22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28NÎSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Akbulut Izmir'de • tZMİR (AA) — Başbakan Yıldmm Akbulut, özel uçak "Ana" ile Ankara'dan Izmir'e geldi. Başbakan Akbulut'u, Adnan Menderes Havaaalnı'nda, Devlet Bakanı Işırı Çelebi ve rzmir Valisi Kutlu Aktaş karşıladılar. Karşılaşmada, îzmir Büyükşehir Belediye Başkan V'ekili Hasan Özdemir ile bazı rnilletvekilleri, öteki yetkililer ve partililer bulundu. Köşk'e 5 milyarlık avize • ANKARA (UBA) — Çankaya Köşkii yeni hizmet binasına ünlü Avusturyalı fırma Bakolowitz tarafından toplam değeri 5 ile 6.5 milyar arasında değişen kristal avizeler takılacak. Tempo Dergisi'nin son sayısında yer alan haberde, avizelerin önümüzdeki ağustos ayı içinde takılacağı belirtildi. Yapımma Kenan Evren zamanında başlanan ancak müteahhidin işi yantn bırakmasından sonra Turgut özal döneminde yeniden ihaleye çıkartılan Cumhurbaşkanlığı Köşkü yeni hizmet binası yapımını üstlenen ANAP Ankara Milletvekili Rıfat Dikmen'in Ltd şirketi, binanın açılışının 30 Ağustos'a yetiştirileceğini açıkladı. Güzel'den dügüne tepki • ANKARA (ANKA) — ANAP genel başkan adaylanndan Hasan Celal Güzel, Cumhurbaşkaru Turgut özal'ın oğlu Efe ÖzâFın düpnünde milyarlarca lira harcanmasma tepki göstererek, "Efe Özal'ın düğünü Türk halkına hakarettir" dedi. İşkence iddiası • lstanbul Haber Servisi — Uluslararası Af Örgütü'nün 'Nevvsletter' adlı haber bülteninin son sayısında Türkiye'deki işkence sonucu ölüm olaylarına birinci sayfadan yer verildi. Örgütün büttin dünyadaki üyelerine postayla gönderdiği bültendeki haberde Türkiye'de 25 Kasım 1990'dan bu yana, 9 ayn işkencede ölüm olayının kendilerine iletildiği belirtildi. SHP GenelBaşkanı ErdalInönü'den belediyeler ve örgüte uyarv Uyıım içinde çabşınANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, Cum- hurbaşkanı Özal'ın anayasada yapılmasını önerdiği değişikliklerle "iilkede tek adam yönetimini pekiştirme- yi aroaçladığım" öne sürerek "Anayasa değişikligi konusunda daha öne oynadıkları oyunlan anutmadık, bu nedenle yeni bir oyuna gelmeyecegiz" dedi. İnö- nü, SHP'li belediyelerle örgütün uyum içinde olması gerektiğini söyledi. SHP Genel Merkezi tarafm- dan düzenlenen iki gün sürecek olan yerel yonetim kurultayı dün Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu- nda çalışmalanna başladı. Yerel yönetimlerde yeni yapılar geliş- tirmek ve yerel yönetimlerin so- runlannı tartışmak amacıyla dü- zenlenen kurultaya partili bele- diye başkanlaıı, belediye meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri ile il ve ilçe başkanları katıldılar. Kurultayın yapıldığı salona ge- lişinde salonda bulunanlar tara- fından ayakta ve alkışlarla kar- şılanan Genel Başkan Erdal İnönü yaptığı açış konuşmasın- da, çeşitli ülke sorunları, anaya- sa değişikliği tartışmaları, lrak- lı sığınmacılardan kaynaklanan sıkıntılar, ANAP iktidarının SHP'li yerel yönetimlere karşı takındığı olumsuz tavır ve par- tili belediyelerle örgüt ilişkileri konuları üzerinde durdu. ANAP iktidanriın iki yıl önce yapılan 26 Mart seçimlerinden büyük bir yenilgiyle çıktığmı, üçüncü parti durumuna düştü- ğünü, daha sonra muhalefet partilerlnden gelen erken seçim çağnlarından kaçtığını belirte- rek konuşmasını şöyle sürdürdu: "ANAP Mecliste çoğunlukta olduğu için erken seçim kararı çıkramıyomz. Çıkmıyor da ne olu>or? tktidar halkın istek ve sıkıntılarına cevap veremiyor. Birtakım kandırmacalar ve dev- let olanaklanyla halkın gözünii boyamaya calışıyor. Demokrasi- nin bütün kusurları devam edi- yor. Meclisi devre dışı bırakma- ya ve SHP'li belediyelerle halkı karşı karşıya getirmeye çalışıyor- lar. TRT tek yanlı ve iktidar pro- pagandası yapan yayınlanna de- vam ediyor. Körfez krizinden de bu yönde nasd yararlanmaya ça- lıştıklarını ibretle seyrettik. Ankara'da başlayan yerel yönetim kurultayının açış konuşmasını yapan SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, anayasa değişikliğiyle Curnhurbaşkanı Turgut Özal'ın 'tek adam yönetimini pekiştirmeyi amaçladığını' söyledi. Partili yerel ve örgüt yöneticilerinin katıldığı kurultayda İnönü, 'parti-yerel yönetim' ilişkilerine ağırlık verdiği konuşmasmda 'uyum' istedi. Türkiye'yi bu savaşın içine sok- mak istediler. Ama sorun nere- ye geldi? Bugün yiiz binlerce sı- ğınmacı sınırlanmıza dayanmış bekliyor. Eğer ANAP tktidan Körfez krizinden kendisine pay çıkarma sevdasına düşmeseydi ve bizün önerdigimiz bağımsız ve bansçı çözüm yollannı be- nimseseydi, bütün bunlar başı- mıza gelmeyecekti. Halka da- yanmayan ANAP iktidannın başımıza getirdiği bunlardır. Bu sığınmacılar yurttlanna nasıl ve ne zaman dönecekler, Irakia barışçı bir ortama nasd ve ne za- man gireceğiz? Bütün bunlar belli olmayan bir an önce böl- gede dunımu normale döndere- cek ve bölgede barışı sağlayacak anlaşmaların yapılarak sığınma- cıların yurtlanna dönmeleritıin sağlanmasını istiyoruz. Bunlara bugün yardım için gelen yaban- cı ülkelerin de aynı telkinlerde bulunmalarını bekliyonız." Körfez krizinin sona ermesiy- le ANAP iktidannın artık hal- kı oyaJayacak bir şey bulamadı- ğını, bu nedenle de bu defa Cumhurbaşkanı Özal'ın bir anayasa değişikliğini gündeme getirdiğini de vurgulayan İnönü, "A.NAP'ın ve Özal'ın anayasa değişiklik önerilerini ciddiye ala- bilmek için daha önce aynı ko- nuda yaptıkları oyunlan unut- muş olmak gerek" dedi. İnönü konuşmasına şöyle de- vam etti: "Şu günlerde dile getirilen bir istek daha var. Yerel seçimler, genel seçimlerle beraber yapıl- malıymış. Bu öneriler de göste- riyor ki ne zaman demokrasi için yeni bir atüım yapılması ge- rekse sanki muhalefetten bir ödün koparmak şartmış gibi bunları gündeme getiriyorlar. Bu davramş saçma ve halkımı- za saygısızlıkUr. Halkımızın ya- rarına olmayan bir anayasa de- ğişikliğini bizden nasıl isteyebi- liyorlar? Erken seçim yapılacak diye yerel yönetim seçimlerinin de yapılmasını kabul edemeyiz. Anayasada yapılmak istenen de- ğişiklik, kişisel yönetimi pekiş- tirerek değişiküklerdir. Cumhur- başkanı seçimini TBMM'den al- ma teklifini kabul edemeyiz. Halkıımz bunu kabul etmez. Başkanlık veya yarı başkanlık sisteminin halkımızın yararına olacağına inanmıyoruz. Halkın beklediği demokratik gelişme, TBMM'de alınacak kararfarla olur. Cumhurbaşkanı Özal, Cumhurbaşkanı'nın tarafsu de- ğil, taraflı olmasını istiyor. Ana- yasa değişikliği öaererek buna yasal kılıf anyor." SHP Genel Başkanı Erdal İnönü daha sonra anayasa gere- ği yapılması gereken genel se- çimlerin yaklaştığmı, yine ana- yasa gereği bir ara seçimin de gündemde oıduğunu, bu neden- le SHP'nin kendisini seçim or- tamına girmiş gibi gördüğünü, tüm hazırlık ve çalışmalarını bu- na göre yaptığmı belirterek önü- müzdeki parti kongrelerinde partililere ve vatandaşlara bun- lann anlatılmasını istedi. İktida- rın çıkardığı bütün engellere karşın SHP'li belediyelerin ba- şanlı çahşmalar yaptıklarını, sosyal demokrat programlarını uyguladıklarını söyledi. Halen TBMM gündeminde bulunan belediye ve imar yasası değişik- liklerinin belediyelerin pek çok işlevini ellerinde almayı amaçla- dığını da vurgulayan İnönü, bu- nu engellemek için sonuna ka- dar mücadele vereceklerini söy- iedi. İnönü konuşmasmda, ikti- darın çıkardığı tüm engellere karşın SHP'li belediyelerin ba- şarüı olmalan gereküğini de be- lirterek parti örgütünün bütün kademeleriyle bu yönde yardım- cı olmalannı ve iç çekişmelerden kaçınmalarını istedi. Kurultayın öğleden sonraki oturumunda söz alan partili il genel meclisi ve belediye mecli- si üyeleri, yerel yönetimlerle parti yönetiminin başında bulu- nan bazı kişiler arasındaki çekiş- meler yüzünden ortak çahşma- lar yapılamadığını, bunun da partiye büyük zarar verdiğini söylediler. Bunlardan Elazığ İl Genel Meclisi üyesi Mustafa Sertaş, SHP'li yerel yönetimle- rin vatandaşlara vermiş olduk- lan sözleri yerine getirmenin ka- çınılmaz olduğunu, bu yapıl- mazsa yalancı duruma düşecek- lerini söyledi. Nevşehir İl Genel Meclisi üyesi İsmet Giiven de, eski Genel Sekreter Deniz Bay- kal ve arkadaşlannı kurultayda göremediklerini, bundan üzün- tü duyduklannı belirtti. Parti içindeki çekişmelerin basın ve kamuoyu önünde değil partinin yetkili organlarında yapılması gerektiğini vurgulayan Güven, "Bu idare bu millete layık de- ğildir. Bu millet bu yükii daha fazla taşımak istemiyor. Ama biz de aramızda bunların gidi- şini geciktirecek davranıslardan kaçınalım" dedi. Genel Sekreter Yardımcısı Yi- ğit Gülöksüz'ün yapılan öneri- leri değerlendiren bir konuşma- sından sonra toplantıya bugün devam edilmek üzere ara verildi.İNÖNÜ — "tktîdar halkın gözünü boyamaya calışıyor." ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANI DOĞAN TAŞDELEN, YEREL YÖNETİCİUĞİ ANLATT1: Olaııaksızlıklarakarşın hizmetAnkara'nın, cumhur&aşkanına da ev sahipliği yapan ilçesi Çankaya'da yerel yönetim, parasızlığa karşın hizmet vermeye çalışıyor. Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, ihaleler yerine kendi elemanlarıyla işleri yaptıklarını belirtirken kendisini başbakan, bağh müdürlükleri de bakanlıklar olarak gördüğünü söylüyor. ŞÜKRAN KETENCİ Yerel yönetimlerin büyük ço- ğunlukla muhalefetin eline geç- mesi ile birlikte yoğun tartışma açıldı. İktidar belediyelerine yö- nelik yolsuzluk suçlamalarının ortaya çıkanlmasından başlayan muhalefete yakın çevrelerin iş- sizlik sorununun çozümüne uzanan. yığılmış yerel hizmet so- runlarının mucizevi çözüm bek- lentüeri bir yanda. Yığılmış borçlar, iktidarın kısıtladığı ge- lirler, işçi ve sendikalann artan istemi ile yeni toplusözleşmele- rin ardından katlanan işçilik gi- derleri diğer yanda. Kıskaç için- de kalan muhalefetin elindeki yerel yönetimler başarısızhkla suçlanıyor. 26 Mart yerel yönetim deği- şimlerinin ikinci yıl hesaplaşma- sı tartışmalarının ardından, cumhurbaşkanının da yaşadığı en gözler önündeki ilçe beledi- yesi, aynı zamanda yerel yöne- tim anlayışını en çok renklendi- ren örneklerden biri olan ve ka- muoyu anketlerinde de en başa- rıh ilçe belediyelerinden biri ko- numunda çıkan Çankaya Bele- diye Başkanı Doğan Tasdelen ile görüşüyoruz. Görüşmeye bir sürü dosya ile EVIMIZDEKİ CANAVARLAR Koynumuzda beslediğimiz canavarlar R BOCEKLERINedeni biynmeyen kasuitı ve alerplerin suçlusu bulundu ı onda biri kadar olan Akar boceUeri evtermia fstila etti böcekleriDtkkat dikkat, yepyeni bir düşmanla karşı karşıyayız! Evlerimizi, yataklarımızı ve hatta vücutlanmtzı istila ettiler. Boyları milimetrenin onda biri kadar. Bir tane saç kepeği ile yüzbinlercesi beslenebilen akar böcekleri, alerji ve kaşıntılara neden oluyor. Eşkali ve tüm ozellikleri, doktor ve hasta görüşleriyle birlikte bu hafta Tempo'da. YAĞMALANAN ANADOLU DOSYASI Yiyin Efendiler Yiyin-3 Köşeyi dönenlerin illere göre dağılımını vermeye devam ediyoruz. Kars'tan başlayarak 10 ilimizde gene batık şirketler, gene kapalı fabrikalar ve gene yağma pazarındaki ANAP'lılar ve işbirlikçileri. Köşk'e milyarlık avize Evren döneminde başlatılan Özal'ların devam ettirdikleri ve ihalesi sonunda bir ANAP'lıyı "mesut" eden Köşk hizmet binasının öyküsü. Semra Hanım'ın istediği yeni avizelerin bedeli 5 milyar. Gulag'dan utanç fotoğraflan Stalin döneminde binlerce insanın kapatıldığı ve öldürüldüğü kamplardan bir tanesi Gulag. SSCB tarihinin bir utanç abidesi. Yapılan kazılarda bulunan kurşunlarla delinmiş kafataslarının ve kampın fotoğraflarla öyküsü. Rallici işadamlan İşadamları ya da iş dünyasının veliahtları amansız yarışlarını rallilerde de sürdürüyor. Arabalarını, sükselerini ve derecelerini belgeleyen fotoğraflarla İzmir rallisi. Ordu nasıl modemleşiyor? Sayıca daha az ve daha vurucu bir Türk ordusu için neler^ yapılıyor.neler planlanıyor.hangi silahlar satın alınıyori. geliyor. Yolsuzluk iddiaları üze- rinde muhalefet belediyelerinin eski iktidar belediye yönetimle- rine hesap soramamalannın tek sorumlusunun iktidar olduğunu öne sürüyor. İçişleri Bakanlığı'- nın hasıraltı ettiğini söylediği yolsuzluk iddialan ile dolu dos- yaların birer fotokopisini bize teslim ettikten sonra, yolsuzluk- lan ortaya çıkarmada tek yetki- li ve sorumlu İçişleri Bakanhğı 1 nın kendilerine her konuda son sürat soruşturma açarken geç- mişin hesaplarına nasıl sünger çektiğinden örnekler sıralıyor. Birkaç sayfada böylesine id- dialı bir konuda asla işin içinden çıkamayacağımıza karar vererek belediyelerin çalışmalan üzerin- de durmayı yeğliyoruz. Türkiye 1 nin nüfusunun % 70'inin kent- lerde yaşamasına karşın yerel yönetimlere bütçeden ayrılan payın Vo 8.25'i geçmediğini vur- gulayarak söze giriyor. Çanka- ya Belediyesi'nin gelirlerinin sa- dece cari harcamalara yettiğini, bir Aüah'ın kulunun çıkıp da para verdiğini söyleyemeyeceği- ni, ANAP döneminde alınıp ke- silen payları anlatıyor. 'Yeni ku- nılduğu için borçsuz olan ikti- darın belediye yönetimi, bizi 103 milyarlık bir borçla karşı karşı- ya bıraktr diyor. Yine de yakın- maya hakları olmadığını, başa- rıh olmak zorunda olduklarmı, bu yaklaşımla eski yönetimden kalantarı da dahil işçinin bütün borçlarını ödediklerini belirti- yor. Az gelirle daha çok iş ya"- pabilmek için de üialelerle çalış- ma yerine kendi işçileri ile üret- me yolunu seçtiklerini vurgulu- yor. Doğan Taşdelen ile daha çok yerel yönetim ve klasik belediye- cilik anlayışı üzerinde tartışmak istiyoruz. Belediyelerin sadece temizlik, yol ve asfalt yapmak görevler iolmadığını, asıl belde halkının kültür ve sanat etkin- likleri dahil bireysel gelişmeleri- ne katkı sağlamakla sorumlu ol- duklarını söylüyor. Barış ve de- mokrasi düşüncesinin y'aygınlaş- tınlması, kente sahip çıkma an- layışının gelişmesini sağlama gö- revleri olduğunu belirtiyor. Bun- ları sağlamak üzere yaptıklan çalışmalardan örnekler veriyor: 'Çağdaş Çankay adergisini çıka- rıyoruz. Okuma-yazma kursla- nraız, ana-baba okullanmız. or- ta-lise öğrencileri için biitiinle- me kurslarımız var. 7-14 yaş gruplarına hitap eden çocuk ga- zetesi çıkarıyoruz. Spor-satranç tumuvalan düzenliyonız. Çeşitli kültür yarışmalarımu, tiyatro, metin, karikatür gibi yarışmalar birbirini izliyor. Çankaya sınırları içindeki emekli büyükelçiler, esnaf grup- ları, demokratik kitle örgütleri, nniversiteler ile ayn ayn ortak projeler geliştiriyonız. Örneğin iiniversiteler ile ortak proje için- de saglık dispanserinden, okul öncesi eğitim ve cinsel egitime, temizliğe kadar uzanan bir dizi çaiışma var. 36 sendika 14 mes- lek örgötüne yaptığımız çağn ile önümüzdeki günlerde bir araya gelerek işçi-belediye-meslek ör- gütleri işbirliğini, birlikte hare- ket etmeyi sağlayacağız. Demokratik yerel yönetim an- layışına en iyi gelişürUmiş bir ör- nek ekmekten lokanta yemekle- rine kadar Hyatlann belediye ta- rafından belirlenmesinden vaz- geçip seçimle yönetime gelmiş esnaf kunıluşu sorumlularının yetki ve sorumluluğuna devre- dilmesi. Böylece saydam beledi- yecilik ve katılımcılık sağlanıyor. İnsan Hakları Evrensel Bildi- risi panosu, işçi heykeli, çocuk kitaplan, film şenliği, kadınlar giinii, gençlik tiyatrosu çalışma- larunız, gelişen belediyecilik an- lay ışının yeni ürünleri. Belediye- lerin insanın doğumundan ölü- miine kadar y«şam alanına gi- ren her konudan sorumlu ol- duklannı düşünuyorum. Kendi sonımluluk alanım içinde ken- dimi tipik bir başbakan olarak görüyorum, müdürlüklerimi de bakan. İktidarın yerine getirme- digi hizmellerin açığını halk biz- den bekliyor. Saglık evleri, mes- lek edindirme kurslan iktidann açıklannı kapatmaya yönelik ça- lışnıalar." Doğan Taşdelen çağdaş bir kent yaratmanın çağdaş beledi- yecilik ve yerel demokrasiden geçtiğine işaret ediyor. Ne kadar eleştirilir, başansız gösterilmeye çalışılırsa çalışılsın muhalefet belediye yönetimlerinin bu yol- da dönüşü olmayan önemli adımlar attıklarını savunuyor. Bundan sonraki gelişmenin Batı modellerinde olduğu gibi gerçek yerel demokrasiyi getirecek ya- sal yapılanma olacağına inanı- yor. Demokrasilerde yerel yöne- timlerin vesayet altında değil, yerel yönetimde tam yetkili ve sorumlu olduklarını anımsatı- yor. Katılımcı gerçek demokra- sinin çağdaş kenti yaratabilecek yetki ve gelirle donatılmış yerel yönetimlerden doğacağına par- mak basıyor. Halkta geldiği ye- rin değil, yaşadığı yerin bilinci, sorumluluğu geliştikçe, kentli- katılımcı kavramları özdeşieştik- çe Türkiye'de demokrasi bilinci- nin yerleşeceğini söylüyor. CÜNEYT ARCAYÜREK YAZIYOR Amerika'da Pişen, Bizede Düşen Siyasal Planlar... ANKARA — İran'dan Rafsancani ile Irak'tan Tarık Aziz'in önümüzdeki hafta yapacaklan ziyaretlerin "dinamik" dış po- litikamıza canlılık getireceği söyleniyor. İç politikamız yeni devinimlere gereksinmiyor. Öylesine ha- reketli ki maşallahı var. Her gün yeni bir sorun çıkıyor. Soy- lentilere göre, kiütlenmiş sorunlar bugünden başlayarak üç beş gün içinde çözüme kavuşacakmış. Bugünkü kongrede SÖ seçilmezse, TÖ'den hodriler par- ti içine. Seçilirse, seçimle karışık anayasa değişikliği için Çankayalı partiyi "ikna"ya girişecek. İşine gelen yeni yeni hodrileri muhalefete yöneltecek. İçeriği mi? Çankayalı ile ka- rısından başka kim bilebilir? Düğün ve ANAP dedikodularının dışında bir ikigazete baş- ka konulara da yer ayırıyor. örneğin, kimileri "Özal'ın Kürt planlan"ndan söz açıyor. Rafsancani ileTank Aziz'in resmi ziyaretlerinden önce Çankayalı'dan Kürt planlan duyurma- nın özel bir amacı var mı yok mu, elbet bilinmiyor. Bildiğimiz gerçek şu: Körfez savaşıyla beraber Kürt soru- nu uluslararası forumlarda birden yükselirken Türk siyaseti belirsiz, plansız, geleceği irdeleyen senaryolardan ve öngö- rüşler üretmekten uzak, hatta yoksun. Türkiye, krizle birlikte geleneksel Ortadoğu politikalannı değiştirirken biryandan da 60-70 yıldır uyguladığı Kürt-Türk ayrımını reddeden baskıcı politikayı da bırakıyor İnsancıl yak- laşımlar sergjlemeye başlıyor. Ama terk ettiği politikanın ye- rine koyacağı, içerde ve dışarda özenle izleyeceği uzun va- deye yaygın "yeni içerikte bir Kürt politikası" koyamadı, ko- yamıyor. İzlenmesi gereken yeni politikalar bir yana, Ankara'nın yıl- larca önce ABD'nin saptadığı politikalan son aytarda aynen benimseyerek ulusal bir politikaymış gibi kullandığı belge niteliğinde yayınlarla ortaya çıkıyor. Ronald Reagan ve Bush yönetimiyle Kongre üzerinde önemli etkiye sahip olduğu bilinen Helsinki VVatch Group1 un, 24 Aralık 1987'de gazetelerde yayımlanan raporunda Kürtlerin durumu ayrıntılarıyla inceleniyor. Rapor, Türk hû- kümetine şu "tavsiye- . . . . .._.... ' ler"de bulunuyor: Turkiye, knzle bllilkte "(1)- Kürtlerin variı- geleneksel Ortadoğu ğmın tanmması ve politikalannı değiştirirken bir kendilerine Türklerin yandan da 60-70 Vlldir sahip oidukiarı siyasal uyguladığı Kürt-Turk ayrımını ve sivii hakiarm verii- reddeden baskıcı politikayı JT^SiiSîrKifn dabırakıyor. insancıl yoteun"îSSVmZ y^laş,mlar sergHemeye malarasonverilmesi, başliyor. Ama terk ettlğl Kürtçenin kuiianıima- politikanın yerine koyacağı, sma izin veriimesi, içerde ve dışarda özenle Kürtçe isimiere konan izleyeceği uzun vadeye yasağm kaikması, yaygın "yeni içerikte bir Kürt Kürt bayramlarının politikası" koyamadı, kutlanması, Kürt dan- koyamivor sı ve müziğinin icra — ^ — i — — — • — — — « — edilebilmesi, (3)- Kürtçe yayınlara izin verilmesi, (4)- Kürt azınlığın sorunlannı incelemek üzere bir parlamento komis- yonu kurulması." Raporun tarihine yeniden göz atalım; Aralık 1987! Bu yı- lın başlarında TÛ, Helsinki VVatch Group'un raporundaki - örneğin 4. maddedeki istek dışında- ana öğeleri siyasal tar- tışmaya açıyor. kendi grubundaki direnmeleri kırıyor. ANAP grubunun karşı çıkamayacağını bildiği anti terör yasasına Kürtçeyi ve rapordaki istekteri sıkıştırarak Meclis'ten geçiri- yor. ABD'de 1987'de benimsenen planı; TÖ, 1991'de hemen hemen aynı içerikle uygulamaya sokuyor. Kürt sorununda liberalleşmenin kaynağı böylece ortafâ çıkıyor. Çankayalının kafasından çıkmadığı ve hükümetinin marifeti olmadığı kanıtlanıyor. Pek çok çevrenin yadsıdığı Bağdat'taki oluşmalar da dün- den bugüne benzeri bir gelişim gösteriyor. Talabani ile Sad- dam'ın Kuzey Irak Kürtlerine 1970 anlaşmasına koşut siya- sal ve toplumsal olanakiarda anlaştıklarını ilan etmelerinin de bir "geçmişi" var. Öyie ki geçmişin içerdiği öğeler bu- gün aynen geçerti. ABD'ye giden Talabani, Haziran 1988'de gazetelerde ya- yımlanan demecinde, "VVashington'a gelmeden önce Ame- rika'nın Kürtlere ilişkin tutumu hakkında yanıldığım, Ameri- kalıların tutumlarını açıklığa kavuşturduklarını" söylüyor. Açıklığa kavuşan Amerikan görüşü neymiş, anlatıyor: "ABD, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması koşuluyla Kuzey Irak'taki Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkını kul- lanmalarına ve bu çerçevede özerk bir statü kazanmalan- na karşı değil. Ancak Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma- lanna karşı çıkıyor" diyor. Bağdat'ın Kürtlerle vardığı anlaşmayla 1988'de Talabani 1 nin açıkladığı ABD planı arasında önemli ne fark var? Bu koşullarda Türkiye'nin Ortadoğu ve Kürt sorunuyla il- gili kendisine özgü planlarından, siyasetinden söz edilebi- lir mi? Amerika'yla ilişki kurmadan yön alamayan tek-adamlı dış politika, olsa olsa şöyle olur: Amerika'da pişer, bize de düşerl TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONU ~ Erken yerel seçimuyarısı İstanbul Haber Servisi — Yaklaşık 10 aydan bu yana îs- tanbul'da büyükşehir ve ilçe be- lediyeleri hakkındaki yolsuzluk savlarını araştıran TBMM Be- lediyeler ve Belediye Meclisleri Araştırma Komisyonu, ANAP Mersin Milletvekili Rüştii Ka- zım Yücelen başkanlığında bir basın toplantısı düzenleyerek, belediyelere "erken yerel seçim" uyarısında bulundu. SHP'nin Ankara'da düzenlediği "Yerel Yönetimler Kurultayı" ile aynı tarihte gerçekleşmesi "tesadüfe" bağlanan toplantı- da büyükşehir ve ilçe belediye- leri, aralarındaki "sürtüşme"- nin giderilmesi konusunda da uyanldı. Komisyon Başkanı Yücelen, büyükşehir belediye- si hakkındaki yolsuzluk savla- rının büyük sayıda olduğunu açıklarken, şikâyetsiz tek bele- diyenin de Kadıköy Belediyesi olduğunu açıkladı. TBMM bünyesinde belediye- ler ve belediye meclisleri hak- kındaki yolsuzluk savlannı araştırmak amacıyla 1984 yılın- da kurulan komisyon, dün Baş- kan ANAP Mersin Milletveki- li Rüştü Kazım Yücelen ile üye- ler DYP Afyon Milletvekili Âb- dullah Ulutürk ve ANAP Gire- sun Milletvekili Mehmet Ali Karadeniz'in katılımıyla bir ba- sın toplantısı düzenledi. Top- lantıda komisyonun SHP'li üyeleri Ankara'da yapılan "Ye- rel Yönetimler KurultayVna katıldıklan için yer almadıkla- n oğrenildi. Toplantıda Başkan Yücelen, komisyonun 10 aylık bir çalışmadan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri hakkındaki suçla- malara dayanak tespit ettikleri sorunları şöyle sıraladı: "Büyükşehir Belediyesi ile il- çe belediyelerinin arasının açık otması, bu belediyeler arasında- ki sürtüşmelerin had saflaya ulaşması, inşaatlarda imar du- rumlanna ve projelere uygun olmayan kaçak kata göz yum- ma gibi uygulamalar, imara ay- kırı yapılara ait tutulan zabıt- ların herhangi bir işlem yapıl- madan evrak üzerinde düzeltil- mesi ve inşaatlann engellenme- mesi, Hazine'ye ait taşınmaz mallar ile devletin tasarrufu al- tındaki yerlerin de değişik de- denlerle ve çeşitli biçimlerde iş- gal ve tecavüze uğraması. gece- kondu projeleri, imar planında yapılan değişikliklerde ilgili ba- kanlığın ya da kuruluşlann gö- riişünUn alınmaması, bu ne- denle yatırımların aksaması, kunıluşlar arası iletişimin kop- ması, yeşil alanların ihdası, be- lediyelere torpil, kayırma ve partizanca bir tutumla eleman alınması, işe göre adam değil adama göre iş düşüncesiyle davranılması, ihale yolsuzluk- lan ve otoparklann isgaline göz yumulması." Yolsuzluk ihbarlan hakkında somut bilgiler vermekten kacı- nan Yücelen, otopark işgalle- riyle ilgili tek örnek olarak Eminönü Belediyesi'ni göster- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle