Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURtYET/5
Pinokyo
benzetmesi
• ANKARA
(Cumbariyet Bürosu) —
DYP Grup Başkanvekili
Mustafa Çorapçıoğlu,
önceki gün Anayasa
Komisyonu'nda kabul
edilen yetki tasansmı
Hitler'in karamamelerine
benzetti. Başbakan Yıldınm
Akbulut'u "Pinokyo"ya
benzeten Çorapçıoğlu,
"Özal pekçok Pinokyo
yarattı. ANAP grubundaki
Pinokyolar özal'ın parmak
makinesi oldu. Birini de
Başbakan yaptı" dedi.
Çorapçıoğlu, dün
TBMM'de düzenlediği
basın toplantısında, yetki
tasarısıru eleştirdi.
Çorapçıoğlu, Hitler'in de
benzer biçimde birçok
kararname çıkardıktan
sonra parlamentoyu devre
dışı bıraktığına dikkati
çekerek, özal'ın da Meclis'i
devre dışı bırakmaya
çalıştığını öne sürdü.
Askerlik
kısaltılsın
• ANKARA (AA) —
ANAP Bitlis MilletvekUi
Faik Tanmcıoğlu, askerlik
süresinin kısaltılması
konusunda bir yasa önerisi
hazırhyor. Tarımcıoğlu,
konuyla ilgili olarak Türk
Silahlı Kuvvetleri Yasası'nda
değişiklik öngören bu yasa
önerisiyle, çağın
standartlanna uygun bir
düzenleme getirilmesini
amaçladığını belirtti.
"taksitle askerlik",
"profesyonel askerlik" ve
"ihtisasa göre askerlik"
uygulamalannı getinneyi
planladığını kaydeden
Tanmcıoğlu şunları
kaydetti: "örneğin taksitle
• «skerlikte 4>ir mûkell«f her
°yıl 4 ay askerlik 'yapacak.
Kalifiye personeli böylece
surekli şekilde işinden uzak
tutmayacağız.
Taşar:
Küfretmedim
• ANKARA (Camhuriyet
Birosa) — Devlet Bakanı
Mustafa laşar, KUrtçe
konuşma yasağının
kaldırılmasına ilişkin tasarı
ANAP gnıbunda
tartışılırken, Mardin
, MUletvekili Nurettin
Yılmaz'a küfretmediğini
bildirdi. Tasar, dün yaptığı
yazüı açıklamada,
toplantılarda, "zaman
zaman o gûnkü atmosfer
içerisinde medeni ölçülerin
dışına çıkılmadan konulann
tartışıldığını" belirterek
"Ama hiçbir zaman sebebi
ne olursa olsun küfür ya da
kaba kuvvet bir araç '
olmamaktadır" dedi. Taşar,
grup toplantısında kendi
- tarafından "devlet
adamlığıyla bağdaşmayan
şekilde bir taciz edici
durum, saldın veya
haraket" olmadığını
kaydetti.
İşkence iddiası
• ANKARA (AA) —
SHP Çorum MUletvekili
Rıza Ihman, Haydar
Arman adlı bir vatandaşın
işkence sonucu öldüğünü
öne sürdü. Ihman, TBMM
Genel Kurulu'nda yaptığı
gündem dışı konuşmada,
insan hakları ve
demokrasinin askıya
ahndığını, işkence ve akıl
almaz basküar
uygulandığını iddia etti.
Ihman, Haydar Arman adh
kişinin bir arkadaşryla
tartışması sonucu üç ay
ceza aldığını, bunun için ve
askerlik nedeniyle polisçe
arandığını, Ankara'da
yakalandıktan sonra Etlik
Karakolu'na, oradan da
siyasi şubeye
götürüldüğünü, iki gün
sonra da Ankara Cezaevi'ne
sevk edildiğini anlattı.
Grup Ekin
serbest
• ANKARA (UBA) — 24
ocak tarihinde gözaltına
aiınan Grup Ekin üyeleri
serbest bırakıldı. Grup Ekin
üyeleri, polisin arşiv için
yüzleri kameraya dönük
olarak yakın plandan
çektiği göruntülerin
televizyondan "Yasadışı
örgüt üyeleri tutuklandı"
şeklinde verilmesini
kınadılar.
GenelMerkez ile Baykalcılar hazırladıklan 'raporlan
9
üyelere sunuyor
SHPde ^latfonrf savaşıGenel Merkez'ia platformu Partinin
laiklik ve devlet anlayışı ve tanımlan
netleştirilerek kamuoyuna açıklanacak; ülkede
yaşanan "kültürsüzleştirme süreci" üzerinde
durularak SHP'nin "kültürün insanın özgür
olmasıyla bağlantıh olduğu" görüşü ortaya
konacak; sanayileşmenin doğaya ve insana
rağmen olamayacağı vurgıılanacak.
Baykal ve arkadaşlannın platf ornn
Sosyal demokrasi yenilenmelidir. Kol gücü
anlayışma bağh işçi kavramı değişmiştir.
Ekonomik hak ve talepler yenilenmeli. Ev
kadım da üretimin içindedir. Ekonomi, sosyal
duyarlılığı olan pazar ekonomisi olarak
düzenlenmelidir. Borsa da ekonomideki
kurumsallaşmanın temel araçlarmdan biridir.
ÜMİT ASLANBAY
ANKARA
— SHP'de ha-
ziran ayı so-
nunda yapıla-
cak olağan ku-
rultay öncesin-
de, yönetime
geline mücade-
lesi "resmen" başladı. Eski Ge-
nel Sekreter Deniz Başkal ve ar-
kadaşları, önceki gun tamamla-
dıklan 24 sayfalık "Sosyal De-
mokrasiniıı Teorik-tdeolojik So-
ranlan ve Yeni Yaklaşımlar"
başhkh "platfonnu" önümüz-
deki günlerde SHP tabanında
dağıtmaya hazırlanırken genel
merkez yönetimi de 6 ana baş-
lıktan oluşan bir başka
"platformun" hazırhklannı bi-
tirmek uzere.
20 şubatta delege secimleri ile
başlayacak olan kurultay süreci
öncesinde Baykal ve arkadaşla-
ruun, yeni bir çıkışa daha hanr-
landıklan aiınan bügiler arasın-
da. Baykal'ın, gecen hafta Kör-
fez politikası konusundaki "par-
ti poNtikalanna aylan düştafn"
öne sürülen açıklamalanna kar-
şıhk genel merkezden gelecek
"uyanyT beklediği öğrenildi.
Baykal'ın "uyarı" metninin eli-
ne geçmesinden sonra yazüı bir
açıklama ile görüşlerini açıkla-
yabileceği kaydediliyor.
Genel merkez yönetiminin
hazırlıklannı sürdürdüğü plat-
formda özetle şu başlıklar üze-
rinde duruluyor:
Laiklik: Bu konuda hazırla-
nan rapor ay sonunda tamam-
lanacak. MYK'da görüsuldük-
ten sonra son biçimi verilerek
kamuoyuna açıklanacak. Ra-
porda SHP'nin laiklik anlayışı
ortaya konulacak, bu konuda
netleşme sağlanacak. Bunun dı-
şı nda TBMM grubunun çalış-
malan, çifte vatandaşhk, asker-
lik, yurtdışındaki işçiler, insan
haklan, düşünce özgürlüğU üze-
rindeki yasal çalışmalar da ki-
tapcıklar halinde basüarak üye-
lere gönderilecek.
Devlet yapısı: "Demokratik
derlet" kavramı tammlanacak.
CHP'den bu yana miras aknan
"devletcilik" üzerinde durula-
rak, bunun güncel sosyal de-
mokrat politikalarla uyumu ve
yenileşmesi sağlanacak. Devlet
tanımı yanında, "Devlet ne ka-
dar, nereye kadar mödaiıale
edebilir" sorusu yanıtlanacak.
Bu da MYK'da görüşüldükten
sonra son biçimini alacak.
KiUttir politikalan: Ülkede
yaşanan kültürsüzleştinne süreci
üzerinde durularak "kültürün,
insanın özgür obnası ile baglan-
tdı olduguııu" ortaya koyan
SHP görüşü somutlaştınlacak.
Diğer partilerin çok az üzerin-
de durduklan kültür sorununda
birey-toplum ilişkisi üzerinde
durularak sosyal demokrat po-
litikaların "bireyin
geHsmesinden" yana olduğu
vurgulanacak. Hazırlıklan süren
bu raporda, kültür hayatı da ra-
kamlarla, somut örneklerle or-
taya konulacak.
Sanayide yeni tanımlar: Ha-
zırlanan bir başka raporda da
sanayinin doğa karşısındaki tav-
n üzerinde duruluyor. Sanayinin
doğaya duyarsızhğı anlatılarak
SHP'nin "dogaya ve insana rağ-
men sanayileşmeden yana
olmadıgı" vurgulanıyor. Hedef
sanayileşen ülkelerin bugün
vardıklan noktanm ve çevre du-
yarhlığının sentezi olarak alını-
yor. Ekonomik programın bir
parçası olarak, sanayi dışında
tanm sektöründe de verimliliğin
arttmlması ve bunun yollan ifa-
de ediliyor.
KuruJUyda yenilik: SHP yö-
netimi, haziran ayındaki kurul-
tayı da öncekilerden daha deği-
şik bir biçimde yapmaya hazır-
lanıyor. Buna göre 2-3 gün sü-
recek kurultay, 10-15 gün önce-
sinden komisyon çalışmalan ile
Inönü,hükümeteyetki verenbenzeritasarılann iptaledildiğinihatırlattv
Ifetkıyi geri çekinANKARA (Cumhariyet Bii-
rosn) — SHP Genel Başkanı Er-
dal tnönü, Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal'ın "tnönü'nün jetonu
geç düşüyor" sözlerini "Ben
onun tarafsız olmadığını söylü-
yonım. Zannediyonım, o da be-
ni destekliyor" diye yanıtladı.
Inönü, yetki tasansını da sert bir
biçimde eleştirerek "tumden geri
çekilmesini" istedi. Zam furya-
sına dikkat çeken SHP lideri,
kültür hayatının da çıkmaza gir-
diğini ifade etti.
Dünkü gölge kabine toplan-
tısından sonra bir basın toplan-
ösı düzenleyen Inönü, hükümete
geniş yetki getiren tasannın ben-
zerlerinin daha önce iki defa ha-
zırlandığmı ve başvuruları üze-
rine Anayasa Mahkemesi'nce ip-
tal edildiğini ammsattı. Inönü
özetle şöyle dedi:
"Şimdi banlan nazara alma-
dan daha genişini getirdier. Ka-
mo kuruluşlan, ekonomik dü-
zeftlemeler, hatta yeni bakanlık-
lar knruyoıiar kanun hükmiuı-
de kararnameierie. ANAP'ın
her zaman ayguladıgı taktik bu.
Hiç olmayacak bir tasanyı geti-
riyorlar, tepid ortaya çıkınca bir-
kâc maddesini degiştirip yumu-
şatıyorlar. Sonra aslı aynen ka-
iıyor. Şimdi TBMM'nin yetkisini
hükümete devrediyorlar."
Anayasa Mahkemesi'nin da-
ha önceki iptal kararlannda
KHK'lann ivedi ve zorunlu ol-
mayan hallerde kullanılamaya-
cağını ve sürekli hale getirileme-
yeceğini öngördüğüne değinen
Inönü, hukümetin "iyedi ve zo-
mnin haüeri" kendisi belirlemek
üzere yetki istediğini ifade etti.
Tksanyla, TBMM'den herhangi
bir yasa cıktığmda hukümetin
bunu istediği gibi değiştirebile-
ceğine dikkat çeken Inönü, bu-
nun da yasalaşması durumunda
Anayasa Mahkemesi'ne götüre-
ceklerini belirterek "Bunlan ge-
tiren iktidar çogunlugu ne ka-
dar? 3. parti durumunda. Banu
kesin olarak yapmamalaruu is-
Öyonun. Tamamen karşıyu. Şu-
nuun burasını defişürdik diye,
demokrasiye aylon, Meclis'in
yetkilerini alan bir tasanyı bize
kabal ettiremezkr." İNÖNÜ — Zam fnryası kültür hayatımua darbe vurdn. (Fotoğraf: Cumhuriyet)
ABD'nin kara çatışmasını Türkiye'yeyaptırabileceğine dikkat çeken Ecevit:
BM kararlarının dışına çıkıldıANKARA (Camhuriyet
Bürosu) — DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit, Türki-
ye'nin kendi topraklanndan
Irak'a hava saldınlarında
bulunulmasını derhal önle-
mesini istedi ve ABD'de
Irak'a karşı nükleer silah kullanma konu-
sunun tartışıldığına dikkat çekerek "Türki-
ye, nükleer siiah kullanımmın önlenmesi
için şimdiden BM ve dönya kamuoyunu
uyannabdır" dedi. Türkçenin tek resmi dil
olarak kaunasını, toplumsal etkinliklerde
yalnız Türkçe kullamlmasını isteyen Ece-
vit, "Ancak berhangi bir dilin sözlii kulla-
•rnımı da yazüı knllanımım da yasakiamak,
insanlıga ve aygarüğa aylundır" dedi.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit dün
düzenlediği basın toplantısında DSP Mer-
kez Karar ve Yürütme Kurulu'nun Körfez
krizi ve Kürtçeye ilişkin görüşlerini açıkla-
dı.
Türkiye'nin, kendi topraklanndan Irak'a
hava saldınlarında bulunulmasına izin ve-
rerek Irak'ın gelecegine ilişkin senaryolar
üreterek GUvenlik Konseyi kararlanmn dı-
şına çıktığını dile getiren Ecevit, Cumhur-
başkanı Tıırgut Özal'ın Irak halkından
'halklar' diye söz ederek komşu ülkenin iç
işlerine kanşma eğilimini açığa vurduğunu
bildirdi. Ecevit, "Bu sonımsuzca konuşma-
lann geri tepebUecegi ve Türkiye'ye yöne-
lik bazı bolücü dış tertipieri de cüretlendi-
rebikceği konusunda, TBMM ve hükümet,
Cumburbaşkam'nı ciddi biçimde
uyarmalıdır" dedi.
ABD'nin Körfez savasını kara çatışma-
sma dönüstürmeyi kaçınılmaz gördüğünü,
ancak kendi askerleri ağır can kayıplanna
uğrayabileceği için bundan çekindiğini ifa-
de eden Ecevit şunları söyledi:
"ABD kara çatışmasını Türkiye'ye yap-
tırmak isteyebiür. Tiirkiye, asla böyle bir
oyuna gelmemelidir. Türk halkının ve as-
kerinin canı Amerikan askerinin canından
daha degerâz degfldir. SOB gimterde ABD'-
de Irak'a karşı nükleer silah kaUanma ko-
nasn gündeme gdmiştir ve açıkça tarüşd-
maya başlanmışür. Nükleer silah kullanı-
mı, yalnız Irak'ta degil, Türldye gibi Irak'la
komşu olan ülkelerde de böyük felaketle-
re yol açabihr. Türkiye, nükleer silah kul-
lammının önlenmesi için şimdiden, Birleş-
miş Milletler'i ve düıya kamuoyuna uyar-
malıdır. "
Ecevit, yetki konusunda da görüşlerini
şöyle dile getirdi:
"Cumhurbaşkanı Sayın Özal, bir yandan
özgürlükleri geniştetici adımlar atmak iste-
diği görüntıisünü verirken bir yandan da
TBMM'nin tum yetkilerini gasp ederek Ba-
kanlar Kurulu'nu etkisizleştirerek ve yargı
organlarım bir bir ete geçirmeye kalkışarak
ülkede tek adam dikutörlüğü kurmaya ug-
raşmaktadır. Türkiye'nin siyasal rejimini
kendi istediği gibi biçimlendinnek amacıyia
Körfez bunahmını ve savaşuıı bile istismar
etmektedir. TBMM'de grubn bulunan par-
tiler, bunu önleyecek etkinlik gösteremez-
lerse agır vebal alünda kalacaklardır."
Ecevit, partisinin Kürtçe ile ilgili görüş-
lerini de şoyle açıkladı:
"Cumhurbaşkam'nın özgürmkleri geniş-
letid adımlar atmak istermiş gibi görünme-
sinin nasıl bir kandırmaca olduğu, anadil
yasagını kaldıracagı öne sürülen yasa tasa-
nsıyla ortaya çıkmıştır. Tasanda, Kürtçe-
nin sözlii kallanımına izin verilirken yazüı
kuuanımına agır yasaklar getirihnesi öngö-
rübnektedir. Yazı kat olah biıüerce yıl geç-
tikten sonra bir dilin, yazüı degil de ancak
sözlü lnıBVmlmagna izin vermek, Türldye'-
yi tarih öncesinde kalmış gibi gösterecek bir
UkeUik örnegidir.
DSP'oin görüşüne göre; bölücü ve ayn-
ukçı egilimleri önlemek üzere demokratik
nukuk devleti kurallan içinde en etkili ön-
lemler almmalıdır. Türkçe tek resmi dfl ob-
rak kalmahdır. Toplumsal etkmüklerde yal-
nız Türkçe kullanümandır ve tüm yurttaş-
lanmızın Türkçe öğrenebilmeleri için yay-
gın bir kampanya açılmalıdır, ancak her-
hangi bir dilin sözlü kullanımuu da yazüı
kullaoımını da ya««H«mal< inanhp ve uy-
garlıga aykındır."
başlayacak. Kurultayda ise Batı
ülkelerinin sosyal demokrat par-
tilerinde gelenek olduğu uzere
temel politika ve yenilikler tar-
üşılacik. SHP yöneticileri, ku-
rultayda bu yıl, gelir dağılımı,
devlet, çevre gibi başhklan par-
ti üyelerinin görüşlerine açma-
yı düşündüklerini, aynca üyeler-
den gelecek önerilere göre de
tartışma konulannı saptayacak-
lanm belirtiyorlar.
Baykal cephesi
Baykal ve arkadaşlarının ha-
zırladığı platformda ise genel bir
dünya tahliünden sonra siyasi ve
ekonomik yenileşmeler üzerin-
de duruluyor. "YeniKkçi" kavra-
mının sıkça kullanıldığı plat-
formda, bilimsel ve teknolojik
gelişmeye koşut olarak sosyal
demokrasinin kendisini yenile-
mesinin şart olduğu anlatıhyor.
Platformda Baykal'ın, İnönü
ile yoUarının ayrıldığı günlerde
gündeme getirdiği "siyasette
ükanma" görüşü, "evrensel tı-
kanma nedenleri" sıralanarak
Türkiye siyasetinde yapılması
gerekenler ve bu tıkanıklığın
yansımaları anlatıhyor.
Çahşmada, teknolojik geliş-
menin işçi tanımını degiştirdiği
de ifade edilerek "Agıriıklı ola-
rak kol gücü kavramına dayalı
işgücü anlayışı, sol siyasetin yak-
lasık seksen, yüz yü öncesi temel
çüuş noktasıydı" görüşü ortaya
konuluyor. Beyaz yakah işgücu
yanında, robot teknolojisinin de
devreye girdiği, bu nedenle sol
siyasetin bunlan göz önünde
tutması gerektiği anlatıhyor.
Ekonomik refah için sanayi-
leşme yanında, toplumsal ke-
simlerin örgütlenmesi gereği dile
getirilen platformda, sanayileş-
me hedefi içerisinde yeni kent-
sel düzen ve kentleşme zorunlu-
luğu üzerinde de duruluyor.
"Platform"da işlenen diğer
konular özetle şöyle sıralanıyor:
"Ekonomik hak ve taleplerin
yenilenmesi. Örnegin ev kadın-
lannın da toplumsal iıretim sü-
redne katüdüdan görülerek pay
almahdırlar. Etnik ve dini so-
rnnlan olan kesimler dışında
marjinal kesimlere de sahip çı-
lalmahdır. Idari yapı günün ko-
şaDanna göre yenideo düzenlen-
ntelidir. Ekonomi 'sosyal duyar-
ühğı olan bir pazar ekonomisi'
olarak düzenlenmelidir. Borsa
da ekonomideki kurumsallaş-
•uuım temel araclanndan biri-
sldlr." - . .
Platformda dikkat çeken
noktalardan birini, "sosyal
adalet" kavramını
"yenileştirme" çabalan oluştu-
rurken bu kavramın "eşit yük-
selme ve kişisel islevler de taşı-
ması gerektiği" belirtiliyor. Yi-
ne "Parlamento yenilenmelidir"
denilirken de özetle şu görüşler
üzerinde duruluyor:
"Parlamento var olan yapısıy-
la, mekanizmalan toplumun ge-
risine düşmeye başladı. Siyaset
kendi işlevini yerine getiremez
oldu. Onümazdeki dönemde,
Törkiye'nin ihtiyaçlan, sosyal ve
ekonomik gettşime katkı yapa-
cak yeni bir idari yapı ve yapı
içinde yer alacak bir parlamen-
toya gereksinim vardır. Ancak
böylesine dinamik bir yapı gün-
cel gelişmelere duyarlı olabilir,
toplumun bütün kesimlerine
seslenebiliı."
Kurultay takvimi
20 şubattaki delege secimleri
ile açılacak olan kurultay müca-
delesi, nisan ayındaki ilçe secim-
leri ile sürecek. Genel merkezin
hazırladığı takvime göre mayıs
ayındaki il kongrelerinden son-
ra haziran ayı sonlannda olağan
kurultay yapılacak. Kurultayda
Baykal'ın yeniden genel başkan
adayı olup olmayacağı kesinük
kazanmamakla birlikte, Bay-
kal'a yakın adlann, yönetime
gelmek amacıyia ayn h^te çıkar-
malannın kesin olduğu belirti-
liyor. înönü'nün karşısında Bay-
kal'ın "bir kez daha aday ohnak
zorunda kalabilecegi" öne sü-
rülüyor.
Uyan mektubu
SHP MYK'nın, eski Genel
Sekreter Deniz Baykal ve arka-
daşlanna yazümasını kararlaş-
tırdığı "uyan mektupları" bu-
gün "elden" veriliyor. Eski Ge-
nel Sekreter Fuat Atalay, "eleş-
tirilerinin ANAP'ın işine yara-
dığı gerekçesiyle, partide sıkıyö-
netim ilan edilmeraesinin sol an-
layışa sıgmayacağmı" belirterek,
"Yönetim böyle düşünüyorsa
disîphn mekanizmasım çalıştınp
partiden bizi ihraç etsinler" de-
di. Aydn Milletvekili Hilmi Zi-
ya Postaa, "sozlerinin basında
carpıtüdığını" öne sürdü.
SHP MYK'mn önceki gün al-
dığı karar çerçevesinde, Deniz
Baykal ve Fuat Atalay'a bugün
"elden iletüeceği" öğrenilen Ge-
nel Sekreter Hikmet Çetin im-
zalı mektubun metni şöyle:
"Partimizin yetki organlarm-
ca kabal edilen politikalan son
derece açık ve nettir. Bu politi-
kalar kamuoyundan da destek
görmüştür. Partimiz politikala-
rında tatarsızlıga tahammül
edemez. GözünUzden kaçtığına
inandığımu 19 Ocak 1991 tarihli
parti meclisi bildirisi ektedir.
Bilgilerinize."
CÜNEYTARCAYÜREK
YAZIYOR
Savaşı, Oya
Manevralan...
Dışarıdaki kimi
gelişmeler isterse
olumsuz olsun, elinde
TV ile Çankaya havalı
yazar-çizerler
TÖ,
ANKARA — Savaşla kanşık önemli kimi siyasal olaylan
oya dönüştürme girişimlerine zaman zaman rastladık.
1950'deki özgür seçimlerde iktidar partisi CHP, haJkı ikin-
ci Dünya Savaşı'na ülkemizi sokmayan devlet adamı İnö-
nü'ye oy vermeye çağırdı, iktidarı yitirdi.
1973'teki Kıbrıs Banş Harekâtı'nın üzerinden bir süre geç-
ti. 1975 ara seçimlerine CHP, Kıbrıs'ı oya dönüştürecek si-
yasal manevralara girdi.
CHP'nin toprak sorununu işlediği günlerdi; buna karşın
Urfa'da... CHP'nin haşhaş ekimiyle puan aldtğı aylardı, buna
karşın Afyon'da (genelde 6 milletvekilliğinin 4'nü) AP aklı.
Senato ara seçirni de AP'nindi. Savaş ikinci kez oya dönüş-
müyordu.
Nedense yazgı değişmiyor. Son günlerde pek çok yer-
de, pek çok kişiyle konuşan; kimine özel, kimine çevreye
yaysın diye özel namı altında işini kolaylaşlıracak genel bil-
giler veren TÖ'den ilginç duyurumlar aktarılıyor.
Doğruluğu kuşkusuz tartışılabilir nitelikte olan yeni bilgi-
lere göre; TÖ, Körfez kriziyle Türkiye'nin uğradığı zararla-
ra karşılık neler alabileceginin aşağı yukarı belli olduğun-
dan söze giriyor. Kürtçe sorunuyia 141'den 163'e uzanan
yeni heyecanlarımızın "dışarıdan" çok "içeride bir şeyler
yazacağını" ifade ediyor.
Savaşın martta, son tarih nisan ortalarında biteceğine ina-
nan TÖ, kendi başına "başarılı bulduğu politikasını" oya
dönüştürmeye ha-
zırlanıyor. İçerideki
son girişimlere bir
de "genel af ekledi
mi", istediği sonucu
yakalayacağını var-
sayıyor. Özetlenirse,
savaş politikasıyla
son manevraları
"genel seçimle bağ-
daştırmanın" yolları-
m aradığı ızienimi bunlan umursamıyor.
ve
B\°L işittikieri- Örneğin, krizin
m
.
iz
'
e
',
s a v
,
a
?
v e
başından beri
Turkıye nın ılışkısmı . , . . - . . ..... ,
araştıran CNN mu- izlediğimiz politikaların
habirinin öğrendık- fw7/ ilT'ı/P fiı/p
leriyadamuhabırin
U i n M
' {~
U
£
e
T / «
kuiağma fıs.idanan- yapacağını başta TO,
Ifyor'öze/pTa: bütünüyle iktidar
mm sonunda CNN, borazanları söyleyip
"Eğer savaş iyi gi- W / . r ; . l / n r / o r
derse, bunun TO
1
- " " ' " / < • " ' « ' •
nün siyasal kurtulu- •
şu anlamına gelecegini" vurguluyor.
Dışarıdaki kimi gelişmeler isterse olumsuz olsun, elinde
TV ile Çankaya havalı yazar-çizerler olduğundan TÖ, bun-
ları umursamıyor. Örneğin, krizin başından beri izlediğimiz
politikaların bizi AT'ye üye yapacağını başta TÖ, bütünüy-
le iktidar borazanları söyleyip duruyorlar.
Oysa, arkadaşımız Ali Doğan'ın meslektaşlarına fark ata-
rak günlerce önce aldığı yayını gecikmış haberınde; savlan-
dığının, hatta önceki gün yazıldığının tefsine, Fransız Sos-
yalist Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Pierre Guidoni, "Üs-
lerin Amerikan uçaklarına açılması ile Türkiye'nin AT üye-
"liği arasında hiçbir ilişki kurulamayacağını" söylüyor ve de
"Türkiye'nin savaş sonrası masada söz sahibi olması için
savaşa katılmasının anlamı ve gereği yok. Irak'a komşu her
ülke masaya oturur" diyor.
Oysa bizimki AT üyeliğini dışarıdaki fitanı falanı çözmüş
gibi, burada sağa sola anlattıklarına ek, bir de kişisel siya-
sal görüş ve amaçlarına uygun "profesyonel ordu" kurma-
nın gereklerini anlatıyor.
Son günlerde "maazallah Saddam bize bulaşmamış" de-
meye başladı. Irak'ın gücünü küçümseyerek -nasıl olduysa-
yanıldığını kabul ederken başımıza gelmiş veya gelecek her
silahlı belanın asıl sorumlusunun kendisi olduğunu kabul
ve ilan eyliyor.
TÖ'nün izlediğı politikalan herkesi kabule zortayan Çan-
kaya havalılara înönü'nün şu çıkışı, pek çok gerçeğin yanıtı
oluyor:
"Propaganda makineleri çalışıyor. TÖ'nün görüşlerinden
çok etkileniyorsunuz."
Kamuoyunca bilinen isim ve adreslere duyurulur.
P A R T İ L E R D E M
DYPue parti okulu
ANKARA (ANKA) — DYP'de parti içinde
tabandan tavana teksesliliği sağlamak
amacıyia eğitim seminerleri yapılacak.
Milletvekilleri ve genel merkez yöneticileri
tarafından verilecek seminerlerin konusunu
21 temel parti politikası oluşturacak. DYP
Genel Başkam Süleyman Demirel,
üniversiteler ve bürokrasiden çok sayıda uzmanla geniş
kapsamlı bir parti programı çahşması başlattı. Nisan ayına
kadar tamamlanacak olan cahşma 21 temel konuda parti
poh'tikasının yeniden gözden geçirilmesini içeriyor.
Özel radyo-televizyon
ANKARA (UBA) — Sosyaldemokrat
Halkçı Parti (SHP) Genel Sekreteri Hikmet
Çetin, hukümetin özel radyo-TV'ye olanak
tanı>'an yasal değişiklikleri gerçekleştirmesini
istedi. Çetin, "SHP, devlet tekeüni de aile
tekelini de ortadan kaldıracak girişimlere
destek vermeye hazırdır" dedi. Hikmet
Çetin, ANAP iktidanmn ve Cumhurbaşkanı özal'ın TRT
üzerindeki baskılanmn ve yönlendinne çabalanmn her gün
artarak devam ettiğini beUrterek "Cumhurbaşkanı
kendisinin ve eşinin haber değeri taşıyan taşımayan bütün
faaliyetleri için TRT'yi öz mahymışçasma
kullanabümektedir. Geriye kalan zamanı da Başbakan ve
Bakanlar Kurulu kullanmaktadır" dedi. TRTTnin içinde
bulunduğu çağdışı ve vanlı tutum karşısında alternatif
olarak sunulmaya çahşılan Magic Box'ın da tam bir
keyfilik ve yasadışıhk ortamında korsan yayın yaptığını
öne sxiren Hikmet Çetin, şöyle dedi: "Magic Box sahte
özgür yayınahk paravanası ardında siyasal iktidann, daha
gerçeği Sayın özal'ın emrinde ikinci bir TRT işlevi
görmektedir. SHP olarak eğer devlet tekeli kalkacaksa,
yasal temelleri bir an önce oluştunılacak belirli kurallar
çerçevesinde ülkemizde özel radyo-televizyon yayıncıhğının
başlatılmasından yanayızî'
Esnek yaklaşım
ANKARA (UBA) — ANAP grup
toplantısında, Kürtçeye serbesti getiren
yasayı "dağ fare doğurdu" diye eleştirerek
"Kürtçe eğitim" isteyen Mardin Milletvekili
Nurettin Yılmaz üe ona küfreden TBMM
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Alpaslan
Pehlivanh, Devlet Bakanı Mustafa Tasar ve
Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş hakkında disiplin
soruşturması açılmayacak. ANAP Adalet Komisyonu
Başkanı Alpaslan Pehlivanlı'tun Nurettin Yılmaz'a
söylediği "O.... çocuğu" şeklindeki küfür ile Devlet Bakanı
Mustafa Taşar'ın söylediği "Provokatör herif' ve Kırşehir
Milletvekili Gökhan Maraş'ın sarf ettiği "Adi herif, alçak
pezevenk" şeklindeki küfürleri disiplinlik bir suç olarak
değerlendirilmedi.