Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/10 DIŞ HABERLER 11 ŞUBAT 1991
350 Fılistinü
tutuklandı
• KUDÜS (AFP) — Israil
Istihbarat Servisi'nin,
radikal Islamcı Hamas
grubuna dahil 350 Filistinli
militanı tutukladığı
bildirildi. Israil ordusu
tarafından yapılan
açıklamada, Batı Şeria ve
Gazze Şeridi'nde yakalanan
militanlarla birlikte çok
miktarda silah, yangın
botnbası, arşiv ve doküman
ele geçirildiği bildirildi.
Açıklamada operasyonla
birlikte ihanet ettiği iddiası
ile Filistinlilerin saptanması
ve cezalandırılması surecine
de son verildiği öne
süruldü.
Iraniia af
• TAHRAN (AA) — tran
dini lideri Ayetullah Ali
Hamaney'in çeşitli
suçlardan huküm giymiş
yaklaşık 10 bin kişiyi
affettiği bildirildi. Tahran
Radyosu'nun haberine göre
tran yargı erki başkanı
Ayetullah Muhammed Yezdi
tarafından verilen af
önerisi, tran dini liderince
tslam devriminin 12.
yıldönümü dolayisıyla
kabul edildi.
Yunanlılardan
destek yok
• ATtNA (AA>—
Yunanlılann büyük
çoğunluğunun, Irak'ın
saldınsına uğraması
halinde, Türkiye'ye yardım
edilmesine taraftar olmadığı
belirlendi. Bu ülkede
"Dimel" kamuoyu
araştırmalar şırketi
tarafından şubat ayı
başında Atina'da ve Pire'de
gerçekleştirilen ankete
katılan Yunanlılardan yüzde
86.42'si, Türkiye'nın
saldırıya uğraması ve
NATO'nun Türkiye'ye
askeri destek vermeyi
kararlaştırması halinde
Yunanistan'ın bu yardımda
yer almamasını istedi.
Ankete katılan Yunanlılann
sadece yüzde 10.47'si
Türkiye'ye askeri destek
verilmesi gerektiğini
savundu.
Arnavutiıık
Çiftçi Partisi
• Dış Haberier Servisi —
Doğu Avrupa'daki reform
hareketlerine en son katılan
Arnavutluk'ta önceki gün
Arnavutluk Çiftçi Partisi
kuruldu. AFP'nin
Arnavutluk haber ajansına
dayandırdığı haberine göre
en son kurulan bu
muhalefet partisinin
liderleri Adalet Bakanı
Enver Halil ile görüştüler.
Adalet Bakanı, partinin
programının ülke
anayasasma uygun
olduğunu belirterek
partinin kunıluşunu
onayladı.
Erşad'a
protesto
• Dış Haberier Servisi —
Bangladeş'te Tüm Partili
Öğrencilerin Birliği'nin dün
düzenlediği yürüyüş, yoğun
güvenlik önlemleri altında
geçti. Sayıları 300*ü bulan
öğrenciler daha önce
planladıkları gjbi devrik
Devlet Başkanı Muhammed
Erşad'ı protesto ederek
yürudüler. Öğrencilerin,
Erşad'm ve eşinin tutuklu
bulunduğu eve
ilerlemelerinden endişe
duyulduysa da Devlet
Başkanı Şehabettin
Ahmed'in konuşması etkili
oldu.
Aristide'nin
başbakan adayı
• Dış Haberier Servisi —
Geçen perşembe günü Haiti
Devlet Başkanhğı görevini
üstlenen rahip Jean-
Bertraud Aristide'nin
başbakanhk için önerdiği
Rene Preval parlamentoda
yoğun tartışmalara yol açtı.
Aristide'nin yakın arkadaşı
olan Preval, Anayasanın
Korunması tçin Duvalier
Karşıtlan Grubu üyesiydi.
Preval'ın daha öne herhangi
bir hükümette çalışmamış
olması başbakanlığına engel
olarak gösteriliyor.
Parlamento, bu konudaki
oylamayı çarşamba günü
sonuçlandıracak.
Körfez'deki bunalım sürecinde Avrupa ülkeleri aralarında eşgüdüm sağlayamadılar
Avrupa birliğine Körfez darbesiKörfez krizinde, ortak bir politika saptayamayan Batı
Avrupa'nın siyasal ve askeri liderliğini ABD üstlendi.
İngiltere, Fransa ve Belçika arasında sürtüşme çıktı.
Almanya ise başlangıçta kabuğuna çekilmeye çahştı.
Dış Haberier Servisi — Körfez krizi, Arap
Birliği'nin yanı sıra Avrupa Birlijö'ne de afcr
darbe indirdi. Batı Avrupa ülkeleri krizin
başlangıcından bu yana kararsız ve bölün-
müş bir görüntü sergilediler. Kendi araların-
da siyasal ve askeri eşgüdümu sağlayamadık-
lan gibi ABD ile de uyumlu bir politika Lz-
leyemediler. Batı Avrupa, Körfez petrolüne
ABD'den daha fazla bağımlı olduğu halde,
krizde inisiyatifı tümüyle ABD'ye bıraktı.
Böylece Avrupa Birliği savına karşın, Batr-
nın siyasal ve askeri liderinin hâlâ ABD ol-
duğu ortaya çıktı. Körfez krizinde Batı Av-
rupa ülkelerinin ortak bir politika izleyeme-
meleri, aralannda gerginliğin çıkmasına yol
açtı. Örneğin krizde ABD'nin en sadık müt-
tefiki olan İngiltere, Almanya, Fransa ve Bel-
çika ile sürtüştü. Fransa, izlediği başına buy-
ruk politika ile "ne tsa'ya De de Musa'ya"
yaranabildi. Birleşik Almanya, kendinden
Avrupa'nın liderliğini bekleyenleri düş kınk-
hğına uğrattı. Ve Batı Avrupa ülkeleri tngil-
tere'nin dışında "Dosdar ahşverişte görsün"
örneği Körfez'e asker gönderdiler. Sonuç
olarak Körfez krizi, Avrupa Birliği'ne giden
yolun uzun ve çetin olduğunu ortaya çıkardı.
İNGILTERE
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Körfez savaşı, tngiltere'ye
günde 4 milyon sterline mal oluyor. Maliye,
hazine ve savunma bakanları, daha savaş
başlamadan önce durgunluğa girmiş olan eko-
nomiyi daha da batağa saplamamak ıçin alı-
nabilecek önlemleri saptamaya çakşırken ka-
muoyu ekonomik sıkıntısına aldınş etmeden
hükümeti destekliyor. Her 10 kişiden 8'i sa-
vaştan yana. Saddam Hüseyin'in iktidarını
yıkmak, Londra'nın resmi siyaset "progra-
mı"nda yer almıyorsa da "örtülü niyet" bu.
Bütün planlar, Saddam sonrası için Avam
Kamarası'nda dahi milletvekilleri, Kuveyt ve
Irak'ın imarı için önceliğin "bölgeyi
tanıyan" lngiltere'ye verilmesi gerektiği gö-
rüşündeler.
İngiltere, Avrupa Topluluğu ülkeleri ara-
sında Amerika'ya en yakın olanı. Amerika-
nın ATye aktarmak istediği göruşleri iletme-
de, Başkan Bush'un en güveneceğı müttefık.
Washington'da tasarlanan "Saddam sonrası"
planlann aynntüannı Amerikan ve lngiliz Dı-
şişleri Bakanları neredeyse aralannda bölüş-
ımuşçesine uyumlu bir şekilde yavaş yavaş bir-
;likte açıkhyorlar.
Avrupa Topluluğu'nun, önce ekonomik,
sonra siyasal bütünleşme amacıyla attığı bü-
tun adımlar, bu amaçla sarfedilen bütün söz-
ler, önce Körfez bunalnnı, sonra da savaşı ile
zedelendi. AT içinde bir tek İngiltere, Irak'a
karşı kararlı bir tutum takındı. ATnin en zen-
gin ve büyük üyesi Almanya'nın parasalfcatkı
konusunda dahi ayağını sürümesi, lngiliz ka-
muoyunda tepki yarattı. tngilizlerin neredeyse
tiksinti ile baktıklan AT Komisyonu'nun
merkezi Belçika'nın daha da belirsiz tutumu
üzerine magazin bastnında Belçika yerden ye-
re vuruldu. "lyi niyetii ancak yeteoeksiz" gö-
rülen ttalya ile alay edildi. "Ezeli diişman"
Fransa'nın bunaümın ta başından beri takın-
dığı kaypak tavır, hele 15 ocak öncesinde Baş-
bakan Major'ün Paris'i ziyaretınden bir kaç
saat sonra "kendi banş planını", uygulama-
ya kalkışması kamuoyunda gerçek bir tepki
yarattı. "Avrupahlara siyasal bakımdan gü-
venilmez. Onlarla ticarete evet, siyasi birliğe
hayır" görüşunü pekiştirdi.
vaşa göndermek istemiyor ve analar bu ül-
kede hesaba katılan büyük bir seçmen teme-
lini oluşturuyorlar.
Bütün bunlara rağmen Batı'daki yerini ko-
rumak isteyen Italya, bu savaşa "dostlar aiış-
verişte görsiin" şeklinde katıldı. AT ortak-
ları İngiltere ve Fransa'ya uyum sağlamak
için küçük bir askeri varlıkla Körfez'e giden
ulke, son olarak Milano'daki Malpensa Ha-
vaalanı'nı da askeri üsse çevirdi ve ABD'nin
emrine tahsis etti. Körfez savaşına daha fazla
katkıda bulunması için Pentagon'dan gelen
yoğun baskılarla bu kararı alan ttalya, böy-
lelikle lspanya ve Diego Garcia üsleri arasm-
da bombardiman uçaklan için bir ikmal nok-
tasına dönüşüyor.
Almanya, anayasası bunu men ettiği için
Suudi Arabistan'a asker göndermedi. Akde-
niz'e birkaç mayın tarama gemisi yolladı. Çe-
vik Kuvvet kapsamında, Ankara'aın çağrısı
üzerine Turkiye'ye yolladığı savunma birlik-
leri ve araçlan ise Almanya'da sokaktan mec-
lise kadar buyük tartışmalara yol açtı.
Alman hükümeti, savaş başladıktan son-
ra da "izleyici" tutumunu gunlerce sürdur-
dü. Hükümetin resmi açıklamalarla Alman-
ya'nın görüşunü sarih olarak dile getirmek-
te gecikmesi; Almanya'nın ABD ve dostları-
na para yardımı konusunda adım adım bir
politika izlemesi ve Washington'un uyanlan
sonucu malı yardımını yavaş yavaş arttırma-
sı Batı'da tepkiyle karşılandı.
Alman hükümet çevreleri Batı'dan gelen
tüm suçlamalan geri ceviriyor ve anayasal sı-
mrlamalara, üstlendiği büyük mali yüke dik-
kat çekerek "Almanya, üzerine düşen görevi
yaptı" dıyor. Almanya'daki muhafazakâr ko-
alisyon partüerinde, yapılanın yeterli olduğu
rağmen hâlâ her an "oyun bozanlık" edebi-
leceğinden kuşkulu. Körfez'deki Fransız bir-
likfcrLiin "yanm gün" savaştığı, başka bir de-
yişle, yalnızca "savaş sonrasında söz sahibi
olmak" amacıyla Mitterrand'ın Körfez'e bir-
lik gönderdiği iddialannı buna ekleyebiliriz.
Bu suçlamalardan kurtulmak için Savunma
Bakanı Chevenement'in istifasından sonra
Paris'in Körfez'deki kara birliklerini cephe-
nin ön saflanna yerleştirdiği bildiriliyor.
Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın 24 Eylül-
de BM kürsusünde ortaya attığı 4 maddelik
plan, Dışişleri Bakanı Roland Dumas'nın
bundan esinlenen ve 15 ocak tarihine kadar
belli aralıklarla gundeme getirdiği 6 nokta-
hk planı sözü edilen çözüm önerilerinin en
fazla anımsananlan, içeriği henüz tam ola-
rak bilinmemezine karşın tran Devlet Başkanı
Haşimi Rafsancani'nin öne sürdüğü banş
planının da Fransa tarafından sıcak karşılan-
ması. Paris'in bu kriz nedeniyle ne kadar
"zor" durumda olduğunu bir kez daha
gösterdi.
fez savaşı nedeniyle ABD'nin Türkiye ve Yu-
nanistan'a ayırdığı 7/10 oranındaki yardım
dengesinin Türkiye'nin lehine bozulmuş ol-
ması da Atina hükümetinde hayal kınklığı
yarattı. Yunan hükümetinin geriye kalan tek
umudu şimdi yine AT'de bulunuyor. Kıbns
sorununun çözümü için dönem başkanı Lük-
semburg'un öncülüğüne "bel baglamak
zornnda" bırakıldı Atina hükümeti.
HOLLANDA
HALUK BAKIR
AMSTERDAM — Körfez bunalımında iz-
lediği politikaya bakıknca, 2 ağustos günün-
den bu yana Hollanda'da tüccarlann baskın
çıktığını savunanlara hak vermemek elde de-
ğil. Konu, burada sık sık kullamlan deyişiy-
le "Hollanda Limited Şirketi"nin yaşamsal
çıkarlanyla ilgili olunca, banş, demokrasi ve
insan haklannı savunagelen "rahipJerin" sesi
MISIR ASKERLERİ SINIRDA - Suudı Arabıstan dakı çokulusln güçte yer alan Mısır biriikleri, son gunlerde on hatlara Uerieyerek Suudi Arabistan-Kuveyt sınınnda mevrilendiler.
Mısır biriikleri olası bir Irak saldınsına karşı tetikte bekli>orlar. (Fotograf: AP)
ITALYA
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Ama her durumda ttalya, bu savaşta as-
keri açıdan önemli bir varlık gösterme peşin-
de koşmuyor. Coğrafı konumu ve uzlaşma-
eı siyasi gelenekleri ile uzlaşma politikasın-
da başanlı olan ttalyanlar, asıl savaş sonra-
sı diplomasisinde faal olmak istiyorlar. Sa-
vaş öncesinde ve süresince arzuladıklan or-
tak politikayı oluşturamayan AT ülkeleri,
hazırlanan savaş sonrası ve diplomasisinde
bu açığı kapatmaya çalışıyor. ltalyan diplo-
masisi, bu çerçeve içinde Brüksel ile tam bir
uyum sağlıyor. örneğin, son 10 yılda FKÖ'ye
çok yakınlık göstermiş olan ttalyan dış siya-
seti, Brüksel gibi Yaser Arafat'ı arük saf dışı
bırakıyor.
ttalyan Dışişleri Bakanı, AT'nin dönem
başkanhğını yaptıgı geçmiş 6 aydan beri bir
Akdeniz AGİK'ini savunuyor. Helsinki, bu
bağlamda savaştan yıkık çıkan Irak ve Ku-
veyt'in yanı sıra bölgenin en fakir ülkeleri-
nin inşaatını hedefleyen bir "Akdeniz Kal-
kınma Bankası" fikri de ttalyanlar tarafın-
dan destekleniyor.
göruşü hakim. Sosyal demokratlar Kohl hu-
kümetinin Türkiye'ye asker göndererek "ge-
rekenden fazlasını yaptığı" görüşünde. Ge-
rek hukümete, gerekse muhalefete ortak olan
göruş ise kesinlikle daha fazlasının yapılma-
ması gerektiği.
Almanya, ATnin ekonomik birlikten siyasi
bir birliğe doğru ilerlemesinde başı çeken ül-
kelerdendi. Avrupa Topluluğu Körfez buna-
lımında baştan itibaren Amerika Birleşik
Devletleri'nin gölgesinde kaldı ve inisiyatifı
ABD liderliğinde Birleşmiş Milletler'e bıra-
karak kendi politikasını çizmedi.
ROMA — Körfez'de savaşın çıkacağı giln
gibi acık olduğu halde ltalyan hükümeti son.
ana dek "sJçak profil"li (geri planda kalan>
bir politikada direndi. Hatta ttalyanlann di-
ğer mütteFıklerle birlikte bombardımanlara
katılmalan için ilk izin, savaşın patlamasın-
dan 24 saat sonra toplanan parlamentoda
apar topar çıktı.
ttalyanlar, sanatsever olmakla övünen, . -_^
'cengâverligi' kınayan ve en azmdan savaş- / • j » * A \ r\r A
ta gidip ölmeyi aptallık olarak gören bir ulus. ^ T . LjJVLr\Iy ±J\
Bu savaşı ise hiç ıstemediler. Ülkenin ikinci
büyük partisi anamuhalefetteki komunistler,
hâlâ ltalyan uçaklannın ve Körfez'e gönde-
rilen 3 firkateynin geri çekilmesi için direti-
yorlar. Türkiye'ye Irak'tan bir saldın olur-
sa NATO kapsamında çıkacak bir çatışma-
ya da buluşmak istemiyorlar. tktidara dam-
gasını basan Hıristiyan Demokratlar da ken-
di aralannda bölunmüş durumda. Papa her
gün savaşa karşı vaaz veriyor. Hıristiyan De-
mokratlar içindeki Papa'ya yakın koyu Ka-
tolik çekirdek de Vatikan'ın göruşleri para-
lelinde banşçılığı savunuyor. ttalya'run sa-
vaşa karşı tutumunda rol oynayan bir diğer
unsur da "ana faktörü". Italya'da anaların
aşkı, vatan aşkmdan üstün tutuluyor. Oğul-
lanna tapınan ltalyan analan, çocuklarmı sa-
FRANSA
SABET41VAROL
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BONN — Birleşik Almanya, savaşla so-
nuçlanan Ortadoğu bunalımı karşısında ta-
yin edici bir inisiyatif göstermedi. Birleşerek
Avrupa Topluluğu'nun en güçlü ülkesı hali-
ne gelen Almanya ne kendisi ne de AT çer-
çevesinde Körfez'de yürütülen diplomatik ça-
balara büyük müdahalelerde bulunmadı. Dı-
şişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher'in şah-
sında toplanan ve Fransa'yla ortak teşebbus-
ler öngoren bazı barışçı temaslar gerçekleşe-
meden rafa kalktı. Alman rehineleri geri ge-
tirmek amacıyla Bağdat'a giden ve bu girişi-
minde kısmen başanlı olan Willy Brandt'ın
girişimi ise hiçbir resmi arka plana sahip
değildi.
PARİS — Fransa herkesi idare edeyün
derken Körfez bunanmının tüm taraflannı
küsturerek mi savaştan çıkacak? Son geliş-
melerle birlikte bir çok gözlemci kendi ken-
dine bu soruyu soruyor. Bir yanda, eski
Fransız sömürgesi üç Kuzey Afrika ülkesin-
de patlayan Fransa alehytan şiddetli kitlesel
ofke. Oysa Fransa bu Akdeniz otesi komşu-
larla yoğun ekonomik ve siyasi ilişkileri de-
vam ettiriyor. Somürge döneminin yol açtı-
ğı eski nefretlerin, otuz yıllık uykusundan
uyanması, Fransa'da bir çok çevrede ciddi
rahatsızlık yaranyor. Aynca bilindiği gibi
Paris son olarak Bağdat'ın diplomatik iliş-
kiyi kestiği altı ülkeden biri oldu.
öte yandan ise Fransa'nın son gunlerde
gösterdiği yoğun çabalara rağmen, Anglo
Sakson basınının yakıştırdığı "giivenilmez
müttefik" nitelemesi sürüyor. 15 ocak önce-
sinde Fransa'nın, Kuveyt'in işgaliyle Füistin
sorunu arasında organik bağ kurması ve art
arda diplomatik çözüm önerileri ortaya at-
ması bu yakıştırmada büyük rol oynadı.
Müttefikler, Paris'in şiddetlenen savaşa
YUNANİSTAN
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Yunanistan, Körfez savaşının
patlak verdiği günden bu yana Birleşmiş Mil-
letler'in aldığı kararlar doğnıltusunda hare-
ket ediyor. Bu arada üyesi olduğu Avrupa
Topluluğu (AT) içinde bir "tam bağıralılık"
siyaseti guden Atina hükümeti, aynı anda sa-
vaşın başını çeken ABD ile de "iyi ilişkiler"
kurmaya çalışıyor. Körfez'e Limnos adlı fır-
kateynini de gönderen Yunanistan'ın en bü-
yük kaygısı, Türkiye'nin bölgedeki strate-
jik önemini arttırmış olmasından kaynakla-
nıyor.
Bu çerçevede "Türkiye'nin gerisinde
kalmamak" amacıyla, tüm diplomatik ola-
naklarını kullanan Atina hükümeti, Kıbns
sorununu da yeniden uluslararası kamuoyu-
nun gündemine getirmeye çalışıyor. Kıbns so-
runu ile Kuveyt'in bugünkü durumunun
"benzer olduğunu" kanıtlamak isteyen Yu-
nanistan'ın bu doğrultuda attığı adımlarda
bugune kadar somut bir sonuç aldığı söyle-
nemez. Bunun aksi ABD ve özellikle tngil-
tere'den aldığı "mesajlar", Kıbns sorunu ile
Kuveyt'in "avnı kefeye konulmaması
gerektiği" yolundaydı. Yunanistan Başbakaru
Konstantin Mitsotakis, her ne kadar Kıbns
sorununun, BM kararları çerçevesinde ve
Körfez savaşmdan "hemen sonra'' gündeme
getirileceğini açıklamışsa da Körfez savaşı so-
na ermeden konu ile ilgili bir dizi girişimler-
de bulunmayı yeğledi. Bu amaçla Dışişleri
Bakanı Andonis Samaras'ı, Suriye, Mısır ve
ABD'ye gönderirken kendisi de Londra'ya
gitti. Ama bu ziyaretlerden beklediğini bu-
lamayan Atina hükümeti, yalnız ABD Baş-
kanı George Bush'un, Kıbns sorununun "BM
çerçevesinde çözUlme zamanı geldiği" yolun-
daki sözlü güvencesini alabildi. Üstelik Kör-
kesildi. Hollanda, güvenlik ve silahlanma ko-
nulanndaki geleneksel "mızmızlıgjndan" ya
da bazı çevrelerin deyişiyle "Holanditis" has-
talığından sıynlıverdi. Şimdi "Ortadofn pct-
roliinü sağlama alacak" bir "Pax
Americant" hedefınin peşinde, savaş şahin-
lerinin yanında yer aüyor.
Hollanda, Körfez bunalımının çıktığı ilk
gunlerde BM kararları çerçevesinde hareket
etmeye özen gösterdi. Ancak daha sonra at-
tığı ağır, ama kararlı adımlarla, tngiltere'nin
yanı sıra ABD ile en uyumlu ülke konumu-
na geldi. Hatta savaş karannı ABD ve Ingil-
tere'den daha zahmetsiz bir şekilde aldı.
Amerikan Kongresi ve Avam Kamarası'nda
uzun uzun, "Savaş mı yoksa ambargonun de-
vamı mı" tartışmalan yapıhrken Hollanda
Parlamentosu'ndaki tartışma. "Savaş çıkn-
ca Körfez'deki 3 Hollanda savaş gemisiniı
ABD komutasına verilip verfflmemesi" sorusu
etrafında cereyan etti.
Hollanda, Irak'taki rehineler için çeşitli ül-
kelerden resmi ve özel misyonlann Bağdat'a
gittiği dönemde, ABD'nin, "Saddam'ın aya-
gına gitıııeme" tavnnı benimsedi. 15 ocaktan
önce Avrupa Topluluğu çerçevesinde gelişti-
rilmek istenen banş girişimlerine de karşı
koydu. Ülkede savaş aleyhtan gösteriler a-
lız kaldı, kamuoyu yoklamalan, Hollanda
nalkımn çoğunluğunun savaştan yana oldu-
ğunu ortaya çıkardı. Savaşa karşı tavır koyan
tek siyasal parti olan Yeşil sol partisi, Hıris-
tiyan demokrat bir parlamenter tarafından
dolaylı bir şekilde "vatan haini" damgası ye-
di.
ABD'deki yabancı yatınmlar açısından tn-
giltere'den sonra gelen, ancak Japonya ve Al-
manya'nın önünde yer alan Hollanda'nın,
Körfez savaşına bugune kadar katkısı 180
milyon dolar düzeyinde kaldı.
DlŞ BASINDAN ghc;\c\ırJ3orkgimcs LONDRAT)A]\ RUMLARA GUVENCE
Irak'a girmekten kaçınmalı 'KKTC'yitanımayacagız'
VELİD HALİDİ *
Irak'a karşı kara saldınsımn başlayacağı
artık kesin. Tek sorun, savaşın ne zaman
başlayacağı.
Tut ki saldın başanlı oldu. O zaman ne
olacak? Ya da Saddam iktidarda kaldı.
Müttefikler onunla görüşmeli mi?
Veyahut Saddam'ın şartsız teslim
olmasını sağlamak için savaşı Irak'm
içlerine mi götürmeli?
Bize kalırsa, müttefikler Saddam'la
görüşmeyi kabul etmeli.
Irak'a hava saldırılannda dördüncü
haftaya girdik. Şimdiye kadar uçaklar 50
binden fazla çıkış yaptılar. 85 bin ton
dolayında bomba atıldı Irak üzerine. Bu,
Hiroşima'ya atıian atom bombasının beş
katı fazla patlayıcı güç anlamına gelir.
Ama Saddam Hüseyin'in biriikleri hâlâ
Kuveyt'te. Hava saldınları devam ettikçe,
boyun eğmeyen Saddam, her geçen gün
Arap, Müslüman ve Üçüncü Dünya
halkları arasında daha büyük bir
kahraman olarak görülüyor. Örneğin,
Suudi Arabistan'a asker gönderen Fas'ta
Saddam lehine muazzam gösteriler
düzenleniyor.
Saddam, Kuveyt'ten çıkartıklıktan sonra,
görüşmeyi reddedip müttefiklere
"Kendine güveniyorsan gel de beni
Irak'ta yakala" dese bile müttefikler bu
oyuna gelmekten kaçınmalı ve Irak'a
girmemeli.
Saddam, Irak'a çekildikten sonra
Kuveyt'e saldın düzenleyebilir. Bunu
sadece kanlı bir diktatör olduğu için
yapmaz. Savaşı uzatıp, kitlelerin
belleğine bir kahraman olarak geçmek
için yapabilir.
Kabul etmeli ki Saddam, ülkesine yağan
bomba yağmuruna karşın, siyasal-
psikolojik zaferin eşiğinden çok uzak
değildir. Birçok Arabın gözünde,
Saddam'ın günümüzde Batı'ya meydan
okuyuşu yanında. Nasır'ın 1956'da
Avrupa'ya meydan okuması silik
kalmaktadır.
Müttefıklerin savaşı Irak'ın içine
götürmeleri ve burada meydana gelecek
uzun, kanlı çarpışmalar, Saddam'ın
askeri yenilgisini kesinlikle bir siyasal
zafere donüşturür. Saddam, bu savaşta
ölse bile siyasal zaferi kazanmış olur.
Biliyoruz; eğer Irak lideri kimyasal silah
kullanır ya da müttefikler Kuveyt'teki
çarpışmalarda ağır kayıp verirlerse,
Saddam'ı Irak içlerinde izleyip, işini
bitirme arzusuna dayanmak zor olur.
Ama müttefikler yine de böyle bir
hevesten kaçınmalı (8 şubat)
* Velid Hatidı, Harvard Üniversitesi Ortado-
ğu çalışmalart Merkezı'nde öğretim üyesidir.
LEFKOŞA (AA) — tngiltere sûnda teminat vermesi istenmiş-
hükumeti, Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti'ni tanımayacağı
konusunda Rumlara teminat
verdi, ancak BM Genel Sekrete-
ri'nin çabalannı desteklemeye
devam edeceğini bildirdi.
tngiltere Başbakanı John Ma-
jor'ün özel sekreten Charles Po-
wel, Rum örgütü "Büyük Bri-
tan>a Kıbrıslılar Federasyonu"
tarafından Başbakan'a gonderi-
len bir mektuba verdiği yanıtta,
tngiliz hükümetinin Kıbns soru-
nuna ilişkin tutumunda herhan-
gi bir değişiklik olmadığını bil-
dirdi.
Rum orgutünün mektubun-
da, Major'dan "İngiltere'nin
KKTC'yi tanımayacağı ve Kıb-
ns'ın kurtuluşu ve birliği için ca-
lışmaya devam edecegi" konu-
ti. Powel, Başbakan Major adı-
na gönderdiği cevapta, tngiliz
hükümetinin "KKTC'yi tanı-
mama" politikasını surdüreceği-
ni açıkladı.
Böyle bir tanımanın, adanın
bölünmüşlüğünu pekiştireceğini
ve Kıbns sorununa kapsamlı,
adil ve kalıcı bir çözüm bulma
çabalannı zorlaştıracağını öne
süren Powel, şunları kaydetti:
"tngiliz bükümeti. Kıbns'ta-
ki toplumlararası anlaşmazlığı
oluşturan karmaşık sonınlar
hakkında tam bilgi sahibidir.
Hükümet, Kıbns'ta rnevcut du-
rumun sona erdirilmesi için elin-
den geleni yapmaya devam el-
mektedir.
BM Genel Sekreteri'nin
iyi niyet misyonunun ilerieme
kaydedümesi konnsunda en iyi
ümidi oluşturduğn inancında-
yız. Genel Sekreter'in çabalan-
nı her zaman destekledik ve des-
teklemeye devam edecegiz."
Baker'a tepki
Rum yönetimi eski lideri ve
Demokratik Parti (DtKO) Ge-
nel Başkanı Spiros Kipriyann,
"Kıbns sorununun bir görüşme-
ler sorunu olduğu ve Kuveyt'e
benzemediğı" yolunda James
Baker'ın yaptığı acıklamanın
"asla kabul edilemeyecek, hayal
kıncı bir demeç olduğunu" öne
surdü. Kipriyanu, "Bu demec,
ABD'nin, Kıbns sorununun
doğru dürust bir çozüm saglan-
masına yanbmcı olmayacak bir
tutum içinde bulundugunu gös-
teriyor" dedi.