22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 ÖTjaVın "Metropol-tstanbur modeline muhalefet partileri ve belediyelerden sert tepki Istanbııl eyalet olmaz'Ercan Karakas (SHP tl Başkanı) Özal'ın anayasal Yücel Gürsel (Mimarlar Odası) Özal'ın İstanbul yetkilerini aşarakTürkiye'nin çeşıtli sorunlanna ilişkin modeli, altyapı çözümünde iflas etmiş New York örneğinin gelişigüzel proje üretmesi genellikle gündemi saptırmaya kopyasıdır. Bu modelle kentin ihtiyaçlarının mafyalaşması yönelıktir. Onun için bu modele kuşkuyla yaklaşmakgerekir. süreciuluslararasıboyuttatamamlanmakisteniyor. Orhan Keçeli (DYP tl Baskanı) Amaçları belediyeleri SHP'den kurtarmak. İstanbul'aa partilerinin gücü zayıfladı. l b dğil İ b l ' hi k SHPden kurtarmak. İstanbulaa pat g y Çare arıyorlar, ama bu çare değil. İstanbul'a hizmet etmek istiyorlarsa, otobüs alımını engellemesinler. Cengiz ©zvalçın (Kadıköy Belediye Başkanı) Kenti bölmekle sorunların çözülemeyeceğine, tersine daha karmaşık bir hale geleceğine inanıyorum. Belediyeler yetki olarak daha da güçlendirilmeli, özgür ve yetkin kılınmalı. ÖZALTN İSTANBUL MODELİ NEDİR? Süper vali Cumhurbaşkanı Özal'ın İstanbul için öngördüğü ve MGK'nın incelemesine sunduğu "metropol-eyalet İstanbul" modeli şu unsurları içeriyor: İstanbul Anakent Belediyesi lağvedilecek. Kent iki ayn ile bölünecek. Avrupa yakası ve Kadıköy'de yeni belediyeler kurulacak, ilçe belediyeleri bunlarm şubeleri olacak. tstanbul'daki ilçe teşkilatlan da kaldınlacak. Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Sakarya ve Kocaeli 'büyük il' durumuna getirilecek İstanbul'a bağlanacak. Tümünün başına bir 'süper vali' getirilecek. tstanbul Haber Servisi — Si- yasi partilerin İstanbul il baş- kanlan, ilçe belediye başkanla- n, kitle örgütlerinin yöneticile- ri, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın, tstanbul için öngördü- ğü "metropoJ-eyalet" modeline karşı çıktılar. Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Kocaeli ve Sakarya'nın İstan- bul'a bağlanmasını ve kentin iki ya da üce bölünerek yönetilme- sini içeren modele ilişkin DYP tl Başkanı Orhan Keçeli, "Anaçları, belediyeleri SHP'den knrtarmak. lsUabol'- da partilerinin gücii zayıfladı, çare arıyorlar, ama bn çare deffl" değerlendirmesini yapar- ken SHP tl Başkanı Ercan Ka- rakaş, görüşlerini "Özal'ın ana- yasal yetkilerini aşarmk, Tdrki- ye'nin çeşitli soranlanna ilişkin gelişigüzel proje üretmesi genel- likle gündemi sapürmaya yöne- lik olmaktadır. Ba oedenle her önerisiDe oMuğn gibi ba öneri- ye de ksşkayla yaklaşmak ge- rekir" sözleriyle acıkladı. Siyasi partilerin ve kitle ör- gütlerinin il yönetim kurullan, konuyu kendi bünyelerinde tar- ttşmaya ve kamuoyunun günde- mine getinneye hazırlanıyorlar. SHP'nin yanı sıra konuyu yönetim kurulu gündemine alan Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Yiicd Gürsel de mode- li sert