19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÇUMHURtYET/4 HABERLER 11NİSAN1991 'Bodur Başkaır toplatıldı • tç Politika Servisi — Bülent Habora'nın yazdığı ve Habora Yayınları arasında çıkan 'Bodur Başkan'ın Anıları' adb kitap, Istanbul Cumhuriyet Savcılığı Basın Bürosu'nun talebiyle İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nce toplatıldı. Yayınevinden yapılan açıklamada toplatma karanyla ilgili gerekli yasal girişimlerde bulunulacağı bildirildi. • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Atatürkçü Laikler Derneği tarafından düzenlenen "Laiklik" panelinde konuşan Prof. Dr. Uğur Alacakaptan bugün sokaklarda oruç tutmayan insanların öldürüldüğünü, kadınların başlannı örtmeye zorlandığmı belirterek, "Devieti yönetenler buna imkân verdi, çanak tuttu. Cumhurbaşkanı basına yansıyacak şekilde imamlık yaparak teravi namazı kıldıramaz. Cumhurbaşkanı'nın dindar olmaya hakkı vardır, ama dindar olduğunu göstermek için nümayiş yapmaya hakkı yoktur" dedi. Gazetemiz yazarlarından Uğur Mumcu da "Son zamanlarda Kemalistim demek suç sayılıyor. Atatürk'ü bugün eskisinden daha fazla seviyor ve sayıyorum" diye konuştu. Polis örgütü • ANKARA (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal, Türk polis teşkilatının kuruluşunun 146. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türk polisinin görevini, her türlii takdirin - ötesinde bir çabayla ifa Ğttiğini bildirdi. 1402'liklere yargı yolu • ANKARA (Cumhuriyet Börosu) — TBMM İnsan Haklarını tnceleme Komisyonu, (İHİK) SHP'li öner Miski'nin başvurusu üzerine, sıkıyönetim komutanlarının göreve son verme kararlanna karşı yargı yolunun açılması gerektiği konusunda görüş birliğine vardı ve bu konuda değişiklik önergesi hazırlamayı kararlaştırdı. Komisyonun dünkü toplantısı, TBMM'de cezalann tecili tasarısının görüşülmesi nedeniyle kısa sürdü ve Miski'nin 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası'nda yapılmasını istediği diğer değişiklikler ile Bursa Cezaevi'ne ilişkin alt komisyon raporunun gelecek toplantıda değerlendirilmesini kararlaştırdı. Tokata ceza • ANKARA (ANKA) — Ankara Jandarma Ordu Donatım Ana Tamir Fabrikası'nda işçi olarak çalışan Osman Duran'ı tokatlayan fabrika teknik müdürü Binbaşı Mürsel özer, 60 bin lira ağır para cezasına çarptınldı. Mahkeme, Ozer'in sabıkasının bulunmaması nedeniyle cezayı tecil etti. Ankara 12'nci Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davada mahkeme, sanık tarafından "müessir fiil'de bulunulduğunu, ancak hakaret ettiğine dair delil elde edilemediğini belirtti. TPAO'ya baskm • BATMAN (Cumhuriyet) — Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) Raman petrol sahasına silahlı baskm düzenleyen teröristler, kamuya ait bir aracı yakarken bir görevliyi de yaraladılar. Olaydan sonra SSK hastanesine kaldınlan Gani Aşsız, SSK Batman Hastanesi'nde tedavi altına alınırken makinist Mustafa Gün ise olaydan 6 saat sonra bulundu. Batman'a 8 kilometre uzakhkta olan ve günde 15 bin varil ham petrol üreten petrol sahasına ilk kez saldırı düzenlenmesi üzerine çevrede yoğun bir operasyon başlatıldı. Adalet Komisyonu,tecilden yararlanmak için cezanın beşte biri oranındayatma koşulu getirdi Teciliıı kapsamı daraltıldığ Adalet Komisyonu terör ve tecil tasarısında /anayasaya aykırılıklar saptadı ve düzenlemeler yaptı. ^ /Komisyon, bölücülük propagandası için yerilen ^^cezaları arttınrken gazete sahiplerine hapis cezası •hükmünü metinden çıkardı. Yasa tasarısımn bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor. Komisyon tecilin idam cezalarında 10 yıl, ömürboyu hapiste 8 yıl diğer hükümlerdetoplam cezanın beşte biri oranında hapis yatanlara uygulanmasım kararlaştırdı. Komisyon Başkanı Pehlivanlı 'Anayasa Mahkemesi'nin iptal etmemesi için elimizden geleni yapıyoruz" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Cumhurbaşkanı Tur- gut Ozal'ın, terör ve bölücü ör- güt suçlarım da içeren cezalann tecili isteği, Adalet Komisyonu'ndan gerı döndü. Adalet Komisyonu, cezalann te- cilini içeren terörle mücadele ya- sa tasarısım bazı değişikliklerle kabul ederken cezalann tecili yerine, 'şartlı salıverme'yi getir- di. [Tecil: İnfaz olmadan ceza- nın tecilini getiriyordu. Şarth sa- lıverme: Mahkûmun 1/5 ora- nında cezasını çektikten sonra iyi hali gözönüne alınarak tah- liyesini öngörüyor. Yürürlükte- ki uygulama cezanın yarısından daha az bir süre infazını öngö- rüyor.] Tasarı aynen yasalaşır- sa, bütün idam cezaları ömür- boyu hapis cezasına dönüştürü- lecek. Tasarı kapsamına giren suçlardan idam cezası alanlar 10 yıl, ömürboyu hapis cezası alan- lar 8 yıl, diğer hürriyeti bağla- yan cezalara çarptırılanİar, ce- zanın beşte birini hapis yatma- ları halinde salıverilecekler. Şartlı salıvermeden, Türk Ceza Yasası'nın 146 (son fıkrası ha- riç), ttfMücülük suçunu içeren 125, ırza geçme suçlarına ilişkin 414, 416/1 ve 418 ile askeri ce- za yasasındaki vatana ihanet suçlarından hüküm giyenler ya- ralanamayacaklar. Şartlı salı- verme, tasannın TBMM'ye sevk edildiği 8 Nisan 1991 tarihinden önceki davalarda uygulanacak. Komisyonda, eklenen bir mad- de ile Türk vatandaşlığından eı- karılanların iki yıl içerisinde yurda dönrneleri halinde şartlı salıverme hükümlerinden yarar- landınlmaları öngörülürken kayyım kontrolünde olan DİSK'in yaklaşık 2 trilyon tuta- rındaki malvarltğının Hazine'ye devredilmesi de hükme bağlan- dı. Adalet Komisyonu, terörle mücadele yasa tasarısı ile ilgili çalışmalannı dün tamamladı. Komisyon Başkanı Alpaslan PetaUvanlı, metnin ANAP gru- bunda yeniden görüşüleceğini belirtirken "Bu tasarı ile 1986'da çıkardığunız infaz ya- sası degişikliği arasında fark kalmadı. O zaman istisna ko- oulmamtştı. Eger grubumuz ik- aa olursa bu tasandaki istisna- lan da kaldırabfliriz" dedi. Peh- livanlı, Anayasa Mahkemesi'- nin iptal etmeyeceği, 'adaleüi' bir yasa hazırlamak için ellerin- den geleni yaptıklannı söyledi. ANAP Mfclis grubunun terör ve tecil yasa tasansmın tartışıl- dığı toplantısı önceki gece yarı- sına kadar sürdü. Toplantı so- nunda grup, TBMM Adalet Ko- misyonu'na şu "tavsiye"lerde bulunmayı kararlaştırdı: "1- Bu düzenleme aceieye ge- tirilmemelidir. 2- Yapılacak düzenleme; adil, hukuka ve realiteye uygun, ka- mu vicdanının ve suçun 'ibret-i' müessire olmak ve caydıncılık özelliğini incitmeyecek bir nite- lik taşımalıdır. 3- Tecil işleri alelacele yiiriir- liiğe konulmamalıdır. 4- Anayasaya aykırı düşecek bir dunım olmamalıdır. 5- Anayasaya karşı hile-i şer- riyye nileliği taşımamalıdır. 6- Yasamanın yargıya miida- halesi niteliği taşımamalıdır. 7- Affın şumulii ve kapsamı, suçlann ağırlığı ve ceza miiddet- leri itibanvla gerekli ölçü ve bo- yutlarda tespit edilmelidir. 8- Fikir suçlarının durumu çağdaş bir yaklaşımla degerlen- dirilmeli ve terör suçlannın ce- zası arttınlmalıdır. 9- Silah, narkotik kaçakçüığı, hayali ihracal en azından para cezalan itibanyla af kapsamının dışında tutulmalıdır. 10- Bu duzenlemenin siyasi sonuçları iyi etüt ve mütalaa edilmelidir. 11- Her hal ve şartfa devietin varlığı ve güvenliği lam bir has- sasiyetle korunmalıdır. 12- Adalet Komisyonu'na gönderilecek olan bu tavsiyeler- den sonra çıkacak olan metin grupta yeniden tartışılmalıdır." Gazete sahipleri ve bölücülük Pehlivanlı, komisyonun ön- ceki gece saat 01.00 sıralannda tamamlanmasından sonra dü- zenlediği basın toplantısında ta- sandaki değişiklikleri açıkladı. Pehlivanlı'nın açıklamasına gö- re 'Terörle Mücadele Kanunu' başlığını taşıyan tasannın altına Çelenk, Kazan ve Özek terör yasa tasansını eleştirdi Devlet terörü yaratılacakKazan Tasarı tuzaklarla dolu. özek Düşünce özgürlüğünü sağladığı aldatmaca. Çelenk Her türlü eleştiri suç sayılabilecek. İstanbul Haber Servisi — TBMM Adalet Komisyonu'nda ele alınıp bugün Meclis Genel Kurulu'na sunulması beklenen, cezalann tecilini de içeren anti- terör yasa tasarısı, hukukçula- nn yoğun eleştirilerine hedef ol- du. İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan ve Prof. Dr. Çe- tin Ozek, dün birlikte yaptıkla- n açıklamada tasannın yasailaş- ması durumunda terörün önle- nemeyeceğini, aksine 'devlet teröriinün' yaratılacağını ileri surdtller. Kazan ve Özek, bası- na,. yargıya ve savunmaya kar- şı bir 'tertip' olarak nitelendir- dikleri tasannın yasallaşması durumunda 'aftan beklenen toplumsal barışına da sağlanamayacağım' savundular. istanbul Adliyesi'nde basın mensuplanna Turgut Kazan ta- rafından aktanlan ortak açıkla- mada, tasarıyla TCK'nın 140, 141, 142 ve 163. maddeleri kal- dınlırken, düşünce açıklama öz- gürlüğünün daha kaypak mad- delerle yeniden sınırlandırıldığı belirtildi. Tasarıyla, iki kişiden oluşacak terör örgütlerinin ya- ratıldığına ve insanların terörist sayılmasının güvenlik güçlerinin insafına kaldığına dikkat çeken Kazan, "Üstelik terörist sayılan insanlar için, savunma hakkı kı- sıtlanıyor, yargı güvencesi kal- dırılıyor. Keyfi tutuklama dev- ri başlıyor" dedi. Kazan, tasanda yer alan hü- kümlerle güvenlik güçlerine di- ledikleri gibi suç işleme, rahat- lıkla işkence yapabilme ve ope- rasyon adı altında dilediği ada- mı öldürme olanağı verildiğini de belirterek şöyle konuştu: "Üstüne basarak tekrarhyo- nız, getirilen tasarı tuzaklarla doludur. Atılan adım. demok- rasimizin üzerine bir kâbus gi- bi çöküp kalacaktır. Ttrörü ön- leme bahanesiyle, devlet terörü yaratılacak ve bu terör öteki te- röriı kaşıyıp kışkırtacaktır... Kamuoyunu aldatmak syıp- tır. Avukatı ve basını terörün kaynağı göstermek, devlete ya- kışmaz. Nerede, nasıl bir örnek yakalamışlar, açıklasınlar. Avu- katla muvekkil göriişüne gözcii koyup basın için yepyeni suçlar yaratmakla terör zaten durmaz. Olan demokrasimize olur." Prof. Dr. Çetin Özek de ya- sa tasarısının hükümlerine iliş- kin bilgiler verdiği konuşmasın- da terörü önlemek bahanesiyle insan haklarının ihlal edilip dev- let terörü yaratılmasına ve dü- şünce özgüriüğünün sağlandığı şeklindeki 'aldatmacaya' karşı olduğunu belirtti. Batı ülkelerinde terörü önle- mek için yasalar çıkartılırken; "Terörün insan haklanmn te- mel kuraUannı zedelemeden ön- lenmesinin temel alındığına dik- kat çeken Çetin Özek, hazırla- nan yasa tasarısının ise insan haklannı yok ederek, terörü ön- lemeyi amaçladıgını" söyledi. Demokrasilerde her siyasal su- çun terör suçu olarak kabul edi- lemeyeceğini vurgulayan Özek, "Sadece anayasal düzeni cebren değiştirmek somut eylemi terör suçu olarak kabul edilir. Tasa- nnın 1. maddesinde yer alan te- rör tanımı ise, kamu düzenini, genel sağlığı bozmaya, devlet olorilesini sarsmaya vs. yönelik eylemler dahi terör olarak nite- lendirilmiştir. Böylesine geniş bir tanımla istenilen eylemin te- rör suçu sayılıp, kişilerin de- ÖZEK, KAZAN — tstanbul Barosu Başkanı Kazan ile Prof. Çe- tin Özek birlikte dıızenledikleri basın toplantısında terör yasa ta- sarısının antidemokratik maddelerine dikkat çektiler. rnokratik haklanndan yoksun bırakılması tehlikesini yaratmaktadır" diye konuştu. Çetin Özek, TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinin ise fi- ilen kaldınlmadığını savunarak, bu konuda şöyle konuştu: "141, 142, 163. maddelerin kaldınlmasıyla, düşünce açıkla- mak ve düşünce etrafında ör- gütlenmek hakkının sağlandığı iddiası aldatmacadır, gerçek dı- şıdır. Tasannın 7. maddesi iki kişinin terör suçu sayılan ejjem- ler konusunda görüş birliğine varmasını örgüt saymaktadır. Böylece düşünce birleşmesi, hiç- bir eylem olmaksızın suç sayıl- mıştır. Böyle bir örgütün göriiş açıklaması da, hiçbir eylem ol- masa da suçtur. Böylece kaldı- rıldığı ileri sürülen 141, 142, 163. maddeler, değişik biçimde varlığını surdürmektedir. Hatta örgüt ve propaganda eylemi, te- rör suçu sayılan her eylem açı- sından suç sayıldığı, terör suç- lan da çok kapsamlı bir biçim- de düzenlendiği için 141, 142, 163. maddeleri fiilen kaldınlma- Ü mıştır, uygulama alanı genişle- tilmiştir." Tasanda 1982 Anayasası'nuı 38. maddesine aykın olarak sü- reli yayın sahibinin hürriyeti bağlayıcı ceza ile cezalandınl- masının öngörüldüğünü belirten Özek, örgüt açıklamalarının, muhbir adlannın yayımlanma- ması ve soruşturmanın seyrini etkileyecek yazı ve haberlerin yayımianmaması gibi hüküm- lerle basına da yeni kısıtlamalar getirildiğini anlattı. Öte yandan Mülkiyeliler Bir- liği'nce düzenlenen 'Düşünce Özgürlüğü' panelinde konuşan Avukat Halit Çelenk de 141 ve 142. maddelerin kaldırmadığını, aksine daha da ağırlaştırıldığı- nı söyledi. Çelenk bu^ konuda şöyle konuştu: "Bu maddelerie ilgili olarak anü-terör yasasında getirilen ye- ni düzenleme yoruma elverişli, her yöne çekilebilir bir nitelik- tedir. Bu düzenlemeye göre, devlet aleyhine propaganda suç sayılmaktadır. Böylece uygula- mada her türlü elestiriyi suç say- mak mumkün olabilecektir. Kaldı ki, bilimsel sosyalizm, Marksizm ve benzeri kavramla- nn 'zor'u içerdigi yolundaki varsayımlar da mahkemelerden değişik kararlann çıkmasına ne- den olabilecektir. Bu niteliğiyle maddeler kaldınlmamakta daha da ağırlaştırılmaktadır. Bu da demokratikleşme çabalarına ters düşen bir tutumdur." maddesinin "Bu kanun kapsa- mına giren suçlarm hazıriık tah- kikaojun seyrinin olumsuz yön- de değişmesine sebep olabilecek bilgileri açıklayanlar veya ya- yımlayanlar beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır pa- ra cezası ile cezalanduiluiar" bi- çimindeki dördüncü fıkrası, "Belirsizlikler içerdigi ve tespi- tin mümkün ounadıgı" gerekce- siyle metinden çıkanldı. Aynca bu örgütlerle ilgili propaganda suçunun işlenmesi halinde gazete-dergi sahiplerine bir yü- dan beş yıla kadar hapis cezası verilmesi hükmü de kabul edil- medi. Ancak gazete-dergi gibi basın kuruluşlannın sonımlu yazı işleri müdürleri için 6 aydan iki yıla kadar hapis cezası hük- mü tasanya konuldu. Devletin bölünmez bütünlü- ğüne yönelik propaganda ya- panlar için öngörülen 1-5 yıl ağır hapis cezası komisyonda arttınldı. Değişikjikle, bu yön- de propaganda yapanlara 3-5 yıl, bu propaganda için örgüt kuran ve yönetenlere de 5-8 yıl ağır hapis cezası öngörüldü. 'Suç işlendigine dair kuvvetli emare bulunan sanığın tutuklanması' hükmünü içeren 10. madde, anayasanın 19. maddesindeki ifade ile değişti- rildi. Böylece suçluluğu hakkın- da kuvvetli belirti bulunan kişi- ler, ancak kaçma ya da karutla- nn yok edûmesini önlemek amacıyla tutuklanabilecekler. Güvenlik görevlilerinin işle- dikleri suçlara DGM'lerce baki- lacağı yolundaki 16. madde, anayasanın 143. maddesine ay- kın olduğu gerekçesiyle tasan- dan çıkanldı aynca bu görevli- lerin de tutulabilecekieri avukat sayısı üç ile sırurlandınldı. Ko- ruma tedbirleri alınacak kişiler arasma cezaevleri müdür ve yar- dımcılan ile özel tip cezaevleri- nin savcı ve yardımcılarının da eklenmesi kararlaştırıldı. Adalet Komisyonu'nun dün- kü toplantısında, tasannın ceza- lann teciline ilişkin bölümü gö- rüşüldü. Komisyonun ANAP'- lı Uyelerinin 'teciliıı şartta salıve- rilmeye dönüştuıülmesi' öneri- si, muhalefet partilerinin temsil- cileri tarafından da kabul gör- dü. Bunun üzerine cezalann te- cil yerine 'şartlı salıverme' ha- line getirilmesi benimsendi. Bu arada ANAP'h Komisyon Başkanvekili Gökban Maraş, kapatılan sendika, dernek ve kamu kunıluşlannm kayyım kontrolüne verilen mallanmn Hazine'ye devTedilmesini öngö- ren önerge verdi. Muhalefetin karşı çıkmasına rağmen önerge benimsendi. Pehlivanlı, tasannın bayram- dan önce yasalaşması halinde yaklaşık 40 bin hükümlünün şartlı sahvermeden yararlanabi- leceğini de bildirdi. 1 9 8 8 KÜRT KATÜAMinHN SORUMLUSU ABD VE IRAK YÖNETİMİKuzey Irak'ta Kürtler katlediliyor. Bu soykırımdan Irak yönetimi, ABD ve ülkemizde "Kürt hamiliğine" soyunanlar sorumludur. Irak yönetiminin Kürtlerin özgürlük talebini zorbalıkla bastırmasını protesto ediyoruz. Amerika önce Irak'ta Arap ulusunun bağımsızlık isteğini ezdi. Şimdi de Kürtlerin ezilmesine yeşil ışık yakıyor. ABD'nin hiçbir ulusun özgürlük davasıyla ilgisi yoktur. O istiyor ki, Ortadoğu'da halklar inisiyatifi ele almasın. Amerika'ya bel bağlayarak özgürlük ekte etmeyi düşleyenler, şimdi "ABD bizi kışkırttı, sonra yalnız bıraktı" diye sızlanıyorlar. AmerikaVı ve büyük devletleri "harekete geçirmek" için çağrılar, eylemler yapıyorlar. Resmi çevreler ise, zaten Kürtlerin özgürlük diye bir sorunu olmadığını kanıtlamaya çalışıyor. Hayır, bin kere hayır! Kuzey Iraktaki kitle hareketi "kışkırtma" değil, özgürlük mücadeleskJir. Bu halkın da bütün halklar gibi kendi geleceğine hükmetme hakkı vardır. Kürtler olaylardan ders çıkartarak kendi güçlerine dayanacak ve Türk, Arap, Acem halklarıyla birleşerek özgürlüğe kavuşacaktır. Ülkemizde Zonguldak-Botan ekseninde birleşen emekçiler, eşitlik-özgürlük temelinde gönüllü birliğin en güzel ömeğini vereceklerdir. Dün zonguldak'lı madenci mücadele verirken "insanlık" Mengen barikatındaydı. Bugün ise aynı "insanlık" sınırımızdad)f. Unutmayalım, halkların dostkjğu özellikle kara günlerde kurulur. Inanıyoruz ki, halkımız vannı, yoğunu hatta seialetini bile sınırdaki kardeşleriyle paylaşmaya hazırdır. Bunun için; • ŞINIRIMIZ, KUZEY IRAK'LI ŞIGINMACILARA AÇILSIN! • İKTİDAR, ÛNLARA YARDIM İÇİN GEREKLİ SİVİL TOPLUM SEFERBERLİĞİ ÖNÜNDE DUVAR OLMAKTAN ÇIKSIN! SOSYALİST PARTİ Not: SP örgüileri sınırımıza yığılan insanlar için yardım toplamaktadır. Yurttaşlar yardımlarını SP binalarına ulaştırabilir. SP Genel Merkezl: Mithat Paşa Cad. No: 10/8 Sıhhiye/Ankara Tel: 135 27 07 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMETÇETİHKAYA Tecil Yasası'nda Çifte Standart Tecil Yasası'nda uygulanan çifte standart eşitlik ilkesine uyuyor mu? Hayali dış satımcılar, kan davasıyla adam öldürenler, dev- ieti dolandıranlar Tecil Yasası'ndan yaraıianacaklar. Ceza Ya- sası'nın özellikle 125. ve 146. maddelerinden yargılananlar 'tecil' dışı bırakılacakiar. Siyasal iktidar her yasada olduğu gibi Tecil Yasası'nda da hukukun eşitlik ilkesini çiğniyor. Siyasal suçlarda ayrım ya- parak çifte standart uygulamaya yol açıyor. Nerede kalıyor eşitlik ilkesi, acıları dindirme sözleri? Av. Halit Çelenk, "Hakkın, adaletin, vicdanın sesi" der- ken bir önemli noktanın da altını çiziyor: — Tasarı böylece siyasal suçlar arasında ayrım yapmak- ta, sağ ve sol görüşlü kişiler arasında çifte standart uygula- maktadır. Dev-Yol Davası sanıkları af dışı bırakılırken MHP ve ülkücü kuruluşlar ve Kahramanmaraş Davası sanıklan af- tan yararlanmaktadır... İzmir Barosu Başkanı Av. Sabri Kurt, tasannın maddele- rini tek tek değerlendirirken sağ terör örgütlerini cezalandı- ran TCK'nın 313, 314 ve 315. maddelerinin tasan metnine alınmamış olduğunu vurguluyor. /W. Kurt'un değerlendirme- sine baktığımızda yasanın eşitlik ilkesi çiğneniyor. Sağ te- rör örgütlerinin işlediği suçlar 'suç' olarak görülmüyor. İz- mir Barosu'nun değerlendirmesi şöyle devam ediyor: • Tasarının 1. maddesinde terörün tanımı her türlü yoru- ma açık olarak düzenlenmiştir. Şiddet yalnızca eylem ola- rak ele alınmamış, düşünce platformunda kalsa dahi cebir ve şiddeti içeren düşünce açıklamalan terör suçu olarak ka- bul edilmiştir. Her ne kadar tasannın 24/C maddesi ile TCK 141, 142, 163. maddelerinin kaldırıldığı hükme bağlanıyor- sa da "Devletin siyasi, hukuki, sosyal, laik ve ekonomik dü- zeni"ne karşı her muhalefet eylemi düşünce ve örgütlenme düzeyinde kalsa bile bu madde ile terör suçu kapsamına almmıştır. Maddedeki örgüt tanımında getirilen, birden faz- la kişinin aynı amaç etrafında birleşmesi kıstasıgözönüneaiın- Sıyasal ıktıdar her dığında TCK'nın 141. ^ . . ^ olduÖU maddesinin tasarı ile yaSaua UlUUyu yürürlükte bırakılaca- TeCİI YaSaSl'nda hukukun eşitlik ilkesini maddesinde masumi- Çİğnİyor. rSküSîer e get!rilmek r - SUÇİarfa y tedir. örgüte mensup yaparak cifte standart olmayan faılın hıç 7 ^ . • , amaçiamadığı haide uygulamaya yol açıyor. terör suçlusu sayıl- ması, suçta yasallık ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. • Tasannın üçüncü maddesinde terör suçları başlığı al- tında TCK'nın bir kısım maddeleri sayılmakta ve bu mad- delerin terör suçu olduğu öngörülmektedir. Sözü edilen mad- delerde her suçun ayrı ayrı tanımlan yapılmış olup yaptınm- ları da belirlenmiştir. Tanımlanan bu suçlara terör suçu adı altında ayrı bir nitelik verilmesinin doğru olmadığı düşün- cesindeyiz. • Tasarının dördüncü maddesinde terör amacı ile işlenen suçlar başlığı altında TCK'nın bazı maddeleri 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemeteri'nin Kuruluş ve Yargılama Usul- leri Hakkında Kanun'un 9. maddesinde belirlenen suçlar- dan 'a' bendi atlanmış, b, c, e bendleri terör amacıyla işlen- .diği takdirde terör suçu olarak sayılmıştır. Tasarı bu haliyle yasalaştığında TCK'nın sağ terör örgüt mensuplarının ce- zalandırılmasında uygulanan 313, 314 ve 315. maddeleri te- rör suçu sayılmayacak, TCK'nın pek çok maddesinde tanım- lanan suçların yanı sıra kaçakçılık, silah kaçakçılığı, devle- te ait telleri çalmak. Telsiz Kanunu'na muhalefet, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet Toplu İş Söz- leşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'na muhalefet terör suçu sa- yılacaktır. • Tasarının yedinci maddesindeki terör örgütü tanımıyla, tasarının müteakip maddelerinde kaldırıldığı bildirilen TCK'nın 141. maddesi cezası da arttırılmak suretiyle yeni- den yürürlükte bırakılmaktadır. Tasarının 3. ve 4. maddesinde sayılmayan TCK'nın 313. ve 314. maddeleri bu yasa kapsa- mı dışında tutularak sağ terör örgütlerinin işlediği suçlar te- rör suçu olarak adlandırılmamıştır. Maddenin 4. fıkrasında demekler, vakıflar, sendikalar ve benzer kurumların herhangi bir konuda yaptıkları açıklamalar veya diğer etkinlikler terör suçu sayılma tehdidi ile karşı karşıya bırakılmış ve böylelik- le anılan kuruluşlar ve demokratik kitle örgütlerinin baskı altında tutulması hedeflenmiştir. TBMM'DE AF TARTIŞMASI Af... Demokrasi nîşanesı BETUL UNCULAR ANKARA — Erzincan dep- remi sırasında felakete uğrayan- ların kurtanlmalarında büyük hizmetieri görülen 241 mahkûm için 19 Nisan 1940 yılında çıka- rılan bir yasayla kısmi af getiri- liyordu. Bunların mahkûmiyet sürelerinin beşte dördü affedi- liyordu. 26 Aralık 1941 'deki ya- sayla aynı olayda yararlılık gös- teren 4 mahkûmun daha cezası hafifletiliyordu. 2 Ağustos 1944'te 2. Dünya Savaşı'nda müttefik devletler yurttaşlarının işledikleri siyasi ve askeri suçların tüm sonuçla- nyla birhkte affedilmesine iliş- kin yasa çıkarılıyordu. İlk basın affı 14 Haâran 1946 tarihini taşıyordu. Gazete, Ki- tap veya Matbuat Yasası'na ay- kın hareket suretiyle 7 Haziran 1946'ya dek işlenmiş olan suç- lara af getiriliyordu. CHP hü- kümetince hazırlanan yasa 1946 seçimi öncesine rastlıyordu. Adalet Bakanı Nedim Ökmen şöyle diyordu Meclis kürsü- sünden: "CHP hükümeti ve Meclis, seçim arifesinde yazıyla vatan- daşlara hitap etme mevkiinde bulunan yurttaşlar arasında dargınlıgın ve husumetin, hk; ol- mazsa bir zaman için bertaraf edilerek hakka, hakikate. hiz- met yoluna daha sakin bir şekil- de girmelerini temin arzusunda- dır." Afyon Mebusu 1. Hakkı Bal- tacıoglu'na göre basın birliği oluşturulduğu takdirde ayıp iş- leyen, ahlaksızlık, edepsizlik eden bir kalem sahibi oraya gi- remeyecekti. Adını asıverecek- ler, ceza alacaktı... Demokrat Parti, 14 Mayıs 1950'de seçimleri kazanarak ik- tidara geliyor, 14 Temmuz 1950'de Genel Af Yasası'nı Meclis'ten geçiriyordu. Siyasi suçlar af kapsamı dışında bıra- kıhyor, 15 Mayıs 1950'ye değin işlenmiş suçlarla ilgili soruştur- malar durduruluyordu. Adnan Menderes hükümeti- nin af yasası Meclis'te görüşü- lürken söz alan Ankara millet- vekili Ömer Bikm, "Suçlular af- fedilirken mağdurlann düşünül- mesi gerektiğine" işaret ediyor- du. Bilen, Büyük demokrasi zaferinin bir nişanesi, bir sada- kası olmak üzere kabul edece- ğiniz af kanunu büyük milleti öyle bir meserrete gark edecek- tir ki mağdur olaniarın bile bu affı hoş karşılayacakları sanılmaktadır" diye ekliyordu. Çorum milletvekili Ahmet Başıbüyük, "Dün memlekette: hırsız ve mürtekip adamlar par- makla gösterilirken bugün memlekette namusln, fedakâr ve feragatkâr adamlar parmakla gösleriliyor. Tapu dairelerinin çoklarına rüşvet tarifeleri konmuştur" sözleriyle bugün dahi kapanmayan yaralara par- mak basıyordu. Kırşehir milletvekili Osman Bölükbaşı kürsüye geliyordu: "Reyler çalındı dedik, şimdi bu reyleri çabnlar affediliyor, kız kaçıranlar affedilmiyor. Bir kızın ırzına tecavüz edeni affet- mezken milletin ırzı olan reyine tecavüz eden günahkârlan nasıl af yoluna gidebiliriz? Dün arka- daşımızı komunist olarak itham edip lekelemeye çalışan insan, bugün o arkadaşunız milletve- kili olarak buraya gelince, ku- zu postuna bürünüyor, meliyor. Bunu mu affedeceğiz?" Adalet Bakanı Halil Özyö- rük, 20 bin 142 mahkûmdan ya- nsının af yasasıyla özgürlüğüne kavuşacağım açıklıyordu kürsü- den. StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle