24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZÎRAN 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 YEMEKLİ DEFİLE — SHP Genel Baskanı Erdal tnönü, önceki akşam venügi yemektc Sosyalist Eotennsyomd üyelerine bir de defiie sundu. Fransa Sosyalist Partisi Delegasyonu Başkanı Mouriois iik kez böyle bir gösteriye tanık oldnklannı belirterek "Türkler bizi burjavalaştıracak" diye espri yaptı. (Fotograf: Erdogan Köseoğlu) Iraklı Kürt lider Celal Talabani Cumhuriyet'in sorularını yanıtladu PKK yüzyılın îlk yıllarıııı yaşıyor"Liderliği pek çok hata yaptı, ama PKK'yı terörist bir örgüt olarak niteleyeoiem. Birçok konuda ayrılıyoruz ve birçok sorunlanmız var. Bu gibi yeni kumlmuş aşırı gruplann olgunlaşmaya ihtiyacı var. 20. yüzyılın sonlanna geldiğimiz bir sırada halk savaşı, devrimci savaş gibi şeylere yer olmadığı kanısındayım. Kanaatimce PKK önderliği hâlâ yüzyılın ilk yıllannda yaşıypr..." IZLENÎMLER "PKK, eğer bizi dinleyecek olursa, Türk toplumundaki yeni gelişmeleri ve gerçekleri kabul etmelerini söyleyeceğim. Abdullah Ocalan'a, eğer beni dinlerse, bir yıl süreyle askeri eylemleri durdurmasını, barışçı ve siyasi bir çözüm için Türk hükümetiyle diyalog kurmaya calışmasını söyleyeceğim. Türkiye'de yeni geÜşmeler var. Kürt politikacılan yeni koşulları dikkate almak zorunda." ŞAHİN ALPAY Kürdistan Yurtseverler Bırlığı örgütü lideri Celal Talabani, Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı'na katılmak üzere gel- diği tstanbul'da sorulanmızı ya- nıtladı. — Sayın Talabani. bazı Türk gazeteleri PKK'yı bir yurtsever 'örgüt olarak nitelediğinizi yaz- dı. Böyle mi düşünüyorsunuz? TALABANİ — Bana PKK'yı bir terörist örgüı olarak görüp görmediğım soruldu. Liderliği pek çok hata yaptı, ama PKK'yı terörist bir örgüt olarak nitele- yemem. PKK bir siyasi parti; kendisini Marksist-Leninist ola- rak niteliyor. PKK ile birçok köriuda ayribyonrz ve birçok sorutriarımrZ var. Fakat tecrü- belerimiz bize gösteriyor ki bu gibi yeni kurulmuş aşırı grupla- nn olgunlaşmaya ihtiyacı var. Bir zamanlar bana "Tiirkiyeli bir Kürt olsaydın ne yapardın?" diye soruldu. Türkiye'de de- mokratik süreç devam ettiği ve siyasi çalışma yapma olanağı bulunduğu sürece, çalışmalan- mı yasal yollardan, basın, par- lamento aracıhğıyla yürüteceği- mi söyledim. 20. yüzyılın son- lanna geldiğimiz bir sırada halk savaşı, devrimci savaş gibi şey- lere yer olmadığı kanısındayım. Soğuk Savaş'ın sona ermesin- den sonraki yeni dünya düzeni ve ikliminde demokratik geliş- me olanaklan mevcut. Kürtler demokratik yollardan hakları için. mcüadele edebilirler. Bu konuda PKK'dan ayrılıyoruz. Kanaatimce PKK önderliği hâ- lâ yüzyılın ilk yıllannda yaşı- yor... — Türk yetkililerinin sizler- den PKK'nın kuzey Irak'taki faaliyetlerine izin vermemenizi istediği yazıldı. Bu isteği nasıl karşdıyorsunnz? TALABANt — Bizden Türk- iye'nin iç işlerine kanşmamamı- a, Türkiye Cumhuriyeti aleyhi- ne faaliyetleri desteklemememi- zi, topraklarımızın Türkiye'ye karşı askeri bir üs olarak kulla- nılmasına izin vermememizi is- tediler. Bunlar haklı taleplerdir. Türkiye'nin egemenliğine ve bü- tünlüğüne saygılı olmalıyız. Türkiye Kürtleri mücadeleleri- ni nasıl yürüteceklerine kendile- ri karar vermelidir. özerk Kür- distanı kurduğumuzda da Türk- iye'ye karşı askeri faaliyetlere asla izin vermeyeceğiz. Eğer PKK, siyasi ve askeri mücade- lesine devam etmek istiyorsa, Türkiye Kürdistanı vardır. Öte- ki Kürt partilerinin iç işlerine kanşamayız, ama PKK, eğer bi- zi dinleyecek olursa, onlara bir dost olarak Türk toplumunda- ki yeni gelişmeleri ve gerçekleri kabul etmelerini söyleyeceğim. Abdullah Öcalan'a, eğer beni dinlerse, bir yıl süreyle askeri eylemleri durdurmasını, banşçı ve siyasi bir çözüm için Türk hükümetiyle diyalog kurmaya çalışmasını söyleyeceğim. Eğer bu bir yıl içinde, bir önceki yıl askeri faaliyetlerle elde ettikle- rinden daha çok başarı sağlar- sa, silahlı mücadeleye son verip taleplerini siyasi ve banşçı yol- lardan ileri sürmelidir. Türki- ye'de yeni gelişmeler var... Ce- lal Talabani'yi Istanbul'da gör- mek önemli bir adım... Kürt po- litikacılan yeni koşullan dikkate almak zorunda. — Türkiye'de bazı tutucu çevreler eğer Kürtler Irak'ta güçlü bir özerkliğe sahip olur- larsa yann Türkiye Kürtleri de özerklik isteyeceklir diyorlar. Bu görüşler konusunda ne dü- şünüyorsunuz? Özal, Brandt'ı nasıl çağırdı? ÜMİT ASLANBAY Sosyalist Enternasyonal top- lantısının son gününe kadar hiç bir SHP'linin haberi yoktu. Toplantıdan önce, yetkililere bu konuda yöneltilen sorulara ve- rilen yanıttar hep aynıydı: — Şa anda söz konusu degil, böyle bir bilgi de yok. Ancak önceki gece, SHP Genel Sekre- teri Hikmet Çetin konuyu öğ- reniyordu. Genel Sekreter Aya- la'ya Cumhurbaşkanlığı Sözcü- sü Kaya Toperi telefon etmişti ve Cumhurbaşkanı Turgut özal, Sosyalist Enternasyonal Başkanı WUIy Brandt'ı bekli- yordu. SHP'nin bu konudaki rezer- vini bilen Brandt ve çevresinde- ler, ilk ağızda, Ankara'ya gidip gelmenin "zor" olacağını söy- leyince, bu sorun çabuk çözüm- leniyordu: — O halde Sayın Cumhur- başkanı'nın özel uçagı, perşem- be sabahı tstanbol'da gelir ve sizi alır, Ankara'ya götüriir, tekrar tstanbul'a dönmenizi de saglar. Brandt konuyu Inönü'ye de açıyor, görüşlerini alıyor ve da- veti kabul ettiğini de bildirir- ken, Çetin ve tnönü de ilk kez doğnıdan bilgi sahibi oluyor- lardı. Ancak görüşmeye de kar- şrçıkmıyorlardı. Bir gün öne Başkanbk Diva- nı nezdinde yapılan kulis etkin- liği ile tnönü'nün Sosyalist En- ternasyonal genel başkan yar- dımcılîğı hemen hemen kesin- leşmişti. tnönü, büyük bir ola- sılıkla bir dahaki enternasyo- nalde 24 başkan yardımcisın- dan birisi olacaktı. lkinci ola- rak bizzat Inönü'nün girişimiy- le, KKTC Cumhurbaşkanı Ra- uf Denktaş'ın Brandt ile görüş- mesi sağlanıyordu. Uluslararası bir forumda, SHP'lilere göre "Uk kez KKTC kendi görüşle- rini ortaya koyarken" iç politi- kada da "puan kazanıyoriardı". SHP yetkililerine göre Enter- nasyonal'in yayımladığı sonuç bildirgelerinde yer alan Ortado- ğu'ya yönelik çözüm önerileri, Kürt sorunu da dahil olmak üzere, SHP ve Türkiye'nin gö- rüşleri etkin olmuştu. Bir SHP'liye göre altının çizilmesi gereken bir konu da lnönü'nün önerdiği "dünya ordusu" ko- nusuydu. — Körfez savaşının hemen başında dile getirdiği 'dünya or- dusu kurulsun' onerisi o zaman 'hayalci' diye nitelenmiş, hatta gülenler olmuştu. Bugün Sos- yalist Enternasyonal benzer bir karar çıkanyordu... Toplantılar sırasında koltu- ğunu zaman zaman Inönü'ye terk eden Brandt, önceki gece Dolmabahçe Sarayı'nda verilen yemekli resepsiyonda da açılışı Sevinç tnönü'yü dansa kaldıra- rak yaprruştı. Arkasından diğer delegeler de piste çıkmıştı. Türk yemeklerini ve tatlılarını, Türk rakısının verdiği atmosfer ile eritmeye çalışmışlardı. Üzerine ise 18 ve 19. yüzyıl stilize edil- miş Osmanlı kadın kıyafetlerin- den oluşan defiie de epey ilgı çekmişti. Fransız Sosyalist Partisi de- legasyonunun başkanı eski Baş- bakan Pierre Maurois. Erdal İnönü'nün bir moda defilesi sunmasını çok ilginç bulmuştu. Sosyalist Enternasyonal topla-i- tılarında Uk kez böyle bir gös-' teriye tanık olduğunu söylüyor ve espri yapıyordu: "Türkler bi- zi burjuvalaştırmaya çalışıyor." Talabani sıcak kişiliğiyle her- kesle hızlı bir dostluk kurdu. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin değişik ülkelerin temsil- cileriyle tanışırken uzakta da olsa atılıp "O da Kürttür' di- ye sesleniyordu. Hikmet Çetin ise Talabani'nin bu samimiyet gösterisine karşıhk yorum yap- madan gülümsemekle yetindi. BRANDT-SEVTNÇ İNÖNÜ - Dolmabahçe Sarayı'nda verilen yemekli resepsiyonda Brandt, Se- vinç tnönü'yü dansa kaldırarak açılışı yaptı. TALABANt — Onlara şunu söylerim: Irak Kürdistam'nda özerklik olmadan da Türkiye'- de özerklik değil bağımsızlık is- teyen pek çok Kürt partisi bu- lunuyor. örneğin biz Irak'ta özerklik sağlayamadan, PKK, bağımsızlık istiyor. Bu görüşle- rin Kürtlerin taleplerine karşı çıkmak için bir bahane olduğu- nu ve Kürt sorununa gerçek, si- yasi bir çözüm bulunmasını ön- İemeyi amaçladığını düşünüyo- rum. Sanıyorum Kürtlerin yaşadı- ğı beş ülkenin smırlannı değiş- tirmenin olanaksızlığının pek çok kimse farkındadır. Kürt li- derleri arasında, Saddam hükü- meti gibi zayıf düşmüş bir hü- kümetle başa çıkmakta güçlük çekerken-bütün dünyaya karşı çıkmayı düşünecek kadar akıl- sız kimseler olduğunu sanmıyo- rum. Irak Kürdistanı'nın özerkliği- nin Türkiye'de özerklik taleple- rine yol açacağını söyleyenler, Türkiye'de demokrasinin geliş- mesini engellemek istiyorlar. Tarihe bakarsanız, Kürtlerin Irak Kürdistanı'nın Türkiye'- den ayrılmasından önce özerk- lik talep ettiklerini göreceksiniz. 1908'de, hürriyetin ilanmdan sonra Kürtler özerklik istediler. Birinci Dünya Savaşı'ndan ön- ce ve sonra yine özerklik talep ettiler. O zaman bizler Musul vi- layetinin bir parçası olarak Os- manlı devleti sınırlan içindey- dik. Irak'ta özerk bir Kürdistan kurulmasıyla Türkiye'de Kürt- lere özerklik talebi arasında bir ilişki yoktur. Kuşku yok ki Or- tadoğu'nun herhangi bir ülke- sinde olumlu bir gelişme, öteki- lere de esin kaynağı olabilir. ör- neğin, Türkiye'de demokrasi İran, Irak ve Suriye halklannın da aynısını istemelerine yol aça- bilir. Bu, tran, Irak ve Suriye halklarına esin kaynağı olacak diye demokrasinize son verme- nizi mi gerektirir? Demokratik bir Irak devleti çercevesinde özerkliğe kavuşursak, bu başka- ları için de esin kaynağı olabi- lir. Ama Türkiye, Iran veya Su- riye'nin parçalanması için değil. Bu, Türkiye Kürtlerini de ay- nı yolu izlemeye ikna edebilir; ama Türkiye'nin parçalanması anlamına gelmez. Aksine, Türkiye'nin birliğini güçlendi- rir. Ülkelerin birliğj ve bütünlü- ğü, diktatörlüklerde değil de- mokrasilerde güven altına alına- bilir. Avrupa ülkelerine bir ba- kın. Demokratik ve federatif birçok ülke göreceksiniz. Al- manya, aynı dih' konuştuğu hal- de federatif, Avusturya, Belçi- ka, Isviçre, Birleşik Krallık, tspanya, hepsi federatif ülkeler. Cumhurbaşkanı özal'ın Kürtlerin varbğını ve dillerini ta- myan politikasının Türkiye'nin birliğini güçlendireceğine inanı- yorum. Çünkü böylelikle Kürt- ler eşit yurttaşlar olduklanna inanacaklardır. Demokratik bir toplumda Kürtler yerel yöne- timlerini ve yöneticüerini seçer- lerse, bu, toplumdaki çelişki ve gerginlikleri giderecektir. Suri- ye, Iran ve Irak Kürtleri bağım- sızlık talep etmiyor da neden Türkiye Kürtleri bağımsızlık is- tiyor? Bunun temel nedeni Türkiye'de Kürtlerin varlığının dahi tanınmamış olması, onla- ra dağ Türkleri denmiş olması- dır. — Türkiye'de bazı kimseler, Irak'ta özerk Kiirdistan'ın emperyaiistlerin bir oyunu oldu- gu, böylelikle Kerkük ve Musul petrollerinin denetimini ellerin- de tutmak istediklerini iddia ediyorlar. Bu görüşler konusun- da ne diyorsunuz? TALABANİ — Tarih oku- yanlar, iddianın aksine, biz Kürtlerin emperyalist oyunlann kurbanı olduğumuzu görecek- tir. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Kürdistan'ı bölen, Irak Kürdistanını Irak'a bağlayan kimdir. Irak 1922'de kuruldu- ğunda yalnızca 350 kişilik bir ordusu vardı. Kürdistanı'nı Irak'a bağlayan tngiliz ordusu oldu. Ingiliz Dışişleri Bakanlı- ğı'nın açıklanan belgelerini okursanız, Irak'ın kuruluşunun bir tngiliz tasansı olduğunu gö- rürsünüz. Irak Kürdistam'nda özerklik taleplerimiz her zaman Ameri- kahlann ve tngilizlerin muhale- fetiyle karşılaştı. 1975'te tran, Irak'la Cezayir anlaşmasını ya- parak Kürt devrimini destekle- meye son verdi. Bu anlaşmanın arkasında Amerikahlar vardı. Kürtlerin Irak'taki özerklik mücadelesi haklı bir mücadele- dir. Bağımsız bir hareket oldu- ğumuza birçok kanıt gösterebi- lirim. Körfez savaşından sonra kimse Saddam'm iktidarda kal- masını istemiyordu. Biz Bağ- dat'a giderek kendisivle göriiş- tük. ABD, Suriye, İran veya Türkiye'nin izinde olsaydık Bağdat'a gitmezdik. Biz demokratik ve laik bir Irak istiyoruz, oysa tran, fun- damentalist bir rejimden yana. Başkan Hafız Esad her zaman bizim dostumuz olmuştur, ama onlann politikası Bağdat'ta baş- ka bir Baas rejimi kurmaktır. Oysa biz demokrasi istiyoruz. Emperyalistler Kürtleri destek- lemek isteseydi, onlan kim dur- durabilirdi? Saddam'ı devirip, bütün Kürdistanı kurtarabilir- lerdi. Hareketimizi bastırmak için Saddam'a yeşil ışık yakan kimdi? General Schwarzkopf, Saddam Hüseyin'in halkımıza karşı silahlı helikopterler kul- lanmasına izin vermedi mi? 31 martta bütün Kürdistan deneti- mimiz altındaydı. O sura mütte- fikler Irak'ın üzerimize saldır- masını engelliyorlardı; özerk de- ğil bağımsız Küraistan kurula- bilirdi. Ama onlar Irak'ı güney- de Şii ayaklanmasını ezmeye, kuzeyde bizi zayıflatmaya teşvik ettiler.. TalabanVden Ecevit'e suçlama Özal'la 3 yıldır temastayızFATtH M. YILMAZ Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) lideri Celal Talabani, Türkiye ile yaptıkları görüşme- lere üç yıl önce başlanıldığını söyledi. Talabani, "Sayın Özal başbakanken kendisinin bir da- ntşmanıyia görüştüm. Türk hü- kümetini, bağımsız bir Kürdis- tan istemedigimiz konusunda ikna etmeye çalıştım" dedi. Talabani, DSP Genel Başka- nı Bülent Ecevit'in "Kürtler, Kazey Irak'ta Türkmenleri asi- mile etmek istiyor" şeklindeki sözlerine ilişkin olarak da "Bu sözkri duyunca şaşırdım. Böyle bir amacımız yok. Türkmenle- re yapılaniann sorumlusu Kürt- ler degil, Ecevit'in arkadaşlan- dır. Bir avukat gibi savundugu arkadaşlandır" diye konuştu. KYB lideri, Irak yönetimi ile Kürtler arasmdaki görüşmele- rin uzayabileceğine dikkat çe- kerck müttefiklerin Zaho, Da- hok ve Ameriya'dan çekilmesi durumunda Türkiye'nin yeni bir sığınmacı akınıyla karşıla- şacağını öne sürdü. PKK ile ilişkileri konusunda Talabani, Türkiye ile sürdür- dükleri görüşmelere PKK'nın kanşma hakkının bulunmadı- ğını ifade etti ve "Türkiye'den moral destek istiyoruz. Dışişleri Bakanı Alptemoçin ve Cum- hurbaşkanı Özal ile göruşmek için cabalarımız var" dedi. Ta- labani, PKK'nın Irak tarafın- dan desteklendiğini de öne sür- dü. Sosyalist Enternasyonal top- lantısı nedeniyle tstanbul'da bulunan Celal Talabani, dün Hilton Oteli'nde bir basın top- lantısı düzenledi. Talabani, Türkiye ile yaptıklan görüşme- lere ilişkin olarak şunlan söy- ledi: Türk hükümeıi ile görüş- •ndcrimiz süriiyor. Biz, flişkile- rin geliştirilmesinden yanayız. *Bölgedeki tüm iilkelerle oldu- yoruz. Kendisini Kuzey Irak'a ça|ırdık. Türkmenlere silah da verebiliriz, kendi ordulannı kurmalanna da ses çıkarnuyız. Niçin asimile edelim?" KYB lideri Talabani, ulusla- rarası bir Kürt konferansı top- lanması yönünde çaba harca- dıklarını belirterek bunun ba- ğımsız bir Kürdistan istendiği şeklinde değerlendirilmemesini istedi. Talabani, Kürt gruplar arasında ceşitli görüş aynlıklarr bulunduğuna işaret ederek "Ancak amaç konusunda taer- kes aynı seyi düşünüyor" şek- linde konuştu. Talabani, Irak- ta amaçlannın demokratik bir hükümet olduğunu kaydederek şöyle dedi: "Irak yönetimi ile yapılan gö- rüşmeler sürmektedir. Birçok konuda anlaşma sağlandı. An- cak yeni anayasa başta olmak üzere özerkliğin sınııianmn be- lirlenmesi konulannda anlaş- mazlık sürmektedir. Ben, anlaş- ma sağlanacağına ilişkin umut- lu olunması yanlısıyım. Görüş- meler uzayabilir. Yıllardır Irak yönetimi ile görüşmeler yapıyo- ruz. 1963'te yaptık, daha son- ra surdürdük. şimdiki görüşme- ler de 2063'e kadar uzayabilir. Burada onemli olan, Irak'ta ya- şayan tüm halklann, banş için- de ve demokratik ilkeler dog- rultusunda yaşamalarıdır." Talabani, dün başlayan Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz'in ziyaretiyle ilgili olarak bir gazetecinin "Petrol boru hatünın açdmasına izin verecek misiniz" şeklindeki sorusuna, "Ben olsam Irak'ta demokrasi sağlanıncaya ve Kürtlere özerk- lik verilinceye kadar petrol bo- ru hattını açmam" karşılığını verdi. KYB üderi Celal Talabani, Türkiye'ye ABD askerlerinin eskortluğunda geldiğine ilişkin haberlerin asılsız olduğunu söy- ledi ve Kuzey Irak'taki mütte- fik gücüne ilişkin şöyle dedi: Kürdistan Yurtsever Birtiği lideri Talabani aün "' " ' düzenlediği basın toplantısında Ecevit'i suçlayarak -. "Türkmenlere yapılanlardan Kürtler değil, Ecevit'in avnkatıymış gibi savundugu Irak yönetimi sorumludur" dedi. gu gibi Türkiye ile de yapıcı iliş- kiler kurmak istiyoruz. Yaptı- gımız görüşmeler tam olarak hükümet yelkilileri düzeyinde- dir. Bu göriişmelerde istihbarat yetkilileri kesinlikle bulunma- mıştır. Aynca Türk bükümeti ile yaptıgımız görüşmeler şim- di defil, üc yıl önce başlamış- tır. Sayın Ozal'ın başbakanlığı döneminde kendisinin bir da- mşmanıyla görüştüm. Türk hü- kümetinin o dönem, Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürdistan kurulacağı yönünde kaygılan vardı. Ben, bu kaygılann yersiz olduğu ve böyle bir niyetimiz buhınmadıgı yolunda Türk hü- kümetini ikna etmeye çalıştım." Talabani, üç >il önce yapılan görüşmede özal'ın danışmanı- nın kim olduğuna ilişkin bir so- nıya, "Benim hafızam zayıftır. Hatırlamıyorum" karşılığını verdi. Talabani, Türkiye ile yap- tıkları görüşmelere devam et- meyi arzuladıklannı belirtti ve "Şimdi önce Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, sonra da Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal ile göriişmek için te- maslanmız var. Kendikriyte gö- riişmek istiyoruz" şeklinde ko- nuştu. Talabani, Türkiye'den moral destek aradıklarını da vurguladı. Ecevit'e eleştiri Bir gazetecinin DSP Genel Başkanı Ecevit'in "Kürtler, Türkmenleri asimile etmek istiyor" şeklindeki sözlerini anımsatması üzerine Talabani, şu karşılığı verdi: "Sayın Ecevit, zeki ve tanın- mış bir politikacıdır. Söyledik- lerini duyduğumda şaşırdım. Kürtlerin Türkmenleri asimile etmek gibi bir niyen' yoktur. 3.5 milyon Kürt, 3 milyonluk Tiirk- men nüf usu nasıl asimile eder? Kuzey Irak'ta Türkmenlere kar- şı yapdanlar, Kürtlerin degil, Sayın Ecevit'in arkadaşlannın isidir. Yerierinden sürulenlerin, öMürülenlerin sorumlusu Kürt- ler degil Sayın Ecevit'in avuka- tıymış gibi savundugu Irak yö- netimidir. Biz, Irak MUIi Türk- men Partisi lideri Muzaffer Arslan'la da göriişmeler yapı- "'Görüşmelerin uzama olası- lığı var. Eger müttefikler, şu an Zaho, Dahok ve Ameriya'dan çekilirlerse Türkiye o zaman ye- niden bir sığınmacı akını ile. karşı karşıya kalır." Talabani, Türkiye üzerinden ABD yönetiminden silah alın- dığı iddialanmn ise "yanns" ol- duğunu söyledi. Talabani, Türkiye'den de silah istemeleri- nin söz konusu olmadığını bil- dirdi. KYB üderi Celal Talaba- ni, Kürt sorununa ilişkin olarak Avrupa'nın ABD'den daha faz- la çaba harcadığını da kaydet- Azeriler de konuştu Talabani'den sonra Azerbay- can Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Araz Alizadc de bir basın toplantısı düzenledi. Alizade, araştırmalara göre Azerbaycan'da en güçlü parti I olduklannı öne sürerken "Biz: ne tran'ı, ne Türkiye'nin ne. Rusya'nın terkibinde bir Azer- baycan istemiyoruz" dedi. Ali- zade, ülkesinde dinci akımlann güçlü olmadığını da vurgular-' ken Kiril alfabesinden Latin al- fabesine geçilmesine karşı çık-; tıklannı, bunun "komiinisüerta' işine gelecegini" söyledi ve kül- ; türel boşluğa yol açacağını, muhalefetin görüşlerini yay-~ makta zorlanacağım ifade etti. KKTC Toplumcu Kurtuluş Partisi Mustafa Akıncı, Kıbns ' sorununun federal bir yapı için- •' de çözümünü istediklerini ve Sosyalist Enternasyonal'e üye- olmayı arzu ettiklerini bildirdi.". Akıncı, "Kıbns'ın tek ayakh bir biçimde temsil edildiğini" vur-t gulayarak SHP yerine kendile- rinin adadaki Türk toplumu-»: nun durumunu aktarmalan ge- i rektiğini söyledi. , Gürcistan Sosyal Demokrat.. Partisi adına bir basın toplan- tısı düzenleyen Genel Başkan -. Guram Muchaidzade ise ülke-: leriride sağ partiler ile Komü-,, nist Parti'nin yuvarlak masa \ çevresinde ittifaka girdiklerini,, kendilerinin milis gücünün ol- j madığını, milis gücü oluşturan; bu partilerin parlamentoda '• temsil edildiklerini bildirdi. ! O9b@QEÖdl Kızıltepe Mevkii A r . T */w-ı *-T\ Kemer-AHTALYA NEVİN MENGÜ Suluboya Resim Sergisi 15 Haziran-31 Temmuz 1991 Düzenleyen: MUTLU SANAT ODASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle