Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Dalan. "163
kalkmamalı"
• ANTALYA (Cumhuriyet)
— DMP Genel Başkanı
Bcdrettin Dalan, Körfez
savaşının özal'ın "yıldız"
olabiknesi için
kullamldığını söyledi.
Dalan, Serik ilçe binasının
açıkşında yaptığı
konuşmada, Körfez
savaşının iç politika
malzemesi yapıldığına
dikkat çekerek, dünyada
kurtıjluş savaşları dışında
hiçbir savaştan prim
aiınarak çıkılmadığını
belirtti. Dalan, daha sonra
141, 142 ve 163'ün
kaldırılmasıyla ilgili sonılan
yanıtlarken, 163'ün
kalkmasından yana -
olmadığj görüşünü
savundu. Dalan, şunlan
söyledi: "Dünyada
komünist düşünce düşüşte,
ama Türkiye'de tarikatçıhk
yükselişte. 163'ü kaldırmak,
din devleti kurmak
isteyenlerin ekmeğine yağ
sürecektir. Caminin içine
siyaset girecektir. Eskiden
kahveler sağa, solcu diye
aynhrdı, şimdi camiler şu
tarikatın, bu tarikatın diye
aynlacak"
SHFnin
ugraşı
• ANKARA (ANKA) —
SHP, bir grup
milletvekilinin TRT Genel
Müdürlüğü'ne giderek savaş
konusundaki habercilik
politikasını protesto
etmesiyle sonuçlanan olayla
ilgili olarak tekzip
yayımlatma uğraşını
sûrdürüyor. Ankara Barosu
Başkanı Erzan
Erzummluoğlu'nun da
aralarında bulunduğu bir
grup avukat, SHP'nin
tekzip istemini reddeden
Ankara 4'üncü Sulh Ceza
Mahkemesi'nin karanna
icarşV Ankara Asliye Ceza
Mahkemesi'ne başvurdu.
Dilekçede, TRT'nin anılan
olayı tarafsızhk ve dürlist
habercilik ilkelerine aykın
olarak kamuoyuna sunduğu
ve bu yolla partinin şeref,
haysiyet ve saygınlığına
saldında bulunduğu görüşfl
savunuldu.
Mitinge engel
• İZMIR (ANKA) —
Yeşiller Partisi'nin bugttn
KaYşıyaka Bostanlı'da
düzenleyeceği "banş
mitingi", Izmir Valiliği'nce
güvenlik gerekçesiyle iki ay
sonraya ertelendi. YP lzmir
tl Başkanı Ayşe Tosuner,
"Güvenlik bahane,
Cumhurbaşkanı özal'ın
oğlu Efe'nin nişanı
nedeniyle mitingimiz
ertelendi" dedi.
Barış treni
• ANKARA (Cumhnriyet
Bürosu) — Ankara'da
demokratik kitle
örgütlerinin katılımıyla
oluşturulan "Savaşa Hayır
Platformu"nun banş
yolculuğu bugün yapüıyor.
Saat 19.00'da hareket
edecek Gaziantep treniyle
Adana'ya gidecekler
arasında ÎHD Genel
Başkanı Nevzat Helvacı,
Genel Sekreteri Akın
Birdal, NÜSHED Genel
Başkanı Prof. Dr. Leziz
Onaran, ÇGD Genel
Başkanı Mustafa Ekmekçi,
TYS Genel Başkanı
Demirtaş Ceyhun, Eğit-Der
Genel Başkanı Mustafa
Gazalcı, milletvekilleri Veli
Aksoy, Sedat Doğan,
Cüneyt Canver, Hüsnü
Okçuoğlu, Rıza Ilıman ve
sanatçı İlhan Irem de
bulunuyor. "Banş Treni"
yolculan yann saat 11.00'de
Incirlik'te bir basın
toplantısı, 14.00'te de
Adana'da "Banş Fonımu"
düzenleyecek, aynı trenle de
geri dönecekler.
Krıpto davası
• ANKARA (UBA) —
Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde görülen
"Kripto" davası mart ayına
ertelendi. Kripto davasına
Ankara Deylet Güvenlik
Mahkemesi'nde devam
edildi. Yaklaşık 12 dakika
süren duruşmaya sanıklar,
Hande Şevket Mumcu,
Uluç Gürkan ve vekilleri
katılmadı. Geçen
duruşmada bilirkişi talimatı
ile İstanbul'a giden dosya
Ankara DGM'ye gelmediği
için duruşma mart ayına
ertelendi.
DYP, GİK bildirisinde "YüceDivan" imasında bulunuldu
'OzaPdan hesap sorulacak'
DYP Genel Sekreteri Gökberk Ergenekon'un
açıkladığı GİK bildirisinde "Ülke kendi kutsal
değerleri ve çıkarları için değil, ne olduğu
milletçe, milletin meclisince ve hatta
hükümetince de bilinmeyen kapab kapılar
ardında sorumsuz ve yetkisiz kişi tarafından
verilmiş içeriği meçhul vaatlerle, bir savaşın
eşiğine getirilmiştir" denildi.
dışında, bir azınlığın devlet nü-
fuzunu suüstimali olarak yürü-
tülmektedir. tcra mevkündeki
sorumlu hükümetin elinde, icra
ve iktidar göcü yoktur. Bunu
devretmiştir. Ama devretmeye
faakkı yoktur. Sorumsuz Çan-
kaya'nın ise arkasında ne hukuk
ne de halk vardır. Meclis için-
deki, milletin 26 Mart 1989 da
vekâletinden azlettigi iktidar ço-
ğunluğu da, milletin emaneti
olan yaşama hakkını, hükttmet
aracüıgıyla tek şahsa, bir an ön-
ce devretmenin tefaışı içerisinde-
dir. Bunu devretmeye hakkı
yoktur. Devrederse, orada otur-
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DYP Genel İdare Ku-
rulu'nca yayınlarian bildiride,
'Yiice Divan* yolu ima edilerek,
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a
"Hesap yiice miilet ve ügili mer-
dler önünde sorulacaktır" gö-
rüşüne yer verildi.
Genel Sekreter Gökberk Erge-
nekon tarafından dün açıklanan
GİK bildirisinde, 6-7 şubat gün-
leri yapılan toplantılardan son-
ra kamuoyuna şu noktalann
duyurulmasının kararlaştınldı-
ğı kaydedildi:
"Ulkemizin bugünkii yöneti-
mi her türlü hukuk sisteminin
maya hakkı yoktur. Açıkca ilan
ediyoruz ki, bunlar anayasa ih-
lalidir. Anayasa suçudur. Bütün
bunlann besabı miilet ve ilgili
merciler önttnde görülmeli ve
sorulmalıdır, sorulacaktır."
Yalan ve yolsuzluğun devlet
yönetimine girdiğinin, yöneti-
min milletin ve ülkenin çıkarla-
nna hizmet ettiğinden kuşku
duyulduğunun vurgulandığı bil-
diride, "Ülke kendi kutsal de-
gerleri ve ytiksek çıkarları için
değil, ne olduğu milletçe, mille-
ü'n meclisince ve hatta hüküme-
tince de bilinmeyen kapalı ka-
pılar ardında sorumsuz ve yet-
kisiz kişi tarafından verilmiş içe-
riği meçhul vaatlerle, bir sava-
şın eşiğine getirilmiştir" denil-
di.
GİK, bildirisinde daha sonra
şu görüşler savunuldu:
"Ülkesini bir savaşın eşiğine
getirmiş olan kişi, gerektiğinde
o savaşı yapacak olan ordusu-
nu, yani çağ açraış, çağ kapa-
mış, tarih yazmış TUrk ordusu-
nu dosta düşmana zayıf ve 400
yıl idaremizde yaşamış bir mem-
leketin karşısında büe darmada-
ğın olabilecek bir ordn diye ih-
bar edebilme basiretsizliğinin
belki diinyadaki tek örneğini
teşkil etmektedir. Açıkça ilan
ediyoruz ki bu, Türkiye için bir
talifasizliktir."
Bildiride izlenen dış politaka
'dümen suyuna takılmiş,
sahsiyetsiz' olarak nitelendirilir-
ken, insanlığın da önlemesi ge-
rekirken ve önlemesi de müra-
künken, önleyemediği bir faci-
anın ağır ve acı bedelini ödedi-
ği kaydedildi. Bildiride daha
sonra şöyle denildi:
"Miryonlarca aç insanı doyu-
racak, milyonlarca çıplak çocu-
ğu giydirecek maddi imkânlar.
bugün maalesef yüzbinlerce ton
bomba halinde yine insanlann
başına yağmaktadır. Ülkerr.izin
hayalperest yöneticileri de bu
fatnranm odenmesine göniillü
talip olmuşlardır. Savaş sonra-
sının tablosunda gaiibi ve raağ-
lubuyla bölge halklaruun gö-
ztinde ve gönlünde güvenilmez
bir ülke durumuna düşürülmüş
olduğumuzun beürtileri ve hat-
ta açık ifadderi ayan beyan or-
tadadır. Bize güvendiğini söyle-
yen, daha doğrusu sırtımızı ok-
şayan bazı çevrelerin ise bize
biçtikleri rol, 'Ortadoğu
NATO'su' adı altında kendi çı-
kaıiannın bekçiliği ve jandar-
malığıdır. Bu da bugünlerde ay-
nı çevrelerde açık açık ifade
edilmektedir. Oysa Türkiye, bu-
günkü yöneticilerine rağmen,
bUyük bir devletin adıdır. Her-
kesi bir kere daha basirete ve
yalnız bu ülkenin, bu milletin,
bu devletin çıkarlannı düşün-
meye ve yalnız o yönde hareket
etmeye davet ediyoruz."
Ergenekon, bildirinin açık-
lanmasından sonra, "Ügili mer-
ciler sözüyle Yüce Divan mı
kastediliyor" sonısuna, "Suçlar
ve ilgili merciler anayasada be-
lirtilmiştir, bellidir" yamtını
verdi.
Grup toplantısında 'Körfez'in tartışılmasını öneren Baykalcı Ünal:
4
SHPde görüş ayrılığı yok'SHP Eskişehir Milletvekili ve Grup Yönetim
Kurulu üyesi Zeki Ünal, partide kurultay
hesaplarıyla Körfez konusunda iki farklı
düşünce varmış gibi gösterilmek istendiğini
belirterek bunun doğru olmadığının ortaya
çıkmasından yana olduklarını söyledi.
ÜMİT ASLANBAY
ANKARA — SHP'de Körfez
politikalan konusundaki kartlar
salı günü açılıyor. Yapüacak
grup toplantısında, "yetki ve
Kürtçeyi serbest bırakan tasan-
lar" dışmda "SHP'nin Körfez'-
de olası geiişmelere yönelik po-
litikalan" da taruşılacak. Eski
Genel Sekreter Deniz Baykal ve
arkadaşlan, zamanın yetmemesi
halinde toplantının çarşamba
günü de sürmesini istiyorlar.
Baykal'a yakın olarak bilinen
TBMM Grup Yönetim Kurulu
üyesi Eskişehir Milletvekili Ze-
ki Ünal, "SHP'de, kurultay be-
saptan ile Körfez konusunda iki
farklı düşünce varmış gibi gös-
terilmek isteniyor. Bunnn doğ-
ru olmadığının ortaya çıkması,
SHP politikalannın halka daha
iyi anlaülmaandan yanayız" de-
di.
SHP Grup Yönetim Kurulu-
nun Genel Başkan Erdal lnönü
başkanlığındaki toplantısında
"gündem" tartışıldı. Alman bil-
gilere göre Zeki Ünal, "önümüz-
deki grup toplantısında Körfez
konusunun gündeme
alınmasım" istedi. Ünal'ın öne-
risine Genel Başkan lnönü de
karşı çıkmadı. İnönü, "parti
içinde bu konuda farklı diişün-
celer olduğu yolunda verilen ba-
zı imajlardan duyduğu rahatsız-
lığı" dile getirdi.
Baykal'a yakın bir ad olarak
bilinen Zeki Ünal daha sonra
yaptığı değerlendirmede şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Partide bu konuda iki fark-
h düşünce varmış gibi gösterili-
yor. Bu, parti vöneticilerinden
bazılaruun kurultaya yönelik bir
yamltmaca çabası. Ayncalık var-
mış, Sayın Baykal farklı düşün-
ce ve noktalardaymış gibi gös-
termek istiyorlar. Sayın tnönü
de Sayın Baykal'ın farklı bir dü-
şünce ortaya koymadığını bizzat
söyledi. Körfez'deki yapı her
gün değişiyor, yeni geiişmelere
sahne oluyor. Bunlann tar^şıl-
ması lazım. Aynca SHP politi-
kalannı tabana yeterince anla-
tamadık, bunun daha bir açık-
bğa kavuşturulması gerektiğini
dnşünüyonım. Bu amaçla böy-
le bir öneriyi gündeme getir-
dim."
SHP Genel Merkezi, Baykal,
Atalay ve Aydın Milletvekili Hil-
mi Ziya Postacı'ya "uyarı
mektuplannı" dün ulaştırdı.
Uyarı mektuplan gitti
Genel Sekreter Hikmet Çe-
tin'in imzasım taşıyan mektup-
larda yetkili organlarca sapta-
nan politikalar anımsatılarak
"Bu politikalann, Türkiye'nin
bugün doğrudan doğnıya sava-
şa girmemesinde etkili olduğu-
na inanıyoruz" denildi.
Baykal'dan yanıt
Bu arada Baykal ve Atalay'-
ın, genel merkeze yazılı yanıt
göndermeye hazırlandıklan öğ-
renildi. Baykal ve Atalay'm ya-
nıtlarında geçmişte parti
yönetiminde iken kendilerine
yöneltilen suçlamalardan örnek
göstererek kişisel düşünce fark-
lılıklarının olağan olduğuna işa-
ret edecekler. Baykal ve
Atalay'ın parti politikalanna
aykın açıklama yapmadıklanm
da söylemeleri bekleniyor.
öte yandan Fuat Atalay,
SHP genel merkezinden gönde-
rilen mektupla ilgili görüşlerini
açıklarken "Sosyal demokrat
bir partinin düşünce partisi ol-
dugunu", "Partinin resmi po-
litikalan ayn, parti üyelerinin
kişisel düşünceleri ayrıdır. Par-
tinin bir kanunu olmayan, temel
bir tüzük düzeniemesi bulunma-
yan bir konuda, hele ulke poli-
tikalan konusunda üyelerin
görüş belirtmeleri gayet doğal-
dır. Kalkıp parti programını de-
gişurelûn desek bu tüzüğe aykın
mı olur?" dedi. Atalay, geçmiş
yönetimi çok insafsızca eleşti-
renlerin hatta parti yönetimini
kamuoyuna 12 Eylül darbecile-
ri gibi göstermeye çaiışanlann
anlayışla karşılandığını öne sü-
rerek "Şimdiki yönetimin mil-
letvekUüği görevlerini yapanlara
bile bu anlayışın onda birini
göstermemesi ne anlama gel-
mektedir" diye sordu.
Görevden
alınalara
tepki
Savaşa karşı büdiri
8 siyasi partinin U yöneticileri Eminönü ve Taksim'de "Savaşı
durduralıra" bildirisi dağıttı. Bildiride işçi ve emekçilere savaşın
durdurulması için "üretimden gelen güçlerini kullanma" çagrısı
yapddı. Siyasi partilerin il başkanlan ve yöneticilerinin katüdığı,
"Savaşı durduralım" bildirisi dağıtmunda, SHP lstanbul İl Baş-
kanı Ercan Karakaş, SP Ü Başkanı Mustafa Birçek, HEP tl Baş-
kanı Osman Özçelik, TBKP tl Başkanı Zeynep Vardal, RP h
Başkanı Recep Tayyıp Erdoğan ve SBP Merkez Disiplin Kurulu
Üyesi Dündar Durgun ve Yeşiller Partisi üyeleri de hazır bulun-
du. (Fotoğraf: Saat Kozluklu)
SAMSUN (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP Samsun merkez
ilçe örgütünün genel merkez ta-
rafından görevden almması tep-
kilere yol açtı. Samsun SHP İl
Başkanı Hamza Türkpençe, gö-
revden almayı "olağanüstü ku-
rultaydaki hesaplaşmanın deva-
mı" olarak değerlendirdi. Sam-
sun'un Tekkeköy ilçesi SHP'li
Belediye Başkam Feyzullah Çı-
kış da Genel Başkan Erdal tnö-
nü'ye gönderdiği telgrafta,
"TRT olayı ve Baykal ile arka-
daşlanna ihtar verileceğinin bil-
dirilmesi ile partinin bataklığa
çekildiğini" belirtti.
Merkez ilçe örgütünün, "baş-
kan dışında" görevden alınma-
sım "teıgâh" olarak niteleyen
SHP Samsun İl Başkanı Ham-
za Türkpençe, "seçimle gelenin
seçimle gitmesi" ilkesini savun-
duklannı belirterek "Partide ça-
hşmayan, toplanülara katılma-
yan Merkez ilçe Başkanı Hacı-
bey Dilektir. Anahtarı cebin-
deyken, partinin kapalı bulun-
duğunu öne sürmesi gülünçtür.
Partiye gittiğinde yanında PM
üyesi Üstün KUsefoğlu'nun da
olması tezgâhtan başka bir şey
degildir" dedi.
Özal'ın "Irak, Türkiye'ye girseydi darmadağın olurduk" sözlerine eski komutanlardan tepki
Türk ordusu güçlüdürANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, "Irak,
maazallah Türkiye'ye girseydi darma-
dağın olurduk" sözleri, eski komutan-
lar tarafından tepkiyle karşılandı.
Emekli generaller, "Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nin Türkiye'yi korumaya mukte-
dir olduklannı" belirttiler. Eski Kara
Kuvvetleri Komutanı Necdet Öztorun,
"Bu değerkndirmeyi, silahlı kuvvetlerhı
yapıp ortaya koyması lazım" dedi.
Emekli general Tevfık Fikret Alpaslan,
özal'ın bu sözlerle, kendi hükümetini
suçladığını söyledi. Emekli general Musa
Öğün de, olayın üzücü ve düşündürücü
olduğunu belirtti.
TBMM Milli Savunma Komisyonu
Başkanı ANAP'lı Recep Ergun ise,
Cumhurbaşkanı Özal'ın sözlerinin ba-
sında yer aldığı biçiminde olduğuna
inanmadığını belirterek, "Ben Sayın
Cumhurbaşkanı'nın böyle konuştuğunu
sanmıyorum. Aynca, böyle bir iddianın
doğruluk derecesini de kabul
etmiyorum" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın önce-
ki gün TBMM'de bir grup ANAP'lı mil-
letvekili ile göruşürken, "Irak'ın gücü-
nü küçümsemekle yanılmışım. Büyük
bir askeri yığmak yapmış. Irak, maazal-
lah Kuveyt yerine Türkiye'ye girseydi
darmadağm olurduk" demesi askeri çev-
relerde büyük tepki ile karşılandı.
Eski Kara Kuvvetleri Komutanı emek-
li orgeneral Necdet Öztorun, Türkıye'-
ye yönelik bir saldmnın sonuçlannı "Bir
tek kişinin değerlendiremeyeceğini" be-
lirterek, "Bu tür değerlendirmeyi silah-
b kuvvetlerin yapıp ortaya koyması la-
zım, yahut beurii müesseselerin yapması
lazundır" dedi. Öztorun, şu değerlendir-
Emekli korgeneral Tevfik Fikret
Alpaslan ise, bir Ülkenin savaşa hazır-
lanmasından hükümetin sorumlu oldu-
ğunu bildirerek, "Sayın Özal kendi hü-
kümetini suçlamaktadır. Çünkü harbe
hazırlıktan hükümet sorumludur. Sayın
Özal kendisinin de bir süre başbakanlık
yaptığı kendi hükümetini, kendi seçtiği
kabinesini suçlamaktadır. Bir başku-
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı emekli
Orgeneral Recep Ergun, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
sözlerinin doğru olduğuna inanmadığım söyledi. Eski Kara
Kuvvetleri Komutanı Necdet öztorun, "Böyle bir
değerlendirmeyi silahlı kuvvetlerin yapması gerektiğini"
ifade etti. Emekli Korgeneral Musa Öğün de Özal'ın
sözlerinin "üzücü ve düşündürücü" olduğunu ifade etti.
meyi yaptı:
"Zannetmiyonım, böyle bir şey doğ-
ru olsun. Kim yapmış kıymetlendirme-
yi, kendisi yaparsa olmaz, o zaman sis-
tem bozuk demektir. Bu kıymetlendir-
meyi silahlı kuvvetlerin yapıp ortaya
koyması lazım. Yahut belirli müessese-
lerin bu kıymetlendirmeyi yapması la-
zım. Bir kişinin kıymetlendirmesi ile ol-
maz. Ben zannetmiyonım, ümit etmiyo-
rum ki, böyle bir şeyi söylesin sorumlu
bir cumhurbaşkanı."
mandan, bir şey söylerse kendisi de
sorumludur" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı özal'ın sözleri ile il-
gili olarak diğer emekli generallerin gö-
rüşleri şöyle:
Musa Oğün (Emekli korgeneral) —
Bu ifadelere inanmak çok güç olduğu
kadar üzücü ve düşündürücüdür.. 7 se-
nedir iktidarda bulunan sayın cumhur-
başkanımn bu hayati sorumluluğu neden
yerine getiremediğini de Türk milletine
açıklamasını gerekli ve zorunlu kılmak-
tadır.
Yaşar Demirbulak (Emekli tümgene-
ral) — Ben saym cumhurbaşkanı ile ay-
nı fikirde değilim. Türk Silahlı Kuvvet-
leri bu işin altından rahat kalkabilirdi.
Irak'ın Iran'la savaşında 8.5 senede gös-
terdiği performans iyi değil, aksine kö-
tüydü.
Sadık Haksever (Emekli tümgeneral)
— Irak yanılıp Türkiye'ye saldırsaydı
Türk ordusu darmadağan olmazdı.
Prensipte baskın yapan tarafın binakım
avantajlan mevcuttur. Türkiye'nin bu-
günkü silahlı kuvvetleri; gücü, morali
ve moral değerleri ile Irak'ı tek başına
alt etmeye yeter.
TBMM Milli Savunma Komisyonu
Başkanı emekli orgeneral Recep Ergun,
Cumhuriyet muhabirinin sorulannı ya-
nıtlarken, "Irak'ın Türkiye'ye saldınsı
halinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ye-
tersiz kalacağı şeklindeki iddialara
kaülmadığını" ozellikle vurgulamak is-
tediğini söyledi. Ergun, Saddam'ın gü-
cünün başlangıçtan ben abartıldığı gö-
rüşünde olduğunu söyledi ve "Irak or-
dusunun Türkiye topraklanna girme ka-
biliyeti olmadığı kesindir" dedi. Ergun,
"Türk Silahlı Kuvvetleri bugünkü yapı-
ayla berhangi bir Irak saldınsım püskür-
tecek güçtedir. Irak böyle bir saldırıyı
göze alamaz." diye konuştu.
CÜNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
Karalarken Bir de
Ayakta Alkış Beklemek...
ANKARA — Oün yayınladığı bildiride DYP, "Ülkesini bir
savaşın eşiğine getirmiş olan kişi; ordusunu, dosta düşma-
na, Irak karşısında bile, darmadağın olabilecek bir ordu di-
ye ihbar edebilme basiretsizliğinin belki dünyadaki tek ör-
neğini teşkil etmektedir" diyor.
Bu bildiriler neden yayınlanıyor, benzeri demeçler niçin
veriliyor? Nedeni çok basit. TÖ ile iktkjan bilinçli olarak "be-
lirsizlik ortamı" yarattı. Önemli sorunlarda ülkenin hangi he-
defe varacağını artık kimse kestiremiyor. Ulusal sorunlar bir
kişiye emanet, alacakaranlıkta yol alıyor.
"Milletin azlettigi iktidar çoğunluğu" ise, uiusal iradenin
emaneti olan "yasama hakkını, hükümet aracılığıyla tek şah-
sa bir an önce devretmenin telaşını" yaşıyor.
Yeni yetkilerle donanan TÖ, cumhuriyetin belli başlı ku-
rumlarını dün överken bugün kötülüyor. İki gün önce "Irak
maazallah Kuveyt yerine Türkiye'ye girseydi, darmadağın
olurduk" diyebilen insan iie 17 Aralık 1990'da "Türkiye'ye
yan gözle bakanın gözünü oyacağımızdan" söz ederek,
"Bastığımız yeri titretiriz" diyen aynı insan: TÖ!
Dokuz yıldır devlet elinde. Bu sürede F-16 övünüleriyte,
iktidarı sayesinde ordunun mekanize sisteme dönüştüğü-
nü vurgulayan demeçleriyle yillardır kafamızı şişiren TÖ, bu-
gün Irak karşısında ordunun "dağılacağım" söyleyebiliyor.
Mekanik, cevik, ancak profesyonellerden kurulacak silahh
kuvvetlere gereksindiğimizi gündeme getirirken, kimilerinin
aklına asıl soru geli-
Dokuz yıldır devlet
elinde. Bu sürede
F-16 övünüleriyle,
iktidarı sayesinde
ordunun mekanize
sisteme dönüştüğünü
vurgulayan
demeçleriyle yıllardır
kafamızı şişiren TÖ,
bugün Irak karşısında
ordunun
"dağılacağım"
söyleyebiliyor.
yor: Sözleşmeli seç-
me kişilerle nasıl bir
ordu? Devletin mi,
TÛ'nün mü?
Yeni yetkilerle
devleti bir kez daha
temelinden sarsma-
ya karariı. Sokağa
saldığı ve iz sürücü-
lerinin önüne artığı
görüşlerie genelkur-
mayla arasında
"sessiz bir sava-
şım" başlatıyor.
Resmi bir bildiri ile
karşı görüş bildirme-
nin içinde bulundu-
ğumuz ortamda çe-
şitli tepkilere, deği-
şik kurgulara yol
açacağını varsayan
genelkurmay, arka-
daşımız Evren Değer'e önceki gün şu kısa değerlendirme-
yi yapıyor: "TSK, Türkiye'yi korumaya muktedirdir."
Demirel gibi darbelerden geçmiş, darbelerin ıstırabını yıl-
larca çekmiş bir siyasetçi dün bize, bütünüyle katıldığımız
görüşler söyledi: "Antimilitarist olabilirsiniz, darbelere kar-
şı çıkabilirsiniz, hatta siyasete bulaşan orduyla zaman za-
man tartışmalarda bulunabılirsiniz" dedikten sonra şöyle
konuştu:
"Ama, evet ama... Orduya güvensizlik ilan etmeye ve böy-
le konuşmaya, hele 'kendini devletin başı sanan' bir ada-
mın hakkı yok!"
Üstelik Çankayalının sözleri, Türkiye'yi "zaafiyet içinde"
gösteriyor. Bütün bunlann "hesabı miilet ve ilgili merciler
önünde görülmeliydi, sorulmalıydı ve sorulacaktı."
Evet, mutlaka sorulmalıydı! Çünkü, saldırıyı karşılayama-
yacak durumda olduğunu söylediği orduyu savaşa hazırla-
manın sorumluluğu, anayasanın 117. maddesine göre, ye-
di yıl başbakanlık yapan TÖ'nün omuzlarındaydı.
Ozkökü Köşk'e uzanan haber kaynağının geçende bildrr-
diğine göre, Bush'un Kongre'de yaptığı konuşmayı TÛ'nün
TV'den aynen yayınlatmasındaki ana neden şuymuş: Sa-
vaşa karşı oy kullanan Kongre üyeleri dahi, Bush'u ayakta
alkışlamış. Cumhuriyetçi ile Demokrat, Bush'a destek ve-
riyormuş. İşte "TÖ'nün herkese göstermek, tabii dolaylı yol-
dan muhalefeti suçlamak" istediği sahne buymuş.
Bush, halkının gerçek desteğiyle Beyaz Saray'da
oturuyor.
Ya bizimki? Halkın "vekâletinden azlettigi iktidar
çoğunluğunun" oylarıyla.
Bir de ayakta alkış beklemek?
Hadi canım sen de!..
P A R T I L E R D E N
İşçi çıkarmaya tepki
• ANKARA (UBA) — Sosyal Demokrat
Halkçı Parti Genel Sekreter Yardımcısı
Cevdet Selvi, Bakanlar Kurulu'nun bir
kararla işçi çıkarmalannı durdurmasını
istedi. SHP'nin sendikalardan sorumlu
Genel Sekreter Yardımcısı Cevdet Selvi, işçi
çıkarmalar konusunda iktidar ve işverenlerin
Körfez savaşından yararlanma gayreti içinde olduğunu öne
sürdü. Selvi, "Bir taraftan işçilerin demokratik haklan
elinden alınıyor, grevler yasaklanıyor, diğer taraftan da
işverenler istedikleri gibi işçi çıkanyorlar. İktidar savaşı
bahane ederek işçilerin her türlü haklannı gaspederken
işçilerin sokağa atümasma göz yumuyor. Bu adaletsizlik
en kısa zamanda giderilmelidir. Madem bir sıkıntı vardır.
Nimet de kütfet de bir olmalıdır. İşverenlerin kârlanm
düşürmemek için işçileri işten atmalan önlenmelidir" dedi.
Cindoruk; Özal seçim peşinde
ANKARA (UBA) — Doğru Yol Partisi
(DYP) Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin
Cindoruk, hükümetin Cumhurbaşkanı
Türgut özal'dan, Özal'm da Anayasa
Mahkemesi'ndeki köstebeğinden aldığı
sinyaller üzerine kanun hükmünde
kararnameler hazırlandığun öne sürdü.
Çıkarılması öngörülen yeni Yetki Yasası'nda, birçok
nedenin yanında Sözleşmeli Personel Yasasfnın iptali
ihtimaline dayandığını belirten Cindoruk, "özal, geleceğini
garantilemek için seçim yemi peşinde" dedi. Anavatan
Partisi içinde bile ciddi tartışmalara neden olan Yetki
Yasası hakkında görüşlerini açıklarken "Anayasa
Mahkemesi'ndeki köstebek" iddiasını yeniden gündeme
getiren Cindoruk, "Bakınız, hükümet hep yukandan aldığı
işaretler üzerine ve çok ilgi çekici zamanlarda bazı
hazırüklar yapıyor, açıklamalarda bulunuyor. Anayasa
Mahkemesi 424-425 sayılı KHK'yi iptale hanrlamrken
bunu haber alan Özal 430 için talimatını verdi ve hemen
yerine getirdi"
Küçükarmutlu'da ne oldu?
• ANKARA (UBA) — Halkın Emek
Partisi (HEP) Kars Milletvekili Mahmut
Ahnak lstanbul Küçükarmutlu'da yapılan
operasyonu TBMM'ye getirdi. Alınak,
Başbakan Akbulut'un operasyonla ilgili bilgi
vermesini istedi. Mahmut Alınak, Başbakan
Yıldırım Akbulut'un yanıtlaması isteğiyle
TBMM başkanlığına verdiği soru önergesinde lstanbul
Sarıyer Küçükarmutlu mahallesine yapılan operasyona ne
kadar polis, asker ve sivil güvenlik görevlisinin katıldığının
açıklanmasım istedi. Alınak'ın önergesinde Başbakan
Akbulut'un yamtlamasını istediği önergede; "Mahalleyi
saat 05.30 sıralannda saran güvenlik görevlilerinin mahalle
sakinlerini zor kullanarak evlerinden ve yataklanndan
dışan çıkarıp kar, buz ve çamurla kaplı zemine yatırdıklan
ve copladıklan doğru mudur" diye sordu.