22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumtumyet Matbaacıhk ve Gazetecıhk Türk Anonım Şırketı adına Nmdiı Nıdl 9 Ocncl Yayın MUdUru Hasatı Ctmal, Mucssese Muduru Entlı» UşaMıgH, Yazı Işlerı Müdürü Okay Gontıuin. # Haber Merkezı Müdütti Yalçın Baytr, Sayfa DUzenı Yönetmenı Ali Acar 0 Temsılctler ANKARA Ahnut Tan, tZMtR Hikmtt Çelinkaya, ADANA Çetln Yi(tenoj,lu Iç Polıtıka Cdal Ba0aa|iç, D'S Haberler Lıtııa Bakv, £kt>nomı Caaajı Turtaa, UScndıka Şıtluan KHtncl, Kıllıur Ctlal üiKt. Isunbul Haberlerı Kıroal Knçuk. Egılım Gcncay Şolaa, Vun Hsbelletı Ntcdtı Dotan. Spor D.msmanı AMdlkadlr Vuc.lm.n, Duı Yazılar Kerem Çalııkan, Araiiırma Şaaln Mpaj. DteellnK k U ı M Ymzıcı 0 KoordınalOr Ahmel Kornlun £ Malı Işler Lrol trkut £ Muhasebe Butenl Y>Mr % Bülçe Planlama S**»l Osmınbcşcotlu 0 Reklarn AYK Tonıa 0 Ek Yayıntar Haijı Akyol 0 Idarc Husnln Gııı*r A Islelme Ü.dtı Çdlk 0 Bılsı Ulem Nall laal % Pmonel S»»,i Boılaacıo|lu ttVintt.ru/uBaskan NadlrNadl Oklay Aktal. V.lfin Bayer, H ı u n Ccnal, HikmM Çcllnkaya, Oka> GoaeMln. lıjıır Mımco, lltun Stlçuk. Ali Slrmm. Ahaul T n Besan vf Voj'Ort Cumrıurıyel MatbaacuıK v< uazcıcııuı. . *»., „ 34334 tsl PK 246 Utanbul Tel S12 O 05 (20 hflt), Tel« 22246, Fax (I) 526 60 7* 1 S Burolar Ankaı*. Zr»a GOkalp Bl* inkıUpS No 19/4, Tel 133 II 41 47, Telcx 42344, Fa* (4)1 OS 65 0 lımlr H Zıva Blv 1351 S 2/3, Tel 13 12 30 Ttlex 52359, Fa* (51) 19 53 % Adafia Inonll Caö 119 S No 1 Kal I, Tel 19 37 52 (4 tıst), Teleı 62155, Fax (7|) 19 25 TAKVİM: 16 MAYIS 1991 tmsak: 3.52 Güneş: 5.39 öğle: 13.05 İkindi: 17.01 Akşam: 20.22 Yatsı: 22.01 Carmen 'koısan yayıncı' peşinde Ispanyol ajans yöneticisi Carmen Balcells aralannda Gabriel Garcia Marquez, Mario Vargas Llosa, Isabel Allende gibi isimlerin de yer aldığı yazarların kitaplarının Türkiye'de telif ödenmeden basıldığını belirterek "Yayımlanmış yapıtların hepsinin paralarım ve enflasyon farklannı alacağız. Biraz pahahya patlayacak" dedi. Kttltttr Servisi Aralannda Gabriel Garcia Manraez, Mario Vargas Llosa ve Isabel Allende'nin de bulunduğu Latin Amerika ve tspanya'mn önde gelen 140 yazannın telif haklannı elinde bulunduran Agencia Literarianın yöneticisi Carmen Balcells, Türkiye'deki vayınevleriyle görüşmek üzere tstanbul'a geldi. Merkezi tspanya'nın Barcelona kentinde bulunan Agencia Literaria'nın yöneticisi, kendilerine bağlı yazarların yapıtlannın çoğunun Türkiye'de "korsan olarak" yayunlandığuu ileri sürdü. Carmen Balcells, "Türkiye, korsan yaymcıhk açısmdan Yugoslavya'dan sonra iklnci iilke" dedi. Carmen Balcells, gazetemize yaptığj açıklamada, Türkiye'de kendilerine bağlı yazarlann kitaplarını izinsiz olarak basan yayınevlerini saptadıklarım belirterek, "Daha önce yayımlanmış yapıtların paralannı, enflasyon farklaruu ve yaym hakkı paylaruun hepsini alacajıı. Bunun oldukça pahahya patlayacaglnı sanıyorum" dedi. Agencia Literaria'nın yöneticisi Balcells, Türkiye'ye gelişinin olumsuz sonuçlanmayaCARMEN BALCELLS Ispanya'dan gelen cağına inandığını vurgularken Kolombiyah, 'edebiyat tahsildarı'. Nobel Edebiyat ödülü sahibi Gabriel Garcia Marquez'in "Korsan yayınevleri yazann parasını çalabilir, ama okurlannı çalamaz" sözünü anımsattı. Balcells "Yayınevleri bu gerçeği hiçbir zaman unutmamah" dedi. Agencia Literaria'nın telif haklarım elinde bulundurduğu ünlü Latin Amerikah ve Ispanyol yazarlar arasında Breâlyalı Jorge Amado, Kolombiyalı Gabriel Garcia Marquez, Şilili Isabel Allende, Pablo Neruda ve Jose Donoso, Ispanyol Camilo Jose Cela, Vicente Alebnndre, Rafael Alberti, Juan Goytisolo ve şu sıralar Kültür Bakanlığı görevinde bulunan Jorge Semprun, Uruguayh Juan Carlos Onetti, Perulu Mario Vargas Llosa, Meksikah Juan Rulfo da yer alıyor. öte yandan, Carmen Balcells'in Agencia Literaria şirketiyle ilk kez 1971 yılında ilişki kuran ONK Ajans yetkilileri, Balcells'in Türkiye ziyareti ve açıklamalanyla ilgili olarak, bazı kitapların teliflerinin Agencia Literaria'ya ONK Ajans aracılığıyla ödendiğini belirttiler. ONK Ajans yetkililerinden Nimet Tuna, yaptığı açıklamada, ONK Ajans ile Agencia Literaria'nm ilişkilerinin 1971'de başladığını, Carmen Balcells Ajansı'mn "ihmalkflr tutu Larin Amerikalı ve Ispanyol HOyazarın telifhakkmı elinde bulunduran yönetici Türkiye'ye geldi Dışişleri üstün hizmet ödülti • ANKARA (UBA) Dışişleri Bakanlığı'nın her yıl Türkiye'nin tanıtımında katkılan bulunanlara verdiği ustün hizmet ödülleri sahiplerini buldu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sungar, ödüllerin 17 mayıs tarihinde duzenlenecek bir törenle sahiplerine verileceğlni, bu yıl odüle 9 kişinin layık gorulduğünü belirterek ödule değer görülenleri şoyle açıkladı: Nejat Eczacıbaşı, Prof. Dr. Halil Inal, Jak Kamhi, Prof. Dr. Mumtaz Soysal, Şarık Tara, Robert Arzens, Prof. Dr. Williem Hale, Günher Walfreed ve Jeffrey Lewis. ONK Ajans'tan Nimet Tlına ise Carmen Balcells'in 1989'dan bu yana hiçbir başvuruya olumlu yanıt vermediğini ve "Türkiye'deki hiçbir yaymcıya kendisine bağlı bir yazarın kitabını vermeyeceğini" söylediğini belirtti. Balcells'in Türkiye'de uygulanan 10 yıl sonra telif hakkının düşmesi kuralı için "Buna inanmak mümkün değil" dediği kaydediliyor. "Yaprak Fırtınası" (1979, Yankı). ONK Ajans'tan Nimet Tuna'run verdiği bilgiye göre Carmen Balcells 1989'dan bu yana hiçbir başvuruya olumlu yanıt vermedi ve "Türkiye'de hiçbir yayıncıya kendisine bağlı yazarların kitabını vermeyeceğini" yazılı olarak bildirdi. ONK Ajans, en büyük zorluğu, bu firmaBu arada ONK Ajans'tan verilen bilgiye gö ya Türkiye^nin koşuUarını ve Türk yayınevlere Agencia Literaria ile sözleşmesi yapılan ve rinin olanaksızlıklarım anlatmaya çahştrken telifleri ödenen öteki kitaplar şunlar: çektiğini belirtti. Gabriel Garcia Marquez'in "Yüz Yıluk Yal Aynca 1987'de Frankfurt Kitap Fuarı'nda uızluY'ı (19741983, Sander Yayınevi), Jose Do yapılan bir görüşmede Carmen Balcells Türkinoso'nun "Çirkin Gece Kuşu" adlı kitabı ye'de uygulanan 10 yıl süre geçince telif hak1974, (Hürriyet Yayınları), Mario Vargas LJo kımn düşmesi konusunda "Böyle bir şeye sa'nm "YeşU Ev"i (1982'de Can Yayınları ile inanmak olası değil" dedi. kontrat yapıldı. Telif bedeli yayınevince ödenBalcells'in birçok kitabın korsanca basüdığı di. Carmen Balcells birkaç kez fatura istenyolundaki düşüncesinin de bu şekilde basılan mesine karşın yollamadı. Kitap yayımlandı. kitaplardan kaynaklandığı öğrenildi. Para, adına bloke edildi), Pablo Neruda'nın ONK Ajans, 1990 şubatında, Türk yayınev"Yaşadığımı ttiraf £diyorum"u (1985, Alan lerine, kendilerine Carmen Balcells firması Yayıncılık), Alberto VasquezFiguero'nun adına kontrol edilen yazar haklanyla ilgili ola"Köpek" adh kitabı (1984, Can Yayınları), Mi rak yardımcı olamayacağını bildirdi. Bu araguel Otero Sflva'run "Ve Gözyaşlannızı lutun" da, bazı Türk yayınevleri, Balcells'in vermeadlı yapıtı (1976, Payel yayınevi) Marquez'in diği kitapları telifi saklı tutarak bastılar. muna karşın" bu ilişkinin 1990 şubatına kadar sürdüğünü söyledi. Tuna, 1987'den bu yana Balcells'in ajansıyla tek olumlu çalışmarun Marquez'in "Şili'de tllegal/Migııel Littinnı Macerası" (Afa Yayınlan) olduğunu belirtti. Bu kitabın sözleşmesinin ONK Ajans aracılığıyla 1989'da yapüdığı, telifınin ödendiği öğrenildi. Su kavgası: 21 yaralı • ORDU (Cumhuriyet) Su yüzünden çıkan kavgada 21 kişi yaralandı. Özyurt köyunde bulunan ve bu köyle birlikte Kızıltoprak, Hisarcık köylerinin de içme suyu ihtiyacını karşılayan su kaynağının Kabataş'a bağlanmasını isteyen belediye görevlıleri, yanlanna birkaç jandarma alarak önceki gun özyurt köyune gittiler. Güvenlik güçleri köylülerin direnmesi uzerine Aybastı ilçesinden takviye istediler. Kaymakam Ejder Kaya ile birlikte köye gelen 25 kadar jandarma, köylüleri dağıtmak istedi. Çıkan çatışmada 14'ü kadın olmak uzere 18 köylü süngü ve dipcik darbeleri ile, üç jandarma eri de taş ve sopalarla yaralandı. Beş kişiden Avrupa' Altın Palmiye'ye yakın biri depresif Yapılan araştırmalara göre kadmlarda depresyon, erkeklerden daha sık görülüyor. Kadınlar 'hastalık'larmı daha kolay itiraf ederken erkekler saklamayı tercih ediyor. Dış Haberler Servisi tster îspanya'da, Güney Afrika'da ya da Srı Lanka'da olsun, ister ıtalya'da ya da Endonezya'da Dünya Sağhk örgütu'nun tahminine göre yeryüzünde yaşayttti insanlarm yâklaşık yüzde 20'si, yani her beş kişiden birı depresif. Haberi veren Alman "Stern" dergisiııe göre depresyonla ilgili diğer çarpıcı verîler şöyle: Depresif kişilerin intihar etme olasıhğı sağlıklılara oranla seksen kez daha fazla; istatistiklere göre kadınlar arasında depresyona erkeklerde olduğundan daha sık rastlanıyor. Ancak kadınlar bu hastalığın semptomlannı daha kolay itiraf edebilirken erkekler hastahklannı "yok saymajı" yeğüydr. Depresyon bazen birkaç gün sürebiliyor bazen de bir kaç yıh gaspediyor. Çocuklar da depresyona yakalanabiliyor, ancak yetişkinler gibi içine kapanmak yerine öfkeli ve sinirli oluyorlar. Bilim adamları depresyonun semptomlanhakkında pek çok, nedenleri hakkmda ise çok az şey biliyorlar. Neden hayat iolu, neşeli insanların birden ağlamaklı, küskün, isteksiz insanlara dönüştükleri halen bir bilmece. Yunan'da Hippokrat'ın "melankoli" olarak adından söz ettiği depresyon çağlar boyunca bilim adamlarının olduğu kadar sanatçı ve yazarların da ilgisini çekmiştir. örneğin dünya edebiyatının en ünlü figürlerinden biri olan Hatnlet, melankolik ve psikopattı. Goethe, "Genç Werther'in Acılan" romanını yazdığında, Werther ateşine tutulan birçok genç intihar etmişti. Modern psikolojinin kurucusu Emil Kraeplin ise ilk kez geçen yüzyıhn sonunda "manikdepresif"ten söz etti. O • halde depresif olmak yalnızca hüzünlü olmak değildi. Bu hastalık tüm enerjileri yok edip gelişiyor ve bu gelişmenin nereye kadar genişleyeceği bilinmiyordu. Sigmund Freud: "Hüzünde tüm dünya yalnız ve bos, melankolide ise bizzat 'ben'in kendisi böyle." Depresyon kalıtımsal olabileceği gibi, (depresif kişilerin yüzde 30'a yakınımn akrabalan arasında da depresyona yakalanmış insanlar var) bir insanın yaşamını kökünden sarsan kişisel olaylar daannebabanın boşanmasından sonra eşin yitirilmesi gibi depresyona yol açabiliyor. Yaşh ve yalnız insarilar ise daha büyüic bir depresyon tehditi ile karşı karşıyalar. Ancak kim birkaç gün boyunca canı sıkkm ve isteksizse hemen "Depresif mi oldum" diye kuşkuya kapılmamalı. Tedaviye ise uzun süre uyku uyuyamayan, kilo kaybeden, surekli korku içinde olan ve gunlük yaşamın en kuçuk gerekliliklerini dahi yerine getiremeyen kişilerin acilen ihtiyacı var. Böyle durumlarda, "Hadi kendini toparia" gibi uyanlann artık hiç etkisi yok. Depresyon fazlasıyla kök salmıştır ve olayların dörtte birinde intihar zillerı çalmaktadır. Her yedi kişiden bırının intihar teşebbüsü de "başarıyla" sonuçlanır. INSANLAR BUNALIYOR 44. ULUSLARARASICANNES FİLMFESTİVALİ Cannes'da herkeş değişik bir şey arıyor ve buluyor da. *Üstsüz' fotoğraf yakalamanın peşinde olanlar da var, gerçek sinemanın peşinde olanlar da. Danimarkalı yönetmen Trier'in 'Europa' adh filmi de gerçek bir sinema örneği ve büyük ödülün ciddi adaylarından biri. ATtLLÂ DORSAY İktidarsızhk yapan ilaç : 4 Toplum olarak konnşma ozurluyüz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1. özel Eğitim Konseyi çalışmalarını tamamladı. Konsey'de alman tavsiye kararları arasında "özel eğitim fonu kurulması", "öziirliiler için yasa çıkanlması", "mevcut yasalara işlerlik kazandınlması" ve "görme özürlülerin öğretmenlik hakkının engellenmemesi" de yer aldı. Konuşma Sorunlu Çocuklar ve Eğitimleri Komisyonu'nun raporunda ise, Türk aile yapısı ve okul sisteminin özgür ifadeyi özendirmediğine dikkat çekilerek, "Bu durum konusmanın gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve konuşma sorunlarını beraberinde getirmektedir" denildi. 1. Eğitim Konseyi f 5* Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol başkanhğında toplanan 1. Özel Eğitim Konseyi'nin üç gün süren çahşmaları dun sona erdi. Konsey'in son güntlndeki genel kurulda komisyonların hazırladığı raporlarda yer alan tavsiye kararları benimsendi. Konuşma Sorunlu Çocuklar ve Eğitimleri Komisyonu raporunda ise, mevçut durum değerlendirilirken, "toplumsal yapının konuşma sorunlannı olumsuz yönde etkiledigine" dikkat çekildi. Raporda, "Türk aile yapısı, aile içi ilişkiler ve örgün okul sistemimizin yapısına baklıgımızda, ortaya çıkan tabloda özgür ifadenin, yaratıcı yaklaşımların pek fazla yer almadığı ya da özendirilmediği görülebilir. ttaate dayalı geleneksel bir tutum vardır. Bu durum konusmanın gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve konuşma sorunlarını beraberinde getirmektedir" denildi. Raporda ayrıca, mevcut yasal düzenlemelerin uygulanmadığına Depresif kişiler genelinde bu dikkat çekilerek, özürlülerle ilgili yasalara işlerlik kazandınl duruma duşmuş olmalanndan ması istendi. özel eğitime ayrı kendilerini sorumlu tutarlar ve lan kaynakların arttırılmasının suçlarlar. Kendilenne guvenleistendiği raporda, "özel eğitim rini tiimüyle yıtırmışlerdır. fonu" oluşturulması da ön Çevreden gelecek olumlu, ama temkinli övguler bu konuda etgörüldü. kili olabilir. CANNES Dünyamn en büyük sinema bayramı tüm görkemiyle yaşaruyor. Evet, herkes değişik bir şey arıyor ve olasılıkla buluyor Cannes'da... Plajda yanmaıun, gazinoda şansını denemenin, 'üstsüz' bir resim yakalamanın, bir yapımcı tavlamanın, gazetelere geçmenin, şöhretin veya şöhret tazelemenin peşinde olanlar da var. Ama sinemanın, gerçek sinemanın peşinde olanlar da az değil. Kimi filmlere, hiç de gösterişli olmayan kimi filmlerin gösterildiği seanslara girmek hiç kolay olmuyor. Her yıl artan bir gazeteci ve sinema tutkunu kalabalığı Cannes'ı bu yıl da inamlmaz bir şölene, sinemanın olabildi manya'ya 'dönüş yapan'ğince yüceltildiği bir büyük tö Alman kökenli genç bir Amerirene dönüştürüyor. kalının seruvenini anlatıyor. Bu yıkım ülkesinde 'tren Karşımıza gelen görüntüler kondüktörü' olarak çalışmaya öylesine değişik, çeşitli ve fark başlayan genç adam, bir dizi gah ki... Hepsi başarılı mı filmle rip ve karanhk kişinin de karışrin? Kuşkusuz ki değil. 'Sıfır tığı gizemli bir serüven boyunNoktası' filmine öylesine hay ca, bir savaştafi daha yenik ve ran olduğumuz Sovyet yönet yıkık çıkmış eski kıtanın kademeni Karen Şahnarazov'un son rini sanki "bizzat" yaşıyor. Von filmi 'Çann Katili' (günümüz Trier, sinemada yepyeni şeyleri de geçen, ancak son Rus Çarı' denemeyi seven bir adam... nın öldürülmesiyle ilgili siyasal bir metafor denemesi), YunanSineması belki biraz muğlı yönetmen Lefteris Ksantopu lak, biraz kapalı... Ama selos'un Yunanlıların da bizim yirciye verdiği gizem ve merak kadar benimsemiş gözüktüğü duygusunun yanı sıra sinemasal Karagöz oyununa ve bir 'son anlatımı yenileme tutkusu ve Karagözcü'nun dramına eğildiği inadıyla Lars von Trier, bize yapıtı 'Gölge Oynatıcısı'... Hat sanki yeni bir Orson Welles gita büyük usta Akira Kurosawa' bi gözüktü. Bu filmle gerçekten nın son filmi 'Ağustosta Rapso şok geçirdik. Başrollerinde 'Dedi'... Beklenmedik başarısızlık rinlik Sarhoşluğu'nun baş oyunlar. Öte yandan nefes kesici gö cusu JeanMarc Baer, Barbara rüntülerle de karşılaşıyorsunuz. Sukowa ve Eddie Constantine'Yusuf Şahin'in gozlerinden ve in (evet, şu bir zamanların ünlü sadece 26 dakika içinde anlatı 'Lemi Kovşun'u) oynadığı 'Avlan 'Kahire' orneğin... Öylesine rupa', bizce şimdiden bu yılın SANKİ YENt BİR ORSON WELLES "Avnıpa'nın Danimarkalı yönetmeni Lars von Trier, sanki Altın Palmiyesi'nin ciddi adayyeni bir Orson VVelles. Fransız oyuncu JeanMarc Barr ile Polonyalı oyuncu Barbara Sukowa'nın çekici ve akılhca yapılmış bir larından biri... filmki... başrollerini paylaştıkları "Avrupa", Altın Palmiye'nin ciddi adaylan arasında. Ve işte gerçekten de çok ilginç ve olasüıkla 'büyük' bir fihn... Danimarkalı yönetmen Lars von Trier'in yeni filmi 'Avrupa Europa'... Daha önce de Cannes'da 'Element of Crime' ve 'Epidemi' gibi (ne yazık ki görememiş olduğumuz) filmleriyle ilgi uyandıran ve genelde oldukça soyut öyküler anlatan müthiş biçimci bir yönetmen olarak tanınan Von Trier, tam anlamıyla bir Avrupa ortakyapımı olan yeni filmiyle insanı hem şaşırtıyor hem de sinemanın gelecegi konusunda umutlandırıyor. Çok yetenekli b'lt sanatçı Von Trier... Bir 'İpnotizma Seansı' ile başlayan filmi, bizlere 1945 yılında savaştan yenik ve perişan çıkmış Al • Haber Merkezi Samsun, Ankara ve Antalya'da düzenlenen "Talcidfizyolojik antasit, modern ülser tedavisi" konulu sempozyumlarda konuşan Goethe Üniversitesi Gastroenteroloji profesörü Dr. Winfried Kurt, H2antagonisti ilaçlarm iktıdarsızlık yaptığını belirtti. Prof. Kurt, "bu ilaçlarm sindirim sisteminde mikroplara karşı savunmayı zayıflatması gibi yan etkileri yanında yüksek oranda hastalığın nuksünden dolayı artık Avrupa'da kullanılmamaya başlandığını" söyledi, mide ilaçlarının kullanılmadan önce iyi seçilmesini istedi. 73 ile göre yeni harita • ANKARA (AA) Türkiye'nin 73 ile göre mulki idare bölümlerini gösteren haritası basıldı. îl sayısının 67'den 73'e çıkartılmasından sonra Harita Genel Komutanhğı'nca yeni illeri de gösteren idari harita hazırlandı. Yeni haritadan, 6 bin tanesi tller Bankası'nın siparişi olmak uzere 10 bin adet basıldı. Boğaziçi Festivali • tstanbul Haber Servisi Sarıyer Belediyesi'nce 1321 haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan "Boğaziçi Festivali"nin basına tanıtımı yapıldı. Basın toplantısından sonra Belgrat Ormanlan'nda verilen piknik yemeğinde konuşan Sarıyer Belediye Başkam thsan Yalçm, amaçlarının "Çevreyle, kultürle ilgili mesajlar vermek" olduğunu belirtt Höyükteki inşaat durduruldu NERMİN BAYÇIN tstanbul'un 7500 yıl öncesine uzanan tarihsel kökünden kopmasına karşı Pendik Belediyesi, tarih öncesi mirasın son varisi Pendik Höyüğü üzerine yapılan inşaatı durdurdu. Parça parca yok olan höyük üzerine son olarak yapılan Sosyal Sigortalar Kurumu'nun dispanser inşaatı ile ilgili, Cumhuriyet'te yayımlanan haber üzerine inşaatı durduran Belediye Başkam Burhan Köseoğlu, höyüğün yok olmasım tarihsel bir katliam olarak niteleyerek bu katliama ortak olmayacaklarını, gerekirse plan değişikliği yaparak höyüğü inşaat alanından çıkarabileceklerini ve koruma alanına dönüştürebileceklerini belirtiyor. Bilindiği gibi Pendik Höyüğü, tarih öncesi AnadoluAvrupa ilişkisine ışık tutabilen Istanbul'un en eski yerleşmelerinden biri. Yüzyıla yakın bir süredir de dünya literatüründe adı geçmekte. Ancak uzun süredir bilinmesine karşın SİT alanına giremeyen tstanbul'un sağ kalabilmiş bu son höyüğü, tarihsel bilgisinin ve buluntulanmn kurtanlmasına fırsat vermeyen hızh bir yapılaşmaya maruz kalmış durumda. Höyük üzerindeki yapılaşmanın engellenmesi ya da kısıtlanması konusunda höyüğün resmi kimliğini oluşturabilecek, bağlayıcı hükümleri içeren bir karann olmaması da yapılaşmayı yasal kılmakta. 1978'de SSK'nın mülkiyetine geçen arazide bir höyük bulunduğu gözden kaçmış olabilir. Ancak 1981'de kurumun konut yapımına başlaması üzerine Istanbul Üniversitesi'nin kurtarma kazısı yapması ve geriye kalan alanın korunması amacıyla tescili için başvurması höyüğün gözden kaçmayacak şekilde tarunmasına olanak sağlamış. Amtlar Yüksek Kurulu'nun bilimsel araştırma yapılması ve buluntulann tarihe mal edilmesi gerektiği yolunda almış olduğu karar ile höyüğün varlığı resmen tamnmış. Ancak kararın yetersiz olması ve günümüze dek de herhangi bir koruma önlemi doğrultusunda hareketsiz kahnması yapılaşmanın devamını getirmiş durumda. Nitekim 1989'da SSK, dispanser yapımı için Kartal Belediyesi'nden imar durumunu, 1990'da da inşaat ruhsatım almış. Bu arada küçük bir aşama yapıldığım belirtmek gerekir. îstanbul 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarmı Koruma Kurulu, sarmcm korunması, kalmtıya zarar vermeyecek şekilde binamn vaziyet planının değişmesi doğrultusunda şubat 1991'de karar alarak nisanda da projeyi onaylamış bulunuyor. Tapuda inşaatm yapılmasını kısıtlayıcı herhangi bir şartın olmadığıru gösteren Burhan Köseoğlu, "Bize gelen bu kararda höyükten değil, sadece samıçtan bahsedilmekte. Burasmm tarihi bir yerleşme olduğu konusunda bize bir uyarı yapılsaydı çok daha önceden müdabale edebttirdik. Bundan sonrası için yapılacak tüm çauşmalara biz hazınz. Ancak bir an önce kurulun, ilgili diğer kurumlann, bilim adamlannın höyüğün korunması doğrultusunda karar almalan gerekiyor. Biz yasal önlemler ahnana dek inşaatı durdurmaya çabşacağız. Bu konuda resmi kurumlann yardımlannı bekliyonız", diyor. yeel koydu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle