Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24ŞUBAT 1991
MÜZİK
KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
SHP'nin Kültür Kundtayı
• KiHtiir Servisi — SHP Istanbul ll Kültur ve Eğıtim
Komisyonu'nun "Müzik" konulu kültür kumltayı bugun
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yapılacak. Açış
konuşmalarını saat 10.00'da SHP Istanbul tl Başkanı
Ercan Karakaş, SHP tstanbul tl Kültur ve Eğitim
Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Tolga Yarman yapacaklar.
Oturum Başkanlığını Selmi Andak'ın yapacağı "Müzikte
Kavramlar" bölümünde Ekrem Ataer, Taşkın Doğanışık,
Orhan Gecebay, Banu Kırbağ, Mustafa Sağyaşar söz
alacaklar. 13.30'da başlayacak "Sansür ve Denetim"
konulu ikinci oturumun başkanlığını ise Prof. Dr. Tolga
Yarman yapacak. özdemir Kaptan Arkan, özdemir
Erdoğan, Sadık Gurbüz ve Cem Karaca ikinci oturumun
konuşmacılan olacaklar. "Sosyal ve Ekonomik
Sorunlarda Müzik Kuruluşlannın önemi" başlıklı son
oturumu ise özdemir Kaptan Arkan yönetecek. Selmi
Andak, Yıldırım Gürses, Ali Kocatepe ve Yaşar Kekeva
bu oturumda konuşmalar yapacaklar.
SİNEMA
Kısa fîlm etkinlikleri
• Kültür Servisi — 3. Uluslararası Istanbul Kısa Film
Günleri dün Fransız Kültür Merkezi'nde festivalde fılmleri
sergilenen kısa film yonetmenlerinin katılımıyla düzenlenen
yuvarlak masa toplantısıyla sona erdi. Hilmi Etikan'ın
yönettiği toplantıya lspanya'dan Juanma Bajo UUac,
ısviçre'den Kamal Musale, Almanya'dan Thomas Balkenhol,
Avusturya'dan Stefan Stratil ve Bady Minck, Fransa'dan Jean
Pierre Delttre, Ingiltere'den Joy Perino ve Türkiye'den
Mustafa Altıoklar katıldı. Toplantıda fılmleri hakkında
aynntılı bilgi veren kısafilmcîleraynca kısa fılmin
"bugunünü" de gerçekleştirdikleri film çercevesinde
değerlendirdiler. Dun Istanbul'da yaşanan bir diğer kısa film
etkinüği de İFSAK'ın bu yıl lstasyon Sanatevi'nin katkılanyla
düzenlediği 12. Ulusal Kısa Film Yanşması'mn ödul
töreniydi. Yine Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen
ödül töreninde sinema dalında özendirme ödülünü Meral
Babacan, video dalında en iyi film ödülünü Mustafa
Altıoklar, başan ödülünü Ahmet Savaşçı ve Erdal Buldun,
özendirme ödülünü Guler San aldı. Jüri özel ödüllerinin de
dağıtıldığı törende Nur Akalın mansiyon alırken Mustafa
Altıoklar yönetmen, Misket Alkım oyuncu, Yasemın Erkan
ve Zühtü Erkan sanat yönetmenliği dallannda ödul aldüar.
PANEL
Kültürde kuşaklararası diyalog
• Kültür Servisi — Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal
Araştırmalar Vakfı'nın 1991 llkyarı tstanbul Toplantılan
Kültür Panelleri'nin ilki dün Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda gerçekleştirildi. Onat Kutlar'ın yönettiği
" Ü l l B t M ^ a k i a ı a r a s l
Diyalog" başlıklı panele <.
konuşmacı olarâk Kurşat Başar, Enis Batur, Atilla
Dorsay, Doğan Hızlan ve Latife Tekin katıldı. "Diyalog"
sözcüğünün artık yalnızca uluslararası ilişkilerde
kullanıldığmı söyleyerek koHuşmasına başlayan Doğan
Hızlan, kuşaklararası aynlıklann bilinmesine karşı
olduğunu, ancak bilinip reddedilmesinden yana olduğunu
beürtti. Atilla Dorsay, yaşlı olmalanna rağmen "genç"
kalan Elif Naci, Agop Arad ve Tank Zafer Tunaya gibi
kişileri örnek vererek sanatçılan yaşla değerlendirmenin
mümkün olmadığına inandığını söyledi. Dorsay'ın "Genç
bir yazar yeni girdiği bir alana tekme tokat girmemeli,
yıllardır bu işi yapanlara karşı saygısını yıtirmemeli"
sözleri Enis Batur ve Kürşat Başar tarafından eleştirildi.
Batur, "Genç insanların asıl paldır küldür girmeleri
gerekir, çünkü belli bir radikallikle gelmeleri, belli bir
yenilikleri olmalı ki bir farklan olsun" dedi. Kurşat
Başar da -sürekli "büyük"lerin varlığına ve baskısma
dikkat çekerek "bugünün dünyasında" yaş ayrımına
kesinlikle katılmadığını belirtti. Panelin son konuşmacısı
Latife Tekin "tecrübenin aktanmı" konusunun çok
önemli olduğunu söyleyerek "Yaşlılar bana mutluluğun
yollannı gösterebilirler mi? Boşuna çektiğim acılan nasıl
çekmeyeceğimi anlatmanın yolu var mı? Ama biliyorum
ki bir insani deney aktarılamıyor. O zaman bu yaşlı
kuşak ne işe yanyor? Basamakları ben tek başıma da
çıkabilirim" dedi.
Tangodan ladinoya, kalipsodan country'ye EserNoyan ve Engin Noyant
Sevdikçe seni ömrüm artarJamaika'da fıkır fıkır
bir kalipso dinlerken
bir "çuf çuf" trene
binip Polonya'ya
uzanmak, Selanik'te
bir meyhanede mola
verip rakınızı
yudumlarken
"Üsküdar'a Gidelim"
diye tutturmak işten
değil Noyan'larla.
ANNA TURAV
Dönüm noktası, Eser Noyan-
ın bir gün mutfakta akşam ye-
meğüıi hazırlarken "Kuş olnp
nçsun sevgümin diyanna" şar-
kısını mınldanmasıyla başlar. O
sırada Engin Noyan şöminenin
başında gıtanyla oynamaktadu-.
Birden mutfaktan gelen koku-
larla ilgilenmeyi unutur, şarkı-
ya kulak kesilir. Sonra yanına
gidip 'Ne kadar hoş söylüyorsuo
bona Eser. GiUria nasrt olur
acaba?" der ve ekler; "Bir da-
Idka geisene şöminenin başıoa."
Eser Noyan pişmekte olan taze
fasulyenin altıru kısar ve eşini
"akşam yemeginden bile vazge-
çirecek kadar" heyacanlandıran
Neveser Kökteş şarkısını söyle-
mek üzere şöminenin başına ge-
çer. Geçiş o geçiş. Gerçi biraz aç
kalırlar o gece, ama ortaya son-
radan "âlâ tnrka" adını taka-
caklan "âlâ" bir şeyler çıkar ger-
çekten de.
Eser Noyan ve Engin Noyan
hemen ardından "âlâ tnrka"ya
başka pek çok şey eklerler: Tan-
godan ladinoya, kalipsodan co-
untry'ye, tsveç balıkçı şarkısın-
dan Polonya halk türküsüne,
Yesâri Asım'dan Selanikli mey-
hanecininkine, "diinya şarkıla-
n..." Bugün 24 ülkeden 3 bine
yakın parça var Noyanların da-
ğannda. Ama o "şömine başı
havasT ilk günlerden bu yana ti-
tizlikle korunuyor. Bugünlerde
Kalamış'ta Hali Bar'da sürdürü-
len o hava aslında pekâlâ dün-
EN UCUZ SEYAHAT MÜZİKLE — Eser Noyan ile Engin Noyan ber gece kıtalararası bir müzik
yolculuguna çıkıyorlar. Engin Noyan "Seyahat etmenin en kolay ve ucuz yolu mıizikle seyahattir"
diyor. (Fotoğraf: Muharrem Aydın)
ya iklimlerini taşıyor konuklara.
Bir yanda Neveser Kökteş, Yesâ-
ri Asun, Seyyan Hanun ya da
Özdemir Erdoğan'larla değişik
zamanlı, sıcacık bir Turkiye ik-
limi; bir yanda Akdeniz, adı bi-
le pek duyulmamış ülkeler ve
dillerle çeşitli dünya iklimleri...
Hali Bar'ın geniş camlannın
ardında ışıklar içinde Istanbul
sahilleri uzanıyor. Noyanlar ise
her gece 10.30'da geçiyorlar
mikrofonun ardına. Program,
Noyan&Noyan Havayollan'mn
anonsu ile başlıyor. İlk havala-
nılan yer, genellikle Kentucky
yöresi. Hoş bir country gezisin-
den sonra bazen uçakla, bazen
trenle, kimi zaman da yayan, kı-
talararası "sıkı" bir yolculuk...
Bu yolculuğun kaptanı genellik-
le Engin Noyan. "Dunyada se-
yahal etmenin en kolay ve en
ucuz yolu mıizikle seyahat
etmektir" diyor Engin Noyan ve
ekliyor: "Biz miizikk seyahat
ediyoruz. Hem zaman bem de
mekân içerisinde."
Jamaika'da ter içinde, fıkır fı-
kır bir kalipso dinlerken bir "çuf
çuf trene binip Polonya'ya doğ-
ru uzanmak, Selanik'te bir mey-
hanede mola verip tam da buz
gibi rakınızı yudumlarken "Üs-
küdar'a gidelim" diye tutturmak
işten değıl Noyanlarla. Arada
örneğin Almanca şarkı söyleyen
bir Karadenızliyle çıkılan "şaka
yokmluklan", gidilen her ülkeyle
ilgili ilginç hikâyeler, minik
anekdotlar, sevimli gevezelikler
"miiesseseden."
Engin Noyan, "Aslında biz
birlikte başlardık programlara.
Ama şimdi benim biraz daha
önce girmem gerekiyor" diyor.
"Zaman içinde insanların, genç
neslin yakalanabflmesi için ön-
ce biraz 'ısıtmak' gerekiyor on-
lan. Benim bölümüm daha ha-
reketH. tkimizden müzik kaütesi
daha yüksek olan, Eser. Ben da-
ha çok eglendiriciyim. Onun
sarkilan daha hassas, detay iıze-
rine kurulu, ince şarkılar. Ben
izteyidleri birnoktaya kadar ge-
tirip boşaltap, Eser*! daha iyi
dmİeyebflmelerini saglryorum."
Gerçekten de Eser Noyan ilk
başlarda sık sık yıllann alışkan-
lığı yasemin çayını yudumlayıp,
arada minik katkılarda bulunu-
yor yalnızca. Daha ilerlemiş sa-
atlerde ise taş plakların hışırtı-
lan arasına dalıp tangolardan çı-
kıyor. Bazen "GeT diyor, "las-
kanıyorura ellere bakma." Ar-
dından Neveser Kökteş'e uzanı-
yor: "Sevdikçe seni ömrüm ar-
tar™"
Neveser Hamm'ın özel bir ye-
ri var Eser Hamm'ın müzik ya-
şamında. "Çünkü" diyor "Türk
müziğinde benim yakalayabildi-
gim bdki tek isim. Batı'yla Do-
ğu arasında müthis bir sentez.
Benim sesim alaturkaya pek uy-
muyor, ama kendi hissettigim
gibi söyledigimde de âlâ bir şey-
ler çıkıyor ortaya."
Müzik, Engin Noyan'ın yaşa-
mında çok uzun yıllardır önemli
bir yer tutuyor. Bir "sokak
şarkıcısı" Engin Noyan. Viya-
na'da tiyatro okurken yurtdışın-
da okuyan her genç gibi parasız
kalınca gitannı eline aüp sokak-
lara düşüyor.
Engin Noyan bir yandan ti-
yatro alanmda akademik kariyer
yapmaya uğraşırken tstanbul
Şehir Tiyatrosu'nda çocuk ve
gençlik oyunlan bölümünü kur-
mak için Türkiye'ye dönmüş,
ancak 1402'yle birlikte
"soguyarak" tiyatrodan kop-
muş. Reklamcılık dönemi böy-
le başlamış, ama bir süre sonra
"müzik kıpırnsı" yeniden uyan-
mış içinde.
Eser Noyan için de "yaşamın-
da hep var olan" müziğin ön
plana çıkması pek kolay olma-
mış. Oldukça "muhafazakâr"
olan babası iyi bir işkadını ol-
masım istemiş Eser Noyan'ın.
Böylelikle önce pedagoji eğitimi
ve anaokulunda yönetirilik yap-
mış. Sonra reklamcılık alanına
geçip metin yazan olmuş ve
Adel fosforlu kalemleri için "Al-
tuu^zmeytn nstöntt çizin" de-
miş. Arada reji asistanlığı der-
ken Karacan Yayınları'nda rek-
lam ve halkla ilişkiler müdürlü-
ğü, ardından Dönemli Yayıncı-
lık'ta, önce halkla ilişkiler, son-
ra genel koordinatörlük yapmış.
"Şömine başaa" geçiş, soprano
Belkıs Aran'la ses eğitimi çalış-
malan, Neveser Hamm'ın eski
tangolannı araştınp çıkarmalar,
ladinoya merak salıp, ellennde
teyple, sakallan çıkmış yaşlı Mu-
sevi harumlardan şarkı dinleme-
ler, müziğin hem altını hem de
üstunü çizmeler, hep bu dönem-
lerde gerçekleşmiş.
Noyanların Sies, Bilsak, Ba-
ca, kendi adlannı taşıyan Noyan
Noyan Bar gibi çeşitli barlarda,
şimdi de Hali Bar'da süren mü-
zik yaşantılan içinde, hep o ta-
ze fasulyenin piştiği sırada geçi-
len şömine başımn tadı var: "Biz
çok sevdigimiz yemekleri
*pisiriyonız" diyorlar, "Arm
eden bnynrmr, istedlgi kadar da
yer."
Altan Gürman retrospektifı DerimodKültürMerkezi'nde
Kavramlarla konuşan bir ressam1976 yılında yitirdiğimiz Altan Gürman'ın
yapıtları Derimod'da 2 nisana kadar
görülebilecek.
NECMt SÖNMEZ
Eksiklikleri ya da fazlalıkla-
nyla bir resim tarihi var elimiz-
de. Bu tarihi yeterince sorgula-
yamadık, ayrıştırarak nesnelliğe
dökemedik. Tarih bir ressamdan
nasıl söz edebilir? Derimod Kul-
tür Merkezi'nde Altan Günnan
retrospektifi'ni izlerken bu so-
ruyu sorabiliriz kendimize. Çağ-
daş Türk resminin sessiz devi
Altan Günnan yapıtlanmn söy-
lemiyle malzemeyi kavrayışı ve
bunu kurgulanna uygulamasıyla
"sıradışı" bir çizgiye oturuyor.
öncesi ve sonrası olmayan bir
kişilik olarak Gürman'ın toplu
sergisi çoksesliliğe ulaşıyor.
Pop Sanatı'nın Avrupa'da
güncel sanat ortamına girmesi,
1960'h yıllann sonuna doğru
Paris ve Düsseldorfdaki özel
galericilerin etkinlikleriyle oldu.
Altan Gürman'ın retrospektifin-
de algıladığımız ilk olgu, sanat-
çının Paris'te bulunduğu yıllar-
da Pop'un temel özelliklerini
çok iyi algılayabilmiş olması.
Gürman'ın tstanbuPda geliştir-
diği soyut dışavurumcu resimleri
onun klasik resmin görsel değer-
lerini çok iyi özumsediğini gös-
teriyor. Ancak sanatcımn resim-
sel dizgesini kendileştirebilmesi,
özellikle Paris'te kaldığı sıralar-
da yaptığı çalışmalarına
yansıyor.
Gürman "yeni bir resimsel
dil"in sanatı zorladığımn farkm-
daydı. Pop'un resimsel dili top-
lumun tüketebildiklerine (nesne
ya da duygu olarak) açıktı. Bu
acıklık dozu iyi ayarlandığı za-
man gizli bir eleştirinin öznesi
durumuna gelebiliyordu. Gür-
man'ın "Kapitone"sini,
"Asker"lerini bu açıdan ele ala-
biliriz. Burada sanatçının iki te-
mel özelliği, Türk sanatçısının
algüama boyutlanmn dışına çı-
kıyor. Birincisi sanatın "yeni
dU" arayışını "zamanmda" kav-
raması, ikincisiyse bu kavrayış-
la yetinmeyerek söylemini bu ye-
ni dil üzerine kurması.
Malzeme anlayışıyla olduğu
kadar tasanm kaygısıyla da ya-
pıtını kuşatan sanatçı, dünyanm
anlamını sorguluyor. Altan Gür-
man'ın denklemi çözen nesnele-
ri, asker kökenli bir toplumun
dünyasma gönderide bulunur.
Eleştirisini sanatın söyleyebilece-
ğinin sınırlanna dek taşırken öy-
lesine bir uca dayanmıştı ki, çift
anlamklıktan sıynlarak "açtkta"
açık açık konuşur.
Omı bir kuyruklu yıldıza ben-
zetirken sürtündüklerine ateşini
geçirebildiğıni söylemek istiyo-
rum. Örneğin, Ayşe Erkmen
onun öğrencisidir. Kavramlarla
konuşabilen ilk Türk sanatçısı
Altan Gürman. Söylemini öyle-
sine yetkin kavramlar üzerine
kurmuş1
ki bugün bizler yapıtla-
rını izlerken "dönüşüm"u göre-
biliyonız. Zamana karşı, kisilik-
liliğin, yetke'nin dönuşümu bu.
Dönüşum ile söylem arasındaki
aynmı belirginleştirmek gerekir-
se çağdaş Türkresmi,günümuz-
de yeni yeni söylem sonınsalıy-
la tanıştığına göre dönüşüm ol-
gusunun kavranması için belli
bir sürenin daha geçmesi gerek-
tiği söylenebılir.
GRAFtK DEĞERLERLE İLtŞKİ — Altan Gürman'uı yapıtla-
nnda grafik degerierle kurdugu ilişki, onu daha da anlığa gö-
türmuştü. (Fotoğraf: tbrahim Günd)
6
Kadın
Gözüyle
?
• Kültür Servisi — Kadın
Gözüyle Kadın' adlı
fotoğraf yanşması
sonuçlandı. Kadın Eserieri
Kütüphanesi ve Bilgi
Merkezi Vakfı tarafından
düzenlenen fotoğraf
yanşmasında Tülin Akılar,
Laleper Aytek, Emine
Ceylan, Yıldız Üçok ve
Füsun Ertuğ-Yaraş'tan
oluşan jürinin
değerlendirmesi sonucu
siyah-beyaz dalında
birinciliği Deniz Güven,
ikinciliği Aynur Köymen,
üçüncülüğü Selda Uraz
kazandı. Deniz Güven,
Janet Molzan ve Najla O.
Kurdoğlu'nun yapıtlan da
mansiyon aldı. Renkli baskı
dalında birinciliği Sema
Kılıçer, ikinciliği Turkün
Sümerkan, üçüncülüğü
TUlin Dizdaroğlu kazaadı.
Maggie Danon, Halide
Akcengiz ve Nimet
Oğuztüzün ise mansiyon
aldı.
Harbiye As'ta
iki yeni salon
• Kültür Servisi —
Yaklaşık bir yıl süren
çalışmalardan sonra
Harbiye As Sineması,
Harbiye As I ve II adı
altında iki ayrı salon olarak
1 raartta perdelerini açacak.
300 ve 500 kişilik olan
salonlarda gösterim
sistemleri de tamamen
yenilendi. Dolby stereo ses
sistemleri ile donatılan her
iki salonun perdeleri ise
gümüş. Bunun yanı sıra her
iki salonun da film
gösterim makineleri yeni
ithal edildi. Salonlar hali
kaplı. Seyircilerin rahat film
izleyebilmeleri için her tûrlü
konforun sağlandığı
salonlarda aydınlatma,
havalandırma ve ısıtma
sistemleri tümüyle yeni.
Harbiye As sinemalannın
bir yeniliği de bilet ve yer
numaralarımn bilgisayardan
verilmesi.
İESAK'ta aym
fotoferafçılan
• Kttltür Servisi—
tstanbul Fotoğraf ve
Sinema Amatörleri Dcrneği
İFSAK'm her ay
düzenlediği "Aym Fotofraf
Yanşması" sonuçlandı.
"StUl Life Anılanm"
konulu yanşmanın siymh
beyaz baskı bölümünde tek
seçiciliği Ahmet özyurt .'
yaparken saydam dalında
tek seçiciliği Cengiz
Karlıova yaptı.Siyah beyaz
baskı dalında Cemil
Ağacıkoğlu, saydam
dalında Faik Başaran, Scvi
Sunaç ve Cemil
Ağaaoğlu'nun fotograflan
dereceye girdi.
UGÜN
• 'TanrT, Tiyatro SOS,
saat 19.30'da Adile Nasit
Kültür Merkezi'nde Wo«4y
Allen'ın yazdığı "Tann"
adlı oyunu sahneleyecek.
Yöneten Burçay Öriu.
• Konser- Odalln* da I*
Martlnez yönetimindeki
Lontano Topluluğu saat
16.00'da Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda, Türk-
tngiliz kadın bestecilerin
yapıtlannı seslendirecek.
Gözaltında "ölüm"
Ölüm nedenı yerine, sorgu nedenı
yazılan defın ruhsatı... Saat başı
değişen polıs ifadesi... Kendini
öldürmek için karakolu "seçenler*...
Gözaltında ölömlerin yükselen
grafiği... Belgeler, öyküler...
Yeşilfam hatıratı
İlk korku filmi, ilk porno film, ilk
polisiye... Atıf Kaptan, Zerrın Doğan,
Cüneyt Arkın, Mualla Sürer, Pervin
Par ve de Orhan Gencebay
Yeşilçam'ın ılklerı fotoroportajın'da...
YılmazGüney'in
filmlerini bulduk
12 Eylül sonrası toplatılan vearalarında
YılmazGüney'in 110filminin de
bulunduğu, yüzlerce film, video bant ve
muzik kasetini Nokta, Ankara Emniyet
Mudürlüğü deposunda buldu.
Gençlerin yüzde 80'i kendisiyle barışık
"KENDİMİ SEVİYORUM, HAYATIDEGİL"
Ikibini aşkın işçi ve öğrenci gencin katıldığı büyök araştırma...
. Öğrenci gençler yaş ilerledikçe kararıyor. Çalışan gençler ise, ileri
yaşlarda ferahlıyor.
. "Sanılanın aksine kendinden memnun bir gençlik var"
. "Bu memnuniyet değil, teslimiyettir"
. "Memnuniyet sınıfsal konumdan değil, genç olmaktan
kaynaklanıyor."
. "Kız arkadaşım olsa bile fazla ileri gitmem"
. "15 yaşında bakire olan frijit değildir"
HkraundÖzal'ın
Akbulutçular dağıldı. Isyan
toplantısına katılanlar ağız
değiştirdi. imren Aykut:
"Gerici kesim partiyi ele
geçirmek istiyordu. Bence,
diğerleri ıstifa etmeli.
Amerika orgazm
olmakta kararlı
Gorbaçov'u kıskanan Bush,
"ille de kara savaşı" diyor.
Kara savaşını kimler istiyor,
kimler istemiyor?
GOneydoğu: İnsanlar açlığa yol alıyor
ANAP'lı Faik Tarımcıoğlu: Türkiye laik
değil"
Feride Çiçekoğlu, hayatın haklılığını
sorguladı
Disko miiziğini küçümseyenlerin fikrini Lisa
Stansfield değiştirecek
NAFTAUK NABER DERGİSİ
SAYAŞ BİTİNCE YABANCI
FONLAR PATLAYACAK
"Savaş bHer bKmez
yabancı fonlar
büyük alıma
geçecek, endeks
10 bini vurabilirT
Uluslararası finans
piyasalannın
yıldızlarından
Donna Pulini, artık
İMKBde... Pulini'nin
"keskin" tahminleri,
uyanlan,
değerlendirmeleri
Panorama'da...
Panorama sayfalarında "yatırımcı okulu"
Sıfırdan başlayanlar! Borsada, piyasalarda "bilerek" oynamak
isteyenler! Her hafta, Panorama sayfalarında "yatuımcı okulu" var. tlk
dersimiz, hisse senedi.
Part-time eleman aranıyor!
Özellikle öğrenciler için part-time iş rehberi... Hangi kuruluş, hangi
sektör ne tür imkânlar sağlıyor? Ücretler, çalışma saatleri, eleman
arayanlar...
TOBB Başkanı Erez
hükümete yüklendi
Cumhurbaşkanı yeni bir şey
söylemiyor... Yeni bir istikrar
programı şart."
İMKB kulislerinden "haftanın uyarıları"
Migros hısseleri piyasada:
Bilançoya bakmadan kağıt
alınmaz!
Türkıye Fonu'nun portföyünde
hangi hisseler var? New York'ta
da kazandıran kağıtlar...
Erdemir. Koç Holding,
Finansbank, Yünsa, Döktaş...
Bu kağıtlardan haber var.
Bu hafta "ffarklı" bir Panorama
Geçtiğimiz hafta, bırçok bayıde
tükenen Panorama, bu hafta
yepyeni bir dergi. Otomobıl,
tüketici, hobı ve bulmaca
sayfalan...