Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 28 HAZÎRAN 1991
Özgür DoşUler mi ki...
MELÎH CEVDET ANDAY
Prof. Server Tanillı'nın yenı çıkan ve ük on
bınlık baskısı çok kısa bır sürede tükenen "Is-
lâm Çağımıza Yanıt Verebılır mı?" adlı yapı-
tma ılışkın yazım dolayısıyle, kımı şenatçı
okurumuzdan bırkaç mektup aldım. Ne nu di-
yorlar? Üç sözcükle özetleyeyun: Tfel'in, tek-
fir, tehdit. Demek Islâm üzennde düşünme-
yeceksinız, konuşmayacaksınız, yazmayacak-
suuz. Ne kalıyor genye? Kutsal metınlere ına-
nıp susmak. Işte o kadar
Fakat arkadaşımız Oral Çalışlar'ın tslâm-
da kadın konulu yazı dızısımn uyandırdığı tep-
kı, kısaca, korkunçtu. Oysa tartışma yöntemi
diye bır şey vardır, sövgü onun ıçınde yer al-
maz. Bu konuda araştırmaya, usavurmaya si-
nırlenen şerıatçı okura, 22 hazıran cumartesi
günkü gazetenuzde çıkan, Oral Çahşlar'ın ya-
nıt yaasını öraek almalannı öğütlenm, uygar,
terbıyelı, sâkm olmak, duşuncelerınuzı söyle-
meğe hıç de engel değıldır Laıklerle, nesnel
araştınnalar yapanlarla, şerıata ınanmış olan-
lar arasındakı tanışma ne zaman bu duzeye
gelecek, merak ediyorum.
Oral Çalışlar gıbı, sosyalıst olduğunu söy-
leyerek bu konuyu bır konuşmasmda ele alan
bır başka aydınımızın, bır bılım adamımızın,
Sayın Korkut Boratav'ın duşuncelenne bu ya-
zımda yer venrken, sadece bu duşüncelenn de-
gerine olan guvencımı belırtmek değıl ama-
cım, uygarca tartışma bıçemıne yenı bır örnek
göstermek
Mülkıyelıler Bırlığı'nde gerçekleştırilen
"Düşünce özgürlüğü" konulu açık oturum-
dakı konuşmacılardan Sayın Korkut Boratav
şöyle dıyor bır yerde (Mülkıyelıler Bırhğı Der-
gısı'nden)
"Burjuva, burjuva demokrasısıru mücade-
leler sonunda, ama şunu da farkederek kabul
etmıştır kı, parlamenter demokrası son dere-
cede evcılleştıncı bır çerçeve getınr Bu çerçe-
ve ıçınde bır kere en aşırı, köktencı akımlar
anayasal düzenı değıştırecek ıktıdar çoğunlu-
ğuna sahıp olamazlar Toplumsal çeşıtlılik ve
temsılı demokrasının yumuşatıcı, evcılleştın-
cı çerçevesı bunu sağlar Aşağı yukan bır ıkı
öraek dışında bu da gerçekleşmemıştır Tek ta-
lıhsız öraek, benım bıldığım kadan üe, nazı
partısinın seçun yoluyla ıktıdara gelmesı, fa-
kat anayasal düzenı ızleyerek değıl, ıhlal ede-
rek kendi rejimıni kurmasıdır
Işte Batı Avrupa'ya damgasını vuran bu sı-
yası çerçeveyı Türkıye'nın kabul edebıleceğı-
nı düşünüyorum Pratık olarak bu şu anlama
gehr: Şüphesız düzen ıçındekı sıyası akımlar
ve partıler, yanı bugün parlamentoda temsıl
edilen akımlar ve partıler, doğal olarak bu sı-
yasal hayatın ögelen olacaklardır Fakat bu-
nun dışında bazılannın ıddıasının aksıne, ev-
cılleştığı, devrımcı programını terk ettığı ıçın
değıl, devrımci bu- programa sahıp olsa bıle,
sosyalıst ve komünıst partıler, yanı proletar-
ya dıktatörlüğünü savunan sosyalıst ve komu-
mst hareketler dahı bu çerçeve ıçınde özgurce
örgütlenebılme ve ıktıdara aday olma ımkâ-
nına sahıp olacaklar Laık bır anayasal duze-
nı değıştınp şerıatçı düzenı yıne parlamenter
çerçeve ıçınde ıktıdara getırmenın mucadele-
sını yapan akımlar da serbest olacak Keza
Türkıye Cumhurıyetı'mn bır parçasını ayır-
mak, bölmek ısteyen veyahut umter bır ana-
yasal sıstemı federaüf bır düzene dönuştürmek
ısteyen veyahut anayasada mevcut olmayan
kültürel otonomı ögelennı getırmek ısteyen ve
muhtemel bırden fazla olacak olan azınlık
partılen de bu sıyasal modus vıvendının ıçın-
de yer alacaklar Anayasayı değıştırecek ço-
ğunluğa sahıp olunca da bu, çoğunluğun ım-
kânını kullanmayı da mümkün kılar Toplum-
da o çoğunluk varsa bunun da anayasaya yan-
sıması gerekır
Ben bu çerçeveye tek bır konuda ön koşul
koyarak konuşmamı bıtıreceğım Bu farklılık
ve çeşıtlüığın sıyasete yansıması, en azından
yasal çerçevede, hukukı çerçevede, hatta polı-
tik anlamda fiılen de eşıt koşullarda olmak ge-
rekır Turkıye bakımından bu çerçevede prob-
lem yaratan akım şerıatçı akımdır Zıra şerı-
atçı akım, Turkıye Cumhurıyetı, butun ıddı-
alanna rağmen laık bır rejımı uygulamadığı
ıçın devlet-dın ılışkılermın ıçınde oluşan avan-
tajlı konumlardan öturu devlete hâkım olma-
nın stratejısını ızleme ımkârum bulmaktadır
Bugun karşılaştığımız sorun budur Laık du-
zen tam olarak uygulansaydı devletle dın ara-
sındakı ılışkı kopardı Olmadığı ıçındır kı dev-
letın ımkânları bugun ımam hatıp ok\ülan>-
la başlayıp dıyanet ışlerıyle son bulan, devle-
tın dını kontrol etmesı dıye başlayıp, arkasın-
dan dıncı akımlann devlete hâkım olması bı-
çımıne dönuşen bır tehhkeh çerçeve oluştur-
muşlardır Bu bakımdan şenatçı akımlann sı-
yası bakımdan örgutlenebılmesımn ön koşu-
lu olarak Turkıye'de şu mucadeleyı vermemız
gerektığmı duşunuyorum önce laıklık sonra
şenatçı akımlara sıyası özgurlük. "önce
laıklık" şu anlama gelır Devletle dın arasın-
dakı tum kurumsal ve örgutsel ılışkıler son
bulmalıdır Bızım klasık Atatürkçu geleneğın
taleplen bu bakımdan sadece bır ılk adımdır
Yam zonınlu dm derslen kalksın Kalksuı ama
meselevı halledıyor mvP Bır adım daha ılerı-
ye gıdelım Imam Hatıp okullan normal ted-
nsat yapan devlet lıselenne donuşsun Hatta
Dıyanet Işlen Başkanlığmı da kapatalım Ama
bunun karşüığında da şunu kabul etmemız la-
zım Bu adımlan atarsak o zaman, dın örgut-
lenmesmm ve dını hızmetlenn tamamen sıvıl
toplumun bunyesuıe ıntıkal etmesım de kabul
etmemız lazun Tankatlann sıyaset dışı örgut-
lenmelerım de kabul etmemız lazım Yanı bır
yandan klasık Atatürkçu çızgıyı ızleyerek, "dın
devlet tarafmdan denetlensın"ı savunanlar, öte
yandan, "bu denetleme son bulsun, ama sıvıl
topluma da bırakmayalım" dıyenler bana gö-
re yanlış bır çızgıdedırler Devlet dınden elını
çekerse, sıvıl toplum dını örgutlenmelerını ve
dını hızmetlerını kendı bünyesuıde duzenle-
mek zorundadır Bellı bır yasal çerçeve ıçınde
bunu yapmak zorundadır Böyle bır yasal çer-
çeve örneğın dınsel örgutlenmemn dış kaynak-
larla beslenmesını engellemelı Vakıflarla ıl-
gılı bır duzenleme yapmalı vs Fakat bu ya-
pıldıktan sonra, ışte o zaman dığer düzen-dışı
sıyası akımlann sahıp olmadığı bır ımkâna şe-
rıatçı akımın da sahıp olması söz konusu ol-
maz Örneğın sosyahzm devlet ımkânlarıyla,
aracılığıyla ıktıdara sızamıyor Düzen dışı sı-
yası akımlar bu ımkâna sahıp değılken, şerı-
atçı akım hem devletle ıçıçe ıktıdarı fethedı-
>or, hem de ona sıvasal örgutlenme ve ıktıdara
adaylığını yasal ve anayasal olarak da koyma
hakkı verılıyor Bu, bana gore eşıtlık koşulla-
rım bozar Ama dedığun gıbı eğer laıklık ger-
çekleşecekse, söyledığım anlamda devlet ve dın
ılışkılenm koparacaksak, ınsanların sıvıl top-
lumda dını hızmetler ıçm serbestçe örgütlen-
me hakkını da tanımamız gerekır.
Bundan sonra laık bır duzenı değıştırmek
ıçın örgutlenme, propagandasını yapmak, ık-
tıdara adayhğını koyma hakkı da gelır Ben
şerıatçı akımlara taraftar olan, onlara sıcak
bakan bır msan değüım Fakat Turkıye'de sö-
zunu ettığım ön koşul gerçekleşırse, yanı
devlet-Dın bağıntısına, bu bağıntı yoluyla dev-
letm feth edılmesı surecme flaıkhğm tam ola-
rak uygulanmasıyla) son verıldığı takdırde,
Turkıye toplumunun özeUıklennın, tanhsel
edınımlerımn toplumsal çeşıtlılığın, şerıatçı
akımlann sıyasal mucadele >oluyla anayasal
bır çerçevede, anayasayı değıştırecek boyutlar-
da ıktıdara gelecek olanaklar taşıdığını san-
mıyorum"
Sayın bılım adamımızın bu sözlerı ıçınde
bana en ılgınç gelenı, bugun laıklerle şerıat-
çılar arasında eşıt bır sıyasal olanak ortamı-
nın bulunmadığına ılışkın değınıdır Evet, bu-
gun Turkıye'de hıçbır sol akım, devlet deste-
ğını bırakın, devletten hoşgöru bıle bulamaz,
bu olanak sadece şenatçı akımlann elındedır
Korkutucu olanı da budur Bızdekı sağ partı-
ler, şerıatçı akımlan guçlendırır, sonra da on-
dan destek beklerler Duşen başbakan, gıde-
rayak, Ayasofya'mn tapınıma açılacağım nı-
çın söyledı9
Onun ışı mıydı bu7
Eğer öyle ıse,
laıklıkten nasıl sözedebıhrız''
Ben, 163 maddenın kaldınlması yolu ıle şe-
rıatçılığa özgürluk getırme anlayışım bır tur-
lu kavrayamıyorum Toplumumuzda en özgur
katman odur
PENCERE
ARADABIR
BEHZATAY
Geri Gitmek, Gelişme Değil!
Gerıcıler, tutucular her ılerı devınıme, görüşe karşıdıriar
Devrımlerın, devrımcılenn devrımcılığın amansız düşmanı-
dırlar Bunlar bılınmedık şeyler değıl Yadırgamıyoruz da
Ne var kı son günlerde, ılerıcı bılınen kesımlerden kımı ya-
bansı, gulunç sözler, gorüşler gelmekte Insanı şaşalatmak-
talar Değışım, elbet güzel bır şey Ama ılerıye dogru olun-
ca Gelışım sonucu olunca Yoksa, ınsanlar ve kurumlar
genye doğru değışırterse sevındıncı olmuyof Yabansılaşıyor-
lar, tutarsızlaşıyorlar Saçmalayarak gülunçleşıyoriar da
Sankı ulkemızde hıçbır sorun kalmamış gıbı Kemalızmın
ılketennı eleştırenler, kımılennın geçersızleştığını ılen sürenler
görulmeye başlandı Hem şu anam-babam gunünde' Hem
de kokenlerı Ataturk'un partısıne dayandığını, uzantılan ol-
duklarını savlayanlar
1
Ne kadar acı ve duşündürucü! Kendı-
lerını sosyal demokrat demokratık sol, halkçı, solcu sayıp,
amıpler gıbı sureklı bolunen bu kesım, karşrtannda olarria-
rın ekmeklerıne yağ surduklerı gıbı kendılenne umut bağla-
yanları da umutsuzluğa duşurmekteler, acıya boğmaktalar
Aymazlıkları oylesıne artıyor kı çevrelerını sureklı atdatıyor-
lar Bunların aymazlıkları, sapmalan, aldatmaları böyle sü-
rüp gıderse, bu ülkenın kotû talıhı de sürüp gıdeceğe benzı-
yor
Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı'mıza başlamasıyla bırtık-
te ılkelennın kımılerını ulusal bır gız gıbı duyuncunda (vıc-
danında) saklamış Sözgelımı cumhurıyetçılığı Kımılerını
oluşturmaya başlamtş Örneğın halkçılığı 1920'de şöyle söy-
lemış "Bızım görüşumuz - kı halkçılıktır - kuvvetın, kudre-
tın, hâkımıyetın ıdarenın doğrudan doğruya halka verılme-
sıdır, halkın elınde bulundurulmasıdır" 1923'te de, "Yenı
Türkıye devletı bır halk devletı halkın devletıdır" demıştır
Cumhurıyetımızın ılk anayasası olan 1924 tanhlı anayasada
"Devletın dını, Dını Islamdır" sözu 3 Mart 1924'te halıfelık,
şerıye bakanlığı, medreseler kaldırıldığı halde gereksız, an-
lamsız olarak duruyordu Devletın ve organlarının dını ola-
maz dıyerek bu sözu 10 Nısan 1928'de kaldırtmıştır Yanı la-
ıklık ılkesını oluşturmuştur 1926 yılının hazıran ortasında, Iz-
mır'de kendısıne suıkast duzenlendığı habennı almca, yemek
yıyıp demlendığı Naım Palas'ın kapılannın ve pencerelennın
kepenklerının kapalı olduğunu gorup sınırienerek, "Benım
mılletımden gızlı vaptığım hıçbır ışım yoktur Her şeyı mılletı-
mın gözü önünde yaparım Derhal kepenklerı, kapıları açı-
nız!" dıye buyurur ve hemen kaptnın önune çıkar, halkı se-
lamlar ve guzel bır söylev çeker Bu soyievden ışte bır türn-
ce "Onların çırpınışları bızım devnm ateşımızı sönduremez "
En acı anında bıle devrımden devrımcılıkten söz etmıştır
Devrımcılık sozcuğu, sureklılık anlamını da ıçerdığı halde pe-
kıştırmek ıçın 1935'te 'Aralıksız devrımler' demıştır
Osmanlı Imparatorluğu'nun yıkıntısından arta kalmış, sa-
vaşlarda ış yapabılen ınsanları ölmuş, üstelık 1929-30 eko-
nomık bunalımına gırmış koca dünyadakı yoksul, bıtkın, yık-
kın ülkemızı ve ınsanlarımızı nasıl canlandırdı, ısteklendırdı''
Fabnkalar, demıryollan hangı dızgenın sonucu? Elbette dev-
letctlığın Tam bağımsız Turkıye' ıçın de elbet ulusalcılık ge-
rekıyordu
Gazı Mustafa Kemal, 10 Mayıs 1931 günü Cumhunyet Halk
Fırkası'nın ıkıncı büyuk kurultayında partısinın ızlencesıne
(programına) yukarıda önemını ve gereklılığını belırttığımız
altı ılkesını koydurtur Kemalızmın ılkelerı olan bu altı okun
yalnız partısinın ızlencesınde yer almasını yeteriı bulmaya-
rak 5 Şubat 1937'de 1924 Anayasası'nın ıkıncı maddesını bır
kez daha değıştırtıp, altı ılkesını bu maddeye geçırtır
Kendılerını Atatürkçu sayanlar, gösterenler Kemalızmın altı
okunu neden beğenmezler? Hele hele partılennın Atatürk
1
ün kurduğu partının uzantısı olduğunu savlayanlar, altı okun
kımılerını nıçın eskımış buluriar'' Böylelenmn bugun genye
doğru değışmelen, dönuşmelerı bızı alabıldığıne şaşalatmak-
tadır Kendılenne umut bağlayanları da şaşkına çevınp umut-
suzluğa yuvarlamaktadırlar Hele de 1970 yılının umut ada-
mı olmuş bır partı başkanı, bugün devletcılığı, devrımcılığı
eskımış gıbı gorurse şaşalamamız, üzüntümüz daha da çok
otmaktadır O partı başkanı kı 1970'ın ılk yıllannda yazdığı 'Ata-
türk ve Devrımcılık adlı krtabında sureklı devnmcılığı savu-
nuyordu Bızler, Fıkret gıbı 'Bu memlekette de bır gün sa-
bah olursa eğer" dıye duşunup söylenecek mıyız süreklı''
Ya Ara Seçim, Ya Erken Genel Seçim...
Siyasal bakımdan ne kadar gerekli olursa olsun, mılletvekilı
genel seçimimn öne alınması, Meclis'in, daha doğrusu, boyle bir
karar için gerekli oy çoğunluğuyla ıktıdar partisinin
takdirindedir. Oysa önumuzdeki 3 ay 1 haftalık sure içinde halen
boş bulunan 11 milletvekılliği içın ara seçim yapılması anayasal
bir zorunluktur. Çunku bu konuda artık anayasanın tamdığı
takdir yetkisinin sonuna gelınmıştır.
Prof. Dr. HİKMET SAMİ TÜRK
gesı uzerındekı etkısı, mevsım koşullannın
uygunluğu gıbı faktörler göz önünde tutul-
mak suretıyle Meclıs karanyla belırlenır Sı-
yasal nıtehktekı bu kararm ahnmasmda par-
tı yaran açısmdan değerlendırmelenn de rol
oynaması, ömeğın ıktıdar ve muhalefet par-
tılennın ara seçımın kendılerı ıçm elverışlı
görduklen bır tarıhte yapılmasını ıstemele-
rı doğaldır
Başbakan Mesut Yılmaz'ın başkanlığın-
dakı yenı hükümet, 18 dönem mılletvekilı
ara seçımının yapılabıleceğı en son tarıhe 3
ay 1 hafta, 19 dönem mılletvekilı genel se-
çımının yapılabıleceğı en son tarıhe 15 ay
2 hafta kalan bır gunde güvenoyu ıçın
TBMM önüne çıkıyor Bu takvun, yenı hu-
kumete bu seçim hukümetı profilı kazan-
dırmaktadır Güncel sorun, genel seçıme
önce prova ıçın ara seçim yaparak mı, yok-
sa doğrudan doğruya mı gıdıleceğıdır Fa-
kat yenı başbakanın, Bakanlar Kurulu lıs-
tesı ıle bırlıkte yaptığı bazı açıklamalar, ör-
neğın bakan yardımcılığı ıçın anayasa de-
ğışıklığı ve Devlet Planlama Teşkılatı'nın,
uygulamaa daırelenn aynlması suretıyle ye-
nıden düzenlenmesı duşuncelerı, şımdılık
önumuzdeki aylarda ara seçim zorunluğu-
nu ortadan kaldıracak bır erken genel seçı-
mın sözkonusu olmadığını göstermektedır
Sıyasal bakımdan ne kadar gerekli olur-
sa olsun, mılletvekilı genel seçımının öne
alınması, Meclıs'ın, daha doğrusu, böyle bır
karar ıçın gerekli oy çoğunluğuyla ıktıdar
partısinın takdırındedır Oysa önümüzde-
kı 3 ay 1 haftalık sure ıçınde halen boş bu-
lunan 11 milletvekılliği ıçın ara seçim yapıl
ması, anayasal bır zorunluktur Çunkü bu
konuda artık anayasanın tamdığı takdir yet-
kısının sonuna gelınmıştır
1982 Anayasası'na gore ara
seçim
Türkıye'de çok partüı sıyasal hayat dev-
nnde mületvekılı ara seçımlennın hıç yapıl-
maması ya da çok sık yapılması bıçımınde
görülen ıkı karşıt eğılım arasında ortalama
bır yol arayan 1982 Anayasası'nın 78 mad-
desuıın III ve IV fıkralan, boşalan mület-
vekılhklen ıçın ara seçıme gi'lıleceğını, an-
cak her seçun dönemmde kural olarak bır
kez ara seçun yapılacağını ve genel seçım-
den 30 ay geçmedıkçe ara seçıme gıdıleme-
yeceğuıı, aynca genel seçımlere bır yıl kala
ara seçun yapılamayacağını hükme bağla-
mıştu- Böylece 1982 Anayasası, TBMM'nın
beş yıllık normal seçim dönemınde ara se-
çun yapılması ıçın bu dönemın tam ortasın-
dan başlayan bır buçuk yıllık bır sure ayır-
mıştu- Fakat bu- buçuk yıllık sure, Mıllet-
vekdı Seçımı Kanunu'nda öngörülen nor-
mal genel seçim takvımı ıle öncekı genel se-
çunın fiılen yapıldığı tanh arasındakı fark
nedenıyle bazen uzayabdır veya kısalabılır
Bu süre ıçuıde ara seçımın ne zaman ya-
pılacağı, boşalan mılletvekıllıklennın sayı-
sı ve parlamentodakı ıktıdar-muhalefet den-
Önceki uygulama ve şimdiki
durum
1982 Anayasası dönemının ılk mılletve-
kilı ara seçımı nıtelıgındekı 17 dönem mıl-
letvekilı ara seçımı, 6 Kasım 1983 nulletve-
kıh genel seçımınden 34 ay 3 hafta sonra,
yanı ara seçim ıçın anayasanın 78 madde-
sınde öngörülen sürenın ılk 5 ayı ıçınde, 28
Eylül 1986 günu yapılmıştı O zaman 400
sandalyeh Meclıs'te boş sandalye sayısı 11,
boş sandalye oranı % 2 75 ıdı Bugün ıse
29 Kasım 1987 mılletvekilı genel seçımı uze-
rınden 43 ay geçrruş, dolayısıyla ara seçim
ıçm anayasanın 78 maddesınde aynlan sü-
renın 13 ayı dolmuş bulunmaktadır Şımdı
450 sandalyeh Meclıs'te boş sandalye sayı-
sı yıne 11, fakat boş sandalye oranı Vo
2 44'tur Böyle olduğu halde ara seçun ka-
ran henuz venhnemıştır Bu gecıkmede ık-
tıdar partısinın Meclıs'te adaletsız bır seçun
sıstemıne borçlu olduğu genış bu çoğunlu-
ğa sahıp bulunması ve 26 Mart 1989 yerel
genel seçımlerı yeıulgısuıden sonra yenı bır
nske atılmayı göze alamaması gıbı faktör-
lenn rol oynadığı duşunulebüu-
Ara seçim ne zaman
yapılmalı?
Ancak bugun artık ara seçunuı daha faz-
la gecıktınlemeyeceğı bu- zaman dılımıne gı-
rılmıştu- Bunun ötesı, anayasanın çığnen-
mesıdu- Üstehk ara seçun yapılabılecek su-
re, -kımılennın sandığı gıbı- 29 Kasun 1987
mılletvekılı genel seçunının 5 yılı olan 29
Kasım 1992 tanhının bır yıl öncesı ıtıbanyle
29 Kasım 1991'de değıl, daha erken bu- ta-
nhte dolmaktadır Bunun nedem, Mılletve
kılı Seçımı Kanunu'nun ongörduğu normal
genel seçim takvunıne göre önumuzdeki ılk
mılletvekıh genel seçımının 29 Kasım
1992'de değıl, daha erken bır tarıhte >apı-
lacak olmasıdır
Bılındığı gıbı, TBMM'nın halen ıçınde
bulunduğu 18 dönemın 5 yasama yılı, 1
Eylül 1991'de başlayacaktır Mılletvekilı Se-
çımı Kanunu'nun 6 maddesının 11 fıkra-
sına göre "Her seçun dönemının son top-
lantı yılının 3 temmuz gunu, seçımın baş-
langıç tarıhıdır ve ekım ayının ıkıncı pazar
günü oy venlır Bu huküm gereğınce 19 dö-
nem mılletvekılı genel seçımı, -öne alınma-
dığı takdırde-12 Ekım 1992 pazar günü ya-
pılacaktır öte yandan anayas<tnın 78 mad-
desının IV fıkrası uyannca genel seçıme bır
yıl kala ara seçim yapılamayacağı ıçın, 18
dönem mılletvekılı ara seçımının 12 Ekım
1991'den öncekı bır pazar günu yapıunası
zonınludur Bu, ara seçımın en geç 6 Ekun
1991 pazar günu yapılabılmesı demektır
Fakat genel seçımden farkh olarak, Mıl-
letvekılı Seçımı Kanunu'nda ara seçımın
başlangıç tanhını gösteren bır hukum bu-
lunmamaktadır Bununla bırlıkte boşalan
mılletvekıllıklerı sayısuıın TBMM üye tam-
sayısının V* 5'ını bulması durumunda "uç
ay ıçınde" ara seçim yapılmasma karar ve-
rıleceğını öngören anayasanın 78 madde-
sının III fıkrası gözönune ahndığında, mıl-
letvekilı ara seçünlerunn genel olarak karan
ızleyen "üç ay ıçınde" yapılacağı söylenebı-
lır. Zaten şımdı 18 dönem mılletvekıh ara
seçımının yapılması ıçın kalan süre de, 3 ay-
dan sadece 1 hafta fazladır
MeclisMn onundeki fırsat
O nedenle anayasanın 110 maddesı uya-
rınca yenı Bakanlar Kurulu programının
okunması ve güvenoyu ıçın 30 Hazıran 1991
günü toplantıya çağrılan Mechs'ın bu fır-
sattan vararlanarak ara seçun tanhını be-
lırlemesınde yarar vardu- Bu yolda bu- ka-
rar verılmeden yenıden tatıle guTİdığı tak-
dırde önumuzdeki bırkaç hafta ıçuıde Mec
lıs'ın 18 dönem mılletvekıh ara seçımı ıçın
daha kısa surelı özel bır takvun getıren bır
yasa tasansını görüşmek uzere anayasanın
93 maddesıne göre bır kez daha toplantı-
ya çağnlması kaçınılmaz olacaktır Hatır-
lamak yeruıde olur kı, 17 dönem mılletve-
kıü ara seçımı ıçın oy verme günü, 11 7 1986
tanh ve 3309 sayüı kanunla "28 Eylul 1986"
olarak belu-lenmış ve Yuksek Seçim Kuru-
lu, buna göre seçımını başlangıç tanhı ve
seçımle ılgılı dığer surelerı tespıt ve ılan et-
meye yetkdı kılınmıştır (m I)
Şu sıralarda savaş nedenıyle bır erteleme
olasüığı söz konusu olmadığına göre, 18
dönem mılletvekılı ara seçımının en geç 6
Ekım 1991 pazar gunu yapılması zorunlu-
ğunu ortadan kaldıracak tek alternatıf, en
geç o gun 19 dönem mületvekıh genel se-
çunının yapılmasıdır Yalnız bu durumda
ara seçune gerek kalmayacaktır (*) Yoksa
-basına yansıdığı kadanyla- yerleşmış par-
lamento geleneklenne ters duşen bır uygu-
lama ıle 19 dönem mılletvekıh genel seçı
mının bırkaç ay ve>a bırkaç hafta öne ahn-
dığını bır yıl önceden kararlaştırmak sure-
tıyle anayasanın 78 maddesının IV fıkra-
sına ışlerlık kazandırmak ve böylece ara se-
çim zorunluğundan kurtulmak hesabı, bu
yoldakı bır kararın gerçek amacını ve açık-
ça anayasaya aykınhğını gızlemeye yetme-
yecek bır alaturka kurnazlıktan öteye
gıdemez
(*) Bu konuda aynca bk H.S Turk, "Ara ya
da Erken Seçim", Mılhyet, 18 12 1990, s 13
İZMİT SELÜLOZ VE KÂGlT
SANAYtl rVfÜESSESESİ
İZMİT
POLİELEKTROLİT SATIN ALINACAKTIR
22 ton polıelektrolıt saun alınacakur
Tekhfler ıdan alım ve teknık şartnamesı esaslannda *kl 5 geçıcı
temınatla bırhkte 22 7 1991 günü saat 17 OCCye kadar müessesemızde
bulundurulacaktır Venlecek tekhfler 27 9 1991 tarıhıne kadar opsı
yonlu olacaktır
Konu üe ılgılı şanname tstanbul, lzmıı, Ankara'da Alım Satun Mü-
dürlüklenmızden ve Izmıt'te müessesemızden temın edılebüu
Postadakı gecıkmeler, kapalı zarf ıçıne kotunayıp, açık olarak ve-
nlen ve telexle bıldınlen teklıfler dıkkate alınmayacaktır
Teşekkulümüz 2886 savılı kanuna tabı değıldır Emmyetlı, kârlı ve
venmlı teklıf değerlendınleceğmden, ucuz teklıfin dıkkate alınmaması
ve sıpanşın kısmen veya tamamen ıptalı vencıye bır hak sağlamaz
İZMİT SELULOZ VE KÂGlT SANAYtl MÜESSESESİ
Basın 29S01
VEFAT
Ailemizin buyuğu, babamız
MEHMETŞEN
Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Allah rahmet eylesin.
AİLESİ
İLAN
DÜZCE ASLİYE HUKUK
HAKtMLİĞİ'NDEx\
Dosya No 1990/849
Davacı Mevlude Keleş vekılı Av N Samı Mıroğlu tarafından da
valı Ab Keleş aleyhıne açılmış bulunan boşanma davasının mahke
memızde yapılan açık duruşması sırasında
Davah Alı Keleş'ın Hendek Aktufek köyu adresıne teblıgat yapıla
mamış yapılan zabıta araştLrmasında dahı adresı tesbıt edılemedığı
den bu kerre dava dılekçesımn ve duruşma gününun ılanen teblığıne
karar verılmış olmakla, duruşmanın yapılacağı 10 7 1991 gunu saat
9'da davalımn duruşmada hazır bulunması, veya kendısını >asal bır
vekılle temsıl ettırmesı aksı halde vargılamanın yokluğunda yapıla
cağı ve karar venleceğı ılanen teblığ olunur
AYDIN SULH CEZA
HAKİMLİĞİ'NDEN
11 12 1990 tanhınde sağlığa zararh gıda maddesı satmak suçundan
samk Bahn ve Fadıme"den olma 1947 D lu Aydın Merkez Ramazan
Paşa mahallesı nüfusuna kayıth ve halen aynı mahalle Hukümet Bul-
van Sebıl Geçıt 8 Sokak No 9 Kat 2'de oturur Mevlut Gülpınar hak
kında Aydın Sulh Ceza Mahkemesı'nın 29 5 1991 gun ve 1991/301 esas
ve 1991/476 karar sayılı ılamı ıle TCK nun 396, 402 72, 19 3506
S K nun ve 647 SJC nun 4 maddelen gereğınce netıceden dörtyuzdok
sanbm hra ağır para cezası ıle tecayesıne, üç av muddetle curme va
sıta kıldığı meslek ve sanatının tatıhne, yedıgün muddetle ışyerının
kapatıhnasına karar ventdığı ılan olunur 13 6 1991
Basın 29460
PERTEK KADASTRO
HAKİMLİĞİ'NDEN
Esas No 1977/108
Pertek-Konkalar kövünden Huseyın Durmuş ve Mehmet Durmuş
tarafından davalı Huse,ın Aslan alevhıne mahkememızde açılan ko
mısyon kararına ıtıraz davasımn yapılan açık durusması sırasında,
Da\acı Huse>ın durmuş mırasçıları Şefıka, Emıne, Sefer ve Son
gul Durmuş'lann adreslerının meçhul olduğu yapılan zabıta tahkı
katında anlaşılmış, davacı mırasçılanna duruşma gününun ılanen bıl
dırılmesı "çın teblıgat yapılmasına karar verılmış olmakla,
Davanın duruşmasımn 12 8 1991 gunune bırakıldığından 3402 sa
yılı kadastro kanununun 28 maddesı gereğınce dava sebep ve delılle
nnızı dılekçe ıle ve>a ılk oıuruma gelmek suretı>le bıldırmenız aksı
takdırde davanın açılmamış sayümasına ve tesbıt gıbı tescıle karar ve
nlfye^i hmiKiı ılanpn Tehlıfe ohınıır
'Babai
Bır fotoğraf albumü Eskı anılar Sayfayı çevırıyorsun Ta-
nıdık bırı Önce şaşkınlık Aaa ne kadar da gençmışi
Kım o'
'Mornson Suleyman''
60'h yıllar
Türkıye'nın en genç başbakanı Daha *1 yaşındayken ıktı-
dar koltuğunda Sonra'' Yıllar geçıyor Ikı askerı mudahale
Suleyman Bey hacıyatmaz gıbı yuvarlanıp ayağa kalkıyor,
dostunu duşmanını şaşırtıyor Otuz yıldan ben polıtıkanın ıçın-
de
Ve bugun ayakta1
'Momson'luk artık gende kalmış 1990'larda Suleyman De-
mırel, Amenka'ya karşın gundemdedır, yaşamının en zoriu
savaşımını verıyor Çünku sağda Vaşıngton'un gözden çıkar-
dığı -belkı defterden sıldığh bır lıdenn sermayeye karşın ayakta
durabılmesı mucıze sayılır Dıle kolay!
Demırel on bır yıldan ben muhalefette yaşadı ve partısını
yaşattı Soluk soluğa bır maraton Herkesın 'brttı' dedıgı yerde
dıkılıp defterını dürmek ısteyenlen yenılgıye uğrattı
"Dün dûndûr, bu gün de bugun " Dünkü Suleyman.bugün
adının başındakı 'Momson'u kaldırmış, yığınların gözünde ye-
nı lakabı
•Baba! '
*
1990'larda değışen yalnız Suleyman Demırel değıl kı' Mos-
kova, teslım bayrağını çektı Kızıl tehlık&nın kıymet-ı harbı-
yesı kalmadı ABO uydulannda artık ıç polıtıkayı 'komünızm-
le mucadele' belırlemıyor 'Buyük Patron'dan ışaretı alan ser-
maye ıktıdarı, 141-142 maddelerı sıldı Komünızm dünya ça-
tışmasının eksenı olmaktan çıkınca, Amenka'nın Islam ulke-
lerıne donuk yeşılkuşak" kuramı da anlamını yrtırdı Artık 'ko-
munızme karşı en lyı panzehır Islamdır" mantığıyla şerıatçılı-
ğı açıktan gızlıden destekteme sıyasetı de aşıldı Tersıne Islam
dunyasındakı köktencı gelışmeler hem Batı'yı, hem Turkıye'de
'Dolce Vıta'ya dönuk buyuk sermayeyı urkutuyor Daha açık
deyışle Suleyman Demırel ıstese de eskı Suleyman Demırel
olamaz
Pekı ne olur?
•
Dunya hızla değışıyor
12 Eylul 1980 kafasıyla 1990'larda yaşama olanağı da kal-
madı
'Dört eğılımı bırieştıren merkezpartısı' modelı çöktü, fe/ter-
natıfsız ıkbdar' savı cöktu "depolıtizasyorf sıyasetı çöktü, 'ucuz
emek cennetı' ruyası çoktu, 'sür&klj zam, sureklı devalüasyorf
polıtıkasının dıbı görundü, 82 Anayasası aşıldi; Vesayef de-
mokrasısı'nm delı gömleğıne Türkıye sığmadı, 'ıcraatm
ıçınden' programı artık televızyona çıkmaktan korkuyor, "Su-
leyman Be/ın yuzu eskımıştır" dıyenlerde yuz kalmadı, su-
ratlar aşındı
Televızyon ANAP ıktıdarının
Meydanlar muhalefetın
Özal Çankaya'da kuşatıldı 'Baba
1
halk arasında dolaşıyor,
'ılle de Özal yönetımı' dıye dıreten Bush un kulağına kar su-
yu kaçırıyor ANAP 'merkezpartısı' olmak ıddıasıyla yola çık-
mıştı, bu gıdışle 'orta sağ'm partısı bıle olamayacak
Pekı 'orta sağ'm partısı kım olacak'
'Baba'nınkı
•
ANAP'ın ıflası sağdakı 'altematıf\ de saptıyor, başka se-
çenek bırakmıvor, merkezden sağa doğru odaklaşma ya da
'merkez-ı sıklet Suleyman Bey'ın partısıne doğru kayıyor Pekı
bu gıdışat -beklenmedık bır altüst oluşla tersıne dönmezse-
Süleyman Bey 21 yuzyıla doğru Türkıye'nın yazgısında
onemlı rol oynayabılecek bır konuma adım adım yaklaşmı-
yor mu' Doğrusunu ıstersenız 'Baba', dırenışı ve savaşımı
ıle goz yaşarttı, 'ılahlar susamışlardı', ama kellesmı vermedı
Ancak bu kez Demırel'ın elınde ne 'antıkomünızni sıyase-
tı var ne de 'Muslümanhğa yatınm' polıtıkası
Pekı ne var?
Suleyman Bey'ın ışte bu soruyu çok lyı duşûnmesı, yasa-
dığı acı deneyımlerın terazısınde geçmışı ve geleceğı tart-
ması gerekıyor Çunku tarıh baba belkı de hıçbır sıyası lıde-
re 'üçuncü kez' fırsat tanımamıştır
DEVRIMCI
MUCADELE
•Sosyallzm YafantMi, Sosyallzm Düfünc«*l
H. Kıvılcımh •Çağdaf Yol Üzarln* Eleştlriler III
• Mellh Prtdemlr'ln "Muhalafal MeclUI", "Dütunca
Ç««lllamaar •Işçllofin Saai. "l»y«rl Komito va
Konaaylari Elaşllrl»!" «Kürt Halkı Kazanacaktır
A Y I I K T I
|Bestefcar Osman Sok 8 / 1 9 Cağaloğlu - IstanbU 527 76 161
Oğlumuz
A. GÜNEŞ KARACAOVA
DOĞDU'
(25 61991-Cernıhpaşa Tıp Fakühesı)
Sağlıkh lyı ve guzel ınsan olmasını bızımle paylaşrnak ısteyen
dostlara duyurulur
GULAY-EROL KARACAOVA
KIRKLARELİ
CAM SANAYİİ A.Ş.'DEN
TASARRUF SAHİPLERİNE
DUYURUDUR
Şırketunızce brut "«77 (net %68, 915) oranı üzennden ıskonto edıl
mek suretıyle ıhraç edılecek A tıpı, 360 gun vadelı 4 tertıp 2 sen
5 000 000 000 — (Beş mılyar) TL tutanndakı fınansman bonolan
28 6 1991 tanhınden ıtıbaren 10 ışgünu süre ıle satışına aracılık eden,
Camış Menkul Değerler A Ş tarafından aşagıda behrtılen adreste sa
tışa sunulacaktır
Bu fînansman bonolannın halka ara Sermaye Pıyasası Kurulu ta-
rafından 2499 savılı kanun \e 86 11130 sayıh Bakanlar Kurulu ka-
rarına dayanılarak çıkanlan sen III, No 4 sayılı tebhğ uyannca
venlen 12 3 1991 tanh v e F B 7
K-l sayüı ıznedayanmaktadır An-
cak, bu ızın, finansman bonolarımızın ve ortakJığımızın kurul veya
kamuca tekeffülu anlamına gelmez
1 ürtaklığın ödenmış sermayesı
2 Fin Bon öderae Tarıhı
3 Fın Bon Ödenmesını Garantı Eden
Banka Yoktur
4 Satış Suresının Bınncı Günündekı Satış Fıyatı
94 500 000 000 — TL
23 6 1992
Kupur Değerı (TL)
1 000 000 —
5 000 000 —
10 000 000 —
5 Satışın Yapılacağı Yer
Ilk Gun Satış Fıyatı (TL)
598 014 —
2 960 069 —
5 920 137 —
Camış Menkul Değerler
A Ş Barbaros Bulv No
125 Camhan, Balmum
cu/Beşıktaş İSTANBUL
6 Dığer hususlar
I) Ortaklığın E>lul 1990 hesap dönemıne ılışkın malı tablo ve ra-
porları, denetleme kuruluşu Ergın Uluslararası Denetım ve Yemınlı
Malı Müşavırlık A Ş tarafından denetlenmıştır
II) Olumlu göruş ıçeren denetleme rapor özetı, ızahnamede yer al
maktadır
III) 13 3 1991 tanhınde tescıl edilen ızahname, Camış Menkul De
ğerler A Ş nın vukarıdakı adresınde halkın ıncelemesıne açık tutul
maktadır