Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURtYET/5
O
Aykut-Türker
davası
• ANKARA (UBA) —
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Imren Aykut'un,
kendisine hakaret ettiği
gerekçesiyle bağımsız Çelik-
Iş Sendikası Genel Başkanı
Metin Türker aleyhine
açtığı hakaret davasında,
davaya konu haberleri
yazan gazetecilerin tanık
olarak dinlenmesine karar
verildi. Ankara tkinci
Asliye Ceza Mahkemesi'nde
görülen davanın dünkü
duruşmasında ifade veren
Türker, "Bakanlığın,
sendikalann yetki barajını
aşıp aşmamalanna, etkili
olan istatistiklerini güvenilir
bulmadığını belirttim.
Ancak bu konuyla ilgili
basın toplantılarında ya da
sendika bültenlerindeki
yazılarda Sayın Bakan'a
hakaret kastiyle ifade
kullanmadık" dedi.
M agic Box'a
ziyaret
.„ • tSTANBUL (AA) —
Körfez Savaşı konusundaki
düşüncelerini aktarmak ve
iletişim araçlan yetkiüleriyle
aralarında diyalog sağlamak
isteğiyle Magic Box'ı ziyaret
etmek isteyen Istanbul'daki
meslek odaJarının
temsilcileri, yetkililerin
ziyaretten haberdar
olmadıklannı söylemeleri
üzerine, gönlşemeden geri
döndüler. Istanbul Diş
Hekimleri Odası Başkanı
Celal Korkut, Tabip Odası
Genel Sekreteri Nüvit
Duraker, Ziraat
Mühendisleri Odası
Marmara Şube Başkanı
Yücel Erdener, Eczacı
Odası Başkanı Mehmet
Domac, Türkiye Mühendis
Mimar Odaları Birliği
lstanbul Koordinasyon
Sekreteri Hasan Akalın,
özel televizyon kuruluşu
Magic Box'ın
Cağaloğlu'ndaki binasına
giderek genel müdür
yardımcısı Adem Gürses ile
görüşmek istediler. Adem
Gürses ve muharras üyesi
Yefcte Okur, basın
mensuplarına yaptıklan
açıklamada, oda
temsilcilerinin ziyaretinden
önceden haberdar
olmadıklannı ifade ederek
"Haberimiz olsaydı
memnuniyetle görüşürdük.
Kendilerine, yazıh bir
başvuru yaparak görüşme
talebinde bulunmalannı
söyledik" dediler.
Başkana
silahlı saldın
• GEMLİK (Cumhuriyet
Borsa Bürosu) — Gemlik'in
SHP'li Belediye Başkanı
Nezih Dimili, işyerine
ruhsat verilmeyen,
ANAP'ın önde gelen
adlanndan Mecdi Nalcı
tarafından dün belediye
binasında silahlı saldınya
uğradı. Bacağına saplanan
iki kurşunla yaralanan
Belediye Başkanı Dimili
tedavi altına ahnırken,
saldırgan olaydan sonra
kaçtı.
Demokrasi
egitimi
• ANKARA (ANKA) —
Milli Eğitim Bakanı Avni
Akyol, Türkiye'de okullarda
demokrasi eğitimi
yapddığını belirterek "Bu
konudaki eleştirilerin hakh
yanı, verilen eğitimin
toplumda görülen olumsuz
davranışlardan dolayı
yetersiz kalmasıdır" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Akyol,
"Milli Eğitim Sisteminde
Demokrasi Eğitimi" adlı
bakanbk yayuıı kitapçığa
yazdığı önsözde, demokrasi
eğitimindeki yetersizliğin
sadece örgün eğitim
kurumlanndan
kaynaklanmadığını,
demokrasi eğitirainin okul
öncesi aileden başlaması ve
okuldan sonra yaygın
eğitimle tüm hayat boyu
sürmesi gerektiğini bildirdi.
Ifasadışı örgüt
• lstanbul Haber Servisi
— Yasadışı "İBDA Cephesi
Devrimci îslami örgütü"ne
üye olduklan ve Istanbul'da
çeşitli örgûtsel faaliyetlerde
bulunduklan bildirilen 17
kişiden 6'sı tutuklandı. Laik
dttzeni yıkarak yerine
"Birleşik tslam Devleti"
kurmayı amaçladıkları ileri
sürülen sanıklardan
Sttleyman Dal, Bilal Saylak,
Ali Osman Zor, Mevlüt
Koc, Harun Yüksel ile
örgütün lideri olduğu
savlanan Salih tzzet Erdiş
DGM'ce tutuklanarak
cezaevine gönderildiler.
Cumhurbaşkanı Özallncirlik Üssü'nü gezdi
6
Bizi Allah koruyor''Dağarcıklarında bir şey olmayanlar çirkef
atar' diyen Özal, muhalefet liderlerini "adi
politika" yapmakla suçlarken "Kıskanıyorlar"
şeklinde konuştu.
ÜMİT ASLANBAY
EVREN DEĞER
ADANA — Cumhurbaşkanı
Turgut özal, dün geldiği Ada-
na'da, Incirlik Üssü'nde "bir
harekât süresi" brifinge katıldı,
yaptığı konuşmalarda da muha-
lefete çattı. Türkiye'nin "daha
da Ueri gidecegini" söyleyen
özal, "Biz zaten her taraftan
korunuyoruz. Korunuyoruz
derken bizi Allah koruyor" di-
ye konuştu. Cumhurbaşkam
muhalefet liderlerini "çirkef
atmakla" ve "adi politika"
yapmakla suçlarken "Konuş-
malanna bakmayın. O bir teda-
visi kabil olmayan hastalık.
Kıskanıyorlar" dedi.
Cumhurbaşkanı, Avrupa ül-
kelerinin Körfez politikası ko-
nusunda Türkiye'yi örnek al-
dıklanm öne sürerken Türkiye'-
nin bütün komşularından daha
iyi durumda olduğunu, "bize
horozlanan Bulgaristan'ın ise
şimdi sıkıntı içinde bulnnduğu-
nu" söyledi. Özal, "Eskiden bi-
zim dış siyasetimiz yoktu. Baş-
kalannın peşinden gidiyorduk.
Ama biz bunu kökıinden değiş-
tirdik" göruşünu ifade ederken
kendisini "Türkiye'yi savaşa
sokmakla" suçlayanların "gaf-
let içinde" olduğunu, "burun-
lannın ucunu göremediklerini"
söyledi. Özal, Körfez Savaşı'-
ndan sonra Türkiye'nin kurula-
cak barış masasında sözünün
geçeceğini savundu.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
"eephe gezisinin" ilk durağı
olan Adana'ya dün TC-GAP
uçağı ile geldi. Özal, ABD uçak-
lannın Irak'a yapüklan operas-
yonlar hakkında bilgi aldı.
Cumhurbaşkanı'na üssün kapı-
sında Incirlik Belediye Başkanı
SHP'li Cumali Kar bir buket çi-
çek verdi.
Özal Adana'ya konvoy ile
birlikte girerken Güney Sanayi
Fabrikalan'nda işten atılan bir
grup işçi yolunu kesti. "îşten çı-
karmalara el koyun" pankartı
taşıyan işçiler, "açız, işsisiz,
yardım edin" dediler. özal da
"Pankartınızı gördum. Duru-
munuzla Ugileneceğim" yanıtı-
nı verdi.
Daha sonra şehir turu atan
özal'a SHP'li Belediye Başka-
nı Selahattin Çolak da eşlik etti.
Az sayıda bir kalabalığa vila-
yet binası önünde kurulan kür-
süden hitap eden cumhurbaşka-
nı, Körfez Savaşı başladıgından
beri bazılanmn "Adana'ya bir
şeyler olacakmış havası yarat-
maya çalıştıklanm" söyledi.
Oglum savaşa hazır
Özal, Körfez krizi ile dünya-
nın gözünün Türkiye'ye döndü-
ğünü belirterek özetle şöyle ko-
nuştu:
"Yurt içinde birçok kimse
'özal savaş istiyor, memleketi
savaşa sokacak. Önce onun
oğullan, sonra bizimkiler girsin'
şeklinde acaip laflar söylemeye
başladılar. Aslında benim Ük
oğlıun aynı zamanda pilot. Ser-
tifikası var. Hemen Turk Kuşu'-
ndan bildirmişler. Yedek çagn-
lacak ilk 10 kişi arasında. Yani
biz bunlardan korkmayız. Bir
kısmı çıktı, savaşa hayır miting-
leri yaptı. Savaşı biz çıkartma-
dık ki a gözüm. Savaşı kim çı-
kardıysa git de ona 'savaşa ha-
yır'de. Gitti. onu da kandırama-
dı. Bu sozu söyledik, ondan
sonra gitti. Bakmavın bizde bas-
ka tiiriu konuşanlara. Onlar bi-
ze olan ezeli kinlerinden dolayı
öyle koouşacaklardır. O bir has-
talık halini almıştjr. Hem de te-
davisi kabil olmayan hastalık.
Kıskanma da var. Çok kıskanı-
yorlar hem de..."
Bir zamanlar "Türkiye'ye
horozlanan" Bulgaristan'ın sı-
kıntıda olduğunu söyleyen
Cumhurbaşkam, şöyle devam
etti:
"Türk Silahh Kuvvetleri'ni
modernize edecegiz, reform ya-
pacağız dediğimizde bazılan
kalktı, 'özal Silahh Kuvvetleri-
mize hantal diyor' diye konuş-
tu. Bırak canım bu adi politika-
lan. Sen işin doğrusuna bak.
Dağarcıgında bir şey olmayanın
ÖZAL İNCİRLİKTE — Cumhurbaşkanı Özal Incirlik'te yaptığı incelemeler sırasında bir brifıng de aldı. (Fotograf: AA)
Eski Genel Sekreter 'gizli toplmtüar'da genel merkezi eleştirdi
BaykaPdan 'Şarklı' suçlam
YALÇIN ÇAKIR
SHP eski Genel Sekreteri
Deniz Baykal Istanbul'da
"özel çağnlı" partililerle
| yaptığı toplantılarda genel
merkezin, Körfez krizinde
izlediği politikalan "ŞarklT
diye eleştirdi.
Kartal ilçe örgütünde düzenlenen toplan-
tıya davetli olmadığı halde katılan MYK
üyesi, tstanbul MiLletvekili Mehmet Mogol-
tay, söz hakkı tanınmamasına karşın kür-
süye çıkarak Baykal'ı "Parti organlan ye-
rine kamuoyu önünde tartışmak"la sucla-
dı. Baykal yanlısı lstanbul Milletvekili ts-
mail Cetn de Moğultay'ın konuşmasını ya-
nıtlayarak, "Kttlüstür politikalar
izüyorsunuz" dedi.
SHP'de geçen yıl yapılan seçimli olağa-
nüstü kurultaydan parti içi iktidan kaybe-
derek çıkan Baykal ve destekleyen milletve-
killeri, temmuz ayında yapıiması beklenen
olağan seçimli kurultay öncesi atağa kalk-
tılar.
Bu arada Körfez krizi nedeniyle
yaptığı açıklamalarla dıkkatleri üzerine çe-
ken Baykal, "sessiz sedasız" geldiği tstan-
bul'da geceli günduzlü çalışarak kendisine
yöneltileneleştirileriyanıtladı Baykal Istan-
bul'daki gecelerini de kendisini destekleyen
örgüt yöneticilerinin düzenlediği yemekle-
re katılarak değerlendirdi. Bu yemeklerde
ilçe belediye başkanlarından Şinasi Öktem
(Ümraniye), Mahmut Özdemir (Kâğıthane),
Yıldınm Aktuna (Bakırköy), Safa Sirmen
(Izmit), Burhan Köseoğlu (Pendik) ve Fat-
ma Girik'in (Şişli) yanı sıra ilçe başkanla-
rından Fikri Yılmaz (Şişli), Yılmaz Bakıt-
kal (Kartal), Mustafa Tosun (Beşiktaş) ve
Ümit Sılan (Kadıköy) bulundu.
Baykal ilk olarak geçen cuma günü Ga-
ziosmanpaşa Belediye Binası'nda düzenle-
nen toplantıda konuştu. Basın mensupla-
nnın dışan çıkartıldığı toplantıya Gazios-
manpaşa İlçe Başkan- Halil Telek katılma-
dı. Baykal "Körfez krizi"yle ilgili görüşle-
rini aktararak çeşitli sorulan yamtladı. Top-
lantıya genel merkez yanlısı bazı mületve-
killerinin katılmayı düşündükleri ancak
sonradan "polemige yol açar" gerekçesiyle
vazgeçtikleri öğrenildi.
Şarklı zihniyet
Geçen pazar günü, Kartal ilçe örgütünün
düzenlediği toplantıya katılan Baykal'a par-
tililer "Körfez krizi" konusundaki açıkla-
malanyla ilgili sorular yönelttiler. Baykal'm
genel merkezin uygulamalannı burada da
eleştirerek, "Böyle Şarklı zihniyet olmaz.
Biz olsaydık Irak'a gidip Saddam'ı ziyaret
elmezdik. lnciıiik Lssunün kullanılması
konusunda 'Irak'a müdahale hakkı doğar'
demezdik" dediği öğrenildi. Bu sırada top-
lantıya Genel Sekreter Yardımcısı lstanbul
Milletvekili Mehmet Moğultay davetli ol-
madığı halde geldi. Moğultay'ın, Baykal-
ın genel merkezi suçlayan açıklamalan üze-
rine kendisine söz hakkı tanınmamasına
karşın kursüye çıkarak. "Siz genel merkezi
Şarklı olmakla suçluyorsunuz. Hacı Bektaş
Veli de Şarklıydı. Siz parti yetküi kurulla-
nndan önce kamuoyu önünde parti politi-
kalannı tartışıyorsunuz. Bu yanlıştır" de-
diği beürtildi.
söyleyecek bir şeyi ancak çirkef
atmaktır. Biztm dağarcıgımızda
daha çok seyler var. Türkiye'-
nin ilerisi için çok güzel seyler
var ve emin olun ki Türkiye tah-
mininizden çok daha ileri gide-
cektir. Biz her taraftan korunu-
yoruz. Korunuyoruz derken bizi
Allah konıyor."
Konuşmasından sonra 6. Ko-
lordu Komutanlığfna giden
Özal'a, brifıng verildi. Özal da-
ha sonra "hipermarket" olarak
nitelenen bir alışveriş merkezi-
ni açtı.
Özal, gece de kaldığı otelde
düzenlenen toplantıda işadam-
lanna hitaben yaptığı konuşma-
da, "Saddam'ın saldırmayaca-
ğını tahmin ettim. Onlarda es-
ki Osmanlı korkusu var. O kor-
ku kolay çıkmaz. Belki barp
edersek geçer de barp etmezsek
o korku var" dedi. Atatürk Ba-
rajı'mn Iran-Irak Savaşı su-asın-
da yapılmaya başlandığmı hatır-
latan özal, "Savaş bittiğinde
barajın savaş sebebi yapılacağı
yolunda işareüer aldık. tncuiik'i
onun için verdik. Savaş bir an
önce bitsin diye verdik" diye
konuştu.
ANAP'ta
Snîllîyetçi
atak'
Kongre seçimlerinde
milliyetçiler 9, liberaller 7,
muhafazakârlar 4 il
başkanlığı kazandı.
ANKARA
(Cumhuriyet
B ü r o s u ) —
ANAP'ın ta-
mamlanan 20
il konpresinden
dokuzunu
'milliyetçi"ler, yedisini
"liberaller" ve dördunü de "mu-
hafazakârlar"ın aldığı saptandı.
19 ocakta başlayan ilk kong-
relerinin nisan ayı sonuna kadar
tamamlanması beklenen
ANAP'ta dikkatleri üzerine top-
layan lstanbul tl Kongresi 3
martta yapılacak. Bugüne kadar
yapılan kongrelerd? kazanan il
başkanlan ve eğilimleri şöyle:
Bitlis Felemez Kara (lıberal),
Bolu: Abbas Inceyan (milliyet-
çi), Diyarbakır. Nezir Koçlardan
(muhafazakâr), Erzincan Recai
Alptekin (milliyetçi), Gaziantep
Mehmet Büyüknacar (liberal),
Giresun: Salih Akgül (milliyet-
çi), Gümüşhane Süleyman Köp-
rülü (milliyetçi), Hakkari Evli-
ya Parlak (liberal), Isparta Züh-
tü Altug(liberal), KırklareU Hil-
mi Çiler (liberal), Kırşehir Mu-
zaffer Tekeli (milliyetçi), Malat-
ya: Rıza Sinanoğtu (milliyetçi),
Muş: Aydın Fırat (muhafaza-
kâr), Neyşehir Abdülkadir Bas
(milliyetçi), Rize Kemal Er (libe-
ral), Sürt: Izzet Tarhan (muha-
fazakâr), Trabzon Kemal Başa-
ran (liberal), Yozgat: Rubi Ba-
canh (milliyetçi), Aksaray: tlha-
mi Perk (milliyetçi), Batman:
Muhittin Hamidi (muhafaza-
kâr).
20 kongreden sadece Kırkla-
reli, Malatya ve Yozgat'ta il baş-
kanlarımn değiştiği, diğerlerin-
de ise eski il başkanlanmn gö-
revde kaldığı saptandı.
Bu hafta sonu yapılacak olan
Kayseri il kongresine Başbakan
Yıldınm Akbnlut'un da katıl-
ması bekleniyor. Hafta sonun-
da Adana, Amasya, Çorum,
Elazığ, Muğla, Manisa, Hatay il
kongreleri de yapılacak. Bay-
burt il kongresi ise 22 şubat cu-
ma günü gerçekleştirilecek.
CUNEYT ARCAYUREK
YAZIYOR
BAYKAL VE ARKADAŞLARINEV HAZIRLADIĞI U
YENİDEN YAPILANMAW
MODELİNDEN:
6
Devlet' yerine 'kamuyararı'Iç Politika Servisi — SHP eski Genel
Sekreteri Deniz Baykal ve
arkadaşlarmm "yeniden yapüanma"
modeli içinde hazırladıkları, "Sosyal
Demokrasinin Teorik-tdeolojik
Sorunlan ve Yeni Yaklaşımlar" adlı
alternatif program ve projeler paketi
SHP olağan kurultayımn ilk
basamağı olan delege seçimlerinin
başlamasına az bir zaman kala
kamuoyuna açıklandı. Daha önceden
bölüm bölum çeşitli panel ve
toplantılarda içeriği anlatılan
"Yenileştirici Sol"un bu geniş
kapsamlı çalışmasında "ekonomik
geüsmeyle, demokratik gelismenin
birbirinden aynlmaz bir bütün
olduğu" göriisü savunuldu.
SHP'de Baykal"la birlikte çalısan
mîlletvekillerinin yurtiçi ve dışındaki
araştırmalar ile dünyadaki çeşitli sol
ve sosyal demokrat parti
pıvgramlarından yararlanarak
hazırladıkları 24 sayfalık pakette
parti içi sorunlara girilmeden genel
değerlendirmeler yapıldı.
"Siyaset dünyastnın sorunlan",
"Sosyal demokrasinin hedefleri,
ilkeleri, yöntemleri", "Demokrasi'*
ve "Sosyal Demokrasinin ekonomiye
bakışı" başliklarmdan oluşan
çalışmada en geniş yer "ekonomi"ye
aynldı. "Devletin toplumdaki yeri ve
iflevi" başlığı altında ise devletle ilgili
kavram kargaşasma son vertlmesi
istenerek, "devlet" yerine "kamu
yaran" kavramınm kullamlmasınm
tercih edilmesinin gerektiği
vurgulandı.
"Sosyal Demokrasinin Teorik - İde-
olojik Sorunlan ve Yeni Yaklaşımlar"
adlıpaketin "Sosyal demokrasinin eko-
nomiye bakışı" ve "Ekonomiye bakışı-
mız" bölümleri şu şekilde kaleme alın-
dv
"... KlT'lerin resmi yönlendirme dı-
şında, piyasa mantığı içerisinde, rasyo-
nel bir işletme ilkesiyle, ekonomide et-
kinlik arayabilecek kuruluşlar olması he-
da bir ekonomik angajmana girmek
doğru değildir...."
"Genel olarak, Türkiye'nin, özel ola-
rak Türkiye ekonomisinin sorunlann çö-
zümü için global, genel yaklaşımlara,
bütüncül değişim projelerine ihtiyaç var-
dır. Türkiye, içinde bulunduğu açmaz-
dan çıkışının ana hareket noktalannı
saptamak, bulmak ve oluşturmak zo-
mndadır. Sorunlarımızın parça başı
yaklaşımlarla, fason çözümlerle, halle-
dilme şansı yoktur. Ekonomiyi, siyase-
ti, idari yapıyı bu çerçevede değerlendir-
Baykal ve arkadaşlannca hazırlanan platformda,
"Devlet" kavramı, yerini "Kamu yaran"na terk ediyor.
Demokrasi ile ekonominin aynlmaz bir bütün olduğuna
dikkat çekilen çalışmada, KİT'lerin özelleştirilmesi
yerine özerkleştirilmesi görüşü savunularak pazar
ekonomisinin, uygulanmadığına dikkat çekiliyor.
deflenmelidır. Buradan hareketle bu ku-
ruluşlarla ilgili sorunlann çözümünü,
özelleştirme yerine 'özerkleştirmede'
görduğümüzü ifade etmemiz gerekli-
dir."
"... Bu noktada söz konusu işletme-
nin mülkiyetinin özel şahıslarda veya ka-
muda olması fazla önem arzetmemek-
tedir. Önemii olan, bu işletmenin genel
mek artık Türkiye için kaçınılmazdır.
Türkiye böylesi bir sistematik yaklaşımı
cumhuriyetin kuruluş dönemlerinde ya-
şadı. O sureç içerisinde, gelişmiş model-
lere adapte etmeye dönük yaklaşımlar
ortaya çıktı. Çok dar olanaklarla eko-
nomide gelişmeler kaydedildi. Hukuk
sistemi, dünyarun gelişmiş hukuk sistem-
lerinden ödünç alındı. Eğitim modelle-
kamu çıkarlanna uygun rasyonel bir bi- ri geliştirildi. Çoğunlukla çağdaş toplu-
çimde, verimlilik içerisinde çahşmasıdır. mun ortaya koyduğu, o gunün ihtiyaç-
Mülkiyetin kamuda veya özel şahıslar- lannı karşılayabileceği düşünülen yak-
da olması veya olmaması doğrultusun- laşımlar, kuramlar, modeller örnek alın-
dı. Bugün artık 1920'lerde, 1930'larda
geliştirilen 1950'lerde katkı verilen
1970'lerde revize edilmeye çalışılan mo-
delin, Türkiye'yi taşımaya yetmediği
açıkca görülüyor. Bu anlamda, Türki-
ye'nin yeniden yapüanma zorunluluğu
vardır. Böyle bir şekillenmenin çıkış
noktası, demokrasinin bütün kurumla-
nyla, işlerliğe kavuşması ve buna cevap
verecek ekonomik gelismenin sağlanma-
sıdır. Ekonomik gelişmeyle demokratik
gelişme arasında kopmaz bağlar olma-
lıdır. Ekonomiyi, demokrasi dışında dü-
zenlenebilecek bir teknik sorun gibi al-
gılama yanlışından kurtulmalıyız. Eko-
nomiyi, demokratik bir anlayışla düzen-
leme gereğini kabul etmeliyiz ve bunu
içimize sindirmelfyiz. Siyasal duyarklıkla
ekonomik duyarlılık arasında bir önce-
lik gözetmeden ekonomik sorunlan da,
siyasal sorunlan da aynı öncelikle ele
alan bir yaklaşım içinde olmalıyız. Bu
değerlendirmenin, Türkiye'de demokra-
tik sol, sosyal demokrat hareket açısın-
dan önemii bir yeri vardır. Çünkü gele-
neksel olarak sosyal demokrat hareke-
tin ekonomik sorunlardan çok, siyasal
sorunlarla ilgilendiği anlayışı yaygındır.
Bu anlayışın, çoğunlukla gerçeği yansıt-
tığııu bir özeleştiri olarak görmemiz ge-
rekır. Söz konusu bu tek boyutlu yak-
laşımı Türkiye'de siyaset, özellikle sos-
yal demokrat siyaset aşmak zorunda-
dır."
SCRECEK
Almış Gidiyor Başını,
Bakalım Nereye?
ANKARA — Bir gece önce Bolu'dan döner dönmez Baş-
bakanlık Konutu'na çıktı. Gec vakit döndü evine. TÖ'nün
bir Çankaya ilçe başkanını andıran saldırılarından sonra
Hüsnü Ooğan'ın siyasal, bedensel, ailesel baskıların etki-
siyle sarsıntı gecirmesi doğal karşılanabilirdi.
Dün sabah tam tersi izlenimler veren bir insan vardı kar-
şımızda. Sesinde ve davranışlarında yorgunluğun, bezgin-
liğin, ezilmişliğin izleri yoktu. Oaha önemlisi konuştuğumuz
insan kararlıydı!
Tepeden inme yöntemlere karşı bikjiği yolda savaşıma
kararlı havadaydı. Bize "bugüne kadar hep doğrunun ya-
nında olduğunu" söyleyen Hüsnü Doğan, sanki "yannlar-
daki savaşımlarda hak bildiği yolda" yürüyecegini anlatmak
istiyordu.
Türkiye'nin bugünü ve geleceği tek kişiyte birlikte dar çer-
çevede ailenin ıradesine terkedilmişti. "Yeğen" diye anı-
lan çok yakınlar bile artık "gidişe dayanamıyordu". Kendi-
ni Cumhurbaşkanı kabul ettirmek isteyen bir insanın il baş-
kanlığına soyunan eşini açıktan desteklemesi bardağı taşı-
ran son damla değil miydi?
Hüsnü Doğan sabahki söyleşide soruyu doğrulartasına
bize, "Türkiye'de demokrasinin ve hukuk düzeninin müca-
delesi veriliyor" diyordu. Hukuk devletini hiçe sayana kar-
şı sürekli savaşım verenlerin arasına, kuşkusuz Hüsnü Do-
ğan karışıyordu.
Buyruğundaki TV'yi ve oğlumuz Ahmet marifetiyle Ma-
gic Box'u -hem de her saat başı sanki kara savaşı başla-
mış gibi- Anayasal konumunu aşarak partizanlığa alet et-
mesini Hüsnü Doğan, "Meseleyi nasıl ortaya koydu,
görüyorsunuz" diyerek açıyordu. Durun bakalım. Dün bir,
bugün iki. Doğan daha neler görecek, neler keşfedecekti?
Hüsnü Doğan, sorunu "liberal - muhafazakâr çatışma-
sı" olarak görmü- — — ^ — — ^ — ^ — ^ ~g
yordu. Daha öteler-
deydi sorun. TÖ'-
nün, devlet yöneti-
mindeanayasatann
maz, yasa bılmez,
Partİdekİ
KaynaŞmalara KOŞUt
bjr <je hÜkÜmet krİZİ
çıkarmaya onayak
o l m a n ı n n e
ne zaman söyleye- Vardl? BaŞta AkÖUİUt,
ce
!Ssnü Doğan-m kabinenin öteki
paylaşamadığımız ÜVelerİnİn bÖVİe
kimi görüşleri olabi- -i/jo/v-^jf'îAf'i
lir. Parti tüzüğüyle dUŞUnduğU
ilk hükümet progra- kUİİSte
mını, söylentilere
göre hatta TÖ'nün
kimi önemii konuş- __
malarını yazan insan. Şimdi, TÖ annesi baktı, kansıyla yar-
dım etti diye dün övdüğü Doğan'ı bugün aşağılıyor.
Bu nasıl Müslüman, bu ne biçim Müslümanlıktı? Sorduk
soruşturduk. Bilenler "yapılan iyiliklerı başa kakmanın, sag-
da solda övünerek soylemenin günah" olduğunun Kuran'-
da birçok yerde geçtiğini söylediler.
İşine gelmeyene ne Islam kuralları ne de Müslümanlık...
İşte TÖ!
Sabah bize "sükûnetle düşündükten sonra TÖ'yü
yanıtlayacağım" söyleyen Doğan, bir iki saat sonra basın
toplantısı yapacağını duyurdu. Hem de Milli Savunma Ba-
kanlığı'nda.
Garipsenen de toplantının yeri oldu ve hemen istifa ola-
sıtığı gündeme geldi. ^ _
Geldi ve aynı anda, gündem dışı kaldı. Başbakan'la, ar-
kadaşlanyia önceki geceden basın toplantısı saatine kadar
Hüsnü Doğan'ın yaptığı ıkili, üçlü görüşmelerden sonra şim-
dilik açıklamadıkları, ama izlen^n gelişmelerden kendini his-
settiren ortak karar, "hükümette kalarak haklı kavgayı so-
nuna dek sürdürmekti."
Üstelik çatışma, kabine bünyesinde ya da TSK ile Doğan
arasında değildi. Bir parti sorunuyla başlamış, TSK dahil
her çevrenin tepki gösterdiği Anayasa tanımazlığa ve hu-
kuk devleti tartışmalarına kadar uzanmıştı.
Partideki kaynaşmalara koşut bir de hükümet krizi çıkar-
maya önayak olmanın ne gereği vardı? Başta Akbulut, ka-
binenin öteki üyelerinin böyle düşündüğü dün kuliste öne
sürülüyordu.
TÖ, "Banafikrini söyledi. Bundan ötesi yanltştır" dtyor, Dogan'ın
SÖ konusundaki demecini "babaya isyan" diye göstermek is-
tiyordu.
Fikrini söyleyecek, ama TO ve eşi söz konusu olunca su-
sacaksın! Tek adamlığın belgeli fermanı olan bu cümleler,
TÖ'ye isyana yeter de artar bile...
13.2.1991 günü Beyoglu Emniyet Amirliji'nce
gözaitına aknan oğlumuz
AIİRIZA
AĞDOĞAIVı
16.2.1991 günü akşam kaybettik.
Cenazesi 19.2.1991 günü Bademlik Camiı'nde
kılınan öğle namazından sonra Sütlüce
Mezarlığı'nda topraga verilecektir.
ALt RIZA A G D O C A N . .
1971-16.2.1991 AlLtSl
BAŞSAĞLIĞI
16 Şubat 1991 günü gözetim altmda ölen
ALİ RIZA
AĞDOĞAN'ın
ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz.
HALKEV EMEK PARTtŞİ
tSTANBUL İL ÖRGÜTÜ
Ve bundan dolayı
biz UHuttuk hagışlamayı
ALİRIZA
AĞDOĞAN
132.1991 günu Beyo^hı Emniyn Amirliii'nce
gözahına aluııp aynı gün kaldınkbjı hastanede
yaşamını yıtirmiîtir.
AILESI VE DEVRIMCI ARKADAŞLAR1
AMNAMLNZLRA£DOGAN
Not: Cenaze 192.1991 günü Bademlik (örnefctepc) Camii'nde blmacak ögk
namannrian sonra Sütlüce Mezarhgı'aa defnedilecektir.
VEFAT
Onur ışığımız, yaşam direncimiz
P. Tgm. (1988-159)
TURGAY ÖZTÜRK'ü
kaybettik. Acımız sonsuzdur. Unutmayacağız.
AİLESt