Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
CezaYasası'na makyaj
Birçok kişinin yurttaşlıktan çıkarılmasınayol açan 140. maddenin kaldırılması gündemde
"Devletin yurtdışındaki itibar ve nüfuzunu
kıracak şekilde haberler neşredenler ile ulusal
çıkarlara zarar verecek faaliyetlerde
bulunanlara 5 yıldan az olmamak üzere ağır
hapis cezası verilmesini" öngören 140.
maddenin önümüzdeki günlerde TBMM
Genel Kurulu'nda ele alınarak yürürlükten
kaldırılması karara bağlanacak.
TURAN YILMAZ
ANKARA — DSP Genel
Başkanı Biüenl Ecevit'in de ara-
lannda bulunduğu binlerce ki-
şinin tutuklanıp yargılanması-
na, birçok kişinin de yurttaşlık-
tan çıkanlmasma gerekçe oluş-
turan Türk Ceza Yasası'nın
140. maddesi yürürlükten kaldı-
nlıyor. TBMM Adalet Komis-
yonu, bu maddenin "suç unsur-
larının belirsiz olması nedeniy-
le uygulamada büyük tereddiit-
lere yol açacagı" gerekçesiyle
TCK'dan çıkarılmasını kabul
etti. Hukuk otoritelerince "dii-
şttnce suçunun en iyi örneği" di-
ye nitelenen 140. maddenin kal-
dırılması yönündeki bu karar,
önümüzdeki günlerde TBMM
Genel Kurulu'nda ele alınarak
bir sonuca bağlanacak.
"Devletin yurtdışındaki itibar
ve nüfuzunu kıracak şekilde ha-
berler neşredenler Ue ulusal çı-
karlara zarar verecek faaliyet-
lerde bulunanlara" 5 yıldan az
olmamak üzere ağır hapis cezası
verilmesini öngören bu madde
de, 141 ve 142. maddeler gibi
ttalyan Ceza Yasası'ndan alın-
dı. 1936 yıhnda TCK'ya soku-
lan ve geçen 55 yıl içinde fazla
değişikliğe uğratılmadan günü-
müze değin korunan bu madde-
yi, dünya hukuk literatürune
Mussolini'nin liderliğini yaptığı
faşist ltalyan yönetimi koydu.
1926 tarihli Devleti Koruma Ka-
nunu ile yaratılan bu madde,
1930 tarihli ltalyan Ceza Yasa-
sı'nın da 269. maddesi oldu.
Ünlü 141 ve 142. maddeler de
bu yasamn 270 ve 272. madde-
lerinde yer aldı. 141 ve 142.
maddeler de tıpkı 140 gibi yine
ilk olarak Devleti Koruma Ya-
sası ile yaratılmıştı.
Ceza hukukçusu Prof. Dr.
Faruk Erem, bu maddenin Dev-
leti Koruma Yasası'na, "yaban-
cı memlekette, ttalyan faşist re-
jimi aleyhine faaliyetlerde bulu-
nan kimseleri cezalandınnak ga-
yesiyle konuldugunu" beürtti.
Erem'in bu maddeye ilişkin
eleştirisi şöyle:
"Tamamıyla muayyen bir re-
jimin tesiri altında nazırlanmıs
bir hükümdür. Bu itibarla ka-
nunumuza alınması isabetsiz ol-
muştur. Diger yandan yanlış
tatbikatı haberieşme hürriyetini
tehdit eder."
140'ın tarihi, Erem'in bu kuş-
kusunu doğrulayan örneklerle
dolu.
Damokles'in kılıcı
Adalet Bakanı'run izni ile uy-
gulanabilen bu maddenin en
önemli mağdurlan, 12 Eylül
1980 sonrası yurtdışına çıkan
"politik göçmenler" oldu. 12
Eylül'den sonra yurttaşlıktan çı-
kanlan ya da yurttaşlıklan kay-
bettirilen yaklaşık 15 bin kişinin
önemli bölümünün bu madde
mağduru olduğu öne sürülüyor.
Türkiye'de yargıç önüne cıkan-
lar da sayı olarak az değil.
Son 5 yılda bu madde nede-
niyle yargıç önüne çıkanlann sa-
yısının 250 kadar olduğu sanı-
hyor. Yalnızi 986-88 yıllan ara-
sında bu maddeden yargılanan-
lann sayısı 180. Istatistiklere gö-
re 1986'da açılan 11 davada 15
sanık, 1987'de 43 davada 45 sa-
nık, 1988'de 46 davada da 120
sanık yargıç önüne çıktı.
Eski başbakanlardan DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit'in
de bu maddeyi ihlal ederek
"Türkiye'nin hariçteki itibar ve
nüfuzunu kırıcı faaliyette
bulunduğu" öne sürüldü. 12
Eylül doneminde Ecevit, bu sav-
la 2 ay kadar tutuklu kaldı,- yar-
gıç önüne çıktı.
Ecevit, ne yapmıştı?
Ecevit 1983'te, Danimarkalı
bir gazeteciyi evinde kabul ede-
rek çaylarını yudumlarken bir
süre sohbet etti. Ülkesine dönen
gazeteci, Türkiye'deki "fısıltı
gazetesi"nden duyduklannı, bu
sohbette edindiği izlenimlerle
birleştirerek Ecevit'e atfen ha-
ber yaptı. Ecevit, bunun üzeri-
Anayasa Mahkemesi'nde
'redd-i hâkim' davası
Özden için
karar günüANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)— Anayasa Mahkemesi,
ANAP Genel Başkanı ve Başba-
kan Akbulut'un, Başkanvekili
Yekta Güngör Ozden'e ilişkin
"redd-i hâkim" başvurusunu
bugün ele alıyor. Özden'in ka-
tılmayacağı oturumda, SHP
Genel Başkanı Erdal Inönii'nün
bu başvuru üzerine dava dosya-
sına giren belgelerden birer ör-
neğin kendilerine verilmesi yö-
nündeki yazılı istemi de karara
bağlanacak. Özden, ANAP'ın
hakkındaki "redd-i hâkim"
başvurusuna ilişkin 100 sayfalık
yanıtını dün başkan ve üyelere
iletti.
Anayasa Mahkemesi heyeti,
bugun saat 10.00'da toplanarak
ANAP Genei Başkanı ve Başba-
kan Yıldırım Akbulut'un Yek-
ta Güngör Özden için yaptığı
"redd-i hâkim" başvurusunu
incefeyecek. özden'in yerine
mahkemenin kıdemli üyesi,
Uyuşmazlık Mahkemesi Başka-
nı Yılmaz Aliefendioglu'nun
katüımıyla oluşacak heyetin, bu
başvuruya ilişkin kararını bu-
gün vermesi bekleniyor. Heyet,
aynca SHP Genel Başkanı tnö-
nü'nün bu konudaki yazılı baş-
vurusunu da ele alarak karara
başvurunun, o dönem bazı sağ
yayın organlannda çıkan haber
ve yorumlar doğrultusunda ha-
zırlandığmı savundular. Bu ara-
da, ANAP yöneticilerinin, söz
konusu panele katılan hukukçu
ve yazariarla da herhangi bir gö-
rüşme yapmamaları dikkat çek-
ti. Bu panele katılanlardan ga-
zeteci - yazar Nazlı Ilıcak ve
Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı, öz-
den'in "ihsas-ı rey" olabilecek
sorulara yanıt vermediğini, bu
yönde görüş açıklamaktan
özenle kaçındığmı ifade ettniş-
lerdi.
Prosedür nasıl
işleyecek?
Anayasa Mahkemesi Kuruluş
Yasası'nın 47 ve 48. maddeleri
başkan ve üyelerin reddedilme-
si konusunu düzenliyor. 47.
madde, başkan ve üyelerin, ta-
rafsız hareket edemeyecekleri
kanısını haklı kılan haÜerin da-
va açılmadan ya da iş mahke-
meye gelmeden önce mevcut ol-
duğu savı ile reddedilebilecekle-
rini öngörüyor. Bu madde, ret
başvurusunun, reddedilen üye-
nin katılmayacağı bir oturumda
ele alınmasını ve Anayasa Mah-
Anayasa Mahkemesi, ANAP Genel Başkanı
ve Başbakan Akbulut'un, mahkemenin
Başkanvekili Yekta Güngör Özden için yaptığı
redd-i hâkim başvurusunu görüşüyor.
Oturuma Özden katılamayacak.
bağlayacak. İnönu, 12 şubat gü-
nü Anayasa Mahkemesi Baş-
kanlığı'na ilettiği yazılı başvuru-
sunda, ANAP'ın "redd-i
hâkim" başvurusunu TRT'den
kamuoyuna yansıtış biçimini
sert bir dille eleştirmişti. taönü,
"hukuk devleti, yargı bağımsız-
bgı ve yargıç güvencesi açısın-
dan son derece düşündürücü"
bir durum olarak nitelediği bu
duruma TRT'nin de alet oldu-
ğunu belirterek tarafı olduklan
bu davanın dosyasına giren bel-
gelerden birer örneğin, buna
ilişkin görüşlerini iletmeleri için
kendilerine verilmesini istemiş-
ti.
Polis kuryesi
ANAP, "redd-i hâkim" baş-
vurusuna dayanak aldığı ve Öz-
den'in konuşmacı olarak katıl-
dığı Ege-Sav'ın İzmir'de düzen-
kdiği paneldeki konuşma me-
tinlerini Izmir Valiliği aracıhğıy-
la "polis knryesi" kullanarak
almıştı. Bu durum, vakıf yöne-
ticilerince de dogrulanmıstı. Öz-
den'in konuşma metnini bu şe-
kilde alan ANAP'ın, Anayasa
Mahkemesi'ne ilettiği "redd-i
.hâkim" dilekçesinde, bu konuş-
madan alıntı yapmaması dikkat
çekti. Hukuk çevreleri, Başba-
kan Akbulut imzası ile yapılan
kemesi heyetince kesin bir bi-
çimde karara bağlanmasını hük-
me bağhyor. Ayru madde, ret is-
teminin şahsi olduğunu, kuru-
lun toplanmasına engel olacak
sayıda üyenin reddine ilişkin is-
temlerin dikkate alınamayacağı-
nı da öngörüyor.
48. madde ise ret dilekçesin-
de, ret nedenlerinin açıkça gös-
terilmesini, gerekli kanıtlann da
büdirilmesini öngörüyor. Bu
madde, bu koşulları içermeyen
dilekçelerin reddedilmesini hük-
me bağhyor. Aynı madde, ye-
mini kanıt olarak kabul etmi-
yor. 50. madde ise "redd-i
hâkim" isteminin reddedilmesi
halinde, bu başvuruyu yapan-
dan "ret isteminin mahiyetine
göre" 10 bin liradan 100 bin li-
raya kadar para cezası alınma-
sını hükme bağlıyor.
Anayasa Mahkemesi'ne daha
önce bir kez "redd-i hâkim"
başvurusu olmuştu. Yargıtay
Başsavcı Vekili Ibrahim Polat,
DYP'nin Siyasi Paıtiler Yasası'-
na aykınhktan kapatılması iste-
miyle açtığı davada, mahkeme-
nin o dönemki Başkanı Ahmet
Hamdi Boyacıoğlu ile üye Yek-
ta Güngör Özden hakkında
"redd-i hâkim" isteminde bu-
Iunmuş, ancak heyet bu istemi
reddetmişti.
Otoyolm
KOZYATAGI, SAAT 12.00— B'i fotograf 17 Şubat 1990 günü saat 12.00'de Çakmak Mahalle-
si'ni Kozyatagı'na bağlayan yolda çekildi. (Fotograf: Turgut Ögreten)
Kaza 'geliyorum' diyorİstanbul Haber Servisi — Ikinci Boğaziçi
Köprusü'nün çevre yollarını oluşturan
Kınalı-Sakarya otoyolunun yapımı hızla
sürerken otoyolun İstanbul çevresinde
hizmete açılan bölümlerde de büyük
tehlikeler yaşanıyor. Otoyol çalışmalannın
başlamasından sonra çevrede oluşan kaçak
yapılaşma, projede olmayan yaya geçitlerini
zorunlu kılıyor.
Muteahhit firmalar ise eldeki projeyi
çabuk bitirmeye çalışırken alt
geçit sorununu gundeme getirmiyor. Paralı
otoyollar ve sürat yollarında zorunlu olan
koruma tellerinin yetersizliği ve yer yer
yayalar >
tarafmdan sökülmesi sürücüler ve
yayalar için büyük tehlike yaratıyor. Fatih
Sultan Mehmet Köprusü'nün Ümraniye
kavşağından
Mahallesi'ni Kozyatağı'na bağlayan otoyol,
bölgede son 3 yılda mantar gibi biten yeni
mahallelerin sakinleri tarafından âdeta
"sokak" gibi kullanılıyor. Çevre sakinleri,
otoyolun altgeçidi olmadığını belirterek
Karayolları tarafından yapılan koruma
tellerini sökerek karşıdan karşıya geçiyorlar.
Yeni açıldığı için trafiğin fazla yoğun
olmadığı otoyolda oynayan çocuklar hızla
giden sürücüleri heyecanlandınyor. Avrupa
yakasında Mahmutbey-Selimpaşa arasındaki
paralı otoyolda ise zaman zaman görülen
sığır sürüleri küçük kazalara neden oluyor.
Yolda görevli trafik ekipleri ise koruma
tellerinin yetersizliği nedeniyle sürücülerden
gelen şikâyetlere çare bulamıyor.
ne tutuklanıp Ankara Sıkıyöne-
tim Askeri Maıikemesi'nde yar-
gıç önüne çıkanldı. Ecevit, an-
cak bu gazetecinin "gerçegi"
anlatması üzerine beraat
edebildi.
Bu maddenin ilginç uygula-
malanndan biri de Isveç Radyo-
su'nda çalışan Hadi Orman'ın
başına geldi. Ecevit'in bu dava-
sını Isveçlilere duyuran Orman
hakkında Isveç Büyukelçisi'nin
durumu bıldirmesi üzerine da-
va açıldı, gıyabi tutuklama ka-
rarı çıkanldı. Sonuçta dosya,
"sanık bulunamadıgı" için ra-
fa kaldırıldı, ancak Orman da
bu nedenle yurttaşlıktan çı-
karıldı.
Hukukçular, bu maddedeki
suçun yamızca neşir ile müm-
kun olabileceğini belirtiyorlar.
Ancak yaşanan örnekler bunun
tam tersini ortaya koyuyor. Bu
maddeden yargılanarak Türki-
ye için kınlması güç bir ceza re-
korunun sahibi yazar tsmail Be-
şikçi, Isviçre Yazarlar Birliği
Başkanı bayan Beauriinger'e
yazdığı özel bir mektup nede-
niyie sanık oldu. 1979'daki bu
mektubunda, "Türkiye'de bir
Kiirt sonınunun bulundugunu,
ülkede özgürluklerin askıya
alındıgım" bildırdiği için Göl-
cuk Askeri Mahkemesi'nce 10
yıl ağır hapis cezasına çarptırıl-
dı. 1979-1986 yıllannı, 2 ayı ha-
riç tümüyle cezaevinde geçiren
Beşikçi'ye bu nedenle 5 yıl da
zorunlu ikamet cezası verildi.
TİP Yönetim Kurulu üyesi
Burhan Cahit Ünal, ttalyan Ko-
münist Partisi Kongresi'nde çe-
kilen ve fonunda "orak-çekiç"
bulunan bir fotoğrafta görün-
düğü için bu maddeden sanık
olurken, aralarında Genel Sek-
reter Akın Birdal'ın da bulun-
duğu 5 tnsan Hakları Derneği
yöneticisi de Paris'te düzenle-
dikleri bir basın toplantısmda-
ki açıklamalarından ötürü An-
kara DGM'de yargılandılar. Bu
davada, 140'ın, anayasaya ay-
kın olduğu gerekçesiyle iptali is-
temiyle Anayasa Mahkemesi'ne
götürülmesi istemi mahkeme
heyetince kabul edilmedi.
Aynı mahkemede yargı lanan
TBKP liderleri Nihat Sargın için
bu maddenin 19 kez, Haydar
Kutlu için de 17 kez uygulanma-
sı isteniyor. Yani, Sargın için 95
yıl, Kutlu için de 85 yıl ağır ha-
pis cezası anlamına geliyor bu.
Savaştan kaçtılar
Izmîrlde
160 bin
göçer
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) — Körfez krizinin başla-
masından bu yana Güneydoğu
Anadolu ve Doğu Anadolu'dan
îzmir'e yaklaşık 160 bin kişinin
göç ettiği bildirildi. Emniyet
Müdür Yardımcısı Bedrettin
Acar, kent nüfusunun her geçen
gün arttığını belirterek son bir
hafta içinde yapılan operasyon-
larda 500 kişinin gözaltına alın-
dığım, bir kişi dışında diğerleri-
nin kısa surede serbest bırakıl-
dığını söyledi.
Körfez krizinin başlamasın-
dan bu yana îzmir'e özellikle
Güneydoğu Anadolu'dan çok
sayıda yurttaşın geldiğini belir-
ten Acar, büyük kentlerde asa-
yişi sağlama konusunun önemi-
ne değinerek şunları söyledi:
"İzmir zaten kalabalık bir
kent, sürekli göç yaşıyor. Özel-
likle Körfez krizinin başlamasın-
dan bu yana Güneydoğu Ana-
dolu ve Doğu Anadolu bölgele-
rinden gelenlerin sayısı arttı.
Yaklaşık 160 bin kişi geldi. tz-
mir'e gelen ailelerin, tzmirlilerin
huznr içinde yaşamalan için
asayiş şube ve diğer şubeler or-
taklaşa operasyonlar düzenli-
yorlar. Görevliler şüpheli görü-
len ve üzerlerinde kimlikleri bu-
lunınavanlan gözaltına alıyor-
lar. İçişleri Bakanlığı bilgi top-
lama merkezinden durumlan
sonılan kişilerden sabıka kayıt-
lanna rastlanmayanlar salıveri-
Uyor. Yapbgunız son operasyon-
larda, bir bafta içinde 500 kişi
gözaltına alındı. Bunlann ara-
sında 1 asker kacağı belirlendi.
Digerleri kısa surede serbest bı-
raküdı."
Basın Konseyi Rahmi Tiıran'ı uyardı
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Meydan
Gazetesi'nde Ender Arol imzasıyla Güneş
Gazetesi Ankara Temsilcisi Nurcan Akad
aleyhine yazılan yazı nedeniyie gazetenin
Genel Yayın Müdürü Rahmi Turan'ı uyardı.
Haber Merkezi — Basın Kon-
seyi Yüksek Kurulu, Meydan
Gazetesi Genel Yayın Müdürü
Rahmi Turan'ın uyanlmasına
karar verdi. Konseyin bir adli
merci olmadığı hatırlatılan ka-
rarında basın meslek ilkelerinin
Ongörduğü "Manevi ve abiaki
ölcülere uyulmasının genel yayın
müdürlerinin sorumluluğu al-
tında bulunduğu" belirtildi.
Konsey aynca Sabah ve Bugun
gazetelerinin, haklarında yapı-
lan şikâyete karşı takındıkları
tavrı olumlu buldu.
Yüksek Kurul geçen cuma gü-
nü yaptığı toplantıda kendisine
yapılan başvuru ve şikâyetlerle
ilgili kararlar aldı. Konsey top-
lantısında ilk olarak Kıbrıs Do-
ğu Akdeniz Üniversitesi Rektö-
rü Prof. Dr. Okan Tarhan'm
Hürriyet gazetesinde 9-10 Ara-
lık 1990 tarihkrinde yayunlanan
Saygı Öztürk imzalı "Üniversi-
tede Torpil Skandalı", "Üniver-
sitenin Torpilli Ögrencileri Bel-
li Oldu" başlıkh iki haberde,
"üniversitenin manevi şahsiyeti-
nin rencide edildigi", "üniversi-
teyle yeterli iletişim
kurulmadan" verfldiği iddialan-
nı karara bağladı. Konsey, ha-
berlerde yer alan somut iddiala-
rın hiçbirinin yalanlamada açık-
ça yadsınmadığım, aynca muha-
birin rektör yardımcısıyla yaptı-
ğı görüşmeye ilişkin ifadelerin
de yalanlama yazısında redde-
dilmediğini tespit ederek Rektör
Okan Tarhan'ın başvurusunu
yerinde bulmadığına karar ver-
di.
Konsey, Türk hafif müziği sa-
natçısı Suna Yıldızoglu'nun, Bu-
gun gazetesinde 5 Ocak 1991 ta-
rihinde yayımlanan "Bir Türk-
ten Çocuk Doguracagım' ve Sa-
bah gazetesinde 11 Ocak 1991'de
yayımlanan "Türkten Çocuk
lstiyor" haberlerini, "sosyal iti-
barinın zedelendigini" öne süre-
rek yaptığı başvuru üzerine ele
aldı.
Yüksek Kurul, Bugün Gaze-
tesi Genel Yayın Yönetmeni Ay-
dın Öztürk'ün konuyla ilgili ola-
rak, "Yıldızoglu'nun uygun gö-
recegi bir düzeltmeyi yayımla-
maya hazınz" şeklindeki yakla-
şımını olumlu, Sabah Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni Zafer
Mutlu'nun da "aynı olumlu yak-
lasım"r göstermesini 'takdir
duygusu" ile karşıladı.
Turan'a uyan
Basın Konseyi Yüksek Kuru-
lu Güneş Gazetesi Ankara Tem-
silcisi Nurcan Akad'ın Meydan
gazetesinde 27 ocakta yer alan
Ender Arol imzalı yazıyla ilgili
başvurusunu ele aldı. Akad ya-
zıda "cinsiyeti nedeniyie
aşagılandığını" ve "kamu yara-
n olmadığı halde özel yaşamının
konu edildigini"bildirerek kon-
seye başvurdu. Konsey bu konu-
da verdiği kararda şunları açık-
ladı:
"Sayın Rahmi Turan, kendi-
sinin hukuki bir sonımluluk ta-
şunadığını, yazıyı yazanın ve so-
rumlu yazı işleri mudürunün bi-
lindigini belirterek şikâyete iti-
raz etmiştir. Basın Konseyi Yük-
sek Kurulu, konseyin bir adli
yargı mercii olmadığı, şikâyetieri
basın meslek ilkelerinin temelin-
de manevi ve ahlaki ölçüleri dik-
kate alarak değerlendirdiği ger-
çeginin ışığında, basın meslek il-
kelerinin öngördüğü manevi ve
ahlaki ölçülere uyulmasının ge-
nel yayın müdürlerinin sorum-
luluğu altında bulunduğu görü-
şüyle Sayın Rahmi Turan'ın uya-
nlmasına, gizli oyla ve oybirli-
ğiyle karar vermiştir."
DUNYADA BUGUN
AUSIRMEN
Afiyet Olsun...
ANAP'taki tartışmaları tüm yurttaşlar ilgiyle izliyorlar.
Haklılar da. Çünkü son olay ile birlikte siyasal yaşamımız-
da yepyeni bir sayfa açılmıştır. Artık Çankaya'da oturan ve
ettiği yemin gereği tüm siyasal partiler karşısında yansız ol-
ması gereken kişi, taraflılığı o denli ileri götürmüştûr ki ANAP-
ın İstanbul il başkanının kim olması gerektiğine bile karış-
makta, hatta bu amacını gerçekleştirmek üzere kampanya
açmış bujunmaktadır.
Sayın Özal, tarafsızlığını bozmadığını ileri sürûyor ve bun-
dan önceki dört cumhurbaşkanının partilerie ilişiği olmadı-
ğını vurguladıktan sonra kendi durumunun farkiı olduğunu
söylüyor.
Yani Sayın Özal'ın tarafsızlığı, kendi yorumundan çıkan
kendine özgü bir tarafsızlık oluyormuş.
Biz, Sayın Korutürk'ün görev süresinin sona ermesinden
bu yana 11 yıldır Çankaya'daki fetret devrinin sona ermedi-
ğine inananlardan olduğumuza göre açıklama bizi fazla il-
gilendirmiyor. Hatta, Çankaya'nın tarafsızlığının, kişilerin yo-
rumuna göre değil, demokrasinin nesnel kurallanna ve bun-
ların anayasada somutlaşmış açıklamalarına göre yürütül-
mesi gerektiği tartışmasına bile girmiyoruz.
Zaten açıklama da bizlere yönelik değil, ANAP'lı delege-
lere ve hâlâ ANAP'ın tabanında kalanlar ile bu partiye oy ver-
me olasılığı bulunanlara yöneltilmiştir.
Yerlerse.
Zaten Semra Hanım'ın il başkanlığının, aydınlık kafa yapı-
sına sahip bir Türk kadınının politikaya atılmasına yönelik bir
yenilik olduğu yolundaki savlar da yurttaşların çoğuna yö-
nelik değil. Şimdi bütün amaç; ANAP delegelerini inandır-
maktır.
Aynı şekilde Semra Hanım'ın adaylığının, parti içindeki mu-
hafazakâr kanadın, daha doğrusu Keçeciler öndeıiiğindeki
şeriatçı takımının ağırtığının fazlaca artmış olmasına karşı bir
önlem olarak düşünüldüğü savı da yurttaşların çoğunluğu-
na yönelik değil.
Yurttaş, Özal'ın başbakanlığı doneminde bile Milli Eğitim'in,
İçişleri Bakanlığı'nın, Adalet Bakanlığı'nın ve devletin bir sü-
rü kurumunun şeriatçı takımın eline geçirilmekte olduğunu
bilmiyor mu?
Yurttaş, Türk siyasal yaşamına Devlet Planlama koridor-
larında takunyalarını şakırdatarak gezinip "Takunyalılar" de-
yişini yerleştirenlerin kimler olduğunu bilmiyor mu?
Yurttaş, aile boyu şeriatçılığın devleti nasıl parsellediğini,
bir biraderin DPT'de öneri hazırladığını, öbür biraderin bu
önerileri yürürlüğe koyduğunu, bir başka biraderin de yürür-
lüğe konan kurallarla köşeyi nasıl döndüğünü unuttu mu?
Yurttaş, şimdi laikliğe soyunanlann devleti nasıl Nakşibendi
sultasına soktuğunu hiç mi görmedi?
Bütün bu açıklamalar yurttaşa yönelik değil, satt ANAP de-
legelerine yöneliktir. Amaç; onları istenen doğrultuya çek-
mektir.
Yerlerse.
Milliyetçi - muhafazakâr kanadın, şimdi tek adam sultası*
na karşı bayrak açmış görünenlerine de fazla kulak asmıyor
yurttaş. Her şeyden önce, "milliyetçi - muhafazakâr" etiketi-
nin nasıl köşe dönmek için kullanıldığını, tarikat oyunlarının
ardındakı ekonomik çıkarları, Türkiye'nin en büyük ilinin bir
il başkanı tarafından, nasıl herkesin gözünün içine bakarak
ve kutsal kavramlar kisvesı ardında parsellendiğini biliyor
yurttaş.
Yurttaş, şimdiye dek aynı kanadın, tek kişi sultasına nasıl
boyun eğdiğini, tüm çıkışlarına karşın nasıl kuzu kuzu gkJip
hepsinin istenen oyu verdiğini de biliyor.
'Yurttaş, tek kişi surtasından da demokratik olmayan ge-
lişmelerden de sözü edilen kanadın hiç mi hiç rahatsız ol-
madığını, tek rahatsızlığın, devlete hu çektirme, laikliğin üze-
rine şeriat cüppesi giydirme gırişıminde arada çatlak see Ç4-
kar gibi olmasından tedirginlik duyduğunu, aslında Semra
Hanım'ın da zevci gibi bu gidişi falan durdurmayacağını bil-
diklerini, ancak kendi tabanlarını Refah'a kaptırmamak için
salt Semra Hanım'ın görüntüsünü içlerine sindiremedikleri-
ni biliyor.
Bu yüzdendir ki tüm savlar da ANAP'ın delegelerine ve
üyelerine yöneliktir.
, Yerlerse.
Acaba yerter mi dersiniz?
Vallahi şimdiye kadar neleri yiyip yuttukları, neleri sineye
çektikleri düşünülürse, verilecek yanıt "Yerler yerler, onları
yediklerine göre bunu da pekâlâ yerler ve içlerine de
sindirirler" diye düşünmek pek yanlış olmasa gerek.
"Afiyet olsun"!
KISA KISA
• Malatya'nın Doğanyol ilçesine bağlı Gümüşsuyu köyü
ve Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesinde çığ düşmesi .
sonucu beş kişi öldü. Gümüşsuyu köyü Karahüseyin
mevkiinde önceki gün düşen çığ, dün sabah tamamen
kaldırıldı. Çığ altından Ramazan Sekman ile Orhan
Varol'un cesetleri çıkanldı. Ölen iki kişinin, evlerinde
elektriklerm kesilmesi nedeniyie anzanın bulunduğu
direkleri aramaya çıktıklan ve bu sırada düşen çığ altında
kaldıkları belirtiliyor. Ekinözü ilçesi Gümüşderesi
mezrasından Ambar Köyü'ne gitmekte olan llyas Salman,
Mustafa Sas ve Cuma Doğan çığ altında kalarak
hayatlannı kaybettiler.
• Sıvas ve
çevresinde 16 günden
beri devam edem
kötü hava şartlan
750 köy yolunun
kapanmasına neden
oldu. Köy Hizmetleri
Bölge Müdürü
Yakup Gülmez
"Sayıyı asgariye
indirmeye
çalışıyoruz" dedi. Bu
arada Vali Bekir
Aksol da kotü hava
şartlarının özellikle okullarda eğitimi olumsuz etkilediğini
söyledi. Aksoy, suları donan okullann bir haftadan beri
don çözülmediği için su sıkıntısı çektiğini söyledi.
• Körfez savaşı nedeniyie Irak'tan Türkiye'ye son iki
günde asker ve sivil toplam 281 kişinin giriş yaptığı
bildirildi. Yetkililerden edinilen bilgiye göre Körfez krizinin
başlamasından bu yana Türkiye'ye sığınanlann sayısı
1416'ya ulaştı. Yetkililer, son iki gündür sınınn Şırnak
kesiminden Türkiye'ye girişlerde yoğunluk yaşandığını ve
geçişlerin devam ettiğini söylediler. Dün de 38'i asker, geri
kalanı da kadın, çocuk ve sivil olan top!am-88 kişinin
Silopi kesiminden giriş yaptıkları, bunlann daha sonra
Van, Hakkâri, Tatvan sığınmacı kamplarına alındıkları
kaydedildi.
• Milli Eğitim, Ulaştırma, Tarun Orman ve Köy Işleri
bakanlılanna atamalar yapıldı. Dünkü Resmi Gazete'de
yayımlanan kararlara göre Milli Eğitim Bakanlığı
Müşavirliği'ne emekli öğretmen Necmettin Uçkan, Orta-
öğretim Genel Müdürlüğü'ne Mehmet Efeoğlu, Öğretmen
Eğitimi Genel Müdür Yardımcılığf na Necmettin Şakar,
Talim Terbiye Kurulu üyeliğine Sağlık Işleri Daire Başkanı
Haşim Ayaokur, Niğde MilJi Eğitim Müdürlüğü'ne de
Abdurrahman Metirer getirildi.
• İtalya'nın Ankara Buyükelçiliği Askeri Ataşeliği'nde
görevli diplomatm otomobiline bomba kondu. Ismi
açıklanmayan ttalyan diplomat, otomobilinin altında
bombayı görünce, elçilikteki bomba imha ekibine haber
verdi ve bomba zararsız hale getirildi. ltalyan
Buyükelçiliği, olayı doğrularken, dıplomatın adı
açıklanmadı.
• Bursa'nın Inegöl ilçesine bağlı Ortaköy'de geçen hafta
3 kişiyi ısıran bir köpeğin kuduz olduğu anlaşıldı. Kuduz
köpek tarafından ısınlanlar lnegöl Devlet Hastanesi'nde
tedavi altına alındı. Kö>:e hayvan giriş-çıkışı 6 ay süreyle
yasaklandı. Yetkililer, köylüleri, köyde başıboş köpeklerin
dolaşmasına izin vermemeleri konusunda uyardılar. Bu
arada, köyde 25 köpek itlaf edildi. 35 köpek de kontrol
altına alındı.