Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/14 DİZİ-RÖPORTAJ 4 NÎSAN 1991
2 0 2 0 YILINDA TURKIYE SAHİNALPAY
"2020 Yılında Türkiye" konulu araştırmamızın,
ekonomimizin geleceğiyle ilgili temel bulgusu, Türk
seçkinlerinin, belirli koşulların yerine getirilmesi ha-
linde, önümüzdeki 30 yılda Türk ekonomisinin dün-
ya ekonomisi içinde bugün olduğundan çok daha iyi
bir yere gelebileceğine inanıyor olmalan. Bu araştır-
mada görüştüğumüz kişilerin büyük çoğunluğu bu
inançta. Bir bölümü, daha da ileri giderek, gerekli
önlemler alındığı takdirde Türkiye ekonomisinin ge-
leceğinin çok parlak olduğunu düşünüyor. Bunlann
iyi bir temsilcisi, eski TÜSİAD Başkanı Cem Boy-
"Bugün dünyada 170-180 dolayında ülke var. Biz
inanıyoruz ki Türkiye, eğer doğru tercihleri kullanır-
sa, doğru yönetilir ve yönlendirilirse, 20 yıl içinde
dünya ülkelerinin en zengin yüzde 10'u içine girebi-
lir. Bu, aşağı yukan her yıl yüzde 10 dolayında bir
Bttlent
Eczaeıbaşı
Türkiye'nin 30
yılda Avrupa
ülkeleriyle
arasındaki
farkı
kapatabileceği-
ne, kişi başma düşen geliri
Avrupa ülkelerinin ortalamasına
eriştirebileceğine gerçekten .
inanıyorum.
Tansn Çiller
Doğru
yönetildiği
zaman Türkiye
büyük
aşamalar
kaydediyor.
Doğru
politikalara her
şeyden önce Türk insanı cevap
veriyor. Ben Türkiye'yi mucizeler
yaratmaya namzet görüyorum.
kalkınma hızını gerektirir... Bence bütün mesele eli-
mizdeki kaynaklan doğnı kullanabilecek miyiz me-
selesidir. Bir örnek vereyim: Türkiye olimpiyatlarda
40 dala atlet yetiştirirse, hiçbirini İcazanamaz. Ama
kendisine uygun 3 dal bulur, bütün imkânlarmı bu-
ralara yöneltir, 'Bu üç dalda altın madalya alacağız'
derse, o zaman 2000 ydı olimpiyatlarında 3 altın ma-
dalyamız garanti olur. Ama kaynaklanmızı her yere
incecik bir zar gibi yayarsak, serbest piyasa ekono-
misini 'kendi kendine ne olursa olur' mantığına bı-
rakırsak bunu başarmamız mümkün olmaz."
Görüldüğü gibi Boyner'in parlak bir gelecek için
vurguladığı temel "koşul", ekonominin "iyi yönetil-
mesi." TÜStAD'ın yeni başkanı BiUent Eczacıbaşı
da çok benzer bir görüşü dile getiriyor: "Türkiye
1
nin önümüzdeki 30 yılda Avrupa ülkeleriyle arasın-
daki farkı kapatabileceğine, kişi başma düşen geliri
Avnıpa ülkelerinin ortalamasına eriştirebileceğine
gerçekten inamyorum. Avrupa ülkelerinin gelişme
hızlan yüzde 3 dolayında. Tek pazann getireceği im-
kânlarla bunu yüzde 5'e çıkarabilirler. Fakat Türki-
ye gibi belirli bir aşamaya gelmiş Ulkelerin çok daha
yüksek büyüme hızlannı uzun süre sürdürmeleri gö-
rülmemiş şey değildir.'Türkiye, eğer ekonomik poli-
tikalannı iyi yönetebilirse bunu gerçekleştirebilir. Bel-
ki yılda yüzde 10'a varan büyüme hızlanyla..."
Eczacıbaşı'na göre, Türkiye'nin bu açıdan önemli
bir avantajı, ekonomik sistem tartışmasmı geride bı-
rakmış oluşu. Eczacıbaşı şöyle diyor: "Türkiye'nin
artık ekonomide sistem sonınuyla karşı karşıya ol-
madığım düşünüyorum. Türkiye'nin özellikle 1980
sonrasındaki dönemde doğru ekonomik tercihler
yaptığına inamyorum. Yalnızca Türkiye'de değil, ga-
liba bütün dünyada serbest piyasa ekonomisinin ül-
kelerin kalkınmasında bazı üstünlükler sağladığına
ilişkin bir mutabakat doğdu. Serbest piyasa ekono-
misine geçişi kolayca sağlayan ülkeler var; daha güç
sağlayabilenler var. Türkiye 1980'den önceki dönem-
lerden itibaren girişimcilik ve sermaye birikimi, ye-
tişmiş insan gücü gibi konularda avantajlar sağla-
mış olduğu için bu geçişi kolay yapacak gibi gözü-
küyor!'
Türkiye, mucizeler yaratabilir
"tyi yönetilmesi" koşuluyla Türkiye ekonomisinin
parlak bir geleceğı olduğunu düşünenlerin biri de ik-
tisatçı ve DYP Başkan Yardımcısı Prof. Tansu Çil-
ler. Çiller, şöyle diyor: "Türkiye ekonomisinin uzun
vadede nereye gittiği sorusunun cevabmı, 'Türkiye
doğru yönetilecek mi, yönetilmeyecek mi' sorusuna
bağlı görüyorum. Çünkü doğru yönetildiği zaman
Türkiye büyük aşamalar kaydediyor. Bakın
1960'larda Türkiye'de bir ithal ikamesi olayı yaşan-
dı. Hâlâ ithal ikamesi politikasının en başarılı ör-
nekleri arasında gösterilmekte. 1970'lerin başında
Türkiye, OECD ülkeleri arasında en yüksek büyu-
me oranım yakaladı. 1980'lerin başında doğru nite-
likteki 24 Ocak kararlanyla dışa açıldı ve başanh bir
ihracat atılımı gerçekleşti. E>emek ki doğru politika-
lara Türk ekonomisi, her şeyden önce Türk insanı
cevap veriyor... Ben Türkiye'yi mucizeler yaratmaya
namzet ülkeler arasında görüyorum."
Emekli büyükelçi Şiikrii Elekdağ da Boyner, Ec-
zacıbaşı ve Çiller gibi doğru önlem ve kararlar alın-
dığı takdirde "Türluye'ııin ekonomik geleceğini
parlak" görüyor. Elekdağ'a göre ekonomik açıdan
Türkiye'nin kaderini belirleyecek olan temel karar,
ATnin Türkiye'ye yapmış olduğu öneri paketinin ka-
bul edilmesidir. Bu öneriler uyannca, gümrüklerini
giderek aşagıya indirerek AT ile gümrük birliğine git-
mesi, 2000'ler için Türkiye'nin temel fırsatıdır. "Tür-
kiye bu fırsatı değerlendirmezse, kendi içine ka-
panarak sıradan bir Ortadoğu ülkesi haline gelebi-
lir. Bu son fırsatın değerlendirilmesi halinde Türki-
ye kendine çekidüzen vermek imkâmnı bulacaktır.
Sanayisini rekabetçi bir hale getirmek zorunluluğu-
nu duyacaktır. öneri paketi, AT ile Türkiye arasın-
daki mesafeyi kapatmak için çeşitli alanlarda işbir-
liğini öngörmektedir. Bunlara eğitim, sosyal haklar,
teknoloji, bilim, iletişim gibi alanlar dahildir. Tür-
kiye bütün bu alanlarda önemli adımlar atmak zo-
runda kalacaktır. Bu takdirde Türkiye, 2-3 yıl sonra
AT ile müzakereye oturabilir. Müzakereye oturmak
demek, ortakhğa girmek demektir. Bu, Türkiye'ye
tam anlamıyla yeni hedefler, yeni idealler verecek-
tir. Bu çerçevede, temel sorunlar olan nüfus planla-
ması ve eğitim alanındaki sorunların halli de kaçı-
mlmaz hale gelecektir. Eğer böyle olursa Türkiye sı-
radan bir Ortadoğu ülkesi olmaz. Ilk aşamada bir
Güney Kore, ondan sonraki kademede 202fryılından
önce Ispanya olur!'
Türkiye ekonomisinin geleceğini "parlak" gören-
lerin bir diğeri de Türk Siyasi flimler Derneği Baş-
kanı Prof. Ergun Özbudun. Özbudun'a göre Türki-
ye ekonomisinin geleceğiyle ilgili gerçekçi senaryo,
Türkiye'nin "İtalyalaşması"dır. Özbudcn görüşünü
şöyle açıklıyor: "Türk ekonomisinin önündeki bir se-
naryo, Türkiye'nin Hindistanlaşması: Hızlı bir nü-
fus artışı, ona yetişemeyen bir ekonomi ve yavaş ya-
vaş kendini gösteren yoksullaşma. Ikinci senaryo ise
Türkiye'nin Italyalaşması. Ikinci Dünya Savaşı son-
rası ttalya ile bugünkü Türkiye arasında birçok ben-
zerlikler var. Italya'da da bölgesel farklar çok bü-
yüktü. Ekonomi çok parlak bir durumda değildi.
Dıştan bakıldığında istikrarsız denebilecek bir siya-
si ortam vardı; dinsel bağnazhk vardı, v.b. 1970'lerde
Hindistanlaşma Türkiye için ciddi bir senaryoydu.
Bugün ltalyalaşma senaryosunu daha gerçekçi gö-
rüyorum. Çünkü Türkiye, 1980'lerin başında dünya
ekonomisiyle bütünleşmeye ağırhk veren, yanşmacı
sanayiler kurmaya yönelik sağlıklı bir ekonomik ter-
cih yaptı. Uygulamadaki eleştirilere rağmen bunu ol-
dukça tutarh biçimde yürüttü. Sosyal maliyetleri bir
yana bırakılırsa, bunun olumlu sonuçları görüldü.
Muhalefetteki partiler de iktidara gelse, dünya eko-
nomisiyle bütünleşmeye ve yanşmacılığa yöneük po-
Ülke iyi yönetilir, doğru
politikalar uygulanırsa
Ekonomide
parlak bir
gelecek^
var
litikalardan donülmeyeceğine inamyorum."
TÜBİTAK Başkam Prof. Kemal Gürüz de "ltal-
yalaşma" senaryosunu daha gerçekçi buluyor: "Tür-
kiye son on yılda akılcı ekonomik tedbirlerle ihra-
catı 12 milyar dolar düzeyine çıkardı. Altyapı yatı-
nmlarında ve turizmde büyük atılımlar yapıldı. Bir
sıçrama noktasma geldik diye dünüşüyorum. Türki-
ye'ye parlak bir gelecek görüyorum... 2020 yılında
Türkiye'nin Doğu Avrupa ülkelerinin çok önünde
olacağına inamyorum. Türkiye'nîn, Tayvan, Güney
Kore gibi ülkelerin hemen ardında bir yere geleceği-
ni sanıyorum... Ancak bunun bir şartı var. Eğer tek-
nolojik bir hamle yapamazsak, ihracatımızı belki 15
milyar dolara çıkarabiliriz, ama katlayamayız. Bu
teknolojik hamle için de bütün söylenenlerin aksine
oldukça iyi yetiştiğîni duşündüğüm üniversite genç-
liğinin gırişimcüiğinin önündeki bütün engellerin kal-
dınlmasmı; yaratıcılığının teşvik edilmesini şart gö-
rüyorum. Benim Türkiye'de gördüğüm en büyük ek-
siklik, temel büimler ve teknoloji alanlanndaki ye-
tersizliklerî'
Buraya kadar görüşlerini aktardığımız kişiler, be-
lirli koşullann gerçekleşmesi durumunda Türkiye
ekonomisinin geleceği konusunda büyük bir iyim-
serlik besleyen kimseler. Başka bir grup, aynı ölçü-
de olmasa da, belirli tercihlerin yapüması durumun-
da, Türkiye'nin, 30 yıl sonra dünyada bugün oldu-
ğundan daha iyi bir yere getirecek bir ekonomik kal-
kınmayı başaracağını düşünüyor.
'Koşullu' iyimserler
Bu "koşullu" iyimserierden biri, emekli büyükel-
çi Coşkun Kırca. Türkiye'nin uzun vadedeki ekono-
mik gelişmesinin, öncelikle tüketimin ne ölçüde ta-
sarruf ve yatınm lehine kısılabileceğine bağlı oldu-
ğunu vurgulayan Kırca, şöyle diyor: "Türkiye eko-
nomisinin geleceğiyle ilgili iyimser senaryolar daha
çok Güney Kore, Tayvan gibi ülkelerin olağanüstü
iktisadi başarısına bakılarak geliştiriliyor. Fakat
unutmamak lazun ki bu ülkeler, otoriterrejimleral-
tında tasamıfları ve yatınmlan yüksek seviyede tut-
muşlardır. Bu bakımdan kendimizi ne kadar küçük
görürsek görelim Türkiye'de demokratik gelenekleı
bu ülkelere nazaran çok daha gelişmiştir. Demok-
rasi içinde tüketimi alt seviyede tutabilmiş tek top-
lum, tümüyle kendine özgü gelenekleriyle Japonya
olmuştur... Ancak Türkiye ekonomisinin geleceği ko-
nusunda iyimser olmak için birtakım sebepler var-
dır. Türkiye, büyük kentlerde gördüğümüz disiplin-
sizliğe rağmen asiında çalışkan bir ülke. Eğer Tür-
kiye tüketimi tasarruf kaynaklarını yok ettirmeye-
cek bir düzeyde arttırarak hareket edebilirse, 2020
yılına geldiğinde önemli bir ekonomik kalkınma dü-
zeyine ulasabilir!'
Kırca'ya göre Türkiye bugün "Degişik açılardan bir
dört yol ağzındadır. Türk toplumu uyumlu bir şe-
kilde ne yapması gerektiği konusunda klişelerden
uzak yeni arayışlara yönelmelidir. Bir kere Türkiye'de
piyasa ekonomisinin yerleşmesi gerektiğine inamyo-
rum. Çünkü Marksist ya da Marksizan ekonomile-
rin en büyük sakıncası kalkınan bir ülkede insanla-
ra iş güvencesi vermek. Bununla, gayri insani duşün-
mekle itham edilebilirim, ama insanlar iş güvence-
sine sahip olduklannda, nasıl olsa bir işim, ücretim
var bunu kaybetmeyeceğim diye düşündüğunde ye-
terince çalışmıyor. Batı ekonomilerinin üstünlükle-
rinden biri, belirli bir işsizliğe müsamaha etmeleri-
dir. Çünkü insanlar işsiz kalmamak için, daha fazla
çalışacaklardır. özellikle sendikacılanmız bunları ye-
niden düşünmelidir. Aşm ücret talepleriyle Türki-
ye'de yatınm fonlannm tüketime gitmesi yolunu
açarlar ve bunu gelenek haline getirirlerse o zaman
Türkiye'de işsizliğin giderilmesi, yani kalkınma ola-
naklan sımrlanacaktır. Yani sendikalanmızın tüke-
timi belirli bir seviyede tutmaîc, tasarrufu ve yatınm-
lan teşvik etmek zonınluluğunu anlamaları Iazım-
dır."
'İran: Kilit ülke'
Türkiye ekonomisinin kaderini yukanda gördüğü-
müz gibi büyük ölçüde Türkiye'nin iç dinamiğine,
iç koşullanndaki gelişmelere bağlayanlar yanında,
bunun dün>
r
a koşullanna bağlı olacağını düşünen-
ler de var. Türkiye'nin önde gelen sinema yönetmen
ve senaryo yazarlanndan biri olan Halil Refiğ, Tür-
kiye ekonomisinin geleceğini, 2020 yılındajJurkiye
1
-
nin dünyada tutacağı yerle çok yakından ilgili görü-
yor. Türkiye'nin ekonomik geleceğine ilişkin bir se-
naryonun Türkiye'nin yalnızca kendine özgü verüerle
çizilemeyeceğinin altmı çizen Refiğ, Türk ekonomi-
sinin geleceğiyle ilgili kendine özgü senaryosunu bır
dünya çözümlemesine dayandınyor. Bu ilginç çözüm-
lemeyi akratanlm:
"Türkıyt, hem Baü ile Doğu hem de Kuzey ile Gü-
ney arasında bir noktada bulunuyor. Bu konumu
Türkiye'nin lehine de işleyebilir, aleyhine de. Türki-
ye bu yüzyılın başından, Osmanh devletinin parça-
lanmasından itibaren Doğu-Batı arasında merkezi bir
ülke olma iddiasından vazgeçti; Batı dünyasımn ke-
nan olma rolüne rıza gösterdi. Bugün de bu konu-
mu korumaya çahşıyor. Fakat şimdi dünyada Tür-
kiye'nin iradesi dışında çok büyük değişmeler yaşa-
nıyor.
"Benim bilimsel olduğunu iddia etmediğim bir ki-
şisel kanım var. Türkiye'nin kaderini belirleyici ül-
kelerden biri İran olacak. Yakın zamana kadar Iran-
hlar, Türkiye'yi Batı'yla arasına girmiş bir engel ola-
rak gördüler. Bunda kısmen haklı olduklanm tah-
Şükrü
Elekdag AT
ile gümrük
birligine
gitmesi
Türkiye'nin
2000'li
yıllar için temel
fırsatıdır. Bu
fırsatı değerlendiremezse kendi
içine kapanarak sıradan bir
Ortadoğu ülkesi haline gelebilir.
Halİt Refİg
Türkiye'nin
gerek
ekonomisinin
gelişmesi,
gerekse
güvenliği
açısından
İran'la iyi
Uişkilere ihtiyacı var. îran'da insan
hakları, demokratik rejim er geç
gündeme gelecek.
min ediyorum. Türkiye açısından da iran, Asya'nın
kapılannı kapamış bir ülkedir. 'Yine geçit vermedi
Acem daglan' diyen türkülerde bile vardır... Türki-
ye'nin gerek ekonomisinin gelişmesi gerekse güven-
liği açısından îran'la iyi ilişkilere ihtiyacı var. İran
için Türkiye, büyük bir problem.Çünkü tran'da çok
büyük bir Türk varhğı, 14 milyon Azeri ve Türk aşi-
retleri var. Azerbaycan, Türkiye-lran ilişkileri bakı-
mından olağanüstü ilginç, kilit bir noktada. Azer-
baycan etnik kimliğini, Şii dinsel kimliğinden önde
tuttuğu için Türkiye ile yakın ilişki arayışı içinde Bu,
İran için- büyük bir tehlike. İran bütünlüğünü mu-
hafaza etme insiyakı içinde, Şiilik faktörüne sanl-
makta. Bunun yürüyebileceği inancında değilim. İran
parçalanmayacaktır, ama değişecektir. Eğer Türkiye-
Azerbaycan yakınlaşması ilerlerse, iran da bu katı
rejimden vazgeçebilir. Îran'da insan haklan, demok-
ratik rejim er geç gundeme gelecektirf'
Y a r u ı : Dışa a ç ı k ek<
HABERLERtN DEVAMI
İŞVERENÎN TEKIİFİ VE SENDtKANLN VE
ÜCRET TEKIİFLERİ (İOOO TL.)
UKİKT1AT
DOacı. Büro temuftk ışçıa 1
Depc. Uçak tenvfk ıçşw 2
Memur. Scknter. 0»kWo 5
Hostes 9/1
Loansss Moasyen 10/"
Mtney«n 1(V2
' Dokfer. Avutul 12
14
JNJ00
319300
378 «20
967 006
910.880
8795»
mm
2628000
»08180
666 960
7508»
1823 000
1137 7 »
2031120
573B080
753 300
777 480
872960
'581.000
1016.180
1172 420
1398 100
»51000
1071 460
1104 220
1272 860
2360 000
1843 260
2360 960
28•'6 040
7283.000
2500 2070
1616 2268
1951 2700
2286 3709
2441 3363
2624 3649
2960 4111
4289 5736
2858 2858
3090 3090
3760 3760
4415 4415
4726 4726
5090 5090
5700 5700
7822 7822
1039 120
1078 100
1218 300
2279 000
2422 900
1167 540
1966 020
5217 000
1489 860
1763.280
3274 000
2505 420
3178 710
3765 880
10038 000
1950
2110
2565
3022
3236
3438
3942
5716
2231 2595 3736
2414 2856 4056
2893 3654 4967
3724 4835 5862
3666 4357 6291
4015 4753 6791
4491 5373 7630
6292 7574 10561
Ozel havayolları bayram ediyor
(Baftarafı 1. Sayfada)
Sürer, Ayşegül Aldinç, Selçuk
Ural da Ankara'ya hareket et-
tiler.
Bu arada Sağlık Bakanı Ha-
lil Şıvgın'da Ankara'dan lstan-
bul'a Türk Hava Kurumu'na ait
özel bir uçakla geldi.*
Kıbns Ercan Havaalam'ndan
Kıbns Havayollan adına dün sa-
at 11.25'te Adnan Menderes Ha-
vaalanı'na inen THY'nin A-310
uçağı, saat 13.00*te Londra'ya
uçtu. Hava-lş Sendikası tzmir
Şubesi Başkam Hasan Coşkun,
Kıbns Hava Yollan adma Ad-
nan Menderes Havaalanı'na
inen A-310 ucağınındaha sonra
THY adına TK-987 sefer sayı-
sıyla saat 13.00'te Londra'ya uç-
tuğunu belirtti. A-310 uçağma
"Charli Lima" adının yazıldığını
belirten Coşkun, "Bu «çuş grev
kıncıhğı anlamına geliyor. Uca-
| a yer hizmetleri yapümamıştır.
Uçaş giıventt|i yoktur" dedi. Bu
tür yöntemlerin kendilerini yıl-
dırmayacağmı söyleyen Coşkun,
haklannı alana degin mücade-
leyi sürdüreceklerini belirtti.
Bu arada Sönmez Havayollan
Genel Müdür Yardımcısı Erdo-
ğan Keskin AA'ya yaptığı açık-
lamada bazı müşterilerimn Ata-
türk Havaümam'ndan grevciler
tarafından engellendiğini öne
sürdü.
THY grevi yolcu taşımacıhğı-
nın yani sıra ihracatı da etkili-
yor. Antalya'dan ihraç edümek
üzere kesilen çiçekler üreticinin
elinde kaldı. Çiçek thracatçıla-
n Derneği Başkam Savaş Titiz,
"Uçan kuşa uçak soruyoruz. 3
bin kartonluk çiçek elimizde
kaldı" dedi. Titiz başvurdukla-
n özel havayolu şirketlerinin ast-
ronomik fiyat istemelerinden
yakındı.
Hava-lş Sendikası Genel Baş-
kam Atilay Ayçin dün istanbuF-
da sendika genel merkezi önün-
de toplanan 3 bin dolayında
grevciye bir konuşma yaptı.
THY'yi grev kıncıhğı ile suçla-
yan ve Genel Müdür Cem Koz-
lu'yu eleştiren Ayçin'e "dün
açıkladıklan teklifini inceleye-
cekleri son nokta olduğunu söy-
ledi. Ayçin "Cem Kozlu basm
açıklamalanyla gercekleri saptı-
nyor. TV'ye çıkarak birinci ka-
demedeki işçi için brüt 6,5 mil-
yon lira ücret veriyorum diyor.
Bu ücreti getirsin ben o sözleş-
meyi imzalamaya hazırım" de-
di. Ayçin grevdeki Havaş'ın ye-
rine yer hizmetlerini yapan Çe-
lebi şirketi için de mahkemeye
başvuracaklannı bildirdi. THY
Genel Müdürü Cem Kozlu ise
dün Cumhuriyet muhabirine
yaptığı açıklamada sendikaya
"dayatmaalıkla" suçladı ve "Biz
her zaman uzlaşmaya hazırız"
dedi.
THY grevinin yol açtığı tartış-
malar dün de sürdü. Ulaştırma
Bakanı Cengiz Tuncer grev baş-
lamadan önce özel kuruluşlar-
la anlaşarak THY uçaklanm ki-
raya verdiklerini bildirdi. SHP
Gölge Ulaştırma Bakanı Hiidai
Oral. ise -bu uygulamanın yasal
olmadığını ve THY'nin grev kı-
ncılığı yaptığıru savundu. DYP
Zonguldak Milletvekili Tevfik
Ertüzun de konuyu TBMM'nin
gündemine getireceklerini ve
THY'nin özelleştirilmesirıe karşı
olduklanm açıkladı.
Köşk^te teravi nanıazı
(Ba^tarafı 1. Sayfada)
mcdim, ama bayrama yetistiri-
lirse iyi olar" dedi. Ozal,
ANAP'ta kulise girerken genel
başkan adaylan Mesat Yümaz
ve Hasan Celal Güze» de iftar
yemekleri furyasına kaüldılar.
Başbakan Yüdınm Akbulut, 6
nisanda Izmir'de bin partiliye if-
tar yemeği verirken Istanbul il
başkan adayı Semra özal da 10
nisanda ilçe başkanlanna bir if-
tar yemeği verecek.
Ankara Büromuzun haberine
göre Cumhurbaşkanı özal, ön-
ceki gün ABD gezisinden dön-
dükten sonra milletvekillerini if-
tar yemeklerine çağırmaya baş-
ladı. özal'ın dün başlayan ye-
mekleri üç gûn sürecek.
Köşk'te teravi
Çankaya Köşkü'nde dün ak-
şam verilen iftar yemeğine, ara-
lannda bakanlar Mehmet Kece-
cüer, Mnstafa Taşar, Kamran
tnan, Vehbi Dinçerler, tlhan
Aközöm ve Cengiz Tuncer'in de
bulunduğu yaklaşık 90 ANAP
milletvekUi katıldı. Kuveyt'ten
dönen Akbulut'un ise davetli ol-
madığı için yemeğe katılmadığı
öğrenildi. Yemeğin sonunda
Konya Milletvekili Ziya Erau,
yemek duası okuduktan sonra
özal ve milletvekillerinin bir bö-
lümü topluca namaz için hazır-
lanan başka bir salona geçerek
teravi namazı kıldılar.
Namaz sonrasındaki sohbet
sırasmda özal, SSCB ve ABD
gezilerini anlattı. özal konuş-
masuun sonunda Türk Ceza Ya-
sası'nı getirterek, 141, 142 ve
163. maddeleri okudu. özal,
"Bunlann artık kaUanası tazun.
Devlete karşı suçlar için de ayn
kanun çıkanlır" dedi. Ceza te-
cili için de bazı konularda yan-
hşhklar olduğunu vurgulayan
özal, "Ben tecii yetişecek deme-
dim. Ama bayrama yetiştirüir-
se iyi olıır" diye konuştu. Keçe-
ciler, söz alarak vatandaşlann
devlete karşı suç işleyenlerin af-
fedileceğinden tedirginlik duy-
duklanm söyledi. Mnkerrem
TaşçıogİB da özal'a, "Neden bu
koDuşmanızda birtik, beraber-
likten söz etmediniz?" diye sor-
du. özal da "Neden bu toplan-
tdan yapıyonım suuyorsunuz.
1992de yeniden iktidar olmak
için birttk, beraberlik şartûr.
Kongrede de yine böyle oima-
nuz tazun" yarutını verdi. Yemek
gece 01.00 sıralannda sona erdi.
Mesut Yılmaz da dün akşam
basm mensuplanna bir iftar ye-
meği verdi. Diğer ANAP genel
başkan adayı Hasan Celal Gü-
zel ise bu akşam bir iftar yeme-
ği düzenliyor. Geçen hafta Is-
tanbul il delegasyonuna bir if-
tar yemeği veren Başbakan Yıl-
dınm Akbulut ise bu cumartesi
günü Izmir'de 1000 kişinin ka-
tılacağı bir iftar yemeği verecek.
lzmir Cumhuriyet Ege Bürosu-
nun haberine göre Başbakan'ın
Fuar Göl Gazinosu'nda verile-
cek iftar yemeğine il, ilçe yöne-
tim kurulu tiyeleri, belediye
meclisi ve il genel meclisi üyele-
ri ile delegeler katılacak. Başba-
kan'ın iftar yemeğinde 27 nisan
günü yapılacak il kongresine dö-
nük "net" bir mesaj vermekten
kaçınarak, "birlik ve beraber-
lik" çağnlanm yinelemesi bek-
lenirken, aday adaylan da ye-
mekte gövde gösterisine hazırla-
myor.
ANAP Istanbul İl Başkanh-
ğı'na aday olması nedeniyle
Semra Özal'i dönüşünde karşı-
lamak üzere tstanbul'dan Anka-
ra'ya giden 13 ANAP ilçe baş-
kam ve parti yöneticilerine ön-
ceki akşam bir iftar yemeği ve-
rildi
Romancı
(Baftarafı 1. Sayfada)
cilik de yapmıştı.
Turkçe'de "Havanadaki Ada-
mımız", "Yıkılış", "Casuslar ve
İnsanlar", "İstanbul Treni",
"Yüzbaşı ve Düşman" adlı ya-
pıtları yayımlanan ünlü İngiliz
romanası, 1930'larda yayımladı-
ğı yapıtlann çoğunda, faşizme
ve savaşa doğru sürüklenen bir
dünyada yaşanan çöküntüyü
anlatmıştı. Savaş sonrası yapıt-
larında daha bireysel ve psiko-
lojik konulan ele alan Greene,
politika, egzotizm ve din konu-
larına da özel ilgi duymuştu.
Sonradan Katolik olan Greene,
"Katolik bir roraancı" olarak
değil, "romancı bir Katolik" ol-
duğunu ısrarla vurguluyordu.
Greene, atmosfer ve karakter ya-
ratmada usta bir romancıydı.
Romanlarının çoğunu
"eğlencelik" yapıtlar olarak ni-
teleyen Greene, yazarlığın yete-
nekle değil, sabır ve çalışmayla
başarılabileceğini söylüyordu.
Yazacağı romanlar için se>
r
ahat
eden yazar, gerçek yaşamında
sakm blr hayat geçırmişti.
Greene,"Dostlanmla>uşadığım
olaylardHn çok vazdıgım roman-
lardaki ola> ve kişileri
hatırtıyorum" demişti.
THY,
uçaklarına
kiracı arıyor
tDRİS AKYÜZ
Hava-lş grevi, THY filosun-
daki Airbus uçaklanndan bazı-
larının geri verilme tehlikesini
gündeme getirdi. Ayda 75 mil-
yar lira uçak kredi taksidi öde-
mesi gereken THY, son aldığı 2
adet Boeing-737 ve bir Airbus
A-310 uçağmı Tanzanya ve Bul-
garistan'a kiralamaya çahşıyor.
Körfez savaşı süresince zararı
200 milyarı aşan THY'nin grev
nedeniyle de günde 6.5 milyar
kayba uğradığı belirtiliyor.
THY Genel Müdüru Cem Koı-
lu, Airbus kredi taksitlerinin
ödenememesi durumunda 3
uçağı geri vermek zorunda ka-
lacaklannı bildirdi.
Bu arada 2500 çahşanı ile
Hava-lş grevine katılan HA-
VAŞ'm grev bitiminde tasfiye
edileceği öne sürülüyor. Buna
gerekçe olarak HAVAŞ'ın "ya-
bancı havayollan oçaklanna
verdigi yer hizmetleri" tekelinin
Bakanlar Kurulu kararı ile kal-
dınlmış olması, bu nedenle de
büyük zarara uğraması gösteri-
liyor.
THY ve HAVAŞ çalışam 10
bin 500 kişinin grevi, bu iki iş-
letmeyi olumsuz yönde etkili-
yor. THY pazannı özel ve ya-
bancı havayolu şirketleri kap-
maya çalışırken yabancı hava-
yolu uçaklanna Türkiye'deki
havaalanlarında "yer" hizmeti
veren HAVAŞ'ın müşterileri de
Istanbul Hava Yollan'na kaçı-
yor. Grevin bitiminde bu şirket-
lerin tekrar HAVAŞ'tan yer
hizmeti ahnak istemeyecekleri
belirtiliyor.
Bunun yani sıra THY, aylık
kredi taksitlerini ödeyemediği
takdirde Airbus-310 uçaklann-
dan Uçünü geri vermek zorun-
da kalacak. Halen filosunda 13
Airbus uçağı bulunan THY, en
son gelen üç uçak için ayda 75
milyar lira kredi taksidi ödüyor.
Öte yandan YPK
(Yüksek Planlama Kurulu) tu-
rizmin desteklenmesi yönünde
yabancı havayollarının teşvik
edilmesi amacıyla alınan "uçak
yakıtlannda yiizde elli indirim"
uygulaması kapsamına özel ha-
vayolu şirketlerini alırken THY
bunun dışında tutuldu. YPK'-
nın aldığı karara göre Türkiye'-
ye "Charter" seferler düzenle-
yen özel şirketler ve yabancı ha-
vayollan uçaklanna yakıt ik-
mallerinde nisan ayı başından
ekim sonuna kadar yüzde elli
indirim sağlanacak.
Faizler doludizgin
(Başiarafı 1. Sayfada)
olmasa da özellikle Körfez sa-
vaşmdan sonra faiz arttırımla-
rını hızlandıran bankalann ye-
ni bir yarışa girdikleri görülü-
yor. Orta büyüklükteki banka-
lardan Pamukbank ve Türk-
bank'ın geçen hafta sonu faiz-
lerini üç puan birden arttırma-
larının ardından, bu hafta taban
faizi uygulayan İş Bankası, Ya-
pı Kredi Bankası faiz oranlan-
nı birer puan daha yukarı çek-
tiler. Büyüklerin birer puan art-
tırmasına karşılık küçüklerden
Dışbank üç ve altı aylıkta 3'er,
yıllıkta ise 2 puan, TEB bir ve
üç aylıkta 5, 6 aylıkta 2, yıllık-
ta 3 puanlık arttırıma gittiler.
Dışbank'ın faiz oranlan bugün-
den, TEB'ninki ise yanndan ge-
çerli olacak. Imar Bankası'nin
ayhk faiz arttınmı da 5 puan ol-
du ve yüzde 52'ye çıktı. Imar,
üç aylık faizini 4 puanlık artış-
la yüzde 60'a yükseltti. Ege-
bank'ın faiz arttınmı ise bir ve
üç aylık vadelerde 2 ile 3 puan
olarak gerçekleşti. En yüksek
faiz artışı ise 8 puanla Türk
Bankası Ltd'nin bir ayhk faizin-
de oluştu. Bu bankanın faizi
yüzde 48'den 56'ya yükseldi. In-
terbank'ın bir aylık vadede yap-
tığı artış ise 4 puan oldu ve yüz-
de 45'e çıktı.
Yeniden arttınmlardan sonra
faiz oranlan bir ay vadelide en
düşük yüzde 36, en yüksek yüz-
de 41.5; üç ay vadelide en dü-
şük yüzde 55, en yüksek yüzde
66; altı ayhk en düşük yüzde 57,
en yüksek yüzde 68; bir yülık en
düşük yüzde 62, en yüksek yüz-
de 73 olarak belirlendi.
Faiz oranlarının, banka ba-
zında altı ay önceki durumuyla
karşılaştınlması çarpıcı sonuçlar
veriyor. 30 Eylüi 1990'daki
oranlann 3 Nisan 1991 tarihli
faiz oranlanyla karşılaştınlma-
sı, bazı vadelerde yüzde 50'ye
varan faiz sıçramalanmn oldu-
ğunu ortaya koyuyor. Bankala-
nn 1988'deki hatalanna düşme-
yerek faiz arttırımında tedbirli
davrandıklan, ama devletin TL
talebine paralel olarak kararlı
bir şekilde faiz oranlarını yük-
selttikleri gözleniyor. Faizde en
büyük sıçrama üç ay vadelide ve
15 puan düzeyinde oldu. Onu
14.5 puanlık artışla bir ay vadeli
mevduat faizleri, 14 puanlık ar-
tışla 6 ay vadeli mevduat faiz-
leri ve 11 puanlık artışla bir yıl-
lık faizler izledi. Faiz yanşında
kamu bankalannın ve küçük
özel bankalann başı çektiği, or-
ta büyüklükteki bankalann
'tam' ortada kaldığı, büyük
bankalann ise yanşı dizginleme-
ye çalıştığı ızlenebılıyor.
Bankalan mevduat faizi yarı-
şına sokan en büyük etken, ka-
mu kesimi finansman açığının
büyümesi ve 32 trilyon lira ön-
görülen bu açığın 45 trilyon li-
raya çıkacağının hesaplanması
oldu. İç ve dış borç ödemeleri,
Hazine'yi nakit sıkıntısına so-
karken gittikçe artan oranda
Merkez Bankası kayna"klarına
da yöneltti. Hazine, yılbaşından
bu yana Merkez Bankası'ndan
3 trilyon 315 milyar lira avans
aldı. Yılbaşında 2 trilyon 747
milyar lira olan bu avans mik-
tarı, 22 marta kadar yüzde 120
artış kaydederek 6 trilyon 62
milyar liraya yükseldi.
Nakit ihtiyacı artan Hazine,
bu gereksinimini sadece Merkez
Bankası kaynaklanna başvura-
rak karşılayamadı, iç borçlan-
maya da ağırhk verdi. Yılbaşın-
dan bu yana toplam 7 trilyon
950 milyar liralık Hazine Bono-
su ve Devlet Tahvili satışmı ger-
çekleştiren Hazine, borçlanma
faizlerinin de üç ayda 10 puan
birden artmasına ve net olarak
yılhk yüzde 68.48'e çıkmasına
neden oldu.
Piyasalardaki nakit ihtiyacı-
nı en iyi şekilde yansıtan Ban-
kalararası Para Piyasası (Inter-
bank) faiz oranlan da yıl başı-
na göre bir kat artış gösterdi.
Bir gecelik borçlanmanın yılhk
ağırhklı ortalama faizi 1990 so-
nunda yüzde 64.82'den 1 Nisan
1991'de yüzde 110'a çıktı. Inter-
bank faizleri mevduat faizleri-
nin yeniden tırmamşa geçtiği altı
ay önce, yani 28 Eylül 1990'da
yüzde 49.18 idi.
Emisyon hacmi de son bir yıl-
da yüzde 85.16 artarak 1 Ni-
san'da 15.280 milyar Uraya çık-
tı.. Son altı aylık artışı yüzde
11.68 olarak gerçekleşen emis-
yonun yılbaşından bu yana arr
tışı yüzde 7.10 oldu.
JFAİSPDE
Bufcaah
İş Bankası
Ziraat Bankası
Akbank
Yapı Kredi
Vakıflar Bank.
Emlakbank
Pamukbank
Garanti Bank.
Türkbank
Osmanlı Bank.
Halkbank
Etibank
Töbank
Denizbank
Şekerbank
İktisat Bankası
Dışbank
Sümerbank
Esbank
Tütûnbank
TEB
imar Bankası
Demırbank
Netbank
Egebank
Fınansbankx
.TYT Bank
Tarişbank
Türk Ban. Ltd
Interbank
K. Amerikan B.
lmpexbank
6 AYLIK 1
Vafesiz 1
Vtt
rv VRŞILAŞTIRMA (yimie)
Mİ
3
Va M VaM
1
Va
U
M
71&HSF2 7? 7 1 J£3
10
10
10
5
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
10
5
30
10
10
10
10
10
10
10
10
16
10
10
5
10
10
to
10
10
10
14,
mk10
to
io
10
10
10
10
10
10
10
+
13
10
10
10
10
35
36
35
35
37
36
39
36
38.5
35
36
37
38
40
37
41.5
36
39
37
39
40
41
41
41
40
36
38
38
39
35
36
35
• 1
1
•Im
1
ii¥'
üw.S
52.5
48
55..
45
52
50
51
52
52
i-V-
56
45
46
47
46
46
48
46
50
47
48.5
46
47
47
48
48
47
50
46
50
48
49
50
50
50
51
50
45
49
50
50
42
45
wk
61
61
61
64
M
63
63
81
"ST-
•m-
JL
Wi
61
49
50
49
49
50
47
54
50
51.5
49
50
50
51
5
1
50
51.5
49
54
51
52
53
53
52
55
53
47
51
53
53
49
48
x = Faiz oranlan 200 milyon üstû mevduat ıçindir. 200 r
daha az kademeli bır faiz uygulanmaktadır. Banka vadesiz
pazarlık sonucu beliriiyor
^ H 56
^ H 57
^ 1 56
İ H 57
^ 1 56
^m 59
^m 57
İH
5 8 5
Ü i 56
mm 57
İH 57
^In 58
. <y 57
Imt 57
••57.5
| H 56
m 158
:&] se
»J 60
»|59.5
rİn60
'Mâ 58
B
M
mi 54
H | 58
Wm59
63 , 61
<#|52
» 1 55
57,1 56
67 I
66
LfiJ
kmamm
m
68
jd
^70
78
! 6S
70
73
70
68
62
62
62
nılyonun altı için
ve 1 aylık faizi