24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8NİSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Insanlar bir lokmayiyecek alabilmek için Habur çayını aşıp Çukurca-Uludereyoluna çıkıyor Açlık,dağdaıı yola iııcliri\©rKeçilerle erkeklerin indiği dağdan aşağıya geliyor yüzlerce kadın ve çocuk. Haİktan yardım toplanmış. Günlerdir açlık ve soğukla boğuşanlar durduruyof kamyonlan. Bir anda çocuklar, kadmlar, erkekler kamyonlara hücum ediyor. Görüntü dehşet verici. Kamyonlara çıkamayanlar, kasaya tırmananlara ellerindeki sopalarla vuruyorlar. Sopayı yiyen 'Ah' bile demiyor. CELAL BAŞLANGIÇ ULUDERE — Yardım için gelen yastık- lar üst üste Habur çayuıa diziliyor. Işin ba- şında korucular var. Onlarca yastıktan bir köprü oluşuyor çayda. Irakh Kürtler uçu- rum gibi yamaçtan aşağıya indiriyor bir ke- çi sürüsıinü. Keçiler suyun içindeki yastık- lara basa basa İcarşı kıyıya geçip Uludere -Çukurca yoluna çıkıyor. Sürü koruculara tesüm. Karşılığında birkaç çuval yiyecek aüyor Iraklı Kürtler. Sonra geldikleri gibi Kayabidi'ne tınnanan dlk yamaca vuruyor- lar sırüannda erzaklanyla. Işıkveren gibi Kayadibi de ulaşımı güç yerleşim birimlerinden. Araç yolu yok. Bu nedenle büyük bölümü Türkiye toprakla- nnda bekleşenlere kolay ulaşmıyor yardım. Dağın arkasında soğuğun ve açlığın insan- lan kırdığını anlatıyor Irak'tan gelenler. Bir gün sonra patlıyor olay. Keçilerle erkeklerin indiği dağdan aşağıya geliyor yüzlerce kadın ve çocuk. Habur ça- yını aşmak için baldırlanna kadar suya da- üyorlar. Keçilerin üzerinden gectiği yastık- lan korucular güneşe sermiş kunıtuyor. tn- sanlar keçilerden daha güç geçiyorlar suyu. Çayın üstünde Uludere-Çukurca yolu var. Haİktan yardım toplanmış. Bunlann dağı- tımı için doğru dürüst bir düzenleme yok. Yardımı toplayanlar çıkmışlar yola "nere- ye versek" diye bakınıyorlar. Günlerdir aç- hk ve soğukla boğuşanlar durduruyor kam- yonlan. Bir anda çocuklar, kadınlar, erkek- ler kamyonlara hücum ediyor. Görüntü dehşet verici. Kasalara firhyor yüzlerce insan. Kamyo- nun üzerindekiler saşkın. Kenara çekiüyor- lar. öyle görüntüler oluşuyor ki zaman za- man kamyonlann kasası insandan görün- mez oluyor. Reçel kavanozlan, bisküvi ku- tuları, makarna torbalan, süt kutulan ha- vada uçuşuyor. Yalnız çocuklar değil, bü- yükler, yaşlılar da bir yandan şekerleri, bis- küvileri ceplerine doldumrken diğer elfcriy- le de ağızlanna tıkıştırıyorlar. Süt kolisini kapan içinden bir kutu çıkartıp içerken di- ğer kutuyu da çocuğuna koşturuyor. Kam- yonlara çıkamayanlar, kasaya tırmananlara ellerindeki sopalarla vuruyorlar zaman za- man. Sopayı yiyen "Ah" bile demiyor. El- ler kutulara, torbalara, kolilere uzamyor. Kamyona urmananlan püskürtmek için bir kutu yere fırlatılıyor. Bir anlık şaşkın- lık. Sonra yüzlefce insamn iki katı el uza- myor kutuya. Büyük bir kapışma başlıyor. Kutuyu kapan da yorgun, kapamayan da. Yeniden kâmyonlara tırmanıyorlar. Insanlarîn bir lokma yiyecek alabilmek için verdikleri bu savaş, kamyon kasalarm- da bir tek parça kalmaymcaya dek sürüyor. Günlerdir yüruyen, dağda aç bekleyenler bitkin bir halde çöküyorlar yolun kıyısına. Yanlannda kapabildikleri yiyecek var. Yo- lun üzerinde kınlrruş reçel kavanozlan, yere dökülmüş makarnalar, kutulan patlayan sütler kahyor. Yüzleri biraz gülüyor. Sırt- larmı toplayabildikleri kolilere, torbalara dayayıp oturuyorlar. Orta yaşlı bir Kürt, cebinden bir lolipop çıkartıp jelatinini so- yuyor. Gözleri ışıl ışıl. Biraz dinlendikten sonra yeniden geldik- leri dağın dik yamacına vuruyorlar. Çuval- lan, kolileri, torbalan hiç de yük değilmiş gibi bir solukta tırmanıyorlar. Üç asker de yünlyor peşleri sıra. Onlann da eünde bir zeytin tenekesi, iki helva kutusu var. Irak'- tan gelenler kadar yiyecek sıkıntısı çekiyor askerler bazı yerlerde. Zaman zaman ken- dilerine gelen yiyecekleri paylaşıyorlar Kürtlerle. Kayadibi'ndeki, Işıkveren'deki Kürtlerin durumu içler acısı. Ulaşun güçlüğü, dağı- tımda görevlilerin beceriksizliği ve gereken özeni göstermemeleri, yöre halkmm yardım çabasını da olumlu bir sonuca ulaştumıyor. Sıkıntının bir nedenl de bu bölgede bulu- nanlann, Türkiye topraklanna girmiş ol- ması. özellikle Işıkveren'deki beş bin kişi- lik grup, iyice içeri girmiş. Dağda yüz bin kişiyi aşkın Kürdun durduğu alandan ko- pup aşağıya koşmuşlar. Asker araya girmiş de büyük grubun aşağıya inmesini engelle- miş. Su verilmemesine, yukanya doğru göndermek için havaya ateş açümasına kar- şm yerlerinden kıpırdamıyorlar. En büyük korkulan Saddam. Asker dağlara doğru göndermeye çahştıkça "Bizi Saddam'a verecekler" çığhğıyla üzerlerınden uçan mermilere karşın yerlerinden kıpırdamı- yorlar. Bu kaçış başka acıiann da yaşanmasına yol acmış. Bahar Hacısaid eünde üç Irak nüfus kâğıdıyla geliyor: "Bunlar çocukla- nm. Kocamla beraber öçii dc dağın arka- sında kaldı". Leyla Salih'in eünde on beş - yirmi günlük bir çocuk var. "Ba ablam Hayam'ın. Diğer çocuklannı anyordn, dagdaki gnıpta kaldı" diyor, "Bu süt is- ter. Benim de verecek süram yok". Gru- bun yaşhlan, yedi yaşındaki Navşah Aziz ile dokuz yaşındaki Salih tzzet'i getiriyor. Ikisinin de tüm ailesi dağdaki gnıpta kal- mış. Suzan Şemsettin "Dört çocugam da oreda kaldı. Şimdi kim bakar onlara?" di- ye yakınıyor. Melik Huseyin, "Benim de üç çocugum dağda" derken memelerini gösteriyor: "Hem de biri daha bir ayhk. Son olarak üç gün önce emzirmiştiın". Yakınmaları not alırken "parçalanmış aileleri birtestirmek" için bir görevlinin gel- diğini sanıyorlar. Asker araya girince aile- lerinden ayrdanlar, uzun bir kuyruk ohış- turuyor yakınlannın adlanm yazdırmak için. Yaşananlan görünce Körfez krizi çıktı- ğından bu yana "Sıgınmacı akını bekliyo- ruz. Her tttrifi önlemi aldık" diye sekiz ay- dır şişinenlerin, hangi ulkenin yöneticileri olduğunu merak ediyor insan. "1988'dekiler gibi sıgınmak istiyoruz" di- yen bir Irakh Kurde SHP Hakkâri Millet- vekili Cumhur Keskin'in verdiği yanıt, bu- günkü açlığı, yoksulluğu, ilgisizliği, düzen- sizliği daha iyi açıklıyor olmalı: — Onlara kozn kesmişlerdi, size de ke- mikleri kaldı herhalde. Önce zafer vardı sonra ölüm VEDAT YENERER ZAKHO / ŞEYHAN / SERStNG — "Bagdat'tan ekonomik yardım olarak roket ve gazdan başka bir şe> gönderilmedi" di- ye konuşuyor KDP ileri gelenlerinden Zak- ho ve Duhok sorumlusu Dr. Kemal Kerkü- ki. Irak ordusunun müttefık kuvvetlere ye- nik düşmesinin ardından Kuzey Irak'ta baş- layan Kürt hareketini bastırmak amacıyla Saddam Hüseyin'in amca oğlu Ali Hasan Mecit, emrindeki kuvvetlerle Kerkük'ü ge- ri almaya çalışıyordu. Saddam'ın güçten düşmesi, Kürtlerin denetimindeki şehir ve kasabalara her gün bir yenisinin eklenme- si, savaşçı Peşmergeler arasmda sevinçle karşılanıyordu. Yakıt ve yiyecek sıkıntısı unutuluyordu. Tarih 13 mart Tarih 13 Mart 1991'i gösterdiği gün kısa süren sevinç yerini korkuya bıraktı. Sad- dam'ın amcasırun oğlu iki uçak ve helikop- terle Kerkük ve çevresine napalm ve fosfor bombalan yağdırma emri verdi. Kerküklü bir Türkmen olan Orhan Kenan Yusuf, Saddam'ın savaş öncesi ve sonrası çok sa- yıda Türkmen ve Kürdu hapsettiğıni ve Kürt saldınlanndan sonra binlerce kişinin akıbe- tinin belli olmadığını öne sürüyor. Kenan Yusuf, "Saddam tarafından ayaklanacak- lan ya da insanlan örgütleyecekleri gerek- çesiyle bffinmeyen bir yere götöıiUealer ara- sında benim öz ağabeytm ve akrabalanm var" diye konuşuyor. Irak askeri teslim oluyor Basra'daki Şii hareketini bastıran Irak hü- kümeti, tüm gücüyle Kuzey Irak'taki Kürt hareketini bastırmaya yönelmişti. Yıllarca savaşmaktan bitkin düşmüş Irak askeri ise Peşmergenin ilk kurşunu karşısında teslim olmayı kurtuluş göruyordu. Dağlık bölge- de savaşmayı iyi bilen Peşmergeler kısa sü- rede kargaşa ve Irak askerinin kararsızhğın- dan da yararlanarak Kuzey Irak'ta büyuk bir bölgeyi ele geçirdi. Saddam'ın askeri olacağıma... Kürtler tarafmdan esir alınan Irakh as- kerlerden Hasim Ali Habit, Şelediz yakın- lanndaki bir Peşmerge birliğinde yalnız ba- şına dolaşıyordu. Haşim, kendisine çok iyi davranıldığını belirtereM "Bir zarar görme- ^m^^^^^^^^^^^^^^m^- ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^m <Um < bnradfl savaşın sonuna kadar kalaca- w fll^^^^^^lPmH^AİI^^HİII^^Iİll^^^^^^^H^BmHIHİHHJHİIH ^ z< ^ddam'ın askeri olmaktansa Peşmer- GEÇEN HAFTA tMADÎYE— Irak'm knzeyindeki Sersing'den getirilen Iraklı esirler daha geçen hafta çarşamba gunüne kadar &ni n esiri olmayı tercih ederim" diyor. sokaklarda halka teşhir ediliyorlardı. Kamjonlarla taşınan esirlerin nereye ve kim tarafından getiriidikleri belli olmasın diye gözleri baglanıyordıı. Esirlerin akıbeti konosunda bilgi edinilemiyor.(Fotograf: Vedat Yenerer) maktan başka çaresi kalmamışu. Peşmer- genin korkulu rüyası "kimya", uçak ya da helikopterden atılıyordu. Buna göre uçan her şey her an korkunç kimyayı atabilirdi. Saddam, uçaklan kaldırmakla savaşı psiko- lojik olarak kazanmıştı. Artık kacma zama- nıydı. Yıllarca Kürt halkına zulüm yapan, Halepçe'de binlerce insanı kimyasal silahla katleden bir insamn aym şeyleri tekrar yap- maması için hiçbir sebep yoktu. Uçaklann üslerinden havalanmasıyla gö- çün başlanması bir oldu. Saddam, hasta- nelerden yaralıları çıkartıp hastaneleri ya- karak, sivillere napalm atıp önüne geleni öl- dürerek kuzeye doğru geliyordu. Duhok'ta görevli Dr. Ahmet Muhtar, askerlerin şeh- geldire sokulduktan sonra roket atışı yapmayı tercih eden Peşmergeler, Saddam'ın ağır si- lahlan karşısında yenik duşmeye başladılar. Siviller onlara göre biraz daha gerçekçi gö- züküyorlardı. Peşmerge yenik düştuğü za- man dağlara kaçıp kurtulabilirdi. Zaten Saddam'la devamlı savaş halindeydiler. Ama siviller her seferinde zararlı çıkıyor, ölüyor, işkence göruyor ya da korkusundan göç ediyordu. Yakıt sıkmtısı, göçu biraz da- ha zorlaştınyordu. Yaşasın peşmerge Kürtlerin sevinci kısa sürdü. Saddam Hüseyin'in 'kimya' atan uçaklan ve kuzeye doğru ilerleyen Iraklı askerler karşısında yüz binlerce kişi Türkiye'ye doğru yöneldi. Saddam Hüseyin'in Peşmergelerin hızla ilerlemeleri karşısında uçaklanm kaldır- ri almasından kısa bir süre önce yaralılann hastaneden kaçtığmı beürterek şöyle diyor: Yiyecek yoksa kaybederiz "Ağır yaralılar da Saddam'ın askerieri ta- rafından hastane dışına çıkanldılar. Hasta- ne ateşe verildi. Bunu psikolojik korku ya- ratmak için yapblar. Yaralılann durumu hakkında hiçbir bilgimiz yok. Kaçan »vfl- ler ise panik içindeler." Birkaç gün öncesine kadar yiyecek sıkın- üsımn had safhada olduğunu söyleyen Dr. Kemal Kerküki, "Eğer yiyecek yardımı gel- mezse bir aya kadar savaşı kaybederiz" de- mişti. Dedikleri biraz daha erken gerçekleş- ti. Doğrusu Peşmergelerin kuru ekmek ve hurmayla tüm kuzeyi ellerine geçirerek bir süre tutmalan bile başan olarak görülüyor- du. Dağdan dağa telsiz yerine bağıran, uzun namlulu toplan bırakıp düşmana 300 met- Peşmergelerin çarpışmalar sırasında esir aldıklan arasında bazı şehirlerin BAAS Par- tili liderleri, emniyet müdürleri de bulunu- yor. Bunlar zaman zaman dışarı çıkartüıp dolaştınhyorlar. Halk büyük bir sevinç için- de Peşmergeleri alkışhyor. "Yaşasın Kürdistan" ya da "Yaşasın Peşmerge" slo- ganları atıyor. Türkiye yönüne giden yollar boyunca in- san kalabalığının yanı sıra Irakh askerlerin bıraknğınızun namlulu io^Iar, "buntara âir, yüzlerce mermi, tahrip Qlnjü$,tanklar, kam^ yonlar, zirhlı araçlar kaİdmlmayı bekliyör^ Unu olanlar zaman zaman yol kenarların- da yaktıklan ateşte ekmek yapıyorlar. Ço- cuklar hiçbir şeyden habersiz yaylaya çık- tıklanm sanıyor, tahrip olmuş araçlann üze- rinde oynuyorlar. Siittozuna hücum Havalar gittikçe kötüleşiyor, yollar çamur nedeniyle ağırlaşıyor, yağan yağmur "Sad- damzedeleri" ıslatıyor, bitkin duşürüyordu. Kamyonlann altına yatanlar, yorganlannı çadır haline getirenler olağan görüntüleri oluştumyordu. Açlık ve soğuk nedeniyle hastalanmaya başlayan çocuklar katın ya da eşeği olarılardan izin alınarak. taşımyor. ölenler ise en kısa sürede toprağa veriliyor- du. Akşamüstleri bir yerden getirilen süttoz- ları çocuklar tarafından yolda satılıyor, an- cak yabancı dilde yazıh konservelerin ne ol- duğunu bilen yoktu. Satış henüz yapılama- mıştı. Gazeteciler ve beraberlerindeki silahlı birkaç Peşmerge, kutulan fark edince bir kalabaük toplandı. Elimizde kalan Irak Di- narlarını sütlere yatırdık. Bol çocuklu aile- lere, Peşmergelerin tercümesiyle çocuklan- na içirmeleri için dağıttık. Göç tüm hızıyla süruyor. Köyünden ay- nlıp yollara koyulanlara yenileri ekleniyor. Yüzbinlerle başlayan rakam milyonlara ula- şıyor. Ramazan, bu Islam Ulkesinde hisse- dilmiyor. Azrail, Irak topraklannda aç ve sefîl insanlan kovahyor. Yapı Kredi Bireysel Bankacılık Yapı Kredi Plaza'da. Yapı Kredi'nin Bireysel Bankacılık faaliyetleri, Yapı Kredi Plaza'da devam edecek. Yeni adres, telefon, faks ve teleks numaralarımızı, öncü hizmetlerimizden yararlanan milyonlarca Yapı Kredi müşterisinin bilgisine sunuyoruz. Yapı Kredi Plaza C Blok Büyükdere Caddesi Levent 80620 İstanbul Santral:(1) 180 42 50 (40 hat) Telecard Müşteri Hizmetleri: (1) 180 42 90 (10 hat) Kredi Kartları Müşteri Hizmetleri: (1) 180 46 70 (10 hat) Kredi Kartları Provizyon: (1) 179 10 65 (5 hat) Kredi Kartları Üye İşyeri Birimi: (1) 180 20 47 (3 hat) Faks: 164 33 34-169 05 91 Teleks: 27383 ybır tr YAPI^KREDi ÖĞRENCİ SEÇME SEVAVI DÜN YAPILDI. SONUÇLAR MAYISES İLK YARISINDA BELIİ OLACAK ÖSYS için ilk hedef 105 puan 2.5 saat süren ve 738 bin 95 adayın katıldığı ÖSS'de sözel ve sayısal 76'şar soru soruldu. O S S ' D E K U S K U L U S O R U L A R ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) — öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) dün 73 ü merkezi Ue Os- maniye, lskendemn, Tarsus, Gebze, Gölcük ve Lefkoşa'da yapıldı. Sınav sonuçları mayıs ayının ilk yansında belli olacak ve adayların adreslerine posta- lanacak. öğrenci Seçme Sınavı dün sa- at 09.30'da başladı ve 2.5 saat sürdü. Sınavda 738 bin 955 aday yanştı. Adaylara sayısal ve sözel testlerde 76'şar soru yöneltildi. 81 bin 785 kişi, sınav yapılan 2 bin 727 bina ve 36 bin 907 sa- londa görev yaptı. Sınava 92 görme özürlü, 16 işitme özürlü, 84 de diğer özür gruplanndan olmak üzere 192 özürlü aday katıldı. Yurt genelinde ve Lefkoşa'da olaysız geçtiği bildirilen sınavda 105 puanın üzerinde alan ögren- ciler ikınci basamak sınavına girmeye hak kazanacaklar. ÖSS sonucu, ikinci basamak sınavına katılabilecek adaylann seçiminden ayn olarak iki yılhk meslek yuksekokullan, iki yılhk teknik ve mesleki eğitim prog- ramları ile dört yılhk açıköğre- tim programlanna merkezi yer- leştirme ve özel yetenek sınavıy- la öğrenci alan yükseköğretim programlanna önkayıt için kul- lamlacak. öğrenci Seçme ve Yerleştirme Smavı (ÖSYS) ise 16 haziran pa- zar günü 47 il merkezi ve Lef- koşa'da yapılacak. Sınava birinci basamak sınavını kazananlann yanı sıra geçen yıllarda birinci basamağı kazanıp bu yıl sadece ikinci basamak için başvuran 137 bin 664 aday katılacak. ÖSYS'de adaylara fen bilimleri, matematik, Türkçe, sosyal bi- ümler ve yabancı dil testlerinden oluşan bir soru kitapçığı verile- cek. Adaylar bu testlerden ter- cih ettikleri yükseköğretim programlanyla ilgüi olanlan ya- nıtlayacaklar. ÖSS sonuçlannın önümüzde- ki ay açıklanması ve adaylara sonuçlann ay sonuna kadar gönderilmesi bekleniyor. ÖYS sonuçları ise ağustos ayının ilk yansında belli olacak. Eğitim Servisi — özel Yıldız Dersanesi Koor- dinatörü Niyazi Şimşek başkanlığındaki uzman öğretmenlerin yaptığı değerlendirmeye göre bu yılki öğrenci seçme sınavmda fızik sorulanndan ikisinde, bilgi eksikliği bulunduğu, birinde, doğru yanıtın yanlış secenekte belirtildiği, sosyal bilgi- ler sorulannda birinin müfredatta yer almayan bir konudan seçildiği, birinin de iki dogru yanı- ta sahip olduğu belirlendi. Yapılan değerlendir- me sonucu matematik, biyoloji ve sosyal bilgi- ler sorulanru önceki yülardaki ÖSS sorulanndan farklı, daha çok öğrenci yerleştirme sınavına (ÖYS) yönelik olduğu bildirüdi. Sınav sorulannın değerlendirmesi şöyle: Fizik: 1- A kitapçığı 35, B kitapçığı 49. soru- da çubuk ağırüksız düşünülerek çözülmuştür. Ancak çubuğun ağırhksız olduğu verilmemiştir. Ağırbksız olduğunun kesinlikle verilmesi gerekir- di. 2. A kitapçığı 43, B kitapçığı 39. soruda veri- len şekilde, sürtünme kuvvetlerini sabit vermiş- tir. MT eğik düzlemi yatay konuma getirilince sürtünme kuvveti artacağmdan cisim N-P ara- sında durabilir. MT düzlemi yatay konuma ge- h'nce sürtUnmenin değişmediğimn belirtilmesi ge- rekirdi. 3. A kitapçığında 34. B kitapçığında 48. soru- da doğru yanıt E olması gerekır. Sosyal Bilgilen 1. soruların geçmiş yıllara gö- re daha zor olduğu görülmüştür. 2. Sorulann müfredata uygunluğuna ve konu- lara dağıhmındaki orana özen gösterilmemiştir. (örneğin, Osmanlı tarihine hem az yer verilmiş hem de lise son sınıf öğrencilerinin henüz işleye- medikleri konulardan soru sorulmuştur.) 3. A kitapçığı 40. sonınun müfredatta yer al- mayan bir konudan seçildiği, çok aynntıh aka- demik bilgi isteyen bir soru olduğu görülmüştür. 4. A kitapçığı 46. soruda doğru yanıt A seçe- neği ohnasına rağmen E seçeneği de yanlış ka- bul edilmez. Matematik: Alışılmış ÖSS soru türlerinin dı- şmda, ÖYS'ye yatkın sorular çoğunluktadu-. Bu durum, önceki yıllann ÖSS sorulanm ölçü ala- rak hazırlanan öğrenciler için bir sürpriz olmuş- tur. Biyoloji: Sorulann, alışılmış ÖSS tipi yorum isteyen sorulann dışında ve banlaruun daha çok bilgiyi gerektiren ÖYS kapsamına girebilecek tür- den olduğu görülmüştür. Turkçe: Turkçe soruları, her yılki gibi amaç- larına uygun, hedefe iyi belirlenmiş, net, hiçbir kargaşahğa yer vermeyecek kadar açık hazırlan- mıştır. Ayrıca sorulann konulara göre dağılımı uygundur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle