22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28NİSAN1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U kohlV yumurta • LEİPZİG (AA) — Eski Demokratik Almanya'nın güneyindeki Leipzig kentine bir günlük ziyaret için gelen Almanya Başbakanı Helmut Kohl'e, 50 kadar genç tarafından yumurta atıldı. Başbakan Kohl'ün, aleyhte sloganlar atan göstericilere, "ne istiyorsunuz, serseriler" dediği duyuldu. Riyad-Tahran baharı • TAHRAN (AA) — İran ve Suudi Arabistan, bölge giıvenliğini sağlamak için stratejik işbirliği yapma kararı aldı. Tahran Radyosu'nun haberine göre Suudi Arabistan ziyaretini tamamlayarak tran'a dönen Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti, olumlu sonuçlar veren temaslar gerçekleştirdiğini söyledi. Ali Ekber Velayeti, "İran ve Suudi Arabistan, bölge güvenliğini sağlamak yönünde yakuı, stratejik ve kapsamlı işbirliği yapmaya karar verdiler" dedi. Rafsancani SuriyeVle • ŞAM (AA) — İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani, üç günlük Suriye ziyaretine başladı. Beraberinde Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti, Petrol Bakanı Gulamrıza Ağazade ve beş parlamenterle Şam'a gelen Rafsancani, havaalanında Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad ve yardımcısı Abdül Halim Haddam tarafından karşılandı. Şam'a hafta başında gelen Ticaret Bakanı Abdülhüseyin Vahaji'nin de İran heyetine katıldığı bildirildi. İran haber ajansı İRNA, Tahran'dan aynlmadan önce , Rafsancani'nin, Esad ile yapacağı görüşmede, "Uluslararası ve bölgesel gelişmeler, Körfez kiriz, Filistin ve Lübnan sorunlan" üzerinde durulacağını açıkladığını duyurdu. Yeltsin kampında huzursuzluk • MOSKOVA (AA) — Rusya Federasyonu lideri Boris Yeltsin'i dün cumhuriyetin devlet başkanlığı için resmen aday gösteren "Demokratik Rusya" bloku, Yeltsin'in geçen hafta içinde Başkan Mihail Gorbaçov ile vardığı uzlaşma nedeniyle bolünme tehlikesi içine girdi. SSCB'nin Komünist Parti'den sonra en fazla üyeye sahip siyasi örgütü olan Demokratik Rusya blokunun dün yapılan yönetim kurulu toplantısında, üyeler oybirliğiyle Boris Yeltsin'i Rusya Devlet Başkanhğı'na aday gösterme kararı aldılar. Ancak yönetim kurulunun eş başkanlarından tarihçi Yuri Afanasyev, Yeltsin'in Başkan Gorbaçov ve öteki sekiz birlik cumhuriyetinin liderleriyle birlikte imzaiadığı anlaşmamn kendilerini "zor duruma düşürduğunü" söyledi. Avrupa Konseyi'nin 'Kürtlere bölgesel özerklik' kararı çelişkili ve talihsiz olarak nitelendi AııkaraVIan Batrya Kürt tepkisi YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Avrupa Konse- yi Parlamenter Asamblesi'nin Kürtlere bölgesel özerklik veril- mesini .öngoren kararı Ankara 1 da, "yanlış adım'' olarak değer- lendirildi. Kurtlerin yaşadığı bölgelerden söz eden karann do- laylı biçimde Türkiye*yi de ilgi- lendirdiğini belirten Dışişleri Ba- kanlığı yetkilileri, AvTupa Kon- seyi'nin başta Helsinki Nihai Se- nedi olmak üzere birçok ulusla- rarası belgeye ters düşen bir adım attığını savundular. Karar- daki "bölgesel özerklik fonniilleri" ifadesinin, toprakla- rında Kürt nufusu banndıran bütün bölge ülkelerinin iç işle- rine müdahale olduğu da vurgu- landı. Yetkililer, ayrıca Avrupa Konseyi'nin 48 saat içinde bir- biriyle çelişen iki karar aldığına da işaret ederek "Bu talihsiz bir karardır. Ancak önemini ve et- kisini abartmamak gerekir. Konseyin bazı kararları dos>a- larda tozlanmaya mahkûra ola- rak doguyor. Bu da onlardan biri" diye görüş açıkladılar. Portekizli sosyal demokrat parlamenter Soares Costa tara- fından hazırlanan, "Körfez Sa- vaşından Sonra Yeni Dıinya Dü- zeninde Avnıpa'nın Rolii" baş- hklı karar metninde Ankara'nın tepkisini çeken ifadeyi, "Kürtier İÇİD uJuslararası guvence altında bölgesel özerklik formülleri dii- şüniilmesinin istenmesi" oluş- turdu. Dışişleri BakanüğVnın iıst düzey bir yetkilisi bu ifadenin, "acık" olmadığını, ancak Irak'ın yanı sıra Türkiye, İran ve Suri- ye gibi ülkelerde yaşayan Kürt nufusunun bölgesel özerkliğe kavuşturulmasının teşvikini "İHM" yoluyla gündeme getirdi- ğini belirtti. Ankara, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nin, Kürtlere bölgesel özerklik verilmesini öngören karannı 'yanlış adım' olarak değerlendirdi. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri karann, topraklarında Kürt nüfusu banndıran tüm bölge üikelerinin iç işlerine müdahale olduğunu belirtti. Aynı yetkili söz konusu ifade- nin uluslararası hukukun pek çok temel ilkesiyle çeliştiğini de kaydederek şunları söyledi: "Portekizli parlamenterin gö- rüşleri, bölgedeki soruna uzak- tan ve tepeden bakan bir tarz- da ve bu sonınun Balı'nın dışa- ndan miidahalesi>le çozülebile- ceği gibi bir yanlış varsavıma da- yanarak oluşlurulmuş. Kürtlere bölgesel özerklik formülleri aranması gündemdeki bir sonın değildir. Kaldı ki hiçbir zaman Avrupa Konseyi gibi bir kuru- mun görev edinebileceği bir ko- nu da değildir. Eğer bölgedeki Kört nüfusu kendi geleceği için yeni formüller arayışında ise bu- nu öncelikle ber ulke kendi için- de ele alır, değerlendirir. Kaldı ki böyle bir durum yaşanmıyor. Portekizli parlamenterin yaptı- gı abesle iştigaldir. Konseyin bu- na uyması da son derece yanlış- tır." Söz konusu karann Helsinki Nihai Senedi başta olmak üze- re birçok uluslararası belgeye ters düştüğü de diplomatik kay- naklarca ifade edildi. Kaynaklar, 1975 yılında 35 ülke tarafından imzalanan Helsinki Nihai Sene- di'nin 10 ilkesi arasmda sınırla- nn dokunulmazhğı ve toprak bütünlüğunün korunmasının da yer aldığını anımsatarak "Şim- di bölgedeki ülkelerin egemen- liğini tehdit edebilecek formiıi- ler aranmasından söz eden bu karar, acaba sınırların dokunul- mazlığı ilkesini göz ardı mı ediyor" sorusunu gündeme ge- tirdiler. Aym kaynaklara göre HelsinH Nihai Senedi'nin soz konusu ilkelerinin içeriği, bu se- nede imza atan bütün ülkelerin olduğu gibi Türkiye'nin siyasal birliği ve sınırlannın korunma- sını ve buna karşı hiçbir tehdit- te bulunulmamasını karara bağ- lıyor. Öte yandan Türkiye"de azınlık statusüne sahip olmayan Kurtlerin durumu ve gelecegi konusunda alınacak kararlann tumüyle Türkiye'nin iç işlerini il- gilendirdiği, bunun diğer bütün bölge ülkeleri için de geçerli ol- duğu yetkililerce vurgulanıyor. Geçersiz kılıyor Dışişleri Bakanlığı yetkilileri- ne göre Helsinki Nihai Senedi- nin Avrupa Konseyi kararını, "geçersiz kılacak" nitelikteki iki maddesi senedin, "Avrupa'nın Güvenliğine tlişkin Sorunlar" başlığı altındaki. "Katılan Dev- letlerarası tlişkileriYöneten Bke- ler" bildirgesinde yer alıyor. Bu maddelerin metni aynen şöyle: "— Sınıriann çiğnenemezliği: Katılan devietter, Avrupa'daki tüm devletlerin sınırlan gibi bir- birlerinin sınuiannı da çiğnene- mez sayar ve bu nedenle bugün ve gelecekte bu sınırlara saldın- da bulunmaktan kaçınır. Buna göre katılan devletlerden ber- hangi birinin topraklarının bir bölümünün ya da tümiınün eie geçirilmesi ya da zorla alma yo- lunda bir istek ya da davranışta bulunulmasından kaçınır. — Toprak butunluğü: Katılan devletler, katılan devletlerin her birinin toprak butunlüğune say- gı gösterirler. Buna göre katılan bütün devletlerin toprak bütün- lügiı, siyasi bağımsızlığı ya da birliğine karşı Birleşmiş Millet- ler Antlaşması ve ilkeleriyle bağ- daşmayan herhangi bir eylem ya da bir guç tehdidinde bulunmak- tan ya da guç kullanmaktan ka- çınır." Denktaş, şirketi kurarakMaraş'ı açacaklarını söyledi Maraş bölgesihizmeteaçılıyorKKTC Cumhurbaşkanı, "Biz şirket kurarak açacağız. Rumlar da gelsinlet katılsınlar. Şirket burayı tamir edıp çalıştırsın. Gelirini yine bu şirket kurulurken herkes ne sermaye İcoymuşsa, ona göre pay alır" dedi. BÜLENT ECEVtT rak kalan Maraş bölgesi açılı- yor. Kuzey Kıbns TUrk Cumhu- LEFKOŞA — 17 yıldır kapah riyeti Cumhurbaşkanı Rauf durumda olan ve Türklerle Denktaş, şirket kurarak Maraş'ı Rumlar arasında "sonın" ola- hizmete açacağını söyledi. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Maraş bolgesinde bi- nalann çürümeye başladığını, bunun için işletmeye açılmaya başlaması gerektiğini ifade ede- rek "Biz açacağız, şirket olarak açacağız. Rumlar da gelsinler katılsınlar. Şirket burayı tamir edip çalıştırsın. Gelirini yine bu şirket kurulurken herkes ne ser- maye koymuşsa ona göre paylaşır" dedi. Raut Denktaş Maraş'ı açma düşüncesinin Rum kesimine he- nüz resmi olarak iletilmediğini, ancak basın kanalıyla duyacak- larını söyleyerek konuyla ilgili sorulanmızı şöyle yanıtladı: "Burayı biz gidip yerleşmeye açtığunız takdirde dünyanın bizi ve Türkive'yi yanlış anlayacağı, yine suçlamalara yol açacağı Rumlara işi abartma fırsatı ve- rip haksızken haklı duruma so- kacağı diişüncesivle diyoruz ki çok mu seviyorsunuz bu Ma- raş'ı siz? Biz açacağız şirket ola- rak açacağız siz de gelin girin bunun içerisine ve bu şirket bu- rayı tamir etsin kiralasın çalış- tırsın. Parasını yine bu şirket kurulurken herkes ne sermaye koymuşsa ona göre alsın. Mal sahipleri de binalannı kurtarmış olurlar." — Mal sahipleri ne olacak? DENKTAŞ — Kıbns mesele- si hallolduğunda Maraş'ın şu kısmı bu sokağı bizdc kalacak- sa bizde kalır onlarda kalacak- sa onlarda kalır. Bence bu gö- rüş uzak görüşlü sağlıkh bir yaklaşımdır. — Yetkiler nasıl paylaşıla- cak? DENKTAŞ — Bizim yetki- mizde bizim devletimizin kont- rolünde olacaktır. Bizim yasa- lanmız geçerli olacak. Şirket de bizde kayıtlı olacaktır. Bizim polisimiz bizim bdediyemiz ora- da bulunacaktır. Bunları kabul ederlerse buyursunlar çahştıra- lım diyoruz. Anlaşmaya dek ge- çici bir formül öneriyoruz. — Şirkete katümazlarsa ne olur? DENKTAŞ — Gelmem der- se ben şirketi kurarım. Çünkü binalar gidiyor çürüyor. — Maraş'ta çokuluslu şirket- lerin, özellikle Amerikalıların da binalan var. Onlardan bir an önce açılması için baskı var mı? DENKTAŞ — Hayır Rumlar onları iyice korkuttu. Giderse- niz Güney Kıbns'taki, Yunanis- tan'daki çıkarlannızı batınnz diyorlar. Biz bu şirketi kurdu- ğumuz zaman eski mal sahiple- ri gelir buraya. Hem kendi mal- KUZEY IRAKTA AMERİKALI ASKER — ABD'nin Kürt sığıomacılar için Kuzej Irak'ta kamp çalışmaları hızla ilerliyor.Tepe lannı kurtarırlar hem işletmede den Urnağa silahlı Amerikalı deniz piyadeleri, bölgenin güvenliğini sağlamak için düzenli biçimde Kuzey Irak'a gönderiliyoriar. ortak olup paylarını alırlar. WASHÎNGTON/ OKTADOĞU Baker'ın gezisiumut vermedi İki ABD Dışişleri Bakanı, Ortadoğu'daki dördüncü turunda, Araplarla lsrail'i ikna etmeyi başaramadı. Baker'm Ortadoğu gezisinde en başanlı durak Moskova oldu. ülke Ortadoğu için işbirliği konusunda anlaştılar. ITF1TK CAn n F M t R n e d e n "gerÇel'Ç'likle" kesiştiği- LJFUK OULUt-MIK n i ^ ^ j y j a n l a m j ş b i r A m e r i . WASHINGTON — Ameri- kalı olarak ülkesine döndü. kalılar, Ortadoğu'da kötümser- Çünkü haftalardır süren çaba- liğin gerçekçilikle kesiştiği nok- lan sonucunda herkesi Arar> İs- rail sorununun çözümüne biraz daha yaklaştırmış, ama Arap- larla İsraillileri hâlâ ikna edeme- miş bulunuyor. Bu bakımdan uzmanlar, tayı kavramakta genellikle güç- lük çeJcer. ABD Dışişleri Baka- nı Jantes Baker ise Ortadoğu'- daki dördüncü turundan, "kötümserliğin" bu coğrafyada ğunu duşünuyor. Çünkü Orta- doğu gerçeğinin, Körfez savaşı sonrasında ortaya bir ivme çık- mış olsa dahi Arap-İsrail soru- nunun çözümüne kolay izin ver- meyeceği düşunülüyor. Size Yaşam kadar önemli bir önerimiz var. Bizi dikkatle izleyiniz! ABD Dışişleri Bakanı James Baker turuna başladıktan kı- Baker'ın Ortadoğu'da ülke ül- sa bir süre sonra gerek lsrail'- ke dolaşarak bir Arap-tsrail de, gerekse de Arap ülkelerin- konferansı için çıkış noktası de art arda duvarlara çarpma- aradığı gezisini "başanlı" ilan ya başladı. Hatta daha turu de- etmek için fazla neden göremi- vam ederken İsrail işgal alünda- yor. ABD Dışişleri Bakanı, an- ki Batı Şeria'da bir yerleşim böl- nesi aniden vefat ettiği için te- gesi daha kurdu. Oysa İsrail'in maslanndan kesin bir sonuç ala- Batı Şeria'dan vazgeçmesi bir madan ülkesine dondü. Uzman- Ortadoğu barısının ana ilkesi lar bunun, lölüm acı da olsa) olarak görülüyor. ABD Başka- Baker'ı kunaran bir yanı oldu- nı George Bush buna "Barışa karşılık toprak formülü" adım veriyor. Baker'ın, Ortadoğu turunda, belki de en başanlı durak Mos- kova oldu. ABD DışişlenBaka- nı burada, Sovyet makamlan ile verimli görüşmeler yaptı. Ama bundan daha da önemlisi, Arap-İsrail sorununun çözümü gibi hassas bir konuda danışma- lar için Moskova'ya giderek Sovyetler'e, bu süreçten dışlan- mayacakları mesajını verdi. ABD'nin birkaç yıl önceye ka- dar tavrı, Moskova'yı tamamen bu sürecin dışında tutmaktı. Oysa Baker bu ziyaretinde SSCB'ye, Ortadoğu konferansı için "ortaklık" önerdi ve buna olumlu yanıt aldı. Moskova'nın "mutabakatını" alarak tekrar İsrail'e döndüğünde ise annesi- nin vefatını öğrendi ve ABD'ye hareket etmek zorunda kaldı. Mosko\a'nın mutabakatı açık çekten oluşmuyor. Yani Ortadoğu sorununun çözümü- nün tamamen ABD'ye bırakıl- ması öngörülmüyor. Zaten Ba- ker ile tejjıaslar sırasında, aynı tarihte SSCB'de olan FKÖ de- legasyonu başkanı "Yaşır Abid Rabo" ile de danışmalarda bu- lunuyorlardı. Rabo iki yıl önce- ki ABD-FKÖ diyaloğunda Filis- tinlileri temsiletmişti. SSCB Dı- şişleri tiaKanı /vıen»anut:r o o - menıih'in ayrıca önümüzdeki ay Ortadoğu'ya gitmesi ve bu- rada Moskova'dan bugüne ka- dar ilgi gormüş Suriyeliler ve Fi- listinliler başta olmak üzere Araplarla yoğun görüşmeler yapması bekleniyor. Henuz tam olarak açıklığa kavuşmuş değil, ama Sovyet Dışişleri Bakanı'- mn, bu kez, İsrail'e gitme ola- sılığı da bulunuyor. İki ülke kı- sa bir süre önce başkonsolusluk düzeyinde resmi ilişki baş- latmıştı. Baker'ın Araplarla tsraillile- ri aynı masa etrafında bir ara- ya getirecek bir barış konferansı kotarmasını herkes istiyor: Av- rupa Topluluğu, Birleşmiş Mil- letler, Sovyetler. Ancak ilgili ta- raflar buna ya yanaşmıyor ya da çeşitli koşullar masaya sürüyor. Baker da ulkeler arasında me- kik diplomasisiyle taraflar ara- sındaki görüş aynhklıklarını in- celtmeye çalışıyor. İsrail, bir ke- reye özgü olmak üzere ve tören- sel yani ağrı basacak bir şekil- de, SSCB ve ABD'nin de bulu- nacağı bölgesel konferansa ka- tılmayı kabul ediyor. Ama bu- nun "İsrail'in kaderinin belirleneceği" bir uluslararası konferansa dönüşmesini istemi- yor. Suriye ise BM'nin önemli rol oynayacağı kapsamlı bir konferans istiyor. Suudiler ka- tJmaya yanaşmıyor. Mısır ise dalıa ılımlı davranıyor. ABD Dışişleri Bakanı, annesinin ce- naze törenine katılıp ABD Baş- kanı George Bush'a son temas- ları hakkında bilgi verdikten sonra alacağı yeni talimatla, gerçekçiliği kötumserliğe dönüş- meden onceki nazik sınırda ya- kalamak unıuduyla bölgeye dönmeyi tasarlıyor. Avrupa Konseyi kararı Sevr Anlaşması hortlatılıyor mu? Batı Avrupa Birliği (BAB) Parlamenter Asamblesi, Belçika Parlamentosu ve Avrupa Parlamentosu'ndan sonra, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nin de "Kürtlere uluslararası güvence altında bölgesel özerklik" tanınması yönünde tavsiye kararı alması, düşündürücü bir gelişmedir. SABETAY VAROL STRASBOURG — Avrupa Konseyi Parlamenter Asambe- lesi'nin Kürtlere "Uluslararası güvence altına alınmış bölgesel özerklik tanınması" yönünde- ki son kararı, kafalarda haklı bir çok soru işareti uyanması- na yol açıyor. Batı demokrasi- sinin temel direği sayılan ve "halkın sesi" olduğu kabul edi- len çeşitli parlamentoları yok- sa "Kürtlere özerklik" salgını- na mı yakalandı? Batılı ulkeler orta ya da uzun vadede kuru- lacak bir Kürt devleti için şim- ^iden zemin mi hazırhyor? Kürtlere "kendi kaderini tayin hakkı" tanıyan "Sevr Anlaş- ması" hortlatılmak mı isteni- yor? Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nin de, Batılı bir sa- vunma kuruluşu olan Batı Av- rupa Birliği'nin (BAB) Parla- menter Asamblesi, Belçika Ulusal Meclisi ve AT'nin "ya- sama orggnı" olma çabasında- ki Avrupa Parlamentosu'ndan sonra, aynı doğrultudaki son karan en azmdan duşündürü- cüdür. Aynı yöndeki kararlann belli aralıklarla birbirini izleme- si olgusu, bütun bu kararlann, "Uluslararası hukuk ve dünya politikasından habersiz Batılı parlamenterlerin. iç politik he- saplarla önayak olduğu kopuk, tesadüfi kararlar" olduğu tezi- ni çürütücü niteliktedir. Avrupa Konse>i'ne üye ol- ması nedeniyle, Türkiye'nin hem iktidar, hem de her iki mu- halefet partisinden milletvekil- leriyle temsil ediidiği bu asamb- lenin verdiği tüm kararlar gibi, adı geçen karar da "tavsiye'* ni- teliği taşıyor. Başka bir deyiş- le, "bölgesel özerkliğe" ilişkin cümlenin de bulunduğu "Kör- fez savaşı sonrası Avrupa'nın yeni dünya düzenindeki rolü" başlıklı 6418 numaralı söz ko- nusu karann bu aşamada her- hangi bir yaptınm değeri yok. Asamblenin aldığı herhan- gi bir karann yaptınm değer ta- şıyabilmesi için, Avrupa Konse- yi üyesi ülkelerin dışişleri ba- kanlannın oluşturduğu "Ba- kanlar Komitesi"nce onaylan- ması gerekiyor. Kaldı ki Avrupa Konseyi'nin bütün toplantılan gibi 22-25 ni- san arası yer alan ilk bahar dö- nemi toplantısı da Batı basının- da hemen hemen hiç yankı bul- madı. Pariamentolann aldığı bu tür kararlann, uygulama yeteneği taşımadıklan gerekçesiyle hü- kümet yetkililerince her zaman küçümsendiği bilinen bir ger- çek. Ancak bu gerçek, kamuo- yunun ve "halkın vicdaaı" olan, bu yüzden de son tahlil- de büyuk rol oynayan Batılı parlamentoların benzer karar- larımn, bizim kamuoyumuz ve halkımız tarafından da küçüm- senmesi gerektiği anlamma gel- memelidir. Aktif bir yaptınm ya da pro- paganda değerli olmasa da bü- tün bu kararlar Batı kamuo- yunda barometrenin ibresinin ne tarafa yattığını açıkça gös- teriyor. Gene de bir merkez partisi olan, başka bir deyişle Sosya- list Entemasyonal'e üye olma- yan "Portekiz Sosyal Demok- rat Partisi" üyesi Soares Cos- ta'nın hazırladığı bu karar ta- sarısının öncelikle Iraklı Kürt- leri göz önüne aldığını unutma- mak gerekiyor. Soares Costa'nın karar ge- rekçesindeki sözlerinden anla- şılacağı gibi "uluslararası gü- venceli özerk bolge" tezi orta- ya atılırken, ilk aşamada akla gelen Irak Kürtleridir. Ama So- ares Costa'nın karar gerekçesi- nin başka bir yerinde, ABD Başkam George Bush'un "ulus- lararası yeni düzen" tezi ile "Sevr Anlaşması"na kaynaklık eden ve halklann "kendi kade- rini tayin hakkı"na ağırhk ve- ren Başkan Wilson prensipleri arasında fikirsel benzerlik oldu- ğu da kaydediliyor. Özetle, Batılı hükümetlerin, ilerisi için bu yönde zemin ha- zırladığı tezini savunmak için ciddi kanıtlar olmasa da kamu- oyunda, en azından Kürtler ko- nusunda çok kapsamlı bir tar- tışmanın sürdüğünü ve bu tar- tışmanın şu ya da bu şekilde iz bırakacağinı bilmekte yarar var. ANKARA ABD ile stratejik işbirliği ısınıyor SEMİH İDİZ ANKARA — Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'ın Başkan Ge- orge Bush'a mart ayında Camp David'de onerdiği "stratejik işbirliği" konusunun önümüz- deki haftalarda Ankara ile VVashington arasında yapılacak olan üst düzeyli görüşmelerde ele alınacağı öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşa- rı Büyükelçi Tugay Özçeri'nin mayıs ayının ikinci yansında bu amaçla 'VVashington'a gideceği bildiriliyor. Özçeri'nin burada Dışişleri Bakan Yardımcısı Ro- bert Kimmet ile yapacağı go- rüşmelerin "Ermeni tasarısı" krizinin patlak vermesiyle bir vılı aşkın bir süredir işletileme- yen "Türk-ABD siyasi istişare mekanizması" çerçevesinde gerçekleşeceği belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre Büyü- kelçi Özçeri'nin NVashington zi- yaretinde Türkiye'nin AT nez- dindeki daimi temsilcisi Özdem Şanberk'in de katılması olası- lığı bulunuyor. Bılıiıuifc. 6.Lİ Şanberk, NATO daimi temsil- ciliğine getirilen Büyükelçi öz- çeri'den boşalacak olan Dışiş- leri Bakanlığı Müsteşarhğı gö- revini devralacak. Büyükelçi Şanberk'in de öz- çeri ile birlikte Washington'a gitmesi durumunda ortaya il- ginç bir görüntü çıkacak. Böy- lece ABD ile yapılacak görüş- melerde bir önceki Dışişleri Ba- kanhğı Müsteşarı, (Türkiye'nirL Washington Büyükelçisi Nüz- het Kandemir) şimdi müsteşa- rı ve bir sonraki müsteşan ka- tılmış olacak. Cumhurbaşkanı Özal tara- fından önerilmesinden sonra stratejik işbirliği konusu böyle- ce iki ülke arasında ilk kez üst duzeyde ve kapsamlı bir şekil- de ele alınmış olacak. Özçeri-Kimmet görüşmele- rinde sözü edilen türden bir iş- birliğinin temel parametreleri- nin ne olabileceği ve böyle bir işbirliği fikrine nasıl vücut ve- rilebileceği gibi sorulann üze- rinde durulacağı belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle