19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎSAN 1991 • • • • KEYHAŞAM CUMHURÎYET/17 TELEFONLAR STANBUL'DA BUGUN • The Mannara Oteli'nde saat 10.30'da Eğitimde Arayışlar konulu sempozyum başlayacak. KlSA KISA • Cihangir Defterdar Yokuşu 49/4'te üç yaşındaki çocuğuyla oturan Sert Yapı AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Sert'in eşi Nevin Sert'in, geceyansı eve gelen 3 kişi tarafından kaçırıldığı belirtildi. Nevin Sert'in eşinin iş gezısinde bulunduğu bildirildi. • Liluslararası Tıp'91 Fuan Sağlık Bakanı Halil Şıvguı tarafından açıldı. • B.Ü. Kandilli Rasatbanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mustafa Erdik, önümuzdeki 50 yıl içinde Istanbul'da Richter ölçeğine göre 7.5 şiddetinde bir deprem olabileceğini belirterek "deprem master plaru"run hazırlanıp uygulamaya konulması gerektiğini söyledi. • tstanbul'da 308 bin kişinin İSKl'nin "bedava su" programından yararlandıgı bildirildi. • Ayazpaşa Çevre Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği yöneticileri SHP il merkezini ziyaret ederek, eski Park Oteli yerine otel ve iş merkezi olarak yaptınlan gökdelenin deprem kuşağında yer aldığını, bunun da tehlikeli olduğunu açıkladılar. • Karadeniz'deki yunus neslinin, özellikle son aylardaki yanlış avlanma ytizünden hızla yok olduğu belirtiliyor. Sıraselviler'deki "Yeşil Bizans" adh lokalde düzenlenen toplantıda konuşan ressam Bedri Baykam, denizin en sempatik, en sevimli canlısı yunusun hedef seçilmesinin çok yanlış olduğunu belirtti. Ressam Mehmet Güleryüz de Karadeniz'in büyük bir kirlilikle karşı karşıya bulunduğunu, bundan denizde yaşayan tüm canlılann etkilendiğini belirtti. Güleryüz, yunusların avlanması ve öldürülmesinin yasak oîduğıinu hatırlatarak yetkililerin bu konuda acil önlem almalannı istedi. Belediyede kadro revizyonu Yağmurbombası'nadevamfslanbul Haber Servisi — Yaklaşık 7 aydır sürdürülen "yağmur bombası" uygulaması, yararlı olduğu gerekçesiyle 1 ay daha uzatıldı. Türkiye'de ilk kez uygulanan ve ilk başlarda tartışmalara neden olan sistemin "başarılı" olduğunu belirleyen İSKİ, uygulamanın 1 ay uzatılması ve gelecek yıl da sürdürülmesi kararı aldı. ABD'li VVeather Modification Incorporated adh şirket uzmanlarıyla uygularnanjn 1 ay daha uzatılmasına ilişkin anlaşmaya vardıklarını belirten İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel (ortada), bilimsel verilere göre uygulama sonucu yüzde 20'lik bir artış sağlandığını belirterek "Uygulamanın başında iddia edildiği gibi istanbul'u sel basmadı. Çok başanlı olan yapay yağışı, gelecek yıl da kullanmayı diişiiniiyoraz" dedi. Göknel ve ABD'li uzmanlar, anlaşmayı Bizim Tepe Tesisleri'nde düzenledikleri yemekli toplantıyla kutladılar. (Fotoğraf: Remzi Gökdağ) REMZİ GÖKDAĞ İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Mani'nin istifasından sonra Belediye Sarayı'nda kad- ro revizyonu başlatıldı. Üçüncü hizmet yılında daha çalışkan bir belediye teşkilatı kurmayı hedef- le>r en Nurettin Sözen, kritik noktalarda bulunan ve uyum sağlayamayan üst düzey yöneti- cileri görevden almaya devam edeceğini belirtti. Sözen'in başlattığı yenileme operasyonunda Park ve Bahçe- ler Müdürü Tank Konal ve Flor- ya Turistik Tesisler Müdürü Be- sim Cebecioğlu'nun da görevden alınacağı öğrenildi. Belediyedeki değişikliğin parti genel merkezi ile ilgisi olmadı- ğını belirten Sözen, "Bu, İstan- bul Büyükşehir Belediyesi'ni il- gilendiren bir konu. Genel mer- kezin etkisi yok. Görevden al- malar tamamen benim deneti- mimde yapılıyor. Görevden aldı- ğımız kişilerie şahsi bir sorunu- muz yok. Bu bir revizyondur ve bayrama kadar sürecek. Görevi- ni değiştireceğim arkadaşlanm arasında üst düzey yöneticiler de olabilir" dedi. Belediyeden görüştüğümüz üst düzey bir yetkili de revizyo- nun devam edeceğini, görevden alınacak kişiler arasında mali iş- lerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Uğur Bostancı'nın da bulunduğunu söyledi. Aynı yet- kili, "Görevden aiınmalara ge- nel merkez büyük ölçüde kanş- mıyor. Ancak bazı kişilerin ge- nel merkez tarafından belediye- den ihraç edilmesi isteniyor. Gö- revden almalann amacı beledi- yeyi daha çok çalışan bir kurum haline getirmek" dedi. Bu arada görevden alınacağı henüz kendisine resmi yazı ile bildirilmeyen Besim Cebecioğlu, Nurettin Sözen ile aralarında herhangi bir anlaşmazhk bulun- madığını, ancak böyle bir du- rumda görevi bırakmaktan baş- ka bir çare olmadığını belirtti. m PoNs imdat: 055 • htaiya: 000 • Jandama: 056 • ZaMa Midirtûftû: 527 57 00 • Mezartıfclar Müdirtttf: 172 13 73 -74-75 ve 088 • İSKİ anza: 068 • SAĞLIK: Hızır Acil: 077 Sailık MMûttit: 511 89 18 Ccrnkpa^ Tış: 588 48 00 C*u Tıp: 525 92 30 Mannara Tıp: 340 01 00 Haydarpa$a NIMNM: 345 46 80 ŞtşH EHM: 131 22 09 Taksta ikyartıaı: 152 43 00 SSK Sanntya: 588 44 00 SSK OtaMydan: 132 30 00 SSK Giztape: 358 67 60 • TRAFİK: Tnflk $abe kM.: 176 24 14 (ist). 356 04 85-86 (Kadıköy) BHşe Tıaflk: 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şehınçi), 314 36 (B Çekmece) • THY: İç Hattar: 573 13 31. Dtş Hattar 574 23 00 (25 hat). Saırtral: 574 73 00, Rczenafyfn: 574 82 00 (45hat) • DDY: Siıtecl 0MI*IM: 527 00 50 H.Pa*a Dmqm: 336 20 63 H.Pa» Saırtral 348 80 20 • VAPUR: $eNr Hatlan: 526 40 20. 144 42 33, DMb Yrilan (Ac«rtı): 145 53 66 144 25 02, 149 18 96 HABERLERİN DEVAMI Türkiye, BM'nİn Alptemoçin: G. Doğu tehdit altında karannı bekliyor ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Türkiye, Irak'tan kaçarak sınıra yığılan Kurt ve Türkmenlere insani yar- dım ve sınır güvenliği konuları- nı içeren bir karar tasarısı hazır- layarak dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sundu. "Bölgenin güvenliğinin tehdit altında olduğu" gerekçesiyle ön- ceki gün Güvenlik Konseyi'ni acilen toplantıya çağıran Türki- ye'nin sunduğu karar tasarısı, sı- nıra yığılan Iraklı sivillere insa- ni yardım sağlanmasını, sınır güvenliğinin garanti altına alın- masını istiyor ve Irak yönetimi- ni, vatandaşlannı göçe zorlayan eylemlerini hemen durdurmaya çağırıyor. Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ABD, Ingiltere, Fransa, SSCB ve Çin temsilcile- ri, Türkiye'nin önerisi üzerine danışmalarda bulunuyorlar. Güvenlik Konseyi'nin günde- minde Türkiye'nin Önerisinin yanı sıra Fransa'nın Irak'ta Kürtlerin ve Şiilerin durumuna ilişk4it,ojacık,yaptj£ı öperi_b,u- lunuyor. Fransa, önceki gün Türkiye'nin Güvenlik Konseyi'- ni toplantıya çağırmasından ön- ce, Irak hükümetini baskı altın- daki gruplarla diyalog kurmaya çağıran ve BM Genel Sekreteri- ni durumu gözlemlemek üzere "insani rnisyon" ile görevlendi- ren bir öneri sundu. Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri Ingiltere, Çin ve Sovyet- ler Birliği ile Ekvator, Zaire ve Hindistan, bu öneriyi Irak'ın içişlerine karışmak olarak nite- lendirip karşı çıktılar. Daha son- ra Türkiye "bölgenin güvenlik ve istikrannın tehlike altında olduğunu" bildirerek Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırdı. Başiangıçta Fransa'nın girişimi- ni güçlendiren bu çağrı, daha sonra alternatif durumuna gel- di. Fransa'nın önerisine Irak'ın içişlerine karışmak gerekçesiyle karşı çıkan üyeler, "Sadece in- sani yardım konusunu işleyecek ve Irak'ın içişlerine karışmaya- cak bir kararı" görüşebilecekle- rini belirttiler. İngiltere, böyle bir karann in- sani yardım yanının ağırlıklı ol- masını tercih ettiğini ifade etti. ABD'nin BM daimi delegesi OLAYLARIN ARDENDAKI GERÇEK (Baştarafi 1. Sayfada) tadoğu'da oynanan çok aktörlu tragedyamn kanlı bir bölümün- den başka bir şey değildir. "Kim suçlu, kim güçlü?" sorusu da ar- ıık anlamsızlaşmıştır. Çoluk ço- cuk, kadın erkek insan yığınla- rının hayat memat sorunu giin- demdedir. En katı yürekli kişi- nin bile vicdamm sızlatacak bir görüntü karşısındayız. Güney- doğu sınırımıza yığılan yüz bin- lerin sınırın beri tarafmdaki yurttaşlarımızla yakınhkları, olaya daha dramatik bir boyut katmaktadır. Biz bu yazımızda; Türkiye'nin olanaklarından, sorunun akçe- li boyutundan, güvenlik çekin- celerinden, olayın ileride yarata- cağı sonuçlardan, Birleşmiş Mil- letler'in ve Batı'nm tutumundan söz açmayacağız, Bilindiği gibi böyle olaylarda hukuk, asker- lik, güvenlik bakımından çeşit- li düşünceler öne sürülebilir; maddi açılardan olanaklar tar- tışılabilir. Ancak ortada bir insanlık dramı vardır ve ne yapılması ge- rekiyorsa o yapılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Türk ulusuna düşen görev bu- dur. Uygar dünyaya, tarihimize, geleceğimize, insanlığımıza ya- kışır bir karara varamazsak, kendi kendimizi bağışlayamaya- cak bir duruma düşebiliriz. • • • Thomas Pickering \Vashington1 un henüz kesin bir karar verme- digini belirterek sorunun son de- rece karmasık bir sorun olduğu- na ve Güvenlik Konseyi'nin bir süre daha bu konuda çahşması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye ne bekliyor? Ankara büromuzun haberine göre Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin Kuzey Irakhlann ül- kelerini terk etmelerine gerek bı- rakmayacak yönde bir karar al- masını istiyor. Edinilen bilgiye göre bu karann iki temel unsu- ru içermesi gerektiği savunulu- yor. Türkiye'nin BM nezdinde- ki daimi temsilcisi Büyükelçi Akşin'in Güvenlik Konseyi top- lantısında yapacağı bilgilendirici konuşmasında da vurgulaması beklenen bu unsurlar şöyle: 1) Güvenlik Konseyi kararı, Irak yönetiminin kuzeydeki halk üzerinde baskıya son ver- mesi yönünde güçlü bir çağrı içermelidir. "Derhal baskıya son verin" çağrısı, yaptınm un- surlarıyla da desıeklenmelidir. Bu karann bir "ültimatom" ni- teliğinde olup olmayacağı, "son tarih" içerip içermeyeceği Gü- venlik Konseyi'nin takdirine ka- lacaktır. 2) Kuzey Irak'ta halen zor durumdaki nüfusa "acil yardırn" yapılması doğrultu- sunda bir eğilim vurgulanmalı- dır. Amaç, bu insanlara gerekli her türlü yardım malzemesinin halen bulundukları yerlerde ile- tilmesini sağlamak olmalıdır. Tepki ve yardım Saddam Hüseyin'e bağlı bir- hklerin Kuzey Irak'ta giriştiğı ve yüzbinlerce Irakünın ülkeden kaçmasına yol açan sindirme harekâtı, dünyanın tepkisini çe- kiyor. Fransa Cumhurbaskanı François Mitterrand, BM Gü- venlik Konseyi'nin "Irak'Uki zulmü Ifinamaanı" istedi. Irak'a karşı uygulanan ambargonun sürmesini isteyen Mitterrand, Bağdat yönetiminin Kürtlere uy- guladığı baskı politikasına tep- ki gösterümemesi durumunda, BM'nin siyasal ve ahlaki otori- tesinin sarsjlacağınj savundu. F. Almanya hükümeti de Irak'ı uyararak, Kürt azınlığa karşı giriştiği harekâtı kınadı. Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscber, Güvenlik Konseyi üye ülkelerinin dışişleri bakanlanna mektup göndererek, Kuzey Irak'taki olayları ve mülteciler konusunu görüşmek üzere top- ianmaJarmı önerdi. AT de bir bildiri yayımlayarak Irak'ın "binlerce kişinin komşu ülkelere kaçmasına neden olan baskı politikalanna vakit geçir- meden son vennesini" istedi. Bu arada, AT ve Norveç, Irak'tan kaçan Kürtlere yardım yapacağnıı açıkladı. AT Komis- yonu 5 milyon ECU (yaklaşık 21 milyar lira) yardım karan alır- ken, Norveç, Iraklı mültecilere 1.5 milyon dolarhk insani yar- dım yapacağını açıkladı. Ingil- tere Başbakanı John Major da Kürtlere yardım için gerekli yer- lere talimat verdiğini söyledi. öte yandan, BM Mülteciler Yüksek Komiseri, Cumhurbas- kanı Özal'a mcsaj göndererek Türkiye sınırlannın Irak'tan ka- çan Kürtlere açılmasını istedi. ABD temasta Bu arada ABD Dışişleri Ba- kanlığı Sözcüsü Margaret T\ıt- willer, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Morton Abramo- witz'in Kuzey Irak'taki gelişme- ler ve bunun Türk sınırı üzerinde doğurduğu baskı hak- kında Ankara'da temaslar yap- tığını açıkladı. Tutvviller, "Türkiye'nin sının açtnasını mı istiyorsunuz?" sorusuna, "Ay- nntılara giremem. Türkiye'nin karşılaştığı yardım ihtivacının farkındayız. fnsani yardım için uluslararası örgütlerle temasta- yız" karşılığıru verdi. ANKARA (Cumburiyet Bü- rosu) —Irak'uı kuzeyinde yaşa- yan Türk ve Türkmenlerden yaklaşık 250 bin kişi Türkiye'- ye geçmek için sımrda beklerken Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtce- be Alptemoçin "Irak hüküme- tinin top ve bavan a(eşinin sür- düğünü ve bu bombalamalar sı- rasında 10'u aşkın havan mer- misinin de Türkiye'ye düştıi- ğünü" açıkladı. Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar da 15-20 civannda havan topunun Türki- ye sınınndan içeri düştüğünü, ancak önemli bir hasar yarat- madığını söyledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Kurt- cebe Alptemoçin TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Irak hükümetinin 1988'de oldu- ğu gibi Iraklıları Türkiye sınırı- nata ittiğini ve 1988'deki "oldu bitti"yi tekrarlamak istediğini anlatarak Batılı ülkelerin Tür- kiye'ye gelen sığınmacılarla ilgili çok az yardım yaptığını sjğınma isteklerini de kabul etmediğini dile getirdi. Altpetomçin sözle- rini şoyle sürdürdü: "Irak hükümetinin top ve ha- van ateşi sürmektedir. Güney- doğu sınınmız bu nedenle bü- yük tehdit altındadır. Bu bom- balamalar sırasında 10'u aşkın havan mermisi de topraklanmı- za düşmüştür. Türkiye Irak'ın Kuveyt işgalinin sona erdirilme- si için üzerine düşeni yapmıştır. Irak'a ilaç ve yiyecek yardımı için de bazırlıklara başlamıştır. İlk yardım elini uzatan ülke yi- ne Türkiye olacaktır. Girişimle- rimizin uluslararası platformlar- da gerekli tepkileri bulacağını samyonız. Irak'ın bu facia ve kat- liama son vermesini diliyoruz." Milli Savunma Bakanı Meh- met Yazar da bakanlığın ilaç fabrikasmdaki incelemelerinden sonra gazetecilerin sorularını yamtlarken Saddam yönetimi- nin saldırısından kaçarak Türk sınırında bekleyen sivil halka bölgedeki birliklerin ve valilik- lerin olanakları ölçüsünde gıda, ilaç ve sağlık hizmeti yardımı ya- pıldığını açıkladı. Türkiye'nin bütün insancıl >-aklaşımına karşı dünyanın seyirci kalamayacağı- nı belirten Yazar, Batılılan da yardıma çağırarak, "Jnsanlık edebiyatı payanlar görev başına" dedi. AA'nın haberine göre Cum- hurbaskanı Turgut Özal, ABD çapında yayın yapan "Ulusal Radyo"da salı gunü yayımla- nan demecinde, Türkiye'nin sı- nıra ulaşan Kürtlere yardım ede- bileceğini belirierek "İnsancıl yardım verilmeli. Silah ya da cephane değil. Irak'ın o işleri- ne karışmayacağız. tnsancıl ne- denlerle ilaç ve yiyecek Irak sınırı cehennem (Baştarafi I. Sayfada) kentlerde Saddam'a bağlı güç- lerin denetimi sağladığını bildir- di. Irak'a girmelerine izin veri- len ve Erbil kentini gezen Batılı gazeteciler, caddelerin cesetler- le dolu olduğunu kaydettiler. Kürt muhalefet liderleri çatış- malann devam ettiğini savundu- lar. Ikinci bir Halepçe katliamı- nı yaşama korkusuyla Türkiye sımrına yığılan 200 bini aşkın Iraklı, sınırın sıfır noktasında Türkiye'ye sığınmayı bekliyor- lar. Çukurca'nın Üzümlü sınır bölgesindeki tampon bölgede yaklaşık 60 bin sıgınmacı, sağa- nak yağmur nedeniyle zor ko- şullarda yaşam savaşı veriyor- lar. Çoğunluğunu çocuk, kadın ve yaşhların oiuşturduğu kitle arasında yüzlerce yaralı bulun- duğu öğrenildi. Uzümlü sınır kesimindeki jandarma karako- lu yaralılar için zorunlu olarak hastaneye dönüştünilürken Peş- mergeler arasında bulunan 4 doktor yarakları kısıtlı olanak- larla tedavi etmeye çalışıyor. Durumu ağır olan Peşmergeler, ambulanslarla Hakkâri Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Bir yet- kili, yaralanmaların bir bölü- münün kimyasal silahlardan kaynaklandığını söyledi. Yara- lılara kan sağlamak için ilde kan bağışı alındığı ve hastane önün- de kuyruk oluştuğu belirtildi. Geçişler sırasında tampon bölgedeki bir bölüm mayınlı araziye giren sıgınmacı lardan bazılarının yaşamını yitirdiği öğrenildi. Ölen sığınmacıların yakınlan iarafından aynı yerde gömüldükleri bildirildi. Açlık ve hastalıkla karşı karşıya bulunan Kurtler, Araplar ve Süryaniler Duhok'a hava saldınsı başlama- sıyla birlikte kentin tamamının boşaldığını, yüzbinlerce insanın Türkiye, tran ve Suriye sınınna tarihin en büyük göçünü başlat- tıklarını belirttiler. Üzümlü böl- gesinden beş silahlı korumasıy- la birlikte Türkiye'ye sığınan Süryani Demokrat Hareketi ust düzey liderlerinden Yakup Yu- suf (40) Saddam'ın Türk duş- manı olduğunu, bu nedenle kas- ten halkı Türkiye sınınna goçe zorlayarak bu ülkeyi zor duru- ma sokmak istediğini savlaya- rak şunları anlattı: "Saddam Peşmergelcrle sa- vaşmıyordu. Sadece savunmasız halka saldınyordu. Kürt, Sürya- ni ve Arap halkı hiçbir dönem Irak'ta böyle bir katliam yaşa- madı. ABD çok büyük hata \aptı. Saddam'ı yaralı bıraktı. İyileşmesine de yardım etti. Kat- liam ve zulum yaplı. Tüm dün- ya da bunu koltuklarında otu- rarak seyretti. Türkiye sınırın- da bulunan yüzbinlerce insanın durumu içler acısı. Birleşmiş Milletler bu insanlann ölmesini mi bekliyor, karar çıkarmak için? Saddam'ın katliamına göz yuman politikacılar ve dünya halkları, hiç olmazsa bu zavailı insanlara yardım etsinler, yar- dım çagrısında bulunsunlar, kampanvalar başlatsınlar." Uludere Uludere'nin iki ayn noktasın- da bekletilen 110 bine yakın Kürt ve Türkmen arasında bu- lunan 0-5 yaşları arasındaki yaklaşık 30 çocuğun önceki ge- ce donarak öldüğü bildirildi. Turk askerlerinin sıfır noktasın- da bekleyenlere "Türkiye sını- rını geçerseniz ateş ederiz" di- ye bildiri dağıttığı, alınan haber- ler arasında. Türkiye sınınna gelirken 500 kadar yaralının yolda öldüğünü anlatan Peş- mergelerin bir kısmının, silahla- rını bıraktığı da öne sürüldü. 11 nolu sınır taşından Peşmergele- re gönderilen görevlilerin, 20 katırla Işıkeveren Karakolu'na 400 dolayında silah getirdiği, sı- nırda bekleyen Kürtlerin "Si- lahlanmızı da (eslim ediyoruz. bizi artık içeri alın" yolunda mesaj verdiği bildirildi. verilebilir" dedi. Türkiye'ye gelmek isteyenle- re ilişkin soru üzerine Cumhur- baskanı Özal şunlan söyledi: "Eger Irak ordusunca öldü- rülmemek için kaçıp geliyorlar- sa içeri kabul edilmeliler. 1988de de yaklaşık 60 bin kişi aynı şartlarla geldiğinde Türki- ye'ye kabul edildi. Körfez buna- lımı sırasında yaklaşık 5 bin ki- şi geldi ve hâlâ Türkiye'de bu- lunuyorlar." Irak'a malzeme yollanması konusunda güçlük olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı, Habur Köprüsü'nün yıkılması nedeniyle smırlı miktarda yardı- mın yollanabileceğini kaydetti. Kürtlerin, Irak hükümeti ye- rine yardımın doğrudan kendi- lerine verilmesini istediklerini bildirmeleri üzerine Cumhur- başkanı Özal, Türkiye'nin yal- nızca Kürtlere değil, bütün Irak- lılara yardım etmeyi arzuladığı- nı \urguladı. "Başkan Bush'tan, Irak'taki ayaklanmaya destek vermeme- sini istediği" yolundaki iddialaı üzerine görüşleri sorulan Cum- hurbaşkanı, bunun doğru olma- dığını. Türkiye'nin bu konuda tarafsız olduğunu *.ayledi vt "Başkan Bush ile bu konuyu görüşmedik. Genel olarak ko- nuştuk. ABD'ye ne yapacağını Yardımlar Sınırda açlık ve hastalıkla mücadele eden yüzbinlerce kişi- ye yardım edilmesi amaeıyla çe- şitli düzenlemeler de yapıldı. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Kozakçıoğlu, sınır bölgesinde seyyar fırınlar kurulduğunu, Toprak MahsuIIeri Ofisi'nce un sevkıyatına başlandığını belirt- ti. Kozakçıoğlu, çocuklar için de süttozu ve mama gönderildi- ğini söyledi. Türkiye'nin kabul etmesi halinde, Irak ordusun- dan kaçanların barındırılmala- n için Çukurca'da 25 bin kişi- lik kamp yerine çadırların ku- rulmasına başlandığı, Kızılay'- da ilk etapta istenen 2 seyyar mutfak ve 5 bin kişiye yetecek kadar çadır ve battaniyenin An- kara'dan yola çıktığı bildirildi. Hakkâri Valiliği de 30-40 bin ki- şiye yetecek kadar çadır ve bat- taniyeye ihtiyaç olduğunu An- kara'ya iletti. Sığmanların sağ- lık sorununu çözmek için ilk etapta Şemdinli'ye 3, Çukurca'- ya da 5 sağlık çadırı sevk edil- di. Çukurca, Uludere ve Şemdin- li ilçelerinin sınırında bekleyen Irakhlara, her gün gıda yardımı yapılması kararlaştırıhrken ilk aşamada Üzümlü köyü yakınla- rında bekleyen Irakhlara 16 bin ekmek, 2 ton peynir ve 2 ton söylemek benim işim değil. ABD kendi kararını kendisi vermeli" dedi. Başbakan Yıldırım Akbulul da Kuveyt'e hareketinden önce Esenboğa Havaalanı'nda gaze- tecilerin sorulannı yamtlarken Irakhlara insani açıdan yardım- cı olunabileceğini söyledi. Ak- bulut, "sınırların açılıp açılmayacağı" sorusuna şu ya- nıtı verdi: "Irak'ın, vatandaşlarını zor dunımda, belki ölümle karşı karşıya bırakarak onları Türki- ye'ye doğru yöneltmiş olmasını protesto ettik. Tabii.bu, doğru bir hareket değil. İnsani yönü de olmayan bir hareket. Kadın, çoluk-çocuk yüzbinlerce kişiyi ölümle karşı karşıya bırakıp zor dunımda Türkiye'ye geçmeleri- ni veyahut sığınmalarını sağla- ma cabaiannı protesto ettik. fs- teriz ki çoluk çocuğa dokunul- masın. l ygulamalar bu yönde yapılsın." Sözcü Sungar, Türkiye'ye ge- çiş yapan iraklılar için acil gıda ve ilaç yardımı sağlanması yö- nünde girişimler yapıldığını be- lirtti. Sungar, "Eğer kitlesel ge- çiş kaçınılmaz olursa Türkiye ne yafMcak" şeklindekibk soruya ise "Yapamayacaklar. Gerekli önlemler alındı. Giriş mümkün olmayacak" yanıtmı verdi. helva yardımı yapılacak. Bu arada SHP Hakkâri il örgütü tarafından sınırda bekleyenler için gıda ve giyecek yardımı kampanyası başlatıldı. Şırnak Devlet Hastanesı'nden bölgeye 7 dokıor ve 5 hemşire ile 10 koli ilaç, Lludure'den de 3 doktor gönderildi. Şırnak Va- liliği dün fırınlardan satın alınan 5 bin dolayında ekmeği de sınır- dakilere gönderdi. Bunun yanı sıra Uludere ilçesinde yurttaşlar, evlerindeki fırın ve ocaklarda, sığınmacılar için ekmek yapımı- nı sürdürüyorlar. 13 gazeteci geldi Bu arada, ulkedeki çatışma- ları izlemek üzere Irak'a giden gazetecilerden 13'ü daha Tür- kiye'ye sığındı. Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Umurlu köyü Derecik mezrası yakınla- rından sınırı geçen gazeteciler, buradan Van'a gönderildiler. Bu arada Irak'taki çatışmalar sırasında yaşamını yitirdiği be- lirtilen gazetecinin Kapa Ajans muhabiri Pascal Manukyan ola- bileceği de ifade edildi. Sınırdaki gelişmeleri izlemek amaeıyla Uludere ve Silopi ilçe- lerine gitmek isieyen gazeteciler Şırnak'ta durdurularak sınıra geçmelerine izin verilmedi. 30 kadar gazeteci bunun üzerine Cizre'ye dönmek zorunda kaldı. GOZLEM UĞURMUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) fından, kadın, çoluk çocuk, genç ve yaşlı acımasızca öldü- rülüyorlar. Talabani ve Barzani'nin Saddam karşısındaki başarısız- lıkları, ister istemez PKK'yı güçlendiriyor. Sınırda bir dramatik çatışma haberi de alınıyor. Hakkâri sınırındaki çatışmada yetmişe yakın PKK'lının öl- dürüldüğü, çatışmadan dönen birliklere kurulan pusu so- nucunda da dokuz askenmizin şehit oldukları bildiriliyor. ABD'nin 'Kürtlere yeşil tşık siyaseti" bir insanlık dramına da yol açıyor. Kürt, Türkmen, Süryani ve Araplar Saddam'ın ölüm ku- san silahlarından sınırlarımıza doğru kaçıyorlar. Türkiye, bu insanlara elden gelen her türlü yardımı yap- malıdır. Bu, hem insanlık hem uygarlık görevidir. Böyle bir görevden kaçılmaz. Ancak Türkiye'nin elindeki olanaklar, sınırianmıza doğ- ru kaçan 200-250 bin kişiyi banndırmaya yeterli midir? Yetkililer, 'hayır 1 diyorlar: — Bu aşamada bu kadar insani barındıracak olanağımız yok. Birleşmiş Milletler, olası bir göçe karşı Türkiye'ye 20 bin kişinin sığınacağını varsayıp yardımı bu 20 bin kişiyi ölçü alarak sağlıyor. 4 milyon dolarhk mal ve para yardımı, bat- taniye, yatak yorgan, çocuk giysisi bu 20 bin kişi hesap edi- lerek saptanıyor. 20 binden fazla sıgınmacı, Birleşmiş Milletler öngörüle- «rini de aşıyor. 1988 yılında 'Halepçe katliamı' sonunda toplu kıyımdan kaçan yaklaşık 60 bin 'Kürde Türkiye kucak açmış, bunlar- dan yalnızca dört bini Türkiye'de kalmak istemiş, hiçbir Batı ülkesi, Avrupa ya da Amerika'ya gitmek isteyen bu yersiz yurtşijz..?ayallı Iraklı Kürtlere 'ge//rj' dememiştir. Bu Kürtlerin ancak 350'si Fransa tarafından kabul edil-' miş, 2000'e yakını da Amerika'ya göç etmeyi beklerken Kör- fez savaşı patlak vermiştir. Batı teievizyonlarında 'Kürdistan' haritaları üzerinde ko- nuşmalar yapmak kolay; bu yersiz yurtsuz insanlara kucak açmak güçtür. Bugün sınırlarımıza dayanan insan sayısı 200-250 bin- dir, bu sayı her saat artmaktadır Birleşmiş Milletler'in bu insanlık dramına bir çözüm yolu bulması gerekiyor. Hem de bugün... Bu insanlık dramının hiç akla gelmeyen bir de hukuksal boyutu var. Bu hukuksal boyut, Türkiye'ye sığmanların 'mülteci' sayılıp sayılmayacaklarıdır. 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi, 'mülteci'yi şöyle ta- nımlıyor: — 1 Ocak 1951'den evvel cereyan eden hadiseler netice- sinde ve ırkı, dini, tabiyeti, muayyen bir içtimaı gruba men- subiyeti veya siyasi kanaatleri yüzünden takibata uğrayaca- ğından haklı olarak korktuğu için vatandaşı olduğu memle- ket dışında bulunan ve işbu memleketin himayesinden isti- fade edemeyen veya mezkûr korkuya binaen istifade etmek istemeyen, yahut tabiyeti yoksa ve bahis konusu hadiseler neticesinde evve/ce mutaden ikâmet ettiği memleket dışın- da bulunuyorsa, oraya dönemeyen veya mezkûr korkuya bi- naen dönemeyen sahıs... 28 Temmuz 1951 tarihli 'Mûltecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme' yalnızca Avrupa'dan Türkiye'ye sığınanları kapsıyor! Türkiye, bu açıdan sözleşmeye 'çekince' koymuş. Bu sözleşme, Türkiye tarafından 29 Ağustos 1961 tari- hinde onaylanmış ve Avrupa dışındaki bölgeler -örneğin Ortadoğu- bu sözleşmenin dışında tutulmuştur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun bu sözteşmede 'me- kânvezaman değişiklikleri' öngören 2198 (XXI.) kararından sonra 1 Temmuz 1968 tarihinde de "sözleşmenin sadece fit/rupa'da cereyan eden hadiseler neticesinde vaki sığınma- lara uygulanacağı" kabul edilmiştir. Bu nedenle Türkiye'ye sığınan Iraklıların 'mülteci' sayıl- maları ve bu sözleşmenin sağladığı güvencelerden yarar- lanmalan da olanaksızdır! Dünya, Kuzey Irak'tan kaçanların insanlık dramına seyirci kalamaz.. Ve kalmamalıdır. 7 er şehit, 9 yaralı (Baştarafi 1. Sayfada) 27-30 mart tarihleri arasında Irak sınınnın Uludere kesimin- den yapılan harekâtta da 70 PKK'lının oldürüldüğü öğrenil- di. Daha önce yalanlanmasına karşın çeşitli kaynaklarca doğ- rulanan habere göre bu operas- yonda 9 Türk askeri de öldurül- dü. Türkiye'nin, Irak sınınndan içeri girerek PKK'ya yönelik operasyonlar yaptığı yolundaki iddialar yoğunlaşıyor. Son ola- rak önceki gun ve dün Hakkâ- ri'nin Şemdinli ilçesi Oraklı sı- nır kesimindeki Derecik köyün- den sınırı geçen güvenlik güçle- rinin PKK militanları ile çatış- tığı yolunda haberler verildi. Olayla ilgili olarak bölgedeki kaynaklar çatışmalarda 30 Türk askeri ile 20 korucunun öldürül- düğünü iddia ettiler. Ancak bu haberler Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nce doğrulanmadı. Hakkâri Valisi Şahabettin Harputlu da "Bize bir şey inti- kal etmedi. Haberimiz yok" de- di. Bu arada Hakkâri Devlet Hastanesi'nde bu çatışmada ya- ralanan 9 kişinin yattığı belirlen- di. Olayla ilgili olarak Haıckâri Devlet Hastanesi'nde tedavi edi- len güvenlik görev lilerinden edi- nilen bilgiye göre yapılan sınır ötesi operasyon sırasında Türk askerleri PKK militanları ile ça- tışırken Iraklı askerler tarafın- dan da ateş açıldı. Irak'taki PKK kamplarına ağır silahlar- la baskın düzenleyen Türk as- kerlerine açılan ateş sırasında 7 er şehit oldu, 5 Türk askeri de yaralandı. Bu arada Türk asker- lerine iraklılar tarafından da ateş açıldı. İki ateş arasında ka- lan askerlerden 4'ü de iraklılar tarafından yaralandı. Yaralı as- keJer tedavi için Hakkâri Dev- let Hastanesi'nde özel olarak hazırlanan bir odaya alındılar. Şemdinli'den yapılan sınır ötesi operasyonda, 30'u asker, 50 kişinin ya da 7 askerin şehit edildiği yolundaki bu haberler, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nce doğruîanmazken, bölgedeki bir askeri yetkilinin "30 sehidimiz var" dediği öğre- nildi. Bu arada Hakkâri'de 30 tabutun hazırlandıSı bildirildi. Ankara Büromuzun edindiği bilgiye gore Körfez savaşı çerçe- vesinde bölgeye sevk edilen Eğir- dir Komando, Kayseri Hava In- dirme birlikleri ile jandarma asayiş birlikleri komutanlığının jandarma komando birliği 27 mart gecesi kuzey Irak'ta Dahuk ve Zaho bölgesindeki PKK kamplarını basmak üzere hare- kete geçti. Birlikler 4 gün süren operasyondan sonra geri döner- ken sınıra yakın bölgede PKK tarafından pusuya düşürüldüler. Burada çıkan çatışmada toplam 9 asker şehit oldu. Şehit olan as- kerlerin ailelerine ise önceki ak- şam geceyarısından sonra haber verildi. Öte yandan gerek askeri yet- kililer gerekse Dışişleri Bakan- lığı, sınır ötesi operasyon yapıl- dığı yolundaki haberleri yalan- ladılar. Dışişleri Sözcüsü Murat Sungar, sınır ötesi operasyona ve sıcak takibe olanak tanıyan anlaşmanın süresinin 1988 yılın- da dolduğunu belirterek "Sınır ötesi operasyon da yoktur, sıcak takip de yoktur" dedi. Bu arada Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden üst düzey bir yetkili ise "Sınır ötesinde değil, ancak sınır üstünde çatışma ol- du. Bana gelen bilgiye göre 7 as- ker şehit, ancak bu sayı 9 da olabilir" şeklinde konustu. Öte yandan Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nce dün yapılan yazılı açıklamada, 6 teröristin si- lahları ile birlikte ölü olarak ele geçirildiği duyuruldu. Açıkla- mada, Şırnak ile Güçlükonak ilçesi Damlabaşı köyü bölgesin- de güvenlik kuvvetlerince önceki gün başlatılan planlı operasyon sırasında 4'ü erkek, 2'si kadın toplam 6 kişi ölü olarak yaka- landı. Genelkurmay Başkanlığı Ba- sın ve Halkla İlişkiler Şube- si'nden dün akşam yapılan açık- lamada, Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin sınır ötesi herhangi bir ha- rekât yapmadığı bildirildi. Ge- nelkurmay'ın açıklaması şöyle: "Türk Silahlı Kuvvetleri, sınır ötesi bir harekât yapmamıştır ve bu söz konusu değildir. Bölge- de sürdürülen asayiş ile ilgili fa- aliyetler hakkında zaman za- man Olağanüstü Hal Bölge Va- liliği gerekli açıklamalan yap- maktadır. Bu konuda da her- hangi bir açıklama bu makam tarafından yapılacaktır." ŞİREVYERDEN TAHMIIVLEJt 1. KOŞU: F: Fehmiço (4), P: Daisy's Boy (3), S: Amber (6). 2. KOŞU: F: Heybetli (7), P: Boğaziçi (6), PP: Kerim (3), S: Şanlı (4). 3. KOŞU: F: Tanyıldızı (3), P Yeniçeri (4), PP: Cariye (5), S: Gemlikgüzeli (1). 4. KOŞU: F: Jocker Dancer (1), P: God You (3), PP: Burling- ton (2), S: Latifşah (4). 5. KOŞU: F: Kalamış (3), P: Kerem 3 (4), S: Yurdabak (7). 6. KOŞU: F: Akçakız (12), P: Hasandede (1), PP: Turanbey (10), PP: Buse (15), S: Gülay 3 (2). 7. KOŞU: F: Irres Miss (1), P: Golden Nugget (2), PP: R Hurricane (8), S: Elifim (6). G.1 G 1 2 t4 • 7 B 9 K> 11 12 8oJ7| 81 g\ w 16İ 7 f 61 9 10 11 12İ O5 1 2 3 A S e 7 a ,9 10 11 J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle