Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/4 HABERLER 19 ŞUBAT 1991
Alternatif
politika
• ANKARA (UBA) —
Doğru Yol Partisi, iktidann
uyguladığı ekonomik
politikaya alternatif bir
ekonomik politika
hazırlıyor. DYP Genel
Başkan Yardımcısı Tansu
Çiiİer, çok kapsamlı bir
çalışma yaptıklannı •
belirterek çalışmalarını
tamamlayınca
alternatiflerini parça parça
açıklayacaklanm söyledi.
Çiller, kalıcı olanın
enflasyonu 2 yılda aşağı
çekip yukan çıkarmamak
olduğunu belirtti. DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Tansu Çiller, çalışmalarını
sürdürdükleri alternatif
politikalarla ilgili olarak
bilgi verirken hazırladıkları
alteraatif politikaların çok
kapsamlı olduğunu öne
sürdü.
Mııhalefetten
savaşa hayır
• İSTANBUL (AA)—
"Savaşa Hayır" yürüyüşü
için Istanbul Valiliği'ne 30
kez başvuruda bulunan
muhalefet partilerinin il
başkanları, dün yeniden bir
araya geldiler. Halkın Emek
Partisi îstanbul II
Merkezi'nde bir araya gelen
SHP, HEP, RP, SBP ve
TBKP il yöneticileri,
toplantı sonrası yaptıkları
açıklamada, savaşa karşı
olduklarını ve "ateşkes"in
sağlanması için Irak ve
müttefik ülkelerin
•başkonsolosluklarını bu
hafta içinde ziyaret
•edeceklerini bildirdiler. İl
yöneticileri, bu arada bazı
basın organlannın "yanlı
yayın ve savaş kışkırtıcılığı
yaptıklannı" öne sürerek
bu politikalannı
• degiştirmeleri için
gazetelerin yöneticileriyje de
- tıir görüşme yapacaklannı
"•söyledüer.
SHPMYK
toplantısı
• ANKARA (AA) —
• -SHP Merkez Yûrütme
• Kuruhı toplantısında, 3
haziranda Istanbul'da
yapılacak olan Sosyalist
Enternasyonal toplantısıyla
ilgili hazırhkları yürütmek
Ü2ere Genel Sekreter
Hikmet Çetin başkanlığında
bir komisyon kurulması
kararlaştırıldı. SHP Genel
Sekreter Yardımcısı
Ertuğrul Günay, MYK
toplantısından sonra
gazetecilere yaptığı
açıklamada, toplantıda
parti meclisinin olağan
toplantısının 25 şubat
pazartesi günu yapılmasının
kararlaştınldığını ve Genel
Başkan İnönü'nün 23-24
şubat günleri Güne>
r
doğu
Anadolu'ya ve 28 şubat-1
mart tarihleri arasında da
Trakya'ya yapacağı gezilerin
görüşUldüğünü söyiedi.
Günay, toplantıda ayrıca
23-24 şubat tarihlerinde
Kayseri'de Orta Anadolu il
vc ilçelerini kapsayan parti
içi eğitim çahşması ile 2-3
mart tarihlerinde de
Ankara'da SHP il kadın
komisyonları başkanlarının
katılacağı bir eğitim
çaJışması yapılmasının
kararlaştınldığını bildirdi.
Dalokay ve
Gtineş
• ANKARA (AA)—
Ankara'da dün ölen Elazığ
eski senatörü Cahit
Dalokay ile Kırşehir eski
milletvekili Tevfik Güneş
için dün TBMM'de tören
düzenlendi. Dalokay'ın
cenazesı Kocatepe
Camii'nde, Güneş'in
cenazesi ise Maltepe
Camii'nde öğleyin kılınan
namazdan sonfa Karşıyaka
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Meclis'teki törene,
; TBMM Başkanvekili Halim
; Aras, DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel, ANAP,
SHP ve DYP'nin grup
'- yöneticileri ile Dalokay ve
'. Güneş'in yakınlan katıldı.
SHP ve DYP'den ÖzaVın açıklamalarıyla ilgili ortak kaygu
Akıl sağlığı tehlıkede. Olaya neresinden bakarsanız bakın, Ç l I l C l © l * I l k Özal ruhi bunalım geçiriyor.
demokratik hukuk devleti anlayışı ile alay eden, Özal ve ailesi Çankaya'yı ANAP ilçe merkezi,
bütün ölçüleri aşan bir davranış bu. Akıl sağlığımızı TRT'yi de ailenin posta kutusu haline getirdiler.
korumak için gayret sarf etmek zorundayız, ama Devletin televizyonu bir aile anlaşmazlığına sahne
halkın gücü arkamızda olduğu için bunu da oldu. Ben izlerken önce "Kaynanalar" dizisini
yapacağız. Merak etmeyin. seyrediyorum sandım. Bu traji-komiktir.
ANKARA
(Cumhuriyet
Biirosu) —
SHP Genel
Başkanı Erdal
İnönü, Cum-
hurbaşkanı
Turgul Özal'ın televizyonda eşi
Semra Özal'ın adaylığını des-
tekleyen konuşmasını, "bir ai-
lcyi ve kiiçük bir çevreyi koru-
mak için girişilmiş görülmemiş
bir hareket" olarak nitelendire-
rek "Akıl sağlığımızı korumak
için gayret sarf etmeliyiz" dedi.
TRT'nin bu yayınla anayasa'ya
karşı geldiğini kaydeden SHP li-
deri, "Bir Cumhurbaşkanı ana-
yasayı bu kadar açıkça ihlal
edemez" diye konuştu. DYP
Genel Başkan Yardımcısı Hüsa-
mettin Cindoruk da Özal'ın
"ruhi bunalım geçirdiğini" öne
sürerek, "Özal ve ailesi Çanka-
ya'yı ANAP ilçe merkezine,
TRT'yi de ailenin posta kutusu
haline getirdi" dedi.
İnönü, dün dUzenlediği basın
toplantısında Cumhurbaşkanı
Özal'ın önceki akşam televiz-
yondan "ANAP'ın seçmenleri
ve temsilcilerine seslenerek eşi-
nin neden il başkanı olması ge-
rektiği konusundaki görüşlerini
anlattıgım" söyledi. Özal'ın,
aralarında bakanlann da oldu-
ğu bu düşünceye karşı çıkanla-
ra suçlamalar yönelttiğıni, azar-
ladığını anlatan tnönü, şöyle
konuştu:
"Olaya neresinden bakarsa-
nız bakın. demokratik hukuk
devleti anlayışı ile alay eden. bü-
tün ölçüleri aşan bir davranış
bu" dedi. Turkiye'de Cumhur-
başkanı'nın tarafsızhğının "za-
ten tartışma konusu olduğunu"
savunan İnönü, Özal'ın taraf-
sızlığı, "devletin ayırım
yapmaması" biçiminde tanım-
ladığım anımsatarak, şöyle ko-
nuştu:
"Sayın Özal'ın söyledigi ken-
di yaptıklanylü çelişiyor. Dev-
letin başı çıkar da televizyonda
'Şu partinin il başkanı olarak
ben şu şahsı öneriyorum. Onu
seçin, seçmeyenlere ben
gösteririm' derse, devlet aynm
yapmıyor rnu? Bu demeci verir-
ken Sayın Özal istifa mı etmiş-
tir? Cumhurbaşkam'nın olduğu
her yerde, her konuşmasında
devlet vardır. Cumhurbaşkanı
olarak yaptığmız yemine uymu-
yorsunuz."
İnönü, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkam'nın eşi bir
partinin il başkanı adayı olursa,
eibet onun yamndaki bütün hiz-
met tertibatı, ona yardım eden
her kuruluş, her çaba soz konu-
su adayın Cumhurbaşkam'nın
eşi olmasından yararlanır. İs-
tanbul'da herkesin bu konuya
bu kadar ilgi göstermesi, eğil-
mesi devletin aynm yapmasın-
dan başka bir şe> değil. Çünkü
soz konusu olan Cumhurbaşka-
m'nın eşi."
Bir devlet bakanının Cum-
hurbaşkam'nın eşinin "proto-
kolde yeri olduğuna" ilişkin
sözlerini anımsatan İnönü,
"Protokol değeri olan bir kişi il
başkanı olursa devlet aynm
yapmış olmuyor mu" diye sor-
du. Cumhurbaşkanı Özal'ın,
parti kurmuş ve yönetmiş bir ki-
şi olarak düşüncelerinden vaz-
geçemeyeceğini ifade ettiğini
anımsatan lnönü, "Gene kan-
dınyor. Bizim onun fikirlerine
bir dediğimiz yok. Fikirlerini
saklasın, ama eski partisinin ye-
niden canlanması için o partinin
iç işlerine karışıp demeç verirse
bu fikirlerin otesüıe geçer. Bir
Cumhurbaşkanı anayasayı bu
kadar açıkça ihlal edemez" di-
ye konuştu.
Özal'ın, bu davranışını, ka-
dın haklarını korumaya yönelik
yüce bir davranış gibi göstere-
rek halkı kandırmaya çahştığı-
nı öne suren İnönü, "Kadın
hakları böyle göstermelik dav-
ranışlarla korunmaz" dedi.
Cindoruk
TRT aile
posta kutusu
DYP Genel
Başkan Yar-
dımcısı Cindo-
ruk, dün parti
genel merke-
zinde düzenle-
diği basın top-
, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın önceki gün
TRT'den yayımlanan eşi Sem-
ra Özal'ın îstanbul İl Başkanlı-
ğı'nı ve bu konudaki tartışma-
ları değerlendiren konuşmasıy-
la "anayasa suçu" işlediğini ve
"TRT'yi ailenin posta kutusu
gibi kullandıklannı" öne sürdü.
"Geçen akşam devletin televiz-
yonu bir aile anlaşmazlığına
sahne oldu. Ben programı izler-
ken, önce 'Kaynanalar' dizisini
seyrediyorum sandım. Bir an-
laşmazlık varsa aile içinde çö-
zümlenmeliydi. Haber değeri ol-
mayan böyle bir olayın TV'den
de verilmesi trajikömiktir" di-
yen Cindoruk, Cumhurbaşkanı
Özal'ın böyle bir olayda TRT'yi
lantısında,
Ö
kullanmasının açık anayasa su-
çu olduğunu savundu.
Cindoruk, sözlerini şöyle
sürdürdu:
"Cumhurbaşkanı Özal ana-
yasa dışı bir idare kurmuştur.
Bunu fiiliyata da geçirmiştir.
Orduya hantal diyor, neşterden
bahsediyor. Savaş konusunda
birbirini tutmayan şeyler söylü-
yor. Milli Savunma Bakanı'nı
kendisini arkadan vurmakla
suçluyor. Çankaya Köşkü'nü
ailesi ve kendisi ANAP ilçe mer-
kezi gibi kullanıyor. Anayasa
gereği partisiyle ilişkisini kes-
mek bir yana, siyasi ilişkisini or-
ganik hale getiriyor. Kendi ai-
lesi içinde birliği sağlayamayan
bir kişi milli birliği nasıl sağlar?
Aile içinde taraf, siyasette ta-
raf... Böyle bir kişiye artık ora-
dan çekil demekten başka bir-
şey kalmamıştır.
Cumhurbaşkanlığı makamı
bence boşalmıştır. Çünkü Özal
bir ruhsal bunalım geçiriyor.
1966da o zamanki Devlet Baş-
kanı Cemal Gürsel için yapılan
işlem Cumhurbaşkanı için de
yapılmalıdır. O zaman da Gür-
sel'in bedeni rahatsızlıklan ne-
deniyle devlet başkanlığı yapa-
mayacağı doktor raporuyla be-
lirlenmişti. Benzeri bir işlem
Özal için de yapılmalıdır.
TBMM ve hükümet derhal bu
konuya el koymalıdır. Ruhsal
bunalım geçiren bir kişi Cum-
hurbaşkanı olarak kalamaz.
Bundan Türkiye ve demokrasi
daba fazla zarar görür. Özal dü-
şürülmeli ve yeni bir Cumhur-
başkanı seçilmelidir."
DYP Genel Başkan Yardım-
cısı, soruları yanıtlarken de,
Özal'ın Cumhurbaşkanlığı ya-
ETKİLEMİYOR — Cumhurbaşkam'nın eşi Semra Özal, parti içi ve kamuoyundaki tepkilere karşın ANAP İl Başkanlığı adaylığı
ile ilgili çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüriiyor. ANAP'taki calkantının Semra Özal'ı fazla etkilemediği gözleniyor.
HUKUKÇULARIN GORUSU
'Devlet tahrip edildi'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın, eşi Semra Özal'ın
ANAP İstanbul İl Başkanhğı-
na adayhğıyla ilgili olarak önce-
ki gün televizyonda da yayımla-
nan konuşması hukukçular ta-
rafından "anayasayı ihlal" ola-
rak yorumlandı. Anayasanm
101. maddesinin "Cumhurbaş-
kanı seçilenin, varsa partisiyle
ilişiği kesilir" bölümünü hatır-
latan hukukçular, "Anayasanm
çiğnendiği, devletin tahrip
edildiği" görüşünü savundular.
Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Anayasa Hukuku öğ-
retim üyelerinden Prof. Dr. Oya
Arash, anayasanm 101. madde-
sinin, cumhurbaşkanının taraf-
sızlığını düzenlediğini anımsata-
rak şöyle dedi:
"101. maddeye göre tarafsız-
lığın gerçekleşebilmesi için iki
koşulun gerektiği gorulur. Bun-
lardan birisi cumhurbaşkanının
görevlerini yerine getirirken her-
hangi bir siyasi partiye \eya si-
yasi göriişe kendi âyasal kamlan
ne olursa olsun, ayncalık sagla-
yacak şekilde davranmamasıdır.
Ikinci koşul ise, cumhurbaşka-
nının herhangi bir partinin saf-
lannda flflı politika ile uğraşma-
masıdır. Cumhurbaşkanının
herhangi bir parti ile bağlantısı
olduğu takdirde kendisine taraf-
sız statüsü nedeniyle tanınmış
birtakım yetkileri, gereğince ye-
rine getirmesi tehlikeye girebile-
ceği gibi taşıdığı sıfat üyesi ol-
duğu partide katılacağı siyasal
mücadetelerin eşit koşullar altın-
da yürümesini engeller. Bu ne-
denle 101. maddede cumhurbaş-
kanımn tarafsızlığı düzenlenir-
ken onun herhangi bir parti ile
bağlantısı bulunamayacağı bildi-
rilmiştir. Bu hükme rağmen
cumhurbaşkanının bir siyasi
partinin il başkanlığı mücadele-
sine bir adayı desteklemek ama-
VEFAT
Çağdaş-evrensel çoksesli Türk müziğinin öncülerinden; büyük besteci; müzik
eğitimcisi; bilim adamı ve aynı zamanda kuruluşundan bu yana vakfımız
danışma kurulu değerli üyesi
Prof. Dr.
BÜLENT TARCAN'ı
kaybetmiş bulunuyoruz. Tüm sanatseverlere üzüntüyle duyurur, ailesine
başsağlığı dileriz.
SEVDA-CENAP AND MÜZİK VAKFI
cıyla taraf olarak kaulması ana-
yasanm üstiinlüğü ve anayasa-
nın bağlayıcıhğı ilkelerine a>kı-
n duşeceği gibi anayasanın 101.
maddesinin de iblali sonucunu
doğurur."
"Cezai sorumluluk
gerektirir"
İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Anayasa Hukuku öğ-
retim üyelerinden Prof. Dr. Er-
doğan Teziç de cumhurbaşkanı-
nın tarafsız olacağına ilişkin
anayasa hükmünun, daha önce
mensup olduğu siyasi partinin
düşüncelerini taşımasına engel
olmadığını, ancak cumhurbaş-
kanı olduktan sonra partisi ile
fiili ilişkilerini tümüyle kesmiş
olması gerektiğini söyledi. Cum-
hurbaşkanının, tüm siyasi par-
tiler ve toplumdaki siyasi düşün-
celere karşı takındıgı mesafeli
yaklaşımı, kendi partisine de uy-
gulaması gerektiğini de belirten
Teziç, bunun aksi bir tutumun
ise anayasada belirtilen tarafsız-
lık ilkesi ile bağdaşmayacağını
bildirdi. Bunun ise bir anayasa
ihlali olacağını anımsatan Teziç,
anayasa ihlalinin ise aynı za-
manda kendisi için cezai bir so-
rumluluk gerektireceğini kaydet-
ti. Teziç, anayasanm buna ilişkin
yaptırımı da öngördüğünü
anımsatarak bu yaptınmın Mec-
lis'in cumhurbaşkanı hakkında1
ki cezai sorumluluk mekaniz-
masmı işletmesi ile söz konusu
olabileceğini de söyledi.
1982 Anayasası Hazırlama
Komisyonu Başkanı ve İ.Ü. Hu-
kuk Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı,
Özal'ın eşi Semra Özal ve Milli
Savunma Bakanı Hüsnü Doğan
hakkında söyledigi sözlerle ilgili
olarak "Bunun arük anayasa ile
bir ilgisi kalmamıştır. Bu ayıp-
tır. Bu daha ziyade bir ahlaki
sorundur" dedi. ANKA'nın ha-
berine göre Aldıkaçtı, bugüne
kadar 6 cumhurbaşkanı gördü-
ğünü belirterek en çok Özal'ın
cumhurbaşkanlığı döneminde
anayasal çizginin dışına çıkıldı-
ğını söyledi.
İstanbul Barosu Başkanı Avu-
kat Turgut Kazan da Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın yaptığı
konuşmamn anayasaya aykırı
olduğunu söyledi. Kazan, ken-
disinin baro başkanı olarak
ANAP İstanbul il başkanlığına
kimin getirileceği konusunda ta-
rafsız kalmasını gerektirecek
hiçbir kural olmadığını, buna
karşın tarafsızlık ilkesine uydu-
ğunu belirterek şöyle konuştu:
Cumhurbaşkanı önce devletin
başıdır. Ve devletin başı olduğu
için tarafsız davranmak zorun-
dadır. Tarafsızlık, her partiye ve
her düşünceye karşı aym mesa-
fede dunnayı zonınlu kılar.
Anayasanm 101. maddesi
'Cumhurbaşkanı seçilenin, var-
sa partisiyle ilişiği kesilir' diyor.
Ama Sayın Özal, eşinin il baş-
kanlığı konusunda gizli - açık
ilişkiter kuruyor, toplantılar dü-
zenliyor, basın açıklamaları ya-
pıyor. Yani anayasa gereği ilişi-
ğini kesmek zorunda olduğu
partisiyle, bir cumhurbaşkanı
olarak ilişiğini sürdüriiyor.
Açıkça anayasa çiğneniyor, dev-
let tahrip ediliyor.
pıp yapamayacağının "araştınl-
ması gereken tıbbi bir konu"
durumuna geldiğini, aksi halde
devletin büyük zararlar görebi-
leceğini öne sürerek "Bu Cum-
hurbaşkanı bu bunalıma, bu
strese dayanamaz. Sevdiğim ve
saydığım bir kişi olduğu için
teklif ediyorum. Cumhurbaşka-
m'nın bir an önce sağlığına ka-
vuşması için ailesinin ve vatan-
daşlanmızın bu konuya sahip
çıkması lazım, sağlığıyla ilgilen-
mesi lazım. Yoksa bu böyle
gitmez" dedi.
Cindoruk, 196X)öncesi Cum-
hurbaşkanlığı yapan Celal Ba-
yar'ın, yurt gezilerine sadece
üzerinde parti amblemi bulunan
bir baston ile çıktığı için daha
sonra kurulan Yüce Divan'da
idama mahkûm edildiğini de
sözlerine ekledi.
İstanbul Anakent Belediye
Başkanı Nurettin Sözen de Sem-
ra özal'ın il başkanı seçilmesi
durumunda eşinin gezilerine ka-
tılmaması, katıldığı takdirde de
devlet töreniyle karşılanmama-
sı gerektiğini söyledi. Sözen,
Semra Özal'ın il başkanhğmdan
sonra İstanbul Anakent Beledi-
yesi başkan adayı olmak istedi-
ğini hatırlatarak, "Dereyi gör-
meden paçayı sıvamasın. Önce
il başkanı olsun da gorelim" di-
ye konuştu.
Dalan
Devletin "D"si
kalmadı
DMP Genel
Başkanı Bed-
rettin Dalan,
Cumhurbaşka-
Özal'ın konuş-
masını televiz-
yonda "ibret ve esefle" dinledi-
ğini söyledi. Devletin "D"sinin
dahi kâlmadığını belirten Dalan,
"TRT aile televizyonu oldu.
Devletin alet ve gereci partinin
iç siyasetine alet ediliyor. Bu res-
men suçtur. Kadının yerini öne
çıkartıyormuş gibi konuşuyor.
Öbür yandan da 'Gelselerdi er-
kekçe, namuslu olarak konuş-
saydık" diyor. Yani namuslu ol-
mak için erkek olmak gerekiyor.
Kadının haklannı tslamiyetten
sonra aldığını soyluyor. Oysa
kadın en ileri haklarını Ata-
türk'ten sonra almıştır. Ne diye-
lim, Allah sonumuzu hayır
etsin" diye konuştu.
Güzel
Sanki başka
dert yok
ANAP Ge-
nel Başkan
adaylarından
Gaziantep mil-
letvekili Hasan
Celal Güzel,
"Memlekette
bunca sorun varken tek konu,
Sayın Cumhurbaşkam'nın say-
gıdeger refikalan Semra Özal'-
ın ANAP'a İstanbul il başkanı
olması mıdır? Sanki başka dert
yok" dedi. TRT'yi de eleştiren
Güzel, "Düşünün ki ülkenin
Cumhurbaşkanı devletin resmi
yayın orgam televizyona çıkıyor.
Televizyon da yağ çekmek için
kendisine her zaman olduğu gi-
bi dakikalarca yer veriyor. Bu-
na karşı çıkan gene aileden bi-
rine olmaz laflar ediyor. Oryan-
tal melodram havasında sözler
söyleniyor. Bu politika degil, or-
ta oyunudur" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ı sert bir dille eleştiren Gü-
zel, "Bir Cumhurbaşkanı düşü-
nün ki bir parti teşkilatına 'illa
da benim kanmı il başkanı
yapacaksınız' diyor. Karşı çı-
kanlan istifaya çağınyor. Ne va-
zık ki delegeden, seçmenden il-
tifat goremeyen, Ustelik kendi-
sini çağdaş ve liberal olarak tak-
dim eden birtakım kişüer de Sa-
yın Semra Özal'ın elini ayağını
öperek onun çantası içinde ge-
lecek bakanlığın hesabını yapı-
yorlar. Bu kadar haysjyetsiz bir
politika görülraemiştir. Anaya-
sayı açıkça ihlal eden Sayın
Cumhurbaşkam'nın Çankaya'ya
dönmesi gereküdir" dedi.
Vahnici
İşler çığrından
iyice çıktı
MÇP Genel
Başkan Yar-
dımcısı Şevket
Yahnici de,
"Artık Sayın
Özal, kendisini
Türkiye Cum-
huriyeti Devleti'nin tarafsız ve
devleti temsil eden makamı ola-
rak gorüp tarif edemez. Artık
Sayın Özal'ın şahsında Cum-
hurbaşkanlığı makamı her gün
tartışılacak, her türlü eleştirile-
re hedef olacak gunlük ve basit
politika malzemesi haline geti-
rilmiş bulunmaktadır" dedi.
ÜĞÜPOLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Turizmde Sancılı
Dönem Yaşanıyor...
2 Ağustos 1990 günü Körfez bunalımı başlamıştı. On, on
beş gün sonra ise durumun onemini kavrayan turizmciler
hükümeti uyarıyordu:
— Eytül rezervasyonlannın tümü iptal edildi, sancılı bir yıl
yaşayacağız 1991'de...
Gerçekten, turizmcilerin söyledikleri tek tek çıktı. Başta
Almanya, İngiltere ve Fransa, "Türkiye savaşın içinde" de-
yip Türkiye'ye hazırladıkları paket programlar; erteledi.
O günlerde Turızm Bakanı İlhan Aküzüm, "İptal diye bir
şey yok, abartılıyor" diyor, ekliyordu:
— Savaş, Akdeniz çanağındaki ülkeleri ne kadar etkiler-
se bizi de o denli etkiler, paniğe girmeyin...
Bu sıralarda TV yine bir kandırmacanın içindeydi. Akde-
niz kıyı diliminde röportajlar yapıyor, yabancı turistlerin hiç
de panik içinde olmadığını yansıtıyordu:
— Ben burada evimdeki gibi rahat, huzurlu, güvenli ve
mutluyum...
Ama tüm bu yöntemler tutmadı. Turizm sektörünün ön-
ceden gördüğü gerçek 1991 yılında saydamlaştı. Bu kez ül-
keyi yönetenler de turizmciler gibi konuşmaya başladılar:
— Evet, savaş ülke turizmini etkilemistir...
Körfez savaşının önce birkaç günde, ardından 15-20 gün
içinde biteceğini söyleyenler, şimdilerde süreyi 3-4 ay ola-
rak uzatıyorlar. Oysa turizm kış aylannda atağa kalkıyor, bağ-
lantılar o zaman yapılıyor. Görülüyor ki 1991 yılı Türk turiz-
mi için 'ölü yıl' olacak.
Turizm sektöründe sancılı bir dönem yasanıyor kim ne der-
se desin. Antalya'da beş yıldızlı oteller satılıyor İşçiier işten
çıkarılıyor. Umut 1992 yılında, ama hiç kimsenin şimdiden
geleceğe dönük gözlemi yok. Hükümet ise bu gibi konulan
hiç önemsemiyor.
•
Cumhurbaşkanı Özal ne demişti İstanbul'da sanayici ve
işadamlarına:
İlanlarmızı— İlanlarmızı ,
CNN'everin.Üstelik KOIİeZ SSVaŞiniP
Tm- çok ucuz^. birkaç günde,
ard,ndan 15-20 gün
içinde biteceğini
T söyleyenler, şimdilerde
İlhan Aküzüm'le ko- SÜreVİ 3-4 8V İ k
nuştu. Aküzüm, gele- ll7atıwnrlar O
cekten hayii umutiu uzaııyonar.
görünüyorvesöyledi- tUHZm KIŞ
l^yHındage-^^y
lirler 3.5 milyar dolar. Dağlantllar O
™t£^&y
a
P'lıyor- Görülüyor ki
krizi olmasaym.ş ne- 1991 yill TÜrk tUIİZmİ
ler olacaktı kimbilir. jCjn 'ölü Vll' OİaCak.
Kımse bize yanlış yap- '
tığımızı soyleyemez.
Bir kere kriz bizim irademizin dışına çıktı. Buna rağmen uy-
gulanan politikalar demek ki doğru...
Bakan Aküzüm *x)yle söylüyor. O da her ANAP'lı gibi ge-
leceğe güvenle bakan, umutlarını yitirmeyen bir kişi. Turizm
sektörüne sahip çıkılması gerektiği halde açık açık, "Kör-
fez krizi bizim irademiz dışına çıktı" yürekliliğiyle topu bi-
faz Saddam'a, biraz da Bush'a atıyor...
Turizmciler şimdilerde "yaktın bizi Bush, Saddam" diye-
rek otellere alıcı arıyorlar, işçileri kapının önüne bırakıyor-
lar. Böylece ANAP kafasıyla soruna çözüm bulunuyor...
Bakan Aküzüm, pembe görüntüler çiziyor durmadan. is-
ter inanın, ister inanmayın şöyle diyor:
— 1992 yılı muhteşem olacak. Gelenler yerfilan bulama-
yacaklar. Ben çok iyi tanıtım faaliyetlerine giriyorum. Kör-
fez kriziyle birlikte tanıtım faaliyetlerini durdurmuştum. Bu-
lut yoksa yağmur bombası atsan ne olur kardeşim? Adam
Körfez savaşından dolayı gelmiyorsa gelmeyecektir...
Turizm sektörünün temsilcileri Bakan Aküzüm gibi gele-
ceğe umutla bakmıyoriar. Onlar kredi borçlannın ertelenme-
sini bekliyorlar. Ancak görünürde bir ışık yok. Teşvik uygu-
laması ise "belki bir gün" denilerek "umut dağın arkasında"
izlenimi veriliyor.
TÜRSAB Başkanı Bahattin Yücel ise çaresizlik içinde ga-
zetecilere dert yanıyor:
— Biz de 1991 yılı bitmiştir diyerek üyelerimize başka iş
aramada yardımcı olacağız...
Evet, turizm sektörü zor bir dönemden geçiyor... .-
Bu dönemeci nasıl aşacaklar?
Bize kalırsa önce CNN'e reklam versinler. Eğer onu yap-
mazlarsa bir seçenekleri daha var; Semra Hanım'ın İstan-
bul il başkanlığını destekiesinler...
Siz ne dersiniz?
Evet mi hayır mı?
Konservatuvanmız Müzikoloji Bölümü öğretim
Üyesi
Prof. Dr.
BÜLENT
TARCAN'ıkaybettik. Cenazesi 20.2.1991 çarşamba günü
12.00'de Mimar Sinan Üniversitesi'nde yapılacak
•törenden sonra Teşvildye Camii'nde kılmacak
ikindi namazını takiben defnedilecektir.
MİMAR SİNAN ÜNTVERŞİTEŞİ
KONSERVATLVAR MÜDÜRLÜĞÜ
Vakfımız Yönetim Kurulu Üyesi
Değerli Sanat Adamı
Prof. Dr. BÜLENT TARCAN'ı
kaybetmiş bulunuyoruz.
Ya*kınlarına ve tüm sanatçılara
başsağlığı düiyoruz.
İSTANBUL KÜLTÜR VE SANAT \AKFI
16 Ocak 1991'de gözaltında ölen
BİRTAN AI31J1NBAŞ
Soranm zulmün gecesinın impaıatoruna
Benım karanlıklarda bOyUyen kızım var
Senin safajia diıenecek çocugun var mı?
BtKlAN,
Denıokralık üniversiıe mUcaddesi seninle
Yeni bır atüım yıh yaşayacak
Seni unuımayaca^ız-unutturmavacajii
HACETTEPE
MERKEZ KAMPÜSUNDEN
\BDILL4H ARABAa