Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14 26 ŞUBAT 1991
Körfez SavaşıveUlusal Güvenlik
PROF. DR. BtLSAY KURUÇ
A.Ü.SBFtktisat BOIümü öğretim Üyesi
Körfez krizi ve savaş, Türkiye'nin dün-
yadaki yeri ve kimliğini de kapsayan bir-
çok sonınu konuşulur hale getirmiştir. An-
cak savaş konuşmalan, başta ulusal güven-
lik olmak üzere bazı önemli sorunlan da
perdelemiştir. Bu yazıda bunları ele
alacağız.
Türkiye'nin ulusal güvenligi
Ulusal güvenliği, hem iç hem dış etken-
lerle oluşan bir denge sayabiliriz. Bunun pa-
ramatreleri (istinat duvarlan) vardır. As-
keri, ekonomik, siyasal, vb. dünya ve çev-
re dengeleri değişirse ülkenin ulusal güven-
lik dengesini koruyabümek de zorlaşır. Ye-
ni bir dengeye banşla da erişilebilir, savaşla
da. Türkiye 1923-1945 yılları arasındaki
dengesini 1920lerde savaştıktan sonra kur-
muştu. 1945-1990 dengesi için savaşmadı,
savaşa taraf ohnadı.
1923-1945'te Türkiye'nin ulusal güvenlik
anlayışı bağımsızlığa sahip bir "ulus-
devlet"e göre oluşmuştur. "Yurtta solh, ci-
handa sulh" bunun özetidir. Ulusal güven-
liğin 1923-45'te tam kapsamıyla ne demek
olduğunu tsmet Pasa'mn 1932 temmuzun-
da lzmir'de yaptığı konuşmada buluruz:
"Akdeniz binkrce scneden beri medeni-
yet havzası ve dünya siyasetinin gecididir.
Gazi (Atatürk), meydan muharebesmin ne-
tfcesmi ifade eden bedefl dejil, Akdeniz si-
yasetİBdevemedenryetiııdeTürkmilletiııin
layık oMnfn yüksek mevkii almak hedefi-
ai göstenniştir. Tirfc milkti bulerce sene-
dea beri medeniyettnde ve siyasetinde baş-
hea mevld tuttugu Akdenk'deo suni ve ceb-
ri oiarak uzaUasbrthnak tsteuU. Gcçen on
m e bir daha ispat etmiştir Id Ttirk mille-
tmin Akdeaiz'deki mevkii yalnız ODon bir
hakkı degil(dir). Akdeaiz'de Türkiye kuv-
v«di bekcmk, sadık ve dürüst dostluk, mil-
letler aiiesinde iyi gecimli. büyük ve sulta-
perver bir ansor oiarak eizem bir mevcu-
«yettir."
"Nazari oterak bir harbin soa ve kati ne-
ticesini büyük ordulanna göstermek vazi-
yctinde iken, Gazi'nin Akdeniz'i ancak Uk
hedef ofaurmk göstermeshıe de dikkat etme-
Uyiz. Müli mücaddeııin rnbunu ve Gazf-
•n yüksek roHinü Sevr Muabedesi'nden
kartâlmak çercevesnde göımek dar ve lo-
•a bir anlayıştır. MilH mttcadek Türk mil-
ktittn öyle bir dkiHş kryamıdır ld Sevr me-
adesi bu kıyunın ancak bir safhası, Uk saf-
hasubr. Dtger safhalara varmak için ateş-
le, demirie ve kanla atlanması lazım gelen
göz yridıncı safhasa ve Uk hedefı idi. Di-
fer hedefler daha koiay obnamıştır ve oi-
maymcaktır."
"Türk milieti diger milleüerin veya dev-
ktfcria Kitfo ile dogmamıştır. Cihan icn-
de varlıguı aacak kradi iradesyle ispat et-
ntiştir. Büyük mBH davanın Ok aşdacak bir
merhalesi de rönesaosu ve soa zamanla-
nn mahkum ettigi çürümüş usalkr yerine
modern, en yüksek, en insani asıdkre mas-
tenit bir devlet karmaktır. Laik ve camhu-
riyetçi dbniyeti mHU davaou esasiı şartı
saymanuzın sebebi bmtar. Büyük Türk da-
vasını başarmak inküapçı olmadan asla
mümknn oimaz. tktisadi sahada miHeti
mfidafaa etmek başlıca mectMuiyetimizdir.
İlmen ve iktisaden geri bırakıimış bir ce-
miyetin çok y h y l r t a ı ı ve husui tedbir-
lerle yeüşmekten başka caresi yoktur. tk-
tisatta milli vartıgı mndafaa etmek ve rail-
letin geri bırakıldıgı mesafeieri kapatmak
raecburiyeti iktisadi devktçfligiınizin iza-
hıdır"
Ismet Paşa'nın 1932'de söylediklerini
şöyle yorumlayabiliriz: Türkiye, Akdeniz
(yani, "Baö") dünyaa içinde öteki üBteferie
esit statüye sahiptir. Ulusal güvenliğini bir
aktif tarafsjziık çizgisi üzerinde koruyacak-
tır. Buna uygun bir modern devlet kura-
cak, ekonomik geuşmesini gerçekleştire-
cektir. Daha sonra 2. Dünya Savaşı Türki-
ye'nin bu çizgiyi uygulayısına bir örnek
oluyor.
NATO dönemi
1945'ten sonra bu ulusal güvenlik çizgi-
sini sürdürmek olanaksızdır. Dünyada ve
Türkiye'de dengeler değişiyor. Dünyadaki
büyük kutuplaşma yeni bir güvenlik siste-
mine geçişi getiriyor. Tehdit açık seçik ta-
nımlanabiliyor. Karşuıklı tehdidin çapının
büyüklüğü güvenlik sorununu dünya bo-
yutlanna çıkanyor ve kolektifleştiriyor. Ay-
ru kutup içindeki ülkelerin savunması or-
tak hale geliyor. (1).
Bu sistem, Türkiye için şu noktalarda
önemli oluyor: 1) "Yartta snlh, cihanda
sulh" artık sadece bu sistem içinde yer al-
makla geçerlidir. Savunma harcamalan da
ortak tedarike dayanacakür. 2) Sistem,
Amerika'nın sürekli liderliği ile yürüyecek,
fakat Batı Avrupa'nm güvenlik tablosu sa-
vunma stratejisinin özü olacaktır. Türki-
ye bunu kabul ediyor ve kendi savunma (ve
güvenlik) pozisyonunu Sovyet tehdidine
göre ayarhyor. 3) Bu ulusal güvenlik anla-
yışı bir dünya görüşü ile hamur oluyor: Ba-
tı içinde yeni koşuUara göre yer almak si-
yasal kültürü, toplumsal gelişmeyi, iktisat
politikalarını ve ınsanların vizyonunu da
biçimleyecektir.
Uzmanlar, bu sistemin 1970*161x16 AGİK
sureci ile içten içe çözülmeye başladığmı
söylüyorlar. 1980'lerin ikinci yansında,
özeUikle 1988-89'da iki kutuplu dünya tab-
losu hızla değişiyor. Sistemin Sovyet tara-
fı, bildiğimiz gelişmeleri yaşayarak kutup
olmaktan çıkmaya başhyor.
Ortadoğu
Avrupa'nm 1988-90 arasındaki hızlı de-
ğişme dönemi, Ortadoğu'da nispeten sakin
yıllara rastladı. 1988 ağustosundaki tran-
Irak ateşkesi bölgeye bir sakin bekleyiş ge-
tirdi. Fakat Ortadoğu, esasmda birbirini
besleyen bir ayuşmazlıklar böigesidir. Son
on yüda bölgede önemli askeri güç yığınağı
olmuş, bir yandan da terorizmin boyutla-
n büyümüştür. Balistik füze sistemleri,
kimyasal silahlar, hatta nükleer kapasite-
ler artmıştır.
Bölgenin koşullan savaş ve savaş dışın-
da da huzursuz bir bekleyiş halidir... Ül-
kelerin iç rejimlerine de baskı ve gerginlik
egemendir. Bölgenin tek demokrasisi oldu-
ğu söylenen Israil ise içte parlamenter de-
mokrasi (hatta Filistinlilerin statüsünü dü-
şünürsek bir tur antik Yunan demokrasi-
si), komşulanna karşı ise sürekli hasımlık
yönetimidir.
İki kutuplu dünya, Ortadoğu'nun den-
gesini de biçimlendiriyordu. Sovyet kutbu-
nun çözülmesi bunu bozdu. öteki kutbun
bölgede daha aktif olması kaçınümaz ha-
le geldi.
Türkiye'nin bölge ile ilişkileri özellikle
son on yılda gdişti. lran-Irak savaşı, Turki-
ye'yi buraya yöneltmenin ön sınavı gibi ol-
du. 12 Eylül yönetiminden başlamak üze-
cumhurbaşkanlığı makamının
sorumluluğu-sorumsuzluğu söz konusu
edilemeyecekti!
Yapılan eleştiriler içinde bir başka poli-
tika çizgisi drtaya çıkmadı. Zaten konu or-
tada tartışılmadı. Muhalefet de işin esas-
larını tam kavramış görünmedi. Bu ortam
içinde savaş-bans tartışmaları Türkiye'nin
ciddiyet kazanan ulusal güvenlik sorunu-
nu biraz daha perdelemiş oldu. Böylece 2
ağustostan başlayarak Türkiye zorunlu bir
kriz poütikası benimseme noktasından
"Ortadogv ile bagiantılı bir yeni ühısal gü-
venlik dstemi benimseme noktaana dog-
nı" adım adım yüriirneye basladı. Bu geliş-
me, savasın sonucunu Türkiye için yaşam-
sal kılıyor.
Sjivaş senaryolan
Birleşmiş Milletler karan, Irak'ı Kuveyt-
ten çıkarmayı amaçlıyor. Fakat savaşa bir
sınır çizilmemiştir. Savasın ikinci gunün-
de Bush, savaştan sonra Ortadoğu'da, "ye-
ni ve güzel bir düzen" kurulacağını söyle-
miştir. Böylece, "Savaş bitince Ortadoğu'da
ne olacak" sorusu ortaya çıkmıştır. Aca-
ba ne gibi olasıhklar karşısındayız? Bu iş
Avrupa'nın son bir buçuk yıldaki hızlı değişmesi Türkiye'yi
Batı'nın kolektif güvenlik sisteminin dışına doğru iten etkiler
yarattı. Türkiye'nin Batı Avrupa güvenlik sistemi içinde
kalması AT üyeliğine, bu ise tam bir belirsizliğe yöneltilmiş
görünüyor. Körfez krizi bu ortamda, yani Türkiye, ulusal
güvenlik sistemi bakımından belirsizliklerle karşılaşırkendoğdu
re ülkede söz sahibi olanlar, bu savaşı
"pazar" ve "kazanç" açısından algıladılar.
Bunu'tarafsunk" oiarak kabul ettiler. Bu
dönemde Türkiye bölgeye mal ihracatım
arttınrken etnik ve dinci radikal akımlan
ithal etti. Son yülarda ihracatımız azalır-
ken bu ithalat arttı.
2 Afeustos 1990'dan sonra
Avrupa'nm son bir buçuk yıldaki hızlı
değişmesi, Türkiye'yi Batı'nın kolektif gü-
venlik sisteminin dışına doğru iten etkiler
yarattı. Türkiye'nin Batı Avrupa güvenlik
sistemi içinde kalması AT üyeliğine, bu ise
tam bir belirsizliğe yöneltilmiş görünüyor.
Körfez krizi bu ortamda, yani, Türkiye ulu-
sal güvenlik sistemi bakımından belirsiz-
liklerle karşüaşırken doğdu.
Türkiye'nin kriz ve savaş dönemindeki
politikası özal tarafından biçimlendirildi
ve yürütüldü. Özal'ın siyasete hangi des-
teklerle geldiği düşünülürse, izlediği çizgi
kendısı için kumar değil, yegâne seçenek-
tir. Politikanın özal'ca yürütülmesi çok
eleştirildi. Bu da ülkede Körfez tartışma-
sının merkezi oldu. Oysa özal, bambaşka
bir çizgi (bir banşçı çizgi) izlemiş olsa.
bizi ne ölçüde ilgilendiriyor?
15 ocaktan sonraki günlerde üç savaş (ve
banş) senaryosu ortaya çıkıyordu.
1. Savasın hızla ve Amerikan komuta-
sındaki koalisyon kuvvetlerinin kesin üs-
tünlüğü ile sonuçlanması. Bu senaryo Or-
tadoğu'ya Bush'un "yeni ve güûi bir
dözen" dediği Amerikan Banşı'm (Pax
Americana) getirir. Bu "banş" (a) Askeri
gücün yaygın bir organizasyonu ve (b) Bir
ekonomik kontrol/isbirliği mekanizması
üzerine kurulur. özal'ın beklediği senaryo
budur. 3 ağustostan sonraki tavn ve demeç-
leri bunu gösteriyor.
Pax Americana, Ortadoğu'nun, ulke sı-
mrları ve politikalan büyük ölçüde don-
durularak Amerikan giivenlft şemsiyesine
ahnmasıdır. Bu düzende, bölgedeki 'ulus-
dcvlet'lerin "ulusal politikalan"nın önemli
ağırlığı olmaz. Bu Israil için bile böyledir.
(Nitekim Pax Americana'nın ön adımı oian
savaş duzeninde Israil, bağımsız bir poli-
tika oluşturamamıştır.) Türkiye bu düze-
ne girerse Türkiye için de durum bu ola-
caktır. Ortadoğu ülkelerinin devlet yapılan
ve aralanndaki ilişkiler bakımından kolek-
tif bir güvenlik sistemi oluşturmaları ger-
çekçi sayılmaz. Bölgenin güvenlik sistemini
Amerika henüz belli olmayan parametre-
lere göre düzenleyecektir.
Pax Americana ekonomik yönü ile ka-
pitalizmi dünya ölçeğinde yerleştirmeye
doğru büyukçe bir adım olacağı için önem-
lidir. Bölgede 'uins-devletier yerine ekono-
mik bölgeler veya tophüuklar ön plana çı-
kacaktır. Karşılaştırmah üstünlüklere gö-
re ticaret ve işbirliği ağır basacaktır. Hem
güvenlik sisteminde hem de ekonomik iliş-
kilerde petrol ile ilgili politikalar ağırlıkh
olacaktır. Petrol politikalannın anahtan-
na sahip olanlar 'sıcak para' akunlanm
yönlendireceklerdir.
Son bir-iki yıldır Türkiye'de sözü edilen
Karadeniz Ekonomik Bölgesi'ni Pax Ame-
ricana'nm bir alt bölgesi saymak yanhş ol-
maz. Karadeniz Bölgesi düşüncesi çevrede-
ki Sovyet cumhuriyetlerinde bağimsızlık
akımlan güçlendikten sonra somutlaşmış-
tır. (özal, bu konunun biraz geç farkına
varrruş, Azerbaycan'daki başkaldın üzeri-
ne Amerika'dayken verdiği demeçte, "Bi-
rim onlaria flgimiz olamaz, onlar Şii biz
ise SünnJ'yiz" yorumunu yaparak uzak
durmuştur.)
Bölgede bir Kürt devleti kurulması ko-
nusunu Türk kamuoyu özal'ın Tahran'daki
demecinden öğrenmiştir. Ancak Paı için-
de bir Kürt devletinin de yeri olacağı yo-
lunda somut veriler yoktur. Konunun uz-
manlarına göre Pax'ta FKÖ'nün önderli-
ğinde bir Filistin devletinin kurulabilece-
ğini veya Ürdün'ün varlığının güçlenerek
süreceğini söylemek zordur.
2. Savasın bemen sonaçlanmayısı ikinci
' senaryoyu ortaya çıkarmıştır Pax Ameri-
cana zorlaşır, beürsizlikler artar. Savaşın
Uk haftasından sonra görülen durum bu-
dur.' Burada iki özellik göze çarpıyor:
(a) Amerika komutasındaki koalisyon,
sonuç alabilmek için daha şiddetli bir sa-
vaş seçeneğine, taktik nükleer silahlar kul-
lanmaya ve sivil hedefleri bombalamaya
yönelebilir. Bu Irak'ı "töketip teslim
almak" seceneğidir. Fakat bunun sırurla-
rına çabuk erişilir. Amerika'daki kamuo-
yu baskısının yani sıra Sovyetler de "nor-
mal savaş' koşullannm aşılmasından rahat-
sızlık duyarlar. Bu koşullann aşılması ve
'ölü bir Irak' ile bir Pax Americana kurul-
ması mümkün müdür? Bu bizi üçüncü se-
naryoya götürür.
(b) tş uzadıkça müzakere ve karşıhkh
öneriler başlar. Şüphesız bunlar gizli yü-
rütülür. (Bu savaşm bir özelliği de hemen
her şeyin "askeri bUgi" sayılması ve haber-
lere koyu bir sansür uygulanmasıdır.) Za-
ten büyük olasılıkla, ağustostan bu yana
taraflar arasında henüz açığa vurulmamış
müzakereler vardır. Bugünkü koşullarda
müzakere, bölgede yeni sınırlar konusunu
ön plana getirir. özal'ın, 25 ocakta birden-
bire Kurtçe konuşmayı gündeme getirme-
si, savasın uzamaya başlaması ve değişik
olasüıklann ortaya çıkmacından bağımsız
sayıiamaz.
Müzakere, arabuluculuğa aday bölge
devletleri sayesinde başlamıştır. Sovyet des-
teği lran'ı bu role yöneltmiştir. Daha son-
ra lran'ın yani sıra Sovyetler aktif oiarak
devreye girmiştir. Türkiye, savaşta erken ta-
raf olmakla bölge çapında bir uzlaştırıa
(arbiter mundi) olma şansından uzak kal-
nuştır. Böyle bir rol ülkenin dış saygınlığı-
nı herhalde arttırırdı. Daha da önemlisi,
Türkiye'nin sıkmtı duymaya başladığı nhı-
sal güvenlik konBsunda yann daha sagfauı
bir konuma kavuşmasım saglayacak cMdl
bir diplomisi aşaması olabilirdi.
Müzakerelerin olumlu sonuçlanması ve
savaşm Irak tükenmedea' kesihnesi halin-
de Pax Americana yine kurulabilir mi?
Yoksa bunun kurulması başka yollarda ve
daha yavaş mı gerçekleşir? Acaba Ortado-
ğu'da bugünkü belirsizlikler bir statü ka-
zanarak devam mı eder? Bunlar henüz bi-
linmiyor. Çünkü Pax Americana gibi böl-
gede sımrlan ve ülke poh'tikalanm doedn-
raa bir "banş" dışmda herhangi bir kap-
samü senaryo henüz ortaya çıkmamıştır.
Çok yönlü bir Ortadoğu Konferansı böl-
gede silah indirimlerine ve hatta Filistin so-
rununda yumuşamaya bir başlangıç olsa
bile bölgenin en önemli ve kalıcı sonınu
olan petrol politikalan belirsiz kalacakur.
(özal, Türkiye'nin geiecekte önemli kozs
olabiiecek so sornnnna erken ortaya at-
makla, bunun bugünden bir bölge davası
haJine getirilmesine yol açmış ve bu kozu
zayıflatmış oluyor.)
3. Uçüncü senaryo savaş yangınının bü-
yümesidir. Banş girişimlerinin herhangi bir
asamada başarısızhkla kesilmesi buna yol
açabilir. Bu takdirde, çatışma bölge sava-
şı ölçeğini aşar ve planlanmamış bir Dün-
ya Savaşı boyutlanna doğru büyür. Sava-
şm şiddetlenmesi ve Irak'ın tükenmesinden
önce başka ülkelerin, hatta Sovyetler'in ise
kanşması ve yeni yeni cephelerin açdması
yangının büyümesi demek olur. Şüphesiz
bu uzak bir olasıhktır. Ama bir olasılık-
tır.
Böyle bir olasıhk karşısında iki güven-
lik şeridi (Sovyetler ile Doğu ve Güneydo-
ğu Anadolu) arasmda kalacak olan Türki-
ye, NATO tarafından korunacak mıdır?
Bu konuda kesin bilgiye sahip değiUz. Şu-
nu bilmek gerekir ki böyle bir durumda ül-
kede savaş ekonomisi gecerli olur. Bu, el-
deki kaynaklann savaşa göre mobUizasyo-
nu, yani planlanması demektir. Bunu ya-
pabilmek, orduyu tanımak ve orduya gu-
venmekle başlar.
(1) Duygu Bazoğlu Seoer, "Tia*ey's Seaırity Jte-
licies", Addphi Püpers, Na 164, Spring J9U,
London.
SCRECEK
Saddam Kuveyt'tekî bîrliklerine geri çekilme ernri verdiDış Haberier Servisi — Kara
savaşmm ikinci gününde, Sad-
dam Hüseyin'in Kuveyt'teki bir-
liklerine "geri çekilme emri"
verdiği bıldirildi. Beyaz Saray-
dan yapılan açıklamada geri çe-
kilme konusunda kendilerine
resmi bir bilgi verilmediği belir-
tilerek "Savaş devam ediyor" de-
nildi. Bu arada, geri çekildıği sa-
nılan Irak birliklerine, Ameri-
kan helikopter ve uçaklarının
saldırdığı haber veriliyor. Sov-
yetler Birliği'nin ise BM Güven-
ük Konseyi'ne, ABD'nin ateşkes
için öne sürdüğü koşullara yakın
yeni bir banş önerisi sunduğu
bildirildi.
Çeşitli ajanslar TSİ OO.35'te
Bağdat radyosunun normal ya-
yınını keserek Saddam Hüse-
yin'in geri çekilme emri verdiğini
duyurduğunu bildirdıler. Bağdat
radyosu çekilme kararının müt-
tefıkler tarafından daha önce
reddedilen SSCB banş planı
doğrultusunda alındığını bildir-
di. Radyo aynca Irak Dışişleri
Bakanı Tank Aziz'in karan Sov-
yetler Birliği'ne iletliğini duyur-
du, ancak duyurunun hangi ka-
nalla yapıldığı konusunda bilgi
verilmedi.
Radyonun haberine göre çe-
kilme karan uyannca Kuveyt-
teki Irak birliklerine 660 sayüı
BM karan doğrultusunda ve ör-
gütlü bir biçimde Kuveyt'in iş-
gal edildiği gün olan 2 Ağustos
1990 tarihinden önceki sınırla-
ra çekilmesi emredildi.
Haberde herhangi bir zaman
sının verilmezken herhangi bir
koşuldan da söz edilmedi.
Bağdat radyosu
Reuter Ajansı'nın BBC dinle-
me servisine dayanarak verdiği
Bağdat radyosunda yayımlanan
çekilmeye ilişkin tam metin şöy-
le:
"SOablı kuvvetierimiz düşma-
mn kabui ediiemez ve saklırgan
şeytan manbfuun iiriinü olan
taleplerine karşı dhat görevleri-
ni başardı bir şeküde yerine ge-
dradflerdk. Tarihe altın harfler-
le gececek biçimde kahramanca
ve destansı bir şekHde savaşmış-
buttır.
Bu koşnllar altında ve yöne-
timimlrin BM Güvenlik Konse-
yi'nin 660 sayüı karannı kabul
etMesi sonucu ve Sovyet banş
girifimleri dogrmltnsunda aske-
ri knvvetierimize, Kuveyt'ten dö-
zenli bir şekUde çeküerek 1
Agustos 1990 öncesüıdeki poas-
yonlanna geri dönmeleri emri
verilmiştir.
Bn davnuuş pratik oiarak 660
sayıh BM karannm kabulü oia-
rak ele ahnmaüdır.
Savaşma ve hufa harekel etme
yeteaeklerini şu ana kadar ispat
eden süaalı knvveUerimu geri
çekilme emrini yerine getirdik-
leri suada kendUerine yönelecek
her türlü saldınya cevap vere-
ceUerdir. Biruderimiz onuriu ve
organize bir çekilme için gere-
Idrse bilinen yüksek kapasitele-
ri ve cesaretleri dogrultnsunda
carpışacaklardır.
Irak Haber Ajansı BM Gü-
venlik Konseyi'nin 660 saydı ka-
ran doğrultusunda ahnan çekil-
me karannm Dışişleri Bakanı
tarafından Sovyet etcisine iletii-
digini ögrenmişür.
Dışişleri bakanı dçiden Irak
lideri Saddam Hüseyin başkan-
lıgıadaki Devrim Komuta Kon-
seyi tarafından alınan bu kara-
nn Baskan Gorbaçov'a üetilme-
sini ve Gorbaçov'un Güvenlik
Konseyi'nde ABD, müttefikleri
ve işbiıiikcUerinin canice davra-
nışlanna bir son verilmesi ama-
cıyla bir ateşkes saglanması için
çaba harcamasın) istemiştir."
Olayın duyulmasmdan bemen
sonra bir acıklama yapan Beyaz
Saray yetkilileri çekilme karan
De Ugili kendilerinin bir bUgisi
oimadıgını büdirerek, "savaş de-
vam ediyor" dediler. Beyaz Sa-
ray sözcüsü Marlin Fitzvvater,
"Basından gelen baberier dışm-
da hiçbir bilgimiz yok." dedi.
Fitzwater gazetecilere "Yamt
vermemiz gereken bir durum
yok, çünkü herhangi bir Iraklı
resmi yetkili bizimie baglanü
kurmamıştır, savaş devam
ediyor" şeklinde konuştu.
Irak tanklan kuzeye
Bu arada Pentagon Sözcüsü
Pete Williams, askeri harekâtın
seyrinin değiştirilmesinin, Baş-
kan Bush'un emrine bağh oldu-
ğunu belirterek, Irak birlikleri-
nin geri çekihnesine izin verilip
verilmeyeceğinin henüz bilinme-
diğini söyledi.
CNN televizyonu ise Kuveyt-
te bulunan Irak'a ait çok sayıda
tank, kamyon ve diğer donanı-
mm, kuzeye doğru harekete geç-
tiğini bUdirdi. CNN, ABD bir-
liklerinin geri çekUmekte olan
Irak birliklerine helikopterler ve
ucakJarla saldırdığmı, ancak kö-
tü hava koşullanmn bu saldın-
nın tam anlamıyla etkili olma-
sını engellediğini söyledi.
CNN'in görüştüğü üst düzey
Pentagon yetkilileri de Irak bir-
liklerinin kuzeye doğru hareket-
lenmelerinin çatışmalan durdur-
mayacağını belirttiler.
tngiltere'nin tepkisi
tngiltere, Körfez'deki savaşm
sürdüğünü bildirdi. tngiltere Dı-
şişleri Bakanlığı Sözcüsü, "tn-
giltere hükümetinin, Irak'ın çe-
kilecefiııe ilişkin haberie ilgili
resmi bflgi almadtgmı" belirtti
ve "Savaş süriiyor" dedi.
Sözcü, "Poiitikamızı, radyo
acıklamalanna göre aj'ariamıyo-
ruz" dedi.
Başbakan John Major ise,
Bağdat radyosunun haberi ko-
nusunda yorumda bulunmaya-
cağuu söyledi.
Soyyetler'den yeni
girişim
Şebnem Atiyas'ın New York-
tan bildirdiğine göre, Bağdat
radyosunun "çekilme emri" Bir-
leşmiş Milletler Güvenlik Kon-
seyi'nde yeniden büyük bir ka-
nşıklığa neden olurken, bu sü-
reci basından beri izleyen dene-
yimli diplomatlar arasında "çok
gec kalmış bir adım" oiarak yo-
rumlandı. Aynı diplomatlar "çe-
kilen ordulann için en iyi saldı-
C7
n hedefl"olacağım büdirerek,
diplomatik girişimlere "artık bir
şans" tanımadıklanm ifade et-
tiler.
Bu arada Sovyetler Birliği, ay-
nı saatlerde Körfez savaşına son
verilmesi amacıyla BM Güven-
lik Konseyi'ne yeni öneri sundu.
BM kaynaklanna göre Sovyet-
ler, Kuveyt'teki Irak birliklerinin
çekilmesi için tarih belirlenme-
sini ve çekilme işlemi için Irak'a
süre tanınmasını istedi. So\7et
önerisinin aynnülan açıklanma-
dı.Bağdat radyosu, Irak birlikle-
rine çekilme emri verildiğini
açıkladığı sırada, Sovyetler Bir-
liği'nin çağnsı ile Birleşmiş Mil-
letler Güvenlik Konseyi gayri
resmi toplantı halindeydi. Sov-
yetler Birliği daimi delegesi Yu-
li Vorontsov Güvenlik Konseyi
üyelerine Irak'm ABD önerisini
kabul yolunda egilimini bildir-
di. Vorontsov, Güvenlik Konse-
yi'nin gayri resmi toplantısında
"bir tarih ve kısa bir çekilme sü-
resi verdiği'' takdirde Irak'm bu-
nu "degeriendirme" eğiliminde
olduğunu söyledi. Basta ABD ve
Ingiltere ohnak üzere Güvenlik
Konseyi üyeleri Sovyetler Birli-
ği'nin taşıdığı bu mesajları
"doğrudan Irak'tan duymak
istediklerini" ifade ettiler. Koa-
lisyon ülkeleri, Irak'ın Güvenlik
Konseyi Başkanı'na ya da Genel
Sekreter'e "çekilme kararuu"
refmen bildirmesini istediler.
Irak daimi delegesi Al-Anbari
Güvenlik Konseyi üyelerinin bu
talebi üzerine "taükümerinden
çekilme ya da Sovyetler Buüği'-
nin ifade ettigi sinyallerie ilgili
bir direktif ahnad^m" ifade et-
ti. Bunun üzerine Güvenlik
Konseyi Irak'tan yeni bir girişim
oluncaya dek beklemeye karar
verdi.
Sovyetler Birliği'nin girişimi-
nin Bağdat'ın çekilme karan ile
bağlantısı olup olmadıgı anlaşı-
lamadı. Üst düzeyde bir Sovyet
diplomatı Cumhuriyet'e "Irak'm
bu egüunini Tank Aziz'in, Mos-
kova'da iken ifade ettigini" söy-
ledi. Sovyet diplomatının bu ifa-
desi Soyvetler Birliği'nin Irak ile
yeniden bir temas kurmaksızın
"banş girişimim" yenilemeye ça-
hştığı havasını verdi. Irak'ın Bir-
leşnüş Milletler'deki diplomatla-
n da "Sovyetlerin girişiminin
tamamıyla bagımsu oldnğunu"
ifade ederek Sovyet diplomatı-
m doğruladılar.
Buna karşm Çin başta olmak
üzere Küba ve Yemen diplomat-
lan Sovyet girişiminin '*yeni bir
nmut" olduğunu ileri sürdüler.
Çin daimi delegesi büyükelçi Li
Daoyıı "Halen ümit var" şeklin-
de konuştu.
Amerikan daimi delegesi bü-
yükelçi Thomas Pickering, "Bi-
zim önerimiz ve koşuilanmız
beDidir" diyerek Irak'm bu ko-
şullan tümüyle kabul ettigini
resmen açıkla>ıp uygulamadık-
ca kara savaşı açısından koalis-
yonun tutumunu değiştirmeye-
ceğini ima etti. Pickering'in
açıklaması daha sonra Beyaz Sa-
raVm Bağdat radyosu acıklama-
sına verdiği tepki ile de uyum
gösterdi. Irak'ın sadece 660 sa-
yıh Güvenlik Konseyi karannı
uygulamasının yeterli olmadığı-
m belirten koalisoyn üyesi dip-
lomatlar, 12 Güvenlik Konseyi
kararının uygulanmasını hedef-
lediklerini, bu açıdan Irak'ın
"başka bir seçenefi olmadığmı"
Irak, Dahran'daki ABD binasına füze attıDış Haberier Servisi — Bağ-
dat Radyosu'ndan yapılan
"sürpriz açıklama"ya rağmen
Irak'ı Kuveyt'ten çıkartmak için
başlatılan kara savaşı bütün hı-
zıyla süriiyor. Bu arada savasın
gidişatı hakkında Bağdat yöne-
timinin ve müttefik yetkililerin
yaptıkları açıklamalar farklı
tablolar çiziyor. Müttefıkler, ha-
rekâtın başanh bir biçimde sür-
düğünü iddia ederken Irak, sal-
dırıların püskürtüldüğünü ve
karşı saldırının başlatıldığım
öne sürdü. Bu arada, Irak'm Su-
udi Arabistan'a fırlattığı bir
Scud füzesinin, Dahran yakın-
lanndaki bir ABD askeri bina-
sına isabet ettigi ve en az 12
Amerikan askerinin ölümüne
neden olduğu bildirildi. Kara sa-
vaşmm başlamasmdan bu yana
Suudi Arabistan'daki müttefik
karargâhından dün ilk kez dü-
zenlenen brifinglerde, 18 bin
Irak askerinin esir alındığı, ço-
kuluslu güçten 12 askerin öldü-
ğü, 270 Irak tankının tahrip
edildiği belirtildi.
Bush: Kuveyt
yakında kurtanlacak
ABD Başkam George Bush,
Körfez savaşmda Amerika ve
müttefiklerinin kayıplanmn çok
az olmasından memnunluk duy-
duğunu kaydederek Kuveyt'in
yakında kurtarılacağmı bildirdi.
Bush, televizyonlarda naklen ya-
yımlanan konuşmasında, savaş
sonrasında Amerikalıların
"Şükran duygulan ve saygı ka-
zanmış oiarak" ülkelerine döne-
ceklerini behrtti. Bush, Kuveyt'-
in kurtanlmasınm yeni dünya
düzeni için bir kilometre tası
olacağım da vurguladı.
Bu arada Baskan Bush'un,
Körfez'deki Amerikan birlikle-
ri komutanı General Norman
Schwarzkopf'u dün telefonla
aradığı bildirildi.
Beyaz Saray'dan yapıian
açıklamaya göre, savasın basın-
dan bu yana Schwarzkopf ile ilk
kez direkt temas kuran Bush,
kendisini, kara savaşının ilk
günlerinde kaydedilen gelişme-
lerden dolayı kutladı.
Müttefiklere göre
savaşm seyri
Kara savaşının başlamasmdan
bu yana dün Suudi Arabistan
1
da düzenlenen ilk askeri brifing-
lerde, müttefik komutanlar tut-
sak alınan Irak askerlerinin sa-
yısı, müttefiklerin kayıplan hak-
kında bilgi verirken savaşm gi-
dişatı hakkında acıklama yap-
maktan kaçındılar.
Bölgedeki Fransız birlikleri-
nin komutanı General Micbd
Roquejeoffre, Fransız birlikleri-
nin Irak içlerine 150 kilometre
ilerlediklerini ve 3 bin Irak as-
kerini tutsak aldıklannı açıkla-
dı. Fransız general, 4 bin ABD
askerinin desteğindeki 9 bin
Fransız askerinin bir Irak tüme-
nini de etkisiz hale getirdikleri-
ni söyledi.
ABD'li General Rkhard Ne-
al da 270 Irak tankının imha
edildiğini ve 18 bin Irak askeri-
nin esir alındığını söyledi. Suu-
di askeri yetkUiler ise bu raka-
mı 20 bin oiarak verdiler. Sad-
dam Hüseyin'in en güvendiği as-
kerler olan seçkin Cumhuriyet
Muhafızlan'mn da yer yer çatış-
malara katıldığını belirten
ABD'li general, bu birliklere
ağır kayıplar verdirildiğini ifade
etti.
Kara çatışmalarında çok ha-
fif direnişle karşüaşıldığını söy-
leyen Neal, Irak'm tek başansı-
nın "terör" olduğunu beürterek
Kuveyt'te 600 ayn yerde Irak ta-
rafından yangın çıkartıldığını,
bunlardan 517'sinin petrol tesis-
leri olduğunu bildirdi.
Brifinglerden derlenen bilgi-
lere göre askeri yetkUiler bir-iki
gün içinde 100 bin Irak askeri-
nin esir alınabileceğini öne sür-
düler. Bu bilgilere göre mütte-
fikler 2 günlük kara savaşı sıra-
sında çok az kayıp verdi. ABD'li
yetkUiler, carpışmalarda sadece
4 Amerikan askerinin öldüğü-
nü, 21'inin yaralandığım bildir-
diler. Bir Suudi komutan da ço-
kuluslu güç içerisinde yer alan
Arap askerlerinden 8'inin öldü-
ğünü bildirdi.
Mısır
öte yandan, Mısır askeri yet-
kilileri tarafından dün yapılan
açıklamada, Mısır askerlerinin
Kuveyt'e girdikleri ve tahmin
ediienden daha çabuk ilerleme
kaydettikleri bildirildi. Açıkla-
mada, Mısır askerlerinin Ku-
veyt'in 30 km. içerisine girdiği ve
çok sayıda Irak askerinin esir
alındığı kaydedildi Müttefik ka-
ra harekâtırun başlamasmdan
bu yana hiçbir Mısırlı askerin
ölmediğj, sadece birkaç askerin
hafif yaralandığı belinildi.
Scud bu kez vurdu
Suudi Arabistan'm Dahran
kenti yakmlannda Amerikan ih-
tiyat birliklerine bağh askerlerin
kaldığı bir binaya düşen Scud
füzesinin çok sayıda kişinin öl-
mesine ve yaralanmasına neden
olduğu bildiriliyor.
Dahran'daki Amerikan aske-
ri komutanhğı tarafından ya-
yımlanan bUdiride, havada par-
çalandığı samlan füzenin parça-
lannın TSt 19.3O"da iki kath pre-
fabrik binaya düştüğü, en az 12
askerin ölümüne, 25 askerin ya-
ralanmasına yol açtığı ve 40 as-
kerin de kayıp olduğu kay-
dedildi.
BUdiride, ölü ve yarah sayısı
ile ilgili oiarak rakam verilme-
di.
Görgü tanıklan, binadan ilk
oiarak 4 ceset çıkanldığını ha-
ber verirken Amerikan televiz-
yonlan da en az 12 askerin öl-
düğünü bildirdiler.
IngUiz Sky Televizyonu'nun
bir muhabiri, binada 100 dola-
yında Amerikan askeri bulun-
duğunu haber verdi.
Suudi kaynaklan da olayda
12 askerin öldüğünü, 40-50 do-
layında askerin de yaralandığı
öne sürüyorlar.
Irak dognıladı
Irak da Dahran'daki Ameri-
kan askeri üssüne El-Hüseyin
füzeleri ile yıkıcı bir saldırı dü-
zenlendiğini bildirdi.
Askeri sözcü, resmi INA
Ajansı tarafından yayımlanan
acıklamasında, füzeler atıldık-
tan sonra rampalarınm hasara
uğramadan üslerine çekildiğini
belirtti.
Irak'm karşı saldınsı
Bağdat, Irak birliklerinin
müttefik kuvvetlere karşı saldı-
nya geçtiğini ve 3. Irak ordusu-
nun, müttefıkler tarafından ele
geçirilen mevzUeri geri aldığını
bildirdi. INA'nın bildirdiğine
göre 62 numarah askeri bUdiri-
de 3. ordunun pazar gecesi geç
saatlerde başlattığı saldınmn 8
saat sürdüğü ve dün sabah so-
na erdiği duyuruldu. BUdiride
cıkarma yapmaya çalısan Ame-
rikan ve Mısır birüklerinin püs-
kürtüldüğü ve savaşm ilk günü
kaybedilen Irak mevzüerinin ge-
ri alındığı belirtildi. Bu açıkla-
madan sonra başkent Bağdat-
ta halkın sokaklara dökülerek
sevinç gösterileri yaptığı "Allah-
ü-Ekber" diye bağırdıklan bil-
dirildi.
AFP'nin haberine göre Bağ-
dat Radyosu'nda askeri bildiri-
nin okunmasından sonra aske-
ri marşlar çalınmaya başlandı.
Bağdat Radyosu'ndan oku-
nan askeri bildiride 3. ordunun
saldınsı karşısında geri çekilen
müttefiklerin, geride yanan
tanklannı ve zırhlı araçlannı bı-
raktıklan kaydedildi.
AP'nin haberine göre Bağdat
Radyosu Irak birliklerinin "bü-
yük bir karşı saldınya" geçtiği-
ni bildirdi.
Karşı saldınyı gerçekleştiren
3. ordu, Irak silahlı kuvvetleri-
nin en iyi eğitümiş ve donatılmış
ordulan arasında bulunuyor. 3.
ordu, Orgeneral Sabah Abdud-
un komutasında bulunuyor. As-
keri bildiride 3. ordunun hangi
yörede karşı saldınya geçtiği be-
lirtilmedi.
"Yargılayacagız"
Suudi Arabistan kuvvetleri-
nin komutanı, dün Riyad'da dü-
zenlenen günlük savaş brifingin-
de basma bUgi verirken Irak bir-
liklerinin Kuveyt'te insanlık dı-
şı suçlar işlediklerini söyledi.
Komutan, "IrakHar, ma gecme,
öldürme, çeşitli işkenceler gibi
birçok suçlar işJedUer" dedi. Su-
udi komutan, "Bu suçlann so-
rumhılan savaş sucu işlemekten
yargılanacak" şeklinde konuştu.
Gorbi'nin cagnsı
Sovyetler Birliği Başkam Mi-
hail Gorbaçov'un ABD Başka-
nı George Bush'a telefon ederek
Irak'ı Kuveyt'ten çıkarmak ama-
cıyla önceki gün başlatılan ka-
ra savaşını durdurmasını istedi-
ği bildirildi.
SSCB Başkan Yardımcısı
tekrarladUar.
Bu arada BM Güvenlik Kon-
seyi'nin SSCB'nin isteği üzerine
bu sabah erken saatlerde topla-
nacağı bildirildi. İyi haber alan
kaynaklara göre konseyin bası-
na kapalı yapılacak toplantısın-
da SSCB'nin yeni oluşturduğu
banş planı görüşülecek.
NBC'nin iddiası
Kuveyt'teki Irak birliklerinin
komutanlarırun, çekilmelerine
izin verilmesi için Bağdat'a **yal-
var yakar" olduklan bildirildi.
NBC televizyonunun Penta-
gon muhabirinin bildirdiğine
göre, Bağdat radyosu dün gece
Irak'ın çekileceğini açıklamadan
önce, Amerikan istihbarat ser-
visleri, Iraklı komutanlann Bağ-
dat'tan açıkça, geri çekilmeleri-
ne izin verilmesini istediklerini
saptadılar.
Amerikan istihbaratının elde
ettigi verüere göre, Irakh komu-
tanlar, Bağdat'taİü karargâha,
en az 7 tümenin "saf dışı" kal-
dıgını bildirdiler. Bir Irak tüme-
ni en az 10 bin askerden oluşu-
yor.
Gennadi Yanayev, dün Mosko-
va Radyosu'na verdiği demeçte
Gorbaçov'un kara harekâtıyla
Ugili oiarak "Bush'tan alınan
son karan yeniden gözden geçir-
mesini istedigini" söyledi.
Yanayev, çatışmanın tırman-
masmdan endişe duyduğunu be-
lirterek "SSCB, güne> sının ya-
kuında geniş çaplı askeri hare-
kâta kayıtsız kalamaz. Kan dö-
kümünü önlemek için sryasi çö-
züm şansuun kacınlmasmdan
dolayı hayal kınklıgına ugra-
dım. Kara saldınsının ürman-
ması daha çok sayıda kişinin
ölümüne yol açacakür. Topln
imha sUahlaruun kulbuuhnasın-
dan ve catışmaya başka ülkele-
rin de çekilmesinden büyük en-
dişe duyuyoruz" dedi.
Gorbaçov'un Bush ile ne za-
man görüştüğü konusunda
acıklama yapmayan Yanayev, ül-
kesinin Körfez savaşına siyasi
çözüm bulunması için çaba har-
camaya devam edeceğini kaydet-
ti.
Komünist Parti yaym orgam
Pravda gazetesinin dünkü habe-
rinde de ABD, dünyada hege-
monya kurmaya çahşmakla suç-
landı ve müttefik kuvvetlerin
asıl hedeflerinin Irak'ı yok et-
mek olduğu öne sürüldü.
Castro: ABD kasap
Küba lideri Fidel Castro,
ABD'nin kara savaşını başlat-
makla, "kasaplık ve kan dök-
meyi, banşa yegledigini" öne
sürdü..