Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28NİSAN1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U
kohlV
yumurta
• LEİPZİG (AA) — Eski
Demokratik Almanya'nın
güneyindeki Leipzig kentine
bir günlük ziyaret için gelen
Almanya Başbakanı
Helmut Kohl'e, 50 kadar
genç tarafından yumurta
atıldı. Başbakan Kohl'ün,
aleyhte sloganlar atan
göstericilere, "ne
istiyorsunuz, serseriler"
dediği duyuldu.
Riyad-Tahran
baharı
• TAHRAN (AA) — İran
ve Suudi Arabistan, bölge
giıvenliğini sağlamak için
stratejik işbirliği yapma
kararı aldı. Tahran
Radyosu'nun haberine göre
Suudi Arabistan ziyaretini
tamamlayarak tran'a dönen
Dışişleri Bakanı Ali Ekber
Velayeti, olumlu sonuçlar
veren temaslar
gerçekleştirdiğini söyledi.
Ali Ekber Velayeti, "İran ve
Suudi Arabistan, bölge
güvenliğini sağlamak
yönünde yakuı, stratejik ve
kapsamlı işbirliği yapmaya
karar verdiler" dedi.
Rafsancani
SuriyeVle
• ŞAM (AA) — İran
Cumhurbaşkanı Haşimi
Rafsancani, üç günlük
Suriye ziyaretine başladı.
Beraberinde Dışişleri
Bakanı Ali Ekber Velayeti,
Petrol Bakanı Gulamrıza
Ağazade ve beş
parlamenterle Şam'a gelen
Rafsancani, havaalanında
Suriye Devlet Başkanı
Hafız Esad ve yardımcısı
Abdül Halim Haddam
tarafından karşılandı.
Şam'a hafta başında gelen
Ticaret Bakanı
Abdülhüseyin Vahaji'nin de
İran heyetine katıldığı
bildirildi. İran haber ajansı
İRNA, Tahran'dan
aynlmadan önce ,
Rafsancani'nin, Esad ile
yapacağı görüşmede,
"Uluslararası ve bölgesel
gelişmeler, Körfez kiriz,
Filistin ve Lübnan
sorunlan" üzerinde
durulacağını açıkladığını
duyurdu.
Yeltsin
kampında
huzursuzluk
• MOSKOVA (AA) —
Rusya Federasyonu lideri
Boris Yeltsin'i dün
cumhuriyetin devlet
başkanlığı için resmen aday
gösteren "Demokratik
Rusya" bloku, Yeltsin'in
geçen hafta içinde Başkan
Mihail Gorbaçov ile vardığı
uzlaşma nedeniyle bolünme
tehlikesi içine girdi.
SSCB'nin Komünist
Parti'den sonra en fazla
üyeye sahip siyasi örgütü
olan Demokratik Rusya
blokunun dün yapılan
yönetim kurulu
toplantısında, üyeler
oybirliğiyle Boris Yeltsin'i
Rusya Devlet Başkanhğı'na
aday gösterme kararı
aldılar. Ancak yönetim
kurulunun eş
başkanlarından tarihçi Yuri
Afanasyev, Yeltsin'in
Başkan Gorbaçov ve öteki
sekiz birlik cumhuriyetinin
liderleriyle birlikte
imzaiadığı anlaşmamn
kendilerini "zor duruma
düşürduğunü" söyledi.
Avrupa Konseyi'nin 'Kürtlere bölgesel özerklik' kararı çelişkili ve talihsiz olarak nitelendi
AııkaraVIan Batrya Kürt tepkisi
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Avrupa Konse-
yi Parlamenter Asamblesi'nin
Kürtlere bölgesel özerklik veril-
mesini .öngoren kararı Ankara
1
da, "yanlış adım'' olarak değer-
lendirildi. Kurtlerin yaşadığı
bölgelerden söz eden karann do-
laylı biçimde Türkiye*yi de ilgi-
lendirdiğini belirten Dışişleri Ba-
kanlığı yetkilileri, AvTupa Kon-
seyi'nin başta Helsinki Nihai Se-
nedi olmak üzere birçok ulusla-
rarası belgeye ters düşen bir
adım attığını savundular. Karar-
daki "bölgesel özerklik
fonniilleri" ifadesinin, toprakla-
rında Kürt nufusu banndıran
bütün bölge ülkelerinin iç işle-
rine müdahale olduğu da vurgu-
landı. Yetkililer, ayrıca Avrupa
Konseyi'nin 48 saat içinde bir-
biriyle çelişen iki karar aldığına
da işaret ederek "Bu talihsiz bir
karardır. Ancak önemini ve et-
kisini abartmamak gerekir.
Konseyin bazı kararları dos>a-
larda tozlanmaya mahkûra ola-
rak doguyor. Bu da onlardan
biri" diye görüş açıkladılar.
Portekizli sosyal demokrat
parlamenter Soares Costa tara-
fından hazırlanan, "Körfez Sa-
vaşından Sonra Yeni Dıinya Dü-
zeninde Avnıpa'nın Rolii" baş-
hklı karar metninde Ankara'nın
tepkisini çeken ifadeyi, "Kürtier
İÇİD uJuslararası guvence altında
bölgesel özerklik formülleri dii-
şüniilmesinin istenmesi" oluş-
turdu. Dışişleri BakanüğVnın iıst
düzey bir yetkilisi bu ifadenin,
"acık" olmadığını, ancak Irak'ın
yanı sıra Türkiye, İran ve Suri-
ye gibi ülkelerde yaşayan Kürt
nufusunun bölgesel özerkliğe
kavuşturulmasının teşvikini
"İHM" yoluyla gündeme getirdi-
ğini belirtti.
Ankara, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nin,
Kürtlere bölgesel özerklik verilmesini öngören karannı
'yanlış adım' olarak değerlendirdi. Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri karann, topraklarında Kürt nüfusu banndıran tüm
bölge üikelerinin iç işlerine müdahale olduğunu belirtti.
Aynı yetkili söz konusu ifade-
nin uluslararası hukukun pek
çok temel ilkesiyle çeliştiğini de
kaydederek şunları söyledi:
"Portekizli parlamenterin gö-
rüşleri, bölgedeki soruna uzak-
tan ve tepeden bakan bir tarz-
da ve bu sonınun Balı'nın dışa-
ndan miidahalesi>le çozülebile-
ceği gibi bir yanlış varsavıma da-
yanarak oluşlurulmuş. Kürtlere
bölgesel özerklik formülleri
aranması gündemdeki bir sonın
değildir. Kaldı ki hiçbir zaman
Avrupa Konseyi gibi bir kuru-
mun görev edinebileceği bir ko-
nu da değildir. Eğer bölgedeki
Kört nüfusu kendi geleceği için
yeni formüller arayışında ise bu-
nu öncelikle ber ulke kendi için-
de ele alır, değerlendirir. Kaldı
ki böyle bir durum yaşanmıyor.
Portekizli parlamenterin yaptı-
gı abesle iştigaldir. Konseyin bu-
na uyması da son derece yanlış-
tır."
Söz konusu karann Helsinki
Nihai Senedi başta olmak üze-
re birçok uluslararası belgeye
ters düştüğü de diplomatik kay-
naklarca ifade edildi. Kaynaklar,
1975 yılında 35 ülke tarafından
imzalanan Helsinki Nihai Sene-
di'nin 10 ilkesi arasmda sınırla-
nn dokunulmazhğı ve toprak
bütünlüğunün korunmasının da
yer aldığını anımsatarak "Şim-
di bölgedeki ülkelerin egemen-
liğini tehdit edebilecek formiıi-
ler aranmasından söz eden bu
karar, acaba sınırların dokunul-
mazlığı ilkesini göz ardı mı
ediyor" sorusunu gündeme ge-
tirdiler. Aym kaynaklara göre
HelsinH Nihai Senedi'nin soz
konusu ilkelerinin içeriği, bu se-
nede imza atan bütün ülkelerin
olduğu gibi Türkiye'nin siyasal
birliği ve sınırlannın korunma-
sını ve buna karşı hiçbir tehdit-
te bulunulmamasını karara bağ-
lıyor. Öte yandan Türkiye"de
azınlık statusüne sahip olmayan
Kurtlerin durumu ve gelecegi
konusunda alınacak kararlann
tumüyle Türkiye'nin iç işlerini il-
gilendirdiği, bunun diğer bütün
bölge ülkeleri için de geçerli ol-
duğu yetkililerce vurgulanıyor.
Geçersiz kılıyor
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri-
ne göre Helsinki Nihai Senedi-
nin Avrupa Konseyi kararını,
"geçersiz kılacak" nitelikteki iki
maddesi senedin, "Avrupa'nın
Güvenliğine tlişkin Sorunlar"
başlığı altındaki. "Katılan Dev-
letlerarası tlişkileriYöneten Bke-
ler" bildirgesinde yer alıyor. Bu
maddelerin metni aynen şöyle:
"— Sınıriann çiğnenemezliği:
Katılan devietter, Avrupa'daki
tüm devletlerin sınırlan gibi bir-
birlerinin sınuiannı da çiğnene-
mez sayar ve bu nedenle bugün
ve gelecekte bu sınırlara saldın-
da bulunmaktan kaçınır. Buna
göre katılan devletlerden ber-
hangi birinin topraklarının bir
bölümünün ya da tümiınün eie
geçirilmesi ya da zorla alma yo-
lunda bir istek ya da davranışta
bulunulmasından kaçınır.
— Toprak butunluğü: Katılan
devletler, katılan devletlerin her
birinin toprak butunlüğune say-
gı gösterirler. Buna göre katılan
bütün devletlerin toprak bütün-
lügiı, siyasi bağımsızlığı ya da
birliğine karşı Birleşmiş Millet-
ler Antlaşması ve ilkeleriyle bağ-
daşmayan herhangi bir eylem ya
da bir guç tehdidinde bulunmak-
tan ya da guç kullanmaktan ka-
çınır."
Denktaş, şirketi kurarakMaraş'ı açacaklarını söyledi
Maraş bölgesihizmeteaçılıyorKKTC Cumhurbaşkanı, "Biz şirket kurarak
açacağız. Rumlar da gelsinlet katılsınlar.
Şirket burayı tamir edıp çalıştırsın. Gelirini
yine bu şirket kurulurken herkes ne sermaye
İcoymuşsa, ona göre pay alır" dedi.
BÜLENT ECEVtT
rak kalan Maraş bölgesi açılı-
yor. Kuzey Kıbns TUrk Cumhu-
LEFKOŞA — 17 yıldır kapah riyeti Cumhurbaşkanı Rauf
durumda olan ve Türklerle Denktaş, şirket kurarak Maraş'ı
Rumlar arasında "sonın" ola- hizmete açacağını söyledi.
KKTC Cumhurbaşkanı
Denktaş, Maraş bolgesinde bi-
nalann çürümeye başladığını,
bunun için işletmeye açılmaya
başlaması gerektiğini ifade ede-
rek "Biz açacağız, şirket olarak
açacağız. Rumlar da gelsinler
katılsınlar. Şirket burayı tamir
edip çalıştırsın. Gelirini yine bu
şirket kurulurken herkes ne ser-
maye koymuşsa ona göre
paylaşır" dedi.
Raut Denktaş Maraş'ı açma
düşüncesinin Rum kesimine he-
nüz resmi olarak iletilmediğini,
ancak basın kanalıyla duyacak-
larını söyleyerek konuyla ilgili
sorulanmızı şöyle yanıtladı:
"Burayı biz gidip yerleşmeye
açtığunız takdirde dünyanın bizi
ve Türkive'yi yanlış anlayacağı,
yine suçlamalara yol açacağı
Rumlara işi abartma fırsatı ve-
rip haksızken haklı duruma so-
kacağı diişüncesivle diyoruz ki
çok mu seviyorsunuz bu Ma-
raş'ı siz? Biz açacağız şirket ola-
rak açacağız siz de gelin girin
bunun içerisine ve bu şirket bu-
rayı tamir etsin kiralasın çalış-
tırsın. Parasını yine bu şirket
kurulurken herkes ne sermaye
koymuşsa ona göre alsın. Mal
sahipleri de binalannı kurtarmış
olurlar."
— Mal sahipleri ne olacak?
DENKTAŞ — Kıbns mesele-
si hallolduğunda Maraş'ın şu
kısmı bu sokağı bizdc kalacak-
sa bizde kalır onlarda kalacak-
sa onlarda kalır. Bence bu gö-
rüş uzak görüşlü sağlıkh bir
yaklaşımdır.
— Yetkiler nasıl paylaşıla-
cak?
DENKTAŞ — Bizim yetki-
mizde bizim devletimizin kont-
rolünde olacaktır. Bizim yasa-
lanmız geçerli olacak. Şirket de
bizde kayıtlı olacaktır. Bizim
polisimiz bizim bdediyemiz ora-
da bulunacaktır. Bunları kabul
ederlerse buyursunlar çahştıra-
lım diyoruz. Anlaşmaya dek ge-
çici bir formül öneriyoruz.
— Şirkete katümazlarsa ne
olur?
DENKTAŞ — Gelmem der-
se ben şirketi kurarım. Çünkü
binalar gidiyor çürüyor.
— Maraş'ta çokuluslu şirket-
lerin, özellikle Amerikalıların
da binalan var. Onlardan bir an
önce açılması için baskı var mı?
DENKTAŞ — Hayır Rumlar
onları iyice korkuttu. Giderse-
niz Güney Kıbns'taki, Yunanis-
tan'daki çıkarlannızı batınnz
diyorlar. Biz bu şirketi kurdu-
ğumuz zaman eski mal sahiple-
ri gelir buraya. Hem kendi mal-
KUZEY IRAKTA AMERİKALI ASKER — ABD'nin Kürt sığıomacılar için Kuzej Irak'ta kamp çalışmaları hızla ilerliyor.Tepe lannı kurtarırlar hem işletmede
den Urnağa silahlı Amerikalı deniz piyadeleri, bölgenin güvenliğini sağlamak için düzenli biçimde Kuzey Irak'a gönderiliyoriar. ortak olup paylarını alırlar.
WASHÎNGTON/ OKTADOĞU
Baker'ın gezisiumut vermedi
İki
ABD Dışişleri Bakanı, Ortadoğu'daki
dördüncü turunda, Araplarla lsrail'i ikna
etmeyi başaramadı. Baker'm Ortadoğu
gezisinde en başanlı durak Moskova oldu.
ülke Ortadoğu için işbirliği konusunda
anlaştılar.
ITF1TK CAn n F M t R
n e d e n
"gerÇel'Ç'likle" kesiştiği-
LJFUK OULUt-MIK n i
^ ^ j y j a n l a m j ş b i r A m e r i
.
WASHINGTON — Ameri- kalı olarak ülkesine döndü.
kalılar, Ortadoğu'da kötümser- Çünkü haftalardır süren çaba-
liğin gerçekçilikle kesiştiği nok- lan sonucunda herkesi Arar> İs-
rail sorununun çözümüne biraz
daha yaklaştırmış, ama Arap-
larla İsraillileri hâlâ ikna edeme-
miş bulunuyor.
Bu bakımdan uzmanlar,
tayı kavramakta genellikle güç-
lük çeJcer. ABD Dışişleri Baka-
nı Jantes Baker ise Ortadoğu'-
daki dördüncü turundan,
"kötümserliğin" bu coğrafyada
ğunu duşünuyor. Çünkü Orta-
doğu gerçeğinin, Körfez savaşı
sonrasında ortaya bir ivme çık-
mış olsa dahi Arap-İsrail soru-
nunun çözümüne kolay izin ver-
meyeceği düşunülüyor.
Size Yaşam kadar
önemli bir önerimiz var.
Bizi dikkatle izleyiniz!
ABD Dışişleri Bakanı James Baker turuna başladıktan kı-
Baker'ın Ortadoğu'da ülke ül- sa bir süre sonra gerek lsrail'-
ke dolaşarak bir Arap-tsrail de, gerekse de Arap ülkelerin-
konferansı için çıkış noktası de art arda duvarlara çarpma-
aradığı gezisini "başanlı" ilan ya başladı. Hatta daha turu de-
etmek için fazla neden göremi- vam ederken İsrail işgal alünda-
yor. ABD Dışişleri Bakanı, an- ki Batı Şeria'da bir yerleşim böl-
nesi aniden vefat ettiği için te- gesi daha kurdu. Oysa İsrail'in
maslanndan kesin bir sonuç ala- Batı Şeria'dan vazgeçmesi bir
madan ülkesine dondü. Uzman- Ortadoğu barısının ana ilkesi
lar bunun, lölüm acı da olsa) olarak görülüyor. ABD Başka-
Baker'ı kunaran bir yanı oldu- nı George Bush buna "Barışa
karşılık toprak formülü" adım
veriyor.
Baker'ın, Ortadoğu turunda,
belki de en başanlı durak Mos-
kova oldu. ABD DışişlenBaka-
nı burada, Sovyet makamlan ile
verimli görüşmeler yaptı. Ama
bundan daha da önemlisi,
Arap-İsrail sorununun çözümü
gibi hassas bir konuda danışma-
lar için Moskova'ya giderek
Sovyetler'e, bu süreçten dışlan-
mayacakları mesajını verdi.
ABD'nin birkaç yıl önceye ka-
dar tavrı, Moskova'yı tamamen
bu sürecin dışında tutmaktı.
Oysa Baker bu ziyaretinde
SSCB'ye, Ortadoğu konferansı
için "ortaklık" önerdi ve buna
olumlu yanıt aldı. Moskova'nın
"mutabakatını" alarak tekrar
İsrail'e döndüğünde ise annesi-
nin vefatını öğrendi ve ABD'ye
hareket etmek zorunda kaldı.
Mosko\a'nın mutabakatı
açık çekten oluşmuyor. Yani
Ortadoğu sorununun çözümü-
nün tamamen ABD'ye bırakıl-
ması öngörülmüyor. Zaten Ba-
ker ile tejjıaslar sırasında, aynı
tarihte SSCB'de olan FKÖ de-
legasyonu başkanı "Yaşır Abid
Rabo" ile de danışmalarda bu-
lunuyorlardı. Rabo iki yıl önce-
ki ABD-FKÖ diyaloğunda Filis-
tinlileri temsiletmişti. SSCB Dı-
şişleri tiaKanı /vıen»anut:r o o -
menıih'in ayrıca önümüzdeki
ay Ortadoğu'ya gitmesi ve bu-
rada Moskova'dan bugüne ka-
dar ilgi gormüş Suriyeliler ve Fi-
listinliler başta olmak üzere
Araplarla yoğun görüşmeler
yapması bekleniyor. Henuz tam
olarak açıklığa kavuşmuş değil,
ama Sovyet Dışişleri Bakanı'-
mn, bu kez, İsrail'e gitme ola-
sılığı da bulunuyor. İki ülke kı-
sa bir süre önce başkonsolusluk
düzeyinde resmi ilişki baş-
latmıştı.
Baker'ın Araplarla tsraillile-
ri aynı masa etrafında bir ara-
ya getirecek bir barış konferansı
kotarmasını herkes istiyor: Av-
rupa Topluluğu, Birleşmiş Mil-
letler, Sovyetler. Ancak ilgili ta-
raflar buna ya yanaşmıyor ya da
çeşitli koşullar masaya sürüyor.
Baker da ulkeler arasında me-
kik diplomasisiyle taraflar ara-
sındaki görüş aynhklıklarını in-
celtmeye çalışıyor. İsrail, bir ke-
reye özgü olmak üzere ve tören-
sel yani ağrı basacak bir şekil-
de, SSCB ve ABD'nin de bulu-
nacağı bölgesel konferansa ka-
tılmayı kabul ediyor. Ama bu-
nun "İsrail'in kaderinin
belirleneceği" bir uluslararası
konferansa dönüşmesini istemi-
yor. Suriye ise BM'nin önemli
rol oynayacağı kapsamlı bir
konferans istiyor. Suudiler ka-
tJmaya yanaşmıyor. Mısır ise
dalıa ılımlı davranıyor. ABD
Dışişleri Bakanı, annesinin ce-
naze törenine katılıp ABD Baş-
kanı George Bush'a son temas-
ları hakkında bilgi verdikten
sonra alacağı yeni talimatla,
gerçekçiliği kötumserliğe dönüş-
meden onceki nazik sınırda ya-
kalamak unıuduyla bölgeye
dönmeyi tasarlıyor.
Avrupa Konseyi kararı
Sevr Anlaşması
hortlatılıyor mu?
Batı Avrupa Birliği (BAB) Parlamenter
Asamblesi, Belçika Parlamentosu ve Avrupa
Parlamentosu'ndan sonra, Avrupa Konseyi
Parlamenter Asamblesi'nin de "Kürtlere
uluslararası güvence altında bölgesel
özerklik" tanınması yönünde tavsiye kararı
alması, düşündürücü bir gelişmedir.
SABETAY VAROL
STRASBOURG — Avrupa
Konseyi Parlamenter Asambe-
lesi'nin Kürtlere "Uluslararası
güvence altına alınmış bölgesel
özerklik tanınması" yönünde-
ki son kararı, kafalarda haklı
bir çok soru işareti uyanması-
na yol açıyor. Batı demokrasi-
sinin temel direği sayılan ve
"halkın sesi" olduğu kabul edi-
len çeşitli parlamentoları yok-
sa "Kürtlere özerklik" salgını-
na mı yakalandı? Batılı ulkeler
orta ya da uzun vadede kuru-
lacak bir Kürt devleti için şim-
^iden zemin mi hazırhyor?
Kürtlere "kendi kaderini tayin
hakkı" tanıyan "Sevr Anlaş-
ması" hortlatılmak mı isteni-
yor?
Avrupa Konseyi Parlamenter
Asamblesi'nin de, Batılı bir sa-
vunma kuruluşu olan Batı Av-
rupa Birliği'nin (BAB) Parla-
menter Asamblesi, Belçika
Ulusal Meclisi ve AT'nin "ya-
sama orggnı" olma çabasında-
ki Avrupa Parlamentosu'ndan
sonra, aynı doğrultudaki son
karan en azmdan duşündürü-
cüdür. Aynı yöndeki kararlann
belli aralıklarla birbirini izleme-
si olgusu, bütun bu kararlann,
"Uluslararası hukuk ve dünya
politikasından habersiz Batılı
parlamenterlerin. iç politik he-
saplarla önayak olduğu kopuk,
tesadüfi kararlar" olduğu tezi-
ni çürütücü niteliktedir.
Avrupa Konse>i'ne üye ol-
ması nedeniyle, Türkiye'nin
hem iktidar, hem de her iki mu-
halefet partisinden milletvekil-
leriyle temsil ediidiği bu asamb-
lenin verdiği tüm kararlar gibi,
adı geçen karar da "tavsiye'* ni-
teliği taşıyor. Başka bir deyiş-
le, "bölgesel özerkliğe" ilişkin
cümlenin de bulunduğu "Kör-
fez savaşı sonrası Avrupa'nın
yeni dünya düzenindeki rolü"
başlıklı 6418 numaralı söz ko-
nusu karann bu aşamada her-
hangi bir yaptınm değeri yok.
Asamblenin aldığı herhan-
gi bir karann yaptınm değer ta-
şıyabilmesi için, Avrupa Konse-
yi üyesi ülkelerin dışişleri ba-
kanlannın oluşturduğu "Ba-
kanlar Komitesi"nce onaylan-
ması gerekiyor.
Kaldı ki Avrupa Konseyi'nin
bütün toplantılan gibi 22-25 ni-
san arası yer alan ilk bahar dö-
nemi toplantısı da Batı basının-
da hemen hemen hiç yankı bul-
madı.
Pariamentolann aldığı bu tür
kararlann, uygulama yeteneği
taşımadıklan gerekçesiyle hü-
kümet yetkililerince her zaman
küçümsendiği bilinen bir ger-
çek. Ancak bu gerçek, kamuo-
yunun ve "halkın vicdaaı"
olan, bu yüzden de son tahlil-
de büyuk rol oynayan Batılı
parlamentoların benzer karar-
larımn, bizim kamuoyumuz ve
halkımız tarafından da küçüm-
senmesi gerektiği anlamma gel-
memelidir.
Aktif bir yaptınm ya da pro-
paganda değerli olmasa da bü-
tün bu kararlar Batı kamuo-
yunda barometrenin ibresinin
ne tarafa yattığını açıkça gös-
teriyor.
Gene de bir merkez partisi
olan, başka bir deyişle Sosya-
list Entemasyonal'e üye olma-
yan "Portekiz Sosyal Demok-
rat Partisi" üyesi Soares Cos-
ta'nın hazırladığı bu karar ta-
sarısının öncelikle Iraklı Kürt-
leri göz önüne aldığını unutma-
mak gerekiyor.
Soares Costa'nın karar ge-
rekçesindeki sözlerinden anla-
şılacağı gibi "uluslararası gü-
venceli özerk bolge" tezi orta-
ya atılırken, ilk aşamada akla
gelen Irak Kürtleridir. Ama So-
ares Costa'nın karar gerekçesi-
nin başka bir yerinde, ABD
Başkam George Bush'un "ulus-
lararası yeni düzen" tezi ile
"Sevr Anlaşması"na kaynaklık
eden ve halklann "kendi kade-
rini tayin hakkı"na ağırhk ve-
ren Başkan Wilson prensipleri
arasında fikirsel benzerlik oldu-
ğu da kaydediliyor.
Özetle, Batılı hükümetlerin,
ilerisi için bu yönde zemin ha-
zırladığı tezini savunmak için
ciddi kanıtlar olmasa da kamu-
oyunda, en azından Kürtler ko-
nusunda çok kapsamlı bir tar-
tışmanın sürdüğünü ve bu tar-
tışmanın şu ya da bu şekilde iz
bırakacağinı bilmekte yarar var.
ANKARA
ABD ile stratejik
işbirliği ısınıyor
SEMİH İDİZ
ANKARA — Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ın Başkan Ge-
orge Bush'a mart ayında Camp
David'de onerdiği "stratejik
işbirliği" konusunun önümüz-
deki haftalarda Ankara ile
VVashington arasında yapılacak
olan üst düzeyli görüşmelerde
ele alınacağı öğrenildi.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşa-
rı Büyükelçi Tugay Özçeri'nin
mayıs ayının ikinci yansında bu
amaçla 'VVashington'a gideceği
bildiriliyor. Özçeri'nin burada
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ro-
bert Kimmet ile yapacağı go-
rüşmelerin "Ermeni tasarısı"
krizinin patlak vermesiyle bir
vılı aşkın bir süredir işletileme-
yen "Türk-ABD siyasi istişare
mekanizması" çerçevesinde
gerçekleşeceği belirtiliyor.
Edinilen bilgiye göre Büyü-
kelçi Özçeri'nin NVashington zi-
yaretinde Türkiye'nin AT nez-
dindeki daimi temsilcisi Özdem
Şanberk'in de katılması olası-
lığı bulunuyor. Bılıiıuifc. 6.Lİ
Şanberk, NATO daimi temsil-
ciliğine getirilen Büyükelçi öz-
çeri'den boşalacak olan Dışiş-
leri Bakanlığı Müsteşarhğı gö-
revini devralacak.
Büyükelçi Şanberk'in de öz-
çeri ile birlikte Washington'a
gitmesi durumunda ortaya il-
ginç bir görüntü çıkacak. Böy-
lece ABD ile yapılacak görüş-
melerde bir önceki Dışişleri Ba-
kanhğı Müsteşarı, (Türkiye'nirL
Washington Büyükelçisi Nüz-
het Kandemir) şimdi müsteşa-
rı ve bir sonraki müsteşan ka-
tılmış olacak.
Cumhurbaşkanı Özal tara-
fından önerilmesinden sonra
stratejik işbirliği konusu böyle-
ce iki ülke arasında ilk kez üst
duzeyde ve kapsamlı bir şekil-
de ele alınmış olacak.
Özçeri-Kimmet görüşmele-
rinde sözü edilen türden bir iş-
birliğinin temel parametreleri-
nin ne olabileceği ve böyle bir
işbirliği fikrine nasıl vücut ve-
rilebileceği gibi sorulann üze-
rinde durulacağı belirtiliyor.