23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 EGO'dan tahvil • ANKARA (UBA) — EGO Genel Müdürlüğü'nce, finansman durumunun iyileştirilmesi ve doğalgaz kullanımımn yaygınlaştınlması amacıyla 25 milyar lira değerinde tahvil çıkanlacak. EGO tahvilleri, bugün yapılacak olan Büyükşehir Belediye Meclisi'nde görüşülerek karara bağlanacak. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Karayalçın yaptığı açıklamada tahvil satışmın sosyaJ demokrat yerel yönetimlerin kaynak yaratma düşüncesinin somut bir biçimde yaşama geçirilmesi anlamım taşıdığını söyledi. Pamukbank'ın kân 50 milyar • tSTANBUL (AA) — Pamukbank'ın son beş yüdaki aktiflerinin 18 kat artarak 385.6 milyar liradan 6 trilyon 944.4 milyar liraya, Türk Lirası ve yabancı para toplamından olu$an mevduatımn ise 13.5 kat artarak 331.9 milyar liradan 4 trilyon 478.4 milyar liraya ulaştığı açıklandı. Pamukbank Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada bankanın 1985-1990 dönemindeki nakit kredilerinin de 31.6 kat artışla 92.9 milyar liradan 2 trilyon 937.9 milyar liraya ulaştığı kaydedildi. Bankanın 1985'te 603 milyon lira olan kântun, 83 kat artarak 1990'da 50 milyar liraya çıkanldığına işaret edilen açıklamada, sennayenin de 1990 yümda 300 milyar liraya yükseldiği, özkaynaklann ise bu sürede yaklaşık 40.7 kat artarak 13.5 milyar liradan 549.9 milyar liraya çıktığı belirtildi. Tütünbank'ın kân 41 milyar • tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Tütünbank Genel Kurulu'nda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Yaşar, "Bankamız 1990 yıhnda 41 milyar lira net kâr elde etti" dedi. 1990'ın banka açısından "atılım ve başarı yılı" olduğuna işaret eden Selçuk Yaşar, olağan genel kurul toplantısındaki konuşmasında şu bilgileri verdi: "Banka sermayemizi 100 milyara, öz kaynaklanmızı 117 milyara, vergi öncesi kânmızı 47 milyar 461 milyon liraya ulaştırdık." laner, ABD'ye gidiyor • ANKARA (AA) — Devlet Bakanı Güneş Taner, Körfez'deki gelişmeler dolayısıyla ertelenmezse 23 şubatta ABD'ye gidecek. Şubat ayında Türkiye'ye gelmesi beklenen IMF heyeti, uluslararası plandaki son gelişmelere bağlı olarak bu ziyaretini erteledi. Hem IMF heyetinin ziyaretinin ertelenmesi nedeniyle hem de Körfez savaşının Türkiye ekonomisine etkilerinin uluslararası çevrelere daha iyi anlatılması amacıyla, Devlet Bakanı Güneş Taner, Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Namık Kemal Kıhç ve Müsteşar Yardımcısı Mahfı Eğilmez'den ohışan bir heyetin ABD'ye gitmesi gündeme geldi. Araban'da petrol bulundu • BATMAN (AA) — Türkiye Petrolleri Anonim Ortakhğı (TPAO) Batman Bölge Müdürlüğü tarafından Gaziantep'in Araban ilçesinde yapılan sondaj çalışmalannda yüksek graviteü petrole rastlandı. 15 graviteli olan petrolUn Batman yöresinde çıkanlan petrole eşdeğer olduğunu kaydeden yetkililer, 2180 metre derinlikte bulunan petrolün üretim çahşmalarına başlandığmı beürttiler. Kamııda 1514 yenikadro • ANKARA (UBA) — Dört kamu bankasırun kullanmadığı bazı kadrolar iptal edildi ve bu bankalara toplam 1514 kadro verildi. Bakanlar Kurulu karanyla ihdas edilen yeni kadrolar uyannca Ziraat Bankası merkeze 49 taşra birimlerine 1221 ve yurtdışı teşkilatlanna 3 olmak üzere toplam 1273 eleman istihdam edecek. Ziraat Bankası'nın yanı sıra Emlak Bankası taşra teşkilatı için 14, Etibank merkezi için 31, taşra teşkilatı için 109, Halk Bankası merkezi için 19 taşra birimleri için de 68 eleman alınacak. Hazır giyime yapay solunum Kurpolitikasıyla ciddisıkıntı içine giren sektör, krizle birlikte komalık oldu EStN SUNGUR Tekstilcilerden sonra hazır giyim ve konfeksiyon üreticileri de havlu atma- ya başladı. Geçen yıl izlenen kur politi- kası nedeniyle ciddi bir sıkıntı içine gi- ren sektör, Körfez savaşının hem içeri- de hem de dışanda piyasalan daraltma- sıyla komalık oldu. Hazır giyim ve konfeksiyonda savaş- la birlikte ağırlaşan sıkıntı, ihracatçılar ile iç piyasaya satış yapanlar, hazır gi- yim yan sanayi ile fason atölyeler ve Av- rupa'ya ihracat yapanlar ile Amerika'- ya satış yapanlar arasında farkh derece- İerde hissediliyor. thracat yapan hazır gi- yim imalatçüan, sipariş veren fırma tem- silcilerinin Körfez savaşı nedeniyle Türkiye ziyaretlerini iptal etmelerinden şikâyetçi görünüyor. Mayıs ayına kadar, daha önce aldıkları siparişleri yerine ge- tirmek için çalışacak olan bu firmalar, siparişlerin bir an önce açüması için rek- lam kampanyalanna ve karşı ziyaretle- re güveniyor. Ancak ihracatçı firmala- nn dış pazarlardaki sıkıntılann aşılma- sım beklemekte gösterdikleri serinkan- hlık, satışın yapıldığı kıtaya göre fark- lılık gösteriyor. Giyim Sanayicileri Derneği (GSD) yö- netiminin "panik yapmayin" uyanları- na rağmen, Amerika'ya ihracat yapan firmalar 'perişanız' feryadını basıyorlar. Büyük ölçüde Amerika'ya mal satan Su- teks Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ'nin Genel Müdürii Nur Madend, savaşın Amerikan piyasasım çok derinden etki- lediğine işaret ederek "Amerikan iç pi- yasasında zaten belirti ötçüde durgnnluk vır. Azalan siparişlerin Tiirkiye'de sa- vaş var korknsnyla Uzakdogu'ya yönel- mesi bizi çok sarsıyor" dedi. Amerikan thraeat: ABD piyasasına ihracat yapanlar yaz sezonu siparişlerini kaçırdı. Avrupa'ya ihracat yapanlar mayısa kadar mevcut siparişlerle idare edebilecek. Dış reklâm atağına güveniliyor. îç piyasa: Zamamndan önce başlatılan ucuzlukla ayakta durmaya çahşıyor. Ankara'nın doğusunda giyim harcamaları tamamıyla durdu. Yan sanayi: Sadece eski müşterilere vadeli satış yapıhyor. ihracat olmadan sadece iç piyasaya üretmek ekonomik olmayabiliyor. fırmalanmn yaz dönemi siparişlerini martın 15'ine kadar verdiklerini hatır- latan Madenci, turistik seyahatlerin bi- le iptal edildiği bugünlerde firma tem- silcilerinin Türkiye'ye gelmeye korktu- ğunu anlatarak "Şu anda bir sezonu ka- çırdık. Bütün iimiHimtr luş aparişlerinin verüecefi mayıs-taazinın ayianna kaldı" diye konuştu. Amerika'ya satış yapan firmalann umutsuzluğuna karşıhk Avrupa'ya ihra- cat yapan firmalar daha rahat görünü- yor. GSD Başkanı Hasan Arat, Avru- pa pazannın özellikle Almanyalann bir- leşmesinden sonra canlandığını belirte- rek Körfez savaşımn yarattığı sipariş durgunluğunun geçici oldufunu savun- du. Onümüzdeki günlerde yurtdışında başlatüacak reklam kampanyasıyla Av- rupahlara Türkiye'de savaş ohnadığımn anlatılacağım belirten Arat, "yaodık, batryonız" diye feryat eden hazır giyim- cileri de eleştirerek "Böyie ucnz edebi- yat yapmak yine bize zarar getirir. ttha- İatçilar malımızı değerinin altında kap- maya kalkariar" dedi. Hazır giyimin ihracat cephesi, sipariş- lerin durmasıyla sıkıntıya girerken iç pi- yasa, zamamndan önce başlatılan ucuz- luk kampanyalarıyla suni teneffüs yap- maya çahşıyor. Eldeki stoklann eritildiği ucuzluk döneminin savaş durgunluğuna rastlamasının bir ölçüde şans olduğunu belirten Akın Konfeksiyon'un yetkilisi Behiç Aydemir, tzmir, tstanbul gibi bü- yük kentlerde ucuzluğun amaana ulaş- tığmı, ancak Ankara sınır ohnak üzere daha doğudaki kenrlerin giyim harcama- lannın hemen hemen durauğunu anlattı. Aydemir, Körfez savaşının yarattığı kor- ku ile turizmin durmasımn Guney sahil- lerinde turistlere yapılan satışlan felç et- tiğini hatırlatarak özellikle deri giyimde sıkıntının büyüdüğüne işaret etti. Hazır giyimde iç ve dış pazarlarda ya- şanan daralma, yan sanayi ve fason atölyelerini de kıskacına aldı. Fason atölyelerini çatısı altında toplayan Kon- feksiyon ve Terziler Derneği Başkanı Enver Başaran, büyük partiler halinde mal yapılan Amerikan pazarının daral- masııun ve Anadolu'nun giyim harca- malanru durdurmasının fason atölyeler- de işçi çıkarmalarım başlattığım anlata- rak, atölyelerin yüzde 30 kapasite ile ça- hştığını bildirdi. Körfez savaşımn patlak vermesinden bu yana atölyelerden 20-25 bin dolayında işçi çıkarıldığını anlatan Başaran, dernek üyelerine atölyeteri ka- patmamalan ve sabırlı olmalan için tav- siyede bulunduklanm söyledi. Konfeksiyon yan sanayiini oluşturan fermuar, tela, vatka yapımcılan da sek- tördeki durgunluktan nasiplerini alarak üretimlerini belirli ölçüde kısmak zorun- da kaldı. lnci Fermuar'ın yetkilisi Ali Yargıcı, piyasadaki durgunluğun nakit akışını etkÜediğini belirterek sadece es- ki müşterileri için vadeli mal yaptıkla- nnı, yeni müşteri kabul etmediklerini bildirdi. Alkan fermuar yetkilileri ise ih- racat olmadan iç piyasa için mal üret- menin ekonomik olmadığını belirterek krizin bir an önce cözülmesi dileğinde bulundular. tstanbul'un tekstil imalathanelerinin yoğun olarak bulunduğu Keresteciler Si- tesi'nde özellikle küçük ve orta boy fir- malarla iş yapan Demirbank'ın Merter Şubesi Müdürü Tayfun Uz, sektördeki krizi bankacı gözüyle değerlendirirken sıkıntının en yoğun olduğu bugünlerde bile gelecek için bir umudun bulundu- ğunu belirterek "Şu anda Anadolu'da çek ve senetlerin yüzde 9O'ı, bu taraflar- da ise yüzde 20'si boş dönüyor. İşçi çı- kannalar var. Ama buna rağmen geîe- cekten umutiuyum" dedi. Uz, tekstil ve konfeksiyonda bazı kronik sorunlar ol- duğuna da işaret ederek bu dönemi kü- çülerek ve sağlam bir yapıyla geçiren fir- malann savaş paniği geçer gecmez bü- yük atak yapacağını öne sürdü. aristaını petrol istasyoııu TAYFUN DEVECİOĞLU Petrol Ofısi, Doğu Avrupa pazanna açılıyor. Bulgaristan'- da bir akaryakıt istasyonu aç- mak için yer arayan Petrol Ofî- si, Avrupa'dan karayoluyla dö- nen Türk işcilerine, Türk plakalı TIR kamyonlanna ve Bulgaris- tan'da verilen hizmetten mem- nun olmayan yabanalara akar- yakıt ve madeni yağ satmayı planhyor. Tercüman Gmbu'na ait Güntur Güneş Reklam ve Turizm Sanayii ve Ticaret AŞ'- de aynı istasyon içinde bir güm- rüksüz satış mağazası açacak. Petrol Ofisi'nden iki yetkili ve Güntur Genel Müdürü özcan da. Her yıl Avnıpa'da çalışan Sandıkçıoğlu şu anda Bulgaris- tan'da hanl hanl istasyon olma- ya müsait arsa anyor. Türkiye akaryakıt dağıtım paza- nnın yüzde 70'e yakın bölümü- nü elinde tutan Petrol Ofısi "İyi hizmet müşteri çeker" sloganıy- la Doğu Avrupa ülkelerinde özellikle hizmet sektöründeki boşiuktan yararlanmayı amaç- hyor. Petrol Ofısi Genel Müdü- rü Ugur Doğan, yahuz Türk va- tandaşlannm değil hiçbir yaban- cının Bulgaristan üzerinde ko- naklamak istemediğini belirte- rek şunlan söylüyor: "E-5 Karayolu'nun 380 kilo- metrdik böliimü Bulgaristan' Türk işcilerine ait 125 bin oto- mobil bu >ol Uzerinden Türki- ye'ye giriş yapıyor. Türk plakalı yokru otobüsleri ve TER'lann sayısı da bir hayli kabank. Bun- lann dışında Avrupa ülkelerine ait özel ve ticari araçlar da Bul- garistan sınııian içindeki bu 380 kilometrelik yolu hiç moia ver- meden geçmek istiyoriar. Bu- nun tek nedeni kötii hizmet. Biz akaryakıt ve yağ satışının yanı sıra mola esnasında gereksinim duyulabflecek her türiö bizmeti vermeyi planlıyonız." Petrol Ofısi Genel Müdürü Uğur Doğan, açılacak olan is- tasyonu bir memur atayarak ça- hştırmak istemediklerini ve bu nedenle Bulgar ortak aradıkla- nnı belirterek "Herhangi bir şa- hıs ya da kurumla joinl-venture kurmayı amaçhyomz. Orada bu işe heve$len«n çok. Şoförler ve Otomobildler Dernefi gibi bir kurumla ortak olabiliriz. Bulgaristan'da bürokrasinin çok yavaş işleyişinden şikâyetçi olan Uğur Doğan sözlerini şöy- le sürdürüyor: "Proje, düşündiigünıiızden çok yavaş gelişiyor. Baslangıç- taki hesaplanmıza göre şimdiye kadar istasyon yerini seçmiş ve inşaata başlamış olmamız gere- kiyordu. Ama biz hâlâ yer bul- mak için ugraşıyoruz. tki arka- daşunız şu anda Bulgaristan'da. Hafta sonunda dönecekler ve iş biraz daha netleşecek. Petrol Ofısi Genel Müdürü Uğur Doğan, satış potansiyeli- nin yüksek olabileceği başka ül- kelerde de istasyon açabüecek- lerini beürtiyor. İstasyon acmak için ilk önce SSCB'yi düşündük- lerini söyleyen Doğan, daha sonra neden Bulgaristan'ı tercih ettiklerini şöyle anlatıyor: " Aslında SSCB çok daha bü- yük ve daha cazip bir pazar. Ancak SSCB'nin topraklan çok geniş ve bu nedenle taşıma ma- liyeti çok yüksek. Bulgaristan ise küçük bir ülke oldugu için nakliye masraflan çok düşük oJacak. " GüNEYDOĞU'DAN ÎZLENİMLER ; - > • '»-•! Ortadoğu kapısı,hayat kapısı Adana'daki beş yıldızh otelleri, Iskenderun'da denizi, Antep'te dumanı yani sanayiyi, Urfa'da yeşili terk ediyoruz. Ve her adımda zamandan, imkândan, devletten uzaklaşıyoruz. Güneyden güneydoğuya doğru krizin ekonomideki tahribatı artıyor. ESER ATtLLA Bugün savaş, yarın deprem, sel. Ortadoğu kapısı şu veya bu nedenle kapanınca, Güneydoğu ekonomisi de duruyor. Çünkü bolge ekonomisinin büyük bir bölümü Ortadoğu'dan besleni- yor. özellikle ihracat ve taşıma- cılığın hemen hemen tamamı Körfez ülkelerine yapıhyor. Gü- ney'den Güneydoğu'ya doğru ilerledikçe Ortadoğu'ya olan bağımlılık ve dolayısıyla krizin ekonomide yarattığı tahribat da giderek artıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) Körfez kri- zinden en çok etkilenen Güney- doğu'da son durumu yerinde iz- lemek amacıyla düzenlediği ge- zi Adana'dan başbyor. tskende- run, Gaziantep. Şanlıurfa, Di- yarbakır, Mardin, Siirt ve Bat- man'ı kapsayan 4 günlük gezi- de doğuya doğru ilerledikçe her ilde ardımızda bir şeyler bıraka- rak yolumuza devam ediyoruz. Adana'da 5 yıldızh otelleri ve otel odalanndaki banyo köpük- lerini, tskenderun'da denizi, Antep'te dumanı, yani sanayi- yi, Urfa'da ise yeşili terk ediyo- ruz ve her adımda zamandan imkândan, devletten giderek NİZİP— Kamyonlar boş ve hareketsiz. Şoförler kâğıt oynayarak vakit geçirneye çalışıyor. uzaklaşıyoruz. Güneydoğu halkı her şeyden öte bu bölgeye devletin ilgisiz- liğinden şikâyetçi. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoglu da işadam- larına "Gelin bölgeye yatınm yapın" çağnsında bulunuyor. Çünkü işsizlik de bu bölgede haf safhada. Kozakçıoglu, dev- letin bu bölge insanı için 90 bin kişilik memur kadrosu açması üzerine 395 bin kişinin müraca- at ettiğini behrtiyor. Güneydoğu'da kişi başma düşen gelir de doğuya doğru ilerledikçe azalıyor. örneğin 1985 yılı verilerine göre kişi ba- şına düşen gelir dağıhmında Türkiye ortalaması 542 bin 967 lirayken, Urfa'da 261 bin 441 li- ra, Diyarbakır'da 246 bin 727 li- ra, Sürt'te 238 bin 524, Mar- din'de ise 216 bin 888 lira. Işte tüm bu ezeli sorunlara bir de Körfez krizinin eklenmesi Güneydoğu ekonomisini derin- den yaralamış. Çünkü Güney- doğu'nun ekonomisinin büyük bir bölümü Ortadoğu'dan bes- leniyor. Bölge, yakın komşuluk ilişkilerinden sıynlamamış. Or- tadoğu kapısının kapanması kı- sa vadede bölge ekonomisini ta- mamen durdurmuş. Kriz başla- yınca özellikle ihracat ve taşıma- cılık bıçak gibi kesilmiş. lhraca- tın durması, Güneydoğu'nun can daman olan tekstil, canlı hayvan ve sebze-meyve, yani ta- nm sektörlerinin de zora girmesi anlamına geliyor. Güneydoğu'- da işadamlan zaten şimdiye dek uygulanan yanlış politikalardan bu sektörlerin nasibini aldığuıı, ihracat kapısının kapanmasıyla da "yavaş dönen carkın" tama- men durdufcunu söylüyorlar. Krizden sonra ihracatın kesil- mesi, üretimin asgariye indiril- mesini gündeme getiriyor, bu da işçilerden "tasamıfu" doğuru- yor. Nitekim Antep'te krizden sonra tekstil kolunda calışan toplam 2 bin kişinin işine son verihniş. Güneydoğu'nun bir diğer önemli ekmek kapısı da Ortado- ğu'ya yapılan transit ve tanker taşımacılığı. Krizle beraber bir anda kesilen taşunacıhk, sektör- de çahşanların yanında, bu sek- töre hizmet veren esnafı da ya- ralamış. Ipekyolu, tarihi, ticari kimliğini yitirmiş. Yol üzerinde- ki oteller, lokantalar, oto tamir- cileri vs. ya kapılanna küit vur- maya başlamış ya da eski gün- lerin anısına sessiz bir bekleyiş içine girmişler. Buralarda da işten çıkarma- lar yoğunlaşmış. Orneğin Urfa'- da Esnaf Derneği'ne bağh 2 bin işçinin işine son verümiş, lokan- ta ve kafeteryalardan çıkarılan- lann sayısı ise 1400'e dayanmış. Güneydoğu'nun belki de en büyük şansı GAP. Bölgedeki Ur- fa, Diyarbakır, Mardin ve Siirt il- lerini birinci elden ilgilendiren GAP'ın dahilinde bazı barajlar da krizden bazı barajlarda da krizden sonra çalışmaların dur- ma noktasına geldijü belirtiliyor. ÖrneğinDiyarbalur'daKralkızı, Dicle ve Batman barajlarındaki çahşmalann durduğu söyleniyor. Güneydoğu sanayicisi ve tüc- can, şu anda yaşanan ekonomik krizin geçici olduğuna, savaşın bitmesiyle işlerin eskisinden da- ha fazla olacağma inamyor. Güneydoğu devletten şefkat bekliyor. Kriz emlak fiyatlarıııı dondurdutZMtR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) — Emiak fıyatları Körfez krizinin başladığı ağustos ayın- dan bu yana dondu. Geçen dö- nem içerisinde yaşanan enflas- yon ve Türk parasındaki değer kaybı göz önüne alındığında fi- yatlann reel olarak yüzde 30 orarunda gerilediğini belirten Emlak Komisyonculan Derneği Başkanı Ceyhan Uras, "Fiyatlar tabana vnrdu. Daha fazla döş- mesi $ok az bir olasılık" dedi. Körfez savaşı nedeniyle özellik- le bina satışlarmda durgunluk yaşandığı belirtiliyor. Buna kar- şıhk arsa satışlannm savaştan daha az etkiîendiği dile getirili- yor. Emlakçılar Körfez'de sava- şın sona ermesiyle birlikte em- lak fiyatlannda hızlı bir yüksel- menin gündeme gelebileceğini vurguluyorlar. Körfez savaşının Türkiye"de ekonomide genel bir durgunluk yarattığmı ve emlak satışlannın da bundan olumsuz etkilendiği- ni behrten Emlak Komisyoncu- lan Derneği Başkanı Ceyhan Uras, "Ancak biz fiyatlann ta- bana vnrduğunu iddia ediyoruz. bdki bir miktar daha bu düzey- de kahr. Bu nedenle alım yap- manın tam zamanıdır görüşün- deyiz. Çünkü bir süre sonra tren kaçnuş olabilir" diye konuştu. Körfez savaşmdan özellikle bi- na satışlannm daha çok etkilen- diğini buna karşılık arsa satışla- nnın gelişmelerden daha az et- kilendiğine dikkat çeken Uras şunlan söyledi: "Diyebilirim ki son iki yıldır konut fiyatlan Tiirkiye'de enf- lasyonnn albnda kalnuşbr. An- cak arsa fiyadan enflasyonu sol- uumştır. Emlak fryatlan agustos ayından bu yana durdu. Bu dö- nem içerisinde enflasyonu göz ÖBİine alırsak yüzde 30 oranda bir artış gerçekleşmesi gerekir- ken bn gerçekleşmemiştir. Yani reel olarak fiyatlar bu ölçüde düşmuştür." Turyap Genel Müdürü Azmi Sanbay da konut satışlannı de- ğerlendirirken konunun iki açı- dan ele alınması gerektiğini be- linerek, "Konut, yatınm ama- ayla ya da yarartanmak amacıy- la alınabilir. Satışlarda bu ayrun kendini hissettirmekledir" dedi. Sanbay, oturmak amacıyla ko- nut alunlanndan insanlann vaz- geçmediğini, işyeri ya da yatınm amaclı ahmlarda talepte bir azalmanın görüldüğünü vurgu- ladı. Ancak sadece Körfez sava- şının değil, aynı zamanda genel ekonomik gelişmelerin de bun- da etkisi olduğunu belirten Sa- nbay şu görüşleri dile getirdi: "Durgunlugu sadece tek bir nedene bağlamak pek dogru ol- maz. Bankalardaki faizter, his- se senetleri gibi diger alanlara da bakmak gerek. Fiyatlar düştü demek pek dogru otmaz. Ancak emlak fiyatlaruun enflasyonia birlikte koşamadıgı bir gerçek. Bu nedenle reel bir düşuşten söz edilebüir. Yaşanan bu dönemde emlak almanın tam zamanı di- ye düşünenler de var. Biz de bu görüşteyiz." EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY İşadamlarımız Neden Bu Kadar Karamsaı? The Economist dergisi geçen haftaki sayısında çeşitli OECD ülkelerinde işadamlarıyla yapılmış bir anketin özet so- nuçlarını yayımladı. Ankete katılan işadamlarına, "1991'in ilk çeyreğinde satışlarınız artar mı, azalır mı" sorusu yöneltil- miş. Alınan 'artar' ya da 'azalır' cevaplarının sayısı oran ola- rak hesaplanmış ve sonra bu oranlar birbirinden çıkartılarak net sonuç elde edilmiş. Buna göre Japonya dışındaki 12 zengin - sanayileşmiş ül- kede işadamlarının ortalama olarak net yüzde 20'si 1991'in ilk çeyreğinde satışlannm artacağı tahmininde bulunmuş. An- ket 1991'in ilk çeyreğinde yapıldığında bu oran yüzde 50'yi buluyormuş. Yani işadamlarının satış beklentilerinde olum- ludan plumsuza doğru önemli bir kayma var. Ancak bu dû- şüşte İngiltere ve Avustralya gibi ülkelerdeki işadamlarının olumsuz beklentilerinin önemli payı olmuş. Bir durgunluk do- nemine girmış olan ingiltere'de 'satışlar düşecek' diyenlerin oranı artacak' diyenlerin oranını 20 puan geçiyor. Buna kar- şılık gene bir durgunluğa girmiş olan ABD'de 'satışlar artacak' diyenler, 'düşecek' diyenlerin oranını 40 puan aşıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin geçen yılın ekim- kasım aylarında gerçekleştirdiği benzer bir anketin sonuçla- nna baktığımızda Türkiye'deki işadamlarının satış beklenti- lerinin, zengin OECD ülkelerindeki meslektaşlarından çok daha karamsar olduğunu görüyoruz. "onümüzdeki üç aytık dönemde satışlarınız artar mı, azalır mı" sorusunu yanıtla- yan TOBB üyelerinin yüzde 54.6'sı satışlannm düşeceğini, ancak yüzde 14.3'ü ise artacağını ifade etmiş, geri kalanlar satışlannm aynı kalacağını belirtmiş. Satışlar düşecek' di- yenlerin oranından 'artacak' diyenlerin oranını çıkardığımız zaman bulduğumuz net oran yüzde 40. Yani ciddi bir dur- gunluk içine girmiş olan İngiltere'deki işadamlarının olum- suz bektentilerini bile ikiye katlayan bir oran. Bu oran Mar- mara Bölgesi'nde yüzde 27 dolayında kalırken Doğu Ana- dolu'da yüzde 84'e, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 66'ya ka- dar yükseliyor. Bu bölgelerde satışların düşeceği beklentisi çok ağır basıyor. Türkiye'deki işadamı, satış beklentilerinden başlayarak ne- den bu kadar karamsar? Bence bunun bir nedeni Türkiye'nin 1989'un ikinci yan- sından itibaren ekonomisinde anormal bir canlanma ve bü- yüme dönemi yaşamış olması. Büyük ölçüde dış kaynakla ve iç tüketim patlamasıyla beslenen bu dönemin sürekli ola- mayacağını herkes biraz tahmin ediyordu. Körfez krizinin ge- tirdiği dış kaynak girişi ve döviz girişindeki azalma beklenti- si bu konuda önemli sinyaller verdi, geriye dönüşün başla- dığı beklentisini yerleştirmeye başiadı. Savaş beklentisinin gündeme getirdiği harcama ve ödeme davranışlarının değiş- mesi olayı da buna eklenince beklentilerin birdenbire olum- ludan olumsuza dönmesi kaçınılmazlastı. Olay yalmzca satış beklentilerindeki olumsuzluk olsaydı iş âlemindeki karamsarlık daha sınırlı boyutlarda kalabilirdi. An- cak buna malıyetlerdeki ciddi artışlar da eklenince işadamı iyice sıkışmış oldu. Bir yandan yeni yapılan toplusözleşme- ler sonucunda 1980'lerde pek görülmeyen ücret artışlarının gündeme gelmesi, kredi faizlerinin artmaya başlaması, enerji girdileri gibi bazı girdılerin önemli fiyat artışlarına konu oİ- ması sanayiciyi maliyetler yönünden sıkıştırırken diğer yan- dan piyasa tıkanır ve bu yüklü maliyet artışlannı fîyatlara yan- sıtma olanağı kalmazsa ne olur? İşadamı, sanayici kârından fedakâriık etmek zorunda ka- rrr. Çok kârlı geçen bir yıldan sonra böyle bir tabloyta karşı- laşmak ise işadamının fena halde moralini bozar. Bu gklişi durdurmak için önlemler almaya yönelir, hükümete baskı yap- maya başlar. Şimdi bu dönemi yaşıyoruz. Bu dönemden en kçlay çıkjş yolu ise ne yazık ki enflasyonu göze alacak bir genişlem» çabasından geçiyor. 31 Borsa Sbtot Asetean Gûbfe Fabrikaları İktjsat Rnansal Rabak Köytaş Dışbank Uşak Seramik Tütünbank Alarko Holding Ege Biracılık Garanti Bankası Demırbank Yapı Kredi Akbank Hektaş Finansbank Koruma Tanm Netbank Yasaş Deva Holding Koç Yatınm Tekstilbank Santral Mold. Mensucat Santral Kordsa Bolu Çimento Cukurova Elektrik Kepek Elektnk D&ğusan Brtsa Pınar Un Toplam şirketinin karları (milyon TL.) 31.12.1M9 (MUr) 709 134 376 323 444 7.534 458 7.665 2.234 14.091 70.953 6.518 150.233 345.313 3.330 32.036 2.020 5.670 2.676 3.913 16.530 7.534 7.957 14.621 39.000 .9.953 136.460 8.820 761 ' 43.705 242 942.213 (*) Vergi öncesi kâr 31.12.19M (MUr) 15.482 10.516 6.666 3.898 4324 58.163 3.274 41.832 8554 42.724 202.202 18.366 317.000 744.000 7.119 68.103 3.629 10.130 4.720 6.446 26 219 11.036 11.463 18.055 47.546 11.970 123.636 6.900 530 21.024 40 1.855.567 .(ytzM 20.063.63 7747İ76 1.672.87 1.106.81 873.87 672.01 614.85C) 445.75 282.90 203.20 184.98 181.77 146.28C) 115.46 113.78 112.58 79.65 79.45 76.49 64.73 58.61 46.48 44.06 23.49 21.91 20.27 -9.40 -21.77 -30.35 -51.90 -83.47 96.93 Borsa şirkeüeri kâr patlaması yaptı İSTANBUL (AA) — Borsa şirketleri kâr açısından 199O'ı parlak bir yıl olarak geçirdiler. Bilançolannı açıklayan 31 bor- sa şirketinin 1990 yılı kân, ön- ceki yıla göre yüzde 97 oramn- da arttı. tstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (tMKB), hisse se- nedi işlem gören 31 şirketin 1989 yıünda 942.2 milyar lira olan net kârlan, 1990'da 1 tril- yon 855.5 milyar liraya yüksel- di. Şirketler arasında en yüksek kân, 744 milyar lira ile Akbank elde etti. 317 milyar lira ile Ya- pı Kredi ikinci, 202 milyar lira ile de Garanti Bankası üçüncü sırada yer aldı. Böylece kârla- nnı açıklayan şirketler arasın- da ilk üç sırayı bankalar aldı. Hisse senedi borsada geçen yıl işlem görmeye başlayan Aselsan ise şirketler arasında en yüksek oranlı kâr artışı gerçek- leştirdi. 1989 yüında 709 milyon lira kâr eden Aselsan, 1990'da kânnı 20 kat arttırarak 15 mil- yar 482 milyon liraya çıkardı. Kâr artış oranı sıralamasmda Gübre Fabrikalan ikinci ve Ik- tisat Finansal Kiralama da üçüncü sırada yer aldı. Gübre Fabrikalan'nın kân 134 milyon liradan 10 miryar 515 milyon li- raya, Iktisat Finansal Kirala- ma'nın kân da 376 milyon lira- dan 6 milyar 666 milyon liraya yükseldi. DÖVİZ KURLARI DövtDn Onsi 1 ABOOolan 1 BAIman MartJ 1 Avusturya Şılını 1 8elçta Frangı 1 Fransa Frangı 1 Hollanda Flonnı 1 Isveç Kronu 1 Isviçre Frangı 100 Itatyan Lıretı 1 Japon Yeni 1 Steriin 1 S Arabıstafl Rıyali DAviz Wış 3144.70 2131.28 302.63 103.61 626.19 1894.39 569 85 2484 55 284.07 24.17 6202 92 838.50 Dövu Satış 3151.00 2135.55 383.24 103.82 627.44 1898.19 570 99 2489.53 284 64 24 22 S215.35 840.18 Etekttf Alış 3141.56 2129.15 302.33 10185 625.56 1892.50 564.15 2482.07 279.24 23 93 6196 72 817.54 Efekfif Satış 3160.45 2141.96 304.15 104.13 629.32 1903.88 572.70 2497.00 285 49 24 29 6234.00 842.70 18 $VUT 1991 çtfMzm $ 1 4754 AJman Marta $ 5.0219 Fr.Frangı $ 1.6600 Hai.FkxM $ 1 2S57 bv.Frangı S 1107.01 Hal. Ue« $ 13010 Japon Yen $ 3 7503 SArab F4ya« £19725$
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle