Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Körfezsavaşı, havayollanna ağır darbe vurdu. İç ve dış hatlarda salonlar ıssız kaldı
THY boşa uçuyorİDRİS AKYÜZ
Otomatik cam kapılann dı-
şında bekleyenler yok. Gümrük
ve pasaport bankolan önünde,
birbirine dolanan insan kuyruk-
ları da kalrnadı. Ne rengârenk
üniformalarıyla öteye beriye
koşturanlar ne de "Munih, Pa-
ris, Londra volcusu kalmasın'
diye bağıranlar ortalıkta gözü-
küyor.
Bir zamaniar, ardı gelmeyen
uçak gürültüleri, yerini 'garip'
bir sessizliğe terk etti. Sadece ara
sıra duyulan, 'gong' sesi ve ar-
dından yükselen bir görevli
anonsu...
Burası 20 gün öncesine kadar,
gttnde 250 uçağın iniş-kalkış
230 milyar TL zarar Yabancı havayolu
şirketleri Türkiye uçuşlarını "riskli bölgef'
olduğu gerekçesiyle durdururken THY'nin
krizin başından beri uğradığı gerçek zararın
230 milyar lira civarında olduğu belirtiliyor.
Seferler iptal THY Janıtma ve Halkla
llişkiler Başkanı Çetin Özbey, hafta boyunca
iç hatlarda 70, dış hatlarda 24 seferin iptal
edildiğini belirtti. Özbey, bazı seferlerin
.birleştirilerek yapıldığını söyledi.
yaptığı ve binlerce insanın gelip
gittiği, Atatürk Havalimanı...
Korfez savaşının başladığı 16
ocak gününden bu tarafa, işle-
vini önemli ölçüde kaybetmiş
gözüküyor. 24 saatlik gelen gi-
den uçak sayısı ortalama 60 ci-
varında seyrediyor. Yolcu trafi-
ği adeta bir 'bıçâk' gibi kesilmiş.
Ozellikle dış hatlar terminali bu-
günlerde, 'seyircisiz' koca bir ti-
yatro salonu görüntüsü veriyor.
Savaşın başlamasının ardın-
dan, Istanbul'a sefer yapan 14
yabancı havayolu şirketi, Türki-
ye'nin 'riskli bölge' olduğu ge-
rekçesiyle uçak seferlerini dur-
durdular. Lufthansa (Aimanya),
British Airvvays (Ingiltere), Ali-
tali (ttalya) ve Air France (Fran-
sa) gibi şirketler, sefer sayılan-
nı azaltırken, çoğu zaman da
'yolcu bulamadıklan için' gün-
lük uçuşları iptal ediyorlar.
Ilgililer, yolcu potansiyelinin
yüzde 80'lere varan oranda düş-
tuğünu ve uçakların zaman za-
man 8-10 yoicu ile gelip-gitmek
zorunda kaldıklarını belirtiyor-
lar.
Krizden en çok etkilenen şir-
ketlerin başında THY geliyor.
Aralık ayı başından bu tarafa
170 milyar lira zarar ettiği açık-
lanan THY'nin, krizin başlangı-
cından bu yana uğradığı gerçek
zararın 230 milyar lira civann-
da olduğu belirtiliyor. Bu arada
bir THY üst düzey yetkilisi, ya-
şanan mali sıkıntının, önümüz-
deki ay ödenecek personel ma-
aşlarım da tehlikeye attığını bil-
dirdi. Tanıtma ve Halkla lliş-
kiler Başkanı Çetin Özbey ise, iç
hatlarda hafta boyunca 70, dış
hatlarda da 24 seferin iptal edil-
diğini belirtti. Özbey, yolcu sa-
yısının düşük olması nedeniyle,
iç ve dış hatlarda bazı seferlerin
birleştirilerek yapıldığını ifade
etti.
öte yartdan, havaalanlannda
TÜRKİYE UÇUŞLARINI
İPTAL EDEN YABANCI
HAVA YOLLARI
TWA, Pan-Am, Sabcna
(Betçika Hava Yolları). SAS
(tskandinavya Hava Yollan),
Singapur Hava Yollan,
Malezya Hava Yollan, P1A
(Pakisian Hava Yollan),
Suudi ArabisCan Hava Yollan,
Gulf Air (Birieşik Arap
Emirlikleri Hava Yollan),
Kuveyt Hava Yollan, Irak
Hava Yollan, JAT (Yugoslav
Hava Yollan), tberia (fspanva
Hava Yollan), Aba (Ürdün
Havayollan)
DIŞ HATLAR SİNEK AVLIYOR' — Atatiirk Havaliranı'nın dış haüar geliş salonunda diin saal 14.30'da görüntü buydu. (Fotogıaf: Uygar Görkan)
mal şahibi" durumunda olan
DHMİ (Devlet Hava Meydanla-
rı İşletmesi) ile havaalanlannda
kiracı konumundaki şirketler
arasında da sıkıntılar doğuyor.
Sefer iptalleri ve yolcu sayılann-
daki azalmalar nedeniyle gelir-
lerin düşmesi sonucu bazı şir-
ketlerin kiralannı ödeyemez du-
ruma geldikleri gözleniyor.
Atatürk Havalimanı'nda
ozellikle, "hediyelik eşya" satan
mağazalar ile "freeshop"lar bu
bakımdan önemli sıkıntı yaşı-
yorlar.
DHMI'nin, savaş başlayana
kadar.Türkiye hava sahası üze-
rinden geçen uçaklardan elde et-
tiği milyarlarca liralık gelirler de
geçişlerin durmasıyla kesildi.
îçhatlara
zamHaber Meriezi — THY, uçak
biletlerine 15 şubattan itibaren
geçerli olmak üzere zam yaptı.
THY'den yapılan yazılı açık-
lamada, "Körfez krizfaıin yttkse-
len tansiyonu paralelinde artan
yakıt giderleri ve böyiik ölçiide
yiikselme kayoeden uçak sigor-
ta ücretlerinin ortaklıgımıza
yükkdigi maddi külfct nedeaiy-
le, 15 Şubat 1991 tarihi itibariy-
Je, iç hat yolcu bikt öcretkrinin
aşafıda âkredilen seviyede uy-
gnlanması kaçınılmaz olmuş-
tur" denildi.
13 şubattan itibaren uygula-
nacak yeni tarife şöyle:
Ankara - Adana 290 bin, An-
kara - Antalya 275 bin, Ankara
- Dalaman 290 bin, Ankara -
Diyarbakır 290 bin, Ankara -
Erzurum 290 bin, Ankara - Ga-
ziantep 290 bin, Ankara - Izmir
290 bin, Ankara - MaUtya 250
bin, Ankara - Trabzon 290 bin,
Ankara - Van 290 bin.
tstanbul - Adana 350 bin, ts-
tanbul - Ankara 300 bin, Istan-
bul - Antalya 325 bin, tstanbul
- Dalaman 325 bin, İstanbul -
Diyarbakır 325 Bin, tstanbul -
Erzunım 325 bin, Istanbul - Ga-
zıantep 350 bin, tstanbul - İzmir
300 bin, İstanbul - Kayseri 300
bin, İstanbul - Konya 300 bin,
İstanbul - Malatya 325 bin, İs-
tanbul - Trabzon 350 Bin, İstan-
bul - Van 350 bin lira.
İzmir - Antalya 250 bin lira.
Midyafa kadar gelebilen 'savaş göçerleri', bir an önce evlerine dönmek anusunda:
DünyarahatdurursadönerizCELAL BAŞLANGIÇ
MtDYAT— Kansının küçücük bir altın küpe-
si kalmıştı. Kaptığı gibi sokağa fırladı. Küpenin
diğeri yine böyle bir "kriz" anında satılmıştı.
Doğnı belediyeye gidip başkanın karşısına
oturdu:
— Savaş başladı. Buradan gitmek istiyoruz.
Bana kalsa, korkup kaçmam da bizim hanım iş-
te. her gün "gidelim" diye tuttunıyor. Buradan
göçmedikçe evde huzur olmaz. Al şu kiipeyi, bi-
ze bir yol parası ver.
Yedi aydır işçilerine maaş ödeyemeyen Cizre
Belediyesi'nin Başkanı Haşim Haşimi "Getirin
benim birikmiş maaşlannu" diyor ve başlıyor ge-
lenlere dağıtmaya. Önünde "kara kaplı bir
defter" var Haşimi'nin. Para verdiği kişilerin ad-
lannı yazmış. "Ama" diyor Haşimi, "Ben bu pa-
raian geri alamayacağımı biliyorum".
Çevresinden bulduklarıyla da Haşimi'nin da-
ğıttığı para otuz milyonu aşmış. Ancak bu ka-
dar parayı sadece Cizre'den kaçanlara vermemiş
Haşimi. Bir de geri dönmek isteyenler var. Git-
tikleri yerde çoluğunu çocuğunu bırakarak Ciz-
re'ye dönmeye başlamış erkekler birer ikişer. Pa-
rası olmayan yine soluğu belediyede alıyor; "Ben
geldim ama kanm, çocuklanm gittigimiz yerde
kaldı, Hepsini getirmeye param yetmedi, biraz
borç ver" diye.
Irak sınırına yakın yerleşim birimleri tam an-
lamıyla sessizliği, suskunluğu, işsizliği yaşıyor.
Tüm ekonomik 'etkinlikler neredeyse durmuş.
Akşam işyerini kapatırken otuz bin liralık alış-
veriş yaptığmız îuhafiyeci "Sabahtan beri bu ka-
dar mal satraamıştım" diyor. Çarşıda bütün bir
elli bin lirayı bozdurmak için en az beş dükkân
gezmek gerekiyor. Cizre'de, Silopi'de kalanlar bir
yandan günlük yokluğu yaşarken, diğer yandan
da birbirlerine "Bundan sonra ne olacak? Nasıl
geçinecegiz?" diye sonıyorlar durmadan.
Pekiyi ya göçenler?
Onlann durumu geride kalanlardan pek farklı
değil, hatta daha da kötu. Göçenleri getirdiği yü-
kü şöyle bir örnekle anlatıyor Midyat Belediyt
Başkanı tsa Evirgen:
— En az on bin krşi göçtü Silopi'den. Arka
mahallelerimizde su şebekesi yok. Tankerlerle su
dağıtıyorduk. Savaştan önce üç tanker su yeti-
yordu. Şimdi günde altı tanker su gönderiyoruz,
yine de yetmiyor.
Kiliseleri, kuyumculan, san taş yapılan, Sur-
yanileri, Yezidileri, camileriyle ünlü Midyat'ın ar-
ka sokaklanndaki evlerinde üst üste yaşıyor in-
sanlar. Silopi'den göçenlerin kadınları evlerinin
önünde kuyudan çektikleri suyla çamaşır yıkı-
yorlar, erkekleri kahve önlerinde boş boş do-
laşıyor.
Abdullah Tesek bugüne dek Silopi'de kirala-
dığı tarlada buğday, mercimek ekerek geçiniyor-
muş. Savaş korkusundan, akrabalannı da yanı-
na alıp otuz nüfus göçmuş. "Paramız buraya ka-
dar yetti" diyor Tekeş. Hani yetse, daha da uza-
ğa gidecekler Midyat'tan, ama yok. Otuz kişiden
çoğu çocuk. Hemen hepsi Abdullah'ın eline ba-
kıyor. Abdullah neredeyse on beş gündür kahve
önlerinde iş aramış. "Bir amelelik bile yok."
Midyat'ın arka mahallelerindeki çamurlu so-
kaklarda çocuklar oyuncaksız oynuyor. Kadın-
lar, kızlar kuyu başlarında ellerinde kovalarla.
Erkekler boşluktan ne yapacağını şaşınruş, "So-
nu bilinmejen bir yotculuga" çıkmanın tedirgin-
liği var.
tçinde bulunduklan durumun geçmişine iliş-
kin düşünebildikleri birkaç sözcük:
— Keşke bilscydik Türkiye bu savaşU yok. O
zaman göçmezdik.
Şu andaki durumlan ise "dünyanın ahvali" ile
sıkı sıkıya bağh. "Ne zaman döneceksiniz" so-
rusuna çok geniş bir perspektifle yanıt veriyorlan
— Dünya rahat durursa biz de döneriz...
Türkiye'nin ambargo uygulamasıyla ekonomik
kaynaklan iyice kesilen sınır bölgesinin insanla-
n, bir de savaş korkusundan göçerek ikinci bir
ekonomik darbe yemişler. Geriye dönüşleri ise
Uçüncü bir darbe olacak. "tlan edilmemiş bir sa-
vaş"m yükü altında ezilen insanlar, umutlannı
"dünyanın rahat durmasına" bağlamışlar.
Üslerde uçak, bölgede
göç trafiği yoğunlaştı
Son üç gün içinde daha da yoğunlaşan uçak
trafiği yüzünden Batman Havaalanı
yakınındaki Yediyol, Yolağzı, Demiryolu ve
Demirlipmar köylerinden göç başladı.
ADANA/BATMAN/HAK-
KÂRİ (Cumhuriyet) — NA-
TO'ya ait Batman Havaalanı'n-
• daki yoğun hava trafiği yöre
halkını tedirgin ediyor. Havaa-
lanı çevresindeki köylerden
200'e yakm ailenin göç ettiği öğ-
renildi. Incirlik Üssü'ndeki ha-
reketlilik de bütün hızıyla sürü-
yor.
Irak'a yönelık hava saldınla-
nnın başladığı günlerde izne
gönderilen Türk işçiler, ABD'-
li komutanın isteği üzerine Türk
komutanlığı tarafından işbaşı
yapmaya çağrıldılar. Bu arada
Irak'a hava saldırısı düzenleyen
ABD savaş uçaklanndan düştü-
ğü sanılan ve Hakkâri'nin Çu-
kurca ilçesi yakınlarında bulu-
nan bombalar Amerikalı uz-
manlar tarafından imha edildi.
tncirlik Üssü'nden dolayı
"kritik" illerin başında gelen
Adana'da bulunan az sayıdaki
sığınağın da "yönetmeliklere
u>gun olmadığı" belirtildi.
Savaşın başladığı gün kentten
ayrılmamaları koşuluyla ücret-
li izne gönderilen Harb-lş Sen-
dikası'na üye 450 kadar Türk iş-
çLsinin 1 şubat cuma günü (bu-
gün) yeniden işbaşı yapması ka-
rarlaştınldı. Üs Bakım Müteah-
hidi VBR'nin (Vinnel Brown
Root) teklifi üzerine Türk ko-
mutanlığı, yemekhane, temizük
ve bazı atölyelerde görevli işçi-
lerin zamanında işbaşı yapmaşı
için aldığı kararı ABD'li üs ko-
mutanı ile birlikte sendika yö-
neticilerine bildirdi. Türk Üs
Komutanlığı, ayrıca ABD'liler-
den gelen teklif üzerine lojman-
larda görevli bahçıvanlarla te-
mizlikçi kadınların dün sabah-
tan itibaren üsse girerek işbaşı
yapmasına izin verdi.
Son üç gün içinde daha da
yoğunlaşan uçak trafiği yüzün-
den Batman Havaalanf nın ya-
kınlanndaki Yediyol, Yolagazı,
Demiryolu ve Demiriipınar köy-
lerinden göç başladı. Bu koyler-
de oturan 200 kadar ailenin Bat-
man'daki yakınlannın yanına
yerleştiği öğrenildi.
Yoğun kar yağışı ve hava mu-
halefeti nedeniyle Batman Ha-
vaalanı'ndan dün hiçbir uçak
iniş kalkış yapmadı. ABD'li
kurtarma timinin soğuk nede-
niyle havaalanı yakınlarında Te-
kel'e ait sosyal tesislerine yerleş-
tirileceği bildirildi. Bu arada ön-
ceki gün yediği yemekten zehir-
lenen 5 ABD'li asker ile soğuk
nedeniyle donma tehlikesi geçi-
ren beş Türk askerinin hastane-
ye kaldırıldığı öğrenildi.
Hakkâri'nin Çukurca ilçesi
yakınlannda ABD savaş uçak-
larının düşürdüğü bombalar
dün imha edildi. tncirlik'ten
kalktığı sanılan uçakların dü-
şürdüğü bombalar, Kayalık ve
Kazan köylerinde oturan köylü-
ler tarafından yetkililere haber
verildi. Daha sonra bölgeye
gönderilen Amerikalı bomba
uzmanları, bulduklan iki bom-
bayı imha ettiler.
Hakkâri Valisi Şahabettin
Harput, bu konuda aldıkları
başvuruları anında ilgili yerlere
ilettiklerini belirterek yurttaşlan
dikkatli olmaya çağırdı.
Bu arada Dünya Mülteciler
Yüksek Komiserliği ve Dünya
Sağlık Örgütü'nden üç kişilik
bir hayat de dün Hakkâri'ye
geldi. Vali Şahabettin Harput,
heyetin Biçer mahallesindeki
mülteci kampını ziyaret ederek
ihtiyaçlan saptadığını ve gerekli
yardımın sağlanması için bazı
temaslarda bulunacağını be-
lirtti.
Savaş nedeniyle üuneydoğu'-
dan başlayan göç, okulların >a-
rıyıl tatiline girmesi ile daha da
hızlandı. Bölge nüfuMinun gide-
rek düşmesi, hastaneleri rahat-
lattı. Hasta trafiğinin önemli öl-
çüde azaldığı belirtiliyor.
• Oğuzhan Müftüoğlu:
" GEÇMİŞ SOSYALİZM
UYGULAMALARININ KÖKLÜ
VE DEVRİMCİ BİR
ELEŞTİRİSİ GEREKİYOR"
• Sadık Gürbüz, llyas Salman,
Röfik Durbaş, Aytaç Arman, Halil
Ergün, Nur Sürer, Bilgesu Erenus,
Edip Akbayram:
"BARIŞ İÇİN ELİMİZDEN
GELENİ YAPACAĞIZ"
• Ertuğrul Kürkçü GMİS Başkanı
Şemsi Denizer ile görüştü:
"EKONOMİK MUCADELE
SİYASETLE OLUR"
• Latin Amerika'da Gerilla
Hareketleri
SUSTUĞU ZAMAN
SİLAHLAR...
• Sinemada -Politik Laf Etme"
"12 EYLÜL FİLMLERİ"
HİKAYESİ
ZONGULDAK:
BİR GÜN MUTLAKA!
tşçi sınıfı için hak arama mücadelesinin aynı
zamanda toplumun diğer kesimleriyle bir
dayanışma mücadelesi olması gerektiği,
sadece maden işçisinin değil, Zonguldak
halkının verdiği bir büyük derstir.
ŞUBAT SAYISI BAYİLERDE
DUIVYÂDA BUGUN
ALİSİRMEN
Utoshingtoıfda Diplomatik
Kargaşa
Körfez'de savaş havadan yere de sıçrar (uzmanlar son Irak
saldırısının henüz kara savaşının başladığı anlamına gelme-
diğini vurguluyorlar), komşu İran'a inen 100 Irak savaş uça-
ğının gelecekleri hakkındaki belirsizlik sürer, İncirlik ve Gü-
neydoğu bölgelerimizde yeni hareketlenmeler gözlenir, kimi
çevrelerce iran-lrak arasında gizli anlaşmadan söz edilir, son
gelişmeler üzerine Ankara-Şam ilişkileri yakınlaşırken, Was-
hington'da gerçek bir diplomatik kargaşa yaşandı.
VVashington'u ziyaret etmekte olan SSCB Dışişleri Baka-
nı Alexandr Besmertnih'in Baker ile görüşmesinin sonunda
yayımlanan ortak açıklamada Saddam'a yeni bir çağn yapıl-
makta ve yalnızca Kuveyt'ten çekilmeyi taahhüt etmesi ha-
linde bile savaşa son verilebileceği söylenmekteydi.
Bilindiği gibi bu öneri Fransa Cumhurbaşkanı François Mit-
terrand'ın planına uygundur ve Paris özel bir temsilcisini bu
plan çerçevesinde aleşkesi sağlayabilmek amacıyia tüm il-
gili başkentlere göndermiş bulunmaktadır.
Açıklama, son günlerdeki gelişmelerin en ilginci ve önem-
lisi olmasına karşın yine de bazı soru işaretlerini içeriyordu.
Banşçı bir çözüm için oldukça elverişli bir araç olan Fran-
sız planı çatışmalar başladıktan sonra da geçeriiliğini koru-
yor muydu?
Bush önceden çok istekli görünmediği böyle bir çözümü
şimdi neden kabul etsindi? Acaba savaşın geleceği konusun-
da çok ciddi kaygılar mı belirıyordu VVashıngton'da?
Saddam Kuveyt'ten çekilmeyi kabul etmeye hazır mıydı?
Ve bütün bu koşullar yerine gelse bile, Israil planının ikin-
ci bölümü olan Filistin konusunda uluslararası konferansa
SSCB ile ABD'nin önayak olmasına nasıl bakıyordu?
Nitekim haber açıklanır açıklanmaz, Tel Aviv'in endişele-
rinı bildiren tepkisi de bütün dünyaya yayıldı. Kimsenin kuş-
kusu olmasın ki o anda ABD'deki Yahudi lobisi olanca ağır-
lığıyla bu öneriye karşı çıkmıştır.
Heyecan fazla sürmedi, dünkü gazetelerin çoğu manşet-
lerinden Saddam'ın Kuveyt'ten çekilmemekte direndiği, Bağ-
dat'ın işgal edilen bölgeyi Irak'ın bir parçası olarak görmeye
devam ettiği haber veriliyordu.
Ama haber eksikti. Evet, gerçi Saddam hiçbir uzlaşmaya
yanaşmıyordu. Ama ABD-Sovyet ortak bildirisini, Başkan
Bush da "daha önce metnin kendisine gösterilmediği" ge-
rekçesiyle reddediyordu. Doğrusu ancak şeyhliklerde görü-
lecek diplomatik bir hafiflik örneği göstermişti ABD Dışişleri
Bakanlıgı ya da Beyaz Saray.
İşin ilginç yönü bu kargaşadan sonra, Baker'ın istifası da
gündeme gelmemişti.
öyle görülüyor ki savaşın etkileri, Amerikan diptomasisi-
ne kadar ulaşmış, orada da yıkıcı sonuçlar doğurmuştu.
Körfez savaşı ilerledikçe, kavram kargaşasının her tarafa
egemen otduğunu görüyoruz. Örneğin Ankara'daki bazı yet-
kililer de, "Saddam ortadan kalkmadıkça ya da devrilmedik-
çe savaşın bitmeyeceğini" açık toplantılarda ya da sohbet-
lerde rahatça söyleyebiliyorlar.
Kuşkusuz bu davranış da, kavram kargaşasının parlak bir
örneğidır. Ankara'nın ya da daha doğru deyişle Özal politi-
kasının, gerekçesi, hukuki dayanağı —kı siz ısterseniz buna
kılıfı deyin— Birleş Milletler Güvenlık Konseyi'nin 678 sayılı
kararıdır.
Ancak bu kararı çok dikkatle değil, şöyle bir üstünkörü bi-
le okusanız, hemen görebilirsıniz kı kararın amacı Irak'ı Ku-
veyt'ten çıkarmakla sınırlıdır. BM kararında, Saddam'ın ikti-
dardan uzaklaştırılması ya da Irak'a demokrasi götürülmesi
gibi hususlar yer almamaktadır. Eğer herhangi bir ülkenin
yöneticileri, bu hususlardan birini de politikalarının amaçla-
rı arasına katıyorlarsa, şu açıkça bilinmelıdir ki Birleşmiş Mil-
letler kararı dışına çıkılmış demekiir ve yapılan savaş bir ka-o
rarın yerine getirilmesine yönelik olmayıp bir ülkerMfi iç işJe*-
rine karışmayı amaçlayan bir girişim niteliğine bürünmüştür.
Bu gerçekleri böylece vurgularken, bir başka gerçeğl de
gözden kaçırmayalım. Saddam Hüseyin, uzlaşmasız tavrını
inatla sürdürerek, banşçı çözümlerin önüne sürekli engel kc
yarak, savaşın bir numaralı sorumlusu olmaya devam edi-
yor.
Bu savaşta taraffann yalnız brrinin değil, galiba hepsinin
akla şiddetle ihtiyaçlan var.
K1SA KISA ~~
• Başbakanlık Müsteşarı Sabahattin Çakmakoğlu, Yener
Dinçmen'in yurtdışı göreve tayini dolayısıyla boşalan
Yüksek ögretim Kurulu (YÖK) üyeliğine seçildi.
Çakmakoğlu'nun, Bakanlar Kurulu'nca YÖK üyeliğine
seçilmesine ve seçiminin cumhurbaşkanı tarafından
onaylanmasına ilişkin karar, Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlandı.
• Aydın Valisi
Recep Yazıaoğlu ile
Devlet Hastanesi
Başhekimi Dr. Sema
Pişkinsüt arasındaki
"aşk öyküsü"
iddialan üzerine
başlatüan
soruşturmanın
tamamlanmak üzere
olduğu öğrenildi.
Olaydan sonra açığa
alınan Başhekim Dr.
Sema Pişkinsüt ile üç
görevli hakkında
Sağhk Bakanhğı
müfettişlerince
başlatılan
sonışturmanın
raporlarının yanrru aşamasına gelindi. Hazırlanan
raporlann 10 giine kadar Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'a
sunulacağı belirtildi.
• Otistik çocuklann eğitim ve tedavilerinin yapılacağı
merkez, Sağlık Bakanı Halil Şıvgın tarafından açıldı. A.Ü.
Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan merkezin açılışmda
konuşan Bakan Şıvgın, Türkiye'de 9 milyonu 0-6 yaş
arasında olmak üzere 20 milyon çocuk bulunmasına karşın
çocuk hastanesi sayısının 5'i geçmediğini belirterek, her ile
çocuk ve kadın hastanesi kurulmasım hedeflediklerini
bildirdi.
• Yargıtay eski üyesi Aydın Saracoğlu'nun "rüşvet
aldığı" yolundaki haber üzerine, Milliyet Gazetesi
hakkında açtığı davaya devam edildi. Ankara 2'nci Asliye
Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, tanık Ertuğrul
Sağlar'ın ifadesine başvurulmasmdan vazgeçildi. Mahkeme
savunmalannı hazırlaması için samk Çetin Yetkin ile Eren
Güvener'e süre vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
• E-5 Karayolu'nun Akyazı ilçesi yakınlannda bir yolcu
otobüsü silahlı 3 kişi tarafından soyuldu. Soyguncular,
yolculardan 7 milyon lira para ile 3 altın bilezik gasp
ettiler. lstanbul'dan Ankara'ya giden Sabri Mercan
yönetimindeki 06 ADA 95 plakalı yolcu otobüsüne,
Dörtyol kavşağmdaki bir terminalden yolcu olarak binen 3
kişi, otobüs hareket halindeyken soygunu yaptı. Otobüse
bindikten sonra başlanna çorap geçiren 3 kişiden biri ön
tarafa giderek şoför Sabri Mercan'ı tabancasıyla tehdit
etti. Arkada kalan 2 soyguncudan biri, elindeki tabancayla
yolculan tehdit ederken diğeri, yolcuların üzerindeki para
ve mücevherleri topladı.
ÖLÜM ~"
• İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Deka^ıı Prof. Dr.
Kamuran Avcıoğlu, yakalandığı amansız hastahktan
kurtulamayarak dün tedavi edilmekte olduğu Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi'nde öldü. Kırıkkale'de 1932 yılında doğan
Prof. Dr. Avcıoğlu, Fen Fakültesi Dekanlığı'nın yanı sıra
astronomi ve uzay bilimleri bölüm başkanlığı görevini de
yürütüyordu. Prof. Dr. Avcıoğlu 1955 yılında astronomi
kürsüsünde asistan olarak göreve başladı. 1967 yılında
doçent, 1980 yılında da profesörlüğe yükseldi. Prof. Dr.
Kamuran Avcıoğlu bir çocuk annesiydt.