18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/12 EKONOMİ 10 HAZİRAN 1991 ABDURRAHMAN YILDIRIMBORSANOTLARI Savaş zenginlerinden'Kongre' zenginlerine Siyasi ve psikolojik faktörle- rin etkisi altında İMKB Endek- si geçen hafta "salıncak" gi- bi bir gidip bir geldi ve 3600 pu- ana takılıp kaldı. Borsanın son haftalarda göz- lerini çevirdtği ANAP genel kongresinin yapılacağı haftaya giriyoruz. Piyasayı gözden ge- çirmekie fayda var. Borsada durum ne? Borsa ANAP'a endekslen- miş durumda. Ekonominin makro dengeleri, sektörlerin durumu, şirketlerin perfor- manslan, alternatif piyasaların durumu, "parantn yönünün tayininde" borsayı gösteriyor. Ama borsanın kaderini ekono- mi dışı faktörier beliriiyor. Piya- sa, iplerini Ankara'ya ve ANAP'a bağlamış durumda. ANAP ve hükümetteki değişik- likleri beklemeye koyulmuş. Bir bekleyiş ki sormayın. "Anka- ra"nın ve ANAP'ın sıkıntısı, be- lirsizliğı aynen borsaya yansı- yor, piyasa bunun sıkıntısını ya- şıyor. Borsada işiem gören 120 hissenın en az yarısının fiyatı bir doiann altına düşmüş. His- selerin dörtte birınin fiyatı baskı maliyetini (İMKB'nin yurtdışın- da bastırdığı hisselerin maliyeti yaklaşık 1500 TL) zor kurtarır düzeyde, kimse etrafına bakmı- yor. Herkes beklemede ve yine herkes sanki bir politikacı ke- silmiş, bir zamanlar savaş stra- tejisti kesilmeleri gibi. 16 hazi- randa ne olacak? Mesırt Yıl- maz kazanacak mı? İyi bir hü- kümet çıkacak mı? Yoksa ay- nen devam mı edilecek? Baş- ka bir sürpriz var mı? Bu soru- lara cevap aranırken endeks 3600 düzeyinde; alıcılar alma- yan borsa yol ayrımına geldi. Ya ileri ya geri gidecek. "Dü- şemeyen borsa yükselir veya yükselemeyen borsa düşer" kuralı gündemde. Bir süreden beri düşüşü zorlayan borsanın destekle karşılaştığı için yük- selme eğilimine girmesi daha kolay görülüyor. Bu olasılığı güçlendiren bir fakiör de bizim "gözü kara yatınmcılarııntz." Tıpkı Körfez savaşı öncesinde olduğu gibi ANAP kongresi ön- vizin cazibesine karsılık şimdi de kısa vadeli faizlerin cazibe- si var. O koşullarda borsayı dü- şüren tek faktör "Körtez krizi" idi. Şimdi de "kongre krizi." Yaygın görüş, piyasanın kendi- ni tekrarlayacağı ve kongreye doğru alımların başlayacağı şeklinde. Fiyalların olmasa bi- le işlem hacminin yükseleceği yönünde. Bir başka ıhtimal ıse beklentiler ve belirsizlikler kongre sonrasına kayabilir. Borsa ANAP'a endekslenmiş durumda. Ekonominin makro dengeleri, sektörlerin durumu, alternatif piyasaların durumu, şirketlerin performanslan paranın yönünün tayininde borsayı gösteriyor. Ama borsanın kaderini ekonomi dışı faktörler belirliyor. Borsada işlem gören 120 hissenin en az yansının fiyatı bir doiann altına düşmüş, dörtte birinin fiyatı baskı maliyetini zor kurtarır düzeyde. ya, satıcılar satmaya çekiniyor- lar. Ama profesyonellerin port- föyierinde değişiklikler yapma- sı ve spekülatif işlemler borsa- nın günlük işlem hacmini 100 milyarın altına indirmiyor. Yerii yatınmcılann bu beklen- tileri yabancılarda daha bir ş'ıd- detli: "Durun bakalım, sizde bir hükümet problemi var. Hele bir çözülsün" diye onlar da beklemede. Bir süreden beri yerinde sa- cesinde de "riski göze alarak" alıma geçebilirler. Kongreyi beklemezler. Savaş öncesinde alanların "savaş zengini" olmalarından sonra "kongre zenginleri'nin türe- mesinin işaretleri var. Körfez savaşı öncesi piyasa koşulları ile bugünkü koşullar arasında büyük benzerlikler bulunuyor. Öncelikle fiyatlar yine en dü- şük seviyesinde. İkincisi bütün koşullar borsanın alternatifsiz- ligini gösteriyor. O zamanki dö- "Hükümete kimler gele- cek?", "Yeni ekonomi politi- kaları ne olacak?" diye bek- lerken araya bayram tatili gire- cek ve böylece haziran sonu- na gelinecek. Canlanma da temmuza kalacak. Ama piyasa kendisini "seçim ne zaman olacak?" tuzağına düşürmez- se. Eğer piyasa önünde böyle bir "seçim" çukuru açarsa "salıncak hareketinin" bu- günkü endeksin biraz daha üst veya alt seviyesinde kendini tekrarlaması da olası. Ama bu ihtimal zayıf görünüyor. Yatırımcı ne yapsın? Ekonomik ve siyasi faktörler piyasanın bu yıl içinde bir pat- lama yapacağı işaretlerini ve- riyor. Borsanın yükseliş trendi için ekonomik koşullar etveriş- li, psikolojik faktörlerle siyasi faktörlerin olgunlaşması bekle- niyor. "Borsa zembereğinin" iyice gerilmesi, saatin dolma- sı gerekiyor. Böyle bir yükseliş- te bugünlerde hisse alanlar, 3500 dolaylarında portföy oluş- turanlar kârlı çıkacaktır. Bugün- ler satış değil, tam alım zama- nıdır, bir de portföy değiştir- mek, daha cazip kâğıtlara yö- nelmek için birfırsattır. PortfÖy- deki kâğıt sayısını çoğaltmak için çok iyi bir olanaktır. Kâğıt- ların sayısını çoğalttıktan son- ra geriye "degerinin" artması- nı beklemek kalmaktadır. Sonuç Borsa, patlama yapması için bütün aşamaları bir bir geçiyor, yolun sonuna doğru yaklaşıyor. Kendi yatağını açarak ılerliyor. Alın, bekleyin ya da değıştırin. Merak etmeyin: "Akarsu çuku- runu kendi kazar." "Bekleyen derviş muradına ermiş." Türkiye yeniden ILO gündeminde Uygulamalanyasalar ve ihlal edilen sözleşmeler nedeniyle Türkiye hesap verecek tş-Sendika Servisi — Uluslararası Ça- lışma örgütü IJ_O'nun haziran ayı bo- yunca devam edecek genel kurul çahş- malaruun Türkiye'yi yakından ilgilendi- ren uzmanlık komiteleri bugün gündemli çalışmalannı başlatıyor. Türkiye, bir kez daha anayasa ve ya- salanyla siyasal iktidar uygulamalan ne- deniyle temel sendikal hak ve özgürlük- leri çiğnediği, imzaladığı ve uymakla yü- kümlü bulunduğu ILO ilke ve sözleşme- lerini ihlal ettiği için ILO Genel Kuru- lu'nda hesap verecek. Uymakla yükümlü oldukları ILO il- ke ve sözleşmelerini ihlal eden ülkelerin durumlarının tartışüdığı, genel kurulun uzmanlık komitesi Aplikasyon'da Türkiye'nin tartışüacağı gün henüz be- lirlenmedi. Komite bugün ve yarınki oturumlarda genel ihlalleri tartıştıktan sonra ülkelerin görüşmesine geçecek. Türkiye, Aplikasyon Komitesi'nde ILO Anayasası ve genel ilkeleri yanında im- zalamış olduğu ve hükümlerini ihlal et- tiği 98 sayılı toplu pazarhk haklu ve 111 sayüı işte aynmcıük konulu sözleşme hü- kümleri üzerinde görüşülecek. Genel kurul öncesi ilgili uzmanlık ko- mitelerine gönderilen raporlann içeriği, Türk-lş'in sendikal haklan savunma ko- nusunda üzerine düşen görevden kaçı- nacağnıı gösteriyor. ILO'da işçi çıkar- larmı savunmakla görevli taraf olarak Türk-tş'in yıl boyunca basta Sendika özgürlükleri Komitesi olmak üzere ilgili ILO uzmanlıkları komitelerine gönder- diği raporlar, ilgili sorunlara ilişkın Türkiye'deki geUşmeleri yansıünıyor. Bu nedenle kendi sorunlanna yönelik ola- rak DİSK, kamu çahşanlannın sendika- laşma haklanna yönelik kuruluş aşama- sında sorunlarla karşı karşıya kalan ka- mu sendikalan, 1402'ler sonınu üzeri- ne de Insan Haklan Derneği 1402'ler Komisyonu doğrudan çakşma yapıyor. Türk-lş'in çoğu delege dahi olmayan tu- ristik nitelikli heyeti ise ILO'ya katılan ülkeler içinde yine en kalabahk delegas- yon rekorunu kırıyor. Türk-Iş listesin- de bir kısmı gitmiş, bir kısmı da gide- cek başkan, yönetim kurulu üyesi ve uz- man düzeyinde 29 kişi var. Yıl içinde Türk-îş'ten giden çok kısır bilgilere ragmen uluslararası sendikal kuruluşlar ve ILO uzmanlık komiteleri- nin titiz çalışmalannın sonucu Türkiye'- nin durumu bu yıl da çok ciddi görünü- yor. Genel kuruldaki tartışmalara baz ola- cak genel kurul öncesi toplanan ILO uz- Laspetkim-İş tarafından yapılan araştırma Ücretleryanlış hesaplandı Araştırmada yapılan yanlış sonucu işçi çıplak ücretlerinin yüzde 31 fazla göründüğü belirtiliyor. İş-Sendika Servisi — Laspetkim-tş tarafından yapılan bir araştırmada TİSK ve DPT istatistiklerinde ücret ger- çegmin nasıl gizlendiği, bilimsel istatis- tik ve verilerle ortaya kondu. DPT'nin yılhk programlannda yer alan özel ke- sım işçi ücrctlerinin yanlış hesaplandı- ğına ışaret edilerek "Bu yanlış sonucyn- da işçi Dcretleri çıplak iicrete yüzde 31, nominal öcrette yüzde 115 daha fazla görüamektedir" denildi. TlSK'in her yıl enflasyon oranı üze- rinde ücret zammı prensibini benimse- diği ve uyguladığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığuıa işaret edilen araştırma- da bu konuda şu sonuca vanldı: "Kendi verfleri Ue 1978-89 arasında iş- verenlerin işçilere toplam borcu 9.2 tril- yonu balmuştur. İşçi başına birikmiş alacak ise 453 müyondur." 1979-89 arasında sendikalı işçilerin satın alma gücünün artması bir yana, yüzde 30 oranında reel gelir kaybının yaşandığı belirtildi. 1989'da ayhk orta- lama 441.203 Ura olan çıplak ücretin on yıl önceki satın alma dlizeyini koruya- bilmesi için 569.666 lira olması gerek- tiği açıklandı. TİSK ve DPT istatistiklerinin ücret gerçeğini nasıl gdzlediğinin aynntıh açık- lamalanmn yapıldığı araştırmada, üc- retlerin ne olması gerektiği hesaplama- sında geçmiş dönemin kayıplannın kar- şılanması yanında toplumsal gelişme göstergelerinin de ahnması gerektiğine işaret edildi. "Ulusal gelir 2.2 trilyon- dan 170.6 trilyona çıkarken işçi getirinde oiuşan 92 trilyonluk gerileme çift yön- lü sömüriinün kesin kanıOdır" denildi. Raporda 1990 yüında metal, tekstil, kâğıt işkollannda bağıtlanan ortalama yüzde 200-250 ücret zamlarma karşılık 1991 mart ayında yayunlanan OECD ra- porunda 1990 yıh için ücret artış orta- lamasının yüzde 30—40 düzeyinde ol- duğu anımsaüldı. SSK verilerine göre de artışm yüzde 70 görüldüğü vıırgulana- rak işçi çıkannalannın ücretler üzerin- deki geriletici baskısı anımsatıldı. Ka- muoyunun yanılülmaması için sendika- lara önemli görev düştüğü belirtildi. SABAH SABAH YAYINCILIK ANONİM ŞİRKETİ'nin 10.000.000.000.- TL VIII. Tertip B. serisi Birinci yıl % 83 faizli 4 YIL VADELİ Özel sektör tahvilleri tkinci, üçtincü ve dördüncü yıllarda beş büyük banka mevduat faizi ortalamasından %10 daha yüksek faiz oranı. 10 Haziran 1991 tarihinden itibaren 10 gün süreyle aşağıdaki kuru- luşlar tarafından satışa sunulacaktır. TÜRK MİTSUİ BANK A.Ş. Merkez Şubesi: BüyHkdere Cad. 10&A Esentepe/tST. Tel: 175 29 30 (10 Hat) -174 36 28 lzmir Şnbcsi: Atatürk Cad. No : 40 Bırsen Han. İZMİR Tel: 193840 - 191846 ' MANUFACTURERS w HANOVER BANKA.Ş. Mcrkcz Şubesi Abdi tpekci Cad. Polat Palas 80200 Maçka/İST. 131 40 10 (8 hat) -131 22 39 lanir Şnbcsi: Cumhuriyet Bulvan No : 63/3 E; Sanayi Odası Binası tZMtR 132 sBölgesi 42 -134426 marüık komitesinin raporunda Türkiye'- deki durum ve gelişmelere ILO uzman- lannın değerlendirmelerine göre yine çok ciddi yer verilmiş. Sorunlar sıralanırken kulianüan ifadeler, Türk hükümetinin sendikal haklara olumsuz bakışının sap- tandığını ve yıüardır Türk hükümetin- ce verilen sözlerin yerine getirilmediği- ni yansıtıyor. ILO'nıuı uzmanlar komitesi raporun- da, bir kez daha toplusözleşme yetkisi- nin saptanmasınm hükümette olması ile % 10 ve % 51 barajlannın sendika öz- gürlüğü ile çelişkisine işaret ediliyor. Da- ha önce gizliden gizliye, ancak son ay- larda Türk kamuoyunda açık olarak Vo 10 barajı savunan Türk-lş, bu konuda ILO ilkeleri ve uluslararası sendikacıhk hareketi Ue celişkili konumda karşı kar- şıya kalacak. Türk-îş'in yine üzerinde hiç durma- dığı kamu çahşanlannın sendikalaşma hakkına ILO uzraanhk komitesi rapo- runda çok geniş yer verilmiş bulunuyor. Uluslararası sendikal kuruhışlann Türk- lş yerine bu konuda genel kurul görüş- melerinde ağırlıklarını koymaları bekle- niyor. Bu yıl Türk-lş'e rağmen ILO günde- mine genel olarak gelmesi beklenen di- ğer önemli konular arasında ise DtSK'- in durumu ve 1402'likler var. DİSK özel- likle anti-terör yasası ile hükümetin, DİSK'in 141-142'nin kalkmasına rağ- men tartışmasız acılabilrnesini engelle- me çalışmalannı ve malvarkğırun gaspe- dümek istenmesini gündeme getirecek. 12 Eylulden bu yana bu konuda çok du- yarlı olan uluslararası sendikal kamuo- yunun bu yılki tartışmalarda özelh'kle DÎSK konusuna büyük ağırlık vermele- ri bekleniyor. Türkiye'nin ayrıca hâlâ 1402 uygulamasım ortadan kaldıracak yasayı çıkannaması nedeniyle zor du- rumda kalacağı vurgulanıyor. Sigara pazarı Marlboro pazarı kaptırmıyor ANKARA (ANKA) — Ya- bancı sigaralann fiyatlannın artmasıyla Tekel 2000'in gördü- ğü büyük ilgi üzerine Marlboro satışlarının gerilemesine karşın Marlboro grubu Türkiye'deki yabancı sigara payım koruyor. Türkiye ithal sigara pazannın yüzde 87.4'ünü Marlboro ve Parliament sigaralannı üreten Amerikan Philip Morris firma- sı elinde bulunduruyor. Yılın ilk dört ayında 2 bin 941 ton Marlboro, 100 ton Marlbo- ro Lights ve 549 ton Parliament satıldı. Böylece Philip Morris fîrmasnıın satışlan toplam 3 bin 590 ton oldu. Bu miktar geçen yıl gerçekleştirilen 4 bin 318 ton- Iuk satışın yüzde 16.9 gerisinde bulunuyor. Philip Morris Grubu'nun si- garalann satışında görülen bu gerilemeye karşın grubun top- lam ithal sigara pazarında aldı- ğı pay azalmadı. Bu da bu sigaraların yanı sıra diğer ithal- sigaraların satışuun da azalma- sından kaynaklandı. Türkiye'de ithal sigaralann toplam satışı da anılan dönemde yüzde 16.7 ora- nında azalarak 4 bin 934 tondan 4 bin 110 tona indi. Bu gelişmeler sonucu geçen yılın ilk dört ayında toplam it- hal sigara pazanndan yüzde 87.5 oranında pay alan Philip Morris Grubu bu yıl aynı dö- nemde yüzde 87.4 oranında pay aldı. Philip Morris'ten sonra ithal sigara piyasasının ikinci hâkimi yine ABD'li bir şirket olan J- Reynold Tobacco oldu. Bu şir- ket özellikle uzun ve kısa Camel ve Camel Light sigaraları ile yı- lın ilk dört ayında piyasanın yüzde 6.4'ünü kontrol etti. R E K L A M D U N Y A S I Bir araya gelemeyen sevinç Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan X şirketinin reklam müdürüne Y ajansının müşteri temsilcisinden A gazetesinin rek- lam müdürüne kadar birçok kişi Körfez krizinin reklam dünyasında yarattığı durgunluğun ocak-şubat-mart aylannda önemli bir mali bunalıma, bu arada da nakit sıkıntısuıa yol açmış olduğunu be- hrtiyorlardı. Şimdilerde ise medya rek- lamla dolu; çünkü çark işlemeye başladı. Arz-talep mekanizmasım harekete geçir- mek için reklam verenler ajanslanna yeni kampanyalar sipariş ettiler. Ajanslar bu istekleri yerine getirdi; Medya da sayfa, ekran ve zamanını bu yeni kampanya- ların hizmetine sundu. İlk bakışta her şey eskisi gibi görünse de mekanizma- da önemli bir eksikh'k var. Nakit para dönmüyor. Son reklam mecrası olan ga- zete, ajansa soruyor: "Vallahi reklam- veren ödemedi ki" yamtını alıyor. TV ödemeleri peşin olduğu için bu alanda TRT'nin bir sıkıntısı yokmuş gibi. Ajanslar arada kalmış durumda. Bu ara- lar en zoru yazılı basuıda reklam sorum- lusu olmak gah'ba. Bir de yazıh basında muhasebe müdürlüğü... VE KENZO ERKEĞt YARATTI — Moda tasanmcüan isimlerini kozmetik ürünlerine venneye devsm ediyortar. Paris moda dünyasının ttnlü Japon ismi Kenzo, erkekler için "Eau de Toilette"e adını verdi. Reklam ajansı Publicis. Medya'ııui &•• sayvn — Sabah grubu tarafından yayunlanan "Medya Market" dergisinin yayunna son venne- sinden sonra tek reklamcılık dergisi ola- rak yayın hayatını sürdüren "Medya / Ayhk Pazarlama lletişimi Dergisi" son sayısında Kristal Etoıa töreni, GMK ser- gisi, yeni kampanyalar bölümleri dışın- da TEB TV reklam kampanyası ile Efes Pilsen'in "Final Four" Istanbul 92 Bas- ketbol turnuvasuun düzenlenmesi konu- lannda aynntıh yazüar var. Markettag Tiirklye'de Rekbua> eılar Deraefl — Marketing Türki- ye dergisinin 3. sayısında "Reklamcılar Derneği ilkelerini belirledi" başlıkh ha- berle Attila M. Ogud'un dernek başka- nı lzmir Tolga'yla yaptığı "Baş Başa" köşesindeki "Derneğin tüzel kişilik gös- termesi lazım" başlıkh röportaj dikkat çekiyor. Dergi aynca reklamcıhk ve pa- zarlamaalık literatürünün önemli deyim ve terimlerini ek olarak yayımlamaya de- vam ediyor. McCann- Erickson Prag'da Dünyanın büyük reklam ajansla- n arasında yer alan McCann- Erickson, SSCB, Polonya ve Maca- ristan'dan sonra Çekoslovakya'da da bir ofis açtı. Mc Cann-Düssel- dorfta bulunan Yves Engelbert ta- rafından yönetilen yeni ofıs, şimdi- den, Coca-Cola, General Motors, Gilette gibi müşterilere sahip. Çekos- lovakya'nın tamnmış reklamalann- dan Jiri Mikes Prag'dan ve McCann'in Doğu ve Güneydoğu Avrupa bölgelerini denetleyen Kon- rad von Viereck Viyana'dan Engel- bert yönetimini destekliyor. Bu ara- da şirketin Türkiye ayağı yeni müş- teriler aldı. Raksotek ve Maret bun- dan böyle Pars/McCann-Erickson ile çalışacak. T E K N O L O J I V I T R I N I Akıllı pehcereler Amerikan Taliq firması, bir düğmeye basarak buzluya dönüştürülebilen cam- lar geliştirdi. Varilite Vision Panels adlı camlar, iki cam tabakasuıın arasına yer- leştirihniş ince bir polyester zanndan oluşuyor. Polyester zar, sıvı kristal dam- lacıklar ile kaplanmış. Panele elektrik akımı verildiği zaman voltaj sıvı kristal- lerin bir araya gelmesini sağhyor ve ca- mı saydam hale getiriyor. Elektrik akı- mı kesildiği zaman sıvı kristaller birbir- lerinden aynlarak rasgele dağıhyorlar. Taliq firması, bir buçuk yıldır bina için- de kullanmak amaayla bu akılh camlar- dan üretiyordu. Şimdi pencerelerde de kullanılmak uzere yalıtılmış camlar ge- liştirdi. Vision Panel'in metre karesi bi- na içine yerleştirildiği zaman 800 dola- ra, dış pencerelere takıldığı zaman 900 dolara mal oluyor. Elbette perdeler çok daha ucuz. Ancak perdeden daha dina- mik, daha çabuk kontrol edilebilen bir şeye gerek duyduğunuz oluyorsa, bu akıllı camlar bu iş için ideal. Otomatik odaklama Amatör fotoğrafçılann en zorlandık- ları konu, hareket eden bir hedefın fo- toğrafım bunu odaklamayı sürdürerek çekmeyi başarmaktır. Japon Minolta fir- ması, otomatik odak yapan bir zum merceğiyle bu sorunun üstesinden geldi- ğine inanıyor. Mercek, kullanıa vizörden baktığı an- dan itibaren nesnenin üstüne odaklan- maya başhyor. Fotoğrafı çekilecei kişi kameraya doğru ilerlerse, mercek otoma- tik olarak gerekli ayarlamayı yapıyor ve bu kişinin tam netlîkte görüntüsünün ahnmasını sağhyor. Oto-odaklama, bir kızılötesi ışın du- yargaa kuUanılarak yapüıyor. Duyargaç harekete geçtikten sonra kamera ile fo- toğrafı çekümek istenen kişinin arasm- daki uzakhğı ölçüyor ve buna göre odak- lamayı yapıyor. Minolta'mn bu Riva Zoom 105i adlı fotoğraf makinesi Ingihz "Amateur Photography" dergisi tarafından yılın kompakt fotoğraf makinesi seçildi. Fi- yatı yaklaşık 1.300.000 TL. tngiliz Siscoot Autocontrol firması, çokhı ktrıştıncı gerçekleştirdi. Hızh petrol üretimi Petrole artan talep, daha etkin ve daha hızu üretim yöntemlerini sağlayan yeni tasanmlann geliştirilmesine yol acı- yor. lngiliz Jiskoot Autocontrol firma- sı, bu amaçla çoklu bir kanştıncı gerçek- leştirdi. Çoklu kanştıncı sistemi, gazolin, mo- tor yağı, hatta bira gibi kanştırılmış bir ürün üretmek için bir tek boru hattında birden fazla elementi kanstırmaktan olu- şuyor. Bu sistem, aynı zamanda daha az insan gücü ve tanklarda daha az depo- lama gerektiriyor. Örneğin motor yağı üretiminde yedi kanştıncı kullanüıyor. Bunlardan dördü temel hammadde için, öteki üçünden ise eklemeler için yararlanıhyor. Bu yedi ka- nştıncının yedi ayn kontrol mekanizması var ve bir de hepsi için ortak bir kontrol mekanizması bulunuyor. Ayrıca firma, bu çoklu kanştıncı sistemine ek olarak bir de dehidratör geliştirmiş. Bu, suyu eliyor ve ürüne renk vermeyi mümkün kılıyor. Dehidratör, hammadde karıştı- nlmadan önce ya da karıştırma tamam- lanıp motor yağı üretildikten sonra kul- lanılabihyor. Avuç içine sığan radyatör Bu bir oyun- cak mı, yoksa gerçekten bir radyatör mü? Rhino, avuç içine sığan 900 W'hk bir elek- trikli radyatör. Boyutları 9,5x15x10 cm. yalnızca 800 gram ağırlığında. Üre- tici firma, Rhino'nun bu boyutları- na karşın 50 m21 lik bir alanı kolay- lıkla ısıtabildiğini belirtiyor. Sera- mikten elementler, düşük miktarda elektrik tüketimi ve güvenlik sağlı- yor, çünkü sıcaklığı, sürekli olarak kâğıdın yanma sıcaklığının altında kalıyor. Fiyatı 445 Fransız frankı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle