22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhuriyet Matbaacılık vç Gazetecılık Turk Anonım Şırkei1 adına NMHT N»dl 0 Geırel Yayın Müduru Havsan Ccnal, M»cssnt Muduru Emiae tşaklıgtl, Yazı ljtaı Mudııru Okıy Gonnuin. 0 Haber M«kezı Muduru Valçııı Baytr. 5a>ta Duzcıu YOneımenı Ali \ctt % Temsılalrr ANkARA AhnKi Tan. IZMİR Hikmrl ÇttirUuyı, * D A N * Çııı» U Polı'ıkı CdM »Bl«pç. Dt> Habtrkı tj«aa *fcı. Ekononu CM|b Tatte». 15 S«mlıka j t a I M O . k.lıur CtM t>w. ., o-hui Habtdcti KMUİ k»ç.k. Ejıl.m Gncn Şotıa. YNın HabcrİCTi Nntlri Dofn Spo. Dan»nunı AMalkrtır \ucH«.n Dtfı >a. l x t » Ç l M u Amııı.1 ŞdtM Alp«>, Dıuehme tW>tıl lızıcı £ Koordııuıot 4.ba« bnıhM 0 Maı Uler Lral trtut £ -!.,>ı.ft*t>e kfcst teMf 0 Butce Planiama ^OfifllM^fcl|lıı|l« 0 Reklam A,*}* lorM 0 Ekv a\ır.,ar Halya U)«l Q Idart Hre>Ui OaRr f litomc OMı Çı» # Bılg. ;«m \«J lul 0 PtrvJrel >rMt> yffnn AHII/« Basıan NadırSıttt Okm *-kbal. talpa •»« H a a Crınal. HiknMl Çctafcm. Ofca> G t n M . lt»r M«acm, tlhu Sc*nk Baso* >e Yeya* Cunhunya Matbaacıljk vc Gamecıfck TA^ Türkocaftı Cad 39/41 Cagaloglu J4134 l«ı Pk 2« Isuuıbul Tt) 512 05 05 (20 hall Tcte» 22244. Faj (I) «26 60 ^2 0 Bumiar' Aaku«- Zt>a Gûkalp Bh Inkılap S \o 19 4 Tei 133 ]] 4M~ Tctex 42344, Faj (4) 133 0!^ 6" 0 lımir H Zıya Blv İÎ52 S. 2 3 fcl I» 12 30. TrlcjL 52359 F« 151) 19 53 60 laonu CM 119 S. No I kjl I. T* 19 JT 52 (4 hat) Tdo 62155. Fa«- (71) 19 1İ '8 TAKVİM: 24 ŞUBAT 1991 Imsak: 5.15 Güneş: 6.40 öğle: 12.22 lkındi: 15.23 Akşam: 17.55 Yatsı: 19.14 Ünlü modacı, 1991 yazı için hazırladığı koleksiyonunu barışa adadı Scherrer'e bak, savaşı utıut! SCHERRER'in ilginç luyafetlerinden blrisi. Beli açıkta bırakan bu model rengârenk payetlerle suslü. NECLA SEYHUN Modanın kaynağı düşler... Ve hele konu yazsa; U2ak denizler, turkuaz göller, mercan adaları, balta kesmez ormanlar, bulutsuz göklerin mavisi... Nelerden, ne güzelliklerden esinlenmez ki modaa. Kapıp koyverir modasını o güzelliklere doğru. Ama olana bakın. 1991 yazında gökleTde güneşler, yüdızlar değil Scudlar, Patriotlar var. Silah, bomba, mayın, can çekişen bir doğa, mazot, petrol... Bu ortamda ilhamları güzelliklere dogru kapıp koyuvermek ne mümkün. "Kaderin cüvesi" diyor buna Scheırer. "Zalim dlvesi." Son derece acı buluyor düşlerin savaşlarla bölük pörçük edilmesini. Ve tüm acılara karşın hazırladığı yaz koleksiyonunu barışa adıyor. Bir barış koleksiyonu Scherrer'in 1991 yaz modası. tnsanı tüm acılardan, kötulüklerden, çirkinliklerden öte alıp götüren bir moda bu. Işıklı, rengârenk, alabildiğine kadınsı. Monet'nin, Sisley'in tablolarından bir şeyler var modellerinde. Öylesine şiirli uçucu emprimeler seçmiş. Modacı bu renkleri satenlerine, taftalarına, organzelerine, vuallerine dökmüş. Bin bir renkli işlemelerinde o bir zamanların güzelliği, zenginliği var. Çirkinliklerden, acılardan, kötulüklerden uzak bir moda bu. Insana olup bitenleri unutturan, yüreğini ferahlatan cinsten. tsterse bir defile boyuolsun. Neler yapmış Scherrer?.. Piyedöpul ve piyedökoklan kullanmış yepyeni bir fantezi ile. Kocaman yakalı, bele oturmuş, eteğe doğru kahkaha çiçeği gibi açılan rob-mantolar yapmış ipek ketenlerden, organzelerden. Bele düğme yerine bir demet çiçek iliştirmiş öylesine. Emprime saten trençkotlarında kıyafeti tamamlamak için kocaman güllerden yapılan çantalar kullanmış. Ciddi görünümlü, klasik tayyörlerini şiirli emprime bluzlarla "açnnş..." Siyah bir keten ceketi kupür dantel gibi motif motif oymuş. Altına üstü siyah benekli al bir, vual etek giydirmiş. Fildişi renginde nefis takırnlar katrruş koleksiyonuna. Trençkotlarına bambaşka bir hava vermiş. Alışılmışın dışına çıkarmış bu klasik giysiyi. Ateş kırmızısı, fuşya ve yeşil rengi iri çiçekli saten düşesten trençkotlar yapmış örneğin. Kocaman yakalı, kolları dirseklerden yukan doğru sıvanmış, kısacık, kabarık etekli trençkotlar. Belde bir kuşak kemerle sıkılmış. Yağmurluk değil, kokteyllik trençkotlar. Islanmak değil bahis konusu olan. lslatmak. Yağmur yerine içkinin aktığı yerlere göre modeller bunlar. Trençkotlarm böylesi zaman zaman şantungdan. Mercan pembesi renkt bir trençkot örneğin. Astan altın rengi. Hiçbir mazot sızıntısının kirletmediği, dokunulmamış bir güzellik, bir zenginlik. zellikle emprimelerine özenmiş bu yaz Scherrer. Afrika'dan, panterlerden geçmiş. Daha doğrusu panterlerden geçmiş de Afrika'dan pek geçmemiş. Ama daha değişik açıdan almış onu koleksiyonuna. örneğin Nil yeşiline gönül vermiş. Inanılmaz ormanlann gölgesinde yetişen o parlak, başdöndürücü güzellikteki çiçekleri serpmiş modellerine. Taftasına, • satenine, organzesine, vualine... Tek omuzlu modeller yapmış. îpek, saten kurdelelerle suslemiş modellerini. Şonra empresyonist ressamların suluboya tablolarım anımsatan organize modellerle seyircileri büyüleme yolunu seçmiş. İnsan onun kıyafetlerini seyrederken gerçekten de bir başka dünyada yaşıyor, unutuyor savaşı Gönlünce koleksiyonunu barışa adıyabilir Scherrer, "Savaşa hayır!.." der korkusuzca. Burada değil, orada ya!.. JEAN-LOIHS SCHERRER'in 91 yazı için sunduğu ilginç emprime bir gece tnodeli. Taftadan yapılan bu elbiseyi pastel renkte güİler sttsliiyor. 'Gözde, sözde değil, özde üniversite' tstanbol Haber Servisi — YÖK Yasası'nda değişiklikler yapılmasını öngören yasa ta- sansı, Istanbul'daki Üniver- site Oğretim Üyeleri Derne- ği'nce dün düzenlenen panel- de, siyasi parti temsilcUeri ve öğretim üyeleri tarafından tartışıldı. Dedeman Oteli'nde yapı- lan ve tTÜ öğretim üyesi Prof. Nahit Kumbasar'ın yö- netüği "Üniversitt özerkü|i, vakıf nniversiteleri ve özel sUtülü üniversiteJer" konulu panelde, DYP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Tansu Çil- ler, ANAP MiUetvekili Milli Eğitiın Komisyon Başkanı Prof. Kemal Karhan, SHP Milletvekili, Plan-Bütçe Ko- misyon üyesi Birgen Keieş, tstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Aydın Aybay, Bo- ğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Yılmaz Esmer ve Marmara Üniversitesi öğre- tim üyesi Doc. Dr. Osraan Hagnrsn, görüşlerini açıkladı Prof. Çiller, parti olarak vakıf üniversitelerine ve özel üniversitelere karşı olmadık- lannı söyledi. Vakıf üniverei- telerinin devlet yardımıyla beslenmesini yanlış bulduk- larmı kaydetti. Birgen Keleş, getirilen dü- zenlemelerle eğitimde yetki- nin, büvük ölçüde birkaç ki- şinin elinde toplanmasının planlandığın belirterek, "Bo yasa tasansı, iri^iflnd» öni- veniteler yaratmaya yönelik- Ör" dedi. PTof. Karhan, ta- sanda yer alan yuksek tekno- loji enstitüleri konusunu ken- disinin de anlamadığını, va- kıf üniversiteleri kunıiması- nın ülkenüı yaranna olacağı- nı bildirdi. Yasa tasansını, "Tümüyle yanlış, biç üzerinde durulma- dan vazgeçilmesi gerekli" bi- çiminde değerlendiren Prof. Esmer, "CahiBye devrinden kalma gibi görünüyor" diye konuştu. YÖK Yasası'nı çıkaranlaruı bile bu yasayı savunmakta güçlük çektiklerini beürten Doc. Hayran, "tki rutbeU öıüversiteııiB ortaya çıkma- sudso korknyorara. Gözdc vctözde inivcfstlder. Halbu- U ilkraiB gereksuümi özde i dedi. 2işçidaha kurtanldı • ZONGULDAK (Cumhuriyet)— Zonguldak'ta Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) Karadon Müessesesi 3 nolu ocakta cuma günü saat 12.00'de meydana gelen göçükte mahsur kalan 2 işçi daha dün sabah kurtanldı. Göçük altında kalan 3 işçiden postabaşı tbrahim Altınboyu cuma günü saat 17 sıralarında kurtanhnışü. Dün sabah saat O4'te göçükten sağ olarak çıkanlan Muhammed Çevik ve Cafer Yılmazer adh işçiler hastanede özel bakıma alındılar. PTT mahkemelik • İZMİR (Cumhuriyet Ege Barosu)— PTT, yaptığı zamlar nedeniyle mahkemeye verildi. Zamlannın iptal edilmesi amacıyla Danıştay'a yapılan başvuruda, PTT'nin yanlış yatınm poHükası sonucunda verdiği bütçe açıgını vatandaşlann sırtından kapatmaya çalıştığı öne sürüldü. Ayrıca aşırı fiyat artışlarının insanlann anayasal haberleşme özgürlüğünu de ihlal ettigi belirtüdi. Nijerya'ya alo • ANKARA (UBA)— Nijerya halkı Türk PTT'si ile "Alo" diyecek. Nijerya'da telefon hizmetleri ve her türlü telekomünikasyon yatınmlarını PTT gerçekleştirecek. Türkiye ayrıca Nijerya'ya, serbest bölge uygulamasını da öğretecek. Bunun için Nijerya'dan davet edilen küçük gruplara, Mersin Serbest Bölgesi'nde sürekli brifıng verilecek. Bakanlar Kurulu, Türkiye-Nijerya Karma Komisyonu birinci dönem protokolünü onayladı. Buna göre Temsan, Tüvasas ve Tüdemsas gibi kuruluşlar Nijerya'da anahtar teslimi fabrika yapımına talip olurlarken, Nijerya'da telekomünikasyon hizmetlerinin de Türk PTT'si tarafından gercekleştirilmesi kabul edüdi. Vefalılar Derne^i Bale dünyasının 'prima balerina'sı, geçen perşembe günü 71 yaşında öldü Tonteyn, kıısursuzluğa erîşmîştf MARGOT PONTEYN — 1919'daTdüayâya geldi. 4 yaşındi dans dersleri almaya başladı. 17 yaşın- da prima balerina oldu. 1956'da İngiliz hükiimeti tarafından Dame" unvanıyla ödüllendirildi. Kültür Servisi — Yureğe işle- yen gulümseyişi ve tusımlı bede- niyle dansseverler dünyasını uzun yülar büyüleyen Margot Footeyn artık yaşamıyor. Bale dünyasının prima bakrinası D»- me Margot, geçen perşembe gü- nü Panama City'deki bir hasta- nede 71 yaşmda öldü. Geçen yıl kocası Roberto Arias'ı kansere kaptıran Fonteyn de uzun süre- dir aynı hastalıkla boğuşuyor- du. Kırkından sonra kendinden çok genç Rudolf Nureyev'le ba- le sanatının en görkemli çiftle- rinden birini oluşturan Fon- teyn'in ölümü, bale dünyasının önde gelen sanatçılannı yasa boğdu. Londra'daki Kraliyet Operası'mn Genel Direktörü Je- remy Isaacs, ölüm haberini se- yircilere anında ileterek "Çajı- mmn en bnyiik sanatçüanndan birinin yasuu tutuyoruz. Mar- got Fonteyn, sanatının yetkin- Uği ve kjşiliginin zarafetiyle, başkalannuı hayal bile edeme- yecekleri bir kasursuzlnğa erişmişti" dedi. Fonteyn'in 14 yaşında katıl- dığı Kraliyet Balesi'nin Yönet- meni Anthony Dowefl da "Kra- liyet Balesi'nde onu Ununa ve onunla sakneyi paylasmanın onuruna ve şansnta erişmiş olan bizler, Margot'nun ölüm habe- riyle derin bir nzüntüye bogul- duk. Margot, Kraliyet Balesi dansçüan için uzun yülar yol gösterici bir ışık, kuşaklar bo- yu parlak öraek oldu." dedi. İngiliz Kraliyet Balesi ve Türk Balesi'nin kurucusu, ayrıca Fonteyn'i keşfeden kişi olan 92 yaşındaki Dame Ninette de Va- lois ise Fonteyn'in yıllardır İn- giliz bale sahnesinin esin kayna- ğı olduğunu belinerek Fon- teyn'in genç kuşaklara esin ver- meye, eski kuşağa da ölümsüz anılar sunmaya devam edeceği- ni söyledi. Margot Fonteyn, 1919'da dünyaya geldikten sonra çocuk- luğunun büyük bir bölümünü Çin'de geçirdi. 4 yaşında dans derslcri almaya başlayan Fon- teyn, 1930'lann başlarında Ni- nette de Valois tarafından keş- fedilerek, sonradan Kraliyet Ba- lesi'ne dönüşecek ^Tan Vic- Wells Balesi'ne katıldığında 14 yaşındaydı. Sadler's Wells Ba- lesi'nin başbalerini Alicia Mar- kova'nın da hocası olan Serafi- na Astafiyevt'dan eğitim gören Fonteyn, ilk kez 1934'te "Fm- dıkkıran"da sahneye çıktı. Markova Sadler's Wells'den ay- nlarak kendi topluluğunu ku- runca, Fonteyn 17 yaşında pri- ma balerina oldu. 1930'lann sonlannda, yalnız- ca sahnedeki olağanüstü hare- ketleriyle değil, bakışlan, kop- koyu gözleri, simsiyah saçlan ve solgun güzelliğiyle de danssever- lerin gözdesi olan Fonteyn, 1936'da en büyük rollerinden birine, "Uynyan Güzel"de An- rora rolüne çıktığında dans sa- natının doruklanndan birini ya- rattı. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük koregraflanndan Sir Fre- derick Ashton, Fonteyn'i ken- disinin "esin perisi" ilan etti ve onun için bırçok koregrafi ha- 1964 yıhnda Viyana'da 'Kuğu Gölü'nde oynayan Fonteyn ve Nureyev, perde kapandıktan sonra seyirci tarafından tam 89 kez sahneye çağrılarak bu alanda bir dünya rekoru kırdılar. zırladı. Kimi eleştinnenlere gö- re Ashton'ın "Ondine"indeki yorumu Fonteyn'in en büyük sahne zaferlerinden birini oluş- turdu. Klasik balenin hemen hemen bütün başrollerinde oynayan, birçok modern yapıtm başrolü- ne damgasını vuran Margot Fonteyn, 1956'da Ingiltere hü- kümeti tarafından "Dame" un- vanıyla ödullendirilecekti. Rudolf Nureyev'in Leningrad Kirov Balesi'nden ayrüarak Batı sığınması, kırklarındaki Fon- teyn'in sanat yaşamında yepye- ni bir altın sayfa açtı. O günle- re kadar Robert Heipmann, Michael Somes ve David Blair gibi ünlü baletlerle dans eden Fonteyn, kendinden 20 yaş ku- çük Nureyev'le yeni bir bale ta- rihi başlatacaktı. Margot Fonteyn, Rudolf Nu- reyev'i Londra sahnelerine 1962'de "Gisefle" balesiyle sun- du. Gerek eleştinnenler, gerek izleyiciler Fonteyn-Nureyev iki- lisinin gösterisini göklere çıkar- dı. 1964 yüında Viyana'da "Ku- gu Gölü"nde oynayan Fonteyn ve Nureyev, perde kapandıktan sonra seyirci tarafından tam seksen dokuz kez sahneye çağ- nlarak bu alanda bir dünya re- koru da kırdılar. Modern balenin en güzel ve en romantik yapıtlanndan biri de, Margot Fonteyn ile Rudolf Nureyev'in en büyük başarıla- nndan birini oluşturdu. 1965 yı- hnda Covent Garden'da sahne- lenen Sergey Prokofiev'in "Ro- meo ve Juliet" balesindeki yo- rumunu koregraf Kenneth Mac- Millan, özel olarak Fonteyn'le Nureyev için gerçekleştirmişti. Ortaya çıkan sonuç, bale sana- tının en ilginç ve şaşırtıcı anla- nnı doğurdu. Aralıksız kırk da- kika alkışlanan iki sanatçı bu kez de tam 43 kez sahneye çağ- nldı. Margot ile RudolPun "Romeo ve Julkt'te sahnede yarattıklan güzellik seyircileri gözyaşlanna boğdu. Bugün bi- le, birçok eleştirmene göre "Ro- meo ve Julief'in verdiği coşku ve heyecam dans dunyası hâlâ yaşamış değil. Frederick Ashton, Dumas'- nın "Kamelyab Kadın" adh ro- manından uyarladığı "Margn- erite ve Annand" adh balesini, Roland Petit de "PeUeas ve MeUsande" adh balesini Fon- teyn ve Nureyev için gerçekleş- tirdiler. Rudolf Nureyev, 1971'de verdiği bir demeçte, Margot Fonteyn'le çahşması- nm, Kirov Balesi'nden aynldık- tan sonra yaşadığı en büyük de- neyim olduğunu söyledi. Fon- teyn ise kırkından sonra yaşadı- ğı ikinci bahannın nedeni ola- rak, "dorugundaki dinamit gi- bi bir Tatara ayak uydurmak zonıada kalışım" gösterdi! Geçen yıhn mayıs ayında, Pa- nama'daki ciftliğınden Lond- ra'ya geldiğinde Fonteyn'in sağ- hğı iyice bozuhnuştu. Kraüyet Operası'nda kendisi için düzen- lenen galaya katılan Fonteyn dakikalarca ayakta alkışlandık- tan sonra koltuğuna oturdu ve sahnede "Romeo ve Juliet"te kendisi için dans eden Rudolf Nureyev'i seyretti. • Haber Merkezi — Vefalılar Derneği'nin genel kurulu dün yapıldı. Vefa Lisesi'nde yapılan genel kurul sonundaki seçimde, derneğin yeni yönetim kurulu üyeleri belirlendi. Sami özeren, Haluk Akpek, Kemal Arpınar, Hakan Buharah, Abidin Çanakkak, Refık Gökbay, Mustafa San ve Nur Tanrıkılıcı'ndan oluşan yönetim kurulu, hafta içinde biraraya gelerek görev dağılımı yapacak. Kirlilik gemineri • ANKARA (AA)— Ankara Valisi Saffet Arıkan Bedük, teknolojik gelişme ve hızh kentleşmenin, çağın en önemli sorunu haline gelen çevre sorunlannı beraberinde getirdiğini belirterek "Temiz hava, temiz su ve temiz toprağı kendimize ve geleceğin teminatı çocuklanmıza mutlak surette hazırlamahyız" dedi. Ankara Valiliği, Ankara Ili Çevre Koruma Vakfı ve Ümum Otomobilciler ve Şoförler Demeği'nce "Hava Kirliliği İle Mücadele ve Trafik Eğiümi" konulu seminer düzenlendi. Alleben temizieniyor • GAZtANTEP (AA>— Gaziantep'in içerisinden geçen ve yeterli akıntı olmaması nedeniyle mikrop yuvası haline gelen Alleben deresi temizieniyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, Alleben deresi yatağında uzun yıllardır temizlik yapılmadığını belirterek "Bir zamanlar gürül gürül sulann aktığı ve kentin mesire yeri olan Alleben deresi yatağında atıklar ve yağmur sulannın getirdiği toprak yüzünden 4 metre kahnhğmda çamur ve kalıntı birikmiş" dedi. Dere yatağımn dohnası nedeniyle düzenli ve yeterli akışkanhğın sağlanamadığuıı ifade eden Doğan, dere çevresi ve derenin kenti terk ettiği bölgede, dereden ahnan suyla bahçe sulanmasırun yasaklandığını da bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle