22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURtYET/5 Pinokyo benzetmesi • ANKARA (Cumbariyet Bürosu) — DYP Grup Başkanvekili Mustafa Çorapçıoğlu, önceki gün Anayasa Komisyonu'nda kabul edilen yetki tasansmı Hitler'in karamamelerine benzetti. Başbakan Yıldınm Akbulut'u "Pinokyo"ya benzeten Çorapçıoğlu, "Özal pekçok Pinokyo yarattı. ANAP grubundaki Pinokyolar özal'ın parmak makinesi oldu. Birini de Başbakan yaptı" dedi. Çorapçıoğlu, dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, yetki tasarısıru eleştirdi. Çorapçıoğlu, Hitler'in de benzer biçimde birçok kararname çıkardıktan sonra parlamentoyu devre dışı bıraktığına dikkati çekerek, özal'ın da Meclis'i devre dışı bırakmaya çalıştığını öne sürdü. Askerlik kısaltılsın • ANKARA (AA) — ANAP Bitlis MilletvekUi Faik Tanmcıoğlu, askerlik süresinin kısaltılması konusunda bir yasa önerisi hazırhyor. Tarımcıoğlu, konuyla ilgili olarak Türk Silahlı Kuvvetleri Yasası'nda değişiklik öngören bu yasa önerisiyle, çağın standartlanna uygun bir düzenleme getirilmesini amaçladığını belirtti. "taksitle askerlik", "profesyonel askerlik" ve "ihtisasa göre askerlik" uygulamalannı getinneyi planladığını kaydeden Tanmcıoğlu şunları kaydetti: "örneğin taksitle • «skerlikte 4>ir mûkell«f her °yıl 4 ay askerlik 'yapacak. Kalifiye personeli böylece surekli şekilde işinden uzak tutmayacağız. Taşar: Küfretmedim • ANKARA (Camhuriyet Birosa) — Devlet Bakanı Mustafa laşar, KUrtçe konuşma yasağının kaldırılmasına ilişkin tasarı ANAP gnıbunda tartışılırken, Mardin , MUletvekili Nurettin Yılmaz'a küfretmediğini bildirdi. Tasar, dün yaptığı yazüı açıklamada, toplantılarda, "zaman zaman o gûnkü atmosfer içerisinde medeni ölçülerin dışına çıkılmadan konulann tartışıldığını" belirterek "Ama hiçbir zaman sebebi ne olursa olsun küfür ya da kaba kuvvet bir araç ' olmamaktadır" dedi. Taşar, grup toplantısında kendi - tarafından "devlet adamlığıyla bağdaşmayan şekilde bir taciz edici durum, saldın veya haraket" olmadığını kaydetti. İşkence iddiası • ANKARA (AA) — SHP Çorum MUletvekili Rıza Ihman, Haydar Arman adlı bir vatandaşın işkence sonucu öldüğünü öne sürdü. Ihman, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı gündem dışı konuşmada, insan hakları ve demokrasinin askıya ahndığını, işkence ve akıl almaz basküar uygulandığını iddia etti. Ihman, Haydar Arman adh kişinin bir arkadaşryla tartışması sonucu üç ay ceza aldığını, bunun için ve askerlik nedeniyle polisçe arandığını, Ankara'da yakalandıktan sonra Etlik Karakolu'na, oradan da siyasi şubeye götürüldüğünü, iki gün sonra da Ankara Cezaevi'ne sevk edildiğini anlattı. Grup Ekin serbest • ANKARA (UBA) — 24 ocak tarihinde gözaltına aiınan Grup Ekin üyeleri serbest bırakıldı. Grup Ekin üyeleri, polisin arşiv için yüzleri kameraya dönük olarak yakın plandan çektiği göruntülerin televizyondan "Yasadışı örgüt üyeleri tutuklandı" şeklinde verilmesini kınadılar. GenelMerkez ile Baykalcılar hazırladıklan 'raporlan 9 üyelere sunuyor SHPde ^latfonrf savaşıGenel Merkez'ia platformu Partinin laiklik ve devlet anlayışı ve tanımlan netleştirilerek kamuoyuna açıklanacak; ülkede yaşanan "kültürsüzleştirme süreci" üzerinde durularak SHP'nin "kültürün insanın özgür olmasıyla bağlantıh olduğu" görüşü ortaya konacak; sanayileşmenin doğaya ve insana rağmen olamayacağı vurgıılanacak. Baykal ve arkadaşlannın platf ornn Sosyal demokrasi yenilenmelidir. Kol gücü anlayışma bağh işçi kavramı değişmiştir. Ekonomik hak ve talepler yenilenmeli. Ev kadım da üretimin içindedir. Ekonomi, sosyal duyarlılığı olan pazar ekonomisi olarak düzenlenmelidir. Borsa da ekonomideki kurumsallaşmanın temel araçlarmdan biridir. ÜMİT ASLANBAY ANKARA — SHP'de ha- ziran ayı so- nunda yapıla- cak olağan ku- rultay öncesin- de, yönetime geline mücade- lesi "resmen" başladı. Eski Ge- nel Sekreter Deniz Başkal ve ar- kadaşları, önceki gun tamamla- dıklan 24 sayfalık "Sosyal De- mokrasiniıı Teorik-tdeolojik So- ranlan ve Yeni Yaklaşımlar" başhkh "platfonnu" önümüz- deki günlerde SHP tabanında dağıtmaya hazırlanırken genel merkez yönetimi de 6 ana baş- lıktan oluşan bir başka "platformun" hazırhklannı bi- tirmek uzere. 20 şubatta delege secimleri ile başlayacak olan kurultay süreci öncesinde Baykal ve arkadaşla- ruun, yeni bir çıkışa daha hanr- landıklan aiınan bügiler arasın- da. Baykal'ın, gecen hafta Kör- fez politikası konusundaki "par- ti poNtikalanna aylan düştafn" öne sürülen açıklamalanna kar- şıhk genel merkezden gelecek "uyanyT beklediği öğrenildi. Baykal'ın "uyarı" metninin eli- ne geçmesinden sonra yazüı bir açıklama ile görüşlerini açıkla- yabileceği kaydediliyor. Genel merkez yönetiminin hazırlıklannı sürdürdüğü plat- formda özetle şu başlıklar üze- rinde duruluyor: Laiklik: Bu konuda hazırla- nan rapor ay sonunda tamam- lanacak. MYK'da görüsuldük- ten sonra son biçimi verilerek kamuoyuna açıklanacak. Ra- porda SHP'nin laiklik anlayışı ortaya konulacak, bu konuda netleşme sağlanacak. Bunun dı- şı nda TBMM grubunun çalış- malan, çifte vatandaşhk, asker- lik, yurtdışındaki işçiler, insan haklan, düşünce özgürlüğU üze- rindeki yasal çalışmalar da ki- tapcıklar halinde basüarak üye- lere gönderilecek. Devlet yapısı: "Demokratik derlet" kavramı tammlanacak. CHP'den bu yana miras aknan "devletcilik" üzerinde durula- rak, bunun güncel sosyal de- mokrat politikalarla uyumu ve yenileşmesi sağlanacak. Devlet tanımı yanında, "Devlet ne ka- dar, nereye kadar mödaiıale edebilir" sorusu yanıtlanacak. Bu da MYK'da görüşüldükten sonra son biçimini alacak. KiUttir politikalan: Ülkede yaşanan kültürsüzleştinne süreci üzerinde durularak "kültürün, insanın özgür obnası ile baglan- tdı olduguııu" ortaya koyan SHP görüşü somutlaştınlacak. Diğer partilerin çok az üzerin- de durduklan kültür sorununda birey-toplum ilişkisi üzerinde durularak sosyal demokrat po- litikaların "bireyin geHsmesinden" yana olduğu vurgulanacak. Hazırlıklan süren bu raporda, kültür hayatı da ra- kamlarla, somut örneklerle or- taya konulacak. Sanayide yeni tanımlar: Ha- zırlanan bir başka raporda da sanayinin doğa karşısındaki tav- n üzerinde duruluyor. Sanayinin doğaya duyarsızhğı anlatılarak SHP'nin "dogaya ve insana rağ- men sanayileşmeden yana olmadıgı" vurgulanıyor. Hedef sanayileşen ülkelerin bugün vardıklan noktanm ve çevre du- yarhlığının sentezi olarak alını- yor. Ekonomik programın bir parçası olarak, sanayi dışında tanm sektöründe de verimliliğin arttmlması ve bunun yollan ifa- de ediliyor. KuruJUyda yenilik: SHP yö- netimi, haziran ayındaki kurul- tayı da öncekilerden daha deği- şik bir biçimde yapmaya hazır- lanıyor. Buna göre 2-3 gün