görev,
özürlülerin sorunlannı ve top-
lum içindeki sosy al yapısını çok
iyi bir şekilde irdelemek ve ko-
nunun evrenselligi ölçüsünde
kamuoyunun gözieri önüne ser-
mek."
"Benim gibi özürlü olan bü-
tün arkadaşlara sesleniyorum:
Umudunuzu hiçbir zaman kes-
meyin. Mücadele edin. Bir gün
mutlaka istediginiz seyi gerçek-
leştireceksiniz."
"Biz özürlüysek, bunun so-
nımlusu biz degiBz. Mevlana'-
nın insanı dünyaya benzetme-
sinden yola çıkarak, toplum ko-
ca bir insan ve özürlü, bu koca
insanın elinde, ayagında ya da
herhangi bir yerindeki yaradır.
O koca insan, bunu kabuUenmi-
yorsa, içinde yaşayan canlüıgı
ölmüş demektjr. Ve bu ölıi ta-
rafı buyüdükçe, bütünün canlı-
lıgını tebdit eder duruma gele-
cekür."
Yaşama Sevinci'ni, özürlüler
ve özürlü olmayanlar birlikte çı-
kartıyorlar. Aylık olarak yayım-
lanan derginin sahibi Faruk öz-
timur, "Asıl amaç, balık ver-
mek degil balık tutmasını ögret-
mek olmalı" diyor.
özürlülerin sorunlannı en
doğnı biçimde vermeyi amaçla-
dıklarını belirten öztimur, der-
gilerinin hem dört özür grubu-
nun tamamına, hem de özürlü
olmayanlara yönelik olduğunu
söylüyor. Oztimur, "Yaşama
Sevincı'nde sakat-sağlam bir
arada bir şeyler yapmaya çalı-
şıyoruz. Her konuda yazılara
yer veriyonız. Özürlü olmayan-
lann bizi tanımalannı istiyoruz.
Samyorum Yaşama Sevinci ile
bu konuda bir kıpırtı meydana
getirdik" diye konuşuyor.
Türkiye Sakatlar Konfederas-
yonu Genel Sekreteri Aziz
Kürkçü, özürlülerle ilgili yayın-
lara çok ihtiyaç bulunduğunu
vurguluyor. Kürkçü'nün bu ko-
nudaki görüşleri şöyle:
"Türkiye Körler Vakfı'nca
1984'ten bu yana aylık olarak
'Gören Eller' adlı bir dergi çı-
kanlıyor. Körler Federasyonu
günlük gazeteleri kasete okuya-
rak, görmeyenlerin aktüaliteyi
izlemesini sağlamaya çalışıyor.
Ankara Öğretilebilir Çocukları
Koruma Derneği'nce zihinsel
özüriülere yönelik duzensiz ola-
rak 'Uyanış' adlı bir dergi çıkar-
tılıyor. Bunlar son derece yeter-
siz. Geniş boyutlu, her özür gnı-
bundan, her yaştan, her egitim
düzeyinden kişilere yönelik, ge-
niş kitlelere hizmet verebilecek
yayınlann çıkanlması gerekli.
Bu sorunun çözümü için özel
statülü bir yayın organizasyonu-
na, koordinasyona ihtiyaç var."
Aziz Kurkçu, günluk gazete-
lerde özürlüler için bir ek ya da
köşe hazırlanmasını öneriyor.
Türkiye Sakatlar Derneği'nce
de tüm özür gruplanna ve özur-
lü olmayanlara yönelik ayhk bir
derginin hazırhk çahşmalan sür-
dürülüyor. Türkiye Sakatlar
Derneği Istanbul Şube Başkanı
Cemil Şener, "Türkiye'de sa-
katlar ikinci, üçüncü sınıf insan
muamelesi görüyor. Herkesin
okuyabileceği bir dergi çıkarta-
rak sağlamlara sonınlanmızı
anlatmak istiyoruz. 8 bin üye-
mize yazı yazdık, onlardan bu
konuda bize yardım etmelerini
istedik" diyor.
Demîr^çelik ürünlerîne
yüzde 8 zam
ANKARA (AA) — Demır-
Çelik ürünlerinin fiyatlanna or-
talama yüzde 8 oranında zam
yapıldı.
Türkiye Demir ve Çelik Işlet-
meleri Genel Müdürü Sencer
Imer imzasıyla dün yapılan
açıklamada, TDÇİ Genel Mü-
dürluğü'ne bağh Karabük Ue Is-
kenderun Demir Çelik Fabrika-
lan'nda üretilen kütük demir,
düz ve nervürlü yuvarlak demir-
ler, köşebent ve profîl demirler,
pik ve kok, kok yan ürünlerinin
fiyatlanrun, "üretim girdilerin-
deki artıslar nedeniyle" yeniden
ayarlandığı bildirildi.
Belirlenen fiyatlarla satışlara
yarından itibaren başlanacak.
Bazı ürünlerin eski ve yeni fıyat-
ları şöyle:
MamülClRSİ
EskJRyat
(TL-Ton)
YeıiRyat
(TL-Too)
Kütük demirler
Dûz yuvarlak demir
Nervûrlü demirler
Profıl demirler
Köşebent demirler
Pik demir
1.340.000-1.440.000
1.560.000-1.660.000
1.630.000-1.680.000
"1.780.000-1.970.000
1.580.000-1.890.000
730.000- 850.000
1.447 000-1.555.000
1.685.000-1.728 000
1.760.000-1.814.000
1 922.000-2 128 CKHT
1.706.000-2.041.000
788.000- 918.000
Karne heyecanı tarîh
(Baftarafı 1. Sayfada)
için ağustos ayı boyunca semi-
nerler düzenleneceğini açıkladı.
Bu amaçla bir icra planı hazır-
lattıklannı anlatan Bilgen, 'sınıf
geçme-kredi sistemi' ile ilgili yö-
netmelik taslağının da olusturul-
duğunu belirtti.
Taslakta bakan Avni Akyol'-
un daha önce açıkladığı, zorun-
lu ve seçmeli dersler, sömestr
sistemi, bir ders saatinin bir kre-
di olacağı, öğrencinin başara-
mayacağı dersi isterse tekrar
alabileceği, isterse yerine başka
ders seçebilme olanagı, uygula-
manın kolaylaştınlması için
'egitim bölgeleri' oluşturulma-
sı gibi ilkelerin korunduğu öğ-
renildi.
Milli Egitim Bakanhğı Müs-
teşarı Nitaat Bilgen imzasıyla
ders geçme kredi sisteminin
merkez teşkilatından başlayarak
il ilçe milli egitim müdürlükleri
ile okul müdürlükleri ve öğret-
menlere tanıtılması amacıyla
toplantılar düzenlenmesi için bir
genelge yayunlandı. Genelgede,
bakanlığm sisteme geçişte uygu-
layacağı plan da yer aldı. Pla-
na göre Talim ve Terbiye Kuru-
lu Başkanlığı, ders geçme ve
kredi sistemlerinin tanıtılması,
okul bölgelerinin oluşturuhna-
sı, çok programlı hse uygulama-
sı, standart sınavlar, ilköğretim-
de ölçme ve değerlendirme ko-
nulanmn ele alınacağı toplantı-
lar yapacak. Ankara'da 17-18
ağustosta bakanlık merkez teş-
ktlatınm katılımıyla yapılacak
toplantılar, 22-23 ağustos tarih-
Beş dakika
ve işin
içindesinlz.
lerinde Adana, Ankara, Diyar-
bakır, Istanbul, tzmir, Samsun
ve Van bölge müdürlüklerinde
devam edecek. Tanıtım toplan-
tıları, 26-27 ağustos tarihlerin-
de 73 il milli egitim müdürlük-
lerinin organizasyonu ve ilçe
milli egitim müdurleri, okul mü-
dürleri ve öğretmenlerin katılı-
mıyla sürecek.
Toplantıların ardından, Ta-
lim ve Terbiye Kurulu Başkan-
lığı standart sınavlarla ilgili il-
kelerin belirlenmesi ile program
ve ders kitaplannın yeniden dü-
zenlenmesinin 3'er aylık çalış-
malarla tamamlannıasını esas
aldı. Buna göre lise ve dengi
okulların programları ile ders
kitaplan birer dönemlik hale ge-
tirilecek. Daha sonra da ders
geçme ve kredi sisteminde öğ-
rencilerin notlannın bilgisayar-
la izlenilmesine ilişkin yazılım
sistemleri hazırlanacak. Bakan-
lık bir yandan da sistemin tanı-
tımına yönelik kılavuz kitaplar
hazırlayacak. Uygulamaları
yönlendirecek rehberlerin yetiş-
tirilmesi için l'er aylık kurslar
düzenlenecek.
Öte yandan İçişleri Bakanh-
ğı, 'trafik ve ilk yardım' dersle-
rinin seçmeli yerine zorunlu ders
haline getirilmesini istedi. İçiş-
leri Bakanhğı, konuyu bir yazıy-
la Milli Egitim Bakaru Avni Ak-
yol'a iletti. Yazıda trafik kaza-
lannın azaltılması için eğitimin
zorunlu olduğu bildirildi. "Tra-
fik konusunda bilgili, becerili ve
karşıhklı haklara saygılı bir ne-
sil yetişmesini sağlamak için ilk
ve orta dereceli okullarda trafik
ve ilk yardım derskrinin seçmeli
yerine zorunlu hale getirilmesi
istenmiştir" görüşüne yer veril-
di. Milli Egitim Bakanhğı çev-
releri, trafik ve ilk yardım ko-
nusunda, başka derslerin içinde
gerekü' bilgilerin verildiğini, bu
nedenle zorunlu ders konusuna
sıcak bakılmadığını belirttiler.
GULERYUZLÜ
CİDDİLİK
Vedat Günyol
8.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlart Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeli gönderilmez.
SOYLEV
(Cilt 1-2)
Hıfzı V. Velidedeoglu
20. bası 15.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaytnlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeli gönderilmez.
(Baftarafı 1. Sayfada)
diyerek tasfiye endişesi taşıyan
ANAP'ın muhalefet grubunu
rahatlattı. MKYK'da Seçim Ya-
sası'nın tercihli oy kullanılma-
sına ilişkin maddesinin, bu se-
çimde barajı yüzde 25'ten yüz-
de 10'a düşürerek uygulanması
yonünde değişiklik yapılması
görüşü ağır bastı. Erken seçim
tarihi olarak ise 20 ekim ağırhk
kazandı.
ANAP MKYK, Ydmaz Baş-
kanhğında 10.30'da toplandı.
Yılmaz başkanhk divamnın bu
yılın ekim ayında seçim yapıl-
ması görüşünde olduğunu belir-
terek milletvekih' sayısının 600'e
çıkanlması ve seçmen yaşının
18'e indirilmesine yönelik ana-
yasa değişildiklerinin muhalefet
partililerine götürüldüğünü, an-
cak SHP'nin erken seçim konu-
sunda engel çıkardığını,
DYP'nin de SHP'yi destekledi-
ğini anlattı. Yıknaz, hükümetin
siyasi ve ekonomik programının
bu yıl içerisinde erken seçime gi-
dilmesine göre düzenlendiğini
belirterek anayasa değişikliği
yapılmadan da seçime gidilme-
si kararhğında olduklarını kay-
detti. Yılmaz'ın, "Mümkün
olabilen en kısa sürede erken se-
çime gitme kararlılıgındayız.
Muhalefet ile uzlaşarak seçime
gitmeyi tercih ederiz. Ancak,
muhalefet anayasa degişikligine
yanaşsa da yanaşmasa da bu yı-
lın ekim ayında seçime gitmeye
kararlıyız. Baskın basanındır"
biçiminde konuştuğu öğrenildi.
Yılmaz, daha sonra başkanhk
divamnın anayasa değişikliği ya-
pılmasa da bu yılın ekim ayın-
da seçime gidilmesine ilişkin
onergesini okudu ve görüşmeye
açtı.
MKYK üyesi Semra özal,
Yılmaz'ın ANAP'a taze kan ka-
zandırdığını belirterek yeni di-
namizmle seçime gidilmesinde
yarar gördüğünü anlattı. Sem-
ra Özal'ın konuşmasını yazılı
bir kâğıttan yapması dikkati
çekti. Diğer MKYK üyeleri de
başkanhk divamnın bu karan-
nı desteklediklerini bildirdiler.
MKYK'nın erken seçim karan
almasından sonra Başbakan
Mesut Yılmaz, gazetecileri top-
lantı salonuna çağırarak şu
açıklamayı yaptı:
"Merkez Karar Yönetim Ku-
nılumuz, yaptıgı toplantıda,
önümüzdeki ekim ayında erken
seçim yapılması onerisini Mec-
lis grubuna götürmeye oybirli-
giyle karar vermiştir. Merkez
Karar Yönetim kumlumuz, bu
konuda parlamentoda grubu
buiunan muhalefet partileri ile
uzlaşma aranmasını ve bu uzlaş-
manın muhalefet partikrinin bi-
linen tutumlan nedeniyle kısa
bir sürede mümkün olmaması
halimle anayasa değisiklikJerin-
den sarfınazar edilerek ve mev-
cut seçim sisteminde zaruri de-
gişiklikler dışmda hiçbir değişik-
lik yapılmaksızın, ANAP gru-
bunun erken seçim karan alma-
sını önermiştir."
Başbakan Yılmaz, bir soru
üzerine, seçimin mümkün olan
en erken tarihte yapılacağını be-
lirterek "Seçim takvimi henüz
belirlenmedigi için bu konuda
baglayıcı bir tarih öneremiyo-
ruz" dedi. Yılmaz, bir gazete-
cinin, "Paketten söz ediyordu-
nuz" biçimindeki sözleri uzeri-
ne de "Paket gitti, bavol geldi"
diye espri yaptı.
Yılmaz, açıklamasını bitirdik-
ten sonra MKYK üyeleri, uzun
süre kendisini alkışladılar.
ANAP Gnıp Başkanveküi Onu-
ral Şeref Bozkurt da ANAP
grubunun yann saat 15.00'te
olağanüstü toplantıya çağrıldı-
ğını bildirdi.
15 dakika yemek molası ve-
rilmesinden sonra yeniden çahş-
malannı sürdüren MKYK, ana-
yasa değişikliği yapümadığı tak-
dirde Seçim Yasası'nda yapıl-
ması gereken zorunlu düzenle-
meler üzerinde çalıştı. Yılmaz,
erken seçim karan alacak mil-
letvekillerinin fedakârhkta bu-
lunmuş olacağmı belirterek
"Karan alacak milletvekiUeri-
nin bu fedakârhklannı göz ar-
dı etmeyecegiz. Milletvekili
aday listelerinde yer alacaklar-
dır. Başkanhk divanı, seçim sis-
teminin tercihli yapılmasım uy-
gun bulmuştur. Bunun üzerin-
de göriişlerinizi açıklayın" diye-
rek MKYK üyelerine söz verdi.
Kongrede Akbulut'u destek-
leyen Mehmet Keçeciler, aday-
ların önseçim ile belirlenmesi
görüşünde olduğunu belirterek
"Ancak madem başkanlık diva-
nı tercibli sistem öneriyor. Ben
ahnacak karara uyanm" diye
konuştu.
Keçeciler ayrıca çok sayıda il
yapıhrıasının yanhş olacağını
vurgulayarak "Seçim öncesi ge-
reksiz spekülasyonlara yol aç-
mış oluruz. Partimize zarar ve-
rir" dedi.
Hüsnü Dogan da tercihli sis-
teme karşı olduğunu, bu siste-
min 12 Eylül döneminde hazır-
lanan Seçim Yasası'nda yer al-
dığını, ancak hiçbir şekilde uy-
gulanmadığını belirterek "Bu-
nun üzerinde iyi düşünmeliyiz
ve Anayasa Mahkemesi'nden
dönmeyecek bir biçimde
hazırlamalıyız" dedi. Doğan,
tercihli sistemin benimsenmesi
halinde adayların teşkilatlann
görüşü almarak MKYK tarafın-
dan belirlenmesinin uygun ola-
cağını söyledi. Yasada tercih sis-
teminin geçerli ohnası için ön-
görülen yüzde 25'lik barajm sa-
kıncalarına da değinen Doğan,
özellikle Doğu ve Güneydoğu'-
da etnik ve dinsel aday tercih-
lerinin sakıncalı sonuçlar doğu-
rabileceğini bildirdi. Akbulut'u
destekleyen eski Adalet Bakanı
Oltan Sungurlu, sistemin ilk kez
uygulanacağmı ifade ederek
"Anlaşılıyor ki tercihli sistemi
uygulamaktan yanasmız. Ma-
dem bu sistem uygulanacak, o
zaman baraj kaldınlsın. Aday-
lardan bir tercih fazla yapılan
seçilmiş olur. Böylece onseçimi
de bir anlama yeni seçmen kit-
lesi yapmış olur" diye konuştu.
Başbakan Yılmaz ise önce
tercih sisteminin, o seçim bölge-
sinde partinin aidığı toplam oy-
lann yüzde 10'u oranında tercih
yapılması halinde geçerli sayıl-
masını, aksi halde yapılacak sı-
ralamaya göre milletvekili çıka-
nlmasını uygun gördüğünü bil-
dirdi. Yılmaz'ın, "Eğer muha-
lefet anayasa degişikligine yana-
şırsa, yani milletvekili sayısı
600'e çıkarsa bu seçimde tercihli
uygulamadan vazgeçebiliriz"
göruşünü de dile getirdiği öğre-
nildi. Ancak MKYK üyeleri,
milletvekili sayısının 450'de ka-
lacağı ve tercihli sistemin uygu-
lanacağı olasüığı üzerinde tartış-
malan sürdürdüler. Başkanhk
divanı üyelerinin çoğunluğu her
seçim bölgesinde çıkarılacak
milletvekili sayısının iki katı
aday gösterilmesini, milletvekil-
leri de dahil olmak üzere sırala-
manın MKYK tarafından yapıl-
ması ve tercihte yüzde 10 baraj
uygulanması göruşünü savun-
dular. Baraj uygulamasının sa-
kıncalannın dile getirilmesi üze-
rine görüş birliği sağlanamadı ve
9.5 saat süren MKYK'da tercihli
oy kullanma sisteminde yapıla-
cak değişiklıkler için başkanlık
divanına yetki verilmesi karar-
laştınldı.
MKYK'da ayrıca Seçim Ya-
sası'nda oy kullanmayacaklara
verilecek para cezasının 30 bin
liradan 50 bin liraya çıkarılmas
yönünde değişiklik yapılması
görüşü benimsendi. Seçim Ya-
sası'nda ayrıca partilerin tüzük
değişikliği yapabilmeleri için
merkez kurullanna üç ayhk yet-
ki verildi. Böylece partilerin
merkez kurullan, milletvekili
adaylannı uygun gördükleri
yöntemle saptayabilecekler.
ANAP, MKYK aynci, millet-
vekili adaylarının merkez yok-
lamasıyla sıralanması görüşünü
benimsedi. Bu arada, seçim ko-
misyonunun yasada yer alan sü-
relerin kısaltılması yönünde de
değişiklikler yapması kararlaş-
tınldı. Adalet Bakanı Şakir Şe-
ker, Yüksek Seçim Kurulu'nun
60 gün süreyi uygun bulduğunu,
ancak bu surenin indirümesi için
çalışacaklannı ifade etti.
MKYK üyesi Semra Özal, sa-
at 17.00'de, "dişi agndığı" ge-
rekçesiyle MKYK'dan ayrıldı.
Ancak Özal, genel merkezin alt
katındaki toplantı salonunu
dolduran Şereflikoçhisarh par-
tililere hitaben bir konuşma
yaptı. özal'ın il olmak isteyen
Şereflikoçhisarlılara, "tl olma-
nız için elimden gelen çabayı
gosterecegim" demesi, "Semra
Ozal genel başkan gibi" yorum-
larına yol açtı.
Öte yandan ANAP il başkan-
ları hafta sonu Ankara'ya çağ-
rıldılar. Yılmaz, il başkanlany-
la toplanarak aday belirleme
yöntemi ve erken seçim konu-
sunda il başkanlannı ikna etme-
yeçahşacak.
G O Z L E M UĞUR MUMCU
(Baftarafı 1. Sayfada)
sı önerilerinden de vazgeçmiş bulunuyor.
Yürürlükteki adaletsiz Seçim Yasası ile seçimlere gi-
dilecek.
Demokrasi bir "uzlaşma rejimi"d\r.
Bu uzlaşmanın ana metinleri, anayasalardır; siyasi par-
tiler yasalarıdır; sendikalar yasalarıdır; seçim yasalarıdır.
ANAP, oldum olası, hertürlü uzlaşma yolunu kapayarak
"dediğim d&dik" diyor.
Demokrasi "uzlaşma rejimi" ise bu uzlaşmada taraflar is-
ter istemez özveride bulunacaklar, ödün vereceklerdir.
Uzlaşma ve uygarlık, metro projeleri önünde belediye
başkanları ile poz poz fotoğraf çektirerek değil, anayasa-
larda ve temel yasalarda demokratik uzlaşma sağlanarak
olur.
Bu uzlaşma anayasa ve seçim yasasında sağlanabilir;
yürürlükteki anti-demokratik hükümler, partilerarası uzlaş-
ma ile kaldırılabilir, böylece Türkiye'de demokratikleşmenin
ve şivil toplumun yolu açılabilirdi.
Öyle anlaşılıyor ki Mesut Yılmaz, 1983 genel seçimlerin-
de cunta işlemleri ile kazandıkları ayrıcalıklara dayanarak
"ANAP'ın istediği olur" demek istiyor.
Anayasada ve Seçim Yasası'nda ANAP'ın dedikleri ola-
cak, buna da "uzlaşma" denecek.
ANAP, sosyal demokrat oyların bir parti çatısı altında top-
lanmasından tedirgindir. Bu yüzden SHP-DSP çelişkisinin
derinleşerek sürmesini ister. Yine bu yüzden HEP'in en
azından Güneydoğu'da sosyal demokrat oyları bölmesini
arzuiar.
İyi ama bugünkü yasal engeller, HEP'in seçimlere katıl-
masını yasaklıyor.
HEP, illerin yarısında örgütlenmiş değil...
HER kurultayını, genel seçimlerden altı ay önce topla-
mış da değil.
ANAP, bu engelleri aşabilir.
Bu engellerin aşılması yasadaki bu maddelerin kaldırıl-
masına bağlıdır. Maddeler değiştirilirse HEP'e de seçim yolu
açılabilir.
ANAP, durup dururken mi yasada değişiklik yapıp HEP'e
milyarlarca liralık Hazine yardımı sağladı?
ANAP varlığını 12 Eylül generallerine; HEP de malvarlı-
ğını ANAP'a borçludur!..
Diyelim kı yasada gereken değişiklikler yapılmadı ve HEP
seçimlere katılmadı.
ANAP'ın bu olasılık için elindeki reçete "dar bölge" sis-
temidir. Bu sistemde, yerel ağalar ya da etnik köken seçi-
mi belirler.
Bugün, sağda ve solda çeşitli partiler var. Bunlardan bir
kısmı yürürlükteki baraj koşulları nedeniyle sandıkları aşıp
TBMM'ye ulaşamayacaklar.
Sistem, bugün parlamentoda temsilcisi buiunan üç bü-
yük partiye prim sağlıyor.
Sağın bölünmüşlüğü sosyal demokrat partilere; sosyal
demokrat partilerin bölünmüşlükleri de sağ partilere şans
sağlıyor.
SHP-DSP birleşseler, sosyal demokratlar, büyük bir ço-
ğunlukla -300 ya da 350 milletvekili ile- iktidar olacaklar. Bir-
leşmedikleri için bakın göreceksiniz, örneğin Zonguldak
:
ta sosyal demokrat oylar, yüzde elliyi aşacak, ancak Zon-
guldak'tan bir tek sosyal demokrat milletvekili seçile-
meyecek.
Seçim Yasası, bölünmeyi işte böyle cezalandırıyor.
1987 genel seçimlerinde SHP ve DSP'nin ayrı ayn seçim-
lere girmelerının sosyal demokrat kesime faturası en az 70
milletvekilliğidir.
Evet, seçim ekimde.
Baksanıza Efe Öıal da durup dururken askerlik karan al-
dırdı. Belli olmaz, 1992de belki babası Cumhurbaşkanlı-
ğı'nda kalmaz.
Sultan Süleyman'a kalmayan bu dünya Özal'a kalır mı hiç?
Çatışma
1 astsubay, 2 er jşehit
BtTLtS (Cumhuriyet) —
Baykan-Bitlis karayolunu kesen
PKK militanlan ile güvenlik güç-
leri arasında çıkan çatışmada 1
astsubay ile 2 er şehit oldu, bir
yolcu otobüsünün şoförü de
öldü. Dün 18.45 sıralanndaka-
rayolunun Buzpınar kesiminde
iki yolcu otobüsü ve bazı araçla-
n durduran PKK militanlan,-yol-
culara kimlik sorduktan sonra
propaganda yaptılar. Bu sırada
devriye görevi yapan bir askeri
aracın olay yerine gehnesi üzeri-
ne teröristlerle güvenlik güçleri
arasında çatışma çıktı. Yolculann
ikiateş arasında kaldıklan çatış-
ma sırasında astsubay çavuş Dnr-
sun Şahin, jandarma erleri Ah-
met Dogangün ve Hasan Yıldız ile
Vangölü fırmasınaait otobüsün
şoförü Meh mel Şirin yaşamım yi-
tirdi. Bazı erler de yaralandı. Te-
roristler, güvenlik gttçleriyle çatı-
şarak Çeltikli kesimine kactılarve
izlerini kaybettirdiler. Bölgede
operasyonların sürdüğü bil-
dirildi.
Cumhuriyet Kitap Kulübü
Beyoğlu Merkezi'nde
okur, yazarıyla buluşuyor
YAYINLARI
YAZARLARIİMZALIYOR
B U G U N
15AĞUSTOS
17.00-20.00
İ!İ
Hilmi Yavuz
Y A R I N
16AĞUSTOS
17.00-20.00
Selim lleri Nedim Gürsel
FÜRUZAN ÜLKÜTAMER FERİDE ÇİÇEKOĞLU
ZEYYAT SELİMOĞLU MELİSA GÜRPINAR
ADNAN ÖZYALÇINER
CUMHURİYET KİTAP KULUBU.
ZAMBAK SOKAK, 4/1, BEYOĞLU ÜYELERE İNDIRIM