Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12NÎSAN1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
YARIŞMA
Bayır ödülü sonuçlandı
• Kiiltiir Servisi — 1990 yıhnda romana verilmesi
kararlaştınlan Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü,
Mehmet Güler'in yayımlanmış 'tstanbul Kanath Ben' adlı
yapıtı ile Hidayet Karakuş'un yayımlanmış 'Uykusu
Derin Şehir' adh romanına verilmesi seçici kurulca
kararlaştınldı. Ayrıca aday yapıtlar arasında M.Sadık
Aslankara'nın yayımlanmamış 'Kör Memdali'nin Çmar
Ağacı' adlı romanı Nadir Gczer'in yayımlanmış
'Boşluktaki Adam' adlı romanı da Ferit Oğuz Bayır Özel
ödülü ile değerlendirildi. Seçici kurul, Başkan Vedat
Günyol, Talip Apaydm, Mehmet Başaran, Fakir Baykun,
Sami Karaören ve Emin Özdemir'den oluşmaktaydı.
Ödüller, Köy Enstitüleri'nin 51. kuruluş yıldönümünü de
(17 nisan Şeker Bayramı'na rastladığı için) değerlendiren
bir törenle, ödül koyucunun oturduğu İzmir'in Foça
ilçesinde 4 Mayıs 1991 cumartesi günü törenle sahiplerine
verilecek.
Kağan Güner'e ödül
• Kültür Servisi — UNESCO'ya bağh Asya Kültür
Merkezi tarafmdan 1978 yüından bu yana her iki yılda
bir düzenlenen 'Noma Concour-Çocuk Kitabı Resimleme
Yanşması' sonuçlandı. 41 ülkeden 237 çizerin katıldığı ve
gelişmiş ülke çizerlerinin kaulamadığı bu yanşmada
Kağan Güner birincilik ve ikincilik ödüllerinden sonra
gelen 10 kişilik mansiyon listesine girdi. Büyük ödülü
Kübalı Enrique N.Martinez Blanco'nun, ikincilik
ödüllerini de Endonezyah Salim M. ile Sudanh
Mahmoud Gahalla Ahmed'in aldığı yanşmaya Kağan
Güner, Redhouse Yayınevi için resimlediği, ancak
yayımlanmamış bulunan 'Yaralı Yüz' adlı bir Kızılderili
masaJıyla katılmıştı. Bu sıralarda Ingiltere'de yaşamakta
.olan Kağan Güner'in 3-16 mart tarihlerinde Londra'da '
'Subtitles-Alt Başhklar' adlı bir de reshn sergisi yer aldı.
Işkence Kurbanları Tedavi Merkezi tarafmdan finanse
edilen sergide Güner'in 42'si renkli toplam 62 çalışması
yer aldı. Bu resimlerden bir bölümü kartpostal olarak
basıldı.
TELIF HAKLARI
Dilmen ve Kenter karşı karşıya
• Kültür Servisi — Oyun yazarı Güngör Dilmen "Ben
Anadolu" adh oyunuyla ilgüi yaptığı basın toplantısında,
Yıldız Kenter'in Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve telif
haklannı hiçe saydığını söyledi. Dilmen, Yıldız Kenter'in,
oynadığı, "Ben Anadolu" için döküm vermeden
ödemede bulunduğunu, eksik ödemeler yaptığını ve hiç
telif hakkı ödemeden dış turneler yaptığını iddia etti. Bir
yıl önce noter ihtarnamesiyle oyununun Yıldız Kenter
tarafmdan oynanmasını engelleyen Güngör Dilmen
şunları söyledi: "Yıldız Kenter bu kez daha pervasız bir
hamle yaptı ve oyun metninin mülkiyeti ona aitmiş gibi,
böyle bir oyunun yazılma fikri ondan gelmiş ve hatta
'Ben Anadolu'yu birlikte yazmışız gibi sözler söyledi.
Bugüne kadar ne Yıldız Kenter bir oyun yazmıştır ne de
ben bir oyunumu ikinci bir kişiyle yazraışımdır. Bu
oyunun yazılma fıkrinin ise, oyunu tngilizceye çeviren
TalaYS. Hamman'dan geldiğini Yıldız Kenter bir ABD
yayın organında kendisi söylemiştir. (Wall Street
Journal). Kısaca Yıldız Kenter resmen yalan söylüyor".
Kenter Tiyatrosu'nun kendisiyle telif hakları konusunda
hiçbir yazıh anlaşma yapmadığını, bugün bu anlaşmayı
yapmak istedikleri halde kendisinin bunu istemediğini
belirten Dilmen "Eğer oyunu önümüzdeki hafta
Danimarka'da oynarsa bu korsan bir gösteri olacaktır ve
buna karşı maddj ve manevi tazmina! açacağız" dedi. Bu
arada görüşlerine başvurduğumuz Yıldız Kenter ise
söylenilenlerin doğru olmadığını belirterek kendisinin de
bugün bir açıklamada bulunacağını bildirdi.
SIHEMA
Filmlere Ingiliz sınıflaması
• ANKARA (AA) — Türk filmleri için Ingiliz usulü
sımflama geliyor. Kültür Bakanlığı Ingiliz fihn
smıflamasına benzer bir sistemi Türkiye"de uygulamaya
koymak için çalışmalar yapıyor. Yeni sistemde, fümlerin
yaş durumuna göre izlenebilirliği filmin jeneriğinden,
işaret ya da rakamla belirtiliyor. Logodaki " U " harfi
tüm seyircüer için, "18" rakamı 18 yaşve üzeri için", PG
işareti anne ve babalarla izlenebilecek fihnleri, "R-18" de
sadece sex-shoplarda gösterilebilecek "hardcore" fihnleri
belirtiyor. "British Board of film clasification"
sınıflaması, ANAP Kırşehir Milletvçkilı Gökhan Maraş
tarafmdan hazırlanan ve TBMM'de bekleyen yasa
önerisindeki yaş smıflamasına benzer özellikler taşıyor.
Tüm afişlerde de filmin özelliklerini belirten işaretlerin
yer aldığı sistemin denetimi, sinema sektörünün
özdenetimi ile gerçekleşiyor. Uymayanlar için büyük para
cezaları uygulanan bu sistem, video kasetleri için de
uygulanıyor.
TİYATRO
Çocuk Tîyatroları Şenliği
I Kiiltiir Servisi — Şehir Tiyatroları'nın geleneksel hale
getirdiği "Çocuk Tiyatroları Şenliği"nin 7.si 22-28 nisan
tarihleri arasında Şehir Tiyatrolan'nın tüm sahnelerinde
birden gerçekleştirilecek. Bu yılki '">. Çocuk Tiyatroları
ŞenliğP'ne Şehir Tiyatroları altı oyunla birlikte katıhyor.
Halen sahnelenmekte olan "Kırmızı Pabuçlar", "Barış
Kervanı", "Kutuda Rahat Dur" ve "Mavi MasaP'ın
(yukanda) dışmdaki yeni sahneye konan "Peter Pan" ve
"Hansel ile Gretel" Şehir Tiyatroları'nm yeni çocuk
oyunlan. Aynca Türk Ticaret Bankası "Dağ Denize
Kavuştu", Barış Oyuncuları "Ali ile Tipitoş", AÇOK
"Değişim 1- Arkadaşım Yok", Ziraat Bankası
"Ormandaki Sır", İdil Abla Çocuk Tiyatrosu "Çekirge
Bir Sıçrar", Tiyatro Elele "Alaaddinin Sihirli Lambası",
Sarıyer Halk Eğitim Merkezi "Ayının Fendi Avcıyı
Yendi", "Gozort", Berrin Şahinler "Çocuk Korosu",
Arkadaş Çocuk Tiyatrosu "Ayının Fendi Avcıyı Yendi", İl
Halk Kütüphanesi oyunculan "Pinokyo", Tiyatro Insan
"Güvercinler Dosttur", Kartal Sanat Işliği "Dostluk
Şarkısı", Kocaeli Bölge Tiyatrosu "Ali ile Velinin Sihirli
Sandığı", Istanbul Devlet Tiyatrosu "Masal Bahçesi",
Tevfık Gelenbe Tiyatrosu "Mutluluk Adası" ve Kartal
Belediyesi Çocuk Tiyatrosu da "Ayının Fendi Avcıyı
Yendi" adlı oyunlarla şenliğe katılıyorlar.
SEVEMA/iOtLLA DORSAY
Tornatore, yeni ve modern Italya'da hoşlanmadıklannı açıkyüreklilikleyansıtıyor
Geçmîşîn güzeUilderine ağıtHerkesin Keyfi
Yerinde (Stanno Tutti
Bene) / Yönetmen:
Giuseppe Tornatore /
Senaryo: G. Tornatore,
Tonine Guerra / Görüntü:
Blanso Giurato / Müzik:
Ennio Morricone /
Oyuncular: Marcello
Mastroianni, Michele
Morgan, Marino Cenna,
Roberto Nobile, Valeria
Cavalli, Norma Martelli,
Salvatore Cascio / Bir
İtalyan-Fransız ortak yapımı
/ 2 saat (Şişli-Kent/2)
Evet, kuşku yok... Giuseppe
Tornatore önemli bir yönet-
men... "Cemıet Sineması"nda-
ki başansı bir rastlantı değıl. Bu
yeni filmi de "Cennet Sinema-
sı"nı sevenler başta, herkesin
görmesi gereken hoş bir film,
mevsimin en güzel sürprizlerin-
den biri.
Çünkü Tornatore, duygusal
olmaktan, "romantik" diye ni-
telenmekten, hatta kimileri tara-
fından "muhafazakâr", giderek
"gerici" diye damgalanmaktan
korkmuyor. Duygusallığını da,
geçmişe özlemini de, yeni ve
"modern" ltalya'da hoşlanma-
dıklannı da, aynı açık yürekli-
likle ortaya döküyor. Bir turlü
bir araya getiremediği, üstelik
kaç zamandır Sicilya'ya anava-
tana kendisini görmeye bile gel-
memiş olan 5 çocuğunu yerle-
rinde, kendi yaşadıklan çevreler-
de görmek için güneyden kuze-
ye doğru uzanan bir büyük yol-
culuğa çıkan büyükbaba Matto
HOŞ BtR FtLM — "Herkesin Keyfı Yerinde" herkesin görmesi gereken hoş bir film.
Scuro'nun öyküsu, öngörülebi-
lecek tum gelişmeleri içeriyor:
Matteo'nun çocuklan, elbette
onun artık yaşamayan (ama sü-
rekli konuştuğu) eşi Angela'yla
birlikte hayal ettikleri parlak ve
başanlı kişiler değillerdir; tüm
çabalara, fedakârlıklara karşın
ana babanın umut ettikleri yer-
lere gelememişler, ne meslekle-
rinde ne de özel yaşamlannda
başanlı olabilmişlerdir. Giderek
tüm yaşamlarını berbat ettikle-
ri bile söylenebilir. Ama hangi
ana baba için çocuklannın um-
dukları, özledikleri yere geldik-
leri, ana-babaya uygun biçimde
"mutlu" olduklan söylenebilir
ki?
Tornatore, bu temel gözlemi-
ni, gerek çeşitli aynntılar, gerek-
se biçimsel zenginliklerle beze-
miş biçimde karşımıza çıkıyor.
Ancak • yönetmen, bu "büyük
aile" öyküsünü anlatırken, te-
melde daha geniş ve radikal bir
eleştiriye girmekten de kaçınmı-
yor. "Deniz, güneş ve turizm
iilkesi" İtalya'nın bu nitelikleri-
ni alaya alırken "dünyanın be-
şinci ekonomik gücii" oimanın
bu topluma, bu, aslında güler-
yüzlü, sıcakkanlı ve temelde ile-
tişîm sorunları çekmeyen halka
nelere mal olduğunu da göster-
mekten çekinmiyor. Bireysel
mutsuzluklar biraz "taJih Işi"-
dir, rastlantılardan çokça etkile-
nirler. Ama gürültüsü, pisliği,
hava ve deniz kirliliği, trafiği ve
egzoz dumanlan, yoksulluğu,
eşitsizliği ve yalnızhğı, metrola-
rı, meydanları, sokaklan doldu-
ran urkünç kalabahğı, gitgide
azalan iletişimi, insanlan daha
bebeklikten başlayarak televiz-
yona tutsak kılan, diyaloğu,
paylaşmayı ve kaçınılmaz biçim-
de "aile duygusıT'nu azaltan, gi-
derek yok eden, gelişmesi ve
modernleşmesiyle, sanayileşen,
kalkınan bir ltalya, filmin tum
kahramanlannın bağımlı olduk-
lan ortak bir yazgı sanki!..
Tornatore, filmini yer yer da-
yanılmaz gözlemlerle süslüyor.
TV düşmanı "damdaki deii", ça-
lışan anasının TV izlemeye mah-
kûm ettiği küçOk bebeğe sanki
bir "kontr-puan" oluşturuyor...
Roma trafiği içinde kamyonet-
le taşınan ve çevresine ha>Tetle
bakan Roma heykeli, Rimini
plajında "toplu tatil" için top-
İanmış emekliler kalabahğına
göklerden gelen "reklara sesi",
en çok sevdiği, en büyük çocu-
ğu Alvaro'nun telefon teybinden
gelen mekanik sesi her duyuşun-
da Matteo'nun dünyasının (fılm-
deki dünyayla birlikte) sanki
durması, çocuklannın her birin-
de zaman zaman onlann küçük-
lüklerini gormekten kaçınama-
yan büyükbaba... Sanayileşen
bir toplumda yok olup giden in-
sancıl değerler, kaybolan aiie
bağlan, bireyselleşen ve o ölçü-
de yalnızlasan yaşamlar... Ego-
ist, içine donük. mutluluğa ka-
palı, hızlı ve makineleşmiş in-
sanaklar.. Geçmişin kent düze-
yinde, ülke düzeyinde, aile dü-
zeyinde ve de insan düzeyinde
yok olup giden güzellikleri, alış-
kanlıklan, zenginlikleri..
Evet, Tornatore tüm bunlara
ve başka şeylere ağıt yakıyor.
Yüksek tondan konuşmaksızın,
duygularımıza sesleneıek bize
çok şeyi anımsatıyor, düşundu-
rüyor ve sayısız ozlemimizi can-
landırıyor. Sineması, evet, çok
duygusal.. Ama ne denli dene-
timli ve de yararh, işlevsel bir
duygusallık bu!.. Başta söyledi-
ğimizi yineleyelim ve bu filmi,
özellikle o güzelim "Cennet Si-
nemasT'nt onca sevmiş çok sa-
yıdaki seyircilere öğütleyelim...
Coppola'nm son "Baba"sıyine Sicilya güneşi altında bir iktidar ve intikam öyküsü
'Baba' veliahtmı arıyorB a b a 3 (Godfather-3) /
Yönetmen: Francis Ford
Coppola / Senaryo: Mario
Puzo, F.F. Coppola /
Görüntü: Gordon Willis /
MÜzik: Carmine Coppola
/ Oyuncular: Al Pacino,
Diane Keaton, Talia Shire,
Andy Garcia, Eli Wallcah,
Joe Mantegna, George
Hamilton, Sofia Coppola,
Bridget Fonda, Raf
Vallone, Helmut Berger /
UİP (Paramount) yapımı /
160 dakika.
Şişli Kent 1, Beyoğlu Atlas,
Ankara Metropol
Corleone ailesi artık 1970'ler
Amerikasının aynlmaz bir par-
çası olmuştur. "Baba" Corleo-
ne'nin (yani Marion Brando
1
nun) oğlu Michael, aradan ge-
çen 40 yıldan sonra artık iyice
yaslanmıştır. İki temel isteği var-
dır: Yasadışı yöntemlerle çok pa-
ra kazanan her insan (ve aile) gi-
bi bu parayı ve onun getirdiği
saygınlığı tam anlamıyla
"mesrufaşurmak" ve ailenin kö-
kenlerini, öldürme, kan, cinayet
ve soygunlardan oluşan
"parlak" gecmişini unutturarak
toplumda kesin bir saygınlığa
ulasmak... Ve de yine her büyük
ve güçlü ailede olduğu gibi, ai-
leye bir "varis" ve kendisine bir
veliaht aramak... Ancak opera
şarkıcılığını seçen ve ailenin
"pis" işlerine bulaşmayı kabul
etmeyen oğlunun yerine, bu ve-
liahtı bir zamanlar bizzat ken-
di elleriyle öldürdüğü kardeşinü;
öksüz oğlu Vincent Mancini'de
bulacaktır...
Bir "Baba-3" gerekli miydi?
Filmi izlerken, en azmdan be-
nim kuşağımdan, ^ n i zamanın-
da ilk 2 "Baba"yı izlemiş, izle-
mekle kalmayıp sinemasal anı-
larının arasında özel bir yere
koymuş bir sinemasever için bu
soru sık sık akla geliyor. Çün-
kü bir görulmüşlük, bir tekrar
duygusu veriyor film, çoğu za-
man... Coppola'nın sinemasal
ustalıklarına, mizansen duygu-
suna, mekânlan kullanmasına
FİLMİN YANLIŞ NOTASI — Al Pacino ve Andy Garcia'nın Uginç portreler çizdikleri filmde
Coppola'nın kızı Sophia Coppola, Batılı yazarlann çok haklı olarak belirttikleri gibi filmin tek
'yanlış notası'. Bu genç kız hiç de çekici olmayan fiziği ve en alt düzeylerde dolaşan oyunculuguy-
la filme çok zarar vermis.
ve başka şeylerine saygı duysa-
nız da, filmde özellikle ilk yarı-
da yeni, taze, heyecan verici bir-
şeyîer bulmak kolay olmuvor.
Bu mafya romantizmi, bu bü-
yük aile övgüsü, bu gangsterlik
yüceltmesi, onca filmde karşımı-
za fazlasıyla gelmedi mi? Ve
Amerikan seyircisi, bir yerlerde
dendiği gibi, bu "Baba" filmle-
rini belki gerçekten de "Corle-
one ailesi, belki Kennde>lerle
birlikte tanıdığı tek soylu aile ol-
dugu için" ilgi çekici bulup bağ-
rına basmak mı? Ama bizim gi-
bi Osmanlı torunlarının böyle
bir gerekçesi de olamaz, değil
mi?
Ne var ki Coppola aslında az
usta ve az zeki değil. Filmi geç-
miş "Baba"lann gölgesinden sı-
yırmak ve güncel kılmak için hiç
bir fırsatı kaçırmıyor. Yine ilk 2
fimde olduğu gibi, kökenlerle
kopmayan bir ilişki, Sicilya'yı ve
anayurdu ziyaret, Carmine Cop-
pola'nın artık yaşamayan Nino
Rota'nın lirik ezgilerini devral-
dığı müzik aracılığıyla (yeniden)
yaratılan Latin düyarlıklan...
Ama bu kez yuzünü, günumü-
zün moda gelişmeleri koşutun-
da, daha çok Avrupa"ya çevirmiş
bir öyküyle karşılaşıyoruz.
1980'lerde Avrupa'yı ve giderek
tum dünyayı etkile>
r
en kimı ge-
lişmeler, Papalığın ve Katolik ki-
lisesinin çeşitli nedenlerle artan
etkileri, Vatikan'ın kendi banka-
sı ve başka (kirli) işleri aracılı-
ğıyla ilk kez adının büyük mali
skandallara karışması, bir Vati-
kan mali danışmanının bir
Londra köprüsü altında bulu-
nan cesedi... Bir papanın gizem-
li ölümü, bir diğerinin Mehmet
Ali Ağca tarafmdan uğradığı bir
suikastla yaralanması... Tum bu
olaylar ya gerçek boyutlarına
çok yakın ya da başka bir çer-
ceve (ama asıl olayı düşünduren
bir cerçeve) içinde fiunde yakıcı
bir güncelliği çağrıştırır biçim-
de karşımıza geliyorlar. Coppo-
la, ilk 2 filminde Mafya'yı ve
onun kendisine özgü mantığını
çözümlemek için kullandığı
yöntemi, burada bir anlamda
Katolik kilisesini çözümlemek
için kullanıyor. Eee, ne de olsa
kilise ve mafya, İtalya'nın iki öz
çocuğu ve bu ulkeyi tanımlayan
çok önemli iki olgu/örgüt de de-
ğil mi?
Ancak bu öğeler, filmin (gö-
rece) başarısının ancak yan oğe-
leri. Temelde ise Coppola'nın
anlatımına (ilk filmlerinde onu
Coppola yapan anlatıma) şapka
çıkarmamak elde değil. Yönet-
men, özellikle filmin yarım sa-
at kadar tutan final bölümünü,
bir orkestra sefi gibi ustahkia
yönetiyor. Tüm ailenin ve he-
men tüm kahramanların katıla-
cagı Sicilya'daki bu "Cavalleria
Rusticana" temsili (o da tipik
ttalyan bir aşk, tutku ve intikam
öyküsü değil mi?), seyircinin de
çok iyi duyumsadığı gibi, film-
deki tüm öykücüklerin, temala-
rın, olaylann çözüm noktası
o(acak ve her şey burada nokta-
lanacaktır. Coppola, burada
birçok şeyi birden koşut biçim-
de, birbirini tamamlar biçimde
ustaca kullanıyor; opera ve mû-
zik bir yandan öykünün lirik ve
dramatik öğelerinin altını çrzer-
ken, öte yandan da olaya
Hitcbcock'un "Çok Bilen Ada-
mı"ını andıran biçimde dekor
oluştumyor. Corleone ailesinin
yeminli düşmanları, intikamla-
nnı almak için bu geceyi seçmiş
lerdir. Ama otede, oldukça uzak
yerlerde de, Papalığın ve yeni
Papa'nın kendisine özgü yön-
temlerinin yandaşları ve karşıt-
ları, kendi kararlarını uygula-
mak, cinayetlerini işlemek ve
dünyayı kendi istedikleri biçim-
de yönetebilmek için aynı gece-
de birleşeceklerdir. Coppola'ya
ise, tüm bunlan görülmemiş ba-
şanda bir koşut kurguyla birlik-
te işlemek, seyircisini bir an bi-
le yalnız ve ilgisiz bırakmadan,
Sicilya güneşi, bel-canto gelene-
ği ve Akdeniz sıcaklığı altında
yaşanan bu urkütücü tutku, nef-
ret, kıskançhk, intikam ve ikti-
dar öyküsüne onu tüm ayrıntı-
larıyla ortak etmektir...
"Baba-3" ilgiyle izlenen bir
film. Oyuncuların da, Al Paci-
no'dan Eli VVallach'a, Raf Val-
lone'den Andy Garcia'ya ilginç
portreler çizdikleri filmde, Cop-
pola'nın kızı Sofia Coppola, Ba-
tılı yazarlann çok haklı olarak
belirttikleri gibi, filmin tek
"yanlış notası". Bu genç kız, hiç
de çekici olmayan fiziği ve en alt
düzeyde dolasan oyunculuğuy-
la filme çok zarar vermiş, en
azından finalin içermesini gere-
ken trajedi duygusunu neredey-
se bir rahatlamaya dönüştür-
müş... Ne demişler, "kuzguna
yavrusu güzel gözükiirmüş"..
Ama kimse de çıkıp baba Cop-
pola'ya "bu kuzgun yavnısuyla
bu iş yürümez" diyememiş mi?
Farklı bir kültür, farkh bir sinematki Kadın Arasuııla (Mo'Better Blues) / Yönetim ve
Senaryo: Spike Lee / Görüntü: Ernest Dickerson /
Müzik: Bill Lee / Oyuncular: Denzel Washington, Spike
Lee, Wesley Snipes, Joie Lee, Cynda Wilüams, Giancarlo
Esposito, Robin Harris / UlP (Universal) filmi (Fitaş).
Amerikan sinemasından gelip
de bu sinemanın tümüyle dışın-
da olan şey nedir? Yanıt: Ame-
rikan bağımsız sineması. Ger-
çekten de bu ülkede, Hollywo-
od sistemlerinin, "major"ların
dışında oluşan bağımsız bir si-
nema var. Ve bunun özellikle-
ri, tipik Hollyvvood yapımları-
nın dışına taşı>or.
Bu bağımsız hareket içinde
Amerikan zenci sineması da
önemli bir yer tutuyor. Bir za-
manların Holly*ood filmlerin-
de sadece kuçuk roller alan, da-
ha sonra "Kökler" TV dizisi
vb. filmlerle kültürlerinin, ırk-
sal ozelliklerinin kaynakiarına
eğilinen zenciler, ancak çok kı-
sa bir sureden beri kendi oz sa-
natçılannı perdeye getirmeye
başladı.
Spike Lee, bunların başını çe-
kiyor şimdiiik... Bu kendine öz-
gu yazar/yönetmen, özellikle
"Doğruyu Seç" filmiyle yaptı-
ğı çıkıştan sonra filmleri dikkat-
le izlenen özgün bir sanatçı ol-
du. Son filmi "Mo Better Blu-
es", Tavernier'nin "Around
Midnight" ve Eastwood'un
"Bird" fılmlerinden sonra sine-
manın son yıllarında caz müzi-
ğine adadığı en ilginç filmlerden
biri sayılıyor.
Bir caz trompetçisinin, Oscar-
lı Denzel VVashington'un başa-
rıyla oynadığı Bleek Gilliam'ın
yaşamını anlatmasına karşın,
"İki Kadın Arasında", klasik
anlamda bir caz filmi değil. Lee,
Amerikan zencilerini ekrana ge-
tiren filmler serisine bir halka
daha ekliyor. Sınırlı sözcükler-
dcn ve yinelenen cümlelerden
oluşan, argonun ağır egtmenli-
ği altındaki Amerikancalan,
ırklarına özgü davTanışlan, yük-
selecek bu beyazlar toplumu
içinde kendilerine bir yer yapma
tutkuları, caz ve "rock" düş-
künlükleri, şiddet \e şehvet eği-
limleri ile farklı bir yaşam, kül-
tür ve uygarlığın insanlan olan
Amerikan zencileri. Ve öte yan-
dan bağımsız bir sistemden gel-
menin getirdiği "farklı" bir si-
nema: Çizgisel anlatımı, tutarlı
bir öykü çizgisini. karakter ge-
liştirmesini ikinci plana atan,
yer yer birbelgesel, yer yer ya-
şama adanmış varoluşçu bildiri
gibi çekilmiş değişik bir film...
Özellikle Amerikan zencileri
denen ve çok az tanıdığımız bir
etnik grupla ilgilenenler ve de
kuşkusuz caz tutkunları için ka-
çırılmaz bir film, "Mo'Better
Blues". Filmin başından sonu-
na fonda Branford Marsalis ve
dörtlusünün çaldığı bir muziğin
duyulduğunu anımsatmak, fil-
min bu açıdan çekiciliği uzeri-
ne bir fikir verebilir sanıvo-
rum...
DEĞİŞİK BtR FtLM — Farklı bir yaşam, kültür ve uygarlıgın
insanlan olan Amerikan zencileri ile bağımsız bir sistemden gel-
menin getirdiği farklı bir sinema anlayışı bu filmde bir arada.
Gezgin ressam
Lstaııbul'da
• Kültür Servisi —
Peyzajları dünyanın çeşitli
kentlerini dolasan Teodoro
Nieto Anton'un resim
sergisi 24 nisan günü
Vakıfbank'ın Taksim Sanat
Galerisi'nde açılacak. 1944
yıhnda İspanya'mn bir
kasabasında doğan sanatçı
25 yaşmda resim yapmaya
başladı. 1978'de Meksika'ya
yaptığı ziyaret sırasında
duvar resimlerinin etkisinde
kalan Anton, bir süre
Meksika'nın güneydoğusunu
resim yaparak gezdi. 1983
yıhnda doğduğu kasaba
olan Ayllon'da ilk kişisel
sergisini açan sanatçı, daha
sonraki yıllarda ABD'de
çalışmalannı sürdürdü.
1985 yıhnda akademik
resim öğrenimine başlayan
Teodoro Nieto Anton,
Meksika, Madrid,
Washington ve Texas'ta
kişisel sergiler açtı.
Sanatçının Vakıfbank Sanat
Galerisi'nde açılacak sergisi
2 mayısa dek görülebilecek.
Çarlık Hazinesi
Viyana?
da
• Kültür Servisi —
Viyana'da, Doğa Tarihi
Müzesi'nde 14 mart
tarihinde açılan ve 15
hazirana kadar sürecek
olan "Çarlık Hazineleri"
adlı sergide, eski Rus
hükümdarlarının büyük
takı ustalannca işlenmiş
değerli taşları gosteriliyor.
Serginin en güzel
parçalannı, unlü takı
sanatçısı Carl Faberge'in
elinden çıkma eserler
oluşturuyor. Bu sanatçının
atölyesinde yüzyıl
sonlannda altın işleme ve
taş kesme sanatının en
güzel örnekleriyle, zengin
süslemeli, yumurta biçimi
çeşitli biblolar yapılmıştı.
Fünızan'ın
okuma günü
• Kültür Servisi —
Fünızan'ın Kadın Eserleri
Kütüphanesi'nde 13 nisan da
yer alan okuma günü iptal
edildi. "Benim
Sinemalanm"ı konu alan
söyleşinin Fünızan'ın
katüacağı bir festivalden
dolayı iptal edildiği
açıklandı.
Temizlik'
karikatürleri,
• Kültür Servisi —
Istanbul'u Temiz Tutalım
Derneği, "tstanbul'un
Temizliği" konulu bir
karikatür yanşması
düzenledi. Yanşmaya
çizerler en çok üç yapıtla
katılabilecekler. Yapıtlann
özgün ve hiçbir yerde
yayımlanmamış ohnası şartı
aranıyor. Son katılma tarihi
15 hazıran olan yanşmada
çeşitli ödüller verilecek.
Çalışmalar daha sonra
Büyükşehir Belediye
Salonu'nda sergilenecek.
Aynntıh bilgi elde etme
isteyenler Vaniköy Cad. No:
32 Çengelköy Istanbul
adresine başvurabilirler.
Karikatür
yanşması
• KONYA (AA) — Türk
Standartları Enstitüsü'nce
(TSE) "kadın-kalite-
tuketici" konulu karikatür
yanşması düzenlendi.
Yanşmaya en fazla 4
çalışmayla katılınabilecek
ve başvurular, en geç 2
Temmuz 1991 Salı günü
çalışma saati bitimine
kadar bölgelerdeki TSE
Yayın ve Tanıtma
Müdürlüğü'ne yapılacak.
Yanşmaya katılacak
eserlerde daha önce
yayımlanmamış ve
sergilenmemiş olma şartı
aranacak. Karikatürlerin
boyutlarının serbest
olduğunu bildiren yetkililer,
değerlendirme sonunda bir
kişiye 1 milyon 500 bin, iki
kişiye l'er milyon, üç kişiye
800 biner, 4 kişiye 600
biner, 10 kişiye de 400
biner lira para ödülü
verileceğini söylediler.
BUGÜN
• Edebiyat Eğitimi IÜ
Öğrenci Kültür Merkezı'nde
düzenlenen II. Edebiyat
Şenliği kapsamında saat
12.00'de "Kurumlarda
Edebiyat Etkinlikleri"
başlıklı toplantı yapılacak.
İrfan Çiftçi'nin yöneteceği
bu toplantının ardından
saat 14.00'te "Türkiye'de
Edebiyat Eğitimi" başlıklı
açıkoturum yapılacak.
Katüanlar: Prof. Tahsin
Yücel. Hami Çağdaş, Atilla
Özkırımlı, Doç. Dr.
Mustafa Isen, Oya Adalı ve
Milli Eğitim Bakanltğı'ndan
bir temsilci.
• 'Türk Resminde
Gelişme' Sezer Tansuğ'un
"Çağdaş Türk Resminde
Gelişme Dinamikleri"
konulu söyleşisi saat
16.00'da Cemal Reşit Rey
Küçük Salon'da yer alacak.