sü- recek kurultay, 10-15 gün önce- sinden komisyon çalışmalan ile Inönü,hükümeteyetki verenbenzeritasarılann iptaledildiğinihatırlattv Ifetkıyi geri çekinANKARA (Cumhariyet Bii- rosn) — SHP Genel Başkanı Er- dal tnönü, Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal'ın "tnönü'nün jetonu geç düşüyor" sözlerini "Ben onun tarafsız olmadığını söylü- yonım. Zannediyonım, o da be- ni destekliyor" diye yanıtladı. Inönü, yetki tasansını da sert bir biçimde eleştirerek "tumden geri çekilmesini" istedi. Zam furya- sına dikkat çeken SHP lideri, kültür hayatının da çıkmaza gir- diğini ifade etti. Dünkü gölge kabine toplan- tısından sonra bir basın toplan- ösı düzenleyen Inönü, hükümete geniş yetki getiren tasannın ben- zerlerinin daha önce iki defa ha- zırlandığmı ve başvuruları üze- rine Anayasa Mahkemesi'nce ip- tal edildiğini ammsattı. Inönü özetle şöyle dedi: "Şimdi banlan nazara alma- dan daha genişini getirdier. Ka- mo kuruluşlan, ekonomik dü- zeftlemeler, hatta yeni bakanlık- lar knruyoıiar kanun hükmiuı- de kararnameierie. ANAP'ın her zaman ayguladıgı taktik bu. Hiç olmayacak bir tasanyı geti- riyorlar, tepid ortaya çıkınca bir- kâc maddesini degiştirip yumu- şatıyorlar. Sonra aslı aynen ka- iıyor. Şimdi TBMM'nin yetkisini hükümete devrediyorlar." Anayasa Mahkemesi'nin da- ha önceki iptal kararlannda KHK'lann ivedi ve zorunlu ol- mayan hallerde kullanılamaya- cağını ve sürekli hale getirileme- yeceğini öngördüğüne değinen Inönü, hukümetin "iyedi ve zo- mnin haüeri" kendisi belirlemek üzere yetki istediğini ifade etti. Tksanyla, TBMM'den herhangi bir yasa cıktığmda hukümetin bunu istediği gibi değiştirebile- ceğine dikkat çeken Inönü, bu- nun da yasalaşması durumunda Anayasa Mahkemesi'ne götüre- ceklerini belirterek "Bunlan ge- tiren iktidar çogunlugu ne ka- dar? 3. parti durumunda. Banu kesin olarak yapmamalaruu is- Öyonun. Tamamen karşıyu. Şu- nuun burasını defişürdik diye, demokrasiye aylon, Meclis'in yetkilerini alan bir tasanyı bize kabal ettiremezkr." İNÖNÜ — Zam fnryası kültür hayatımua darbe vurdn. (Fotoğraf: Cumhuriyet) ABD'nin kara çatışmasını Türkiye'yeyaptırabileceğine dikkat çeken Ecevit: BM kararlarının dışına çıkıldıANKARA (Camhuriyet Bürosu) — DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit, Türki- ye'nin kendi topraklanndan Irak'a hava saldınlarında bulunulmasını derhal önle- mesini istedi ve ABD'de Irak'a karşı nükleer silah kullanma konu- sunun tartışıldığına dikkat çekerek "Türki- ye, nükleer siiah kullanımmın önlenmesi için şimdiden BM ve dönya kamuoyunu uyannabdır" dedi. Türkçenin tek resmi dil olarak kaunasını, toplumsal etkinliklerde yalnız Türkçe kullamlmasını isteyen Ece- vit, "Ancak berhangi bir dilin sözlii kulla- •rnımı da yazüı knllanımım da yasakiamak, insanlıga ve aygarüğa aylundır" dedi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit dün düzenlediği basın toplantısında DSP Mer- kez Karar ve Yürütme Kurulu'nun Körfez krizi ve Kürtçeye ilişkin görüşlerini açıkla- dı. Türkiye'nin, kendi topraklanndan Irak'a hava saldınlarında bulunulmasına izin ve- rerek Irak'ın gelecegine ilişkin senaryolar üreterek GUvenlik Konseyi kararlanmn dı- şına çıktığını dile getiren Ecevit, Cumhur- başkanı Tıırgut Özal'ın Irak halkından 'halklar' diye söz ederek komşu ülkenin iç işlerine kanşma eğilimini açığa vurduğunu bildirdi. Ecevit, "Bu sonımsuzca konuşma- lann geri tepebUecegi ve Türkiye'ye yöne- lik bazı bolücü dış tertipieri de cüretlendi- rebikceği konusunda, TBMM ve hükümet, Cumburbaşkam'nı ciddi biçimde uyarmalıdır" dedi. ABD'nin Körfez savasını kara çatışma- sma dönüstürmeyi kaçınılmaz gördüğünü, ancak kendi askerleri ağır can kayıplanna uğrayabileceği için bundan çekindiğini ifa- de eden Ecevit şunları söyledi: "ABD kara çatışmasını Türkiye'ye yap- tırmak isteyebiür. Tiirkiye, asla böyle bir oyuna gelmemelidir. Türk halkının ve as- kerinin canı Amerikan askerinin canından daha degerâz degfldir. SOB gimterde ABD'- de Irak'a karşı nükleer silah kaUanma ko- nasn gündeme gdmiştir ve açıkça tarüşd- maya başlanmışür. Nükleer silah kullanı- mı, yalnız Irak'ta degil, Türldye gibi Irak'la komşu olan ülkelerde de böyük felaketle- re yol açabihr. Türkiye, nükleer silah kul- lammının önlenmesi için şimdiden, Birleş- miş Milletler'i ve düıya kamuoyuna uyar- malıdır. " Ecevit, yetki konusunda da görüşlerini şöyle dile getirdi: "Cumhurbaşkanı Sayın Özal, bir yandan özgürlükleri geniştetici adımlar atmak iste- diği görüntıisünü verirken bir yandan da TBMM'nin tum yetkilerini gasp ederek Ba- kanlar Kurulu'nu etkisizleştirerek ve yargı organlarım bir bir ete geçirmeye kalkışarak ülkede tek adam dikutörlüğü kurmaya ug- raşmaktadır. Türkiye'nin siyasal rejimini kendi istediği gibi biçimlendinnek amacıyia Körfez bunahmını ve savaşuıı bile istismar etmektedir. TBMM'de grubn bulunan par- tiler, bunu önleyecek etkinlik gösteremez- lerse agır vebal alünda kalacaklardır." Ecevit, partisinin Kürtçe ile ilgili görüş- lerini de şoyle açıkladı: "Cumhurbaşkam'nın özgürmkleri geniş- letid adımlar atmak istermiş gibi görünme- sinin nasıl bir kandırmaca olduğu, anadil yasagını kaldıracagı öne sürülen yasa tasa- nsıyla ortaya çıkmıştır. Tasanda, Kürtçe- nin sözlii kallanımına izin verilirken yazüı kuuanımına agır yasaklar getirihnesi öngö- rübnektedir. Yazı kat olah biıüerce yıl geç- tikten sonra bir dilin, yazüı degil de ancak sözlü lnıBVmlmagna izin vermek, Türldye'- yi tarih öncesinde kalmış gibi gösterecek bir UkeUik örnegidir. DSP'oin görüşüne göre; bölücü ve ayn- ukçı egilimleri önlemek üzere demokratik nukuk devleti kurallan içinde en etkili ön- lemler almmalıdır. Türkçe tek resmi dfl ob- rak kalmahdır. Toplumsal etkmüklerde yal- nız Türkçe kullanümandır ve tüm yurttaş- lanmızın Türkçe öğrenebilmeleri için yay- gın bir kampanya açılmalıdır, ancak her- hangi bir dilin sözlü kullanımuu da yazüı kullaoımını da ya««H«mal< inanhp ve uy- garlıga aykındır." başlayacak. Kurultayda ise Batı ülkelerinin sosyal demokrat par- tilerinde gelenek olduğu uzere temel politika ve yenilikler tar- üşılacik. SHP yöneticileri, ku- rultayda bu yıl, gelir dağılımı, devlet, çevre gibi başhklan par- ti üyelerinin görüşlerine açma- yı düşündüklerini, aynca üyeler- den gelecek önerilere göre de tartışma konulannı saptayacak- lanm belirtiyorlar. Baykal cephesi Baykal ve arkadaşlarının ha- zırladığı platformda ise genel bir dünya tahliünden sonra siyasi ve ekonomik yenileşmeler üzerin- de duruluyor. "YeniKkçi" kavra- mının sıkça kullanıldığı plat- formda, bilimsel ve teknolojik gelişmeye koşut olarak sosyal demokrasinin kendisini yenile- mesinin şart olduğu