bir dille eleştirdi. Gürsel, modelle, "kentin temel gerek- sinmeterinin mafyalaşbnlması rarecinin yerel ve nluslararası boyutta tamamlanacagffii" vur- guladı. İTÜ Mimarhk Fakülte- si öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mete Tapan ıse modeli "bflim dışı" olarak değerlendirdi. Cumhurbaşkanı özal'ın yeni tstanbul modeline ilişkin görüş- lerini il yönetim kurulunun de- ğerlendirmesinden sonra aynn- tılı açıklayacaklannı belirten SHP İstanbul İl Başkanı Ercan Karakaş, kısa açıklamasında, modele kuşkuyla baktıklarını vurguladı. Modelin amacını "tstanbvl'a SHP'li belediyelerden kurtar- mak" olarak değerlendiren DYP İstanbul İl Başkanı Orhan Keçeli, ANAP'ın tstanbul'da zayıfladığını, aranan çareler arasında bu modelin gösterildi- ğini anlattı. İstanbul'un iki ayn idare ola- rak yönetilmesine "olabflir" di- yen ancak yerel yönetimlerin kaldmlmasına karşı çıkan Keçe- li, "Eger İstanbul'a hizmet et- mek istiyorlarsa bin otobüs alı- mını engellemesinler. Su için ha- nrlanan projeleri bir an önce nygnlasınlar" dedi. Cumhurbaşkanı özal'ın mo- deline SHP'li ilçe belediye baş- kanları da karşı çıkarken ken- tin üçe bölünmesi halinde ayn birer yönetime dönüştürülmele- ri planlanan Beyoğlu ve Kadı- köy belediye başkanlan görtiş- lerini şöyle bildirdiler: Cengiz Özyalçın • Kadıköy Belediye Başkanı: Kenti böl- mekle sorunlann çözülemeyece- ğine tersine daha karmaşık hale geleceğine inanıyorum. Beledi- yeler yetki olarak bugünkünden daha da güçlendirilmeli, daha özgür ve yetkin kılınmalı. Hüseyin Arsian - Beyogln Be- lediye Başkanı: Demokratik bir seçimle işbaşma gelmiş anakent belediyesinin ve ilçe belediyele- rin görüşleri alınmaksızın hazır- lanrruş bir model, proje kabul edilir değil. Devlet ve hüküme- tin lstanbul'la ilgili üzerine dü- şenleri yerine getirmesi, sorunun çözümüne yeterlidir. Cumhurbakanı özal'ın tstan- bul üzerinde bir helikopter ge- zisinde "Bu kent 20 milyon nii- fusu banndınr" dediğini anımsa- tan Mimarlar Odası tstanbul Şubesi Başkanı Yücel Gürsel, böyle kentlenn "tüketim ihti- yaçlannın karşıianması" zorun- luluğuyla yerel ve uluslararası tekellerin "istahını kabarttığı- nı" vurguladı. özal'ın Dalan'ı "kıskandığı- nı" belirten Gürsel şöyle ko- nuştu: "Astanda bu model, altyapı sorunlannın çözümünde iflas etmiş New York örneğinin bir kopyasıdır. Modelle kentin ih- tiyaçtanıuıı mafyalaşmaa sured uİHSlararası boyatta »«m««ıl«n- mış, süper vaM eliyle de yerel bir statü kazandınlmıştır". İTÜ Mimarhk Fakültesi öğ- retim üyelerinden Prof. Mete Tapan, böyle bir modelin önce- likle Türk demokrasisi için bir kayıp olduğunu ve yerel yöne- timlere darbe indirdiğini savu- nurken "bilim dışı" değerlen- dirmesini de yaptı. Aynı üniver- sitenin Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim uyesi Prof. Dr. Yicel Ünal ise sistemin litera- türde yerinin bulunmadığım, parçalanmanın hizmetlerin bir bütün olarak verilememesi so- nucunu doğuracagını söyledi. Sümerbank'ın İstanbul Anakent Beledi- J y^j ^ . ^ a n j ç i n haariadığı giysiler, dün düzenlenen defileyle belediye başkanı Nurettin Sözen'e Unılıldı. istanbul Ana- kent Belediyesi binasında yapılan defilede, yaklaşık 120 iş giysisi, Başak Gürsoy mankenlik ajansına baglı mankenler Yusuf Azuz, Engin Koc, Serdar Önal, Be- güm Özbek, Tülav Güvenç ve Öykü Osma tarafından sergilendi. "Temizlik işçi- leri giysâeri, işçi sağlıgı ve iş güvenliği için koruyucn nitelikte giysiler" ve "me- murlar için hazırlanan givsiler" olmak üzere iiç ayn grupta tanıtılan giysile- rin içinde en çok dikkati "tercihli otobüs yollan giysisi" çekti. Bayan zabıtalar için hazırlanan yazlık ve kışlık modeller de bu kesimde çalışanlann beğenisini kazandı. Belediye kıyafet iicreti olarak Sümerbank'a toplam 2 milvar 819 mil- yon lira ödeme yaptı. (Fotoğraflar: Suat Kozluklu) MAGIC BOX ttnam-hatipte kısıııtı telaşı Milli Eğitim Bakanlığı 8 yıllık zorunlu eğitim ve meslek lisesi mezunlarının kendi alanlarında yükseköğrenim yapmasını öngören bir tasarı hazırladı. Yatılı bölge okullarının da yaygınlaşması öngörüJüyor. HAKAN AYGÜN ANKARA — Milli Eğitim Bakanhğı'nm 8 yılhk zorunlu eğitim ve meslek lisesi mezunla- nnın kendi alanlarında yüksek öğretim görmesine ilişkin çalış- maların yol açtığı "imam hatip tartışması" sürüyor. Bakanlığm, 222 sayılı llköğ- retim Yasası ile 1739 sayılı Te- mel Eğitim Yasası'nda yer alan, "Ükögretim, 6-14 yaşlarmdaki çocnklann eğitim ve öğretimini kapsar" hükmü doğrultusunda ilköğretimin 8 yıl zorunlu hale getirilmesine ilişkin çahşmalann aldığı son şekil şöyle: • Sekiz yılhk mecburi ögretim 1994 sonuna kadar yaygınlaştı- niacak. • llkokul diplomasımn kaldı- nlarak merkezi yerlerden başla- narak diplomalann 8 yıl sonun- da verilmesine başlanacak. • Ök ve ortaokullann eğitim programlan biriikte ele alına- cak, aradaki kopuklnklar gide- rilecek. • Mevcut ortaokullar ilköğre- timle bütünleştirilecek. • Yatılı Uköğretim bölge okuDan yaygmlaştınlacak 50 bi- ne yakın köye, 5 bine yakın böl- ge okulu açılacak. Araştırma Planlama Koordi- nasyon Kurulu Başkanlığı (APK) tarafından yürütülen ça- lışmaların, taslak haline getiri- lerek önümüzdeki günlerde Ba- kan Avni Akyol'a sunulacağı kaydedildi. tslamcı kesim ise "tmam hatiplerin orta kısmını ortadan kaldıracagı" temel ge- rekçesiyle çalışrnalara karşı çık- tı. Yasa değişikliğine yöneltilen eleştiriler şöyle: • YıUık temel egitün, dini egi- time darbe vunnaya yönelıktir. • 6-14 yaş arası eğitim zorun- lu olursa, kimse çocuğunu Ku- ran kursuna göndermez. Kuran kursları yönetmeliğinde de 14 yaşından büytıklerin bu kurslar- da banndınlmayacağı belirtilir. • Zorunlu egitimi tamamla- dıktan sonra da kimse Kuran kursuna gitmek istemez. • Ergenlik çağından sonra imam hatiplere ve Kuran kurs- larına gidemeyecek kız ve erkek- lerin tslami giysilerden yoksun olarak biriikte okumaları sakın- calıdır. • Bölge okullannın yaygınlas- ünlması hangi kaynakia yapüa- caktir? Bölge yabh okullan Köy Enstitülerine dönüşecekür. Milli Egitim'e bütçede savunmadan fazla pay aynlması da manevi degerlerin yok edilmesine yöne- likür. • Hangi eğitim kadrosuyla 8 yılhk eğitim verilecektir. • Ülkemiz tanm iilkesidir. tl- kokulu bitiren ailesine yardım- cı olmaktadır. 8 yılhk zorunlu eğitim ülke koşullanna uygun degüdir. Akyol ise imam hatiplerin or- ta kısımlarının kapatılmasının düşünülmediğini, beş yılhk öğ- retimini tamamlayan herkesin istediği ortaokula giderek, 8 yıl- hk zorunlu eğitimini tamamla- yabileceğini söyledi. Insan hakları Kırmızı Koltııka oturamadı TV Servisi— Magic Box'ta pazar akşam yayunlanması ge- reken "Kırmızı Koltnk" hiçbir gerekçe gösterilmeden yayından kaldırıldı. Magic Box "aktüel bir konu degikli" yorumunu ya- parken program yapımcıları "Biz anlaşma gerefi programı- mızı yaptık ve yetkflUere verdik. Yayımlayıp yayımlamamalan onlan ilgilendirir" dediler. Magic Box'ta her pazar gflnü yayına giren ve değişik konular ve konuklann ekrana geldiği "Kımızı Koltnk", pazar akşamı "bilintneyen bir nedenle" prog- ramdan kaldınldı. Çekimleri hafta içinde yapı- lan ve basına yayımlanacağı du- yurulan tnsan Hakları Derneği Başkanı Nevzat HdvacTnın ko- nuk olduğu "Kırmızı Koltuk" bu hafta ilgi ile bekleniyordu. Iş- kence konusu ilk defa TV'de yer alacak ve bu konuda ilginç açık- lamalar yapılacaktı. Kesinleştirmek için son gün (yani cumartesi günü) Magic Box tekrar aranarak herhangi bir program değişikliği olup ol- madığı soruldu. Gelen cevap "Kırmızı Koltuk" programının normal bir sekilde yayımlanaca- ğı yolundaydı. Fakat pazar ak- şamı ekran başına geçenler bek- lemedikleri bir sürpriz ile karşı- laştılar. Programm yayından kaldırı- lışının nedeni konusunda görüş- lerine başvurduğumuz Magk Box yetkilileri "net bir cevap" veremediler. Körfez'de kara sa- vaşının başlaması ile durumun gergin olduğunu ve öncelik ka- zandığını öne surdüler. Bunun bir neden olamayaca- ğı, .önemli bir haber geldiğinde program arasına girilebileceği, nitekim bunun daha önceleri de yapıldığını söylediğimizde gelen cevap "Bu program şu anda ak- tüel degil" şeklinde oldu. Öte yandan programın yapımcılanndan gazeteci Neşe Düzel ise programm yayımlanıp yayımlanmamasının kendileri- nin dışında olduğunu belirtirken "Biz Magic Box ile yaptığıntız anlaşma geregi programımızı vapanz. O programı yayımlayıp yayımlamamak Magk Box yö- netiminin takdirine kalmıştır. Bu program için de dunım ay- nıdır. Aslmda çok güzel ve ses getirecek bir söyleşi olrauştu" yorumunu yaptı. İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIGI'NDAN 1- Beykoz Toygartepe mevkıı 12 hektarlık mezarlık alanı kısmı parselasyonu ile çevre duvarı ve bekçı bina inşaatı 2 450 000 000 - TL + KDV muhammen bedeile ıhale olacaktır. Geçici Teminatı: 73.500.000- TL. Şartnamesi: 280.000.- TL. bedelle Yatırım Planlama Md.ğün- den satın alınabilir. Yukarıda yazılı ış 14 Mart 1991 günü saat 11 00"de İstanbul Bü- yük Şehır Belediye Encümeni'nde 2886/36'ncı maddesine göre kapah zarf eksıltmesi usulü ile şartnamesi vechile ihale olacaktır. Ihaleye katılmak ısteyentenn ihale tarihinden 5 (Beş) işgünü önce beledıyeye müracaat etmeler, gerekmekte olup, şartnamesinde yazılı dığer betgelerle biriikte teklıflennı içeren kapalı zarflarını saat 10.00'a kadar yukarıda belırtılen ıhale gün ve saatinde İstanbul Büyük Şehır Belediye Encumenı'ne teslim etmelen gerekmekte- dır. ilan otunur. Orijinal Perkins jeneratör 32 KWA 110 saat çalışmış çok temiz SATILIKTIR. 26.000.000 TL. YAŞAM HASTANESİ Müracaat: İdare Müdürlüğü 555 36 02-03-04 / 584 51 53 T.C Esas No Karar No Hâkim Kâtip Davacı Sanık Suç Suç tarıhi ORDU-ULUBEY SULH CEZA MAHKEMESİ 1989/119 1990/216 Taner Ulutürk 30204 Nihat özen K.H. Niyazi Yalçm - Ramazan ile Şerirten olma, 19.4.1942 dogumlu, Çankırı ili, Ona ilçesi Kayılar köyunden ve mukim. Evli, 8 çocuklu, okuryazar, TC, tslaro. Gıda Maddelen Tüzuğü'ne muhalefet. 1.5.1989 "1 Karar tarihi: 21.11.1989 HÜKÜM: Sanıgın e>lemine uyan TCK'nun 398, 402, 647 S.K. 4, TCK 72. maddelerinde anlatımını bulan sanığın tabii olmayan mal- lan tabii imiş gibi satroak suçunu işlediği sabit gönildüğünden so- nuç olarak 470.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına, sanığın cürtne vasıta kıldığı meslek ve sanatı ile ticaretinin üç ay süre ile tati- line, sanığaait işyeri olmadığmdan işyerinin kapatılması hususunda hukum kurulmasına yer olmadığma karar verilmiştir. Karar süresi içensinde temyiz edilmediginden 13.Z1991 tarihinde kesinleşmişür. 14.2.1991 Basın: 19964 DtJNYADA BUGUN AIİSİRMEN Bu Şehri İstanbul ki... Hâlâ yaşıyorsan, soluk alıyorsan, görüyorsan, işitiyorsan, kokluyorsan hiç tasalanma dostum, bahar bırdenbıre geli- verecektir ve sen her dokunduğunda, her kokladığında, her tattığında, her gördüğünde, her işittiğinde onu duyacaksın. Belki de adanın çamları arasından birileri sana "hişt... hişt..." diye bağıracaktır ya da okyanusun kıyısında bir rüzgâr yü- zünü yaiayacaktır ve sen anlayacaksın baharın gekjiğini, "Ya- şasın ağaçlar, kuşlar, denizler, kediler, köpekler, insanlar!" diye haykıracaksın. Duyumsadığın bahar seni eski baharla- ra, eski baharlar, yaşam sevincine ve yaşamanın damağın- da kalan tadına götürecektir. O gün de öyle olmuştu. Daha sokağa çıkar çıkmaz kokla- dım baharı. Havada garip bir koku, yalnız çiçeklerin diyeme- yeceğim, yaşanmış günlerin ya da yaşanacak olanların garip kokusu vardı. Yalnız kuşlardan, böceklerden gelmeyen tanımlanması güç, tanıması kolay bir bahar şenliğinin ezgi- leri her yanımı kaplıyordu. Güneşin parıltısı değil, havanın o uykuluymuş izlenimi veren buğusu anlatıyordu baharın gel- diğini. Çamlarda rüzgânn uğurtusunu duyuyordum. "Ağzımı açıp derin derin nefes alsam, doğanın tadı yapışacak damağıma" diye düşünüyordum. Ve bahar eski baharları, mayıs eski mayısları çağrıştırdı. istanbul'da, Göztepe'de bir evdeydim. Öğleden sonra çıkan poyraz, denizin lacivertini koyulaştırıyor, rüzgâr çam dallarında ömürboyu unutmaya- cağım ezgiler oluşturuyordu. Geçmiş yitip gitmiş baharları, kentimin o güzel baharlan- nı, yaza doğru uzayıp giden çıldırtıcı günlerini bunca yıldan sonra bir daha hiç duyamayacağım sanırken yakalamıştım bir mayıs sabahında. Madrid'in kenar mahallelerinden birinde bulmuştum yitir- diğim baharı yıllar sonra. Doğaldı, çocukluğumun, ilk gençliğimin İstanbulu'nun ba- harlarını aynı yerde bulmak olanaksızdı. Ne o eski tatlar kal- mıştı ne o eski renkler ne de kokular. Öysa bir başka kentte, yine hızla büyüyen bir başka kent- te, istanbul'un Göztepesi'ni de biraz anımsatan modern bir kentte yaşayabiliyorlardı insanlar kokusuyla, dokusuyta, ren- giyle baharı. Madrid bir kent, bir metropol başkentti. Ama istanbul gibi bir "ur kent" değildi. Madrid'e insanlar akıyordu köylerden kırlardan, ama hâlâ kent kuralları geçerli oluyordu, köy ku- ralları degil. Geçen yıl bir mayıs ayında bahar coşkusu bütün benliği- mi sarana dek, belki de üzülmemek için isteyerek unutmuş- tum eski İstanbul baharlarını. Zaten anımsamak, üzülmek- ten başka neye yarardı ki? İstanbul, hani Nedim'in bir taşına bütün Acem mülkünü feda etmeye hazır olduğu İstanbul'u, çarpık irileşmemize, sapkın ve üretim tabanına dayanmayan sozde kentleşmemize feda etmiştik bile çoktandır. Ürettiğınden çok üreyen bir toplumun sorunlarını çözeme- yen bir düzen, tıpkı dışkısını arıtamayıp Marmara'nın sula- nyla gizlemeye çalışanlar gibi sorunları erteliyor, erteleme- nin yol açtığı yoksulluk, yoksunluk, işsizlik insanlan akın akın eski Dersaadet'in yollanna düşürüyordu. önce bahçeler gitti; kesilen erik, kiraz, incir ağaçlarının yerine "talanpalaslar" dikildi. Sonra dere yatakları, tepeler çarpık düzenin kendine özgü yöntemleriyle parsellendi. Düzen "bi müslü baha" kenti, bir "ur-kent"e dönüştürür- ken yine kendine özgü bir talan sosyal adaleti bulmuştu. Bo- ğaz'ın sırtlan, görmemiş türedilerin "uysa da koydum uymasa da" kooperatiflerinın kondurduğu betonlarta "ihkakı hak" yo- luyla köşe dönmeyi öğrenmiş yoksulların açıkgözlülüğü ta- rafından dolduruldu. İstanbul çeyrek yüzyılda lumpenleşmenin başkenti haline geldi. Kenti arayanlar, orada burada kalmış birkaç yapı, üç-beş bahçe, birkaç tutam ağaç, hasılsa talan dışı kalmış birkaç gö- rüntünün, bir parça doğanm varlığıyla yetinmek zorunda kal- dılar. Bu arada açıkgözlülükle umarsızlık, köşe dönücülükle çık- maza saplanma arasında kolan vuranların kenti, gelecekte ölümcül olabilecek tehlikelerin sınyallerını vermeye başlamış- tı. Ne var ki artik ülkenin birebir yansıması ve daha küçük ökpekte bir haritası haline gelmiş olan kentin sorunlannı kendi içinde çözmek olanaksızlaşmıştı. İşte tam bu sırada, Güneydogu'da ış bulamadığı yurttaşı- na, "Burada iş yoksa Batı'ya göçün, orada var" diye akıl sa- tan, "Bu otoyolları insanlar buraya rahatça göçsün diye yaptık" diyerek nutuk atan, köşe donmeciliği çağ atlamak olarak sunmaya çalışan biri, İstanbul'un sorununa umar ola- rak onu eyalet yaparak ikiye bölmek, her iki bölüme de yeni küçük sorunlar eklemek gibi bir çözümle ortaya çıktı. Türkiye'nin en kalabalık ili, eyalet olarak kurtulacaktı. Dünkü Cumhuriyet'in üçüncü sayfasını okurken gülmek mi, ağlamak mı gerektiğini düşündüm. Göçü çözmeden, belediyeler üstündeki baskıyı kaldırma- dan hiçbir sorunun çözülmeyeceğini söyleyen Belediye Baş- kanı'nın sözlerindekı gerçek öylesine açık ve çarpıcıydı ki. Gerçek böylesıne ortadayken istanbul ilini eyalet yapmak aca- ba neye yarayacaktı? Hanımefendi'ye dar gelen il başkanhğını, eyalet başkanlı- ğına dönüştürmeye mi? İSTANBUL DEVLET TİYATROSU 10 Mart'tan baflayarak her PAZAR Saat 11.00de T A K S İ M SAHNESİ'nde Ali Taygun MASAL BAHÇESI (Çocuk Oyunu) • Yönoten: Esen özman Dekor: Ethem özbora Kostüm: Mihriban Oran Işıkj Serhat Akın Yönetmen Yrd.: Oktay Korunan Oynayanlar GOIeo Çerıreli Aigöı. Kaan Okon Bayülgen, Ayse Günsircjy, Oktay Korunan. Gökalp Kulan, Isl Tay)cx, Ayhan Oemttas, Burak Karaman. Murcrf San. Ogun Şimsek Tel: 149 69 44 TC SANDIKLI SULH CEZA MAHKEMESİ Esas: 989/503 Karar: 990/282 30.10.1989 suç tarihinde etiketsiz sabun satmak suçundan sanık Çine ilçesi ömerler Köyü nüfusuna kayıth ve aynı yerde oturur - Ali ve Fatma oğlu 1929 doğumlu Muharrem Yüdız'ın Sandıkb Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan açık yargılaması sonunda: Sanık Muharrem Yıldız'ın etiketsiz sabun satmak suçundan eyle- minin uyduğu -tuzüğun 645. maddesi yoluyla TCY. 398. maddesi ge- regınce takdiren 3 ay hapis ve 20.000 lira ağır para cezası ile cezalan- dırılmasına, TCK'nun 402. maddesi gereğince 3 ay süre ile cürme va- sıta kıldığı meslek ve sanatının tatiline, Sanığın suçu işlerken herhangi bir işyerinin bulunmadığı anlasıl- dığından, iş yeri kapatılmasına karar verilmesine yer olmadıgına; 647 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasma çevrilerek sanığın 450.000 lira ağır para cezası ile ceza- landırılmasına, Sanığa verilen aynı türden para cezasının toplanarak sonuç olarak sanığın 470.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına; Yargılama gıdennın sanıktan tahsiline, hüküm özetinin Ankara, İs- tanbul ve Izmir illerinde yayunlanan trajı yiiz binin üzerindeki bir ga- zetede ve suç yerinde yayımlanan yerel gazetelerden birinde yayım- lanması 10.7.1990 gün ve 1989/503 esas, 1990/282 karar sayılı ilam- da hüküm altına alınmış olup iş bu karar TCY'nın 402. maddesi uya- nnca ilan olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle