12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
( CUMHURİ¥ET/10 DIŞ HABERLER 19 ŞUBAT 1991 Ozal: Gelecekte 8iı savaşı olabilir • KAHtRE (AA) — Cumhurbaşkanı Turgut özal, Ortadoğu'da gelecekte patlak verebilecek bir savaşın, "su ile ilgili anlaşmazlıklardan" kaynaklanabileceğini söyledi. özal, Ashark Elavsat gazetesine verdiği demeçte, "Ortadoğu'da geleceğin en önemli meselesi toprak değil su olacaktır" dedi. Türkiye*nin bu nedenle, bölgede karşıhklı ekonomik bağımlılık ilkesine dayalı bir işbirliğine katkıda bulunmak için Barış Suyu Projesi'ni uygulamaya hazır olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Turgut özal, savaştan sonra bölgede kaydedilebilecek ekonomik kalkınmanın, kaynağını buyük olçüde ekonomik dengesizliklerde bulan aşırı uçların etkisini azaltacağını söyledi. Gürcistan • MADRİD (AA) — Sovyet Gürcistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Zviad Gamsakhurdia, Sovyet askerlerinin Gürcistan'daki bağımsızhk hareketini bastırmak için müdahalede bulunmasından endişe duyduğunu bildirerek, Batıh ülkelerden yardım istedi. Gamsakhurdia, Ispanya'da yayınlanan El Mundio Gazetesi'ne bugün verdiği ^emeçte, "Saldırıdan îorkuyorum. Bunun bir ,gün gerçekleşeceğinden «minim. Herhangi bir saldınyı püskürtebilecek kadar güçlü değiliz" dedi. Arnavutluk'ta açlık grevi • VİYANA (AA) — Tiran'da, üniversitenin adından Enver Hoca'nın isminin çıkarüıp "Tiran Üniversitesi" olarak değiştirilmesini siteyen 100 kadar öğrenci açlık grevine başladı. Tiran Üniversitesi öğrencileri, isteklerinin gerçekleşmesi için 13 gündür dersleri boykot ediyorlardı. öğrenci ve öğretim görevlilerinden oluşan 12.000 kişi de, isim değişikliği konusunde referandum yapılması yolundaki istediklerini belirten bir dilekçe imzalamışlardı. Arnavutluk'un muhalefet gazetesi "Democratik Revival" muhabirinin bildirdiğine göre öğrenciler, üniversitenin isminde istedikleri değişikiiğin yapılması için tanıdıkları sürenin bugün TSİ I2.00'de sona ermesiyle açlık grevine başladılar. Polis, öğrencilerin eylemine müdahale etmedi. Inan fepanya'da • MADRÎD (AA) — Devlet Bakanı Kâmran tnan, Madrid'teki resmi temaslarına başladı. İnan, ilk görüşmesini ana muhalefet lideri Jose Maira Aznar ile yaptı. Kâmran tnan, görüşmeden sonra A.A. muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ve tspanya arasındaki ilişkilerin süratle gelişmekte olduğunu belirterek, "Bu ilişkilerin daha üst düzeye çıkarılması için kararhlığımızı ve arzumuzu anlatmaya geldim" dedi. Atina, 20 tane F-16 ahyor • ATİNA (AA)—*Yunan Hava Kuvvetleri'ne 20 adet F-16 savaş uçağı alınmasıyla ilgili müzakerelerin son aşamaya girdiği ileri sürüldü. Hükümet yanhsı Elefteros Tipos gazetesi, Hava Kuvvetleri'nin güçlendirilmesi programı çerçevesinde Yunanistan hükümeti ile General Dynamics fırması arasında F-16 savaş uçağı alımı konusundaki mUzakerelerde prensip anlaşmasma vanldığını ve taraflar arasında "nihai anlaşma ' öncesi" detaylann görüşüldügünü yazdı. İki tren garında bombalarpatladı. Victoria'daki patlamada 1 ölü, 35 yaralı var Terör, Londra'da yeniden vurduLONDRA (Cumhuriyet) — Iki büyük tren istasyonunda dün sabah erken saatlerde pat- layan bombalarla terör, başkente yeniden doğdu. "Victoria" ve "Paddington" tren is- tasyonlannda patlayan bombalarla 1 kişi öl- dü, çoğu ağır olmak üzere en az 40 kişi ya- ralandı. Patlamanın sorumluluğunu, on gün önce Başbakanhk Konutu'na havan mermi- leriyle saldıran İrlanda Cumhuriyetçi Ordu- su (IRA) üstlendi. Londra'nın "Heathrow" havaalanındaki 4 terminal, irlanda aksanlı bir kişinin bomba ihban yapması üzerine bo- şaltıldı. Çok işlek bir alan olan "Heathıtmv'- 'da ulaşım felce uğradı. Londra böylece, kor- ku ve kargaşa yaratmaya yönelik eylemler nedeniyle dün tam bir kesmekes yaşadı. Irak'ın resmi haber ajansı INA ise bom- balama olaylannın İngiltere'nin Körfez sa- vaşında oynadığı role karşılık bir misilleme olabileceğini bildirdi. Ancak aynntı vermedi. Dün sabah, Londra Kent Ulaşım Örgutü'- ne telefon eden irlanda aksanlı bir kişinin, 20 dakika içinde Londra'daki büyük istas- yonlarda bomba patlayacagıru söylemesinin ardından, polisin tüm istasyonlan alarma ge- çirdiği, ancak arama için yeterli vakit olma- dığı açıklandı. Pazartesi sabahı, yüzbinler- ce kişinin Londra'ya işbaşı yapmaya geldiği saatlerde büyük can ve mal kaybını amaçla- yan iki ayrı saldınyı da IRA gerçekleştirdi. IRA, 1970'lerdede Ingiltere'deki tren istas- yonlannı hedef almış, sonra taktik değişti- rerek askeri hedeflere yonelmişti. "Victoria" Londra'yı ülkenin güneyine ve Avrupa'- ya bağlayan büyük istasyonlardan "Victo- ria"dakı bomba, V'ok kalabalık bir banliyö treninin yolcu boşalttığı bir sırada 7.40'ta 3 ve 4. platformlann arasmda yolcu bekleme bölmesinde bir çöp bidonunda patladı. Bir kişi olay yerinde öldü, çoğu ağır olmak üze- re en az 40 kişi yaralandı. tstasyonda buyük Patlamalar üzerine Londra'nın merkezin- deki 17 ana tren istasyonu kapatıldı. İstas- yonlardan geçen metrolar da yolcu indirme- bindirme yapamadılar. Yollan değiştirüen şe- hirlerarası ve banliyö trenleri, yolculannı Londra kenanndaki küçük banüyo istasyon- larında indirdiler. Demiryollan sozcüsu, 500 bin yolcunun olaydan etkilendiğini açıkladı. Victoria ve Paddington tren garlannda meydana gelen patlamalardan sonra kentteki tüm tren istasyonları hizmete kapatıldı ve yeni bombalar yerleştirilmiş olma olasılığına karşı didik dikik arandı. Patlamanın sorumluluğunu İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) üstlendi. istasyonunun, "Buckingham Sarayı"na 500 metre uzakta olması olaya ayrı bir anlam yüklüyor. Hükümet adına ilk açıklamayı yapan tçış- leri Bakanı Kenneth Baker, olay yerinde ver- diği demeçte, "Bu pespaye eylemle en >ük- sek can kaybını hedefleyenler, hiçbir zaman halkın metanetini kıramayacaklannı anlamahdırlar" dedi. hasar meydana geldiği anlaşılıyor. Londra'yı batı eyaletlerine bağlayan, yine çok işlek bir istasyon olan "Paddington"da bilet satış bo- lümünde dün sabaha karşı 4.30'da patlayan bomba ise çok az hasar yaptı, yaralanan ol- madı. Her iki olaydada aynı tür "yüksek im- ha gucü olan" patlayıcı madde kullanıldığ: anlaşılıyor. Olay ardından, istasyonlardaki enıanet oda- ları kapatıldı, istasyonların yakınlarına park yasağı kondu. Londra'nın merkezindekien işlek iki ayn bölge uzun saatler trafiğe ve ya- yalara kapatıldı. Kentte günboyu çok yoğun bir trafik sıkışıklığı yaşandı. Ülkenin güne- yindeki hassas "Portsmouth" deniz üssüne giden ve askeri personeün çok kullandığı hat- ta yer alan bazı istasyonlar ile büyük "Soutbampton" lıman istasyonu da ka- patıldı. Saraya 500 metre "Buckingham Sarayı"na 500 metre, Scot- land Yard merkezine 1 kilometre, Parlamen- to'ya da en fazla 2 kilometre uzaklıkta olan "Victoria" istasyonunda bomba patlaması, Başbakanhk Konutu'nu hedef alan IRA sal- dırısı ardından arttınlan güvenlik önlemle- rinin bu tür saldınları önlemeye yetmediği- ni gösteriyor. "Paddington"ı daha çok Londra'da çalışmaya gelenier kullanmakla birlikte, üç misli büyük olan "Victoria" İn- giltere'nin Avrupa'ya açılan yolcu kapısı. Bu nedenle özellikle Fransa ve Belçika'dan çok sayıda turist bu istasyonu kullanıyor. IRA'nın, Kuzey irlanda dışında, Ingilte- re'de sivil bir hedefe en son 1983 yılında yap- tığı saldında can kaybı olmuştu. Londra'nın en sık mağazası "Harrods" önünde Noel ahşverişi sırasında patlayan bomba 6 kişinin £lümüne, 90 kişinin yaralanmasma yol açmıştı. FRANSA ÖN SAFLARDA İNGÜJZLER— İngüu Kraliyet Ordusu'nun askerieri Körfez savaşında ön saflarda yer abyor. (Fotograf: Reuter) Kopenhagda Ortadoğu Konferansı 'Asıl zor dönem, savaştan soııra' FERRUH YILMAZ KOPENHAG — "Ortadoğu için asıl zor donem savaştan sonra başlayacak: Hesaplaşma dönemi. Bu dönem tek tek klşikrin ve devletlerin kendilerine yeni- den çekiduzen vermeye çalısacağı sos- yal ve si>asi kanşıklıklar dönemi oiacak. Birçok Arap üikesi savaşın su yüznne çı- kardıgı iç poiitik çatışmalara sabne ota- cakur. Filistin sorunu çözülmedigi süre- ce bölgede saatii bomba işleri gönneye devam edecektir." Bunlar Kopenhag'da düzenlenen "Or- tadoğu Konferansı"na katılan Desuki' nin savaş sonrası değerlendirmeleri. Kopenbag, hafta sonunda Danimar- ka BM örgütü'nün siyasi bir dergi ve Atlanta Üniversitesi Carter Merkezi'yle ortaklaşa düzenlediği Ortadoğu'da sa- vaş sonrası durumun tartısıldığı bir kon- feransa ev sahipliği yaptı. Danimarka Parlamentosu binasında düzenlenen konferansa resmi düzeyde hükümet tem- silcileri olmasa bile, hükümetlere danış- manhk yapmış uzmanlar katıldı. Mısır- lı Profesör Ali Hiial Desuki de daha ön- ce Mısır Dışişleri Bakanlıgı'nda danış- manhk yapmış uzmanlardan. Desuki'ye göre Körfez bölgesi savaş sonrasında psikolojik vc siyasi yeni den- gelere sahne oiacak. Örneğin Kuveyt'te H Sabah ailesinin reform yapmadan ye- niden eski yönetime dönmeleri mümkün görünmüyor. Kırk yülık monarşinin hükum sürdü- ğü Suudi Arabistan'da bile Kral Fahd, bir "Danışma Meclisi" toplayacagına söz verdi. Profesör Desuki'ye göre sadece Ku- veyt ya da Suudi Arabistan değil, de- mokrasiyle yönetilmeyen bütün Arap ül- keleri aynı iç çatışmaları yaşayacaklar. Desuki konuşmasmda aynca bölgede- ki güç dengesinin korunabilmesi için gö- rece güçlü bir Irak'a gereksinim olduğu- nu ve FKÖ lideri Yaser Arafat'ın Sad- dam'ı desteklemiş olrnasına bakılmadan FKÖ'nün Filistinhlerin temsilcisi konu- munu koruması gerektiğini savunarak savaştan sonra Irak halkına ya da Fiüs- tin Kurtuluş örgutü'ne karşı intikam duygulan beslemenin yanlıs olacağı gö- rüşünff ileri sürdü ve şöyle devam etti: "Birçok Arap ülkesinde çok güçlü Ba- tı karşıtı eğilimler var. ABD ve Batı diın- yası Arap ülkelerinde tekrar saygınlık kazanmak istiyorsa Filistin sorununa Saddam'a karşı oldugu gibi kararlı ve çozüm geürmeye yönelik bir tavır için- de gfamelidirier. Arap dünyasında bir çok insan, Filistin konusunda Baü Ura- fından haksıziıga nğradığuu duşüniiyor ve bu yüzden de Filistin sonınunu gün- deme getiren Saddam'ı destekliyor." Profesör Ali Hilal Desuki öte yandan Irak'a karşı savaşın, ne kadar kötü olur- sa olsun öbür taraftan bölgede yeni gü- venlik ve toplum yapılanmalan oluştu- rulmasına imkân sağlaması açısından olumlu bir yanı da bulunduğunu düşü- nüyor. Desuki buna karşıhk ABD'nin ve Batı dünyasının savaş sonrası Ortado- ğu'da banşın ve istikrann sağlanması açısından büyük bir sonımluluk yükle- diklerini belirtiyor ve bölgedeki barış ve istikrann bölgede askeri güç bulundur- makla çözülemeyeceğini, aksine yabancı askeri birliklerin bölgede istikrarsız bir durumun kaynağı olacağını savunuyor. 2 mifyondanfazla insan açlıktan ölme tehlikesi ile karşı karşıya Sudan açlıktan kırıhyorGeneral Ömer El Beşir'in başkanlığındaki askeri hükümetin dış yardımı "yıkıcı bir komplo" olarak reddeden tutumu, trajedinin daha da büyümesine yol açtı. Dış Haberier Servisi— Mori- Ziraat Bankası "tdami bankaa- lerini yüniten Lynda Chalker da Hartum'da iktidarda bulunan "dinci subaylan" eleştirdi. Ku- veyt ve Suudi Arabistan'da Kör- fez savaşının bir scnucu olarak Sudan'a yardımı kestiler. tlginç tanya'dan Etiyopya'ya kadar pek u|«n emrine" verildi. Bu banka- bir çelişki, Suudi Arabistan, Su- YtNE AÇLK- 20 milyon Afrikalı yeniden açlık tehdidi alünda çok ulkeyi yıkıma sürükleyen büyük kuraklıktan beş yıl son- ra "16. paralelio kurak Afrikası'nda" yaşayan 20 milyo- na yakın Afrikalı yeniden açlık tehdidi altında. Üstelik bu kez Körfez savaşı, hem uluslararası kamuoyunun dikkatine başka yöne çeviriyor hem de hava ta- şımacılığının maliyetini arttın- yor. Bütün bu güçlüklere bir de Sudan'ın cunta yöneticilerinin dış yardımı "yıkıa bir komplo" olarak nitelendiren ve reddeden tutumlan da eklenince, milyon- larca Afrikalının geleceği daha da karanlık görünüyor. Fransız Liberation gazetesine göre 18 ay önce Sudan'da iktidara gelen ge- neral Ömer El Beşir, "Yardım Bakanlıgr'nı lağvetti. Beşir, ge- çen yıl da "Kmlhaç" orgütünün dağıtıbnasım emretmişti. Sudan lar da döviz kazanmak için dan'dakı dıncı hareketi önceleri 300.000 ton tahıh Libya'ya ve büyük ölçüde desteklemişti. Irak'a sattılar. Paris'teki insani yardım çev- Bhieşmiş Milletler kaynakla- releri - Sudan'daki durumdan nnın verdiği bilgilere göre 7 mil- Ç° k k a ygı duyduklannı söylü- yonluk Sudan nüfusunun yak- yorlar. Ancak felaketzedelere laşık üçte biri açhktan yok olma ulaşmak ya da engellenmemek tehlikesi ile yüz yüze geldi. Ta- İÇ"1 Hartum hükümeti ile çatış- hıl açığı 1.2 milyon ton. Gelecek m a v a ginnemeye özen gösteri- hasat en erken kasımda yapıla- yorlar. cak. tnsanlar açlıktan kaçarak si yasi engelden sonra fıziki Hartum'a sığınıyorlar. engelleri aşmak gerekecek. Za- Afrika'ya insani yardımlan ten geç kalan insani yardım A f- örgütleyen Af rika Wütch örgü- P k a m n yokuz-altyapısız bölge- tünün sözcüsu Sudan hüküme- l e n n d e W a y a n nulyonlarca ın- sana nasıl ulaşacak? Bu yardımtini "küçük bir tslam bankacı- lığı kaıielinin çıkarlanna kolla- yan, haikının iyilighü dttşÜMCc- ği yerde aşın eğilimli bir subay grubunun siyasi ve askeri emel- lerini sinsice koruyan bir hükü- met" olmakla suçladı. Ingiliz hükümeti bünyesinde yardım iş- on binlerce, yüz binlerce insan için çok geç kalmış olabilir. Körfez'de savaş ve tanribatı bütün dünyanın dikatini üzeri- ne çekerken 1.000 km. ötede bir "kitlesel kınm" adım adım "geHyorum" diye haykırıyor. Televizyonlardan sansüre protesto Belli başlı televizyon kanalları, hükümetin Körfez savaşında uyguladığı sansürü protesto için Fransız birliklerinin harekâtını boykot etmeye karar verdiler. MİNE SAULNIER PARİS — Belli başlı Fran- sız televizyon kanalları, Kör- fez'deki askeri yetkililerin ha- bercilik çahşrhalanna uygula- dıklan sansür ve kısıtlamalar nedeniyle savaştaki Fransız birliklerinin operasyonlaruu boykot etmeye karar verdiler. Ülkenin en büyük TV kanaü TF-1, devlet kanalları Anten- ne 2, FR-3 ve yine özel bir ka- nal olan La Cinq kurumlan- nın birlikte aldıklan boykot kararı, Fransız hükümeti, Körfez'deki askeri yönetim ve basın arasında uzun süredir var olan huzursuzluğun son aşaması. Körfez'deki savaşın medya yankısını denetim altında tu- tan askeri basın yayın daire- si, sivil gazetecilerin tüm ha- berlerini sansürden geçirmek- le yetinmedi. Başlaması gide- rek kaçınılmaz hale gelen ka- ra savaşlan öncesinde, bölge- de çalışan ve çahşacak TV ekiplerineaynı kurul tarafın- dan asicer kameraman ve ka- mera asistanı kullanma zo- runluluğu getirildi. Kendi per- sonelleriyle çalışmalan engel- lenen TV kanallan ise "bar- dagı taşıran son damla" ola- rak algıladıkları bu karar üze- rine Fransız birliklerinin ha- rekâtını izlememe kararı aldılar. Le Monde zam yaptı Bu arada savaşın yazıh ve görsel basın üzerine olumsuz etkileri süruyor. Le Monde gazetesi, fıyatını 1 frank art- tırarak (yaklaşık 550 TL) bu- günden itibaren 6 franga sa- tıunaya başlanacak (yaklaşık 3300 TL). Dün bir başyazıy- la duyurulan zam karanna ge- rekçe olarak gazetenin reklam gelirinde savaş nedeniyle kay- dedilen düşuş ve kalabalık dış muhabir kadrosu gösterildi. Geçmişte Le Monde gazetesi ile diğerleri arasında hep var olan fiyat farkı son yıllarda kapannuştı. Şimdi Le Monde, yine en pahalı gazete. DlŞBASIN DERTACESSPIECEL Aldatılmış ulus Araplar Prof. UDO STE1NBACH * (Alman Ortadoğu Enstittisü Müdiırü) Arapların çoğunluğu, hâlâ son 75 yıllık tarihinin etkisi altındadır. Arap âleminin büyük bölümü bundan yetmiş beş yıl önce bir Arap devleti kurraak uğruna Osmanlı tmparatorluğu'na karşı birleşmişti. Savaşın sonunda Araplar kendilerini Avrupa devletlerinin dikte ettiği bir düzen içinde buldular. Bu BUSH — Yeni bir düzen mi? düzen Araplar arasında keyfi sımrlar çizmekle kalmamış, Arap âlemini mandası altına alarak uluslararası hukukça tanınan bir özne olmasına izin vennemiştir. Ayrıca tngiltere tarafından 1917 Balfour Deklarasyonu ile teşvik edilen siyonist göç Araplarda, Arap topraklarında bir Yahudi devleti kurulacağı yolunda tedirginlik başlatmıştı. Nihayet Israil devletinin kuruluşu bir "felaket" olarak bugüne kadar iyileşmeyen, sadece Mısır örneğindeki gibi kabuk bağlayan bir yara açmıştır. Fiüstin'in bu kurum tarafından bölünmesinden sonra Araplar, BM'den iyi şeyler beklemiyorlar. Tarihsel deneyimleri gösteriyor ki büyük devletler uluslararası hukuka atıfta bulunup çokuluslu örgütler adına harekete geçtiklerinde, daima öncelikle kendi öz çıkarlarına hizmet etmektedirler. Başkan Bush birlıklerini Suudi Arabistan'a yollamaya başladığında birçok Arap bu deneyim ışığında meselenin özünü şöyle kavramıştır: Bir kere daha Batı'run bölgedeki ve petrolündeki çıkarlan ön plandadır. Bir kere daha uluslararası hukuk kisvesi altında Batı, Birleşmiş Milletler'i âlet ederek kendi öz çıkarlannı savunmaya gelmiştir. tsrail devletinin 1948'de kuruluşundan beri ABD bu devletin garantörü durumundadır. Oysa Israil devleti Arap komşulannın bilincinde hiçbir köke ve meşruiyete sahip değildir. Böylece Arap âleminde iki travma birleşerek psikolojik bir saatii bomba haline gelmiştir: Bir kere daha Araplar Batıh bir devletin egemenliği altına girmiş ve Araplarm aczinin simgesi olan tsrail devleti kurulabUmiştir. tsrail'e ateşlenen füzeler anlamsız bir zorbalık olarak görülmemekte; bir saldırganlığa karşı uzun zamandır ihmal edilmiş direnç olarak hissedUmektedir. Başkan Bush'un planlanna göre savaştan sonra "yeni bir dünya düzeni" oluşturulacak. Şunu hemen söyleyelim: Batı'nın çıkarlannı gizlemeyi başaramayan bir dayatma sonucu kurulacak düzen, Ortadoğu'da kesinlikle kahcı olamaz. Arap âleminde geniş kesimlerin tepkisi, öfkesi hafife alınmamalıdır. Bu tepki Batı'yı Arap, dolayısıyla lslam âlemi ile tarihsel ilişkilerine eleştirel gözle bakmaya sevk etmelidir. Sonunda uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler, kurulmasıru arzu ettiğimiz "yeni dünya düzeni"nde Arapları da bağlayıcı bir çerçeve oluşturmahdır. Ama bu yeni düzenin ölçütleri gerçekten evrensel hale getirihnelidir. Adalet ve kendi kaderini tayin hakkı bu ölçütlerin başında geliyor. Bu kriterlerin sürekli olarak sapunldığını gören ve tarihinde bundan acı tecrübeler çıkarmış olan halklann, söz konusu kriterlerin evrenselliği konusunda önce ikna edilmeleri gerekiyor. (18 Şubat)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle