Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 14NİSAN1991
TURİZMBAKANLIĞIMÜSTEŞARISAVAŞ KÜCE:
Iç turizmeönem verilmiyor3 , J
, •/ ..... „..8O'li yılların "gözdesi" olan turizm sektörü, 90'lara hiç de
şanslı girmedi. 2 ^.ğustos 1990'da başlayan Körfez krizi ile
birlikte turizm için "en büyük felaket" olarak nitelenen savaş
ortamı ile tanışan Türk turizmi, 80'li yılların ikinci yarısında
başlayan hızlı gelişme ivmesini yitirme tehlikesiyle karşı
karşıya kaldı. Iki binli yıllar için hedefini 1 milyon yatak,
yılda 10 milyon turist ve 8-9 milyar dolarlık turizm geliri
olarak koyan Türkiye, "gelecekteki parlaklığmı" koruyor.
Kriz yüzünden 1990'ın ikinci yansıyla 1991 'in başını yitiren
sektör, şu sıralar "turizmde bahann" yeniden geleceğine
inandığı 1992 yılına sağlıkh olarak nasıl ulâşacağının hesabını
yapıyor. Turizm Bakanlığı Müsteşarı Savaş Küce, devletin
turizme bakış açısınıanlattı.
SOYLEŞI CEM HAMULOGLU
PAZAR
KONUĞU
I hterseniz önce "Körfez krizi ve turizm"
diyelim. TUrizm sekıörünün kriz öncesi bulundu-
ğu nokta neydi?
2 Ağustos 1990 öncesinde turizm sektöriinde
bazı sıkıntılar vardı. Birincisi pazarlama noksan-
hğından geliyordu. İkincisi yatınm yapan kişile-
rin turizm bilgilerinin azlığından kaynaklanıyor-
du. Aynca bazı konularda eksikliklerimiz bulu-
nuyordu. Bu eksiklikier de eğitim, altyapı ve ta-
nıtma olarak sıralanıyordu. Ilhan Akuzüm, TU-
rizm Bakanı olduktan sonra biz 3 tane büyük laf
ettik. Eğitimde büyük atılımlar yapacağız dedik,
tanıtım ile altyapıda büyük atılımlar yapacağız de-
dik. Bana göre bu üç konuda da başanlı olduk.
Sıfır derecesinde bir bütçesi bulunan bakanlığın
bütçesini 300 milyar TL'ye çıkarttık. Bu belki çok
büyük bir para değil. Ama icracı ya da yatırımcı
bir bakanlık değil, yönlendirici bir bakanlık ol-
duğumuz için iyi bir bütçedir.
• • • • Körfez krizinin Türk turizmine fatura-
sı ne oldu?
Turizm sektörünün kaybı aşağı yukan 400 mil-
yon dolardır. Ama bu, sektörün İcaybıdır. Çün-
kü 1990'da, plan sonuçlanna göre bir önceki se-
neye nazaran 900 bin ya da 1 milyar dolar dola-
yında bir gelir fazlası olmuştur. Yani turizm ge-
liri 2.5 milyardan 3.4 milyara yükselmiştir. Do-
layısıyla parasal olarak bir kayıp yoktur, ama sek-
törün kaybı vardır.
••••PeAr/1991 yılına yönelik bir tahmin ya-
pabilır misiniz?
1991 yılı kayıplannı bilmek mümkün değil.
Onu kimse de bilemez. Çünkü dünyada rezervas-
dan birisinin hisselerini deviet alarak bir turizm
bankası şekline getirebilir.
Körfez krizi nedeniyle
Türkiye'nin kaybı aşağı
yukan 400 milyon dolardır.
Ama bu sektörün kaybıdır.
1990'da plan sonuçlarına göre
1 milyar dolar gelir fazlası
olmuştur. Dolayısıyla parasal
olarak bir kayıp yoktur, ama
sektörün kaybı vardır.
Yatırımcıların borçları iki
sene ertelendi. 1991
kayıplarını ise henüz bilmek
mümkün değildir.
yonlar kasım ayından itibaren başlar. özellikle
Akdeniz ülkelerine, kasım, aralık, ocak hatta şu-
bat sonuna kadar sürer. Hiçbir ülkede bu dönem-
de yüzde 5 yüzde 10 civannda bile rezervasyon
ohnamıştı. Şubat ayı sonunda savaş bittikten son-
ra bu rezervasyonlar başladı. Yani geçen seneki
kasımla bu seneki kasımı ya da geçen seneki şu-
batla bu seneki şubatı mukayese etmek mümkün
değil. Ancak biz mart ayını yeni başlangıç ola-
rak kabul ediyoruz. Yani 1991'e yönelik olarak
bir şey söylemek mümkün değil şu anda.
• • • • Pekisizce Turizm Bakanlığı Körfez kri-
zinden alnının akıyla çıktı mı?
Bence hem sektör olarak hem bakanlık olarak
hepimizin Turizm Bakanı İlhan Aküzüm'e bir te-
şekkür borcumuz var. Akuzüm, Sayın Cumhur-
başkanı ile Başbakan ile ve ilgili bakanlar ile 4-5
tane toplantı yaptı. Her istediğimiz zaman Cum-
hurbakam'na, Bakanlar Kurulu ve Başbakan'a so-
runları anlatabildik. Şuna bakmak lazım; diğer
sektörler ne yaptı, biz ne yaptık? Diğer sektörle-
rin bir şey elde edemediğini biliyoruz. Turizm sek-
törü ne elde etti? Bunlardan en başlıcası Türk ve
yabancı charter uçaklarına yüzde 50 indirimli ben-
zin uygulamasıdır. Sonra ayakbastı paraları indi-
rildi. Müze giriş ücretleri 1990 seviyesinde tutul-
du. Yatıruncılarm borçlan 2 yıl süreyle ertelendi.
Mt^^MBu kararlar alındı, ama bildiğim kada-
nyla uygulamada bazı sorunlar var. örneğin ya-
tmmcılar, YPK'dan erteleme kararı çıkalı hafta-
lar olmasına rağmen uygulama daha belli olma-
dığt için hâlâ bekliyorlar.
O konuda net bir şey söylemem mümkün de-
gil. Uygulama muhakkak ki Türkiye Kalkınma
Bankası tarafından yapılacak. Daha önce de söy-
ledim, Turizm Bakanlığı yatınmcı bir bakanlık de-
ğil. Turizm BakanüğYnın elinde bir bankası yok.
Turizm Bakanlığı kararlar aldırır. Bu kararlar
Yüksek Planlama Kurulu'ndan (YPK) çıkrruş ka-
rarlardır. Bakanlar Kunılu'nun vermiş olduğu ka-
rardır. Bu karar uygulanacaktır. Ama uygulama
sistemi tabii ki ilgili banka tarafından uygulama
tebliği ile açıklanacaktır.
••^•Zafen Turizm Bakanhğı'mn elinde bir
bankanın olmaması, TUrizm Bankası'nın Türki-
ye Kalkınma Bankası 'na devredilmesi de eleştiri-
liyor. Bu konuda siz ne düsünüyorsunuz?
Bunu ben de eleştiriyorum. Turizm Bakanlığı-
nın elinde muhakkak bir bankanın olması lazım.
Neden, sektöre yön verebilmesi için. Bu konuda-
ki eleştirilerin hepsini kabul ediyorum, bakanlı-
ğın bir bankasımn olması gerekiyor. Bana göre
bu bankaya serbest ekonomi sistemi içinde, sek-
törün de ortak olması gerekiyor. Bu bankanın
yüzde 51'i bakanlığın, yüzde 49*u özel sektörün
olabilir. Ya da özel sektörün turizm bankaların-
I Pekı böyle bir çalışmanız var mı, yoksa
yalnızca bir düşünce mi?
Vallahi ben sektörden böyle bir teklif bekliyo-
rum. Sektör, bu işin sermayesinin yüzde 49'unu
biz verebiliriz der ise biz de bakanlık olarak dev-
lete böyle bir teklif götürebiliriz.
• ! • • A'ör/ez krizinden olumsuz olarak etkile-
nen turizmcilere düşükfaizli kredi verileceği söy-
lenmiştL Sayın Bakan da çeşitli konuşmalarmda
bu paramn peşinde olduğunu açıklamıştı. Bu ko-
nuda bir gelişme var mı?
Sayın Bakan bu konuyla hâlâ uğraşıyor. En az
50 milyon dolar olmak üzere işletmecilere taze pa-
ra vermeyi düşünüyoruz. tşletmeciden kastim otel-
cilerle acenteler. Bunlar için taze paramn peşin-
deyiz, ama biliyorsunuz Türkiye'de taze para ko-
lay kolay bulunmuyor. Ama bu konuda birinci
öncelik turizm diyebilirim.
• ^ • • ^ u sıralar gündemin birinci maddesi ta-
nıtım. Bakanlığın savaş sonrası tanıtım etkinlik-
lerini özetler misiniz?
Tanıtma konusunda bakanlık tarihinde alına-
bilecek en büyük butçeyi alarak konuyla ilgili ça-
S A V A Ş
K Ü C E1941 yılında tstanbul'da doğan Turizm
Bakanlığı Müsteşarı Savaş Küce,
kamuoyunda sporcu kişiliği ile de lanınıyor.
Uzun yıllar basketbol oynayan ve pek çok
kez milli takıma seçilen Küce, basketbol milli
takımının antrenörlüğunü de yapmış.
Bakanlıktaki görevine lstatistik Şubesi'nde
başlayan ve 2. Beş Yıllık Plan hazırlıklannda
Turizm Bakanhğı'mn planını hazırlayan
Küce, daha sonra Araştırma ve
Değerlendirme Genel Müdürü olarak
atanmış. 1976-1981 yılları arasında Isveç
Turizm Müşavirliği yapan Savaş Küce,
Türkiye 'ye döndükten sonra çeşitli nedenlerle
1982 yılında bakanlıktan aynlmış. 8 yıllık
aradan sonra 1990 yılında Turizm
Bakanlığı 'na yeniden dönmtiş.
Turizm yatırımlannda, seksenli yılların
ikinci yansındaki heyecamn kaybolduğu görülü-
yor. Bu olguyu teşvik sisteminin eskisi kadar özen-
dirici olmamasma bağlayanlar var. Bu, bakanlı-
ğın bir tavn mı?
Şimdi Turizm BakanlığYnın görcvi yönlendir-
medir. Şu anda bizim isteğimiz Türkiye'de 2 mil-
yon yatak olması değildir. Yataklann iki binli yıl-
larda 1 milyon dolayında kalmasıdır. Bu yatınm
temposuyla iki binli yıllarda yatak sayısı 1 mil-
yona cıkacaktır. Yani 2 milyon yatak istemiyoruz.
Eğer isteseydik buna göre bir düzenleme yapar-
dık. Yatınmlarda 84'lere nazaran bir yavaşlama
olmuştur, ama biz zaten 84'lerdeki tempoyu bu-
gün istemiyoruz.
Yaniyatınmcılara dahafazla yatak yap-
mayın mı diyorsunuz?
Hayır, biz diyoruz ki iki binli yıllarda 1 milyon
yatağın hesabı içindeyiz. Planlı büyümede bizim
koyduğumuz rakam budur. Turizm gelirini 8 mil-
yar dolar, gelen turist sayısıru 10 milyon turist ola-
rak düşünüyoruz. Bunu, iki binli yıllara, 1994 son-
rasına uzanan bir tablo olarak düşünmek lazım.
Türkiye'ye bugün 20 milyon turist gelse neyle kar-
şılaşacağız, o zaman 1 yıl gelecek, bir daha gel-
me>'ecek. Çünkü damping yaparsanız, kötü mal
satarsanız sonra bir daha satamazsınız. Biz, za-
manında ve iyi mal satma peşindeyiz.
IPeki Cumhuriyet araalığıyla turizm ya-
tınmcılanna bir mesaj verebilir misiniz?
Şunu söylemekte büyük yarar var. Türkiye he-
def ülkedir. Eğer konjonktürlerde anormal deği-
şiklikler olmazsa Türkiye'de turizm yatınmı yap-
mak hâlâ akıllı bir tarzdır. Türkiye iki binli yılla-
nn hedef ülkesidir. Eğer yılda 8-9 milyar dolar-
dan pay almak isteyen insanlar varsa, muhakkak
turizme dönük yatınm yapmahdırlar.
••••^4/na yatınmcılar Türkiye'nin finansman
koşullanndan yakınıyorlar. Sektörün yapısına uy-
gun finansman nasıl sağlanabilir?
Türkiye'de sektörün şartlanna uygun finans-
man kaynakları yaratılmalıdır. Buna katılıyorum.
Biraz önce de soylediğim gibi bir banka kurulma-
hdır. Çünkü bir kalkınma bankasında sanayici ile
turizmciyi aynı kefeye koyamazsınız. Bunlar ara-
sında fark vardır. Turizm, hizmet sektörüdür. Ba-
na göre hizmet sektöründeki teminat oranlan çok
yüksektir. Bunlann düşürülmesi gerekmektedir.
Ama hiç teminatsız da kredi verilmez. O zaman
Turizm Müsteşarı Küce, arkadaşımız Cem Hamuloğlu'm 14-15 tane golf alamnın, yeşil alası konımak için planlandığını söyledi. (Fotoğraf: Banş BU)
lışmalara başladık. Bana göre her işi profesyone-
Ii yapmalıdır. Bu yüzden dünyanın en iyi 10 fir-
masmı araştırdık. Bize teklif veren üç firma ile an-
laştık. Şimdi niye üç tane firma seçildi diye soru-
labilir. Nedeni şu: Türkiye bunu ilk kez yapıyor-
du. Sonra bu firmaları yanştırmamjz gerek
;
yor-
du. Çünkü Türkiye'nin önümüzdeki senelerde ta-
nıtma için daha büyük bütçeleri olabilirdi. Bu fır-
maları yanştırarak Türkiye'nin en iyi şekilde ta-
nıtdmasını sağlamaya çalıştık.
^K^^MTanıtma konusunda sektöre danışılma-
dığı öne sürülüyor.
Biz bakanlık olarak 6-7 kişilik bir grupla tanı-
tım yapacağımız ülkelere gittik. tlk yaptığırruz şey,
Turizm Bakanhğı'mn elinde
muhakkak bir bankanın
olması lazım. Neden? Sektöre
yön verebilmesi için. Bu
konudaki eleştirilerin hepsini
kabul ediyorum. Bu bankanın
yüzde 51'i bakanhğm, yüzde
49'u özel sektörün olabilir. Ya
da özel sektörün turizm
bankalarından birisinin
hisselerini deviet alarak bir
turizm bankası şekline
getirebilir.
bu ülkelerden Türkiye'ye turist taşıyan yerli ve ya-
bancı büyük tur operatörleri ve seyahat acentele-
rini toplantıya çağırmak oldu.
Çünkü o Ulkelerle ilgili değerlendirmeyi biz bel-
ki tam olarak yapamazdık. Türkiye'den de bunu
yapmak mümkün değildi. Sonra bu kişilerin med-
ya planları ile ilgili bazı tavsiyeleri olabilirdi. Ger-
çekten de bu kişilerle yaptığımız toplantılar so-
nunda hem medya planlannda hem de reklam
spotlarında büyük değişiklikler oldu. Bu medya
planlarını bitirdikten sonra amacımız 1 nisanda
reklamlara başlamaktı. Tabii tanıtmayla birlikte
pazarlamanın da olması gerekiyordu. Bunu bü-
rolanmız vasıtasıyla tüm tur operatörü ve seye-
hat acentelerine duyurduk. Çunkü tanıtma ile pa-
zarlama bir arada olduğu zaman bir yere vanla-
bilirdi. Türkiye'ye gelin mesajını biz veriyorduk,
altında da şu fiyata şuraya gelin diye bir ilan ol-
ması gerekiyordu.
^^KBKMTürkiye'nin savaşın hemen ardından rejk-
lam kampanyasma başlamaması eleştiriliyor. Siz-
ce geç kalındı mı?
Söylemek kolay, göstermek zor. Kimse savaşın
şubat sonunda biteceğini bümiyordu. Şubat so-
nunda savaş bitti, martın ilk haftasında dünya-
nın büyük gazetelerinde yer kapmak mümkün de-
ğildi. Belli bir şey hazırlamak mümkün değildi.
Sonra dünyada olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki
siz de bu gelişmeye ayak uydurmak zorundasınız.
Tüm sektörden konuyla ilgili teklif istedik.
Bu işi profesyonellere yaptıracağız, her şeyi söy-
leyin dedik. Bugüne dek TC hükümetinde herhan-
gi bir bakanlığın bütçesi haziran ayından önce ser-
best bırakılmaz. Biz bütçemizi şubat ayı sonun-
da serbest bıraktık. 24 martta da tanıtma faali-
yeti başladı. Geç kahnmış değildir. Tabii bu eleş-
tirilere karşılık benim de sormam gereken bir şey
var. Çünkü tanıtmanın yamnda bir de pazarla-
ma vardır. Pazarlama için acaba geç kalınmış mı-
dır? Bu sorunun cevabını pazarlamacılann ver-
mesi gerekiyor.
Mesela Alman havayollan pazarlamacıdır ve ih-
tiyacı olduğu için Türkiye reklamlarını 4 martta
başlattı. ben de 24 martta başlattım. Bizim yap-
tığımız ancak Türkiye'nin imajını verir. Bunun ya-
nında pazarlamanın da olması lazımdır. Ben bü-
tün dünya gazetelerine bu ilanlan versem ancak
Türkiye imajını düzeltebilirim, bunun yamnda pa-
zarlama olması gerekiyor.
Bana şu dense kabul edebilirim: Türkiye'nin pa-
zarlaması şu tarihte başladı denir ve gazeteler önü-
me getirilerek bana 'Siz geç kaldınız' denir. Ama
böyle bir şey olmadığına göre biz geç kalmadık,
zamanında yaptık diye daşünüyorum.
W^KKBBakanlığm sektörün hızlı gelişmesine
ayak uyduramadığmı savunanlar var.
, Bana göre bu biraz insafsız bir kanı. Çünkü ba-
kanlık olarak ne yapıyorsak, sektörle birlikte ya-
pıyoruz. Biz şuna inanıyoruz: Turizm Bakanlığı
sektörle var, turizm sektörü de bakanlıkla var. Ben
bunu bakanhğm müsteşarı olarak ve bakanım adı-
na söylüyorum. Türkiye'de hiçbir bakanhkla sek-
tör bizim kadar iç içe değildir. Bugüne kadar ba-
kanlıkta yapılan her şey sektörle birlikte yapümış-
tır. Eğer böyle söyleniyorsa sektör de geridir o za-
man.
verilen paranın adı değişiktir. Ben buna da vanm.
Ama adını değiştirelim, kredi demeyelim.
Ylurizm master plamnın olmaması eleş-
tiriliyor. Bu plan ne zaman bitirilecek?
Turizm master planı var. Bölgesel master plan-
lar var. Biz şöyle yaptık: Muğla'yı ele alalım, Bod-
rum, Marmaris, Fethiye, Köyceğiz ve Datça'nın
master planlan var. Bunları entegre ettiğiniz za-
man Muğla master planı ortaya çıkıyor. Iki yıl
içinde il bazında almış olduğumuz envanter bil-
gilerle Türkiye ana master planını yapacağız.
tTUrizmin plansız geliştiğini savunanlar
var.
Türkiye 24 martta tanıtma
faaliyetine başladı. Geç
kalınmış değildir. Tabii bu
yöndeki eleştirilere karşı
benim de sormam gereken bir
şey var. Tanıtmanın yamnda
bir de pazarlama var.
Pazarlama için acaba geç
kalınmış mıdır? Bu sorunun
cevabını pazarlamacılann
vermesi gerekiyor.
Ben buna katılmıyorum. Kesinlikle yanlış.
Türkiye turizmde planlı gelişti. Fakat turizm pla-
nının dışındaki planlar plansız gelişti. Mesela be-
lediyelerin yapmış olduğu imar planlanyla zaman
zaman politik baskılarla ikinci konutlar ya da ko-
nut alanlan turizme zorla girdi.
WtRB^MPeki plansız değil de dengesiz gelişti di-
yebilir miyiz? Çünkü yatak sayısı hızla artarken
altyapı, eğitim ve tanıtmada aynı hız yakalana-
madı.
Konuya şöyle bakmak lazım. Bir ülkenin kay-
naklarının hepsini bir noktaya ayırmanız müm-
kün değil. Bir ülkenin kaynaklannı belli öncelik-
ler vererek ayırabiliyorsunuz. Dikkat ederseniz tu-
rizm planlarını yaptığımız yörelerde deviet zaten
aşağı yukan altyapıyı götürmüştür.
Îİkincil yatınmlar konusunda neler söy-
leyeceksiniz?
Ikincil yatınmlarla ilgili çok büyük projeleri-
miz var. Golf sahalanna büyük önem verdik. Yani
lcıyı planlamasımn arkasındaki sahalan en az 100
hektar olmak Uzcre 14-15 tane golf sahası haJine
getirdik. Bu sahalar, öndeki sahil bantıyla ikinci
konutlar arasmda bir tampon bölge olacaktır. Bi-
zim de istediğimiz buydu zaten. Çunkü biz plan-
lamayı bitirip yapıyorduk, arkasından ikinci ko-
nutlar yapışıyordu. Altyapı etkisiz oluyordu, ye-
tersiz oluyordu. Şimdi bunjı değiştirdik. Yaptığı-
mız planlann arkasına eğlence merkezi getiriyo-
nız, golf getiriyoruz ki'daha büyük alanlan ko-
ruyalım, yeşil bırakai>ilelim.
Sonra 7-8 tane de eğlence merkezi projemiz var.
Bütün gaye insanlan tatil köylerinin dışına çıka-
rabümek. Turizmde ikinci harcamadan büyük pa-
ra kazamrsmız. İkinci harcamanın parası doğnı-
dan Türk halkına gider.
•^^^•/f turizm in özlenen düzeyde olmadığı
görülüyor. Bu konuda neler yapılabilir?
Ben yıllardır aynı şeyi söylüyorum. Bir ülkede
iç turizm olmadan dış turizm olmaz. Türkiye'de
hem seyahat acenteleri hem de konaklama tesis-
leri iç turizme gereken önemi vermiyor. Deviet ola-
rak düşük faizli tüketici kredisi vererek iç turiz-
mi teşvik etmek dunımundayız.
• • • ^ İç turizm in önündeki engellerden birisi
de kamu kampları. Bakanlık olarak kamu kamp-
larını turizme kazandırmak gibi bir düşünceniz
var mı?
Bu konuyla herkes çok uğraşıyor. Ama kamu
kamplannı turizme açtığımız takdirde ya da aç-
mak için girişimde bulunduğumuz zaman bana
göre özel sektörü karşırruza almış oluruz. Türki-
ye*deki doluluk oranı yüzde yüzlerde olsa böyle
bir soru sorulabilir, ama böyle bir sıkıntımız yok
şu anda. Bugün elimizdeki tesisleri doldurmaya
çalışıyoruz. Şu anda böyle bir ihtiyaç yok.
• • • • llırizm ve çevre ilişkisinin önemi gide-
rek artıyor. 1992 yılında kıyıların temizliğini gös-
terecek "Mavi Bayrak" uygulaması başlıyor.
Türkiye bir sorunla karşılaşabilir mi?
Biz Mavi Bayrak ile ilgili diğer ülkelerden çok
ilerideyiz. Mavi Bayrak uygulamasına biz hemen
başlayabiliriz. Sistem olarak şunu düşünüyoruz:
Yılda iki kere işletmeler yaz ve kış fiyatlan için
bakanlığa müracaat ederler. Biz en azından yıl-
da iki kere bu başvurular sırasında su tahlillerini
de isteycceğiz.
Türkiye'de turizmin plansız
geliştiği görüşüne
katıhnıyorum. Kesinlikle
yanlış. Fakat turizm planı
dışındaki planlar plansız
gelişti. Mesela belediyelerin
yapmış olduğu imar
planlarıyla zaman zaman
politik baskılarla ikinci
konutlar ya da konut alanlan
turizme zorla girdi. Şimdi
sahil bantı ile konut alanlan
arasındaki yeşili korumak için
eğlence merkezleri kuruyoruz.
Peki kıyı temizliğinde Türkiye'ye güve-
niyor musunuz?
Yüzde yüz. Nedenini de söyleyeyim. Bir zaman-
lar kaplumbağalar Akdeniz'in her yamnda yaşı-
yordu. Ama bu hayvanlar sonunda ancak Türki-
ye kıyılanna sığınabildiler. Akdeniz'in Türkiye sa-
hüleri dışında hiçbir yerinde kaplumbağa yok. Bu,
kıyılanmızın temizliğini gösteren en iyi örnektir.
^KKKKkSektörde yabancı tur operatörlerinin
Türkiye üzerinde egemenliklerini arttırmasından
korkuluyor. Sizce Türkiye turizmde bir muz cum-
huriyetine dönüşebilir mi?
Türkiye'ye yalnız Türk tur operatörleri ile tu-
rist getirilemez. Türkiye'yi bir turizm ülkesi ola-
rak görmek istiyorsak yabancılann da Türkiye1
ye daha fazla turist getirmelerini sağlamak zorun-
dayız. Ispanya, ttalya muz cumhuriyeti değil. Ama
oralara da yabancı tur operatörleri turist getiri-
yor. Bana göre yabancı tur operatörlerini yatınmcı
yapmak gerekiyor. Yani taşın altına ellerini sok-
mak lazım. Yatınmcı olduklan zaman Türkiye
1
ye gelmek zorundalar. Yoksa istediği ülkeye gider.
W^^KMBunu sağlamak bakanlığın elinde mi?
Bu, yatınmcılann elinde. Yatınmcılar yabancı
ortak bulacaklar. Kendilerine ben ancak aracı ola-
bilirim.
• • • • • 1992'de başlayacak olan tek pazar uygu-
lamasından, Türk turizmi adına kaygılananlar
var. Sizce tek pazar Türk turizmini tehdit ediyer
mu?
Zaman zaman bu kaygılar söyleniyor. Tek pa-
zar olduğu zaman ucuz kredi verilecek ve tek pa-
zarın içinde tatil yapılması sağlanacak deniyor.
Ama ben buna inanmıyorum.
TUrizm pek çok bakanlığın etkinlik ala-
nına giriyor. Kaç bakanlığın turizmie ilgisi var?
Bütün bakanlıklann turizmie ilgisi var. Zaten
olması da lazım. Çünkü Turizm Bakanlığı koor-
dinatör bir bakanhktır, yön gösterici bir bakan-
lıktır. önemli olan Turizm Bakanhğı'mn etkinli-
ğini arttırmaktır.
•••••iSon olarak hac konusunu sormak isti-
yorum. Diyanet tşleri Başkanlığı ile seyahat acen-
teleri arasındaki hac tartışması bu yıl da süriiyor.
Siz bakanlık olarak ne düsünüyorsunuz?
Dünyada bütün seyahat işlerini seyahat acen-
teleri yapar. Hac da bir turizm olayıdır ve bu işi
seyahat acenteleri yapmalıdır. Turizm Bakanlığı
hac konusunda seyahat acentelerinin etkili ve yet-
kili olması için gereken her çıkışı yapmaktadır.