Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/12 EKONOMt 17 HAZİRAN 1991
BORSANOTLARI ABDURRAHMAN YILDIRIM
Borsa,Yılmaz'la'mesut' olacak mı?Körfez savaşı gibi borsayı
haftalardır etkisi altına alan
'slyasi belirsizlik' dağıldı,
hem de borsanm istediği şe-
kilde: ANAP Genel Başkanlı-
ğı'na Mesut Yılmaz seçildi.
Uzerinden 'bulut' kalkan bor-
sa, şimdi Yılmaz'la daha
'mesut.'
İktidar partisi Anavatan'ın
genel başkanlığına Mesut Yıl-
maz'ın seçilmesi mevcut ıkti-
darı değiştirmiyor, sadece
başbakan ve bakanları değiş-
tiriyor. Beraberinde yönetim
anlayışını ve ekonomik politi-
kasını değiştirmeyi de getiri-
yor. İktidar partisinin yeni kad-
roları yeni bir vitrin, yeni bir
görünüm veriyor. Yeni bir
umut ve yeni bir şans yaratı-
yor. Bu, ekonomi için ve siya-
si istikrar için kısa süreli bir so-
luk aimak demektir. Borsanın
da bu dönemde böyle bir so-
luğa ihtiyacı var. Mesut Yıl-
maz'ın seçilmesinin borsa için
bir başka anlamı ise genel se-
çime gidecek olan yolun da-
ha da kısattılması. Yatırımlar-
da kararsızlık döneminin bit-
mesi için seçimin erkene alın-
ması ekonominin ve iş dünya-
sının ihtiyacı. Borsa ve iş çev-
releri için Yılmaz'ın başbakan-
lıgi demek ekonominin Pak-
demirli tarafından yönetilme-
si ve çok başlılığın sona erme-
si demek. Işte bu faktörler
borsada psikolojik bir rahatla-
ma sağtıvor.
Borsa, Körfez savaşı biteli
beri bir türlü kendine geleme-
di. Savaş sürerken yükselen
borsa, savaşın bitmesiyle düş-
meye başladı. Savaşı, dövizın
ve faizin yükselmesı izleyince
borsanın morali iyice bozuldu.
Ardından ekonomide çizilen
'kara tablo', karamsarlığı
büsbütün arttırdı. Hem de öy-
le bir arttırdı ki mayıs ayı so-
nuna doğru gerçekleştirilen
faizleri düşürme operasyonu
ve dövizin durulması bile bor-
sayı canlandıramadı. Aşırı ka-
ramsarlık, belirsizlik ve güven-
sizlik içinde borsa, haftalar-
dan beri bir salıncak gibi en-
deks 3500-4000 puan arasın-
da gidip geldi. Bu psikolojik
etmenler içinde borsa, ANAP
kongresini ve kongre sonra-
sındaki gelişmeleri kendine
bir kurtuluş olarak algıladı. Ve
beklemeye başladı. Türkiye'-
nin döviz durumundaki iyileş-
meye, faizlerin düşmesine ve
hisse senedi fiyatlannı cazip
düzeye irtmesine aldırmadı.
Bu dönemde borsaya gelen
yatınmcılar hangi hisseleri
alabilir? Sektörleri değerlen-
dirdiğimizde şöyle bir tablo çı-
kıyor ortaya. Oncelikle çimen-
to sektörünü herkes keşfet-
miş bulunuyor. Kârlı, ürettiği-
ni satan bir sektör. Fazla bir
şey söylemeye gerek yok.
Ama bazı şirketlerin önümüz-
deki dönemde toplusözleşme-
leri olduğunu hatırlatmak ge-
rekiyor. Dayanıklı tüketim
malları satışmda patlama
var. Şirketlerin kârlarında da
öyle. Telekomünikasyon şir-
ketleri de tam kapasiteyle ça-
lışıyor. Yurtiçi ve yurtdışı iha-
leleri tamam. Dünyada daral-
makta olan otomobil pazarı
Türkiye'de hızla genişliyor,
çok canlı ve geleceğı parlak
bir sektör.
Otomobil satışlanmn
1995'e kadar hızla artarak de-
vam edeceği, araştırmalarla
ortaya konulmuş durumda.
Otomobil satışlarındaki artışı,
lastik satışlanmn izlemesi çok
normal. Üstelik lastik sektörü
geçen yıl ağır birtoplusözleş-
meden ve grevden geliyor.
Şirketlerin bu yıl geçen yıla
göre çok daha iyi bilanço açık-
lama şanslan var. Bira sektö-
rü Türkiye'de çok cazip, sade-
ce 4 fabrika var ve tam kapa-
siteyle çaltşıyorlar.
Kârlılıkları ve finansal gös-
tergeleri sağlam. Tekstilde
ABD kotaları yüzde 100, AT
kotaları yüzde 20 arttırıldı, it-
halata karşı koruma getirildi.
Bunların tekstil şirketlerine şu
veya bu şekilde olumlu yansı-
ması beklenir. Bankaların
kârları iyi, yalnız sermaye art-
tırımlarında hisse senetlerinin
hemen teslim edilememesi bir
şanssızlık. Bu sayılan sektör-
ler dışında kalan, kâr etmesi-
ne ve mali bünyeleri sağlam
olmasına karşılık özkaynakla-
rın altında satılan hisseler de
bulunuyor.
Borsa, aslında farkında ol-
madan kendini Mesut Yıl-
maz'a endeksledi. Oyle ki Yıt-
maz'ın şansının artmasıyla
yükselişe geçti, azalmasıyla
düştü. Geçen hafta pazartesi
günü Cumhurbaşkanı'nın
'tarafsızlığım' açıklamasıyla
Yılmaz'm yolunun açılması
üzerine borsa salı, çarşamba
ve perşembe günü yükseldi.
Kongrenin kilit adamlarından
biri haline gelen Namık Kemal
Zeybek'in cuma günü Akbu-
lut'u desteklediğini açıklama-
styla bu kez herkes satışa
koştu ve borsada fiyatlar düş-
tü. Pakdemirli'nin Yılmaz'ı
desteklediği haberi ise borsa
seansına yetişemedi.
Mesut Yılmaz'ın seçilmesiy-
le birlikte borsaya taze para
gelmesini engelleyen 'siyasi
belirsizlik ve psikolojik
faktörler' dağılıyor, dağıla-
cak. Tabti paranın gelişini en-
gelleyici yeni siyasi belirsizlik-
ler veya psikolojik faktörier or-
taya çıkmaz, böyle faktörler
inşa edilmezse.
Olumsuz etkenlerin ortadan
kalkması yanında borsayı
olumlu etkileyecek şu geliş-
meler de var:
• Hazine bonosu anapara ve
faiz geri ödemesi, maaş öde-
mesi ve bayram tatilinde eko-
nominin artan para ihtiyacı
emisyonu genişletici etki ya-
pacak. Piyasadaki para mik-
tarının artmasmdan borsanın
olumlu etkilenmesi bek-
leniyor.
• Borsa şirketlerinin altı aylık
bilançolarına ilişkin olumlu
sinyaller gelmeye başladı.
Önümüzdeki günlerde bilan-
ço haberieri daha da artacak.
Piyasadaki para miktarının
artması ve borsayı etkileyen
faktörlerin iyileşmesi ve bun-
ların bilanço açıklamalarıyla
birleşmesı, parayı borsaya
çekecek.
• Yerti yatınmcılar yanında ya-
bancı yatınmcılar da ANAP
kongresini bekliyordu. Türki-
ye'nin siyasi ve ekonomik
alanda kısa da olsa istikrarlı
bir dönem geçireceği kanaa-
ti, yabancılan Türk hisse se-
netlerine yöneltebilir. Özellikle
fiyatların dünya ortalamasının
oldukça altına inmesi, yaban-
cılan cezbedebilir. Sadece ya-
bancıların talebi de bizim bor-
sanın kaderini değiştirici etki
yapar.
Sonuç
Bir mal ucuz fıyata, ucuz-
ken alınır. Bugünlerde borsa-
da fiyatlar son iki yılın en dü-
şük düzeyindedir. Ve koşullar
da borsanın lehinedir. O hal-
de hâlâ gelişmeleri beklemek
ve çekingenlik niye? Unutma-
malı, 'ıslanmışın yağmurdan
korkusu olmaz' ve de sirke-
sini, sarmtsağını sayan pa-
ça içemez.'
Çimentodan
Koç devrine
Borsada bir zamanlar bazı
hisseler moda olurdu: Akçi-
mento, Çukurova Elektrik, Er-
demir, Eczacıbaşı Yatırım, Ec-
zacıbaşı İlaç gibi. Ama 1991'e
girildiğinde çimento sektörüy-
le, sektörler ön plana çıkmaya
başladı. Çimento hisselerinin
işlem hacmi borsanın toplam
işlem hacminin yarısını oluştu-
rur hale geldi. Taa ki, önceki
hafta ortasına kadar. Koç
Amerikan Bankası'nın Türk
Demirdöküm tahtasındaki sa-
tışları kapatmasıyla başlayana
alım dalgası bir anda tüm Koç
kâğıtlarına sıçradı. Sonradan
anlaşıldı ki pazarlamacı şirket
merkez ticaret Türk Demirdö-
küm'ün bünyesine katılacaktı.
Böylece şirket güçlendirilecek-
Şirketlerini büyütmek ve
güçlendirmek için birteştirmek
ve dış rekabete hazırlamak
Koç topluluğunun ana politika-
larından biriydi. O halde diğer
Koç şirketlerinde de böyle du-
rumlar olabilirdı. Gözler Koç
şirketlerine çevrilmişti. Arçe-
lik'in 3 aylık kârı çok iyiydi. 6
aylık kârı da çok yüksek çıka-
caktı. Ayrıca bir yabancı şirket
ile ortaklığa gidiyordu. Koç
bünyesinde dayanıklı tüketim
malları pazariayan bir iki şirket-
te birleşme durumu ve kendi
başına Arçelik Holding haline
dönüştürülmesi gündemdeydi.
Ya Migros'ta neler oluyordu?
Oncelikle Körfez savaşı döne-
minde raflannda mal bırakıl-
mamıştı, kân İyiydi. Üstelik hi-
permarketler açmaya başla-
mıştı.
Bu, artan ciro ve artan
kâr demekti. Aynı zamanda
işletme sermayesi ihtiya-
cının artması yani sermaye
arttırımı demekti. Bu nedenle
Migros'ta iki bedelli, iki bedel-
siz sermaye arttırımı vardı.
Otosan ise Tofaş'lardan dola-
yı talep görmüştü. Tofaş 19 bin
liradan satılırdı da Otosan hiç
10 bin lirada durur muydu?.
Onun fiyatı da koştu yukarıya
doğru. Koç Yatırım ve Koç Hol-
ding ise Tofaş'ların satışından
dolayı canlanmıştı. Sonuçta
bütün Koç hisselerine talep ya-
ğıyordu. Borsa işlem hacminin
neredeyse yarısını, sayılan
10'u bulan Koç hisseleri ger-
çekleştiriyordu. Yaptıkları
primler de borsa ortalamasının
tam 2 katıydı. Artık borsada çi-
mento devri bitmiş, Koç devri
başlamıştı.
Profesörler Ttirk-Iş'e kızgıntş-Sendika Servisi — Türk-
Iş'in Hür tşçi Sendikalan Kon-
federasyonu'na (ICFTU) gön-
derdiği Uluslararası Çalışma
örgütü (ILO) ilkelerinden sap-
ma isteyen mektubu tepki yarat-
tı. Kamu çalışanlannın sendika-
laşmasında öncülük yapan bilim-
adamlarından Prof. Mesut Gül-
mez, Türk-Iş'in uluslararası hu-
kuku anlayamadığını söyledi.
Prof. Gültnez, "tçerde meraur
sendikacılığına destek verme-
yen, öğretmenlerin ve kamu gö-
revlUerinin bir insan hakkı ya-
ralma ve yaşatma çabasına se-
yirci kalan Türk-lşin dışanda
destek olcnası elbette beklene-
mezdi" dedi.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
Genel Sekreteri ve ÎHD 1402'-
likler Kornisyonu Sekreteri Dr.
Haldun Özen, sendikal hareke-
ti arkadan vuran gizli mektubu
uzüntuyle okuduklarına işaret
etti. Özen mektubun soğuk duş
etkisi yaptığını vurgulayarak
"Sendikalann yetersizliğini aş-
mak amacıyla günlerdir eylem
koyan işcilerin karşısında örgiit-
lenebilmek için en olumsuz ko-
şullarda adım adım ilerieyen ka-
mu personeli ve 12 Fylül'ün acı-
sını tüm ağırlıgıyla on yıl çekmiş
1402'likler karşısında Türk-Iş,
tarihsel bir hata yapmanın ağır
sonımlulugu altında kalmıştır"
şeklinde konuştu.
Türk-tş'in mektubuna rağ-
men üyesi olduğu ICFTU'nun
her yıl Cenevre'de yayımlanan
yılhk raporunun Türkiye'ye iliş-
kin bölümünde ICFTU'nun
Türk-Iş isteklerini yok sayarak
yüzde 10 baraja karşı çıktığı,
kamu çalışanlannın sendikalaş- dığına işaret edildi. DİSK ile il-
ma hakkı ile DtSK somnuna gili gelişmelerin ICFTU için cid-
ağırlık verdiği dikkat çekti.
ILO'daki Türkiye tartışmaların-
da da uluslararası sendikal ku-
ruluşların temsilcileri Türk-lş'in
eğilimi ile çelişkili olarak söz kö-
nusu sorunlara öncelik ve ağır-
hk tanıyan konuşmalar yaptılar.
AA'nın Cenevre kaynaklı ha-
berine göre ICFTU raporunda
Türkiye'de on yıldır olumlu hiç-
bir gelişme olmamasına karşın
hükümet uygulamalan ile yeni
sendikal hak ihlallerinin yaşan-
DENtZER, KAMU İŞÇtLERİNİN EYLEMİNİ DESTEKLEDİ
Işçînin gücü birliktengeliyor
İş-Sendika Servisi — 600 bin kamu ça-
lışammn toplusözleşme uyuşmazlığı ve pa-
sif direniş eylemlerine ilişkin bir açıklama
yapan Genel Maden-lş Sendikası Başkanı
Şemsi Denizer, işçi sınıfının gücünün bir-
likten geldiğini ve her şeyi kendi gücü ile
başaracağım gördüğünü söyledi.
Denizer işçileri 10 yıldır sömürenlerin
korku içinde olduklarını vurgulayarak
özetle şöyle devam etti:
"Diin maden isçUerinin karşısiDa geçen-
ler, bugün 600 bin arkadaşımuın karşısı-
na geçiyor ve yine aynı misyonu oynuyor-
lar. Zonguldak'daki cevabı şimdi Tiirki-
ye'den alıyorlar. Ülkenin ber yanında
'Çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı, hükü-
met istifa, işçiler el ele genel greve' slogan-
lan yükseliyor. İşçiler 'İşçiler gele- gun süreli açlık grevi sona erdirildi. İşçi-
cek hanedan gidecek' diye haykırıyor." ler, eş ve çocuklan tarafından ziyaret edi-
Genel Maden İşçileri Sendikası olarak len sendikacılar toplu halde fuara yurüye-
her zaman ve her şart altında mücadele- rek alkışh protesto ve gösteriler arasmda
den yana olanları desteklediklerini, üzer- açlık grevi eylemlerine son verdiler.
lerine düşen görevi eksiksiz yapacaklarını
söyleyen Denizer, 600 bin kamu işçisüıin
mücadelesinde fıiü desteklerinin de her za-
man hazır olduğunu belirtti.
tzmir'de 76 şube başkanının kamu işçi-
lerini desteklemek üzere başlattıklan iki
NETBANK'A GELIN
3 ay
^ l y ı l
6 ay
68
65
67
53
3 aylık % 68 brüt faizin yıllık
getırisi % T Ö . 2 0
#
dir.
NETBANK
E D M XMK/H 133 03 50 C«ri*ny« Cad. 201 Elmodoğ HAttrfl HCstym Ahms,
134 M 06 Cu«4wny« Coo 271 CA4M.O6U1 I^oul Sa«« 511*0 02 Nu^ovnanr^ Coo 89
Em.nonû AMTAITA Otck Hapoğlo 17 U > I Amuric Cad 73 KUfADAM B*, Ero*; 19488
di endişe kaynağı olduğu vurgu-
landı.
Türkiye kamu çalışanlannın
sendikalaşma hakkını savunan
Prof. Mesut Gulmez, kamu ça-
lışanlarının sendikalaşma hakkı-
nın ancak 87 sayılı ILO sözleş-
mesi ile bağlantılı savunulabile-
ceği yolundaki Türk-İş mektu-
bunda yer alan görüşün gerçeği
saptırma olduğunu söyledi.
Türk-lş'in İLO'da izlediği
politika ile yıllardır işçi tezleri-
ni ve Türkiye işçi sınıfının hak-
larını yürekten savunan ICFTU
ve ICEF gibi dost örgütlerin yal-
nız bırakıldıklarına değinen Dr.
Haldun Özen ise İLO'da tarih-
sel bir fırsatın daha Türk-tş ta-
rafından kaçırıldığını vurgula-
yarak görüşlerini şöyle özetledi:
"Türk-tş'in bu tutumu çalı-
şanlann degil, işverenlerin ve
onlann destekçisi olan hüküme-
tin yarannadır.
Türk-tşi 'sorunlan ILO'ya
götürmeyelim' diyerek işçileri
yıllardır oyalayan tşveren Sen-
dikalan çizgisinde gormek iste-
miyoruz. Türk-tş bu tutumuy-
la insan haklan savunucusu ke-
simler arasında başlatılan ciddi
diyaloğu baltalamıştır."
Zam istediler
Polisler
mandallama
eyleminde
ANKARA (AA)— Ankara
Emniyet Müdürlüğü'nde görevli
bazı polisler, maaşlanna zam
yapılması isteğiyle telsizden
mandallama eylemine başladı-
lar. Mandallama yaparak zam
talebinde bulunanlan tespit et-
mek amacıyla kayda alınan ko-
nuşmaların laboratuvarda ince-
leneceği, eyleme katüanlann
"mesleklen ihraç" edileceği bil-
dirildi.
Emniyet teşkilatına maaş dı-
şında "ek tazminat" odenmesi
konusunda çalışmalar sürerken,
Ankara'da bazı polisler, telsizle-
rinin mandallarına sürekli basa-
rak, konuşmalan engellemeye
çalıştılar.
Ankara Emniyet Müdürü
Hasan Özdemir, telsiz eylemi
yapanlann tespit edilmesine ça-
lışıldığını belirterek "Tüm bi-
rimlere tamim yayımladım. Bu
kişileri tespit etmeye çalışıyonız.
istek haklı olsa bile yöntem
bunu haksızlaştmyor" dedi.
B E K L A M D U N Y A S I
Reklam yazarları ataktaReklam Yazarları Derneği, geçen
günlerde, TRT Reklam Yarışması Jüri-
si'nde derneğin belirleyeceği bir üyey-
le temsil editme istemini TRT Reklam
Dairesi Başkanlığı'na yazılı olarak iletti.
TRT Reklam Dairesi Başkanlığı tek-
lifi değerlendirdi ve onayladı.
Böylece önümüzdeki yıldan itibaren
TRT Reklam'Yarışması Jürisi'nde tem-
sil edilen ilk mesleki kuruluş olma öze(-
liğini RYD kazanmış olacak.
RYD Serbest Çalışma Yönetmeliği ve
Taban Fiyat Listesi '91 broşürü basıldı.
Fıyat listesi ilk kez geçen ytl belirlen-
miş ve üyelere iletilmişti. Broşür, bu yıl
geçerli olacak fiyatlan ve daha önce lis-
tede yer almayan işleri kapsıyor.
Bir fotoğraf stüdyosunun ve 20'yi as-
kın ressamın atölyesinin bir arada oldu-
ğu İstanbul Sanat Merkezi içinde yer
alan RYD tokaline telesekreterti telefon
bağlanıyor. 156 17 20 numaralı telefon,
tüm RYD üyeleri için...
Sakızağacı Cad. Eskiceşme Sokak
No: 1 Taksim adresindeki İstanbul Sa-
nat Merkezi'nin Halıç manzaralı terasın-
da temmuzda açılacak bar, RYD üye
kimlik kartı sahiplerine indirimli olacak.
Seguela iletişim okulu kurdu
RSCG ajansının ortaklanndan Jacqu-
es Seguela 'Avrupalı İlk İletişim
Üniversitesi' adı altında RSCG Campus
okulunu kurdu. "Öğreniminizi mesle-
ğinde başarılı olanlarta başarın" stoga-
nıyla tanrtımı yapılan okul, lise diploması
olanlara ya da liseden sonra iki yıllık
yüksek okulları bitirenlere açık. Okulun
iki önemli özelliği var: Birincisi dersle-
rin tamamen uygulamalı olarak uzman-
lar ve mesleğini bilfiil icra edenler tara-
Umştmm çıkarauı-
fından verilmesi. İkincisi de okulun
Fransa'nın dışındaki Avrupa ülkelerin-
deki zorunlu stajlarla desteklenmesi.
"İletişim dünyasının kapdannı acmak mı
istiyorsunuz? Gazetecilik, reklamcılık,
halkla ilişkiler konularında uzmanlık..."
cümleleriyle tanıtılan okul hakkında ay-
rıntlı bilgi için RCSG Campus, 55 Rue
Pierre Poli, 92130 Issy-les Moulineaux"
adresine başvurmak gerekiyor.
AFA Yayınevi rek-
d i i i i ki
ÇOCK»
y
lam dizisinin son kita-
bı Fransız uzman Je-
an -Noel Kapferer'in
"Çocuk ve Reklam"
başlıklı çalışması.
Sermin Önder'in
Türkçeye kazandırdığı
toplam 279 sayfalık ki-
tap gerek teorik yakla-
şımı gerekse uygula-
madaki örnekleriyle
başarılı bir çalışma.
Yüksek ticaret okulun-
da profesör olan
Kapferer'in reklam ve psikolojik etkilerini in-
celediği son kitabı 'İkna Etmenin Yollan"
başlıklı kitabının çocuklar örneğindeki ilk
adımı olan bu çalışma sadece reklam ajans-
larındaki yaratıcı, yönetici ya da müşteri tem-
silcileri için değil, özellikle anne-babalar için
çok öğretici. İletişim ve medya çağında ço-
cuklann gerek kişiliklerinın oluşması gerek-
se tüketim toplumuyla tanışmalarınm en
önemli evresınde çocuk/reklam ilişkisini ay-
rıntılı bir şekilde sade bir dille açımsayan,
klasik olmaya aday bir çalışma.
bilgilt
Serbetçe .
lenme
fıkrası
Uluslararası Reklamcılık Der-
neği Türkiye şubesinin 3 haziran
günü yapılan son yemekli top-
lantısında konuşmacı Koç Hol-
ding Yönetim Kurulu üyesi Can
Kıraç'ın Konusu 'Ferdin Serbet-
çe Bilgilenme-Seçme Hürriyeti
ve Reklam' dı. Kıraç, bikjinin ve
uzmanlığın ne denli önemli oldu-
ğunu vurgulamak amacıyia ko-
nuşmasının başında Aydın Boy-
san'dan bir fıkra aktardı: Dişçi
matkapla uzun süren bir uğraş-
tan sonra hastasına sorar:
— Sizin attın kaplamanız ne
kadar da kalınmış?
Hasta bitkin bir sesle cevap
verir:
— Doktor bey, dişi çoktan del-
diniz de şu anda kravat iğneme
inmiş bulunuyorsunuz!
T E K N O L O J I V I T R I H I
İlk kayıt yapan CD
Japon elektronik devi Sony, gelecek
yıl kayıt yapabilen yeni bir (tompakt diski
piyasaya sürmeyi amaçlıyor. Bu atılım-
la birlikte müzik dünyasında rekabetin
hızlanması bekleniyor.
• Sony'nin yeni mini diski, 12 santimet-
relik normal bir diske sığan müzik mik-
tarını 6.4 santimetre çapmdaki bir dis-
ke sıkıştırıyor. Bu mıni diskin 74 dakika-
lık bir kapasitesi var.
Yeni mini diskin bir diğer önemli özel-
liği de sarsıntılardan etkilenmemesi.
Çalacağı müziğin 3 saniyelik bölümü-
nü bir bellek yongasına kaydediyor, böy-
lece koşu ya da otomobilin sallanması
nedeniyle müzikte hiçbir kesilme olmu-
yor. Sarsıntı olduğu zaman diskin okun-
ması kesiliyor ve bellek yongası devre-
ye giriyor. Diskin yeniden okunmaya
başlaması için 3 saniyelik süre doluyor
ve bu sürenin sonunda disk kaldığı yer-
den çalmaya devam ediyor.
Sony, bir süre önce DAT'ı (sayısal ka-
setçalar) kompakt disk kalitesinde ka-
yıt yapabilen kasetçalar piyasaya sür-
müştü, ancak pahalı olması nedeniyle
tüketicilerin ilgisini çekmemişti. Ote
yandan kompakt diski icat eden ve Sony
ile birlikte gelişttren Hollanda firması
Philips ise DAT'ın rakibi olacak bir sa-
yısal kompakt kasetçalar (DDC kompakt
disk kalitesinde kayıt yapabilen, normal
ve sayısal kasetleri çalabilen aygrt) üze-
rinde çahşıyor. Bu arada dünyanın en
büyük elektronik gereç üreticisi Mats-
husita da geçen ay bu projeye katıldığı-
nı açıkladı.
Mini diskin veri sıkışiınma sistemi,
normal bir CD'ye müzik kaydetmek için
gerekli alanı beş kez kısaltıyor. Mini
diskte aynı veriler, normal CD'de kulla-
nılanın beşte biri kadar bir alana kayde-
dilebiliyor. Ancak yeni mini diskin bir za-
yıf noktası var. Philips'in DCC sistemin-
de olduğu gibi işitilmesi çok zor sesleri
ya da aynı frekansta bulunan ve güçlü
sesler tarafından bastınlan zayıf sesle-
ri kaydetmiyor. Bu nedenle ilk kopyadan
sonrakı kopyaların kalitesi gittikçe kötü-
leşiyor.
Thames'de amffbi: Land Rover, Ingiliz polisi için hem araba hem suda kufla-
nılabilen bir taşıt geliştirdi. Karada saatte 112 km., suda 7 deniz mili (yaklaşık
13 km) hızla ilerleyebilen bu amfibiyi, İngiliz polisi Thames Nehri'nde kullana-
cak. Taşıt; yangın, dağda kurtarma, ambulans ve öteki acil durumlarda kullanıl-
ma özelliklerine de sahip bulunuyor. Aracın içi çok basit ve geniş. Ancak amaç-
lara uygun olarak donatılabiliyor. Telefon, bilgisayar, tıbbı malzeme, manyetos-
kop vb. gereçler taşıta yerleştirilebiliyor.
Taşmabilir teleks
Philips'in Safecom-CM adlı teleksi,
gemide, otomobilde, kutuplar hariç her
yerde kullanılabiliyor, çünkü veriler In-
marsat C uydusuyla aktanlıyor. Ayrıca
teleksin ilginç birkaç özelliği daha var.
"İyileştirilmiş grup aramalan" adlı işlev,
acil mesajlann alınmasmı sağlıyor, ay-
nca bir grup gemiye aynı anda özel me-
saj gönderebiliyor. Teleksin bir öteki
özelliği ise alarmı. Alarm çalışmaya bas-
ladığı zaman, koordinasyon ve yardım
merkezleri hemen terminale bağlanıyor.
Safecom-CM var olan tüm kişisel bilgi-
sayarlarta uyumlu olarak çalışabiliyor.
Teleks, neme (%95), deniz suyuna, bu-
za (2.5 cm'ye kadar), yağmura (10
cm/saat) ve rüzgâra (185 km/saat) kar-
şı dayanıklı. Ayrıca aşırı sıcaklıklar ay-
gıtın çalışmasını etkilemiyor. Elektronik
aygıtlar 0° ile 45°C, anten -35° ile 55°C
arasında sıcaklıklarda çalışabiliyor Ağır-
lığı 2 kilogram olan Safecom-CM'nin fi-
yatı 65 bin Fransız Frangı.
Çok yönlü parfüm
Unlimited Per-j
fume adlı bu par-
füm, dörtfarklı iş-|
levi birden yerine
getirebiliyor..
Amerikan La Par-
fumerie firması-
nın tasarımladığı
parfüm, tıraş los-
yonu, banyo sa-
bunu, vücut losyonu ve normal par-
füm olarak kullanılabiliyor. Avucunu-
zun içinde suyla kanştırdığınız za-
man koyulaşıyor ve beyaz bir losyon
halini alıyor. Banyo suyuna eklene-
biliyor ya da vücut kremi olarak sü-
rülebiliyor. One Unlimited alkol içer-
miyor. özellikle yolculuklarda yer ta-
sarrufu sağlamak amacıyla tasanm-
lanmış olan parfümün altı çeşidi bu-
lunuyor. Indochine, Malaga ve Pro-
vence gibi adları olan parfümün bir
şişesinin fiyatı 30 dolar.