Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4NİSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/3
ÖSS yaklaşırken, YÖK ve DPT'den yükseköğretimde kontenjan sıkıntısına çözüm önerisi:
Üniversiteye ABDıııocleliBitneyen sornnlar 1. Adayların yüzde 45'i üniversite eğitiminin gerektirdiği
asgari bilgiden yoksun, 2. Başvuruların beşte birinden fazlası karşılanamıyor, 3.
Başvurulann yüzde 64'ü önceki yıllarda açıkta kalanlar, 4. Öğrenciler istedikleri
alanda eğitim yapamıyor, 5. Kontenjanlar, finansman, öğretim elemanı, tesis ve araç
gereç yetersizliğinden arttınlamıyor, 6. Finansman darboğazı aşılamıyor.
Çözüm, Amerikan modeli: 1. Paralı öğretim uygulamasıyla talebin
sınırlandırılması, 2. Ortaöğretimden yükseköğretime geçişte "olgunluk sistemi"nin
getirilmesi, 3. Meslek lise ve yüksekokullarının sayılarımn arttınlması, 4. Her ile
üniversite, 5. Mevcut üniversitelere 'özel statü', 6. Özel ve vakıf yükseköğretim
kuruluşları açılması, 7. Üniversitelerin "gelir getirici" faaliyetlerinin arttınlması.
HAKAN AYGÜN
ANKAKA — Başta kontenjan sıkıntısı gelmek
üzere yükseköğretimdeki darboğazlann "Amerikan
modeti"yle a$ılması hedefleniyor. "Pandı ögretime
gecilmesi", "miitevelli beyetli özel statüde öniver-
sitetcr kuralması" ile "özel ve vakıf yttkseköfretim
kurumtonam açümasının destekienmesi" bu yönde
atılmış adımlar olarak değerlendiriliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek öğretim Kurulu
(YÖK) ve Devlet Planlama Teşkilatı (DPTJ uzman-
lannın hazırladığı "Yüksekögrerjm raporu"nda çö-
züm bekleyen sonınlar şöyle sıralanıyor:
— Adaylann yüzde 45'inin üniversite eğitiminin
gerektirdiği asgari bilgi düzeyinden yoksun olmala-
n. Bunların birinci basamak sınavında 105 puanın
altında olarak elenmeleri.
— 1974'ten günumüze hiçbir yıl, başvurulann üçte
birinden fazlasının karşılanamaması, son yıllarda ar-
tan taleple başvuruları karşılama oranının beşte bi-
re düşmesi.
— Üniverske sınavlanna girenlerin yüzde 36'sının
o yıl mezun olanlar olması. Kalan yüzde 64'ünün
ise daha önce açıkta kalanlar ile daha önce bir yük-
seköğretim programını kazandığı halde tekrar $an-
sını deneyenlerden oluşması.
— öğrencikrin istedikleri alanda eğitim yapama-
malan. Yükseköğretim kunımuna girenlerin yüzde
22.5'inin ilk üç tercihiyle, yüzde 30.5'inin ilk beş ter-
cihiyle, yüzde 53.5'inin Uk on tercihiyle ve yüzde
46.5'inin de sonraki tercihlerle yükseköğretim prog-
ramlarına girmeleri.
— 6. Beş Ydbk Kalkınma Plam'nda her yıl 11 bin-
lik kontenjan artısı öngörühnesine karşm bunun ger-
çekleştirüememesi.
— 6. Beş Yülık Plan dönemi sonuna kadar 12 bin
öğretim üyesi yetiştirilmesinin öngörülmesine kar-
şın bu rakama ulaşılmasını sağlayacak önlemlerin
alınamaması.
— öğrenci başma 7.5 metrekare akademik alan
düşmesi. Bunun yüzde 50 oranında arttınlmasının
gerekmesi.
— Artan çağ nüfusuna orantılı finansman sağla-
namaması. Bu yüzden tesis, araç-gereç yetersizliği-
nin giderilememesi.
— Bütçe uygulaması çerçevesinde her yıl yükse-
köğrenim kurumlarının bütçelerinin yüzde 12 ora-
nında kesilmesi.
Çözüm arayışı
Yükseköğretimin başta finansal darboğazdan kay-
naklanan yukandaki sorunlaruıın çözümü ise "Ame-
rikan modeli"ne geçilmesinde görülüyor. Bu konuda
atılan ilk adım ise geçen yıl 11 nisanda Resmi Gaze-
te'de yayımlanarak yürürlüğe giren, SHP'nin iptali
için Anayasa Mahkemesi'ne başyurması üzerine yasa
olarak TBMM gundemine getirilen kanun hükmün-
de kararname oldu. Getirilen iki önemli düzenleme
şunlardı:
— Parah öğretim: Üniversite öğrenim bedelleri-
nin arttınlarak talebin sınırlandırılması. Kararna-
meyle öğrencilerin öğrenim bedellerinin yüzde 5O'ye
kadar olan kısmını ödemelerinin yolu açıldı. Ancak
Bakanlar Kurulu, 1990-1991 öğretim yüı için harç-
lan arttırma yoluna gitmedi. Suııf tekrarlayanlar ve
ikinci üniversitesini okumaya başlayanlar için ise 30
milyon liraya kadar varan harçları ödemeleri isten-
di. önümüzdeki yıllarda harçlann astronomik oran-
larda arttınlmasına yönelik beklentiler ise sürüyor.
— Vakıf üniversitelerine destek: Kararnameyle
özel vakıf yükseköğretim kurumlanna, devlet üni-
versitelerine yapılan yardımın yüzde 60'ını geçme-
yecek oranda yardım yapılması hükme bağlandı. Bil-
kent'e bu çerçevede 1990-1991 öğretim yüında 30
milyar lira yardım yapılması kararlaştınldı. Aynca
yıllardır süren "anayasaya aykınhk" tartışmalan-
nın önüne geçilmesi için vakıf yükseköğretim kurum-
lanna "üniversite" adı verilmesi hükme bağlandı.
SHP, bu düzenlemeyi de Anayasa Mahkemesi'ne go-
türdü.
Üniversitelerin mali açıdan yönetimlerinin tarun-
mış işadamlanndan oluşacak "müteveUi heyeüeri"-
ne verümesi için yasal girişimlerde bulunuldu.
TBMM Genel Kurulu'nun gündeminde hâlâ ilk sı-
rayı alan bu yasa önerisiyle müteveUi heyetle yöne-
tilecek üniversitelere "özel statü" verilerek mali ko-
nularda esneklik sağlanması hedefleniyor. Ayru yasa
önerisiyle üniversiteye öğretim üyesi çekebilmek için
"sözleşmeli öğretim üyesi" uygulamasına geçilme-
si öngörüldü.
Sıradaki projeler
Bu yasal girişimler "Amerikan modeli"nin esas
alınmasımn somut göstergeleri olarak yorumlanır-
ken, yine Amerikan modeli çerçevesinde düsünülen
yeni çözümter de şöyle sıralanıyor:
Olgunluk sistemi
Üniversite kapısındaki yığümalann önlenmesi için
ortaöğretim kunımlanndan mezun olanlardan mes-
lek yüksekokullan dışındaki öğretim kurumlannda
öğrenim görmek isteyenler için "olgunlnk sınavı"
uygulamasına geçilmesi. Milli Eğitim Bakanı Avni
Akyol'un özel danışmanı ve DPT uzmanı Asuman
Yöcel'in yaptığı bir çalışmaya göre ABD'de üniver-
site kazanan her üç öğrenciden birine bir yıl süreyle
kurs uygulanıyor. Bu uygulamaya Türkiye'de de ge-
çilip gecilmemesi tartışılıyor.
Diger çözümler
Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK koordinesinde yü-
rütülen çalışmalar sonucu uygulanmasına başlanan
ya da başlanacak diğer çözüm yollan da şöyle:
— Yeni yükseköğretim kurumlannın açılması.
'Her ile bir üniversite' sloganından yola çıkılarak ilk
aşamada başka Ulerdeki üniversitelere bağlı iki fa-
kültenin bulunduğu 10 ilde üniversite kurulmasına
ilişkin yasa tasansı, Bakanlar Kurulu gündeminde
bekliyor.
— Meslek lise ve yüksekokullannın yaygmlaştı-
rılması. Milli Eğitim Bakanlığı, genel liselerin sayı-
smın arttırümayarak bunların teknik ve mesleki eği-
tim verecek şubelerin olacağı "çok programlı lisele-
re" dönüştürülmesine başladı. önümüzdeki yıl da
300 genel lise bu projeye dahil edildi. Bakanlık Lise
Mezunlanna Meslek Edindirme Projesi'ni de (LİM-
ME) bu öğretim yılında başlattı. Hedeflenen, genç-
lerin üniversite aşamasına gelmeden meslek sahibi
yapılmalan.
— Üniversitelerin piyasaya açılarak "daha fada
döner sennaye geürleri" elde etmelerinin sağlanması.
Bu amaçla açılan teknoparklar yetersiz kalırken,
MEB, YÖK ve DPT'nin ortak raporlannda, üniver-
sitelerin bu yönde teşvik edilmeleri yer alıyor.
TBMM GenelKurulu'nda kabul edildi
Bezm-i Alem'e 'izîn'
Bilkent'e 'statü'/ ANAP oylarıyla Bezm-i Âlem
/ üniversitesi kurulmasına izin veren
1^/ önerge, hükümetin çekimser
• kalmasına karşın ANAP oylarıyla
kabul edildi. Bilkent'e üniversite statüsü
tanınırken, öğrenci affı geri çekildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Vakıfların üniversite
kurmalarına olanak sağlayan
yasa tasansı, TBMM Genel
Kurulu'nda kabul edildi.
ANAP'hların Bezm-i Âlem
üniversitesi kurulması yolunda-
ki önergesi, hükümetin çekim-
ser kalmasına karşın ANAP
milletvekillerinin oylarıyla
Meclis'ten geçerken Bilkent'e
de üniversite statüsü tanındı.
öğrenci affına ilişkin yasa öne-
risi ise geri çekildi.
TBMM Genel Kurulu'nda
dün özel ve vakıf üniversitele-
ri kurulması ile bunların vergi
muafiyetleri ve devlet yardı-
mından yararlanmalanna ola-
nak tanıyan yasal düzenleme
görüşulürken tartışmalar çıktı.
Muhalefet milletvekilleri Bil-
kent'in üniversite olarak kabul
edilmemesine karşın üniversite
statüsunde bulunuyormuş gibi
faaliyet göstermesinin anayasa-
ya aykın olduğunu savundular.
Daha sonra yapılan oylamada
Bilkent'e üniversite statüsü sağ-
lanmasına ilişkin yasal düzen-
leme ANAP'hlann oylarıyla
kabul edildi.
Daha sonra Bezm-i Âlem
Valide Sultan üniversitesi ku-
rulmasına ilişkin ANAP grup
başkanvekillerinden Raşit Dal-
dal ile milliyetçi-muhafazakâr
kanada mensup milletvekilleri-
nin hazırladığı yasa önerisi ele
alındı. HUkümet adına görüşü
sorulan Milli Eğitim Bakanı
Avni Akyol, önerge konusun-
da daha önceki görüşlerinin ge-
çerli olduğunu söyleyince
ANAP'lı Adalet Komisyonu
Başkanı ^Üpaslan Pehlivanlı
"Sen ne diyorsun, onu soyle
kardeşim. Evet mi diyorsun,
hayır na?" diye bagırdı. Daha
sonra yapılan oylamada Bezm-i
Âlem üniversitesi kurulmuş sa-
yıldı.
Görüşmeler sırasmda oturu-
mu yöneten Meclis Başkan Ve-
kili Yılmaz Hocaoglu ile
SHP'li milletvekilleri Kamer
Genç ve Hasan Fehmi Giineş
tartıştılar. Yılmaz ve Genç'i kı-
nama cezası veren Hocaoglu,
vakıf üniversitelerine ilişkin ya-
sa önerisinin oylanarak kabul
edilm'esinin ardından oturumu
kapadı.
Yasanın getirdikleri
Yasaya göre vakıflarca kuru-
lacak yüksekokullara, en az iki
fakulteden oluşması ve en ya-
kın devlet üniversitesi ile aynı
düzeyde olması halinde kanun-
la "üniversite" adı verilebile-
cek. Vakıf üniversiteleri de
devlet üniversiteleri gibi her
türlü muafiyetten yararlanacak
ve bu kuruluşlara arazi tahsisi
ve bütçesinin yüzde 45'i ora-
nında devlet yardımı yapılacak.
Aynca YÖK'ün olumlu gö-
rüşü almmak suretiyle Milli
Eğitim Bakanlığı'nın önerisiy-
le uygun görülen üniversitele-
re Bakanlar Kurulu kararıyla
özel statü verilebilecek. Dokuz
kişilik bir üst yönetim kurulu
tarafından yönetilecek olan bu
üniversitelerde rektör dışında-
ki üst yönetim kurulu üyeleri-
nin ikisi Milli Eğitim Bakanlı-
ğı, ikisi de YÖK'çe gösterilecek
üç misli aday arasından cum-
hurbaşkanınca atanacak.
Cumhurbaşkanı gerektiğinde
yeni adaylann tespitini isteye-
bilecek. Cumhurbaşkanhğınca
onaylanmayan adaylann yerı-
ne iki hafta içinde yenileri se-
çilmediği takdirde cumhurbaş-
kanı doğrudan atama yapacak.
Özel statülü üniversite
Devlet memuru olma niteli-
ğine sahip olan ve toplumda ta-
nınmış kişiler arasından seçile-
cek olan üst yönetim kurulu
üyeleri, altı yıl sureyle görev ya-
pacaklar. Rektör dışındaki
üyeler fahri olarak görev yapa-
caklar ve masraflan dışında bir
ücret ödenmeyecek.
Bu üniversitelerin rektörleri,
üst yönetim kurulunun rektör
dışındaki üyelerinin gösterece-
ği dört aday arasından cum-
hurbaşkamnca, dekanlar ise
rektörün göstereceği Uç aday
arasından YÖK'çe atanacak.
özel statülü universitelerde
eğitim gören öğrencilerden öğ-
renim ücreti ahnacak. Bu ücre-
tin bir kısmı öğrenciden alınır-
ken bir kısmı da devlet tarafın-
dan karşılanacak. öğrenciden
ahnacak para, eğitim ve öğre-
tim yılının öğrenci başına ma-
liyeti şeklinde hesaplamrken
devlet tarafından ödenecek bö-
lüm Bakanlar Kurulu'nca sap-
tanacak.
öte yandan ANAP Grup
Başkanvekili Onural Şeref Boz-
kurt, üniversıtelerden başansız-
lık nedeniyle atılan öğrencilere
yeni sınav hakkı tanınmasına-
ilişkin önergesini geri çekti.
Bozkurt, öğrenci affını daha
sonra ayn bir yasa önerisi ola-
rak vereceğini bildirdi.
Ögrenci Seçme ve Yerieştinne Merkezi'nde 350 kişi çauşıyor. Merkezin beyni iae (Iphesiz bUgisayar bölümü. (Fotograf: Banş BU)
Puan peşindeki genç '44 gözlü cin'e karşı
IŞIK KANSU
ANKARA — Seni gidi 105
puan seni. Bu yıl, kaç gencin
ahını alacaksın kimbilir? Kaçı-
nı havalarda uçuracaksın?
1991 birinci basamak sınavı-
na (ÖSS) önümuzde birkaç gün
kaldı. Bir gerilim filminin nere-
deyse sonuna yaklaşıhyor. Soluk
soluğa filmin reji odası da kuş-
kusuz Öğrenci Seçme ve Yerleş-
tirme Merkezi. Bu odaya girdi-
ğinizde, bir bilim-kurgu esteti-
ğiyle karşılaşıyorsunuz. Akıllı
bilgisayarlar, soru bankalan,
optik okuyucular, saatte on bin-
lerce mektubu hazır eden pul
makineleri, uzun koridorlara
dar gelen arşiv dolaplan.
1991 yıhnda 299 bin 519'u kız
5T7 bin 100'ü erkek olmak üze-
re toplam 876 bin 619 öğrenci fi-
gürana yer verilecek milyarhk
bütçeli bu uzun metrajlı yapıtın
setine giriyoruz. ÖSYM'de 350
kişi çalışıyor. Bu da yetmiyor,
zaman zaman bunlara ek olarak
400-500'e yakın geçici görevli ça-
lışıyor. Nerede mi? Buyrun gi-
rin Sınav Hizmetleri Bölümü
1
ne. Genişçe bir salon.
Sıra mikro bilgisayar odasın-
da. Sınava katılacakların belki
bir satınnı on kere okuyacakla-
n kılavuzlan hazulıyor bilgisa-
yar operatörleri.
öğrencilerin kader çizgisini
belirleyen optik okuyucularla
beraberiz şimdi de. öylesine
"Cin" ki bu 44 gözlü makineler,
sınav kâğıdımn üzerinde kurşun
kalemle karalanan bölümleri
"şıp" diye yakalıyor. Yanlış ya-
pıp, üzeri iyi silinmemiş ya da
birden fazla karalanmış kolon-
lan da 44 göz kaçırmıyor. Hem
de çift dikiş yapıhyor bu işlem.
Test kâğıtlan bir optik okuyu-
cudan geçirildikten sonra
"saflam" raporu ahnmak üze-
re diğerine sokuluyor.
ÖSYM'nin beynindeyiz. Bil-
gisayar odası, Holiywood'un
uzay gemilerine taş çıkartır. Bü-
yük bantlar dönüyor. Yazıcılar
kâğıtlan aceleyle yutuyor.
ÖSYM yetkilüeri, "Korkunç bti-
yük bir bellegi var" diye bilgi ve-
riyorlar. Bilgisayar belleğinde,
örneğin 1983'ten bu yana iki
milyona yakm adayın numara-
smı taşıyor, buna ek dört milyo-
na yakın da smavlara ilişkin bil-
gileri saklıyor. Korkunç bellek-
li bilgisayar bu yıl da hangi
adaylann sınav kazandığını,
hangisinin kazanamadığını be-
lirleyecek. Kısacası bilgisayar
hüzün ve mutluluklara gebe...
Gelelim soru bankasına. Bu-
rası bankadan çok gizli haber al-
ma örgütü gibi çalışıyor. Her şe-
yi gizli. 40 ile 50 arasında elema-
nı var.
ÖSYMmatbaa işçileri "ge-
çici tutukluiuk" haline girdiler
bile. Öğrenciler de bütun yaşam
çizgilerini değiştirebüecek kısa-
ak bir sınava hazırlanıyorlar.
Yüz binlerce genç, üniversiteli olabilmeşansını yakalayabilmek için 'eksiklerini' tamamlamaya çalışıyor
Dershane kapısı yükseköğreniıne açılacak mı?FİGEN ATALAY
Yüz. binlerce gencin üniversi-
teli olabilme şansını yakalayabil-
mek için en büyük umudu ders-
hanelerde. Lise öğrenimini ta-
mamladıktan sonra neredeyse
tek hedefın üniversiteye girmek
olduğu ülkemizde, liselerin
"nniversite adayı yetişürmek"
değil, genel kültür vermek ama-
cını taşunası nedeniyle lise öğ-
rencÜeri, giderek daha küçük
yaşlardan itibaren "açıklanm
kapatmak" için dershane kapı-
larını aşındınyor. Bunun sonu-
cu olarak da dershane sayısı sü-
rekli artıyor. Halen Şırnak ve
Hakkâri hariç tüm illerde ve pek
çok ilçede toplam 771 dershane
Üniversite sınavlanna hazırlanan
gençlere yönelik hizmet veriyor.
Üniversite sınavlanna hazırbk
dershanelerine yalmzca resmi li-
se öğrencileri ya da mezunlan
değil, Anadolu liselerinin "iyi
öğrenci" yetiştirmekle ünlü özel
okullannın çok başanlı öğren-
cileri de gidiyor. "İyi" okullar-
da öğrenim gören "çok başanlı"
öğrencilerin de eğitim ve öğre-
tim düzeyinin bu okullara göre
çok düşük olduğu liselerde oku-
yan ve pek çok konuda kendi-
lerini "eksik" hisseden öğrenci-
lerin de dershaneye geliş amaç-
Ulaş Kaplan: Lisede formül ya-
zılıp ezberleniyor. Burada olayın
özünü anlıyoruz.
lan hemen hemen aynı: "Test
tekniğini öğrenmek, lise 1 ve 2.
sımflarda unuttuklan konulan
hatırlamak, soru çözmede hız
kazanmak."
Eğitim sisteminin ezberciliğe
dayah olmasmdan, liselerdeki sı-
nav sistemiyle üniversiteye giriş
sınav sisteminin birbirine hiç
benzememesinden liselerdeki
öğrenimin üniversiteye yönelik
olmamasından yakınan üniver-
site adaylan, dershaneleri üni-
versiteye hazu-hk aşamasında ge-
rekli görüyorlar. Kimisi bir yıl-
dır kimisi iki yıldır dershaneye
Elvan Ttatok: Eğitim sistemi ez-
berci; sınavda ise muhakeme is-
teniyor.
devam eden çeşitli liselerin son
sınıf öğrencileri, "Neden ders-
haneye geliyorsunuz?" sorusuna
şu yanıtlan verdiler:
Elvan Tbtuk (Galatasaray Li-
sesi): Dershaneye geçen yıl da
gittim. Benim okulumun eğitim
ve öğretim düzeyi çok iyi, ancak
hız kazanmak, test tekniğini öğ-
renmek açısından yarannı gör-
düm. Genelde bizim eğitim sis-
temimiz ezberciliğe dayalı, sı-
navda ise muhakeme isteniyor.
Demet lürna (Üsküdar Ame-
rikan Lisesi): Bence dershane
üniversiteye hazırlık aşamasında
Serpil Zengin: 10 dakikada çöz-
düğümüz problemi, dershanede
1-2 dakikada çözüyoruz.
gerekli. Liselerdeki eğitim siste-
mi ile sınav sistemi çok değişik.
Dershanede lisede ders prog-
ramlannda olmayan konulan da
işliyoruz. Sorulara yabancılığı-
mız ortadan kalkıyor. Açığımı
dershane ile kapatmaya çahşıyo-
rum.
Serpil Zengin (Hüseyin Avni
Sözen Anadolu Lisesi): Dersha-
ne ve okul birbirini tamamlıyor.
Okulda hiçbir şey öğrenmezse-
niz dershanenin yararı olmaz,
dershaneye gelmeyince de okul-
da öğretilenlerle sınavda başanlı
olmak zor.
Demet Itarna: Lisede okunma-
yan konulan işliyoruz. Açığımı
kapatmaya çalışıyorum.
Dershanede daha önceki yıl-
larda gördüğümüz konular ha-
tırlatılıyor, pratik bilgiler öğre-
tiliyor. Lisede 10 dakikada çöz-
düğümuz problemi dershanede
1-2 dakikada çözebiliyoruz.
Şenay Özcan (Kartal Lisesi):
Üniversite sınavlanna hazırlan-
maya lise birde başladım. Ders-
hanede okulda görmediğim ko-
nulan da öğrendim, ancak çok
zorlandım. Bence dershanelerin
çıkış noktalan test tekniğini öğ-
retmek.
Ulaş Kaplan (özel Üsküdar
Fen Lisesi): Dershaneler eğitim
Şenay Özcan: Dershanelerin esas
yaran, test tekniğini öğretmesi.
sisteminin eksikliğinden doğ-
muştur. Tüm okullarda ezberci
bir sistem var. Dershanede lise-
de gördüğümüz eğitimin eksik-
liğini gidermeye çahşıyoruz. Li-
sede tahtaya formül yazılıyor,
ezberleniyor. Nedenini, nasılını
anlatmıyorlar. Burada olayın
özünü anlıyoruz.
Cem Yagu: Okulumdaki eği-
tim seviyesi düşmeye başladı,
açığımı kapatmak için dersha-
neye gelmeye başladım. özel ho-
calardan da ders alıyorum.
Liselerin ve özel dershanele-
rin amaçlanmn birbirinden çok
Cem Yağız: Eksiklerimi tamam-
lamak için dershaneye gehyorum.
özel ders de alıyorum.
farklı olduğunu vurgulayan Özel
Dershaneler Birliği (özdebir)
Başkanı ibrahim Ankan, bu
farklılığı şöyle anlattı:
"Liselerin amacı geneİ költür
vermek, öğrencilerde var olan
genel kultünin duze>ini yükselt-
mektir. Lise mezunu üniversite-
ye girmek zonında değil ve gir-
mediği zaman da belli bir genel
külture sahip olmak zorunda.
Örneğin liseler, teknik üniversi-
teye girmek isteyen bir öğrenci-
yi buna yönelik yetiştinnez, böy-
le bir ders programı uygulamaz.
Dershaneler ise 'hedefli egitim
1
yapan kuruluşlardır. Dersbane,
teknik üniversiteye girmek iste-
yen adayı buna gore hanriar, ge-
nel kültür vennez, sınav için ge-
rekli bilgileri kazandınr. Okul-
da öğrencilere iyi bir genel kül-
tür verebilmesi için her konunun
işlenmesi gerekli, dershanede
buna gerek yok. Biz ise sınava,
hedefe yönelik eğilim veririz."
"Okulda eğitim kötü olduğu
için dershane var" düşüncesinin
çok yanhş olduğuna dikkat çe-
ken Ankan, "Tarihi betgelerden
anlaşıldığına göre 1915 yüından
önce de dershane vardı. O za-
man ne üniversite ne de kolej sı-
navları vardı. Ancak insanlar,
çocuklannın daha iyi yetişmele-
rini sağlamak için dershaneye
gönderirlerdi. Dersbanenin te-
meli mürebbiyeliktir. Sınavlar
nedeniyle dershanelere talep art-
tı. Sınavlar kalksa da dershane
olur, çünkü okulda yardıma ih-
tiyacı olan öğrenciler vardır" di-
ye konuştu.
Yılda 1.3 trilyon liranın özel
hocalara aktığını belirten İbra-
him Ankan, "Bunun vergisi, de-
netimi yok, yasal değil. Dersha-
neler ise yasal ve denetim altın-
da. Özdebir'e baglı dershaneler
aynca Özdebir'in denetimi ve
gözetimi altında" dedi.