Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9NİSAN1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7
ANMA
Rifafııı yaşamı "şiirdi"
• Kultiır Servisi — Şair Oktay Rifat ölumunun 3.
yılında Beyoğlu Karaca Tiyatrosu'nda dun duzenlenen bir
gece ile anıldı. TYS'nin etkinlikleri çerçevesınde yapılan
anma gecesini açan ve şairin eşi Sabiha Rifat'a TYS'nin
"Bakır Çanağı"m sunan Demirtaş Ceyhun, "Oktay Rifat
'şiir dili' kurmuş şairlerimızdendi" dedi. Gecede şairin
şiirleri üzerine duzenlenen, Faruk Şüyun'un yonettiği
söyleşiye, Gıiven Turan, Cevat Çapan ve Tuğrul Tanyol
katıldı. Guven Turan, Rıfat'm dunyayı kavramlar olarak
değıl, nesneler olarak gorduğunu aktararak, "Oktay
Rifat'ın şiirini yazdı. Onun şiırlerinde ortak izlek,
zamandır" dedi. Cevat Çapan, şairin, şiir yönunun oyun
yazarlığım golgelediğıni beiirterek, "Oktay Rifat'ın
şiırlerinde 'zaman izleri' yanında, hayatm niteliği de
ortaya çıkar, oyurriarında, 'şiirsellik' vardır, 'şaıranelık'
yoktur" dedi. Tuğrul Tanyol ise, kendi başına keşfettiği
şairi, Türk şiir geleneği içinde ele aldı. Gece kapsamında
tiyatro sanatçısı Tijen Par, Oktay Rifat'ın bazı
şiirlerinden ornekler sundu. Isa Çelik'in, Oktay Rifat'ın
yasamından göruntülere yer verdiğı saydam gosterısmden
sonra şairin şiirlerinden derlenen şarkılar yorumlandı.
(Fotoğraf: Ibrahim Gunel)
SERST
Ebıızziya'nın toprakla savaşı
• PARİS
(Cumhuri>et) —
Tanınmış
seramikçimiz Ale\
Ebuzziya Syesbie,
Paris'in Beaubourg
semtinde Epona
Galerisi'nde son
yapıtlarını sergiliyor.
Yaklaşık 20 parçadan
oluşan sergı, Alev
Ebuzziya'nın
1989-1990 yıllan
arasındaki
çalışmaları. Sanatçı,
toprakla olan
ilişkisini "Toprak
canlı bir madde.
Ellerimin altında onu
yoğururken bir çeşit
savaş verıyoruz
ikimiz. Çalışırken
kızıyorum, soyleniyorum. Toprakla kavga edıyorum. Ve
onu, bir harale sonra kınlacağı noktaya doğru ınceltirken
büyük bir heyecan yaşamaktayım. Ürünvi, ancak fınna
koyduğumda rahatlıyorum. Ama toprakla savaşı her
zaman kazanan ben değılim" diye anlatıyor.
EDEBİYAT
Poesiıım için açıklama
• Kultür Servisi — tstanbul Uluslararası Şiir Forumu
Genel Sekreterı Ozdemir Jnce, son günlerde forum
üzerıne yapılan eleştiriler üzenne bir açıklama yaptı.
tnce, Turkiye Yazarlar Sendıkası'na, PEN Yazarlar
Derneği'ne, Turkiye Yazarlar Bırlıği'ne forumla ilgili
girişimlerini bildirdiklerini, bu kuruluşların da girişımi
sevinçle karşıladıklarını bıldirdikten sonra sozlenni şöyle
surdürdu: "POEStUM" Turk şiirini temsil etmek savında
değildır. Bunun zamansal açıdan da olanağı yoktur!'
tnce, Türkiye'den 24 şaıre çağrı mektubu gonderdıklerını,
yirmi şairin POESlUM'a katılmayı kabul ettığinı, bır
şairin 6-12 mayıs tarıhlerinde yolculuğa çıkacağından
POESlUM'a ancak şiir ve bildiriyle katılabileceğini, bir
şairin ıse şiir ve bildirisıyle destek verdiğini, ancak sağlık
durumu nedenıyle katılamayacağını bildirdığini ifade
ederek şair sayısının 18'e duştüğunu belirtti. tnce, çağnlı
yabancı şairlerın onemli şairler olmadığını ileri sürenleri
de "gerçek dışı ve bır şaire yaraşmayacak haksızhk"
olarak niteledı. "tstanbul dışından gelecek sairlerin
ulaşımı ve konuk edilmesi elbette forum tarafından
karşılanacaktır" diyen lnce, bu yonde butun hazırhklann
şairlerle iletişım kurularak yapıldığını belirtip sozlenni
şöyle tamamladı: "Henuz hazırlık aşamasında bulunan
ve bir ay sonra gerçekleşecek olan forum çalışmalarını
daha şımdiden karalamaya çalışanların bu davranışlarının
nasıl yorumianması gereictiğini kamuoyuna bırakıyoruz."
DERGI
Antik-Dekor'da yeni sayı
• Kültıir Servisi —
Antik-Dekor dergısınin
son sayısında Faruk
Şahin "Kütahya'da Bir
Keramik Fırını",
Mehtap Ulkücü
"Selimiye Camisi Kalem
tşleri"ni yazmışlar.
Dergide Pamir Bezmen
"Tanhte Bir Otomobil
Gezintisi", Sabiha
Tansuğ "Tttrk
Hamamının Oykusu",
Prof. Dr. önder
Küçükerman "Isveç'te
Cam Tasarımı", Sezer
Tansuğ "Batıda
Yaşayanlar", Yrd. Doç.
Dr. Feryal trez "Avrupa
Mobilyası" başlıklı
yazılarıyla yer ahyorlar. Dergidekı otekı yazılar
arasında Doç. Dr. Nevın Enez Kızıltuğ'un "Dobag
Halıları ve Doğal Boyamacılık", Jean SoustıePnin "Islam
Sanatı", Ari tstanbulluoğlu'nun cam sanatının uniü
ustası Rena Lalique'i konu alan bir incelemesı de var.
Chester Beatty Kutuphanesi Islam Koleksiyonu, Çinli Av
Köşkü gibi konular, Darussaadet Ağası Nattat Beşir
Ağa, Süheyl Ünver, dergı tarafından duzenlenen "Eski
Eser Kaçakçılığının Önlenmesinde Muzayedeler,
Koleksiyonculuk ve Yasalar" sempozyumunun bir özeti
de derginin sayfaları arasında.
TİYATRO
'Kafesten Bir Kuş Uçtu'
• Kültür Servisi— Devlet Tiyatroları'nın 1990-1991
sezonu oyunları arasında yer alan ve 6 Kasım 1990
tarihinden bu yana Ankara Buyuk Tiyatro'da sahnelenen
"Kafesten Bir Kuş Uçtu" adlı oyun, 9-10-11-12-13-14 nisan
tarıhlerinde Taksim Sahnesi'nde tstanbullu sanatseverlere
sunulacak. Ken Kessey'in romanından Dale VVasserman'ın
oyunlaştırdığı ve Bilge Koloğlu'nun Turkçeleştirdiğı
"Kafesten Bir Kuş Uçtu"yu konuk rejisör Basıl Coleman
yönetti. Dekoru Roger Andrevvs, kostumu Gul Emre, ışık
düzenlemesi Fahrettin Özen, muzik duzenlemesi Kemal
Günüç tarafından hazırlanan oyunda McMurphy'yi
Bozkurt Kunıç canlandırıyor.
Woody Allen'ın yenifilmi Alice'teMia Farrow yine başrolde
Woody'den s.hirli feminizmWoody Allen'ın
"Alice" adh filminde
"Örümcek Kadının
Öpücüğü"nün ünlü
oyuncusu William
Hurt, "Baba 3"te
oynayan Joe
Mantegna ve "Mavi
Ay" dizisinin yıldızı
Cybill Shepard da
rol ahyorlar.
ŞEBNEM ATİYAS ~
NEW YORK — 'Alice', Wo-
ody Allen'in son birkaç yıldır
çevırdiği 'riddi/komik' Nevv
York filmlerının en yenisi. Al-
len'in ahşılmış Musevı hikâye-
lerinden birı değil 'Alice.' Ha-
ntm hammcık zengin bir Kato-
lik Nevv Yorklunun, yarı gerçek
yarı sihirli bır dünyada, aşk ile
uyaruşı ve kendini buluşunun al-
çakgönullu hikâyesi.
Mia Farrow'un canlandırdığı
'Alice' her şeye sahip bir 'Do-
fu Manhattan' hanımefendisi:
ki güzel çocuk, aşçı, uşak, hiz-
metçı, modern ve zengin bir
apartman dairesi, bir yazlık, 16
yıldır evli olduğu yakışıklı bir
koca (VVUIiam Hurt), şoförlü
bir Limousıne, atletik siyah bir
masaj uzmanı ve dolaplar dolu-
su giyeceğe sahip. Alice, günle-
rini bir butikten ötekine girerek,
berberde, guzellik salonlannda
geçırir.
Böylesine 'dolu' bir hayatı
yaşarken Alice'in başına bekle-
mediği bir şey gelir. Dadıları
izinde olduğu için çocuklan
okula bırakmak Alice'e diişer.
Okul merdivenlerinde kitabını
DİLEDtGİ GİBİ YAŞAYARAK KURTULUYOR — VVoodj Allenın son filminde Mia Famm'un
canlandırdığı Alice, kurtuluşu dilediği gibi yaşamakta bulu>or. Bugune kadar daha çok karakter
rollerinde izlediğimiz Alec Baldwin de "Alice"in oyuncuları arasında.
düşuren Alice, esmer, pek çarpı-
cı olmayan, ama sevimii Joe
(Joe Magtegna) ile göz göze ge-
lir. tşte o andan itibaren Joe'-
yu aklından atamaz. Joe, ara-
sıra saksofon çaldığını bildiği
bir yabancıdır. Alice duygulan-
nı anlamakta zorluk çeker. Bu
arada bir bel ağrısına tutulur.
Bel ağnsını tedavi için tavsi-
ye uzerine Alice, her derde çe-.
şitli bitki ozleriyle deva bulan,
mucizeler, yaratan Dr. Yang'a
(Keye Luke) gider. Nevv York'-
un ünlü Çin mahallesinde, hâlâ
Çin'deymişçesine yaşayan Dr.
Yang, bütun bılgeliği ve maha-
retiyle AJice'in önünde yepyeni,
sihirli bir dünya açar, onu ken-
dini bulacagı harikalar diyanna
getirir. Dr. Yang, nadir bıtki
kanşımlan ile Alice'in utangaç-
lığını giderir. Dili açılan Alice,
Joe ile yeniden karşılaştığmda
her ifadesinin altında gizli bir
sevişme imajı olan 'vamp' ka-
dına dönüşür.
Başka bitkiler Alice'i görün-
mez yapar, böylece 'gözlenme-
den gözleme' olanağmı bulan
Alice göremediği gerçekleri öğ-
renir. Görünmez halde şehirde
dolaşırken, New York'un çılgın-
lıgında her şeye bağışıklık kaza-
nan taksi şoforlerinin görünmez
yolculara da son derece alışkın
olduklannı fark eder.
Dr. Yang bitkileriyle Alice'-
in, ilk aşkı olan ve serserıliği ne-
deniyle bir otomobil kazasında
ölen Eddie'nin hayaletini geti-
rir. Eddie, duygulannı çözmesi
için Alice'e yardım eder. Bitki
özleri sayesipde Alice hiçbir za-
man yakınlaşamadığı kız karde-
şi Dorothy (Blythe Danner) ile
dost olmayı basarır. Alkolik an-
nesi ile denizci babasını hatırlar.
Annesi ile benzerliklerini keşfe-
der. Böylece Alice, Dr. Yang'-
ın bitki özleri sayesinde sihirli
bir dunyadan gerçeğe bakar, ya-
vaş yavaş uyanır ve kendi hari-
kalar diyannı bulur.
Alice'in bulduğu harikalar di-
yanrun en önemli özelh'ği, genel-
likle 'kurtulmuş' kadınlara ya-
kıştınlan 'kurumsal bir mevld'
olmaması. Örneğın Alice, genç
kızlık arkadaşı Nancy (Cybill
Shepard) gibi tanınmış bir yazar
olmayı başararak kurtulmuyor.
Alice entelektuel olmayı seçerek
değil, kendi istediği gibi yaşa-
maya başlayarak kurtuluyor.
Filmin metin yazan da Wo-
ody Allen olmasına rağmen,
hicvedilen din teması Mia Far-
row'a dayanıyor. Şimdiye dek
filmlerinde genellikle kendi ko-
keni olan Nevv York Musevi ya-
şantısını hicveden Allen, bu se-
fer Mia Farrovv'un kökeni olan
Katolikhği işliyor. Böylece Far-
row, filmin kahramanı Alice'e
kendi hayatından katkılarda bu-
lunuyor. Katolik ahlakın
'ilerici' diye bilinen yanını irde-
liyor film.
'Alice', VVoody Allen'ın ön-
ceki yıl çevirdiği 'Bir Başka
Kadın' filminin bır başka yönü
sanki. Bir Başka Kadın'da Ge-
na Rotvlands'ın canlandırdığı
akademik kadının yerini 'Ali-
ce'te zengin ve boş kadın almış.
Manhattan'ın entelektuel ve
ciddi Batt Yakası'nın yerinde,
'Alke'te tümüyle paraya ve şa-
şaaya ağırlık veren gayrı ciddi
Doğu Yakası var.
Göruntülerde Allen'in eski
filmlerinden esinler izleniyor.
Filmin her karesinde 'Kahire'-
nin Mor GiUü', 'Eylül', 'Jç
Dünyalar' ve 'Radyo
Günleri'nden bir şeyler bulmak
mümkün.
SANATGALERİLERİNDEBİR GEZİNTİ
Zaman ve
tuval içiçe
tbrahtna Çlftçtogla R«ıta
S e r g i s l / Sanfa Sanat Galerisi (159
72 55) / 7 mayısa dek açık.
Belli bvr tema çevresinde, genellikle
"seriler" üreten bir ressam Ibrahim
Çiftçioglu. Bu son sergisinde de "Espas,
Sarkac ve Tik" serisini sunuyor izleyi-
ciye.
Serginin adından hareketle tek tek
tlerliyoruz: "Espas'', sanatçının tuvalin
espasıtu farklı bir yorumla değerlendir-
mesini simgeliyor. "Renkten, boya do-
kusundan sonra pek çok denemeterim
oldo ama sonunda anladım ki ben bir
tnval ressanuyım" diyor tbrahim Çift-
çioglu. "Yüzeydeki espaa tnval boyat-
lan içerisinde nasıl dcferlendirebilirim
derken tuvaMn yanlarmı, kenariannı knl-
lanmayı diişöadam. Bunn espası çıkar-
tıp ucıincü boynta tasımanın bir yönte-
mi olarak degeriendirdim."
"Sarkac" bir Damokles kılıcı gibi te-
pemizde sallanıp duran zaman ibresini
temsil ediyor bu resimlerde. Sanatçı
"ramanın" sürekli gündeminde olduğu-
nu, ölümle yanş ettiğirıi, ona meydan
okuduğunu söylüyor.
"Tlk" aynı temanın işlenişini, yine-
lenmeleri simgeliyor. tbrahim Çiftçi-
oğlu'nun çalışmaJarında yaptığı gibi...
Şimdilerde bir "erotik di/i"nin hazır-
lıkları içinde olan sanatçı, "Benim sa-
natım, yaşamımın ya da yaşamıntCTi bi-
linerek yeniden yazdmasıdır" diyor.
"Resmimin bir yanının otobiyografik
olduğu BU döşiinüyonım. Onlann, ya-
sanümdan damıülmış özter icerdigini
soyteyebüirinı. Öznemden hareketim ge-
nelleşir, yersel ve evrensel, toplıımsal,
gitncek yaşanmışlık resmimin temel ya-
nuu olaştunır."
tLK SERGİ — Perdahçı'nın sergisi Yonca'da. (Fotofraf: tbrahim Gunel)
X biünmeyenü birdenklem
!\arean Perdahçı Resin Sergisi / Yonca Sanat Galerisi (130 39
80) / 29 nisana dek açık.
Kttalararası
'renkahenk'
yolculuk
Tmtmm M e r a l H o r a e El
S a n a l l a n S e r g i s i / Ayşe Takı
Galerisi (159 19 11) / 26 nisana dek
açık.
Fatma Meral Horne, Endonezya'nın
Java Adası'nda öğrendiği el sanatlannı
bugüne dek binlerce değişik ürune uy-
gulamış. Bu sergisinde de Turkiye ve
dunyadan türlü dokuma, işleme, ikat,
baskı, yazma, batik ve özgün desenlerle
giysi tasarımlan, cam boncuklar kanş-
tırılmış kolaj takılar, kumaşlar ve kese-
kr yer alıyor.
Fatma Meral Horne, bu "çok renkli"
derlemeye "Halk Sanatianyla El Ele:
Renkterle lasanmlar" adını vermiş. ts-
tanbul Bebek doğumlu sanatçının ilginç
bir yaşam çizgisi var. Sosyoloji eğitimi
aldıktan ve 10 yıl süreyle sekiz yıL As-
ya'da olmak üzere 40*a yakın değişik ül-
kede yaşamını surdüren Fatma Meral
Horne, bugün Muğla'da üretkenliğini
surdürüyor.
"Sanat bir yolculnktur, yolo
tükenmez" diyor Horne. "Öyle bir kut-
lamadır ki katılabilir berkes."
Nurcan Perdahçı'nın çalışmalarında
iki yaklaşım göze çarpıyor. Konstrüksi-
yon ve konstrüksiyonun mekâna uyar-
lanması. "Amacun uzayı sınırlamak,
denge ve striıktürii vurgulamak" diyor.
Nurcan Perdahçı bir Adnaa Çoker
atölyesi mezunu. 1983 yılında mezun ol-
muş ve ilk kişisel sergisi. tnsanoğlunun
bilinmeyene olan tutkusu, Nurcan Per-
dahçı'da da onun biçimine karşı bir ilgi
uyandırmış. Bilinmeyenin simgesi x ca-
kşmalannın ekseni aynı zamanda.
"X'e gerek zemin, tavao ve duvar ara-
sında yer vererek gerek salt bir mekânın
ortasmda, >a da duvar zemin, pano ola-
rak kullanarak mekânı ortaya çıkan iş-
le birlikte degerlendirdim. \'i vuzeyle-
rarası hareketi, ilişkileri kolayca sagladığı
için kullandım."
Ayasofya'nın nasıl korunacağı uzmanlar tarafından tartışıldı
Kubbe ve kubbealtı sorunları
Pref.Dr. Seaıavi Eylee: Kubbede saptanan rutubet
ve dökuntuler pek çok camiyi de tehdit ediyor.
Doe.Dr. thsan Tunay: Kubbeye dokununca
avucunuza mozayik doluyor.
Alpasian Koyıınlu: En büyük döküntu batı yarı
kubbesinde.
ASLI KAYABAL
Doğu Roma Imparatorluğu
döneminde bir Bizans Kilisesi'-
ydi. 1453'te Fatih Sultan Meh-
met'in lstanbul'u almasıyla bir-
likte camiye dönüşturüldü. 24
Ekim 1934'ten bu yana ise Ata-
türk'ün ısteğiyle muze olarak
kullanılıyor.
Ozellikle yaz ve bahar ayla-
rında çok sayıda yabancı tunst
tarafından gezilen Ayasofya,
zaman zaman konser salonu iş-
levi de gormeye başladı. Ama
yıllardır çevresinde dönen poli-
tık ve ideolojik tartışmalar bır
yana Ayasofya'nın kubbe ve
kubbealtı sonınlan var.
Geçenlerde Ayasofya Müze-
si Mudurluğu'nce ilk kez "Aya-
sofya'nın Koruma Probkmle-
ri" konulu bir toplantı duzen-
lendi. Ayasofya Müzesi'nde ya-
pılan toplantıda yapıyı kuşatan
temel sorunlar uzmanlarca tar-
tışıldı, çeşitlı öneriler getırildı.
İhtıyar Ayasofya'yı 1990'lar
fstanbulu'nda neler bekliyor?
Yuksek Mımar Alpaslan Ko-
yunlu'ya gore, Ayasofya'da
"gıincel sorunlar" on planda.
Guncel sorunlar dosyasında kı-
rık camlar, ıvedi onarım bekle-
yen kubbeyi örten kurşun taba-
ka, yetersiz gece bekçileri, da-
ha ziyarete açılmamış bazı bo-
lumler gizli. Ama Koyunlu'ya
bakılırsa, butün bunlar gelece-
ğin "büyük boyutlu sorunlar"-
ını oluşturabilir.
Ayasofya'da kurşunlu ortulu
kubbede, sızan rujtubetin kesin-
likle onlenmesi gerektiği belirtı-
liyor. Sanat Tarihçisi Prof. Dr.
Semavl Eyice, "Ayasofya'nın
kubbesinde saptanan rutubet ve
dökuntuler pek çok camiyi de
tehdit ediyor" diyor. "Kurşun
olumsüz bir madde değil. Bir
süre sonra hassaslıgını yitiri-
yor."
Istanbul Universitesı Edebi-
yat Fakultesi Sanat Tarihi Bo-
lumü'nde görevli Doç. Dr. M.
Ihsan Tunay'a gore de Ayasof-
ya'nın kubbesi içindeki durum
urkütücu: "Ana kubbe ve altın-
daki sıvadan mozayikler kop-
muş durumda. Kubbeye elinizi
değdirdiğinizde avucunuzun için
mozayik doluyor."
Yuksek Mimar Koyunlu da
en buyuk dokuntunun batı yarı
kubbesinde gozlemledığını belir-
tiyor. "Belli zamanlarda kendi
kendini tasıyan sıvalar havanın
yuksdmesi ya da degişen ısı ko-
şullan yüzünden yapışkanlığını
yitiriyor ve dökülüyor. En bü-
yük dökuntu batı yan kubbesin-
de gozlemleniyor. Kubbe 1894
depremine direnç göstermiş.
Kubbe attında çakılı iri başlı bir
çivinin paslanmış olduğunu gor-
dük. Kubbenin saglamlaştınl-
ması sürecinde bu çivinin süratle
alınması gerekir."
Ayasofya'nm kubbe sorunla-
nmn yanı sıra "kubbe altı" so-
runları da söz konusu. En
önemlisi de zeminden gelen su
sorunu. Alpaslan Koyunlu'ya
göre, 10 yıl öncesine kadar ku-
zey kapıdan gelen ve büyük bir
birikintiye yol açan su bezlerle
toplanırmış. Yapırun altında Bi-
zans ve Osmanlı'dan kalma su
kanalları bulunuyor. Koyunlu,
girişın altındaki sarnıcın da ha-
va dolaşımının etkisiyle bahar
aylarında yoğun bir ıslakbğa yol
açtığını belirtiyor. "Ancak bu
rutubet gereken temizlik çalış-
maları ve havalandtrma delikle-
riyle çözümlendi" diyor.
Önumuzdeki turizm mevsimi-
ne hazırlanan Ayasofya Müze-
si'nde bugunlerde Rölöve ve
Anıtlar Mudurluğu'nun teknık
elemanları ana kubbe altında
kurulu 65 metrelik bır tahta ıs-
keleyle kubbeye ulaşmaya çalı-
şıyorlar.
Doç. Dr. Tunay, Ayasofya'-
nın mozayiklennin de tehlike al-
tında olduğu göruşunde.
Kienç \azann
Portresr
• Kültür Servfarf — II.
Edebiyat Şenliği
kapsamında bugün saat
12.00'de "BabıâÜ'de Gtnç
Yazann Portresi" başlıklı
bir açıkoturum yapılacak.
Berna Durmaz'ın yöneteceği
oturuma konuşmacı olarak
Mustafa Suphi Yesilyurt,
Nur Bulum, Akgün Akova,
Nuh ömer Çetinay, Cemile
Çakır, Berrin Kınmboğlu
katılacaklar. Adres: öğrenci
Kültür Merkezi, Bozdoğan
Kemerı Cad. Vazneciler.
Gülhane
şenleniyor
• Kültür Servisi —
Istanbul Büyukşehir
Belediye Başkanlığı adına
duzenlenen geleneksel
Gülhane etkinliklerinin
dördüncüsü 13 nisanda
Bayram Şenliği ile baslıyor.
Bayram Şenliği'nde kukla,
orta oyunu, kanto
gösterilerinin yanı sıra
çeşitli topluluklar da
konserler verecekler. 22
nisanda ise Çocuk ve
Gençlik Festivali
başlayacak. Çocuk
gösterileri bölumunde
ilkokullar arası bilgi,
yetenek beceri yarışmalan,
çocuk tiyatrolan, halk
oyunları yer alacak. 13
mayıstan itibaren yer alan
gençlik gösterileri ise
gençlik tiyatroları, Türk
hafif müziğı dalında
duzenlenen "Altın Çınar"
müzik yarışması da bu yıl
tekrarlanacak.
Afişlerde
• tSTANBUL (AA) —
TMMOB Kimya
Mühendisleri Odası
Jstanbul Şubesi'nce "çevre"
konulu afiş yarışması
düzenlendi. Grafıkerler
Meslek Kuruluşu
Derneği'nin katkısıyla
duzenlenen ve seçici
kurulunu Yurdaer Altıntıs,
Emre Senan, Cemalettin
Mutver, Seza Baştuğ ve
Fatma Uzman'ın
oluşturduğu yarışmaya son
katılım tarihi 7 Mayıs 1991.
3,5 milyon liralık büyük
ödülun yanı sıra 500 bin
lira tutannda iki
mansiyonun verileceği
yarışmanın ödul töreni 5
Haziran Dunya Çevre
Gunü'nde yapılacak.
Manizade'nin
' turneşi
• Kültür Servisi —
îstanbul Devlet Operası
sanatçılarından Attila
Manizade (bas), 1991
Mozart ve Yunus Emre*yi
Anma Yüı nedeniyle
Avusturya, Belçika,
Danimarka ve Almanya'da
resitaller vermek üzere
yurtdışına gidecek.
UGUN
• Çlzgen'ln gösterisi
Gültekin Çizgen'in
multivızyon gösterisi ve
multivizyon üzerine
söyleşisi saat 19.00'da Ruhi
Su Kültür Salonu'nda
(Kırtasiyeci sok. No. 21
Kadıköy, Tel: 345 47 03)
izlenebilir.
• Ceyhun okuyor
Demirtaş Ceyhun,
"Entelektüelden Entele"
adlı kitaptan bölümleri saat
16.00'da Atatürk
KitaphğYnda okuyacak.
• Oda Mûztği Vıyana
Teknik Üniversitesi Oda
Müziği Topluluğu saat
17.00'de MSÜ
Oditoryumu'nda bir konser
verecek. (152 16 24)
• Piyano resitali Eser
Bilgeman'ın piyano resitali
saat 19.00'da Atatürk
Kultür Merkezi'nde. (151 56
00)
• Primltif Caz Erol
Pekcan'ın "Pirimitif Caz"
başlıklı söyleşisi saat
19.00'da Büsak'ta yer
alıyor. (143 28 79)
bugün
bilsak
9NİSAN SALI:
18.00 Göstcn:"Banşİçin
Dizeler"
Cüneyt UZUNUR,
Hakan PİŞKİN
19.00 "PrimitifJazz"
Erol PEKCAN
TaiChi Chu'anHarekeÜi
Meditasyon
îlhan GÜNGOREN
(Her Sa. 14.00-20.00)
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar(5.Kai)
15.00-18.00 HcavyMcial
18.00-24.00 Rock
HtÇBİR YERDE TAHTA tSKELE KALMADI — Ayasofya Mü-
zesi'nde 65 metrelik bir tahta iskeleyle kubbenin onanmı sağlan-
maya çalışılıyor. Doç.Dr. İhsan Tuna>, dunvanın hiçbir yerinde
tahta iskele kalmadığını, bu iskelenin gıivenlik açısından lehli-
keli oMuğunu soylüyor.
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99