Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 ŞUBAT 1991 • • • • CUMHURİYET/17
NESLt TÜKENEN KUŞLARIN PEŞtNDE— SMney'deki Avustralya Müzesi'nde çalışan VVal-
ter Boles'un işi, nesli tükennıiş veya tükenmekte olan kuşlar hakkında araştınna yapmak. Ge-
çen yıl araştırmalan sırasında Avustralya'nın Queensland bölgesinde ölü bir gece papağanı bu-
lan Boles, büyıik bir heyecan duyduğunu söyliiyor. 1912 yılından bu yana insanlara yüzünü gös-
teren ilk gece papağanı olan papagan, doldurularak, türiinü temsil etmek üzere muzedeki yeri-
ni almış. (Fotoğraf: Reuter)
Güneş sistemi
neyin içinde?
CAPE CANEVERAL (UBA)
— Gezegenlerin ötesine varan
insan yapısı ilk uzay aracı "Pi-
oneer 10"un gönderdiği verile-
re göre Güneş sistemi bir köpü-
ğün içinde bulunuyor.
'Pioneer 10*un, içinde ultravi-
yole fotometrenin Güneş ve ge-
zegenlerinin Güneş rüzgân de-
nilen çalkantılı Güneş gazlann-
dan oluşan ve "helisofer" diye
adlandırılan bir "köpüğün"
içindeki galakside gezindikleri
hakkındaki hipotezi destekleyen
en güçlü kanıtları sağladığı bil-
dirüdi. 'Pioneer lO'un, Mars-
ın ötesindeki asteroid kuşağının
içinden geçerek kendine verilen
görevi çok iyi şekilde yaptığı ve
bilinen gezegenlerin yörüngele-
rini beş yıl önce geçerek yoluna
devam ettiği bildirildi.
'YUGOSLAVYA-MİLLETLER HAPİSHANESİ=- Parçalanmanın eşiğinde olduğu ileri siirü-
len Yugoslavya'da, merkezi yönetime karşı tepki, gün geçtikçe bü>u>or. Federasyondan aynlma
yönünde güçlü bir eğilimin bulunduğu Hırvatistan Cumhuriyeti'nde önceki gun binlerce kişi
sokağa dokülerek yaygın tutuklamaları protesto etti. Virovitica'daki Hırvat Dt'mokrat Birliği
yöneticilerinin tuluklanmasını kınayan gösterici Hırvatlar, federasyondan aynlma haklannı kı-
sıtlayan merkezi yönetimi eleştiren sloganlar attılar. (Fotoğraf: Reuter)
Cinsiyetine
kavuştu...
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bii-
rosu)— Doğuştan cinsiyet orga-
ru vücudunun içine yapışık olan
ve ailesi tarafından yıllarca kız
olarak bilinen Nurdane Çelik
(16) dün gerçekleştirilen ameli-
yatla *erkek' oldu.
Ege Üniversitesi Tıp Fakülte-
si Plastik ve Rekonstrüktif Cer-
rahi Anabilim Dah öğretim üye-
si Prof. Dr. Arman Çağdaş,
Nurdane Çelik'in 'gizli cinsiyeti'
olduğunu belirterek "Nurdane
doğduğunda erkeklik organı vü-
cudunun içinde yapışıkmış. Ai-
lesi de bu zamana kadar kız ola-
rak bilmiş. Ancak âdet görtne-
mesi, göğüslerinin büyümeme-
sinin yanı sıra kıllanmaya baş-
laması üzerine bize getirildi.
Dün yaptığımız ameliyatla er-
keklik organı yapışık olduğu
yerden kurtanldı" dedi.
HABERLERIN DEVAMI
Akbulut, özal'ı eleştirdi GOZLEM
ANKARA (Cumburiyet Bü-
rosu)'— Türkiye ile Sovyetler
Birliği'nin çeşitli cumhuriyetle-
ri arasında ikili düzeyde gelişti-
rilen ilişkiler çerçevesinde Türki-
ye'ye resmi bir ziyarette bulunan
Rusya Sovyet Federatif Sosyalist
Cumhuriyeti Başbakanı Ivan
Stepanoviç Sılaev resmi temas-
larına dün başladı. Sabah Baş-
bakan Yıldınm Akbulot ile gö-
ruşen ve ardından Maliye ve
Gümrük Bakanı Adnan Kahve-
d ile bir araya gelen Sılaev, ak-
şam saatlerinde de Cumhurbaş-
kanı Özal tarafından kabul
edildi.
Bu arada Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın 11-16 mart tarih-
leri arasında Sovyetler Birliği
Başkanı Mihail Gorbaçov'un
resmi konuğu olarak Moskova-
yı ziyaret edeceği açıklandı.
Yetkili çevrelerden edinilen
bilgıye göre konuk Başbakan ile
yapılan resmi görüşmelerde eko-
nomik ve ticari işbirliği konula-
nna ağırbk verildi. Akbulut, ko-
nuk Başbakan'a, Türkiye'nin
serbest piyasa ekonomisi uygu-
lamaları konusundaki deneyim-
lerinden, Rusya Federatif Cum-
huriyeti'nin yararlandınlmasına
hazır olduklannı bildirdi. Gö-
rüşmeler sonunda karşılıklı ya-
tınmlar, kurumlar arası işbirli-
ği, tanm, turizm, sağlık, bilim,
kültür ve planlama gibi alanla-
rı kapsayan işbirliği anlaşmala-
n imzalandı.
Türkiye'nin daha önce başta
Azerbaycan ve Gürcistan olmak
üzere Sovyetler Birliği'nin çeşitli
cumhuriyetleriyle ilişkilerini ge-
liştirme yönünde attığı adımla-
ra Sılaev'in ziyareti ile yeni bir
halkanın eklendiği bildirildi.
Yetkililer, Rusya Sovyet Fede-
ratif Sosyalist Cumhuriyeti'nin
Sovyetler Birliği'nin en büyük
cumhuriyeti olduğuna işaret
ederek söz konusu cumhuriye-
tin Türkiye için gerek ticaret, ge-
rekse ekonomik işbirliği açısın-
dan büyük potansiyel taşıdığını
kaydettiler.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
konuk Başbakan onuruna dün
verdiği akşam yemeğinde yaptığı
konuşmada Türkiye'nin Rusya
Sovyet Federatif Sosyalist Cum-
huriyeti ile ilişkilerini geliştirme-
ye atfettiği öneme değinirken
şunları söyledi:
"Sovyetler Birligi'nde göztedi-
ğimiz açıklık ve yeniden yapılan-
ma politikaları uygulamalann-
da öncülük yapan cumhuriyeti-
nizle, ekonomik, ticari ve kttltü-
rel ilişkiler başta olmak üzere
ikili ilişkilerimizin her alanda
yüksek düzeylere ulaştınlması-
nı sağlamak için ortak çaba ve
girişimlerde bulunmamız gerek-
tigi düşüncesindeyiz."
Bu sabah Istanbul'a geçecek
olan Sılaev temaslarını burada
sürdürecek.
Başbakan Akbulut, dün ANAP grup
başkanvekilleri ile yaptığı toplantıda özal'ın
lstanbul'daki il başkanhğı sorununa doğrudan
karıştığını söyledi.
Hatay'a 'siyah' yağmur
ADA.NA (Cumhuriyet Güaey
Üleri Bürosu) — Hatay ve Ada-
na'nın Akdeniz kıyısına yakın
kesimlerine dün öğle saatlerin-
den itibaren "siyata yagmur"
yağmaya başladı. Adana Valisi
Recep Birsin Özen ile Sağlık
Müdürü Dr. Alper Pişkin, özel-
likle kırsal kesimlerdeki köyler-
den bu konuda şikâyet geldiği-
ni belirterek "Numuneieri al-
dık. Tahliller henüz sonuçlan-
madı" dediler.
Önceki günden itibaren ara-
lıklarla yağan yağmur dün öğle
saatlerinde Hatay, Altmözü,
Hassa, Kınkhan ile Adana'nın
Karataş, Ceyhan, Yumurtalık
ilçelerinin sahile yakın bölgele-
rinde "siyah" düşmeye başladı.
Bölgedeki özellikle ekili tarlalar-
da etkili olan "siyah yağmur"
yeşil buğday ekinlerinin siyaha
büriinmesine neden oldu.
Yumurtalık'a bağlı Demirtaş
köyündeki yurttaşlar siyah yağ-
murun birikintilere yol açtığını
bildirdiler. Demirtaş köyü eski
muhtarı Fevzi Şahin. tüm kah-
vehanelerde "siyah yagmur"un
konuşulduğunu belirterek "Ög-
leye dogru yagmunın siyah yag-
maya basladığını gördük. Yol-
larda oluşan su birikintilerinin
hayvanlar tarafından içilmesini
önlemek için kendi çapımızda
önlem aldık. Ekili tariâlarımız
gözle secilecek derecede siyah-
laştı. Ne yapacağımızı bilmiyo-
nız. Bo konuda ne sağlık mii-
dürliiğii ne de valilikten bir uya-
n geldi" dediler.
Adana Valisi Recep Birsin
özen ile Sağlık Müdürü Dr.
Alper Pişkin "siyah yagmur"u
doğruladılar.
Meteoroloji Bölge Müdürlü-
ğü yetkilileri, yagmunın per-
şembe gününe kadar arahklar-
la yağmasmın beklendiğini be-
lirttiler.
Adana ve Hatay'ın Akdeniz'e
yakın kesimlerinde görülen "si-
yah yagmur"un büyük olasılık-
la Basra Körfezi'nde yakılan ve
denize akıtılan petrol platform-
larından kaynaklandığı belirtil-
di. Çukurova Üniversitesi Fen-
Edebiyat Fakültesi Kimya Bolü-
mü öğretim üyesi Prof.Dr. Hu-
nay Evliya, Adana'da daha ön-
ce buna benzer yağmur yağma-
dığını bildirerek, "Ankara'da ha-
va kirliligi var. Bu nedenle ba-
zen gri renkte yağmur görülii-
yor. Ancak Adana ve çevresin-
de bava kirliligi söz konusu de-
ğildir. Bu durum, olayın taraa-
men Körfez savaşmdan kaynak-
landığını gösteriyor. Ancak yi-
ne de kesin sonucu tahlillerden
sonra ögrenecegiz"diye konuş
tu.
Bu arada Şanlıurfa'da da dün
öğle saatlerinde "siyah yağmur"
görüldü. Şanlıurfa Meteoroloji
Müdürü Salih Yarmadeien ko-
nuyla ilgili olarak "Kent gene-
lindeki su birikintileri siyablaş-
ü. Bu durum Suriye ve güney
yönünden gelen rüzgârlardan
oluşan krom tabakalanndan
kaynaklanıyor. Durumu araştı-
nyoruz" dedi.
Sığınmacı sayısı 2500
ZİYA AKSOY
VEDAT YENERER
ERGUN AKSOY
DtYARBAKIR — Savaş bü-
tün şiddetiyle surerken Irak'tan
Türkiye'ye sığınanlann sayısı-
nın "savaşın şiddetiyle" birlik-
te artacağı kaygısı, Güneydo-
ğu'da çeşitli yörelerde "toplama
kamplan"nı gündeme getirdi.
Olasılığın artması durumunda
ilk "toplama kampı"nın Hak-
kâri'de oluşturulacağı bildirildi.
Irak'tan Türkiye'ye sığınan-
lann sayısı sınır boyunun deği-
şik kesimlerinden dun sığınan-
larla birlikte 25OO'e ulaştı. Hak-
kâri Valiliği yetkilileri, 51 Irak-
lının daha Çukurca sınır kesi-
minden girecekleri yönünde ha-
ber aldıklarını söylediler. Bu
arada önceki gün 24'ü asker 96
Iraklımn Tıirkiye'ye sığındıkları
açıklandı.
Valilik yetkilileri, "savaşın
şiddetine" göre girenlerin sayı-
sında artış beklediklerini belir-
terek "Sayının arlması duru-
munda Hakkâri'de geçici bir
kamp zaten kendiliginden olu-
şacaktır. Halen, Hakkâri'deki
resmi kuruluşlarda barındırılan-
ların yanında sayı çok artacak
olursa spor salonlan, vatılı
okullar ve gerekirse futbol saha-
lan "toplama kamplarına" dö-
nüştürülecek. Buradan da iç ke-
simlerdeki ara ve ana kampla-
ra gönderilecekler" dediler.
Mardin'in Maadağı yakınla-
rında Tannyolu mevkiindeki
alanda kurulması kararlaştınlan
100 bin kişiyi barındıracak mül-
teci kampının arazisinin şahıs-
lara ait olduğu ve sahiplerinin
İstanbul'da yaşadıkları öğrenil-
di. Konuyla ilgili Mardin Valisi
Bolat Bolakoglu, "konunun
saptınlacağı" duşüncesiyle ba-
sına telefonla bilgi vermekten
kacınıyor.
Adının açıklanmasını isteme-
yen bir üst düzey yetkili de mül-
teci kampıyla ilgili aktif bir ca-
lışmanın henüz yapılmadığını
vurgulayarak şunları söyledi:
"Mazıdağı multeci kampı du-
şüncesi Körfez krizinin başla-
masından sonra yapılan toplan-
tılarda ortaya atılmıştı. Şu an-
da kampı inşa etmeye gerek
yoktur. Olası buyük bir goç
karsısında alınacak önlemkrden
birisi de bu kamptır. Eski tec-
riıbelerimize dayanarak kampı
en az uç ya da dört günde elek-
triğiyle suyuyla hizmete hazır
hale getirebiliriz."
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Başbakan Yıldınm Ak-
bulut, ANAP grup yöneticileri-
ne, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'dan yakınarak "İşi bu nok-
taya Özal getirdi. Ne yapmak is-
tediğini anlamıyonım. İstan-
bul'daki delege meselesine bu
kadar girmesine hiç gerek yok-
ru. MüdahaJekriyle benim genel
başkanlıgı yüriitmemi zorlaştın-
yor" diye konuştu.
Hükümet değişıkliğinin gün-
demde yer aldığuıı ima eden Ak-
bulut, "Hadiselerin akısı artık
insanlan o noktaya getirirse.
kendiliginden de oluverir. tşin
tabiatı oraya götürüyorsa kaçı-
nılmaz oldugunda rahatlıkla
yapılabilir" dedi.
Akbulut, dün ANAP grup
başkanvekilleri ve grup yöneti-
cileri ile yaptığı toplantıda Hüs-
nü Dogan'ın Milli Savunma Ba-
kanlığı'ndan azledilmesini de-
ğerlendirdi. Akbulut, Dogan'ın
azledilmesini anlatırken ANAP
Grup Başkanvekili Ülkü Güney,
toplantının basına sızdınlma-
ması için yemin edilmesini öner-
di. Bunun üzerine toplantıva ka-
tılanlar, toplantıdaki gelişmele-
rin gizli kalması konusunda ye-
min ettiler.
Bunun üzerine Akbulut, doğ-
rudan Cumhurbaşkanı Özal'ı
eleştirmeye başladı. Akbulut,
özal'ın lstanbul'daki il başkan-
hğı sorununa doğrudan girdığini
ve olayı müdahaleleriyle senleş-
tirdiğini savunarak özetle şunla-
rı söyledi:
"Bir tasan gündeme geliyor.
Medis'i çauştınn, bunu yasalaş-
ûnn diyor. Sonra ben grupta ko-
nuşurken milletvekillerini karşı-
ya çağınp konuşuyor, grup bo-
şalıyor. Kanun çıkartamıyoruz.
Kongrelere doğrudan müda-
bale ediyor. Özellikle İstanbul il
kongresine kendisi müdahale
ederek sertleştirdi. Basuı toplan-
Usı düzenleyerek bir tarafta yer
alan bakanlan hedef aldı. Tele-
fon açıyor, miletvekillerine, ba-
kanlara, 'Sen git, İstanbul'da
Semra Hanım için çalış' diyor.
Şimdi ben ne yapayırn? Genel
başkan olarak beni çok buyük
sıkıntüara sokuyor. Ne yapmak
istediğini anlamıyonım."
Akbulut, Cumhurbaşkanı'nın
muhafazakâr bakanlan eleştir-
mesınden sonra sorunun daha
da büyümemesi için yumuşat-
maya çalıştığını ve bu niyetle
Hüsnü Doğan'dan Milli Güven-
lik Kurulu toplanusına katılma-
ması ricasmda bulunduğunu
ifade ederek "Ben kendisini
Cnmhurbaşkanlığ] makamıyla
karşı karşıya getirmek isteme-
dim. MKG'ya ısrar etmeseydi
mesek bu boyutiara ulaşmazdı"
diye konuştu. Akbulut, hiçbir il
kongresine müdahale etmediği-
ni de ifade ederek "Ben taraflar-
dan birine çekil diyemem" de-
di. Bu sırada Başbakan Akbu-
lut'a "Dört muhafazakâr bakan
da aynı şeyi yaptı. Neden sade-
ce Hüsnü Doğan azledildi" so-
nısu yöneltildi. Akbulut ise bu
soruya "Hüsnü Doğan, Cum-
hurbaşkanı'na karşı bir hava ya-
rattı. Basın toplantısı diizenledi.
Cumhurbaşkanı ile çekişme ha-
linde olduğu göriintüsü verdi.
Herhalde o nedenle azledildi"
yanıtını verdi.
Daha sonra Rusya Sovyet Fe-
deratif Sosyalist Cumhuriyeti
Başbakanı Ivan Stepanoviç Sıla-
ev onuruna Devlet Konukevi-
nde verdiği yemeğe giden Akbu-
lut, burada bir süre gazeteciler-
le sohbet etti. Bir gazetecinin
"Çarşamba giinü Bakanlar Ku-
rulu'nu toplayacak mısınız? Bii-
tün bakanlar tstanbul'da da"
şeklindeki sözlerine "Akbulut ne
yapmışlar? Ablukaya mı aJmış-
lar? Daha çarşambaya çok var,
dur bakalım" karşılığını verdi.
Bugün ANAP yöneticileri ile
yaptığı toplantının, Milli Savun-
ma Bakanı'nın atanmasıyla ilgili
olup olmadığı sorusuna "Grup
başkanvekillerini onun için ça-
ğırmadım. Grup başkanvekille-
rine son olayların nasd cereyan
ettiğini anlattım. Çünkü bizim
resmen açıklamadığımız bazı
hususlar var" yanıtını veren Ak-
bulut, "Milli Savunma Bakan-
lığı'na ne zaman atama
yapacaksınız" şeklindeki soruya
da "Yakında yapanz" karşılığı-
nı verdi. Akbulut bir gazetecinin
"atama kongreden önce mi" so-
rusu üzerine de şöyle konuştu:
"Bilmem, hiç düşünmedim.
Her şeyi kongreye bağlamak bil-
mek dognı mu? Ben onu hiç dü-
şttnmedim. Tahminler yapdıyor,
doğmdur, ama benim öyle bir
düşüncem yok. Kongre ile bir il-
gisinin de olacagını zannetmiyo-
rum?"
Soru üzerine Milli Savunma
Bakanı'nın yakında açıklanaca-
ğını söyleyen Akbulut, kabine-
de başka bir değişiklik düşünü-
DİYARBAKIR 2. İCRA
MÜDÜRLÜCÜ'NDEN
tLANEN TEBLİGAT
Dosya No: 1981/1747
Alacaklı: Halk Bankası Sanayi Şitesi Şubesi D.Bakır
Borçlu: Cemil Oztaş
Alacaklı bankaya 4.11.1980 tarih \e 25021 noterlıkçe tasDikli kre-
diler ikraz sozleşmesıne dayanılarak açılan icra takibi nedeniyle mas-
raflan ile birlikte ? 112.955 TL borcuna karşılık borçlunun D.Bakır
Merkez Yenişehir Mah. ada 810, parsel 70, sayfa 2O38'de kayıtlı borç-
lu hissesi 3/222 miktarına işbu boretan dolayı 30.1.1987 ve7.8.1989
tarihinde vaaz edilmiştir.
Konulan hacız, borçlunun gı>abında konulmuş olduğundan İcra
Iflas Kanunu'nun 102. maddesıne tevfıkan yapılan hazi sırasında hazır
bulunmadığınızdan ışbu ilanın tebliği tarihinden itibaren adı geçen
kanunun 103. rnaddesi gereğınce 18 gün icındt haciz tutanağının tet-
kiki ve bir diyeceğinız varsa icra dairesine bildirmeniz için başvur-
manız tebliğ olunur. 11.6.1990
Basın: 457"M
T.C
BİGA
İZALEYİ ŞUYUU SATIŞ MEMURLUĞU
SATIŞ İLANI
1991/2 Satış
Biga Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 10.7.1990 Tarih ve 1988/34 Esas,
1990/513 Karar sayılı kararı ile Biga ilçesi Yeniceköyu Tuzlukuyu mev-
kisi, 646 Parsel, 636 Kutuk, 3307
m:
miktarında tarlanın satışına ka-
rar verilmiştir.
Mahkemenin 22.6.1990 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmazın
satısa esas değerı 13.228.000 TLIsi olarak tespit edilmiş olup birinci
satışın 19.3.1991 tarihinde saat 9.30 ile 9.45 arasında, ikinci satışın
29.3.1991 tarihinde saat 9.30 ile 9.45 arasında Biga Adalet Dairesi'n-
de açık artırma suretişle satış yapılacağı, adresi meçhul davalılar Hay-
riye Çeşmeci ve Zekeriya Kurt'a ga>ri menkul açık arttırma ilamnın
tebliğ yerine kain olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 7.2.1991
Basın. 45687
İSKİLİP SULH HUKUK MAHKEMESİ
İLAN
1991/13
Davacılar İskilip Büyuktaş Mahallesı'nden Yaşar, Ismail, Topkar'm,
Melek Sancaklı. Mi Kunduzlu \ekilleri Av. Abdullah Güler'in, da-
valı Gulay Kınak aleyhu.e Iskilıp Hacıpiri Mahallesi, 193 ada, 35 parsel
sayılı taşınmazin ortaklığının satıs yolu ile giderilmesi davasından do-
layı yapılan açık muhakeme';ı arasında verilen celse ara kararı gere-
ğınce:
Davalı malik Iskilıp Buyukıaş Mahallesi'nden Gülay Kınak'a da-
\a dılekv'esı adresı bılinmediğınden tebliğ edılememiş olup davalının
duruşmanın bırakıldığı 11.3.1991 gunu saat 10.00'da Iskilıp Sulh Hu-
kuk Mahkemesi'nde hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil
ettirmesı ıs. bu ilanın dava dilekçesının tebliğ yerine kaim olmak uzere
ilanen tebliğ olunur. B a s ı n : 45727
lüp düşünülmediğini soran bir
gazeteciye "Hadiselerin akışı ar-
tık insanlan o noktaya getirirse
kendiliginden de oluverir. Yani
zoria bir iş yapmak iyi değil. İşin
tabiatı oraya götürüyorsa, kaçı-
nümaz oldugunda rahatlıkla
yapdabUir" karşılığını verdi. Ak-
bulut, "Boş olan koltuklar dol-
dunılabilir mi? Örnegin Başba-
kan Yarduncılığı" sorusunu da
"Yok vazgectik, vazgeçtik. Tabii
ki şimdilik" diye yamtladı.
SIEMENS
Cok Özel Bir Santral
Cok Özel Fiyatlarla
Siemens SATURN 12-32 Digital Telefon Santralı
Sıemens ışyerınızı ve bütçenizı düşunen, ılerı
teknolojıyle donanı/nlı. 8 veya 24 hat kapasiteli digital
bir santral sunuyor.
Programlanabilir hafızasıyla Siemens SATURN 12-32
Digital Telefon Santralı işyerinizın telefon trafiğını tek
elden yönetır.
İç ve dış çağrı toplama, üçlü konferans, kısa kodla
arama, mesaj bırakma, çağrı yönlendirme, rahatsız
edilmeme, danışmalı bekletme gibı 30'u aşkın ıletişim
hünerı ile SATURN 12-32 işyerinizın can damarıdır.
UGURMUMCU
SIMKO
TİCARET ve SANAYİ A.Ş
Siemens AG
Türkiye Genel Mümessiü
Mecfıst Mebusan Cad- fio 125
FtndıKJi/İstanbuI
Tei . {1} 151 09 00
Fax- {1} 152 41 34
(Baftarafı 1. Sayfada)
Sovyet Barış Planı, ABD tarafından da benimsenmiş ol-
saydı, görüşmeler biraz daha sürer, sonunda, ABD'nın öne
süreceği ek koşullarla Irak, Kuveyt'ten çekilebılirdi.
En azından böyle bir umut belirmışti. Kara savaşı böyle
bir aşamada başladı.
Başlayan kara savaşı, önceden kararlaştırıldığı biçimde
sürüyor; sürüyor, çünkü ABD, Ortadoğu'ya yeni bir düzen
getirecek. Bu yeni düzende, Ortadoğu petrolleri, çağ dışı
şeyhlikler ve Amerikan yanlısı hükümetler aracılığı ile iyice
ABD denetımine geçecek.
Bu yüzden amaç, yalnızca Irak'ı Kuveyt'ten çıkarmak de-
ğil, Irak Silahlı Kuvvetleri'ni yok etmektir. Artık çok açık gö-
rünüyor; savaş çokuluslu güçlerin Kuveyt'i ele geçirmeleri
ile bitmeyecek, savaş, Irak Silahlı Kuvvetleri'nin teslim ol-
malarına kadar sürecektir.
Ortadoğu'daki "Made in USA" damgalı yeni düzen de
bundan sonra yerleştirilecektir.
1980 öncesinde ABD'nin bölgede, İran, Türkiye, İsrail ve
Mısır gibi "müttefikleri" bulunmaktaydı. ABD'nin İran kale-
si, şahın, bir halk ayaklanması sonucunda yönetimi ele alan
Humeyni rejimi nedeniyle çöktü; İran'daki Amerikan üsleri
de kapatıldı.
ABD, bu tarihten sonra bütün dikkatlerini, Türkiye'ye ve
Türkiye'deki üslere çevirdi. Adana'daki NATO Üssü İncirlik
başta olmak üzere bütün üsler önem kazandı; Muş ve Bat-
man'da yeni üsler yapıldı. ABD, 1979 yılında, Tahran'daki
ABD Büyükelçiliği'nde "Devrim Muhafızlarınca" rehin alınan
ABD diplomatlarının kurtarılmaları amacıyla düzenlemeyi
planladığı operasyon için İncirlik Üssü'nü kullanmak iste-
di; Ecevit hükümeti, Amerikalılara bu izni vermedi.
1980 başında Amerika, Savunma İşbirliği Anlaşması im-
zalanırken ısrarla Körfez'deki bunalımlı bölgelere müdahale
etmek üzere oluşturuıan "Rapid Deployment force-ivedı Ko-
nuşlandırma Birliği"ne Türkiye'nin de katılması önerisinde
bulundu; Genelkurmay, bu öneriyi benimsemedi.
Bu arada, "Çevik Kuvvet" olarak da adlandırılan bu "İve-
diKonuşlandırma Birliği"ri\n genel karargâhı, Amerika'daki
"MacDill" Hava Üssü'ndekı "Readiness Command"öan alı-
nıp, Federal Almanya'nın Heıdelberg kentindeki ABD Av-
rupa Komutanlığı'na bağlandı.
Bu komutan, aynı zamanda da Avrupa'daki kısa adıyla
"SACEUR" olarak bilinen "Supreme Allied Command
Europe-Avrapa Müttefik Kuvvetler Başkomutam"d\r.
Irak'ın Kuveyt'i işgal ettikten sonra Suudi Arabistan'a gön-
derilen 82. Hava İndirme Tümeni, 1980 başında Amerika
1
nın Türkiye'de katmak istedikleri, Körfez'e müdahale için
oluşturulan işte bu askeri birliktir.
Bu birlik, Körfez'deki petrol bekçiliği için kurulmuştu. "Çe-
vik Kuvvet" diye bilinen Amerikan "İvedi Konuşlandırma
Birliği" ile NATO Komutanlığı bu nedenle de iç içe geçmiş-
tir.
NATO'nun sorumluluk alanı dışındaki bölgelere müdahale
olanağı öngören Albert VVohlstetter'ın "out of area" teorisi
Körfez bunahmında General Norman Schvvarzkopf'un ko-
mutasındaki birliklerce uygulanıyor.
Türkiye'deki üsler bu amaçla kullanılıyor.
Bugün bütün bu olaylan geriye dönüp yeniden değerlen-
dirmekte yarar var.
12 Eylül öncesinde Türkiye'nin kanlı bir kargaşa içine itil-
mesi rastlantı mıydı? Terör örgütlerinde yakalanan silahla-
rın büyük bir kısmının NATÖ ülkelerinde üretilmiş olması
rastlantı mıydı? Ermeni terörünün 1974 yılındaki "Kıbns Banş
Harekâtı'ndan" sonra başlatılması rastlantı mıydı? 12 Eylül
askeri rejımini "ekonomilerin militarizasyonu" modeli getir-
mesi rastlantı mıydı? Bu modeli kotaran sivillere eylül ge-
nerallerinin destek olmaları rastlantı mıydı?
Bunların hiçbiri rastlantı değildı.
Önceki gün VVashington'da "Türkiye'nin Amerikalı Dost-
iarı Derneği" tarafından "seçkin yurttaş" olarak ödüllendi-
rilen Jimmy Carter'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigni-
ew Brzezinski'nın ünlü "Veş/7 kuşak teorisi" gereğince si-
yasal nıtelikteki islamcı akımların Suudi sermayesi ile des-
teklenmesi de rastlantı değildir; Türkiye'de İslam sermaye-
sinin kurduğu siyasal ve ticari ortaklıklar da!
ABD, 12 Eylül ile birlikte, Türkiye'de etkinliğini arttırdı; as-
keri rejimi ve ardından da Özal yönetimini vargücüyle des-
tekledi. Siyasal nitelikteki dinsel akımlara Suudi paraları ile
yeşil ışık yakıldı.
"Ortadoğu'daki yeni düzen" 12 Eylül öncesi ve sonrası ile
Türkiye'de başladı; Irak'ın Kuveyt'i işgali ile de ABD'ye böl-
geye iyice yerleşme olanağı sağladı.
Kara savaşı Kuveyt ve Irak'taki "askeri hedefler" ile sınırlı
değildir. Hedef, Ortadoğu'da ABD denetimi ve desteğindeki
yeni siyasal ve ekonomik düzenin kurulmasıdır.
T.C.
ANKARA
1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
MENKULÜN
AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 1990/7892
Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazıü
mallar satışa çıkarılmıştır.
Birinci arttırma 11.3.1991 günu saat 10.30-10.45'te Belediye Me-
zat Salonu'nda yapılacak ve o gunu kıymetlerinin yuzde 75'ine is-
tekli bulunmadığı takdirde 12.3.1991 gunu aynı yer ve saatte 2.
arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın
tahmin edilen kıymetinin yuzde kırkını bulmasının ve satış isteyenin
alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve
bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırma masraflarını
geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli uzennden yuzde ...
oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dos-
yasında görülebileceğ], masrafı verildiği takdirde sartnamenin bir ör-
nejinin isteyene gonderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin
yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olu-
Muhammen Adedi Cinsi (Mahiyeli ve
Kıymeti TL onemli nilelikleri)
30.000.000.— 1 07 ES 651 plaka sayıh 1990 model
DACIA marka krem rengi ROU-
IRI 331110085533 R şası nolu
10200116308 seri nolu ozel oto
Basın • 20110