22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 1991 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Uevfet Meteorolotı Işleri Genel Mü- dOrtüğü'nden alınan bılgıye göre yurdun doğu kesımleri parcalı bu- luttu. Doğu Anadoiu'nun güneydo- ğusu üe Gûneydoğu Anadolu'nun dogusu sa$anak yağışlı. öteki yer- ler a2 buluflu * açık geçecek Mar- mara He yurdun ıç kesımlennde sa- bah saatlennde yer yer sıs görûle- cek. H/VA SICAKLIpl Artmaya de- vamedecek RÛZGÂR: Kıcey ve do- ğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuv- vette esecek. Denızlerde yıldız ve poyrazdan 2-4, yer yer 5 kuvvetın- de, saatte 4-16, yer yer 21 dena mifi hnfa esecek. Dalça yükseküği 0.5-1. A 24° 14° Kyartatoı- S 16? 6°Edıme B 16° 5°Erancan A 18° 4°Eraırum B 4° -4° Eskışehır S 18° 4°Gaaantep A 23° 10° Gıresun Y 15° S 20° B 17° B 4° S 19° B 16° A 11° 5°Manısa 5°KMaraş i°Mersm 4°Nte ° Ege açıkiarında 15-2 metre dolaynda buiura^;, . „ , , Go- lündehaa :Çokbulutluwyağmuriugececek Rüzgârkuzey ve doğu yonterden hafif olarak esecek göl ROçuk daJgalı olacak. y Arvin /ytın Baktesır Bucik Bingöl BMıs Bdu Bursa ÇanakfcaJe Corum Denut A 26°14°GümüşhamA 12° A ie° 5°HalA4n A 26° 10° Isparö S 20° 4° Istanbul S 18° 4°taıw B 15° 2°Kare Y 8° A 20° S 18° A 23° B 6° B 8° 2°Kasömontj S 18° S 18° 1° Kayserı S 19° 6° Kırklarelı S 19° 7°Konya S 14° 4°KDa»*a A 21° 9°Malatya S 18° S 14° S 18° A 19° B 15° S 6°0rtu 2»(&B 3°Samsun 6°Siirt 8°Sınop 8°Sıvas -2° Tekırdağ 2°Trabzon 3°Tunce* 5°Uşak 4°Van 5 4° ZongukJak A 23° 8° A 18° 6° A 21° 15° A 22° 8° B 8° 0° S 17° 4° A 11° 6° A 11° 6° A t1° 6° Y 14° 7° A 11° 6° S 16° 1° S 19° 3f A 11° 6° B 16° 3° A 20° 4° Y 9° 4° S 11° 2° A 13° 4° : aç* •yajmurtu ruriı A-açık B-bukjthj G-gûne$Jı K-kart S-ssiı Y-yaflmurkj BULMACA 6 SOLDAN SAĞA: 1/ Direkler üzerine, yüksekte kurulmuş zahire ambarı... Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi. 2/ Kastamo- nu'nun bir ilçesi... Japon halk türküle- rine verilen ad. 3/ Eski Türklerde ölü- ler için yapılan tö- ren... Mezar. 4/ Şar- kı, türkü... Yurdu- muzun batıdaki en uç noktası olan bu- run. 5/ Türk müzi- ğinde az kullanılmış bir zurna türü. 6/ "Oyun, düzen" anlamında argo sözcük... Bir gıda maddesi. 7/ Aruz ölçüsünde kısa okunması gereken bir heceyi kalıba uydurmak için uzat- ma... tsyankâr. 8/ tskandinav ülke- lerine özgü eski bir üflemeli çalgı... Işık akısı birimi. 9/ Verme, ödeme... Asya'da bir başkent. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kaba ve çirkin sözcükler kullanı- larak konuşulan dil. 2/ Gereğinden çok yemek yiyen... Ydmaz Güney'in tanınmış bir Fılmi. 3/ Devir... Toprak, kum ve saman elemeye yarayan iri delikli kalbur. 4/ Hububat tozu... Temel ni- teliğinde olan. 5/ Suluboya resim. 6/ Radyoaktif cisimlerin yay- dığı üç ışından biri... Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak seçilen yer.7/ Divan edebiyatı şiir türlerinden biri... Göz- leri görmeyen. 8/ Çevik... Sağlıklı, salim. 9/ Hastanelerde, ya- tacak hastaJarın kayit ve kabul edildikleri yer. 60 YIL ONCE Cumhuriyel Paket gümrükleri BttTHMUM IHNftMiı «T'MHIPS an aBTHMMUM HIVUIMU Kullamnız 24 MART 1931 Maliye Vekâleti tarafından tanzim edilerek Umum Gümrükler müdüriyeti vasıtasile Istanbul gümrüklerine tebliğ edilen paket muamelâtının tadiline dair talimatname nisanın birinci günunden itibaren tatbik edilecektir. Bu talimatnarae mucibince Istanbul ve Gaiata paket gümrükleri ilga edilmektedir. Paketler idaresinin manifesto, muhasebe, vezne ve muamelât kalemleri kâmilen lâğvolunmuş, yalnız muayene heyetleri bırakılmıştır. Bu sebeple paket müdürleri bul İthalât müdürlerine devredeceklerdir. Dün başmüdür Seyfetîri Bef bîr muharririmize şu ifithattl vermiştir: " _ Memleketimize gelecek paketler beş. nevidir. Gümrüğe tâbi olması lâzımgelen evrakı matbua paketleri, yeşil etiketli mektuplar ki bunlar mektup şeraitine tâbi olanlardır, yeşil etiketli küçük paketler, nümuneler gibi, luymeti mukaddereli kutular, kıymetli ve kıymetsiz kutular. Bunlardan gümrük resmine tâbi olanlar postanelere gönderilecek olan gümrük muayene memurları tarafından muayeneleri icra edilerek tahakkuk varakalan tanzim olunacaktır. Bu varakalar paketlerle birlikte mal sahiplerine gönderilecek, mal sahipleri gümrük resimlerini tesvi^ ederek paketlerini alacaklardır. Bu suretle artık paket gümrükleri muamelâtı Avrupa'da olduğu gibi cereyan edecektir. Muamelâtı hesabiye Posta idaresi tarafından tedvir olunacaktır ve bunlar listelerle kontrol edilecektirî' 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Feza savaşı 24 MART 1961 Insanlık, fezanın kapısını çalmaktadır. Bir insanın feza yolculuğuna çıkması iki veya üç ay sonra, hattâ daha önce tahakkuk edebilir. Sovyet planlarını kaplıyan kalın gizlilik perdesine rağmen birçok mütehassıslar, Sovyetlerin ilk insan yolcuyu fezaya gönderme sahasında. Amerikadan takriben bir yıl önde olduğunu ileri sürmuşlerdir. Bunlardan biri, Amerika hava kuvvetlerinin hayati ilimler direktörü General D.D. Flinckinger'dir. Flinckinger geçen hafta Sovyetlerin birkaç gün önce yaptıkları bir teşebbüsün, bazı Sovyet feza adamlarının ölümleriyle neticelendiğini açıklamıştı. Fakat şimdi, Ruslar fezaya daha önce bir insan göndermek başarısına ulaşabilseler biie Amerika, ancak birkaç hafta geride bırakılmış olacaktır. Amerikanın tatbike koyduğu şümullü feza programı sayesinde, halen eşleri hiçbir yerde bulunamıyacak evsafta yeni vasıta ve teçhizat icat olunmuş ve Ruslann büyük ağırhkları atmosferin üstune sevketmekteki avantajlan ekarte edilmiştir. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Thatcher'ın yenilgisi 24 MART 1990 Bir milletvekilliği için yapılan ara seçimde iktidardaki Muhafazakâr Parti, 55 yıldan beri en büyük yenilgisini aldı. Muhafazakâr Parti'nin kaiesi sayılan Mid- Staffordshire seçim bölgesinin muhafazakâr seçmeni, partisini değil, ana muhalefeti tercih etti. Başbakan Margaret Thatcher için bir referandum niteliği taşıyan ara seçimde Muhafazakâr Parti'nin oy oranı yüzde 19 azalırken tşçi Partisi'ninki yuzde 22 arttı. 1935'ten bu yana ilk kez bir partiden ötekine bu kadar büyük oranda bir kayma görülüyor. DÜNYA'DA BUGÛN Amsterdam Y 12° Anvnan Atna Bajdat Barcebna Basel Bdgrad Beriin Bonn Brûksel Budapeştı Ccmvre Caz^rtr Odde Duba Frartrturl p A 23° f Y 18° Y 19° Y 23° 18» H» 13° 18° 19° Kahıre Kopenhag K&n Leiıosa Y 28° p 9 Y 16» B 21° Y 6° 9 Y 13° Y 15° B 25° K 4° Y 16° Y 19° Y 17» K 3° Y 18° Y S" Y 15» Y 15° 9 Y 20» A 18° *mtB - Vfrşora Y 17» ttaMdik Y 17° W»ma Y 8" Vfehngton Zünh Y 18° Lenıngrad Loodra Madnd Mlano Montreat Uostaa Munh NMCIM 0*> Pans Prao Hyad Roma Sotya Şam KARADENİZ EREĞLİSİ SULH CEZA HAKİMLİĞİ'NDEN ESAS: 1986-1652 KARAR: 1990-2111 HÂKİM: Adnan Bektaş 23051 KÂTlP: Rafet Kulaklı SANIK: Sadık Çavuş - Hasan oğlu 1953 doğ. Düzce Kabalak Kö- yü nüf. kay. Dıizce-Beyciler Köyiı Yeni Mah. de oturur. SUÇ: Gıda Maddeleri Tüzüğüne aykın davranış. SUÇ TARİHİ: 16.4.1986 Sanığın üzerine atılı suçtan dolayı TCK'nun 398. md., 59. md., 647 s.y.'nın 4. md., 6. md.'leri uyannca 26.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine, TCK'nun 402. md.'ncecurme vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretinin 3-ay süreyle tatiline iş yerinin 7 gun süreyle kapatılmasına dair karar özeti Anka- ra, Istanbul ve Izmir'de yayımlanan trajı yüz binin üzerinde bulu- nan bir veya iki gazetede ilan edilmesine, masrafm sanıkcan alınma- sına karar verildiği ilan olunur. TARTISMA M* üygarlık Soytaranı! "Tarihi Yarımada Koruma Planı", İstanbul'un ilk "Düzenleyici Planı"nı yapan Fransız şehirci H. Prost'un 1937 yılında koyduğu "40 Rakım" kuralını silip atıyor. 12 Aralık 1990 tarihin dönlirn noktası bir gün: 1 /5000 ölçekli "İsUnbul Tarihi Yarı- mada Koruma Imar Planı"nın kamuya açıklandığı gün. Ve o gün kamuoyu, İstan- bulun essiz "siluetini" yok eden; Haliç'te köprü sayısını üçten beşe çıkartan; "Besam Proj*si"ni, (Besiktaş-Samat>a karayolu ve tüneller dizisi) iki kez bu köprulerden ge- çirdikten sonra yolları ikiye ayırıp bu sefer döt kez sur içine daldıran; Z«yrek, Cibaii, Ayvansaray, Süleymaniye.. gibi en değerli SİT alanlarıru, yıkımlar yapıp yoğun yapı- laşmaya dönüştüren; "suriçi"ni "silme vükseltme" yolunu açan; tümüyle eşsiz bir "Arkeolojik AJan" olan "İstanbul Kent Çe- kirdegi"ni hallaç pamuğu gibi atan; Topka- pı Sarayı'nın Marmara ve Halk; yamaçlan- nı "turistik tesisler" tasallutuna sunan; "tüpgeçit"i de arkeolojik alandan ve anıt- ların altından geçiren... bir talihsiz girişimi öğrenmiş oluyor! "Diinya Kenü Istanbul" için tasarlanan bu ölüm kokan proje, yöntem gereği Bele- diye Meclis'inden geçip Başkanlık onayını aldıktan sonra bir aylık askı suresi içinde kamuoyuna açılıyor. Bu bir ay içinde "pro- jeye itiraz hakkı" var. Ve Mimarlar Odası Istanbul Şubesi projeye itiraz ediyor. Bele- diye bu itirazı yerinde görüp kabul ederse tmar Komisyonu'na gonderecek mart ayın- da tartışılacak ve karara bağlanacak; itira- zı kabul etmezse itiraz edenin yargıya baş- vurma hakkı var... Yukarıdaki bilgileri ver- dikten sonra; bu yazımızda, sıraladığımız fe- lâketler dizisinden sadece "İstanbul'un Si- lueti"nin katledilip yok olmasına yol aça- cak olanını gözden geçirelim: "Tarihi Yanmada Koruma Planı", İstan- bul'un ilk "Düzenlevici Planı"nı yapan Fransız şehirci H. Prost'un 1937 yılında koy- duğu "40 Rakım" kuralını silip atıyor. ("De- nizden 40 metre yükseklikteki arazide 3 kat- tan yuksek yapı yapılamaz" altın kuralı... Bu kural sayesinde 27 yüzyıUık "İstanbul Si- lueti", çağımızdaki ho>Tat ve bencil saldı- Çevreye Çozüm Enıoklîden Aslında, yaşamımız boyunca bir film gibi oluşumunu izlediğimiz bu sorunun en gerçekçi gözlemcileri olmamız bekleniyor. Pek çok emeklinin konuya içtenlikle gönül verdiğini biliyorum. Emekli dostlar. Göruyoruz. Çevre kirli- lîği hızla artıyor, önlenemiyor. Merkezi ve yerel yönetimlerin türlü önlemleri ve çaba- ları yetersiz. Konu, tum yayın araçlarıyla gündemde. Topluma, neredeyse, bu konu- da bir kaderci karamsarlık çökecek. Son günlerde bir çözümden söz edilmeye baş- landı. "Vatandaşın katılımı olmadıkça. toptafn «ılripJermıedikçe * çwn sonnm çözülemez" deniliyor. Bu tanıya bürokra- si de katıhyor. Yönetenler ve yönetilenler olarak bir görüş birliği içinde oluşumuz olumlu bir aşama. Nitekim, sorunu, top- lumun kirletme alışkanlığıyla bağdaştıran bu görüşün koşutunda yer yer kampanya- lar yapıldığını görmekteyiz. Bu gönüllü ça- baların topluma yerleşen "bananecilik" hastahğını sağaltacağına inanıyoruz. Çevre sorunu gezegenimize uzaydan gel- miş bir felaket değil. Sorun, sözüm ona ya- şam savaşı verirken, ölçüyü kaçırıp doğayı sömüresiye kullanmamızdan kaynaklanı- yor. Doğanın kirlenmesi sanıldığı gibi yep- yeni bir olgu da değil. Bizler doğayı da baş- tanberi sürekli kirleterek geldik bugünlere. Sorunun bugün ürkütücü boyut kazanma- sı, "sömürgen"in son onyıllarda aşm ço- ğalarak yol açtığı yıkımın, doğanın kendi- ni yenileme gücünü kat kat aşmasıyla açık- lanabilir. Bu tanıyı doğrulamak için önce Haliç'i sonra korfezlerimizi ardından Mar- mara*yı son olarak da zincire eklenmekte olduğunu şaşkınlıkla izlediğimiz Karade- niz'i hatırlamak yeterlidir. Bunlar, yorgun gezegenimizin "insan"a karşı savunmasın- da yenik düştüğünü gösteren örneklerdir. Bu toplumun emekli bireyleri olarak, du- rumu, kuşkusuz duyarlıkla izlemekteyiz. Aslında, yaşamımız boyunca bir fılm gibi oluşumunu izlediğimiz bu sorunun en ger- çekçi gözlemcileri olmamız bekleniyor. Pek çok emeklinin konuya içtenlikle gönül ver- diğini biliyorum. Emekli dostlar! Belki, "Bu, tiim toplu- mun ortak sorunu, Ben ne yapabilirim?" demekte ve kararsızlık içindesiniz. Belki de, rılardan korunmuş günümüze dek yaşatıl- mıştır.) Ve 40 rakımı, 50 rakıma çıkanyon yani 40 metre yükseklikteki arazide 5 kat, 50 metre yükseklikteki arazide ise 4 kat ku- ralını getiriyor. Prost'un kuralına oranla 40 rakımda 2 İcat, 50 rakımda 1 kat ilavesi ver- miş oluyor. Bunu yaparken de plan rapo- runda Suriçi nüfusunu azalttığım savunu- yor! Evet, her 30-40 yılda, yeni bir plan or- taya atılır yapılara birkaç kat ilave etmeye kalkılırsa, yeryüzünde tarih boyu ancak "bir kez" var olmuş (benzersiz) ve bizlerin so- rumlusu olduğumuz, günümüze dek korun- muş "İstanbul SiluetT diye bir sey kalır mı? Oysa, geçen dönemde Belediyece 6 kata — Yedikule'de 10 kata— kadar çiğnemniş alan bu "altın kurafa" en azından yaşatmak ve korumak, planın tarihe ve insanlığa karşı birinci görevi olmalıydı. Evet, kentteşler, Türkler ve dünyalılar, bugüne değin sizle- rin olan, orada sonsuza dek duracağını san- dığınız 'İstanbul Silueti' artık yok ve olma- yacak. "Tarih ve dede yadigân", "Katsal Emanet" camiler, minareler, kubbeler 2 kat (6 metre) beton yığınlanna gömülüp cüce- leşecekler, meğer ki sizler karşı çıkasınız! Ve "Bu meşum felaketi hazırlayan Idm" derseniz; öyle "Uzaydan gelen yaratıklar", başımıza inen "Hidrojen bombalan", yer kabuğunu altüst eden "Jeolojik olaylar" 100 metre yükselen "Okyanus sulan" falan san- maym. Bir "profesöriimüz", fanilerin fani- si bir "fani". Planın altında onun adı yazı- h! Üstünde "İstanbul Tarihi Yanmada Ko- ruma Imar Planı" yazılı olduğu gibi!.. MUSTAFA İZBERK Yük. Mimar/ İstanbul bu konuda, ileri düzeyde bazı bireysel ça- balar göstermektesiniz. Ancak biliyoruz ki, bu durumda, bazı bireylerin özendirici ça- balanyla topluma örnek olması beklenir. Diğer bir deyişle, söz birliğiyle ifade edilen çozümü somutlaştırmada gönüllü girişim- cilere gereksinim doruktadır. Bu görev için en azından kendi gözlerimiz üzerimizdedir. Bu çağrıyı yapabilmenin nedeni, uzun za- mandır Bodrum Torgutreis'te sürdürmek- te olduğumuz kampanyanın oluşturup yo- ğunlaştırdığı düşüncelerdir. Çevre konusu öylesine cekici olabiliyor ki, inanınız ne şu ne bu uğraş ne hararetli tavla partileri ne kahve sohbetleri... Hepsi çok hafif kaüyor bu büyüleyici tutku kar- şısında. Çağnmı, "en iyisi, zamanı kuflanmak yu da harcamak üzerine iyice düşünüp ondan sonra karar vermeli çevrecilige" diyerek yi- neliyorum. Evet, çevre savaşı için emekli- ler ordusu oluşturmamızı öneriyorum. Ha- berleşelim, Öneriler geliştirelim. Elbette, ön- ce sağlığımız sonra geçım durumumuzun el- verdiğince... GALİP BARAN Turgutreis Çevre Koruma Gönüllüleri Temsilcisi Ankara'nın çağdaşlaşması ve büyümesi için çok büyük emek veren, başkentin 21. Belediye Başkanı, belediyemizin projelerinin hazırlanmasında fahri danışmanlık yapan VEDATDALOKAY veeşi AYÇE DALOKAY'ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Muhtarlanm, belediye çalışanlanm ve meclis.' üyelerim adına ailesine ve tüm Ankaralılara başsağlığı dilerim. M. DOĞAN TAŞDELEN ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKAM BAŞSAĞUĞI Meslek, siyasi ve sanatsal yapısıyla toplumda saygın bir yer edinen değerli dostum, eşsiz insan Sayın VEDAT DALOKAY ve eşi ATÇE DALOKATı elim bir kaza sonucu kaybetmenin derin üzüntüsü ve acısı içindeyiz. Ailesinin, dostlarının, belediyelerin ve meslektaşlannın üzüntülerini paylaşır, başsağlığı dilerim. TURGUT ATALAY DİYARBAKIR BELEDİYE BAŞKANI TC BOR SULH CEZA MAHKEMESt KARAR ÖZETÎ 1989/220 Es. 1990/75 Kr. Sanık Kemal Urcan hakkında gıda maddeleri tüzüğüne aykınhk suçundan dolayı yapılan yargılama sonunda, eylemine uyan TCK'nun 396. madde gereğince 3 ay hapis ve 20.000 TL ağır para cezasıyla cezalandınlmasına, 647 SY'nın 4/1. maddesi uyannca hapis cezası yerine 450.000 TL ağır para cezası ve bu cezanın TCK'nun 72. mad- desi gereğince toplamı ile sonuçta sanığın 470.000 TL ağır para ce- zasıyla cezalandınlmasına, TCK'nun 402/1. n.addesı gereğince cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatımn takdir edilen (7 gün süreyle) süre kadar TATİLlNE, TCK'nun 402/2. maddesi gereğince gerekli ilan işlemlerinin yapıl- ması üzerine karar özetinin C.Savcılığı'na tevdiine karar verilmiştir. 4.12.1990 TCK'nun 402. maddesi gereğince ilan olunur. Basın: 22078 ANKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Amerikalılaştıramadıklanmızdan mısınız?.. Gazetecilikte bir yörrtemimi söyleyeyim: Günceli yakalayıp, bununla gelecek arasında bir bağ kurmak. Bu bağ kuruldu mu, gazetecilik, yazarlık çok kolay, zevkli bir uğraş olur. Düş kurmaya, düş görmeye bayılırım. 17 Mart 1991 Pazar günü çıkan 'Hacı TÖ'nün Planlan' başlıklı 'Ankara Notları', güncel ile geleceğin, yani gerçekle düşün bir bileşkesi gibiydi ka- nımca. Yazının bir yerinde şöyle demiştim. Yineliyorum: "...Kim ne derse desin, hızlı bir planın uygulamasına ge- çilmiş bulunuyor gibi. Hacı TD, martın son haftasında Ame- rika'ya uçuyor. Oradan yüklü bir yardımla dönerse temmuz ayında memurlara büyük bir zam var; eylül ayında da seçim. Temmuza varmadan haziranda Çankaya'dan ayrılıp ANAP ge- nel başkanlığına soyunabilir. Yerine de Kaya Erdem bakar. ANAP Genel Başkanı olunca yine başbakan olur, partisini usulca çeker çevirir. Bu arada cezaevleri boşalır. iktidarda kalmak için muhalefete düşmemek için her şey yapılır. Bütün bunlar ona bir seçim daha kazandırır mı? Kazarv dırmaz, ama bu son şansıdır Çankaya'ya tırmandıktan son- ra ANAP'ın dağılıp gideceğini gördü hemen. Ne yapmalı? Buraya kadar gördüğüm düşler, uyur uyanık düşünçeler..." Evet, 'Hacı TO'nün Planlan' böyle gidiyordu. Hacı TD, Ame- rika'ya vardı, İlhan Selçuk'un deyişiyie George İbn-i Bush'la görüştü. Plan başladı! Daha o yoldayken, ABD'den iki yüz milyon dolarlık ek yar- dımı akjı! O, iki yüz elli mi bekliyordu? Olsun, 200'ü veren 250'yi deverir. Hacı TD, en başta ABD ile tecimi (ticareti) sağlamaya ça- lışıypr. ABD ile uygun bir 'ticaret anlaşması'. Bunu şimdiye değin, Türkiye gerçekleştiremedi. Bu, yıllardır Hacı TÖ'nün düşü, hayali idi. ABD ile tecim anlaşması yapan ülke sayısı o denli azdı ki. ABD, herhangi bir ülke İI& oturup tecim an- laşması yapmıyordu. Çok az ülke ile anlaşma yapmış, kendi ülkesi yararına birtakım sınırlamalar koymuş, iki yanlı, eşit bir tecimsel arrlaşmaya hiçbir zaman yanaşmamıştı. Eğer Amerika'yla uygun bir tecimsel anlaşma olursa, Türkiye için büyük bir dışsatım olanağı bulunacak, bu da döviz dengesi- ni değiştirecekti. Hacı TD, 'Enflasyonu önleyecek birolay' di- ye düşünüyordu.Araplara bir şey satmamız hiç önemli değildi. Oysa, Amerika'nın boyutları başkaydı. Sovyetler'de de bu ola- nak yoktu. Onlardan alacağımız çok şey kalmamıştı. Biz on- lara, sanayi ürünleri satacak durumdaydık. Türkiye 'Ortak Pazar'a girse bile hangi yerli arabayla, Ortak Pazar ülkesi- nin arabasıyla yarışacaktı? ABD büyük bir pazardı Türkiye için. Tekstil malları gereksinimini ABD, Uzakdoğu'dan karşı- Ityordu. Onlara çok büyük kotala r vermişti... Kongre'den çıkan yardım dışında Hacı TD, şunun üzerin- de duruyordu: Deviet kanalıyla değil de Amerikan firmaları kanalıyla, yeni olanaklar, yeni yatırımlar sağlamak. Tecimsel açıdan olduğu gibi askersel, bir de siyasal açı- dan Amerika ile bütünleşiyorduk. Irak'la ilişkilerin bu duru- ma gelmesinden sonra Suriye ile yakınlaşma başlamıştı. Suriye'ye mutça (bedava) su veriyorduk. Suriye, Amerika'ya yaklaşırken Türkiye'ye de yaklaşmayı uygun görmüş, suya da kavuşmuştu. 'Bekaa' da Surıye'deydi ha. . Hacı TO, askersel açıdan, Genelkurmay'ın 'gereksinim lis- tesi'yle mi gitmişti? Genelkurmay, 'Şunu, şunu, şunu... isti- yoruz!' mu demişti? En önemli isteklerden biri, 'Helikopter fabrikası'ydı. Bunu, Türkiye'de bir Amerikan firması kuracaktı. O firmaya Geor- ge İbn-i Bush'un yeşil ışıkyakması gerekti. Tank sanayisi, füzeler... Patriotlar o denli önemli değildi, p\r açıdan lükstü. Daha uygun bir savunma zinciri, bir ağ bi- çiminde füzeler... Genelkurmay, bunlann tümünü sıralamış, Hacı TÖ'ye ver- miş miydi? Amerika, Arap olmayanlara' mı önem veriyordu? Arap ol- mayan kim vardı ki? İran, İsrail bir de Türkiye! Hacı TÖ'nün bir umudu, DYP'yi ya da DYP oylannı, sağ oyları, ANAP'a katabilmek miydi? Umut işte, düş işte! Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz... Sol ne yapıyor? SHP ile DSP birleşebiliyor mu? Taşlama ustası Hasan Çelebi. şu dizeleri düştü: "ikisi de atıigan, atak değildi demek/Birı mandaya, biri sa- vaşa karşı 'durdu'. /Şu manda altına biz, taa o zaman girsey- dik/Şimdi Türkiye küçük Amerika olurdu!/Ah, bücür, usu kısa azgelişmiş ülkeler,/Mandalaşmak dururken, sürüngenleşme- seler..." Ankara'da Tanilli Günieri' vardı. Onu anlatacaktım olma- dı. Vedat Dalokay'la eşi Ayçe, trafik cinayetinde öldüler. Na- sıl yandım anlatamam! Vedat Dalokay, SHP'den ayrıldıktan sonra çok pişman ol- muştu. 'Yanlış yaptım!' diyordu. Dönemiyordu da artık. Onun unutmadığım, çok, pek çok güzel davranışları vardı. Şevket Süreyya Aydemir öldüğünde, tabutun Türk bayrağına sarıl- mamış olduğunu görünce, "Şevket Süreyya bayrağa sarıl- maz olur mu" demiş, belediyenın bayrağını, tabuta sarmıştı! Dalokay'la eşinin cenazelerinin kaldırıldığı Maltepe Camisi avlusu dün ana baba günüydü. ÇAOŞAMARIN SORULAR1/SORUNLARI YILMAZŞtPAL 'Bir Firma Kurmak Lstiyorıınr SORU: Ben, 1980 yılında ilk kez SSK'ya baglı olarak bir işyerinde calışmaya başladım. Bu çahşmalanm ara- lıklı olarak 1989 yılına kadar sürdü. Şubat 1989'da istefe bağlı sigortalı olarak SSK'ya prim ödemeye başladım ve halen de ödüyorum. Bugünlerde ticari bir firma kurmak istiyonım. Flr- mayı kurdnğnmda Bağ-Kur'a katıima zorunluluğnm var mıdır yoksa SSK sigortalılığım mı sürecek? SJG. YANI/K 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'nın 24. maddesinde kimle- rin Bağ-Kur sigortalısı olacağı ve kimlerin olamayacağı açık- lanmıştır. Bu açıklamada yasayla ya da yasanın "verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşlanna prim veya ke- senek ödeyenlerle bu tür kuruluşlardan malullük veya yaşlılık ayhğı ile dairai tam işgöremezlik geliri almakta olanlar, aylık veya gelir bağlanması için talepte bulunmuş olanlar (dul ve ye- tim ayhğı veya Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan geçici ya da sü- rekli kısmi işgöremezlik geliri alanlar hariç), sigortalı sayılmazlar!' Bağ-Kur dışında, bir başka yasayla kurulu sosyal güvenlik kurumu olan Sosyal Sigortalar Kurumu'na ister zorunlu, ister isteğe bağlı sigortah olarak prim ödeyenler Bağ-Kur sigortalısı olamazlar. Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'nün 22.9.1987 tarih ve 279 sayıh genelgesinin 6. sayfasında konu açık olarak anlatılmaktadır. "1479 sayıh kanun ve aynı kanunda değişiklik yapan kanun- ların 24'üncü maddesinde yazılı sigortalı olma şartlannı taşı- makla beraber, kummumuza tabi sigortahhğm başlayacağı tarihte veya daha önceki tarihten itibaren diğer sosyal güven- lik kunıluşlan kapsamında bulunanlann bu kuruluşlardaki si- gortahiıklan mecburi veya isteğe bağlı olarak devam ettiği sürece, Bağ-Kur Kanunu kapsamma ahnmayacaklardır;' Genelgede Bağ-Kur dışındaki bir başka sosyal güvenlik ku- ruluşundaki "mecburi veya isteğe bağh" ilişkilerini sürdüren- lerin Bağ-Kur Yasası kapsamına alınmayacağı vurgulanmaktadır. Genelgede aynca yine "1479 sayıh kanun ve aynı kanunda değişiklik yapan kanunlann 24. maddesinde yazıh sigortah olma şartlarını taşıdıklan halde kanunla ya da kanunlann verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kurumlanndan malullük ya da yaşlılık ayhğı ile daimi tam iş- göremezlik geliri almakta olanlar ile aylık veya gelir bağlan- ması için talepte bulunmuş olanlar"ın da Bağ-Kur kapsamına ahnmayacağı açıklanmaktadır. Ticari bir firma kurmanız durumunda Sosyal Sigortalar Ku- rumu'nun isteğe bağlı sigortahsı oluşunuz, Bağ-Kur sigortalısı olmanızı engeller ve SSK'nın isteğe bağh sigortahhğı sürer.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle