13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMtfURÎYET/4 HABERLER 2 ŞUBAT 1991 Çifte vatandaşlık hakkı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP tzmir Milletvekili Birgen Keleş ve arkadaşlannın, Türk vatandaşlığından çıkanlanlara beş yıl içinde yeniden vatandaşlığa dönme ve çifte vatandaşhk hakkı sağlanmasını öngören yasa önerisi TBMM Başkanlığı'na sunuldu. SHP Gnıp Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısmda, her 20 Türk vatandaşından birinin yurt dışında bulunduğunu, bunların çifte vatandaşlık hakkı bulunmadığı için bulundukları ülkenin vatandaşlığına geçtiklerini anlattı. SHP'nin yasa önerisinin kabulü halinde Türk vatandaşlığından çıkanlanlar, beş yıl içerisinde başvurmalan halinde hiçbir koşul aranmaksızın Turk vatandaşlığına ahnacaklar. SHP'yi ziyaret • ANKARA (Cumhuriyet Börosn) — SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, "Cumhurbaşkanı her şeyi kendine bağlamak istiyor. Bu O'nun kişiliğınden kaynaklamyor. Bütün yetkileri toplamak istiyor. Şimdi de üniversitelere el atü. YÖK'ü düzeltmek yerine yeni YÖK'ler yaratılıyor" dedi. öğretim Üyeleri Derneği genel merkez ve htanbul Şubesi yöneticileri, dün SHP Genel Başkanvekili ve Genel Sekreter Hikmet Çetin'i ziyaret ederek hazırladıklan yeni "Özel Demokratik Üniversite Modeli"ni sunduiar. Lstanbul Şube Başkanı Pfpf, Dt Coşkun özdemiı* Elan ve Bütçe Komisyonu'ndan çıkanlan yeni yasa değişikliğine değinerek, bunu eleştirdi. özdemir, bu değışiklikle üniversitelerde YOK düzeninden daha da kötüye giden uygulamalann getirileceğini savundu. Tasandaki vakıf üniversitelerine getirilen ekonomik güç ve hükümetin etkinliği yanında özel statülü üniversitelerin de konumunun özerkliğe aykırı olduğunu söyledi. Çetin de ta&arıya karşı koyduklarını, ancak Komisyon'dan geçtiğini, antidemokratik uygulamalarla mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Kalan'a dava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Sosyalist Parti Ankara tl Başkanı Avukat tlknur Kalan hakkında, cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle dava açıldı. Kalan, Cumhurbaşkanı Turgut özal'a, Körfez politikasını protesto amacıyla ABD bayrağı göndermek isterken gözaltına ahnmış, daha sonra da tutuklanmıştı. Bir hafta tutuklu kalan Ilknur Kalan, dün tahliye edildi. Kalan, cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle,. Türk Ceza Yasası'nın 158/2. maddesi uyannca 7 mart tarihinde Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargıç önüne çıkacak. Seçim görevlileri • ANKARA (AA) — Seçim işlerinde çalışanların gündelikleri artünldı. YSK'nın dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan karanna göre gündelikler Yüksek Seçim Kurulu başkan ve üyeleri için 45 bin, birinci derecede iorumlu görevliler için 25 bin, ikinci derecede iorumlu görevliler için 22 bin, üçüncü derecede iorumlu görevlileT için 19 bin, şoför ve hizmetliler çin 18 bin lira olarak lielirlendi. tl ve ilçe seçim rurullarımn başkanlan ve il lecim kurulları üyeleri 31 bin, ilçe seçim kuruUan lyeleri 19 bin, seçmen kûtüklerinin genel yazım ve ienetiminde büro dışında jörev yapan yazım memurlan 22 bin, şefler 19 Irin, memurlar 18 bin, askı feri görevlileri, şoförler ve kizmetliler 16 bin lira gündelik alacaklar. Muhalefetten, BakanlarKurulu'nun 141,142 ve 163'le ilgili karanna ortak değerlendirme: 'Aldatmaca, oyalamaca'SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, hükümetin "oyalamaca yaptığını" söylerken DYP Genel Başkanı Demirel, değişiklikleri "aldatmaca" olarak değerlendirdi. Demirel, Kürtçenin serbest bırakılması için de referandum önerdi. ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosu) — Bakanlar Kurulu'nun Türk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddelerinin yeni- den düzenlenmesi ve anayasa değişikliğine gidiknesi yönünde- ki kararları muhalefet partile- rince "oyalama" ve "aldatmaca" olarak nitelendi. Muhalefet par- tilerinin temsilcileri, hükümetin kamuoyunda kaybettiği desteği yeniden sağlama ve dış politika kaynaklı bazı zorlamalann so- nucu olarak değerlendirdikleri girişimlerin, ydlardır süren tak- tikler olduğu görüşünü savun- dular. SHP Genel Başkanvekili ve Genel Sekreter Hikmet Çetin, hükümetin "oyalamaca yaptı- gı" değerlendirmesinde bulun- du. iktidarın bu konudaki öne- rilerine yıllardır sırt çevirdiğini, bu nedenle de "ciddi bulmadı- guu" belirten Çetin, şunlan söy- ledi: "Bu iktidarla »nayasa gibi ciddi bir konu iizerinde hiçbir şekflde anlaşma sağlanamaz. Bu Medis'in demokratik bir anaya- sa yapma şansının olduğunu sanmıyonım. Daha doğrusu bu iktidar Ue ciddi bir anayasa de- gişikligi yapılabileceğine inan- mıyonız. Çünkü yıllardır çalış- ma yaşamı ile ilgili bir anayasa degişikliğinde dabi çaba göster- meyen bir iktidann, savaş orta- mı içinde bunu yapacağını söy- lemesinin bir anlamı yok. Onun için ben bir anlaşma sağlanaca- ğını sanmı>orum. Tamamen bir oyalamacadan ibaret. Yeni ana- yasayı ancak seçimlerden sonra gelecek olan Meclis yapabilir." SHP Grup Başkanvekili Ha- san Fehmi Güneş de, düzenle- diği basın toplantısmda, TCK'nın 141, 142 ve 163. mad- delerinin kaldırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının dü- şünce özgürluğünü sağlamaya yönelik bir formül getijmediği- ni söyledi. Güneş, düşünce özgürlüğü- nün yine askıda kalacağını ifa- de ederek, "Sadece cebir unsu- runa indirgenen bir düzenleme söz konusu. O zaman sadece ttalyan Ceza Yasası'ndan aldı- ğımız güne dönülmüş olur" dedi. ALDATMACA DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, Bakanlar Kuru- lu'nun TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinde yapılmasını benimsediği değişiklikleri "aldatmaca" olarak nkelendir- di. Söz konusu maddelerin, son yıllarda iktidar tarafından sü- Hukııkçıılaruı 163 kaygısı tç Politika Servisi — Bakanlar Kurulu- nun TCK'mn 141, 142 ve 163. maddelerini kaldırma karan hukukçular arasında "olumlu" karşılandı. tstanbul Barosu Baş- kanı Turgut Kazan, "Yeterti degil, ıma her iyileştirme demokrasiye dognı bir adımdır" derken "uygulamadan dogabflecek güçlük- iere çözüm genrflmesine" dikkat çekti. Ana- yasa Profesörü Orhan AMıkaçn, 163. mad- denin kaldınlması için anayasa değişikliği gerektiğini vurgularken Aydın Aybay, 163. madde kaldınlırken Türkiye Cumhuriyeti- nin temeli olan laikliğin göz önüne ahnması gerektiğini söyledi. Hukukçulann görüşle- ri şöyle: Turgut Kazan (tstanbul Barosu Başkanı): Bakanlar Kurulu'nun 141,142 ve 163. mad- deleri değiştirme yolundaki düşüncesi, el- bet demokrasimiz için yeterli degildir. Ama ben, yine de yapılan açıklamayı olumlu kar- şdıyorum. Anlaşılan o ki maddelere cebir unsuru eklenecek. Tabii, bu kadarhk bir değişiklik, düşünceyi suç olmaktan çıkarmaz. Çünkü, bizde yerleşen içtihatlar bu düşüncelerde cebri "mündemiç" sayıyor. Yani, bu düşün- celerin içinde "cebir" unsuru zaten var ka- bul ediliyor. Bu nedenle hem sorun çözül- müş olmaz, hem de sırf böyle bir değişik- likle duşünce özgürlüğüne ulaşılmaz. Ceza yasalanmızda daha birçok suç olduğu gibi duruyor. Hepsini ele almadan, Batı türii de- mokrasiyi kurmuş olamayız. Orhan Aldıkaçtı (Anayasa Profesörü): Getirilen değişıklikte, görünürde önemli biı gelişme yok. 141 ve 142. maddelerdek) "cebren" ilkesi muhafaza edileceğine göre, Aldıkaçtı 163. maddenin kaldınlması anayasa değişikliği gerektirir. Aybay TC'nin temeli olan laiklik mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Kazaa Birçok insan yararlanacak, olumlu düşünüyorum. yapılan değişiklik ne getirebilir? Ancak 163. madde kalkıyor gibi görünüyor. Kesinlikle metni görmek lazım. Ne var ki 163. mad- denin kaldınlması, anayasa değişikliğini ge- rektirir. Bu yapılmadan, bu maddeyi nasıl kaldınrlar, bunu anlamak mümkün değil. Ancak bugün ülkeyi yönetenler, bunu da yaparlar. Çünkü Türkiye'de maalesef hukuk düzeni kalmadı. Aydın Aybay: Yıllardır bu maddelerin kaldırılmasına taraftarun. Ancak 163. mad- dede çekincelerim var. Tümüyle kaldınlma- sından yana değilim. Din ve vicdan özgür- lüğünün yandaşıyım, ama aym ölçüde din- sizlik özgürlüğünün de korunması lazım. Ben her ne kadar dinsiz değilsem de onla- nn da özgürlüğünün olmasını ve konınma- sını istiyorum. Bir önemli nokta: Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli olan laiklik mutla- ka göz önünde tutulmalıdır. Laiklik Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli niteliğidir. Bu maddelerin kaldınlmasıyla duşünce özgür- lüğünün sağlanabilmesi için "cebir"den ne kastedildiği önemlidir. Kaldı ki Ceza Yasa- sı'nda dolaylı olarak düşünceyi kısıtlayan başka maddeler vardır. O nedenle Ceza Ya- sası'nın toptan ele almarak elden geçirilmesi gerekir. Yani eğer Türkiye'de çoğulcu de- mokrasi kurallanna uygun düşünce özgür- luğünü kısıtlayan, engelleyen yasalarda bir temizlik yapılacaksa sadece 141, 142 ve 163'Un kaldınlması yetmez. özgürlükleri yok eden, sınırlayan birçok ceza yasası ve ceza hükmü taşıyan madde vardır. Bütün bu maddelerin taranarak ayıklanması gere- kir. Ama Bakanlar Kurulu'nun bu yapüğı da bir adımdır. tf\rw>n!kı* v t f k T «:i JîSflahlı bir saldın topraga verııaı önceki g u n olen sonucu g u n o l e n e m e k l i korgeneral Hulusi Sayın'm cenazesi topnığa verildi. Sayın için ilk tören saat 11.00'de Başbakanlık önönde diızenlendi. Başbakan Yıldınm Akbulut'un da katıldığı törende konuşan tçişleri Baka- nı Abdülkadir Aksu, Sayın'ın böigede Asayiş Komutanlığı ku- nılurken bu göreve gönülliı talip olduğanu büdirdi. Törenden sonra Başbakan Yıldınm Akbulut, Hulusi Sayın'ın eşi ve çocuk- lannın yamna giderek başsağlığı diledi. Emekli Korgeneral Hu- lusi Sayın için ikinci tören Kocatepe Camii'nde dıizenlendi. Kocatepe Camii'nde kıunan cenaze namazına Cumhurbaşkanı Turgut Özal, TBMM Başkanı Kaya Erdem, Başbakan Yıldınm Akbulut, SHP Gend Başkanveküi Hikmet Çetin, DYP Genel Baş- kanı Suleyman Demirel, bakanlar Ue kalabalık bir topluluk ka- tıldı. Hulusi Sayın'ın cenazesi daha sonra Cebeci Asri Mezarlıgı'ndaki şehitlikte topraga verildi. (Fotofraf: Rıza Ezer) Güneş'in hazırladığı "SivilSavunma Raporu" İnönü'ye sunuldu Hükümet sorumsuz, duyarsızANKARA (Cumhuriyet .- Bürosu) — § SHP'nin sivil 7 savunma ön- lemleri ile ilgili olarak hazırla- dığı raporda, "hassas bölgeler- deki sivil savunma görevlilerine dahi gaz maskesi yetmediği", Danimarka'dan gelen gaz mas- kelerinin 2. Dünya Savaşı'ndan kalma, 1944 yapımı olduğu be- lirtildi. ŞHP Grup Başkanvekili, es- ki İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş tarafından hazırlanan ve Genel Başkan Erdal tnönü'ye sunulan raporda, "bot ve bot üstü konıyucular, ilaçlar olma- dan gaz maskelerinin işe yara- mayacağı da" vurgulandı. Gü- neş, raporun, savaşın ilk günle- rinde hazırlandığını, bazı bilgi- lerin eskidiğini, ancak temel so- runlarda herhangi bir çözüme gidilmediğini anlattı. Raporda özetle şu noktalar Uzerinde du- ruluyor: " — 7126 sayıh 'Sivil Müda- faa Kanunu'na göre bir savaş durumunda, düşman saldınsına karşı haikın can ve mal kaybı- nın asgari hadde indirilmesi, ko- ruyucu ve kurtancı önlemlerin amacına en uygun bir şekilde planlanması ve uygulanmasın- dan İçişleri Bakanı dogrudan görevli ve sorumludur. İçişleri Bakanı bu gorevlerini kendûine baglı ve sorumlu Sivil Savunma Idaresi Başkanlıgı kuruluşu üe yerine getirir. — Şu gnnlerde olası bir sal- dn-ıya karşı hassas bölgelerimiz- de ahnması gerekli bir dizi sivil savunma önlemlerinden İçişleri Bakanı öncelikle görevli ve so- rumludur. — Yapılan açıklamalann, bı- rakıtuz hassas bölgelerdeki yurt- taşlanmızı, bu bölgelerin çok nzağındaki Insanımızı dahi tat- min etmesi düşünülemez. — Irak Scnd füzelerinin 900 kilometre menzile ulaştıği, yan- lış sirenlerin halkı tedirgin etti- ği, TRT sansüriinün endişe ve kuşkn yarattıgı böyle bir ortam- da afaki açıklamalar yerine, haikın yanıt bekledigi sornlara ışık tutacak doyurucu açıklama- larda bulunulması gerekir. — Maliye Bakanı'mn hassas bölgelerde yaşayan sivil halka gaz maskesi dağıtımının bütçe olanakları açısından imkânsız olduğu şeklindeki bilinçsiz ve in- safsız açıklamasından sonra, İçişleri Bakam'mn Güneydoğu'- dan kaçanlan suçlayıcı açıkla- ması sorumsuzluğun bir başka göstergesidir. — Bütün sorumlu devlet yö- neticilerinin banş için çözümler aradığı sırada, kışkırtıcı, küçük düşürücü TV yayınlan devam İnönü, SosyaHst Enternasyonal'de VİYANA (Cumhuriyet) — Sosyalist En ternasyonal BaşkanlıkDivam'mn Viyana'da yapılan olağanüstü toplantısmda konuşan SHP Genel Başkanı Erdalİnönü, 'Türkiye, ancak Irak'm saldınsına uğrarsa savaşa girmelidir" dedi. Irak'a karşı alınan kararlarsırasında hükümetin TCAnayasası'nda bazı ihlalleryaptığını ve bunları önlemeye çalıştıklarını kaydeden tnönü, "BM'nin ambargo kararlarına katılmak, Türkiye için yeterincefedakârlıktır. Türkiye'nin aktif savaşa katılmasmı istemek haksızlık olur" diye konuştu. ederken irak'ın Türkiye'ye sal- dırması mantık dışı olur' şeklin- deki mantıksızliğı anlamak mümkün degildir. — Bugün Türkiye'de 45 bin dolayında sivil savunma mukel- lefi bulunmaktadır. Bunlar olası bir saldın karşısında sivil savun- ma görevi yapacaklardır. 12 hassas ilimizdeki sivil savunma görevlilerinin sayısı ise 105 bin dolayındadır. Dogal olarak bu görevlilerin tüm donanımlan eksiksiz olarak sağlanmalıdır ki meydana gelebilecek tahribatlar sonucunda haikın yardımına en etkin bir biçimde koşabilsinler, başardı olabilsinler. — kimyasal silahlara karşı koruyucu özeUiği olan ilaçların alındığı belirtilmişti. Stok kapa- sitesinin görevliler ve halk için ne düzevde olduğunu Sayın İçiş- leri ve Sayın Sağlık Bakam'na soruyoruz. — Halk tedirgin olmasın gö- rüşünden hareketle, görev ve so- rumloluklar \erine getirilmemiş- tir. 25 milvarhk bütçe ve elinde- ki önemli miktarları içeren Si- vil Müdafaa Fonu'na rağmen. — Sivil savunma önlemleri konusunda TRT'nin duyarsızlı- ğı da ayrı bir konu. Bir büyük kente kimyasal bomba atıldıgın- da örnek olarak TRT personeli alt kattaki sığınaklara mı, üst kattaki sığınaklara mı koşuştur- malıdır? TRTye espri gibi ge- lebilecek bu sorunun yanıtları- nı büyük şehirlerimizdeki insan- lar günlerdir tartışmaktadu*." rekli tartışıldığını, ortaya bir so- nucun çıkmadığmı kaydeden Demirel, "Bakanlar Kurulu 'tl- keleri belirleyeceğiz, görüşece- ğiz' diyor. Yıllardır yaptıklan za- ten bu. Bütün bunlar aldatma- cadır" diye konuştu. Demirel, Kürtçeye serbestlik getiren yasa değişikliğine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, değişik- liğin "sadece plak, kaset ve ba- zı yayınlann Kürtçe olması ya- sagını ortadan kaldırmaya yö- nelik olduğunu" vurgulayarak şöyle konuştu: "Körfez krizi Ue Kürtçe ser- bestligi arasında bir ilişki kur- mam, önümüzdeki yıllar içinde birtakım gelişmeler kaçınümaz- dı. Ama Türkiye bugün üniter devletin bozulmasına hazır de- gil. Üniter devleti bozacak ge- lişmeler ortaya çıkarsa bunlann mutlaka referandumdan geçme- si gerekir." UÜVENMİYOR RP Genel Sekreteri Oguzhan Asiltürk, kamuoyunun, ANAP'ın 141, 142 ve 163. mad- deleri kaldıracağma ilişkin be- yanlarına güvenmediğini belir- terek, anayasa değiştirilirken önemli konunun, inananlara zuhne izin verip vermemesi ol- duğuna işaret etti. Asiltürk, şu görüşleri dile getirdi: "MUIetin yüzde 9O'ı karşı ol- masma ragmen, ABD'ye yaran- mak ve ABD askerierinin fazla zayiat vermemesi için Türk Si- lahlı Kuvvetleri'ni savaşa sok- mak isteyenler kamuoyunda kaybertikleri destegi yeniden ka- zanmak için bazı teşebbüslerde bulunmak istiyorlar. Keşke fikir ve inanç hürriyetinden yana ol- dııklan için bunu yapıyor olsa- lar." VEMOKRATÎK HEP Mardin MilletvekiTi Ah- raet Türk, bu gelişmelerin inan- dırıcı olmaktan uzak olduğunu belirterek, "Biz tüm bn değişik- likleri demokratik bir açılım olarak görmek isteriz" dedi. Savaşla birükte Türkiye'nin kendisini yenüemek ve yannki masaya oturmak için hazırlan- ma durumunda olduğuna işaret eden Türk, bugün Kürtlerin ya- şadığı yörelerde işkence, baskı ve zulmün sürdüğünü bildirdi. "Eger böyle bir anlayışla yapı- lıyorsa bunlan olumlu karşıla- mak gerekir, ama demokratik mnJudefeti susturmak, AT kapt- sını açmak ve savaş konusunda garantörlök görevini üstlenmek özere yola çıkmışlarsa sonoçta degişen bir şey olmaz" diyen Türk, bu girişimin demokratik- leşmenin ilk adımı olmasını di- ledi. SBP ENDIŞELİ SBP Genel Başkanı Sadun Aren, 141, 142 ve 163. madde- lerin cebir koşuluna baglı olarak kaldınlmasıyla ilgili tasarıyı "olumlu bir gelişme" olarak ni- telerken, "kamuoyunun bir kez daha aldatılması endişesini taşıyornz" dedi. Demirel: Savaşa onur için girilir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, "Türkiye'yi yö- neten kafa demokat degil. De- mokrasiye borçlan yok" dedi. Demirel, Türkiye'nin "hırsızla- ma biçimde savaşa sokulduğunu" belirterek, "Türkiye eğer bir savaşa girecek- se menfaat için degil, onuru için rap rap diye girmeli" görüşünü savundu. Demirel, dün partisinin genel merkezinde "Erol Simavi Vakfı betişim Egitim Merkezi"nde öğ- renim gören gazeteci adaylannı kabul etti. Gazeteci adaylanna demokrasi konusunda görüşle- rini aktaran Demirel, demokra- siyi "zulmün ve zorbalığın alternatifi" olarak tanımladı. DYP lideri, öğrencilerin Körfez krizine ilişkin sorulannı yanıt- larken banşçı çözüm için diplo- matik yolların sonuna kadar kullanılmadığını kaydederek şöyle konuştu: "Batılı ulkeler öfketi ve ace- leci davrandı. Dünya bir gafle- tin içine girdi. Biz de öyle olduk. Krizin çıkmaa teşvik edUmiştir. Son 10 yılda Türkiye'yi yöneten- ler Saddam ile "biraderimiz" di- yerek sarmaş dotaş oldular. Şim- di ise buyuk tehlike olarak söz ediyorlar. Saddam'ı tehlike saya- cak idiyseniz, iktisaden ayakta durmasına yardımcı olmamalıy- dınız. Bunlann hepsi kısa göriiş- lülüktür". Türkiye'nin belirgin bir Kör- fez politikası olmadığını, "ABD'nin dümen suyuna girildiğini" belirten Demirel, "Türkiye hem topraklannı kul- landınp hem de savaşa girraedi- ğini soyleyerek Batının alay ko- nusu oldu" dedi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Düşle Kesiştiği Nokta... Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Washington Post gazetesi- ne verdiği demeçte Irak'a karşı savaşın iki ay ya da daha fazla bir süre içinde biteceğini söylüyor. ANAP iktıdarının savaş sonrası düşleri sanırız yavaş yB- vaş yok oluyor. O pembe görüntülerin yerini, şimdilerde "Saddam en sonunda yenilecek ama" görüşüyle birleşen yeni senaryolar alıyor. Ne diyorlardı iki üç hafta önce? — Bu savaş birkaç hafta sürer, Türkiye savaş sonunda kâriı çıkar... Özal'ın pembe düşlerle dolu evreninde terazinin bir kefe- sine kan, öbür kefesine kârlılık konulmustu. Şimdi durum değişti. Kan ve kârlılık hesabı tutmadı. Bu tür hesaplar var- sayımlar üzerine kurulduğunda, işlerin hep ters gideceği unutuldu. Savaşın başından beri askeri uzmanlar şu görüşü yineli- yorlardı: — Irak eninde sonunda ABD ve müttefik ülkelerini kara savaşına çekmeye çalışacak. Savaşın galibi ve mağlubu ka- rada belli olur. Teknoloji ne olursa olsun, zafer süngünün ucundadır... Askeri uzmanlar görüşlerini şu noktada birleştiriyorlardı: — Herkes biliyor, eninde sonunda diktatör Saddam yeni- lecek. Ama sanıldıgı gibi öyle birkaç ay içinde değil. Bu sa- vaş uzun sürecek. Başta Özal ve ANAP iktidarının yaptığı savaş sonrası hesaplar altüst olacak. Dün bir ANAP yetkilisiyle konuşurken Özal'ın VVashing- ton Post gazetesine verdiği demecin bir bölümünü aktardık. ANAP'lı yetkiliye şöyle dedik: — Sayın Özal, Saddam'ın Kuveyt'ten çekileceğine şimdi kuşkuyla bakıyor. Sanırız bir koyup üç alma, pardon, bir ko- yup yirmr almaktan vazgeçtı... ANAP'lı güldü. Gülerken de şu yanıtı verdi: — Dış politikada gelişigüzel konuşulmaz. İç politikada bu- nu yaparsınız, ama dış politikada yapamazsımz. Biz hata et- tik. Ama ne yapacaksın, CNN hepimizi etkiledi. Biz CNN muhabiri Peter Ar- ANAP iktidan giderek k: . muhalefetin Körfez — Sayın Ozal da u ( ( n o / , — , herhalde yakın arka- DUnaiimi daşı Bush'un kurbanı bSŞİcldlğindsn beri01 BV sommuza ne benimsediği banşçı ki yamt aiama- politikaya gelıyor. ANAP iktidar,gkl e- £?ft f J M rek muhalefetin Kör- hukumet yetklllSI 'StoZ'Zfö orta ya çık,p "Bir hata nimsediği banşçı po- yaptlk, UZaÇI inikaya geiiyor. Ge- göremedik" diyemiyor. liyor.amahiçbirhükü-r^ , hatalarm met yetkiiısi ortaya rapııan naıaıarın çık.p, "Bir hata yapt.k, arkasına saklanıp, SSafKffiî Ş açıklamyor.lann arkasına sakla- nıp, gerçeği açıkiamıyor. Irak, iki haftayı aşkın süredir ABD ve müttefiklerin hava saldınsına direniyor. Pentagon'daki basın toplantılannda ga- zeteciler yetkilileri sıkıştınyor: — Havadan vurduk diyorsunuz, Saddam bu kez karadan vuruyor... Yanıt ilginç: - '-' v — Bu konuda bilgi veremem efendim... A E Î S ^ Elbet Özal'ın VVashington Post gazetesine verdiği demeç de ilginç: — Irak'ın Türkiye'deki üslere füze saldırısında bulunması halinde itidal göstereceğiz. Göze göz, dişe diş misilleme yap- mayacağız... Oysa Ozal, daha önce ne diyordu? — Bize saldırı olursa misilleme yaparız... Siyasal iktidar Körfez savaşını unutturup, gözleri başka noktaya çevirme telaşı içinde artık. Hesaplar tutmayınca baş- ka masallar anlatmaya başlıyor. — Anayasa değişikliği konusunda çalışmalara başlana- cak... Yani başkanlık sistemıne geçiş yolunda bir adım atılacak. Bir paket program yeniden ısıtılıp sunulacak... — TCK'nın 141, 142 ve 163. maddeleri cebir koşuluna bağ- lanarak kaldırılacak... Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar, bir açıklama yapıyor: — Şu ana kadar bankalar da dahil bütün çalışmalarda, bütün sektörlerde savaşa rağmen herhangi bir anormallik söz konusu değil, her şey normal. Siyasal iktidarın yeni sloganı şu oluyor. — Savaşı unutalım, işimize bakalım... Bakmasına bakalım da Demirel'in dünkü uyarısına da ku- lak verelim: — Savaş sonrası masa olacak, ama kim hangi yetkiyle oturacak, savaş hangi aşamaiarda bitecek? Bu savaş coğ- rafya değişikliği nedenıyle çıktı. Coğrafya değişikliği şekliy- le sonuçlanmaz. Arkasında ABD'nin olduğu savaşta pasta taksimi olmaz... Belki siyasal iktidar bu gerçeği görür... Bush'un en yakın arkadaşı da... P A R T İ L E R D E N Yılmazcılar iş bölümü yaptı ANKARA (ANKA) — ANAP'ta Körfez savaşı nedeniyle ikinci plana düşen parti içi mücadelede kazançh çıkma çabası, Mesut Yümaz'ı destekleyen milletvekilleri tarafından "sessiz ve derinden" sürdürülüyor. Kendi aralarmda iş bölümü yapan Yılmazcı milletvekilleri ekonomi, dış politika, Meclis gündemi konusunda faaliyet gösterirken "sempatizan" toplama çabalanna da devam ediyorlar. Çalışmalarını ve görev dağılımını "Kongre için sıkı çalışma programı" olarak nitelendiren Yılmazcı milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Özal'ın büyük kongrede "güçlü olanm" yanında yer alacağını beürtiyorlar. Yılmazcılar, "politikada kimse gücü olmayana sıcak bakmaz. Güç arttıkça bakışın sıcakhğı da artar. Acıma duygusu ile bunu kanştırmamak lazım" dediler. Bir koyup üç almak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — HEP Kars Milletvekili Mahmut Aünak, Başbakan Yıldınm Akbulut tarafından yanıtlanmasını istediği soru önergesinde, '• "Kürt bölgeleri olan Musul ve Kerkük'ü • almak gibi bir tasarınız var mı?" sorusunu sordu. Alınak önergesinde, şu görüşlere yer verdi: "Kürtçe üzerindeki yasakların kaldınlması adı altında hükümetinizce başlatılan çalışrnalan kamuoyuna açıklamayı ve tartışmaya açmayı düşünüyor musunuz? 2932 sayıh yasayı değiştirmek üzere başlattığınız bu çalışma ile Kürt halkına, uluslararası demokratik > kamuoyuna ve AGİK ülkelerine şirin görürunek gibi bir > amaç taşımakta mısınız? Kürt halkı Uzerinde politika yaparak Körfez paylaşım masasında Kurt bölgeleri olan Musul ve Kerkük'ü almak gibi tasannız var mıdır? Kürt ' dili ile ilgili bu çalışmamzın altında AT'ye kabul edilmenin koşullarını yaratma düşüncesi de yatmakta mıdır? 2932 sayıh yasanın uygulanamayan hükümlerinin kaldmlması için başlattığınız bu çalışma aynca bir seçim ! yatınmı değil midir? >> ;
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle