22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8NİSAN1991 •» * KENT3AŞAM CUMHURİYET/19 TELEFONLAR IR MEKTUP Sanyer-Taksim değişikliği • Sanyer'den başlayıp Taksim'e kadar olan otobüs hatlarında yapılan son değişiklik yetkililerin göremediği sorunlar yaratıyor. Hesap nasıl yapıldı bilmem ama, bu indi bindilerle işine gıtmek isteyen yolcular zaman kaybederken, otobüsler de belirlenen parklarda bekliyorlar. Bunun yanı sıra ara durak yolcuları duşunülmemiş. Bu türlü çözümler yerine vatandaşın daha kolay ulaşıtn yapması sağlanmalıdır. ALAADDİN ATAY KlSA KISA 'Aile Okulu'nu bitiren 24 yetişkin sertifîka aldı • tstanbul-Bodrum arasında yapılacak Jet Ski Maratonu dün Ataköy Marina'dan verilen start ile başladı. Cenk Sezgin ve Arif Yılmaz'ın kullandıkları jetski deniz raotorlannın 45 saatte Bodrum'a gideceği belirtildi. • SHP Istanbul tl Kültür ve Eğitim Komisyonu'nca düzenlenen hanelde, "Kentleşme ve Çevre" ele alındı. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen panelin açış konuşmasını yapan Komisyon Başkanı Prof. Dr. Tolga Yarman, amaçlannın kentleşme ve çevre konusundan sorumlu belediyelere yol göstermek olduğunu belirtti. • tstanbul'un ilk büyük içme suyu kaynağı Terkos Gölü'ne su aktaracak Kuzey Istıranca regülatörlerinin yapımına başlanıyor. Geçen yıl kuruma noktasına gelen Terkos'u kuraklık durumunda destekleyecek ve yılda 110 milyon metreküp su sağlayacak regülatörlerin temelini SHP Genel Başkanı Erdal fnönü atacak. 1992 yılına kadar iki aşamada gerçekleştirilecek proje toplam 147 milyar liraya mal olacak. tstanbul Haber Servisi — "Aile OkulıT'nu başarıyla bitiren 24 yetişkin öğrenci sertifikalarını aldı. Mannara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Derneği ve Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle Fenerbahçe Nurettin Teksan Ukokulu'nda gerçekleştirilen eğitim prograrnı çerçevesinde katılımcılara, değişen toplum koşullarında anne-baba ve çocuklar olarak farklı kuşaklan oluşturduklan ve sadece annelik- babalık duygularının, bilgilenmeye yeterli olmadığı altı haftakk derslerle anlatıldı. Aile Okulu derslerine katılanlar, Marmara Üniversitesi Rektörü Orhan Oğuz ve îstanbul Milli Eğitim Müdürü Turgut Akan'ın katıldığı törenle sertifikalannı aldılar. Dr. Günseli Malkoç, Dr. Leyla Bilici, uzman danışman psikolog Nur Kavuncu, uzman pedagog Ümran Korkmazlar, psikolog Meliha Çelenk, psikolog Emre Konuk ve gazetemiz yazan Dr. Erdal Atabek'ten oluşan eğitici kadronun Aile Okulu programı, 27 nisan-2 haziran tarihleri arasında, Göztepe tlhami Ahmed Örnekal İlkokulu'nda devam edecek. (Fotograf: Sabahattin Bostancıoğlu) • Polis Imdat: 055 • tttaiye: 000 • Jandanna: 056 • Zabrta Mûdifttftü: 527 57 00 • Muaridtlar MMifiNi: 172 13 73 -74-75 ve 088 • İSKf anza: 068 • SAİUK: Nuır »cil: 077 Safiık MMirlâtfi: 511 89 18 Cenahşafa Tıp: 588 48 00 Çaşa T*: 525 92 3C Uanura Tıp: 340 C1 00 Hayferpafa N H W M : 345 46 B0 V& Ettat: 131 22 09 Taksfe kkyartn: 152 43 00 SSK SaMtyı: 588 44 00 SSK Okaerfanı: 132 30 00 SSK Gfcttft: 358 67 60 • TIUfİK: Tnflk Sufef Md.: 176 24 14 (Ist). 356 04 85-86 (Kadıköy) Ulft Tnflk: 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şehinçı). 314 36 (B.Çekmece) • TNY: tçHarttar. 573 13 31, 0 * Hattar. 574 23 00 (25 hat), SMtnl: 574 73 00. RtzemsyM: 574 82 00 (45hat) • DDT: Shtecl Dvnfm: 527 00 50. K.Pı» Damtaa: 336 20 63 H.Pa*a Saırtral 348 80 20 HABERLERIN DEVAMI Kürt sığınmacılara Irak'ta çadırkent(Baftarafı 1. Sayfada) ; Uçaklann bu uçuşu sırasında Irak sınınnı beş mil kadar geç- tikleri belirtildi. Yardım harekâtıyla ilgili bil- gi veren Incirlik Üssü'nde görev- li Albay Donald Kirchoffer, "Irak tarafından göçe zorlanan çoğunluğu kadın ve çocuklar- dan oluşan masum insanlara yardımın sürdürülecegini" be- lirtti. Görevlilerden alman bilgiye OLAYLAREN ARDENDAKI GERÇEK(Baştarafı 1. Sayfada) ın yedi milyar dolarhk borcunu silen Başkan Bush bize neler de neler bağışlamazdı!.. Ah, bir sa- vaş çıkaydu gökteki talih yıldı- zı bize gülecektU biz cengâver millettik, banş isteyenler Sad- damcıydı; aktif politikamız sa- vasla sonucunu alocak, yüzii- müz gülecekti. Ama, ah kör şeytan, ne ol- duysa oldu, işler tersine döndü. Ana muhalefeti, hükümeti, dışişlerini, genelkurmayı, parla- mentoyu aşan günlük şovlarla yürütülen kriz politikasıyla bu- gün vardığımız yerde, alkışlar birdenbıre kesildi. Futbol ma- çında, önce takımım alkıslayan, golü yiyince öfke ve tepki gös- terilerine başlayan seyircilere mi dönüşeceğiz? Peki, öfkemizi nereden ve kimden çıkaracağız? Uluslararası ortamda "reel poütik" dedikleri marifet, gös- terişsiz ve de acımasızdır. Bugün neredeyse Körfez sava- şımn faturası Türkiye'ye çıkarı- lacak; dün bizi alkışlayan, sırtı- mızı sıvazlayan, pohpohlayan Batı, bugün kendi çıkarlarına göre tavnnı ortaya koymakta bir an bile duraksamadı. Bizde ise bir öfke, bir öfke: Batı dediğimiz zaten tek dişi kalmış bir canavar' değil miy- miş? Güneydoğu sınınmıza 1 milyon Kürt yığılmış, başta Amerika ve de Avrupa kimse, parmağım kımıldatmıyormuş; üstetik televizyonlarda ve basın- da Türkiye eleştiriliyormus. Kah- pe felek'... Zaten Türk'ün Türk'ten gayn dostu olur mu!.. Körfez krizinde ambcrgodan başlayarak üstümüze yüklenen ağır faturaya, bir de Irak Kürt- lerinin Türkiye'ye sürülmesiyle ödenecek bedel mi binecek? Güneydoğu sınırlarımızda ya- şanan insanhk dramıyla burku- lan yürekler, Batı dünyasına karşı öfkeyle şişiyor. Baştan sona "Yanüşlıklar Ko- medyası"nın son perdesi indi mi? Dileriz ki bu son perdedir. Ancak sorumsuzca atılan adımlar ve hesapsızca söylenen sözler, ileride Türkiye'nin dış politikasına ayak bağı olmaya şimdiden aday görünüyoriar. • Yaşanan olay, paha biçilmez derslerle doludur, inşallah bun- dan sonrasında akhmızı başımı- za toparlayabiliriz- Her şeyden önce şu gerçeği bellemeliyiz' Sa- vaş, ancak yurt savunmasında kaçındmaz noktaya geldiği za- man veğlenecek bir yöntemdir; bunun dışında, savaş cinayettir. Cinayet olduğunu Güneydo- ğu sınınmıza yığılan yaklaşık bir milyon Irak Kürdü bize anlatı- yor. Bu cinayetin karşısında çe- kimser kalan Batı dünyasına öf- kelenmek yerine, insanlığın te- mel ilkelerine sahip çıkmaya ça- lışmalıyız; savastan medet uman ve '1 koyup 20 kazanmak' üze- re siyaset mantığı kuran bir ik- tidara bundan daha iyi bir ders olamaz- Ne yazık ki bu dersin bedeli- ni, yalmz iktidar değil, bütün ul- ke ödemektedir. Kuzey Irak'ta- ki Kürtlerin liderlerini gizlice Türkiye'ye çağırarak yüreklendi- ren sorumsuzluğun bugünkü dramda suçu olmadığını kimse savunamaz, • * • göre, Ingiltere ve Fransa'nın ya- pacağı yardımlar da tncirlik üzerinden sığmmacılara ulaştı- rılacak. Bu amaçla dün özel bir jet uçağıyla Incirlik'e gelen Fransız heyeti üs yetkilileriyle göruştü. Yardım amacıyla yoğun taşımacıhğın yapılacağı Incir- lik'te görevlendirilmek üzere üs- teki personele ek olarak iki bin askerin daha geldiği öğrenildi. AT Komisyonu da Türkiye sı- nır bölgesinde bulunan Iraklı mültecilere yardım için hareke- te geçti. AT Komisyonu Anka- ra Temsilciliği'ne Türk-Irak sını- n yakımnda 15 bin kişin banna- bileceği bir kamp kurulması için 1.2 milyon dolar sağlamayı ka- rarlaştırdığı açıklanırken gerekli tıbbi yardımın da bölgeye ulaş- .tırılacağı belirtildi. Ankara bü- romuzun haberine göre 13 bin kg'lik tıbbi yardımın yanı sıra 40 bin kg ek malzemenin taşınma- sı amacıyla iki uçuş bugün veya yarın için planlandı. Sığınmacılar toplanıyor Irak sınır kesiminde bekleyen 200 bini aşkın sığınmacının Çu- kurca bölgesine aktarım işlemi sürüyor. Bölgede gelişmeleri iz- leyen muhabirlerimiz Mehmet Aka, Yusuf Toprak ve Ergu'n Aksoy'un haberine göre son 2 gün içinde Üzümlü köyündeki sığınmacılardan yaklaşık 30 bi- ni 9. sınır taşının Irak kesimin- de çadırlann kurulacağı alana götüriildüler. Üzümlü köyünden 4 saat yürüyerek Kemer dağını aşan Iraklılar Zap SU>TJ kenan- na iniyorlar. Sığınmacılann bir bölümü Asma Sorti köprüsün- den geçebilmek için uzun kuy- ruklar oluştururken bir bölümü de Zap suyunda çamaşırlarını temizleyip yıkanmayn yeğliyor- lar. Binlerce sığınmacının pana- yır görüntüsüne büründürdüğü Sorti Köprüsü'nün çevresinde il- ginç görüntüler yaşanıyor. Izdi- ŞIRNAK- T Ü R K İ Y E HAKKARI hamı önlemek için jandarma timleri havaya sürekli otomatik silahlarla ateş açıyorlar. 2 daki- kada bir 50 sığınmacının geçti- ği köprüde güvenlik güçleri Irakhlann üstlerini ve eşyaları- nı didik didik arıyorlar. Sığın- macılarla, bölgeye gıda malze- mesi taşıyan yöre halkı ve asker- ler arasında sık sık tartışma çı- kıyor. Kavgaya varan bu tartış- malar yine askerlerin havaya ateş açmasıyla duruluyor. Işıkveren sıgmmacı kampında dün 14.00'teki gıda dağıtımı sı- rasında Iraklılar arasında panik çıkması üzerine güvenlik güçle- ri havaya ateş açtı. Ateş açılma- sı sırasında Hişyar Hüseyin ad- lı 5 yaşındaki çocuk elinden ya- ralandı. Şırnak Devlet Hastane-. si'ne kaldırılan çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu bil- dirildi. Çukurca'ya kamyonlarla taşı- nan sığınmacılar, Irak toprakla- rında kurulacak olan çadırken- te götürüleceklerini anlayınca tepki gösteriyorlar. Saddam'ın zulmünden kaçarak Türkiye'ye sığındıklannı anlatan sığınmacı- lardan Ismail Salih ve Tahar Ali şöyle dediler: "Kesinlikle Irak topraklann- da kurulacak olan çadırkentte yaşamayız. Tiirkiye'den ricamız bizleri kabul etsin. Van'a. Hak- kâri'ye ve Diyarbakır'a gönder- sinler. Türk askerleri bizleri, öl- diirse dahi asla geri dönmeyiz. Irak'ta huzurumuz can güvenli- gimiz olsaydı, zaten buralara kaçmazdık. Irak dışında nereye olursa gideriz. Kuzey kutbunda yaşayın dahi deseler. ya$anz." Bu arada, Şırnak'ın Uludere ilçesi Işıkveren köyü yakımnda sınırı geçen Irakhlann sayısı 170 bine ulaştı. AA muhabirlerinin edindiği bilgiye göre, Türkiye-Irak sınırı- na yığılmalar giderek artıyor. Şimdiye kadar gelen 170 bin do- layında Kuzey Iraklinın 10-11 nolu sınır tasları arasındaki va- diye sığmadıkları, çevredeki dağ ve tepelere yerleşmeye çaüştıkla- rı bildiriliyor. Türk tarafına ge- çemeyip Irak kesiminde bekle- yenlerin sayısı da hızla yük- seliyor. Günde 20 ölü Türk sağhk personeline yar- dımda bulunan sığınmacı dok- torlar da beslcHme yetersizlrğin-' den yakmdılar. Iraklı doktorlar- dan Nurettin Abdullah ve Ber- fin Naci, günde yaklaşık 20 ki- şinin yaşamıru yitirdiğini kaydet- tiler. Doktorlar, "Yaşamını yiti- renlerin büyük böliimünii ço- cuklar oluşturuyor. Enfeksiyo- nel hastalıklar başgöstermeye başladı. Aç insanlar vağmur su- yu ile beslenmeye çalışıyorlar. Çocukların tiimii ishal. Önlem alınmazsa salgın hastalıklar baş- lar ve insanlann büyük bölümü de telef olur. tlaç yönunden so- run yok. Beslenme sorununun bir an önce çözülmesi gerekir" dediler. Irak sınır bölgesine dün ilk kez Kızılay ve öteki kuruluşla- rın yardım konvoylan ulaştırılır- ken bölge halkımn kamyonlar- la gönderdiği gıda malzemesi de organizasyon bozukluğu nede- niyle sağlıkb bir şekilde dağıtı- lamıyor. Bu arada, sınırın Irak kesi- minde mayına basan iki sığın- macının da ayaklarının koptu- ğu ve Hakkâri Devlet Hastane- si'ne kaldırılarak tedavi altına alındıkları öğrenildi. Öte yandan Türk helikopter- leri ve uçaklan 253 kilometrelik Irak sınırı boyunca keşif uçuşu yapıyorlar. Çukurca bölgesine devlet yar- dımı da ulaşmaya başladı. Edi- nilen bilgiye göre Çukurca böl- gesine 27'si doktor 125 sağlık personeli, 30 bin battaniye, 3.500 yatak, 7 bin çadır ulaştı. Sağlık Bakanı Halil Şıvgın da dün helikopterle Uludere'nin Işıkveren kesimine giderek sığın- macıların sağlık durumu konu- sunda incelemelerde bulundu. İran'da 700 bin Kürt mülteci Iran'a sığınan Iraklı sığınma- cılarm sayısının 698 bin 537'ye ulaştığı açıklandı. lran televizyonunun haberine göre, içişleri bakanlığı bir açık- lama yaparak, mültecilerin yer- leştirildiği geçici kamplara, lran Kızılayı tarafından gıda, giye- cek, ilaç ve çadır sevkine devam edildiğini belirtti. içişleri bakanlığı dün sabah bir açıklama yaparak, lran sını- rında yüz binlerce Iraklinın da- ha ülkeye giriş yapmak üzere beklediklerini ve gıda, ilaç, ça- dır, giyecek darlığı nedeniyle Iran'ın daha fazla mülteci kabul edecek durumda olmadığını bil- dirmişti. ABD, sınırda askerî Özal: Müdahale olmazsa trajedi olur (Baştarafı 1. Sayfada) dam Hüseyin'in iktidardan ken- di halkı tarafından uzaklaştın- lacağına inandığını, çünkü gü- neyde Şiiler, kuzeyde Kürtler ve Türkmenler'in kendisine karşı olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, kendisine yöneltilen soruları şöyle yanıtladı: — Türk hükümeti çok önemli iki ifade kullandı. Biri soykırun, digeri de bölge banşının tebdit altında olması. Bu iki ifade de BM veya koalisyonun bir çeşit güç kullanmasını haklı çıkara- cak şeyler. Siz Saddam Hüse- yin'e karşı nasıl bir güç kullanıl- maşından yanasınız? ÖZAL — BM Güvenlik Kon- seyi'nin 688 sayıh karan artık çıictı. Bu, doğrudan müdahale- yi değil, ancak kaçanlara yar- dım edilmesini ve aynı zaman- da Irak yönetimi ile kaçan Irak- lılar arasında görüşme yolları bulunmasını öngörüyor. Sınır- lanmıza kaçanlara baküırsa ina- nılır gibi değil. Çok yaşlı insan- lar, yeni doğmuş çocuklar, bin- lerce insan yolda. Bu büyük bir trajedi. Yeni bir şey de değil, son 25 yıldır oluyor. Aym du- rum İran sınırında da mevcut- sa, o zaman bu tüm Kuzey Irak halkının kaçmakta olduğunu gösteriyor. 'Trajedi devam edecek' — Saddam Hüseyin'e karşı güç kullanımından yana mısı- nız? Güç kullanımı nasıl olma- h? ABD halkının yüzde 6O'ı Irak'a karşı ABD uçaklannın kullanımını istiyor. ÖZAL — Bu, cevaplanması çok zor bir soru. Ancak belir- teyim ki sınırlanmıza kaçan in- sanlara Saddam Hüseyin'in af ilan ettiğini ve bu durumda ül- kelerine dönüp dönmeyecekleri- ni sorduğumuzda bize çoğun- lukla verdikleri cevap, 'baddam iktidarda oldukça asla evimize dönmeyiz, ABD'ye götürseniz de gitmeyiz, buraUa kalacağız" oluyor. Bence bu bir şeyi göste- riyor. Açıkça sayıları 4 milyon veya 5 milyon olsun, bu halk ar- tık ülkenin (Irak'ın) geri kalanı ile uyuşamaz ve bu çok tehlike- li bir durum. Bu yüzden Sad- dam Hüseyin'in kendi halkı ta- rafından iktidardan uzaklaştın- lacağına inamyorum. Ancak dış güçlerin bunu yapmak için mü- dahale edip etmemeleri gerekti- ğini bilmiyorum. Bilinen tek şey biz müdahale etmezsek bu tra- jedi devam edecektir. — Saddam'a karşı havadan askeri girişimi destekliyor mu- sunuz? ÖZAL — Tek başına hava- dan müdahale yeterli değil, çün- kü bu halk sınınmıza sadece da- vadan değil, aynı zamanda kar- şısında korumasız kaldıkları zırhlı taşıyıcılar ve tanklarla sü- rüldüler. 3 milyon insanı evle- rinden kaçırtıp yollara düşüren işi bir zırhlı tümen yapmıştır. — O zaman askeri müdahale olacaksa hava yeterli değil, ka- radan da müdahale*gerekli di- yorsunuz? ÖZAL — Eğer yapılacaksa iki taraftan da yapılmalıdır. An- cak bundan kuşkuluyum. Çün- kü BM karan bu doğrultuda de- ğil ve bu yönde bir BM karan çıkarmak da çok zor. — Eğer bu soykırım ise BM harekete geçebilir. ÖZAL — BM'nin bu hakkın- dan emin değilim. Ancak ilk olarak BM Genel Sekreteri ve- ya temsilçisi gelip bu insanlarla görüşmeli, 688 sayıh karar uya- rınca. — Iraklı mültecileri ülkeye kabul etmeniz durumunda ABD'nin bu sonınla başa çık- mak için mali desteği sağlayaca- gı yönünde W ashington leminat veriyor, bunu kabul ediyor mu- sunuz? ÖZAL — Şunu söyleyeyim, biz sınırı kapatmadık. Irak ile Türkiye arasında gerçek anlam- da sınır yok, sınır açık ve bu in- sanlar Türkiye'nin içindeler. So- run bölgenin sarp dağlık olma- sı ve şu anda iki üç bölgede 200 binden fazla insanla karşı kar- şıyayız. Hâlâ da geliyorlar. Irak topraklannda binlerce insan hâ- lâ yollarda. — ABD Dışişleri Bakanı Ba- ker'ın bugünkü (dünkü) göriiş- melerden ülkesine götürecegi meşaj ne olacak? ÖZAL — James Baker yarın (bugün) sınır bölgesine gidecek, trajediyi yerinde görecek. Bun- dan başka kendisine bu insan- lan, zorluklannı, altı günlük yü- rüyüşle kaçışlannı görüntüleyen bir TRT filmi vereceğim. Zan- nediyorum bu yeterli bir mesaj olacak. — Saddam sizce nasıl devri- lecek? ÖZAL — Ben buna inandım, çünkü mantıklı düşünen bir in- sanım. Eğer bir insan 12 yıldır iktidarda ise ve bunun 9 yılı sa- vaşla geçmiş, ülke imha olmuş- sa ve güneyde Şiiler, kuzeyde Kürtler, Türkmenler ve halk aleyhinde ise devrilir. Diyarbakır (Baştarafı I. Sayfada) tarafından arabaya bindirilerek götürüldü. Yeni hal mevkiinde 500 kişi- nin, Şehitlik semtinde de yakla- şık 2 bin kişinin katılımıyla Kürtlere uygulanan soykırımı protesto etmek amacıyla iki ayrı gösteri daha gerçekleştirildi. Po- lis her iki gösteriye katılanları da panzer kullanarak ve hava- ya ateş açarak dağıttı. Kent merkezinde izinsiz gerçekleştiri- len beş ayn gösteriden sonra po- lisin 200'ün üzerinde kişiyi göz- altına aldığı bildirilirken olay- larda 70 kişinin de yaralandığı belirtildi. Bu arada Diyarbakır'ın Bis- mil ilçe merkezinde toplanan yaklaşık 2 bin kişi Iraklılara sa- dece kaymakamhğın öncülü- ğünde yardım toplanmasını pro- testo etmek amacıyla yürüyüş düzenledi. Yürüyüşçüler, polis ve jandarmamn müdahalesine karşın üç kamyon dolusu gıda malzemesinin bulunduğu depo- ları işgal etti. (Baştarafı 1. Sayfada) karşılanmaması eğilimini taşı- yor. Bu yöndeki eğilim, dün ak- şam Ankara'ya gelen ABD Dı- şişleri Bakanı James Baker tara- fından ifade edildi. Baker, Türk- iye'nin Irak'a askeri müdahale- de bulunması konusundaki bir ioruya, "Bu, Türk hükiunetinin alacağı bir karardır" yanıtını verdi. Türkiye-Irak sınınnda biriken yüzbinlerce Kürt ve Türkmenin durumunu yerinde incelemek ve Türk yetkililerle alınabilecek ön- lemler konusunda görüşmek üzere Ankara'ya gelen Baker, Çankaya Köşkü'nde Cumhur- başkanı Turgut Özal, Başbakan Yıldınm Akbulut, Dışişleri Ba- kanı Kurtcebe Alptemoçin, Milli Savunma Bakanı Mehmet Ya- zar, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve MGK Genel Sekreteri Nezihi Çakar'ın bulunduğu bir yemekli toplantıya katıldı. Ba- ker'la yapılan görüşmede, Tür- kiye'nin durumdan duyduğu kaygı ve askeri müdahale olası- lığı da dahil olmak üzere gün- deme gelebüecek çeşitli önlem- ler ele alındı. Baker ise Ameri- kan yönetiminin ilk aşamada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 688 sayılı karan çer- çevesinde kuzey ve güney Irak halkına acil insancıl yardım ya- pılması yönündeki görüşünü yi- neledi. Baker, "Bu yardımın Bağdat yönetimi tarafından en- gellenmesini kabul etmeyiz. Bu durumda farklı önlemler de gündeme gelebilecektir" şeklin- de özetlenebilecek bir mesaj ver- di. Özel uçağı ile bu sabah An- kara'dan Diyarbakır'a giderek sınırdaki Irakhlann durumunu yerinde inceleyecek ve daha son- ra tsrail'e geçecek olan Baker, dün Ankara Esenboğa Havaala- nı'nda bir açıklama yaptı. Körfez krizinin başından bu yana 5. kez Ankara'yı ziyaret eden ve ilk olarak yazılı da da- fcıtılan resmi bir açıklamada bu- lunan Baker, "Irak'taki vahşete ve insanlann acı çekmesine ka- yılsız kalamayız ve kalmadık. Uluslararası toplulukla birlikte çalışacak hem kuzey hem de gü- ney Irak'ta gereksinimi olan her- kese insancıl >ardun ulaşünlma- sını sağlayacağız. Bu insancıl kurtarma çabasına vapılacak berbangi bir müdahaleyi hoşgö- rii ile karşılamayaeağız" dedi. ABD Başkanı George Bush'un önceki gün yaptığı açıklamayı da yineleyen Baker, ülkesinin "İç savaşın kaygan zeminine sü- riiklenmeye hazır olmadığını, Irak'ta olup bitenler konusunda polislik görevi yapılamayacağı- nı ve Irak'ı kimin yonetecegi ko- nusunda kendilerinin karar veremeyecefini" söyledi. Baker, "Bizim amacımız Kuveyt'i kur- tarmaktı. Irak'ı yeniden yarat- maya dek hiçbir zaman uzan- madı. Biz defalarca bunun sa- dece Irak halkı tarafından yapı- labileceğini söyledik" dedi. Dünyanın bir kez daha "Sad- dam'ın vahşi ve ahlaksızca kul- landığı güce karşıhk vermek du- rumunda kaldığını" da ifade eden ABD Dışişleri Bakanı, "Ancak bu kez onun kurbanı komşu bir ülke değil. Bu kez Irak güçleri, Irak halkını öldü- riiyor, tehdit ediyor ve bu halka karşı suç işliyor" diye konuştu. Lıneklı generale suıkast (Baştarafı l. Sayfada) ralannda biri teğmen üniformalı üç kişi geldi. Zilin çalınması üzerine kapıyı, Memduh Ünlü- türk'ün eşi Neriman Ünlütürk açtı. "Paşamızla görüşmek istiyoruz" diyen saldırganların içeri girmesi üzerine, iftar yeme- ği yiyen Memduh Ünlütürk de sofradan kalkarak salonun or- tasına yöneldi. Bu sırada saldır- ganlardan teğmen üniformalı olanımn, emekli tümgenerali koluna girerek yatak odasına götürdüğü, diğer ikisinin de Ne- riman Ünlütürk'ü el, ayak ve ağ- zını bağlayarak etkisiz hale ge- tirdikleri kaydedildi. Üniformalı saldırganın daha sonra tabanca- sını çekerek emekli tümgeneral Ünlütürk'ün sol kulağının arka- sından bir el ateş ettiği belirtil- di. Ünlütürk olay yerinde yaşa- mını yitirirken, saldırganlar da- ireden çıkarak kaçtılar. Saldırganlann kaçmasından kısa süre sonra Ünlütürk'ün eşi- nin bağları çözerek üst kattaki komşuları emekli subay Hamdi Erdağ'ın evine çıktığı ve olayı anlattığı belirtildi. Suikastı haber alarak olay ye- rine gelen polis, evde yaptığı in- celemede 7.65 çapında bir boş kovan buldu. Silahın ateşlenme- si sırasında ses duyulmadığı, ta- bacaya susturucu takılı olabile- ceği kaydedildi. Suikastın ger- çekleştiği Aydın Apartmanı, Üs- küdar Emniyet Amirliği ile ay- m sokakta ve yaklaşık 100 met- re mesafede bulunuyor. Olaydan sonra gazetemizi te- lefonla arayan biri kişi, suikastı Dev-Sol Silahlı Devrim Birlikleri adına üstlendiklerini söyledi. Aynı kişi, "12 Mart döneminde Ziverbey Köşkü'nde yapılan iş- kenceler nedeniyle Ünlütürk'ü cezalandırdıklarını" söyledi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Ünlütürk'ün eşine bir taziyet mesajı gönderdi. Özal, Ünlü- türk'e yönelik suikastı "menfur bir saldın" olarak niteleyerek ai- lesine başsağlığı diledi. kimdir? Memduh Ünlütürk, 1917 yı- hnda doğdu. 1938'de Harp Okulu'ndan, eski Cumhurbaş- kanı Kenan EvTen ile birlikte dö- nem arkadaşı olarak mezun olan Ünlütürk, aynı yıl topçu subayı olarak orduya katıldı. Şam'da ataşemiliterlik yaptı. Ünlütürk, 1968 yılında tuğgene- ralliğe yükseldi. 12 Mart döne- minde ordu istihbaratını yürüt- mekle görevli olarak, Ziverbey Köşkü'nde yapılan sorgulama- larda bulunduğu belirtilen Ün- lütürk, 1. Ordu İstihbarat Dai- re Başkanlığı göre\r ini sürdürü- ken 1974 yılında emekli oldu. Ereğli Demir Çelik (Erdemir) Yönetim Kurulu'nda bir süre üye olarak görev alan Ünlü- türk'ün bir kız çocuğu bulunu- yor. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) nini ve genel sağlığı bozmak amacıyla.. girişilecek her türlü eylem" kapsamına girmeyecek siyasal eylem yoktur. 2. madde de bir başka adaletsizlik kaynağı olacaktır. Bu adaletsizliği bir somut örnekle anlatmaya çalışalım: Bir derneğin yöneticilerinin "devlet otoritesini zaafa uğratmak" kuşkusu ile soruşturulduklarını düşünün. Diye- lim ki DGM başsavcılarından biri bu sav ile Ceza Yasası: nın 146. maddesine dayanarak soruşturma açtı. Bu derne- ğin, bu amaç ve eylemle hiçbir ilgisi olmayan bir üyesi de "terör suçlusu" sayılarak hemen tutuklanabilecektir. Tasarı şu hükmü getiriyor: — ...Amaçlanan suçu işlemese dahi örgütlerin mensubu sayılan kişi terör suçlusudur. Buyrun bakalım... "Ceza sorumluluğunun kişiselliği" diye bir güvence var- mış; bu güvence anayasal güvenceymiş. Bunlar, geçersiz sayılıyor. Tasarı ile savunma hakkı da önemli ölçüde kısıtlanıyor. Her sanık, ancak üç avukat tutabiliyor. Hazıriık soruşturma- sını yapan emniyet görevlileri duruşmalarda tanık olarak din- lenemiyorlar. Yargıçlar, sanıkların 'iyi halleri" nedenıyle ceza indirimleri de yapamıyorlar. Böylece yargıcın "takdir hakkı" da kaldırılıyor. Terör suçları ile ilgili ceza arttırımı için getirilen "cezanın yukarı sınırı aşılabilir" kuralı da yeni belırsizliklere yol aça- caktır. Sorgularda işkence yapılmışsa ve bu ışkence sırasında sorgulanan sanık da ölmüşse... Bu durumda, hakkında soruşturma açılan güvenlik gö- revlileri hakkında duruşma sonuna kadar tutuklama karan ^da verilemiyor. Yargıcın "takdir hakkı" bu konuda da kaldı- rılıyor. Terör eylemi sanıklarının avukat sayısı üçle sınırlanırken sözgelişi işkenceli sorgular nedeniyle haklarında dava açı- lan polislerin "yeterli saytda avukat" tarafından savunulması ve avukatlık ücretlerinin de devlet tarafından karşılanması öngörülüyor. Tasarının 7. maddesiyle "devletin hukuki, sosyal ekono- mik düzenini veya cumhuriyetin niteliklerini zor kullanmak su- retiyle yıkmak ve değiştirmek" amacıyla örgüt kurmak ya da propaganda yapmak para cezası yaptırımlarına bağ- lanıyor. Ceza Yasası'nın yürürlükte bulunan 141 ve 142. madde- lerinde, "düzeni zoria değiştirmek" koşulu yer almıyor. An- cak uygulamada "komünizm şiddeti içerir, bu amaca şid- det yoluyla ulaşıhr" anlayışı egemendir. Bu nedenle, bu ya- pay suçlara "zorkullanmak" koşulunun eklenmesi suç öğe- lerinde bir değişikliğe yol açmayacaktır. Değişiklik, suç öğelerinde değil suçun yaptırımındadır. Yaptırım, ağır hapis cezası yerine ağır para cezasına dö- nüştürülüyor. Para cezaları da basını ekonomik yıkıma sürükleyecek sakıncaları taşıyor. Hem bu sakıncayı taşıyor hem yeniden hapis cezası getiriyor! Nasıl mı? Şöyle: Bir yayın organı hakkında "komünizm propagandası" ya da "devletin temellerini din kurallanna göre değiştirme" su- çu nedeniyle dava açıldı diyelim; bu durumda, yazara, 300 milyondan 500 mılyona kadar ağır para cezası verilebile- cek; ayrıca gazete ve dergi sahibi "bir ay önceki ortalama fiili satış miktan" kadar ağır para cezasına çarptırılabilecektir. Yüz milyarlarca liralık altın ve döviz kaçakçılığı ile ilgili dosyaları 100 bin liralık cezalarla kapattıranlann liberaliz- mi, düşünceyi açıklama suçu için mılyarlık cezalar getiriyor. Peki bu para cezaları ödenemezse? O zaman buyrun yine cezaevine! 647 sayılı Cezaların infazı Hakkındaki Yasa'nın 5. mad- desine göre ödenmeyen her 300 lira için bir günlük hapis cezası öngörülmekiedir 3 yıl ile sınırlanan bu hapis cezası 'tekerrür' halinde 5 yıla kadar uzamaktadır. Yarın da ceza ertelemesi yasa taslağındaki adaletsizlik- leri inceleyeceğiz. lş Sendika Servisi — THY ve HAVAŞ'ta 10 bin 500 işçinin katıldığı grev 8. gününe girerken THY ve Lufthansa ortaklığı olarak bir yıl önce kurulan "Su- nexpress"in bugünden itibaren Antalya-lstanbul arasında tari- feli seferlere başlayacağı bildi- rildi. Hava-İş Sendikası tzmir Şube Başkanı Hasan Coşkun Adnan Menderes Havaalanı'n- daki THY standlarının greve karşın Îstanbul Havayollan'na kiralandığını belirtereİc "Bu ya- sa dışıdır" dedi. Sunexpress Genel Müdürü Gerhardt Dinter ve Genel Mü- dür Yardımcısı Levent Birgen, Antalya'da düzenledikleri basın toplantısında, tarifeli seferlerin B737-3O0 tipi yeni uçaklarla, pazartesi, salı ve çarşamba gün- leri Antalya'dan Istanbul'a, pa- zartesi ve salı günleri de İstan- bul'dan Antalya'ya yapılacağı- nı bildirdiler. AA'nın haberine göre Birgen, bir gazetecinin, "Şirketinizin hisselerinin yansı THY'nin. İç hat seferierini başlatmakla THY grevini kırma> a > önelik bir dav- ranış içine girmiyor musunuz" şeklindeki sorusu üzerine, "THY ve Sunexpress ayn şir- ketlerdir. Bu nedenle THY gre- vi hakkında yorum yapmamız söz konusu olamaz" diye konuştu. Sunexpress Genel Müdürü Yardımcısı Levent Birgen, THY'den grev öncesi bilet alan- ların, yer bulunduğu takdirde, aynı biletle Sunexpress uçakla- rıyla uçabileceklerini belirtti. Türkiye, (Baştarafı I. Sayfada) rılmadan once AA muhabirine yaptığı açıklamaya göre Türki- ye, ABD'den 10 adet Patriot sis- temi almak istiyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından da kabul edilen Pe- terson, Türkiye'nin almayı arzu ettiğini açıkladığı 10 adet Patriot sistemi için Körfez ülkelerinden finansman desteği sağlanabile- ceğini söyledi. Projeyle ilgili teknik aynntı- lan yaklaşık 1 ay önce Ankara 1 ya yaptığı ziyaret sırasında ko- nuştuklarını ve şimdi de finans- manıyla ilgili durumu ele aldık- lannı belirten Thomas Peterson, projenin toplam maliyetinin yaklaşık 1 milyar dolar olduğu- nu belirten Peterson, finansma- nın nasıl sağlanacağı konusun- daki soru üzerine, "Size detay veremem. Genel olarak diğer ül- kelerden destek saglamaya çalış- tığımızı söyieyebilirim. Büyük olasılıkla Körfez bölgesinde bu- lunan ve Türkiye'nin Körfez kri- zi sırasındaki tutumunu takdir eden ulkelerden destek sağlaya- bileceğimizi zannediyorum. Bu konuda umutluyum" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle