Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı. Cumhurı>eı Malbaacılık ^c Gazetecıhk Turlt \tıomm Şırkeıı aaına
Nftdır \tdi Q Gend Ya>ın Muduru Hasan O n a l . Muessese Muduru
Emiıu Ifakhtii, 'ıa.-ı Ijlerı Muduru ()kt> Gone.sın. 0 Haber Mcıken
Mudu'u Vılçın B»>er. SaUa Duzenı YOnelmenı Mi Ac»r 0 Temsılaler
\ \ K \ R * \hnclTan. İZMİR Hikracl (.Minkıy.. « \ M Çetın Yi*t»ojl<ı
k Polıuu Otal BaılugK, Dts Habericr Lf^u Bakı. Eiconomı CeafU Tartıa. is-Scnd.U Ş«kju KctaKi. Kultur Cclıl ttatr.
Uranbul H ı t e r ı K n a l KafU. Egıttm Gcac» J»laa. Vurt Habcrlcrı Nccdcl DotM. Spo- Dümsmanı Uul>lk»dlr \«*tnıa.
Dızı \U!İ2r k « M Çafa*fcM. Araitsrma Şafcıa AJpa). Duıellme A U i U \MJCI 0 koorüınaıor Uflri komluR % M*lı
Isler Lrol trlm f Viinasebe •vkfll \MCT 0 Bmçe-Planlama Se*t> OsMııbctcothi 6 Rekiani V * Tonın 0 Ett Ya>ıniar
!«>«. Kumlu BaskMi NattrNa*
Otuı Ubal. Yıiç» Da*r. Hasu
CMul. Hıkauı ( « U Ü L I » . Ok»
Goneun. l{ar UıBca. llku
Sctçuâ. \ ı S*raw*. U a « Taa
Basan ve Ya^aıt Cumhunyct Matb&acıhk v« Oustcokk T V ^ Tuıfcocagı Cad 19/<l Ca|alotlu
343M ls[ Pk 246 Iıluıbul Tsl 512 05 Oi (20 İM), Tdö. 22246, F«x (I) 526 60 72 0
Burvlar A«k*re-Zıya Göfcalp Bh InkitapS.No 19/4, Tel- 133 II 41-47. T«fcx 42344, F u (4)133
05 6< 0 l ı « r : H Z.ya Blv 1352 S. 2.'3, Td: 13 12 30, T d o 52359. Fa> (51) 19 !3 60
# U l U ' Inoou û>d 119 S No I Kaı I. Ttt 19 37 52 (4 hal), Tda 62155 Fıx fU> 19 25 78.
TAKVIM: 30 MART 1991 Imsak: 4.18 Güneş: 5.45 ögle: 12.13 tkindi: 15.45 Akşam: 18.33 Yatsı: 19.54
6aydıryok
Verem aşısı
aranıyor
İstanbul'da 6 aydır verem aşısı bulunmuyor.
Afyon, Konya, Ordu ve Giresun'da aşının hiç
olmadığı, diğer illerde ise sıkıntı yaşandığı
belirtildi.
tstanbul Haber Servisi —
Yılda 180 bin bebeğin dünyaya
geldiği 8 milyon nüfuslu İstan-
bul'da 6 aydır yeterli verem aşısı
bulunamıyor. Giderek artan aşı
kıtlığı, bebeği olan ailelerde
"panik" yaratırken hastanele-
rin doğum servislerinde aşıla-
tna yapılamıyor. Kentte sayıla-
rı 15'e varan verem savaş di-
spanserleri ve ana çocuk sağlı-
ğı kliniklerinde kucaklannda
bebekleriyle uzun kuyruklar
oluşturan anneler, "Aşı yok"
yanıtıyla karşılaşıyorlar.
1953'ten beri tum Türkiye'ye aşı
üreten Refik Saydam Hıfassıh-
ha Enstitüsü'nün 6 aydır aşı
üretemediği öğrenildi. Enstitü
Başkanı Mustafa Ulusay ise ko-
nuyla ilgili olarak bilgi vermi-
yor. Istanbul ll Sağlık Müdürü
Temel Dağoğlu da İstanbul'da
yaşanan durumu "Bu, bakan-
lığın sorunu" diyerek açıkladj.
Aşı bulunmamasının halk
sağlığını tehdit edecek boyutla-
ra vardığını söyleyen Verem Sa-
vaş Derneği yetkilileri ise Sağ-
lık Bakanüğı'mn halk sağlığı ile
ilgili yöneticileriyle görüştukle-
rini, ancak kendilerine yeterli
bir açıklama yapılmadığını be-
lirttiler. Dernek yöneticileri,
Afyon, Konya, Ordu ve Gire-
sun'da da hiç aşı bulunamadı-
ğını, diğer illerde de sıkıntı ya-
şandığını vurguladılar. Yetkili-
ler, İstanbul'da aşı yokluğu ne-
deniyle son 6 ayda 50 bin kişi-
nin aşılanması gerekirken 15
bin kişinin aşılanabildiğini be-
lirttiler.
Bu arada doğumdan sonra-
ki ilk 3 ayda verem aşısı yapı-
lamadığı takdirde, yapılması
zorunlu olan tüberkülin testi-
nin (PPD) de lstanbul'daki aşı
merkezlerinde bulunamadığı
belirtildi.
Verem savaş dispanserleri ile
birlikte kentte verem aşısı yapı-
lan 39 merkezde parasız verem
aşısı yaptıramayan ana-babalar,
özel klinik ve doktorlara 60 bin
lira ödeyerek ve tarih alarak aşı-
lama yaptırabiliyor.
Bu arada birçok ailenin de
bir araya gelerek yurtdışından
çeşitli yollarla verem aşısı getir-
me yoluna gittikleri belirtiliyor.
Ana çocuk sağlığı ve verem sa-
vaş dispanserlerinin yetkilileri
ise yurtdışından getirilen aşıla-
nn güvenilir olmadığını belirti-
yorlar. Istanbul Verem Savaş
Derneği Başkan Yardımcısı
Prof. Orhan Öger de "Verem
aşısı canlı mikroplardan oluş-
tugu için, buz kabı içinde ve en
fazla 8 derecede taşınması ve
bekletilmesi gerekir. Yurtdışın-
dan getirilen aşılarda bunun
imkânı yok. Özel kliniklerde de
bunun >apüdığını sanmıyorum.
8 derecenin üzerindeki ısıda
kalmış aşüann yararının olma-
yacağını söyleyebilirim" dedi.
lstanbul'daki tüm hastanele-
re başvuran veremli hasta sayı-
sı 1990 yıhnda 11 bin 267 ola-
rak tespit edilirken Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Göğüs Hastalık-
lan Bölümü Pnömofıtüzyoloji
Kürsüsu öğretim üyesi Doc. Dr.
Ahmet Rasim Küçükusta, "Ve-
rem artık bir yoksulluk hasta-
lığı olmaktan çıktı ve her ke-
simden insanlarda görülür ha-
le geldi. Bunun nedeni düzen-
siz beslenme. gece hayatı,
alkoldür" dedi.
Üsküdar ve Kadıköy'deki
merkezlerin kapılannda "BCG
ve PPD yoktur" yazan doktor-
lar, "Aşı bulunduğunda belli
giinler ilan ederek toplu aşı ya-
pıyoruz. Tabii 100 kişilik mik-
tan olan bir aşıyla 150 kişi aşı-
lıyonız. Bu normal değil. Bu
arada sürekli çalan ve aşı soran
telefonlardan dolayı da görev
yapamıyonız" diye yakınıyor-
lar. Aylık aşı ihtiyacının 700
kişi-lik olduğunu bildiren Üs-
küdar Verem Savaş Dispanseri-
ne, şubat ayında 100 kişiye ye-
tecek aşı geldiğini belirten yet-
kililer, "800 kişi başvurdu. 100
kişiyi aşdadık. Tüberküloz testi
PPD ise hiç bulunmuyor. 3 ay-
dan büyük çocuklar aşısıziık-
tan aşı olamıyor. Sonra gelen-
lere de zorunlu olan bu testi
bulamıyoruz" diyorlar.
Kadıköy Ana-Çocuk Sağlığı
Merkezi'nde de durum değiş-
miyor. Yetkililer, mart ayında
Kadıköy bölgesi için sadece 80
kişilik aşı gönderildiğini belir-
terek şöyle diyorlar: "Bu du-
rumda bir aşı günii beliriiyoruz.
Bir birim aşı 10 kişiliktir. Nor-
malde 3-5 kişi aşılanırsa, tüpün
geri kalanını atmak gerekir.
Çünku beklemez. Biz şimdi hiç
ziyan etmemek için 7 tüp varsa
70 kişiyi aynı gün aşılıyoruz.
Ama büyük kuyruklar oluyor
ve arkada kalan aşılanmıyor".
Vakko, mini defıle sundu
Sıcak yaza çağrıHaber Merkezi — Vakko, unsur var: Mini etek ve şapka.
1991 ilkbahar-yaz modellerini Kanarya sarısı, petrol mavisi
Beyoğlu'ndaki binasında gibi canlı renklerle süslü kadın
düzenlenen bir mini defıle ile modellerinde, şortların çok sık
basına tanıttı. Bu yaz kadın kullanıldığı da göze çarpıyor.
giysilerinde dikkati çeken iki Ancak 30'lu yılların nostaljik
bir öğesi olarak kabul edilen
şapkanın bu yaz gerçek bir
dönüş yaşayacağı belirtiliyor.
Vakko'nun da satış
reyonlannda ayrı bir "şapka"
bölümu kurduğu belirtiliyor.
91 yazının ana mesajı
"Gençlik". Bayanlar kaç
yaşında olurlarsa olsunlar,
giysileri ile genç ve çılgın
olmayı seçmek durumundalar.
Kısacık etekler, şeffaf
modeller, günün her saatinde
giyilen caleçonlar. Stretch
elbiseler i!e kadınların, sıcak
bir yaza davet edildiği gözleniyor
Erkek modellerinde ise rahat
ve keyifli bir hava dikkati
çekiyor. Montlar ve ceketler
~*TnımaşyaprağıM
diye
nitelendirilen hafif
kumaşlardan yapılıyor.
Rüzgâr, kadın eteklerini değil,
erkeklerin sallanan ceketlerini
havalandırıp delikanlılann
bağrına esiyor.
Kuru çiçekler, otlar ve ağaç
kabukları yosunlardan
esinlenen bitkisel renk
yelpazesi, erkeklerin doğaya
dönüşünü simgeliyor.
Doğaya dönen erkekle, genç
kadının buluşması modanın 91
yazına ilişkin gizli randevusunu
fısıldıyor.
"Oscar'ı nasıl kaptık?" yaklaşımları Türk milletindeki yeni gerçekçiliği mi simgeliyor?
Vatan,miUet,OscarÜMİT KIVANÇ
Haber mühim. Oscar aldık.
Millet olarak, devlet olarak, ni-
hayet kıymetimizi anladılar.
Çok sevinçliyiz, vesaire Ama
haberin ehemmiyeti bunlardan
ileri gelmiyor. Haber başka. Ha-
ber, bizim haberi sunuş ve kar-
şılama taraıruz. Senaristi ve bazı
oyuncuları Türk olan, tsviçre
yapımı Umuda Yolculuk fılmi-
nin kazandığı en iyi yabancı fılm
Oscar'ı çevresinde küçük bir
ulusal cibilliyet gösterisi edâ et-
miş bulunuyoruz.
Mesele, bizim olmayan bir şe-
yi bizimmiş gibi sunup sonra
kendi uydurduğumuza kendimiz
inanarak yeterli kamuoyu çalış-
ması yapamamış gelin-güvey du-
rumuna düşmemiz değil sadece.
Başarıya bu kadar hasret kalı-
nınca, başarı için gereken eme-
ği sarf etmektense böyle prestij
talaııcılığına yönelmek herhalde
cemiyetimize ve bünyemize da-
ha uygun düşüyor.
Her ne kadar asıl mesele bu
değilse de naçizane şu bir-iki lafı
etmeden duramayacağım:
Bizim, devlet ve millet olarak
bu filme katkılanmız, başbaka-
nımız, değerli siyaset adamı Yıl-
dınm Akbulut'un sevilen deyi-
şiyle; nediiir, şuduur:
llkin ülkemizde yaşayan bir-
takım insanları, geçinebilmek
için dağlar aşarak birtalum mü-
reffeh ülkelere girme, oralarda iş
\
A
Ülkemizde yaşayan insanlan,
dağlar aşarak müreffeh ülkelere
girme, oralarda iş arama
maceralanna itmişiz. Karlı dağlar,
hendekler, ejderhalı mağaralar
aşmaya kalkışmış, çoluklarını
çocuklarını yollarda kaybetmişler.
Bu tür olaylara sebebiyet verme
bakımından her şeyiyle Türkiye
Cumhuriyeti'nin katİcılan
sonsuzdur.
Bir ihtimal, Türk milleti dünyada
işlerin nasıl döndüğünü
kavramıştır ve öteki milletlerden
farklı olarak bu hakikati yüksek
sesle telaffuz etmekte bir sakınca
görmemekte ve "Madem böyle, o
zaman biz de iş bitirme
alamndaki ulusal başanmızı,
uluslararası düzeye yaymaya
çalışınz" tavrını benimsemektedir.
arama maceralanna itmişiz. He-
lâl. lnsanlar, işçi simsarlannın,
bilmem kimlerin ellerine düşüp
karh dağlar, hendekler, ejderhalı
mağaralar aşmaya kalkışmış,
çoluklarını çocuklarını yollarda
kaybetmiş.
Bu tür olaylara sebebiyet ver-
me bakımından her şeyiyle
Türkiye Cumhuriyeti'nin katkı-
ları sonsuzdur.
tkincisi; bütün bu olayları
bizler yaşadığırruz halde bizim
sinemamız bu "konulardan"
uluslararası alanda etkili olabi-
len herhangi bir film yapmayı
becerememiş, bizim hareketli fo-
toromanlarımıza eloğlu kayıtsız
kalmıştır. Dolayısıyla elin Isviç-
relisine hayırh faâliyetleri için
fırsat ve imkân tanınmıştır. Bu
da bir katkıdır.
Üçüncüsü; "senaristi Türk,
oyuncusu Türk..." tantanaların-
da sözü geçen senarist Feride Ç3-
çekoğlu'nu devletimiz "urun
anarşiste" kampanyaları çerçe-
vesinde hapislere atarak kendi-
sinin duyarlılığını arttırmış, ay-
nca şubelerde kazara başmı du-
vara vurmamasını, merdivenler-
den ve>-a uçüncü katlardan duş-
memesini sağlayıp onu bugün-
lere getirmiştir. Ee, herhalde bu
da kuçümsenmeyecek bir
katkıdır.
BANKACI KIZLAR — Bankalann voleybol spomna yaptıklan >al\rım, spor salonlannda büyük mücadeleye sahne oluyor.
Erkekler arası rekabetten sonra son yıllarda ba>^nlar arası voleybol maçlarında da büyük çekişme gözleniyor. Fotoğrafta Vakıf
bank ve Emlakbank bayan voleybolcularının file altı mücadelesi görülüyor.
Bankalar voleybolu sevdimJ-
ALEV ANAKÖK
Son yıllarda kuruluş takımla-
rının buyük bir yoğunluk ka-
zandığı voleybol liglerinde 3-4
senedir bankalann yaptıklan
ataklar izleniyor.
Çeşitli banka takımlannın lig-
lerde boy göstermesinden sonra
ligin rengi de büyük ölçude de-
ğişti. Bunun nedeni voleybola
giren banka takımlannın daima
üst sıraları hedeflemeleri ve ta-
kımlarını bu yönde güçlendir-
meleri. Bu durum hem voleybo-
lumuz hem de ulkemizin >oırt-
dışında başarıyla temsil edilmesi
açısından önem kazandı.
Özellikle bayan voleyboluna
banka takımlannın etkisi daha
bir belirgin. Emlak Bankası, son
yıllardaki büyük atağını iki se-
ne üst üste şampiyon olarak
noktalarken Avrupa kupalann-
da da başarıdan başarıya koşu-
yor. Daha birkaç yıl önce Anka-
ra'da oynanan Avrupa Konfede-
rasyon Kupası finallerinde
uçünciıluk kürsüsüne çıkması
hâlâ belleklerde.
Geçen sezon 17 yıllık Eczacı-
başı saltanatına son veren Em-
lak Bankası, bu unvanını kaptır-
mamak için bu sezon da tüm
gücünu ortaya koyarak ikinci
kez şampiyonluğa ulaştı. Eski
kadrosunu koruyan bu takım,
bilindiği gibi ilk şampiyon olan
ekibinde yer alan Sovyet Mari-
na ve Nisa'ntn yanına bir de yi-
ne Sovyet Nadejda'yı ekledi. Ve
bu takviye yeni şampiyonluğa
uzanan kadronun en etkili sila-
hıydı. Geçen sezon aynca Cum-
hurbaşkanlığı Kupası'nı da ka-
zanan Emlak Bankası, pazar
günü Eczacıbaşı ile yapacağı
mücadelede kupayı bir kez da-
ha müzesine goturmeyi hedefli-
yor.
Emlak Bankası'nın birkaç yıl-
dır süren bu başarısını yakala-
ma çabasında bir başka banka
takımı daha var. O da Vakıf-
ta'dan K.Arzu, Macide ve Betül,
G.Saray'dan Aycan'ı aldı. Bu
kadro sezonu bir basamak yu-
karıda, yani üçüncü bitirdi. Av-
rupa Kupası'nda ise çeyrek fına-
lin ilk maçında Italyan takımı-
na yenilerek fınal şansını hemen
hemen yitirdi. Ancak bir yılda
bu noktaya gelmesi bile başarı
sayılmalıdır. Gelecek yıl için
şimdiden ulkemizin en iyi kad-
rosunu kurmayı planhyor.
Amaç, hem şampiyonluğa ulaş-
mak hem de Avnıpa Kupası'nda
Emlak Bankası son yıllarda yaptığı atakla
dikkati çekiyor. Geçen sezon Eczacıbaşı'nın
17 yıllık saltanatına son veren Emlak Bankası
pazar günü Eczacıbaşı ile yapacağı maçta
unvanını kaptırmamak için mücadele edecek.
Vakıfbank'ın yanı sıra Ziraat Bankası ve Halk
Bankası da voleybolda adlannı ortaya koyan
bankalar arasında.
bank. Geçen sezon ligi 4. bitiren
ve ülkemizi ilk kez Avrupa Ku-
pası'nda temsil etme hakkını ya-
kalayan Vakıfbank, sezon başın-
da buyük bir transfer atağına
geçti ve yaklaşık 2.5 milyar lira
harcayarak iyi bir kadro oluştur-
du.
Sovyetler Birliği'nden Olga
ve Larissa, Romanya'dan da
Monika'yı transfer ederken ul-
kemizin en başarılı voleybolcu-
larını da topladı. Güneş Sigor-
final oynamak. Bunu da başa-
rabilmek için kesenin ağzını iyi-
ce açtı ve tek takım için 5 mil-
yar lira ayırdı.
Vakıfbank'ın bu atağına kar-
şın iki sezonun şampi/onu Em-
lak Bankası da yerini hiç bırak-
maya niyetli değil. Bunun öte-
sinde birkaç sezondur bayanlar-
da elde edilen başarıyı bir türlü
erkeklerde gösterememesinin
ezikliğinden kurtulmak için bu-
rada da hamleye hazırlanıyor.
Yıllar öncesinde Eczaabaşı'nın
yaptığı gibi hem erkeklerde hem
de bayanlarda çifte şampiyonluk
yaşamak en büyük dilekleri.
Emlak Bankası'nın yanı sıra
erkekler liginde Ziraat Bankası
ve Halk Bankası da var. Halk
Bankası iki sezondur mücadele
ettiği ligde henüz bir kıpırdan-
ma göstermedi. Gerçi bu sezon
Raif, Adnan (Pınar), Yanoş (Po-
lonya), Barbaros. Hakan
(F.Bahçe) ile takımı takviye et-
ti, ama üst sıralarda kendine yer
bulamadı. Ancak yönetim, ge-
çen iki yılı ahşma devresi olarak
nitelendiriyor ve asıl bu sezon
büyük bir çıkış yapacaklannı
söylüyor.
Ziraat Bankası ise üst sıralar
için mucadelesine devam ediyor.
Geçen sezon Kupa Galipleri Ku-
pası'nda ülkemizi temsil eden
Ankara takımı, aynı başanyı bu
sezon da gösterdi. Şimdi amacı
geçen sezon olduğu gibi Cum-
hurbaşkanlığı Kupası'nı kazanıp
gelecek sezonda daha yukarüa-
ra çıkacak bir kadro oluş-
turmak.
Şimdi sırada Şekerbank var.
Bu yıl ikinci Türkiye liginde oy-
nayan bu takım. seneye birinci
lige yükselmenin hesaplarını
şimdiden yapıyor. Bakalım bir-
kaç yıl içinde başka bankalar da
voleybolumuzda boy gosterecek
mi? Yoksa başka branşlara mı
kayacaklar? Hep birlikte bekle-
yip göreceğiz.
Başka bir durumda Feride Çi
çekoğlu, yazdığı bir hikâye ya da
senaryodan ötürü yüz bilmem
kaç sene hapis yemiş olabilird
değil mi? Mesela bugün hangi-
miz bu imkândan yoksunuz?
Katkılanmızı bu şekilde özet-
ledikten sonra "asıl mesele"ye
gelelim.
Isviçreli yönetmen Xavier
KölVer'in filminin Oscar kazan-
masını Cumhurbaşkaru Öıal-
ın ABD gezisiyle ilişkilendir-
mek belki mümkündür. Oscar,
Gremmy vesaire yanşmalarda
butün ödüllerin değilse bile be-
lirleyici kısmının birtakım
"ihşkiler" ve "özel gayretler" ile
tayin edildiginden şüpheniz var
mı? Benim yok.
Baştan sakat
Sanat ürtinlerinin yanşma ve
ödül konusu yapılmasının baş-
tan sakaılığını bir yana bıraka-
lım hadi. Kaliteleri güçlükle kı-
yaslanabilecek birçok üründen
birinin "OscarTı", "Gremmy'li"
ilan edilmesi elbette uluslarara-
sı düzeyde hikmet sahibi mühim
adam ve kadınlar üzerinde pro-
düktörler ve ilgili öbür zevat ta-
rafından yürütülen titiz çalışma-
larla mumkün oluyor.
Bu çalışmaiara cumhurbaş-
kanlannın ne ölçude katıldığı
hakkında ne yazık ki eümde gü-
venilir veriler yok.
Öviinülecek hal mi?
Diyelim ki Türkiye'yi çağlar
ötesinde bir science-fıction ülke-
si yapma, enflasyonu halka sev-
dirme, birdenbire Kürtleri pek
sevme, Türkiye Cumhuriyeti'nin
başlıca iktidar araçlan arasına
telefonu sokma gibi bir dizi ko-
nuda "ilk" ve öncü olan Cum-
hurbaşkanımız, Oscar kulisle-
rinde siyasi faaliyet yürüttü. Ya
da "Bush'a dedim ki bu mille-
tin arada bir yüzünu de güldür-
mek lazım. Hep ver hep ver ol-
maz, di mi? Arada sen de
vereceksin" yollarından geçip
Oscar jürisine telefon ettirdi ve
Bush da "Yahu bu çocuklara da
bir-iki ödül bişey veriverin" de-
di. Ya da ne bileyim, bir şekilde
"iş ayarlandı" da bizim "alâ-
kalı" olduğumuz bir rüme bah-
şedilen şerefin gazete manşetle-
ri haline gelmesi sağlandı.
Peki, bu övünülecek bir hal
midir? "İşte sonunda biz de işi
ayarlayıp kazanmayı öğrendik"
tarzjnda bir övünme neye dela-
lettir?
Belki de çok gerçekçiyiz
Bir ihtimal: Türk milleti dün-
yada işlerin nasıl döndüğünü
kavramıştır ve öteki milletlerden
farkh olarak bu hakikati yüksek
sesle telaffuz etmekte bir sakın-
ca görmemekte ve "Madem
böyle, o zaman biz de iş bitirme
alamndaki ulusal başanmızı
uluslararası düzeye >aymaya
çalışınz" tavnnı benimsemekte-
dir. Bu, dünyamızın realitesinin
zorunlu kıldığı bir gerçekçiliktir
\e milletimizi, çaldığı mal için
"Valla hâkim bey yanlışlıkla ce-
bime girmiş" diyen hırsızınkine
benzer bir ikiyüzlülükten koru-
yacaktır. Bu durumda helâl ol-
sun, ne diyebiliriz. ANAP kül-
türü kazanmıştır; hakikaten, re-
ah'teye bu kadar akılcı ve basi-
retli bir uyum, her yiğidin harcı
değildir. Nitekim biz yiğit bir
milletizdir.
İkinci ihtimal ki korkanm ge-
çerli olan bu, bizim emeğe ve
emek sonucu elde edilen başa-
nya zaten var olmayan inancı-
mızın belki şurada burada rast-
hmabileeek birtakım fılizleri da-
hi, üsıüne beton park veya oto-
park yapılmak suretiyle ezilmiş,
yok edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti her şe-
yiyle, müthiş kompleksli bir in-
san tipi yarattı. Bizim spor
adamlanmız TV'den "Avrupa
kupalan maçlannda yabancı ha-
kemler geliyor, kendileriyle ye-
terince ilgilenmiyonız, ondan
kaybediyoruz" diyebiliyorlar.
Hakemleri ayarlayıp işi bitirsek
ve şampiyon olsak bundan ra-
hatsız olacak kimse çıkmayacak
anlaşılan. tşte "Cumhurbaşka-
nımız ayarladı, Oscar'ı kaptık"
diyebiliyoruz. Oysa ne Oscar'ı
kapan biziz ne de hakikat böy-
leyse gerçek bir başan söz konu-
su.
Oscar ödülii
koku gidermez
Böyle durumlara arkadaş ara-
sında çürüme denirdi. Bilmiyo-
rum hâlâ böyle deniyor mu?
Oscar ödulu koku gidermez.
Hem zaten İsviçre'den zırt pırt
getirtip temizlik amacıyla kul-
lanmaya kalkarsak heykelciğin
gerçek sahipleri de kızar ve bir
daha çocuklan Avrupa yolların-
da ölen Maraşlı ailelerle ilgili
film yapmaz.
Her neyse, şu Oscar'ın hisse
senetleri bu ay duşmüş mü yük-
selmiş mi acaba?
Nöbetçi
eczaneler
• ANKARA (ANKA) —
Ankara'daki eczanelerin
önemli bir bölümünün
nöbet çizelgelerine
uymadığı, nöbetleri .
aksattığı ve bunu ahşkankk
haline getirdiği belirlendi.
Ankara Eczaa Odası'nın
başkentteki eczaneler
arasında örnekleme
yöntemine dayalı olarak
gerçekleştirdiği geniş
kapsamlı bir ankete göre
eczacılann yarıdan fazlası
nöbet düzenine uymadığı
gibi önemli bir bölümü de
nöbet levhalannı gereği gibi
ve düzenli olarak asmıyor.
Sadece pazar günleri kapalı
tutulan eczanelerin
cumartesi günleri de kapalı
tutulup tutulmaması
yönündeki bir soruya ise
ankete yanıt veren
eczacılann yansından
fazlası, "Cumartesi günleri
de eczaneler kapalı
tutulsun" diye yanıt verdi.
Çevreye nıaster
plan
• IZMtR (ANKA) —
Türkiye"de ilk kez bir ilçe
belediyesi, çevre kirliliğini
önlemek için 2000'li yıllan
hedef alan master planı
hazırladı. Torbalı ilçesinin
SHP'ü Belediye Başkanı
Ertan Ünver tarafından
Dokuz Eylül Üniversitesi
Mîmarlık Mühendislik
Fakültesi Çevre
Mühendisliği Bölümü
Başkanı Prof. Orhan
Uslu'ya hazırlatılan ve 35
milyon liraya malolan
master plan, yöredeki 111
sanayi kuruluşunun
atıklarının yeraltı suyuna
karışmasını önlemeyi
öngörüyor.
Deri saat bu
gece
• Haber Merkezi — İleri
saat uygulaması, bu gece
başuyor. Saatler bu gece
01.00'de 02.00'ye alınarak
ileri saat uygulamasına
geçilecek. Gün ışığından
daha fazla yararlanarak
enerji tasarrufu
sağlanmasına yönelik olan
uygulama,29 eylül pazar
gecesine kadar devam
edecek.
Geçersiz
ehliyetler
• ANKARA (tÜHA) —
Eski tip ehliyetlerle sürücü
belgelerinin yanndan
itibaren geçersiz olacağı
açıklandı. Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamada, karton halinde
ve çok yaprakh eski tip
sürücü belgelerinin, halen
geçerli olan plastik kart
şeklindeki ehliyetlerle
değiştirilmesi süresinin
yann sona ereceği belirtildi.
Açıklamada, eski tip
ehliyetlerle araç kullanımına
izin verihrıeyeceği, 1
nisandan itibaren eski
ehliyetle trafığe çıkanlann
150 bin lira para cezası
ödeyecekleri kaydedildi.
Medeni Kanun
• tZMİR (ANKA) —
Medeni Kanun'daki "kadın
kocasmın muavini ve
müşaviridİr" vea
eve kadın
bakar" hükümlerinın
kaldınlmasını öngören yasa
teklifme ilk destek Türk
Kadınlar Birliği'nden geldi.
ANAP İzmir Milletvekili
Işılay Saygın'ın, kadının
kızlık soyadını
kullanabilraesini, "eve
kadın bakar" ve "kadın
müşterek saadetin temini
hususunda gücü yettiği
kadar kocasmın muavini ve
müşaviridir" hükümlerinin
Medeni Kanun'dan
çıkarılmasıru öngören yasa
teklifini ANKA'ya
yorumlayan Türk Kadınlar
Birliği (TKB) İzmir Şube
Başkanı Sermin Akman,
erkeklerin önce paylaşmayı
öğrenmesi gerektiğini
söyledi.
Eğitimde
arayışlar
I Haber Merkezi —
Kültür Koleji Genel
Müdürlüğü tarafından bu
yıl ilki düzenlenecek olan
"Eğitimde arayışlar
kongresi" 13-14 nisan
tarihlerinde The Marmara
Oteli salonlannda
yapılacak. 89 bildirinin
sunulacağı kongrede, eğitim
ve oğretimden nitelik
geliştirmenin yollan
tartışılacak. Kültür Koleji
Genel Müdürü Faharnettin
Akıngüç, eğitim ve öğretim
niteliğinin geliştirilmesi için
devletin yam sıra özel
kuruluşların da çeşitli
etkinliklerle katkı sağlaması
gerektiğini söyledi.