Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS 1991 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Devtet Meteoroloji İşleri
Genel Müdüriüğü'nden alı-
nan bilgiye göre; tüm böl-
geler açık geçecek, hava
sıcaklığında önemli bir de-
ğişiklik olmayacak, rüzgârı
<uzey ve batı yönlerden
hafif eşecek. DENİZLERDE
RÛZGÂR: Akdeniz'de gün- esecek. Van Golü: Açık gececek, rüzgâr, gü-
batsı ve lodos, öteki deniz- ney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuv-
lerde yıldız ve karayelden vette esecek, göl kûçük dalgalı olacak.
3-5 kuvvetinde saatte
Mana
Adapazan
Mıyaman
Atyon
Njf
Ankara
Antatcya
Antalya
Artvm
Viın
Balılear
Bıiec*
Bingöl
Bıtlis
Bofcı
Bursa
Çanaktale
Çonım
Denız»
A 32" 24° DıyartMkır
A 31° 20° Edtrne
A 38° 20° ETincan
A 32" 17° Emrum
A 32» 18° Es»şetw
A 33° 19° Gasantep
A 34° 25° Giresun
A 30° 20° Gümüshane A
A 29° 21° Hakfcân
A 36° 20° Isparfi
A 33° 20° Isönbul
A 32° 17° Izrrir
A 39°2O°Kars
41° 20° Marasa
32° 17° K Maras
33° 17° Mersın
29° 16° Mujö
31° 18° Muş
36° 21° »Jde
28°22°0fdu
30°22°Rize
35° 22° Samsun
31° 20° Sîırt
30°21°Sıno<>
34°21°Snas0
fcdd
A 38° 18° Kasomonu A 31° 15° TrabZDn
A 30° 14° Kaysen A 34° 14° TunceR
A 31° 19° KırHareli A 31° 17° uşalı
A 30° 20° Konya A 33° 20° Van
A 30° 16° Kûtatıya A 31° 17° Yozjat
A 33° 20° Malatya A 37° 29° ZongunJak
A 35° 22°
A 33°22°
A 38° 25°
A 31° 18°
A 36° 18°
A 34° 16°
A 28° 22°
A 28° 22°
A 28° 21°
A 38° 24°
A 28° 18°
A 32" 16°
A 29° 19°
A 28° 22°
A 38° 18°
A 31° 17°
A 30° 19°
A 30° 15°
A 26° 19°
10-21 denİZ mİIİ hlZİa £?-
aC
'
l< A-aç* B-Dulultu G-gûneşlı K-karh S-sıs* Y-ya0murlu
DÜNYA'DA BUGÜN
Umngrad
Londra
Madnd
Milano
Montrea!
Mostora
Mûnih
Mm York
Osio
Pans
Prag
Rıyad
Rom
Sofya
Şam
-fel «m
lünus
Varşora
k/enedık
Vıyana
Kahıre*
Y 26°
Y 28°
Y 28°
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
il/ "Yıldız arayıp
gökte nice turfa — /
Gaflet ile görmez
kuyuyu reh-
jgüzerinde" (Ziya Pa-
şa). 2/ Cılız, zayıf...
Plastik su şişelerine
verilen ad. 3/ Film-
lerde kendine tutu-
lan erkekleri mahve-
den güzel ve acıma-
sız kadın tipi... Eski
Mıstr'da bir tann. 4/
Sıcak, yakıcı... Har-
man kaldınldıktan
sonra yerde kalan
toprak, çöp ve samanla kanşık tahıl
taneleri. 5/ Boğanotundan çıkanla-
tak hekimlikte kullanılan zehirli bir
madde. 6/ lşve, cilve... Kuş kanadı-
nın büyük tüyü. 7/ tlaç... Dünya ede-
biyatçılannı bir araya getirmeyi
amaçlayan kunıluşun simgesi... Bo-
ru sesi. 8/ Bir göz rengi... Tantalın
.imgesi. 9/ Toplum içinde bir kim-
enin durumu ya da kazandjğı say-
nhk... Göğüs.
^UKARIDANAŞACrV^l/'Fuzulibuldugenc-i âfıyet -kün-
cinde / Mübârek mülktür ol mülk virân olmasın yârab" 2/ Ses...
Başansızlık. 3/ Genellikle bunalımla beliren nıhsal kaynaklı sinir
tıastalığı... Bir nota. 4/ Sıkıntı verme, üzme... Kasımpatına ben-
zeyen bir çiçek. 5/ Belin yan tarafına asılan eğri Arap kaması.
6/ Bir buluşun bir kimseye ait olduğunu gösteren belge. 7/ Ba-
zen üzerine un bile serilir... Denize uzanan dar ve alçak kara
parçası... Şöhret. 8/ Bir madenin dövüldüğü zaman gösterdiği
yayılma özelliği. 9/ "Köy yerleri karanlık / Gökte yıldız pır pır
eder / Ben bir asker kaçağıyım / Gelin bana bir — su ver" (Nâ-
zım Hikmet)... Kiraz rakısı.
.60 YDL ONCE Cumhuriyet
Buğdayı koruma
—VERESİYE—^
TAKSiTLE
MüJDE
ADE
1 AĞUSTOS 1931
Türk buğdayını kurtarmak
ve korumak için yaptığımız
hareket; halk kadar ihtisas
erbabı arasında da mürevviç
bulmakta devam ediyor.
Almanya Yüksek Ziraat
mektebinden mezun Ziraat
mühendisi Ahmet Suphi Bey,
bize gönderdiği bir mektupla
veni bir şekil teklif ediyor.
Şûjphj Beyin fikrine göre
çihçinin buğdayıru
satamaması ve satarsa ziyan
etmcsi daha ziyade; kötü
alât ve şeraitle alınan mahsülün maliyet fiatının ytiksek
olmasından ileri gelmektedir. Çiftçi pahalıya mal ettiği
buğdayı rayiç üzerinden sattığı takdirde bittabi ziyan
etmektedir. Binaenaleyh buğday vaziyetimizin esaslı
surette tahkimi için, mütehavvil arızalara göre tedbirler
bulmaktansa devamlı tertibat ve teşkilât yaparak ziraati
ve binnetice hububat alım ve satımını payıdar bir kaide
ve nizam altına almak ve istihsali ucuzlatmak lâzımdır.
Suphi Bey diyor ki:
"— Biz her şeyden evvel hâlâ iptidaî olan ziraat
usullerimizi yenileştirmeli, fennileştirmeliyiz. Hâlâ kara
sapanla yapılan ve çok eski ve verimsiz şekillere mahkûm
olan ziraat, ucuz ve azamî istihsali mümkün kılacak bir
tarza raptedilerek çiftçiliğimizin esası kurulmah ve bunun
için traktörler, pulluklar, tohum ve harman makineleri
kullanmak lâzımdır. Bittabi her köylü, hatta pek çok
köylü bu makineleri almak iktidarını haiz olamaz. Bunu
temin için birkaç köy birleşerek bir kooperatif yapabilir.
Ahnacak makineler kooperatifin mah olur, azanın ziraat
ve hasat işlerinde çalıştırıhr. Makinelerin mübayaasına
Ziraat Bankasının kefil olması pekâlâ mümkündür. Bu
şekil siraati esaslaştıracağı, fennî şekle koyacağı gibi
istihsali çoğaltacak, fıatlan da azamî ucuza maledecektir.
Bu takdirde köylünün ziyan etmesi mevzuu bahsolamaz,
çünkü alacağı fiat her halde maliyet fiatından yüksek
olacaktır!'
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Berlin'de İslam partisi
1 AĞUSTOS 1990
Federal Almanya'da "Almanya İslam Partisi" adlı bir
siyasi parti kuruluş aşamasına geldi. Partinin hazırlık
çalışmalarının 1985 yıhndan beri sürdürüldüğü ve
F.Almanya'nın birçok kentinde şube açma hazırlıklannın
tamamlandığj öğrenildi. Almanya'ya paralel olarak
Belçika ve Hollanda'da da "İslam Partisi" kurulma
çahşmaları sürüyor.
KAYBIMIZ
Fatma Büyükkayalar ve merhum A. Tevfik
Büyükkayalar'ın oğulları, Özden ve Ziya
Büyükkayalar, Şefkat Ilgaz, AyseJ Demirezen'in
kardeşleri, Zeki Ilgaz'ın kayınbiraderi, Hafize
Oray'ın damadı, Erdoğan Oray'ın eniştesi, Meltem
ve Nil Büyükkayalar'ın amcası, Mesrure ve Cem
Ilgaz, Seda ve Suphi Kaya, Deniz ve Selçuk Ilgaz,
Neşe ve Zafer Ergin, Oya ve Ömer Yiğitbaşı,
îbrahim Demirezen'in dayıları, İbrahim, Hüseyin,
AIi Büyükkayalar, Şevki, Hüseyin, Hüsnü, Şerif
Kayalar'ın ve Sarpel, Güleryüz, Boztunç, Çelik,
Orak ailelerinin yeğeni, Burcu ve Ceren'in babası
Dürriye Büyükkayalar'ın sevgili eşi, değerli
varlığımız
ÖNDER
BÜYÜKKAYALAR'ı
Kaybetmiş bulunuyoruz.
1.8.1991 Perşembe günü (bugün) öğle namazını
müteakip Şişli, Esentepe Nimet Abla Camii'nden
alınarak toprağa verilecektir.
AİLESİ
Ü
Sahibinden Bursa'da Sırameşeler Üst Cadde'de (Çekirge)
110 metrekare bakımlı satılık daire.
Tel: 169 09 48 (İstanbul, saat 18.00'den sonra)
TARTISMA
Avukat Saym H. Metm'e Yanıt
Yasanın 1934 yıhndan günümüze geçen süre içinde yaygın bir
uygulanıma ulaşamamış olmasının baş sorumlusunun, geçmiş
yılların ve günümüzün yönetimleri olduğu anlaşılmaktadır.
Bay Metin'in, unvan ve lakaplan kaldı-
ran 2590 sayılı yasa karşısındaki tutumu-
muzu dile getirdigim yazıma ilgi gösterme-
sine sevindim. Kendisinin 22 Mayıs 1991
günlü Cumhuriyet'te: "Yasanın kaldırmış
bnlundugu lakap ve unvanlann, bireysel ve
özei Uişkilcrde, yazılı ve sözltt anlaümda
saygı ve sevgi anlamını taşıdığından kuşku
duymamak ve bunu yasaya bir aykınlık
olarak görmemek, aksine dilin ifade zen-
ginligi olarak kabul etmek gerekir" biçi-
mindeki yargısına katılmak olanaksızdır.
Yasanın 1. maddesi şöyledir:
"Ağa, hacı, bafız, hoca, molla, efendi,
bey, beyefendi, paşa, hanım, hanımefendi,
hazretteri gibi lakap ve unvanlar kaldırü-
mışür. Erkek ve kadın vatandaşlar kanun
karşısmda yalnu adlanyla anılıriar."
Burada amacın, yeni Türk toplumunda,
kişiler arasındaki seslenişlere bir düzen ver-
mek olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bunu
Prof. Sadi Innak (1904-1990), Atatürk
Devrimlcri Tarihi adlı yapıtında şöyle özet-
lemiştir: "Çünkü bu unvanlar çok defa sa-
hiplerinin durumları ile alay teşkil ederdi.
Sınıfsu, imtiyazsız bir millet olmak karan
böyle unvanlann taşuunasını lüzumsuz,
hatta giilünç hale getirmiştir..."
İlk uygulayıcının Atatürk olduğunun
unutulmaması gerekir. Fatih Rıfkı Atay'-
ın Çankaya adlı yapıtından, kendisine pa-
sa hazretleri diven bir bakana: "Ne demek
paşa hazretleri?. Bundan sonra bana paşa
demeyiniz" uyansıru yaptığını öğreniyoruz.
Bu anlamh davramşı hiç unutmamalıyız.
Bunlar bize, 2590 sayılı yasanın yalnızca ki-
şilerin yargı karşısında adlanyla anılmala-
rı amacıyla çıkanlmamış olduğunu açıkça
gösterir. Bir hukuk doçentinin bile yazısın-
da; "Odacıya bey degil, efendi denir. Odaa
Hasan Bey derseniz, genel müdüre, müs-
teşara ne diyeceksiniz? görüşünU öne sür-
mesi düşündürücüdür. Hiç kimsenin, kişi-
sel yorumlarla bu yasanın uygulanışmı en-
gellemeye hakkı yoktur.
Yasanın 1934 yıhndan günümüze geçen
süre içinde yaygın bir uygulanıma ulaşama-
mış olmasının baş sorumlusunun, geçmiş
yılların ve günümüzün yönetimleri olduğu
anlaşılmaktadır. Kişileri yasalar karşısında
duyarlı olmaya devlet alıştıracaktır. Eğer
devleti yönetenler yasaklanan sözcükleri,
dilin ifade zenginligi olarak göriiyorlarsa
yapacakları ilk iş bu yasanın yürürlükten
kaldınlmasıdır. Yoksa kişilerde yasalara
uymama ahşkarüığı yerleşmiş olur ki bunun
dokuncalan buraya sığdınlamayacak den-
li çoktur.
Devletin, bu yasayı anayasalanmızda,
konınması gereken devrim yasalan arasın-
da yazması da soruna çözüm getirememek-
tedir. Yayın kunımlan sürekli denetim al-
tında bulundurulmalıdır.
Bay Metin'in: "Unutnlmakta olan İstan-
bul söyleyişinin (şivesinin) bele TRT yayın-
lannda yeni yedsen koşaklara, saygı ve sev-
gi anlamıyla ögretilebümesinüı, yabancılara
kendimizi kanıtlamak çabasından daha
önemli olduğu kanısındayız" biçimindeki
yargısının ise tam tersini benimserim. TRT
her şeyden önce bu devlet yasasına uyma-
ma ayıbından kurtarıhnalıdır.
Bu yasanın durumu ve yorumu üzerine,
başta hukukçular ohnak üzere hepimizin il-
gi göstermesi gerekir. Yasalarım uygulat-
mak çabasını göstermeyen devlet, toplumu-
nu ilerletemez.
Cumhuriyet Gazetesi'nin, görüşlerimizi
yansıtmamıza olanak veren değerli TAR-
TIŞMA bölümünden yararlanahm.
RÜŞTÜ ERGUN
Isubtttmci (Radyoloc) tstanbul
Çocuklar, eglenee sizi çağırıyor!..
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN
D> DİLEYEN HERKESE
• I
28 Temmuz • 6 Aöustos
Unlü
Çocuk Klasikleri ve
Çizgi Film
Videokasetleri
ŞIMDI C§= TAKSİTLE
Hemen alın, dört ayda ödeyin (*)
Ister VHS-ister BETA
Işte videokasetleriniz!
—*^^^mm^~^
Ks" Lutfen 10 adet ışaretleyıniz
r 1
- 2
3
4
" 5
. 6.
7
L. 8
:: 9
- 10
ı 11
r. 12
' 13
14
15
L 16
:. 17
r, 18
"] 19.
] 20
KÜLKEDİSİ
ALICE HARİKALAR
OİYARINDA
(Düşler Dünyasına Yolculuk)
ROBİN HOOD
ŞİRİNLER-I
ŞİRİNLER-II
LASSİE- MUTLULUĞUN SESİ
KRAL SOLOMON'UN
HAZİNELERİ
SİYAH İNCİ
CESUR TERZİ
80 GÜNDE DEVRİÂLEM
MOHİKANLARIN SONUNCUSU
DENİZLER ALTINOA 20.000
FERSAH
ALICE HARİKALAR OİYARINDA
(Beyaz Tavşanın Evi)
ALİS HARİKALAR DİYARINDA
(Duvardaki Yumurta)
NILS VE UÇAN KAZ
(Kurnaz Tilki)
NILS VE UÇAN KAZ
(Nils ve Tiny'nin İnanılmaz
Serüventori)
DEFİNE ADASI
DEMİR MASKELİ ADAM
DON KİŞOT
TOM SAWYER
Cumhuriyet Kıtap Kuiübo o<a-
rak ûnlü çocuk Masiklerinın vıdeo
kaseiterinden sızin ıçın bir seçım
yaptık 8u kasetler arasında dü-
nûn kûçûk ızleyıcılerının TV'den
unutamadığı Styah incl, Nils ve
Uçan K«z da yer aiıyo^ Ayıca
bugune değm beğemyle zleıei
Şırınler, Oefrne Adası.Don Kı-
sot. Küi Kedisi gıbı unlu cocük
klasıklen kampanyamızın yapıt-
ları arasına alınmıştır
Vıdeo Kasellec arasından De-
ğendığınız 10 adetım seçıp ışaret-
leyecok ve Kaset Isfek Fofmunu
dolduracaksınız Cumhuriyet Kı-
tap Kulübü uyesı ıseniz 11 kaset
ışaretteyeceksınız Bunun ıçın
CKK üyelik formunu doJdurmanız
yeterlidır
• HERKESE UYGUN TAKSİTUR
Pesinat ve takat tutariarı Istek
Kuponu'nda gösJerılmıştir Bu-
nun dışında sızden KDV, Naklıye
vb gıbı hiçbır talep olmayacak-
tır.Peşınat yatırıldıktan sonra ilk
taksjt ızteyen ayın ıkıncı yansın-
da olacaktır
Belgeler ımzalandıkian sonra
kasetlennız hemen teslım edıle-
cektır. Bu kampanya 6 Ağus-
tosa kadar sürecektir
• ÖYELİK »VMTAJI
Cumhunyet Kıtap Kulubu. uye-
leri için bir avantaı getirmiştir. Kı-
tap Kulübü üyelerı. ıstedıkterı 10
kasetın yanında 1 kaset cte ucret-
sız edınebıleceklerdır Bu avan-
ta|dan yararlanmak ısteyenlenn
Kitap Kulübü ûyelık formunu dol-
durup sıpanşıe bırlikte kulûbe
ulaştırmaları yeterlidır.
• ADRES
Cumhuriyet Kıtap Kulubu.
Cağ Pazarlama A S
Turkocagı Cad 39-41,
Cağaloğlu- İstanbul
512 05 05 ' 516
Posta çekı No 148 784
VIDEOKASET ISTEK KUPONU
T«lnH »Ott
10 kaset 50 000 TL
Peşınat yatınlan yer ve tanh
Adım Soyadım'
Adresım:
Teslımat Adresi
Tafcıtt tuttn Toptem
80.000 TL 290 000 TL
Tel
Istedığim sıstem
I İBETA
I I VHS
CUMHURİYET KITAP KULUBU UYELIK FORMU
KsraaıBö
NEMEM TESÜM EOİLECEK
Kampanyamıza katılan herke-
sın peşınat ve sozleşmesım g<xı-
derdiğinde kasetlen hemen tes-
lım edilecektır
• KATHMA K0SUUARI
Katılma fişını dotdurup peşinatı
gostefilen rtesaba yatırınız ve fo
tokopisıyie bırlıkie Çağ Pazarla-
ma AŞ'ye gönderınız Peşınat ve
katılma fışı etımize geçınce sıze
satıs sözleşmesı, teminat senedı
ve adınıza dûzenlenmış 3 adet
80.000 TL'lık posta çekı gönde-
rılecektir
Üyelık 30 000 TUYenıleme 20 000 TL
Adı Soyadı
Adres
. Mesleğı
Cınsıyetr
Ogrenım durumu .
. İmza:Tel-
Cumhunyet Kıtap Kıdübü'ne uye olup kampanyanızdan yararlanmak
ıstıyorum Uyelık odentımı peşınatla bırlikte yatırdım Gerekh belgele-
rı gönderınız
( * ı Teslımat başvuru sırasına gore yapılacakttr.
BU KAMPANYA, ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş
RAKSOTEK İŞBİRLİGİYLE DÜZENLENMİŞTİR
EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜGÜ'NDEN DUYURU
1991-1992 öğretim yıhnda Polis Akademisi'nin 4 >ılhk Lisans Eği-
timi Bölümü'ne sınavla; lise ve dengi okul mezunu (125) erkek, (25)
bayan olmak üzere toplam (150) öğrenci alınacaktır.
Adaylarda Aranacak Şartlar Şunlardır
1. Türk olmak,
2. Evli yahut mkâhsız yaşamakta olmamak,
3. Herhangi bir suçtan sabıkası olmamak,
4. Herhangi bir okuldan, ahlak ve disiplin sebebiyle çıkanlmamış
olmak,
5. Hakkında herhangi bir suçtan "Kanuni Kovuşturma" bulun
mamak,
6. Kendisi ve ailesi hakkında yaptırılacak tahkikat neticesinde sa-
kıncalı bir hali bulunmamak,
7. öğrençi Seçme Sınavı (ÖSS) birinci basamagından (125) ve da-
ha yukan puan almak,
8. Sınavlann yapılacağı yılın 1 Ekim tarihi itibariyle 22 yaşından
gün almamış olmak, ~
9. Sagük durumu, " S a p k Şartlanna Dair Yönetmelik" hüküm-
lerine uygun olmak.
Müracaatlar; 17 Ağustos 1991 günü çalışma saatı bıtımıne u u o ,
devam edecektir. Müracaat sırasında adayla/dan;
a) Dilekçe, (Akademi Başkanlığına hitaben)
b) Diploma aslı veya onayh örneği,
ç) Nüfus hüviyet cüzdaru veya onaylı örneği,
d) 4 adet vesikahk fotoğraf,
e) öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) birinci basamak sınavı kartı,
0 Haberleşme adresi yazılı ve posta pulu yapıştırılmış 2 adet zarf istenır.
Aaaylar; 9-10-11 Eylul 1991 tarihlerinde mulakat, 12-13 Eylül 1991
tarihlerinde Beden Eğitimi, 14 Eylül 1991 tarihinde ise yazıh sınavı-
na tabi tutulacak, sınavlarda ba$anlı olanlar 16-27 Eylül 1991 tarih-
leri arasında Akademide lntibak eğıtimine tabi tutularak Saglık
Raporu aldınlacaktır. ,
Daha geniş bilgi; Polis Akademisi Ba^kanlığı'ndan, Eğitim Daire
Başkanhğı'ndan ve İl Emniyet Müdürlüklerinden öğrenilebilir.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
İkinci Genel Merkezin
Malları...
SHP 3. Olağan Kurultayı'nda genel başkanlık için ilk tur
bitmiş, oylar açıklanmıştı. İlk turda Hinthorozu 510, Deniz Bay-
kal 483 oy alrnışlardı. Erdal Bey, yarıdan bir fazlayı bulama-
mıştı, ama sonuç da aşağı yukan belli olmuştu. Belli olan
bir şey daha varrjı; oylamanın üçüncü tura gideceği. İlk tu-
run sonunda, aralannda Muğlalılardan iki kişi. birinin adı
Mehmet, öbürününki Mustafa'ydı; istemihan Talay'la konuş-
tular.
— Gidelim Deniz Bey'e, ikinci tura girmesin, çekilsin aday-
lıkian! mı dediler ne, kesin nereden bileyim. Sonra üçü De-
niz Baykal'a girtiler.
— Biz kaybediyoruz, örgütü ayakta tutabilmek için çekil-
melisiniz adaylıktan... dediler.
İsmail Cem oradaydı; tepki gösterdi:
— Çekilemezsiniz, çekilmeyin! Biz kazanacağız! dedi.
Deniz Baykal şaşkındı; bir süreden beri İsmail Cem'in et-
kisindeydi.
— Çekilmiyorum! dedi. Ben böyle yazıyorum, ama belki
de bu bir öykü; bana anlatanların öyküsü. Her çeşK açıkla-
maya açık...
Hinthorozu'nun üç turda kazanması, hep tartışılmak iste-
necektir. Milliyet'te okudum; Deniz Bey, Cumhuriyet muha-
birierine bir değerlendirme yapmaktan kaçınırken Milliyet'e
"8 sene genel başkanlık yaptıktan sonra bu şekilde yeniden
seçilmek düşündürücü değil mi?" diye tepki göstermiş. Ha-
berin içinde yok, ama başlıkta var: "Böyle seçilme nerede
görülmüş?" demiş. Çok bir şey söylemiyor, ya da söyleye-
miyor, ama "İkinci G. Merkez"e bir şeyter taşıyor sezinledi-
ğim...
Kurultayda her şey Deniz Baykal'dan yanaydı. Divan Baş-
kanı seçimı bile. Hasan Fehmi Güneş, olaganüstü kurultay-
da da başkandı; kimi potlar kırdı; "Deniz Baykal, Türkiye'yi
yönetecek nrtelikte bir arkadaşımdır" gibisinden sözler soy-
lediğı ileri sürüldü, o da bunları Anadolu Ajansı aracılığıyla
düzeltme zorunda kaldıydı. Hasan Bey:
— Canım, nasıl olsa Genel Başkan Inönü güçlü, karşıya
biraz ödün versen, ne olur yani? Bir tatsızhk çıkmasın! diye
düşünmüş olabilir miydi?
Deniz Baykal kanadının nasıl "profesyonelce" çalıştıklan-
nı Hasan Fehmi Güneş bilmez mi hiç? SHP grubunu -kapalı
olduğu için- izleme olanağı bulamadım hiç; ama kurultayı iz-
ledim. Hasan Fehmi Güneş'in yönetimi çok mu çok kötüy-
dü. Bundan daha kötü yönetilebilir miydi bir kurultay
kestiremiyorum. Salon tıklım tıklım dolu; gazeteciler ayakta;
Emin Çölaşan ayakta kaidı bir süre, bizler "kendimize nasıl
yer bulacağız?" diye çırpınıyoruz; Deniz Bey'in amigolan ba-
ğırıyor:
— Orgüt dışarıda, örgütsûz kurultay!
Hasan Fehmi Güneş de katılmaz mı amigolara:
— Örgüt dışarıda! diye.
Örgüt neden dışarıda olsun? Örgüt dediğiniz detegeler, mil-
letvekilleri, geriye dinleyiciler, gazeteciler, "protokol"deki ki-
şiler kalıyor. Bakıyorum, delegeler yerterinde. Amigolar
bağırıyor, Hasan Fehmi Güneş bağırıyor. Divan başkanlığı
yapmak demek, sesi gür olmak, bo) bol bağırmak demek mi-
dir?
Daha önceleri Yüksel Çakmur'un, Şeref Bakşık'ın adlan
geçmişti aday gösterilecekler diye. Böyle ikili gruplann oluş-
tuğu kongrelerde, kurultaylarda, her kanadın divan başkan
adayını göstermesi, en tutariı yoldur. Biz gazeteciler, divan
başkanlığı seçimlerinden kongrenin sonucunu da rahatça ç>-
kanrız çok zaman. Ama böyle iki yanı da idare edeceği dü-
şünülen, tek aday gösterrnelerde, kongre sonucu
karanlıklaşır. Hasan Fehmi Güneş'in aday gösterilmesi gibi
durumlarda kurultay da işte böyle olur; bir genel başkan se-
çimi ilk turda bitecekken üçüncü tura dek sûrûnür!
Divan başkanlığı için neden bir Ahmet isvan düşünülmez,
neden bir Necdet Uğur düşünülmez, şaşar kalırım!
Ferhat Aslantaş anlatıyordu, Zincirbozan'dan sonra Deniz
Baykal'ın SODEP'e girmesi için Hasan Fehmi Güneş'i rica-
cı göndermişler. Demek, Deniz Bey'le araları o zamandan,
hatta Ecevit kabinelerinden iyi. Halk dilinde "Alacası içinde"
diye bir söz vardır; biz, politikada hep, alacası içinde olan-
lardan çekmişızdir. Bu elestirilerimin biraz ağır kaçtığını bili-
yorum. "Dost acı söyler!" atasözünü düşünürierse SHP'liler,
sonunda hak vereceklerdir. SHP kurultayı ile ikjili olarak yan-
sıtılacak çok şey var; kimse değinmediği için ise kurultay baş-
kanından başlamak istedim. Ertuğru! Günay, ilk günü bir
basımevinde basılan düzmece giriş karöanndan söz etti; düz-
mece kartların örneklerini, asıllarıyla bırlikte divan başkanlı-
ğına sundu. Ne yapıldı, bir şey duymadık. Azından bu
kınanabilirdi. Olmadı!
Düzmece dinleytci kartlan basan basımevini önce Çankaya
belediyesinin zabıtaları bastı; onları kovdular:
— Ben milletvekiliyim, gidin buradan! diye.
Murat Karayalçın ele aldı işi; Anakent belediyesi zabıtaları
gittiler; düzmece kartların basıldığı yer bulunmuştu. İkinci gü-
nü, Baykalcı amigolar, pek egemen olamadılar, belki de bu
yüzden. Kartlar, zamanında, dışanda bekleşen amigolara ye-
tişememişti. Kim söyleyecek, öyle divan, böye kurultay mı
olur? Salonda sıcaklık 60 dereceyi bulmuş; havalandırma de-
likleri dövizlerle kapatılmış; bir şey daha var, Divan Başkanı
Güneş'in arkasına vantilatör mü konmuş? Ben görmedim.
Hinthorozu Erdal Bey, gerçekten her konuda hoşgörülû
davrandı. Seçimin üç tur olması, divanın seçiminden kaynak-
landı. Erol Çevikçe, ikinci turda ortayaçıktı, Baykalcılar'dan
kimi umutlanmışlardı. İsmail Cem (Soyadı İpekçi'ydi, nedense
İpekçi soyadını mahkeme karanyla kaldırdı) Deniz Baykal'ı
bir yertere götürmüş, orada bırakmıştı. Kamouyonun salon-
daki amigolardan oluştuğunu sanmak yanlıştı. Sabah'ın, De-
niz Baykal'a yüzde 80'lere varan sans tanıması da.
Cumhuriyet üç gün boyunca, Kızılay yöresindeki dağıtıcılar-
da, öğleden sonra bulunmuyordu. Kamuoyu neyi nereden
izleyeceğini biliyordu...
Kurultay bitti mi? Teoman Erel, salı günü, her zamanki gi-
bi eğlendiğim, bir yazı yazmış. "Biz kolayca yaşlanmayaca-
ğı anlaşılan düşük tempolu Erdal Bey'in genel başkanlrğının
çok uzun süreceğini sanmıyoruz. Ankara'da milletvekili ol-
mak için eteğine tutunan tabansızlar dışında, örgütün des-
teği Baykal'a yöneliyor" demiş. Teoman, kurultaydan üçüncü
tur oylamanın sonucunu beklemeden ayrılmışiı!
Salı günü Erdal Bey'in basın toplantısına gittim. Esprili,
nükteliydi. İçeri girerken, beni yer arar buldu:
— Niye oturmuyorsun, ayakta mısın? diye sordu. "Gel be-
nim yanımda otur!" dedi.
— Olmaz, dedim, sonra beni de aday sanıriar...
Bir soru da ben sordum toplantıda:
— Efendim, ikinci genel merkezden yakınıyordunuz? Şim-
di, o genel merkezin malları ne olacak? Partiye mi kalacak?
(Çok güldü, şu karşılığı verdi:)
— Yok, yok. Biliyorsunuz, bu maddi bir mesele değil, ma-
nevi bir mesele. Biz bu manevi varlığı, partiyi başarıya koş-
turmaya çağırıyoruz...
• • •
1987 seçimleri sırasıydı; Cumhurbaşkanı Kenan Bey, SHP
Genel Yazmanı Fikri Sağlar'a çok kızıyordu konuşmalann-
dan ötürü. Biıiyle, Hinthorozu'na habergönderdi. "Bu Fikri
Sağlar'ı oradan uzaklaştırsın!" diye. Erdal Bey, uzakJastırma
yerine, şöyle dedi:
— Merak etme, ben seni hep destekleyeceğim!
Kenan Bey'in dedikleri olmadı ama, Deniz Baykal kanadı
kurultayı alınca, Fikri Sağlar, genel yazmanlığı bırakma zo-
runda kaidı!
Şimdi, SHP'ye hareketli civa gibi bir genel yazman aranı-
yor; birçok aday olabilir. Fikri Sağlar, seçimlere giderken, bu
aşamada unutulmamalı. 1987 seçimleri sırtından geçen Sağ-
lar, önemli görev yapabilir. Fikri Sağlar'ı seçmek için azıcık
yürek mi ister ne? Genel Sekreterliğinde ona demeç verme
yasakları mı konmuştu ne? Elbette kanşmak bana düşmez.
Yöneticiler daha iyi bilir...