Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 HAZÎRAN 1991 * * * * KENTOAŞAM CUMHURÎYET/l 7
Sirkeci'de yangın
• tstanbul Haber Servisi — Sirkeci'de bır vakfa ait iki
katlı işhanı yandı. Sirkeci'de Büyük Postane karşısında
Muhsinoğlu Vakfı'na ait Muhsinoğlu Han'ın ikinci
katında yaklaşık iki saat süren yangında Ahmet Kaya'ya ait
dükkân tamamen yandı, diğer dükkânlar da kısmen
zarar gördü. Yangın çevrede heyecana yol açtı. Yangının
çıkış nedeni ile ilgili bir açıklama yapılmadı.
Bahcelievler'tte soygnn
Hskcr S m U - PTT Bahçelicvler Yayla
Şubesi, dfln ak$am silahlı üç ltisi tarafından soyuldu.
Silahta soyguncular gflnlflk hasılat olan 59 milyon lirayı
CKK'nııı imza günti
• Kültür Servisi — Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün imza
ve söyleşi günleri çerçevesinde dün Adalet Ağaoğlu
okurlan ile bir araya geldi. Ataköy'deki Migros-
Atrium'da "Ruh Üşümesi" adlı kitabı 5. baskısını yapan
ve "Sessizliğin tlk Sesi" adlı kitabmın yeni basımı
hazırlanan Adalet Ağaoğlu, saat 17.00-19.00 arası
okurlan ile söyleşti ve kitaplannı imzaladı.
Istanbul'da eroin
operasyonu 3 kişi yakalandı
Haber Merkezi — Bursa'nın
Orhangazi ilçesine bağlı Üreğil
köyünde bir çiftlik evi olan
Türkiye'nin en büytik eroin
imalathanesinde 245 kilo eroin
ve 750 kilogram uyuştumcu kat-
kı maddesinin ele geçirilmesiy-
le ilgili sonışturma sürüyor. Po-
lisin uyuştumcu kaçakçılığına
karşı Marmara bolgesinde sür-
dürdüğü operasyonlar sonucu
dün de Istanbul'da, ikisi yaban-
cı uyruklu üç kişi 42 kilo saf
eroinle yakalandı.
Cumhnriyct Bursa Bürosu'-
nun haberine göre "Üregil ope-
rasyonu" ile ilgili soruşturma
çok yönlü sürdürülüyor. Uyuş-
tumcu kaçakçılarının Diyarba-
kır ve çevTe illerden oldukları,
Bursa yöresindeki operasyonla-
nn geniş çaplı düzenlendiği Ya-
lova'nın Çınarcık beldesinde de
bazı kişilerin gözaltına alındığı
belirtildi. Bu arada polis-
jandarma çekişmesinin ele ge-
çen uyuştumcu bedelinin yüzde
40'ının ödül olarak personele
dağıtılmasından kaynaklandığı
bildiriliyor.
Üreğil köyünde ele geçen
uyuşturucudan sonra çiftlikte 13
kişi bulunduğu, bunlardan
3'ünün yakalandığı, geri kalan-
lann ise kaçtığı öne sürülürken
jandarma, gözaltına alınanlar-
la ilgili olarak bilgi vermiyor.
Bu arada Remziye Şeker, Hacı
Ahmet Demir, Fikri Aslan,
Mebmet Şeker, Fatma Kocaka-
ya, Ayşe Çolak, Tenzile Koca-
kaya. Mehmet Cihat Kocakaya
ve Tugba-Çolak hakkında gıya-
bi tutuklama karan çıktı.
Uyuştumcu operasyonu ne-
deniyle Interpol, Jandarma Ge-
nel Komutanhğı, Emniyet Genel
Müdürlüğü Narkotik Daire
Başkanlığ] yoğım olarak çaüşır-
ken Orhangazi'de görevli "rnt-
beli personel"in ödüllerini Jan-
darma Genel KomutanlığYndan
alacaklan bildiriliyor.
tstanbul Haber Servisi'mizin
bildirdiğine göre Interpol tara-
fından 2.5 yıkiır tüm Avrupa'-
da aranan fsrail uyruklu Dani-
ei Martinez ve Israel Ozif a ile
şebekenin Türkiye'deki uzantı-
sı Selahatün Kuıç, tstanbul'da
piyasa değeri yaklaşık 1 milyar
İiralık saf eroinle yakalanırken
şebekenin öteki elemenı Meir
Zıbly ise kısa süre önce yurtdı-
şına çıktığından ele geçirileme-
di.Polis yetkilüerininverdiği bil-
giye göre Türkiye'den sağladık-
lan uyuşturucuyu tsrail ve Av-
rupa ülkelerine gönderen sebe-
ke elemanlan, Istanbul'dan yur-
da girişlerinden itibaren izlen -
meyebaşlandı.
r
EREKLİ TELEFONLAR
• fttfs latot 055
: 000
:056
ZıMa
172 13 73 -74-75 ve (
• l&dma:068
527 57 00
fcnr AdfcO77
Sa0* HMMüi: 511 89 18
» T»: 588 48 00
T*: 534 00 00 (100 han
Ty 340 01 00
EtM: 131 22 09
k 152 43 00
y 588 44 00
SSK Okmifiam: 132 30 00
SSK Mztapr 358 67 60
• TMffc:
Tıaflk * * • Md.: 176 24 14 (Ist),
356 04 85-86 (Kadıköy)
Miff Tnlfc: 377 22 07 (E-5).
356 04 86 (Şetıiriçi),
314 36 (B.Çekmece)
573 13 31,
m IMtar: 574 23 00 (25 tıal),
Saatrafc 574 73 00,
•mnatfM: 574 82 00 (45hat)
• •DY:
527 00 50,
m f : 336 20 63
ILPa* S M M 348 80 20
• VtfM:
$4* IMtan: 526 40 20,
144 42 33,
M z Yfteı (teaatt): 145 53 66,
144 25 02, 149 18 96
DMiz OtafeM: 149 15 58
• METEOMUUb
(Hava tahmini öğrenme) 573 89 80
BBnkUBI
526 62 74,
Muto 526 62 74
P 150 83 50,
Ka*Uy:348 71 40
• THL069
• » AMZA:
: 522 97 03,
HABERLERİN DEVAMI
Arife Günü Sesli Düşünmek...
(Baftarafi 1. Sayfada)
netimle, Özal'la birlikte olmuş, birlikte göz-
ükmüş olanlar, herhalde Demirel'i yeniden
tepelerinde görmek istemezler. Böyie bir ola-
sıiık rahatsızlık yaratıyor bu çevrelerde.
— Peki ama Özal + Yılmaz formülü
ANAP'ı tek başına sandıktan çıkartabilir mi?
— Bunun mucizeyle eşanlam taştdığını bi(-
miyor değiller.
— O zaman?
— Türkiye'de bir koalisyon dönemi yak-
laşıyor, bunun farkındalar. Şimdilik istedik-
leri, ANAP'ın siyaset sahnesınde söz sahibi
bir parti olarak varlığını sürdürmesi, Meclis'-
te anahtar rolü oynayabilir bir çoğunluğa sa-
hip olabilmesi...
— Mûmkün mü?
— Mesırt Yılmaz'ın genel baskanlığıyla bu
hedefe varılacağına inanıyorlar. Nitekim
Çankaya'yı da Yılmaz'a destek konusunda
böyiece ikna ettikleri söylenebilir.
— Peki nasıl bir koalisyon?
— Bugünden kestirmek kolay değil kuş-
kusuz. Ama gönüllerinde yatan koalisyon hü-
kümeti, ANAP + DYP'dir. Tabii Turgut
özal'ın da Çankaya'da oturmaya devam et-
mesi koşuluyia...
— Bu nasıl olacak? İki yıldır Özal'ı indir-
mekten söz eden Demirel, Yılmaz'ın koluna
girlp özal'ın huzuruna mı çıkacak? Sanmı-
yorum.
— Kimine göre Demirel pragmatik bir po-
litikacıdır; yeniden iktidar olabileceğini gös-
termek için bunu da yapabilir; çünkü böyte-
ce ilk seçimde ANAP'ı yok edeceğini de dü-
şünür,
— Ama ya inandırıcılık, güvenilirlik? Bun-
lar da yok mu politikada?
— İlke olarak var tabii. Ama kamuoyu de-
netiminin dogru dürüst işlemediği bizim gi-
bi ülkelerde bu ilkeye o kadar boş veriliyor
ki...
— Yani siyasettir bu, belli olmaz deyip ge-
çelim mi?
|~~— O kadar değilse bile ihtiyatfı olmakta ya-
rar var diyenlere de kulak verilebilir.
— Kısacası: Özal Çankaya Köşkü'nde otu-
rurken ANAP'la DYP'nin bir koalisyon hükü-
metinde buluşması... Öyte mi?
— Evet, bu çevrelerin gönlünde yatan bu.
— İyi ama, seçim sandığında nasıl etkili
olacakmış bu çevreler?
— Tabii bu açıdan sihirli bir formül yok el-
lerinde. Geniş kitleleri etkilemeleri çok zor.
Ancak ANAP'ın, Mesut Yılmaz'ın arkasına
büyük bir destek yığacaklar. Ne ölçüde so-
nucu etkiler bu destek, şimdiden bilinmez.
— Başka olasılıklar yok mu?
— Ne gibi?
— DYP ile SHP'nin bir koalisyon kurarak
özal'ı Çankaya'dan indirmeleri...
— Olabilir; sürpriz sayılmaz.
— Tek başına Doğru Yol iktidarı?
— Şimdilik zor gözüküyor.
— Tek başına SHP?
— Bu da uzak ihtimal bugün için. Çünkü
Ecevit'in DSP'yle birlikte sol oylar bölünüyor.
— Mesut Yılmaz'ın bir başka role soyun-
ması söz konusu olabilir mi?
— Nasıl?
— İspanya'da Franko dönemi sırasında
demokrasiye geçilirken Suarez'in oynadığı
kilit rol gibi... Türkiye'de demokratik bir in-
şa hareketinin başını çekmek örneğin... Bir
bakıma da Almanya'da liberallerin lideri
Genscher'in neredeyse, yirmi yıldır merkez
sağla merkez sol arasında oynadığı anahtar
rol gibi bir şey de akla gelebiliyor.
— Genç ve iddialı bir siyaset adamı ola-
rak, bazen bu tür rolleri kafasından geçirdi-
ği söylenebilir Mesut Yılmaz'ın.
— Ama önce ANAP'ın ayakta kalması ge-
rekiyor.
— Kolay mı?
— Pek değil.
— Bayram arifesinde lafı uzattık.
— Haklısın.
— Ama şurası da bir gerçek: Son derece
ilginç bir seçim dönemine giriyoruz. Çok
oyun ve oyun içinde oyun var önümüzde. O
yüzden tekdüze düşünmekten kacınmakta
yarar var.
— Doğru.
Bakanları düşürürüz
Bingöl
10 PKK'h
ölü ele
geçirildi
DtYARBAKIR (Cumhuri-
yet) — Bingöl'ün Genç ilcesi ya-
kınlannda güvenlik güçlerinin
sürdürdüğü operasyon sonucu
10 teröristin ölü olarak ele ge-
çirildiği, üç örgüt üyesinin gü-
venlik güçlerine teslim olduğu
bildirildi.
Olağanüstü Hal Bölge Valili-
ği'nden yapılan açıklamaya gö-
re güvenlik güçleri Bingöl'ün
Genç ilçesine bağlı Diltepe böl-
gesinde 20 haziran günü bir ope-
rasyon düzenledi. Bu sırada çı-
kan bir çatışmada güvenlik güç-
leri dördü kadın 10 teröristi 9
adet uzun namlulu silah, 1 adet
RPG-7 roketatar ve bir adet el
bombasıyla birlikte ölü olarak
ele geçirdiler.
Bölge Valiliği'nin açıklaması-
na göre ayrıca bölgede yasadışı
bir örgüt içinde silahlı eylemle-
re girişen, ancak yaptıkları ey-
lemlerden pişmanlık duyan üç
terörist de üç adet uzun namlu-
lu silah, bu silahlara ait çok sa-
yıda şarjör, mermi ve dört adet
el bombasıyla birlikte güvenlik
güçlerine teslim oldu.
VEÜEFENDt
HİPODROMiriNDAN
FİKRET DAĞLIOĞLÜ
1. Koşu: F (3) Sünerbey, P
(5) Demirbey, P (2) Birtaç S
(1), Kumşbey
2. Koşu: F (1) Fehmico, P (3)
Suzan, 2 P (4) Albenli, S (12)
Şimşek 88
3. Koşu: F (3) Gene Kelly, P
(6) Seninim, S (2) Avi
4. Koşu: F (8) Özcanbey, P
(7) Buse, P (5) Tara, S (11) Al-
tolgalı
5. Koşu: F (8) Final cut, P
(9) Hakbatur, P (3) Centraline,
S (12) Thander Bird.
6. Koşu: F (9) Gülipek, P (3)
Hakanhan, P (1) Bükentay, S
(4) Moryosan
7. Koşu: F (10) VVestsides-
tory, P (6) Bemy Best, P (2)
Pamily, S (8) Melike, S (9) She-
ba
8. Koşu: F (9) Mirdasbey, P
(4) Gönül, P (3) Tuluybey (S)
(ll)Bedüş.
Seçim için 20 trilyon
(Boştorafı 1. Sayfada)
nin de 8-10 trilyon lirayı gerek-
tirdiği beliniliyor.
Pakdemirli, Hazine, Merkez
Bankası ve DPT üst yöneticile-
ri ile görüşerek ekonominin du-
rumu ve eldeki kaynaklar konu-
sunda bilgi alıyor. Ancak hükü-
met programı ya da alınması ön-
görülen ekonomik önlemler ko-
nusunda bürokratlara herhangi
bir çalışma talimatı vermedi.
Pakdemirli, yakın çalışma arka-
daşlan ile hükümet programmın
ekonomiyle ilgili bölümlerini
tartışırken, Akbulut hükümeti-
nin Devlet Bakaru Işın Çeiebi de
DPTde yeni hükümet programı
ile ilgili bir çalışma başlattı. Çe-
lebi, DPT uzmanlanndan genel
ekonomik dunım değerlendir-
mesi ve hükümet programına
ilişkin önerileri içeren bir taslak
haarlamalarını istedi.
Memura ikinci yanyıl zammı
seçim tak\imiyle ilgili önemli bir
gösterge olacak. Ekonomi yöne-
timinden sorumlu üst düzey bü-
rokratlar, yüksek oranh bir ma-
aş zammınm erken seçim haber-
cisi olacağmı belirtiyorlar.
Uzmanların verdiği bilgiye
göre zam 1991 bütçe ve ekono-
mik programında saptandığı gi-
bi yüzde 20'de tutulması halin-
de bile bütçeye 3.9 trilyon lira-
hk bir ek yük getirecek. Seçim
öncesi memurlan memnun et-
mek amacıyla yapılacak zam-
mın ise yüzde 50'leri aşması ge-
rektiği kaydediliyor.
Bu arada Yılmaz hükümetinin
ekonomide fazla bir seçeneği
bulunmadığı da belirtilerek, bu-
gün için izlenmesi gerekli "doğ-
ru ekonomik politika"nın "or-
ta vadeli bir istikrar programı-
na yönelmek" olduğu kaydedi-
liyor. Dünya Bankası, IMF ve
OECD'nin Türkiye ile ilgili son
raporlannda da kamu Tınans-
marıı, ödemeler dengesi ve dış
borçlanma açısmdan "orta va-
deli bir yapısal ujntn programı"
önerilmişti. Ücret artışlarının sı-
nırlandırılması, yeni vergiler ve
zam ağırhkh bu tür bir istikrar
ya da "yapısal uyum" programı-
nı en geç 16 ay sonra seçime gi-
decek bir hükümetin uygulaya-
bilmesinin ise hemen hemen
olanaksız olduğuna dikkat çeki-
lirken, Pakdemirli'nin patronlu-
ğunda uygulanacak yeni ekono-
mi politikalanmn seçim ağırlıkb
olmasının kaçımlmaz olacağı
vurgulanıyor.
Kasımda erken seçim karan-
na vanlması halinde yeni döne-
min olası ekonomik uygulama-
lan şöyle sıralanıyor:
1- Yüksek maaş ve ücret: Ka-
mu işyerlerindeki toplusözleşme
görüşmelerinde daha "yumu-
şak" bir tavır izlenecek. Memur-
lara, Özal'm cumhurbaşkanı sç-
çimine hazırlandığı 1989 yıhnda
olduğu gibi yüksek maaş artışı
verilecek. Temmuz zammı yüz-
de 50 civannda olacak.
2- Yüksek taban fiyat, peşin
ödeme: Taban fi^tlan henüz
ilan edilmeyen pamuk, fındık,
pancar ve ayçiçeğine yüksek fi-
yat ve peşin ödeme gündeme ge-
lecek. Buğday ciftçisinin gönlü-
nü alabilmek amacıyla yüzde
75'lik peşin ödeme yüzde 100'e
çıkanlip alım fiyatları bir mik-
tar arttınlabilecek. Bu da 8-10
trilyon İiralık bir kaynak gerek-
tiriyor.
3- Kredi muslukları açüacak:
Güneş Taner'in geçen ay başlat-
tığı faiz operasyonu daha sıkı bi-
çimde uygulanarak faiz oranla-
rının düşürülmesi sağlanacak.
Çiftçi ve esnaf kitlelerine yöne-
lik olarak Ziraat Bankası ve
Halk Bankası'nın kullandırdığı
krediler arttınhp faizleri bir
miktar daha aşağı cekilecek.
Demir^Çelik ürünlerine
yüzde 5-10 zam
Ekonomi Servisi — Demir- cer lmer, yapügı yaalı açıklama-
çelik ürünlerine yüzde 5 ile 10 da zammın, "Uretim girdilerin-
arasında değisen oranlarda zam
yapıldı. Zamli fıyatlarla satışla-
ra 27 haziran günü başlanacak.
Türkiye Demir ve Çelik tşlet-
meleri Genel Müdürü Dr. Sen-
deki artış nedeniyle" yapıldığı-
m söyledi.
İmer'in açıklamasma göre de-
mir çelik ürünlerinin eski ve ye-
ni fiyatları şöyle:
M M I H I cinsi
KDV dahil (Bin)
Kûtûk demir
Dûz yuv. demir
Nervürlû demir
Profil demir
Köşebent demir
Pik demir
Kok yan ürün
Eski flyatJon
KDV dahl (Bin)
1.260-1.330
1.470-1.480
1.550-1.580
1640-1.890
1.520-1.810
650-780
Muhtelif
Ifeni fiyat
1.340-1.440
1.560-1.600
1.630-1.680
1.780-1570
1.580-1.890
730-850
Muhtelif
Ort. Artış
7
7
5.7
6.2
4.2
10.4
6.0
(Baştarafi 1. Sayfada)
adaya calışıyor. Normal olarak,
bu arkadaşlar eğer bizi tasvip et-
meseydi, ayrılmaları iktiza
ederdi" diye konuştu. Grubun
önde gelen adlanndan Kültür
Bakanı Namık Kemal Zeybek.
"Bajram sonrasında 7 kişiÛk bir
yüriitme kurulu belirlenecek,
her türlii karan bu kurul
verecek" dedi.
Başbakan Yıldınm Akbulut
eşi Samia Akbulut ve Kültür Ba-
kanı Namık Kemal Zeybek ile
birlikte GAP özel uçağıyla dün
Ankara'dan lzmir'e geldi. Baş-
bakan Yıldınm Akbulut'u
ANAP Izmir tl Başkanı Fevzi
Kahnunan, Aydın ll Başkanı Ni-
zamettin Sanbaş'm da bulundu-
ğu çok az sayıda partili karşıla-
dı.
Akbulut gazetecilerin
"MKYK'da denge olmadıgını
söylediniz. Bu denge hükümet-
te de sağlanmazsa ne
>-apacaksınız" sorusuna "Geliş-
melere göre karanmızı verece-
ğiz. Bu dengelerin dikkate alın-
masında partinin yaran vardır.
Biz partimizin menfaatlerini
gözeteceğimizi söylüyoruz. O
nedenle bu nispetlerin dikkate
alınmak suretiyle organların
oluşturulmasinda partinin yaran
var. Gelişmelerin ne olacağmı şu
anda kestirmemiz mümkün de-
gil. Ama arzu edilmeyen netice-
lerin doğmaması için herkesin
birlikte gayret etmesi mükellefl-
yetinin olduğunu da bilmek
lazımdır" yanıtmı verdi. Akbu-
lut bir başka soru üzerine de
"Kongremizi bütıin kamuoyu
takip etti. Biz hiçbir zaman bu
kongreden yenik çıktıgımızı var-
saymıyoruz. Herkesin gözü
önönde cereyan eden olaylar ve
kongre sonuçları malum" dedi.
Akbulut "Eğer kongredeki olay-
lan önceden tahmin etseydiniz,
aday olur muydunuz" sorusuna
da şu karşılığı verdi:
" Kongrelerde böyle olaylar
cereyan etmez. Bunu duşünme-
miz mümkün degil. Bir bakan-
lar kurulunu düşününüz ki, 15'e
yakın bakan bakanlık sıfatı üs-
tündeyken gidip başka adaya ça-
lışıyor. Düşünün o 15 bakan
normal olarak eğer bizi tasvip
etmeseydi aynlması iktiza eder-
di. Bize oy verseydi, yanında bir
deiege getirseydi ilk turda biz se-
çiliyorduk. Basit hesap. Onlann
bu şekilde hareket etmelerinin
nedenlerini düşünüyorum."
Akbulut, önümüzdeki günler-
de partiden kopmalar beklenip
beklenemeyeceğine ilişkin soru-
ya da "Partinin zararına olacak
bir harekette bulunmayacağız,
bulunmayız. Aynı şekilde bunu
herkesin düşünmesi lazım. Sade-
ce bu duşünce bize ait
olmamair yanıtmı verdi.
Akbulut daha sonra, bayram
tatilini geçirmek üzere karayo-
luyla Güllük'e gitti.
Akbulut'la birlikte hareket
eden 90 dolayında milletvekili,
giderek parti içinde ayn bir güç
haline geliyor. Anavatan'da Bir-
lik adı verilen grubun hüküme-
te güvenoyu verse bile önümüz-
deki yasama yıhnda "istenme-
yen bakanlan diişünne" yoluna
gideceği öne sürüldü.
Zeybek, dün Devlet Resim ve
Heykel Müzesi'nde düzenlediği
basın toplantısıyla bakanlık bü-
rokratlanna veda etti. Daha
sonra gazetecilerle sohbet eden
Zeybek, yeni kabinede görev al-
mayacağıru, görev verilmesi du-
mmunda da istifa edeceğini bil-
dirdi. ANAP Büyük Kongresi-
nde divan başkanlığının
"usulsüzluk" yaptığma ilişkin
sözlerini yineleyen Zeybek, Ak-
bulut'u desteklemek için hiçbir
pazarlığa girmediğini, sadece
partinin çizgisini korumayı
amaçladığı için Akbulut'tan ya-
na tavır aldığını söyledi.
Zeybek, kendisine Mesut Yıl-
maz ekibinin vaatlerde bulundu-
ğunu belirtirken "asıl pazarlık
yapanın" Ekrem Pakdemirli ol-
duğunu söyleyerek şu savları dile
getirdi:
"Kongre öncesi iki aday orta-
ya çıkmıştı. Birisi (Yılmaz'ı kas-
tederek) bana ve Pakdemirli'ye
istediğimiz bakanlıklan verece-
ğini, MKYK'yı da birlikte tespit
edeceğimizi söyledi. Diger aday-
la (Akbulut'u kastederek) ise
parti çizgisinde aynı fikirdeyiz.
Partinin bir grubun tahakkümü-
ne sokulmak istendiğini söyledi.
Bu endişeyi ben de gördum. Bu
nedenle bana hiçbir şey vaat et-
meyen Akbulut'a destek karan
aldım. Ekrem Pakdemirli pazar-
lık yaptığını söylüyor. İçine sin-
diriyorsa saygı duyarım. Ekrem
Bey, Mesut Yılmaz ile görüşme-
sinde azil olmaması için bir ya-
zılı belge istedi. Bunu ekono-
miyle ilgili belirleyeceği bakan-
lar için de istedi. Yılmaz ise
'Böyle bir şey olmaz' dedi. Bu
kez Pakdemirli kendisi bir yazı-
lı belge verip bunu imzalaması-
nı istedi. Yılmaz'a 'tmzalamasa-
DU da bu sizde kalsın' dedi. Yıl-
maz bunu imzalamadı. Ancak
bir süre yanında taşıdı, sonra
belgeyi Pakdemirli geri aldı."
Yılmaz'dan yana tavır alma-
masında "partinin bir grubun
tahakkümü altına ginnesi" şek-
lindeki endişesinin etken oldu-
ğunu ifade eden Zeybek, "Mer-
kez Karar'daki dagılım ve tercitı,
bu endişemi haklı çıkarmıştır''
diye konuştu. Kabinede ise
"haksız" dağüım yapılamayaca-
ğmrbelirten Ze>bek, "Bakanlar
Kurulu'nda dağılımın dengeli
olacağmı sanryorum" dedi. Hü-
kümete güvenoyu verilip veril-
memesi konusundaki tutumlan-
nı 90 kişilik milletvekili gmbuy-
la birlikte kararlaştıracaklarını
anlatan Zeybek, toplanüda alı-
nan kararları şöyle açıkladı:
"— ANAP'm çizgisinin kurul-
ması, icra organının bu çizgi ve
ilân edilmiş ilkeler dognıltusun-
da uygulama yapmasını denet-
lemek üzere bir grup oluşturul-
ması. Gruba 'Anavatan'da
Birlik' adı verilmesi.
— Grubun başkanlığına Ak-
bulut'un getirilmesi. Kendisi ta-
rafından grubun işlerini yürüt-
mek üzere 7 kişilik bir yüriitme
kurulu seçilmesi. Seçimin bay-
ramdan sonra yapılması.
— Kamuoyunda yıpranmış
olan ve bu hüviyetleri de parti
imajını zedeleyen kişilerin Ba-
kanlar Kurulu'na alınması ha-
linde güvenoyu konusunun tek-
rar gözden gecirilmesi.
— Bakanlar Kurulu'nun da-
ğılımı esas aiınarak güvenoyu
konusunda karara vanlması,
Bakanlar Kurulu açıklandıktan
sonra güvenoyu öncesi toplantı
yapılması."
Koltuklar dikenli
(Baftaraft 1. Sayfada)
mesi önerisinde bulundu. Özal
1
ın, Yılmaz'ın hazırladığı Bakan-
lar Kurulu listesine fazla müda-
halede bulunmamayı yeğlediği,
ancak parti içerisindeki denge-
lerle bölgesel dengeler konusun-
da hassas davrandığı öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Turgut özal,
dün Mardin, Kızıltepe ve Göl-
cük'teki sancak törenlerine ka-
tüdıktan sonra Ankara'ya döne-
rek Mesut Yılmaz ile görüştü.
Özal akşam da Dalaman'a git-
ti. Cumhurbaşkanı'nın, 26 hazi-
rana kadar Marmaris'teki Ok-
luk Koyu'nda bayram tatilini ge-
çirdikten sonra Ankara'ya döne-
ceği belirtildi.
Mesut Yılmaz, dün evinde Ba-
kanlar Kurulu listesi üzerindeki
son değerlendirmelerini yaptı.
Ydmaz, bir ara Mustafa Taşar ve
Ekrem Pakdemirli ile de görüş-
UL
Yılmaz'ın temaslan
Mesut Yılmaz sabah ilk ola-
rak Mustafa Taşar ve Ekrem
Pakdemirli ile iki saat kadar bir-
likte çalıştı. Yılmaz'ın Cinnah
Caddesi'ndeki evine daha son-
ra tzmir Milletvekili Işılay Say-
şın, îstanbul Milletvekili Hilmi
Özen, Sivas Milletvekili Şakir
Şeker ve Ankara Milletvekili
Barlas Doğu geldiler.
Devlet Bakanı Hüsamettin
Örüç de Yılmaz'a kısa bir ziya-
rette bulundu. Şanlıurfa Millet-
vekili Cenap Gürpınar ve Anka-
ra Milletvekili Mehmet Çevik de
Yılmaz ile görüştüler.
Mesut Yılmaz, Merkez Ban-
kası Başkanı Rüşdü Saracoğlu
ile bir görüşme yaptı. Görüşme-
de önümüzdeki dönemde uygu-
lanacak ekonomi önlem ve
polıtikaların değerlendirildiği
öğrenildi. Olası bir seçim eko-
nomisi uygulamasının kamu fi-
nansmanı üzerindeki etkilerinin
de ele alındığı kaydedilen görüş-
mede, Yılmaz'ın Merkez Ban-
kası'nın bağımsızlığına önem
verdiklerini söylediği belirtildi.
Birkaç bakan dışında Yılmaz
kabinesi hazır hale geldi. Yıl-
maz'ın hUkümette Kâmran
İnan, Cemil Çicek ve Cengiz
Tuncer'e de yer vereceği, tmren
Aykut'un hükümet sözcülüğü
yapacağı kaydedildi. Kesin şek-
lini bugün alması beklenen hü-
kümette olası bakanlar şunlar:
Adalet Bakanı: Şakir Şeker,
Milli Savunma Bakanı: Barlas
Doğu, İçişleri Bakanı: Mustafa
Kalemli, Dışişleri Bc.kanı: Safa
Giray, Maliye ve Gümrük Baka-
nı: Muzaffer Ancı, veya Erol
Zeytinoğlu, Milli Eğitim Baka-
nı: Avni Akyol, Bayındırlık ve
tskân Bakanı: tbrahim Özde-
mir, Sağnk Bakanı: Hilmi Özen,
Ulaştuma Bakanı: Öker Tuncay,
Çahşma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kam: Işılay Saygm. Sanayi ve Ti-
caret Bakanı: Seçkin Fırat veya
Kâzım Oksay, Enerji Tabii Kay-
naklar Bakanı: Şanabettin Aras.
Kültür Bakanı: Cemal Özbilen,
veya Turizm Bakanı: Biilent
Akarcah veya Ali Talip Özde-
mir.
Bu arada Mesut Yümaz'm
Devlet Bakanhkları'nda da bü-
yük çapta değişikliğe gittiği öğ-
renildi. Yılmaz'ın atama yaptığı
devlet bakanlığı sayısmın 13 ol-
duğu, iki bakanhğın da boş tu-
tulduğu, Vehbi Dinçerler, Cemil
Çicek, Mustafa Taşar'ın yerleri-
ni korudukları kaydedildi.
Imren Aykut ve Cengiz Tun-
cer'in devlet bakanhklanna kay-
dırılacağı belirtilirken, ANAP
Teşkilat Başkanı Fahrettin Kurt
fle genel başkan yardımcısı Saf-
fet Sert'in de devlet bakanlıkla-
rı ile görevlendirildiği belirtildi.
Ersin Kocak, Mehmet Ali Bili-
ci, Gökhan Maraş, Mehmet Çe-
vik, Eyıip Cenap Gürpınar, Ya-
şar Eryılmaz, Cavit Kavak, tl-
han Aküzüm, Adnan Tutkun
1
un adları da devlet bakanlıklan
için geçiyor.
Edinilen bilgilere göre adı
Milli Savunma Bakanlığı için
geçen Mükerrem Taşçıoğlu ka-
bine dışı kalıyor. Sıvas Milletve-
kili Mükerrem Taşçıoğlu'nun
aynı bölgesinden Şakir Şeker'-
in Adalet Bakanhğı'na getiril-
mesi nedeniyle kabine dışı tutul-
duğu öğrenildi. Lütfullah Kay«-
lar'ın da kabineye alınmadığı
öne sürüldü.
Bakanlık için isimleri geçen-
ler, ANAP içinde farklı tepkilere
yol açtı. Kongrede Yılmaz ile ça-
lışan ve bakan olmaları bekle-
nen Mehmet Gedik, Mehmet
Akdemir, Cengiz Altınkaya, Şa-
dan Tuzcu gibi isimlerin dışan-
da kalması Yılmaz cephesinde
"hoşnutsuzluk" yarattı. Aksaç-
lılar olarak nitelenen gmbun Ta-
şar'ın bakanlığına tepki göster-
diği, Safa Giray'ın Dışişleri Ba-
kanı olmasına da "dış politika
deneyimi eksikliği ve diploması
için yeterii tngilizceye sahip
olmaması" nedeniyle karşı çıkı-
hvor.
Savcı Demiral'a ağır
(Baştarafi 1. Sayfada)
düklerini, daha sonra da TV-
den "kamuoyuna teşhir edilerek
yargılanmadan suçlandıklannı"
anlattı.
Kazan, Ankara DGM Baş-
savcısı Nusret Demiral'ın Tür-
kiye Cumhuriyeti için bir tehli-
ke olduğunu, hareket alanının
bütün Türkiye'ye yayıldıgını ve
Demiral Cumhuriyet Savcısı ol-
duğu sürece Türkiye'de herke-
sin tehlike altında bulunduğunu
vurguladı.
Gözaltındaki avukatlar ve ga-
zeteci Teztel için hem DGM
Başsavalığı'na hem de Adalet
Bakanhğı'na başvuruda bulun-
duklannı ammsatan Kazan şöy-
le konuştu:
"20 Haziran 1991 sabahı ön-
ce Adalet Bakanı Mahmut Ol-
tan Sungurlu ile sonra da İçiş-
leri Bakanı Abdülkadir Aksu ile
birer telefon görüşmesi yaptık.
21 haziran günü avukat Yarayı-
cı ve Demir, gazeteci Deniz Tez-
tel'le görüşmek istediğimizi ri-
ca ettik. Başsavcı Demiral'ın yi-
ne hukuku hiçe sayacağını an-
latarak Başbakanlık genelgesi-
nin hayata gecirilmesi için yar-
dımlannı betdedigimizi bettrttik.
Bakan Sungurlu, 'Benden çok
zor bir şey istiyorsun. Demiral
beni dinlemez. Ben istifa etmiş
bir hükümetin bakanı olarak yi-
ne de çalışacağım. Ancak so-
nuçtan ümitli değüun' dedi. Gö-
rüşmeler sonunda Demiral,
Adalet Bakam'nın kendisini de
aradıgını ama gözaltındaki sa-
nıklann avukatlan Ue görüşme
hakkı olmadıgını açıklanuş. So-
ruşturmayı yürüten Nuh Mete
Yüksel yasalanmızda 'gözetime
alınan sanıkların avukatlan ile
göniştüriilmeyi öngören bir hü-
kum bulunmayışını gerekçe gös-
tererek, isteğimizi reddeden ya-
zıyı yazıp imzaJamış."
UGURMUMCU
(Baftarafı 1. Sayfada)
Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyonjz: ABD, Türkiye top-
raklannı öteden beri Ortadoğu müdahalesi için bir üs ola-
rak kullanmak istiyor. Dün böyleydi bugün de böyledir.
Herhalde yarın da böyle olacak...
1980 yıhnda ABD ile Savunma işbirliği Anlaşması imza-
lanırken Amerikalılar "Çevik Kuvvet" olarak adlandınlan "fta-
pid Deployment Force = İvedi Konuşlandırma Birtiği"ne
Türkiye'yi katmak için çok çaba harcamışlar; ancak Türk
Genelkurmayı'na bu öneriyi kabul ettirememişlerdi.
"Rapid Deployment Forcet' niçin kurulmuştu?
Amaç "krizli bölgelere ivedi müdahalen
y\ sağlamaktı. Bu
bötgeler de NATO'nun sorumluluk alanı dışındaydı.
O gün için bu "krizli bölge" de İran'dı.
Türkiye, Ortadoğu'daki bir oldu bittiye karışmak istemi-
yordu. Bu yüzden Savunma İşbirliği Anlaşması'nda "ivedi
Konuşlandırma Birliği"r\e katılmayı kabul etmedi.
Körfez bunalımı nedeniyle Suudi Arabistan'a indirilen 82.
Hava İndirme Tugayı işte bu "İvedi Konuşlandırma Birliği"
dir.
Türkiye NATO'ya niçin alınmıştı?
İşte bu yüzden alınmıştı.
Türkiye'ye öteden beri verilen görev "Körfez'deki petrol
b0kçiliği"üir.
Türkiye NATO'ya bu nedenle alınmıştı.
50'lerin başında Türkiye'nin, "Ortadoğu kuvvetleri
komutanhğı" adıyla kurulacak bir askeri güce katılması ön-
görülmekteydi. Bu projenin sahibi de ingirtere'ydi.
ingiltere bu nedenle Türkiye'nin NATO'ya alınmasına karşı
çıkıyordu. ABD de Türkiye'nin NATO'ya girmesinden yana
değildi.
Ne zaman ki Menderes hükümeti "gerekirse Ortadoğu
1
da Batı'nın bize vereceği etkin görevi üstleniriz" güvencesi
vermiş, o tarihten sonra Türkiye NATO'ya girebilmiş, İngil-
tere de bu konudaki çekincelerinden vazgeçmişti.
Ortadoğu'da yaşanan son olaylar bu rolün önemini da-
ha da arttırmıştr.
NATO'nun gerektiğinde sorumluluk alanları dışındaki
alanlara müdahalesini öngören "Out ofArea" kuramı da Or-
tadoğu olayları için oluşturulmustur. Afganistan işgalinden
sonra ortaya atılan bu kuramın Körfez bunalımı nedeniyle
uygulandığını da hepimiz gozlerimizte gördük. "OutofArea"
kuramı bugün de işliyor
NATO'nun yeni işlevi bu kurama bağlanmıçtır.
Bu kuramın 1957 yıhnda "Eisenhower Doktrini" olarak bi-
linen kuramdan da bir farkı yoktur.
Eisenhovver doktrini Ortadoğu ülkelerinin Sovyet etkisi-
ne girmesini, ABD ve Batı ülkelerine karşı "öolaylı saldın"
kabul ederdi.
Eisenhower doktrini, Ortadoğu devletlerinin kendi petrol-
lerine sahip çıkmalarını da "dolaylı saldırı" kavramı içinde
görmekteydi.
Sovyetler Birliği'ndeki son gelişmeler NATO'nun klasik
işlevini değiştirmiştir. Bu "Sovyet tehdidi" artık söz konusu
değildir.
Bugün ABD'nin ilgi alanı Sovyetler değil Ortadoğu'dur.
Körfez savaşından sonra ABD, tek egemen güç olarak
bölgenin siyasal haritasını yeniden çiziyor.
Bu yeni siyasal haritada Kıbns ve Kürt sorunlan var.
Her iki sorun da ABD'nin istediği biçime sokuluyor. Türki-
ye'ye de bu Amerikan çözümleri için roller veriliyor
Körfez savaşı bölgede bir süreç başlattı.
Türkiye bu savaştan kazançlı mı çıktı, yoksa zararlı mı?
Petrol faturalan... Sığınmacılar... Ekonomik yıkım... Bunlar
bir yana, şimdi Kürt Çevik Kuvveti ve Kıbns gibi sorunlar
da gündemdedir.
Bir söz vardır, bilirsiniz:
— Alavere dalavere Kürt Memet nöbete...
ABD de "Türk Memef\ binbir türlü alavere ve dalavere
ile Körfez nöbetine dikiyor!..
KıbrısHa eşit statti
(Baştarafi 1. Sayfada)
le "kabul edilemez olarak
nitelendirildiğini" bildirdiler.
Ancak dün bir gazetede Ba-
ker'ın Türkiye'ye "beşli zirve"
önerisinde bulunmadjğı, mektu-
bun içerdiği en önemli noktanın
Ankara'dan istenen toprak ta-
vizlerinin oluşturduğu yolunda çı-
kan bir haber, yeni bir tartışma
başlattı. Haberde ABD'nin,
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ta-
rafından ortaya atılan, Yunanis-
tan, Türkiye, KKTC ve Kıbns
Rum kesiminin katılacağı bir
"dörtlü zirve" yapılması yolun-
daki öneriye yakın bir tutum iz-
lediği sürüldü. Aynı haberde
ABD'nin, Kıbns Rum kesimi li-
deri Vasiliu'yu "Kıbns
Cumhurbaşkanı" KKTC Cum-
hurbaşkam Rauf Denktaş'ı da
"Kıbns Türk toplumunun
lideri" olarak tammlayan bir
yaklaşım getirdiği, ancak mek-
tubun öneminin Türkiye'den
yüzde 12 oranında istenen top-
rak tavizinden kaynaklandığı id-
dia edildi.
Güvenilir diplomatik kaynak-
lar, Baker'ın mektubuyla alevle-
nen Kıbns sorununda, çözüme
ilişkin Lartışmalann özünü, top-
rak iomnunun ya da zirvenin
nasıl yapılacağımn değil, Denk-
taş ve Vasüiu'nun tammlanma-
lannın oluşturduğunu bildirdi-
ler. Dışişleri çevreleri de toprak
tavizine ilişkin haberleri, "hedef
şaşırtma" olarak nitelendirdiler.
Nitekim Denktaş, Cumhuri-
yet'e yaptığı değerlendirmede,
KKTC'nin siyasi eşitliği tanın-
madan Kıbns sorununun çözü-
mü yönünde gösterilen çabala-
rıtı basanya ulaşmayacağını söy-
ledi. Denktaş şöyle konuştu:
"Önemli olan, zirvelerin na-
sJ yapüacagı degUdir. KKTC'nin
siyasi olarak eşit koşullarda Kıb-
ns Rum kesimi ile raasaya otur-
masıdır. Bu gerçekleşmedikce
Kıbns sorununun çözümü için
iyimser olmak yanuştır. Biz Kıb-
ns Rum kesiminin Kıbns'ın tek
temsilcisi olarak tanınmasına
karşı olduğumuzu Ankara'ya ve
ilgili taraflara bildirdik. Kıbns
Rum kesimi lideri Sayın Vasiba,
KKTC'yi politik olarak eşit ka-
bul etmedikçe, kurulacak fede-
rasyonun ortağı olarak görme-
dikçe ABD'nin öngördüğü bi-
çimde yd sonuna kadar sonınun
çözüleceğini beklemek hayal-
dir."
Denktaş, ABD Başkanı Geor-
ge Bush'un Kıbns konusunda
yanlış bilgilendirildiğine inan-
dıklanm da belirterek "Eger
böyle olmasaydı, Kıbns'ın tem
temsilcisi olarak Rumları
görmezdi" dedi. KKTC Cum-
hurbaşkam, kendilerinin katıl-
mayacağı bir "zine"nm ise Kıb-
ns sorununun çözürnüne hiçbir
katkı yapmayacağmı, aksine so-
runu daha da güçleştireceğini
kaydetti.
Ankara'nın tepkisi
Dışişleri çevreleri, Baker'ın
mektubu konusunda basın ka-
nalıyla su yüzüne çıkan bu bil-
gilerin, mektuba gösterilen tep-
kinin özünü değiştirmediğini
söylediler. Aynı çevreler, Türki-
ye'nin şu andaki cabalannın,
Kıbns Türklerinin siyasi eşitliği-
nin tanınması yönünde olduğu-
nu kaydederek Washington'un
önerisinin bu bakımdan "kabal
edilemez olarak" değerlendiril-
diğini söylediler.
Türk Dışişleri çevreleri, Kıb-
ns Rum lideri Vasiüu'ya KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş-
ın ötesinde bir statü tanıyan her-
hangi bir formülü kabul etme-
nin, "Kıbns Türklerinin siyasal
eşitligini inkâr etme" anlamına
geleceğini belimiler.