anlatıhyor. Platformda Baykal'ın, İnönü ile yoUarının ayrıldığı günlerde gündeme getirdiği "siyasette ükanma" görüşü, "evrensel tı- kanma nedenleri" sıralanarak Türkiye siyasetinde yapılması gerekenler ve bu tıkanıklığın yansımaları anlatıhyor. Çahşmada, teknolojik geliş- menin işçi tanımını degiştirdiği de ifade edilerek "Agıriıklı ola- rak kol gücü kavramına dayalı işgücü anlayışı, sol siyasetin yak- lasık seksen, yüz yü öncesi temel çüuş noktasıydı" görüşü ortaya konuluyor. Beyaz yakah işgücu yanında, robot teknolojisinin de devreye girdiği, bu nedenle sol siyasetin bunlan göz önünde tutması gerektiği anlatıhyor. Ekonomik refah için sanayi- leşme yanında, toplumsal ke- simlerin örgütlenmesi gereği dile getirilen platformda, sanayileş- me hedefi içerisinde yeni kent- sel düzen ve kentleşme zorunlu- luğu üzerinde de duruluyor. "Platform"da işlenen diğer konular özetle şöyle sıralanıyor: "Ekonomik hak ve taleplerin yenilenmesi. Örnegin ev kadın- lannın da toplumsal iıretim sü- redne katüdüdan görülerek pay almahdırlar. Etnik ve dini so- rnnlan olan kesimler dışında marjinal kesimlere de sahip çı- lalmahdır. Idari yapı günün ko- şaDanna göre yenideo düzenlen- ntelidir. Ekonomi 'sosyal duyar- ühğı olan bir pazar ekonomisi' olarak düzenlenmelidir. Borsa da ekonomideki kurumsallaş- •uuım temel araclanndan biri- sldlr." - . . Platformda dikkat çeken noktalardan birini, "sosyal adalet" kavramını "yenileştirme" çabalan oluştu- rurken bu kavramın "eşit yük- selme ve kişisel islevler de taşı- ması gerektiği" belirtiliyor. Yi- ne "Parlamento yenilenmelidir" denilirken de özetle şu görüşler üzerinde duruluyor: "Parlamento var olan yapısıy- la, mekanizmalan toplumun ge- risine düşmeye başladı. Siyaset kendi işlevini yerine getiremez oldu. Onümazdeki dönemde, Törkiye'nin ihtiyaçlan, sosyal ve ekonomik gettşime katkı yapa- cak yeni bir idari yapı ve yapı içinde yer alacak bir parlamen- toya gereksinim vardır. Ancak böylesine dinamik bir yapı gün- cel gelişmelere duyarlı olabilir, toplumun bütün kesimlerine seslenebiliı." Kurultay takvimi 20 şubattaki delege secimleri ile açılacak olan kurultay müca- delesi, nisan ayındaki ilçe secim- leri ile sürecek. Genel merkezin hazırladığı takvime göre mayıs ayındaki il kongrelerinden son- ra haziran ayı sonlannda olağan kurultay yapılacak. Kurultayda Baykal'ın yeniden genel başkan adayı olup olmayacağı kesinük kazanmamakla birlikte, Bay- kal'a yakın adlann, yönetime gelmek amacıyia ayn h^te çıkar- malannın kesin olduğu belirti- liyor. înönü'nün karşısında Bay- kal'ın "bir kez daha aday ohnak zorunda kalabilecegi" öne sü- rülüyor. Uyan mektubu SHP MYK'nın, eski Genel Sekreter Deniz Baykal ve arka- daşlanna yazümasını kararlaş- tırdığı "uyan mektupları" bu- gün "elden" veriliyor. Eski Ge- nel Sekreter Fuat Atalay, "eleş- tirilerinin ANAP'ın işine yara- dığı gerekçesiyle, partide sıkıyö- netim ilan edilmeraesinin sol an- layışa sıgmayacağmı" belirterek, "Yönetim böyle düşünüyorsa disîphn mekanizmasım çalıştınp partiden bizi ihraç etsinler" de- di. Aydn Milletvekili Hilmi Zi- ya Postaa, "sozlerinin basında carpıtüdığını" öne sürdü. SHP MYK'mn önceki gün al- dığı karar çerçevesinde, Deniz Baykal ve Fuat Atalay'a bugün "elden iletüeceği" öğrenilen Ge- nel Sekreter Hikmet Çetin im- zalı mektubun metni şöyle: "Partimizin yetki organlarm- ca kabal edilen politikalan son derece açık ve nettir. Bu politi- kalar kamuoyundan da destek görmüştür. Partimiz politikala- rında tatarsızlıga tahammül edemez. GözünUzden kaçtığına inandığımu 19 Ocak 1991 tarihli parti meclisi bildirisi ektedir. Bilgilerinize." CÜNEYTARCAYÜREK YAZIYOR Savaşı, Oya Manevralan... Dışarıdaki kimi gelişmeler isterse olumsuz olsun, elinde TV ile Çankaya havalı yazar-çizerler TÖ, ANKARA — Savaşla kanşık önemli kimi siyasal olaylan oya dönüştürme girişimlerine zaman zaman rastladık. 1950'deki özgür seçimlerde iktidar partisi CHP, haJkı ikin- ci Dünya Savaşı'na ülkemizi sokmayan devlet adamı İnö- nü'ye oy vermeye çağırdı, iktidarı yitirdi. 1973'teki Kıbrıs Banş Harekâtı'nın üzerinden bir süre geç- ti. 1975 ara seçimlerine CHP, Kıbrıs'ı oya dönüştürecek si- yasal manevralara girdi. CHP'nin toprak sorununu işlediği günlerdi; buna karşın Urfa'da... CHP'nin haşhaş ekimiyle puan aldtğı aylardı, buna karşın Afyon'da (genelde 6 milletvekilliğinin 4'nü) AP aklı. Senato ara seçirni de AP'nindi. Savaş ikinci kez oya dönüş- müyordu. Nedense yazgı değişmiyor. Son günlerde pek çok yer- de, pek çok kişiyle konuşan; kimine özel, kimine çevreye yaysın diye özel namı altında işini kolaylaşlıracak genel bil- giler veren TÖ'den ilginç duyurumlar aktarılıyor. Doğruluğu kuşkusuz tartışılabilir nitelikte olan yeni bilgi- lere göre; TÖ, Körfez kriziyle Türkiye'nin uğradığı zararla- ra karşılık neler alabileceginin aşağı yukarı belli olduğun- dan söze giriyor. Kürtçe sorunuyia 141'den 163'e uzanan yeni heyecanlarımızın "dışarıdan" çok "içeride bir şeyler yazacağını" ifade ediyor. Savaşın martta, son tarih nisan ortalarında biteceğine ina- nan TÖ, kendi başına "başarılı bulduğu politikasını" oya dönüştürmeye ha- zırlanıyor. İçerideki son girişimlere bir de "genel af ekledi mi", istediği sonucu yakalayacağını var- sayıyor. Özetlenirse, savaş politikasıyla son manevraları "genel seçimle bağ- daştırmanın" yolları- m aradığı ızienimi bunlan umursamıyor. ve B\°L işittikieri- Örneğin, krizin m . iz ' e ', s a v , a ? v e başından beri Turkıye nın ılışkısmı . , . . - . . ..... , araştıran CNN mu- izlediğimiz politikaların habirinin öğrendık- fw7/ ilT'ı/P fiı/p leriyadamuhabırin U i n M ' {~ U £ e T / « kuiağma fıs.idanan- yapacağını başta TO, Ifyor'öze/pTa: bütünüyle iktidar mm sonunda CNN, borazanları söyleyip "Eğer savaş iyi gi- W / . r ; . l / n r / o r derse, bunun TO 1 - " " ' " / < • " ' « ' • nün siyasal kurtulu- • şu anlamına gelecegini" vurguluyor. Dışarıdaki kimi gelişmeler isterse olumsuz olsun, elinde TV ile Çankaya havalı yazar-çizerler olduğundan TÖ, bun- ları umursamıyor. Örneğin, krizin başından beri izlediğimiz politikaların bizi AT'ye üye yapacağını başta TÖ, bütünüy- le iktidar borazanları söyleyip duruyorlar. Oysa, arkadaşımız Ali Doğan'ın meslektaşlarına fark ata- rak günlerce önce aldığı yayını gecikmış haberınde; savlan- dığının, hatta önceki gün yazıldığının tefsine, Fransız Sos- yalist Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Pierre Guidoni, "Üs- lerin Amerikan uçaklarına açılması ile Türkiye'nin AT üye- "liği arasında hiçbir ilişki kurulamayacağını" söylüyor ve de "Türkiye'nin savaş sonrası masada söz sahibi olması için savaşa katılmasının anlamı ve gereği yok. Irak'a komşu her ülke masaya oturur" diyor. Oysa bizimki AT üyeliğini dışarıdaki fitanı falanı çözmüş gibi, burada sağa sola anlattıklarına ek, bir de kişisel siya- sal görüş ve amaçlarına uygun "profesyonel ordu" kurma- nın gereklerini anlatıyor. Son günlerde "maazallah Saddam bize bulaşmamış" de- meye başladı. Irak'ın gücünü küçümseyerek -nasıl olduysa- yanıldığını kabul ederken başımıza gelmiş veya gelecek her silahlı belanın asıl sorumlusunun kendisi olduğunu kabul ve ilan eyliyor. TÖ'nün izlediğı politikalan herkesi kabule zortayan Çan- kaya havalılara înönü'nün şu çıkışı, pek çok gerçeğin yanıtı oluyor: "Propaganda makineleri çalışıyor. TÖ'nün görüşlerinden çok etkileniyorsunuz." Kamuoyunca bilinen isim ve adreslere duyurulur. P A R T İ L E R D E M DYPue parti okulu ANKARA (ANKA) — DYP'de parti içinde tabandan tavana teksesliliği sağlamak amacıyia eğitim seminerleri yapılacak. Milletvekilleri ve genel merkez yöneticileri tarafından verilecek seminerlerin konusunu 21 temel parti politikası oluşturacak. DYP Genel Başkam Süleyman Demirel, üniversiteler ve bürokrasiden çok sayıda uzmanla geniş kapsamlı bir parti programı çahşması başlattı. Nisan ayına kadar tamamlanacak olan cahşma 21 temel konuda parti poh'tikasının yeniden gözden geçirilmesini içeriyor. Özel radyo-televizyon ANKARA (UBA) — Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) Genel Sekreteri Hikmet Çetin, hukümetin özel radyo-TV'ye olanak tanı>'an yasal değişiklikleri gerçekleştirmesini istedi. Çetin, "SHP, devlet tekeüni de aile tekelini de ortadan kaldıracak girişimlere destek vermeye hazırdır" dedi. Hikmet Çetin, ANAP iktidanmn ve Cumhurbaşkanı özal'ın TRT üzerindeki baskılanmn ve yönlendinne çabalanmn her gün artarak devam ettiğini beUrterek "Cumhurbaşkanı kendisinin ve eşinin haber değeri taşıyan taşımayan bütün faaliyetleri için TRT'yi öz mahymışçasma kullanabümektedir. Geriye kalan zamanı da Başbakan ve Bakanlar Kurulu kullanmaktadır" dedi. TRTTnin içinde bulunduğu çağdışı ve vanlı tutum karşısında alternatif olarak sunulmaya çahşılan Magic Box'ın da tam bir keyfilik ve yasadışıhk ortamında korsan yayın yaptığını öne sxiren Hikmet Çetin, şöyle dedi: "Magic Box sahte özgür yayınahk paravanası ardında siyasal iktidann, daha gerçeği Sayın özal'ın emrinde ikinci bir TRT işlevi görmektedir. SHP olarak eğer devlet tekeli kalkacaksa, yasal temelleri bir an önce oluştunılacak belirli kurallar çerçevesinde ülkemizde özel radyo-televizyon yayıncıhğının başlatılmasından yanayızî' Esnek yaklaşım ANKARA (UBA) — ANAP grup toplantısında, Kürtçeye serbesti getiren yasayı "dağ fare doğurdu" diye eleştirerek "Kürtçe eğitim" isteyen Mardin Milletvekili Nurettin Yılmaz üe ona küfreden TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanh, Devlet Bakanı Mustafa Tasar ve Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş hakkında disiplin soruşturması açılmayacak. ANAP Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanlı'tun Nurettin Yılmaz'a söylediği "O.... çocuğu" şeklindeki küfür ile Devlet Bakanı Mustafa Taşar'ın söylediği "Provokatör herif' ve Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş'ın sarf ettiği "Adi herif, alçak pezevenk" şeklindeki küfürleri disiplinlik bir suç olarak değerlendirilmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle