22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 HAZÎRAN 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5 141 ve 142'ye beraat • ANKARA (UBA) — Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Terörle Mücadele Yasası'nın mahkemelerde farlclı uygulamalara neden olan bir yönüne açıklık getirdi. Genel Kurul, yasayla kaldırüan TCK'nm 140, 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılanan sanıklann tümünün beraat ettirilmesi gerektiğine karar verirken bazı mahkemelerin yaptığı gibi davanın düşürülmesi, durdurulması ya da reddi yoluna gidilmesini yasaya aykın buldu. Genel Kurul, aynı kararında Ceza Kanunu'nda failinin lehine olan yasalann geçmişe yönelik olarak uygulanacağına da bir kez daha atıfta bulundu. Karayalçın ve Girik davası • ANKARA (UBA) — Etimesgut'ta yapılan belediye başkanlığı seçim kampanyası döneminde 911 sayılj toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkındaki yasaya aykın olarak toplantı düzenJedikleri ve konvoy oluşturdukları iddiasıyla haklarında Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın ile Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik'in yargılanmalanna yann devam edilecek. Davanın ilk duruşmasına katılmayan Girik ve Karayalçın'ın bu duruşmaya katılarak savunmalarını yapmaları bekleniyor. Savcılık ifadelerinde izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemediklerini savunan Girik ve Karayalçın'ın iki yıla kadar hapisle cezaJandırılmalan isteniyor. DYP: Seçkin insan çok az • ANKARA (UBA) — Doğru Yol Partisi, yaklaşık 60 milyon nüfusa sahip Türkiye'nin en az 60 bin 'çok seçkin insan' çıkartması gerektiğini bildirdi. DYP'nin siyasi işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindoruk ve yardımcısı Dr. Ismail Heral tarafından hazınlanan "Çağdaş Türkiye Için Çağdaş İnsan, Çağdaş Toplum, Çağdaş Devlet" adlı raporda, Türkiye*deki aydın sayısı az bulunarak şöyle denildi: "Bugün halen dilden düşmeyen ve kendini tartışmasız kabul ettirmiş bulunan (müspet yönden) bakan, müsteşar, genel müdür, profesör, doktor, vali, araştırmacı, milletvekilleri, işçi liderleri, muhtarlar ve tarımcılann sayısı yeterli değildir. Bilinen kısmi sebeplerin dışında kalan nedenleri de bulup çıkartmalıyız. Bütün olayları kurumlaştırmaya ve o kurumlar içinde insanlarımızı basamak basamak yükselterek yüceltmeliyiz" \eni zaın beklentisi • ANKARA (UBA) — Sosyaldemokrat Halkçı Parti TBMM Grup Başkanvekillerinden Onur Kurnbaracıbaşı, Anavatan Partisi'nin kongresinin battığını, zam sağanağınm yeniden hızlanacağını öne sürdü. Kumbaracıbaşı, 1991 yılı enflasyonunun yüzde 70 civarında olacağını söyledi. Onur Kumbaracıbaşı, ekonominin durumu ile ilgili olarak göriişlerini açıklarken ekonomideki sıkıntının giderek büyüdüğünü belirtti. Güreş'in oğlunu tehdit edenler • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'in oğlu Serdar Güreş'i ve arkadaşı Gökhan Bilen'i Hilton Oteli'nin diskosunda silahla tehdit ettikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan Abduüah Yorulmaz ve Emir Hattat dün yargıç önüne çıkarıldılar. Bilen, Abdullah Yorulmaz'dan, Emir Hattat'ın aldığı ruhsatlı silahla, "Biz ülkücüyüz, herkese yaptığını bize yapma" diyerek kendisini ve arkadaşı Güreş'i tehdit ettiği gerekçesiyle şikâyetçi olmuştu. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tanık olarak dinlenen Gül Mutlu, Hilton Oteli'nin diskosunda sjlah ;ekme olayını görmedğini belirtti Dava, diğer tanıklann dinlenmesi için ileri bir larihe ertelendi. Keçeciler ve Zeybek, kongresonucunu Cumhuriyet'e değerlendirdi: Kongre, ANAP'ı sıkıııtıya soktu KEÇECİLER Kongrede yüzde 49 - yüzde 51'lik hava var. Verilen mesaj bu. Bu mesaja dikkat ettikleri takdirde partinin tüm faaliyetlerinde herhangi bir sıkmtı olmaz. Ama dikkat etmezlerse ciddi sıkıntılar olur. Bizim birkaç arkadaşınuzın MKYK'da görev alması bu mesajın yansıdığı anlamına gelmez. ZEYBEK Genel başkanlık'- seçimi temayülü yansıtmıyor. Çünkü çok sevdiğimiz bazı insanlar tarafsız kalacaklarını ilan etmişken, tarafsız kalmalan gerekirken, maalesef bizi üzmüşlerdir. Kongre, ANAP'ı sıkıntılı bir noktaya getirdi. Bu sıkıntının aşılması gerekli. Seçim, sıkıntıyı çözmez, büyütür. FARUK BİLÜİRİC İ ANKARA — Yüdınm Akbu- lut gnıbunun "ağır topu" Meh- met Keçeciler, kongredeki oy oranına göre Bakanlar Kurulu listesinde yüzde 49 oranında temsil edümeleri gerektiğini söy- ledi. Kongrede çıkışlarıyla dik- kat çeken Namık Kemay Zey- bek de partinin çizgisini kontrol için Akbulut'un başkanlığında bir grup oluşturduklannı açık- ladı. Devlet Bakanı Mehmet Keçe- ciler, Akbulut'a her koşulda kullanması amacıyla istifa mek- tubu verilmesi önerisinin kendi- sinden gelmediğini belirterek, "Ben milletvekillerinin istifası- nı talep etmedim. O toplumsal bir hava" dedi. Keçeciler, Cum- huriyet'in "Bu havaya siz katı- lıyor musunuz" sorusunu, "O konuda fazla açıklama vapmı- yonım da benim onerim değil bir kere onu soyleyeyim" diye yamtladı. Keçeciler'e yönelttiği- miz sorularla yanıtlan şöyle: — Sizce Mesut Bey partiyi nasıl bir çizgiye getinnek isti- yor? KEÇECİLER — Kendisi he- nttz bu göreve yeni başlamıştır. Bir şey söylemek doğru değildir. Biz başanlar diieriz. Başanh ol- masj için dimizden gelen gayreti gösieririz. — MKYK'dan istifa etmeyi diişünüyor musunuz? KEÇECİLER — Hayır. MKYK'dan istifa etmem parti- yi böler. Partinin bölünmesini istemem, partiye zarar verecek bir davranış içinde olmam. — Ama her şeye rağman ge- lisen hava istediğinizin tersi \ön- de olursa. KEÇECİLER — Kongrede böyle yüzde 49, yüzde 51'lik bir hav var. Verilen mesaj bu. Bu mesaja dikkat ettikleri takdirde partinin tüm faaliyetlerinde her- hangi bir sıkıntı olmaz. Ama dikkat etmezlerse ciddi sıkıntı- lar olur. — MKYK listesi bu mesajın alındığı sonucunu veriyor mu? KEÇECtLER — Hayır. Yan- sımamış sayılır. Bizim birkaç ar- kadasımızın MKYK'da görev alması bu mesajın yansıdığı an- lamına gelmez. — O zaman Bakanlar Kunı- lu listesinin açıklanmasını bek- Ihorsunuz. KEÇECtLER — Bakm ben bir hikâye anlatayım. Ikinci Dünya Harbi'nde bir adamca- ğız lokantaya girer, bakar ki mönüde lavşan eti var. Ismar- lar, yer bitirir. Parasını öder der ki: 'Bak parasını ödedim. Ama merak ediyorum. Bu et kanşık olmaya kanşık, ama nasıl kan- şık, miktan ne?'. 'Yan yanya efendim' der garson. 'Anlama- dım, nasıl kanşık' deyince, gar- son 'Yan yanya efendim, bir tavsana bir al efendim" der. Böyle bir yarı yanya olmasın yanı... — Peki ama bu duşünceleri- niz olmazsa ne yapacaksınız? KEÇECtLER — Hiç kimse tasfiyeci bir zihniyette olmama- lıdır. Kendilerinin kongre so- nunda yaptığı konuşmayı bir te- minat olarak kabul ediyoruz, ama herhangi bir yanlışlık olur- sa meşru denetim haklarımız var, onlan kullanınz. Parti çizgisine denetim Kongrede yaptığı çıkışla şim- şekleri üzerinde toplayan Zey- bek, bu çıkışının bazı yorumla- rın tersine "Akbulut'a oy kazandırdığını" savundu. Zey- bek, Cumhuriyet muhabirine "Sinirlendigûn için değil, kong- re başkanlık divanının tutumu- nu eleştirmek için konuştum" dedi. Zeybek, ANAP'taki geliş- melere ilişkin sorulanmızı şöy- le yanıtladı: — Sizce kongre sonuçları ta- bandaki egilimi yansıtıyor mu? Yılmaz, genel merkezde partililerin tebrikierini kabul ediyor. Yılmazcılar GenelMerkezi teslim aldı \aluıiü 'zafer' kuüamasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — ANAP genel başkanhk yanşım kaybeden Yüdınm Akbulut'un kongre çaüşmalan sı- rasında en önemli karargâhı genel merkez- di. Partinin tüm organlan, Akbulut için ça- lışnuş, duvarlar onun afişleri, yurt gezile- rindeki fotoğraflanyla süslenmişti. Kong- re sonrası zaferi kutlamak için her şey baardj. 15 haziran akşamı Atatürk Spor Salonu- ndan gelen haber genel merkezin havasını değiştirdi. Bazı çalışanlar, parti binasıru terk etti. Akbulut'un poster ve fotoğraflan in- dirilmedi, ama yanlanna hemen Yılmaz'ın- kiler de asıldı. Çahşanlarda bir telaş başla- dı. Acaba Akbulut'un karargâhı olarak un- lenen genel merkezin elemanlanna Yılmaz nasıl bir tavır alacaktı? Bu kaygı halen sürüyor. Yılmaz ekibi, genel merkezi gerçek an- lamda 16 haziran akşamı devraldı. Zemin kattaki toplantı salonunda bine yakın de- lege ve partiliye 'zafer' konuşması yapan Yılmaz, buradan parti katlanna geçti. Ta- bii beraberinde yüzlerce delegeyle. Bu ara- da Yılmaz'ın fotoğraflan da duvarlannda- ki yerini almıştı. Balgat'taki genel merkeze bütün ışıklan yakılarak adeta 'döğünevi' görüntüsü veril- di. Kokteyldeki ikram ise tam bir curcunay- dı. Partililer, kongre heyecanı ve Yılmaz'ın peşinde koşturmaktan yemek yemeye fırsat bulamamış olmalı ki masalardaki yemek- ler ve tatlılar birkaç dakikada midelere in- di. Kokteylin %sas yemefi' yahniydi. Ay çö- reği, muska böreği ve kanepelerin ardından büyük tencerelerle dağıtılan soğanlı yahni genel merkezin bütün katiannı ağir bir yağ kokusuna boğdu. Kokteylde ikram trafiği o kadar yoğun- du ki masalardaki yiyecekler dağıtıldıktan birkaç dakika sonra tatlı servisi yapıldı. Tep- si tepsi baklava ve kemalpaşa tatlılan, ko- nuklara çatal yerine avuçla dağıtıldı. Ma- salarda 'kendin saldır kendin ye' ilkesi hâkimdi. Genel merkezde dün de 'temizlik giinü- ydü. Bir gün önceki kutlamadan arta ka- lanlar, duvarlardaki Akbulut posterleri bir güzel temizlendi. Parti merkezinde çalışanlar, tedirginlik- lerinin acısını foto muhabirlerinden çıkar- dılar. Temizlik çalışmalannı görüntülemek isteyen foto muhabirlerine izin verilmedi. Parti çalışanlan, bunun için genel başkan yardımcılannın izni gerektiğini söylüyorlar- dı, ama ortada değil genel başkan yardım- cüarı sıradan yöneticiler bile yoktu. Genel merkez, Ydmaz ekibinin bugünkü MKYK toplantısına 'hazır' hale getirildi. ZEYBEK — Hayır. Genel başkan seçimi temayülü yansıt- mıyor. Çünkü çok sevdiğimiz bazı insanlar, tarafsız kalacak- lannı ilan etmişken, tarafsız kal- malan gerekirken maalesef bi- zi üzmüşlerdir. — Öyleyse Yılmaz'ın partiye vennek istediği çizgiyi nasıl ta- nımlıyorsunuz? ZEYBEK — Ne olduğunu tam anlayamadığım çizgi. Ben partinin çizgisini doğru buluyo- rum. İnsanlar da sadece icraat değil, bu çizgi dolayısıyla bura- dalar. Gerçi olamaz, ama par- tinin çizgisinin tamamen dışın- da mesela geçmişte Güven Par- tisi'nde, bir çizgi partiye hâkim olursa ANAP'ın oyları da geç- mişte o partinin aldığı oya dü- şebilir. — Başbakanlık Konutu'nda Akbulut'u destekleyen milletve- killerinin aldıklan kararlara ka- tılıyor musunuz? ZEYBEK — Orada alınan kararlara aynen katılıyorum. Dilekçe meselesi ayn. Bu top- lantıda partinin fikir çizgisinin korunması doğrultusunda par- tiye yardımcı olmayı, partinin birlik ve beraberliğinin devamı, parti çizgisinin devamının de- netlenmesini sağlamak üzere Yıldırım Bey'in başkanlığında bir grup oluşturuldu. — Kongre, ANAP'ı nasıl bir noktaya getirdi? ZEYBEK — Sıkıntılı bir ye- re getirdi. Bu sıkıntının aşılma- sı gerekli. — Sıkıntıyı aşma yoüanndan biri seçim olabilir mi? ZEYBEK — Hayır. Seçim sı- kıntıyı çözmez, büyütür. Oluşan bu grup, parti yararını birinci plana alan bir gruptur. Bu gru- bun denetimi, hükümetin halka yakın politikalar üretmesi bakı- mından da yararh olur. — Olağaniistü kongre için ça- baaız olur mu? ZEYBEK — Şu anda öyle bir çabamız olmaz, ama önümüz- deki günler ne getirir birlikte gö- rürüz. — Partiden kopma olabilir mi? ZEYBEK — Niye kopalım ki, parti bizim partimiz. — Giineri Civaoglu, yazısın- da gnıbunuzun tavnnı, 'toplum iradesine şantaj' olarak değer- lendiriyor.. ZEYBEK — Bir yazarın par- timizin saflarına kazandırdığı için yeni genel başkanımızı kut- luyorum. Zeybek dün Yunus Emre'nin 750. doğum yıldönümü nede- niyle düzenlenen törende Cum- hurbaşkanı Turgut Özal ile kar- şılaştı. Özal'ın Zeybek ile ko- nuşmak istememesi ve ilgisiz davranması dikkati çekti. An- cak Zeybek, Cumhurbaşkanı'- nın kendisine kongredeki davra- nışı nedeniyle darılmasının du- şünülemeyeceğini savundu. ÖzaFın "tarafsız" olduğunu ilan ettiğini anımsatan Zeybek, Devlet Bakanı Mustafa Tasar'- ın kongredeki davranışı için de "Herkes kendine yakışanı yapı- yor" dedi. Diplomatlar Yılmaz'ı değerlendirdi E&ılemesinibilen bir dikbaşlı Güzel, ANAP'taki son gelişmeleri değerlendirdi: Başka partînin içişleriııe karuşmamANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — ANAP genel başkan adaylanndan Hasan Celal Gü- zel'in partisinden istifasının yankıları sürüyor. SHP lideri Erdal tnönii, •Güzel. verdiği demeclerle siyasi gelişmeleri iyi değerlendirdiğini gösteriyor" dedi. DYP Genel Başkanı Sii- leyman Demirel ise Güzel'in or- taya attığı iddialann ciddi oldu- ğunu söyledi. Güzel, Cumhuriyet muhabi- rinin muhalefet partilerinin ken- disine gösterdiği "sıcak yakla- şım"la ilgili sorulannı yanıtlar- ken "bu aşamada spekiilasyon- lara kanşmak istemediğini" söyledi. Güzel, "Bugüne kadar söz verdiğim her şeyi vapmış ol- manın rahatlığı içindeyim. An- cak geleceğimle ilgili bir ipotek koyamam. İleride bir partiye gi- recek olursam, önceden şunu demişti biçiminde bir yaldaşımı da kabul edemem" dedi. Güzel, ANAP'taki son gelişmelere iliş- kin sorulara da yanıt vennek is- temediğini belirterek "Başka bir partinin iç işlerine kanşamam. ANAP benim için başka bir partidir artık" diye konuştu. İnönü, Güzel'in istifasıyla il- gili olarak şunları söyledi: "Sayın Güzel bir süredir ANAP'tan bağımsız bir karar verme havası gösteriyordu. Par- lamentoda. Körfez krizinde, hü- kümetin getirdiği öneriye muha- lefet gibi, aleyhte oy vermişti. Ben de kendisini takdir etmiş- tim. Yeni siyasi döneminde ken- disine başanlar diliyorum." İnönü, Güzel'in SHP'ye ka- tılması için bir öneri götürülüp götürülmeyeceğine ilişkin soru- yu da "Sayın Güzel demeçleriy- le Türkiye'deki siyasi gelişmeyi iyi değerlendirdiğini gösteriyor. Başanlar diliyorum. Bunun öte- sinde bir şey söylememin fayda- sı yok" diye yanıtladı. DYP Gene] Başkanı SüJey- man Demirel, ANAP'tan istifa eden Güzel'e bir çağrısı olup ol- mayacağının sorulması üzerine, Güzel'in, "Bağımsız olarak de- vam edecegim" dediğini anım- satmakla yetindi. Demirel, Me- sut Yılmaz'ın ANAP Genel MilliEğitim BakanıAkyot LaikJigî savunmayı sürdtireceğimANKARA (UBA) — Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, laiklikJe ilgili konularda tama- men olmasa da yalnız bnakıldığını belirte- rek "Savunmada yanımda olmadılar. Ye- ni kabinede yalnız bırakılmayacagımı sanı- yorum" dedi. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, Mart 91'de yapılan uluslararası matematik olim- piyatlannda Avrupa birincisi olan Robert Koleji öğrencilerini, dünya liselerarası bas- ketbol şampiyonasında birincilik kürsüsü- ne çıkan özel Çavuşoğlu öğretmen ve öğ- rencileri ile Nis Folklor Festivali'nde birinci olan Fatoş Abla llkokulu yöneticilerini ka- bul etti. Akyol, yönetici ve öğrencilere bir altınla birlikte "Atatürk ve Eğitim" adh ki- tap hediye etti. Daha sonra gazetecilerin, "Eski kabine- de özellikk laildikle ilgili konularda sık sık yalnız bırakıldınız, Yılmaz kabinesinde böyle bir durumla karşüaşmanız söz konu- su mu, yalnız bıraküır mısımz" sorusuna, Akyol, "Bırakılmayacağımı sanjyoranı. Öteki, hükümette de tamamen yalnız de- ğildim. Şüphesiz, savunmada yanımda ol- madılar. Yani benim bu konuda bir şey söylemem daha faydasız. Komisyonlarda, genel kunılda her şey basının öniınde ce- reyan etti. Daha etkin bir şekilde siyasi so- rumlulugun gereğini yapmaktan arkadaş- larunız çekinmeyecektir. Ben hükiimette- nim, eski hükümettenim, yeni kabinede he- nüz degilim. Eğer kabineye girersem, laik- lik konnsonn savunmaya devam edeceğim. Yeni kabinede yer alacak arkadaslanma da- ha bilinçli, daha cesur olarak meselekri gö- riişmelerini öğütlerim ve böyle olmasının şart olduğuna inanıyorum" diye yanıt verdi. Akyol, "Laiklik konusu zaman zaman istismar oluyordu. Bu hükümette de olacak mi? Yeni hükumet daha ileri diyebilir miyiz" şeklindeki bir başka soruyu da şöyle yanıtladı: "O zaman esld bökümete geri demiş olu- rnz. Bunu söylemek de benim hakkım de- ğil, yönetim anlayısı tarzmda farklıbk var- dır. Hani ber yiğidin yoğurt yiyişi meselesi vardır ya, cumhuriyet hükumetierinin tü- mü Atatürk ilkelerine bağlı, medeniyetçi, çağdaş, bizi biz yapan degerleri savunmuş- la. <iır. Ben bazı gruplann haksız suçJama- lanna maruz kaldım. Ama, bu eleştirilerin sonradan yapılan açıklamalar ve savunma- lar karşısjnda azaldığını gördüm. Bütün on- lara sabırla göğüs gerdim. Kamuoyu anla- dı, millet anladı, öğretmen, anladı." Başkanlığı'na antidemokratik yolla seçildiğini belirten Güzel'- in istifa gerekçelerini ise şöyle değerlendirdi: "Büyük iddialar var. Türki- ye'yi yönetenlerin, o iddialara cevap vermesi lazım. 'Bu zaten muhalifti. Böyle diyecekti' de- yip çıkmak olmaz. Çünkü o id- diaları yapan kişi, Başbakanlık Müsteşarlığı, Milli Eğitim Ba- kanlığı yapmıştır. Rastgele bir adam değildir. O iddialann ço- ğu Türk basınında var zaten. O iddialar zaten yalnızca Sayın Hasan Celal Güzel'in iddialan olarak değil, birçok kimsenin iddiası olarak var orta yerde. Tabii parlamentoda hükumet programı tartışılırken bu olaj- lar yeniden tartışılacaktır." Demirel, bir gazetecinin, "Sayın Güzel ile DYP, 'Sayın Turgut Özal tarafsız kalmamış- tır, anayasayı ihlal etmiştir' id- diasını 'getiriyor. DYP için he-' sap günü geldiginde, Sayın Gü- zel'i tanık göstermek gibi bir gi- rişiminiz olabilir mi?" biçimin- deki sorusunu da şöyle yanıtla- dı: "Hesap bizim için değil, mil- let için söz konusudur. Bunu yalnız Hasan Celal Güzei söy- lemiyor. Doğru bir tanedir. Doğruyu biz söylüyorsak, baş- kalan da soylüyorsa, yan yana gelmiş olmayız. Sadece doğru- yu söylemiş oluruz. Doğruyu söyleyenler oluruz." ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)— Mesut Yılmaz'ın ANAP Genel Başkanlığı'na seçilmesi, dışişleri kadrolann-, da olduğu kadar yabancı dip- lomatik çevrelerde de çeşitli beklentilere yol açtı. Yılmaz'ı "Batıya yoneten" bır politika- cı olarak niteleyen her iki ke- simin ortak görüşü, "Yeni dönem" dış politika yöneti- minde hükumet olgusunun daha fazla hissedileceği" yolunda. "Köşk unsurunun" dış po- litikadaki "belirieyici" ağırh- ğını surdureceğinden kuşku duymayan söz konusu kesim- ler, buna rağmen Yılmaz'ın "kuvvetli şahsiyeti" ve "dış politika deneyimine" işaret ederek "Akbulut döneminde bu alanda göriilen boşluğon giderikceği" görüşünde birle- şiyorlar. Bunda Yılmaz'ın "gençliğinin" ve "dinamizminin" de etkili ola- cağı vurgulanıyor. Her iki kesim, Başbakan olarak Yıhnaz'ı "zorln" dış politika sorunlarımn bekledi- ği konusunda da birleşiyorlar. En geç Kasım 1992'de yapıl- ması gereken genel seçimler öncesinde büyük iç sorunla- rın üstesinden gelmesi bekle- nen Yılmaz'ın aynı zamanda Türkiye'nin Batı ile ilişkileri- ne, Yunanistan ile müzminleş- miş sorunlara çözüm arayış- larına ve Kıbns gibi Ankara 1 de olan dışişleri kademeleri, buna karşın "alternâtif görüşlerin" bundan böyle Köşk'e daha rahat bir şekilde sunulabileceğini tahmin edi- yorlar. Dışişleri kademeleri ile dip- lomatları şu anda meşgul eden başlıca konuyu ise yeni dışişleri bakanının kim olaca- ğı sorusu oluşturuyor. Bu çerçevedeki bir beklen- ti, "koltııguna ısınan ve konu- lara aiışan" Ahmet Kurtcebe Alptemoçin'in bu görevde ka- lacağı yolunda. Mesut Yılmaz'ın ANAP Genel Başkanlığı'na seçilip hükumeti kurmakla görevlen- dirilmesi, ABD ve Atina'da da yankı buldu. ABD yöne- timi, Yılmaz'ı 'dinlemesini bi- len', ancak zaman zaman ABD'ye 'diklenmiş' birisi olarak nitelendiriyor. VVashington'da Mesut Yıl- maz'ın seçiminin her ne kadar Türkiye'de siyasi istikrara katkısı olacağına inamlıyorsa da Yılmaz'ın Dışişleri Bakan- lığı döneminde ABD'li mes- lektaşı James Baker üe yap- tığı görüşmede 'alttan almayan' bir tavır sergilemiş olması da anımsanıyor. Yunanistan hükünıeti tara- fından yapılan açıklamada da Yılmaz'ın ANAP Genel Baş- kanlığı'na seçilmesinin, 'Türk-Yunan ilişkilerinin ya- ranna olması' dileğınde bulu- Diplomatik çevreler, Mesut Yılmaz'ı 'Batı'ya yönelen bir politikacı olarak nitelediler. Dışişleri çevreleri, seçimlerde nötr kalan Dışişleri Bakanı Alptemoçin'in sandalyesini koruyacağı görüşünde. yı yakından ilgilendiren konu- lara "harekeüilik" getireceğini tahmin ediyorlar. Yılmaz'ın Dışişleri Bakan- lığı sırasında özellikle Yuna- nistan ve Kıbns konulannda sergilediği ve başta Atina'da olmak üzere bazı dış çevreler- ce "sert" diye nitelenen tu- tumlannın ise burada "kesin kıstas" olmadığını belirtiyor- lar. Yılmaz'ın ANAP başkanlı- ğına seçilmesi ve böylece baş- bakanlık kademesine gelmesi, Ankara'daki yabancı diplo- matlar açısından aslında bü- yük bir "sürpriz" olmadı. Kongre sonuçları hakkmda bu kadar kesin bir tahminde bulunamayan dışişleri kade- meleri açısından ise Yılmaz- ın kazanması genelde "olumlu" karşüandı. Bunun temelinde, "Batı'ya yönelmesinûı" yanı sıra dışiş- leri bakanlığı sırasında Yıl- maz'ın bakanlığa "sahip çıkması" ve "dış politika ko- nularına hâkimiyeti" de yatıyor. Böylece dışişleri çevrelerin- de, Akbulut döneminde "kopukhık" gösteren "gele- neksel dış politika yönetimine" bir dönüş bek- İentisinden söz ediliyor. Dış politikada "nibai sözün" Cumhurbaşkanı Özal'da kalacağının bilincin- nuldu. Atina da Mesut Yıl- maz'ı, özellikle Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbns konusunda 'oldukça sert bir siyaset adamı' olarak değerlendi- riyordu. Rize Milletvekili Mesut Yıl- maz'ın ANAP genel başkan- lığına seçilmesi ve Yıldırım Akbulut'un başbakanlıktan istifasına geniş yer veren İn- giliz gazeteleri, Yılmaz'm par- ti içinde birliği sağlamak için çok calışması gerekeceğini yazdılar. Financial Times gazetesin- de yer alan bir haber - yorum- da, "Yılmaz, hafta sonunda- ki liderlik zaferinin ardından parti içindeki ayrüıklan teda- viye çahşırken Türkiye'nin bir Siyasi beursizlik dönemine gi- receği görülüyor" denildi. Almanya'da koalisyon or- tağı Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) lideri Theo Wa- igel, ANAP Genel Başkanlı- ğı'na seçilen ve hükümeti kur- makla görevdirilen Rize Mil- letvekili Mesut Yıhnaz'a bir kutlama mesajı gönderdi. Mesut Yılmaz'ı şahsı ve par- tisi adına kutlayan Waigel, mesajmda şöyle dedi: "Türkiye'nin Avrupa ve Ortadoğu ile köprü görevini görmesi yolundaki özel gay- retlerinizden ötürü hepimiz, sizi tamyor ve takdir ediyo- ruz." Semra Ozal: MKYK üyesi olarak kahrun Cumhurbaşkanı Özal'm eşi ve ANAP îstanbul îl Başkanı Semra özal, genel başkan yardımcılığı gibi bir görev istemediğini söyledi. ANKARA (AA) — Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi ve ANAP tstanbul İl Başkanı Semra Özal, bugün toplanacak MKYK'da, genel başkan yar- dımcılığı gibi bir görev isteme- diğini belirterek "Sadece MKYK üyesi olarak kalınm" dedi. Semra Özal, dün saat 18.00'de THY uçağıyla Izmir'e hareketinden önce bir gazeteci- nin, "Yann (bugün) toplana- cak MKYK'da size genel baş- kan yardımcılığı verilmesi söz konusu mu?" şeklindeki soru- suna, "Hayır, hayır. Öyle baş- kan yardımcılığı falan istemi- yorum. Sadece Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi ola- rak kalınm. Çünkü ancak İs- tanbul'daki işlerimi tamamlanm" karşılığını verdi. Semra Özal, "Aileden sorum- lu devlet bakanlığı veri!i "se ka- bul eder misiniz?" sorusu.ıu da şöyle cevaplandırdı: "Hayır, aayır. KesinJikle hiçbir zaman düşünmüyorum, ne bu devre ne de ileride. İstan- bul'daki işimi halledip bitire- yim ondan sonra tamam." Semra Özal, "ANAP'ta 90 miUetvekilinin istifalarmın Sa- yın Akbulut'un cebinde oldu- ğu söyleniyor. Ne dersiniz?" sorusuna da "Onlan bana sor- mayın artık" cevabını verdi. Semra Özal ile birlikte ANAP Îstanbul Milletvekili Leyla Yeniay Köseoğlu da Iz- mir'e gitti. Semra özal'ın bu- gün Ankara'ya döneceği öğ- renildi. ZÎVERBEYKÖŞKÜ İUıaıı Sdçuk 12. bası S.00O lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul Ödeneii gönderOmez. BAŞKENT GÜNLERİ Müşerref Hekimoğlu 7.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul Ödemeli göoderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle