14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AĞUSTOS 1991 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Devtet Meteoroloji İşleri Genel Müdüriüğü'nden alı- nan bilgiye göre; tüm böl- geler açık geçecek, hava sıcaklığında önemli bir de- ğişiklik olmayacak, rüzgârı <uzey ve batı yönlerden hafif eşecek. DENİZLERDE RÛZGÂR: Akdeniz'de gün- esecek. Van Golü: Açık gececek, rüzgâr, gü- batsı ve lodos, öteki deniz- ney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuv- lerde yıldız ve karayelden vette esecek, göl kûçük dalgalı olacak. 3-5 kuvvetinde saatte Mana Adapazan Mıyaman Atyon Njf Ankara Antatcya Antalya Artvm Viın Balılear Bıiec* Bingöl Bıtlis Bofcı Bursa Çanaktale Çonım Denız» A 32" 24° DıyartMkır A 31° 20° Edtrne A 38° 20° ETincan A 32" 17° Emrum A 32» 18° Es»şetw A 33° 19° Gasantep A 34° 25° Giresun A 30° 20° Gümüshane A A 29° 21° Hakfcân A 36° 20° Isparfi A 33° 20° Isönbul A 32° 17° Izrrir A 39°2O°Kars 41° 20° Marasa 32° 17° K Maras 33° 17° Mersın 29° 16° Mujö 31° 18° Muş 36° 21° »Jde 28°22°0fdu 30°22°Rize 35° 22° Samsun 31° 20° Sîırt 30°21°Sıno<> 34°21°Snas0 fcdd A 38° 18° Kasomonu A 31° 15° TrabZDn A 30° 14° Kaysen A 34° 14° TunceR A 31° 19° KırHareli A 31° 17° uşalı A 30° 20° Konya A 33° 20° Van A 30° 16° Kûtatıya A 31° 17° Yozjat A 33° 20° Malatya A 37° 29° ZongunJak A 35° 22° A 33°22° A 38° 25° A 31° 18° A 36° 18° A 34° 16° A 28° 22° A 28° 22° A 28° 21° A 38° 24° A 28° 18° A 32" 16° A 29° 19° A 28° 22° A 38° 18° A 31° 17° A 30° 19° A 30° 15° A 26° 19° 10-21 denİZ mİIİ hlZİa £?- aC ' l< A-aç* B-Dulultu G-gûneşlı K-karh S-sıs* Y-ya0murlu DÜNYA'DA BUGÜN Umngrad Londra Madnd Milano Montrea! Mostora Mûnih Mm York Osio Pans Prag Rıyad Rom Sofya Şam -fel «m lünus Varşora k/enedık Vıyana Kahıre* Y 26° Y 28° Y 28° BULMACA SOLDAN SAĞA: il/ "Yıldız arayıp gökte nice turfa — / Gaflet ile görmez kuyuyu reh- jgüzerinde" (Ziya Pa- şa). 2/ Cılız, zayıf... Plastik su şişelerine verilen ad. 3/ Film- lerde kendine tutu- lan erkekleri mahve- den güzel ve acıma- sız kadın tipi... Eski Mıstr'da bir tann. 4/ Sıcak, yakıcı... Har- man kaldınldıktan sonra yerde kalan toprak, çöp ve samanla kanşık tahıl taneleri. 5/ Boğanotundan çıkanla- tak hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. 6/ lşve, cilve... Kuş kanadı- nın büyük tüyü. 7/ tlaç... Dünya ede- biyatçılannı bir araya getirmeyi amaçlayan kunıluşun simgesi... Bo- ru sesi. 8/ Bir göz rengi... Tantalın .imgesi. 9/ Toplum içinde bir kim- enin durumu ya da kazandjğı say- nhk... Göğüs. ^UKARIDANAŞACrV^l/'Fuzulibuldugenc-i âfıyet -kün- cinde / Mübârek mülktür ol mülk virân olmasın yârab" 2/ Ses... Başansızlık. 3/ Genellikle bunalımla beliren nıhsal kaynaklı sinir tıastalığı... Bir nota. 4/ Sıkıntı verme, üzme... Kasımpatına ben- zeyen bir çiçek. 5/ Belin yan tarafına asılan eğri Arap kaması. 6/ Bir buluşun bir kimseye ait olduğunu gösteren belge. 7/ Ba- zen üzerine un bile serilir... Denize uzanan dar ve alçak kara parçası... Şöhret. 8/ Bir madenin dövüldüğü zaman gösterdiği yayılma özelliği. 9/ "Köy yerleri karanlık / Gökte yıldız pır pır eder / Ben bir asker kaçağıyım / Gelin bana bir — su ver" (Nâ- zım Hikmet)... Kiraz rakısı. .60 YDL ONCE Cumhuriyet Buğdayı koruma —VERESİYE—^ TAKSiTLE MüJDE ADE 1 AĞUSTOS 1931 Türk buğdayını kurtarmak ve korumak için yaptığımız hareket; halk kadar ihtisas erbabı arasında da mürevviç bulmakta devam ediyor. Almanya Yüksek Ziraat mektebinden mezun Ziraat mühendisi Ahmet Suphi Bey, bize gönderdiği bir mektupla veni bir şekil teklif ediyor. Şûjphj Beyin fikrine göre çihçinin buğdayıru satamaması ve satarsa ziyan etmcsi daha ziyade; kötü alât ve şeraitle alınan mahsülün maliyet fiatının ytiksek olmasından ileri gelmektedir. Çiftçi pahalıya mal ettiği buğdayı rayiç üzerinden sattığı takdirde bittabi ziyan etmektedir. Binaenaleyh buğday vaziyetimizin esaslı surette tahkimi için, mütehavvil arızalara göre tedbirler bulmaktansa devamlı tertibat ve teşkilât yaparak ziraati ve binnetice hububat alım ve satımını payıdar bir kaide ve nizam altına almak ve istihsali ucuzlatmak lâzımdır. Suphi Bey diyor ki: "— Biz her şeyden evvel hâlâ iptidaî olan ziraat usullerimizi yenileştirmeli, fennileştirmeliyiz. Hâlâ kara sapanla yapılan ve çok eski ve verimsiz şekillere mahkûm olan ziraat, ucuz ve azamî istihsali mümkün kılacak bir tarza raptedilerek çiftçiliğimizin esası kurulmah ve bunun için traktörler, pulluklar, tohum ve harman makineleri kullanmak lâzımdır. Bittabi her köylü, hatta pek çok köylü bu makineleri almak iktidarını haiz olamaz. Bunu temin için birkaç köy birleşerek bir kooperatif yapabilir. Ahnacak makineler kooperatifin mah olur, azanın ziraat ve hasat işlerinde çalıştırıhr. Makinelerin mübayaasına Ziraat Bankasının kefil olması pekâlâ mümkündür. Bu şekil siraati esaslaştıracağı, fennî şekle koyacağı gibi istihsali çoğaltacak, fıatlan da azamî ucuza maledecektir. Bu takdirde köylünün ziyan etmesi mevzuu bahsolamaz, çünkü alacağı fiat her halde maliyet fiatından yüksek olacaktır!' GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Berlin'de İslam partisi 1 AĞUSTOS 1990 Federal Almanya'da "Almanya İslam Partisi" adlı bir siyasi parti kuruluş aşamasına geldi. Partinin hazırlık çalışmalarının 1985 yıhndan beri sürdürüldüğü ve F.Almanya'nın birçok kentinde şube açma hazırlıklannın tamamlandığj öğrenildi. Almanya'ya paralel olarak Belçika ve Hollanda'da da "İslam Partisi" kurulma çahşmaları sürüyor. KAYBIMIZ Fatma Büyükkayalar ve merhum A. Tevfik Büyükkayalar'ın oğulları, Özden ve Ziya Büyükkayalar, Şefkat Ilgaz, AyseJ Demirezen'in kardeşleri, Zeki Ilgaz'ın kayınbiraderi, Hafize Oray'ın damadı, Erdoğan Oray'ın eniştesi, Meltem ve Nil Büyükkayalar'ın amcası, Mesrure ve Cem Ilgaz, Seda ve Suphi Kaya, Deniz ve Selçuk Ilgaz, Neşe ve Zafer Ergin, Oya ve Ömer Yiğitbaşı, îbrahim Demirezen'in dayıları, İbrahim, Hüseyin, AIi Büyükkayalar, Şevki, Hüseyin, Hüsnü, Şerif Kayalar'ın ve Sarpel, Güleryüz, Boztunç, Çelik, Orak ailelerinin yeğeni, Burcu ve Ceren'in babası Dürriye Büyükkayalar'ın sevgili eşi, değerli varlığımız ÖNDER BÜYÜKKAYALAR'ı Kaybetmiş bulunuyoruz. 1.8.1991 Perşembe günü (bugün) öğle namazını müteakip Şişli, Esentepe Nimet Abla Camii'nden alınarak toprağa verilecektir. AİLESİ Ü Sahibinden Bursa'da Sırameşeler Üst Cadde'de (Çekirge) 110 metrekare bakımlı satılık daire. Tel: 169 09 48 (İstanbul, saat 18.00'den sonra) TARTISMA Avukat Saym H. Metm'e Yanıt Yasanın 1934 yıhndan günümüze geçen süre içinde yaygın bir uygulanıma ulaşamamış olmasının baş sorumlusunun, geçmiş yılların ve günümüzün yönetimleri olduğu anlaşılmaktadır. Bay Metin'in, unvan ve lakaplan kaldı- ran 2590 sayılı yasa karşısındaki tutumu- muzu dile getirdigim yazıma ilgi gösterme- sine sevindim. Kendisinin 22 Mayıs 1991 günlü Cumhuriyet'te: "Yasanın kaldırmış bnlundugu lakap ve unvanlann, bireysel ve özei Uişkilcrde, yazılı ve sözltt anlaümda saygı ve sevgi anlamını taşıdığından kuşku duymamak ve bunu yasaya bir aykınlık olarak görmemek, aksine dilin ifade zen- ginligi olarak kabul etmek gerekir" biçi- mindeki yargısına katılmak olanaksızdır. Yasanın 1. maddesi şöyledir: "Ağa, hacı, bafız, hoca, molla, efendi, bey, beyefendi, paşa, hanım, hanımefendi, hazretteri gibi lakap ve unvanlar kaldırü- mışür. Erkek ve kadın vatandaşlar kanun karşısmda yalnu adlanyla anılıriar." Burada amacın, yeni Türk toplumunda, kişiler arasındaki seslenişlere bir düzen ver- mek olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bunu Prof. Sadi Innak (1904-1990), Atatürk Devrimlcri Tarihi adlı yapıtında şöyle özet- lemiştir: "Çünkü bu unvanlar çok defa sa- hiplerinin durumları ile alay teşkil ederdi. Sınıfsu, imtiyazsız bir millet olmak karan böyle unvanlann taşuunasını lüzumsuz, hatta giilünç hale getirmiştir..." İlk uygulayıcının Atatürk olduğunun unutulmaması gerekir. Fatih Rıfkı Atay'- ın Çankaya adlı yapıtından, kendisine pa- sa hazretleri diven bir bakana: "Ne demek paşa hazretleri?. Bundan sonra bana paşa demeyiniz" uyansıru yaptığını öğreniyoruz. Bu anlamh davramşı hiç unutmamalıyız. Bunlar bize, 2590 sayılı yasanın yalnızca ki- şilerin yargı karşısında adlanyla anılmala- rı amacıyla çıkanlmamış olduğunu açıkça gösterir. Bir hukuk doçentinin bile yazısın- da; "Odacıya bey degil, efendi denir. Odaa Hasan Bey derseniz, genel müdüre, müs- teşara ne diyeceksiniz? görüşünU öne sür- mesi düşündürücüdür. Hiç kimsenin, kişi- sel yorumlarla bu yasanın uygulanışmı en- gellemeye hakkı yoktur. Yasanın 1934 yıhndan günümüze geçen süre içinde yaygın bir uygulanıma ulaşama- mış olmasının baş sorumlusunun, geçmiş yılların ve günümüzün yönetimleri olduğu anlaşılmaktadır. Kişileri yasalar karşısında duyarlı olmaya devlet alıştıracaktır. Eğer devleti yönetenler yasaklanan sözcükleri, dilin ifade zenginligi olarak göriiyorlarsa yapacakları ilk iş bu yasanın yürürlükten kaldınlmasıdır. Yoksa kişilerde yasalara uymama ahşkarüığı yerleşmiş olur ki bunun dokuncalan buraya sığdınlamayacak den- li çoktur. Devletin, bu yasayı anayasalanmızda, konınması gereken devrim yasalan arasın- da yazması da soruna çözüm getirememek- tedir. Yayın kunımlan sürekli denetim al- tında bulundurulmalıdır. Bay Metin'in: "Unutnlmakta olan İstan- bul söyleyişinin (şivesinin) bele TRT yayın- lannda yeni yedsen koşaklara, saygı ve sev- gi anlamıyla ögretilebümesinüı, yabancılara kendimizi kanıtlamak çabasından daha önemli olduğu kanısındayız" biçimindeki yargısının ise tam tersini benimserim. TRT her şeyden önce bu devlet yasasına uyma- ma ayıbından kurtarıhnalıdır. Bu yasanın durumu ve yorumu üzerine, başta hukukçular ohnak üzere hepimizin il- gi göstermesi gerekir. Yasalarım uygulat- mak çabasını göstermeyen devlet, toplumu- nu ilerletemez. Cumhuriyet Gazetesi'nin, görüşlerimizi yansıtmamıza olanak veren değerli TAR- TIŞMA bölümünden yararlanahm. RÜŞTÜ ERGUN Isubtttmci (Radyoloc) tstanbul Çocuklar, eglenee sizi çağırıyor!.. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN D> DİLEYEN HERKESE • I 28 Temmuz • 6 Aöustos Unlü Çocuk Klasikleri ve Çizgi Film Videokasetleri ŞIMDI C§= TAKSİTLE Hemen alın, dört ayda ödeyin (*) Ister VHS-ister BETA Işte videokasetleriniz! —*^^^mm^~^ Ks" Lutfen 10 adet ışaretleyıniz r 1 - 2 3 4 " 5 . 6. 7 L. 8 :: 9 - 10 ı 11 r. 12 ' 13 14 15 L 16 :. 17 r, 18 "] 19. ] 20 KÜLKEDİSİ ALICE HARİKALAR OİYARINDA (Düşler Dünyasına Yolculuk) ROBİN HOOD ŞİRİNLER-I ŞİRİNLER-II LASSİE- MUTLULUĞUN SESİ KRAL SOLOMON'UN HAZİNELERİ SİYAH İNCİ CESUR TERZİ 80 GÜNDE DEVRİÂLEM MOHİKANLARIN SONUNCUSU DENİZLER ALTINOA 20.000 FERSAH ALICE HARİKALAR OİYARINDA (Beyaz Tavşanın Evi) ALİS HARİKALAR DİYARINDA (Duvardaki Yumurta) NILS VE UÇAN KAZ (Kurnaz Tilki) NILS VE UÇAN KAZ (Nils ve Tiny'nin İnanılmaz Serüventori) DEFİNE ADASI DEMİR MASKELİ ADAM DON KİŞOT TOM SAWYER Cumhuriyet Kıtap Kuiübo o<a- rak ûnlü çocuk Masiklerinın vıdeo kaseiterinden sızin ıçın bir seçım yaptık 8u kasetler arasında dü- nûn kûçûk ızleyıcılerının TV'den unutamadığı Styah incl, Nils ve Uçan K«z da yer aiıyo^ Ayıca bugune değm beğemyle zleıei Şırınler, Oefrne Adası.Don Kı- sot. Küi Kedisi gıbı unlu cocük klasıklen kampanyamızın yapıt- ları arasına alınmıştır Vıdeo Kasellec arasından De- ğendığınız 10 adetım seçıp ışaret- leyecok ve Kaset Isfek Fofmunu dolduracaksınız Cumhuriyet Kı- tap Kulübü uyesı ıseniz 11 kaset ışaretteyeceksınız Bunun ıçın CKK üyelik formunu doJdurmanız yeterlidır • HERKESE UYGUN TAKSİTUR Pesinat ve takat tutariarı Istek Kuponu'nda gösJerılmıştir Bu- nun dışında sızden KDV, Naklıye vb gıbı hiçbır talep olmayacak- tır.Peşınat yatırıldıktan sonra ilk taksjt ızteyen ayın ıkıncı yansın- da olacaktır Belgeler ımzalandıkian sonra kasetlennız hemen teslım edıle- cektır. Bu kampanya 6 Ağus- tosa kadar sürecektir • ÖYELİK »VMTAJI Cumhunyet Kıtap Kulubu. uye- leri için bir avantaı getirmiştir. Kı- tap Kulübü üyelerı. ıstedıkterı 10 kasetın yanında 1 kaset cte ucret- sız edınebıleceklerdır Bu avan- ta|dan yararlanmak ısteyenlenn Kitap Kulübü ûyelık formunu dol- durup sıpanşıe bırlikte kulûbe ulaştırmaları yeterlidır. • ADRES Cumhuriyet Kıtap Kulubu. Cağ Pazarlama A S Turkocagı Cad 39-41, Cağaloğlu- İstanbul 512 05 05 ' 516 Posta çekı No 148 784 VIDEOKASET ISTEK KUPONU T«lnH »Ott 10 kaset 50 000 TL Peşınat yatınlan yer ve tanh Adım Soyadım' Adresım: Teslımat Adresi Tafcıtt tuttn Toptem 80.000 TL 290 000 TL Tel Istedığim sıstem I İBETA I I VHS CUMHURİYET KITAP KULUBU UYELIK FORMU KsraaıBö NEMEM TESÜM EOİLECEK Kampanyamıza katılan herke- sın peşınat ve sozleşmesım g<xı- derdiğinde kasetlen hemen tes- lım edilecektır • KATHMA K0SUUARI Katılma fişını dotdurup peşinatı gostefilen rtesaba yatırınız ve fo tokopisıyie bırlıkie Çağ Pazarla- ma AŞ'ye gönderınız Peşınat ve katılma fışı etımize geçınce sıze satıs sözleşmesı, teminat senedı ve adınıza dûzenlenmış 3 adet 80.000 TL'lık posta çekı gönde- rılecektir Üyelık 30 000 TUYenıleme 20 000 TL Adı Soyadı Adres . Mesleğı Cınsıyetr Ogrenım durumu . . İmza:Tel- Cumhunyet Kıtap Kıdübü'ne uye olup kampanyanızdan yararlanmak ıstıyorum Uyelık odentımı peşınatla bırlikte yatırdım Gerekh belgele- rı gönderınız ( * ı Teslımat başvuru sırasına gore yapılacakttr. BU KAMPANYA, ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş RAKSOTEK İŞBİRLİGİYLE DÜZENLENMİŞTİR EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜGÜ'NDEN DUYURU 1991-1992 öğretim yıhnda Polis Akademisi'nin 4 >ılhk Lisans Eği- timi Bölümü'ne sınavla; lise ve dengi okul mezunu (125) erkek, (25) bayan olmak üzere toplam (150) öğrenci alınacaktır. Adaylarda Aranacak Şartlar Şunlardır 1. Türk olmak, 2. Evli yahut mkâhsız yaşamakta olmamak, 3. Herhangi bir suçtan sabıkası olmamak, 4. Herhangi bir okuldan, ahlak ve disiplin sebebiyle çıkanlmamış olmak, 5. Hakkında herhangi bir suçtan "Kanuni Kovuşturma" bulun mamak, 6. Kendisi ve ailesi hakkında yaptırılacak tahkikat neticesinde sa- kıncalı bir hali bulunmamak, 7. öğrençi Seçme Sınavı (ÖSS) birinci basamagından (125) ve da- ha yukan puan almak, 8. Sınavlann yapılacağı yılın 1 Ekim tarihi itibariyle 22 yaşından gün almamış olmak, ~ 9. Sagük durumu, " S a p k Şartlanna Dair Yönetmelik" hüküm- lerine uygun olmak. Müracaatlar; 17 Ağustos 1991 günü çalışma saatı bıtımıne u u o , devam edecektir. Müracaat sırasında adayla/dan; a) Dilekçe, (Akademi Başkanlığına hitaben) b) Diploma aslı veya onayh örneği, ç) Nüfus hüviyet cüzdaru veya onaylı örneği, d) 4 adet vesikahk fotoğraf, e) öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) birinci basamak sınavı kartı, 0 Haberleşme adresi yazılı ve posta pulu yapıştırılmış 2 adet zarf istenır. Aaaylar; 9-10-11 Eylul 1991 tarihlerinde mulakat, 12-13 Eylül 1991 tarihlerinde Beden Eğitimi, 14 Eylül 1991 tarihinde ise yazıh sınavı- na tabi tutulacak, sınavlarda ba$anlı olanlar 16-27 Eylül 1991 tarih- leri arasında Akademide lntibak eğıtimine tabi tutularak Saglık Raporu aldınlacaktır. , Daha geniş bilgi; Polis Akademisi Ba^kanlığı'ndan, Eğitim Daire Başkanhğı'ndan ve İl Emniyet Müdürlüklerinden öğrenilebilir. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ İkinci Genel Merkezin Malları... SHP 3. Olağan Kurultayı'nda genel başkanlık için ilk tur bitmiş, oylar açıklanmıştı. İlk turda Hinthorozu 510, Deniz Bay- kal 483 oy alrnışlardı. Erdal Bey, yarıdan bir fazlayı bulama- mıştı, ama sonuç da aşağı yukan belli olmuştu. Belli olan bir şey daha varrjı; oylamanın üçüncü tura gideceği. İlk tu- run sonunda, aralannda Muğlalılardan iki kişi. birinin adı Mehmet, öbürününki Mustafa'ydı; istemihan Talay'la konuş- tular. — Gidelim Deniz Bey'e, ikinci tura girmesin, çekilsin aday- lıkian! mı dediler ne, kesin nereden bileyim. Sonra üçü De- niz Baykal'a girtiler. — Biz kaybediyoruz, örgütü ayakta tutabilmek için çekil- melisiniz adaylıktan... dediler. İsmail Cem oradaydı; tepki gösterdi: — Çekilemezsiniz, çekilmeyin! Biz kazanacağız! dedi. Deniz Baykal şaşkındı; bir süreden beri İsmail Cem'in et- kisindeydi. — Çekilmiyorum! dedi. Ben böyle yazıyorum, ama belki de bu bir öykü; bana anlatanların öyküsü. Her çeşK açıkla- maya açık... Hinthorozu'nun üç turda kazanması, hep tartışılmak iste- necektir. Milliyet'te okudum; Deniz Bey, Cumhuriyet muha- birierine bir değerlendirme yapmaktan kaçınırken Milliyet'e "8 sene genel başkanlık yaptıktan sonra bu şekilde yeniden seçilmek düşündürücü değil mi?" diye tepki göstermiş. Ha- berin içinde yok, ama başlıkta var: "Böyle seçilme nerede görülmüş?" demiş. Çok bir şey söylemiyor, ya da söyleye- miyor, ama "İkinci G. Merkez"e bir şeyter taşıyor sezinledi- ğim... Kurultayda her şey Deniz Baykal'dan yanaydı. Divan Baş- kanı seçimı bile. Hasan Fehmi Güneş, olaganüstü kurultay- da da başkandı; kimi potlar kırdı; "Deniz Baykal, Türkiye'yi yönetecek nrtelikte bir arkadaşımdır" gibisinden sözler soy- lediğı ileri sürüldü, o da bunları Anadolu Ajansı aracılığıyla düzeltme zorunda kaldıydı. Hasan Bey: — Canım, nasıl olsa Genel Başkan Inönü güçlü, karşıya biraz ödün versen, ne olur yani? Bir tatsızhk çıkmasın! diye düşünmüş olabilir miydi? Deniz Baykal kanadının nasıl "profesyonelce" çalıştıklan- nı Hasan Fehmi Güneş bilmez mi hiç? SHP grubunu -kapalı olduğu için- izleme olanağı bulamadım hiç; ama kurultayı iz- ledim. Hasan Fehmi Güneş'in yönetimi çok mu çok kötüy- dü. Bundan daha kötü yönetilebilir miydi bir kurultay kestiremiyorum. Salon tıklım tıklım dolu; gazeteciler ayakta; Emin Çölaşan ayakta kaidı bir süre, bizler "kendimize nasıl yer bulacağız?" diye çırpınıyoruz; Deniz Bey'in amigolan ba- ğırıyor: — Orgüt dışarıda, örgütsûz kurultay! Hasan Fehmi Güneş de katılmaz mı amigolara: — Örgüt dışarıda! diye. Örgüt neden dışarıda olsun? Örgüt dediğiniz detegeler, mil- letvekilleri, geriye dinleyiciler, gazeteciler, "protokol"deki ki- şiler kalıyor. Bakıyorum, delegeler yerterinde. Amigolar bağırıyor, Hasan Fehmi Güneş bağırıyor. Divan başkanlığı yapmak demek, sesi gür olmak, bo) bol bağırmak demek mi- dir? Daha önceleri Yüksel Çakmur'un, Şeref Bakşık'ın adlan geçmişti aday gösterilecekler diye. Böyle ikili gruplann oluş- tuğu kongrelerde, kurultaylarda, her kanadın divan başkan adayını göstermesi, en tutariı yoldur. Biz gazeteciler, divan başkanlığı seçimlerinden kongrenin sonucunu da rahatça ç>- kanrız çok zaman. Ama böyle iki yanı da idare edeceği dü- şünülen, tek aday gösterrnelerde, kongre sonucu karanlıklaşır. Hasan Fehmi Güneş'in aday gösterilmesi gibi durumlarda kurultay da işte böyle olur; bir genel başkan se- çimi ilk turda bitecekken üçüncü tura dek sûrûnür! Divan başkanlığı için neden bir Ahmet isvan düşünülmez, neden bir Necdet Uğur düşünülmez, şaşar kalırım! Ferhat Aslantaş anlatıyordu, Zincirbozan'dan sonra Deniz Baykal'ın SODEP'e girmesi için Hasan Fehmi Güneş'i rica- cı göndermişler. Demek, Deniz Bey'le araları o zamandan, hatta Ecevit kabinelerinden iyi. Halk dilinde "Alacası içinde" diye bir söz vardır; biz, politikada hep, alacası içinde olan- lardan çekmişızdir. Bu elestirilerimin biraz ağır kaçtığını bili- yorum. "Dost acı söyler!" atasözünü düşünürierse SHP'liler, sonunda hak vereceklerdir. SHP kurultayı ile ikjili olarak yan- sıtılacak çok şey var; kimse değinmediği için ise kurultay baş- kanından başlamak istedim. Ertuğru! Günay, ilk günü bir basımevinde basılan düzmece giriş karöanndan söz etti; düz- mece kartların örneklerini, asıllarıyla bırlikte divan başkanlı- ğına sundu. Ne yapıldı, bir şey duymadık. Azından bu kınanabilirdi. Olmadı! Düzmece dinleytci kartlan basan basımevini önce Çankaya belediyesinin zabıtaları bastı; onları kovdular: — Ben milletvekiliyim, gidin buradan! diye. Murat Karayalçın ele aldı işi; Anakent belediyesi zabıtaları gittiler; düzmece kartların basıldığı yer bulunmuştu. İkinci gü- nü, Baykalcı amigolar, pek egemen olamadılar, belki de bu yüzden. Kartlar, zamanında, dışanda bekleşen amigolara ye- tişememişti. Kim söyleyecek, öyle divan, böye kurultay mı olur? Salonda sıcaklık 60 dereceyi bulmuş; havalandırma de- likleri dövizlerle kapatılmış; bir şey daha var, Divan Başkanı Güneş'in arkasına vantilatör mü konmuş? Ben görmedim. Hinthorozu Erdal Bey, gerçekten her konuda hoşgörülû davrandı. Seçimin üç tur olması, divanın seçiminden kaynak- landı. Erol Çevikçe, ikinci turda ortayaçıktı, Baykalcılar'dan kimi umutlanmışlardı. İsmail Cem (Soyadı İpekçi'ydi, nedense İpekçi soyadını mahkeme karanyla kaldırdı) Deniz Baykal'ı bir yertere götürmüş, orada bırakmıştı. Kamouyonun salon- daki amigolardan oluştuğunu sanmak yanlıştı. Sabah'ın, De- niz Baykal'a yüzde 80'lere varan sans tanıması da. Cumhuriyet üç gün boyunca, Kızılay yöresindeki dağıtıcılar- da, öğleden sonra bulunmuyordu. Kamuoyu neyi nereden izleyeceğini biliyordu... Kurultay bitti mi? Teoman Erel, salı günü, her zamanki gi- bi eğlendiğim, bir yazı yazmış. "Biz kolayca yaşlanmayaca- ğı anlaşılan düşük tempolu Erdal Bey'in genel başkanlrğının çok uzun süreceğini sanmıyoruz. Ankara'da milletvekili ol- mak için eteğine tutunan tabansızlar dışında, örgütün des- teği Baykal'a yöneliyor" demiş. Teoman, kurultaydan üçüncü tur oylamanın sonucunu beklemeden ayrılmışiı! Salı günü Erdal Bey'in basın toplantısına gittim. Esprili, nükteliydi. İçeri girerken, beni yer arar buldu: — Niye oturmuyorsun, ayakta mısın? diye sordu. "Gel be- nim yanımda otur!" dedi. — Olmaz, dedim, sonra beni de aday sanıriar... Bir soru da ben sordum toplantıda: — Efendim, ikinci genel merkezden yakınıyordunuz? Şim- di, o genel merkezin malları ne olacak? Partiye mi kalacak? (Çok güldü, şu karşılığı verdi:) — Yok, yok. Biliyorsunuz, bu maddi bir mesele değil, ma- nevi bir mesele. Biz bu manevi varlığı, partiyi başarıya koş- turmaya çağırıyoruz... • • • 1987 seçimleri sırasıydı; Cumhurbaşkanı Kenan Bey, SHP Genel Yazmanı Fikri Sağlar'a çok kızıyordu konuşmalann- dan ötürü. Biıiyle, Hinthorozu'na habergönderdi. "Bu Fikri Sağlar'ı oradan uzaklaştırsın!" diye. Erdal Bey, uzakJastırma yerine, şöyle dedi: — Merak etme, ben seni hep destekleyeceğim! Kenan Bey'in dedikleri olmadı ama, Deniz Baykal kanadı kurultayı alınca, Fikri Sağlar, genel yazmanlığı bırakma zo- runda kaidı! Şimdi, SHP'ye hareketli civa gibi bir genel yazman aranı- yor; birçok aday olabilir. Fikri Sağlar, seçimlere giderken, bu aşamada unutulmamalı. 1987 seçimleri sırtından geçen Sağ- lar, önemli görev yapabilir. Fikri Sağlar'ı seçmek için azıcık yürek mi ister ne? Genel Sekreterliğinde ona demeç verme yasakları mı konmuştu ne? Elbette kanşmak bana düşmez. Yöneticiler daha iyi bilir...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle