Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28NISAN1991 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
Pis Oyun...
(Baftarafi 1. Sayfada)
rine bombalı saldırılarda bulunmuştu. (...)
Bu çirkin öyküden değişik dersler çıkartı-
labilir. İlk ders şudur: Ortadoğu'yla ilgili ola-
rak Amerikan liderlerinin uluslararası hukuk
ve ahlaki değerlere ilişkin çağrılarında yatan
ince alay...
Başkan Bush, Saddam'ı Hitler'den de kö-
tü ilan etti. Oysa Başkan Reagan, Saddam'la
gizliden işbirliği yapmıştı. Bush yönetimi,
Saddam'la ilışkilerini dikkatli götürdü ve an-
cak Kuveyt'in işgalınden sonra Irak'ı yeniden
terörist ülkeler listesine dahil etti."
The New York Times yazarının bu satırla-
n bir gerçeğin altını bir kez daha çiziyor: Bir
süper devtet açısından dış politika oyununun
acımasızlığı...
ABD için bir yerde tüm Ortadoğu kocaman
bir satranç tahtası. Petrolü güvence altına
alabilmek için kımsenin gözünün yaşına bak-
madan yıllardır oynuyor taşlarını.
Daha düne kadar gizliden ışbiriiği yapılan
Saddam'ın Irakı, bugün terörist ülkeler lis-
tesinde. Ama buna karşılık daha düne kadar
bu listede yer alan Hafız Esad'ın Suriyesi'y-
le bugün işbirliği yürüyor.
Yarın ne olur, bilinmez. Bir gece ansızın
roller yine değişebilir.
Reel politikadan kaynaklanan dalgalan-
malara ve olası sürprizlere karşı hazırlıklı ol-
maktan başka çare yok.
•
Bu açıdan bazı Batı Avrupa ülkelerinin du-
rumu da özellikle ibret vericidir.
Örneğin Almanya...
Tam 82 Alman şırketi, Irak'ın silahlanma-
sından büyük paralar vurmuştur. Saddam'-
ın 1988'de Halepçe'de beş bın Kürdü katle-
derken kullandığı zehirli gaz, Alman firma-
larının damgasını taşıyordu.
Bugün aynı Almanya, Saddam'ın ulusla-
rarası bir mahkemede yargılanması için ba-
şı çekiyor.
Ömeğin Fransa...
Sovyetler'den sonra Saddam'ın Irakı'nı en
çok silahlandıran ülke Fransa olmuştur.
Bugün aynı Fransa, Irak Kürtlerinin, Sad-
dam yönetimine karşı baş hamisi pozunda-
dır.
İngiltere için de benzer düşünceler kuşku-
suz dile getirilebilir.
Bunları neden anımsatıyoruz?
Şu günlerde Batı Avrupa kamuoyunda ve
Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi gibi
platformlarda Türkiye'ye karşı kabaran dal-
gadır bize bu satırları yazdırtan.
Bir kez daha yineliyoruz:
Türkıye, gerek 1988'de gerekse bu yıl
Irak'tan sığınan Kürtler için elinden geleni
yapmıştır, yapmaktadır. 1988'de gelmiş olan
Kürt sığınmacılann 30 bini hâlâ bu ülkede ya-
şamaktadır. Batı Avrupa ülkelerinin üç yıl
içınde kabul buyurduklan Kürtlerin sayısı ise
gülünçtür: Yalnızca 444 kişi.
Bunun gibi 1988'den beri Türkiye'nin sı-
ğınmacılar için yapmış olduğu harcama 40
milyon dolardır. Batı'dan damlayan ise yal-
nız 4 milyon dolara varabilmiştir.
Türkiye, bugün de ekonomik olanaklarını
zorlayarak üzerine düşeni yapmaya çalışı-
yor.
O yüzden, Batı Avrupa'da kamuoyunu
oluşturan odakların Türkiye'yle bu bağlam-
da uğraşmalannı ckjdiye almak niyetinde de-
ğiliz.
•
Ama bu çabaların derinliğinden bir kasıt
kokusu da gelmiyor değil. Onun için birkaç
noktanın vurgulanmasında yarar var.
Birincisi: Banş ve istikrar isteniyorsa, ulus-
lararası anlaşmaların güvencesi altındaki sı-
nırlann dokunulmazlığı ve toprak bütünlüğü-
nü hedef alan emellerden artık aklı başında
herkesin vazgeçmesi yerinde olacaktır. İn-
san haklarıyla bu konunun kanştırılması son
bulmalıdır.
İkincisi: Irak Kürtlerinin durumu Irak'ın
kendi iç işlerini ilgilendiren bir sorundur. İn-
san hakları ve demokrasi çerçevesinde çö-
zülmesi dilenir. Bunun için Bağdat üzerin-
de baskı yapılmalıdır, ama Irak'ın egemen
bir devlet olduğu gerçeği unutulmaksızın. Bu
açıdan da Kuzey Irak'taki Amerikan-İngiliz-
Fransız askeri varlığı bir an önce yerini BM
gücüne bırakmalıdır.
Üçüncüsü: Türkiye, Kürt kökenli yurrtaş-
larının durumunu demokrasi ve insan hak-
larına göre lyileştirmek zorundadır; kültürel
kimlikleriyle ilgili her türlü engeli kaldırmalı-
dır. Hızla enternasyonalize edilmekte olan
Kürt sorunu açısından köşeye sıkışmamak
ve dış politıkada manevra alanını genişlet-
mek için de bu yola başvurmak gerekiyor.
Dördüncüsü: Ortadoğu'daki satranç tah-
tasında, büyük devletlerin piyonu olmaktan
sakınmak için oyunu olağanüstü dikkatle oy-
namak öncelikli bir dış politika görevıdir.
Cumhurbaşkanı Özal'ın tek adam yöneti-
mi ile olabilir mi bütün bunlar?
Çok zor.
Işverenin 50 bin lira teklifinisendika reddetti
THY'de ipler yine kopuyortş-Sendika Servisi — THY ve
HAVAŞ grevlerinin sona erdiril-
mesi için surdürülen ve olumlu
gelişmelerin sağlandığı göruş-
meler, dûn beklenmedik şekilde
yeniden kesildi. Dünkü görüş-
mede işverenin son teklifînin or-
talama 50 bin lira üzerinde bir
artış onerdiği, sendikanın bunu
kabul etmediği öğrenildi.
THY ve HAVAŞ'ta 10 bin 500
işçinin surdürdüğü grevin 28.
gününde önce anlaşma noktası-
na yaklaşıldı, işverenin teklifin-
den sonra ise ipler koptu. Edi-
nilen bilgilere göre, Hava-lş Sen-
dikası yöneticileri ile THY yet-
kilileri arasında 5 gündür surdü-
rülen görüşmelerde idari mad-
delerin çoğu üzerinde anlaşma
sağlandı. Dun saat 16.00'da ta-
raflar yeniden bir araya gelerek
ücret üzerinde pazarlığa oturdu-
lar. Hava-îş Genel Başkan Yar-
dımcısı Nabi Delice, 2 saat su-
ren görüşmeyle ilgili bilgi verir-
ken "Son gelişmeler anlaşma
sağlanabileceği yolunda bizi de
umutlandırrnıştı. Ancak işvere-
nin teklifinden sonra bu çok
zorlaşü" dedi. Delice, görüşmeyi
şöyle anlattı:
3 Kuran'a 1.1 milyar
(Baştarafı 1. Sayfada)
uç kitaba, komısyon hariç 169
bin Sterlin (yaklaşık 1 milyar
180 milyon lira) ödedi. Fatih
Sultan Mehmet'in, İstanbul'un
fethinden sonra yazılmasını bu-
yurduğu Kuran yalnızca 12 bin
Sterline (84 milyon lira), 13.
yuzyılda Selçuklu döneminden
kalma çok temiz bir Kuran da
yine aynı fiyata gitti. Ancak,
İranlı bir yazıcı tarafından ka-
leme alınıp Istanbul'da Osmanlı
stilinde suslenen bir Kuran re-
kor kırarak 145 bin Sterline
(yaklaşık 1 milyar lira) satıldı.
Satışı izleyen uzmanlar, Fatih
dönemi Kuran'larının çok sey-
rek olarak piyasaya çıktığını ve
satılan kopyanın daha önce sa-
tışa konmadığı için çok temiz
kaldığını belirttiler.
Muzayede piyasasında geçen
sonbahardan beri gozlenen dur-
gunluk nedeniyle, "Sotheby'-
s"in tarihı antika kitap satışın-
daki 300 adet Osmanlı, İran,
Hint eseri, hedeflenen fıyatlann
altında satıldı. Söz konusu üç
Kuran'ın toplam en az 1 milyar
225 milyon lira edeceği tahmin
edilmişti. Sonuçta fiyat, tahmi-
nin yüzde 5 altında kaldı. Eser-
lere olan talep, "hedef fiyat"ın
altında kaldığı takdirde eserle-
rin satıştan cekilmesi âdetken,
bu kez satışa zaranna da olsa
devam edildiği görüldü. Yine de
satılmadan kalan eser oranı yüz-
de 7 oldu.
Her türlü antika ve tarihi ba-
sılı eser ticareti yapan
"Quaricth" fırması, muzayede-
lere katılarak eser satın alıyor,
sonra bunları özel anlaşmalar-
la antikaa ya da meraklılara sa-
tıyor. "Quarilch"in son muşte-
rilerinden biri Sovyetler Birliği
De\let Başkanı Mihail Gorba-
çov'du. Rus yazarı Turgenjev'-
in "Babalar ve Ogullar" roma-
nının müsvettelerini bulan
"Quaritch" bunu "açıklan-
mayan" bir fiyata Sovyet Kül-
tür BakanlığYna satmıştı. Sa-
tış işlemi, Gorbaçov'un In-
giltere'ye yaptığı ziyaret sırasın-
da gerçekleştirilmişti. "Qua-
ritch" ayrıca, 1988'de de
"Christie's" muzayede firması
tarafından satılan ve yarısının
Ankara'da Anadolu Medeniyet-
leri Muzesi'nde olduğu arüaşılan
bir Hitit tabletini de satın almış,
daha sonra Turk antika ve mu-
zayede piyasasının önde gelen
ismi Çiğdem Simavi'nin mali
yardımı ile tableti, Türkiye'ye
vererek diğer yansı ile buluşma-
sını sağlamıştı.
"Sotheby's"de üç gün süren
Osmanlı-lslam satışı böylece so-
na ererken uzmanlar Korfez Sa-
vaşı ve genel ekonomik durgun-
luğa rağmen, altı ay sonraki sa-
tış için şimdiden iyimser olduk-
larını belirttiler.
"tşveren yeni bir teklif sundu.
Bütün gruplann, teknisyen ha-
riç, iş tazminatlanna 50'şer bin
lira eklediler. Teknisyen işçi taz-
minatına brut 100 bin, lisanslı-
lara da 75'er bin lira artış öner-
diler. Yann (bugun) öğlene ka-
dar bizden cevap beklediklerini
söylediler. Verdikleri bu artış,
grevin devamını istediklerini
gösteriyor. Açıkça, 'Greve
devam' mesajı veriyorlar. Bun-
lar, grevi sürdürnıeyi amaçlayan
rakamlardır. Vereceğimiz cevap
için vetkili kurullarımızla, üye-
lerimizie goruşeceğiz. Ama bu
teklifi kabul etmek mümkun de-
ğüdir.
Biz görüsmeye anlaşma yapa-
bilmek umuduyla girdik. Hatta
işveren tarafına, grevi çözebil-
mek için ilk 1 milyon lirada es-
neklik gösterebilecegimizi de
ifade ettik. Ama olmadı. Ra-
kamlar konuşulana kadar her
şey olumlu geçti, ama parasu
muhabbet olmuyor. Teklifi ka-
bul etmeyecegimizi yarın (bu-
gün) kendilerine bildirecegiz."
Görüşmelenn kopmasından
önce yapılan değerlendirmeler-
de, Hava-tş'in toplusözleşmenin
ilk 6 ayı için işverenin onerdiği
zammı, 1.5-2 milyon lira dola-
yında toplu bir para ödenmesi
koşuluyla benimseyebileceği be-
lirtiliyordu. Hava-îş'in ilk yılın
ikinci 6 ayında ise en alt ücret
grubu için işverenin onerdiği
brüt 1 milyon 676 bin lirayı, 2
milyon 200 bin liraya yükseltme-
sini istediği kaydedildi.
öte yandan Istanbul'da 3 bi-
ni aşkın grevci, grevin başlangı-
cından bu yana her çarşamba ve
cumartesi günleri yaptıkları gi-
bi dün de Bakırköy'deki sendi-
ka genel merkezi önünde top-
landılar.
Grevciler Cumhurbaşkanı
Özal'ın THY grevine ilişkin söz-
lerine sen tepki göstererek sık
sık, "Çankaya'nın şişmanı işçi-
lerin düşmanı", "Vur vur inlesin
Çanka>'a dinlesin", "Açlıktan öl-
meyiz biz bu yoldan dönmeyiz",
"THY'yi kapattırmayız"
sloganları attılar.
GOZLEM
UGURMLMCU
Altı altınyıl!
(Bajtarafı I. Sayfada)
"Han"yemek sofrası, "iltikâm" yutma, yutulma demek-
tir; "iltikâma muntazır", yutulmayı bekleyen, "muhtazır" da
can çekişen anlamlanna gelir.
Ceyhun Atuf Kansu'nun çevirisi ile günümüz Türkçesi-
ne kazandırılan bu dizeleri yeniden okuyaltm:
Bu sofracık, efendiler-ki bekler yutulmayı
Önûnüzde titriyor-şu ulusun hayatıdır.
Ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün!
Aman sakın çekinmeyin,. yiyin, yutun hapır hapır.
Tevfik Fikret'in "Hânı-ı yağma" şiirinin belleklerde kalan
dizeleri şunlardır:
Yiyin efendiler yiyin; bu hân-ı iştiha sizin/Doyunca, ttkst-
nnca, çattayıncaya kadar yiyin!
Bugünlerde hep bu dizeler dillerimizin ucuna geliyor. Ti-
mur Selçuk'un bestesi de kulaklarımızda yankılanıyor; Fik-
ret'in sözcükleri, bilge ozan Ceyhun Atuf'un çevirisi ve Ti-
mur'un notalannda bir öfke seli gibi yüreklerimize doluyor
Yiyin efendiler, yiyin; bu doyumsuz sofra sizin
Doyunca, tıksınnca, çatlayıncaya kadar yiyin
Efendiler pek açsınız, besbelli yüzünüzden
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kimbilir?
Şu doyumcu sofra, bakın geçmişinizle övünçlül
Hakkıdır kutsal savaşınızın, evet hak da elde bir.
Yiyin efendiler yiyin; bu içşenliği sofra sizJn
Doyunca, tıksınnca, çatlayıncaya kadar yiyinl
Şu dizeler, dûnden bugüne, bugünden de yarınlara
ulaşıyor:
Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say:
Soy, sop, şeref, gösteriş, oyun, düğün, konak, saray.
Tûm sizindir efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Tûm sizindir, tüm sizindir, hazır hazır, kolay kolay
Yiyin efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin
Doyunca, tıksınnca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu şiirden yalnızca belki de şu sözcükler anımsanır
Yiyin efendiler yiyin...
Tevfik Fikret, sankı o günlerden bugünlere çığlık çığlığa
sesleniyor.
Kulakları sağır olmayan yüreklere sesleniyor...
Dolara endeksli olmayan vicdanlara sesleniyor...
Düşünen başa, korkmayan yüreğe, yüreği ile banşık olan
akla, menkul değerler gibi elden ele geçmeyen kişiiiğe, irv
sanı insan yapan onura, adama adam dedirten erdeme ses-
leniyor...
Büyüklüğün sindirimi biraz ağır olsa da yok zarar
Görkemli yüceliği, öç alıcı sevinci var,
Bu sofra gönül almanızdan böyle ısınır ve ışıldar
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmaJar
Yiyin efendiler yiyin; bu can dirilten sofra sizin;
Doyunca, tıksınnca, çatlayıncaya kadar yiyin.
Edirne'den Ardahan'a, Sinop'dan Hatay'a kadar salonlar-
da ve alanlarda her yerde, hep birlikte söyleyelim:
Yiyin efendiler yiyin...
Her çıkışın bir de inişi vardır; yiyin efendiler yiyin, doyun-
caya, tıksınnca, çatlayıncaya kadar yiyin; yiyin efendiler
yiyin..
Ne diyor Fikret?. Kansu
1
nun Türkçesi ile okuyalım:
Bu harmanın gelir sonu, ka-
otştınn giderayak!
Yarınbakarsınız söner bu-
gün çatırdayan ocak!
Bugün ki mideler sağlam,
bugün ki çort)alar sıcak
Atıştırın, tıkıştınn, kapış ka-
pış, çanak çanak..
Yiyin efendiler yiyin; bu
çümbüşlü sofra sizin
Doyunca, tıksınnca, çatla-
yıncaya kadar yiyin!'
Hep birlikte söyleyelim,
hep birlikte; Edirne'den Arda-
han'a, Sinpp'tan Hatay'a, Ma-
iatya'dan istanbul'a, İstanbul
:
dan Izmir'e, Kars'a, Erzu-
rum'a, Dıyarbakır'a, Ankara^
ya kadar her yerde söyleye-
lim; kahvelerde söyleyelim,
salonlarda söyleyelim, alan-
larda, okullarda, tarlalarda,
fabrikalarda söyleyelim:
Yiyin efendiler yiyin...
•4?r
1985. Vestel. 4 Ma\ıs 1985"te açıldığında. ulaşılacak hedeıier.
çok önceden tek tek belirlenmişti: Dünvanın en ılerı uretim
sistemleri' . Dunyanın en ıleri teknolojileri' Dünvanın en ileri
elektronık cihazlan! Çünkü. Turk
îoplumu. ileri batı ülkelerinin
halklanyla aynı standartlarda
sanavi ürünlerine >ahip olmava
layıktı. Çünku. bir kuruluş ancak en ileri teknolojileıie ve
teknolojisinı kendisi üreterek. uluslararası ölçekte soz sahibi
olabilırdi. Ve daha bu ilk yılında Vestel. dünyada terk edilmeye
başlayan sistemlenn kol gezdiği Türkiye'ye. dünya Mstemı
VHS'yi getirerek. düşünce larzınm ve ılende yapabileceklerinin
birorneğini verdı.
^ ^ 1986. Vestel. ürettiği uzaktan kumandalı
r televızyonlarına. uzaktan kumandalı
\ıdeolanna. Türkiye'nin ilk VHS videolanna.
bu yıl. Türkiye'nin ilk vıdeo player'larını ekledi
Üretım rakamları hızla artmaya basladı
Aynı yıl muzık setı üretimine basladı.
1987. Vestel.Türkiye'de CAD (Computer Aided Design)
çalışmalarını bu yıl içınde başlattı. Vestel, OEM (Orıginal
Equipment Manufacturer) olarak elektronik dünyasında
yerını aldı. İhracat kapıları açıîdt
Manısa'da ıkıncı Vestel tesısi
isletmeye girdi. Türkıyenın
ilk mikrodalga fınnı uretildi % n t
1988. Vestel. Türkiye'nin ilk compact disc player'lannı.
Türkiye'nin ilk compact disc player'lı midi muzık setlerini.
Turkiye'nin ilk "Multnısıon" televizyonlarını
bu yıl uretti. Vestel'in Turk elektronik sanayiini
ilerive taşıyan hamleleri sonuçlannı verdi...
Ve pek çok üretici VHS sistemine geçme
"•-'»- hazırlıklanna basladı Vestel. ıçvedısdızavnıyla
tamamen kendı geliştırdığı Turk televizyonu Siyah İnci'yi bu yıl
Türkiye'ye sundu ve batıya ihraç etmeye basladı.
1989. Vestel. üç yılda yükseldığı piyasa liderliğini bu yıl
pekıştirdi. Uretim rakamlannda, iç \e dış satış hacimlerinde
büyuk patlamalar oldu. Vestel aynı yıl. dünvanın en büyuk ve en
ünlu bilgisayar üreticisine bılgisayar monitöru üretmeye basladı.
Üretımi 1990 yılı sonunda 260.000 adede ulasan bu monitörler.
Avrupa ve Amerika ulkelennde kullanıimaya başlandı. Türkiye'nin
toplam elektronik cihaz ihracatının yaklaşık yansını tek başına
Vestel gerçekleştirdi. Türkiye'nin gerçek düz kare
ekran televizyonlannı ve uzaktan kumandalı
müzik setlerini uretti. Gene aynı yıl Vestel- jg;
Goldstar tesislennde. tam otomatik çamaşır m
makinesi üretmeye basladı. Turkiye'nin, ürettiği '" *"*'"
televizyonlara ve videolara 3 yıl garanti veren tek kuruluşu oldu.
1990. Vestel'in tesis sayısı 6'ya yükseldi. Üretim rakamlan
1,5 milyonu aştı. Aynı yılm Mayıs ayında Vestel halka açıldı ve
hisse senetleri İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda
işlem görmeye basladı. 240.000 metrekare
arazi üzerinde kurduğu yeni tesislennde | i '
Vestel markah ilk buzdolaplannı üretmeye ^f
basladı. Gene bu yıl. 386.387 adetle. Türkiye'nin * *
toplam müzik seti üretiminin % 66'sını tek başına gerçekleştirdi.
Dunyanın hangi ülkesinde olursa olsun, o ülke halkının gurur
duyacağı bir "Başan Öyküsü"dür bu. Vestel'in Türk elektronik
sanayiine getirdiği yeni standartlann, yeni dinamizmin. ulaşılan
ve yeniden çizilen hedeflerin, zaferden zafere koşulan
"altı altın yıl"ın öyküsüdür...
Vestel'in öyküsü, Türkiye'de neler yapılabileceğinin öyküsüdür... Türkiye'den dünyaya selam olsun!
•VESTEL
Öncü -+ Önder * Lider
VESTEL
MI
\estel • 5'ı Mantsa da Organıze • Dunyada OEM (Ongınal
Sana\ı Boigestnde l'ı Fquıpment Manufacturer) olarak
İstanbul da. toplam 486 OOû kabui edılen Turk etektronık
metrekare arazıde 100 (IOÜ kuruluşu
metrektire kapalı aUnda kurulu ^ri
6 uretim testsı ;&,.
• \alnız^a eiektrunık çıhaz degıt • Dunydnm en venı teknolojıst
teknolojide ureten Turk ekktronık SMT tSurface Mount Technohgyt
kuruluşu ile uretım \apan Turk eİektromk
kurutuşu
• Lnıntennı "Computer Aıded
Desıgn" çalışfnalanyia tasarla+an
Turk etektronık kuruluşu
• Turkıve'nm ekktrotuk urun
ihracatmm vanstna y akmtnı tek
başına gerçrkleştinn kuruhtş
VEIİEFEIVDt
HİPODROMinNDAN
Fikret Dağlıoğlu
1. AYAK: Adana'daki ilk star-
tında makinede kalmasına rağ-
men ikinci olan Yelinoğlu, lstan-
bul'daki pist çalışmalannda piş-
kin bir tay görünumü verdi.
2. AYAK: Pist çalışmalannda
formda görünen ve çitne yatkın
olan Sedam, ilk şansa sahiptir.
3. AYAK: lyi bir form yaka-
layan Ne\v Halo, dun yaptığı 38,
24, 12 rahat spnntinde iyi gö-
ründu. Kazanacağını varsayıyo-
ruz.
4. AYAK: İdmanlannda dere-
celi galoplar yapan Playboy,
kendisine uygun bu mesafede
günun banko atıdır.
5. AYAK: Hayırlıoğlu son
yaptığı galobunda da göz dol-
durdu. İlk şansa sahiptir.
6. AYAK: Hafif kilosu ile
Akasva ve Akar arasındaki mü-
cadele yanşın birincisini belirle-
yecektir.
TAHMİNLER
1. KOŞU: F: (1) Sahip, P: (5)
Serdarbey, S: (2) Yener 5.
2. KOŞU: F: (7) Yelinoğlu, PP:
(9) Hanbatur, P: (5) Serhat 72,
S: (6) Timurhan.
3. KOŞU: F: (9) Sedam, PP: (5)
Beguş, P: (4) Akçakız, S: (7)
Bankobatur.
4. KOŞU: F: (3) New Halo, PP:
(8) Cat Line, P: (10) Avare, S:
(2) Opulent Mill.
5. KOŞU: F: (1) Playboy, P: (2)
Dancıng Ardross, S: (6) Ca-
landra.
6. KOŞU: F: (4) Sonkoz, PP:
(8) Hayırlıoğlu, P: (6) Dorutay,
S: (16) Serhat, S: (14) Altuğbey.
7. KOŞU: F: (1) Akar, PP: (8)
Akasva, P: (9) Kings Image, S:
(7) Kings Junior.