Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhurıyeı Maıbaacılık ve Gazeıecılık Turk Anonım Şırketı adına
Ntdır Nadi % Genel Yayın Vludum Hasan Cemal, Mücssnc MUduru
Emıne Işaklıgıl, '1ın Ijlen Muduru Ok«> GoiKasın. £ HabCT Mcrkezı
Muduru \alçııı Hoytr, Sayfa Duzenı YOnetmeıu Kb A£mr 0 Temsucıier
Ahmtl T«n. İZMİR Hikınrt Çtüakmft,
:, Polıüka Crld ••«'••«K. Istanbul HabCTİen Ş n n Kalku. Ekonor Mtrai Tamcr Dıs Haberlcr Erça. Bajcı ., Sendıla
Şlkna b n o . KII [ u Crtal laır. Eiınır GcK» Şnka. Vun Habcrkn NccdM Dofııı Spor D M j r u ı 4Mall»tff
VMCCIIMR Dı» >azıUr b m Çafeşkaa Ara?ıınna Şatan AJpay Duzeitm« \Molfet Yancı 0 Koora -ator \ta«!
Konriaa 0 Malj Isler tni Eıkm 0 Muhasetar Balent Vmer 0 BUlçe Plaıüama Se*p OttBMfceşeogla 0 RekUm
MK 1 m 0 Idar- Hucyto GVCT 0 isleMK Öa4er Çrtik 0 BılgHİsJcm NaU Iml 0 Ptmnr !*.»! losuıcıogla
Jovı» ffunı/u Baskan Nadlr Nadi
OfcU) Ubd. Valcın B»j«r Hann
Omai. H&nKf Çnıak.» Oka>
Goacnna t|ur MBHCS. llkan
SeKuk Ali S m , Uaacı Tan
ı .« Kı«ffl. Cumhunya Viaıbaacıiık w Guttecttık T-A^. Tûrkocagı Cad »'41
Ist PK 2*6 Istanbuj Tel M: 05 0* (20 han Teleı 222*6. FM <!t 526 60 '2 0
- AMan Zı>» Gekjlp Bh Ink.lap S V 1 ) < TO 133 II Il-T fctat «344 Fa* M| 133
0 lııaar H Zıya Blv 1352 S. 2'3 lil 13 12 30. Ttta. S2359 Fa« (51) 19 53 60
d u a Inonıl O d 119 S Nr 1 kjı I, Td 19 J" 52 14 hat) Tdo 6215! Fax (71) 19 15 1«
TAKVİM: 13 AĞUSTOS 1991 Imsak: 4.25 Guneş: 6.04 ögle: 13.14 Ikindi: 17.04 Akşam: 20.13 Yatsı: 21.45
AV MEVSİMİ
Ayûar
koruma
kapsanuna
ahndı
Merkez Av
Komisyonu'nun karanna
göre alageyik, geyik,
karaca, dağkeçisi, yaban
koyunu, ceylan susamuru,
kirpi gibi hayvanlar
için av yasağı uygulanıyor.
ANKARA (ANKA) —
1991-1992 av mevsimi 15 ağus-
tosta başlıyor. Yeni av mevsi-
minde nesli tukenmekte olan
birçok hayvan koruma altına
alındı.
Merkez Av Komisyonu ka-
rarlanna göre başta "ayılar"
olmak üzere av yasağı kapsa-
nuna giren hayvanlann avlan-
ması durumunda verilecek pa-
ra cezalan yeniden belirlendi.
Buna göre yasak ayı avla-
yanlar 2.5 milyon lira para ce-
zası ödeyecekler. Ayılarla bir-
likte koruma altma alınan ala-
geyik, geyik, karaca, dağkeçi-
si, yaban koyunu, ceylan, su-
samuru, kirpi gibi hayvanlann
kanunsuz avlanması duru-
munda verilecek cezalar da 50
bin lira ile 4 milyon lira arasın-
da değişiyor.
Merkez Av Komisyonu, ay-
nca avcı başına bir av günü
için beürlenen avlanma bcdel-
lerini hayvan türlerine göre 50
bin ile 200 bin lira arasında de-
ğişen oranlarda belirledi. Bu
değerler yabancı uyruklu avcı-
lar için 5 kat daha fazla uygu-
lanacak.
öte yandan Merkez Av Ko-
misyonu, yeni av sezonunda
avcılan zehirli et ve zehirli
madde ile kanştınlmış yemle,
kapan, kafes, olta, ilmik, ağ,
ökse, tuzak, elektronik cihaz-
lar ve motorlu araçlarla hileli
usullerle avlanmamalan konu-
sunda uyardı.
Kenüerde
görsel
çevre
kirliliği
ANTALYA (AA) — Kent-
lerdeki trafolar, antenler, gü-
neş enerji sistemleri ile yer al-
tma gizlenmeyen elektrik kab-
lolanrun görsel çevre kirliliği-
nin yanı sıra ölümle sonuçla-
nan tehlikelere yol açtığı bildi-
rildi.
TMMOB Makina Mühen-
disleri Odası Antalya Bölge
Temsilciuği Başkan vekili Sii-
leymaıı Evcümen, kentlerde
görsel çevre kirliliğine neden
olan ve tehlike saçan unsurla-
rm, bir an önce yeniden duzen-
lenmesi gerektiğini, altyapı so-
runlanrun çözümünün gün
geçtikte güçleştiğini söyledi.
Binalardan binalara uzanan
elektrik kablolannın modası-
nın artık geçtiğini, cagın getir-
digi modern koşullara uyulma-
$ı zamanının geldiğıru beürten
Evcümen, "Elektrik kabloları-
nın kullanım kolayhğı yok.
Bununla birlikte ölümle so-
nuçlanan olaylara neden olu-
yor. Bu kablolann, yeraltına
döşenmesi, modern sehirciligın
bir gereğidir ve zaman geçiril-
mcden bu yeni sisteme gecil-
melidir" dedi.
Foça,
fokları
hatırladı
FOÇA (Cumhuriyet) — Fb-
ça Festivali, yedi yıl aradan
sonra yeniden düzenleniyor.
'Testival Foça" adıyla düzen-
lenen "Foça Miizik ve Su
Sporian Festivali"ndeki etkin-
likler Akdeniz foklarınm ko-
runması çalışmalan üzerinde
yoğunlaşıyor.
Ilki 1%9 yıhnda düzenlenen
"Foça Müzik, Folklor ve Su
Sporian Festivali", 1984 yıhna
dek aralıksız sürdü. Art arda
16 kez gerçekleştirilen düzen-
leme, aradaki yedi yıllık sure-
de aranır, özlenir oldu.
Bu yıl Testiral Foça" adıyla
17. kez düzenlenen "Foça Mii-
zik ve Su Sporian Festivali" 16
ağustosta başlayacak. Festival,
çeşitli etkinliklerle üç gün su-
recek. Ana konusu "deniz"
olacak.
Foça Belediye Başkanı Ni-
kat Dirim yedi yıl aradan son-
ra gerçekleştirilecek duzenle-
meyle ilgili olarak şu bilgileri
verdi:
"Festivalimizi yeniden can-
landınrken festivallerin başlı-
ca amaçlannın yorenin tanıtı-
mı, eğlenmek, düşiinmek ve
yerel sorunlann gttndeme gel-
mesi görüşii>le hareket ettik.
Festival Foça'nın surekliliğini
sağlayacak ve ileride gelişebi-
lccek ana konusu denizdir. Bu
yıl etkinliklerimiz Akdeniz fo-
kunun koruma çalışmalan üze-
rinde yogunlaşmaktadır."
Çevreciler, yıllardırfaaliyet gösteren avcı derneklerinin suskunluğuna işaret ediyor
'Avcılardoğayı konımadı'istanbul Haber Servisi - Sultansazlığı 1990'da DSİ tarafından Türkiye
çevrediik, avcıhk taruşmasma doğasından hunharca silinirken avcılar
_._afve neredeydi? Oysa bu sazlık o avcılann avladığı
Eıtan'daifgefdî. Avaia- çok sayıda kuş türünün üreme alanıdır.
nn çoğunun yıllardır doğanm Benzer uygulamalarda avcılar neden seslerini
korunmasına önem vermediğı
belirtilen açıklamada şöyle
Bütün avcılar teke tek konuşmalarda,
diğerinin nasıl kanunsuz avlandığından
yakınmaktadır. Fakat her zaman
görülmektedir ki "Bir ben mi kanuna
uyacağım" psikolojisine giren avcı aynı
usulsüzlüğe ortak olmaktadır.
