Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3
Körfez savaşk Türkiye'nin büyük umudu olan mavi sektöre çok ağır bir darbe vurdu
Tiirk turizmi 9Fde tatile eıktı
OLÛM NOKTASINA POĞRD
lurizmciler, sektörün batma noktasma hızla yaklaştığını
belirterek devletten destek arayışındalar. TÜRSAB Başkanı
Bahaettin Yücel, bu yılı şöyle tanımhyor: "Türk turizm
sektörüne yabancılar çok ucuz fiyatlarla hâkim olurlar.
Türkiye'nin bütün yatınmlannın üzerine konarlar. Şu anda
devlet 200 milyon dolarlık krediyi bulmazsa, bu parayla gelir ve
sektörü ele geçirirler. Belki de bir yerlerde programı yapıhyör"
Son 4 yılda eJde
edHen tarizn getiri
(milyon doiar)
2.556
3.396
2.355
1.721
1987 1988 1989 1990
Son 4 yılda
Türkiye'ye "şelen
turtst sayısı
(Bin kışı) 4
- 4 5 9
4.172
2.855
•1967 1988 1989 1990
SAVAŞ SONRASI UMUTLU
Türkiye'nin bir turizm ülkesi olarak potansiyelinden hiçbir şey
kaybetmediği, hatta kriz boyûnca değişen imajıyla 'çok şeyler'
kâzandığı, sektörde çahşanlann ortak kanısı. Savaş bittikten
sonra özellikle gelecek yıllarda turizmde yeniden bir 'bahar'
yaşanacağı belirtiliyor. Ancak 20 yıldır oluşan turizm
sektörünün temel yapısınm, kriz nedeniyle yıpranacağından
endişe ediliyor. Turizmciler devletten destek bekliyor.
CEMHAMULOGLU
Turizm... Türkiye'nin alün
çocuğu... Kalkınma programla-
ruıın mavi düşü... Yılda 4 mil-
yar dolarlık döviz geliri ile ül-
kenin 21. yüzyıldaki umudu...
Evet, bu çocuğa nazar değdi.
Daha doğrusu Körfez savaşının
"kem baluşı" Türkiye turizmi-
ni önce üşüttü, sonra yatağa atü
ve 91 yılında kolayca ayağa kal-
kamayacak kadar ağır bir has-
talığm pençesine düşürdü. Tu-
rizmciler şimdiden ilan ettiler bi-
le: "1991, Tiirk turizmiain kayıp
yılıdır. 1992ye bakalım!"
Tablo açık: Savaş patladı ve
Devlet
desteği
'yılan
hik yAnkara'da hemen herkes
turizmin desteklenmesine
'sıcak' bakmasına rağmen
bugüne dek turizm için
atılmış somut hiçbir adım
yok.
Ekonomi Servisi — Körfez
krizinden olumsuz etkilenen tu-
rizm sektörüne verilmesi diişü-
nülen devlet desteği "yılan hikâ-
yesi"ne döndu. Başta Cumhur-
başkanı Turgul Özal olmak uze-
re Ankara'da hemen herkes, tu-
rizmin desteklenmesine "sıcak"
bakıyor. Sektörün yaşadığı bu-
nalırru atlatması için gereken
yardımın ne olduğu da çok iyi
biliniyor. Ama Körfez krizinin
7. ayını doldurmasına ikı hafta
kalmasına karşın, turizm için çı-
kartılmış somut hiçbir yardım
bulunmuyor.
Sektörün hazırladığı ve Tu-
rizm Bakanhğı eliyle Yüksek
Planlama Kurulu'na sunulan
önlem paketi "prensip olarak"
benimseneli neredeyse 1 ay oldu.
îhsan Aküziim ile Giineş Ta-
ner'in aynı gün, 25 ocakta yap-
tıkları "turizme destek çıkü"
açıklamalarının üzerinden ise 3
hafta geçti. Ama sektör hâlâ
"bekliyor". Şimdilik tüm umut-
lar salı günü toplanacak olan
YPK'ya sunulması beklenen
Türkiye Kalkınma Bankası'nın
hazırladığı 200 milyon dolarlık
talebin kabul edilmesine bağlan-
mış durumda. Eğer turizm için
bu hafta da gereken çözüm bu-
lunmazsa, sektörün birleşerek
"sert" .bir tavır alması bek-
leniyor.
Uretici
turizmin
kıırbanıEkonomi Servisi— Körfez
krizi ile birlikte boşalan yatak-
lar yalnız turizmcileri değil, tu-
rizme ürün sağlayan öteki sek-
törleri de olumuz olarak etkili-
yor. Turizm sektörü, ülke eko-
nomisine yılda 3.5-4 milyar do-
larbk bir döviz katkısı sağlıyor.
Ama turizmin öteki sektörlerin-
de çalıştırma oranının l'e 4 ora-
nında olduğu belirtilerek turiz-
min Türkiye'ye aslında 15-16
milyar dolar tutannda bir kat-
ma değer kazandırdığı ifade
ediliyor.
Türkiye'nin en önemli turizm
merkezi olan Antalya'da üretici-
ler, 1991'i kaybedilmiş sezon"
olarak niteliyorlar. Cumhuriyet
Antalya muhabiri Bülent Ecevit,
bolgedeki üreticilerle görüştük-
ten sonra krizin "faturasım"
şöyle çıkarnyor:
"1990 yıknda 5.5 milyon tu-
rist gelen Tirkiye'de bir turistin
1 giinde yınm yumurta, 100
gran sflt, 200 gram et, 1 kilog-
ran meyve ve sebze yiyip içtiği
hesaplanıyor. 5.5 milyon turis-
ttn 10 gön Türkiye'de kalması 27
milyon 5O0 bin yumurtanın tü-
ketlmesi aılamına geliyor. Ta-
nes 250-2*5 TL olan yumurta-
u n turiznUe 6 milyar 875 mil-
yon TL.'lik piyasası buluncyor.
Bir sezonda 5.5 milyon kUog-
ram süt tiıketen tnristlerin gel-
nacnesi dnrumunda ise süt üre-
ttderinin zaran 16 milyar 500
nulyon lirrı buluyor.
Yaklasıktesaplarla 11 mflyon
kücgnuneiraketiktiginibetHien
iâmiciler bınun faturasuun 187
mJyar TLVe ulaştıgını söylü-
yodar.
Sebze vtmeyve ttretkileri ise
5 S nflyoa Uogramlık tüketimin
yok olmasaın piyasayı 55 mil-
ymı TL zanra sokacaguu belir-
tjytriar."
Körfez'e yakın Akdeniz ülkele-
rine turist akışı bıçak gibi kesil-
di. Son yıllarda belirgin bir ata-
ğa kalkan Türkiye turizmi, bu
işten en çok kaybeden ülkelerin
başında geliyor.
1990'da 5.3 milyon turistin
geldiği ve 3.9 milyar dolar dö-
viz getirdiği Türkiye'ye 1991'de
ne kadar turist geleceği şimdilik
belirsiz. Savaş marttan önce so-
na erse bile tamtun ve rezervas-
yon açısından bu mevsimi kur-
tarmak çok zor. Türkiye, geçen
yıl aldığı paym yansına bile ra-
zı olacak durumda. Aldıkları
kredileri ödeyemez duruma dü-
sen turizm yatınmcılan, isletme-
cileri ve seyahat acenteleri şim-
di devlet kapısında "destek"
arayışındalar.
Turizm stoklanamaz
"Hayal ve Util" sattıklannı
söyleyen turizmciler, "Tnrizm
bir tüketinı olayıdır ve tüketim
maddeleri arasuıda stoklanama-
yan tek üriindiır" diyorlar. Tu-
rizmin bu özelliğinin devlet ka-
tında yeteri kadar anlaşılama-
masından yakınan turizmciler,
"Biz öteki sanayi dallannda ol-
duğn gibi kriz anında malımızı
depoya kaldınp daha sonra
satamayu" diye ekliyorlar. Bu
yuzden "batma noktası"na
doğnı geriye sayımın son gün-
lerde hız kazandığına dikkat çe-
ken turizmciler, "Turizm sektö-
rii devletten para kopannak için
ağlaşıyor sanılıyor. Oysa gercek
çok farklı. Çimkü bu bunalımın
bedeli bir gün çok daha fazla-
sıyla ödenmek zorunda
kaunacak" diyorlar.
Piyasa kan ağlıyor
Krizin başlangıcı olan 2 ağus-
tostan bu yana, tam 7 aydır
"savaş halini" yaşayan turizm
piyasasının görünümü nedir?
Seyahat acentesinden işletme-
cisine, yatırımcısından turizm-
den yaşamını kazanan "turizm
işçisine" dek sektörün her kesi-
mi "kan aglryor".
Büyük kentlerdeki lüks otel-
lerden daha küçük çaplı işletme-
lere dek herkes yeterli
"dolulagu" yakalayamamak-
tan yakımyor. "Dev" hediyelik
eşya mağazaları ile sokaktaki
satıcının durumu ise birbirinden
hiç farklı değil. Sorunun aynı
nedenden kaynaklanması, bü-
yük küçük her kesimin aynı
dertten, turist olmamasından
yakınmasına yol açıyor.
Seyahat acenteleri ise yurtdı-
şı müşterileri bütünüyle kesildiği
için "iç turizme" ilgi gösteriyor.
Sömestr tatilinde kış turizmine
yönelik yatakları dolduran ama
kâr marjının düşük tutulması
yüzünden gereken kazancı sağ-
İayamayan acenteler, Ramazan
Bayramı'na umut bağlıyorlar.
Bir acente yetkilisi, "Bayram,
herkes için bir ümit. Agırlıklı
olarak iç turizmle ilgUenenlerin
zaten kendi konulan. Ama sa-
mnm bu konayla hiç ilgiknme-
yenler de biraz olsun para ka-
zaoabilmek için baynuna ilgi
duynyorlar" diyor.
"Ölüm Noktası"
yaklaşıyor
Beklediği desteği aylardır ala-
mayan turizm sektörü, "ölüm
noktası" için geriye sayıyor.
Türkiye Seyahat Acenteleri Bir-
liği (TÜRSAB) Başkanı Bahaet-
tin Yücel, acenteler için bu ta-
rihi, "28 Şııbat 1991 persembe
günii" olarak veriyor. "Bnnnn
sonucu ne olur" sorusunun ya-
nıtı ise şu oluyor:
"Türk turizm sektörüne ya-
bancılar çok ucuz fiyatlarla hâ-
kim olurlar. Türkiye'nin bütün
jatınmlaruun üzerine konarlar.
Şu anda devlet 200 milyon do-
larlık krediyi bulmazsa, bu pa-
rayla gelir ve sektöre hâkim
olurlar. Belki de bir yerlerde bu
senaryonun programı yapılı-
yor."
ÜSTSÜZ CENNETt ANTALYA ÖKSÜZ MÜ KALACAK? — Dünya turizm çevrelerinde "Türk
Rivierası" olarak adlandırılan Antalya sabiUeri, geçen yü 2 ağustostaki Körfez krizinden önce dop-
doluydu. Her gün Antalya ve Dalaman havaalanlanna inen binlerce turist bölgeye döviz ve canlı-
lık getiriyordu. Kıyı boyunca turistik tesislerin sayısı mantar gibi çogalırken bu tesislerde birçok
kişiye yenl iş alanlan açılıjordu. Her yd yaz aylannı 'üstsüz' fotograflan Ue karşılayan gazeteler
de turizmdeki canhlık ve umudu vurgnlayan haberler yapıyorlardı. Ancak bu yd durum farklı gö-
rünüyor. Körfez savaşı mart ayından önce bitse bile iptal edilen rezervasyonlann yeniden 'okey-
lenmesi çok zor. Üstelik başta tspanya olmak üzere savaştan uzak bolgelerdeki ülkeler 91 yazuun
kaymağını şimdiden kaptılar bile. Antalya bu yaz degil 'üstsüz' üstlii turiste bile hasret kalacak
gibi görunüyor. Geçen yaz bir tatil köyünde havuzbaşı hatırası. (Fotograf: Yusuf Toprak)
TURİZMİNDEĞİSİK[MU1ARINDAÇAUŞANLARKRİZKONUSUHDA NEDİYDR?
Turizmde muz cumhuriyeti olmayalım'Ekonomi Servisi — Turizm sektörünün de-
ğişik dallannda çalışan kişilere bu yılı nasıl de-
ğerlendirdiklerini ve turizm sektörünün içine
düştüğü kriz hakkındaki düşünceleri sorduk.
Işte yamtlan:
Armagan San (Gürkay Tiırizm yöneticisı):
Eğer biz bugün gereken teşvikleri uygulamaya
koymazsak sonumuz hüsran. Türkiye, doma-
tes, kavun ve karpuzla para kazanacak. Asıl
para olduğu gibi yurtdışına çıkacak. Adamlar
gelip burada ahşveriş merkezlerini bile acacak-
lar. Türkiye, turizmde Güney Amerika muz
cumhuriyeti gibi bir şey olacak. Olay oraya
doğru gidiyor.
Bahaettin \&cei(TÜRSABBaşkanO.Savaş bi-
ter bitmez yabancı tur operatörleri Türkiye1
nin fiyat indirmesi için oiağanüstü baskı ya-
parlar. Bunu önlemenin yolu kendi sektörü-
müzü sağlam tutarak bunu göğüsleyebilmek-
tir. Bizim bunu göğüsleyebilmemizi engellemek
için ellerinden geleni yapıyor bazıları. Bu ger-
çekleşirse yatınmlann karşılığını alamayız, be-
davaya başkalanna kullandırmış oluruz. Bel-
ki birileri bundan kâr eder. Ama tabii biz sek-
tör olarak da onların takipçisi olacağız.
Erdem Kocapmar (Net TUrizm ve Bazaar 54
Mağazaları Genel Müdürii): Kriz bizi bir hay-
li etkiledi. Mağazalarımız 1990'da 50 milyon
dolann üzerinde ciro yaptı, ama düşündüğtt-
müz hedefin yüzde 22 altmda kaldık. Kriz yü-
zünden çok ciddi tasarruflara gittik. Büyüme
planlanmızın ertelenmesinden telefon ve çay
giderlerine dek her şeyde tasarrufa gittik. Mas-
raflarımızı onda bire kadar düşürdük. Yüksek
maaşlı kalifıye personelimiz dayanışma goste-
rerek ücretlerinin onda birine çalışmaya razı
oldular. Biz programımızı 1991 yılında hiç tu-
rizm olmayacakmış gibi yapıyoruz. Kapılan
kapatmayacağız. Ama kapılardan giren kişi de
yok.
Necati Kayun (Antalya Sheraton Voyager Gn.
Md Yrd.): Normalin fevkinde bir düşüklük ol-
duğu kesin. Zaten ölü sezondayız, ama bu se-
zonda yapılan kongrelere krizin etkisi büyük
oldu. Tasarruf paketimizin tamamında olabil-
diğince tasarruf etmeye çahşıyoruz. Ama 5 yıl-
dızb bir oteli açık tutmamn maliyeti 10-15 bin
dolardan aşağı değil.
Ismail Acar-Sabri Sevim (Sultanahmet Aras-
tası esnaflan): Çarşının çayası bile kapayıp git-
ti. Çarşımn yüzde 6O'ı kepenklerini açmıyor.
Fiyatlan indirdik, zaranna satmak istiyoruz.
Ama alıcı yok. Bu gidişle çarşının anahtarla-
rını toplu olarak vakıflara teslim edeceğiz.
Cevat Sezgin (tzmir Büyük Efes Oteli Gn.
Md.): Önlem olarak yeni eleman almıyoruz,
mevcutlardan bir kısmını da izne çıkardık. Ya-
kıt masrafı fazla olduğu için üç bloktan ikisi-
ni kapattık, tek blokla hizmet veriyoruz. Ka-
pımızı açık tutmamn maliyeti 30 milyon TL'yi
bulur. Ama otel bunu her zaman çıkanr.
Caner Baykal (Miltur yöneticisı): Doluluk sö-
mestrde fena değildi, ama kâr marjı düşük tu-
tulduğu için gelir de az oldu. Şu anda ayağı-
mızı yorgammıza göre uzatıyoruz. Bayram için
kötümser değiliz en azından. Biz dış turizm
yapmazsak ölmeyiz.
Mustafa Kayacan (Kuşadası Fantasia Oteli Gn.
Md.): Bizim yerli müşterilerden oluşan bir po-
tansiyelimiz var. Onunla ayakta kalmaya çah-
şıyoruz. Herkes gibi küçüldük ve personelimizi
yüzde 60 oramnda azalttık. Yüzde 40 orarun-
da fiyat indirimi yaptık. Yaz aylan için önü-
müz kapkara, hiçbir şey göremiyoruz. Tesisi
kapatma diye bir şey olacağını sanmıyorum.
Ama çahşıyor gibi bir hava da olmaz herhal-
de.
Selim Dunı (Duru TUrizm): Kendi yurttaşlan-
mızı yurtiçinde en çok gezdiren acente olma-
mıza rağmen krizden en fazla etkilenen acen-
telerin başmda geliyoruz. Yurtdışmdan 15 mil-
yon dolarlık bir iş hacmimiz vardı. Şu anda sı-
fır, 1 dolar bile yok. İç turizmden daha fazla
randıman alabilmek için kâr marjını düşük tut-
tuk. Teşvikler çıktı çıkıyor deniyor, ama orta
yerde bir şey yok. Pabucumuzu bile sattık.
Tuncer Yalçındağ (Asya-Net Gn. Md.): Bizim
satışlanmız deri, kuyum, hediyelik eşya ve kon-
feksiyon ağırhküdır. Müşterilerimizin ise yüzde
99'u yabanadır. Yüzdeli oranındaki Türkler-
den öyle az satış yapıyoruz ki elektrik masra-
fını bile karşılayamaz. Yalmz deride yüzde 25
oramnda Türk müşterimiz vardı. Sattığımız de-
rilerle burayı döndürmeye çahşıyoruz.
Yılmaz Türkeri (Turizm Yatınmcılan Derneği
(TYD) Finansman Komitesi Bşk.): Dış ülkelerle
işletme anlaşması olan yatırımcüarın çoğu te-
sislerini acmamak niyetinde. Bugün bütün ya-
bancı işletmeciler dolduramamaktan korktuk-
ları için tesisleri açmamayı tavsiye ediyorlar.
İstanbul'un en dvdvli bölgesi bile Körfez krizi nedeniyle alışmadığı bir tenhcdığa büründü
Sultanahmet bu kadar sessiz kalmamıştıİstanbul'da turistik faaliyetlerin 'Kâbe*si
sayılan Sultanahmet çeyresi, Körfez savaşı
nedeniyle oiağanüstü bir tenhalığı yaşıyor. Yaz
kış hemen her mevsimde turistlerle dolup
taşan Ayasofya çevresi şimdi bomboş.
Ekonomi Servisi — İstanbul'-
un "turistik semtleri" olan La-
leü üe Sultanahmet, "tenha" fo-
toğraflar veriyor. Laleli'nin ara
sokaklarından başlayıp Sulta-
nahmet Meydam'nda bitecek kı-
sa bir geziden geriye, insanlann
suratmdaki bıkkmlığın yol açtığı
"ağırhk" kalıyor.
Otelinden butiğine, seyyar sa-
tıcısından kafesine dek piyasa-
mn her kesımi savaşı "içinden"
yaşıyor. Körfez krizi 7. ayım dol-
dunırken krize başlayana dek
sokaklardaki turistten "bir
şekilde" para kazanan insanla-
ra "Durumunuz nasd" diye sor-
mak, ıster istemez ciddiye alın-
mamayı da beraberinde taşıyor.
Çünkü "onlar" 7 aydır aynı şe-
yi konuşuyorlar.
Aslında Beyazıt, Laleli, Aksa-
ray çizgisine dağüan irili ufakh
işletmeler, piyasaları gereği kri-
zi daha hafif atlatma şansını da
taşıyorlar. Kapısında "Zvezda
Rostfrei" yazan bir züccaciyeci
olan Metin Demirci, "Kriz bo-
yunca savaş çıkana kadar işler
fena degildi, ama savaştan son-
ra azaldı" diyor. Doğu Avrupa
ülkelerinden olan turist trafiği-
nin "kesilmedigi" Laleli piyasa-
sına "Kimler geliyor" sorusunun
yanıtt, "Yugo da geliyor, Polak
da" oluyor.
Sokaklarda göreceli lükslüğu
ile dikkat çeken Demo adlı deri
butiğinin yöneticisı Cengiz Yük-
sel, sorunu şöyle ortaya koyu-
yor:
"Bizim 3 tane de otelimiz var.
tşler felaket. Burada deri var,
bugün satmam yann satanm,
ama oteller öyle degil. Otdde
yatak satılmadı mı zarardasın."
Her haftabaşı 1-2 otobüsün
gekiiğini söyleyen Yuksel, "Ama
Istanbul koskocaman şehir, 50
bin tane mağaza var. Herkes
kapışıyor" diyor.
Dükkânının vitrinine "Mec-
buriyetten yüzde 35 indirim" ya-
zan Yalçın Konfeksiyon'un sa-
hibi Adıgüzel Yalcıner ise artık
işi "şakaya vurduklannı" belir-
terek şunlan söylüyor:
"Aslında her sene bu aylarda
indirim yapanz. Ama bn sene
Saddam sayesinde fiyatlan biraz
daha indirdik."
Savaş başlayana dek Körfez
krizinden fazla etkilenmedikle-
rini söyleyen Yalcıner, Ama Do-
ğu Avrupa ülketerindeki degişik-
liklerin ardından bu sene daha
iyi müşteri bekliyorduk. Olma-
dı. Bugün için maalesef zararda-
yız, bunu üstüne basa basa
söyleyebiUriz" diyor.
Divanyolu'ndan Sultanah-
met'e doğru inerken konuştuğu-
muz 26 yılhk tezgâhtar Mehmet
Ökkeş Küpeli, "Abi tam adamı-
nı yakaladın" diyerek anlatma-
ya başlıyor:
"Ben buranın yazını, kışını,
mevsimini, turistini adım gibi
bilirim. tşler çok kapalı. Hiç
böyle olmamıştı. Ocaktan itiba-
ren düştü işler. Yuzde veremem.
Yüzdelik değil sıfıra düştü beye-
fendi... Mfllet 'Kafam rahat
olur' deyip kapatıyor. Yülann
Vitamini kapattı abi..."
Sultanahmet Meydanı ise gü-
zelliklerini güvercinlerle, okuiu
asan liseli âşıklara sunuyor.
Acenteler, yatırımcılar ve
otelcilerin oluşturduğu Turizm
Ulusal Konseyi (TUSEK) ise
şimdilik beklemeyi tercih edi-
yor. "Umutla bekliyoruz" di-
yen TUSEK yoneticileri herhan-
gi bir tarih vermekten kaçmı-
yorlar.
Büyük sermayeli seyahat
acentelerine verilmesi düşünülen
ucuz kredinin ise Resmi Gaze-
te'de "bir türlü" yayımlanama-
masını anlayamadığını söyleyen
Bahaettin Yücel, "Fakat bemen
çıkması, savaşın seyahat acen-
teleri üzerinde yarattı^ı yıkıntı-
yı çözümlemez. Bunnn savaşla
ilgisi yoktur. Bir ydı zararla ge-
çiren, enflasyon tahminleriyle
kandınlan bir sektör zarar et-
mişken sennayenizi arttınn de-
mek bu sektörle alay etmekür"
diyor.
"Peki, hiçbir destek alamaz-
sa, Türk rnrizmini uzun döeem-
de neler bekliyor?" Bu soruya
oldukça "karamsar" yamtlar
veriliyor.
Türkiye'nin bir turizm ülke-
si olarak potansiyelinden hiçbir
şey kaybetmediğİni, hatta kriz
boyunca değişen imajıyla "çok
şeyler" kazandığını herkes ka-
bul ediyor. "Turizmde
bahann" çok yakında yeniden
geleceğinden de kimse kuşku-
lanmıyor. Ama 20 yıldır oluşan
turizm sektörünün yapısınm,
kriz yüzünden yıpranarak ken-
dini toparlamasımn "çok giç"
olmasmdan kaygı duyuluyor.
Turizmin muz
cumhuriyeti olabüiriz
Dünya turizminin "devleri"
olan tur operatörlerinin Türk
turizmi uzerindeki istekleri, sek-
törü "korkutuyor". 1992 yılın-
da "tek pazara" doğru giden
AT ülkelerindeki operatörlerle,
havayolu şirketlerinin birleşerek
daha da büyüme yolunda çaba
harcamaları bu kaygıları arttı-
nyor. Seyahat acenteleri üe
yurtdışmdaki Türk tur opera-
törlerinin, Türk turizminin en
büyük güvencelerinden birisi ol-
duğu ifade ediliyor. "Türkiye
hipotetik bir yaklasımla gele-
cekte turizm cennetidir. Ama
önemli bir sorun van Turizm
cennetinin gdirieri Türkiye'ye
mi kalacak, dışanya mı gide-
cek?" diyen Türk tur operatö-
rü Gürkay Tnrizm'in yöneticisı
Annağan San kendi sorusunu
şöyle yamtlıyor:
"Ben turizmde 1991'in ötane-
sine razıyım. Ama yeter ki hal-
kayı oluşturan zincirier ayakta
kalsın. Çünkü ayakta kaldığı
sürece vabancı tur operatörleri
ve yabancı işletmeciyle mücade-
le edüebilirj'
Sarı'nın verdiği sayılara göre
yabancı tur operatörünün yurt-
dışında sattığı bir Türkiye tati-
linin yüzde 20-22'si Türkiye'ye
transfer ediliyor. Tatili bir Türk
şirketi sattığmda ise bu oran
yüzde 75'e dek çıkıyor. "Bider
ayakta kahrsak Türk turizminin
kalkanı oluruz" diyen San ko-
nuşmasım şöyle sürdürüyor:
"Almanya ve Fransa'daki
Türk tur operatörleri bu ülke-
lerden Türklve'ye gelen turist-
lerden >üzde 65'ini getiriyor. Bu
çok büyük bir başandır. Bu ya-
pı konınmaz ve yenilerinin olıış-
ması için destek saglanmazsa,
belki turizm cenneti Türkiye'ye
10 milyon turist gelecekür. Ama
gelecek olan 10 milyon turistin
Türkiye'ye getirecegi gelir, bu-
gün gelen 500 bin turistinki ka-
dar olacaktır. Yani Türkiye tu-
rizmde Güney Amerika'nın
muz cumhuriyetlerine benzeye-
cektir."
Tanıtımın tam sırası
Sektör genelde savaşın sonu-
nun giderek yaklaştığı görüşün-
de. Bu gerçek ise Türk turizmi-
nin kemikleşmiş sorunlanndan
birisi olan tanıtımı fazlasıyla
gündeme getiriyor. Çünkü
Türkiye'nin Körfez krizinde ta-
kındığı tavrm, "Ban" ülkelerin-
deki imajını olumlu yönde de-
ğiştirdiği kabul ediliyor. Tu-
rizmciler, "Bu öyle bir imaj ki,
eger medyayla desteklemezsek,
yani malnmn beyan etmezsek,
büyük bir fırsaü tepmiş ohınız"
diyorlar.
Türkiye'nin, savaşın hemen
ardından büyük bir tamtun
kampanyasına girmesi gerekti-
ğini belirten Bahaettin Yücel ise
bu konuda Ankara'da "ciddi"
bir hazırlığın yapıldığından
"haberdar olmadıklannı" söy-
lüyor:
"En büyük korkum, tamtun-
la ilgili bir çalışmanın yapdma-
mış olmasıdır. Bu durumda
Türkiye'nin değişen imajı gibi
önemli bir miras ortadan kalk-
nuş olur. Burada bir beceriksiz-
lik söz konusudur, bir bilgisiz-
lik söz konusudur."