Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMtfURÎYET/4 HABERLER 2 ŞUBAT 1991
Çifte
vatandaşlık
hakkı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — SHP tzmir
Milletvekili Birgen Keleş ve
arkadaşlannın, Türk
vatandaşlığından
çıkanlanlara beş yıl içinde
yeniden vatandaşlığa dönme
ve çifte vatandaşhk hakkı
sağlanmasını öngören yasa
önerisi TBMM
Başkanlığı'na sunuldu. SHP
Gnıp Başkanvekili Hasan
Fehmi Güneş, TBMM'de
düzenlediği basın
toplantısmda, her 20 Türk
vatandaşından birinin yurt
dışında bulunduğunu,
bunların çifte vatandaşlık
hakkı bulunmadığı için
bulundukları ülkenin
vatandaşlığına geçtiklerini
anlattı. SHP'nin yasa
önerisinin kabulü halinde
Türk vatandaşlığından
çıkanlanlar, beş yıl
içerisinde başvurmalan
halinde hiçbir koşul
aranmaksızın Turk
vatandaşlığına ahnacaklar.
SHP'yi ziyaret
• ANKARA (Cumhuriyet
Börosn) — SHP Genel
Sekreteri Hikmet Çetin,
"Cumhurbaşkanı her şeyi
kendine bağlamak istiyor.
Bu O'nun kişiliğınden
kaynaklamyor. Bütün
yetkileri toplamak istiyor.
Şimdi de üniversitelere el
atü. YÖK'ü düzeltmek
yerine yeni YÖK'ler
yaratılıyor" dedi. öğretim
Üyeleri Derneği genel
merkez ve htanbul Şubesi
yöneticileri, dün SHP
Genel Başkanvekili ve
Genel Sekreter Hikmet
Çetin'i ziyaret ederek
hazırladıklan yeni "Özel
Demokratik Üniversite
Modeli"ni sunduiar.
Lstanbul Şube Başkanı
Pfpf, Dt Coşkun özdemiı*
Elan ve Bütçe
Komisyonu'ndan çıkanlan
yeni yasa değişikliğine
değinerek, bunu eleştirdi.
özdemir, bu değışiklikle
üniversitelerde YOK
düzeninden daha da kötüye
giden uygulamalann
getirileceğini savundu.
Tasandaki vakıf
üniversitelerine getirilen
ekonomik güç ve
hükümetin etkinliği yanında
özel statülü üniversitelerin
de konumunun özerkliğe
aykırı olduğunu söyledi.
Çetin de ta&arıya karşı
koyduklarını, ancak
Komisyon'dan geçtiğini,
antidemokratik
uygulamalarla mücadeleyi
sürdüreceklerini belirtti.
Kalan'a dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Sosyalist Parti
Ankara tl Başkanı Avukat
tlknur Kalan hakkında,
cumhurbaşkanına hakaret
ettiği gerekçesiyle dava
açıldı. Kalan,
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'a, Körfez politikasını
protesto amacıyla ABD
bayrağı göndermek isterken
gözaltına ahnmış, daha
sonra da tutuklanmıştı. Bir
hafta tutuklu kalan Ilknur
Kalan, dün tahliye edildi.
Kalan, cumhurbaşkanına
hakaret ettiği gerekçesiyle,.
Türk Ceza Yasası'nın
158/2. maddesi uyannca 7
mart tarihinde Ankara 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yargıç önüne çıkacak.
Seçim
görevlileri
• ANKARA (AA) —
Seçim işlerinde çalışanların
gündelikleri artünldı.
YSK'nın dünkü Resmi
Gazete'de yayımlanan
karanna göre gündelikler
Yüksek Seçim Kurulu
başkan ve üyeleri için 45
bin, birinci derecede
iorumlu görevliler için 25
bin, ikinci derecede
iorumlu görevliler için 22
bin, üçüncü derecede
iorumlu görevlileT için 19
bin, şoför ve hizmetliler
çin 18 bin lira olarak
lielirlendi. tl ve ilçe seçim
rurullarımn başkanlan ve il
lecim kurulları üyeleri 31
bin, ilçe seçim kuruUan
lyeleri 19 bin, seçmen
kûtüklerinin genel yazım ve
ienetiminde büro dışında
jörev yapan yazım
memurlan 22 bin, şefler 19
Irin, memurlar 18 bin, askı
feri görevlileri, şoförler ve
kizmetliler 16 bin lira
gündelik alacaklar.
Muhalefetten, BakanlarKurulu'nun 141,142 ve 163'le ilgili karanna ortak değerlendirme:
'Aldatmaca, oyalamaca'SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin,
hükümetin "oyalamaca yaptığını" söylerken
DYP Genel Başkanı Demirel, değişiklikleri
"aldatmaca" olarak değerlendirdi. Demirel,
Kürtçenin serbest bırakılması için de
referandum önerdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bö-
rosu) — Bakanlar Kurulu'nun
Türk Ceza Kanunu'nun 141,
142 ve 163. maddelerinin yeni-
den düzenlenmesi ve anayasa
değişikliğine gidiknesi yönünde-
ki kararları muhalefet partile-
rince "oyalama" ve "aldatmaca"
olarak nitelendi. Muhalefet par-
tilerinin temsilcileri, hükümetin
kamuoyunda kaybettiği desteği
yeniden sağlama ve dış politika
kaynaklı bazı zorlamalann so-
nucu olarak değerlendirdikleri
girişimlerin, ydlardır süren tak-
tikler olduğu görüşünü savun-
dular.
SHP Genel Başkanvekili ve
Genel Sekreter Hikmet Çetin,
hükümetin "oyalamaca yaptı-
gı" değerlendirmesinde bulun-
du. iktidarın bu konudaki öne-
rilerine yıllardır sırt çevirdiğini,
bu nedenle de "ciddi bulmadı-
guu" belirten Çetin, şunlan söy-
ledi:
"Bu iktidarla »nayasa gibi
ciddi bir konu iizerinde hiçbir
şekflde anlaşma sağlanamaz. Bu
Medis'in demokratik bir anaya-
sa yapma şansının olduğunu
sanmıyonım. Daha doğrusu bu
iktidar Ue ciddi bir anayasa de-
gişikligi yapılabileceğine inan-
mıyonız. Çünkü yıllardır çalış-
ma yaşamı ile ilgili bir anayasa
degişikliğinde dabi çaba göster-
meyen bir iktidann, savaş orta-
mı içinde bunu yapacağını söy-
lemesinin bir anlamı yok. Onun
için ben bir anlaşma sağlanaca-
ğını sanmı>orum. Tamamen bir
oyalamacadan ibaret. Yeni ana-
yasayı ancak seçimlerden sonra
gelecek olan Meclis yapabilir."
SHP Grup Başkanvekili Ha-
san Fehmi Güneş de, düzenle-
diği basın toplantısmda,
TCK'nın 141, 142 ve 163. mad-
delerinin kaldırılmasına ilişkin
Bakanlar Kurulu kararının dü-
şünce özgürluğünü sağlamaya
yönelik bir formül getijmediği-
ni söyledi.
Güneş, düşünce özgürlüğü-
nün yine askıda kalacağını ifa-
de ederek, "Sadece cebir unsu-
runa indirgenen bir düzenleme
söz konusu. O zaman sadece
ttalyan Ceza Yasası'ndan aldı-
ğımız güne dönülmüş olur"
dedi.
ALDATMACA
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, Bakanlar Kuru-
lu'nun TCK'nın 141, 142 ve
163. maddelerinde yapılmasını
benimsediği değişiklikleri
"aldatmaca" olarak nkelendir-
di. Söz konusu maddelerin, son
yıllarda iktidar tarafından sü-
Hukııkçıılaruı 163 kaygısı
tç Politika Servisi — Bakanlar Kurulu-
nun TCK'mn 141, 142 ve 163. maddelerini
kaldırma karan hukukçular arasında
"olumlu" karşılandı. tstanbul Barosu Baş-
kanı Turgut Kazan, "Yeterti degil, ıma her
iyileştirme demokrasiye dognı bir adımdır"
derken "uygulamadan dogabflecek güçlük-
iere çözüm genrflmesine" dikkat çekti. Ana-
yasa Profesörü Orhan AMıkaçn, 163. mad-
denin kaldınlması için anayasa değişikliği
gerektiğini vurgularken Aydın Aybay, 163.
madde kaldınlırken Türkiye Cumhuriyeti-
nin temeli olan laikliğin göz önüne ahnması
gerektiğini söyledi. Hukukçulann görüşle-
ri şöyle:
Turgut Kazan (tstanbul Barosu Başkanı):
Bakanlar Kurulu'nun 141,142 ve 163. mad-
deleri değiştirme yolundaki düşüncesi, el-
bet demokrasimiz için yeterli degildir. Ama
ben, yine de yapılan açıklamayı olumlu kar-
şdıyorum.
Anlaşılan o ki maddelere cebir unsuru
eklenecek. Tabii, bu kadarhk bir değişiklik,
düşünceyi suç olmaktan çıkarmaz. Çünkü,
bizde yerleşen içtihatlar bu düşüncelerde
cebri "mündemiç" sayıyor. Yani, bu düşün-
celerin içinde "cebir" unsuru zaten var ka-
bul ediliyor. Bu nedenle hem sorun çözül-
müş olmaz, hem de sırf böyle bir değişik-
likle duşünce özgürlüğüne ulaşılmaz. Ceza
yasalanmızda daha birçok suç olduğu gibi
duruyor. Hepsini ele almadan, Batı türii de-
mokrasiyi kurmuş olamayız.
Orhan Aldıkaçtı (Anayasa Profesörü):
Getirilen değişıklikte, görünürde önemli biı
gelişme yok. 141 ve 142. maddelerdek)
"cebren" ilkesi muhafaza edileceğine göre,
Aldıkaçtı 163. maddenin
kaldınlması anayasa
değişikliği gerektirir.
Aybay TC'nin temeli olan
laiklik mutlaka göz önünde
tutulmalıdır.
Kazaa Birçok insan
yararlanacak, olumlu
düşünüyorum.
yapılan değişiklik ne getirebilir? Ancak 163.
madde kalkıyor gibi görünüyor. Kesinlikle
metni görmek lazım. Ne var ki 163. mad-
denin kaldınlması, anayasa değişikliğini ge-
rektirir. Bu yapılmadan, bu maddeyi nasıl
kaldınrlar, bunu anlamak mümkün değil.
Ancak bugün ülkeyi yönetenler, bunu da
yaparlar. Çünkü Türkiye'de maalesef hukuk
düzeni kalmadı.
Aydın Aybay: Yıllardır bu maddelerin
kaldırılmasına taraftarun. Ancak 163. mad-
dede çekincelerim var. Tümüyle kaldınlma-
sından yana değilim. Din ve vicdan özgür-
lüğünün yandaşıyım, ama aym ölçüde din-
sizlik özgürlüğünün de korunması lazım.
Ben her ne kadar dinsiz değilsem de onla-
nn da özgürlüğünün olmasını ve konınma-
sını istiyorum. Bir önemli nokta: Türkiye
Cumhuriyeti'nin temeli olan laiklik mutla-
ka göz önünde tutulmalıdır. Laiklik Türkiye
Cumhuriyeti'nin en önemli niteliğidir. Bu
maddelerin kaldınlmasıyla duşünce özgür-
lüğünün sağlanabilmesi için "cebir"den ne
kastedildiği önemlidir. Kaldı ki Ceza Yasa-
sı'nda dolaylı olarak düşünceyi kısıtlayan
başka maddeler vardır. O nedenle Ceza Ya-
sası'nın toptan ele almarak elden geçirilmesi
gerekir. Yani eğer Türkiye'de çoğulcu de-
mokrasi kurallanna uygun düşünce özgür-
luğünü kısıtlayan, engelleyen yasalarda bir
temizlik yapılacaksa sadece 141, 142 ve
163'Un kaldınlması yetmez. özgürlükleri
yok eden, sınırlayan birçok ceza yasası ve
ceza hükmü taşıyan madde vardır. Bütün
bu maddelerin taranarak ayıklanması gere-
kir. Ama Bakanlar Kurulu'nun bu yapüğı
da bir adımdır.
tf\rw>n!kı* v t f k T «:i JîSflahlı bir saldın
topraga verııaı önceki g u n olen
sonucu
g u n o l e n e m e k l i
korgeneral Hulusi Sayın'm cenazesi topnığa verildi. Sayın için ilk
tören saat 11.00'de Başbakanlık önönde diızenlendi. Başbakan
Yıldınm Akbulut'un da katıldığı törende konuşan tçişleri Baka-
nı Abdülkadir Aksu, Sayın'ın böigede Asayiş Komutanlığı ku-
nılurken bu göreve gönülliı talip olduğanu büdirdi. Törenden
sonra Başbakan Yıldınm Akbulut, Hulusi Sayın'ın eşi ve çocuk-
lannın yamna giderek başsağlığı diledi. Emekli Korgeneral Hu-
lusi Sayın için ikinci tören Kocatepe Camii'nde dıizenlendi.
Kocatepe Camii'nde kıunan cenaze namazına Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, TBMM Başkanı Kaya Erdem, Başbakan Yıldınm
Akbulut, SHP Gend Başkanveküi Hikmet Çetin, DYP Genel Baş-
kanı Suleyman Demirel, bakanlar Ue kalabalık bir topluluk ka-
tıldı. Hulusi Sayın'ın cenazesi daha sonra Cebeci Asri
Mezarlıgı'ndaki şehitlikte topraga verildi. (Fotofraf: Rıza Ezer)
Güneş'in hazırladığı "SivilSavunma Raporu" İnönü'ye sunuldu
Hükümet sorumsuz, duyarsızANKARA
(Cumhuriyet
.- Bürosu) —
§ SHP'nin sivil
7 savunma ön-
lemleri ile ilgili
olarak hazırla-
dığı raporda, "hassas bölgeler-
deki sivil savunma görevlilerine
dahi gaz maskesi yetmediği",
Danimarka'dan gelen gaz mas-
kelerinin 2. Dünya Savaşı'ndan
kalma, 1944 yapımı olduğu be-
lirtildi.
ŞHP Grup Başkanvekili, es-
ki İçişleri Bakanı Hasan Fehmi
Güneş tarafından hazırlanan ve
Genel Başkan Erdal tnönü'ye
sunulan raporda, "bot ve bot
üstü konıyucular, ilaçlar olma-
dan gaz maskelerinin işe yara-
mayacağı da" vurgulandı. Gü-
neş, raporun, savaşın ilk günle-
rinde hazırlandığını, bazı bilgi-
lerin eskidiğini, ancak temel so-
runlarda herhangi bir çözüme
gidilmediğini anlattı. Raporda
özetle şu noktalar Uzerinde du-
ruluyor:
" — 7126 sayıh 'Sivil Müda-
faa Kanunu'na göre bir savaş
durumunda, düşman saldınsına
karşı haikın can ve mal kaybı-
nın asgari hadde indirilmesi, ko-
ruyucu ve kurtancı önlemlerin
amacına en uygun bir şekilde
planlanması ve uygulanmasın-
dan İçişleri Bakanı dogrudan
görevli ve sorumludur. İçişleri
Bakanı bu gorevlerini kendûine
baglı ve sorumlu Sivil Savunma
Idaresi Başkanlıgı kuruluşu üe
yerine getirir.
— Şu gnnlerde olası bir sal-
dn-ıya karşı hassas bölgelerimiz-
de ahnması gerekli bir dizi sivil
savunma önlemlerinden İçişleri
Bakanı öncelikle görevli ve so-
rumludur.
— Yapılan açıklamalann, bı-
rakıtuz hassas bölgelerdeki yurt-
taşlanmızı, bu bölgelerin çok
nzağındaki Insanımızı dahi tat-
min etmesi düşünülemez.
— Irak Scnd füzelerinin 900
kilometre menzile ulaştıği, yan-
lış sirenlerin halkı tedirgin etti-
ği, TRT sansüriinün endişe ve
kuşkn yarattıgı böyle bir ortam-
da afaki açıklamalar yerine,
haikın yanıt bekledigi sornlara
ışık tutacak doyurucu açıklama-
larda bulunulması gerekir.
— Maliye Bakanı'mn hassas
bölgelerde yaşayan sivil halka
gaz maskesi dağıtımının bütçe
olanakları açısından imkânsız
olduğu şeklindeki bilinçsiz ve in-
safsız açıklamasından sonra,
İçişleri Bakam'mn Güneydoğu'-
dan kaçanlan suçlayıcı açıkla-
ması sorumsuzluğun bir başka
göstergesidir.
— Bütün sorumlu devlet yö-
neticilerinin banş için çözümler
aradığı sırada, kışkırtıcı, küçük
düşürücü TV yayınlan devam
İnönü,
SosyaHst
Enternasyonal'de
VİYANA (Cumhuriyet) —
Sosyalist En ternasyonal
BaşkanlıkDivam'mn Viyana'da
yapılan olağanüstü toplantısmda
konuşan SHP Genel Başkanı
Erdalİnönü, 'Türkiye, ancak
Irak'm saldınsına uğrarsa savaşa
girmelidir" dedi. Irak'a karşı
alınan kararlarsırasında
hükümetin TCAnayasası'nda
bazı ihlalleryaptığını ve bunları
önlemeye çalıştıklarını kaydeden
tnönü, "BM'nin ambargo
kararlarına katılmak, Türkiye
için yeterincefedakârlıktır.
Türkiye'nin aktif savaşa
katılmasmı istemek haksızlık
olur" diye konuştu.
ederken irak'ın Türkiye'ye sal-
dırması mantık dışı olur' şeklin-
deki mantıksızliğı anlamak
mümkün degildir.
— Bugün Türkiye'de 45 bin
dolayında sivil savunma mukel-
lefi bulunmaktadır. Bunlar olası
bir saldın karşısında sivil savun-
ma görevi yapacaklardır. 12
hassas ilimizdeki sivil savunma
görevlilerinin sayısı ise 105 bin
dolayındadır. Dogal olarak bu
görevlilerin tüm donanımlan
eksiksiz olarak sağlanmalıdır ki
meydana gelebilecek tahribatlar
sonucunda haikın yardımına en
etkin bir biçimde koşabilsinler,
başardı olabilsinler.
— kimyasal silahlara karşı
koruyucu özeUiği olan ilaçların
alındığı belirtilmişti. Stok kapa-
sitesinin görevliler ve halk için
ne düzevde olduğunu Sayın İçiş-
leri ve Sayın Sağlık Bakam'na
soruyoruz.
— Halk tedirgin olmasın gö-
rüşünden hareketle, görev ve so-
rumloluklar \erine getirilmemiş-
tir. 25 milvarhk bütçe ve elinde-
ki önemli miktarları içeren Si-
vil Müdafaa Fonu'na rağmen.
— Sivil savunma önlemleri
konusunda TRT'nin duyarsızlı-
ğı da ayrı bir konu. Bir büyük
kente kimyasal bomba atıldıgın-
da örnek olarak TRT personeli
alt kattaki sığınaklara mı, üst
kattaki sığınaklara mı koşuştur-
malıdır? TRTye espri gibi ge-
lebilecek bu sorunun yanıtları-
nı büyük şehirlerimizdeki insan-
lar günlerdir tartışmaktadu*."
rekli tartışıldığını, ortaya bir so-
nucun çıkmadığmı kaydeden
Demirel, "Bakanlar Kurulu 'tl-
keleri belirleyeceğiz, görüşece-
ğiz' diyor. Yıllardır yaptıklan za-
ten bu. Bütün bunlar aldatma-
cadır" diye konuştu.
Demirel, Kürtçeye serbestlik
getiren yasa değişikliğine ilişkin
bir soruyu yanıtlarken, değişik-
liğin "sadece plak, kaset ve ba-
zı yayınlann Kürtçe olması ya-
sagını ortadan kaldırmaya yö-
nelik olduğunu" vurgulayarak
şöyle konuştu:
"Körfez krizi Ue Kürtçe ser-
bestligi arasında bir ilişki kur-
mam, önümüzdeki yıllar içinde
birtakım gelişmeler kaçınümaz-
dı. Ama Türkiye bugün üniter
devletin bozulmasına hazır de-
gil. Üniter devleti bozacak ge-
lişmeler ortaya çıkarsa bunlann
mutlaka referandumdan geçme-
si gerekir."
UÜVENMİYOR
RP Genel Sekreteri Oguzhan
Asiltürk, kamuoyunun,
ANAP'ın 141, 142 ve 163. mad-
deleri kaldıracağma ilişkin be-
yanlarına güvenmediğini belir-
terek, anayasa değiştirilirken
önemli konunun, inananlara
zuhne izin verip vermemesi ol-
duğuna işaret etti.
Asiltürk, şu görüşleri dile
getirdi:
"MUIetin yüzde 9O'ı karşı ol-
masma ragmen, ABD'ye yaran-
mak ve ABD askerierinin fazla
zayiat vermemesi için Türk Si-
lahlı Kuvvetleri'ni savaşa sok-
mak isteyenler kamuoyunda
kaybertikleri destegi yeniden ka-
zanmak için bazı teşebbüslerde
bulunmak istiyorlar. Keşke fikir
ve inanç hürriyetinden yana ol-
dııklan için bunu yapıyor olsa-
lar."
VEMOKRATÎK
HEP Mardin MilletvekiTi Ah-
raet Türk, bu gelişmelerin inan-
dırıcı olmaktan uzak olduğunu
belirterek, "Biz tüm bn değişik-
likleri demokratik bir açılım
olarak görmek isteriz" dedi.
Savaşla birükte Türkiye'nin
kendisini yenüemek ve yannki
masaya oturmak için hazırlan-
ma durumunda olduğuna işaret
eden Türk, bugün Kürtlerin ya-
şadığı yörelerde işkence, baskı ve
zulmün sürdüğünü bildirdi.
"Eger böyle bir anlayışla yapı-
lıyorsa bunlan olumlu karşıla-
mak gerekir, ama demokratik
mnJudefeti susturmak, AT kapt-
sını açmak ve savaş konusunda
garantörlök görevini üstlenmek
özere yola çıkmışlarsa sonoçta
degişen bir şey olmaz" diyen
Türk, bu girişimin demokratik-
leşmenin ilk adımı olmasını di-
ledi.
SBP ENDIŞELİ
SBP Genel Başkanı Sadun
Aren, 141, 142 ve 163. madde-
lerin cebir koşuluna baglı olarak
kaldınlmasıyla ilgili tasarıyı
"olumlu bir gelişme" olarak ni-
telerken, "kamuoyunun bir kez
daha aldatılması endişesini
taşıyornz" dedi.
Demirel:
Savaşa
onur için
girilir
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
DYP Genel
Başkanı Süley-
man Demirel,
"Türkiye'yi yö-
neten kafa demokat degil. De-
mokrasiye borçlan yok" dedi.
Demirel, Türkiye'nin "hırsızla-
ma biçimde savaşa
sokulduğunu" belirterek,
"Türkiye eğer bir savaşa girecek-
se menfaat için degil, onuru için
rap rap diye girmeli" görüşünü
savundu.
Demirel, dün partisinin genel
merkezinde "Erol Simavi Vakfı
betişim Egitim Merkezi"nde öğ-
renim gören gazeteci adaylannı
kabul etti. Gazeteci adaylanna
demokrasi konusunda görüşle-
rini aktaran Demirel, demokra-
siyi "zulmün ve zorbalığın
alternatifi" olarak tanımladı.
DYP lideri, öğrencilerin Körfez
krizine ilişkin sorulannı yanıt-
larken banşçı çözüm için diplo-
matik yolların sonuna kadar
kullanılmadığını kaydederek
şöyle konuştu:
"Batılı ulkeler öfketi ve ace-
leci davrandı. Dünya bir gafle-
tin içine girdi. Biz de öyle olduk.
Krizin çıkmaa teşvik edUmiştir.
Son 10 yılda Türkiye'yi yöneten-
ler Saddam ile "biraderimiz" di-
yerek sarmaş dotaş oldular. Şim-
di ise buyuk tehlike olarak söz
ediyorlar. Saddam'ı tehlike saya-
cak idiyseniz, iktisaden ayakta
durmasına yardımcı olmamalıy-
dınız. Bunlann hepsi kısa göriiş-
lülüktür".
Türkiye'nin belirgin bir Kör-
fez politikası olmadığını,
"ABD'nin dümen suyuna
girildiğini" belirten Demirel,
"Türkiye hem topraklannı kul-
landınp hem de savaşa girraedi-
ğini soyleyerek Batının alay ko-
nusu oldu" dedi.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Düşle
Kesiştiği Nokta...
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Washington Post gazetesi-
ne verdiği demeçte Irak'a karşı savaşın iki ay ya da daha
fazla bir süre içinde biteceğini söylüyor.
ANAP iktıdarının savaş sonrası düşleri sanırız yavaş yB-
vaş yok oluyor. O pembe görüntülerin yerini, şimdilerde
"Saddam en sonunda yenilecek ama" görüşüyle birleşen
yeni senaryolar alıyor.
Ne diyorlardı iki üç hafta önce?
— Bu savaş birkaç hafta sürer, Türkiye savaş sonunda kâriı
çıkar...
Özal'ın pembe düşlerle dolu evreninde terazinin bir kefe-
sine kan, öbür kefesine kârlılık konulmustu. Şimdi durum
değişti. Kan ve kârlılık hesabı tutmadı. Bu tür hesaplar var-
sayımlar üzerine kurulduğunda, işlerin hep ters gideceği
unutuldu.
Savaşın başından beri askeri uzmanlar şu görüşü yineli-
yorlardı:
— Irak eninde sonunda ABD ve müttefik ülkelerini kara
savaşına çekmeye çalışacak. Savaşın galibi ve mağlubu ka-
rada belli olur. Teknoloji ne olursa olsun, zafer süngünün
ucundadır...
Askeri uzmanlar görüşlerini şu noktada birleştiriyorlardı:
— Herkes biliyor, eninde sonunda diktatör Saddam yeni-
lecek. Ama sanıldıgı gibi öyle birkaç ay içinde değil. Bu sa-
vaş uzun sürecek. Başta Özal ve ANAP iktidarının yaptığı
savaş sonrası hesaplar altüst olacak.
Dün bir ANAP yetkilisiyle konuşurken Özal'ın VVashing-
ton Post gazetesine verdiği demecin bir bölümünü aktardık.
ANAP'lı yetkiliye şöyle dedik:
— Sayın Özal, Saddam'ın Kuveyt'ten çekileceğine şimdi
kuşkuyla bakıyor. Sanırız bir koyup üç alma, pardon, bir ko-
yup yirmr almaktan vazgeçtı...
ANAP'lı güldü. Gülerken de şu yanıtı verdi:
— Dış politikada gelişigüzel konuşulmaz. İç politikada bu-
nu yaparsınız, ama dış politikada yapamazsımz. Biz hata et-
tik. Ama ne yapacaksın, CNN hepimizi etkiledi. Biz CNN
muhabiri Peter Ar-
ANAP iktidan giderek
k:
. muhalefetin Körfez
— Sayın Ozal da u ( ( n o
/ , — ,
herhalde yakın arka- DUnaiimi
daşı Bush'un kurbanı bSŞİcldlğindsn beri01
BV sommuza ne benimsediği banşçı
ki yamt aiama- politikaya gelıyor.
ANAP iktidar,gkl
e- £?ft f J M
rek muhalefetin Kör- hukumet yetklllSI
'StoZ'Zfö orta
ya çık,p "Bir hata
nimsediği banşçı po- yaptlk, UZaÇI
inikaya geiiyor. Ge- göremedik" diyemiyor.
liyor.amahiçbirhükü-r^ , hatalarm
met yetkiiısi ortaya rapııan naıaıarın
çık.p, "Bir hata yapt.k, arkasına saklanıp,
SSafKffiî Ş açıklamyor.lann arkasına sakla-
nıp, gerçeği açıkiamıyor.
Irak, iki haftayı aşkın süredir ABD ve müttefiklerin hava
saldınsına direniyor. Pentagon'daki basın toplantılannda ga-
zeteciler yetkilileri sıkıştınyor:
— Havadan vurduk diyorsunuz, Saddam bu kez karadan
vuruyor...
Yanıt ilginç: - '-'
v
— Bu konuda bilgi veremem efendim...
A E Î S
^
Elbet Özal'ın VVashington Post gazetesine verdiği demeç
de ilginç:
— Irak'ın Türkiye'deki üslere füze saldırısında bulunması
halinde itidal göstereceğiz. Göze göz, dişe diş misilleme yap-
mayacağız...
Oysa Ozal, daha önce ne diyordu?
— Bize saldırı olursa misilleme yaparız...
Siyasal iktidar Körfez savaşını unutturup, gözleri başka
noktaya çevirme telaşı içinde artık. Hesaplar tutmayınca baş-
ka masallar anlatmaya başlıyor.
— Anayasa değişikliği konusunda çalışmalara başlana-
cak...
Yani başkanlık sistemıne geçiş yolunda bir adım atılacak.
Bir paket program yeniden ısıtılıp sunulacak...
— TCK'nın 141, 142 ve 163. maddeleri cebir koşuluna bağ-
lanarak kaldırılacak...
Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar, bir
açıklama yapıyor:
— Şu ana kadar bankalar da dahil bütün çalışmalarda,
bütün sektörlerde savaşa rağmen herhangi bir anormallik
söz konusu değil, her şey normal.
Siyasal iktidarın yeni sloganı şu oluyor.
— Savaşı unutalım, işimize bakalım...
Bakmasına bakalım da Demirel'in dünkü uyarısına da ku-
lak verelim:
— Savaş sonrası masa olacak, ama kim hangi yetkiyle
oturacak, savaş hangi aşamaiarda bitecek? Bu savaş coğ-
rafya değişikliği nedenıyle çıktı. Coğrafya değişikliği şekliy-
le sonuçlanmaz. Arkasında ABD'nin olduğu savaşta pasta
taksimi olmaz...
Belki siyasal iktidar bu gerçeği görür... Bush'un en yakın
arkadaşı da...
P A R T İ L E R D E N
Yılmazcılar iş bölümü yaptı
ANKARA (ANKA) — ANAP'ta Körfez
savaşı nedeniyle ikinci plana düşen parti içi
mücadelede kazançh çıkma çabası, Mesut
Yümaz'ı destekleyen milletvekilleri
tarafından "sessiz ve derinden"
sürdürülüyor. Kendi aralarmda iş bölümü
yapan Yılmazcı milletvekilleri ekonomi, dış
politika, Meclis gündemi konusunda faaliyet gösterirken
"sempatizan" toplama çabalanna da devam ediyorlar.
Çalışmalarını ve görev dağılımını "Kongre için sıkı çalışma
programı" olarak nitelendiren Yılmazcı milletvekilleri,
Cumhurbaşkanı Özal'ın büyük kongrede "güçlü olanm"
yanında yer alacağını beürtiyorlar. Yılmazcılar, "politikada
kimse gücü olmayana sıcak bakmaz. Güç arttıkça bakışın
sıcakhğı da artar. Acıma duygusu ile bunu kanştırmamak
lazım" dediler.
Bir koyup üç almak
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
HEP Kars Milletvekili Mahmut Aünak,
Başbakan Yıldınm Akbulut tarafından
yanıtlanmasını istediği soru önergesinde, '•
"Kürt bölgeleri olan Musul ve Kerkük'ü •
almak gibi bir tasarınız var mı?" sorusunu
sordu. Alınak önergesinde, şu görüşlere yer
verdi: "Kürtçe üzerindeki yasakların kaldınlması adı
altında hükümetinizce başlatılan çalışrnalan kamuoyuna
açıklamayı ve tartışmaya açmayı düşünüyor musunuz?
2932 sayıh yasayı değiştirmek üzere başlattığınız bu
çalışma ile Kürt halkına, uluslararası demokratik >
kamuoyuna ve AGİK ülkelerine şirin görürunek gibi bir >
amaç taşımakta mısınız? Kürt halkı Uzerinde politika
yaparak Körfez paylaşım masasında Kurt bölgeleri olan
Musul ve Kerkük'ü almak gibi tasannız var mıdır? Kürt '
dili ile ilgili bu çalışmamzın altında AT'ye kabul
edilmenin koşullarını yaratma düşüncesi de yatmakta
mıdır? 2932 sayıh yasanın uygulanamayan hükümlerinin
kaldmlması için başlattığınız bu çalışma aynca bir seçim !
yatınmı değil midir? >> ;