22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 HAZİRAN 1991 CUMHURÎYET/17 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Devtet Meteoroloji İşleri Genel Mûdüriûğü'nden alı- nan bilpiye göre; bütûn bölgelenmiz acık geçecek. H/*/ASICAKLIGI:Birazda- ha artacak. RCIZGAR: gü- ney ve doğu yünterden ha- ftf ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlerde Rüz- gâr: Karadeniz, Marmara ve Ege'de gündoğusu, Ak- deniz'de kıble ve lodostan 3-5 kuvvetinde, 10-21 de- nız mılı hızla esecek. Görüş uzaklığı 10 km. dolayında bulunacak. Van Gölü: Açık geçecek. Rüzgâr güney ve doğu yönlerden hafif ara sı- ra orta kuvvette esecek. Mana Adapazar Adıyman Afyon * * ı Ankan Antakya Anöiya Artvm AyOm Bdıtosr BJtoak Bngfl Biis Bokı Bursa Çjroktae Çorunr DenîzS A 35°2D°Dty»rt>*]f A 30° 17° E * w A 37° 19° Erânıan A 28°10°Enuun A 26° 8°Estoş«l«r A 30° 18° Gaâartap A 32°21°&re»n A 32°20°t5ûmûşhaneA A 26° 15° Hahktn A 4CP 21° Isparta A 31° 15° Isönbul 3T°1ff>lnıır 32°17°Kars 29°17°Kastenwnu A 28° 12° Kaysen 3 0 ° W I O r t t « l 30° 17° Korç» 28° 10° fâtahya 36°20°Malaya 35° 20° Mansa 32°ie°KM»raş 30"W°Mmm 26° S°Muflb 30" 15° 1*1» 36°2T>MJd« 23°17°0nlu Z7°12°Rize 28°ie°Snnun 32°14°SSrt 26°18°Smo() 2<°21°S«as 25° 6°W<infcO 28° 12° Tnban A37°20° A 35° 20° A3B°2S° A35°17° A30°16° 30 22»10° 23°17° 23*18° 33»22° 2*" 18° 28°tO° 29" 18° A A 31° 15° U ş * A A A 29°14°Y[HQat 33° 18° ZnnguMak 2S A32°18° A 32° «• A 25° 13° A 29° 13° A23"17° > buuttu 'yaOmurlu A-açık B-bulutkı &güneşf K-kartı S-stsk Y-yaJmurtj DÛNYA'DA BUGÛN Lnvngnd A 18° Londra 6 13 Madrid A 24 Mtano A 2S A 20° B 18° Zünh fl 17° BULMACA SOLDAN SAGA: 1 2 3 4 5 1/ Mezopotamya'da birçok devlet kur- muş olan Sami ırk- tan bir kavim. 2/ Asya'da bir ülke... Istatistikte, bir grup veri içinde en sık gö- rülen değere verilen ad. 3/ Paylama... Yelkenli gemilerde yanm serenleri cevir- mek için bunların ucuna bağlı bulunan donanım. 4/ Türlü işlerde kullanılan si- lindir biçiminde araç. 5/ 1. Dünya Savaşı'nda Osman- h ordusunda kullamlmış olan şapka- ya benzer bir tür başlık. 6/ Tavır, davranış... Avrupa Topluluğu'nu simgeleyen harfler... Sümerlerde sağ- lık tannçası. 7/ Kişisel... Özenli, düz- gün. 8/ Gemi güvertesinin enine konmuş kirişlerinden her biri. 9/ Cı- hz, zayıf... Dogma. YUKARTOAN AŞAGlYA: 1/ Heki- min, bugünkü durumdan önceki olaylar hakkında hastadan ve çevresindekilerden edindiği bil- giler. 2/ Menteşe... Osmanlılar döneminde Cezayir ve Tünus bey- lerine verilen ad. 3/ Boksta vurulan bir yumruk çeşidi. 4/ Is- karta mal... Türk müziğinde "usul" anlamında kullanılan söz- cük. 5/ Vilayet... Bir tür kalın ve kaba kumaş. 6/ Gövde yapısı. 7/ Üvendirenin ucundaki sivri çivi... Nesne, şey. 8/ Yapmacıklı davraruş... Toprak, kum ve saman elemeye yarayan iri delikli kal- bur. 9/ Müzik eşliğinde dans edilebilen eğlence yeri. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Lağvedilen müesseseler 18 HAZtRAN 1931 lstanbul Evkaf idaresi ile Diyanet işleri müdürlüğünde ve müftülükte mühim tasarrufat yapılmış ve bazı memuriyetler lâğvedilmişti. Diyanet işlerine merbut olan lstanbul dinî müesseseler müdürlüğü de lâğvedilmiş ve müdür Esat B. açıkta kalmıştır. Bu daireye merbut kısunlar da ilga edildiğinden işleri Evkafa devredilmiştir. Bundan sonra camilerdeki hademei hayrat işlerine Evkaf idaresi bakacaktır. Diyanet işleri levazım müdürii Ferit, muhasibi mes'ul Ihsan ve veznedar Sait Beyler de açıkta kalmışlardır. lstanbul müftülüğunde muhasebe teşkilâtı kaldınlmıştır. Badema dersiam ve ilmiye maaşları Defterdarlıkça verilecektir. Müftülüğe merbut olan beş müsevvitlik üçe indirilmiştir. Diğer müsevvitler tekaüt edilmiştir. Müftülükte bir müftü, 3 müsevvit ve bir de mümeyyiz kalmıştır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Orduda değişiklikler 18 HAZtRAN 1961 Deniz Kuvvetleri Kumandanı Oramiral Zeki özakının Yüksek Askeri Şûra Üyeliğine tâyin edildiği, Kara Kuvvetleri Kumandanı Korgeneral Celâl Alkoç'un emekliliğini istediği hakkında çıkan haberler ilgililer tarafından tekzip edilmemiş, ancak kararnamelerin henüz Başbakanlığa Necdet Vnn gelmediği bildirilmiştir. Bu arada boşalan Deniz Kuvvetleri Kumandanlığına Harb Filosu Kumandanı Tümamiral Necdet Uran'ın ve Kara Kuvvetleri Kumandanlığına da Genel Kurmay Ikinci Başkanı Korgeneral Muhittin Onur'un atandıklan ve bu yeni tâyinler hakkındaki kararnamelerin Başbakanlığa bugünlerde sevk edileceği bildirilmektedir. Diğer taraftan Hava Kuvvetleri Kumandanlığma bağlı Kurmay Albay Sabri Sönmez, Kurmay Albay Naim Arda, Kurmay Albay Şinasi Gönen, Binbaşı Necdet Düvenci, Binbaşı Turgut Yücer emekli olmuşlardır. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyel Bükreş karıştı 18 HAZİRAN 1990 Romanya'nın başkenti Bükreş'te, maden işçilerinin asayişi "sopa ve dayakla" sağlayıp gitmelerinden sonra, birİcaç yüz gösterici, dün yeniden Üniversite Meydanı'nda gösteriye başladı. Yaklaşık 300 gösterici,'meydanda toplandıktan sonra, Devlet Başkanı Ion Iliescu aleyhinde sloganlar atmaya başladı. Göstericilerin, "Kahrolsun Iliescu", "Kahrolsun komünizm", "özgürlük, seni seviyoruz", "Iliescu, döktüğün kanda boğulacaksın" gibi sloganlar attıklan büdiriliyor. AÇ1KLAMA • Gazetenizin, 11 Haziran 1991 tarihli nüshasında Tarüşma köşesinde Dr. Opız Tekin imzalı yazıyı tetkik etmiş bulunmaktayız. S07 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu'nun bazı maddelerini değiştiren 17 Mayıs 1991 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yurürlüğe giren 3741 sayılı yasanın 125. maddesi gereğince lstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Biriiği'nin 31 Mayıs 1991 tarih ve 855 sayılı kararları ile onaylanan, yasal dolmuş ücret tarifesinin uygulanmasından doğan aksaklığı gözler önûne seren, hakikatleri yansıtan detaylı yazmız için şahsım ve esnafım adına teşekkürü bir borç bilirim. Taksim-Teşvikiye dolmuş durağına bizzat giderek, olayı yerinde incelemiş bulunmaktayım. Esnafımıza gerekli ikaz ve tenbih yapılmış olup durak levhasındaki 2.000.— TL yazısı sildirilmiş yerine 1.500.— TL yazdınlmıştır. Taksi ve dolmuş ücret tarifelerinden dolayı, basın ve halkımızdan gelecek her türlü şikâyete mümkün olduğu kadar anında müdahale ederek, vatandaşlanmızın mağduriyetleri önlenecektir. Tarifelerimizin yanlış uygulanmaa dolayısı ile duyduğum üzüntüyü en halisane duygularla, bilgilerinize arz eder, saygılarımı sunarım. SELAHATTİN ÇOŞKUNIRMAK lstanbul Otomobilciler Esnaf Deraegi Başkanı TARTIŞMA KPDS Tartaşmalanna Yanıt Merkezimizde İngilizce testinin hazırlanjnasında, birinin anadili de İngilizce olmak üzere dört îngiliz dili ve edebiyatı profesörü, bir ölçme ve değerlendirme profesörü, bir ölçme ve değerlendirme doktoru ve dört ölçme uzmanının uzmanlıklarmdan yararlanılmaktadır. Cumhuriyet Gazetesi'nin "Tartışma" sü- tununda yayunlanan, (a) 24 Mayıs 1991 gü- nü Z.Hülya Bartu (b) 30 Mayıs 1991 günü Dilek Tokay (c) 1 Haziran 1991 günü Zey- nep Alıa tarafından yazılan yazüarda 1991 mayıs dönemi Kamu Personeli Yabancı Dil Bflglsi Şeviye Tespit Suavı (KPDS) İngiliz- ce testi ile ilgili olarak özetle şu görüşler ileri sürülmüştür. a) Yabancı dil alanında öğrenim görmüş olanlann bu sınava alınmaları yanlış, ilgi- lileri "aşagüayıcı" ve "çifte standart" ni- teliğinde bir uygulamadır. b) Sınav, yabancı dilde yeterliği ölçme- rnekte; bekJenenin aksine bir "ahlaki" so- run olacak derecede anlamsız ve yanıltıcı bir uygulama yapılmaktadır. c) Sınavın bu derece niteliksiz olmasının nedeni, dil ve ölçme değerlendirme konu- sunda ebliyetsiz kişiler tarafından sadece zor, çapraşık ve anlamsız sonılar yazılma- sı; bu sonılardan kapsam, güvenirÛk ve ge- çerlik gibi hiçbir teknik özellik düşünülme- den testler yapılması; böylece elde edilen testlerin hiçbir ön incelemeye tabi tutulma- dan kişilere uygulanmasıdır. Yayunlanan yazılarm üçünde de benzer görüşlerden söz edilmekte; yazılarda bu gö- rüşler beklenmedik ölçüde incitici, nesnel veriler ortaya koymaktan çok duygusal suç- lamalara yer veren bir biçimde ifade edil- mektedir. Yirmi yıla yakın bir süredir sağlamakta olduğu ölçme ve değerlendirme hizmetleriy- le gerek ülke içinde gerekse Batı Avrupa ul- kelerinde saygm bir yer kazanmış bulunan- merkezimizi de hedef alan söz konusu eleş- tirilerle ilgili bazı gerçekler özetle şöyledir: a) İlgili mevzuata göre ülkemizde yabana dil tazminatı almak isteyen kamu persone- li ile özel hizmet tazminatlarının arttırıla- rak ödenmesi imkânından yararlanmak is- teyen teknik personel, Kamu Personeli Ya- bancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'na (KPDS) katümak zorundadır. Böyle bir zo- runluluğun getirilmesinde merkezimizin bir rolü bulunmamaktadır. Bununla birlikte merkezimizin bu konudaki görüşü olumlu- dur. Merkezimiz, ayrıca halen yürürlükte olan yabana dilde öğretim yapan üniver- sitelerimizin mezunları ile yurtdışında öğ- renim görmüş olanlann " C " düzeyinde ye- terli sayılmalan şeklindeki ayncalığın da kaldınlması gerektiği görüşündedir. Yaban- cı dil alanında öğrenim görmüş olanlara da sınava girme zorunluluğu getirilmesi, aslın- da iddia edildiği gibi bir "çifte standart" uygulandığını değil, aksine "çifte standart" Hygulamasına gidilmediğini gösterir. Bir dalda belli bir yeterlik duzeyine erişilmiş ol- duğunu gösteren bir diploma ve benzerinin uygar dünyada ömürboyu varhğını sürdu- ren bir yeterlik ölçüsü olînaktan çıkmış bu- lunduğu ve tıp doktorları, öğretmenler ve benzeri personelin ehliyetlerinin bile aralıkh olarak tekrar tekrar sınandığı dikkate ahn- dığında böyle bir tespite karşı çıkmak için makul bir gerekçe bulmak zordur. Aynca yabana dilde belli bir yeterliğe sahip olan ve bu durumundan kuşkusu bulunmayan bir kişinin söz konusu alandaki yeterliğinin tespiti amacım güden bir ölçmeden kaçın- ması nasıl izah edilebilir? b) Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'nda kullanılan tngiliz- ce testinin bu yabana dildeki yeterliği ölç- mediği iddiası objektif bir dayanaktan yok- sundur. Bu iddialar, ancak bir önyargı eseri olabilir. Merkezimizce hazırlanmakta olan değişik amaçlı yabancı dilde yeterlik test- lerinin kapsamları ve psikometrik özellik- lerine ilişkin ilk bulgular, 9-11 Mayıs 1984 tarihlerinde Bogaziçi Üniversitesi'nde yapı- lan "Testing English Beyond the High School" seminerinde tartışılmıştır. (Bakı- nız: Proceedings of the Seminar, Testing English Beyond the High School, S: 93-113). Uygulamasına daha sonra başla- nan Kamu Personeli Yabana Dil Bilgisi Se- viye Tespit Sınavı'nda yoklanmaya çalışı- lan dil becerileri ile bunların yoklanmasın- da kullanılan soru örnekleri, ÖSYM tara- fından yayunlanan 182 sayfahk bir kitapla (ÖSYM Yayınlan, Ankara, 1991-1), sade- ce maüyetini karşılayacak bir fiyatla kamu- oyuna sunulmuştur. Çeşitli amaçlarla ya- pılan yabana dilde yeterlik sınavlarında kullanılan testlerle ilgili test ve madde pu- anlannın rutin olarak analizleri yapılmak- ta ve bu analizlerden elde edilen sonuçlar Merkezimizin Araştırma Kurulu'na başvu- ran araştırıcüanmızın büimsel amaçlı çalış- malardaki kullanımlarına hazır bulundurul- maktadır. c) Merkezimizde yabana dil smavlannm, dil ve ölçme değerlendirme alanlarında uz- man olmayan, ehliyetsiz kişilere hazırlatıl- dığı, bu hazırlıklarda testte bulunması ge- reken niteliklerin göz ardı edilerek sadece zor, çapraşık ve anlamsız sorular hazırlan- mak suretiyle bunlardan işe yaramaz test- ler oluşturulduğu, böylece oluşturulan test- ler üzerinde hiçbir inceleme yapUmadığı vb. şeklindeki eleştiriler objektif bir temelden yoksun olduğu gibi insaf ölçüleriyle de bağ- daşmamaktadır. Bir örnek olmak üzere, merkezimizde İngilizce testinin hazırlanma- sında, birinin anadili de İngilizce olmak üzere dört Îngiliz dili ve edebiyatı profesö- rü, bir ölçme ve değerlendirme profesörü, bir ölçme ve değerlendirme doktoru ve dört ölçme uzmanının uzmanlıklanndan yarar- lanılmaktadır. Bunlara merkezimizde çah- şan ve zaman zaman bu gruba yardımcı olan ikı ölçme ve değerlendirme profesörü ile bir ölçme ve değerlendirme doçenti da- hil değildir. Zaman zaman merkezünize ge- lerek ingilizce soru yazımına katılan üni-, versite öğretim elemanları da bunların dı-' şındadır. Bu durum, merkezimizde İngilizce testi hazıruğmm sanıldığı gibi sorumsuz ve- ya amatörce bir biçimde değil, profesyonel bir biçimde ele alındığının başta gelen ka- mtlarmdan biridir. Merkezimizde hazırlanan bütün testler ve bu arada İngilizce testleri için önce bir plan hazırlanmakta; sonra bu plana uygun so- ru yazımı yapılmakta; yazılan sorular çok değişik kişiler tarafından, birbirinden ba- ğımsız olarak incelenerek grup redaksiyo- nundan geçirilmektedir. Ülke koşullannda ön deneme imkânı bulunamadığından, bir yandan bu ön hazırhklar sırasmda kıh kıık yararcasma bir titizlik gösterilmekte, diğer yandan da uygulanan testin sonuçlan, bu test üzerinde test ve madde analizleri yapıl- düctan sonra puanlanmakta; böylece bütün çabalara rağmen gözden kaçmış olabilecek hatalı bir soru bulunursa bunun puanlama dışında tutulması imkânı sağlanmaktadır. Burada sözu edilen ve konu ile ilgilenen bü- tün uzmanlara ve eleştiricilere açık bulunu- lan bu süreç de başta sözü edilen iddiala- nn herhangi bir dayanaktan yoksun oldu- ğunun başka bir kanıtıdır. llgideki yazılara konu olan son KPDS'- nin ingilizce testi ile ilgili bazı sayısal bilgi- ler şöyledir: Testte 100 soru vardır ve tam puan 100'dür. Bu testte 81 kişi 100 puan, 120 kişi 99 puan, 147 kişi 98 puan, 165 kişi 97 puan almıştır. 96 ve daha az puan alan- lar ise puan sırasıyla 205, 190, 184, 213, 223, 231, 265 kişidir. Bu sınava girenlerin %46.7'si (7954 kişi) 70 ve daha'yukan pu- an almıştır. Bu testi alan 17012 kişinin puan ortala- ması 65.53, standart sapması 19.951, tes- tin KR-20 güvenirliği 0.96'dır. llgideki yazılann birinde, dilde yeterliği ölçmez diye iddia edilen çeviri soruianndan elde edilen puanlarla diğer sonılardan elde edilen puanlar arasındaki korelasyonlar 0.60 dolayındadır. Bu testte kullanılan 100 sorunun güçlük (p) ve ayui edicilik (r) değerlerinin dağılı- mı şöyledir: Aralık p Aralık r 0.90-1.00 0.80-0.89 0.70-0.79 0.60-0.69 0.50-0.59 0.40-0.49 0.30-0.39 0.20-0.29 0.10-0.19 10 15 22 13 20 12 6 1 1 0.80-0.89 ^3 • 0.70-0.79 25 0.60-0.69 27 0.50-0.59 30 0.40-0.49 11 0.30-0.39 2 ölçme ve değerlendirme alanına aşina herkesin kolayca görebileceği gibi yukan- da bir kısmı ozetlenen istatistikler söz ko- nusu İngilizce Testinin ölçme- değerlendirme açısından iddia edildiği gibi niteliksiz bir test değil, aksine yüksek nite- likli bir test olduğunu açık ve kesin bir bi- çimde ortaya koymaktadır. Merkezimiz, sorumluluğunu taşımakta olduğu bütün ölçme ve değerlendirme uy- gulamalannda, konuyla ilgilenen herkese her türlü bilgiyi sunma ve iyi niyetli soru- lan cevapsız bırakmama yolundaki politi- kasını bundan böyle de sürdürme kararın- dadır. Dr. FETHt TOKER YÖK Öğrenci Secrae ve Yerieştirme Merkezi Başkanı Saglıklı Bir Sağhk Hiznıed tçin Zorunlu Hizmet Yasası hekimleri yalnızlaştırmış, insansızlaştırmış, hatta çahşma olanaklarım tıkayarak onları köleleştirmiş bir yasadır. Dünya Saglık Örgütü, sağlığı bedensel, ruhsal ve sosyal bir iyilik hali olarak tanım- lamaktadır. Yani bu üç etmenden birisin- deki bozukluk sağlığın da bozulması anla- rruna geür. Bugün Türkiye'nin en ücra köşelerinde sağlık hizmeti sunmakta birincil görevi üst- lenen pratisyen hekimlerin sağhklan genel- likle hıç gündeme gelmez. Çağm standart- lannın çok gerisinde sağlık hizmetine sahip Türk halkına bu hizmeti götürecek olan he- kimlerin zaman zaman yöre halkından da- ha sağlıksız koşullarda yaşadığını görmek- teyiz. Pratisyen hekimlere tstanbul ve Hatay Tabip Odalan'nca yapılan anketlerde on- ların en çok zorluk çektiği sorunlar şu şe- kilde sıralanmaktadır: Bannma sorunlan, idari sorunlar, bilgi alacak ya da yardım- laşacak kişi ya da kunım yokluğu, çevrey- le uyumsuzluk. En çok yakınılan ise sosyal yoksunluklardır (Sinema, tiyatro vb yok- luğu). "Oturup konuşacak, dertleşecek bir insan bulamıyomm" diyenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak ölçüdedir. Bugün Türkiye'de öyle yöreler vardır ki hekimler oralara gitmemek için meslekle- rinden bile vazgeçebilmektedirler. Bu yö- relere gideceklere özendirici önlem olarak tek başına iki-üç kat maaş odense dahi gö- nullü bulmak çok zordur .-En güzel özen- dirici önlem aslında hekimlere sağlanacak güzel bir ortamdır. Bu sorunlara care olarak bir dönem he- kimleri köylerde değil de ilçelerde çalıştır- ma önerisi gündemde idi. Ancak bu çözum önerisi de Türkiye koşullanna. uymamak- tadır, çünkü çok yakınında bir sağlık ku- ruluşu olan yerlerde bile başvurular çok az olmaktar'r. Bu nedenle hizmeti sunacak olan ku 1 ıluş, hizmet alan kitleye yakın ol- mabdır Ancak bugün uygulandığı gibi he- kimin 'A saat sağlık ocağında kalması bir zorunluluk olmamalıdu-. Çünkü sağlık oca- ğmda acil girişimler için yeterli olanak yok- tur. Yani hayati tehlike oluşturan hastalık- lar zaten sağlık ocağında tedavi edileme- mektedir. Hatta acil hastalann ocağa geti- rilmesi zaman kaybına bile neden olabil- mektedir. Sonuç olarak hekimin 24 saatini ocakta geçirmesi sadece onun kendi sağb- ğım bozmaktadır. Bugünkü uygulamanın yerine, köylerde- ki ve bu köylere yakın ilçelerdeki hekimle- rin, çalıştıklan yerleşim bölgelerine yakın bölgelerde bir arada barındınlmaları yolu- na gidilebilir. Yani hekim gündüz köydeki ya da ilçedeki sağlık kuruluşunda çahşacak, akşam ise şimdi olduğu gibi dört duvar ara- sma sıkışıp kalmayacak ve bu oluşturulan merkeze donecektir. Daha önceleri Çimen- to ve Şeker Fabrikaları gibi bazı kamu ku- ruluşlannda benzeri uygulamalar yapılmış- tır. Bunlar fabrikaların yanına, çalışanla- rına lojmanlarla beraber sinema salonları da dahil olmak üzere birçok sosyal tesis kurmuşlardır. Bu merkezlerdeki lojmanlarm yakınına kurulacak sosyal tesisler (bunlar lokal, ufak bir salona konacak video, bahçeye kurula- cak basketbol potası ya da futbol kalesi vb olabilir) çok önemli harcamalar gerektirme- yen yatırımlardır. Oynanacak masatenisi, seyredilecek video fılmi ve hepsinden önem- lisi konuşulacak iki çift lafın ne anlama gel- diğini bu yoksunluğu çeken hekimler çok iyi bilirler. Bu olanaklann yani sıra bir araya gelen hekimler hem mesleki hem de idari sorun- Iannda yardımlaşma olanağına kavuşurlar, bazı eğitim programlannın uygulanması sağlanabilir. Burada çalışan hekimler hele bir de gelecekleri konusunda emin iseler, yani bulunduklan bölgede ne kadar kala- caklarını biliyor, sonrasında nereye, hangi koşullar sağlandığında gideceklerinden emin oluyorlarsa (torpil hariç!) geri kalmış yörelerdeki hizmet, hekim için bir an önce kurtulunması gereken bir yük olmaktan çı- kar. Bu uygulamadan kazançlı çıkan taraf aslında sağlık hizmetini alanlar olacaktır. Dr. ALP USUBÜTÜN Pratisyen hekim / Ankara OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU BAŞARIORANIMIZ: AAerkezi sistemle test % 8 4 Direksiyon sınavında % 9 3 Hafta sonu cumartesi, pozar 29 haziran Hcrfta için sabah ve akşam 2 tommuzda DERSANE ÜSKÜOAR KOZYATAĞI TARABYA 3436781 3624733 1620818 3436782 3618163 1620886 TEK YOL EĞİTİM HUKUKSUZ DEMOKRASİ HalitÇelenk 3. bası 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul ÖdemeU gonderilraez. ÎNSAN SICAĞI ErdalAtabek 5. bası 6.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul ÖdemeU gönderUmez. ANKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Sdn Anmn Ddiğhıc Çomdk... 12 Eyiüi'ün civcivii gûnlerinden birindeydi; Nadir Nadi, Atv kara'ya gelmişti. Meclis'te basın odasında gazstecilerte söy- leşiyordu. Nadir Nadi'ye, Çağdaş Gazeteciler Derneği Baş- kanı Yılmaz Ateş'i tanıştırdım: — Efendim, Yılmaz Ateş, Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin genel başkanıdır! Nadir Nadi, Yılmaz Ateş'in elini sıkarken şöyle dedi: — Gerçek gazeteciler sizde; ancak neden sesinizi duyu- ramıyorsunuz? Yılmaz Ateş ne karşılık vermişti, şimdi anımsayamıyorum. Kolay değikji, yıllar yılı yerteşip, çöreklenmtş derneklerin ara- sında, Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin sesini duyurması, yer tutması. Basın demekleri arasında da lokma aslanın ağzın- daydı. Yeni bir derneği aralarında yaşatmak istemiyorlardı. Tırtucu demekler arasında, basına bulaşmış dernekleri sa- yabilirim. Çoğunun adı hâlâ "Cemiyet"tir. Türkiye'de cemi- yet sözcüğü mü kalmış? Ama onların adı "cemiyet"tir. De- ğiştirmeyi düşünmemislerdir bile... Bayrarnlarda, ramazan bayramıyia, kurban bayramında ga- zeteler yayımlanmaz. Buna karşılık, basın derneklerinin çı- karacakları "Bayram" gazeteleri çıkar. Bayramda, gazetele- rin alacaklan ilanları onlar alır, onlar yazılan yayımlarlar. Mil- yonlar, demeğin kasasına akar. dernek üyeteri, bundan ya- rarlanıriar. Çağdaş Gazeteciler Demeği, Ankara'da basın karb en çok üyeli demek olduğu gerekçesiyle, 1979 yılında yetki- lilere basvurdu. ÇGD o zaman, daha bir yıllık dernek! ÇGO gerçek gazetecilik yapmak istedi, Ankara Gazeteciler Cemi- yeti ile savaşıma girdi. Aman etendim, ne oyunlar döndü an- latılmaz. Yönetmelik değiştirildi, allem edildi, kallem edikJi; sonunda ÇGD savaşımı yitirdi. "Bayram" gazetesi çıkarma hakkını alamadıl O zaman Ecevit başbakan. Ecevit de "ce- miyef'in üyesil Arkadan 12 Eylül geldi. Cemryetler, nasıl yağcılığa başla- dılar? Kenan Bey'in, yönetimin kapısını aşındıranlar, konuk edip ağırlayanlar, anlatılacak gibi değildi. Bir tek Çağdaş Ga- zeteciler Derneği, 12 Eyiülcülerin semtine uğramadı, kimse de Çağdaş Gazeteciler Demeği'ne geiemedil Bu, 12 Eylül boyunca, "ÇGD"nin onuru oldu. 1965'lerden beri, ben de lstanbul Gazeteciler Cemiyeti: nin üyesiyim. "istanbul Bayram"da zaman zaman yazılar yaz- dığım da oldu. Pek çok arkadaşım, orada üyedir. Son "cemiyet" seçimlerinde, demokratik bir savaşımla, yönetime giren arkadaşlanmız oldu. 12 Eyiül'den sonra, ÇGD yöneticisi arkadaşlanmız, Ece- vit'e başvurarak, onu "onur üyesi" yapmak isterier. Ecevit, "Size zaranm olur!" gerekçesini ileri sürerek üye olmayı red- deder! Bu yıl ilginç bir şey oldu; ÇGD'nin Güney Marmara Böl- gesi'nde, Bursa'da, ÇGD, "Çağdaş Bayram" gazetesini çı- karma hakkını aldı. Bölge Çalısma Müdürlüğü ile Bursa Va- liliği, ÇGD Bursa Şubesi'nin başvurusunu yerinde görmüş- lerdi. "Çağdaş Bayram" tüm Türkiye'de dağıtılacaktı. Bunu başaran arkadaşımız, ÇGD Bursa Şubesi Başkanı yazar Yıl- maz Akkılıç'tı. Daha önce de değinirdim; "bayram" gazetelerinin sade suya tirit yazılarla çıktığını vurgular, eleştirirdim. Daha önce- leri, daha da sade suya tirit çıkardı "bayram"lar. Bayram ga- zeteleri, siyasal partilerden söz edemezler, yazı yazacakla- ra bu anımsatılırdı bir çeşit. Hiç unutmam. Bedii Faik, şöyle bir fıkra yazmıştı partilerin adlarını da anarak: — Bayram gazetesine yazı isteyen arkadaşlar, siyasi par- tilerden söz etmememizi istiyortar. Sanki ortada siyasi parti varmış gibi! "Çağdaş Bayram", önümüzdeki hafta pazartesi günü baş- layacak üç günlük yayımıyia, an kovanına çomak sokmuş ola- caktı. An kovanına çomağın sokulmasını sağlayan arkada- şımız Yılmaz Akkılıç'ı kutlamak istiyordum. Yalnız gazetele- ri, gazetecileri değil, "Bayram" gazetelerini de düzeltmek, onu dayoluna koymak zorundaydık. "Çağdaş Bayram", bu- nu yapabilecek miydi? "Çağdaş Bayram" bu savaşımryla, öbür illerde çıkan "Bayram"lara uyancılık görevi yapacak, on- lara da, ilan için çıkan sade suya tirit gazete yerine gerçek- ten gazete çıkarma zorunluluğunu duyuracaktı. Olmadı! Miryonlarca basan gazetelerin yerine çıkan "Bayram" ga- zetelerinin baskısı birkaç yüz bini geçmez. Nedeni, okuna- cak gibi değildir de ondan. Okur, bayram gazeteierinin yasa gereği çıktığını, hatta ilan için çıktığını düşünür. Dört gozle, bayramın bitmesini, eski gazetesine kavuşacağı günün gel- mesini bekter. Bunu da yıkalım istedik; Cumhuriyet sanki bay- ram günleri de çıkıyormuş gibi, yazı hazırlıklanna giriştik. ör- neğin, Şiar Yalçın'ın "Briç", Kahraman Okjaç'ın "Satranc", Sedat Yasayan'ın "Bulmaca" köşeleri, yazariann yazılan, çi- zerterin çizgileri, her şey yerli yerinde olacaktı. Olmadı! Burea'da şimdiye degin, "Bayram" gazetesini çıkaran "Ce- miyet". idare Mahkemesi'ne basvurdu. İdare Mahkemesi, 1'e karşı 2 oyla, bayramı ÇGD Şubesi'nin değil, "Cemiyet"in çı- karmasına karar verdi. An kovanına sokulacak çomak, kim- leri tedirgin etti? Burada, "Çağdaş Bayram"a yazı yazma sözü verenlere te- şekkür etmek istiyorum. Bunlann kimileri şöyle: Behiç Ak, Oktay Akbal, Dursun Akcam, Özden Alpdağ, Selçuk Altan, Talip Apaydın, Oğuz Aral, Prof. Sadun Aren, Mümtaz Arıkan, Melih Aşık, Adnan Binyazar, Akın Birdal, Ha- san Çelebi, Halit Çelenk, Emin Çölaşan, Hikmet Çetinkaya, Haluk Gerger, Kemal Gökhan, Ismail Gülgeç, Mehmed Ke- mal, Şükran Ketenci, Hamdi Konur, Kâmil Masaracı, Hasan Meün, Uğur Mumcu, Aziz Nesin, Kahraman Olgaç, Tan Oral, Füsun Özbilgen, Sevgi Özel, Varlık özmenek, Semih Poroy, Prof. Bahri Savcı, İlhan Selçuk, Ali Sirmen, ilhami Soysal, Necdet Sen, Prof. Server Tanilli, Şiar Yaiçm, Sedat Yaşayan, Bekir Yıldız, Ali Yüce. Anadolu'da halk, "an kovanına çomak sokmak" demezde, daha çok "Sarı anmn deliğine çomak sokmak" der, öyle söy- lenir. Çünkü, sarı an bal yapmaz! Deliğine çöp ya da çomak sokulunca öfkelenir, yapmadığını komaz. Sanıyorum, Çağ- daş Gazeteciler Derneği, savaşımını sürdürecek, bir gün de elbet başanya ulaşacak... Bir an unutmadığunız Annemiz ŞAZİYE, Babamız M.NURETTÎN SANVER'İ ölümlerinin yüdönümünde de tüm sevenlerinin rahmet dilekleriyle anıyor ve avumıyonız. ULY\-RÜŞTÜ ÖZAL AİLESİ DOOUM VE TEŞEKKUR Oğlumuzun doğumunu başarı ile gerçekleştiren, sayın Jinekolog Opr. Dr. SELENÖZDEM ve Kadıköy Şifa Yurdu Personelinc Teşekkür ederiz. ARZU-DERYA GÜLER DEVRİM ŞEHİDİ ÖĞRETMEN KUBİLAY Kemal Üstün 4. bası 6.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul ÖdemeU gönderilınez. GORULMUŞTUR tlhan Selçuk 6. bası 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeti gönderUmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle