22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/ AĞUSTOS 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 Karabükve Iskenderun'daki 21 bin işçiyürüdü Çelikçiler uyardıGreve çıkacak olan Et ve Balık Kurumu'nda dün son anda anlaşma imzalandı. Türk-İş, toplu işçi çıkarmalarına karşı çıktı. Greve çıkmak üzere işyerine gelen işçiler anlaşma olunca kurban kesip halay çektiler. Bugüne dek hiçbir ciddi görüşmenin yapılmadığı çelik işçileri, hükümeti uyarmak için uyarı yürüyüşü yaptı. İşçiler, "Sözleşmeler girdi çıkmaza, sitemimiz var Yılmaz'a" sloganı ile yürüdüler. tş-Sendika Servisi — 9 ağus- tosta greve çıkacak Karabuk ve Iskendenın'da çahsan 21 bin de- mir çelik işçisi, dün hükumete uyan yürüyüşü yaptı. & ve Balık Kurumu'nda dün greve yikılacakken son dakika anlaşması oldu. Türk-lş çeşitli işkollarında işçi çıkarmalarının giderek arttığını bildirerek hu- kümeti duyarlı olmaya çağırdı. Izmir'de ucretlerini alamayan belediye işçileri gosterı yaptı. SSK ve Bağ-Kur emeklileri bu- gün maaş farklanru alacak. An- cak talimatlardaki aksamalar nedeni ile ödemelerde kargaşa bekleniyor. Malatya GAP Tekstil işvere- ni işçilerden ikinci yıl ucret zam- lanndan vazgeçmelerinı istedi, aksi halde işçi çıkaracağını bil- dirdi. Ceyhan Garipoğlu iplik fabrikasının işten çıkarılan 600 işçisi fabrika önündeki açlık grevi eylemlerini surdürüyorlar. Et ve Balık Kurumu işyerle- rinde dun sabah greve çıkılma- sı beklenirken 6 bin işçi adına son dakikada imzalanan sozleş- me, Turk-îş'in yaptığı anlaşma paralelinde ücret artışları getir- di. Hak-lş'e bağlı Öz Gıda-Iş Sendikası ile Kamu Işverenleri Sendikası TUHİS arasında va- rılan anlaşmada işveren tarafın daha önce kaldırmak istediği sosyal haklann aynen korunma- sı nedeni ile kamu işçilerinin or- talamasının ustüne çıktığı bildi- rıldi. Oz Gıda-Iş'ten yapılan açıklamada EBK işçisinin Tekel işçisinden 1 milyon 456 bin ve Çay-Kur işçisinden 1 milyon 709 bin lıra brut daha fazla ortala- ma aylık ucret alacağı belirtildi. Sabah greve çıkmak üzere işyer- lerine gelen ışçiler anlaşma ha- beri ile karşılaşınca kurban ke- sip halay çekerek anlaşmayı kutladılar. 9 ağustos için grev kararı alı- nan ve bugune kadar hiçbir cid- di görüşmenin yapılamadığı çe- lik işçileri, hükümeti uyarmak üzere dun gosten yuruyüşu yap- tı. Vardiya çıkışlarında düzen- ledikleri toplu yuruyuşlerde "Sözleşmeler girdi çıkmaza, si- temiraiz var Yılmaz'a", "Hak- kınuzı söke söke alacağız" slo- ganları ile gosteri yapan işçiler daha sonra sessiz dağıldılar. Geçen dönem aylar suren di- reniş ve grevlerin ardından soz- leşme imzalayabilen çelik işçile- ri, ucretlerini aşağı çekmek için kurulan işveren - hükümet ittı- fakını aşacaklarını soylediler. Türk-lş Yönetim Kurulu, bü- tun uvarılara karşın, çeşitli iş- kollannda işten çıkarmalann gi- derek arttığını açıkladı. Turk-lş Yonetım Kurulu'nca dün yapılan açıklamada, işve- îşçi aileleri: "Ölmek var dönmek yok" sloganıyla fabrika onundeki eylemlerini sürduruyor. (Fotoğraf: DENİZ TOPALOGLU) İşten çıkarılanlar ve aüelerinfabrika içinde ve dışındaki direnişleri 8. gününü doldurdu Cam işçisi 6 kınlmak' isteıtıiyortş-Sendika Servisi — "Beykoz dıre- nişi"nin 8. gününde, işten çıkarülan 630 kişi ve çalışmayan işçilerin fabrika için- deki, aileler ve Beykoz halkının dışan- daki protesto gösterileri devam etti. Kristal-îş işten çıkartılan cam işçileri- nin işe geri alınmasını, 4 vardiya siste- mine geçilerek butün işçilerin özverile- riyle sorunun çözumlenmesini istedi. SHP ve DYP'li milletvekili, il ve ilçe or- gütleri Paşabahçe Cam Fabrikası'nda direnışlerini surduren işçilere destek zi- yaretinde bulundular. işveren tarafı ilk kez ilan yoluyla yaptığı açıklamada çı- karmaların zorunluluğunu savunarak, yenı çıkarma olmayacağı gövencesi verdi. Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası'nda, işten çıkarmalara karşı işyerini terk et- meme eylemlerini sürduren 2 bin 700 iş- çinin dünku ilk konukları, Tekel İçki Fabrikası ve belediye işçileriydi. Fabri- ka önündeki geceli gundüzlü bekleme eylemifıi sürduren aileler ve cam işçile- ri öğlen tatillerinde destek ziyaretinde bulunan işçileri "Tekel, cam işçisi el ele", "Yasasın işçilerin birligi" sloganlarıyla karşıladılar. Gün boyu belediye araçlan fabrika- ya erzak taşıdı. Aileler ve işçilere yıye- cek dağıtıldı. Motorsikletli gruplar, Bey- koz'da ellerinde bayraklar, zafer işaret- leri yaparak destek gösterileri duzen- ledıler. Fabrika önünden geçen araçlar kor- na çalarak zafer işaretleriyle destek gös- terilerine katıldılar. Fabrika önündeki aileler, halk ve içerdeki işçiler gün bo- yunca sloganlannı atarak alkışh protes- tolarını surdürduler. Kristal-lş Sendikası Genel Başkanı lbrahim Eren, Şişe Cam tarafından ilan yoluyla yapılan açıklamalan yanıtlaya- rak Körfez krizı ve ekonomik bunalımın işten çıkarmalara gerekçe olamayacağı- nı savundu. Şişe Cam'ın 1990 yılınm ilk altı ayında bir yıllık kâr hedefine ulaş- tığını belirtti. Eren, işten çıkarmalar ne- deniyle Şişe-Cam'ın 75 milyar lira öde- me yapmak zorunda olduğunu açıkla- yarak "Oysa bu miktarda nakitin eko- nomik sorunlann çöziimiinde kullanıl- raası daha akıkıdır" dedı. lbrahim Eren sorunlann çözümlenmesi için şu öneri- lerde bulundu: "tş daraltılması, kendi isteğiyle aynlanlar ve emeklilerle sınır- lanarak zamana yayılmalı. Çalışma sa- atleri belli işyerlerinde duşunüerek fazla istihdam eritilebilir, sadece yasal fazla mesailerin kaldınlmasıyla yüzde 10 ta- sarruf sağlanabilir, karşılıklı diyalogla uretim ve verimlilik arttırılabilir." Öte yandan dün SHP ve DYP'li mıl- letveküleri, il ve ilçe örgütleri Paşabahçe Cam Fabrikası'na destek ziyareti yap- tılar. SHP Istanbul Milletvekili Cevdet Selvi, cam işçilerinin demokratik ve ya- sal yollardan haklannı aradıklarmı be- lirterek işten atılan işçilerin geri alınma- sını istedi. Selvi "Aksi halde, işçi kıyı- raına karşı butün Turkiye'de sesler >ukseltilecektir" dedi. SHP heyetinde Cevdet Selvi, SHP Is- tanbul ÎI Başkanı Karner Gök, SHP Is- tanbul mılletvekilleri Mustafa Sarıgul, Ali Haydar Erdoğan, Kenan Sönmez, Malatya İl Başkanı Mahmut Ali Kaşi- foğlu, Kağıthane ve Kartal ilçe başkan- ları yer aldı. Paşabahçe Cam Fabrikası'na il ve il- çe yöneticileriyle birlikte destek ziyare- tinde bulunan DYP Artvin Milletvekili Nevzat Bıyıklı, Türkıye genelinde işten çıkarmaların arttığına dikkat çekerek "hükumet, işveren babalan omuz om- za vennişler" dedi. Bıyıklı, "Nerede ha- ni, devlet nerede?" diye sordu. renlerin, devletın en ust kade- melerınde sürdurülen ve işçi duşmanlığına varan beyanlar- dan cesaret aldığı one surülerek, yargı karan olmaksızın işten çı- karmaları onleyecek yasal du- zenlemenın derhal gerçekleştiril- mesı istendi. Tekstilde, metal sanayiinde, madencilikte, basın- da ve Cam Holding'de olduğu gibi, ciddi hıçbir gerekçeye da- yanmadan işçilerin kitleler ha- İinde işten çıkartıldığı kaydedi- ldı. Emekii farkları SSK emeklı, dul ve yetimleri- ne ödenecek sosyal yardım zam- mının 290 bin liradan 390 bin li- raya yükseltilmesini öngoren Bakanlar Kurulu karan, Resmi Gazete'nin dunku sayısında ya- yımlandı. Söz konusu artış 1 Temmuz 1991'den itibaren ge- çerli olacak ve emeklilere 45 günlük maaş farkları ödenecek. Bağ-Kur emeklileri a|ustos ayına ait normal zamlı ayhkla- nnı bugün, SSK emeklileri de normal zamlı aylıklannı 15 ağustos tarihinde alacaklar. Ancak lstanbul'da yoğun başvurular karşısında bazı Halk Bankası şubelerine ayın 15'ine kadar ödeme yapümayacağı, bir talimat gelmediği duyurulan asıldı. Bugun talimatlar gelse bı- le geçikme nedeni ile ödemeler- de aksama, kargaşa bekleniyor. İZSU (Izmir Su Kanal Idare- si) Müdurlüğü binasının önun- de toplanan yaklaşık 500 işçi, alacaklarının hemen ödenmesi- ni istedi. İşçiler sözleşme fark- larından kalan 15 yevmiye ve maaşlarını alamadıklarını, borçlannı odeyemediklerini be- lirterek, "Bu, işçiye saygısızlık- tır, emeğe saygısızlıktır" diye konuştular. Daha sonra alkışh protestolara başlayan işçiler, camdan bakan İZSU yöneticıle- rıni de yuhaladılar. İşçiler su- rekli olarak, "Sadaka değil emeğimizi isteriz" diye slogan attılar. tşçiden fedakârlık Malatya J da kurulu GAP Tekstil Sanayi'nde çalışan 150 işçi, tekstil sektorundeki kriz ne- deniyle işverenden gelen ilginç bir teklifle karşılaştı. Fabrika sahibi Ahmet Çahk'ın, işçilerin üyesi olduğu Oz Iplik-tş Sendi- kası Şube Başkanı Murat Inanç'a "Toplu iş sozleşmesinin ikinci yıl zammından vazgeçil- mesi" için işçileri ikna etmesini istedi. Sendika Şube Başkanı tnanç, işveren Çalık'ın "İşçiler ikinci yıl zammından vazgeçip fedakârlık yapmaziarsa fabrika- yı çalıştıramam, kapatınm" de- diğini belirtti. Yapılan oylamada işçiler işve- ren önerisini reddettiler. Eski 750 bin liralık ucretle cahşmak- tansa tazminatlannı alarak işten atılmayı göze aldıklarını bil- dirdiler. Soydaş geçim derdinde, işveren ucuz işçipeşinde 'Biz treni çoktan kaçırmışız'Büyük umutlarla Türkiye'ye gelen soydaşın, verilen güzel sözler, bol vaatlerin ardından hâlâ yuzde 60'ı işsiz durumda. Yükseköğrenim görmüş, mesleki eğitimden geçmiş soydaşlar, inşaatlarda ve yük taşımada çalışarak geçimlerini sağlamaya çaüşıyor. ŞÜKRAN KETENCİ ÇORLU — Soydaşlara yöne- lik uyura' kurslannda "İs nasıl aranır" konusu da var. Konu başlığı dinleyenlerin il- gisıni çok fazla çekmişe benzi- yor. Salonda büyuk bir sessizlik oluyor. Konuşmacı oğretim go- revlisi, "tş ve İşçi Bulma Kuru- mu'na diiekçe vennelisiniz. 060 numaralı telefonu da arayabilirsiniz" der demez bir gürültu kopuyor. Hep bir ağız- dan söylenenler pek anlaşılma- sa da salonun birkaç yerinden birden biraz alayh, daha çok acı- lı "Biz treni kaçırmışız" cümle- si duyuluyor. Tek tek söz almalar, açıkla- malar arttıkça, soydaşların bü- yuk çoğunluğunun yaşları geç- tiği gerekçesi ile dilekçelerinin kabul edilmediğini, 30 yaşın ılzerindekiler için başvuru şan- sı dahi bulunmadığmı, iş arama- da gerek resmı gerekse özel ka- pılarda çok kötü muamele gör- düklerini öğrenıyoruz. Bu konu- da öylesine dolular ki soz alan- ların ardı arkası kesılmediğı gı- bi birbirinden uzücu ve onur kı- rıcı hatta urkutucü öykuler dinliyoruz. Soydaşlar için iş ara- ma, aynı zamanda horlanma nı- Basri Işık ziraat muhendisi. Kendi mesleğini yapamayan bu- tün soydaşlar gibi duşuk ücret- li bir işte çalışmaktan vakınıyor. teliğine donuşmüş. İş arama acı deneylerle umutsuzluğa donuş- muş. Vazgeçip gunluk işlerle harçlık çıkarmaya çalışanlar onemli bir çoğunluk olmuş. Kimlerın işsiz olduğu sorul- duğunda, Çorlu Halkevi'm dol- duran kalabalığın önemli ço- ğunluğu el kaldınyor. Kuruma başvurusu olanlar sorulduğun- da ise daha az parmak kalkıyor. Nedeni sorulduğunda kurum aracılığı ile ış bulabilenlerin yok denecek kadar az olduğu açık- lanıyor. Eğitim görmuş, meslek sahibi ınsanlar ozel sektorde de iş bulabilmenin tamamen ORADAYKEN SANATÇIYMIŞ — Soydaşlar. Bulgaristan'da gördukleri eğitim, mesleki bilgı ve becerilerine uygun iş bulamıyor. Şemsiye oradayken sanatçıymış, ama hiçbir iş bulamadıgı için şimdilik evde. Eşi Yusuf tnal teknisyen, ama geçici işlerde çalışıyor. Inal çiftinin arzusu sürekli ve becerilerine uygun bir iş bulabUmek. "arkası' olmaya bağlı ve sadece gençler için sozkonusu olduğu- nu anlatıyorlar. Yetkılılerden, 16 bin civarın- da soydaşın yaşadığı Çorlu'da halen 960'ın uzerinde işsiz bu- lunduğunu öğreniyoruz. Çalı- şanlar da çok buyuk çoğunluğu ile yıllar içinde aldıklan eğitim ve mesleki becerılerını kullana- bileceklerı işlerde değiller. Ucuz ışçı çalıştırma aracı olmuşlar. Yaşlı kabul edilmeyenler, 30'un altındakıler, en duşuk ucretler- le, en ağır işlerde ve sendikal, sosyal haklardan yararlandınl- mamak uzere seçiliyorlar. Çok büyük çoğunluğu en az lise duzeyinde bir meslek oku- lundan mezun olmuş ınsanlar, tek tek konuştuğumuzda, geçı- cı inşaat ya da taşımacılık gibi işlerde çaliştıklannı anlatıyorlar. Biraz daha yaşı ilerlemiş sosyal mesleklerden gelmiş olanlar, or- neğin oğretmenlik gibi bizde karşılığı görülmeyen mesleki eğitimden geçmiş bulunanlar daha da bir zor durumda. "Bi- zi sabah erken saatlerde, beledi- yenin onunde gundelik iş bek- lerken gorün" derken kırgınlık- ları, umutsuzlukları yüzlerine yansıyor. Oysa sadece Çorlu değil, soy- daşların yoğun yerleşmiş olduk- ları butun yorelerde, Bursa'da, İstanbul Bayrampaşa, Gazios- manpaşa'da... konuştuğumuz diğer insanlar, söz işten açıldı- ğında soydaşlardan yakınıyor. Kendileri iş bulamazken soydaş- ların ayrıcalıklı işe yerleştirildik- lerını, işsizliğin buyumesinin so- rumlusu olduklannı, onların yü- zunden işverenlerin ucuz işçi ça- lıştırma eğiliminin arttığını öne suruyorlar. Konuştuğumuz yöre insanla- rı özellikle de kendilerine yöne- lik bu olumsuz yaklaşımlardan üzüldüklerinı söyluyorlar. Tek tek işsizler gibi sığınabilecekle- ri yakınlan, kunılu duzenleri ol- madığını, ailelerin butun birey- leri, akrabalar için iş bulma ve toplu bannma sorunu ile birlik- te işsizliğin onlar için çok daha yakıcı olduğunu anlatmaya ça- balıyorlar. "Biz elimizden çok daha iyi işler gelirken, en agır iş- lerde, ueuza çalıştınlmaktan çok mu memnunuz ki insanlar bize kızıyor, bizi horiuyor" diyerek dert yanıyorlar. Içlerinde iki-üç yıldır sürekli iş bulamamış olanlar bulundu- ğu gibi bir de iş bulmuş ancak çalıştığı dönemin ucretlerini, sosyal haklannı alamadan işini kaybetmiş olanlar da çok fazla. En çok da hak edilmiş ucretle- rin ödenmeden kendilerini so- kakta bulmalarına şaşırmışlar. Hak edilmiş alacak lann öden- memesine 'Devlet Baba'nın se- yirci kalmasına akülan ermiyor. Her birinin iki-üç yıllık dene- yimleri başlıbaşma, haksızlıkla- nn, sosyal çarpıklıkların sergi- lenmesi oluyor. Nurettin Eren, iflas eden Çor- lu İplik Fabrikası'nda çalışıyor- muş. Bütün arkadaşlan gibi onun da 2.5 milyonun üstunde bir alacağı işverende kalmış. Ve- rilen senetler karşılıksız çıkmış. Bu parayı nasıl alabileceğini, devletin bu işe kanşıp karışma- yacağını öğrenmeye çalışıyor. Tek Metal'de çalıştığını soyleyen tbrahim Karavelioglu da 68 ar- kadaşının birden 3-6 mılyonluk alacaklan işverende kalmış ola- rak kendilerini sokakta bulduk- larını anlatıyor. Yasalarda hak- lannı almaya yonelik bir yol bu- labilirler mı, diye bir süru soru sorup yanıtlarını dikkatle dinli- yorlar... rru'ö statü'yü tarüşıyor Bodarogln (İTÜ tnşaat FakUltesi Dekanı): Mütevelli heyeti sistemi sağlıklı uygulanırsa sıkıntı yaratmaz. Üst yönetim kurulu uyelerinin ve rektörün seçimi çok önemli. Atabk (Mimarlık Fakültesi Dekanı): Üst yönetim kurulu uygulamasından kaygı duyuyorum. Doğru teşhis konulmazsa hasta ölebilir. Bekâroglu (Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı): Tarafsız, önceden şartlanmamış kişiler seçilirse yararh olur. FtGEN ATALAY Ozel statülü üniversiteler- den biri olması duşunulen İTÜ, 'üst yönetim kunılu" konu- sunda kuşkulu. Üniversitenin dekanları ve , . , öğretim uyele- I . l . L . ri, 4'u doğrudan, 2'si dolaylı olarak cumhurbaşkanı tarafın- dan, 2'si Mılli Eğitim Bakanı tarafından atanan 8 kişi ile ust yönetim kurulunun belirledıği 4 aday arasında cumhurbaşka- nınca seçilecek rektörden olu- şacak 'mütevelli heyeti'nin ba- şarısının, kişilerin seçımine bağlı olduğu duşüncesinde. Unıversite'de bu sisteme tama- men karşı olanlar bulunduğu gibi "Özel statü verilmesiyle sağlanacak olanaklan neden reddedeüm" diyenler de var. İTÜ Senatosu, 'ozel statülü üniversite' kavramını da getı- ren yeni Yükseköğretim Yasa- sı'run hazırlanması aşamasında bu konudaki gönlş ve önerile- rini Cumhurbaşkaru, Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı'na ilet- miştı. Yeni yasayla ilgih olarak İTİİ senatosunun göruşunun dile getirildiği raporda, "Baş- ka ülkelerin kendi gelişıne şart- lan içinde başarıyla yürutül- mekte olan modelleri ulkemize aktarma veya uyarlama yakla- şımları, ülkemiz şartlarına uyum sorunu açısından tartış- malı olduğu gibi geçmiş dene- yim ve birikimlerin değerlendi- rilmesi amacı ile de çeliştigi" vurgulanmıştı. İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Güngör Evren, universi- te öğretim uyelerince yasa ön- cesi duyulan kuşku ve kaygıla- nn ortadan kalkmadığını söy- ledi. Yasanın belırsızlikler içer- diğini, yönetmeliğin kuşkuları yoğunlaştırdığmı belirten Prof. Evren, "Buna karşılık, ozel statülü universitelere, mevcut liniversitelerden esirgenen ve onlara veriimesi halinde de çok yararh olacak mali kolaylık benzeri olanaklar sağlanmakta- dır. Tek kalıba sıgmaya zorla- nan üniversitekr, çeşittendirme yoluna gidilmekte, bu çeşitlilik içinde özel statülü universitele- rin ayncalıklı unitersiteler ol- duklan mesajı verilmektedir" dedi. İTÜ İnşaat Fakültesi Deka- nı Prof. Dr. Hasan Boduroğ- lu, mütevelli heyeti sisteminin sağlıklı uygulanması halinde sı- kıntı yaratmay acağı goruşun- de. "Sisteme hemen karşı çık- mak anlamsız" diyen Prof. Boduroğlu, "Üst yönetim ku- rulu uyelerinin ve rektörün se- çimi çok önemli. İ niversiteyi içine sindirmiş, öğretim uyeli- gine soyunmayacak, üniversite- nin sorunlanm hissedebüen ki- şiler seçilmeli. Yalnızca isimle- rin degil, mekanizmamn da sis- teme adapte olması gerekli. Mekanizmayı bilmeyen kişile- rin yaran olmaz. Mütevelli he- yeti politize olursa ve üniversi- tenin her şeyine kanşırsa sıkıntı yaraür" diye konuştu. Türki- ye'deki universitelerin atılım yapmalan gerektiğini, bunun için de belli ulkelerdeki sistem- leri incelemenin yarar sağlaya- cağına işaret eden Prof. Bodu- roğlu, "Üniversiteleri atılıma sevk edecek her seye evet diyoram" dedi. Üniversitenin Mimarlık Fa- kültesi Dekanı Prof. Dr. Gön- düz Atalık da ust yönetim ku- rulu uygulamasından kaygı duyduğunu söyledi. Türk üniversitelerinin sıkın- tıda olduğunu ve hastalığın te- davisi için doğnı teşhis konul- ması gerektiğini soyleyen Prof. Atalık şoyle konuştu: "Dogru teşhis koymazsanız hastalık devam eder ve hasta ölebilir. Kontenjanlar çok faz- la, parasal sorunlar var. Ancak organizasyonlar uzerinde kök- lü degişiklik tesebbüsleri çok zordur. Böyle bir yasal degişik- ligin iyilik olabilecegini kaygıy- la karşılıyorum. Bu şekilde köklü değişikliklere giderken çok ihtiyatlı olmak gerekir. Üst yönetim kuruluna parasal ve akademik konularda yetkiler veriliyor. Kisilere bağlı olarak etkili olacak bir yapıda nasıl emin olabiliriz? İJniversiteler- deki sorunlar devrimle değil, evrimle duzeltilmelidir. Bütün üniversite öğretim üyeleri ara- sında referandum yapılması ge- rekliydi. Böyle köklü bir degi- şiklik için yeterli zemin yokla- ması yapılmadı. L'niversiteye daha fazla butçe olanağı sa|- lanmasını olumlu karşıhyo- nım. Bazı fakültderin bazı bö- lümkrinin tngilizce oğretim vermesi düşünühiyor. Bunun da yararlı otocagı duşuncesin- deyim. Genel olarak, sistenH^ memnuniyetsizlik ve tedirginMk yaratmasından endişe ediyo- rum. Bizim fakültemizde genel bir kaygı var, öğretim uyeleri ve ogrenciler tedirginlik duyu- yorlar." Fen-Edebiyat Fakültesi De- kanı Prof. Dr. Özer Bekâroğ- lu, yükseköğretim ile ilgili ya- sanın sık sık değiştirilmesinin universiteye yarar vermediğini belirtti. İTÜ'nun 'özel statülö' olmasına karar verilmeden ön- ce görüşlerinin alınması gereği- ne dikkat çeken Prof. Bekâroğ- lu, "Tarafsız, universiteye ya- rarh olabilecek, önceden şart- lanmamış, bilimsel olarak ken- di ni ispat etmiş kişiler seçilirse, yararlı olabilir" dedi. Kımya-Metalurji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Enis Kadıog- lu ise uygulamayı görmeden göraş bildirmenin doğru olma- yacağmı söyledi. Fakulte ola- rak mali kaynak sağladıklannı, halen DPT ve Savunma Sana- yıi'ne yaklaşık 3.5 milyar lira- lık bir proje hazırladıklannı an- latan Prof. Kadıoğlu, "Şn an- da biz kaynak yaratıyoruz, ama üst yönetim kurulu, daha çok kaynak yaratırsa elbetle iyi olur" diye konuştu. Trafikte 4 yıllık bilanço: 27 bin ölü, 327 bin yaralıHaber Merkezi — Trafık ka- zalannda son 4 yüda 26 bin 994 kişinin olduğu, 327 bin 200 ki- şinin de yaralandığı bildirildi. AA'nın Emniyet Genel Mü- dürlüğü istatistiklerine dayana- rak verdiği habere göre 1987, 1988, 1989 ve 1990 yıUarında toplam 436 bin 911 trafîk ka- zası meydana geldi. Bu kaza- larda 26 bin 994 kişi yaşamını yitirirken 327 bin 200 kişi de çe- şitli şekillerde yaralandı. Kaza- lann yüzde 70'i şehirlararası yollarda, yuzde 30'u da şehir içinde meydana geldi. Yapılan belirlemelere gore trafık kaza- lannm maddi bilançosu da 716 milyar liralık hasar. Trafik uzmanlarına göre ölumlu trafik kazası riski tem- muz ve ağustos aylannda artı- yor. Cumartesi ve pazar gün- leri de trafik kazalarının yo- ğunlaştığı gunler. Trafik kaza- larının yandan çoğu saat 12.00-15.00 arasına rastlıyor. Trafik kazalan en çok "baş- ka araca arkadan çarpmak" şeklinde meydana geliyor. Aşın hız ve geçiş hakkımn ihlali de kaza nedenleri arasında ilk sı- ralarda yer alıyor. ölumlü tra- fik kazalannda, otomobiller yüzde 63 ile ilk sırayı alırken yüzde 8 ile kamyonlar ikinci, minibusler de 7 ile uçuncü sı- rada bulunuyor. Geçen yıl trafik denetimleri sırasında 2 milyon 228 bin sü- rücüye ceza puanı verildi. 12 bin 433 surücunun belgesine ise ceza puanı limitini doldurduğu için el konuldu. Bu arada önceki gün başla- yan Trafik Şûrası çalışmaları- na dün devam edildi. Burada konuşan Sağlık Bakanı Yaşar Eryılmaz Turkiye'de hergün ilk yardım ve acil yardım gerekti- ren 25 bin olay yaşandığını bil- dirdi. Dün de 4 ölti Bu arada dun meydana ge- len trafik kazalannda da 4 kişi öldu. Niğde-Adana karayolun- da meydana gelen kazada Nec- mettin Erdal (32) ile Talat Er- dal (22), Edirne'de meydana gelen kazada Abdullah Gönül- tüş ve Ramiz Sevinç, yaşamını yıtirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle