Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 MART 1991 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Uevfet Meteorolotı Işleri Genel Mü-
dOrtüğü'nden alınan bılgıye göre
yurdun doğu kesımleri parcalı bu-
luttu. Doğu Anadoiu'nun güneydo-
ğusu üe Gûneydoğu Anadolu'nun
dogusu sa$anak yağışlı. öteki yer-
ler a2 buluflu * açık geçecek Mar-
mara He yurdun ıç kesımlennde sa-
bah saatlennde yer yer sıs görûle-
cek. H/VA SICAKLIpl Artmaya de-
vamedecek RÛZGÂR: Kıcey ve do-
ğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuv-
vette esecek. Denızlerde yıldız ve
poyrazdan 2-4, yer yer 5 kuvvetın-
de, saatte 4-16, yer yer 21 dena mifi
hnfa esecek. Dalça yükseküği 0.5-1.
A 24° 14° Kyartatoı-
S 16? 6°Edıme
B 16° 5°Erancan
A 18° 4°Eraırum
B 4° -4° Eskışehır
S 18° 4°Gaaantep
A 23° 10° Gıresun
Y 15°
S 20°
B 17°
B 4°
S 19°
B 16°
A 11°
5°Manısa
5°KMaraş
i°Mersm
4°Nte
°
Ege açıkiarında 15-2 metre dolaynda buiura^;, . „ , , Go-
lündehaa :Çokbulutluwyağmuriugececek Rüzgârkuzey
ve doğu yonterden hafif olarak esecek göl ROçuk daJgalı olacak.
y
Arvin
/ytın
Baktesır
Bucik
Bingöl
BMıs
Bdu
Bursa
ÇanakfcaJe
Corum
Denut
A 26°14°GümüşhamA 12°
A ie° 5°HalA4n
A 26° 10° Isparö
S 20° 4° Istanbul
S 18° 4°taıw
B 15° 2°Kare
Y 8°
A 20°
S 18°
A 23°
B 6°
B 8° 2°Kasömontj S 18°
S 18° 1° Kayserı
S 19° 6° Kırklarelı
S 19° 7°Konya
S 14° 4°KDa»*a
A 21° 9°Malatya
S 18°
S 14°
S 18°
A 19°
B 15°
S
6°0rtu
2»(&B
3°Samsun
6°Siirt
8°Sınop
8°Sıvas
-2° Tekırdağ
2°Trabzon
3°Tunce*
5°Uşak
4°Van
5
4° ZongukJak
A 23° 8°
A 18° 6°
A 21° 15°
A 22° 8°
B 8° 0°
S 17° 4°
A 11° 6°
A 11° 6°
A t1° 6°
Y 14° 7°
A 11° 6°
S 16° 1°
S 19° 3f
A 11° 6°
B 16° 3°
A 20° 4°
Y 9° 4°
S 11° 2°
A 13° 4°
: aç* •yajmurtu ruriı A-açık B-bukjthj G-gûne$Jı K-kart S-ssiı Y-yaflmurkj
BULMACA
6
SOLDAN SAĞA:
1/ Direkler üzerine,
yüksekte kurulmuş
zahire ambarı...
Üzerine yazı yazılan
tabaklanmış ceylan
derisi. 2/ Kastamo-
nu'nun bir ilçesi...
Japon halk türküle-
rine verilen ad. 3/
Eski Türklerde ölü-
ler için yapılan tö-
ren... Mezar. 4/ Şar-
kı, türkü... Yurdu-
muzun batıdaki en
uç noktası olan bu-
run. 5/ Türk müzi-
ğinde az kullanılmış bir zurna türü.
6/ "Oyun, düzen" anlamında argo
sözcük... Bir gıda maddesi. 7/ Aruz
ölçüsünde kısa okunması gereken bir
heceyi kalıba uydurmak için uzat-
ma... tsyankâr. 8/ tskandinav ülke-
lerine özgü eski bir üflemeli çalgı...
Işık akısı birimi. 9/ Verme, ödeme...
Asya'da bir başkent.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kaba ve çirkin sözcükler kullanı-
larak konuşulan dil. 2/ Gereğinden çok yemek yiyen... Ydmaz
Güney'in tanınmış bir Fılmi. 3/ Devir... Toprak, kum ve saman
elemeye yarayan iri delikli kalbur. 4/ Hububat tozu... Temel ni-
teliğinde olan. 5/ Suluboya resim. 6/ Radyoaktif cisimlerin yay-
dığı üç ışından biri... Bir görevin yürütülebilmesi için merkez
olarak seçilen yer.7/ Divan edebiyatı şiir türlerinden biri... Göz-
leri görmeyen. 8/ Çevik... Sağlıklı, salim. 9/ Hastanelerde, ya-
tacak hastaJarın kayit ve kabul edildikleri yer.
60 YIL ONCE Cumhuriyel
Paket gümrükleri
BttTHMUM IHNftMiı
«T'MHIPS an
aBTHMMUM HIVUIMU
Kullamnız
24 MART 1931
Maliye Vekâleti tarafından
tanzim edilerek Umum
Gümrükler müdüriyeti
vasıtasile Istanbul
gümrüklerine tebliğ edilen
paket muamelâtının tadiline dair talimatname nisanın
birinci günunden itibaren tatbik edilecektir.
Bu talimatnarae mucibince Istanbul ve Gaiata paket
gümrükleri ilga edilmektedir. Paketler idaresinin
manifesto, muhasebe, vezne ve muamelât kalemleri
kâmilen lâğvolunmuş, yalnız muayene heyetleri
bırakılmıştır. Bu sebeple paket müdürleri bul İthalât
müdürlerine devredeceklerdir.
Dün başmüdür Seyfetîri Bef bîr muharririmize şu ifithattl
vermiştir:
" _ Memleketimize gelecek paketler beş. nevidir.
Gümrüğe tâbi olması lâzımgelen evrakı matbua paketleri,
yeşil etiketli mektuplar ki bunlar mektup şeraitine tâbi
olanlardır, yeşil etiketli küçük paketler, nümuneler gibi,
luymeti mukaddereli kutular, kıymetli ve kıymetsiz
kutular.
Bunlardan gümrük resmine tâbi olanlar postanelere
gönderilecek olan gümrük muayene memurları
tarafından muayeneleri icra edilerek tahakkuk varakalan
tanzim olunacaktır. Bu varakalar paketlerle birlikte mal
sahiplerine gönderilecek, mal sahipleri gümrük
resimlerini tesvi^ ederek paketlerini alacaklardır. Bu
suretle artık paket gümrükleri muamelâtı Avrupa'da
olduğu gibi cereyan edecektir. Muamelâtı hesabiye Posta
idaresi tarafından tedvir olunacaktır ve bunlar listelerle
kontrol edilecektirî'
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Feza savaşı
24 MART 1961
Insanlık, fezanın kapısını çalmaktadır. Bir insanın feza
yolculuğuna çıkması iki veya üç ay sonra, hattâ daha
önce tahakkuk edebilir.
Sovyet planlarını kaplıyan kalın gizlilik perdesine rağmen
birçok mütehassıslar, Sovyetlerin ilk insan yolcuyu fezaya
gönderme sahasında. Amerikadan takriben bir yıl önde
olduğunu ileri
sürmuşlerdir. Bunlardan biri, Amerika hava kuvvetlerinin
hayati ilimler direktörü General D.D. Flinckinger'dir.
Flinckinger geçen hafta Sovyetlerin birkaç gün önce
yaptıkları bir teşebbüsün, bazı Sovyet feza adamlarının
ölümleriyle neticelendiğini açıklamıştı.
Fakat şimdi, Ruslar fezaya daha önce bir insan
göndermek başarısına ulaşabilseler biie Amerika, ancak
birkaç hafta geride bırakılmış olacaktır. Amerikanın
tatbike koyduğu şümullü feza programı sayesinde, halen
eşleri hiçbir yerde bulunamıyacak evsafta yeni vasıta ve
teçhizat icat olunmuş ve Ruslann büyük ağırhkları
atmosferin üstune sevketmekteki avantajlan ekarte
edilmiştir.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Thatcher'ın yenilgisi
24 MART 1990
Bir milletvekilliği için yapılan ara seçimde iktidardaki
Muhafazakâr Parti, 55 yıldan beri en büyük yenilgisini
aldı. Muhafazakâr Parti'nin kaiesi sayılan Mid-
Staffordshire seçim bölgesinin muhafazakâr seçmeni,
partisini değil, ana muhalefeti tercih etti. Başbakan
Margaret Thatcher için bir referandum niteliği taşıyan
ara seçimde Muhafazakâr Parti'nin oy oranı yüzde 19
azalırken tşçi Partisi'ninki yuzde 22 arttı. 1935'ten bu
yana ilk kez bir partiden ötekine bu kadar büyük oranda
bir kayma görülüyor.
DÜNYA'DA BUGÛN
Amsterdam Y 12°
Anvnan
Atna
Bajdat
Barcebna
Basel
Bdgrad
Beriin
Bonn
Brûksel
Budapeştı
Ccmvre
Caz^rtr
Odde
Duba
Frartrturl
p
A 23°
f
Y 18°
Y 19°
Y 23°
18»
H»
13°
18°
19°
Kahıre
Kopenhag
K&n
Leiıosa
Y 28°
p
9
Y 16»
B 21°
Y 6°
9
Y 13°
Y 15°
B 25°
K 4°
Y 16°
Y 19°
Y 17»
K 3°
Y 18°
Y S"
Y 15»
Y 15°
9
Y 20»
A 18°
*mtB -
Vfrşora Y 17»
ttaMdik Y 17°
W»ma Y 8"
Vfehngton
Zünh Y 18°
Lenıngrad
Loodra
Madnd
Mlano
Montreat
Uostaa
Munh
NMCIM
0*>
Pans
Prao
Hyad
Roma
Sotya
Şam
KARADENİZ EREĞLİSİ SULH CEZA
HAKİMLİĞİ'NDEN
ESAS: 1986-1652
KARAR: 1990-2111
HÂKİM: Adnan Bektaş 23051
KÂTlP: Rafet Kulaklı
SANIK: Sadık Çavuş - Hasan oğlu 1953 doğ. Düzce Kabalak Kö-
yü nüf. kay. Dıizce-Beyciler Köyiı Yeni Mah. de oturur.
SUÇ: Gıda Maddeleri Tüzüğüne aykın davranış.
SUÇ TARİHİ: 16.4.1986
Sanığın üzerine atılı suçtan dolayı TCK'nun 398. md., 59. md.,
647 s.y.'nın 4. md., 6. md.'leri uyannca 26.666 lira ağır para cezası
ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine, TCK'nun 402.
md.'ncecurme vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretinin 3-ay süreyle
tatiline iş yerinin 7 gun süreyle kapatılmasına dair karar özeti Anka-
ra, Istanbul ve Izmir'de yayımlanan trajı yüz binin üzerinde bulu-
nan bir veya iki gazetede ilan edilmesine, masrafm sanıkcan alınma-
sına karar verildiği ilan olunur.
TARTISMA
M* üygarlık Soytaranı!
"Tarihi Yarımada Koruma Planı", İstanbul'un ilk
"Düzenleyici Planı"nı yapan Fransız şehirci H. Prost'un
1937 yılında koyduğu "40 Rakım" kuralını silip atıyor.
12 Aralık 1990 tarihin dönlirn noktası bir
gün: 1 /5000 ölçekli "İsUnbul Tarihi Yarı-
mada Koruma Imar Planı"nın kamuya
açıklandığı gün. Ve o gün kamuoyu, İstan-
bulun essiz "siluetini" yok eden; Haliç'te
köprü sayısını üçten beşe çıkartan; "Besam
Proj*si"ni, (Besiktaş-Samat>a karayolu ve
tüneller dizisi) iki kez bu köprulerden ge-
çirdikten sonra yolları ikiye ayırıp bu sefer
döt kez sur içine daldıran; Z«yrek, Cibaii,
Ayvansaray, Süleymaniye.. gibi en değerli
SİT alanlarıru, yıkımlar yapıp yoğun yapı-
laşmaya dönüştüren; "suriçi"ni "silme
vükseltme" yolunu açan; tümüyle eşsiz bir
"Arkeolojik AJan" olan "İstanbul Kent Çe-
kirdegi"ni hallaç pamuğu gibi atan; Topka-
pı Sarayı'nın Marmara ve Halk; yamaçlan-
nı "turistik tesisler" tasallutuna sunan;
"tüpgeçit"i de arkeolojik alandan ve anıt-
ların altından geçiren... bir talihsiz girişimi
öğrenmiş oluyor!
"Diinya Kenü Istanbul" için tasarlanan
bu ölüm kokan proje, yöntem gereği Bele-
diye Meclis'inden geçip Başkanlık onayını
aldıktan sonra bir aylık askı suresi içinde
kamuoyuna açılıyor. Bu bir ay içinde "pro-
jeye itiraz hakkı" var. Ve Mimarlar Odası
Istanbul Şubesi projeye itiraz ediyor. Bele-
diye bu itirazı yerinde görüp kabul ederse
tmar Komisyonu'na gonderecek mart ayın-
da tartışılacak ve karara bağlanacak; itira-
zı kabul etmezse itiraz edenin yargıya baş-
vurma hakkı var... Yukarıdaki bilgileri ver-
dikten sonra; bu yazımızda, sıraladığımız fe-
lâketler dizisinden sadece "İstanbul'un Si-
lueti"nin katledilip yok olmasına yol aça-
cak olanını gözden geçirelim:
"Tarihi Yanmada Koruma Planı", İstan-
bul'un ilk "Düzenlevici Planı"nı yapan
Fransız şehirci H. Prost'un 1937 yılında koy-
duğu "40 Rakım" kuralını silip atıyor. ("De-
nizden 40 metre yükseklikteki arazide 3 kat-
tan yuksek yapı yapılamaz" altın kuralı...
Bu kural sayesinde 27 yüzyıUık "İstanbul Si-
lueti", çağımızdaki ho>Tat ve bencil saldı-
Çevreye Çozüm Enıoklîden
Aslında, yaşamımız boyunca bir film gibi oluşumunu
izlediğimiz bu sorunun en gerçekçi gözlemcileri olmamız
bekleniyor. Pek çok emeklinin konuya içtenlikle gönül
verdiğini biliyorum.
Emekli dostlar. Göruyoruz. Çevre kirli-
lîği hızla artıyor, önlenemiyor. Merkezi ve
yerel yönetimlerin türlü önlemleri ve çaba-
ları yetersiz. Konu, tum yayın araçlarıyla
gündemde. Topluma, neredeyse, bu konu-
da bir kaderci karamsarlık çökecek. Son
günlerde bir çözümden söz edilmeye baş-
landı. "Vatandaşın katılımı olmadıkça.
toptafn «ılripJermıedikçe * çwn sonnm
çözülemez" deniliyor. Bu tanıya bürokra-
si de katıhyor. Yönetenler ve yönetilenler
olarak bir görüş birliği içinde oluşumuz
olumlu bir aşama. Nitekim, sorunu, top-
lumun kirletme alışkanlığıyla bağdaştıran
bu görüşün koşutunda yer yer kampanya-
lar yapıldığını görmekteyiz. Bu gönüllü ça-
baların topluma yerleşen "bananecilik"
hastahğını sağaltacağına inanıyoruz.
Çevre sorunu gezegenimize uzaydan gel-
miş bir felaket değil. Sorun, sözüm ona ya-
şam savaşı verirken, ölçüyü kaçırıp doğayı
sömüresiye kullanmamızdan kaynaklanı-
yor. Doğanın kirlenmesi sanıldığı gibi yep-
yeni bir olgu da değil. Bizler doğayı da baş-
tanberi sürekli kirleterek geldik bugünlere.
Sorunun bugün ürkütücü boyut kazanma-
sı, "sömürgen"in son onyıllarda aşm ço-
ğalarak yol açtığı yıkımın, doğanın kendi-
ni yenileme gücünü kat kat aşmasıyla açık-
lanabilir. Bu tanıyı doğrulamak için önce
Haliç'i sonra korfezlerimizi ardından Mar-
mara*yı son olarak da zincire eklenmekte
olduğunu şaşkınlıkla izlediğimiz Karade-
niz'i hatırlamak yeterlidir. Bunlar, yorgun
gezegenimizin "insan"a karşı savunmasın-
da yenik düştüğünü gösteren örneklerdir.
Bu toplumun emekli bireyleri olarak, du-
rumu, kuşkusuz duyarlıkla izlemekteyiz.
Aslında, yaşamımız boyunca bir fılm gibi
oluşumunu izlediğimiz bu sorunun en ger-
çekçi gözlemcileri olmamız bekleniyor. Pek
çok emeklinin konuya içtenlikle gönül ver-
diğini biliyorum.
Emekli dostlar! Belki, "Bu, tiim toplu-
mun ortak sorunu, Ben ne yapabilirim?"
demekte ve kararsızlık içindesiniz. Belki de,
rılardan korunmuş günümüze dek yaşatıl-
mıştır.) Ve 40 rakımı, 50 rakıma çıkanyon
yani 40 metre yükseklikteki arazide 5 kat,
50 metre yükseklikteki arazide ise 4 kat ku-
ralını getiriyor. Prost'un kuralına oranla 40
rakımda 2 İcat, 50 rakımda 1 kat ilavesi ver-
miş oluyor. Bunu yaparken de plan rapo-
runda Suriçi nüfusunu azalttığım savunu-
yor! Evet, her 30-40 yılda, yeni bir plan or-
taya atılır yapılara birkaç kat ilave etmeye
kalkılırsa, yeryüzünde tarih boyu ancak "bir
kez" var olmuş (benzersiz) ve bizlerin so-
rumlusu olduğumuz, günümüze dek korun-
muş "İstanbul SiluetT diye bir sey kalır mı?
Oysa, geçen dönemde Belediyece 6 kata —
Yedikule'de 10 kata— kadar çiğnemniş alan
bu "altın kurafa" en azından yaşatmak ve
korumak, planın tarihe ve insanlığa karşı
birinci görevi olmalıydı. Evet, kentteşler,
Türkler ve dünyalılar, bugüne değin sizle-
rin olan, orada sonsuza dek duracağını san-
dığınız 'İstanbul Silueti' artık yok ve olma-
yacak. "Tarih ve dede yadigân", "Katsal
Emanet" camiler, minareler, kubbeler 2 kat
(6 metre) beton yığınlanna gömülüp cüce-
leşecekler, meğer ki sizler karşı çıkasınız!
Ve "Bu meşum felaketi hazırlayan Idm"
derseniz; öyle "Uzaydan gelen yaratıklar",
başımıza inen "Hidrojen bombalan", yer
kabuğunu altüst eden "Jeolojik olaylar" 100
metre yükselen "Okyanus sulan" falan san-
maym. Bir "profesöriimüz", fanilerin fani-
si bir "fani". Planın altında onun adı yazı-
h! Üstünde "İstanbul Tarihi Yanmada Ko-
ruma Imar Planı" yazılı olduğu gibi!..
MUSTAFA İZBERK
Yük. Mimar/ İstanbul
bu konuda, ileri düzeyde bazı bireysel ça-
balar göstermektesiniz. Ancak biliyoruz ki,
bu durumda, bazı bireylerin özendirici ça-
balanyla topluma örnek olması beklenir.
Diğer bir deyişle, söz birliğiyle ifade edilen
çozümü somutlaştırmada gönüllü girişim-
cilere gereksinim doruktadır. Bu görev için
en azından kendi gözlerimiz üzerimizdedir.
Bu çağrıyı yapabilmenin nedeni, uzun za-
mandır Bodrum Torgutreis'te sürdürmek-
te olduğumuz kampanyanın oluşturup yo-
ğunlaştırdığı düşüncelerdir.
Çevre konusu öylesine cekici olabiliyor
ki, inanınız ne şu ne bu uğraş ne hararetli
tavla partileri ne kahve sohbetleri... Hepsi
çok hafif kaüyor bu büyüleyici tutku kar-
şısında.
Çağnmı, "en iyisi, zamanı kuflanmak yu
da harcamak üzerine iyice düşünüp ondan
sonra karar vermeli çevrecilige" diyerek yi-
neliyorum. Evet, çevre savaşı için emekli-
ler ordusu oluşturmamızı öneriyorum. Ha-
berleşelim, Öneriler geliştirelim. Elbette, ön-
ce sağlığımız sonra geçım durumumuzun el-
verdiğince...
GALİP BARAN
Turgutreis Çevre Koruma
Gönüllüleri Temsilcisi
Ankara'nın çağdaşlaşması ve büyümesi için çok
büyük emek veren, başkentin 21. Belediye Başkanı,
belediyemizin projelerinin hazırlanmasında fahri
danışmanlık yapan
VEDATDALOKAY
veeşi
AYÇE DALOKAY'ı
kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.
Muhtarlanm, belediye çalışanlanm ve meclis.'
üyelerim adına ailesine ve tüm Ankaralılara
başsağlığı dilerim.
M. DOĞAN TAŞDELEN
ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKAM
BAŞSAĞUĞI
Meslek, siyasi ve sanatsal yapısıyla toplumda saygın bir
yer edinen değerli dostum, eşsiz insan Sayın
VEDAT DALOKAY
ve eşi
ATÇE DALOKATı
elim bir kaza sonucu kaybetmenin derin üzüntüsü ve acısı
içindeyiz. Ailesinin, dostlarının, belediyelerin ve
meslektaşlannın üzüntülerini paylaşır, başsağlığı dilerim.
TURGUT ATALAY
DİYARBAKIR BELEDİYE BAŞKANI
TC
BOR SULH CEZA MAHKEMESt
KARAR ÖZETÎ
1989/220 Es.
1990/75 Kr.
Sanık Kemal Urcan hakkında gıda maddeleri tüzüğüne aykınhk
suçundan dolayı yapılan yargılama sonunda, eylemine uyan TCK'nun
396. madde gereğince 3 ay hapis ve 20.000 TL ağır para cezasıyla
cezalandınlmasına, 647 SY'nın 4/1. maddesi uyannca hapis cezası
yerine 450.000 TL ağır para cezası ve bu cezanın TCK'nun 72. mad-
desi gereğince toplamı ile sonuçta sanığın 470.000 TL ağır para ce-
zasıyla cezalandınlmasına,
TCK'nun 402/1. n.addesı gereğince cürme vasıta kıldığı meslek ve
sanatımn takdir edilen (7 gün süreyle) süre kadar TATİLlNE,
TCK'nun 402/2. maddesi gereğince gerekli ilan işlemlerinin yapıl-
ması üzerine karar özetinin C.Savcılığı'na tevdiine karar verilmiştir.
4.12.1990
TCK'nun 402. maddesi gereğince ilan olunur.
Basın: 22078
ANKARA NOTLARI
MUST4FA EKMEKÇİ
Amerikalılaştıramadıklanmızdan
mısınız?..
Gazetecilikte bir yörrtemimi söyleyeyim: Günceli yakalayıp,
bununla gelecek arasında bir bağ kurmak. Bu bağ kuruldu
mu, gazetecilik, yazarlık çok kolay, zevkli bir uğraş olur. Düş
kurmaya, düş görmeye bayılırım. 17 Mart 1991 Pazar günü
çıkan 'Hacı TÖ'nün Planlan' başlıklı 'Ankara Notları', güncel
ile geleceğin, yani gerçekle düşün bir bileşkesi gibiydi ka-
nımca. Yazının bir yerinde şöyle demiştim. Yineliyorum:
"...Kim ne derse desin, hızlı bir planın uygulamasına ge-
çilmiş bulunuyor gibi. Hacı TD, martın son haftasında Ame-
rika'ya uçuyor. Oradan yüklü bir yardımla dönerse temmuz
ayında memurlara büyük bir zam var; eylül ayında da seçim.
Temmuza varmadan haziranda Çankaya'dan ayrılıp ANAP ge-
nel başkanlığına soyunabilir. Yerine de Kaya Erdem bakar.
ANAP Genel Başkanı olunca yine başbakan olur, partisini
usulca çeker çevirir. Bu arada cezaevleri boşalır. iktidarda
kalmak için muhalefete düşmemek için her şey yapılır.
Bütün bunlar ona bir seçim daha kazandırır mı? Kazarv
dırmaz, ama bu son şansıdır Çankaya'ya tırmandıktan son-
ra ANAP'ın dağılıp gideceğini gördü hemen. Ne yapmalı?
Buraya kadar gördüğüm düşler, uyur uyanık düşünçeler..."
Evet, 'Hacı TO'nün Planlan' böyle gidiyordu. Hacı TD, Ame-
rika'ya vardı, İlhan Selçuk'un deyişiyie George İbn-i Bush'la
görüştü. Plan başladı!
Daha o yoldayken, ABD'den iki yüz milyon dolarlık ek yar-
dımı akjı! O, iki yüz elli mi bekliyordu? Olsun, 200'ü veren
250'yi deverir.
Hacı TD, en başta ABD ile tecimi (ticareti) sağlamaya ça-
lışıypr. ABD ile uygun bir 'ticaret anlaşması'. Bunu şimdiye
değin, Türkiye gerçekleştiremedi. Bu, yıllardır Hacı TÖ'nün
düşü, hayali idi. ABD ile tecim anlaşması yapan ülke sayısı
o denli azdı ki. ABD, herhangi bir ülke İI& oturup tecim an-
laşması yapmıyordu. Çok az ülke ile anlaşma yapmış, kendi
ülkesi yararına birtakım sınırlamalar koymuş, iki yanlı, eşit
bir tecimsel arrlaşmaya hiçbir zaman yanaşmamıştı. Eğer
Amerika'yla uygun bir tecimsel anlaşma olursa, Türkiye için
büyük bir dışsatım olanağı bulunacak, bu da döviz dengesi-
ni değiştirecekti. Hacı TD, 'Enflasyonu önleyecek birolay' di-
ye düşünüyordu.Araplara bir şey satmamız hiç önemli değildi.
Oysa, Amerika'nın boyutları başkaydı. Sovyetler'de de bu ola-
nak yoktu. Onlardan alacağımız çok şey kalmamıştı. Biz on-
lara, sanayi ürünleri satacak durumdaydık. Türkiye 'Ortak
Pazar'a girse bile hangi yerli arabayla, Ortak Pazar ülkesi-
nin arabasıyla yarışacaktı? ABD büyük bir pazardı Türkiye
için. Tekstil malları gereksinimini ABD, Uzakdoğu'dan karşı-
Ityordu. Onlara çok büyük kotala
r
vermişti...
Kongre'den çıkan yardım dışında Hacı TD, şunun üzerin-
de duruyordu: Deviet kanalıyla değil de Amerikan firmaları
kanalıyla, yeni olanaklar, yeni yatırımlar sağlamak.
Tecimsel açıdan olduğu gibi askersel, bir de siyasal açı-
dan Amerika ile bütünleşiyorduk. Irak'la ilişkilerin bu duru-
ma gelmesinden sonra Suriye ile yakınlaşma başlamıştı.
Suriye'ye mutça (bedava) su veriyorduk. Suriye, Amerika'ya
yaklaşırken Türkiye'ye de yaklaşmayı uygun görmüş, suya
da kavuşmuştu. 'Bekaa' da Surıye'deydi ha. .
Hacı TO, askersel açıdan, Genelkurmay'ın 'gereksinim lis-
tesi'yle mi gitmişti? Genelkurmay, 'Şunu, şunu, şunu... isti-
yoruz!' mu demişti?
En önemli isteklerden biri, 'Helikopter fabrikası'ydı. Bunu,
Türkiye'de bir Amerikan firması kuracaktı. O firmaya Geor-
ge İbn-i Bush'un yeşil ışıkyakması gerekti.
Tank sanayisi, füzeler... Patriotlar o denli önemli değildi,
p\r açıdan lükstü. Daha uygun bir savunma zinciri, bir ağ bi-
çiminde füzeler...
Genelkurmay, bunlann tümünü sıralamış, Hacı TÖ'ye ver-
miş miydi?
Amerika, Arap olmayanlara' mı önem veriyordu? Arap ol-
mayan kim vardı ki? İran, İsrail bir de Türkiye!
Hacı TÖ'nün bir umudu, DYP'yi ya da DYP oylannı, sağ
oyları, ANAP'a katabilmek miydi? Umut işte, düş işte! Olmaz
olmaz deme, olmaz olmaz...
Sol ne yapıyor? SHP ile DSP birleşebiliyor mu?
Taşlama ustası Hasan Çelebi. şu dizeleri düştü:
"ikisi de atıigan, atak değildi demek/Birı mandaya, biri sa-
vaşa karşı 'durdu'. /Şu manda altına biz, taa o zaman girsey-
dik/Şimdi Türkiye küçük Amerika olurdu!/Ah, bücür, usu kısa
azgelişmiş ülkeler,/Mandalaşmak dururken, sürüngenleşme-
seler..."
Ankara'da Tanilli Günieri' vardı. Onu anlatacaktım olma-
dı. Vedat Dalokay'la eşi Ayçe, trafik cinayetinde öldüler. Na-
sıl yandım anlatamam!
Vedat Dalokay, SHP'den ayrıldıktan sonra çok pişman ol-
muştu. 'Yanlış yaptım!' diyordu. Dönemiyordu da artık. Onun
unutmadığım, çok, pek çok güzel davranışları vardı. Şevket
Süreyya Aydemir öldüğünde, tabutun Türk bayrağına sarıl-
mamış olduğunu görünce, "Şevket Süreyya bayrağa sarıl-
maz olur mu" demiş, belediyenın bayrağını, tabuta sarmıştı!
Dalokay'la eşinin cenazelerinin kaldırıldığı Maltepe Camisi
avlusu dün ana baba günüydü.
ÇAOŞAMARIN
SORULAR1/SORUNLARI
YILMAZŞtPAL
'Bir Firma Kurmak Lstiyorıınr
SORU: Ben, 1980 yılında ilk kez SSK'ya baglı olarak bir
işyerinde calışmaya başladım. Bu çahşmalanm ara-
lıklı olarak 1989 yılına kadar sürdü.
Şubat 1989'da istefe bağlı sigortalı olarak SSK'ya
prim ödemeye başladım ve halen de ödüyorum.
Bugünlerde ticari bir firma kurmak istiyonım. Flr-
mayı kurdnğnmda Bağ-Kur'a katıima zorunluluğnm
var mıdır yoksa SSK sigortalılığım mı sürecek?
SJG.
YANI/K 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'nın 24. maddesinde kimle-
rin Bağ-Kur sigortalısı olacağı ve kimlerin olamayacağı açık-
lanmıştır. Bu açıklamada yasayla ya da yasanın "verdiği yetkiye
dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşlanna prim veya ke-
senek ödeyenlerle bu tür kuruluşlardan malullük veya yaşlılık
ayhğı ile dairai tam işgöremezlik geliri almakta olanlar, aylık
veya gelir bağlanması için talepte bulunmuş olanlar (dul ve ye-
tim ayhğı veya Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan geçici ya da sü-
rekli kısmi işgöremezlik geliri alanlar hariç), sigortalı
sayılmazlar!'
Bağ-Kur dışında, bir başka yasayla kurulu sosyal güvenlik
kurumu olan Sosyal Sigortalar Kurumu'na ister zorunlu, ister
isteğe bağlı sigortah olarak prim ödeyenler Bağ-Kur sigortalısı
olamazlar.
Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'nün 22.9.1987 tarih ve 279 sayıh
genelgesinin 6. sayfasında konu açık olarak anlatılmaktadır.
"1479 sayıh kanun ve aynı kanunda değişiklik yapan kanun-
ların 24'üncü maddesinde yazılı sigortalı olma şartlannı taşı-
makla beraber, kummumuza tabi sigortahhğm başlayacağı
tarihte veya daha önceki tarihten itibaren diğer sosyal güven-
lik kunıluşlan kapsamında bulunanlann bu kuruluşlardaki si-
gortahiıklan mecburi veya isteğe bağlı olarak devam ettiği
sürece, Bağ-Kur Kanunu kapsamma ahnmayacaklardır;'
Genelgede Bağ-Kur dışındaki bir başka sosyal güvenlik ku-
ruluşundaki "mecburi veya isteğe bağh" ilişkilerini sürdüren-
lerin Bağ-Kur Yasası kapsamına alınmayacağı
vurgulanmaktadır. Genelgede aynca yine "1479 sayıh kanun
ve aynı kanunda değişiklik yapan kanunlann 24. maddesinde
yazıh sigortah olma şartlarını taşıdıklan halde kanunla ya da
kanunlann verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik
kurumlanndan malullük ya da yaşlılık ayhğı ile daimi tam iş-
göremezlik geliri almakta olanlar ile aylık veya gelir bağlan-
ması için talepte bulunmuş olanlar"ın da Bağ-Kur kapsamına
ahnmayacağı açıklanmaktadır.
Ticari bir firma kurmanız durumunda Sosyal Sigortalar Ku-
rumu'nun isteğe bağlı sigortahsı oluşunuz, Bağ-Kur sigortalısı
olmanızı engeller ve SSK'nın isteğe bağh sigortahhğı sürer.