Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2* HA ZÎRAN 1991
MEKTUP
Yaya
geçidi yok
• Topkapı-Aksaray
tercihli otobüs yolundaki
Fındıkzade otobüs durağına
ulaşmak için bir yaya
geçidi yapılması, üst geçidi
geçmek zorunda olan yaşlı
ve sakatlar için büyük bir
kolaylık sağlayacak. Fatih
Belediyesi'nin sakatlar için
yaptığı olumlu
düzenlemeleri takdirle
izliyoruz. Yetkililerin yaya
geçidi yapılmaya elverişli
bu durağa gerekli
düzenlemeleri yapacağını
umuyorum.
NEVtN KAYA
Meydanlar
yıkandı
• İstanbul Haber Servisi
— Kentin üç büyük
meydanına "gece makyajı"
yapıldı. Beyazıt, Eminönü
ve Taksim meydanlan,
önceki gece belediye
ekiplerince yıkandı.
Meydanlardaki temizlik
çalışmalarını deneteyen
Buyukşehir Belediyesi
Genel Sekreteri Tuğrul
Erkin, bu meydanlardaki
"satıcı işgali"nin de
zamanla gıderileceğini
söyledi. Meydanlardaki
seyyar satıcılara başka bir
yer gostererek sorunu
çözmeye çalışacaklarını
belirten Erkin, "Yalnız
yasaklamakla önlenmez. Bu
arkadaşlanmızın
ihtiyaçlarını başka yerlerde
karşılayarak sorunu
çözeceğiz. Uygulayacağımız
100 günlük program
sonunda, bu değişimi tum
İstanbullular fark edecek"
dedi.
KENTYAŞAM CUMHURİYET/15
TELEFONLAR
istanbul Büyükşehir Belediyesiyeni Genel Sekreteri TuğrulErkin '100 günlükprogranf hazırlıyor
program, yeni bir ruh'REMZİ GÖKDAĞ
İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Nureltin Sözen'in uzun
bir suskunluk döneminden son-
ra genel sekreterlik koltuğunu
verdiği Tuğrul Erkin, yeni gö-
revine başladı. SözMi'in üçüncü
yılında ikinci genel sekreteri
olan Erkin'in göreve başlayabil-
mesi için gereken Içişleri Bakan-
lığı onayının belediyeye ulaşma-
sından sonra genel sekreterlik
koltuğuna oturan Tuğrul Erkin,
ilk hedefini, "yeni bir program,
yeni bir ruh" olarak açıkladı.
Belediyeyi yöneten "en üsl
diizey memur" sıfatını taşıyan
Tuğrul Erkin, kendi zevkine gö-
re yeniden döşediği odasında so-
rularımızı şöyle yanıtladı.
— Alev Coşkun nisan ayında
gorevinden istifa etti. İki ay
icinde Nurettin Sozen kendisi ile
uyumlu çalışabilecek bir genel
sekreter aradı. Sizi tercih etme-
sindeki nedenin 30 yülık arka-
daşlığınız oldugunu söyledi.
ERKtN — 30 yılhk bir arka-
daşlık konuyu çok ozet anlatı-
yor. Başkanın beni 30 yıldır ta-
nıması, benim bu süre içinde ça-
hşmalarımı izlemesi anlamına
geliyor. '30 yıldır tanırınnn'
açıklaması, kendisinin bu gö-
revde benim başarılı olacağıma
inanmasıdır. Uzun süreli bir ar-
kadaşhğımız olmasına karşın,
çok yakın bir birlikteliğimiz ol-
mamıştı. Beni tanıyan bazı kı-
şiler sayın başkana bilgi vermiş-
tir. Sayın başkanın beni tercih
etmesinin gerçek nedeni, bana
güvenmesi ve bu görevi yapabi-
leceğime inanmasıdır.
— Belediyede usl duzey bü-
TUGRUL ERKtN — Sözen'in 30 yıllık arkadaşı.
PORJRE/
TUĞRUL ERKİN
1961 yılında İstanbul
Teknik Üniversitesi Maden
Fakültesi'nden mezun olan
Tuğrul Erkin, Türkiye
Kömür İşletmeleri'nde
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Müsteşar
Muavinliği ve
Kutahya Manyezit
Işletmeleri Genel
Müdurlüğü görevinde
bulunduktan sonra 1983'te
Alarko Holding A.Ş.'de
yönetici olarak çalıştı.
1971-81 yıllarında
Hacettepe Üniversitesi
Mühendislik Bölümü'nde
oğretim görevlisi olan
Erkin, halen Dünya
Madencilik Kongresi
Uluslararası Yurütme
Kurulu uyesi.
rokrasiyi yönlendirecek kişisi-
niz. Burada idareciliğin yanın-
da politik ağırlığı olan gorevle-
ri de üstleneceksiniz. Bu konu-
da tutumunuz nasıl olacak?
ERKtN — Ben bir bürokra-
tım. Bir parti üyesi değilim. Bu-
güne kadar hiçbir partiye deği-
şik sebeplerden dolayı üye ol-
madım. Bu, bundan sonra üye
olmayacağım anlamına gelmez.
Benim yaşam taram içinde bu-
na fırsat olmadı. Kendi işlerim
içinde siyasete öncelik vereme-
dim. Bizim her hareketimiz, po-
litik bir harekettir. Sayın baş-
kanla siyasi yönden çakıştığımız
yonler yok. Benim doğrularım
bir parti programından geçen
doğrular değil. Gorüşlerim ile
partinin goruşlerinin çelişeceğini
sanmıyorum.
— Goreve başladıktan önce
veya sonra partinin il başkanı
veya genel merkezle herhangi
bir diyaloğunuz oldu mu?
ERKİN' — Sayın Genel Baş-
kan Erdal İnönii ile Sosyalist
Enternasyonal toplantısında ta-
nıştım. Gurur duydum. Bu haf-
ta başında Ankara'ya gittiğim-
de beni kabul etti. Goruşlerimi
anlattım. Benimsedi. Genel
merkezden bazı kişiler de benim
niteliklerimı yakından biliyor.
Burokraside bu kadar sorumlu-
luk gerektiren görevlerde de bu-
lundum. Yani konuya yabancı
değilim. Burokraside yapılan
baskıları yakından biliyorum.
Parti içi ve dışından gelen bir-
takım istekler olur. Bu istekle-
rin çok onemli bir kısmı kişisel
isteklerdir. Politika bir fazilet-
tir. Doğru veya kotü kullanıl-
ması ayrı bir konu. Bireyin ve
toplumun haklannı korumak
zorundayım.
— Görevi devraldığınız şu
dönemde belediyedeki gnıplaş-
malara nasıl bakıyorsunuz? L'st
düzey memurlar arasındaki ko-
ordinasy onu nasıl sağlamayı dii-
şiinüyorsunuz?
ERKİN — Belediyede me-
murlar arasındaki uyum bir ma-
kinenin dişlileri gibi olmalıdır.
Bu koordinasyon kurulmalıdır.
Bürokrasi bir takımın malı de-
ğildir. Göreve hiçbir art niyetle
gelmiş değilim. Belediyede her-
kesle çalışabileceğime inanıyo-
rum. Ta ki denemelerim o kişi
ile çalışılamadığını göstersin.
Türkiye'de sanıldığı kadar ye-
dek kadro yok. Yetişmiş bir ele-
manın yerini hemen doldurmak
zordur. Bu nedenle var olan
kadroyu korumak gerekir. Be-
lediyede üç grup çalışan var.
Çok yararlı çalışabileceğimiz ki-
şiler, iyi değerlendirilemeyen ki-
şiler ve hiç yararlanılamayacak
kişiler. Son gruba giren kişiler,
bir süre sonra dışlanacaktır. Ça-
lışmaya başlamadan önce bele-
diye ile ilgili hiçbir evrak karış-
tırmadım.
— Türkiye'nin en büyük hol-
dinglerinden biri olarak tanım-
lanan İstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi'nin mali durumunu na-
sıl degerlendiriyorsunuz?
ERKİN — Kamu bürokrasi-
sinin üst yönetiminde 21 sene
görev yaptım. Bu süre içinde ak-
tif görevler aldım. Bu açıdan
baktığımda tstanbul Büyükşehir
Belediyesi 4 trilyon lira bütçesi
olan Türkiye'nin en büyuk işlet-
melerinden biri. Müthiş bir iş-
letme. Dunyanın en büyük
kentlerinden biri olan İstan-
bul'u yöneten büyük bir işlet-
me. Çok buyuk bir potansiyele
sahip. Bu kaynaklann hareke-
te geçirilmesi belediyeye büyuk
imkânlar sağlayacak. Ben bele-
diyenin mali bir kriz içinde ol-
duğuna inanmıyorum. Belediye
hesabını dahi bilmediği çok bu-
yük varlıklara sahip. Hakları,
nıhsatlan, şirketleri ile güçlü bir
ekonomik potansiyel. Bu potan-
siyelin süratle harekete geçiril-
mesi gerekiyor. Bu yapılırsa hiz-
metin de vatandaşa hızla geri
dönmesine neden olacak.
— Hükümetin yerel yönetim-
lere karşı olan tutumu konnsun-
da ne düşünuyorsunuz?
ERKİN — Zorluklar vardır.
Ama zorluklara rağmen çıkış
yolları bulmak da bizim görevi-
miz. Zorluklar vardır diye işi bı-
rakmak, yöneticiye yakışmaz.
Yönetici her türlü zorluga kar-
şı çıkış yolu bulabilmeli. Her şe-
ye rağmen bir çözüm yolu var-
dır. Bu işi gözüm kesti ve kısa
surede kaçacak değilim.
— Şu anda çözüm bekieyen
dosyalan incelediniz mi?
ERKİN — Biz 100 günlük bir
program hazırlayacağız. Bu
programda bitireceğimiz işleri
planlayacağız. Bu dönem için-
de büyük projelerimize de baş-
layacağız. Yeni programımızın
hazırlıklarına başladık. Bu
programda daha somut şeyler
vereceğiz. Çabuk gerçekleşecek-
leri ve uzun projeleri bu 100
günlük programda hayata geçi-
receğiz.
— Bu göreve gelmeden önce
Alarko Holding'de üst düzey
bir yöneticiydiniz. Belediye ile
Alarko Holding arasındaki iliş-
kilerde tutumunuz ne olacak?
ERKİN — Mesele bir yerden
gelmek değildir. Hiç kimse gök-
ten inmemiştir. Bu bir kişilik
meselesi. Bu konuyu konuşma-
ya bile değer görmüyorum. O
başka bir dönemdir. Bu başka
bir dönem. Alarko dosyası be-
nim için kapandı.
• Ptüs iatfat 055
: 000
956
• Zakıta MiMrtlii: 527 57 00
• MezarMılar MMAftiti:
172 13 73 -74-75 ve 088
• İSKİ ama: 068
• SAĞUK:
Hmr »dfc 077
I: 511 89 18
ş: 588 48 00
534 00 00 (100 hat)
Tıa: 340 01 00
345 46 80
Ş**Ettafc 131 22 09
Taksta hkyarta: 152 43 00
SSK Santya: 588 44 00
SSKMDMTAM: 132 30 00
SSK Gfat**: 358 67 60
• TMffe
Tıaflk $ * • IM.: 176 24 14 (lst),
356 04 85-86 (Kadıkfty)
BMgı Traflk: 377 22 07 (E-5),
356 04 86 (Şehtnçi).
314 36 (B.çekmece)
• THT:
Iç Hattan 573 13 31,
r 574 23 00 (25 hat).
574 73 00,
574 82 00 (45hat)
• 00T:
SMnd ttoKfaa: 527 00 50.
K.P*a DaMfM: 336 20 63
H.Pafa SMtm 348 80 20
• VAPUR:
Srtir ttaOan: 526 40 20.
144 42 33,
DMb Yatan (JkMto): 145 53 66.
144 25 02 149 18 96
•Miz 0MM: 149 15 58
• METEMMJJİ:
(Hava tahmını öflrenme) 573 89 80
526 62 74.
F*Uh-T*tofcalt 526 62 74
150 83 50.
348 71 40
• TEK: 069
• GAZ AMZA:
585 19 90 -91,
152 10 15
KaİkÛr: 339 46 48
• SU AJUZA:
lıtMtıl: 522 97 03.
Bıntta: 147 51 10.
U * U r 345 03 04,
• İETT 6ML M*.: 145 07 20 (17 hat)
• PTT:
011 (Bılınmeyen numaralar ve
nöbetçı eczane sorma),
021 (anza)
026 (danışma),
HABERLERIN DEVAMI
Rauf Denktaş Sıkıntılı...
(Baştarafı 1. Sayfada)
Sıkıntısının temelinde Cumhurbaşkanı
özal'ın Kıbrıs'a ilişkin tırtumunun yattığı söy-
lenebilir. Turgut Özal'ın bu konuda baştan
beri Izlediği pragmatik yaklaşımdan rahatsız
olduğu anlaşılıyor.
Nasıl tanımlanabilir bu Özal pragmatizmi?
Sayın Özal, ANAP lideri olarak ikiidara
adımını attığı 1983 yılı sonundan ttibaren Kıb-
ns'ı Türk dış politikasında bir yük olarak gör-
müş ve bu sorunun kendi olağan boyutuna
indirgenerek bir an önce çözülmesi gerekti-
ğine inanmıştır.
Gerçekte aklı başında herkes Kıbrıs soru-
nuna makul bir çözümün bulunmasından ya-
nadır.
Ama bu makul çözüm nedir?
Soru, bu noktada düğümleniyor.
Kimine göre Özal, "ver, kurtul!" zihniye-
tinin ışığındaki bir çözüme yakın durmakta.
Örneğin Doğru Yol lideri Demirel, Özal'ın
Kıbrıs'la ilgili olarak ABD'ye "çok angaje"
bir çizgi izlediğini düşünüyor. O kadar ki
Denktaş'ın sıkıntısını paytaşmak için temmuz
ayının ikinci yarısında KKTC'ye sürpriz bir zi-
yaret bile yapabilir DYP lideri...
Washington'un Rauf Denktaş'ı bir banş
meleğı^ olarak görmediği herkesin bildiği bir
sır. KKTC lideri, hem bundan hem de Baş-
kan Bush'la Cumhurbaşkanı Özal arasındaki
özel ilişkiden rahatsız.
Haksız da sayılmaz.
Geçenlerde 12 Eylül'ün lideri Kenan Ev-
ren, meslektaşımız Muammer Yaşar'a şun-
ları söytemiş:
"Körfez krizi sırasında Sayın Özal tek ba-
şına Başkan Bush'la konuşarak meseleieri
halletmiştir. Bush'la konuşulabilir. Bush be-
nimle de konusmuştur. Bush, Kıbns konusun-
da Denktaş'a bazı şeyler söylenmesiyle ilgili
olarak bana telefon etmiştir. Ama ben geçiş-
tirmişimdir." (Yeni Asır; 8 Mayıs 1991,5. say-
fa)
Özal'ın ise "geçiştirmediği"ne ilişkin izle-
nimler çok daha yaygın. Denktaş'ın sıkıntısı
da işte buradan kaynaklanıyor.
Özellikle VVashington'da Bush'la Özal ara-
sında gerçekleşen Camp David buluşması-
nın Kıbrıs açısından bir dönüm noktası oldu-
ğu beiirtiliyor. Türk tarafının elindeki toprak
mikiarını yüzde 37'den yüzde 29'a indirme-
sini içeren yeni bir harita ile Kuzey Kıbrıs'a
yerleşecek Rum göçmenlerin sayısına iliş-
kin sözlerin Camp David'de dile getirildiği
öne sürülüyor.
Son olarak ABD Dışışlerı Bakanı Baker'-
ın Türk meslektaşına gönderdiği "Dear Ah-
met"\\ mektupta da bu açıdan ilginç çizgiler
dikkati çekiyor:
• Toprak miktarının yüzde 37'den yüzde
29'un da altına, hatta yüzde 25'e indirilme-
si;
• Kuzeye yerleştirilecek Rum göçmenlerin
sayısının cömert biçimde saptanması; _
• Serbest dolaşım, yerleşim ve mülk edin-
me haklarmın en yaygın biçimde kabulü;
• Ve bir de Rauf Denktaş'ın Dörtlü Zirve'ye
Yorgo Vasiliu'ya göre bir adım daha geride
katılması, yani birincısinın toplum lideri, ikin-
cisinın Kıbrıs Cumhurbaşkanı olarak toplan-
tıda yer almaları...
Böylesi koşullar, kalıcı ve hakça bir çözü-
me götürebilir mi Kıbns'ı?
Sanmıyoruz.
İki kesimli, iki toplumlu ve siyasal eşiîliğe
dayalı bir çözümün yolu böyle açılamaz. Ay-
rıca Türkiye'nin etkili güvencesi sulandınla-
rak bir yere varılması olanaksızdır.
Denktaş'ın haklı sıkıntıları bu noktalarda
düğümleniyor. Gazetemize dün yaptığı açık-
lamada Dörtlü Zirve konusunda eşitliğin al-
tını bir kez daha çizmek gereğini duyuyor-
du KKTC lideri:
"önemli olan zirvenin nasıl yapılacağı de-
ğil, masaya eşrt siyasal şarf/arfa oturulması-
dır. Böyle bir toplantının amacı, Kıbrıs'ta eşit
iki toplumun yeniden bir yönetim oluşturma-
larının sağlanmasıdır. Ancak Kıbns Rum ke-
siminin gerçek niyeti bizim için hâlâ karan-
lıktadır. ABD Başkanı Bush, bu konuda Va-
siliu'ya ve Yunanistan'a baskı yapmalıdır."
Kıbrıs için zirveye evet; ama hangi koşul-
larda?
Kıbrıs'ta çözüme evet; ama nasıl bir çer-
çevede?
Kıbrıs'ta "ver, kurtul!" zihniyetiyle ve giz-
li diplomasiyle yangından mal kaçırırcasına
kalıcı bir çözüme ulaşılabıleceğine ve bu tür
yaklaşımlarla adaya barış ve istikrar gelebi-
leceğine ihtimal vermiyoruz.
E-5 KAPANDI
Ttirk îşçîleri Yugoslavya
sınırmda yığıldı
A.NKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) — Yugoslavya'daki karı-
şıkhklar nedeniyle Türkiye'nin
Avrupa ile bağlantısını sağlayan
E-5 karayolu kapandı.
Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde
Çalışan ve tatillerini geçirmek
İpin Türkiye'ye gelen Türk işçi-
lerinin yolun barikatlarla kapa-
tılması yüzünden sınırda yığıldı-
ğı öğrenildi. Avusturya-Yugos-
lavya sınırmda yığılan Türk iş-
çilerinin Türkiye'ye gelebilmele-
ri için Türkiye, Macaristan'dan
"transit vize" verilmesini iste-
di.
Trafik
Macaristan'ın Ankara Büyti-
kelçisi Jeno Gyenis, dün öğle-
den sonra Dışişleri Bakanlığı'-
na çağrılarak transit vize iste-
minde bulunuldu. Büyükelçi
Gyenis, görüşmeden sonra yap-
tığı açıklamada, Türk hüküme-
tinin isteğini Budapeşte'ye ilete-
ceğini söyledi. Almanya'daki
Türk konsolosluklannın da ko-
nu ile yakından ilgilendikieri öğ-
renildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan
edinilen bilgiye göre sınırda yı-
ğılan Türk işçilerinin güvenu'k-
leri konusunda bir sorun bulun-
muyor.
Kazalarda 25 kişî öldü
205 koyunun kesildiği, 5 ton pirinç, 10 bin ekmeğin yendiği yemek 100 milyona mal oldu.
10 yıllık kan davası bitti
Akbulut tam yol
(Baştarafı 1. Sayfada)
ne kadar kendisiyle dolaştığını
belirıirken "Halü Şıvgın'ın ise
verdıği yemeğe katılmadığını
ancak kendisine. "Sizin için şi-
ir yazdım, ben gelemiyorum.
amaşiirimi okuyıın" diye haber
gönderdiğini söyledi. Akbulut,
Işın Çelebi'nin konumunu anla-
tırken de "Işın Bey bir yıl bo-
yunca bizi destekledigini söyle-
yip durdu. Sonra Mesut Bey'in
yemeğine katıldı. Kendisiyle İz-
mir'ten telefonla konuştum (Si-
zin jemeğinize de katılacağım,
hemen uçağa atlayıp geliyorum)
dedi. Nasıl olduysa ucağı
kaçırmış" diye konuştu.
Asbulut, Ercüment Konuk-
man'ın herkes tarafından "mil-
liyetci-muhafazakâr" olarak ta-
nındğını belirterek "Ama ona
şimd ikili oynamasından sonra
başka bir şey diyorlar. Siz
biliraniz" dedi. Akbulut, Mus-
tafa Taşar'ı Türkiye'de herke-
sin tanıdığını, Taşar'ın kendi-
sinden daha fazla yetki istediği-
ni ana vermediğini anlatırken
Fahrettin Kurt için "En deli-
kanlsı oymuş. Hiç olmazsa açık
açık çalıştı ve istifa etti" diye
konuştu.
Aubulut, şimdi ekonomiden
sorımlu başbakan yardımcısı
olan Ekrem Pakdemirli'nin
konjre oncesinde Başbakanlık
KonJtu'na gelerek "aday ol-
maz-am oyum senin" dedığini
de anlattı. Kongrede divanda
görev yapan Şakir Şeker'in ta-
raflı davranıp Yılmaz'a destek
telgrafını okuduğunu ifade eden
Akbulut, "Bu arkadaşımıza bir
şey demem lazım. ama kelime-
yi bulamıyorum. Kongrede adil
davranmayan şimdi nasıl adalet
dağıtacak" dedi.
Yıldırım Akbulut, kendisini
desteklemeyen bakanlarla ilgili
şikâyetler geldiğini, ancak veri-
len sdzlere inanmak istediğini de
belirterek şoyle devam etti:
"Ne bileyim ben, bana böyle
söyleyip de arkamdan başkala-
rına çalışacaklarını, ne yapsay-
dım, herkesin peşine adam ta-
kıp dedektiflik mi yapsaydım.
Telefonlarını mı dinleseydim.
Ben seçilseydim şimdi her şey
farklı olurdu. Ama ne yapalım
23 oyla kaybettik. Ah o 23 oyun
gozü kör olsun, Urfa Milletve-
kili Cenap'a (Cenap Gürpınar)
bakanlık tereceğiz dediler. 21
oy gitti."
Akbulut, "Kongre Divan
Başkanı Kâzım Oksay taraflı
davrandı. Kongreyi yarıda bı-
rakmayı da düşündük. Ancak
ikinci turda çekilmeyi duşünme-
dim. Nasıl kazanacaklannı her-
kes görsün istedim. Millet gör-
sün ibret alsın istedim" dedi.
Kongrede Namık kemal Zey-
bek'in sert konuşmasının kendi-
sine oy kaybettirdiği yolundaki
eleştiriler konusunda da Akbu-
lut, "Olabilir, ama kimse hedef
saptırmasın. Öbür tarafın yap-
tıklarından bahsedilmiyor. O
haksızlıklara isyan etti" dedi.
Cumhurbaşkanı Turgut
Ozal'a yonelik eleştirilerini de
surduren Akbulut, "Terzi Mü-
berra'yı çok merak ettiğini ve
delege yapılmasına şaştığmı"
söyledi. İl başkanı iken yakın-
lannı ve çevresini delege yap-
maktan kaçındığını anlatan Ak-
bulut, "Kongrede yanımda Ab-
dülkadir Bey (Aksu) oturuyor-
du. Delegemiz Müberra'yı gös-
lermesini istedim. İşte şu diye
tarif etti. Devlet işleri terziye ku-
aföre mi kalacak, devleti terziy-
le kuaförler yöneteceklerse
yönetsinler" dedi. Akbulut,
"Kongreden sonra siteminizi
Sayın Cumhurbaşkanı'na iletti-
niz mi?" sorusuna ise "Sitem ne
demek, her şeyi söyledim. Ken-
dileri de (oldu bir kere) gibi ce-
vaplar verdi" şeklinde yanıtla-
dı. Akbulut, Başbakanlık Ko-
nutu'ndan önümüzdeki hafta
içinde taşınacağını Çakmak
Koşkü'nun tamirinin bitmesini
beklediğini ifade ederken "Sa-
yın Cumhurbaşkanı'nın sizi
Çankaya sınırian içinde tutarak
kontrol edeceği, kunseyle göruş-
türmeyeceği yolunda espriler
var. Bu konudaki görüşünüz
nedir?" sorusu uzerine de
"Yok, o mümkun değil. Oraya
karışamaz" dedi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
köyunde düzenlenen dostluk ye-
meğinde bir araya geldiler.
Kahraman aşireti ve barış ye-
meğine davet edilenler 600 araç-
lık konvoyla dün sabah Turk
aşiretinin yaşadığı Derik'e bağ-
lı Kasrı Kanco'ya geldiler. Da-
ha sonra her iki aşiret üyeleri
toplu olarak Akziyaret köyüne
nareket ettıler. Bu sırada kon-
\oydaki araç sayısı 1500'e ula-
şınca E-24 karayolu bir süre tra-
fiğe kapatıldı.
Akziyaret köyunde tek sıra
halinde Turk aşireti lideri HEP
Mardin Milletvekili Ahmet
Türk ve beraberindekileri kar-
şılayan Kahraman aşireti lideri
Hadi Kahraman, 18 yıllık has-
mıyla uzun sure kucaklaştı. Kol
kola girerek barış vemeğine ka-
tılmak uzere gelen yaklaşık se-
kiz bin yurttaşı selamlayan aşi-
ret liderleri "yaşasın banş" slo-
ganlarıyla uzun sure alkışlandı.
Turk ve Kahraman daha sonra
kendileri için hazırlanan köy
odasına geçtiler. Yaklaşık iki sa-
at süren görüşmenin ardından
bir açıklama yapan Türk aşire-
ti lideri Ahmet Türk, "Biz bu
eski düşmanlığı, özellikle kan
davalarına karşı olmamız ve
çağdışı anlayışı ortadan kaldır-
mak için bitirmek istedik. Tüm
bölge halkının banşçıl bir ortam
içerisinde yaşamaları için bize
düşen görevleri gerçekleştirme-
liyiz" dedi. Ahmet Turk 18 yıl-
lık kan davası sırasında yaşamı-
nı yitiren 21 kişinin ruhuna fa-
tıha okuttuktan sonra Hadi
Kahraman'la tekrar kucaklaştı.
Törende konuşan Kahraman
aşireti lideri Hadi Kahraman da
"En kötü barış, en iyi savaş ve
düşmanlıktan iyidir. Kan dava-
lan bugüne kadar zarar ve ke-
derden başka bir şey getirme-
miştir" dedi.
Aşiret liderleri daha sonra ha-
zırlanan kıl çadırlara geçerek tö-
rene katılan HEP Genel Başka-
nı Fehmi Işıklar, HEP milletve-
killeri Salih Sümer, Arif Sağ,
tbrahim Aksoy ve İçişleri eski
Bakanı Abdülkadir Aksu'yla
birlikte banş yemeğine oturdu-
lar. Barış yemeğinde 205 koyun
kesildi, 5 ton pirinç, bir ton yağ,
10 bin ekmeğin kullanıldığı top-
lam harcamanın ise 100 milyon
lira dolayında olduğu belirtildi.
Banş yemeği tarafların pazar
gunu Kasrı Kanco'da buluşmak
uzere vedalaşmasıyla sona erdi.
Haber Merkezi— Kurban
Bayramı'yla yoğunlaşan trafik
dun de can aldı. Yurdun değışik
\erlerinde meydana gelen kaza-
İarda 25 kişi yaşamını yitirdi.
AA'nın haberlerine gore çeşit-
li yerlerde meydana gelen trafik
kazalarımn dünku dokumu şöy-
le: Trabzon'un Sürmene ilçesine
bağü Çamburnu kasabası ve Çi-
menli köyunde bir otomobilin
denize uçması sonucu, sürucü
Nevzat Çoruh, Suat Yanyaoğlu,
Eroi GedikveMuthı Güner öldu-
ler. Kayseri'de ise bir yolcu oto-
büsünun dün sabah devrilmesi
sonucu 18 kişi yakalandı. İki ay-
rı trafik kazasında da Düriye
Üzünlü çocukla Yahya Aydın öl-
düler. Denizli'de meydana gelen
üç ayrı trafik kazasında İsmail
ile eşi Zennur Ozselek, Engin
Bulut ve Mehmet Özkurt adlı
bir çiftçi hayatlannı kaybettiler.
İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde
dereye uçan motosiklette bulu-
nan 4 kişiden surücünün küçük
oğlu Sinan Öztürk öldü. Balıke-
sir'in Burhaniye ilçesinde de
kamyonun çarptığı traktör sürü-
cüsü Ethem Tezer, Konya'nın
Çumra ilçesinde iki otomobilin
çarpışması sonucu Ahmet ve
Recep Akça olay yerinde öldü-
ler. Uşak'ta meydana gelen ka-
zada ise Mehmet Ckil, Ümit
Işık ve Erol Karaman hayatlan-
nı kaybettiler. Gaziantep'te mey-
dana gelen üç ayn kazada ise Is-
met Bayındırlı, 7 yaşındaki
Mehmet Yıldınm ve Mehmet
Uzun hayatlannı kaybettiler.
Eski PKK'lı Kanat yakalandı
108 kişinin katil zanlısı
Haydi Beyoğlu'na çıkalım
IMZA GUNU
YARIN
29 Haziran Cumartesi • 16.00-19.00
ONAT
KUTLAR
Beyoğlu Sineması'nda bugün
TANGOLAR
Yön F.E.SOLANAS
1985 venedık Şenliğı Jüri Özel Ödülü
Seanslaı 12 00-14.15-1630-1900-2115
Beyoğlu Sineması, İstiklal Caddesi
tstanbul Haber Servisi—
PKK lideri Abdullah Öcalan'm
sağ kolu olarak Türkiye'ye giren,
ancak daha sonra örgutten tas-
fiye edilen "General Zinnar Ali"
kod adlı Alaettin Kanat'ın yaka-
landığı, dün Emniyet Müdürlü-
ğü'nün basın bülteniyle açıklan-
dı.
1.5 yıl önce PKK'nın Türkiye
sorumhıluğunu üstlenen, ancak
daha sonra Apo'nun emriyle ör-
gütten ihraç edıldiğini açıklayan
Kanat'ın, 1985-90 yılları arasın-
da toplam 38 eyleme katıldığı ve
108 kişinin öldürulmesi, çok sa-
yıda kişinin de yaralanması ey-
lemlerinde fiilen yer aldığı öne
sürüldü. 1985 yılından beri ara-
nan Kanat'ın, Ümraniye-Yukarı
Dudullu Şifa Çiftliği İmar Iskân
Blokları önünde PKK'lı "Sev-
kan" kod adlı Mehmet Cinlutaç
sahte kimliğini taşıyan PKK mi-
litanı Bayram Karataş'ı öldür-
mesi üzerine başlatılan operas-
yonda 7 haziran günü yakalan-
dığı belirtildi.
Kanat'ın gizlendiği Yukan
Dudullu'daki evindeki aramada,
bir adet uzun namlulu otomatik
tabanca, 3 adet tabanca, 2 sus-
turucu, 5 şarjör, 180 dinamit lo-
kumu, 2 el yapımı bomba ve 3
fünye ele geçirildiği açıklandı.
Bayram Karataş'ın Istanbul'a
orgüt emriyle Kanat'ı vurmak
için geldiği, ancak bunu haber
alan Kanat'ın, Karataş'ı öldür-
düğü bildirildi. Alaettin Kanat-
ın daha önce Güneydoğu'daki
bazı operasyonların ardından
birkaç kez öldürüldüğü açık-
lanmıştı.
Zirveye kim gidecek?
(Baştarafı 1. Sayfada)
ması gerektiğini vurguladılar.
Soz konusu çevreler, Yuna-
nistan'ın Başbakan Konstantin
Mitsotakis tarafından temsil
edilmesinin duşünulduğüne de
işaret ederek Türkiye'nin de
"otomatik olarak" Başbakan
Yılmaz tarafından temsil edil-
mesi gerektiğini belirttiler,
Türkiye'nin parlamenter siste-
minin Yılmaz'ın zirveye katıl-
ması için "ek bir neden
oluşturduğunu" ifade ettiler.
Ote yandan Cumhurbaşkanı
Özal'ın katılması durumunda
bunun vereceği "ters göriintü-
nun yani sıra böyle bir geliş-
menin Başbakan Yıhnaz açısın-
dan da "prestij kaybına" yol
açacağına dikkat çekildi.
Dış politika konulanndaki
deneyimi ile tanınan ve özellik-
le Kıbrıs konusuyla yakından il-
gili olan Yılmaz'ın bu şekilde
"arka koltuga itilmeyi kolay
kolay kabullenmeyeceği" vur-
gulanıyor.
Bu faktörü göz önünde bu-
lunduran diplomatik gözlemci-
ler arasındaki yaygın görüş ise
ağustos ayında yapılacağından
söz edilen dörtlü zirveye Başba-
kan Yılmaz'ın katılacağı yönün-
de.