denıyor:
"3.8.1991 tanhınde gazeteniz-
de yer alan "Hem avayım hem
yeşil" başhkh yazıdaki bazı nok-
talar ve avcıların kendilerini en
iyı doğa korumaa gösterme ça-
baları, 15 yıldır koruma alanın-
da calışan kişiler olarak bizı av-
cıların kamuoyunu yanıltıcı ba-
zı ıddıalannı aydınlatma yonun-
de bu mektubu hazırlamaya yö-
neltti. Gortişlerimizi maddeler
halınde belirtec
o
5iz:
1) Her ne kadar 20. yyîın etik
değerlerine sahip, gelişmiş, me-
deni insan kavramına uymuyor-
sa da ilkel, üretmeden toplayı-
cıhk temeline dayanan "avcdık"
olgusunu tumuyle yadsı-
mıyoruz.
2) Ancak Turkiye'deki (ve de
bazı Guney Afrika ulkelerinde-
ki) doğayla ilgili gelişmeler av-
cılarla korumacıların hep karşı
cephelerde toplanmasına neden
olmuştur. Zaten işin özünde de
bu vardır. Çunkü korumacı, bir
canlıyı yaşatmaya, sonra da
uretmeye çaüşırken avcı, o can-
lıyı bir anda yok etmektedir.
Dolayısıyla ikisinin başansı ta-
ban tabana attır.
3) Son yıllarda Türkjye'de ka-
muoyuna yansoun tum koruma
savaşlan ya korumacı dernekler,
ya siyası partiler, ya odalar, ya
kişiler tarafından ortaya çıkanl-
mıştır. Doğayı en iyi koruduğu-
nu iddia eden avcılann bu ko-
ruma savaşlannda hiç bir oncu
çabası görülmemiştir.
Oysa avcı kulüplerinin geçmi-
şi koruma derneklerinin kuruluş
tarihinden çok eskilere gitmek-
tedir ve sayıları, korumacı der-
nekler 15 civarındayken avcı
kulüplerminki 800 kadardır. Ma-
dem ki avcılar bu denli koruma
yanlısıdır, neden acaba Tur-
kiye'deki pek çok önemli kuş
alanı, avlak, sahil, orman vb. ta-
lan edilirken sesleri çıkmamış,
hiçbır alanın kurtarılmasında
bir baskı grubu olamamışlardır?
Sultan Sazlığı 1990'da DSt ta-
rafından Turkiye doğasından
hunharca silinirken onlar nere-
deydi? Ki bu sazlık o avcılann
avladığı çok sayıda kuş türunun
ureme alanıdır.
Örnekleri çoğaltmak mum-
kün. DSt'nin tum operasyon
yaptığı alanlar (Yeşihrmak, Kı-
zılırmak, Amik, Suğla, Gala...)
KUŞCENNETt— Törkiye'nin diger kuşcennetleri gibi SnHansazhğı da kiriilik ve kurutulma tehdidi albnda. Çevreci ve avcılann ilgisini bekliyor.
DSİ, Sultansazlığı'nı cehenneme çevirdi
RECEP BULUT
KAYSERİ — Dünyada benzerleri ender görulen
yuzlerce kuş türunün yaşadığı Sultansazlığı yok
olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bir yandan
avcüarın amansız kıyımı diğer yandan da DSİ 12.
Bölge Mudürlüğü'nun "Develi Projesi" adı
altında 1976 yüından ben başlattığı "bataklıgı
kunıtma ve tarıma sulak arazi açma" tasarısı
bugün acı sonucunu vermeye başladı.
Geçen yıl yapılan son araştırmalara göre bundan
bir yıl öncesine kadar Sultansazlığı'nda 250'ye
yakın kuş türüne rastlamak olası idi.
Bugün tamamen çorak ve kurumuş bir
bataklık haline gelen göle, düne kadar sadece
kayık ya da sandalla gidilebiliyordu. Yine düne
kadar yer yer yüksekliği beş metreye ulaşan yoğun
saz ormaru, göl içinde irili ufakh adacıklar
oluşturuyordu. 10 bin hektarhk toplam alanın 3
bin 500 hektanm göl suyu kapsıyor idi. Bugün
bataklığın üzerinde rahatlıkla yüruyerek
dolaşılabiliniyor. Konunun en sıkı takipçisi olarak
tamnan Yeşilhisar Belediye Başkanı R. Mustafa
Ayan, doğal bir akvaryum olan Sultansazlığı'nın
kurtanlması için başta bilim adamları olmak üzere
herkesi seferber olmaya çağırdı. DSl 12. Bölge
Müdürü Nad Bektaş ise sorunun kendilerinden
kaynaklanmadığını ve sonucun bir tabiat olayı
olduğunu öne sürüyor. Bu arada
Sultansazlığı'ndaki kuşlann yok edilmesine
yönelik gerek DSl Genel Müdurlüğü ve gerekse
Bölge Müdürluğü'ne çeşitli çevTelerce gelen
tepkiler sonucu, Sultansazhğı'nın üst kesiminde
bulunan Ağcaşar barajından sazlığa su verilmeye
başlandığı ve bu arada da drenaj kanallarından da
su çekilme işine "kısmen" son verildiği
belirtüiyor. Uç aydır uygulanan bu yöntem sonucu
Sultansazlığı Kuşcenneti'nde derinliği yer yer dört
santimi bulan su toplanmaya başlandı.
Avalardan hayvan korumacılam, kamuoyu önünde açık tartışma çağnsı
'Çevreciler asıl devlede uğraşsm'Bambi sendromu Bayan Aksoy, kadınsı
tepkiler ve "Bambi sendromu" ile
Turkiye'deki hayvanları koruyacağını
zannediyorsa fena halde aldanıyor. Tüm
canhların korunması konusunu kendisine
ancak avcılar öğretebilir.
İstanbul Haber Servisi —
Avcıük-çevrecilik tartışması ga-
zetemize gelen çeşitli açıklama-
larla suruyor. Okuyucularımız-
dan Nedim Goknil de, hayvan
haklan savunucusu Eva Aksoy'a
şu yanıtı gönderdi:
"Birkaç gündur gazetenızde
avcılıkla ilgili muhtelif yazıları
izliyorum. 9 ağustos tarihli sa-
yıda Bayan Eva Aksoy'un yazı-
sı, zannedıyorum bardağı taşı-
ran damla oldu. Ulkemizde sa-
hip cıkılmaya çalışılan bazı ko-
nuların ne kadar dar göriışlü ve
bilinçsiz insanlann tekelinde ol-
duğunu gormek hakikaten ur-
kütucü.
Bayan Aksoy, sinirli, kadınsı
tepkilerle ve "Bambi sendromu"
ile Turkive'de havvanları koru-
yacağını zannediyorsa fena hal-
de aldanıyor. Gerçekten bu ko-
nuya gönül vermiş ve olaya ka-
niş haklarının ötesınde, ülke ge-
nelinde bütun yerli ve/veya göç-
men tum canlüann korunması
diye bakıyorsa, bunu kendisine
ancak bilinçli avalar öğretebilir.
Tabii öğrenmek istiyorsa...
Ancak edındiğim izlenım, av-
cılara "barbar" deyip ucuz san-
sasyonlar yaratarak kendisine il-
gi çekmek istediği. Ben de bu ıs-
teğe boyun eğip kendisine ılgi
göstermek istiyorum. Eğer me-
deni bir platformda tartışmaya
güvenleri varsa, ister gazete su-
tunlannda, ister radyoda, ister-
se televizyonda karşı karşıya ge-
lelim. Ancak daha önce kendi-
sine ben de bir "barbar"lık ta-
nınıı yapmak istiyorum.
Barbar lık,
1- Tarla açmak veya bina yap-
mak için orman yakmaktır.
2- Orman alanlanru yapılaş-
maya açmaktır.
3- Orman alanlanm kömur ve
diğer maden aramalarına ve çı-
karılmasına kurban etmektir.
4- Sulak alanlan kurutmaktır.
5- Gölleri, dereleri, nehirleri
kirletmektir.
6- Goçmen kuşlan kilometre-
lerce ağ gerip ışıkla avlamaktır.
7- Goçmen kuşlann konakla-
ma yaptığı alanlan beton yığı-
nına çevirmektir.
8- Piknik adı altında milli
parkların, yeşil alanlann ara-
besk tahribidir.
9- Tanm ilaçlannın bilinçsiz
kullanımı neticesinde hayvanla-
nn kitle ölümüne sebep olmak-
tır.
10- Çevreyi sommsuzca kirle-
tip, martıları bile damlarda ya-
şamaya mahkûm etmektir.
11- Bütün bunların neticesin-
de katledilen, yok edilen binler-
ce, milyonlarca hayvanuı sayısmı
bilmeden avcılara "barbar" de-
mektir.
Saym Aksoy, avalarla uğrasa-
cağına;
1- Bu katliamda en buyuk pa-
yı olan
a) DSt,
b) SEKA gibi devlet fabrika-
ları,
c) Turizm Bakanlığı,
d) Ve diğer kamu kuruluşla-
nyla,
2- Kömür ve maden işletme-
leriyle,
3- Hayvanları koruma ile il-
gili hiçbir şeyi içermeyen eğitim
sistemimizle,
4- Bütün dunya nimetlerinin
sadece kendi tüketimine sunul-
duğu gibi ilkel bir görüş içinde
olan sokaktaki insanla,
5- Yuzlerce ayıyı burunlanna
halka takıp tutsak eden Çinge-
nelerle,
6- Köpekten korkan, kendisi-
ne ekmek parası kazandıran eşe-
ğini döven, sütuyle coluğunu ço-
cuğunu buyuttuğu ineğini taş-
ka>a atarak güden, atım sopay-
la süren insanımızla
uğraşsın...
Son olarak, karşımıza çıka-
caksa lutfen, Artvin'den Datça
1
ya, Lalapaşa'dan Başkale'ye,
Kaçkarlar'dan Toroslar'a kadar
şu memleketi köy koy, orman
orman, göl göl dolaşsın. Saros1
un derinlerine dalsm, krater göl-
lerine olta salsın, ulu ormanlar-
da kardan bembeyaz halı uzeri-
ne uyku tulumunu serip doğayı
hücrelermde hissetsin. Bütün
buralarda durmadan dinlenme-
den ureyıp çoğalan insammızın,
fert olarak, kurum olarak, dev-
let olarak yarattığı tahribatı biz-
zat gözlesin ve ondan sonra otu-
ralım konuşalım.
Bilinçli avcılann ne denli hay-
van sevgisiyle dolu, yufka yüreic-
li insanlar olduğunu kendisine
anlatalım. Ve ikna olursa lutfen
"pardon" desin. "Gelin bizim-
le beraber çalışııT desin. Koşa-
lım, hep beraber, el ele koruya-
lım butun yaban yasamımızı in-
sana karşı.
Avcılann 'Çevreciler o kadar hassassa etyemesinler' çağnsına çevreci tepkisi
'Olimpiyatta avcılık diye spor var mı?'
İstanbul Haber Servisi — Bir
avcı okurumuzun, çevrecilere
"O kadar bassas iseler et
yemesinler" şeklindeki çağnsı
çevreci okurumuz Ankaralı Ka-
dir Uyanık'ın tepkisine yol aç-
mış. Uyamk'm mektubunu ya-
yımlıyoruz:
"1- Ba> Hasan Karaca, gaze-
tenizin 07.08.199i tarihli sayısın-
daki yazısında "Hayvanlann yü-
şamı hakkında bu derece hassas
ve saygılı olan şahıslar lutfen et
yemekten vazgeçsinler" buyur-
muş. Öncelikle şunu bilmelidir
ki etini yediğimiz tavuk, dana ve
koyun gibi hayvanlar doğada
serbest olarak yaşamıyorlar ve
sofralarımıza avlanma yolu ile
gelmiyorlar Tıbbı bir zorunlu-
luğun doğurduğu bir ekonomik
faaliyet olan hayvancıhk endüst-
risi sonucu insanlar et yiyorlar.
Çünku insanm sağlıklı yaşama-
sı için şart olan proteinlerin bir
grubunu daha başka turlu kar-
şılamanın bir yolu 2000'e 9 ka-
la hâlâ bulunabilmiş değildir.
(Mecburen mecburen mecburi-
yetten!)
Dolayısıyla mezbahalarda
hayvanlar, ki besi hayvanlan,
katledilmiyor. Yukanda açıkla-
nan mecburiyetten dolayı öldü-
rulüyor. Katletmek kelimesi, bir
mecburiyet ve yaşamsal gerekçe-
si olmadığı halde öldürenlere,
yani siz avcılara "cuk oturmak-
tadır." Çunku adı geçen prote-
in grubunu karşılamak için "de-
re tepe dolaşıp avlanmak mec-
buriyetinde hiç de değilsiniz."
Çunku evinizdeki buzdolabında
kasaptan alınmış 1 kilo kıyma,
kuşbaşı et veya tavuk zaten ve
he halde bulunuyor.
2- Demek ki Bay Karaca ve
benzerlen mecburiyetten avlan-
mıyorlar. Zira insanlar avcılık-
toplayıcılık-göçebelikten yerle-
şik hayata binlerce yıl önce geç-
ti. Peki ya niçin avlanıyorlar?
El-cevap: "Spor ve bir tutkuyu
tatmin etmek" için.
Bay Karaca sayesinde, yaşam-
sal bir mecburiyet taşımadığı
halde bir canlıyı öldürmenin ki
aslında katletmenin, bir spor (!)
olduğu iddiası ile karşılaşıyoruz.
Yani spor kelimesini kullanarak
yaptıkları katliamı şirin göster-
mek istiyorlar. (Acaba şimdiye
kadar olimpiyatlarda ve diğer
spor organizasyonlannda avcı-
lık diye bir kategoriyi duyan ve
bilen var mı? Ben hiç duymadım
da!)
Bay Karaca, kan ve katliam-
la şirinlik ve hele hele spor asla
bağdaşmaz. Buna çocuklar bile
inanmaz. Siz, iyisi mi spor keli-
mesini kanla lekelemeyin, zira
yaptığınız katliam için cinayet
kelimesi çok daha uygun ve ina-
nın bana çocuklar yaptığımz ey-
lemi çok daha kolay anlar.
"Bir tutkunuza" gelince, şup-
hesiz sizinki de bir tutkudur,
ama insanilık, haklıhk ve meş-
ruiyet taşımayan bir tutku! Av-
cılık, binlerce yıl önce insanlar
için haklı ve meşru bir mecbu-
riyettı, yani bır tutku bile değıl-
di! Çunku beslenmek için hay-
vancıhk bilinmiyordu. Ve o in-
sanlar hayvanları neredeyse on-
iarla eşil koşullar altında karşı-
lıklı bir savaş sonucunda avla-
yabiliyorlardı. Çunku bedenen
ve ilke) silahlarla bu mecburiyeti
yerine getiriyorlardı. Yani eşit
şartlar altında ve adıl bir savaş
avcıların da gözbebeğiydi ama
oralar elden giderken Turk ka-
muoyunu harekete geçirmek go-
revi suıırh imkânlan içinde bir
avuç korumaaya düşmüştür.
Ne yazık ki bu koruma kuru-
luşlarının gücu çoklukla devle-
tin yanlış uygularnalarrnı durdu-
ramamaktadır. Neden avalar bu
uygulamaları durdurmaya gay-
ret göstermemektedirler?
4) Gala, 1988'deki çalışmala-
nmızla koruma gündemine gel-
miştir. Oysa Meriç Deltası'nı
tehdit eden DSİ çalışmalan çok
önce baslamıştır ve avcılar bu
olumsuz gelişmeleri korumacı-
lardan çok once muşahade et-
mişlerdir. Ancak son kalan kuş
alanlarının korunma altına alın-
ması gene korumacıların caba-
sıyla olmuştur.
5) Kenan Evren 1989 yıhnda
ureme dönemınde keklik avına
çıktığı zaman kendisine kılavuz-
luk yapan Marmaris Avcı Kulü-
bu Başkanı ve diğer üyelerdir.
1991 haziranında ulkemize gelip
gene yasak zaman Fırat dolay-
lannda 200 uveyik avlayan Lüb-
nanlı bakan hakkında iki koru-
macı dışında hangi avcı ses çı-
karmıştır? Bunlar mı iyı doğa
korumacılandır?
6) Butün avcılar teke tek ko-
nuşmalarda diğerlerinin nasıl
kanunsuz avlandıklarından ya-
kınmaktadır. Fakat her zaman
görülmektedir ki "Bir ben mi
kanuna uyacağım" psikolojisine
giren her avcı aynı usulsüzlüğe
ortak olmakta, o da aynını yap-
maktadır.
7) 1937 tevellütlü Kara Avcı-
lığı Kanunu, Türkiye gerçeğine
artık uymamaktadır. Sözde bu-
nu avcılar da farketmiştir. Ama
yeni kanun taslağının OGM'yi
âdeta bu konuda idare eden av-
alar nedeniyle bilimsel ve doğ-
ru bır kanuna dönuşeceğınden
kuşku duymaktayız.
8) Pek çok avcı genellikle
Türkiye'nin yerli kuşuna zarar
vermediğini, göçmenlerı avladı-
ğını söyleyerek bir garip savun-
ma yapmaktadır. Oysa koruma-
cılar için ülke sırurı yoktur, do-
ğal denge evrenin dengesine
bağhdır. Sadece goçmen kuşlar
vunıluyorsa keklik, sulun, çıl,
karaca, iki tur yaban keçisi, ge-
yik, tilki, vaşak, tavşan ve Ana-
dolu parsı nasıl yok olma düze-
yine geldi? Hep çevre kirliliğin-
den mi? Çoğunda asıl sorunlu
bilinçsiz avcılardır.
9) Avcılar doğayı korumacı-
lardan daha iyi tanıdıklarını id-
dia etmektedirler. Onlara gore
korumacılar masa başında hu-
kum verirlermiş. Bu, iki açıdan
yanlış bir duşünce. Gelişmiş in-
sanın savaşlann kötuluğunu bil-
mesi için ille de savaşmış olma-
sı gerekmez. Öyle olsaydı okul-
lar, kitaplar, iletişim araçlan ne-
ye yarardı? Ozonun delindigini
biunek için uzaya mı çıkmak ge-
rek? Aydın insan, ulkesinin so-
runlarını çeşitli bılgi kaynakla-
nnı ve tecrubelerini birleştirerek
de öğrenebüır. Kaldı ki doğa ko-
rumacılann çoğu, zamanlarının
yansını avcılardan çok daha de-
ğişik alanlan da gezerek ve bi-
limsel ilişkiler kurarak geçir-
mektedir. Isteyen insan bilgiyn
her yerde ve her zaman oğrene-
bilir, avcılar öğrenemiyorsa bu
onların sorunu.
Avcı-korumacı tartışmasını
uzatmak mumkun. Önemli olan
ulkede avcılığm dengelenmesi,
denetlenmesı; kirlenmenin ke-
sinlikle durdurulması, doğa için
hassas alanlann korumaya alın-
ması ve doğayı kullanmada ko-
ruma prensiplerinin yerleştinl-
mesidir. Avcı olmalanna rağmen
korumaya da yardımcı olan Raif
Ertem, Hasan Karaca, Giıven
Çalık, Celal Bitikli, Fikret Ça-
gın gibi sayıları az birkaç avcıyı
da teşekkurle aruyor ve bu kişi-
lerin geriye kalan avcılara ornek
olmasını dilıyoruz."
Nof Avcüık-çevrecüik konusun-
da gazetemize bundan sonra
gönderilecek yazılann bir dak-
tilo sayfasını geçmemesi rica
olunur.
Kazdağı'nın
en güzeli
• BtGA/ÇANAKKALE
(AA) — Çanakkale'nin
Bayramiç ilçesinde her yıl
düzenlenen ve mitolojiye
göre dunyamn ilk guzellik
yanşmasının
gerçeklestirildiği yer olan
KazdağVnda, "Altın Elma"
guzellik yanşması yapıldı.
Yanşmada Seda Kızıloğlu,
"Altın Elma" güzeli
seçilirken Ülker Ispil
ikinciliği, Sinem Duru da
üçüncülüğü elde etti.
Yanşmada dereceye
girenlere ödülleri ÇanakkaJe
Valisi Muzaffer Ecemiş ile
eski Basbakan Yıldınm
Akbulut'un eşi Samia
Akbulut tarafından verildi.
Çanakkale Valisi Ecemiş,
bu yıl 9'uncusu düzenlenen
"Altın Elma" guzellik
yanşmasının bundan böyle
festival olarak çeşitli
etkinliklerle kutlanacağını
bildirdi.
Bütünleme
§ınavları
• ANKARA (UBA) —
Orta dereceli okullarda
bütünleme ve okul dışı
bitirme sınavlan bugün
başlayacak. Milli Eğitim
Bakanlığı'ndan verilen
bilgiye göre 1990-1991
öğretim yüında başanlı
olamayan öğrencilerin
başansız oldukları
derslerden bir üst sınıfa
geçebılmeleri için,
girecekleri bütünleme
sınavlan butün yurtta
bugün başlıyor.
Sınavlar üç hafta
sürecek.
Bayar'ın veda
ziyaretleri
• İSTANBUL (AA) —
Lefkoşa Buyukelçiliği'ne
atanan Istanbul Valisi Cahit
Bayar, veda ziyaretlerine
başladı. tlk olarak Deniz
Ticaret Odası'm (DTO)
ziyaret eden Vali Bayar,
Başkan Cengiz Kaptanoğlu
ve oda yönetim kurulu
uyeleriyle görüştu.
Göruşmeden sonra kısa bir
aeıklanıa yapan Kaptanoğlu,
Vali Bayar'dan yeni
görevınde Denizcilik
Bakanlığı'mn kurulması için
yardım istediklerini ve
Bayar'ın destek vaadinde
bulunduğunu bildirdi. Daha
sonra Birinci Ordu
Komutanlığı ve Harp
Akademileri'm ziyaret edı. ,
Bayar, yann da Kuzey Denız
Saha Komutanlığı'na,
İstanbul Buyukşehir
Belediye Başkanı Prof. Dr.
Nurettin Sözen'e ve basın
kuruluşlanna ziyaretlerde
bulunacak.
Yılda bin canlı
türü yok oluyor
• BURSA (AA) — Doğal
Hayatı Koruma Derneği,
biyolojik çeşitlih'ğin bütün
canlıların "ortak hazinesi"
olduğunu beürterek "Bu
hazineyi tüketmek demek,
diğer türlerle birlikte
insanın da yok olması
demektır" uyarısmda
bulundu. Doğal Hayatı
Koruma Derneği'nce
yayımlanan "Kelaynaktan
Haberler"de yer alan bir
yazıda, insanın dünyaya
gelmesinden önce her bin
yılda bir canlı türunün,
günumuzde ise insan varlığı
ve faaliyetleri sonucu bir
yılda bin canlı türunün
olduğu kaydedildi. 2000
yılına kadar dünyada
yasayan 5-10 milyon canlı
türunden 1 milyonunun var
olmayacağı ileri surülen
yazıda "Yok olan canlı
türleri kendi turlerinin
bütun özellıklerini, var
olma savaşında kazandığı
adaptasyonları bugune dek
taşıyan o kıymetli gen
hazinesini geleceğin
dünyasına bırakamayacak"
göruşü savunuldu.
verihyordu.
Oysa siz ve benzerleriniz ne-
redeyse yüruyen birer cephane-
lik olarak ve bazen motorlu
araçlarla, yani eşıt ve adil olma-
yan "fazlalıklannız"la hiçbir
şeyden haberi olmayan masum
hayvanları katlediyorsunuz. Si-
zin yaptığınız, atalanmızın yap-
tığı anlamda gerçek bir avcılık
olarak asla kabul edilemez.
3- Bugun kimsenin, hayatta
kalabilmek için sizin gibi avlan-
maya, ki gerçek anlamda bile
avcılık değil, ne ihtiyacı ne de
mecburiyeti vardır. Bırakın do-
ğa kendi kurallarını işletsin,
hayvanlar eşit ve adil şartlarda,
ama sizin silahlanmz ve katli-
amlarınızla değil, kendi arala-
rında ölsun.
Hunhar tutkunuzdan vazgeç-
meniz dileği ile!'
hizmet veren
ve bu sayede şubeleri arasındaki
Haberleşmeyi
gerçekleştiren
bir ihtisas bankasıyla çalışmanın
avantajlarını
yaşıyor musunuz
DEMIRBANK
"İyi günler diler"