Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhunyet MatbaacıUk ve Gaietedtik Türk Anonim Şirketi adına
Nuttr Nıdi % Genel Yayın MüdUrH: Hasan Ctnal. Müessese Müdürü:
Emiae Ujaklıgfl, Yazı Ijicrı Müdürü: Oka> Conmsio. 0 Haber Mcrkea
Müdürü: Yllçuı Rayvr, Sayfa Düzem Yönetmeni: AU Acar 0 Temsikiler
ANKARA AkBd T u , IZMİR Hikuet Çttinkly», ADANA: Çetin Yijtnofcl.
:, Pohtıka: Cttol I^MatK. D ı Habetkr: lJln« «•!«. İs-Scodıka. J l t ı u Kanct. Kultö- OfeJ C'ntr. Etmm: Geaca;
ŞtjfaMt. Vun Habertni: >«4rt DofM, Spor Dmışmanr AMÜlkadir YİKttBtB. Din VizJar KCKK Çab^knu *nştınna
Şafalı Atpa*. Düzçttffie AMallıfc VlZKI 0 Kooniina-.ör Aknct Konfaaa 0 M*li Iskr Efol EriuM 0 Muhascbc:
&lk*\ \ncf ^ Buttpe-Planlam»: S o ç Ounufccşcotla 6 Rdcilm: Aj*e !«««• Q Ek Yaymlar: HıİTı Akyol
O Idare: Hnrvia GBRT 0 Işletn* Öadcr ÇcUk 0 Biigi-Ulem: Nail Isal 0 Personel: S«»ji
Yafin *uf«/v Bükjn: \«lir Nadi
OkUt tiHI, \ikifi I n . H a ı
CtMl. Hikatt Çttiıık»». Okı,
GalKadı. l«.r Uıacı. llk»
S«K«l. AM » • • Aknel T«.
Sesorc * Yayan- Cumhuri>« Matbaaatık «c GAzettcijik T.A.Ş. Turk Oojı C*d. 39/41
34334 tül- PK 246 . Isunbul. Tel: 512 0! 05 (20 hlt), TeM: 22246, F«I: (1) 52* « 72 0
«ımWar U l n Ziya GSkalp Blv lnkjlap S. No: : S l Td: 133 II 41-47. Tsfcfc 42344, Fu: (4> 131
a? 65 0 hair H. Zı>* Blv. 1352 S. 2 3. Tet: 13 12 30. Tdc 32339. Fıc (Sl) 19 5! C0
9 V l m : lnonu Cad. 119 S- No. 1 Kll 1. Td 19 37 32 14 bal). Taoe «2153. Fü: (71) l» 23 78
TAKVtM: 28 HAZİRAN 1991 Imsak: 3.26 Güneş: 5.26 öğle: 13.12 tkindi: 17.12 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38
OZEL OKULLAR
Tercih
formu
doldurma
heyecanı
FİGEN ATALAY
Sınavla öğrenci alan özel
okullann tercih taban puanları-
nın açıklanmasının ardından,
çocuklarının puanı en çok iste-
dikleri okula girmeye yetmeyen
velileri, tercih formu doldurma
heyecanı sardı. 25 temmuzda
başlayacak kayıtlardan önce 10,
11, 12 temmuz günlerinde ter-
cih formu dolduracak olan ve-
liler, sonradan pişman olmama-
lan için nasıl tercih yapmalan ve
form doldururken nelere dikkat
etmeleri konularında uzmanlar
tarafından uyarılıyorlar.
özel Yüdız Dersaneleri Kolej
Grubu Koordinatörü, psikolog-
eğitim uzmaru thsan Gönç, ter-
DUVARDAN ÖNCE — 1986 yüında Dogu Bertin'de Gouche sokağında çekilmiş bu fotograf,
bir kaçış denemesinden sonra sokakta alınan güvenlik önlemlerini gösteriyor.
DUVARDAN SONRA — 1991 yıhnda aynı sokağın bugiinkü hali. Frankfurter Allgemeine gaze-
tesinin ekinde yayunlanan bu iki fotograf Bertin'de yaşanan biiyiik değişimi sergiliyor.
" 1 . Tercih edilen okuUann
hep yttksek puanlı ve birbirine
yaknt puanlı olmamasına dikkat
edilmeiidir.
2. llk tercihin taban puanıy-
la son tercihin taban puanı ara-
sında açıklanabilır bir fark oluş-
turulmalıdır.
3. Tercib sırasında kontenja-
na dikkat edilmeli, tercihe ters
düşmüyorsa çok sayıda öğren-
ci alan okullar tercih edilmeii-
dir.
4. Tercih sıralaması yüksek
taban puanlı okuldan, düşiik ta-
ban puanlı okula göre yapılma-
hdır.
5. Sonuncu tercibiniz, ögren-
cinizi gönderebileceginiz en dü-
şiik taban puanlı okul oimahdır.
1990-91 yıh ka>ıtlannda pek
çok Türk ve yabancı özel okul,
yedek listelerle bile kontenjan-
larını dolduramamış, önkayıtla
öğrenci almışlardır. Bu neden-
le öğrencinin puanıyla taban pu-
an arasında az fark olan okul-
lann tercihinde puanlann düşe-
bilecegı gözardı edümemelidir."
özel Okullar Sınav Yürütme
Kurulu Başkanlığı'nca bu konu-
da 8 temmuz pazartesi günü ge-
niş bir açıklama yapılacak, 9
temmuz sah günü de Anadolu
Liseleri smavı sonuçları açıkla-
nacak. Velileri, tercih formlan-
nı doldururken "gerçekçi" ol-
maya çağıran Sınav Yürütme
Kurulu Başkanı Fahamettin
Akıngiiç, yedek listelere çok
umut bağlanmamasını, puanla-
nn düşeceği beklentisine giril-
meden birinci tercihe kayıt yap-
ttnlması gerektiğini söyledi.
Alman hükümeti, Hitler döneminden kalan dev binalara taşınacak, bina fıyatlarıfüze gibi
Berlin kabına sıgmıyorAlmanya'nın yeni başkenti
Berlin'de büyük bir faaliyet
başladı. Mercedes, Sony gibi
dev şirketler merkezlerini
buraya taşıyor. Türklerin
semti Kreuzberg birleşen
kentin tam ortasında kaldı.
y ş - Türklenn şımdı kenar semtlere atılması
çaö|retmenli|iyaparakmaaşı- olaSlllğl VÜksek. Berlİll, SOkaklarilll
dolduran Rumen, Macar, Yugoslav
satıcılarla bir panayırı andınyor.
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Mihail başını sal-
layıp "Ben komünist değilim"
diyor. "Sabun bile bulunmayan
bir komünizmi kim ne yapsın?"
Alman bir kızla evlenip Ber-
lin'e yerleşmiş olan Mihail, Sov-
yet turizmi üzerinde uzmanlaş-
mış bir seyahat acentesinde ça-
nı doğrultuyor. Berlin'e akın
eden Rus Yahudilerinden biri
olarak Almanlara karşı hiçbir
hınç duymuyor, bilakis kendisi-
ni "kapitalizmde ve özellikle
Bertin'de çok rautlu" hissediyor.
Almanya'mn başkenti Berlin'e
Sovyetler Birliği'nden ilk büyük
göç Ekim Devrimi'nden sonra
yaşanmıştı, şimdi ikincisi
kapıda.
Yalnız Sovyetler'den değil,
Polonya'dan, Romanya'dan, Çe-
koslovakya'dan her ay on binler-
ce kişi yasal ve yasadışı yollar-
dan Almanya'ya akıyor ve solu-
ğu "taşı toprağı altın" Berlin-
de alıyor.
Almanlar, temiz sokaklannda
kirden tanınmayacak halde di-
lenen Rumen Çingenelerine he-
nüz alışmışken bu kez Doğu Al-
manya'da yaşayan Vietnamhla-
rın, Kübalılann ve diğer "kardeş
Marks yerine Bismarck
"Işçi ve köylü cenneti" Demokratik Almanya'dan bugüne
kalan son yadigâr olarak sokak isimleri de değiştiriliyor.
önce Doğu Almanya'daki "Karl Marks Stadt" sakinleri
sehrin adını yeniden Chemnitz'e çevirdiler. Marks, Engels,
Lenin, Klara Zetkin, Stalin adlannı taşıyan sokaklann
isimleri yeniden "Kayzer Caddesi", "Bismarck Sokagı",
"Saray Bnlvan" oluyor. En başta Emst Thaelmann, Otto
Grotewohl gibi eski Doğu Alman komünistlerin adlannı
taşıyan sokaklann levhalan değişiyor. Bu yüzden Doğu
Almanya'da bir yıl öncesinin haritalanyla yol bulmak
olanaksız.
sosyalist ülke" vatandaşlarının
Berlin sokaklannda tezgâh açıp
tokadan Marlboro'ya, akla ge-
lebilecek her şeyi pazarladığına
tanık oluyor.
Frankfurt'tan gelen fuhuş ve
oyun salonu patronlan başkent
Berlin'deki bütun pazan elleri-
ne geçirirken polis artan vaka-
ları çaresiz seyrediyor.
1871'de Bismarck önderliğin-
de birleşen Almanya'nın başken-
ti ilan edildikten sonra iki dün-
ya savaşının yıkımını yaşayan;
Hitler faşizminin baş karargâhı,
soğuk savaşın ve haberalma teş-
kilatlarının başkenti Berlin
"normale dönerken" hızla ka-
buk değiştiriyor. Ve "Avrupa'nın
başkenti" olmaya aday gö-
züküyor.
Gerçi hükümetin ve meclisin
dört yıldan önce buraya taşın-
ması beklenmiyor, ama bu süre-
de Berlin neşterin altına yatın-
lacak. Devlet kurumları Berlin-
de daha çok doğuya, eski De-
mokratik Alman devletinin tn-
nalanna yerleşecek. Hitler döne-
minden kalan dev bakanhk bi-
naları, Göring'in Hava
Kuvvetleri binasıyla Goebbels'-
in Propaganda Bakanlığı önce
Doğu Almanya'ya hizmet ettik-
ten sonra şimdi Birleşik Alman-
ya'nın kurumlannı barındırma-
ya hazırlanıyor.
Duvann yıkılışından sonra
kentin ortasında açılan boş ar-
sa kuşağı yeni projelerle dona-
tılacak. Yalnız devlet kurumla-
rı değil, elçilikler, sendikalar,
büyük şirketler de Berlin'e taşın-
mak için kollarını sıvadı. Tür-
kiye'nin elçiliği de diğer devlet-
lerinki gibi Doğu Bevlin'deki es-
ki konsolosluk binalarına taşı-
nacak. Duvardan boşalan arazi-
ye Daimler-Benz'den (Mercedes)
sonra Sony de Avrupa merkezi-
ni inşa etmeye karar verdi. Du-
vann yerinde gökdelenler inşa
ettirecek olan büyük şirketler
için Berlin, Doğu Avrupa'da
acılmakta olan dev pazarlann
kapısı olarak çok cazip.
Kentin merkezinde, hükümet
binalanmn yanıbaşındaki "eski
duvardibi semti" Kreuzberg'de,
NVedding'de, Neuköln'de yaşa-
yan 150 bini aşkm Türk de de-
ğişim rüzgârından etkilenmeye
başladı. Değişim "müteşebbis
Tiirklere" yepyeni iş alanlan aç-
tı. Örneğin eski sınır kapısı
"Checkpoint Charlie"de Kızı-
lordu şapkaları, rozetleri, Doğu
Alman üniformalan ve boy boy
Lenin büstleri satılan tezgâhlar
anık tamamen Türklerin elinde.
Türbanh, mantolu kızlar, çem-
ber sakallı tespihli erkekler eski
duvar dibinde Japon ve Ameri-
kalı turistlere Kızılordu şeref
madalyalan satıyor. Çağ atlayıp
adlanm "McDöner"e veya "Dö-
nerburger"e çeviren kebapçılar
4 marka bir döneri mikrodalga
fırınlarında ısıttıkları "çe>Tek
ekmek" içinde yok satıyor; bir
Radikal dincigruplar, 'gurbetteki' örgütlenmelerini hızla geliştirip kökleştirme çabasında
Islamcdar Almanya'yı mesken tuttu
ŞÜKRAN KETENCİ
KÖLN— "Din kardeşlerim
AOah nzaa için izdiham yapma-
yın. tnsanlar ezilecek..."
Uçağa binecek yolcuların
alındığı kapıya kalabahktan
ulaşma şansınuz yok. Uzaktan
itiş kakışla birlikte kalabalığuı
sallantısını, sıkısıklığı, kargaşayı
gözleyebiliyoruz sadece.
Bavullar, çantalar, çocuk ara-
balan ve büyüklerin birkaç ka-
U kalabalığı yarmayı basaran,
bir o yana bir bu yana koşturan
çocuklar. Gürültü, öylesine güç-
lü bir uğultuya dönüşmüş ki yan
yana olanlar seslerini duyurabil-
mek için bağuarak konuşmak
zorunda kahyor, gürültüye biraz
daha fazla katkıda bulunuyor-
lar.
Erkekler her yaştan, çoğun-
lukla sakallı. Pantolonlan şalva-
ra beuziyor. Kaduılar, çok kü-
çük yaşlardaki çocuklar da da-
hil ya bcyaz, ya da siyah çarsaf-
lara bürünmüş. Çok azında
manto ve türbanlı örtünme se-
çilmiş.
Almanya'nın en büyük hava-
alanlarından birinde, Köln'de-
yiz. Alanın yarısından fazlasmı
söz konusu kalabalık kaplamış.
Herkes Türkçe konuşuyor. Hac-
ca uğurlama olayını yaşıyoruz.
Vedalaşmalan izlerken her bir
hacının en az onun üstünde, el-
liye varan uğurlayıcısının geldi-
gini gözlüyonız.
Almanya'da hac gidişi ve şu
sıralar yaşanan dönüşü büyük
bir sosyal olay olmuş.
tstanbul'dan karayolu ile gidiş
izni olduğunda Vatan Caddesi'-
ndeki uğurlamalan, kalabalıkla-
n görmüş biri olarak Almanya-
da olayın boyutlanmn çok da-
ha büyüdüğıinü, bir tür sosyal
gösteriye dönüştüğünü söyle-
mek gerekiyor. Bir süre sonra
görevlilerle görüştüğümüzde,
böylesine büyük bir kalabalığın
sadece üç uçağın kalkışı ile ilgi-
li olduğunu öğreniyoruz.
Yanlanna yaklaştığımız hacı
yakınlarından bu kalabalığın
gün ortasından toplanmaya baş-
layıp gecenin ilerleyen saatine
kadar burada beklemekte ol-
duklannı ve uçaklar kalkana ka-
dar da aynlmayacaklannı duyu-
yoruz.
Işıklı yazılar, arada bir Al-
Hac olayı sırasında büyük bir hareketlenme
yaşayan Köln Havaalanı, Almanya'daki
Türk Islamcı grupları ile dolup taştı.
Almanya'da daha geniş bir özgürlük alanı
bulduklarını söyleyen radikal Islamcı
akımların temsilcileri, Batı'dan oldukça
memnun görünüyorlar.
manca yapılan anonslar, bir de
artık diUerine yerleşen Alman-
ca kelimeler bize ancak Köln
Havaalanı'nda olduğumuzu
anımsatıyor. Kalabalığın arası-
na arada bir düşen Almanlar,
biraz şaşkın, hızla yollanna de-
vam etmeyi yeğliyorlar. Bir de
çocukların konuşmalarında Al-
manca çok ağır basıyor. Yaşa-
nan ülkenin gözlenebilen başka-
ca alışkanhkları, bol bol veda
fotoğraflan çekümesi, içilen
meşnıbatlar, mark kelimesim'n
sıkça geçtiği konuşmalar.
Bir süre sonra yine de başı
açık bir kadırun fotoğraf çekme-
si dikkat çekiyor. Kadınlar ağir-
hklı yüz göstermemeye çalışıh-
yor. Daha rahat olanlan sorular
yöneltiyor ve sohbet de böylece
başlıyor.
Almanya'da yaşamaktan
memnun olduklarını anlatıyor-
lar. Memleket hasreti bir yana,
yaşam koşullannın orada kâl-
maya kendilerini 'mecbur kıldı-
ğım' söylüyorlar. Almanya'da
yaşamak Müslümanlığa sanl-
mayı da birlikte getirmiş. Ya-
bancı düşmanlığına rağmen
Müslümanlığa daha çok bağlan-
manın yaşamlannı zorlaştırma-
dığı görüşündeler.
Konuşmalanndan radikal
dinci akımlann içinde ve de »öz
sahibi olduklanru anlayabildiği-
Sektör temsilcileri sorunlarını hükümete sunacak
Turizmciden rapor
miz grubun genç sözcüsü, 'Bu-
rada daha da rahatız, burada
demokrasi var. Kimse bizim di-
nimize, geüşmemize kanşmıyor'
diyoT. Almanya'da yerleşmeye
kararlı olduklarını, hızla güçle-
nip örgütlendiklerini anlatıyor.
Alman vatandaşlığına geçmeyi
düşünmediklerini vurguluyor.
Yasal zorlama karşısuıda ne ya-
pacaklan sorusuna net bir yamtı
yok. Ueride Müslümanlığın Av-
rupa'da da çok büyük bir güç
olacağmı ve haklannı daha ko-
lay alacaklanru söylüyor.
Sonuç olarak Almanya'da ya-
şamanın dini inançlarına güç
kattığını, dolayısıyla haccın da
öneminin daha fazla algılandı-
ğını açıklıyor. Örgütlülükleri ve
güçlendikleri konusunda aslın-
da çok fazla açıklama yapması-
na da gereksinme yok. Charter
uçak şirketlerinden araba kira-
layan şirketlere kadar oradaki
tüm organizasyonun adları ile
de inançlannın damgalandığı
özel şirketler eliyle yürütüldüğü
hemen göze batıyor. Almanya'daki lslamcılar Batı özgürliiklerini çok seviyor.
dönerci büfesinden üç aile rahat
geçinip memlekette evlerine ye-
ni kaıiar ekleyebiliyor.
Türkler duvann yıkılmasıyla
birden kendilerini Berlin'in or-
ta yerinde buldular. Yıllardır ih-
mal edilen köhne binalarda
oturan on binlerce Türk şimdi
bu semtlerin olağanüstü değer-
lenmesi üzerine kentin dışına
itilme tehlikesiyle karşı karşıya.
Sosyologlar Berlin'de on yıl için-
de zengin bir çekirdeğin oluşa-
cağı, yoksullann ve yabanalann
periferiye itileceği görüşünde.
Berlinli Türklerin büyük bölü-
mü oturduklan binalardan çıkıp
uzakta bile olsa daha modern,
altyapısı sağlam evlere taşmma
fikrini yadırgamıyor. Ama so-
nuçta Paris'in banliyölerindeki-
ne benzer beton gettolarda ha-
yat yabancıları topıumun daha
da dibine itecek, yalnız bıraka-
cak. Yaratılacak gettolardaki
<osyal patlamalan kestirmek
için sosyolog olmak gerekmiyor.
Türk gençlik çetelerine bir göz
atmak yeterli.
Ev kiralayacak durumda ol-
madıklan için evlenemeyen çift-
lere artık Berlin'de rastlıyoruz.
Gayrimenkul fıyatlannın son bir
yıl içinde iki katına çıktığı Ber-
lin'de emlakçilerin verdiği bilgiye
göre merkeze yakın yüz metre-
karelik bir büronun kirası ayda
10 bin mark, aynı hacimde bir
evin kirası ise onalama 2 bin
mark. Yeraltı geçitleri "kiralık ev
bulana bin mark ödül" veren
ilanlanyla kaph. Bu, Almanya
1
da yüzde 3.5'lerde seyreden enf-
lasyona değil, Berlin'e dışandan
akan büyük göç dalgasına bağ-
h.
Charlottenburg'daki Türk lo-
kantası "Angora"da otururken
her on beş dakikada bir esmer
bir genç elinde bir demet gülle
masalan dolaşmaya başhyor.
Çalışma izni olmayan mülteci-
ler. Özellikle Srilankalı Tamiller
ve Pakistanhlar. Afganlar bu
yolla akşamları birkaç mark
edinmeye çabahyor. Ama işin
aslan payı onlara gülleri veren ve
kânn >üzde 80'ini ceplerine atan
"örgüt seflerine" gidiyor. Ken-
di hesabına satış yapmaya kal-
kanlar hastaneyi boylayınca bu-
nun her türlü yasadışı işin örgüt-
lü yapıldığı Berlin'de imkânsız
olduğunu anhyorlar.
Göçle beraber kaçak iş paza-
rı büyüyor; saat ücretinin en az
10 mark olduğu Almanya'da
günde 5 marka inşaatlardan çi-
mento karan Polonyalı işçilerin
öyküleri ga2etelere yansımıyor.
Doğu ve Batı Avrupa arasın-
da yaşanan ilginç "kaynaşmayı"
yaşamak için bugün Berlin'den
iyi mekân bulunamaz.
TÜRSAB Başkam Bahattin Yücel, "Sektörün içinde bulunduğu durum
ve var olan sorunların çözümü için izlenebilecek yollan belirledik.
Bunu 10-15 madde halinde hükümete sunacağız" dedi.
EMtNE ÇAĞAN
Turizm sektörünün içinde bu-
lunduğu darboğaz, Mesut Yıl-
maz'ın başkanhğındaki yeni hü-
kümete bir rapor halinde sunu-
lacak. Sektör temsilcileri tara-
fından hazırlanan raporda so-
runlarla birlikte çözüm önerileri
de belirtilecek. Türkiye Seyahat
Acentaları Birliği (TÜRSAB)
Başkam Bahattin Yücel, rapo-
run 5 temmuzda yapılacak olan
güvenoylamasından sonra hü-
kümete verileceğini söyledi.
TÜRSAB Başkam Yücel, bu
raporun turizm yatırımcıları,
rehberler, otel işletmecileri ve se-
yahat acentelerinin bir araya ge-
lerek yaptıklan toplantılar sonu-
cu oluşturulduğunu ifade ederek
"Körfez krizinden bu yana sek-
tör temsileileriyle toplantüar ya-
pıyoruz. 15 günde bir yapüğınuz
bu toplanülar sonucu sektörün
içinde bulunduğu durum ve va-
rolan soruntann çözümü için iz-
lenebilecek yollar beliriendi.
Bunlan 10-15 madde halinde ye-
ni hükümete sunacağız" dedi.
1991 yıh turizm sezonunun
'ölü" geçtiğini hatırlatan Bahat-
tin Yücel, raporun geleceğe yö-
nelik çalışmalarda etkili olaca-
ğmı sa\Tinarak şöyle konuştu:
"1991 turizm sezonu, Körfez
krizinin de etkisiyle bizim açı-
mızdan bakıldığında ölü olarak
değerlendirilir. Ancak biz en
azından eyiü) ve ekim ayları ile
1992 yılını kurtarmak istiyonız.
Bu yüzden de sektöre kaynak
aktanlması gerektiğine inanıyo-
rnz. Beklentilerimiz var. Bunu
1991 yılının başından beri dile
getiriyoruz. Yeni hükümetin be-
lirleyeceği para politikası, faiz-
ler ve ne oranda uygulanacagı-
nın belli olmasından sonra 92
yıh için yurtiçi ve yurtdışı etkin-
İiklerimizi de başlatacağız. Ha-
zııiadığımız raporda, bütün bu
konulan, sonınlan ve çözüm
önerilerini belirttik."
Kurban Bayramı nedeniyle se-
yahat acentelerinin, turistik otel
ve işletmelerde "beklenen
canlanmayı" gösteremediğini
söyleyen TÜRSAB Başkam Ba-
hattin Yücel, bazı bölgeler dışın-
da genel durgunluğun devam et-
tiğini söyledi. Yücel, temmuz ayı
içinde yurtdışından turist bekle-
diklerini kaydederek "Bayram-
da bazı turistik yörelerde bir
canlanma gözlendi. Ama geçen
yıllardaki bayram günleriyle kı-
yaslandığında tam olarak dolu
diyemeyiz. Aynca Marmaris ve
Bodrum dışındaki turistik yöre-
lerdeki işletmelerde doluluk ora-
nı çok düşük oldu" diye konuş-
tu.
Turizm Bakanlığı tarafından
Türkiye'nin tanıtımı için yurtdı-
şında başlatılan kampanya son-
rasında, Türkiye hakkında bil-
gi isteyen yabancı sa>ismdaki ar-
tışın somut bir gösterge olama-
yacağını da vurgulayan Yücel,
sözlerini şöyle tamamladı:
"Bakanlığın 14 Avrupa ülke-
si ile Japonya ve Amerika'da
başlattığı tanıtım kampanyalan
sonrasında, bilgi isteyenlerin sa-
yısında artış olduğu belirlenmiş.
Bu olumlu, fakat somut olma-
yan bir göstergedir."
MEB, KEK
kurdu
• ANKARA (ANKA) —
Milli Eğitim Bakanlığı
yöneticileri ile Hollandah
ve Alman eğitim yetkilileri
tarafından oluşturulan
karma eğitim komisyonlan
(KEK), HoUanda ve
Almanya'daki Türk
öğrencilerin eğitimleri
konusunda çalışmalar
yapıyorlar. MEB
yetkililerinden edinilen
bilgiye göre Federal
Almanya ile yapılan karma
eğitim komisyonu
toplantısında alınan bir
karar gereğince, Federal
Almanya Soest
Enstitüsü'nde Türk ve
Alman uzmanlardan oluşan
bir kitap yazma komisyonu
kuruldu. Bu komisyon
Almanya'daki Türk
çocuklarının ögretiminde
kullanılmak üzere bugüne
kadar dön kitap hazırladı.
Komisyonun daha başka
kitaplar üzerinde
çalışmalannı sürdürdüğü
bildirildi.
« •
Oğretmene
çevre kitabı
• ANKARA (UBA) —
Milli Eğitim Bakanlığı,
UNESCO Ue ortaklaşa
tabiat, tarih ve sanat
çevresini temiz tutmak,
Türkiye"ye can veren
güzelliklere sahip çıkmak,
onarmak, korumak,
geliştinnek, bozulan bir
tabiat üzerinde ekonomik
verimin zamanla
zayıflayacağı, hatta
tükeneceğinin büincinde
olmak, çevrenin zamanla
değişen ya da değişebilecek
şartlanndan korunmasını
bilmek, sağlıklı çevre
büincinin yaygınlaşmasım
sağlamak kavramlanm
öğrencilere küçük yaşlarda
öğretmek amaayla bir
proje hazırladı. "tlköğretim
Çevre Eğitim Projesi" adıru
taşıyan çahşmanın bir alt
uygulaması olan
"Ilköğretimde Çevre
Egitimi öğreten El Kitabı"
ile ilgili çalışmalar son
safhaya geldi.
Anne sütü aşı
gibi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosn)— UNICEF'in 40.
yıl kutlamalan çerçevesinde
düzenlenen "Uluslararası
Anne Sütünü Teşvik
Semineri" dün başladı.
Sağhk Bakanbğı Aile
Planlaması ve Ana-Çocuk
Sağlığı Genel Müdürü Prof.
Tomris Türmen, bebekler
için en ideal besinin anne
sütü olduğunu belirterek
"Eşiti veya benzeri yoktur.
Özellikle doğumdan sonraki
ilk dört-altı ay, hiçbir besin
anne sütünün yerini
tutamaz. Bebeğin tüm sıvı
ve besin ihtiyacı, bu
dönemde yalruzca anne
sütü verilerek
karşılanabilir" diye
konuştu.
Karaciger
hastalıklan
• İSTANBUL (ANKA) —
Münih Teknik Üniversitesi
Tıp ve Cerrahpaşa Tıp
fakültelerinin ortaklaşa
düzenledikleri uluslararası
9. Karaciger Hastahklan
Sempozyumu, 4-5 temmuz
tarihleri arasında
Istanbul'da yapılacak.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi tç
Hastalıklan Anabilim Dalı
ve Karaciğer Hastahklan
Bilim Dah Başkam Prof.
Dr. Muzaffer Gürakar,
yaptığı açıklamada,
Türkiye'de her yıl karaciğer
hastalıklarından en az 25
bin kişinin öldüğünü
bildirerek "Aynca
ülkemizde yüzde 8-10
oranında hepatit B mikrobu
taşıyıcılığı saptanmış olup,
Türkiye genelinde ortalama
5 milyon kişi bu mikrobu
taşımaktadır. Bu nedenlere
dayanarak karaciğer
hastahklan sempozyumunu
düzenledik" dedi.
Köpek davası
• KONYA (Cumhuriyet)
— Konya'da komşusuna ait
köpeğin hayalarını Uaç
yapmak için söken bir kişi
hakkında 4 aya kadar hapis
cezası istendi. Veyis
Solak'm, Mahmut Taşçı'ya
ait köpeği "köye
götüreceğim" diye aldıktan
sonra, eşinin parmağında
çıkan çıbamn tedavisinde
ilaç olarak kullanmak üzere
hayalarını söktüğü
beürtildi. Mahmut Taşçı,
sanık hakkında Cumhuriyet
Savcılığı'na suç
duyurusunda bulundu.
Sanığın, "Başkasına ait
hayvanı öldüren veya işe
yaramaz hale getiren"
kişilere uygulanan TCK 521.
maddesi gereğince 4 aya
kadar hapis cezası ile
yargılanacağı kaydedildi.