10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24ŞUBAT 1991 MÜZİK KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 SHP'nin Kültür Kundtayı • KiHtiir Servisi — SHP Istanbul ll Kültur ve Eğıtim Komisyonu'nun "Müzik" konulu kültür kumltayı bugun Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yapılacak. Açış konuşmalarını saat 10.00'da SHP Istanbul tl Başkanı Ercan Karakaş, SHP tstanbul tl Kültur ve Eğitim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Tolga Yarman yapacaklar. Oturum Başkanlığını Selmi Andak'ın yapacağı "Müzikte Kavramlar" bölümünde Ekrem Ataer, Taşkın Doğanışık, Orhan Gecebay, Banu Kırbağ, Mustafa Sağyaşar söz alacaklar. 13.30'da başlayacak "Sansür ve Denetim" konulu ikinci oturumun başkanlığını ise Prof. Dr. Tolga Yarman yapacak. özdemir Kaptan Arkan, özdemir Erdoğan, Sadık Gurbüz ve Cem Karaca ikinci oturumun konuşmacılan olacaklar. "Sosyal ve Ekonomik Sorunlarda Müzik Kuruluşlannın önemi" başlıklı son oturumu ise özdemir Kaptan Arkan yönetecek. Selmi Andak, Yıldırım Gürses, Ali Kocatepe ve Yaşar Kekeva bu oturumda konuşmalar yapacaklar. SİNEMA Kısa fîlm etkinlikleri • Kültür Servisi — 3. Uluslararası Istanbul Kısa Film Günleri dün Fransız Kültür Merkezi'nde festivalde fılmleri sergilenen kısa film yonetmenlerinin katılımıyla düzenlenen yuvarlak masa toplantısıyla sona erdi. Hilmi Etikan'ın yönettiği toplantıya lspanya'dan Juanma Bajo UUac, ısviçre'den Kamal Musale, Almanya'dan Thomas Balkenhol, Avusturya'dan Stefan Stratil ve Bady Minck, Fransa'dan Jean Pierre Delttre, Ingiltere'den Joy Perino ve Türkiye'den Mustafa Altıoklar katıldı. Toplantıda fılmleri hakkında aynntılı bilgi veren kısafilmcîleraynca kısa fılmin "bugunünü" de gerçekleştirdikleri film çercevesinde değerlendirdiler. Dun Istanbul'da yaşanan bir diğer kısa film etkinüği de İFSAK'ın bu yıl lstasyon Sanatevi'nin katkılanyla düzenlediği 12. Ulusal Kısa Film Yanşması'mn ödul töreniydi. Yine Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ödül töreninde sinema dalında özendirme ödülünü Meral Babacan, video dalında en iyi film ödülünü Mustafa Altıoklar, başan ödülünü Ahmet Savaşçı ve Erdal Buldun, özendirme ödülünü Guler San aldı. Jüri özel ödüllerinin de dağıtıldığı törende Nur Akalın mansiyon alırken Mustafa Altıoklar yönetmen, Misket Alkım oyuncu, Yasemın Erkan ve Zühtü Erkan sanat yönetmenliği dallannda ödul aldüar. PANEL Kültürde kuşaklararası diyalog • Kültür Servisi — Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı'nın 1991 llkyarı tstanbul Toplantılan Kültür Panelleri'nin ilki dün Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştirildi. Onat Kutlar'ın yönettiği " Ü l l B t M ^ a k i a ı a r a s l Diyalog" başlıklı panele <. konuşmacı olarâk Kurşat Başar, Enis Batur, Atilla Dorsay, Doğan Hızlan ve Latife Tekin katıldı. "Diyalog" sözcüğünün artık yalnızca uluslararası ilişkilerde kullanıldığmı söyleyerek koHuşmasına başlayan Doğan Hızlan, kuşaklararası aynlıklann bilinmesine karşı olduğunu, ancak bilinip reddedilmesinden yana olduğunu beürtti. Atilla Dorsay, yaşlı olmalanna rağmen "genç" kalan Elif Naci, Agop Arad ve Tank Zafer Tunaya gibi kişileri örnek vererek sanatçılan yaşla değerlendirmenin mümkün olmadığına inandığını söyledi. Dorsay'ın "Genç bir yazar yeni girdiği bir alana tekme tokat girmemeli, yıllardır bu işi yapanlara karşı saygısını yıtirmemeli" sözleri Enis Batur ve Kürşat Başar tarafından eleştirildi. Batur, "Genç insanların asıl paldır küldür girmeleri gerekir, çünkü belli bir radikallikle gelmeleri, belli bir yenilikleri olmalı ki bir farklan olsun" dedi. Kurşat Başar da -sürekli "büyük"lerin varlığına ve baskısma dikkat çekerek "bugünün dünyasında" yaş ayrımına kesinlikle katılmadığını belirtti. Panelin son konuşmacısı Latife Tekin "tecrübenin aktanmı" konusunun çok önemli olduğunu söyleyerek "Yaşlılar bana mutluluğun yollannı gösterebilirler mi? Boşuna çektiğim acılan nasıl çekmeyeceğimi anlatmanın yolu var mı? Ama biliyorum ki bir insani deney aktarılamıyor. O zaman bu yaşlı kuşak ne işe yanyor? Basamakları ben tek başıma da çıkabilirim" dedi. Tangodan ladinoya, kalipsodan country'ye EserNoyan ve Engin Noyant Sevdikçe seni ömrüm artarJamaika'da fıkır fıkır bir kalipso dinlerken bir "çuf çuf" trene binip Polonya'ya uzanmak, Selanik'te bir meyhanede mola verip rakınızı yudumlarken "Üsküdar'a Gidelim" diye tutturmak işten değil Noyan'larla. ANNA TURAV Dönüm noktası, Eser Noyan- ın bir gün mutfakta akşam ye- meğüıi hazırlarken "Kuş olnp nçsun sevgümin diyanna" şar- kısını mınldanmasıyla başlar. O sırada Engin Noyan şöminenin başında gıtanyla oynamaktadu-. Birden mutfaktan gelen koku- larla ilgilenmeyi unutur, şarkı- ya kulak kesilir. Sonra yanına gidip 'Ne kadar hoş söylüyorsuo bona Eser. GiUria nasrt olur acaba?" der ve ekler; "Bir da- Idka geisene şöminenin başıoa." Eser Noyan pişmekte olan taze fasulyenin altıru kısar ve eşini "akşam yemeginden bile vazge- çirecek kadar" heyacanlandıran Neveser Kökteş şarkısını söyle- mek üzere şöminenin başına ge- çer. Geçiş o geçiş. Gerçi biraz aç kalırlar o gece, ama ortaya son- radan "âlâ tnrka" adını taka- caklan "âlâ" bir şeyler çıkar ger- çekten de. Eser Noyan ve Engin Noyan hemen ardından "âlâ tnrka"ya başka pek çok şey eklerler: Tan- godan ladinoya, kalipsodan co- untry'ye, tsveç balıkçı şarkısın- dan Polonya halk türküsüne, Yesâri Asım'dan Selanikli mey- hanecininkine, "diinya şarkıla- n..." Bugün 24 ülkeden 3 bine yakın parça var Noyanların da- ğannda. Ama o "şömine başı havasT ilk günlerden bu yana ti- tizlikle korunuyor. Bugünlerde Kalamış'ta Hali Bar'da sürdürü- len o hava aslında pekâlâ dün- EN UCUZ SEYAHAT MÜZİKLE — Eser Noyan ile Engin Noyan ber gece kıtalararası bir müzik yolculuguna çıkıyorlar. Engin Noyan "Seyahat etmenin en kolay ve ucuz yolu mıizikle seyahattir" diyor. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) ya iklimlerini taşıyor konuklara. Bir yanda Neveser Kökteş, Yesâ- ri Asun, Seyyan Hanun ya da Özdemir Erdoğan'larla değişik zamanlı, sıcacık bir Turkiye ik- limi; bir yanda Akdeniz, adı bi- le pek duyulmamış ülkeler ve dillerle çeşitli dünya iklimleri... Hali Bar'ın geniş camlannın ardında ışıklar içinde Istanbul sahilleri uzanıyor. Noyanlar ise her gece 10.30'da geçiyorlar mikrofonun ardına. Program, Noyan&Noyan Havayollan'mn anonsu ile başlıyor. İlk havala- nılan yer, genellikle Kentucky yöresi. Hoş bir country gezisin- den sonra bazen uçakla, bazen trenle, kimi zaman da yayan, kı- talararası "sıkı" bir yolculuk... Bu yolculuğun kaptanı genellik- le Engin Noyan. "Dunyada se- yahal etmenin en kolay ve en ucuz yolu mıizikle seyahat etmektir" diyor Engin Noyan ve ekliyor: "Biz miizikk seyahat ediyoruz. Hem zaman bem de mekân içerisinde." Jamaika'da ter içinde, fıkır fı- kır bir kalipso dinlerken bir "çuf çuf trene binip Polonya'ya doğ- ru uzanmak, Selanik'te bir mey- hanede mola verip tam da buz gibi rakınızı yudumlarken "Üs- küdar'a gidelim" diye tutturmak işten değıl Noyanlarla. Arada örneğin Almanca şarkı söyleyen bir Karadenızliyle çıkılan "şaka yokmluklan", gidilen her ülkeyle ilgili ilginç hikâyeler, minik anekdotlar, sevimli gevezelikler "miiesseseden." Engin Noyan, "Aslında biz birlikte başlardık programlara. Ama şimdi benim biraz daha önce girmem gerekiyor" diyor. "Zaman içinde insanların, genç neslin yakalanabflmesi için ön- ce biraz 'ısıtmak' gerekiyor on- lan. Benim bölümüm daha ha- reketH. tkimizden müzik kaütesi daha yüksek olan, Eser. Ben da- ha çok eglendiriciyim. Onun sarkilan daha hassas, detay iıze- rine kurulu, ince şarkılar. Ben izteyidleri birnoktaya kadar ge- tirip boşaltap, Eser*! daha iyi dmİeyebflmelerini saglryorum." Gerçekten de Eser Noyan ilk başlarda sık sık yıllann alışkan- lığı yasemin çayını yudumlayıp, arada minik katkılarda bulunu- yor yalnızca. Daha ilerlemiş sa- atlerde ise taş plakların hışırtı- lan arasına dalıp tangolardan çı- kıyor. Bazen "GeT diyor, "las- kanıyorura ellere bakma." Ar- dından Neveser Kökteş'e uzanı- yor: "Sevdikçe seni ömrüm ar- tar™" Neveser Hamm'ın özel bir ye- ri var Eser Hamm'ın müzik ya- şamında. "Çünkü" diyor "Türk müziğinde benim yakalayabildi- gim bdki tek isim. Batı'yla Do- ğu arasında müthis bir sentez. Benim sesim alaturkaya pek uy- muyor, ama kendi hissettigim gibi söyledigimde de âlâ bir şey- ler çıkıyor ortaya." Müzik, Engin Noyan'ın yaşa- mında çok uzun yıllardır önemli bir yer tutuyor. Bir "sokak şarkıcısı" Engin Noyan. Viya- na'da tiyatro okurken yurtdışın- da okuyan her genç gibi parasız kalınca gitannı eline aüp sokak- lara düşüyor. Engin Noyan bir yandan ti- yatro alanmda akademik kariyer yapmaya uğraşırken tstanbul Şehir Tiyatrosu'nda çocuk ve gençlik oyunlan bölümünü kur- mak için Türkiye'ye dönmüş, ancak 1402'yle birlikte "soguyarak" tiyatrodan kop- muş. Reklamcılık dönemi böy- le başlamış, ama bir süre sonra "müzik kıpırnsı" yeniden uyan- mış içinde. Eser Noyan için de "yaşamın- da hep var olan" müziğin ön plana çıkması pek kolay olma- mış. Oldukça "muhafazakâr" olan babası iyi bir işkadını ol- masım istemiş Eser Noyan'ın. Böylelikle önce pedagoji eğitimi ve anaokulunda yönetirilik yap- mış. Sonra reklamcılık alanına geçip metin yazan olmuş ve Adel fosforlu kalemleri için "Al- tuu^zmeytn nstöntt çizin" de- miş. Arada reji asistanlığı der- ken Karacan Yayınları'nda rek- lam ve halkla ilişkiler müdürlü- ğü, ardından Dönemli Yayıncı- lık'ta, önce halkla ilişkiler, son- ra genel koordinatörlük yapmış. "Şömine başaa" geçiş, soprano Belkıs Aran'la ses eğitimi çalış- malan, Neveser Hamm'ın eski tangolannı araştınp çıkarmalar, ladinoya merak salıp, ellennde teyple, sakallan çıkmış yaşlı Mu- sevi harumlardan şarkı dinleme- ler, müziğin hem altını hem de üstunü çizmeler, hep bu dönem- lerde gerçekleşmiş. Noyanların Sies, Bilsak, Ba- ca, kendi adlannı taşıyan Noyan Noyan Bar gibi çeşitli barlarda, şimdi de Hali Bar'da süren mü- zik yaşantılan içinde, hep o ta- ze fasulyenin piştiği sırada geçi- len şömine başımn tadı var: "Biz çok sevdigimiz yemekleri *pisiriyonız" diyorlar, "Arm eden bnynrmr, istedlgi kadar da yer." Altan Gürman retrospektifı DerimodKültürMerkezi'nde Kavramlarla konuşan bir ressam1976 yılında yitirdiğimiz Altan Gürman'ın yapıtları Derimod'da 2 nisana kadar görülebilecek. NECMt SÖNMEZ Eksiklikleri ya da fazlalıkla- nyla bir resim tarihi var elimiz- de. Bu tarihi yeterince sorgula- yamadık, ayrıştırarak nesnelliğe dökemedik. Tarih bir ressamdan nasıl söz edebilir? Derimod Kul- tür Merkezi'nde Altan Günnan retrospektifi'ni izlerken bu so- ruyu sorabiliriz kendimize. Çağ- daş Türk resminin sessiz devi Altan Günnan yapıtlanmn söy- lemiyle malzemeyi kavrayışı ve bunu kurgulanna uygulamasıyla "sıradışı" bir çizgiye oturuyor. öncesi ve sonrası olmayan bir kişilik olarak Gürman'ın toplu sergisi çoksesliliğe ulaşıyor. Pop Sanatı'nın Avrupa'da güncel sanat ortamına girmesi, 1960'h yıllann sonuna doğru Paris ve Düsseldorfdaki özel galericilerin etkinlikleriyle oldu. Altan Gürman'ın retrospektifin- de algıladığımız ilk olgu, sanat- çının Paris'te bulunduğu yıllar- da Pop'un temel özelliklerini çok iyi algılayabilmiş olması. Gürman'ın tstanbuPda geliştir- diği soyut dışavurumcu resimleri onun klasik resmin görsel değer- lerini çok iyi özumsediğini gös- teriyor. Ancak sanatcımn resim- sel dizgesini kendileştirebilmesi, özellikle Paris'te kaldığı sıralar- da yaptığı çalışmalarına yansıyor. Gürman "yeni bir resimsel dil"in sanatı zorladığımn farkm- daydı. Pop'un resimsel dili top- lumun tüketebildiklerine (nesne ya da duygu olarak) açıktı. Bu acıklık dozu iyi ayarlandığı za- man gizli bir eleştirinin öznesi durumuna gelebiliyordu. Gür- man'ın "Kapitone"sini, "Asker"lerini bu açıdan ele ala- biliriz. Burada sanatçının iki te- mel özelliği, Türk sanatçısının algüama boyutlanmn dışına çı- kıyor. Birincisi sanatın "yeni dU" arayışını "zamanmda" kav- raması, ikincisiyse bu kavrayış- la yetinmeyerek söylemini bu ye- ni dil üzerine kurması. Malzeme anlayışıyla olduğu kadar tasanm kaygısıyla da ya- pıtını kuşatan sanatçı, dünyanm anlamını sorguluyor. Altan Gür- man'ın denklemi çözen nesnele- ri, asker kökenli bir toplumun dünyasma gönderide bulunur. Eleştirisini sanatın söyleyebilece- ğinin sınırlanna dek taşırken öy- lesine bir uca dayanmıştı ki, çift anlamklıktan sıynlarak "açtkta" açık açık konuşur. Omı bir kuyruklu yıldıza ben- zetirken sürtündüklerine ateşini geçirebildiğıni söylemek istiyo- rum. Örneğin, Ayşe Erkmen onun öğrencisidir. Kavramlarla konuşabilen ilk Türk sanatçısı Altan Gürman. Söylemini öyle- sine yetkin kavramlar üzerine kurmuş1 ki bugün bizler yapıtla- rını izlerken "dönüşüm"u göre- biliyonız. Zamana karşı, kisilik- liliğin, yetke'nin dönuşümu bu. Dönüşum ile söylem arasındaki aynmı belirginleştirmek gerekir- se çağdaş Türkresmi,günümuz- de yeni yeni söylem sonınsalıy- la tanıştığına göre dönüşüm ol- gusunun kavranması için belli bir sürenin daha geçmesi gerek- tiği söylenebılir. GRAFtK DEĞERLERLE İLtŞKİ — Altan Gürman'uı yapıtla- nnda grafik degerierle kurdugu ilişki, onu daha da anlığa gö- türmuştü. (Fotoğraf: tbrahim Günd) 6 Kadın Gözüyle ? • Kültür Servisi — Kadın Gözüyle Kadın' adlı fotoğraf yanşması sonuçlandı. Kadın Eserieri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı tarafından düzenlenen fotoğraf yanşmasında Tülin Akılar, Laleper Aytek, Emine Ceylan, Yıldız Üçok ve Füsun Ertuğ-Yaraş'tan oluşan jürinin değerlendirmesi sonucu siyah-beyaz dalında birinciliği Deniz Güven, ikinciliği Aynur Köymen, üçüncülüğü Selda Uraz kazandı. Deniz Güven, Janet Molzan ve Najla O. Kurdoğlu'nun yapıtlan da mansiyon aldı. Renkli baskı dalında birinciliği Sema Kılıçer, ikinciliği Turkün Sümerkan, üçüncülüğü TUlin Dizdaroğlu kazaadı. Maggie Danon, Halide Akcengiz ve Nimet Oğuztüzün ise mansiyon aldı. Harbiye As'ta iki yeni salon • Kültür Servisi — Yaklaşık bir yıl süren çalışmalardan sonra Harbiye As Sineması, Harbiye As I ve II adı altında iki ayrı salon olarak 1 raartta perdelerini açacak. 300 ve 500 kişilik olan salonlarda gösterim sistemleri de tamamen yenilendi. Dolby stereo ses sistemleri ile donatılan her iki salonun perdeleri ise gümüş. Bunun yanı sıra her iki salonun da film gösterim makineleri yeni ithal edildi. Salonlar hali kaplı. Seyircilerin rahat film izleyebilmeleri için her tûrlü konforun sağlandığı salonlarda aydınlatma, havalandırma ve ısıtma sistemleri tümüyle yeni. Harbiye As sinemalannın bir yeniliği de bilet ve yer numaralarımn bilgisayardan verilmesi. İESAK'ta aym fotoferafçılan • Kttltür Servisi— tstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Dcrneği İFSAK'm her ay düzenlediği "Aym Fotofraf Yanşması" sonuçlandı. "StUl Life Anılanm" konulu yanşmanın siymh beyaz baskı bölümünde tek seçiciliği Ahmet özyurt .' yaparken saydam dalında tek seçiciliği Cengiz Karlıova yaptı.Siyah beyaz baskı dalında Cemil Ağacıkoğlu, saydam dalında Faik Başaran, Scvi Sunaç ve Cemil Ağaaoğlu'nun fotograflan dereceye girdi. UGÜN • 'TanrT, Tiyatro SOS, saat 19.30'da Adile Nasit Kültür Merkezi'nde Wo«4y Allen'ın yazdığı "Tann" adlı oyunu sahneleyecek. Yöneten Burçay Öriu. • Konser- Odalln* da I* Martlnez yönetimindeki Lontano Topluluğu saat 16.00'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda, Türk- tngiliz kadın bestecilerin yapıtlannı seslendirecek. Gözaltında "ölüm" Ölüm nedenı yerine, sorgu nedenı yazılan defın ruhsatı... Saat başı değişen polıs ifadesi... Kendini öldürmek için karakolu "seçenler*... Gözaltında ölömlerin yükselen grafiği... Belgeler, öyküler... Yeşilfam hatıratı İlk korku filmi, ilk porno film, ilk polisiye... Atıf Kaptan, Zerrın Doğan, Cüneyt Arkın, Mualla Sürer, Pervin Par ve de Orhan Gencebay Yeşilçam'ın ılklerı fotoroportajın'da... YılmazGüney'in filmlerini bulduk 12 Eylül sonrası toplatılan vearalarında YılmazGüney'in 110filminin de bulunduğu, yüzlerce film, video bant ve muzik kasetini Nokta, Ankara Emniyet Mudürlüğü deposunda buldu. Gençlerin yüzde 80'i kendisiyle barışık "KENDİMİ SEVİYORUM, HAYATIDEGİL" Ikibini aşkın işçi ve öğrenci gencin katıldığı büyök araştırma... . Öğrenci gençler yaş ilerledikçe kararıyor. Çalışan gençler ise, ileri yaşlarda ferahlıyor. . "Sanılanın aksine kendinden memnun bir gençlik var" . "Bu memnuniyet değil, teslimiyettir" . "Memnuniyet sınıfsal konumdan değil, genç olmaktan kaynaklanıyor." . "Kız arkadaşım olsa bile fazla ileri gitmem" . "15 yaşında bakire olan frijit değildir" HkraundÖzal'ın Akbulutçular dağıldı. Isyan toplantısına katılanlar ağız değiştirdi. imren Aykut: "Gerici kesim partiyi ele geçirmek istiyordu. Bence, diğerleri ıstifa etmeli. Amerika orgazm olmakta kararlı Gorbaçov'u kıskanan Bush, "ille de kara savaşı" diyor. Kara savaşını kimler istiyor, kimler istemiyor? GOneydoğu: İnsanlar açlığa yol alıyor ANAP'lı Faik Tarımcıoğlu: Türkiye laik değil" Feride Çiçekoğlu, hayatın haklılığını sorguladı Disko miiziğini küçümseyenlerin fikrini Lisa Stansfield değiştirecek NAFTAUK NABER DERGİSİ SAYAŞ BİTİNCE YABANCI FONLAR PATLAYACAK "Savaş bHer bKmez yabancı fonlar büyük alıma geçecek, endeks 10 bini vurabilirT Uluslararası finans piyasalannın yıldızlarından Donna Pulini, artık İMKBde... Pulini'nin "keskin" tahminleri, uyanlan, değerlendirmeleri Panorama'da... Panorama sayfalarında "yatırımcı okulu" Sıfırdan başlayanlar! Borsada, piyasalarda "bilerek" oynamak isteyenler! Her hafta, Panorama sayfalarında "yatuımcı okulu" var. tlk dersimiz, hisse senedi. Part-time eleman aranıyor! Özellikle öğrenciler için part-time iş rehberi... Hangi kuruluş, hangi sektör ne tür imkânlar sağlıyor? Ücretler, çalışma saatleri, eleman arayanlar... TOBB Başkanı Erez hükümete yüklendi Cumhurbaşkanı yeni bir şey söylemiyor... Yeni bir istikrar programı şart." İMKB kulislerinden "haftanın uyarıları" Migros hısseleri piyasada: Bilançoya bakmadan kağıt alınmaz! Türkıye Fonu'nun portföyünde hangi hisseler var? New York'ta da kazandıran kağıtlar... Erdemir. Koç Holding, Finansbank, Yünsa, Döktaş... Bu kağıtlardan haber var. Bu hafta "ffarklı" bir Panorama Geçtiğimiz hafta, bırçok bayıde tükenen Panorama, bu hafta yepyeni bir dergi. Otomobıl, tüketici, hobı ve bulmaca sayfalan...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle