Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 HABERLERİN DEVAMI 14NİSAN1991
0LAYLAR1N
GERCEK(Baştarafı 1. Sayfada)
Güneydoğu sınırlanmıza yığı-
lan Kürtlere ivediyardım yapıl-
ması her şeyin üstunde insarti
öncelik laşımakıadır. Üstün ola-
naklanyla Amerika'mn kısa sü-
rede işin üstesinden gelebilecek
gücü vardır; Ankara'nın tutu-
munu bu bakımdan değerlen-
dirmek gerekiyor.
Ancak olayın daha değişik
boyutları da bulunmaktadır.
ABD ile müttefıklerin Kuzey
Irak'taki çahşmalanna karşı
Saddatn yönetiminin direniş
göstermesi olanağı zayıftır. Eğer
böyle bir olguyla karşı karşıya
kaltnırsa, Türkiye'deki üsler kul-
lanılacak, askerj müdahale ge-
rekecektir. Kendi halkına karşı
acımasız olabilen Irak ordusu-
nun, Amerikan kuvvetleri kar-
şısında yetersiz kaldığı bUiniyor.
Bununla birlikte Türkiye'nin
her gün biraz daha Ortadoğu
batağına çekildiği gözleniyor.
Bugünden geriye doğru bakı-
hnca, ülkemizde Körfez krizine
banşçı yoüardan çözüm isteyen-
lerin ne kadar haklı oldukları
çarpıa biçimde ortaya çtkıyor.
Ambargo ve abluka yöntemle-
riyle Körfez krizinde sonuç alı-
nabilmesi için sabır gösterilme-
si en sağlıklı yoldu; savaştan çı-
kar ve medet umanlann, Tiirki-
ye açısmdan yanlış bir yaklaşı-
mı yeğledikleri, boş hayaller
kurduklan artık anlaşıldı.
Ne var ki iş işten geçmiştır,
Ankara olaylann ardından sü-
rükleniş içindedir; inisiyatif el-
dert kaçmıştır; Türkiye Körfez
savaşının yarattığı olumsuz so-
nuçların en ağtr bedelini öde-
mek zorunda kalmaktadır.
•
Vaşington'un Körfez savaşın-
daki başarısından sonra birbi-
riyle çelişkili tutumlara kısa sü-
reler içinde girdiği dikkati çeki-
yor. Bunun iç ve dış nedenleri
bulunmaktadtr. Ancak bugün
Kuzey Irak'a insani açıdan ha-
va köprüsü kurarken, Amerika'-
mn uzun süreli Ortadoğu siya-
seti açısmdan uygulamayı han-
giyöne kaydıracağını da kestir-
mek gûçlür.
Hiç kuşkusuz insani yardımın
gerçekleştirildiği süreçte, gelece-
ğe dönük politikaların zemini-
nisaptamak, ulustararası ilişki-
lerin acımasız kurallarından bi-
risidir.
ANAP yönetimi bu konuda
ne düşünüyor? Gerçi bundan
sonra şu ya da bu biçimde dii-
şünmenin de gecikmiş bir çaba
olacûğı ortadadır. Körfez sava-
şının ertesinde süregelen olayla-
nn hızı, Ankara'yı günübirlik
dış politikanın zorunluiuğuna
bağlamıştır. Genel görünüm,
Ortadoğu'da "kraldan çok
kralcı" siyasete bağlandığımızı
vurguluyor.
Evet, Irak Kürtlerine insani
yardım her şeyin üstündedir, an-
cak dış güçierin etkisi altma gi-
ren Ankara'nın, Sayın özal'm
yürüttüğü politikayla amacmtn
çok ötesindeki noktalara süriik-
lendiği açıktır.
• • •
Incırlık Ussu ne asker yıgmağı
(Bajtarafl I. Sayfada)
ramın 3. günü Mersin Limanı-
na da gıda malzemesi yüklü ola-
rak geleceği belirtildi. Iskende-
run Limanı'nda boşaltılan gıda
malzemelerinin TIR ve askeri
araçlarla sınır bölgesindeki sı-
ğınmacılara ulaştınlacağı bildi-
rildi. Gemilerle sürdürülecek
yardım miktannın bir milyon to-
na ulaşacağı öğrenildi.
ABD'nin, Türkiye sınınnda-
ki IraklıJara yardım operasyonu-
na katılan Alman hükümeti de
önceki akşam Batman Üssü'ne
sekiz helikopter gönderdi. Gıda
ve diğer yardımlann ulaştınlma-
sım sağlayacak helikopterlerin
parçaJar halinde askeri kargo
uçaklanyla önce Incirlik'e ve da-
ha sonra Batman'a gönderilmesi
işlemi tamamlandı. Dün akşam
saailerinde başlayan helikopter
monte işlemierinden sonra böl-
ge>'e kadar ulaştırılan yardım
malzemesinin sınıra taşınacağı
bildirildi. "Müşterek görev kuv-
veö yardım sağlama harekâü
(joint task force provide com-
fort)" adı verilen operasyon ne-
deniyle Batman'a gönderilen
Amerikan ve Alman askerleri-
nin bir böiümıi kentteki otelle-
re yerleştirildi. Alman persone-
li arasında doktor, hemşıre ve
diğer sağlık nersonelinin de bu-
IMK
ABD ile Türkiye arasında yapı-
lan ek protokolün geçerli oldu-
gunu belirterek üslerde bulunan
uçak tip ve sayısı konusunda yo-
rum yapmaktan kaçındılar.
Incirük Üssü'nden sabah sa-
at 09.00 ve öğleden sonra saat
15.00 olmak üzere iki ayn çıkış
yapılıyor. Bugüne kadar yapılan
çıkışlarda toplam 346 ton yar-
dım malzemesi atıldığı kaydedi-
lirken ABD uçaklanmn ABD
askerleri için hazırlanan stan-
dart hazır yiyecek, İngiliz uçak-
lannın çadır, battaniye ve uyku
tulumu, Fransız uçaklarının ise
şeker, tuz ve un attığı belirtildi.
gıdı."
Bir ABD askeri heyeti, Şır-
nak'ın Uludere ilçesine bağlı
Işıkveren köyü yakınlanndaki
bölgede incelemelerde bulundu.
Amerikan askeri helikopteriyle
Işıkveren'e inen Tümgeneral
Farmen ve beraberindeki heyet,
Irakhlann durumu hakkında
bilgi aldılar. Amerikalı Tümge-
neral Farmen, "Yörede inceleme
yapmaya geldik. Vardımlan ön-
ce nereye toplayacagız. Nerele-
re atabiliriz. Bunları
araştınyoruz" dedi. Farmen,
yardım işini kendisinin organi-
ze edeceğini söyledi.
lunduğu belirtildi.
încirlik Üssü'nden geçen pa-
zar gününden bu yana Kuzey
Irak'taki sığınmacılara atılan
yardım miktan ise 346 tonu bul-
du. Üsten bugüne kadar yakla-
şık 70 çıkıştan 55'inde basarı
sağlandı. Diğer cıkışlarda başan
sağlanamamasında ise bölgede-
ki kötü koşullar en büyük etken
oidu.
Edinilen bilgiye göre bayra-
nun son gününe kadar Încirlik
Üssü'ne ABD'nin Avrupa'daki
çeşitli üslerinden toplam 8 bin
asker nakJediImiş olacak. Bu as-
kerler daha sonra ilk olarak Bat-
man Üssü'ne kaydınlacak, Ku-
zey Irak'ta bir "giivenlik
bölgesi" oluşturmak amacıyla
görev alacak. Bu arada tncirlik
Üssü'nden Batman Üssü'ne çe-
şitli yardım malzemeleri de gön-
deriliyor.
tncirlik Üssü'nde ise halen
ABD'nin C-130, Ingilizlerin
C-130, Fransızlann C-160 nak-
liye uçaklan ile yine ABD'nin
A-10, F-15 ve F-16 savaş uçakla-
n bulunuyor. Üsteki yetkililer
ABD uçaklanmn sayısı konu-
sunda bilgi vermezken Fransız-
lann 5, ıngilizlerin ise 3 adet
nakliye uçağının bulunduğunu
belirtiyorlar.
Türk askeri yetkilileri, Incir-
lik Üssü ve diğer üsler konusun-
da, Körfez savaşı çerçevesinde
Öte yandan ABD, İngiliz ve SlMgar'dan açiklama
Fransız nakliye uçaklanna bü- B
tün çıkışlar sırasında A-10, F-15 ABD'nin, Türk hükümetinin
ve F-16 uçaklan, olası bir Irak i™i çerçevesinde Türk-Irak sını-
müdahalesine karşı eşlik ediyor- nndaki sığınmacılara yapacağı
lar. A-10 uçaklarının uçuşlar sı- yardımı, en kısa zamanda baş-
rasında yardım atılacak bölgeler latmaya çalıştığı bildirildi. Dışiş-
için koordinat saptaması yapa- ler
> Bakanlığı Sözcüsü Murat
rak bunları nakliye uçaklanna Sungar, konuyla ilgili bir soru-
ilettiği bildirildi. yu yanıtlarken, hükümetin salt
Edinilen bilgiye göre ABD insani amaçlı yardım programı-
uçaklanndan atılan ve ABD as- nı tamamıyle desteklemekte ol-
kerleri için hazırlanan standart duğunu söyledi. Sungar, "nihai
hazrr yiyecek paketlerinde ise şu çözüm"ün Irak içinde aranma-
malzeme bulunuyor: sı gerektiğini de kaydetti.
"Dana ya da tavnk eti, kraker,
fıstık ezmesi, suyu alınmış mey-
ve özii, kabve, süttozu, şeker,
toz, sakız, kibrit ve tuvalet kâ-
A | m a n
DEMİREL GÜNEYDOGlTDA — DY P Genel Başkanı, Diyar-
bakır'da Olaganüstü Hal Bölge VaJisi Kozakçıoğlu'nu zi\«ret ede-
rek 100 milyonluk çek verdi. Demirel daha sonra Şırnak'ın Ulu-
dere bolgesinde bulunan sıgınmacılarla göniştü. (Folograf: AA)
Akbıılut: Kürder ovayainecek
Bush: Irak'a
(Başlara/ı I. Sayfada)
ötesinde herhangi bir askeri ha-
rekât düşünmediklerini söyledi.
Bush şöyle konuştu:
"Biz krizin başuıda hedefkri-
mizi açıklamıştık. Uiuslararası
hokukun sınırian içinde olan bu
hedeflere ulaşılnuşür. Kuveyt
kurtanldı. Ben şu noktayı çok
açık biçimde belirtmiştim: Bu
hedeflere ulasınca, birttklerimiz
evlerine dönecekti. Şimdi hedef-
lere jtlaşdmıştır ve birliklerimiz
evlerine dönecekler. Irak halkı,
siyasal geleceğini kendisi sapta-
malıdır."
CheneyMn demeci
ABD Savunma Bakanı Dkk
Cbeney de önceki gece düzenle-
diği basın toplantısında, Irak-
tan kaçanlan korumak amacıyla
bölgeye savaşçı birlik gönderme-
yeceklerini söyledi. Güney Irak-
taki isgal bölgesi dışında, Irak'ta
hiçbir ABD askerinin bulunma-
dığını belirten Cheney, insani
yardım amaayla askeri personel
gönderip göndermeme konu-
sunda henüz karar almadıklan-
nı belirtti. Cheney, ABD'nin
Irak'taki Lsyancılan önce destek-
leyip sonra yalmz bıraktığma
ilişkin iddialara karşı Başkan
Bush'un tutumunu savunarak
şöyle konuştu:
"Biitün düoyada, zaman za-
man insan haklannı ihlal eden
rejimlerin yönetiminde yaşa>
<
an
tüm halklann güvenliğini garan-
ti edemeyiz. Bugiinkü konumu-
muzda, Irak'ta Saddam'ın yöne-
timinde yaşayan halkın güvenli-
ğini garanti etmeye de muktedir
degUiz."
Öte yandan Avrupa Komisyo-
nu Başkanı Jacques Delors, dün
Kanada Radyosu'na verdiği de-
meçte, Kürtlere yardım gönderil-
mesine karşı çıkması halinde,
Irak'a karşı silah kullanıhnası-
nın düşünülebileceğini söyledi.
"tşin bu noktaya kadar gide-
bileceğini sanmadığını" belirten
Delors, Saddam'ın sağduyulu
davranmaması halinde, sorunun
tekrar BM Güvenlik Konseyi'ne
geleceğini ve Konsey'in görüş
büdirmesinin gerekeceğini kay-
detti.
(Baftarafı 1. Sayfada)
rak "Oradaki düzeni diinya boz-
muştu, o düzeni tekrar diinya
sağlayacak" dedi.
Iraklı sığınmacüann durumu-
nu görmek için önceki gün böl-
gede incelemelerde bulunan
Başbakan Yıldınm Akbulut,
dün Erzunım'a hareket etmeden
önce Esenboğa Havalimam'nda
AA'nın sorulannı cevaplandırdı.
Başbakan'a yöneltilen sorular ve
yamtlan şöyle:
— Dışişleri Bakanlığı'nın
dünkü (önceki gün) açıklaması-
na göre ABD bir yardım operas-
yonuna girişiyor. Bu nasıl ola-
cak? Irakhlann dunımu ne?
AKBULUT — Türkiye ola-
rak, bunlann en iyi şekilde ba-
nndınlması, yemesi, içmesi ve
sağhklanyla ilgilenmek duru-
mundayız. ABD de aynı anlayış-
la hareket etmektedir ve diğer
ülkelerin de aynı maksatla yar-
dımlannı beklemekteyiz. Bu in-
sanların şv anda bulunduklan
yerler var. ABD'nin operasyonu,
bu yerler elverişliyse aynı yerler-
de bunlara kamplar, yerleşim
yerleri yapıp onlan daha müsa-
it şartlarda banndırmak, yerleş-
tirmek amacına matuf.
Bazı insanJar -dün (önceki
gün) ben Işıkveren'e gittim ve
gürdüm- gayri müsait bir alan-
da birikmiş bulunmaktadır. O
sahada kendilerine yardım yap-
mak, yapılan yardımlan ulaştır-
mak, hizmet vermek mümkün
değil. Bu bakımdan daha müsa-
it alanlarda bu insanlann bann-
dırılmalan ve yaşamlannı sür-
dürmelerine gayret edilmesi la-
zım geldiğine inanıyoruz. Bu
çerçevede yapılacak hizmetlere
ABD de yardımcı olacak, diğer
ülkeler de yardımcı olacak.
— Irak tarafında da olacak
mı bu merkezler?
AKBULUT — Gerekirse Irak
tarafında da... Veya müştereken
bu insanlara yardım edilecek.
— Yani Irak tarafında yerle-
şim bölgesi kurulabilir mi?
AKBULUT — Ben de onu
kastediyorum. Irak tarafında da
olabilir. Ama bunlar geçici ted-
birlerdir. Aslolan bu insanlann
tekrar yurtlanna, evlerine bark-
lanna dönmeleridir. Yapılacak iş
budur. Hepimiz buna gayret et-
meliyiz. Bir daha vurgulamak
isterim ki müsait olmayan alan-
larda bu insanlara arzu ettiğimiz
yardım elimizi uzatamayız. Bun-
lan müsait zeminlere getirip yer-
leştirmemiz lazımdır. Dün gör-
düm, Işıkveren'de böyle müsait
alan yoktur. Bu insanlara yeti-
şemeyiz. Orada 60-70 bin insan
var. Onlan daha müsait bir ala-
na indireceğiz.
— Ovalara mı indiriyoruz?
AKBULUT — Evet, onu
diyonım.
bnf Genel Başkanı Erdal
ğılan yüz binlerce sığınmacının
durumunu "tam bir insanlık
faciası" olarak niteleyerek uius-
lararası kumluşlara önemli gö-
revler düştüğünü söyledi.
lnönü,Türk-Irak sımnnda ön-
ceki gün yaptığı incelemeler
hakkında gazetecilere bilgi verir-
ken şunlan söyledi:
"Kuzey Irak'tan can korku-
soyla kaçan 1 milyona yakın in-
san sınırlanmızda bekleşiyor.
Orayı görmeden, yasamadan
olaya bir teşhis koymak müm-
kün degil. Burada yaşanan, tam
bir insanlık faciasıdır ve bir an
önce durdurulmalıdır. Oradaki
manzarayı ortadan kaldırmak, o
insanlan geçici olarak daha aşa-
güara, uygun yeriere yerleştir-
mek gerek. Hükümet bu konu-
da gerekeni en kısa zamanda
yapmalıdır."
Yardıma tüm dünya ülkeleri-
nin katılmasını isteyen Inönü,
dün açıklanan ABD "yardım
operasyonu" ile ilgili olarak da
şunlan söyledi:
'ABD Başkanı'nın dün (önce-
ki gün) açıkladığı yardım
operasyonu bir an önce gerçek-
leşmelidir. Askeri bir hareket is-
temiyoruz. Sadece yardım için
devreye girmesini istiyornz.
Uiuslararası diplomasinin bu
olayda büyük bir sınavı var.
Çünkü olaylann bu şekilde ge-
Uşmelerinde de rolieri var. ABD
bunu fark etmiş göriinüyor."
ABD'nin yeni ve daha büyük
sorunlara yol açmaması gerek-
tiğini söyleyen Inönü, "Esas
amaç Iraklılan kendi yurtların-
da yaşatmak olmalıdır. Bütun
bunlar yapılırken bir başka ül-
kenin içiskrine kansılmamafa-
dır. Irak'ta savas bitmiştir, ama
bir hükümet vardır. Bunlar ya-
pılırken bu hükümetin nzası
alınmalıdır" dedi.
Türkiye-Irak sımnnda topla-
nan Kürt sığınmacılar sorunu
Sosyalist Enternasyonal (SE)
gündemine taşımyor. SHP, so-
runun haziran ayında tstanbul-
da toplanacak SE'de tartışılması
için temaslara başladı. SHP'nin,
bölgeye bir SE beyeti gönderil-
mesini önereceği öğrenildi.
Bölgeden arkadaşlarımız
Mehmet Aka, Yusuf Toprak ve
Ergün Aksoy*un bildirdiğine gö-
re DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, dün Uludere'nin
Altınyayla kesiminde banndın-
lan sıginmacılann durumunu in-
celedi. Helikopterle Işıkveren
köyündeki jandarma karakolu-
na inen Demirel daha sonra özel
harekât timine ait bir arazi ara-
cıyla yaklaşık bir kilometre
uzaklıktaki Altınyayla kampına
çıkanldı.
Demirel'in sıgınmacılarla ilgili
görüşmelerinde tercümanhği Di-
yarbakır Milletvekili Ferit Bora
yaptı.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, incelemelerde bu-
lunduktan sonra bir İngiliz ga-
zetecimn sorulanm cevaplandır-
dı.
İngiliz gazetecinin, "Irak'tan
kaçanlar çok zor durumda,
bunlann büyük kısmı sınırdan
içeri alınmıyor. Siz bu konuda
hükümeti elestiriyor musunuz"
sonısu üzerine Demirel, şöyle
konuştu:
. "Biz muhalefetteyiz. Türki-
ye'de hükümeti her zaman eleş-
tiririz. Şu anda 408 bin kişi sı-
nırlanmızın içindedir. 300 bin
kişi de dışandadır. 700 bin ki-
sinin hareketini takip etmek ko-
lay degildir. Ama sanıyorum
hiçbir hükümet bu şartlarda,
bundan ötesini yapamaz."
Öte yandan Kuzey Irak'taki
sığınmacılar için Almanya top-
lam 100 ton yardım malzemesi
gönderdi. Alman Hava Kuvvet-
leri ile Alman Kızılhaç'ının or-
taklasa sağladıkian ilk yardım
paketi 6-8 nisan tarihleri arasın-
da 6 Transall uçağı ile Diyarba-
kır'a ulaştınldı. Bu uçaklar Di-
yarbakır'a toplam 60 ton yardım
malzemesi getirdi. 10 nisanda ise
yine 5 Alman uçağı 40 ton yar-
dım malzemesi getirdi. Alman-
ya aynca bugünden başlamak
üzere bölgeye her gün 10 tor
yardım malzemesi daha gönde-
recek. Aynca Alman Büyükelçi
üği'nin 6 nisan tarihinden bu ya
na bölgede görevlendirdiği tem-
silci araahğıyla sığınmacılar için
toplam 100 ton süt, meyve ve gı-
da maddesi satın alarak dağıt-
tığı da bildirildi. Büyükelçilik
aynca Türk şirketlerine sipariş
vererek 65 bin çift ayakkabı, ço-
rap, 11 ton battaniye ve 40 bini
aşkın çocuk kıyafetinin üretim
ve teslimini sağlamak için anlas-
ma yaptı.
Özel birlik
TBMM İnsan Haklan İncele-
me Komisyonu Başkanj Eyiip
Aşık, bölgede güvenliği sağla-
makla görevli askeri güçierin te-
röre karşı mücadele eğitiminden
geçirildiklerini, Kürt sığınmacı-
ların ise daha ıhmlı davrarujla-
ra gereksinimleri olduğunu be-
lirterek konuyu Genelkurmay
Başkanı Org. Giireş'in Eyüp
Aşık'ın yaklaşımını olumlu bul-
dufu, terörü önlemekle görevlen-
dirilen askeri güçierin Kürt kri-
zi döneminde terörü önleme gö-
revleri ile gereği gibi ügileneme-
diklerini belirttiği öğrenildi.
Org. Güreş'in Aşık'a Kürt sığın-
macıların sorunlan ile ilgilen-
mek üzere Elazığ'dan tümen bü-
yüklüğünde bir askeri gücün
bölgeye intikalinin planlandığı-
nı ilettiği öğrenildi. Bunun için
de Milli Savunma Bakanlığı'nın
tümen büyüklüğündeki birliğin
intikaü için 65 miryar odenek ta-
lep ettiği bildirildi.
Kanada Başbakanı Brian
Mullroney de Türkiye suıınnda-
ki Kuzey Iraklılara yapılan yar-
dımlan ulaştınnak için 4 nakli-
ye uçağı ile 60 kişilik bir sağlık
ekibinin gönderileceğini bildir-
di.
Kanada, şimdiye kadar 7.3
milyon Kanada (6.3 milyon
ABD) Dolan tutarında da nak-
li yardım sözü vermişti. Bu ara-
da Güney Kore'nin de Irak'tan
göçe zorlananlara 300 bin dolar-
yardım yapacağı bildirildi.
GOZLEM
UGUR MUMCU
ABD, Ankara'yı tedirgin ediyor
SEMtH tDİZ
ANKARA — ABD'nin "36.
Enlem" uyansı çerçevesinde
Irak'a karşı herhangi bir askeri
girişimde bulunması durumun-
da bunun büyük olasılıkla
Türkiye'deki üslerden gerçek-
leştirileceği bildirildi.
Hükümete .yakın üst düzeyli
bir kaynak, bunun "Irak'ın
davranışlanyla Kuzey Iraklıla-
ra vapılan yardımlan engelleyi-
ci bir tutnm almayacagını
gösterdigini" de sözlerine
ekledi.
Körfez savaşı sırasında Kuzey
Irak'a karşı düzenlenen operas-
yonlara katilan uçaklann Türki-
ye'den kalktığma işaret eden
söz konusu kaynak bu konuda
şunlan söyledi:
"Amerika mohtemel bir as-
keri müdahale) e askerlerini
sokmak istemiyor. Bu nedenle
bir operasyon gerekecekse bu
taktik hava taarruzlan halinde
olacak. Coğrafyanın bir geregi
olarak da bu haliyle Türkiye'-
deki üsleri gündeme getiriyor.
Ancak Irak davranışlanyla Ku-
zey Iraklılar'a >apılan yardım-
lan engelleyici bir tutum alma-
yacagını gösteriyor. Bu da aske-
ri operasyon ihtimalini azaltı-
yor."
Öte yandan ABD'nin Kuzey
Iraklılar için gerçekleştireceği ve
1948'de kurulan "Beıiin hava
köprüsü "nden de kapsamlı ol-
Inönü, Irak hükümet kuvvetle- duğu bildirilen geniş çaplı yar-
rinden kaçarak sınırlarımıza yı- dım operasyonu çahşmalan dün
arahksız olarak sürerken, Was-
hington'un bu bölgede meyda-
na gelen olaylar konusunda son
dönemde sergilediği çelişküi tu-
tumlar Ankara'daki siyasi çev-
relerde rahatsızlık yarattı.
Söz konusu çevreler, Was-
hington'un, Kuzey Irak'taki ge-
lişmeler ve Kürtler konusunda
ABD Kongresi'nde yarın başla-
yacak olan görüşmelerin hemen
öncesinde Ankara'dan izin iste-
yerek bu operasyona girişmesi-
ni "anlamlı" bulduklarını bil-
dirdiler.
Amerikan kamuoyunda ar-
tan tepkilerin de Başkan Bush'u
bu yönde bir karar almaya yö-
nelttiğini kaydeden bu çevreler,
"Amerika 36. enleme kadar
olan bölge içinde Irak helikop-
terleri ve uçakianmn uçurulma-
ması uyansını niçin birkaç haf-
ta önce yapmadı" somsunu yö-
neltiyorlar.
Kongrede ve dünya kamuo-
yunda artan tepkilerin "Ku-
veyt'te kazandan siyasi kredinin
Kürtler konusunda kaybedilme-
si kaygısıyla" ABD yönetiminin
derhal harekete geçtiğine işaret
ederek şunlan kaydettiler:
"ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker'ın pazartesi günü
Çukurca'yı ziyaret etmesinin ar-
dından ABD'nin Ankara Büyii-
kelçisi Morton Abramowitz'in
tekrar, derhal bölgeye dönme-
si, bnnun ardından da Başba-
kan Akbulut ile göıüsmesi bir
telası yansıtıyordu. Sıgınmacı-
larla ilgili dunımun giderek da-
ha vahim boyutlara eriştigini
gören VVashington, nihayet ha-
rekete geçti. Büyükelçi Abra-
moHitz, bu çerçevede perşembe
günü Dışişleri Bakanlığı'na gi-
derek bir nota sundu ve geniş
çaplı bir yardım operasyonu için
Türkiye'den izin istedi."
İlk önce Cumhurbaşkanı
Özal tarafından öne sürülen ve
İngiliz Başbakanı John Major
tarafından desteklenen "güven-
lik bölgesi" önerisine "soguk"
bakmasına karşın Washington'-
un "36. enlem karan" ile fıili-
yatta bu fikre yönehnesi de si-
yasi çevrelerin dikkatini çeken
diğer bir çelişkili tutumu
oluşturdu.
Bu çelişkiler, verdiği tüm gü-
vencelere rağmen ABD'nin, ka-
muoyu ve siyasi çevrelerin bas-
kılanna boyun eğerek 36. enle-
me kadar olan bölgede bir Kürt
devletine "yesil ışık" yakılabi-
leceği kaygısının artmasına da
neden oldu.
Amerikan diplomatik kay-
naklannın bu fikri şiddetle red-
detmelerine karşın, siyasi çevre-
ler, "günden güne değişen geliş-
meler ve tutumlar ışığında bu
olasılığı göz ardı etmeye hazır
olmadıklanm" bildirdiler.
Öte yandan bu endiseleri pay-
Iaşmalarına karşın yetkili çevre-
lerin bu asamada daha çok "işin
pratik yönü" ile ilgili oldukları
gözleniyor.
Görüşünü aldıgimız bir yetki-
li kaynak, "Tablo ortada. tn-
sanlar sel gibi geliyor. Bir şey
yapdması gerekiyordu. Bu ne-
denle ABD'nin talebine hemen
izin verildi" diye konuşarak tikasına devam ettiği" yorumu
şunlan söyledi: Ahnanya'da yayımlanan gazete-
"Sınırianmızdaki ölü sayısı- lerin ve televizyon, radyo haber-
nın her gün arttığı bir ortamın lerinin hemen hepsinde günler-
BM'deki siyasi girişimlerden bir dir tekrarlanmakta. Türk ordu-
sonuç çıkmasını beklemeye ta- sunun sınırda yardım dağıtımı-
hammülü yoktu. Buna rağmen m
engellediği, yardım malzeme-
Amerika'ya verUen iznin, BM sini kendisi için alıkoyduğu, hat-
Güvenlik Konseyi'nin 688 sayı- ta sığınmaalara sattığı çeşiüi ga-
lı karannm nihai hedeflerine yö-
(Baştarafı I. Sayfada)
Arthur James Balfour, 1848-1930 yılları arasında yaşayan
bir İngiliz devtet adamıdır. Balfour, dışişleri bakanlığı ve baş-
bakanlık da yapmıştır.
Balfour adı, bugün Yahudilerce saygıyla anılır. Balfour ile
birlikte bütün Yahudiler, Balfour'un yakın dostu bir soydaş-
larını da saygıyla anarlar.
Bu, İngiliz Yahudisinin adı da Chaim VVeizmann'dır.
VVeizmann, 1948 yılında kurulan 'srail'in ilk cumhurbaş-
kanıdır.
Yahudilerin saygıyla andıkları üçüncü kişi de banker Ba-
ron Rotschild'dir.
Bu üç kişiye duyulan saygı, Fılistin'de 20. yüzyılın başın-
da Yahudilerin Filistin topraklannda yurt edinmeleri düşün-
cesinin VVeizmann'ın çabaları ile oluşması; bu düşüncenin
Banker Rotschild'in mali kaynakları ile desteklenmesi ve
Balfour'un da bu düşünceyi dile getiren ilk adımı İngiltere
adına bu bildirge ile atrnasından kaynaklanmıştır.
"Balfour bildirgesi" 2 Kasım 1917 tarihinde yayınlamıştı.
Bu bildirge bir mektup biçimindeydi.
Mektup, Dışişleri Bakanı Balfour tarafından İngiltere Si-
yonist Dernekleri Federasyonu Başkanı Rotschild'e yazıl-
mıştı.
Dışişleri Bakanı Balfour, Rotschild'e "Yahudilere Filistin-
de bir ulusalyurt verilmesi" için İngiliz krallığının her türlü
desteği sağlayacağını yazıyordu.
Bu bildirge şöyleydi:
— Majesteleri hükümeti, Filistin'de Y&hudi halkı için bir
ulusla yurt kurulmasını olumlu bulmakta ve bu amacın ger-
çekleşmesini kolaylaştırmak için en uygun girişimlerde bu-
lunmak kararındadır Şu kadar ki Filistin'de şimdiki Vahudi
olmayan toplumlann yurttaşlık haklanna ve dinsel haklanna
ya da yahudilerin başka herhangi bir ülkede yararlandıkları
haklara ve statüye zarar verebilecek hiçbir şey yapılmaya-
cağı açıkça anlaşılmaktadır. (Olcay Osman, Sevres Andlaş-
masına Doğru, An. SBF Yayınları, no: 455, 1981, s: xx)
Bu bildirgeden kısa bir süre sonra 17 Aralık 1917'de İngi-
liz Ordusu Küdus'e giriyordu.
Bu bildirgeden önce 16 mayıs 1916 tarihinde "SykBS'Picot
Anlaşması" imzalanmış, İngiltere ye Fransa arasında im-
zalanan bu anlaşma ile Osmanlı İmparatorluğu'nun elın-
deki Ortadoğu, İngiltere ve Fransa arasında paylaşılmıştı.
Sir Mark Sykes, İngiltere Dışişleri Bakanltğı'na danışman-
lık yapan yarış atları sahibi bir İngilizdi. Picot da Fransa1
nın Londra Büyükelçiliği'nde görevli bir diplomattı.
Araplar, bu İngiliz yarış atçısı ile Fransız diplomatının ad-
lannı hiç unutmazlar. Çünkü bu ingiliz ve Fransızın soyad-
ları bugünkü Arap devletlerinin de temelini atan anlaşma-
nın da adı olmuştur.
Ortadoğu'nun paylaşılması Sykes-Picot Anlaşması ile
başladı; 24 Nisan 1920 San Remo Anlaşması ile tamam-
landı.
Filistin'de Yahudilerin "ulusalyurt' kurma haklan da "Bal-
four deklerasyonu" ile dünyaya duyuruldu.
Filistin devletinin ilk harcı "Balfour bildirgesi" ile atılmış-
tır.
İngiltere, bölgede bugün Kuzey Irak'taki Kürtler için dü-
şünülen "güvenlik bölgesi"ne benzer bir çözümü Yahudi-
ler için savunuyordu...
O gün için düşünülen çözüm Filistin'de oluşturulacak bir
"tampon bölge'ydU
Filistin üzerinde manda yönetimi sahibi İngiltere, bu ta-
rihten sonra bölgede Araplar ve Yahudiler tarafından kuru-
lacak bir "özerk devlet" için çok çaba harcadı.
Ancak başaramadı. Araplar ve Yahudiler bir araya gel-
mediler. Gelmedikleri gibi birbirlerine karşı sık sık silahlı ça-
tışmalara girdiler.
19301u yılların başında da bölgeye Yahudi göçleri baş-
ladı. 1936 yılından sonra silahlı çatışmaiar yoğunlaştı. Bu
çatışmalar sürerken Filistin'e Yahudi göçleri de sürdü.
2. Dünya Savası'ndan sonra Yahudi göçlerini önlemek
isleyen İngilizlere karşı Yahudi terör örgütleri de saldırılar
düzenlediler. Filistin'deki İngiliz askerleri de Yahudilere karşı
"Agatha operasyonu"nu düzenlediler.
Yahudilec ile Ingiltere'nin arasının açılması ABD'nin dev-
reye girmesine yol açtı. Daha sonra, Arap-Yahudi sorunu
Birlişmiş Mılletler'e yansıdı. Yahudi-Arap çatışmaları sürer-
ken 14 Mayıs 1948 günü "Yahudi Ulusal Konseyı" İsrail Dev-
leti'nin kurulduğunu duyurdu.
israil Devleti'ni ilk tanıyan ülke de ABD oldu.
Kuzey Irak'ta kurulacak bir "güvenlikbölgesT ya da "tam-
pon bölge" olası bir Kürt devletinin ilk adımı olacaktır.
İngiltere Başbakanı Major, Batı destekli bu olası Kürt dev-
letinin de 'İikri miman"dir. Tıpkı Balfour'un Yahudi devleti-
nin kurulmasında yıllar önce oynadığı rol gibi.
Körfez savaşı, Kürtler için bugün olmasa bile yarın için
bir Kürt devleti kurma süreci başlatmıştır. Irak Kürtlerinin
göçü bu sürecin yalnızca aşamalarından biridir.
Türkiye aleyhinde
kampanya
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLtN — Almanya'da rad-
yo ve televizyonlardaki haber
bültenleri ve gazetelerde iki gün-
dür Türkiye aleyhine olağanüs-
tü yoğunlukta eleştiri kam-
panyası yürütülüyor. Türk as-
kerlerinin sınu'i geçen Kürtlere
ateş açtığı ve çok sayıda Kürdü
öldürdüğü iddia edijiyor. Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'm dışa
karşı yumuşama politikası güt-
tüğti, sınırda "kanlı Kürt poli-
nelik olduğu açıklandı. Operas-
yon, BM Güvenlik Konseyi'nin
gerekli hazırhklannı lamamla-
masına kadar surecektir. Bun-
dan da bunun aslında bir ara
çözüm olduğu anlamı çıkarıl-
ması gerekir.''
Bir diğer yetkili kaynak ise
Amerika'mn operasyonu çerçe-
vesinde Türk ve Irak tarafların-
da kurulacak "geçici yerleşim
merkezleri"nin sınırlarının
"gevşek anlamda" saptanması-
mn önemine işaret ederek şun-
ları söyledi:
"Bu çerçevede 688 sayılı ka-
rara atıfta bulunulmasının öte-
sine gidilmesi, jani yeni bir ka-
rara gerek duyulması beraberin-
zetelerde iddia edildi.
Alman birinci kanal televiz-
yonu ARD'nin Türkiye'deki
muhabiri Friedbelm Brebeck
önceki akşamki ana haber bül-
teni "Tagesschau" da Başbakan
Akbulut'un gezisi hakkında şöy-
le dedi: "Başbakan Akbulut,
ayakkabılannı bile kirletmeden
heükopterine binip gittiği bölge-
de Kürt sığmmacılarla aJa> eder-
cesine konuştu. Türkiye, Kürt sı-
ğınmacılann vatanlanna dön-
mesi gerektiğini söyleyerek bu
insanlan öliimle başbaşa bırakı-
yor. Türkiye, Kürtlere karşı jıl-
lanür uyguladıgı kanlı politikayı
şimdi uiuslararası ölçege sıçrat-
ü."
de bazı sakıncalar getiriyor. Ör- 'Slğmniacilara S3ttl'
neğin herhangi bir BM belgesin-
de geçici yerleşim bolgelerinin Dün Bonn'da yayımlanan
koordinatlannın eksiksiz olarak
belirtilmesi bu bolgdere belU bir
yasal zemin sağlıvor ve kalıcılı-
ğı beraberinde getiriyor. Türki-
ye ise burada geçiciliği vurgu-
luyor. ıN'ihai çözümün bu kişi-
lerin evlerine dönmesinden geç-
tiğini bildiriyor. "
"Generalanzeiger" gazetesinin
Uludere muhabiri Peter Fischer
ise yazısında Uludere'deki Türk
askerierinin "degerli yardım
malzeraesini kendisi için alıkoy-
duğunu ve sığınmacılara para
karşılığı sattığını" iddia etti. Ay-
nı iddia "Frankfurter
Rundschau" gazetesinin dünkü
nüshasında da yer aldı. Gazete-
de Diyarbakır'da bulunan bir
Alman subayın şu görüşlerine
de yer verildi: "Türkler gelen
yardım malzemesini nçaklarla
sığınmacılann kamplanna taşı-
vabilirler, ama yardım etmek
için küçük parmaklannı bile kı-
mıMatmıyorlar." Iddialardan bi-
ri de Türk hükümetinin doktor-
lardan ve hastabakacılardan
oluşan uiuslararası sağlık ekip-
lerini Diyarbakır ve Cizre'de "eli
kolu baglı beklettigi ve sagmma-
cılann kamplanna gitmelerine
izin vemıedigi" yolunda.
Türkiye'nin Lrakh Kürt sığın-
macıların geri dönmelerini
amaçlayan siyasetini ağır dille
eleştirip "kanh bir politika" ola-
rak niteleyen Alman basını ve te-
levizyonundaki haberler, bura-'
da yaşayan vatandaşlanmız ara-
sında büyük rahatsızlık yaratı-
yor.
Reuter'in iddiası
öte yandan, İngiliz haber
ajansı Reuter'in dün geçtiği Ulu-
dere kaynaklı haberde bir Türk
askerinin paraşütle atılan yar-
dım paketini almaya koşan genç
bir Kürt mülteciye ateş ederek
öldürdüğtl öne sürüldü. Haberi
veren Reuter muhabiri, görgü
tamklanna dayanarak 21 yaşın-
daki Miro Abmet'în çenesinden -
vunılduğunu bildirdi. Haberde
şu ifadelere yer verildi:
Mültecilere göre bölgedeki as-
kerler, görünmeyen bir sınır çiz-
gisi oluşturdular. Eğer paraşüt-
le atılan yardım malzemesi, ken-
di taraflanna düşerse, bunları
ahp mültecilere satıyorlar. Miro
Ahmet de bu gayri ahlaki siste-
min kurbanı oldu. Askerler ise
sadece havaya ateş ettiklerini
soylüyorlar. Ancak mülteciler,
Miro Ahmet'in ölümünün istis-
na olmadığını, öldürme olayla-
rının her gün yaşandığım belir-
tivorlar.