18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MAKT 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 IstanbulBelediye Başkanı Nurettin Sözen, 1989'dan beri 'onu' arıyor İki yıllık susavaşıAcil önlemler îlk olarak Büyükçekmece ve Darlık barajlarında duran çalışmalara yeniden başlandı. Büyükçekmece Barajı'nın arıtma tesisi bitirildi. Ömerli'nin su basma kapasitesi üç katına çıkanldı. Kent içindeki çürük su şebekesini yenilemek için de ayda 100 km. boru döşendi. Diğer önlemler Ömerli Barajı'nın suyu Beyoğlu-Beşiktaş bölgesine aktanldı. Yalova'dan tankerle su taşındı. Bulutlar tohumlanarak yapay yağmur yağdırıldı. Terkos'a motopompla Karadeniz suyu pompalandı. 2 bin 200 kilometre su şebekesi döşendi. 42 dereden 13'ü ıslah edildi. tstanbul Haber Servisi — Tarih boyunca önerrüi bir kent olmasına karşın nüfus-su den- gcsini hiçbir dönemde sağlayamayan Istanbul'- da Nurettin Sözen'in en büyük rakibi yine su ol- du. Göreve gelişinin ilk yıknda büyük bir susuz- lukla karşı karşıya kalan tstanbullulan susuzlu- ğa teslim etmeyeceğini belirten Sözen, kısa, or- ta ve uzun vadeli onlemlerle İstanbul'da rahat bir yaz yaşanacağını söylüyordu. İSKİ geçen ma- yıs ayının ilk haftasında açıkladığı acil önlemle- ri yaz başlarında uygulamaya başladı. ilk olarak Büyükçekmece ve Darlık barajla- rında duran çahşmalara yeniden başlandı. DSİ tarafından yapımı süren Büyükçekmece barajı- nın antma tesisi bitirildi. Darlık barajı suyunu ömerü barajına aktaracak çalışmalar tamamlan- dı. ömerli barajının su basma kapasitesi üç ka- tına çıkanldı ve kent içinde çürük su şebekesini yenilemek için ayda ortalama 100 kilometre font- düktil boru döşendi. tşlem bugün de sürdü- rülüyor. tSKl'nin bu acil önlemleri dışında geçen yıl yaz başında kısa, orta ve uzun vadeli tedbirlerle su- suzluktan kıvranan kentte 1989'dan bugüne ka- dar geçen süre içinde Nurettin Sözen'in su için yaptığı çalışmalar şöyle: Haliç geçisi: Kısa vadede ilk olarak Haliç ge- şiyle Anadolu yakasından gelen ömerli barajı su- yu, Beyoğlu-Beşiktaş bölgelerine aktanld:. 8 mil- yar liraya mal olan bu uygulama ile günde 60 bin metreküp su Beyoğlu yakasına verildi. Yalova'dan Uşuna su: Türkiye'de ilk defa de- niz yoluyla su nakil işlemi gerçekleştirildi. özel olarak hanrlanan üç tanker ile günde 30 bin met- reküp su Yalova Gökçedere barajından Istan- bul'a aktarıldı. Beyoğlu, Beşiktaş ve Şişli böl- gesine her gün 30 bin metreküp fazla su basıldı. Geçen ay sona eren ve 31 milyar liraya mal olan uygulama ile lstanbul'a toplam 4.6 milyon met- reküp su taşındı. Yapay yagış: Türkiye'de ilk kez uygulanan yöntemle de bulutlar tohumlanarak yağış elde edildi. 15 Eylül 1990'da başlayan çalışmalar 15 nisana kadar sürecek. 577 bin dolara mal olan uygulama Terkos, Büyükçekmece, ömerli ve Darlık barajlan ile bu barajlann su toplama hav- zalarında gerçekleştirildi. Terkos'a Karadeniz suyu: Acil önlemler kap- samındaki bu proje 19 Mayıs 1990 tarihinde baş- ladı. Terkos gölünün Karadeniz'e bağlantısmı sağlayan Darboğaz kanalında bulunan ve her biri saatte 500 metreküp su basınç kapasitesindeki 7 motopompla günde ortalama 35 bin metreküp deniz suyu Terkos'a aktarıldı. 10 Ekim 1990'a kadar göle 5 milyon metreküp su verildi. Büyük- çekmece, Darlık ve Ömerli barajlarına da yılda 27 milyon metreküp deniz suyu aktanlacak. Su borulan yenileniyor: Şimdiye kadar 2 bin 200 kilometre su şebekesi döşeme işi ihale edil- di. Ayda ortalama 100 kilometre su borusu dö- şeniyor. İSKİ 2000'li yıllarda Istanbul'un su ihtiyacı- nı karşılamak üzere DSİ ile bir master plan ha- zırladı Bu plan çerçevesinde Sazlıdere, Alacalı, Kirazlıdere, Kabakoz, Yeşilçay, Buyukmelen ba- rajlan ile Kuzey Istıranca, Yeşilçay ve Büyük- melen regülatörleri yer alıyor. 1989 yılında ihale edilerek çalışmalanna baş- lanan toplam 471 kilometre kanal şebekesinin 171 kilometresi tamamlandı. 300 kilometrelik bölümün ise 1991 yılında tamamlanması plan- lanıyor. tstanbul'un çeşitli semtlerinde bulunan 42 de- renin 28 tanesi projelendirildi, 13 dere ıslah edil- di. Islah çalışmalarının 140 milyar liraya mal ol- ması planlanıyor. 30 Ekim 1990'da temeli atılan ve 30 ay içinde tamamlanması planlanan Tuzla tam arıtma te- sisleri 4 milyon kişinin atık suyunu antacak. İs- tanbul'un atık sularının denetimsiz bir biçimde denize aktanlmasını önlemek için tstanbul'un di- ğer bölgelerinde toplam 10 tane tam antma te- sisinin yapımı planlanıyor. | V P I V r ı l Y * £ l k K İ 1 V I * 1 1 0 1 1 Susuzlukta çeşme başında, ramazanda fırın parklarda toptadı ve neşel « * * / * * " * * * * a w ; * * & * o n ü n d e , festivaMe sinema gişesinde beklemeyetenyakınmayan çocuklar, li kuyruklar oluşturdu. 3 saniyelik keyif için dakikalarca, sıra beklemek- okullann kapanmasını iple cekerek evlerine donduler. Ivieteoroloji yet- "alışamayanlar" düd çocaklara imrendiler. Soguk geçen bir kısı uğnriayan giineş, dün çocuklan kilileri batı bölgelerinde göriilen ısınmanın sörecegini betirttiler. (Fotograf: Erdofan Köseoğlu) YÖK'ün bilgisayarmda yok, yokkeze,mektupiadabaşvuruiarak"bugitaraması"iste- Avriıısı gyDünyanın herhangi bir yerindeki "bilgi"ye ulaşmak için artık Jules Verne'in hayal gücüne sığınıp "80 günde devri âlem"e gerek yok. ^SÎAV^İ?!^?^^^-, T»*I • i ııı - j • • nTfrti/ı^ t • i^s\i »ı • ı ı i wi D1ALOG AgencePresse(AP),Reutergıbıdünya BllglSayarla yOİCUİUga ne derSlHlZ? YOK'tekl 350 bllgl bankaSina bagll ^pmdahaberajaLanyla.FinanciâlT.mes Washing- beŞ Sailİyede" İStenİlen bİlgİyİ ekrana getİriyOr. tonPostgibiyaaubasınınünlülerinm"haberarşivr'ne dehizmet sunuyor. Bu, Londra, New York veTokyo gisayareşliğindearaştırmacılarınyolunugözlüyor.Ya- borsalarındakisondurumuanındaöğrenmeayncahğı- kındamühendislik,ziraat,eğitimveekonomidalların- nısağlıyor. ANKARA — Semra Özal'ın adı Batı basınındaen son da da "compact disk'Mer merkezin arşivinegirecek. 200 Peki, bilgisayar Semra Özal'ı nasıl bilir? Sorunun ya- neredegeçti?SaksıdaÇınlahanasıyetişirmi?Yüksekfı- sayfa bilgiyi banndıran "mikro fış'Mer de "okuma nıtınıalmakiçinAP'ninarşivinegirmekyeterü."Bayan nncünıfu yolüst yapısmdakulianılabilir mi? Antarkti- aracT'ylabirlikteeğitimeilişkin her türlüsoruyu yanıt- Özal'ın namı" pek iyi değil. Adı, son olarak Savunma ka'da kelaynak yaşar mı? lamayahazır. BakanıHüsnüDogan'ın'iştenelçektirilmesi"ndege Dünyanın herhangi bir yerindeki bilgiye ulaşmak için Rjlo i«ıvflr «ipmra H a n ı m ' ı na<:ıl hilİr*> çiyor. "Sultanlıkiddialan"dacabası. artık Jules Veme'mhayalgücünesığımp "80 giindedevri p » g " > » y a r a e m r a naıııııı ı naMi pıur. AP'ninhaberlerinde, 1983'tenbuyanaTurgntÖzal'm aJem"eçıkmakgereksiz. YÖK'euğramakyeterli. ABD'- Beş katlı merkezin "göıdesi" iseCalifornia'daki 350 adı 661 kere, Başbakan Yıldınm Akbulut'un adı isesa- deki350bilgibankasınabağlıbilgisayar,en"marjinal" bilgi bankasından oluşan "DIALOG" Bilgi Merkezi'- dece71 keTegeçmiş. SemraÖzal, 17haberekoııuolmuş. sorunun yanıtım bile "beş saniyede'' veriyor. ne bağlı bilgisayar. 10 yıl sürecek bilgi taramasını, sani- Merkezinteknik vemaliişlerdensonımlu Başkan Yar- "Ortadogu ve Balkanlann en bilgilisi" olan Dokü- yesinde yapabiliyor. dımcısı AdileGönden, 1987'denitibarendoktoratezle- mantasyon veUluslararası Bilgi TaramaMerkezi, yer- Merkezin okuyucu hizmetlerinden sonımlu Başkan rinin de bilgisayara yuklendiğini belirtiyor. Arşivde 12 kürenindört bir yanmdan 13 bindergiyeabone. Dergi- YardımcısıAylaAnadolu, enazyüksek lisansöğrenimi bin tez bulunuyor. Gonden, personel harcamalan hariç lerin içeriği, bilgisayara yükknmiş. Yüzlerce ansiklopedi gören öğrencilerle özel izin alacak araştırmacılara ücret- merkezin yılhk bütçesinin 12 milyar lira olduğunu kay- ve referans kitabı da isteyene yardıma hazır. siz hizmet verdiklerini söylüyor. Anadolu, "1990yılın- dederken "DIALOG" bağlantısının da günde 12 saatol- Tıp alanında bilgileri iceren "compact disk"ler de bil- da 7 bin 312 bigi taraması yapıhugım" kaydediyor. Mer- mak üzere her gün açık olduğunu ıfade ediyor. Yazlık, kışlık, bahçeli, bahçesiz, eski, yeni, dubleks, tripleks, büyük, küçük, ev, işyeri... Hangisini alacaksınız?.. Kararınızı verin, Konut Kredinizi alın! Yapı Kredi"den, yazlık. kışlık, eski. yeni. büyük. küçük her tür konut ve işyeri için. 25 milyon liradan 250 milyon liraya kadar Konut Kredisi alabilirsiniz. Aldığınız krediyi Yapı Kredi'ye, 1 yıldan 5 yıla kadar aylık taksitlerle ve 5 ayrı ödeme sisteminden birini seçerek ödeyebilirsiniz. Konut Kredisi Yapı Kredi'den alınır. Bilenler Yapı Kredi'ye geliyor!ı Tıizmette sınır yoktur" Devlet Bakanı Inan Su, petrolden daha önemli hale gelecek ANKARA (AA) — Devlet Bakanı Kâmran Inan, su mese- lesinin Ortadoğu'da çok önem- li bir konu olduğunu belirterek "Ortadoğu'da önümüzdeki 10-15 yıl içinde su, petrolden daha önemli bir madde haline gelecektir. Çiinkiı 15 Ortadogu memleketinde bir damla su yok- tur" dedi. Kâmran Inan, Ortadoğu'da bulunan bazı ülkelerin su sonı- nunu çözmek için deniz suyunu antma tesisleri kurduklannı, ancak bunlann, deniz kirlenme- si nedeniyle devre dışı kaldığını söyledi. Ortadoğu'da bulunan ülkelerin su sorunlarını çözmek için çeşitli yöntemler denedikle- rini, hatta Suudi Arabistan'ın bir ara Yeni Zelanda'dan su ge- tirtmek ihtiyacuu bile hissettiği- ni kaydeden Devlet Bakanı İnan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu 5 sene önceden gören Sayın Özal, bir barış suyu pro- jesi teklifinde bulundu. Bu ko- nu tekrar gündeme gelrniş bulu- nuyor. Biz suyu işbiıiigi vasıta- sı olarak görüyonız. Bir siyasi baskı aracı, bir siyasi silah ola- rak görmüyonız. Boyle bir şeyi savaş sırasında bile düşıinme- dik, ileride de düşünraeyece- Ifa" Su konferansı İnan, Türkiye'nin kasım ayında toplanacak Onadoğu Su Konferansı'nın ev sahipliğini yapacağını da hatırlatarak şun- ları söyledi: "Cumhurbaskanımızın hima- yesinde yapdacak bu konferans- ta bidm temennimiz, ileride çok önem kazanacak olan suyun Ortadoğu'da nasıl kullanılaca- ğı ve Türkiye'de zengin olan bu kaynağı komşulanmızla işbirli- ği içinde kullanabilme yollan ve onlann ekonomik-sosyal kal- kınmasında oynayabilecegi ro- lii daha iyi göstennektir." DUN1ADA BUGUN ALtSÎRMEN Romantikler... Çarşamba gecesi 'Kitap Eki'ni elime alır almaz, 17 yıl ön- ceki duyguyu yeniden yaşadım. O zamanlar Uğur Mumcu, Mustafa Ekmekçi ile birlikte Yeni Ortam'da çalışıyorduk. Uğur, Bülent Ecevit ile Ankara'da bir görüşme yapmış ve lstanbul'a dönmüştü. Uğur'un getirdiği resimtere bakarken, birden basıverdim kahkahayı. Bunca zamandır yazılarını okuduğum, çatık kaşlı, iriyarı, kavgacı bıri olarak kafamda canlandırdığım Mustafa Ekmek- çi'yi görünce keyiflenmıştım. Fotoğrafta, esmer, benden de saçsız, ama yumuşak, ne istese elde edecek kadar cana ya- kın, sevimli, gözlerinde afacan bir çocuğun pırıltıları olan bi- ri duruyordu. Daha fotografına bakar bakmaz, insanın Ekmekçi'ye, o ka- ranlık dönemde yazılanyla amansız savaşım veren Ekmek- çi'ye kanı ısınıveriyordu. Çarşamba gecesi 'Kitap Eki'nde ünlü Si-Ya-U'nun fotoğ- raflannı görünce, yine keyiflendim. Asıl adı Siao da olsa bi- zim için her zaman Nâzım'ın andıgı şekilde kalacak olan Si- Ya-U 27 Mayıs sonrasının getirdiği özgürlük ortamında geç tanıştığımız şairın yapıtlanyla gençlık yıllarımızın önemli ki- şilerinden biri oluvermiştı ve aradan yıllar geçtikten sonra fo- toğrafta olsun görmüştüm Si-Ya-U'yu. Bizler Nâzım'ın La Jokond ile Si-Ya-U'sunda ileri sürdüğü gibı Çınlı şairın ülkesine döndükten biraz sonra kafası kesi- lerek öldüğünü sanıyorduk. Nâzım Si-Ya-U iie Moskova'da 1922 yılı sonunda tanıştı. Otobiyografik bir roman olan 'Yaşamak Güzel Şey Be Kar- deşim'de, Moskova'da Si-Ya-U ile geçirdiği yılları uzun uzun anlatır. Bu iki komünist şair aynı odayı paylaşmaktadırlar ve aynı kızı severler. Ne var ki, Anuşka, romandaki adı Ahmet olan Nazım'a meyleder, Si-Ya-U ile de dostluğunu sürdürür. •Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim1 her ikisi de Nâzım'ın ya- şamından bölümler içeren iki komünistin, Ege bölgesinde bir kasabada birlikte geçirdikleri yedi haftanın öyküsüdür. İs- mail bölgede çalışmaktadır. İstanbul'dan gelen Ahmet ıse bir baskı makınesinı monte etmekle görevlendirılmiştir. Bu ara- da, Ahmet bir gün dışarı çıktığında, kuduz olup olmadtğı bi- linmeyen bir köpek tarafından ısırılır. Dışarıdan su motorunun sesinin duyulduğu kulübede, iki arkadaş, bir yandan polis tarafından yakalanmak, bir yandan da Ahmet'in kudurması tehlikesıyle baş başa geçirdikleri kırk gün içinde, geçmiş yaşamlarını düşünürler, birbirlerine an- latırlar. Bu arada zaman zaman yazar, Ahmet'in ağzından ge- leceğe de uzanır. Ahmet, Moskova'yı, Si-Ya-U ile Anuşka'yı anarken Çinli şa- irin ülkesine dönmeden önce Anuşka ile geçirdiği geceyi de anlatır. O gece Anuşka, Ahmet'in kendileriyle geimesini isteme- miş, Si-Ya-U ile baş başa kalmayı yeğlemiştir. Ahmet, sevgi- lisinin kendisine âşık olan Çinli şaırle geçirdiği geceye içer- lemekte, Anuşka'nın onunla yatmış olmasından kuşkulan- maktadır. İsterseniz şimdi romanın kısa bir bölümünü birlikte oku- yalım; Ahmet anlatmaktadır: —Sonrası, iki hafta görüşmedik Anuşka ile. Gördüğüm yer- de kaçtım —Sonra? —Sonrası, bir akşam çat kapı odaya damladı - Si-Ya-U git- tikten sonra odaya Kehm'i aldım - 'Merhaba çocuklar' dedi sanki bir şey olmamış gibi. Bende surat bir karış... —:..Seni almaya geldim Ahmet, iki biletım var Küçük Ti- yatro'ya. Tüverskoy Caddesi'nden aşağı doğru inerken durdum bir- tlenbire: —Ben tıyatroya gitmiyorum. Daçayı da nereden çıkardın? —Teyzemle konustum. Bize bir odasını verecek. —Sağ olsun. Ben üniversitenin daçalanna gideceğim. —Yürü. Koiuma girdi. Büyük Yetiseyef bakkaJiyesinin önünden aşa- ğt doğru,iniyoruz, konuşmuyoruz, —Bu suratın hep o meseleden mi? Ben Doğuluyum. Si-Ya-U ile belki de ölüme giden bir adamla, beni öylesine candan seven, öyle umutsuz seven birisıyle bir gececik yat- mam, bir gecelik bahtiyar etmem onu, bu kadar büyük suç mu? —Birbirimizi bu işte anlayamayız Anuşka. Bırak kolumu. —Si-Ya-U ile yattığıma emin misin? Şaşırdım. Durdum. —Yürürken ikide bir durmak da Doğu geleneği anlaşılan. Yürü rica ederim. —Yattın mı, yatmadın mı? —De ki yattım, de ki yatmadım. Bunun seni sevmemle il- gisi var mı? —Nasıl yok? —Yatmadım. —Yalan söylüyorsun. —Yattım öyleyse. —Deli etme beni —Yatmadım öyleyse... • • • —Yatmış mı yatmamış mı be kardeşim. —Bilmiyorum İsmail, hâlâ bilmiyorum. ?" Nâzım'ın şiirlennde, 'son romanında sözünü ettiği ve da- ha 1920'lerde öldüğünü sandığım SPra-U'nun yıilar sonra re- simleriyle karşılaşınca düşündüm. 1983 yılına kadar yaşa- mış olan, Mao'nun, Çu En Lay'ın yanında bulunan, yu.iiçin- de ve dışında önemli görevler yüklenen, yaşlılık günlerinde uzun yıllar hapis yatan Si-Ya-U, uzun, dolu ve çalkantılı öm- rünün sonlarında, acaba neler hissediyordu? * 1920'lerde, Moskova'da düşlediği devrimi bulmuş muydu? Yoksa yaşamı başarılarla birlikte düş kırıklığıyla da mı do- luydu? Devrimi özleyen, gerçekleşmesi için yaşamını ortaya atan Si-Ya-U onunla tamştığında düşle gerçek arasındaki ayrılık- tan ne gibi duygular edinmişti? Aynı soruları o büyük macerayı yaşam.ş olanların hepsi için, Nâzım için de sorabiliriz. Nâzım Hikmet son romanı olan 'Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim'in, Fransızca baskısına 'Romantikler adını vermişti. Şair, son tümcesi "Beş yıl da- ha yaşayabilsem.." olan (beş yıl daha yaşayamadı) romanında kendı romantikliklerini çeşitli pasajlarda vurgular. Evet romantiktiler onlar ve tüm yaşamlarını özveri ile ro- mantizm içinde geçirdiler. Sevaplanyla ve hatalanyla (her ikisi de az değildi) romantik olarak yaşadılar, tarihı oluşturan taş- lardan biri oldular. Yaptıklarını beğenin ya da beğenmeyin. Ama bilin ki, o ro- mantikler asla satılmadılar. KlSA KISA • Antalya'da bir inşaata asılan bombalı pankart çevre sakinlerine korkulu anlar yaşattı. Önceki gün Antalya Emniyet Müdürlüğu'nü arayan bir kişinin ihbarı uzerine, yapımı süren binaya gelen güvenlik görevlileri, uzerine asılmış kutulara 'bomba' süsü verildiğini belirleyerek pankartı fndirdiler. • İzmlr Çay Mahallesi Polis Karakolu'na düzenlenen bombalı saldırı olayıyla ilgili soruşturma sürdüruluyor. Ali Gülhan adındaki polis memurunun ölümü, 5 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan olayla ilgili olarak 25 kişinin gözaltına ahndığı öğrenildi. Bu arada, polis memuru Ali Gülhan'ın cenazesi, dun Emniyet Müdürlüğü binası önünde düzenlenen törenden sonra, toprağa verilmek uzere memleketi olan Tokat'ın Yeşilyurt ilçesi Çıkrık Köyü'ne gönderildi. • İzmir Özel Okullar Derneği Başkanı ve Fatih Koleji Genel Müdurü Necdet Doğanata, Türkiye'de özel üniversitelerin kurulmasının anayasa ile engellendiğini öne sürerek, 'üniversite kanunu anayasaya girmemeli' dedi. Doğanata, 'Yeni eğitim sistemimiz ve eğitimde 25 yıl' konusunda düzenlediği basın toplantısında, özel okullar ve üniversiteler konusunda, Türkiye'de büyük bir altyapı olduğunu, ancak, bu sistemi harekete geçirecek insanlara ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle