21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 HAZİRAN 1991 CUMHURÎYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN Metooroloji işleri Genel Müdür- lûğû'nden atnan bıtgiye göre; yur- dun kuzey tesimleri buluüu Ka- radenız, Iç Anadolu'nun Kuzeyba- üsı, ile Doğu Anadolu'nun kuzeyi saganak ve yer yer gökgürûltûiu sağanak yağışlı, ötekı yerter açık geçecek. H/W\SJCAKLIĞI. Değış- meyecek. RÛZGÂfl: Kuzey ve bat yönterden orta kuvvette esecek. Denızlertte, Karadenızde gunba- ttsı ve karayçl Doğu Ahdencde gunbaüsı ve bdos, ötekı demzter- de yıkta ve karayekten 2-4, yer yer 5 kuvvetmde saatte 16-21 deniz m i |j h l z I a e s e c e k ^ n G m n ü e h a v a b u ı u t J u g ç R û 2 g â r k u z e y ^ ^ yenierten o r t a kuvvette esecek. Göl ^ 1 d a ^ a l l 0 |u p g ö r ü ş u 2 a k l l ğ l w kjiometre dolayında bulunacak Adana Aûapazar Adıyaman Afytm AJn Ankara AnOkya Antalya Artvm /*»n BaMıear BMC* Botu Bursa Çanattafe Çonım Oenıd A 32°22°Dıyart>al<jı A 28°2O°Edıme A 41° 25° Erancan A 31° 12° Erzurum Y 30° 11° Eskışetnr Y 30° 14° SaaantBp A 29°23°Sresun A 3O°21°GûmûşiıaneV Y 28° 18° Hakfcân A 39°21°bsparo A 32° W ManDul A 28°15°tzmir A 3e°2O°Kare B Z8°15' l KasamoflU Y 26° 16° Kaysen A 3t° 17» Ktrktaretı A 29°20°Konya Y 30° 12° Küötıya A 35°Z2°Malaıya 40»20 o Mantsa 28° 16° K.Maraş 32°1«°Metsın 28°10°MuJla 30°15°Mu$ 39°24°Nı*te 26°20 o 0n)u 31° 14" Ifce 30° 17° Samsun 32°15°Sirt 27°20 D Smop 2S»20°Sıvas 28° 10" Telortaj 28° 13° Trateon 31° 16° Iıncelı 5 30°16°\&n 30° 14° Ytegat 36° 8° Z B A 37» 23° A 37° 20° A 28°2«° A 34° 21° A 33° 17° A 33° 15° Y 24° 18" Y 27° 20° Y 24° 17° A38°25° Y 23° W Y 29° M° A 26° 19° Y 26° «° A 35° « ° A 32° 17° 8 28° 17° Y 28° 15° Y 22° 17° ı Dulullu yaftmurkj A-apık B-buhıBu G-flûneşlı K-ört S-ss* Y-yaCmtırtu BULMACA 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Beyaz ve iri bir papatya türü. 2/ Ya- pım... Taviz. 3/Türk müziğinde bir ma- kam... "Ben bir — divaneyim / Aklım da yâr olmaz bana" (Yunus Emre). 4/ Yurdumuzun bir bölgesi... Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından isteni- len durumu. 5/ Su... Eyerin ön ve arka- sındaki çıkıntılı bö- lüm... Tavlada bir sayı. 6/ Baharı, yardımı ve okulu vardır... Bir yağış türü. 7/ Doğu Ka- radeniz yöresine özgü bir tekne.. An- kara'nın bir semti. 8/ Paylama, azar- lama... Anlam. 9/ Çifte demir atıl- dığında zincirlerin kanşmasını önle- mek için kullarulan düzen. YUKARIDAN AŞAĞIYA; 1/ Ci- simlerin devinimlerini yörünge, hız ve ivme gibi konular bakımından in- celeyen mekanik kolu. 2/ Yunan abe- cesinde bir harf... Soyundan gelinen kimse. 3/ Saçma sapan söz... Derinleştirme, derin hale getirme. 4/ Muğla'nın bir ilçesi... Ya- kanın göğse doğru inen devrik bolümü. 5/ Güneydoğu Anado- lu'da daha çok kadınlann çeşitli yerlerine yaptırdıklan bir tür dövme. 6/ Semiz, etli... Arzu. 7/ Kimi hastalıklarda yüzde, el- lerde ve ayaklarda görülen yangısız şiş... Üstün yetenekli. 8/ Ayıplanacak şey... Fin hamamı. 9/ Evrensel. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Malibuhran 23 HAZİRAN 1931 Dün gece Reisicumhur Hindenburg, Hovver'e uzun bir telgraf çekmiştir. 'Montags Post' gazetesine nazaran Hindenburg bu telgrafta Alman milletinin ümitsiz vaziyetini ehemmiyetle kaydetmiş ve bu vaziyette Almanya'nın tahmil olunan tamirat yükünü taşımağa devam etmesini aklın alarnayacağını söylemiştir. Hindenburg, Almanya'nın vaziyeti hakkında M.Hoover'in bugün yaptığı iîk beyanatı telmih ederek iltizam olunan yardımın müessir olabilmesi için imkân dairesinde süratle yapılması lazım geldiğini bildirmiştir, 30 YIL ONCE Cumhuriyet Propaganda serbestliği 23HAZİRAN 1961 Siyasi partiler bu günden itibaren propaganda serbestliğine kavuşmuşlardır. Ancak bu serbesti, anayasarun halkoyuna sunulması konusundadır. Milli Birlik Komitesi'nin dün yaptığı toplantıda aJdığı propaganda serbestliği karanmn tatbikatmda, partilerin, diğer konularda propagandaya girişmeyeceği ürnit edilmektedir. Ühami Sancar Bilindiği gibi, anayasa, 9 temmuz pazar günü halkoyuna sunulacaktır. Bugünden itibaren başlayan propaganda için, Temsilciler Meclisi üyeleri, Meclis Başkanhğı tarafından tespit edilen bir program dahilinde, yurdun muayyen bölgelerine gideceklerdir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Mandela suçladı23 HAZİRAN 1990 Afrika Ulusal Kongresi lideri Nelson Mandela dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda ırkçıhk konusunda herkesi suçlayan bir konuşma yaptı.BM koridorlarında toplanan kalabalıkların alkışlan arasında genel kurula gelen Mandela, "Bugün burada hep birlikte, BM Evrensel Insan Haklan Bildirgesi'nin bilincinde olarak tiranhğa karşı adaletin kazandığı bir zaferi kutlayabilseydik, çok daha iyi olurdu. Aynmcılık insanlık tarihinde her zaman kara bir leke olarak kalacak. Gelecek kuşaklar, tnsan Haklan Beyannamesi'nin deklarasyonunu gerçekleştiren bu sistemde hangi yanlışm bu vüz karası durumu ortaya çıkardığını soracaklar" şeklinde konuştu. AÇIKLAMA • Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'nın, Ankara Konser SSİODU için proje elde etme şekline, meslektaşlanmızın ve odamızın tepkileri olmuştur. Görüşümüz, böylesine bir anıtsal yapının, ülkemizin onuruna yaraşır bir biçimde ve 50 yılı aşkın bir süredir izlenmiş mesleki kurallara ve bu konuda geçerli hukuk kurallanna uygun yollardan gerçekleştirilmesidir. Bu doğrultuda açıklamalanmız olmuştur ve girişimlerimiz sürmektedir. Ancak, 20 Haziran 1991 günlü gazetenizin 18. sayfasında AA kaynaklı olarak verilen haber, bu konudaki gerçekleri yansıtmamaktadır. Odamızın, bu haberde belirtildîğd şekilde bir açıklaması olmamıştır. Odamız, Bakanlıkça seçilen projenin "özgiin olmadığı", "kopya" olduğu doğrultusunda bir göruş belirtmemiştir. Oda bünyesinde oluşturulan bir komisyon, bu konuda çeşitli iddiaları incelemektedir ve henüz çalışmasını tamamlamamıştır. Bakanlıkça seçilen projenin müellifl üyemiz Umut laan'ın Onur Kurulu'na verildiği doğru değildir. Oda Yönetim Kurulu'nun böyle bir kararı yoktur. Kurallarımıza göre oda adına görüş açıklamaya Genel Başkan ve Genel Sekreter yetkilidir. Söz konusu habere kaynakhk edecek şekilde Odamız Genel Başkanı veya Genel Sekreteri'nin herhangi bir açıklaması olmamıştır. Aynca, bu konuda açıklama yapmak üzere hiçbir üyemiz de görevlendirilmemiştir. Saygılarımızla ARIF ŞENTEK Mimarlar Odası Genel Sekreteri DÜZELTME • 23.6.1991 (bugünkü) CUMHURİYET DERGl'de bulmaca sayfasındaki soldan sağa birinci soru fotoğrafta gördüğünüz ünlü karikatür sanatçımız şeklindedir. Düzeltiriz. J Helsinkı l.enınarad ^ , ^ • J Moskova •^ÂnkaTa ?C£ Tunus «s» ^ /»Şam 7<"Kahıre« DUNYA'DA BUGUN Amstertam Animan Anna Bajıtat Baıalona Basei B«fn 8onn BrûkSfH Cennre Cezayir CUde Outa Fıankturt Kopantag KHn Leftoşa Y 17° A 35° k 2Sf A 39° A 28° Y 21° A 27° B M» Y 20» Y 17» A 23° Y 20° A 3T= A 44° A 46° Y 21° A 30° Y 17° A 36° Y 16° Y 20° A 33° g Londra Madnd Mvlm Montre* MostaM Mûnıh S 14° Y 16 A 29 A 27 Y 22° Y 21° Y te° Y 20° B 19° A 46° A 26° A 25° A 30° ijnus A 28° Y 20° Oslo Pans Prag îtyad Roma Sofya Şam V A Vtnedık Vıyana Zûnh Y 21° TABTISMA Boşaltma Davalarmda *Gereksinim' Hukuk Genel Kurulu, 1984 tarihli karan ile "gereksinim" kavramına açıklık getirmiştir. 1985 ve 1989 tarihli kararlar ise hem kavram bakımından hem de konut sorununa yaklaşım açısından, ülke gerçeklerine ve 1984 tarihli karara ters düşmektedir. Mal sahibi-kiraa ilişkisi 6570 sayılı ya- sada düzenlenmiştir. Yasada kiraya veril- miş bulunan taşınmazın, ancak sınırlı ne- denlerle boşaltılmasının istenebileceği ön- görülmüştür (md. 7). Boşaltma (tahliye) ne- denlerinden birisi ve en önemlisi, konuta olan "gereksinim" savıdır (md.7/b). Ko- nut; mesken, ikametgâh kelimelerinin Tflrkçe karşılığı olarak kullanılmaktadır (TDK. Türkçe Sözlük). İkametgâh; yerleş- mek niyetiyle oturulan yerdir. Bir kimse- nin aynı zamanda birden çok ikametgâhı olamaz (MK.md.19/1,2). Yargıtay HGK, 23.5.84 tarihli karannda yasada sözü edi- len gereksinim (ihtiyaç) kelimesinin, "ge- reklilik, çaresiz kalıp istemek" anlamında olduğunu vurgulamaktadır. (E.82/6-145, K.84/581, YKD, 86 Nisan, s. 481) Karara göre gereksinim savına dayalı davalarda mal sahibi açısından çaresiz kalarak boşalt- ma isteğinde ve boşaltma zorunluluğu al- tında bulunduğunun ya da boşaltılması is- tenen yerin halen kirası altmda bulunan ye- re göre daha elverişli olduğunun gerçekleş- mesi gerekir. (GKK. m.7/d). YargıUy 6. Hukuk Dairesi'nin 20 Ocak 86 tarihli karannda da 1984 tarihli karara ve hakkaniyet kavramına uygun olarak an- cak zorunlu ve sürekli gereksinimin boşalt- ma nedeni olabileceğini ve tatil düşüncesiyle de olsa, taşınmaza yılda birkaç ay için du- yulan gereksinimin zorunlu kabul edileme- yeceğini belirtmiştir. (E.85/14909, K.86/323) (YKD. Nisan/86, s. 519). "...Konut ihtiyacı; sürekulik göstertn bir ihtiyaç olup mavakkat tatil geçirme, sayfi- yc, konakfauna ihtiyaçlan gibi geçid ihti- yaçlan kapsamaz." görüşünü haklı olarak sürdüren 6. Hukuk Dairesi 8.2.91 tarihli kararlıyla yine 23.5.84 tarihli HGK. kara- rına dayanmaktadır. (E.91/1189, K.91/1626, YKD. Temmuz 91, s. 1011). HGK. 27.12.85 tarihli karannda Alman- ya'da işçi olarak çalışan ve henüz kesin dö- nüş yapmayan kişinin gereksinim nedeni ile boşaltma davası açmasına olanak tanımak- tadır. (E.84/6-698, K.85/1187, YKD. 86 Kasım, s. 1603). Yine Hukuk Genel Kunılu'nun, 31 Ma- yıs 89 tarihh" karannda ise yıllık tatili ge- çirmek için Türkiye'ye gelindiğinde kalın- mak üzere açılan boşaltma davasında, ge- reksinim savının gerçekleştiğine karar ve- rilmiştir. (E.89/6-291, K.89/402), (YKD. Ocak/90, s. 14). Anılan kararlardan, Yargıtay'ın "gereksinim" savına ve kavramma ilişfein kararlan arasında çelişki olduğu görulmek- tedir. Hukuk Genel Kurulu, 1984 tarihli ka- ran ile "gereksinim" kavramına açıklık ge- tirmiştir. 1985 ve 1989 tarihli kararlar ise hem kavram bakırrundan hem de konut so- rununa yaklaşım açısından ülke gerçekle- rine ve 1984 tarihli karara ters düşmekte- dir. Y.6. HD'nin 8 Şubat 91 tarihli kara- nnda da belirtildiği gibi "6570 sayılı yasa; sosyal gereksinimler karşısında çıkanlmış, sosyal içerikli bir yasadır..." Ülkemizde kiracılar her bakımdan tedir- gindir. Konut sonınunun toplumsal boyut- larda huzursuzluğa neden olduğu bir ger- çektir. "Gereksinim" kavramının genişle- tilmesi, yasa koyucunun amacına ve yasa hükümünün lafzına ve ruhuna aykındır. Av. HULUSİ METtN lstanbul 1 urda DönİKİer Gövenli Olmaü On bir yıl sonra, on üç yıl sonra yurda dönmüş olanların, hava alanından gözaltına ahnması ve haklarında hapis cezası varsa gözaltından savcılığa, oradan cezaevine götürülmesi niye? Düşünce ile (şiddetin bir biçimi olarak) terörtl birbirinden ayırmak, geçmişten gü- nümüze, nice savaşım gerektirdi. "Şiddef'i önlemek göruntüsü altmda, nice çağdaş dü- şünce baskılandı; yeni düşünceleri toplum- sal yaşama geçirmek isteyen nice insan iş- kenceden cezaevine, infazdan idama bas- kıyı yaşadı. Düşünce ve düşünceye yönelik örgütlen- me ve eylemliliğin, şiddetin "terör" bici- minden tüzel olarak aynlması, demokratik bir toplum olabilmenin gereğidir. "Terör- k Mficadele Yasası" da bu gereksinmeden doğmuş olmalıydı. Ne var ki Terörle Mü- cadele Yasası, düşüncenin şiddetten, düşün- ceye bağh olarak örgutlenmenin ve eylem- liliğin terörden aynlması amacından farklı amaçlarla hazrrlandığı için eylemliliği terör ve örgtltlenmeyi de terör ve örgütlenmeyi de terör örgütü olarak uygulamaya olanak verecek bir özle donatıldı. Bu yasanın demokratik olmayan hukuk- dışı uzantısıru, yıllardan sonra yurda dönüş yapan yazar, sanatçı, sendikacı, dernek ya da parti yöneticüerinin gözaltına alınmalan sürecinde, dolayh biçimde yaşamaktayız. Yazar Dursun Akçam, on bir yıl sonra yurda döndü ve 12 Eylül döneminde veril- miş tutuklama karan nedeniyle gözaltına alındı. Aynı davadan dört ayn yerde yaka- lama emri çıkanldığını, ama tutuklamaya neden olan davanın zaman aşırrundan düş- tüğünün sonradan anlaşıldığını aynca be- lirtelim. Dursun Akçam havaalamnda gözaltına alındığı gün, gene yurtdışından dönüşün- de havaaianından gözaltına alınan sanatçı Şah Tama serbest bırakıhyordu. Beş gün gözaltında tutulan Şah Turna da on üç yıl önceki sanatsal etkinlikleri nedeniyle 142. maddeden verilmiş bir tutuklama karan do- layısıyla gözaltına alınmıştı. YürürlUkten kalkmış yasalar nedeniyle verilmiş tutuklama kararlan gerekçe gös- terilerek yurda dönen yazar, sanatçı, sen- dikacı, parti yöneticisinin birkaç gün de ol- sa, gözaltında tutulmasını, demokratik hu- kuk devleti Ukeleriyle bağdaştırma olanağı yoktur. Terörle Mücadele Yasası'nın, anayasanın eşitlik ilkesine aykın maddeler içerdiği, ge- rek uzmanlar tarafından yazüdı, dile geti- rildi, gerek Anayasa Mahkemesi'ne yapı- lan başvunılarda belinildi. Buna karşın gene de eksik kalan bir nok- ta var. Gazeteci-yazar Aydın Engüı, yurda dön- dükten sonra gözaltına alındı ve 159'uncu maddeden verilmiş birkaç mahkûmiyetin beşte birini yatmak üzere cezaevinde kon- du. Aydın Engin, 141 ve 142'nci maddeler- den de ceza almışü. 141 ve 142 yürürlük- ten kalktıgı için bu maddelerden aldığı ce- zalar düştü. Ama 141 ve 142'nin bir çeşit "aksesoan" sayılması gereken 159. madde- den verilmiş cezalann beşte birini yatması için cezaevine kondu. Koşullu salıvermenin özünde genel affın bulunduğunun göz ardı edilmemesi gerekir. Genel af, ilke olarak, tüm cezalarda, belirli bir sureyi af kapsamına alır. Bu, bir yıl, on yıl, yirmi yıl olabilir. Koşullu sahvermede, genel affm bu temel Ukesi ilkesi gözetilme- liydi. Bir başka deyişle, tüm cezalann iki ya da üç yılı, koşul aranmaksızın infaz kap- samına ahnmalı, cezaları daha fazla olan- lar, cezalannın kalan kısmının beşte birini yatmış olmak koşuluyla serbest bırakılma- lıydı. Bu, özellikle düşünceye yönelik bas- kıcı uygulamalardan kaynaklanan ve özel- likle gazete yaa müdürlerinin birkaç kez ce- za almaktan kendilerini kurtaramadığı 159 gibi maddelerden hüküm giymiş olanların uğradığı haksızlığı gidermek açısından önem taşımaktadır. Onun icindir ki siya- sal iktidar, zaman geçirmeksizin konuya eğilmeli ve ek bir yasa maddesiyle bu so- nın çözümlenmelidir. Sonuç olarak şunlar söylenebilir: Yurda dönüşler güven içinde olmalı. Sürpriz gözaltılar ve sürpriz uygulamalar dönemi sona ermeli. Bu nedenie de hakla- rında 12 Eylül öncesi ve sonrası sonıştur- ma açılmış, tutuklama karan verilmiş, hatta 158,159, 311, 312 gibi maddelerden kesin- leşmiş cezası olsa da yurda dönen kişiler, serbestçe evlerine gidebilmeli, yargıya ve in- faza yönelik işlemler daha sonra tamamlan- malıdır. On bir yıl sonra, on üç yıl sonra yurda dönmüş olanların, hava alanından gözal- tına ahnması ve haklannda hapis cezası var- sa gözaltından savcıhğa, oradan cezaevine götürülmesi niye? On yıl öncesinin baskı- cı, militer koşullannda verihniş tutuklama kararlannm ve hatta cezalann, geçmişte kalması ya da bir hoşgörü ortamında ta- mamlanması için çaba harcamak yerine bu- nun amansız izleyicileri ohnak niye? MDZAFFER İLHAN ERDOST İHD Ankara Şube Başkanı DUYGU ASENA Kadının Adı Yok MAHKEME KARARI İLE BASKI AFA YAYINCILIK A.Ş. Babıalı Cad SıhhıyeApt 19 8 Cağaloğlu istanbul 526 39 80 Hepimizin Hocası Prof. Dr. Cİ1HT BORÇBAKAN'ın kaybından büyük üzüntü duymaktayız. Tüm Türk Hekimlerine başsağüğı dileriz. ANKARA KULAK BURUN BOGAZ DERNEĞİ SATILIK Halı saha, lokal ve çay bahçesi Tel: 323 11 21 Bayram günlerinde, bütün Türkiye'nin gazetesi Gazetecüeı Cemiyeti'nin yayınladı^ı lstanbul Bayrjun'dıı. Nerede olursanıı olun, bu güzel tatü günlflrini gazetenizle renklendirebilinriniz. BAYRAM'DA İSTANBUL A 121111 OKÜNUR! Adm: Gazetecıler Cemıyetı Cağaloğlu-İstanbul Tel: 513 83 00 (3) Teleks: 23508 yeti tr Fax: 526 80 46 Te! 117 24 05 - 117 30 87 ÇALIŞANLAREV SORULARI SORUNLARI Yılmaz Şipal 8.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-islanbul Ödemeli gönderilmez. AJNKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Eşşek Gelmiş, Eşşek Gideceksun!.. Ali Yüce'nin "Bayramlık" şiiriyle girmek istedim, bu "An- kara Notları"na, şiir şöyle: "Unutma tatlı kız / Ben seni bir bayram günü / Yanlışlıkla öpmüştüm / Memelerin tomurcuktu daha / Saçların akma- mıştı omzundan / Gelincik tariasında oynarken / Ben seni yanlışlıkla öpmüştüm / Gebe kalmıştın utangaç bir kelebek- ten. Gece bahçelerinde denizin / Kara güller kanlı bayraklar / Kız ben senin yüzûnden / Eğri bir gemiye binmiştim / Kay- gan felsefe plajlarında / Üstsüz şiirler altsız romanlar / Bay- ramınız kutlu olsun / Büyük boy ozanlar yazarlar. Işığı görünce / Altını ıslatan devier / Çok yıldızlı sömürge otellerinde / Kanla kafa çeken sultanlar / Kekeme şiirler dil- siz romanlar / Kız ben seni yanlışlıkla kandırmışım / özgür- lüğe şu kapıdan girilir / Bu kapıda köpek var / Size balonlu sakız yok / Orta boy küçük boy ozanlar ozancıklar. Kapalı şiir kilitlı düğümlü şiir / Ayaksız at balsız an sütsüz inek / Kara gül kuru gül çürümüş gül / Ben seni yanlışlıkla koklamışım / Bilmiyordum gebe kaldığını / Büyük boy bir kal- pazandan / Evrensel bir tarih çıkardım / Kart erkeklere etini satan / Taze bir dulun günlüğünden. Barışçı toplar tüfekler bombalar / Sevgi elçisi uçan mer- miler / Kocasız kadınlar babasız çocuklar / Topal barış sağır uygarlık hey! / Savaş deyince ağzının suyu akan / Büyük boy sömürge bekçileri / Kapı kapı dolaşıp aferin toplayanlar / Ya- lanlan içme suyumuza karışmış / Teneke kuyumculan kar- ton çiçekler / Bayramınız kuttu olsun / Yabancı banknot çu- valları." • • • Gazeteci Aydın Engin, Almanya'dan gelir gelmez, ayağı- nın tozuyla girdiği Bayrampaşa Cezaevi'nden, erken çıktı! 103 günlük hapis cezası olduğunu bilen Aydın Engin, 12 Eylül öncesınde gözaltında tutuklu kaldığı 85 günü unutmuş git- mişti! Cezaevi yöneticisi: — Aydın Bey, sizi ayın 15'inde kapı önüne koyacağız! de- yince Aydın Engin: — Nasıl olur efendim, ben hesabını yaptım, 10 eylülde çı- kacağım! — Ne 10 eylülü? 15 haziranda çıkacaksınız! Aydın, cezaevi yöneticisinin 15 eylülü düşünerek öyle söy- lediğini sanıyordu. Savunmanı Atilla Coşkun, Aydın Engin'e azıcık çıtlatmış: — Daha erken çıkabilirsin, bunun için çabalıyorum. Ama, şimdi gününü söylemem. Sürpriz! diyordu. Atilla Coşkun'un dediği çıktı... Aydın Engin, Bayrampaşa'da kaldığı kısa süre içinde, ko- şullu salıvermeden yararlanamayıp, içeride kalan solculann, sabırla Anayasa Mahkemesi kararını beklediklerini gözledi. Cezaevlerıne haberler erken geliyordu: — Raportör raporunu hazırlayıp vermiş, Anayasa Mahke- mesi kısa süre içinde, raporu görüşecekmiş! Ahmed Arifin cenaze töreninde, Anayasa Mahkemesi Baş- kanı Yetka Güngör Özden'i TV'de izleyen hükümlüler — Yav, başkan da cenaze törenindel Git otur çalış! diyor- lardı. Cezaevlerinde yatanlann ruhsal durumlannı anlamak ge- rekir. Adalet Bakanlığı yetkililerinin bunu anladıklarını düşün- mek oldukça güç. Bakanlığın, "açık görüş"e ilişkin son ge- nelgesi; bayram bayramlıktan çıkarıcı nitelikteydi. "Terörle Mücadele" yasası uyarınca,' Anarşi ve terör suçlarından hü- kümlü ya da tutuklu olanlar" Kurban Bayramı'nda açık gö- rüş yapamayacaklardı. Oisiplin cezası alanlar, kaçan ya da kaçma girışiminde bulunanlar, cezaevi yönetimıne karşı is- yan eytemi gerçekleştirenler de açık görüş olanağından ya- rarianamayacaklardı. Adalet Bakanlığı'nca savcılara yollanan genelge, iptal istemiyle Danıştay'a gitti. Danıştay da istemi reddetti. Bir 'Ankara Notlan"nda, Anayasa Mahkemesi'nin "Terör- le Mücadele" yasasına ilişkin başvuruları, altı aydan önce sonuçlandıramayacağını yazmıştım. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Ûzden: — Bu bilgiyi nereden aldığınızı bilmiyorum. Ancak biz, adli tatil yapmadan çalışacağız. Anayasa Mahkemesi üyeleri izin- lerini, çalışmaları aksatmayacak biçimde düzenleyecekler de- di. Anayasa Mahkemesi raportörü henüz çalışmasını bitirmiş değildi. Aydın Ergin'den sonra, Dursun Akçam, geçen birkaç gûn içinde de Hasan Gürkan, Naci Kutlay sürgünden yurda dön- müşlerdi. Yurda dönenlerin kiminin evlerinde bayram vardı. Aydın Engin, o sürgündeyken ölen annesinin gömülüne git- ti... Gazeteci Deniz Teztel, bayramı emniyette, gözaltında ge- çirecekti. Bayram, gözaltında, cezaevlerinde geçireceklere, kutlu olsun! Salı akşamı Sovyet Elçisi Çernişev'in basına verdiği kok- teyl Hginçti. Büyükelçi Çernişev, Türk gazetecilere: — Sizlerle daha sık görüşmek istiyoruz! dedi. Sovyet Radyo Televizyonu temsilciliğine Anatoli Korrtski atanmıştı. Daha önceki Sovyet TV temsilcisi İhsan Mustafa- yev üç hafta önce, Moskova'da kanserden ölmüştü. Musta- fayev'i de tanırdım. Kokteylde, Hasan Yalçın, Baki Özilhan, Şefik Kahramankaptan, daha bir grup arkadaş büyükelçiye sorular soruyorduk: — Sayın büyükelçi, sosyalizm öldü mü? — Sosyalizm ölür mü hiç? Dünyada sosyalizm bir ülküdür. Sovyetler'den önce de dünyada sosyalizm vardı. Sosyalizm, gelecekte daha da güçlü olarak gelişecektir. Biz, sosyalizmi kurduktan sonra, otuz yılda her şeyi çözeceğimiz enayiliği- ne kapıldık. Büyükelçiye sordum: — Sosyalist ülkelerde sosyalizmin tökezlemesinde, C\A- nın rolü az mı çok mu? Ne diyorsunuz? Büyükelçi, ellerini açtı: — Çok, çok büyük! dedi. Bunu da ileride, CIA ajanlarının, başkanlannın anılannda okuyacaktık. (Polonya'daki etkisine bir 'Ankara Notlarfnda değinmiştim. Dediklerimin tümü çık- tn) Kokteylde Rus votkası yoktu; şarap, rakı, viski, cin vardı. Içkileri içerken "Na zdaroviya" yani "şerefe" dedik. Alman- lar "prosit" İskandinavlar "scol" diyorlar. Çokluk İskandinav ülkeierinde, Almanya'nın da kuzey bölgelerinde "prosit" deyip kadeh kaldınrken, karşınızdakinin gözlerine bakacaksınız. Bir süre böyle bakılacak! Almanya'da Karadenizli, arkadaşı Te- mel'e şöyle demiş: — Prosit deyincas, pööyle gözlerinin içine bakacaksın. Eş- şek gelmişsin, eşşek gideceksun! Bu fıkrayı, eski çalışma bakanlarından Karadenizli Ali Rı- za Uzuner anlattı: Ali Canpolat, Mükrem Erkin, Dursun Atıl- gan, birlikte birkaç kadeh içerken, iskandinav ülkeierinde, iç- kinin nasıl içilecegini, emekli elçi Sacit Somel iyi biliyor. Bir evde konukların sayısı sekizi geçmiyorsa, herkes tek tek ev sahibinin onuruna içiyor. 15 kişi filansa içilmiyor. O zaman, ev sahibini sarhoş etmek istedikleri anlamına geliyor! • • • Bugün, Köy Enstitüleri'nin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç1 un ölümünün yıldönümü, Tonguç, 1960 yılının 23 haziranın- da ölmüştü. İsmet Paşa, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Ton- guç, Köy Enstitüleri'yte birlikte anılıp, yaşatılacaklar. Köy Ens- titüjeri'ni kapatanlar ise, unutulup gidecekler. Köy Enstitüle- ri'ni, Türk halkına çok görenlere ne demeli? Ya onun adını da anmayanlara? İLAN GAZtOSMANPAŞA 1. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞt'NDEN Esas No: 1991/231 Edirne ili, Havsa, Osmanlı Köyü Hane: 222 C:6 S:15'de nOfusa ka- yıtlı Mehmet Ali ile Fatma'dan olma 31.3.1931 dojumlu Remzi Kut- un Edirne'den Istanbul'a geldiği oradan Israil'e gittiği ve bir daha ken- disinden haber alınamadığı bildirildiğinden, gaip hakkında maluniut; olanlann mahkemenuzin 1991/231 esas sayılı dosyasına 3 ay içinde malumat vermeleri hususu ilan olunur. 19.6.1991. FLnın- 73ıi7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle